Sizlere bu yazımızda Türkiye’nin tarihi açıdan en önemli yerlerinden bahsedeceğiz. Özellikle tarih ve kültür gezileri sevenler için nihai bir liste olan bu içeriğimiz ile birlikte bir sonraki yurt içi seyahat planlarınızda, henüz görmediğiniz tarihi mekânları not alabilir ve yerinde görebilirsiniz.
Bir zamanlar Osmanlı, Roma ve Bizans imparatorluklarının kalbi olan İstanbul, bugün dünyanın tarihi ve kültürel açıdan en zengin destinasyonlarından biridir. Bu bir paradokslar şehri değil: Doğu’nun Batı ile buluştuğu, eski ile yeninin karışımı, muhafazakârlığın yeniçağla buluştuğu ve ezan seslerinin kafelerden gelen müzik seslerine karıştığı bir yer. Bunun da ötesinde, başka hiçbir yerde bulamayacağınız tarih, sanat ve mutfağın inanılmaz bir karışımına ev sahipliği yapıyor.
Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan bu kadim şehir, başka hiçbir yerde bulamayacağınız benzersiz bir kültürel karışıma sahip. İşte, İstanbul’da mutlaka görmeniz gereken tarihi yerler:
Burası neresi? Galata Kulesi, İstanbul’un göklerine uzun zamandır hâkim olan şehrin simge yapılarından biridir. Beyoğlu semtinde bulunuyor. Ziyaretçilerine şehrin 360 derece manzarasını sunan harikulade bir yapıdır.
Galata Kulesi’nin tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmemekle birlikte, kulenin Bizans İmparatoru Justinian döneminde MÖ 507 yılında inşa edildiği tahmin edilmektedir. O dönemler, kule Cenevizliler tarafından “Mesih Kulesi” olarak adlandırılırken, Bizanslılar “Büyük Kule” olarak adlandırmışlardı.
1509 yılında kule deprem nedeniyle ağır hasar gördü. Ancak, Edirne’de II. Sultan Bayezid Külliyesi’ni de inşa eden ünlü Osmanlı mimari Hayreddin tarafından tekrardan restore edildi. Kanuni Sultan Süleyman döneminde kule, mahkûmların tutulduğu hapishane olarak kullanıldı. 16. yüzyılın sonlarına doğru, astrolog Takiyüddin Efendi tarafından kulenin en tepesine bir gözlemevi eklendi, ancak kule Sultan III. Murat’ın 1546-1595 döneminde bir kez daha hapishaneye dönüştürüldü.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Yetişkin 20 TL, Öğrenci 10 TL, 0-4 yaş arası ücretsiz ve yabancı turistler için 25 TL. Müze Kart geçerli değildir.
Bundan tam 1.500 yıl kadar önce bir Hristiyan bazilikası olarak inşa edilen Ayasofya, İstanbul’da bulunan muazzam bir yapıdır. 6. yüzyılda Bizans imparatoru olan I. Justinianus tarafından 532-537 yılları arasında inşa ettirilmiştir. Dünyanın en önemli Bizans yapısı ve en büyük anıtlarından biri olarak bilinen Aya Sofya bugün ziyaretçilerine müze olarak hizmet veriyor.
Ayasofya hakkında bilgiler neredeyse bir ansiklopedi kadar uzundur. Bu harikulade yapıyı anlatmak için ayrı bir yazı gerekirdi. Bu nedenle sizlere Ayasofya hakkında detaylı bilgiler verdiğimiz içeriği yayına aldık.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Ücretsiz
Mavimsi iç dekorasyonu nedeniyle birçok turist tarafından Mavi Camii olarak bilinen Sultanahmet Camii, eski şehir merkezindeki Bizans Hipodromu’nun yanında duran İstanbul’un en görkemli camisidir. 1609-1616 yılları arasında Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa’ya yaptırılmıştır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.30 – 11.30, 13.00 – 14.30 ve 15.30 – 16.45 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Cuma günleri ise turistik ziyaretler saat 13.30’dan sonradır.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
İstanbul’un en ikonik tarihi yapı ve müzelerinden biri olan Topkapı Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu’nun ihtişamını görkemli bir şekilde gözler önüne seriyor. 15. yüzyıla kadar uzanan bir tarihe sahiptir. Topkapı Sarayı, 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun soylu sultanlarının ikametgâhı ve idari merkezi olarak hizmet vermiştir. Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan sarayın inşası, İstanbul’un (o dönemler Konstantinopolis) Osmanlılar tarafından fethinden altı yıl sonra 1459’da başladı.
Ziyaret Saatleri: Topkapı Sarayı, diğer saray, köşk ve kasırlar Salı – Pazar günleri arasında 09.00 ila 16.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Pazartesi günleri ziyarete kapalıdır.
Giriş Ücreti: Topkapı Sarayı Müzesi 72 TL, Harem bölümü 42 TL, Aya İrini Müzesi 36 TL’dir. Müze Kart geçerlidir.
İstanbul’un kalbinin attığı yer olan Kapalı Çarşı, dünyanın en eski Pazar yerlerinden biridir. Sultan II. Mehmet, İstanbul’un Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethinden kısa bir süre sonra inşa etti. Çarşı 1461 yılında açıldı. Geleneksel giyim mağazaları, baharat dükkânları, halı, antika ve mücevher dükkânlarının olduğu zengin içerikli bir yerdir. 307.000 m2 üzerine kurulu olan Kapalı Çarşı, 61 kapalı sokağı, 4.500 mağaza, 30.000 tüccar ve 250.000 ila 500.000 günlük ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor. Mağazaların yanı sıra iki camiye, iki Türk hamamına, çeşmelere, çok sayıda restoran ve kafeye de sahiptir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.30 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
İstanbul’un en eski yapılarından biri olan Kız Kulesi, Üsküdar’ın Salacak Sahili’nde Harem yolu üzerinde bulunuyor. İlk olarak Antik Roma döneminde bir savunma alanı olan inşa edilen yapı, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde farklı amaçlar için kullanılmıştır.
Kız Kulesi, M.Ö. 5. yüzyılda Yunanlılar tarafından inşa edilmiştir. Üsküdar’da kalan Roma İmparatorluğu’na ait tek mimari yapıdır. Tarih boyunca farklı amaçlar için kullanılmış olsa da, 1995 yılından bu yana müze-restoran olarak hizmet vermektedir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Yetişkin 30 TL, Öğrenci 15 TL. Müze Kart geçerli değildir.
Ankara her ne kadar İstanbul’un gölgesinde kalsa da asla sıkıcı bir metropol şehri değildir. Türkiye’nin başkenti Ankara, canlı bir sosyal hayata, harika restoranlara ve ödüllü alışveriş merkezlerine sahiptir ve hepsinin ötesinde Romalılara kadar uzanan büyük bir tarihe ev sahipliği yapar. Ankara, lezzetli yöresel yemekler yiyebileceğiniz, bir kulübe gidebileceğiniz, sanat galerilerini, müzeleri ziyaret edebileceğiniz veya tarihi yerlerini keşfedebileceğiniz bir yerdir.
Gordion Antik Kenti eski Frigya’nın başkenti Yassıhüyük’te bulunmaktadır. Lidya ile Asur/Babil arasındaki antik Kraliyet yolunun, İç Anadolu’dan Karadeniz’e akan Sakarya Nehri ile Porsuk Çayı’nın birleştiği noktada yer almaktadır. M.Ö. 9. Yüzyılda Asya’ya yerleşen bir Trakya kabilesi olan Friglerin başkenti olmuştu.
Ziyaret Saatleri: Yaz dönemi 08.30 – 19.00, Kış dönemi 08.30 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 10 TL. Müze Kart geçerli değildir.
15. yüzyılda Bayramilik tarikatının kurucusu ve tasavvuf şairi olan Hacı Bayram-ı Veli için inşa edilen Hacı Bayram Camii, Ankara’nın en önemli ibadet merkezlerinden biridir. Cami, Selçuklu tarzında inşa edilmiş ve daha sonra Mimar Sinan tarafından restore edilmiştir. Camide çiçek ve bitki motifleri görülmeye değerdir. 18. yüzyılda eklenen zarif Kütahya çinileri ile cami bugün görülmeye değer Ankara’nın tarihi yerleri arasında yer almaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan bu tarihi evler bölgenin geleneksel yaşamı hakkında çok net bilgiler vermektedir. Beypazarı’nda çarşı ve sokaklar geleneksel düzeni koruyarak muhteşem bir atmosfer oluşturmuştur. Evler ve dükkânlar eski Türk mimarisine sahiptir.
Kale, Roma, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorlukları dönemine uzanan başkent Ankara’nın en eski tarihi yapılarından biridir. Kalenin yapılış tarihi tam bilinmemekle birlikte, Hititlerin Ankara Kalesi’ni inşa ettiği tahmin edilmektedir. Bu tahminleri kuvvetli kılan arkeolojik eserlerin bulunması nedeniyle, kale daha çok Roma, Bizans ve Selçuklu dönemleriyle ilişkilendiriliyor. Ankara Kalesi, 14-16 metreye kadar yükselen ve 42 kule içeren bir yapıdır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü saat 09.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Türkiye’nin turistik cazibe merkezlerinden biri olan İzmir, Ege Denizi’ne kıyı önemli bir turizm ve liman kentidir. Şehir, M.Ö. 2000 yıllarında Yunanlılar tarafından kuruldu. Ardından Romalılar ve Büyük İskender tarafından yeniden inşa edilerek genişledi. Ardından 15. yüzyılda Osmanlı hâkimiyetine girdi. Bu nedenle, başta bazı önemli arkeolojik alanlar dâhil olmak üzere farklı medeniyetlerin arkalarında bıraktıkları bir dolu tarihi eserler İzmir’de görülmeye değerdir.
İzmir şehir merkezi Konak Meydanı’nda yer alan bu zarif Saat Kulesi, 1901 yılında Büyük Vezir Sait Paşa tarafından yaptırılmıştır. Saatin kendisi son Alman İmparatoru ve Prusya Kralı olan II. Wilhelm’den bir armağandır.
Anadolu’nun Pers egemenliğinden kurtulup Makedon Kralı Büyük İskender’e geçmesinden sonra başlanılan Helenistik dönem kendi şehircilik anlayışına uygun bir şehirleşme yapılarını beraberinde getirmişti. Bu dönemin bir parçası olan Kadifekale, M.Ö. 334’te Pagos Dağı eteklerinde bir tepe üzerine inşa edilmiştir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş Ücretsizdir.
Efes Antik Kenti, Akdeniz’in en büyük antik yerleşim alanlarından biridir. Eski Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Artemis Tapınağı da dâhil olmak üzere birçok tarihi yapı ve kalıntılar burada görülebilir.
Ziyaret Saatleri: 1 Nisan – 31 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.30, 31 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.30 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 100 TL. Müze Kart geçerlidir.
Efes Antik Kent Hakkında Daha fazla bilgi alabilirsiniz.
1907 yılında Nesim Levi Bayraklıoğlu tarafından yaptırılan bu tarihi asansör binası yaşlı, hamile ve engelleri insanların Karataş semtinin üst yamaçlarına zorlanmadan çıkmalarını kolaylaştırmak için inşa edilmiştir. Bugün şehrin en popüler noktalarından biri olan Tarihi Asansör Binası, İzmir’i kuşbakışı panoramik olarak görebileceğiniz harika manzaralara ev sahipliği yapıyor.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 06.00 – 00.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Asansörün üstünde bulunan restoran ise saat 10.00 – 23.00 saatleri arası hizmet vermektedir.
Bursa, tarih boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli şehirlerinden biri olmuştur. Burası yalnızca Türk tarihi için değil, aynı zamanda dünya tarihi için de önemi bir kültür mirasıdır. Osmanlı döneminden kalma tarihi mekânlar, camiler, hanlar ve hamamlar ve daha fazlası bursa tarihi yerler listesinde görülebilir.
Sultan II. Beyazid tarafından yaptırılan Koza Han 1490-1491 yıllarında inşa edildiği bilinmektedir. Hanın inşa kitabesi bulunmamaktadır. Mimarının Abdülali b. Puladşah olduğu bilinen han, klasik mimariye uygun olarak inşa edilmiş, bir avlu etrafında çevrelenmiş tüccarların konaklayabilecekleri odalar ve bir ahır depodan oluşmaktadır. Bugün modern bir ticaret merkezi olarak hizmet veren Koza Han Bursa gezilerinde ziyaret edilmeye değer tarihi yapılardan biridir.
Ziyaret Saatleri: Hafta içi 08.00 – 19.00, Cumartesi 08.00 – 20.00 ve Pazar günleri 10.30 – 18.30 saatlerinde açıktır.
Bursa şehir merkezinde yer alan tarihi Ulu Camii şehrin önemli tarihi yapıları arasındadır. İki yüksek minaresi ve 20 kubbesi ile Bursa’nın en etkileyici yapısı olan Ulu Camii, Mekke, Medine, Kudüs ve Şam’dan sonra İslam’ın en önemli beşinci camisi olarak kabul ediliyor. 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaya başladı. 1399 yılında Sultan Yıldırım Beyazid tarafından yaptırılan camii Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biridir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Geleneksel çini sanatının önemli yerleşim yerlerinden biri olan İznik, Selçuklu İmparatorluğu’ndan taşıdığı kökleri ve Osmanlı döneminden kalma eserleri ile İstanbul’a yakın hafta sonu gezileri için ideal yerlerden biridir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkenti olan ve imparatorluğun kuruluşuna ait birçok tarihi eser barındıran Bursa, 700 yıllık bir geçmişi olan Cumalıkızık Köyü’ne de ev sahipliği yapıyor. Cumalıkızık, Osmanlı geleneksel yaşamına iyi bir örnek teşkil ediyor. UNESCO Dünya Mirası Sit Alanı kapsamında olan Cumalıkızık, köy hayatını deneyimlemek için mutlaka ziyaret edilip görülmesi gereken yerlerden biridir.
Göz kamaştırıcı denizi, tüm yıl boyunca eksik olmayan güneşi ve ışıl ışıl parıldayan kumlu plajları ile Antalya, her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapıyor. Akdeniz kıyısında yer alan şehir, deniz turizminin yanı sıra, sahip olduğu zengin tarihi yerleri ve modern yaşantısı ile ziyaretçilerine pek çok şey sunuyor.
Antalya’nın Kaleiçi’nde (eski Kent Merkezi) yer alan Yivli Minare, 1220-1237 yılları arasında Anadolu’da hüküm süren Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubad tarafından inşa edilmiştir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü ibadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
M.S. 520 yılında St. Nicholas’ın piskoposluk yaptığı eski Hristiyan kilisesinin temelleri üzerine inşa edilen bugünkü St. Nicholas Kilisesi, Antalya’da görülmeye değer tarihi yapılardan biridir. 1862 yılında Rus Çarı Nicholas kiliseyi restore ederek bir kule eklemiş ve Bizans mimarisinde değişiklikler yapmıştır. Kilise, Anadolu coğrafyasının en önemli üçüncü Bizans yapısı olarak kabul edilmektedir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 31 Ekim (Yaz Dönemi): 08.30 – 19.00, 31 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.30 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 45 TL. Müze Kart geçerlidir.
M.Ö. 13. yüzyılda Mopsos (Yunan mitolojisinde ünlü iki kâhinden biri) Kalhas tarafından kurulduğuna inanılmaktadır. Büyük İskender tarafından işgal edilen Perge’nin mimari ihtişamının çoğu Helenistik dönemin en canlı kanıtıdır. Hristiyanlığın gelişi ve yayılmasıyla birlikte gelen Romalılar burada varlığını göstermiş ardından Selçuklu yönetimi altına girmiştir. Perge, bugün üç farklı imparatorluk döneminin izlerini taşıyan Türkiye’nin önemli antik alanlarından biridir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 08.30 – 19.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.30 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 50 TL. Müze Kart geçerlidir.
Türkiye’nin en çok ziyaret edilen arkeolojik alanlarından biri olan Aspendos Antik Tiyatrosu, geniş sahne alanı ile muhteşem bir tarihi yapıdır. Antalya’nın Serik ilçesi, Belkıs Köyü’nde bulunan tiyatro, Roma İmparatoru Marcus Aurelius döneminde 2. yüzyılda inşa edilmiştir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 31 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00, 31 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.30 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 50 TL. Müze Kart geçerlidir.
Antik çağlara kadar uzanan Olimpos Antik Kenti, Roma dönemi boyunca önemli bir yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. M.S. 15. yüzyılda tamamen terk edilen antik kent, yapılan kazı ve restorasyonlarla birlikte bugün Türkiye’nin önemli antik yerleri arasında her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen bir çekim merkezine dönüşmüştür.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 15 Nisan – 2 Ekim (Yaz Dönemi): 08.30 – 19.00, 3 Ekim – 14 Nisan (Kış Dönemi): 08.30 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 24 TL. Müze Kart geçerlidir.
Çukurova Ovası’nın (Kilikya Ovası) ortasında yer alan Adana, 2,2 milyon nüfusu ile Türkiye’nin altıncı en büyük şehridir. Şehirde 16. yüzyıl Ulu Camii, 1882’de inşa edilen Saat Kulesi, tarihi Taş Köprü, Türk halılarının ve el yazmaları kitaplarının sergilendiği Etnografya Müzesi görülebilir. Adana Arkeoloji Müzesi de bölgede çıkarılan eserleri yerinde görmek için ziyarete değerdir. Adana ayrıca lezzetli Adana kebabı ve diğer et yemekleri ile ünlü bir şehirdir.
Seyhan Nehri üzerinde yer alan tarihi Taş Köprü, M.S. 120-135 yılları arasında inşa edilmiştir. Köprünün uzunluğu 310 metredir ve 21 kemerden oluşmaktadır. 2007 yılında araç trafiğine kapatılan köprü bugün şehrin önemli kültür ve sosyal aktivitelerinin yapıldığı yer haline dönüştü. Bölge tarihi hakkında bilgi edinmek için önemli bir yer tutan Taş Köprü, görülmeye değer Adana’nın tarihi yerlerinden biridir.
Adana şehir merkezine araçla yaklaşık 1,5 saatlik mesafede bulunan Varda Köprüsü, 20. yüzyılın başlarında Almanlar tarafından inşa edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu, Anadolu ile Berlin’i Bağdat’a bağlayacak olan bir demiryolu inşa etmek için Almanlarla anlaşmış ve bunun sonucunda köprü inşa edilmiştir. Varda Köprüsü 99 metre yüksekliğe ve 172 metre uzunluğa sahiptir.
28.500 kişinin aynı anda ibadet edebileceği Balkanların ve Ortadoğu’nun en büyük camilerinden biri olan Sabancı Merkez Camii 1998 yılında inşa edilmiştir. Caminin dış mimarisi Edirne’deki Selimiye Camii’ne benzemekle birlikte İstanbul’daki Sultanahmet Camii’ne benzer altı minareye sahiptir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Adana’nın Kozan ilçesine 28 kilometre mesafede bulunan Anavarza Antik Kenti bundan tam 2100 yıl öncesine uzanan tarihi bir sit alanıdır. 408 yılında Kilikya’nın başkenti olan Anavarza, Bizans döneminde gelişimini sürdürdü. Yüzyıllar boyunca Anadolu’da hüküm süren Ermeniler, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar Anavarza’da pek çok izler bıraktı. Sahip olduğu kültürel zenginliği bakımından UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dâhil edilen Anavarza Antik Kenti Türkiye’nin önemli tarihi ve kültürel sit alanlarından biridir.
Ziyaret Saatleri: Kış dönemi 09.00 – 16.30, Yaz dönemi 09.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Tarihi geçmişe ve maneviyata özlem duyan yerli ve yabancı tüm turistler Mevlana’nın izini sürmek için Konya’ya geliyorlar. Konya, geçmişe büyüleyici bir bakış sunan sayısız anıt, müze ve tarihi yapılara ev sahipliği yapıyor.
Türkiye’deki ahşap camiler arasında belki de en güzel örneklerden biri olan Eşrefoğlu Camii, 1297-1299 yılları arasında inşa edildi. 48 sütun üzerine tamamıyla ahşap olarak inşa edilen cami, Türk mimarisinin önemli yapılarından biridir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
1251 yılı Selçuklu döneminde Konya’da inşa edilen Karatay Medresesi, zarif karo mozaikleri ve Sufi hat sanatları ile muazzam bir tarihi yapıdır.
Ziyaret Saatleri: Yaz Dönemi 09.00 – 17.00, Kış Dönemi 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 10 TL. Müze Kart geçerli değildir.
Beyşehir Gölü’nün güneydoğu tarafında kalan Eflatun Pınar, Hitit dini inançlarının önemli ritüellerini içeren bir kalıntılar bütünüdür. M.Ö. 1300 yıllarına uzanan bu höyük orijinal halini muhafaza ederek günümüze kadar ulaşabilmeyi başarmıştır.
4.000 yıllık Neolitik dönemin izlerini taşıyan Çatalhöyük, antik insanlığın en eski yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilmektedir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki en eski ve en önemli kültürel miras alanlarından biri olan Çatalhöyük, Konya’da mutlaka görülmesi gereken arkeolojik alanlardan biridir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 15 Nisan – 2 Ekim (Yaz Dönemi): 09.00 – 19.00, 3 Ekim – 14 Nisan (Kış Dönemi): 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Tarihte önemli dini hadiselere ev sahipliği yapmış olan Şanlıurfa aynı zamanda dünyanın bilinen en eski yerleşim yeri olduğuna inanılan Göbeklitepe’ye ev sahipliği yapıyor. Bu kadim kentte keşfedilecek o kadar çok şey var ki! Şanlıurfa’da ziyaret edebileceğiniz 12 tarihi nokta.
Dünyanın bilinen en eski (M.Ö. 10.000) yerleşim yeri olan Göbeklitepe, Neolitik dönemde inşa edildiği bilinmektedir. 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren tarihi sit alanı dünyanın dört bir yanından gelen gezgin ve tarih meraklılarına ev sahipliği yapıyor.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 31 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00, 31 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 45 TL. Müze Kart geçerlidir.
Eski kent bölgesinde Halil-ur Rahman Camii’nin bitişiğinde bulunan Balıklıgöl efsanelere konu olmuş Müslüman toplulukları için önemli yerlerden biridir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 24 saat ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
M.Ö. 3.000 yıllarına kadar uzanan antik bir şehir olan Harran, geleneksel kubbeli yapıları ile bugün dünyanın ilgisini çeken turistik yerlerden biridir. Harran Kümbet Evleri, bölgenin kültürel ve geleneksel yaşamı hakkında bir fikir edinmek adına oldukça önemlidir.
Ziyaret Saatleri: Yaz dönemi 08.00 – 19.00, Kış dönemi 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Halfeti, geleneksel taş evleri ve çevresinde yer alan önemli tarihi yapılar nedeniyle yerli turistlerin sıkça geldiği yerlerden biridir. Hristiyanlık tarihi için önemli yerlerden biri olan Rumkale, St. Nerses Kilisesi ve Barşavma Manastırı burada görülebilir.
Taş evler ve kervansaraylar da dâhil olmak üzere şehrin neredeyse her noktasında bir tarihi yapıya rastlamak mümkün. Hamamlar, camiler, tarihi çarşılar ve tabii ki olmazsa olmaz meşhur Gaziantep mutfağı burayı Türkiye’nin çekim merkezi yapıyor. Gaziantep’in kurtuluş dönemi verdiği mücadeleleri şehir müzelerinde görebilirken, tarihi atmosferi yaşamak için de tarihi çarşılarında adımlamak burayı tanımanın en iyi yollarından bazılarıdır.
Zeugma Arkeolojik Alanda yapılan büyüleyici keşifler bize binlerce yıldır görülmeyen Yunan ve Roma sanatının ortaya çıkmasına tanık olma fırsatı verdi. Alanda renk bakımından zengin ve iyi korunmuş pek çok cam mozaik gün yüzüne çıkarıldı. Bunları ve çıkarılan daha fazla eserleri bugün Gaziantep’te Zeugma Müzesi’nde görebilmek mümkündür.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 09.00 – 19.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 30 TL. Müze Kart geçerlidir.
Gaziantep’in Yavuzeli ilçesinde bulunan Rumkale, Merzifon Çayı ve Fırat Nehri arasında kayalar üzerine kurulmuş eski bir kaledir. İnsan işi olmadığı düşünülen Rumkale‘nin bir kayalığın dik olarak yontulmasıyla oluşturulmuştur. Muhteşem bir mimari özelliğe sahiptir. 120 metre genişliğinde ve 200 metre uzunluğunda bir alanda bulunmaktadır. Üç yanı baraj suları ile çevrilidir. Gidilip görülmesi gereken Gaziantep’in tarihi yapıları arasında yer almaktadır.
Gaziantep şehir merkezinde bulunan Bakırcılar Çarşısı adeta tarihin buram buram koktuğu ender yerlerden biridir. Çarşıda, el sanatları ile uğraşan birçok esnafın işlettiği dükkânlar oldukça ilgi çekmektedir. Ahşap kaplamalı dükkânlar ve taşlı yollar sizi Gaziantep’in eski zamanlarını keşfetmeye davet ediyor. Bakırcılar Çarşısı’nın, 19. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. İsmini aldığı bakır dükkânlarını çarşı içerisinde görebilmeniz mümkündür. Bakıcılar Çarşısı aynı zamanda “Başarı Ödülü” almış bir yapıdır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 23.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
18. yüzyılda inşa edildiği düşünülen bir diğer harika yapı da Zincirli Bedesteni’dir. Zincirli Bedesten, Kara Basamak ve Et Hali olarak da biliniyor. Üstü kapalı, tek katlı ve beş kapıdan oluşan bir yapı. İçerisinde baharat ve ev eşyalarının satıldığı birçok dükkân bulunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.00 – 19.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Dünya üzerinde eşi benzeri bulunmayan yapılardan biri olan Livas ve Kasterller’i Gaziantep’in neredeyse her köşe başında görebilmek mümkün. Türk mimarisinde başka örneği bulunmayan kastellerin büyük bir kısmı yer altında bulunuyor. Livaslar, insanların su sorunu yaşadığı dönemlerde suyun kaybolmaması için yer altında açtıkları kanallardır. O dönemlerde evler livaslar üzerine kurulmuştur. Kasteller de, içerisinde abdest alma, yıkanma ve çamaşır yıkamak için kullanılan mağara tarzı yapılardır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan önemli bir kavşak noktasında yer alan Kocaeli, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış; hem tarihi hem de doğal yapısı itibariyle ziyaret edilmeye değer şehirlerden biridir. Karadeniz’e ve Marmara Denizi’ne kıyısı olan bir şehirdir. Bu nedenle her yıl birçok turiste ev sahipliği yapan yerlerden biridir. Kocaeli tarihi yerleri gezmenin yanı sıra özellikle de Kandıra ilçesi ile deniz turizmi için tercih edilen bir destinasyondur..
İzmit şehir merkezinde Av Köşkü ile Atatürk Heykeli arasında yer alan Saat kulesi, Sultan II. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yıldönümü nedeniyle Kazım Bey tarafından yaptırılmıştır. Saat Kulesi’nin orta katında bulunan çemberinde II. Abdülhamid’in tuğrası yer almaktadır.
Kocaeli’nin Eskihisar ilçesinde bulunan ve ilçe ile aynı adı taşıyan Eskihisar Kalesi, Bizans döneminde yapılmış tarihi yapılardan biridir. Kale en son Kültür Bakanlığı tarafından restore edilmiştir. Deniz kıyısında dik bir yamaç üzerine kuruludur.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Mersin, yılın her döneminde tarihi yerleri ve güzel plajları ile ziyaret edilebilecek Akdeniz bölgesinin en sıcak ve en güzel şehirlerinden biridir. Şehir, eşsiz bir kültürel geçmişe sahip güzel bir sahil kentidir.
M.Ö. 700. yüzyılda kurulduğu tahmin edilen Soli Pompeiopolis Antik Kenti M.Ö. 521-485 yılları arasında Perslerin himayesi altında kalmış ve o dönem burada sikke bastırmıştır. Bu nedenle yapılan kazılarda dönemin ticaret alım satımlarına dair birçok kalıntıya rastlanmıştır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 24 saat ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Alahan Manastırı, Mersin’in Mut ilçesinde bulunmaktadır. Dik bir yamaç üstüne inşa edilen görkemli yapılardan biridir. Hz İsa’ya inanan Hristiyanların ibadet ettiği yer olması nedeniyle ilgi çekicidir. Alahan Manastırı’nın M.Ö. 440-442 yıllarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Ayasofya Müzesi ile aynı mimari benzerliği taşıyan manastır, Hristiyanlığa dair birçok resim ve figüre ev sahipliği yapmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 31 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00, 1 Kasım – 31 Mart (Kış Dönemi): 08.00 – 16.45 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Mersin’in ikonik yapılarından biri olan Kızkalesi, her yıl birçok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen yerlerden biridir. Kızkalesi; Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Karamanlılar, Fransızlar, Ermeniler ve Osmanlılar gibi birçok imparatorluğun ve devletin hâkimiyeti altında kalmıştır. İlk yerleşimin 4. yüzyılda olduğu tahmin edilen kale Georges adında Kıbrıslı bir Prens tarafından inşa ettirildiği bilinmektedir. Kızkalesi en son 450 yıl kadar Roma hâkimiyeti altında kalmış ve daha sonra Osmanlı himayesine girmiştir. UNESCO tarafından koruma altına alınan kale Mersin’in gezilmeye değer yerleri arasında bulunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 09.00 – 20.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.30 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 10 TL. Müze Kart geçerli değildir.
St. Paul Kilisesi, Mersin’in Tarsus ilçesinde bulunuyor. Kilise, Hristiyanlar için büyük bir önem taşımaktadır. Bu nedenle her yıl birçok Hristiyan tarafından ziyaret edilmektedir. St. Paul Kilisesi, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor. Özellikle kilise kuyusu Hıristiyanlar için önemli bir inanç yeridir. 2001 yılından beri Anıt Müze olarak hizmet veren kilise Mersin’de görülmeye değer tarihi yapılar arasında yer almaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 10 TL. Müze Kart geçerli değildir.
Mersin-Antalya yolu üzerinde bulunan Mamure Kalesi, Türkiye’nin en büyük kale yapıları arasında yer almaktadır. 4. yüzyılda Romalılar tarafından inşa edildiği bilinmektedir. Mamure Kalesi; birçok kez saldırıya uğramış, fakat günümüze kadar gelebilmeyi başarmıştır. Mersin’e gidenlerin görmesi gereken bir diğer tarihi yapılardan biridir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Geçmiş tarihlerden bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Diyarbakır, şehir kaleleri, camileri ve müzeleri ile oldukça önemli tarihi yapılara ev sahipliği yapıyor.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan kale, dünyanın en uzun ve en geniş duvarlı ikinci kalesi olma özelliğini taşıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan kale savunma amaçlı inşa edilmiştir. Bu muhteşem tarihi yapının ne zaman inşa edildiği hakkında tam bir bilgi bulunmuyor. Diyarbakır’a gidenlerin mutlaka görmesi gereken en önemli tarihi yapılarından birisidir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 24 saat ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Hasan Paşa Hanı’nın, 1572-1575 yılları arasında yapıldığı bilinmekte. Diyarbakır şehir merkezinde bulunan Hasan Paşa Han’ı Osmanlılar dönemi Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu Hasan Paşa’ya yaptırıldığı bilinmektedir. Günümüzde Hasan Paşa Hanı’nın içerisinde birçok yeme-içme yerleri ve hediyelik eşyalarının satıldığı dükkânlar bulunmaktadır. Gidip çay içebileceğiniz ve tarihi dokuyu iliklerinize kadar hissedebileceğiniz şehrin turistik cazibe merkezlerinden biridir. Ulu Camii’nin tam karşısında yer alıyor.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 07.00 – 21.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Ulu Camii, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan Anadolu’nun en eski camisidir. 639 yılında Martoma Kilisesi’nin Araplar tarafından camiye çevrilmesi ile oluşturulmuştur. 1091 yılında Selçuklular tarafından onarılmıştır. 1115 yılında geçirdiği bir yangın ile büyük bir hasar almıştır. Cami duvarlarında yer alan farklı medeniyetlere ait yazılar dikkat çekmektedir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Diyarbakır şehir merkezinde bulunan Şeyh Mutahhar Camii veya halk arasında en çok bilinen adıyla Dört Ayaklı Camii şehrin çok eski tarihli bir ibadet merkezidir. 1500 yılında Akkoyunlu Kasım Bey tarafından yaptırılmıştır. Camiyi ilgi çekici hale getiren kısmı ise minare bölümüdür. Caminin kare şeklinde tek minaresi bulunuyor. Minare kısmı taş sütun üstüne dört köşeli olarak yapılmıştır. Bu minarenin dört ayağı aslında dört mezhebi temsil etmektedir. Hasan Paşa Hanı’na çok yakın bir mesafede olan Şeyh Mutahhar Camii minaresinin farklılığı ve caminin kendisinin zarif yapısı ile Diyarbakır gezilerinde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Türkiye’nin Akdeniz Bölgesi’nde yer alan Hatay kalabalık bir nüfusa sahip olup, tarihi çok geçmişlere dayanıyor. Türkiye’nin 3.büyük liman şehri konumunda olan kent, eski yerleşim bölgeleri ve tarihi yerleri ile yerli ve yabancı birçok turistin ilgisini çekiyor.
Antakya merkez ilçesinde bulunan Ulu Camii’nin yapılış tarihi tam olarak bilinmiyor. Cami içerisinde medrese, yazlık camii, şadırvan, türbe ve imaret gibi yapılar yer alıyor. En son 2002 yılında onarıldı. Camiyi oluşturan bazı yapılar Asi nehrinin yakınında bulunmaktadır. İki kıblesi bulunan caminin bir kıblesi camiye bitişikken diğeri avlu içerisindedir. Hatay’a gidenlerin mutlaka görmesi gereken tarihi ibadet merkezlerinden biridir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Araplar tarafından 638 yılında inşa edilen Habib-i Neccar Camii Türkiye sınırları içerisinde yapılan ilk cami olma özelliğini taşıyor. En son onarımı Osmanlı döneminde olmuştur. Caminin çevresinde medrese odaları yer almaktadır. Ayrıca ahşap şerefesi ve pabuçlu bir minaresi bulunuyor. Değişik bir mimariye sahip olan cami Hatay’a gidenlerin mutlaka görmesi gereken tarihi yapılar arasında yer alıyor.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
St. Pierre Kilisesi, Antakya Reyhanlı yolu üzerinde yer alıyor. Kilise dünyanın ilk mağara kilisesi olarak bilinmekte. Hz İsa’nın havarilerinden olan St. Pierre Antakya’ya gelerek Hıristiyanlık dinini bu camide yaymaya çalışmıştır. Hristiyanlığın, ilk kiliselerinden biridir. Doğal bir yapısı bulunuyor. Mağarada 4. ve 5. yüzyıla ait kalıntılar hala görülebilir. Hem tarihi hem de dini açıdan önemli bir yere sahip olan kilise her yıl birçok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 08.30 – 19.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.30 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 30 TL. Müze Kart geçerlidir.
Şehzadeler şehri olarak anılan Manisa Türkiye’nin Ege Bölgesi’nde yer alan ülkenin en kalabalık 14. şehridir. Mesir macunu ve Sultaniye üzümü ile meşhur olan kent aynı zamanda ticaret bakımından gelişmiş bir yerdir. Hem doğal güzellikleri hem de tarihi yapılarıyla ziyaret edilmeye değer şehirler arasında yer almaktadır.
Lidya Krallığı’nın başkenti olan Sardes Antik Kenti Manisa’nın Salihli ilçesinde bulunmaktadır. Sardes, zenginliğin hiçbir şeyle ölçülemez olduğunu söyleyen Karun’un anavatanı olması nedeniyle oldukça önemli bir yere sahiptir. Dünyanın en görkemli İon düzeni tapınaklarına sahip harika bir yapı bütünüdür. Ayrıca Lidya dönemine ait bir mezarlık olma özelliğini taşımaktadır. Tarihi açıdan büyük bir öneme sahip olan antik kent her yıl birçok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 31 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00, 1 Kasım – 31 Mart (Kış Dönemi): 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 14 TL. Müze Kart geçerli değildir.
1825 ila 1830 yılları arasında Karaosmanoğulları tarafından yapıldığı tahmin edilmekte olan Yeni Han, Manisa’da görülmeye değer tarihi yapılardan biridir. En son 2001 yılında restore edilen han günümüzde yeni alışveriş ve kültür merkezi olarak kullanılmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.00 – 00.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Nüfus sayısı bakımından Türkiye’nin en kalabalık şehirleri arasında yer alan Kayseri, İç Anadolu Bölgesi’nde Kapadokya bölgesine yakın yerlerden biridir. Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden birisi olup; eski adı Mazaka Kaisareia’dır. Birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde de en önemli şehirlerden birisi olarak yer almıştır. Kayseri tarihi yerleri ile son derece ilgi çeken yerlerden biridir.
Çok eski bir tarihi geçmişe sahip olan Kayseri Kalesi hakkında ilk bilgilere M.S. 3. yüzyılda bulunan sikkelerde rastlanılmıştır. Kalenin birçok imparatorluk döneminde (Roma, Bizans, Danişmentliler ve Osmanlı Devleti gibi) bakım ve onarım işlemleri yapılarak günümüze kadar ayakta durması sağlanmıştır. Dış ve iç surları halen orijinalliğini korumaktadır. Kayseri Kalesi’nin dış kalesi M.S. 238-244 yıllarında yaptırıldığı biliniyor. Surların iç bölgesinde ise iç kale bulunmakta ve bu kalenin uzunluğu 800×200 metre uzunluğundadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 24 saat ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Osmanlı padişahlarından II. Abdülhamit tarafından 1906 yılında inşa ettirilmiştir. Dış kısmı kare planlı olup iç kısmı ise silindir bir görünüme sahiptir. Yapı malzemesi kesme taştan ibarettir. Yaklaşık 15 metre yüksekliğinde ve çatı kısmında rüzgârgülü bulunmaktadır. Saatin mekanik yapısı Leipzig’den getirilmiştir.
Kayseri şehir merkezine 20 km uzaklıkta bulunan Kültepe, Kaniş Krallığı’nın başkenti olmuş ve Anadolu’daki Asurluların ekonomik faaliyetlerinin yürütüldüğü ticaret merkezi olarak bilinen tarihi arkeolojik alanlardan biridir. Ticaret yollarının birleştiği bölgede yer alması nedeniyle dünya ticaretinde önemli bir merkez olmuştur. 1948 yılından beri yapılan arkeolojik çalışmalar neticesinde Kültepe-Kaniş’te 23.500 adet çivi yazılı tablet bulunmuş ve bu tabletler de ilgili dönemde Anadolu ile Asur arasında yapılan ticari alışveriş kayıtlarını, mahkeme kararları, evlenme-boşanma işlemleri ile ilgili bilgiler ve diğer yazışmalar hakkında bilgileri gün yüzüne çıkarmıştır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 31 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00, 1 Kasım – 31 Mart (Kış Dönemi): 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Samsun’daki ilk yerleşimler tarih öncesi çağlara uzanmaktadır. Şehir birçok imparatorluk tarafından yönetildi. M.Ö. 5. yüzyılda Persler, daha sonra Büyük İskender ile Makedonlar burada hâkimiyet sağladı. Şehirde Kale Camii, Şeyh Seyyid Kutbiddin Camii ve Türbesi, Yalı Camii, Ulu Camii, Ahmed Paşa Medresesi ve Amisos Harabeleri görülmeye değerdir.
Büyük Camii; 14. yüzyılda Selçuklu Devletinin askeri kumandanlarından olan Hıdır Bey tarafından inşa ettirilmiştir. Bindirme tekniği ile ahşap olarak inşa edilen cami 1869 yılında meydana gelen büyük yangında tamamen yanarak tahrip olmuş ve daha sonra Batumlu Hacı Ali tarafından 1869 yılında restore edilerek bugünkü görünümünü almıştır. En son Osmanlı döneminde Sultan Abdülaziz’in annesi tarafından onarımı yapılmış ve ismi Valide Cami olarak değiştirilmiştir. Caminin taşıyıcı yapısı kesme taşlardan ibarettir ve büyük bir kubbesi bulunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Eski adı Baruthane Tepesi olan Amisos Tepesi, geçmişi M.Ö. 3. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Arkeologlar tarafından 28 Kasım 1995 yılında keşfedilmiştir. Kuzey Tümülüsleri ve Güney Tümülüsleri olmak üzere iki ayrı kısımdan oluşan Amisos Tepesi’nin Tümülüslerinde mezar odaları bulunmaktadır. Bu mezar odaları bir dönem defineciler tarafından tahrip edilmiş daha sonra yetkililer tarafından koruma altına alınmıştır. Mezar odalarında bulunan ve Amisos Hazinesi olarak nitelendirilen değerli eserler Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde ziyaretçilerin görmesi için sergilenmektedir. Samsun’un önemli tarihi yerlerinden biri olan Amisos Tepesi ve buradan çıkarılan eserler görülmeye değerdir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 22.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Amisos Tepesi’ne teleferikler ile ulaşım sağlanmaktadır. 2 binişlik bilet 3,50 TL.
Balıkesir, Marmara ve Ege Bölgelerinin doğal güzelliklerini sunan büyüleyici bir şehirdir. Kaz Dağları’nın yakınında bulunan şehir, milli parklara, arkeolojik alanlara, termal kaplıcalara, mavi bayraklı plajlara ve tarihi çok uzun bir geçmişe uzanan etkileyici tarihi yapılara ev sahipliği yapmaktadır.
Balıkesir’in Cunda Adası’nda bulunan Agia Triyada Kilisesi 1858 yılında inşa edilmiş adanın ilk kiliselerinden biridir. Tarihi eser olarak korunan bu kilisenin günümüzde yalnızca 3 duvarı sağlam kalmıştır. Yapının genel mimari yapısı, bölgede yer alan taşlardan inşa edilmiştir. Tarihi bir yapı olma özelliğiyle, ilgi çekmekte ve birçok kişi tarafından ziyaret edilmektedir.
Ziyaret Saatleri: 1 Ekim – 31 Mart (Kış Dönemi): 10.00 – 17.00, 1 Nisan – 30 Eylül (Yaz Dönemi): 10.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Pazartesi günleri kapalıdır.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Zağnos Paşa Camii ve Külliyesi Osmanlı padişahlarından Fatih Sultan Mehmet Han’ın kumandanlarından olan Zağnos Paşa tarafından 1460-1461 yılları arasında yaptırılmıştır. Osmanlı döneminin genel kültürel yapısı göz önünde bulundurularak yaptırılmış, günümüzde türbe, cami, hamam ve muvakkithane (inşa edildiği dönemlerde astronomi çalışmalarının yapıldığı yer) olmak üzere 4 kısımdan oluşmaktadır. İnşa edildiği dönemde bu kısımlara ek olarak çarşı, bedesten ve imaret de bulunmaktaydı.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Tarih boyunca farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan Kahramanmaraş, dondurmasıyla dünya çapında tanınan iller arasında bulunuyor. Camileri, konakları ve çeşitli tarihi mekânlarıyla ziyaretçilerine kapılarını aralıyor. Kapalı Çarşısı ve hamam kültürüyle son derece güzel ve sakin şehirler arasında yerini almaktadır. Tarhanasıyla ünlü olan şehirde iklim de yılın tüm zamanlarında gezmek için son derece idealdir.
Afşin ilçesinin 8 kilometre batısında bulunan Eshab-ı Kefh Külliyesi Yedi Uyurlar Mağarası olarak da bilinen bir yapıdır. Manevi bakımdan önemli bir yere sahip olan külliye sarp kayalıklarda bulunan mağaraların etrafına inşa edilmiştir. Mağaraların kendine has bir de hikâyesi vardır. İsmini de bu hikâyeden almaktadır. Her yıl birçok turiste ev sahipliği yapan Eshab-ı Keyf Külliyesi Kahramanmaraş’ın önemli tarihi yerleri arasında yer almaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 24 saat ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
1650 yılında yaptırılan Taş Han, Kapalı Çarşı’nın doğu kısmında bulunuyor. Hatipzadelerden Mehmet Efendi, Ahmet Çelebi ve Kalender Çelebi tarafından inşa ettirildi. İki katlı yolcu hanı olarak tesis edilen bir yapıdır. Günümüzde hala varlığını koruyan yapı sağlamlığıyla zamana meydan okumaktadır. Görülmesi gereken yerlerden biri olan Taş Han yapıldığı dönemin en iyi örnekleri arasındadır.
Ziyaret Saatleri: Pazartesi – Cumartesi 08.00 ile 18.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Pazar günleri kapalıdır.
Tarihi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan Van şehri, kahvaltısı, kedileri ve büyük Van Gölü’yle meşhur kentlerden biridir. Birçok bakımdan ünlü bir şehir olan Van aynı zamanda Erciş İnci Kefali Festivali ile de son derece popüler bir destinasyondur. Her sene düzenlenen bu festival sırasında turistler ve festival katılımcıları inci kefallerinin akıntılara karşı yüzerek nehirlere yumurta bırakışını gözlemleyebilmektedir. Ve tabii ki Van’ın tarihi yerleri arasında bilinen en özel yapısı Akdamar Kilisesi’dir. Van, yerli turist için tarihi ve kültürel pek çok şey vadediyor.
Urartu Kralı I. Sarduri tarafından M.Ö. 9. yüzyıl ortalarında inşa edilmiştir. Van şehir merkezine yaklaşık 5 km uzaklıkta bulunan kale eski çağlarda Urartu Devleti’nin merkezi olarak kullanılmıştır. Kale içerisinde Asur dilinde yazılan çivi yazılı tabletler de yer alıyor. Kale, eskinin izlerini yansıtması açısından son derece önemli bir tarihi yapıdır. Görülmesi gereken yapı birçok bakımdan ziyaretçilerine zengin bir kültürel miras sunuyor.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Ekim – 31 Mart (Kış Dönemi): 08.00 – 16.00, 1 Nisan – 30 Eylül (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 10 TL. Müze Kart geçerli değildir.
Van’ın en önemli tarihi yapılarından biri olan Akdamar Kilisesi, Akdamar Adası’nda bulunuyor. Kilise Vaspurakan Hanedanlığı’ndan olan Kral I. Gakik tarafından yaptırılmıştır. M.S. 915 yılında yaptırılan kilise Orta Çağ Ermeni sanatını en iyi şekilde yansıtan örneklerden biridir. Kale özellikle ilkbahar aylarında muazzam görüntüsüyle ziyaretçilerine seyir zevki sunuyor. Kaleye teknelerle ulaşım sağlanmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.00 – 16.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 25 TL. Müze Kart geçerlidir.
Ege Bölgesi’nde yer alan Aydın doğal alanları ve termal otelleriyle ilgi çeken destinasyonlar arasında bulunuyor. Önemli bir konumda bulunması ve denize yakın olması nedeniyle popülaritesini her daim canlı tutmuştur. Yaşanabilecek şehirlerden biri olan Aydın özellikle termal turizm bakımından önemli yerler arasındadır. Kaplıcaları için tercih edilen Aydın farklı antik kentlerin de bulunduğu uğrak duraklardan biridir.
Aydın’ın Karacasu ilçesi Geyre isimli mahallesinde yer alan Aphrodisias Antik Kenti, Menderes Nehri’nin Dandalaz kolu yakınlarında kurulmuştur. M.Ö. 6. yüzyılda küçük bir köy olarak kurulan ve daha sonra şehir devleti haline gelen yerleşim yerlerinden biridir. Genç Helenistik Dönem, Roma ve Bizans Dönemlerine ait izleri görebilmek mümkündür. Medeniyetlerin geçiş noktası olarak tanımlanan antik kent günümüzde hala ziyaretçilerine o eski dönemleri iyi bir şekilde tasvir etmektedir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 08.30 – 19.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.30 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 30 TL. Müze Kart geçerlidir.
Aydın’ın Söke ilçesine yaklaşık 15 km mesafede bulunan Priene Arkeolojik Alanı, Gülbahçe Mahallesi sınırları içerisinde yer alıyor. Arkeolojik alan hakkındaki ilk bilgiler M.Ö. 7. yüzyıllara dayanıyor. Günümüzde hala görülebilecek birçok tarihi kalıntı bulunuyor. Kalıntılar parça parça şeklinde de olsa ülke turizmi açısından ve Aydın’ın tarihi yerleri arasında önemli bir değere sahip mekânlar arasında yerini alıyor.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 15 Nisan – 2 Ekim (Yaz Dönemi): 08.30 – 19.00, 3 Ekim – 14 Nisan (Kış Dönemi): 08.30 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 6 TL. Müze Kart geçerlidir.
Denize olan kıyısı ve doğal güzellikleri ile turistlerin ilgisini çeken Tekirdağ, tarihi mekânları ve mutfak kültürüyle de ziyaretçilerine farklı bir deneyim sunuyor. İstanbul’a yakın günübirlik geziler için tercih edilebilecek ideal yerlerden biridir. Birçok antik kenti ve tarihi yerleri bulunan şehir ziyaretçilerine önemli bir miras sunuyor.
Süleymanpaşa ilçesinin Ertuğrul Mahallesi’nde yer alan cami, 1546 yılında inşa edilmiştir. Bugün hala orijinalliğini korumaktadır. Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Rüstem Paşa tarafından yaptırılan caminin mimarı ise Mimar Sinan’dır. Cami külliye içerisinde yer almaktadır. Etrafında medrese, hamam ve kervansaray gibi son derece görkemli yapılar da bulunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Samos Adası’ndan gelen topluluklar tarafından kurulan antik kent İ.Ö. 6. yüzyılda kurulmuştur. Kent, I. ve III. derece arkeolojik sit alanları statüsünde bulunuyor. M.S. 3. yüzyılda ise adı Heraklia olarak değişmiştir. Yazılı kaynaklarda Perinthos Antik Kenti’nin önemli bir piskoposluk merkezi olduğundan bahsedilmektedir. Bizans İmparatoru Anastasius ve Iustinianus dönemlerinde kent restore edilmiştir.
Ege Bölgesi’nin güneydoğusunda yer alan Denizli, gezilecek yerleri bakımından son derece ilgi çeken tarihi yapılara ev sahipliği yapıyor. Kendine has mutfak kültürü, sakin yaşam düzeni ve daha birçok özelliğiyle insanların ilgisini çekiyor. En çok Pamukkale Travertenleri ilgi görmektedir. Bunun dışında da görülesi birçok yeri vardır.
M.Ö. II. yüzyılda inşa ettirilen Hierapolis Bergama Kralı II. Eumenes tarafından yaptırılmıştır. Kutsal Kent olarak da bilinen Hieropolis Helenistik türün güzel bir örneğidir. Bizans Kapısı, Triontlu Çeşme ve Frontinus Kapısı gibi görülecek yerleri bulunmaktadır. Yapı ziyaretçilerine hala eski ihtişamından birçok eser sunuyor ve geçmişten kalma özelliklerini en iyi şekilde yansıtıyor.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 06.30 – 19.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 06.30 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 80 TL. Müze Kart geçerlidir.
Lykos Irmağı yakınlarında kurulan bir antik kent olan Leodikya birçok tarihi kalıntının görülebileceği görkemli antik kentlerden biridir. Özellikle antik kent meraklılarının ilgisini çeken bu alanda tarihi kalıntılar oldukça dikkat çekiyor. Her ne kadar eski ihtişamın pek eser kalmasa da kalıntıları gelenlerin ilgisini çekmeye yetiyor.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 25 TL. Müze Kart geçerlidir.
Marmara Bölgesi’nde Çatalca-Kocaeli bölümünde yer alan Sakarya, Akdeniz iklimine benzeyen iklim yapısıyla son derece yaşanılası bir şehirdir. İstanbul ve Ankara arasında seyahat edenler için bir geçiş noktasında yer alıyor. Özellikle tarihi meraklıları için ilginç sayılabilecek köprüleri bulunmaktadır.
M.S. 558-560 yılları arasında Bizans İmparatoru Justinianus tarafından yaptırılmıştır. 365 metre uzunluğunda ve 12 kemerli bir köprüdür. 2018 senesinde UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne girmiştir. Köprü günümüzde hala varlığını korumaktadır. Eski bir yapı olan Justinianus Köprüsü örnekleri arasında son derece zarif yapılar arasında yer almaktadır.
Sakarya Nehri üzerinde bulunan II. Bayezid Köprüsü kesme taşlardan yapılan gösterişli bir köprüdür. Fatih Sultan Mehmet’in oğlu II. Bayezid tarafından 1495 senesinde yaptırılmıştır. Zaman zaman restorasyon çalışmaları yapılsa da köprü günümüzde hala sağlamlığını korumaktadır. Şehrin önemli tarihi yerleri arasında bulunan II. Bayezid Köprüsü yapıldığı dönemin en görkemli yapıları arasında bulunma özelliği taşıyordu.
Muğla kültürel ve tarihi bakımından önemli şehirlerimizden biridir. Eski Türk mimarisinde yapılan evleri ve çeşitli müzeleriyle ilgi çekmektedir. Turizm açısından önemli potansiyeli olan Muğla özellikle Bodrum gibi tatil beldelerine yakınlığıyla bilinmektedir. Yaşam koşullarının rahat olduğu, gerek doğası gerekse önemli tarihi mekânları ile her türlü ilgiyi üzerine çekmektedir.
Letoon Antik Kenti, Fethiye tatil beldesine 46 km uzaklıkta Kınık Köyü yakınlarında kurulan antik kentler arasında yer alıyor. Letoon ise buraya yaklaşık olarak 4 km uzaklıkta bulunuyor. Xanthos, 1988 senesinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaya başladı.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 31 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00, 31 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.30 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 14 TL. Müze Kart geçerli değildir.
Ticari bakımdan önemli bir yer olan Kaunos Antik Kenti dönemin liman kenti olması üzere kurulmuş bir yerdir. Ancak zamanla deniz alüvyonlarla dolduğu için günümüzde kıyıdan daha içeride kalmıştır. Kentin girişinde bulunan Kaya Mezarları son derece ilgi çekmektedir. Birçok fotoğraf sanatçısının ilgisini çeken antik kent kıyıdan içeride yer aldığı için rahatlıkla gezilebilmektedir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 31 Ekim (Yaz Dönemi): 08.30 – 19.30, 31 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.30 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 14 TL. Müze Kart geçerli değildir.
Muğla’nın Yatağan ilçesinin 7 km batısında bulunan antik kent, Eskihisar Mahallesi sınırları içerisinde yer alıyor. Yapılan kazılarda Bronz Çağı’na rastlayan kalıntılar ortaya çıkarılmıştır. Farklı medeniyetlerin uğrak yeri olmuştur. Özellikle tarih severlerin son derece ilgisini çeken mekânlar arasında yer almaktadır. Birçok tarihi kalıntıyı burada görebilmek hala mümkündür.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 31 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00, 31 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Yunus Emre ve Nasrettin Hoca gibi önemli isimlerin şehri olan Eskişehir, en yaşanabilir şehirler listesinin ilk sıralarında yer alıyor. Tarihin her döneminde mutlaka önemini korumuş bir şehirdir. Birçok farklı gezilecek yerleri ve tarihi yapıları sayesinde Eskişehir popülerliğini her zaman korumayı başarmıştır. Sakin şehirler arasında bulunan Eskişehir müzeleri ve daha birçok noktasıyla sıkça ziyaret edilen yerler arasında bulunuyor.
Anadolu’da inşa edilen en büyük ahşap direkli camiler arasında yer alan Sivrihisar Ulu Cami, 1274 senesinde Emineddin Mikail tarafından yaptırılmıştır. Cami içerisinde bulunan kilimler ise Sivrihisar kilim dokumacılığının en önemli örnekleri arasında bulunuyor. Kubbe ve minare tasarımı ile de göz dolduran cami büyüleyici atmosferiyle gelenlere farklı bir tarihi deneyim sunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Eskişehir’de görülmesi gereken yerler arasında Odunpazarı evleri Osmanlı’dan izler taşıyor. Türk mimarisinin en güzel örneklerini burada görebilmek mümkündür. Odunpazarı Evleri’nin tarihi neredeyse 300 yıllıktır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en merak edilen kentlerinden biri de Mardin şehridir. Hem mimarisi hem de kültürüyle son derece ilgi çeken bir yapıya sahiptir. Mardin sahip olduğu özel tarihi dokusuyla çok fazla ilgi çekmesinin yanı sıra yaz aylarında sıcaklık derecesinin yüksek olmasıyla bilinmektedir. Bu nedenle seyahat için Bahar ayları son derece uygundur.
Artuklular döneminde inşa edilen cami, ilk olarak iki minareli inşa edilmiştir. Dönemin Süryani yazarlarına göre caminin kiliseden çevrildiği anlatılmaktadır. Cami günümüzde heybetini hala korumaktadır. Çok farklı yapısı ve en eski camilerden biri olması Ulu Cami’nin merak edilen Mardin’in tarihi yapılarından biri olmasını sağlamıştır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde bulunan Mor Yakup Kilisesi bir Ortodoks kilisesidir. Dönemin piskoposu olan Mor Yakup tarafından yaptırılmıştır. M.S. 309-313 yıllarında inşa edildiği bilinen kilise bölgenin en eski kiliseleri arasında yer almaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü Yaz dönemi 09.00 – 12.00 / 13.00 – 17.00, Kış dönemi 09.00 – 12.00 / 13.00 – 16.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Mardin şehir merkezinde bulunan Kasımiye Medresesi’nin yapımına Artuklular dönemi 12. yüzyılda başlanmıştır. 15. yüzyılda Akkoyunlu Sultanı Cihangir tarafından tamamlanmıştır. Mardin’in güneybatısında bulunan Kasımiye Medresesi revaklı büyük bir avluya sahiptir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Mardin’in merkez ilçesinde bulunan Zinciriye Medresesi, 1385 senesinde Melik Necmeddin İsa Bin Muzaffer Davut Bin el Melik Salih tarafından yaptırılmıştır. Medrese girişinde bulunan taş işlemeler gelenlerin dikkatini çekmektedir. Asimetrik yapısıyla ilgi çeken manastır günümüzde Kuran Kursu olarak işlevine devam etmektedir. Burada Sultan İsa Türbesi de görülebilir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.30 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Mardin’e 5 km uzaklıkta bulunan Deyrüzzeferan Manastırı, Süryaniler tarafından hala kullanılmakta olan tarihi bir yerdir. Hem okul hem de manastır olarak kullanılan yapıda 52 Süryani Patriğinin mezarı bulunuyor. 3 kattan oluşan manastır eski dönemlerde Mor Şleymun Manastırı olarak da biliniyordu. İlk yapıldığı sıralarda Romalılar tarafından kale olarak kullanılmıştı. Daha sonra ise bazı azizlerin kemiklerinin buraya getirilmesiyle manastır işlevi görmeye başlamıştır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü Yaz dönemi 08.30 – 12.00 / 13.00 – 17.00, Kış dönemi 08.30 – 12.00 / 13.00 – 16.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Mardin’ 30 km uzaklıkta Oğuz Köyü’nde bulunan Dara Antik Kenti, Yukarı Mezopotamya’nın önemli bir konumunda yer almaktadır. Antik Kent İmparator Anastasius tarafından 505 yılında askeri amaçlı olarak kurulmuştur. Kaya içerisine oyulan yapılarla çok ilgi çeken Dara Antik Kenti 4 kilometrelik surlarla korunmuş bir yerdi. Kent içerisinde saray, çarşı, kilise ve zindan gibi yapılar mevcuttur.
Ziyaret Saatleri: Yaz dönemi 08.30 – 18.00, Kış dönemi 08.00 – 17.00 saatleri arası ziyaret edilebilir. Pazartesi günleri kapalıdır.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Trabzon, Karadeniz Bölgesi’nin önemli liman şehri olmasının yanında tarihi yerleriyle de ilgi çekiyor. Sümela Manastırı ve Ayasofya Camii Müzesi burada görülmeye değer önemli turistik yapılar arasında bulunuyor.
Meryem Ana Manastırı olarak da bilinen Sümela Manastırı, Altındere Vadisine hâkim bir yerde bulunmaktadır. Atina’dan şehre gelen Barnabas ve Sophronios ismindeki iki rahip tarafından inşa ettirilmiştir. Trabzon’un Maçka ilçesinde bulunan manastır bir Ortodoks Manastırı olma özelliği taşıyor. Manastır içerisinde bulunan freskler son derece ilgi çekicidir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 10 TL. Müze Kart geçerli değildir.
Ayasofya Müzesi, Trabzon İmparatorluğu kurucusu Kral I. Manuel tarafından inşa edilen bir yapıdır. 1250-1260 yılları arasında yapımı tamamlanmıştır. Fatih Sultan Mehmet kenti fethettikten sonra ise camiye dönüştürülmüştür. Günümüzde müze olarak kullanılan caminin Çan Kulesi 1427 yılına tarihlenmiştir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Kayısısıyla ünlü Malatya, İpek yolu ve Kral yolu gibi önemli kervan yolları üzerinde bulunmaktadır. İlk yerleşimlerin Neolitik Çağlara kadar uzandığı Malatya’da görülmeye değer önemli tarihi yapılar bulunmaktadır.
Merkeze 7 km uzaklıktad bulunan Arslantepe Arkeolojik Alanı Türkiye’de bulunan en büyük höyüklerden biridir. M.Ö. 5000 yıllarına kadar uzanan bir geçmişi var. Çeşitli tapınaklar, mühür baskıları, kaliteli metal eserler ve daha birçok tarihi kalıntı buradan çıkarılmıştır. Sarayın içerisinde bulunan motif ve duvar resimleri görenleri etkileyen eserler arasında bulunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Yaz dönemi 08.00 – 19.00, Kış dönemi 08.00 – 16.45 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Kervansaray, IV. Murat’ın silahtarı olan Bosnalı Mustafa Paşa tarafından 1637 yılında yaptırılmıştır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Karadeniz kıyısında yer alan Ordu tarihi bakımdan önemli yerlere ev sahipliği yapmaktadır. Fındığıyla meşhur olan şehirde gezilecek çok fazla yer bulunuyor. Şehir merkezine 5 km yakınlarda bulunan Bozukkale ilin en eski yerleşim yerleri arasındadır. İlk yerleşim tarihi M.Ö. 7. yüzyıla kadar uzanmaktadır.
Ordu şehir merkezine Taşbaşı Mahallesinde bulunan eski cezaevi kilisesi 1853 yılında inşa edildiği bilinmektedir. Yapı Rumlar tarafından inşa edilmiştir ve kilise olarak kullanılmıştır. 1937-1977 yılları arasında hapishane olarak işlev görmüştür. Bu nedenle günümüzde halen cezaevi olarak anılmaktadır. Bugün ise kültür merkezi olarak hizmet vermektedir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Ordu şehir merkezinde bulunan Aziziye Camii, Abdülaziz zamanında ahşap olarak yaptırılmıştır. 1890 yılında Kadı Zade Hasan Efendi kesme ve moloz taşlar kullanarak yeniden camiyi inşa ettirmiştir. Hicri takvime göre 1310, miladi takvime göre ise 1889 tarihlerine denk gelmektedir. Üç katlı son derece güzel bir camidir. Caminin hem pencereleri hem de kenar kısımları oval şekildedir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Doğu Anadolu Bölgesi’nin en kalabalık 2. şehri olan Erzurum tarihi ve doğal güzellikleriyle dikkatleri üzerine çeken, farklı mimari yapılarıyla turizm açısından önemli destinasyonlar arasında yer alıyor. Roma imparatorluğu sınırları içerisinde kurulan şehir daha sonra birçok medeniyetin etkisi altına girmiştir. Birçok kültür mozaiğini bir arada bulunduran nadide şehirler arasındadır.
1179 senesinde Saltuklu Emiri Nasreddin Aslan Mehmet tarafından yaptırılan cami Atabey Cami olarak da bilinmektedir. Yapı, Sultan 4. Murad zamanında yiyecek deposu olarak kullanılmıştır. Geçmişte 5 defa onarımdan geçen cami içerisinde tam 40 sütun bulunmaktadır. 28 pencereyle aydınlatılan cami içerisinde 1826 tarihine ait olan onarım kitabesi de bulunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Hatuniye Medresesi olarak da bilinen Çifte Minareli Medrese Selçuklular dönemine aittir. Görkemli yapı Keykubat’ın Kızı Hüdavent Hatun tarafından inşa ettirilmiştir. Yapımına 1253 senesinde başlanmıştır ve günümüzde halen ziyaret edilebilmektedir. Erzurum’un en önemli tarihi yerleri haline gelen medrese içerisinde birçok farklı oda bulunuyor. Aynı zamanda saçaklarda çeşitli şerit ve silme süslemeler görülmeye değerdir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü Yaz dönemi 09.00 – 20.00, Kış dönemi 08.00 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Sultan Olcaytu tarafından 708 yıl önce inşa ettirilen Yakutiye Medresesi İlhanlılar dönemine aittir. Burası günümüzde insanlara hizmet vermeye devam etmektedir. Türklerin önemli simgelerini bu medrese içerisinde görebilmek mümkündür. Yüzyıllar boyu eğitim verilen bir yapı olarak işlev görmüştür.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 21.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 09.00 – 21.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 10 TL. Müze Kart geçerli değildir.
Saltuklular döneminden kalma bir yapıdır. Bu kümbetlerin en büyüğü Emir Saltuğ’a aittir. XII. ya da XIV. yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Diğer iki kümbet hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Anıt mezarların en güzel örnekleri arasında yer alan üç kümbetler bakanlık tarafından 1956 senesinde restore edilmiştir. Emir Saltuk Kümbetinin sekiz cephesinin 4 farklı yüzünde pencereler bulunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Türkiye’nin termal başkenti olarak da bilinen Afyonkarahisar İç Anadolu ve Batı Anadolu bölgelerini birleştiren bir konumda bulunuyor. Adını şehrin ortasında bulunan volkanik kayalardan ve hisardan almaktadır.
Afyon şehir merkezinde bulunan Gedik Ahmet Paşa Medresesi 1472 senesinde yapılmıştır. Mimar Ayaz Ağa tarafından yapılan cami dikdörtgen yapılı bir binadır ve günümüzde hala varlığını korumaktadır. Yapının 2 tane büyük 24 tane de küçük kubbeli dikdörtgen planlı bir yapısı bulunmaktadır. Giriş kısmı ise binanın batı tarafındadır. Osmanlı medrese örneklerinin tipik özelliklerini taşımaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü ibadet saatleri ile birlikte ziyaret edilebilir.
Selçuklu veziri olan Sahip Ata Fahrettin Ali’nin oğlu, Nusrediddün Hasan tarafından 1273 yılında yaptırılmıştır. Afyonkarahisar’ın en büyük camilerinden biri olan Ulu Cami, 1277 senesinde tamamlanmıştır. Selçuklu tarzı mimariyi yansıtan caminin mimarı ise Emir Hacı Bey’dir. Zamanla restore edilen bina günümüzde hala orijinalliğini korumakta olup Afyon’un ziyaret edilmeye değer tarihi yapıları arasında bulunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatlerinin dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan Sivas tarihi İpek Yolu üzerinde yer almaktadır. Kral Yolu’nun da geçtiği şehir, yüzölçümü olarak Türkiye’nin en büyük ikinci ilidir. Birçok doğal güzelliği ve kaplıcasıyla ilgi çeken Sivas Selçuklu devletine ait son derece muazzam eserlere ev sahipliği yapmaktadır. Birçok eser hala günümüzde görülebilir ve fotoğraflanabilir yapıdadır.
Mengücekler zamanında inşa edilen Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, 1985 senesinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan Sivas’ın önemli tarihi yapılarından biridir. 1228 yılında başlanan yapım süreci 1243’te tamamlandı. Süleymanşah’ın oğlu Ahmet Şah tarafından yaptırılmıştır. Darüşşifa ise Melike Turan Melek tarafından inşa ettirilmiştir. Koruma altına alınan yapılar son derece muazzam mimari özelliklere sahiptir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Anadolu Selçuklu döneminden kalan önemli bir yapı olan Buruciye Medresesi 1271 senesinde Selçuklu Sultanı III. Gıyasettin Keyhüsrev tarafından yapılmıştır. Binanın yapılış amacı ise Burucerd’den gelen Muzaffer Burucerdi isimli ilim insanının burada fizik, kimya ve astronomi gibi dersler vermesine yardımcı olmaktı. Açık avlulu bir medresedir ve kesme taşlardan yapılmıştır. Günümüzde Sivas Müftülüğü tarafından kullanımına devam edilmektedir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 24 saat ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Sahibiye Medresesi olarak da bilinen Gök Medrese Anadolu Selçuklu döneminden kalma bir eserdir. 1271 senesinde Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından yaptırılmıştır. Türk mimarisinin ve Türk süsleme sanatının en iyi örnekleri arasında yer alıyor. Mermer taş kapısı, ışık gölge oyununa uygun muazzam bir görünüm sunmaktadır. İki katlı yapı özelliği olan bina 1926 senesinde müze haline getirilmiştir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Camileri, köprüler, mağaraları ve anıt mezarlarıyla Adıyaman geçmişte birçok kültüre ev sahipliği yapmış şehirlerimizden biridir. Gezginlerin en çok uğradığı destinasyonlar arasında bulunan Adıyaman, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Orta Fırat bölümünde yer alıyor. Şehri gezmek için Yaz ve Bahar ayları son derece ideal mevsimlerdir. En güzel ziyaret zamanları ise Mayıs ve Eylül aylarıdır.
1987 senesinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren Nemrut Dağı, Kâhta ilçesinde bulunuyor. 2150 metre yüksekliğine sahip olan bu dağ birçok anıt mezar ve heykeli zirvesinde barındırmaktadır. Kommagene Kralı I. Antiochos tarafından yaptırılan bu mezar ve anıtlar tanrılara adanmıştır. Özellikle gün batımı buradan muazzam derecede güzel oluyor.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): Gün Doğumu – Gün Batımı, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.00 – Gün Batımı arasında ziyarete açıktır.
Giriş Ücreti: 25 TL. Müze Kart geçerli değildir.
Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Ulu Cami, 15. yüzyıl sonlarına doğru Dulkadiroğluları ya da Memluklular tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Cami günümüzde kısmen yıkılmış olsa da minaresi hala sağlamdır. Caminin kitabesine göre mimar Numan el-Osmani tarafından 1565 senesinde yaptırılmıştır. Minarenin gövdesi silindirik bir yapıya sahiptir. Birçok defa onarımdan geçen cami bugün Adıyaman’da ziyaret edilen tarihi yerler arasında bulunuyor.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyarete edilebilir.
Tokat, Hititler, Asurlar, Persler, Kimmerliler ve Makedonların hâkimiyet kurduğu önemli tarihi kentlerden biridir. En fazla türbenin bulunduğu bir şehirdir. Gezilecek yerleri, tarihi yapıları ve doğasıyla ziyaretçilerine farklı deneyimler sunuyor. Medrese, cami ve kervansaray bakımından oldukça zengindir.
Tokat’ın Pazar ilçesinde bulunan Mahperi Hatun Kervansarayı Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat’ın zevcesi Mahperi Hatun adına yaptırılmıştır. 1238 senesinde yaptırılan bu yapının bir kısmı harabeye dönse de birtakım ufak restorasyonlarla günümüze kadar ulaşabilmiş eklentileri bulunmaktadır. Kervansaray haftanın her günü ziyaret edilebilmektedir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 00.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Anadolu’da bulunan en büyük şehir hanlarından biri olan Taşhan, Gaziosmanpaşa Bulvarı üzerinde bulunmaktadır. 1626-1632 yılları arasında yapılan bina Osmanlı zamanından kalma bir yapıdır. Açık avlusu bulunan 2 katlı bina dikdörtgen yapıda inşa edilmiştir. Birçok dükkânın bulunduğu hanın ikinci katında ise büyük odalar yer alıyor.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.00 – 23.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Kömür madeni yataklarının merkezi olan Zonguldak aynı zamanda önemli bir liman kentidir. Etkileyici doğal güzellikleri bulunan Zonguldak aynı zamanda tarihi yerleriyle de dikkat çekiyor. Plajları ve doğal güzellikleri ziyaretçilerine farklı güzellikler sunmaktadır.
Zonguldak kent merkezinde bulunan Köprülü Cami, 1661 senesinde Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa tarafından inşa edilmiştir. Caminin bir kitabesi bulunmasa da vakıf mühründe caminin yapılış tarihini görmek mümkündür. XVII. yüzyıl mimari özelliklerini en iyi şekilde yansıtan yapılar arasındadır. Güneş saati, şadırvan ve muvakkithane kısımları bulunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Dicle ırmağının hayat verdiği Batman, çok zengin bir tarih birikimine sahiptir. Sümerlere kadar uzanan bir tarih. Tarihi eski çarşı, camiler ve tabii ki Hasankeyf ile ünlü bir şehirdir.
Eski dönemlerde önemli bir kültür merkezi olan Hasankeyf’in, ne zaman kurulduğu belli değildir. Hasankeyf Kalesinin yapım tarihi ise M.S. 4. yüzyıla rastlamaktadır. Bizans İmparatoru Konstantinos bölgeyi korumak için iki farklı kale yaptırmıştır. Bu kalelerden birisi Hasankeyf Kalesidir. Ulaşım ve ticaret yolları üzerinde bulunan Hasankeyf zamanında birçok medeniyetin kurulduğu önemli bir kültür mirasıdır.
Ziyaret Saatleri: Yaz dönemi 08.00 – 17.00, Kış dönemi 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Batman için önemli tarihi yapılardan biri olan Malabadi Köprüsü, Artuklular döneminden kalma bir yapıdır. Timurtaş b. İlgazi b. Artuk tarafından 1147 yılında yaptırılan bir köprüdür. Mimarlık ve mühendislik çalışmaları bakımından son derece önemli bir köprü olan Malabadi Köprüsü yıllara meydan okuyarak hala görkemini korumaktadır. Üzerinde güneş, aslan ve insan figürleri bulunmaktadır.
Elazığ, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat bölümünde yer alıyor. Tarihi yapılarıyla kendine özgü bir şehirdir. Hatta bölgenin gelişmiş şehirleri arasında yer almaktadır. Kervan yollarının geçiş yolları üzerinde bulunduğundan farklı kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Mutfak kültürü ve misafirperver insanlarıyla son derece ilgi çeken bir yerdir.
Farklı din ve mezhepten insanların bir arada yaşadığı Harput muazzam bir kültür mozaiği haline gelmiştir. Taş Kale anlamına gelen Harput şehir merkezine 6 km mesafededir. Merkezden 220 metre daha yüksekte kurulan bir yerleşim birimidir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 24 saat ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Cami Kebir Mahallesinde bulunan Ulu Cami 2000 metrekare üzerine kurulu bir camidir. Kitabesi üzerinde 1156-1157 tarihleri arasında Harput hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından yaptırıldığı yazmaktadır. Anadolu’da bulunan en eski camiler arasında yer almaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Ege Bölgesi’nde yer alan Kütahya termal kaynakları ve çinileriyle son derece meşhurdur. Kütahya topraklarına ilk yerleşenler Frig topluluğu olmuştur. Şehirde bulunan mimari yapılar Osmanlı Devletinin en güzel eserleri arasındadır. Aynı zamanda Selçuklu döneminden kalma önemli tarihi yapılar da bulunmaktadır.
Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde bulunan Aizanoi Antik Kenti Frigya’ya bağlı olan Aizanitislerin yerleşim merkezi olarak kullanılıyordu. M.Ö. 3000 yıllarına ait eserlerin bulunduğu antik kent M.S. 133’de Roma egemenliğine girmişti.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 31 Ekim (Yaz Dönemi): 08.30 – 19.00, 1 Kasım – 31 Mart (Kış Dönemi): 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 6 TL. Müze Kart geçerli değildir.
1973 yılında ressam ve neyzen Ahmet Yakupoğlu tarafından inşa ettirilmiştir. Hem mimari üslubu hem de süslemeleriyle Orta Asya Türk mimarisini yansıtır. Sekizgen yapıda olan cami iki katlıdır. Tek kubbeli olarak inşa edilen caminin içi kalem süslemeleri dışı ise çini süslemelerle bezelidir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Sahip olduğu köklü tarihiyle dikkatleri üzerine çeken Çanakkale, hem Asya hem de Avrupa kıta toprakları üzerinde yer alan önemli bir şehir olmuştur. Türk tarihi açısından çok önemli bir savaş olan Çanakkale Savaşı’nın tarihi burada yazılmıştır. Türk tarihinin önemli bir zaferi olarak görülen Çanakkale Savaşı’nın izlerini hala şehrin çeşitli yerlerinde ve müzelerde görebilmek mümkündür.
Dünya üzerindeki en ünlü antik kentlerden biridir. 3000 yıldan fazla bir zaman dilimini kapsayan kent Anadolu, Ege ve Balkanlarda hüküm süren uygarlıkların izlerini taşımaktadır. Truva’da bulunan ilk yerleşim M.Ö. 3000-2500 yıllarını gösteriyor. Bu dönem erken Bronz Çağını işaret etmektedir. En son yerleşim ise M.S. 8. yüzyıl Roma dönemine tarihlenmektedir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 31 Ekim (Yaz Dönemi): 08.30 – 19.30, 1 Kasım – 31 Mart (Kış Dönemi): 08.30 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 50 TL. Müze Kart geçerlidir.
Çanakkale’nin Behramkale Köyü’nde bulunan Assos Arkeolojik Alanı tipik bir Yunan şehir devleti örneğidir. Ayvacık ilçesine 17 km uzaklıktadır. Lidya, Pers, Pergamon ve Roma egemenliği altına girmiştir. Orta Çağ’dan sonra terk edilen bölge Amerikalı mimar Francis Bacon tarafından yeniden keşfedilmiştir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 31 Ekim (Yaz Dönemi): 08.30 – 19.30, 1 Kasım – 31 Mart (Kış Dönemi): 08.30 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 25 TL. Müze Kart geçerlidir.
Ünlü Ağrı Dağı’nın bulunduğu şehirde tarihi birçok yapı bulunuyor. İshakpaşa Sarayı burada mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır.
İshakpaşa sarayı Doğubayazıt’a yaklaşık 5 km mesafede bulunmaktadır. İç kısmında türbe, cami, avlu, harem ve divan gibi bölümler bulunuyor. Saray 1685 tarihinde II. İshak Paşa ve Çolak Abdi Paşa tarafından yaptırılmıştır. Ancak sarayın son halini bulması 1784’de olmuştur. Kendi döneminde yapılan ve Topkapı Sarayı’ndan sonra en meşhur olan saray yapısıdır. Saray, Ağrı’da görülecek tarihi yerler arasında yer alan önemli bir yapıdır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 2 Ekim (Yaz Dönemi): 09.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 7 TL. Müze Kart geçerlidir.
İç Anadolu ile Karadeniz bölgeleri arasındaki sınırda konumlanan Çorum, M.Ö 4000’li yıllara uzanan geçmişi ve farklı uygarlıklara ev sahipliği yapması ile yerli ve yabancı turistlerin ilgisini kazanmıştır. Şehir Hititler, Frigler, Asurlular, Medler, Persler, Büyük İskender, Galatlar, Roma İmparatorluğu ve Bizans medeniyetlerinin yerleşim yeri olması sebebi ile birçok tarihi yerlere, kalıntı ve eserlere sahiptir. Türkler ise Malazgirt Zaferi sonrası bölgeye yerleşmiştir.
Çorum’un Boğazköy ilçesinde yer alan Hattuşa, Hititlerin Başkentidir. Genç tunç çağına ait özellikler sergileyen bölge, şehrin en bilinen ve gözde tarihi yerlerinin başında yer alır. Çorum’un güneybatısında bulunan Hattuşa, ülkemiz için önemli arkeoloji alanlarının arasında yer almasının yanı sıra, 1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne de girmeyi başarmış bir yerdir. Tapınakların, kraliyet konutlarının ve surların yer aldığı bölge tarih severlerin ilgi odağıdır. Aşağı ve yukarı şehir olarak iki bölgeye ayrılmış olan merkezde; Büyük Tapınak ve civarındaki yaşam alanları aşağı şehirde, Tapınaklar Mahallesi olarak adlandırılan bölge ise yukarı şehirde yer alır. Şehrin en uç kesiminde yer alan Kral Kapısı ve Aslan Kapısı dönemin taş işçiliğinin önemli örneklerindendir. M.Ö. 1650 yılında kurulmuş, 1834 yılında keşfedilmiş bölge açık hava arkeoloji müzesi olarak çokça ziyaretçi ağırlamaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 15 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00, 2 Ekim – 14 Nisan (Kış Dönemi): 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 12 TL. Müze Kart geçerlidir.
Şehrin bir diğer kültürel mirası olan Alacahöyük, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu-Osmanlı olmak üzere dört uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Çorum’un Alaca ilçesine 45 km, Boğazköy (Hattuşa) yerleşim yerine 36 km mesafede yer alan Alacahöyük, ülkemizin ilk ulusal kazı alanları içerinde yer almaktadır. Eski tunç çağı ve genç kalkolitik çağa ait eserlere rastlanan kazılarda haneden mezarları, süslü sfenksler, şehir planlaması için su kanalları, büyük yapılar, evler ve sokaklar gibi alanlar açığa çıkartılmıştır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 10 TL. Müze Kart geçerlidir.
Hitit başta olmak üzere tarih boyunca birçok medeniyetin yerleşkesi olan Osmaniye, coğrafi güzellikleri ve kültürel değerinin yanı sıra tarihi yerleriyle de ülkemizin görülmesi gereken yerleri arasındadır.
Toprakkale Kalesi M.Ö. 2000’li yıllara dayanan tarihi bir geçmişe sahiptir. 12 burç ile dikdörtgen bir yapıya sahiptir. İl merkezine 10, ilçe merkezine 2 km mesafede ulaşılması kolay olan tarihi yapının taş düzenlemesinin Abbasi Halifesi Harun Reşit zamanında yeniden düzenlendiği bilinmektedir. Kale konumlandığı yer itibari ile hem Suriye geçiş noktaları, hem de dönem içerisinde mevcut diğer kalelerin gözlem noktasında yer alan stratejik bir öneme sahiptir. Osmanlı döneminde Kınık Kalesi adı ile anılan Toprakkale Kalesi, Osmaniye-Adana-İskenderun üçlüsü arasında yer almaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 24 saat ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Osmaniye’de bulunan önemli bir arkeolojik alan olan Kastabala Antik Kenti, şehir merkezine 12 km uzaklıkta yer almaktadır. Küçük bir ovaya hâkim olan kaya çıkıntısı üzerinde konumlanan kale ve çevresinde yer alan şehrin kalıntılarından oluşan yer, Çukurova (Kilikya) olarak bilinen bölgede bulunmaktadır. Yapı evrelerinin farklı tarihleri yansıttığı kent, hem yerleşim açısından hem de işçilik açısından tarihi önem ve güzelliğini ziyaretçileri ile paylaşmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü Yaz dönemi 10.00 – 18.00, Kış Dönemi 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Şırnak, Güneydoğu Anadolu bölgemizin, rivayetlere gör Nuh Tufanı öncesine kadar geriye giden bir tarihe sahip önemli bir sınır şehridir. Suriye ve Irak sınır bölgesinde bulunan kentte görülmeye değer tarihi yapılar bulunmaktadır. Genel olarak kültürel mirası eski ve zengin bir bölgede yer alan şehir hakkında çokça rivayet bulunmaktadır. Kâtip Çelebi’nin Seyahatname eserinde de bahsi geçen bölgede Finik Kalesi, Cizre Kalesi, Hz. Nuh Türbesi ve Meryem Ana Kilisesi gibi tarihi yapılar bulunmaktadır.
Eski bir kilise olan yapı Hz. Ömer döneminde camiye çevrilmiştir. Cizre merkezde bulunan cami ulaşım açısından oldukça kolay bir yerdedir. Caminin dikkat çeken ejder figürlü kapı tokmakları ve metal kapısı İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde sergilenmektedir. İslamiyet’e geçiş ile cami olan yapı inanç ve kültür turizmi açısından büyük bir öneme sahiptir. Cami üzerinde kitabeler ile giriş kapısında Kur’an ayetleri yer almaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Kırmızı Medrese Cizre Beyliği döneminde II. Han Şeref Bey tarafından yaptırılmış olup kırmızı tuğlalardan oluşması nedeniyle bu ismi almıştır. Anadolu Selçuklu mimarisi özellikleri taşıyan yapı Cizre’nin tarihi değerleri arasındadır. Kızıl Medrese, sur kalıntıları üzerinde bulunuyor. İnşa edildiği döneme ait kitabenin bulunamamış olması, medresenin tarihlendirilmesinde netlik kazanmamasına sebep olmuştur. Buna rağmen 14. yüzyıla kadar eskiye dayanan bir tarihi geçmişi olduğu varsayılmaktadır. Dağ kapı mahallesinde yer alan Kırmızı Medrese, Cizre’nin inanç turizmi açısından önemli yapıları arasında yer almaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü Yaz dönemi 10.00 – 18.00, Kış Dönemi 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Doğu Karadeniz’in gözde kentlerinden biri olan Giresun, bir yüzünü denize diğer yüzünü dağlara yaslayan coğrafi bir konumdadır. M.Ö. 2000‘li yıllardan bu yana kentte Türklerin yaşadığı bilinmektedir. Giresun coğrafi güzellikleri ve tarihsel zenginliği bir yana Kurtuluş mücadelesinde de önemli rol oynayan kentlerimiz arasındadır. Şehir hem doğal zenginlikleri olan yayla ve şelaleler açısından hem de tarihi yerleri cami, manastır ve müzeleri ile görülesi şehirlerimizdendir.
Pontus Kralı I. Farnakes tarafından M.Ö. 2. yüzyılda yapılmış olan Giresun Kalesi, iç ve dış kale olarak iki bölümden oluşmaktadır. Kalede, merkez kale ve surlar ile saray kalıntıları günümüze kadar gelebilmiştir. Bunların yanı sıra kalede Atatürk’ün koruma komutanı olan Gazi Osman Ağa’nın mezarı, şehitlik ve Hacı Bektaş Veli’nin müridi Kurbande’nin türbesi yer almaktadır. Kale deniz ticaret yoluna hâkim bir yükseklikte yapılmış olup tüm şehri görebilmektedir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Giresun’un Tirebolu ilçesinde yer alan kale, ilk olarak Helen-Roma döneminde inşa edilmiş ardından Pontus İmparatorluğu döneminde yenilenmiştir. Kaleye ulaşım güney tarafında yer alan dik merdivenler ile mümkün olup içerisinde küçük bir şapel Meryem Ana Kilisesi olarak anılmakta olup, mescit kalıntıları ve mezar taşları bulunmaktadır. Bulunduğu yarımadanın doğal yapısına uyumlu olarak moloz ve taş malzemelerle yığma olarak yapılmıştır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü Yaz dönemi 09.00 – 19.00, Kış Dönemi 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Halıcılık ve gül yetiştiriciliği ile bilinen Isparta Hitit, İyon ve Persler gibi uygarlıkların yerleşkesi olarak tarih boyunca kendi iç mirasını zenginleştirmiştir. Isparta’nın tarihi yerleri arasında antik kentler önemli bir yere sahiptir.
Antiocheia Antik Kenti Roma ve Bizans dönemine ait kalıntılardan oluşmaktadır. Isparta Sultan Dağları yamacına kurulu antik kent, haftanın her günü tarih severler tarafından ziyaret edilebilir. Antik Kent’in en önemli özelliği içerisinde Augustus Tapınağı’nın bulunması ve St. Paul Kilisesi’nin de hac merkezlerinden biri olmasıdır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 09.00 – 19.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 10 TL. Müze Kart geçerlidir.
Isparta’nın Eğirdir ilçesinde yer alan Dündar Bey Medresesi Hatimoğlu Beyliği’nin ilk beyi olan Dündar Bey tarafından 1300’lü yılların başında yaptırılmıştır. II. Gıyaseddin Keyhüsrev ve Dündar Bey’e ait iki kitabenin yer aldığı medresenin üst katının yıkılmış olmasına rağmen hala belirgin yapısını ve tarihi ruhunu koruması burayı ziyaret etmek adına değerli kılıyor.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.00 – 20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Karasal iklimin tüm özelliklerini taşıyan bölge, gezilecek yerler açısından zengin bir tarihe sahip olduğu gibi kendine özel mutfağı ile de ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Yozgat Çamlığı’nın ülkemizin ilk milli parkı olması, ilk özel gazetenin Yozgatlı Agâh Efendi tarafından çıkartılması, bir dönem Atatürk’ün başkent olarak bu şehri düşünmüş olması gibi ilklerle de kent tarihte yerini almıştır. Şehir müzesi, medrese ve türbeler ile inanç turizmi için deneyimlemeye değer bir yerdir.
Yozgat’ın hala kullanılmakta olan ve 2. yüzyılda inşa edilmiş olması ile eski bir tarihi geçmişe sahip Sarıkaya Roma Hamamı, şehrin en bilinen tarihi yapılarındandır. Diğer adı Kral Kızı Hamamı’dır. Yapı 2018 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne girmiştir.
Ziyaret Saatleri: Pazartesi – Cuma 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Cumartesi ve Pazar günleri kapalıdır.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Şehrin simge yapılarından biri olan Çapanoğlu Cami Osmanlı döneminde yapılmasının yanı sıra Türk mimari tarzının temsili bir mimari yapısına sahiptir. İç cami ve dış cami olmak üzere iki bölümden oluşan caminin; Çapanoğlu Ahmet Paşa’nın büyük oğlu Mustafa Bey 1779 yılında iç cami kısmını, kardeşi Süleyman Bey ise 1795 yılında dış cami kısmını yaptırmıştır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Aksaray ünlü Ihlara Vadisi ile bilinen popüler yerlerden biridir. Bunun yanında antik kentler, yer altı şehirleri, cami ve kilise yapıları ile turizm için değerli olan bir yerleşim yeridir. Nevşehir, Niğde ve Ankara üçgeninin ortasında, Kapadokya bölgesinde yer alan Aksaray, gezilip görülmeye değer tarihi yerlere ve doğal alanlara ev sahipliği yapmaktadır.
Aksaray’ın Yeşilova kasabasında yer alan Acemhöyük, maden üretim merkezi olarak 4 bin yıl öncesine dayanan bir tarihe sahiptir. Ayrıca Anadolu’nun en büyük höyükleri arasında yer alır. Sarıkaya Sarayı ve Hatipler Sarayı kalıntılarının da yer aldığı alan tarihi zenginliği ile arkeoloji meraklılarının gözde yerleri arasındadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 31 Ekim (Yaz Dönemi): 09.00 – 19.00, 1 Kasım – 31 Mart (Kış Dönemi): 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 10 TL. Müze Kart geçerlidir.
I. Alaeddin Keykubad tarafından yaptırıldığı bilinen Sultan Hanı, II. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından genişletilmiştir. Anadolu Selçuklu mimarisi özellikleri taşımaktadır. Simetrik yapısı ve süsleme sanatı Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Sultan Han, Sivas’ta bulunan Gök Menderese ile yapısal olarak benzerlik taşımaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.00 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Yetişkin 8 TL, Öğrenci 5 TL.
Eğri Minare, kent merkezinde görünümü itibari ile dikkat çeken bir yapıdır. Selçuklu dönemine ait olan yapı eğri olması sebebi ile Eğri Minare, kızıl tuğlalardan oluşması sebebiyle de Kızıl Minare olarak adlandırılmaktadır. Çini ve mozaiklerle süslenmiş minare 30 metre yüksekliğinde ve 92 basamağa sahiptir. Eğik olma sebebi tam olarak bilinmese de yapı, bölgenin Selçuklu mimarisinin günümüze taşınan değerli tarihi eserlerinden biridir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsiz.
Ülkemizin Avrupa’ya açılan kapısı olan Edirne hem konumu hem de sahip olduğu tarihi değerler açısından önemli bir yere sahiptir. Yıllar boyunca Edirne topraklarında yaşayan medeniyetlerin mimari ve kültürel zenginlikleri ile harmanlanmış şehrin en bilinen yapısı Selimiye Camii’dir.
Selimiye Camii ve Külliyesi UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan şehrin simge yapılarından biridir. İhtişamlı yapı şehrin dört bir yanından görülmektedir. Mimar Sinan’ın “Ustalık Eserim” dediği ve kendine hayran bırakan detaylarla inşa ettiği yapı 1568 yılında yapılmaya başlanıp tamamlanması 1575 yılını bulmuştur. Dört minare ve kubbeden oluşan yapı anıtsal bir değer taşımaktadır. Gerek yüksekliği, gerek ince işliği ve detayları gerekse süslemeleri ile sadece ülkemizin değil dünyanın tescillediği bir tarih mirasıdır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Uzunköprü, 1427 yılında yapımına başlanan ancak 16 yıl sonra hizmete açılan Edirne’nin bir diğer tarihi yapılarından biridir. 2. Murad dönemine ait olan köprünün ustası Muslihittin Bey’dir. Köprü dünyanın en uzun taş köprüsü olması nedeniyle önemlidir. 2014 yılında restore edilen ve bakanlık tarafından tescillenen köprü halen kullanılmaktadır.
Tunca nehri kıyısında yer alan yapı, Edirne’nin önemli tarihi sembollerindendir. Külliyenin yapım yılı ve mimarı hakkında farklı iki görüş bulunmaktadır. Sultan II. Bayezid Külliyesi 11 bölümden oluşmasına karşın günümüzde yapının yalnızca 6 bölümü ziyarete açık ve ulaşılabilir durumdadır. Dönemin saygın yapısı olan külliye, günümüzde de aynı görkem ve değerini korumaktadır. Sultan II. Bayezid tarafından yaptırılan ve 4 yılda yapımı tamamlanan eserin tarihi incelenmeye, kendisi görülmeye değer bir Osmanlı mirasıdır.
Ziyaret Saatleri: Pazartesi – Cuma 09.00 – 17.30, Cumartesi – Pazar 09.00 – 19.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 5 TL. Müze Kart geçerli değildir.
Malazgirt Zaferi ile Anadolu’nun kapıları Türklere açılmış ve Muş şehri buna bizzat tanıklık etmiştir. Şehir, tarihteki bu önemli zaferin gerçekleştiği yer olması ile kültür mirası şehirlerimizdendir. Doğu Anadolu bölgesi Çavuş Dağları eteklerinde kurulu olan Bitlis, Erzurum ve Ağrı gibi şehirlerle komşudur. Ova coğrafyası şehrin bütününe hâkimken, tarihi Urartulara kadar uzanır. En bilinen ilçesi Varto olmasına karşın şehrin her bir köşesi keşfedilmeye değer tarihi yerlere ev sahipliği yapmaktadır.
Günümüzde hala kullanılmakta olan tarihi köprünün yapım yılı tam olarak bilinmemekle beraber Selçuklu dönemine ait olduğu düşünülmektedir. Muş-Varto yolu üzerinde bulunan köprü, şehir merkezine 10 km uzaklıkta olup bölgenin tarihi zenginliklerinden biridir. 143 metre uzunluğa, 5 metre genişliğe ve 12 oluk gözüne sahiptir. 2010 yılında yapılan ışıklandırma çalışması ile gece seyrinin de keyifli olduğu Murat Köprüsü civarında turistlik yeme-içme mekânları da bulunmaktadır.
Kültür turizmi açısından önemli tarihi eserler arasında yer alan hamamlardan Osmanlı son dönemine ait bir örneği de Muş il merkezinde görebilmekteyiz. Alaaddin Bey Cami ile aynı zamanda yapılan hamamda hayvan ve bitki figürleri ön plana çıkmaktadır. Hamam halen ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Hamamın en belirgin özelliği ise giriş locasında yer alan kabartmalı kaplumbağa figürüdür.
Ziyaret Saatleri: Pazartesi – Cuma 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Cumartesi ve Pazar günleri kapalıdır.
Birçok doğal güzelliği içerisinde barındıran Düzce, Yedigöller, Akçakoca, Eften Gölü ve Kuş Cenneti, gibi yerlere ev sahipliği yapmaktadır. Karadeniz ikliminin tam olarak hâkim olduğu bölge, doğa sporları için de elverişlidir. Frig, Lidya, Pers, Roma, Bizans ve elbette Selçuklular ile Osmanlı’nın hüküm sürdüğü topraklar, farlı medeniyetlerin kalıntılarını da taşımaktadır.
Yapımı Helenistik Çağa, eklemeleri ise Roma dönemine ait olan Konuralp Antik Tiyatrosu’nun günümüze ulaşan kısımları sahne arkası duvarı ile ikinci kademenin oturma sıralarının bir bölümüdür. Yaklaşık 5 bin metre karelik bir alana sahip ve 10 bin kişilik kapasitesi olduğu bilinen tiyatronun bazı kısımları yıkık veya toprak altında olmasına karşın, görülmesi gereken tarihi mekânlar arasında yer almaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 24 saat ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Kıyı şeridinde, iki koy arasında kalan bir falez üzerinde yer alan Ceneviz Kalesi, Helenistik, Roma ve Doğu Roma dönemlerinden kalma bir yapı olup UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer almaktadır. Ceneviz mimarisinin önemli örneklerinden biri olan kale hem denize sıfır olup hem de denizden yüksekte inşa edilen nadir yapılar arasında ön plana çıkmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 24 saat ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Kastamonu’nun kuruluş tarihi Hititlere dayandığı bilinmektedir. Evliyalar şehri olarak bilinmesi ve İstiklal Marşı’nın ilk okunduğu şehir olması ile bilinen Kastamonu hem doğal zenginlikleri hem de inanç-kültür turizmine katkı sağlayan tarihi yapıları ile ziyaret edilmeye değerdir.
Mahmut Bey Cami, 1366 yılında Candaroğulları Beyliği hükümdarı Emir Mahmut Bey tarafından yaptırılmıştır. Kent merkezine 18 km uzaklıkta bulunmaktadır. Cami, ender rastlanan bindirme tekniği kullanılarak yapılan çatı kısmı, dış duvarları moloz ve iç kısmı ise ahşap olması ile hiç metal kullanılmadan inşa edilmiş bir yapıdır. Camide kökboyası ile yapılan süslemeler orijinal halini korumakla birlikte en dikkat çeken yeri işçiliği sebebi ile kapısıdır. Ancak güvenlik nedeniyle orijinal kapı Kastamonu Etnografya Müzesi Liva Paşa Konağı’nda sergilenmektedir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Kentin yüksek tepesine hâkim bir konumda bulunan Kastamonu Kalesi M.S. 12. yüzyılda Komnenoslar tarafından yaptırılmıştır. Kalenin dış surları 18. yüzyılda yıkılırken günümüze sadece iç kale kısmı gelebilmiştir. Yapıldığı yıllarda Orta Çağ kalesi özellikleri taşıyan yapı zaman içinde gördüğü onarımlar ile Osmanlı kimliği kazanmış olup içerisinde türbe ve sarnıçlar, zindan ve kaçış tünelleri bulunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 24 saat ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Coğrafi olarak platoların hâkim olduğu Uşak M.Ö. 4000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan kent, Milli Mücadele döneminde de önemli rol oynamıştır. Zengin bir geçmişe sahip Uşak tarihi yerleriyle de dikkat çekmektedir.
Uşak şehir merkezinde bulunan Paşa Hanı 1898 yılında Tiritoğlu Mehmet Paşa tarafından Fransız bir mimara yaptırılmıştır. Kesme taş kullanılarak yapılan han, iki katlıdır. Alt kat yuvarlak kemerler içinde bulunan dükkânlardan, üst kat ise 30 adet odadan oluşmaktadır. Paşa Hanı günümüzde otel olarak kullanılmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 21.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Uşak şehir merkezinde yer alan Ulu Cami, Germiyanoğulları döneminden kalma bir yapıdır. Yapım yılı 1419’dur. Cami dönem içerisinde onarılmış, Germiyanoğulları dönemi mimarisinde Beylikler dönemi ve Osmanlı mimarisine evrilmiştir. Yapısal olarak kütle görünümlü mimariden oluşmaktadır. Her ne kadar orijinal halinden uzaklaşsa da, belirgin özelliklerini koruyan cami, kentin ziyaret edilmeye değer yapılarından biridir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
M.Ö. 600’lü yıllara uzanan tarihi ile zengin kültürel bir mirasa sahip olan Niğde, kış turizmi, dağ sporları, termal kaynakları ve ören yerleri ile bilinen bir şehirdir.
İlhanlılar zamanında dönemin valisi Sungur Bey tarafından 1335 yılında yapılan cami için minberde yer alan kitabe Ebû Said Bahadır Han ve 1316-1335 yıllarına ilişkin bilgi vermektedir. Yapının en dikkat çeken yanlarından biri süsleme detaylarıdır. Cami geçirdiği yangın nedeniyle ilk halini kısmen kaybetmiş olmasına rağmen, örtü sistemi ile minareleri dışında kalan yerleri orijinal hali ile günümüze kadar bozulmadan ulaşabilmiştir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Tarihte Roma, Bizans ve Osmanlılar gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Kırklareli, Türkiye’nin önemli tarihi şehirlerinden biridir. Bulgaristan sınırında yer alan şehrin doğal güzellikler ve tarihi mekânlar açısından sunabileceği çok şey var.
Kırklareli şehir merkezi Mimar Sinan Mahallesi’de bulunan yapı 6. yüzyıl Jüstinyen döneminde Dionysos kalıntılarının üzerine inşa edilmiştir. Taş ve tuğladan inşa edilen yapının çatısı ise ahşaptandır. Bizans mimarisine göre inşa edilen yapı Osmanlı döneminde Gazi Süleyman Paşa tarafından camiye dönüştürülmüştür.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde bulunan Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, 1569-1570 yılları arasında Sokullu Mehmet Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye içerisinde cami, medrese, kütüphane, türbe, çarşı, hamam, sıbyan mektebi, hamam ve kervansaray bulunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Tarihi M.Ö. 3000’li yıllara uzanan Bitlis, Van gölü kıyısında yer alan vadide konumlanmış olup, tarımsal faaliyetleri oldukça fazladır. Türkiye’nin ikinci büyük dağı olan Süphan Dağı burada bulunmaktadır. Tarihi yerleri ve mutfağı ile de ön plana çıkan şehir, kültürel ve coğrafi güzellikleriyle de Doğu Anadolu bölgesi için gezilip görülmeye değer yerlerden biridir.
Dünyanın en büyük Türk-İslam Mezarlığı olarak bilinen Ahlat Selçuklu Mezarlığı bir açık hava müzesi gibi etkiye sahiptir. Selçuklu Meydan Mezarlığı’nda 8 bin 169 mezar taşı bulunmakta. Mezar taşları üzerindeki süslemeler dikkat çekmektedir. Urartulardan Osmanlı’ya kadar geniş bir tarihi sürecin dönemleri burada görülebilir. Bölge UNESCO Dünya Mirası Asil Listesi’nde bulunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 24 saat ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş Ücretsizdir.
Bitlis Ulu Cami Selçuklu dönemine ait olup 1150 yılında Ebu’l Muzaffer Muhammed tarafından inşa ettirilmiştir. Sahip olduğu simetrik yapı nedeniyle öncü bir mimarı eser niteliği taşır. İnşa kitabesi olmaması ile birlikte kuzey kapısında onarım kitabesindeki bilgiler esas alınarak tarihlendirmesi yapılmıştır. Yapılan onarımlar ile tarihi niteliğinden biraz uzaklaşmış olsa da şehrin simge yapılarından biri olması ile günümüzde önemini korumaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Coğrafi ve kültürel yapısı ile farklılık gösteren Rize şehri tarihi kemer köprüleri ve kaleleri, buzul gölleri ve yayları gibi doğal güzellikleri ile dikkat çekmektedir.
İç ve aşağı kale olarak iki bölümden oluşan Rize Kalesi’nin farklı dönemlerde inşa edildiği belirtilmektedir. İç kale 527-565 yıllarında, aşağı kale ise 13. yüzyılda inşa edildiği bilinmektedir. Kale en son 1989 yılında onarım görmüştür.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.00 – 00.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti:
Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde yer alan Zil Kale, ilçe merkezinden 15 km uzaklıktadır. Kommenoslar zamanında Derebeyler tarafından yapıldığı düşünülse de kalenin tarihine ilişkin net bir bilgi bulunmamaktadır. Avup Dağı’nın üzerinde vadiye hâkim bir konumda bulunmaktadır. Rize’nin görülmeye değer tarihi yerlerinden biri olan Zilkale, Palovit Şelalesi yolu üzerine erişilebilir bir yerde bulunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 3 TL. Müze Kart geçerli değildir.
Amasya Hititlere kadar uzanan bir tarih geçmişe sahiptir. Kurtuluş Savaşı ve Milli Mücadele döneminde önemli rol oynayan kent, kültürel zenginliği ve tarihi yerleri ile yerli turistler tarafından sıkça gelinen şehirlerden biridir.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Kral Kaya Mezarlarının, Pontus Krallığı’na başkentlik yaptığı dönemde kayaların içlerine oyulmak sureti ile yapıldığı düşünülmektedir. Harşena Dağı kent merkezine egemen konumda, Yeşilırmak Nehri’ne kıyı; erken tunç çağına uzanan bir tarihi yerleşim geçmişine sahiptir. Pontus Krallığı’nın hâkim olduğu dönemde ise kale ve kaya mezarları gibi yapıların oluşturulduğu düşünülmektedir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 10 TL. Müze Kart geçerli değildir.
Türklerin Anadolu’da ilk yerleşim yerlerinden biri olması ile bilinen Siirt, tarih boyunca birçok medeniyete ve savaşlara ev sahipliği yapmıştır. Anadolu ile Mezopotamya’nın kesişme noktasında yer alan şehir önemli din âlimlerinin kabirleri ve ibadethanelere sahip bir şehirdir.
İsmail Fakirullah türbesi Siirt’in Aydınlar ilçesinde bulunuyor. Türbe tasavvuf inancını yansıtan bir yapıya sahiptir. 18 yüzyılda, İsmail Fakirullah’ın ölümünden sonra İbrahim Hakkı tarafından yaptırılmıştır. Türbenin önemi bir özelliği ışık kırılma mekanizması olarak bilinen ve ekinoks günlerinde gözlemlenebilen ışık olayıdır. Türbe içerisinde yer alan İsmail Fakirullah hazretlerinin mezar başını aydınlatan ışınlar, ekinoks günlerinde belli bir açı ile pencereden geçerek içeriye ulaşmaktadır. Türbe hem mimari hem astronomik açıdan önemli bir yerdir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Bolu, ilk yerleşimi kalkolitik döneme uzanan bir şehirdir. Şehirde Cumhuriyet dönemine kadar Roma, Bizans ve Anadolu Selçukluları ile Osmanlı devleti hâkimiyet sürmüştür. Kent doğal güzelliklerinin yanı sıra aşçılık ve turizm festivali, yamaç paraşütü ve İpek yolu kültür festivali gibi şenliklerle bilinmektedir.
Bolu şehir merkezine 52 kilometre uzaklıkta bulunan Mudurnu ahilik ve esnaf kenti kimliği ile Osmanlı döneminde tarihe geçmiş bir yerdir. 1307 yılı itibari ile Osmanlı topraklarında yer alan ilçe, öncesinde birçok farklı uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Kentin en önemli özelliği ahilik geleneğinin geçmişten bu yana geliyor olmasıdır.
20. yüzyıl başlarına ait eski Türk evleri, Göynük ilçesinde kentsel sit alanı olarak ilan edilen bölgede yer almaktadır. Evlerin kırma çatıları yerli kiremitlerle örtülü olup oturma odaları motiflerle süslenmiş tavanlar ile doludur. Bir veya iki katlı olarak inşa edilmiş avlulu evler özel mimarisi ile turistlerin ilgi odağıdır. Göynük ilçesi ayrıca 2017 yılında sakin şehir unvanını (cittaslow) almış yerlerden biridir.
18. yüzyıla kadar küçük bir Osmanlı köyü olan Nevşehir zamanla genişlemiş, peri bacaları, Ürgüp ve Avanos bölgeleri ile adeta dünyanın akın ettiği turistik bir destinasyona dönüşmüştür. Kapadokya aynı zamanda UNESCO Dünya Doğal ve Kültürel Mirası Listesi’nde yer alan popüler bir yerdir. Doğal oluşumları ve ziyaret edilmeye değer tarihi yapıları ile ön plana çıkan şehir ülkemizin değerli turizm merkezlerinden biridir.
Göreme Milli Parkı, kalkolitik döneme kadar uzanan Kapadokya bölgesinin yeryüzü şekillenmesi ile farklı bir görünüme sahiptir. Erciyes ve Hasan Dağı tüfleri rüzgâr ile su aşındırması sonucunda şekil almış ve kayalar içerisinde oyma mekânlar oluşmuştur. Bu oyuklar özellikle 7. ve 13. yüzyıllarda Hristiyanların önemli bir sığınak yeri haline gelmiştir. 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren bölge hem doğal yapısı hem de mimarisi ile görülmeye değer turistik bir yerdir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 75 TL. Müze Kart geçerlidir.
Hacı Bektaş-ı Veli külliyesi UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer almaktadır. Ülkemizin inanç turizmi açısından önemli bir yere sahip olan külliye 13. yüzyılda Hacı Bektaş Veli tarafından kurulmuş olup 1964 yılından bu yana müze olarak işlev kazanmıştır. Tarihte hatırı sayılır bir yeri olan Hacı Bektaş Veli’nin öğretileri asırlardır süre gelmekte olup külliye bu ruhu ziyaretçilerine yansıtmaktadır. Bektaşilik tarikatının yayıldığı ilk merkez olarak bilinen yapı içerisinde taç kapı, aşevi ve Üçler çeşmesi gibi mekânları ve müzede Bektaşi dergâhına ait eşyalar, el yazmaları ve hat örnekleri görülebilir.
Ziyaret Saatleri: Yaz dönemi 08.00 – 19.00, Kış dönemi 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Kars, M.Ö. 5000 yıllarından bu yana birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Milli mücadele döneminde de önemli bir rol almıştır. Kars, zafer madalyası ve gizlilik madalyası gibi madalyalara layık görülmüş bir kenttir. Tarih boyunca üstlendiği rol bugün kentin kozmopolit yapısına da fazlasıyla katkı sağlamıştır.
Kars Kalesi M.S. 1153 yılında Saltuklu Sultanı Melik İzzettin emri ile yapılmıştır. Kalenin yapımına ilişkin farklı tarihlendirmeler bulunmasının yanı sıra süreç içerisinde onarım görmüş, en son Osmanlı-Rus Savaşı’nda Rus işgali sonucu orijinal özelliğini ve kullanımını yitirerek tahribata uğramıştır. Kalenin önemli kısımları Su Kapısı veya Çeribaşı Kapısı olarak bilinen Batı Kapı, Kağızman Kapısı, Orta Kapı ve Behram Kapısı’dır. Kale, içerisinde 12. yüzyıla ait olduğu düşünülen askeri koğuşlar, cephanelikler ve Celal Baba türbesi gibi yapıları barındırmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ani Harabeleri Kars şehir merkezine 42 kilometre uzaklıkta bulunan Ocaklı köyü içerisinde yer almaktadır. Türkiye-Ermenistan sınırında yer alan tarihi bölge İpek Yolu’nun Kafkaslardan Anadolu’ya giriş noktası konumunda olan politik, kültürel ve ekonomik değeri yüksek bir yer olarak tarihte yerini almıştır. 16. yüzyıla kadar sürekli yerleşim alanı olduğu bilinen Ani bölgesi birçok medeniyetin buluşma noktası olmuştur. Bölgenin önemli bir özelliği de kapalı kent modelinden açık kent modeline geçişin ilk örneği olmasıdır.Ani Harabeleri, Kars’ta mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler arasında yer almaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 08.00 – 19.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 15 TL. Müze Kart geçerlidir.
Doğunun Ayasofya’sı olarak nitelendirilen Kümbet Camii 10. yüzyıldan günümüze kadar gelmiş tarihi bir eserdir. Bagratlı hanedanı tarafından 940’lı yıllarda inşa edilmiştir. Hristiyan olan Kıpçak Türklerinin ibadet etmeleri amacıyla kilise olarak inşa edilmiş olup sonrasında Rus egemenliği altında Rus Ortodoks Kilisesi olarak kullanılmış ve 12 Havariler Kilisesi adıyla anılmıştır. 1918 yılı itibariyle Kars’ın Osmanlı egemenliğine geçmesi ile yapı camiye dönüştürülmüştür. Kümbet Camii adı Selçukluların anıt mezarlarının benzerliğinden gelmektedir. Bir dönem müze olarak da kullanılan yapı 1993 yılından günümüze tekrar cami statüsünde kullanılmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Cumhuriyet öncesi döneme kadar Anadolu’da hüküm süren medeniyetlere ev sahipliği yapan Kırıkkale, geçmişi M.Ö. 2000’li yıllara kadar uzanan şehirlerimizden biridir.
Kırıkkale’nin Karakeçili ilçesinde Kızılırmak nehri üzerinde kurulu olan Çeşnigir Köprüsü’nün yapım tarihi hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Köprünün 13. yüzyıl ve Büyük Selçuklu Devleti zamanına ait olduğu tahmin edilmektedir. Günümüzde köprü araç trafiğine kapalıdır. 110 metre uzunluğunda ve 6 metre genişliğinde olan köprü kesme taştan inşa edilmiştir.
Hakkâri’de ilk yerleşimin MÖ 7000’li yıllarda olduğu bilinmektedir. Anadolu topraklarında hüküm sürmüş birçok medeniyet Hakkâri sınırları içerisinde varlık göstermiştir.
1700-1701 yılları arasında Miri İbrahim Han Bey tarafından yaptırılan medrese dönemin meşhur ilim merkezlerinden biriydi. Meydan Medresesi süregelen tarih boyunca birçok âlimin yetiştiği bir merkezdi. Bugün ise Etnografya müzesi olarak kapılarını ziyaretçilerine açan medrese bölgede görülmeye değer tarihi yerlerden biridir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Taşköprü 20. yüzyıl başlarında Şeyh Seyit Muhabbet Sıddık tarafından yaptırılmıştır. İlçe merkezine 13 kilometre uzaklıkta Şemdinli Çayı üzerinde yer alan köprü yapıldığı dönemde Irak yolunun bağlantısını da sağlamaktaydı. Köprünün kemer kısmı sağlam olmakla birlikte duvarları yıkılmıştır.
Bingöl M.Ö. 3000’li yıllarda Orta Asya’dan göç eden Oğuzlar tarafından ilk yerleşim yeri olarak bilinen bir şehirdir. Bölge yıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Cumhuriyet şehirleri arasında yer alan Bingöl 1936 yılında il statüsüne getirilmiştir.
İsfahan Bey Camii’nin yapım tarihi net olarak bilinmemekle birlikte 16. yüzyıl başlarında yapıldığı düşünülmektedir. Dikdörtgen bir yapı şeklinde kesme taşlardan inşa edilen cami Akkoyunlu mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Bingöl’de yapılan ilk cami olma özelliğini taşımaktadır. Cami İsfahan Bey tarafından Aşağı Çarşı adı verilen bölgede yaptırılmıştır. Yıllar içerisinde deprem gibi nedenlerden dolayı bazı bölümlerinin yıkıldığı cami en son 2007 yılında restore edilmiştir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Salda Gölü, Ağlasun, Yeşilova ve İnsuyu mağarası gibi turistik yerleri ile bilinen Burdur, Anadolu topraklarında hüküm süren medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir yerdir. Çeşitli antik kentler ve tarihi yerler burada görülmeye değerdir. Antik bir coğrafya üzerinde kurulu olan şehir 1391 yılında Osmanlı hâkimiyeti altına girip Cumhuriyetin ilanından sonra il statüsüne kavuşmuştur.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Sagalassos Antik Kenti, Burdur’un önemli tarihi mirasları arasındadır. Ağlasun ilçesi Pisiyan Bölgesi’nde yer alan Sagalassos, Toros ve Ağlasun Dağları arasında konumlanmıştır. Bölge Fransız bir gezgin tarafından 1706 yılında keşfedildi. Bölgenin en önemli özelliği dünyanın en yüksek rakımlı tiyatrosuna sahip olmasıdır. Kaya mezarları, çeşmeler ve Roma hamamı gibi tarihi kalıntılar bölgede dikkat çeken tarihi eserler arasındadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 09.00 – 19.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.30 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 14 TL. Müze Kart geçerlidir.
M.Ö. 156 yıllarına kadar uzanan tarihi geçmişiyle Kibyra Antik Kenti tarih boyunca pek çok medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan bir yerdir. Burdur’un Gölhisar ilçesinde üç ayrı tepelik üzerine kurulu kent oldukça geniş bir alana sahiptir. Bölgede M.S. 23 yılında gerçekleştiği bilinen depremler sonucu tahribatlar olmuş ve kent Roma döneminde yeniden inşa edilmiştir. Antik kent alanında yapılan kazılarda çıkarılan eserler Burdur Müzesi’nde sergilenmektedir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 1 Ekim (Yaz Dönemi): 09.00 – 19.00, 1 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.30 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Marmara Bölgesi’nde yer alan Yalova, Türkiye’nin en küçük şehri olmasına rağmen, en uzun kıyı şeridine sahip deniz tatili açısından oldukça popüler turistik şehirlerden biridir. Bölgedeki ilk yerleşim tarih öncesi dönemlere uzanıyor. Hititler, Frigler ve Romalıların burada hüküm sürdüğü bilinmekte. Termal kaplıcalarıyla bilinen Yalova Bizans döneminden kalma pek çok tarihi kabartmalara da ev sahipliği yapıyor. Ve elbette kaplıcaların yanı sıra modern kültür merkezleri ve anıtları da burada görülmeye değerdir.
Yalova şehir merkezinde bulunan Rüstem Paşa Camii Kanuni Sultan Süleyman sadrazamlarından biri olan Rüstem Paşa tarafından 1500’lü yıllarda cami, han, hamam ve külliye olarak yapıldığı düşünülmektedir. Günümüze kadar gelen kısmı sadece cami ve hamam bölümüdür. Yapının tarihi hakkında kesin bilgiler bulunmamakla birlikte 1999 depreminde hasar görmüş ve ibadete kapatılmıştır. Bugün ise caminin yetersiz olması nedeniyle yanına Merkez Camii olarak yeni bir cami inşa edilmiştir. Hamam kısmı ise yapılan değişikliklerle halen kullanılmaktadır. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı’na ait bir kitap satış yeri ve bayanlar için ayrı bir mescit bulunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Yalova şehir merkezinde yer alan Yürüyen Köşk Pazartesi hariç haftanın her günü ziyarete açıktır. Köşk adını, Atatürk ile bahçıvan arasında geçen konuşma sonrası almaktadır. Atatürk çınar ağacının kesilmesini müsaade etmeyerek binanın ağaçtan biraz daha uzağa kaldırılması talimatını vermişti. 1930 yılında binanın Atatürk nezaretinde ağacın yaklaşık 5 metre ilerisine kaydırılmasından sonra yapı o günden bugüne Yürüyen Köşk olarak anılmıştır.
Ziyaret Saatleri: Salı – Pazar günleri 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Pazartesi günleri kapalıdır.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Birçok medeniyetin yerleşim yeri olan Karaman çok sayıda ve asırlık tarihi eserlere sahiptir. Kent; hakkındaki efsaneleri, Yunus Emre, Mevlana Celaleddin Rumi ve Piri Reis gibi yetiştirdiği birçok ünlü kişi ve onlara ait tarihi yapılar ile kültürel miras birikimleri burada görülebilir.
Manazan Mağaraları kayaların içine oyulmuş 5 katlı yerleşim yerlerinden oluşmaktadır. Bizans İmparatorluğu döneminde güvenlik ve yerleşim yeri olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Mağaralar Karaman şehir merkezine 45 kilometre uzaklıkta bulunan Taşkale köyü girişindeki killi yapıya sahip kaya kütlesi içerisinde yer almaktadır. Manazan Mağaraları’nda yer alan 5 kattan ikisi zamanla çökmüş ancak Kumkale, At Meydanı ve Ölüler Meydanı olarak adlandırılan 3 kat günümüze kadar ulaşmış ve ziyaret edilebilir durumdadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
1810 yılında Hacı Ahmet Efendi tarafından yaptırılan ve Karaman şehir merkezinde yer alan konak, Anadolu Türk ev mimarisinin güzel bir örneğidir. Konak tarih içerisinde Tartan ailesine ev sahipliği yapmanın yanı sıra şehirlerarası yolculuk yapanların da uğrak konaklama yeri olarak kullanılmıştır. Konakta Osmanlı dönemine ait eserlerin yer aldığı resimler ve kalem işi süslemeler dikkat çekmektedir. Tartan konağı günümüzde ziyaretçilere açık olup şehir merkezinde kolay ulaşılabilecek bir konumdadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Türkiye’nin en büyük Demir Çelik sanayisine sahip Karabük M.Ö 2500’lü yıllara uzanan tarihi bir geçmişe sahiptir. Bölge Anadolu’nun hemen her kentinde olduğu gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Türkiye’nin ormanlık alanı en fazla olan il konumunda olan Karabük doğal güzellikleri ve coğrafi yapısı ile gezilip görülmeye değer yerlerden biridir.
Safranbolu, iyi korunmuş Osmanlı dönemi evleri ve mimarisi ile 1994 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmeyi başarmış popüler turistik yerlerden biridir. Eski kent bölgesinde, pek çok iyi korunmuş ev, müze, tarihi camiler, çeşme, hamam, kervansaray ve yüzlerce konak bulunuyor.
Karabük’ün Eskipazar ilçe merkezine 3 kilometre uzaklıkta bulunan Hadrianapolis Antik Kenti Roma ve erken Bizans dönemi kalıntılarına ev sahipliği yapıyor. Antik kent içerisinde 3 adet kilise kalıntısı bulunmaktadır. Bölgenin en önemli eserlerinden biri 2003 yılında yapılan kazılarda bulunan 4 adet mozaiktir. Bu mozaiklerde yer alan figürlerin içinde en dikkat çekeni ise Hristiyan inancına göre cennetteki 4 nehri temsil eden nehirlerin isimlerinin yer almasıdır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.30 – 18.00 arası ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan Kırşehir’in tarihi Hititler dönemi ile başlıyor. Ahilik felsefesinin doğup yayıldığı önemli bir merkez olan Kırşehir bugün halen daha kültürel varlığını korumaktadır. Hacı Bektaş-ı Veli ile özdeşleşen şehir daha birçok ozan ve yazar yetiştirmiştir.
Kırşehir’in önemli tarihi yapılarından biri olan Ahi Evran Türbesi her yıl pek çok insan tarafından ziyaret ediliyor. Ahi Evran Camii ve Türbesi 2014 yılında Cacabey Medresesi ile birlikte UNESCO Geçici Kültürel Miras Listesi’ne eklenmiştir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Cacabey Medresesi 800 yıllık tarihi ile Anadolu Selçuklu döneminden kalma bir yapıdır. Kırşehir emiri olan Nurettin Cibril Cacabey tarafından 1271-1272 yıllarında medrese ve gözlem evi olarak yaptırılmıştır. Hem dini ilimler hem Müspet bilimlerin öğretildiği fakülte olarak hizmet veren yapı daha sonra camiye çevrilmiştir. Kırşehir kent merkezinde yer alan yapı UNESCO Geçici Kültürel Miras Listesi’nde yer almaktadır.
Ziyaret Saatleri: Pazartesi – Cumartesi 08.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Pazar günleri kapalıdır.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Tarihte Mengüceklilerin başkenti olarak bilinen Erzincan Türklerin hâkimiyetinden önce birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve daha sonra Malazgirt Meydan Muharebesi sonrasında Türklerin ilk yerleşim yerleri arasında yer almıştır. Erzincan dopdolu bir tarihi geçmişe ve önemli tarihi eserlere sahiptir. Kent ekonomisi tarım, hayvancılık ve arıcılık üzerine kuruludur. Kemah Kalesi, Mama Hatun Külliyesi ve Abrenk Kilisesi şehrin önemli tarihi mirasları arasında bulunmaktadır.
13. yüzyılda yapıldığı düşünülen Mama Hatun Türbesi ve Kervansarayı Türk mimarisinin önemli yapı taşlarından biridir. Tarih boyunca pek çok kez onarımdan geçen yapı bugün ne yazık ki orijinalliğini tam olarak koruyamamıştır. Selçuklu dönemi Osmanlı mimarisini yansıtan yapı Erzincan’ın önemli tarihi eserleri arasında yer almaktadır. Erzincan’ın Tercan ilçesinde bulunan türbe Saltuklu prensesi olan Mama Hatun adına yapılmıştır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Tarihte Thynler, Mısır firavunu II. Amozis, Hititler, Frigler, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Büyük İskender, Roma İmparatorluğu ve Bizans medeniyetlerinin yerleşkesi olmuş olan Bilecik Anadolu tarihinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. 1071 yılı itibariyle Selçuklu hâkimiyeti altına giren şehir, Osmanlı hâkimiyetinde önemli merkezlerden biri olmuştur.
14. yüzyıl başlarında yapıldığı düşünülen Orhangazi eserlerinden biri olan cami Bilecik’te ziyaret edilmeye değer önemli tarihi yapılar arasında bulunuyor. Orhangazi Camii’nin önemli bir özelliği minarelerin camiye bitişik olmasının yanı sıra asıl minarenin bir kaya içerisine inşa edilmiş ve ana binadan uzak olmasıdır. Osmanlı döneminde yapılan camiler arasında ilk kubbeli yapı denemesi özelliği olan bir eserdir. İkinci Abdülhamit döneminde onarım görmüş ve en son 1973 yılında restore edilmiştir.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Sultan I. Mehmet Çelebi tarafından 1414-1420 yılları arasında yaptırılan cami, kubbeli yapı örneklerinin başında yer alır. Camii, 12 kubbeli ve dikdörtgen planlı inşa edilmiştir. Osmanlı mimarisinin önemli eserlerinden biri olan Çelebi Mehmet Camii ikinci Abdülhamit döneminde onarılarak genişletilmiş ve üzerinde bazı değişiklikler yapılmıştır. İnanç ve kültür turizmi açısından önemli bir eser olan Çelebi Sultan Mehmet Camii Bilecik’in Söğüt ilçesinde yer almaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Antik çağ döneminde önemli bir liman kenti olan Sinop tarih boyunca yerleşim gösteren medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve bu medeniyetlerin stratejik liman kenti olmuştur. Şehrin turizm değeri oldukça yüksek olup tarihi geçmişi ve Kurtuluş Savaşı milli mücadelesinde aldığı önemli rol nedeniyle oldukça zengin bir tarihi mirasa sahiptir.
Selçuklu Devleti’nin Sinop’u fethinden sonra yapıldığı düşünülen ve Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılan cami erken dönem İslam mimarisine uygun bir yapıdır. Alaaddin Cami 2009 yılında onarımdan geçerek bugünkü halini almıştır. Cami içerisinde Candaroğulları Türbesi de yer almaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Birçok edebi esere konu olmuş olan tarihi Sinop Cezaevi’nin Hellenistik dönemde yapıldığı bilinmektedir. Üç tarafı denizlerle çevrili kalın yüksek kale duvarlarının içerisinde yer alır. Bölgeye hâkim olan Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar kale yapısına sadık kalarak korumayı başarmıştır. Bir dönem tersane olarak da kullanılan kalenin iç kale burçları 1560 yılında zindan olarak da kullanılmıştır. Son olarak 1999 yılında kapatılan tarihi Sinop Cezaevi bugün bir müze olarak ziyaretçilerine kapıları açmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 1 Nisan – 31 Ekim (Yaz Dönemi): 09.00 – 19.00, 31 Ekim – 1 Nisan (Kış Dönemi): 08.30 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: 10 TL. Müze Kart geçerlidir.
Malazgirt zaferinden sonra Türklerin yerleşim yerlerinden biri olan Çankırı tarihi M.Ö. 7000’li yıllara kadar uzanmaktadır. Ilgaz Dağı ve Tuz Mağarası kentin doğal güzellikleri arasında yer alırken, Çankırı Müzesi, Sultan Süleyman Camii ve Taşmescit önemli tarihi yapılarından bazılarıdır.
Çankırı’nın Bayramören ilçesine 3 kilometre mesafede Melen Çayı üzerinde yer alan tarihi ahşap köprünün bundan 250 yıl önce yapıldığı tahmin edilmektedir. Köprü bugün yayaların ve hayvanların iki vadi arasında ulaşımlarını sağlamaları adına önemli bir geçittir. Kesme taşlardan örülü üç ayak üzerine keresteler ile yapılmıştır. 2002 yılında aslına uygun olarak restore edilen köprü bugün halen daha bölge halkının ulaşımı için kullanılmaktadır.
Çankırı şehir merkezi Mimar Sinan Mahallesi’nde yer alan tarihi Ulu Camii kültür turizmi açısından kentin önemli tarihi eserlerinden biridir. Mimarı Sadık Kalfa olup Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Cami restorasyonu Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılmış olup en son 2015 yılında yenilenen haliyle bugün hem ibadete hem de ziyarete açık konumdadır. 1558 yılında ibadete açılan cami kare planlı olup, ortasında büyük tam bir kubbe ve bu kubbeyi çevreleyen yarım kubbeler yer almaktadır. Camide sülüs hatla yazılı bir de kitabe bulunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Küçük bir sahil kenti olan Bartın‘da bilinen en önemli coğrafi oluşum Küre Dağlarıdır. M.Ö. 14 yüzyıl itibariyle yerleşim bölgesi olarak tarihte rol oynayan bölgede Anadolu’da hâkimiyet kuran medeniyetler sırasıyla burada yer almıştır. Şehrin bilinen popüler turizm noktası ise deniziyle meşhur Amasra ilçesidir.
Bartın kenti hanları ile ünlüdür. Bunlardan biri olan Taşhan Bartın şehir merkezinde görülmeye değer tarihi yapılardan biridir. Hükümet Konağı Caddesi’nde yer alan Taşhan Hacı Ali Ağa tarafından 1830-1835 yılları arasında yaptırılmıştır. Dikdörtgen bir yapıya sahip olan Taşhan açık avlulu ve 2 katlı mimari özelliğe sahiptir. 16 domuzlu örme ve 18 odadan oluşan Taşhan Bartın’ın tarihi zenginliklerinden birisidir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.00 – 23.30 saatleri arasında açıktır.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Eski bir Bizans kilisesi olan yapı Amasra Kalesi içerisinde yer almaktadır. 9. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen yapının Fatih Sultan Mehmet tarafından 1460 yılında camiye çevrildiği bilinmektedir. Fatih Camii günümüzde kullanılmakta olup gelenek gereği Cuma ve bayram namazlarında hutbe kılıç çekilerek okunmaktadır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Iğdır Ermenistan, Nahçıvan ve İran ile sınır konumdadır. Efsanelere konu olan Ağrı Dağı’nın büyük bir kısmı bu bölgede yer almaktadır. Tarihte çok fazla medeniyete ev sahipliği yapmış olan Iğdır, Çaldıran Savaşı’nın kazanılmasından sonra Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. Zamanın önemli ticaret yollarından biri olan tarihi İpek yolu da Iğdır’dan geçmektedir.
Iğdır’a 15 kilometre uzaklıkta Harmandöven Köyü’nde bulunan kervansarayın tarihi 13. yüzyıla uzanmaktadır. Anadolu Selçuklu dönemi mimari eserlerinden biri olan kervansaray Sürmeli Emir’i Şerafettin Ejder tarafından yaptırılmıştır. Ejder Kervansarayı olarak da bilinen yapı Selçuklu taş işçiliğinin güzel bir örneğidir. Açık avlulu, kapalı hol sistemli ve duvarları yontu taşı kaplı olan Harmandöven Kervansarayı Iğdır’ın önemli tarihi yapılarından biridir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
M.Ö. 3000’li yıllara uzanan tarihi geçmişi ve ev sahipliği yaptığı medeniyetlerin kültürel mirasını içinde barındıran Artvin 1921 yılından itibaren Türk egemenliğine girmiştir. Ekonomisi tarım ve tarım endüstrilerine dayalı olan şehir beraberinde turizm açısından da önemli tarihi ve turistik yerlere ev sahipliği yapmaktadır.
Artvin şehir merkezinden 2 kilometre uzaklıkta yer alan Artvin Kalesi’ne ulaşım oldukça kolaydır. Şapel kalıntıları ve sarnıçlar kale içerisinde yer alan tarihi eklentiler arasındadır. Artvin Kalesi’nin yapım yılı 937 olup Gürcü Kralı Büyük Poşet tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Kale günümüzde askeri bölge içinde yer alması nedeniyle ziyaret sırasında asker refakatinde gezilebilmektedir. Tarih içerisinde çeşitli dönemlerde onarıldığı bilinen kale en son restorasyonu 2004 yılında yapılmış ve 2012 yılında da ışıklandırılması sağlanmıştır.
Ziyaret Saatleri: Askeri bölge içerisinde yer aldığından dolayı, nizamiyeye bilgi verilip, bir asker refakatinde ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Dört Kilise olarak da bilinen Tekkale Manastırı, Artvin’in Yusufeli ilçesine bağlı Tekkale köyünde yer almaktadır. Manastır, Bakratlılar tarafından 9. yüzyılda inşa edilmiştir. Trapeza ve seminer odası gibi bölümleri olan manastır ortaçağ döneminin önemli tarihi yapıları arasında yer almaktadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 24 saat ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Gümüşhane, Hititlere kadar uzanan tarihi bir geçmişe sahiptir. Sahip olduğu gümüş yatakları ile tarih boyunca pek çok medeniyetin ilgi duyduğu bir yerleşim bölgesi olmuştur.
Kent merkezine 80 km uzaklıkta bulunan Santa Harabeleri Dumanlı Köyü sınırlarında kalmaktadır. Rum çetelerin sığınağı olarak kullanılan bölge din, kültür ve ticari öneme sahip bir yerdi. Pontus Rum dönemine ait olduğu düşünülen bölge 9 mahalle ve yaklaşık olarak 300 evden oluştuğu düşünülmektedir.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 24 saat ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kesişme noktası üzerinde bulunan Kilis, Suriye ile sınır komşusudur. Kültürel zenginliği ve çevre bölgelerle olan etkileşimden kaynaklı zengin bir kültürel ve tarihi yapıya sahiptir. Üzüm bağları ve zeytinlikleri ile ünlü olan Kilis ayrıca dünyada yalnızca bir adet olan Hititlere ait Heykel atölyesine de ev sahipliği yapmaktadır.
Kilis’in Polateli ilçesinde yer alan Ravanda Kalesi, dağın tepe kısmı oyularak inşa edilmiştir. Kale mimarisi Hitit dönemi ile benzerlik taşımakla beraber kesin bilgiler Haçlı Seferleri dönemi ve 11. yüzyıla dayanmaktadır. Ravanda Kalesi’nde henüz arkeolojik bir çalışma yapılmamış olması ile beraber, kalenin bugün yalnızca iç kale kısmı kalmış olup, dış duvarları yıkılmış durumdadır.
Ziyaret Saatleri: Pazartesi – Perşembe – Pazar günleri 08.00 – 20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Cuma günü kapalıdır.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Çıldır Gölü üzerinde atlı kızaklarla dolaşmak ve yılın belirli dönemlerinde gün batımında Damal Dağları’nda beliren Atatürk siluetini izlemek buranın vazgeçilmez aktiviteleri arasındadır. Kaya mezarları başta olmak üzere Ardahan’da pek çok tarihi yapı görülmeye değerdir.
Şeytan Kalesi’nin günümüze ne yazık ki ancak yarısı ulaşabilmiştir. Urartular tarafından yapıldığı tahmin edilen kale, tarih içerisinde egemen toplumlar tarafından defalarca onarımdan geçtiği bilinen bölgenin ilginç tarihi yapılarından biridir. Anadolu kalelerinden farklı yapıda inşa edilmesi sebebi ile Orta Çağ Kalesi olarak ünlenen yapı, sarp bir bölgede 2 metreyi bulan sur duvarlarıyla inşa edilmiştir. Çıldıran Kalesi, Kal’a-ı Şeytan, Kaçiş ve İblis Hisarı olarak adlandırılan kale Ardahan’ın turistik değer taşıyan yapılarındandır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 08.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Dikkat çekici bir mimariye sahip olan Mevlit Efendi Camii, Ardahan şehir merkezinde yer almaktadır. 1701 yılında inşa edilen caminin yakın zamanda yenileme çalışması yapılmıştır. Caminin yenilenen yerleri cephe duvarlarının yarıdan yukarısı ve üst örtüsüdür, diğer kısımları orijinalliğini korumaktadır. Ardahan şehir merkezinde ziyaret edilecek inanç turizmi merkezlerinin başında gelen camiye ulaşım oldukça kolaydır.
Ziyaret Saatleri: İbadet saatleri dışında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Doğu Anadolu Bölgesinde Munzur ve Pülümür Çayı etrafında kurulmuş, son dönemlerin popüler gezi rotaları arasında olan Tunceli, tarihi itibari ile Cumhuriyet Dönemi şehri olarak bilinir. Tarım ve hayvancılıkla geçim sağlayan şehirde yaban hayat önem taşımaktadır. Konumu itibari ile bağlantı noktalarının merkezinde yer alan şehirde okuma yazma oranı oldukça yüksektir. Çemişgezek, Pülümür ve Ovacık şehrin ünlenen ilçelerindendir. Munzur ırmağı, su sporu sevenlerin gözde mekânları arasına girmiş, bölge son dönemlerde yerli ve yabancı turistlerin rotası içine dâhil olmuştur.
Pertek Kalesi günümüzde bir ada görünümünde olmasına rağmen yapıldığı dönemde nehre kıyı bir kara parçası üzerinde yer alıyordu. Murat Nehri kıyısında bulunan kale, Keban Barajı’nın yapımı ile ada görünümünde kaldı. Yapımı hakkında kesin bilgiler olmamasına karşın tarihinin Urartulara kadar uzandığı düşünülmektedir. Tunceli’nin popüler tarihi yerlerinden biri olan Pertek Kalesi’ne ulaşım, Murat Irmağı üzerinde sefer yapan balıkçı tekneleri ve feribotlar ile sağlanmaktadır.
Ziyaret Saatleri: Ulaşım balıkçı tekneleriyle ve belediye tarafından sağlanan feribotlar ile sağlanıyor. Haftanın her günü 08.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsiz.
Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde yer alan bu tarihi cami kesme taşlardan yapılmış olup özelliklerinden biri tüm pencerelerinin batı yönüne yapılmış olmasıdır. Caminin yapımında minare olmaması, minarenin sonradan ilave edilmesi, doğu cephesinde olan tek penceresinin de diğerlerine göre daha yukarıda olması ve caminin içinde yer alan çini işçiliklerinin güzelliği yapıyı ön plana çıkaran özelliklerinden bazılarıdır.
Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Bayburt, Doğu Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan noktada yer almaktadır. Urartulardan Romalılara ve Türkmenlerin de bölgeye yerleştiği bilinmektedir. Hem karasal hem Karadeniz iklimi özellikleri gösteren şehir tarım, hayvancılık ile geçim sağlarken doğa ve su sporları için de elverişli yerlere sahiptir. Bayburt’un doğal ve tarihi yerlerinin yanında şehrin bakır ve taş işlemeciliğindeki gelenekselleşmiş bir zenginliği bulunmaktadır.
Bayburt Kalesi, şehre hâkim bir noktaya yapılmış olup kim tarafından ne zaman yapıldığına dair net bir tarihsel bilgi bulunmamaktadır. Roma, Ermeni, Bizans ve Arap hâkimiyetleri altında kullanılan kalenin farklı mimarilerde defalarca onarımdan geçtiği gözlemlenebilir. Kalenin Dede Korkut hikâyelerinde geçmesi, içindeki Arapça kitabeler ve çini süslemeleri ön plana çıkan özellikleri arasındadır.
Ziyaret Saatleri: Haftanın her günü 24 saat ziyaret edilebilir.
Giriş Ücreti: Giriş ücretsizdir.
Listede yer alan tarihi yerler arasında bugüne kadar gördüğünüz veya görmek istediğiniz yapıları bizimle yorum bölümünden paylaşın. Listede eksik olduğunu düşündüğünüz ve olmasını istediğiniz tarihi yerleri de bizimle paylaşmayı unutmayın!
* Türkiye’nin Tarihi ve Turistik En Popüler Yerleri listemizde başta UNESCO Dünya Mirası Listesi ve Geçici Listesi’ndeki yerler olmak üzere, yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen en popüler tarihi yapılara yer verdik.
* Listemizde şehir sıralaması nüfus yoğunluğuna göre yapılmıştır.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…
Yorumları Gör
Baya iyidi ya yardımcı oldu bana
Merhaba Bayram bey
Beğendiğinize sevindik sürekli yazılarımızı sizler için geliştiriyoruz.
İyi geziler.
Hocam bana Türkiye'nin tarihi ve turistik yerleri bir liste yapmam için ödev verdi dedim galiba 1 haftada bu işin altında çıkamam yalnız baktımki bunu bile düşünmüşsünüz öğrencilik hayatımda ödevimi ilk defa bu kadar hızlı yaptım sayenizde sonsuz teşekkürler! ????
aynı şekilde hocam banada türkiye nin tarihi ve turistik yerleri ödevi verdi , dedim yandık gelde uğraş dur sağolsun Fixbilet imdadıma yetişti :)
TEŞEKKÜR EDİYORUM.
BAZI YERLER YOK
Merhaba
Bildirinizseniz bize , yazımızi güncelleyebiliriz.
Sürekli güncellenmektedir
Ayasofya Müzesi artık Camii olmuştur. Giriş ücretinin olmadığını ve orada ibadet edildiğini eklerseniz sevinirim.
Merhaba Osman Bey,
Uyarınız için teşekkür ederiz. Gerekli düzeltmeler yapılmıştır.