Pamukkale hakkında: Dünyada eşi benzeri olmayan güzelliğiyle Türkiye’nin turizm merkezlerinden biri olan Pamukkale, bembeyaz travertenleriyle ünlüdür. Yıl içerisinde yerli ve yabancı en az 1 milyon turist tarafından ziyaret edilen Pamukkale Travertenleri, 1988 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer almaktadır.
Ayrıca dünyanın sekizinci harikası olarak anılan Pamukkale, eşsiz coğrafyasının yanı sıra içerisinde bulunan antik kentlerle de dikkat çeken bir turizm cennetidir. Dolayısıyla Pamukkale, büyüleyici Kleopatra Havuzu, şifalı termal suları, kar beyazı travertenleri, Hierapolis Antik Kenti ve görkemli antik tiyatrosu ile Türkiye’nin en çok turist çeken yerlerinin başında gelmektedir.
Ege Bölgesi’nin en güzel şehirlerinden Denizli’ye bağlı en kalabalık ilçe olan Pamukkale, iç ısıtan iklimi sayesinde yılın her dönemi ziyaret edilebilmektedir. Pamukkale’de yapılacak şeyler listemizde, aradığınızdan çok daha fazlasını bulabileceğinize emin olabilirsiniz!
Kullanılan kartlar:
Şehir içi ulaşım:
Pamukkale’de şehir içi ulaşımda genel anlamda belediye halk otobüsleri, minibüs ve dolmuş gibi toplu taşıma vasıtaları kullanılmaktadır. Bu vasıtaların bazılarında Denizli Kart geçerli olup; bazılarında nakit ödeme ile yolculuk yapılabilmektedir.
Pamukkale’den çevre ilçelere ve Denizli şehir merkezine minibüs, dolmuş ve belediye otobüsleriyle ve Pamukkale turizm seferleri ile ulaşmak mümkündür. Bunun yanı sıra taksi ve özel araç kiralama gibi seçenekler de ilçede mevcuttur. Daha fazla bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
İkonik gezi noktaları: Pamukkale’nin ikonik gezi noktalarını; Pamukkale Travertenleri, Antik Kleopatra Havuzu, Hierapolis Antik Kenti, Hierapolis Antik Tiyatro, Laodikeia Antik Kenti, Hierapolis Arkeolojik Müzesi, Karahayıt Kaplıcaları, St. Philippe Martyrion Kilisesi ve Halıcı Ahmet Urkay Etnografya Müzesi oluşturuyor.
Pazar günü ne yapılır?
Pamukkale’de güzel bir Pazar günü, kahvaltıyla başladığınız güne, beyaz cennet olarak anılan travertenleri gezerek devam edebilirsiniz. Pamukkale travertenlerini dilerseniz yamaç paraşütü yaparak dilerseniz de balon turlarına katılarak gezmeniz mümkün! Bunun yanı sıra şifalı termal sularda yüzebilir, her türlü derdinize deva bulabilirsiniz.
Ayrıca Pamukkale Travertenleri’nin hemen girişinde bulunan Kocaçukur Natural Park Havuzu’na gidebilir, çamur banyosunda keyifli anlar yaşayabilirsiniz. Son olarak, ilçenin göz bebeği olan ve içinde Kleopatra’nın da yüzdüğü söylenen antik Kleopatra Havuzu’nda tarihi sütunlar arasında yüzebilir, hem doğanın hem de tarihi atmosferin tadını çıkarabilirsiniz.
Bir günde ne yapılır?
Pamukkale’de bir gününüzü, antik kentlere ayırabilirsiniz. Hierapolis Antik Kenti’nin muhteşem yapılarını, özellikle de Hierapolis Antik Tiyatrosu’nu yakından görebilir; Hierapolis Arkeoloji Müzesi’ni dolaşarak, kentin tarihi ve kültürel yapısı hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Hierapolis gezinizi tamamladıktan sonra Laodikeia Antik Kenti’ne uğramayı sakın unutmayın!
Bu kent içerisinde, özellikle aynı adlı Laodikeia Kilisesi’nden arda kalanları mutlaka görmelisiniz. Hristiyan alemi için oldukça önemli olan bu kilise, her yıl milyonlarca turist tarafından da ziyaret ediliyor. Bunların yanı sıra gününüzü Honaz Dağı Milli Parkı’nda, trekking, piknik, kamp, yamaç paraşütü, fotoğrafçılık ve doğa yürüyüşü gibi aktivitelerle dolu dolu geçirebilirsiniz.
Burası Neresi? Denizli denildiğinde akla ilk olarak Pamukkale gelir. Bembeyaz travertenleriyle bilinen Pamukkale, esasen Denizli’ye bağlı bir ilçedir. Eski adı Akköy olan ilçe, şehir merkezinin 22 kilometre kuzeyinde, Büyük Menderes Nehri’nin bir kolu olan Çürüksu Çayı’nın doğduğu yerde konumlanmaktadır.
Güneyde Tavas ilçesi, batıda Buldan, Sarayköy ve Merkez Efendi, doğuda ise Çal ve Honaz ile çevrelenen Pamukkale, nüfus itibariyle şehrin en büyük ilçesi konumundadır.
Neden Gitmeliyim? Hem tarihi hem de kültürel anlamda oldukça ilgi çekici bir yer olan bu güzel ilçe, Türkiye’nin en popüler turizm merkezlerinden biri olma ayrıcalığına sahiptir. Zira Pamukkale, kalsiyum oksit içeren termal suların oluşturduğu travertenleri dolayısıyla Dünya’nın sayılı doğa harikaları arasında gösterilir. Ve hatta Dünya’nın sekizinci harikası olarak da anılır.
İlçe, travertenleri ve şifalı kaplıcalarının yanı sıra Antik Çağ’dan itibaren önemli kültürlerin merkezi olmasıyla da hem tarihi hem de kültürel anlamda fazlasıyla renklidir. Bu özellikleri sayesinde, 1988’den beri UNESCO Dünya Mirasları Listesinde yer almaktadır. Antik kentlere, tarihi kalıntılara ve şifalara sulara sahip olan Pamukkale, doğal güzellikleriyle de dikkat çekmektedir.
İlçe, doğa içinde gerçekleştirilen pek çok aktiviteye imkan sağlamaktadır. Bisiklet parkurları ve trekking rotaları ile doğa severlerin uğrak noktalarından biri olan Pamukkale’de yılın hemen her dönemi yamaç paraşütü, dağcılık ve mağaracılık gibi ekstrem faaliyetler gerçekleştirilebilmektedir.
Kaçırmayın! Pamukkale’ye gidildiğinde keşfedilmesi gereken ilk noktalardan biri ilçe merkezidir. Çeşitli etkinlik alanlarıyla dolu olan ilçe merkezi, vakit geçirebilmek için harika bir seçenek! Dolayısıyla sizler de Pamukkale’de yapılacak şeyler listenize bu maddeyi mutlaka ekleyin…
Burası Neresi? Denizli, Ege Bölgesi’nin en güzel şehirlerinden biridir. Tekstil ürünleri ve yöreye has Denizli horozu ile meşhur olan şehir, Ege ve Akdeniz bölgeleri arasında bir geçit konumunda olup; her iki bölge üzerinde de toprakları vardır.
Neden Gitmeliyim? Pamukkale Travertenleri’nin etkisiyle de yıl içerisinde, yerli ve yabancı milyonlarca turist tarafından ziyaret edilen Denizli, ülkemizin en önemli turizm noktalarından birini teşkil etmektedir.
Ayrıca yerel, ulusal ve uluslararası etkinliklere, festivallere ve çeşitli organizasyonlara ev sahipliği yapan şehir; eğitim, kongre, kültür ve sanat merkezi niteliği taşımaktadır. Niteliklerini saymakla bitiremeyeceğimiz Denizli, turistik anlamda da gezip görülmesi gereken pek çok yere sahip!
Başta şehrin simgesi olan Pamukkale Travertenleri’nin yanı sıra; Bağbaşı Yaylası ve Denizli Teleferik, Denizli UFO Müzesi, Tripolis Antik Kenti, Işıklı Gölü ve Tokalı (Akdağ) Kanyonu, Atatürk Evi ve Etnografya Müzesi, Folklorik Bez Bebek Müzesi (Denizli Bez Bebek Evi Müzesi), Honaz Dağı, Çamlık Parkı, Keloğlan Mağarası, İnceğiz Kanyonu, Denizli Nikfer Kayak Merkezi ve Işıklı Gölü gibi yerler sizleri bekliyor.
Kaçırmayın! Tüm bu yerlerle ve daha fazlasıyla ilgili detaylı bilgi almak için ”Denizli’de Gezilecek Yerler Listesi | En Kapsamlı 43 Nokta, Denizli’nin Tarihi Yerleri | 12 Tarihi Yapı ve Denizli’de Ne Yapılır? Denizli’de Yapmanız Gereken 28 Şey” başlıklı yazılarımızı mutlaka okuyun… Bu sayede, Pamukkale’ye gelmişken Denizli’nin diğer doğa harikalarını yakından görme fırsatı elde edin!
Burası Neresi? St. Philippe Martyrion Kilisesi, Pamukkale ilçesinde bulunan en eski ve en önemli kalıntılardan biridir. Günümüzde bir kalıntı halinde bulunan kilise, Hierapolis Antik Kenti’nin kuzeyindeki bir tepe üzerinde yer almaktadır.
Neden Gitmeliyim? Kilise, adını İsa’nın 12 havarisi arasında yer alan St. Philippe isminden almıştır. Çünkü St. Philippe, M.S. 80’li yıllarda Hıristiyanlığı yaymak için bölgeye gelmiş; fakat amacına ulaşamadan öldürülmüştür. Bu olaydan yola çıkılarak söz konusu kilisenin M.S. 4. yüzyılın sonu 5. yüzyılın başlarında Aziz Philippe’in anısına yaptırıldığı bilinmektedir.
Kaçırmayın! Hatta kesin olmamakla birlikte St. Philippe’in mezarının da burada olduğu düşünülmektedir. Hierapolis’in en görülesi tarihi kalıntılarından biri olan St. Philippe Martyrion Kilisesi’ni ziyaret etmek, Pamukkale’de yapılacak şeyler arasına mutlaka eklenmelidir.
Burası Neresi? Pamukkale’de yapılacak şeyler listemizdeki durakların en gözdesi: Pamukkale Travertenleri… Denizli’nin ve hatta ülkemizin simgeleşen turizm merkezlerinden biri olan Pamukkale Travertenleri, Türkiye’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiş 18 doğa harikasından biridir.
Neden Gitmeliyim? Travertenler, Denizli’nin en kalabalık ilçesi olan, aynı isimli Pamukkale ilçesinde, şehir merkezinin 20 kilometre kuzeyinde konumlanıyor. Kuşadası’na da yakın bir lokasyonda yer alan Pamukkale Travertenleri her yıl, yerli ve yabancı 1 milyondan fazla turist tarafından ziyaret ediliyor. Uzunlukları 3 kilometre olup; yükseklikleri 50 metre civarında seyreden travertenlerin bölgede bulunan doğal termal su kaynağının etkisiyle çökme sonucu oluştuğu biliniyor.
Ünü sınırları aşıp, dünyaya ulaşmış popüler bir turizm merkezi olan Pamukkale travertenler Kadı Deresi yakınındaki Domuzçukuru adlı alandan başlayıp, kuzeydeki Nekropol’ün son mezarının yanındaki Çaltık Deresine kadar uzanan geniş bir alana yayılıyor. Yaklaşık 17 farklı termal kaynağından beslenen travertenlerdeki suyun sıcaklığı yıl boyunca 17 derece dolaylarında seyrediyor.
Söz konusu termal suyun; romatizma, kalp rahatsızlıkları, sindirim, dolaşım, solunum ve deri rahatsızlıklarına iyi geldiği söyleniyor. Zira sadece şifa bulmak için milyonlarca turist Pamukkale travertenlerine akın ediyor. Bu doğal yapının nasıl ortaya çıktığına dair birkaç efsane halk arasında yıllardır anlatılageliyor. Oluşum hikayesi çok çok eskilere dayanan Pamukkale travertenlerinin meydana çıkışını anlatan en bilindik efsaneler şunlardır:
”Pamukkale’de, eski adıyla Hierapolis’te Endymion adlı, oldukça yakışıklı bir çoban yaşarmış. Ay Tanrıçası Selene’ye aşık olan Endymion, bugün travertenlerin olduğu bölgede sevgilisi Selene’ye kavuşmuş. Rivayet bu ya, kavuşmanın verdiği aşk sarhoşluğuyla işini gücünü bırakan, ineklerini sağmayı bile unutan Endymion, bir de bakmış ki ineklerden boşalan sütler, bugün ki bembeyaz travertenleri oluşturmuş. Bir diğer hikaye ise şöyle: Bir zamanlar Hierapolis’te çirkin mi çirkin bir Çoban kızı yaşarmış. Bu kız o kadar çirkinmiş ki aynalara bakamıyor, her gün bu yüzden ağlıyormuş.
Bir gün bu duruma daha fazla dayanamayacağını düşünen ve intihar etmeye karar veren Çoban kızı, -kendisini bugün travertenlerin bulunduğu bölge olan- Hierapolis’in sularına bırakmış. O sırada yoldan geçen atlı bir prens, suda boğulmak üzere olan Çoban kızını fark etmiş ve onu kurtarmış. Bu duruma çok öfkelenen Çoban kızı, prense kendisini kurtardığı için kızmış. Prens ise şöyle demiş: ‘‘Bu kadar güzel bir kızın neden kendisini öldürmek istediğini anlayamıyorum.’’ Bu cevap karşısında şaşkına dönen kız, sudaki yansımasına bakınca çok şaşırmış. Zira şifalı olan Hierapolis suları, Çoban kızını, dünyalar güzeli bir peri kızına dönüştürmüş.”
Kaçırmayın! Görüldüğü üzere efsanelere bile konu olan Pamukkale Travertenleri, hem doğal güzelliği hem de şifalı sularıyla gören herkesi kendisine hayran bırakıyor. Sahip olduğu nitelikler sayesinde, tüm dünyaca bilinen travertenler, uluslararası alanda yayınlanan en popüler seyahat dergilerine bile konu oluyor. Dolayısıyla yurt dışında dahi böylesine rağbet gören Pamukkale’yi, ölmeden önce yapılacak listesine eklemeden olmaz!
Burası Neresi? Antik Havuz olarak da anılan Kleopatra Havuzu, 2.500 yıllık bir geçmişe sahiptir. Pamukkale Travertenleri’nin hemen yukarısında, Hierapolis Antik Kenti içinde yer alan antik termal havuz, yerli ve yabancı milyonlarca turistin dikkatini çeken bir cazibe merkezidir.
Yaz – kış farketmeksizin 36 derece su sıcaklığına sahip olan Kleopatra Havuzu’nun, M.S. 692 yılında meydana gelen depremde, sütunların yıkılması ve termal suyun birikmesiyle birlikte doğal yollarla oluştuğu biliniyor. Ayrıca Mısır kraliçesi Kleopatra’nın yüzdüğüne inanılan havuz, bu inanıştan ötürü Kleopatra Havuzu olarak anılıyor.
Neden Gitmeliyim? Antik kalıntılar ve tarihi sütunlar arasında harika bir yüzme deneyimi yaşayabileceğiniz Kleopatra Havuzu, Pamukkale’de görülmesi gereken yegane yerlerden biridir. Zira her yıl, milyonlarca kişi bu havuza akın ediyor. Dört mevsim yüzme olanağı sunan Kleopatra Havuzu aynı zamanda, sahip olduğu termal sularla şifa dağıtıyor.
Havuzun termal suyunun, kalp ve damar hastalıkları, romatizma, deri, felç ve sinir hastalıklarına, içildiğinde de mide ve bağırsak hastalıklarına şifa olduğuna inanılıyor. Bunun yanı sıra hava sıcaklığının yüksek olmasına rağmen yaz aylarında bile sıcak suyun insanı içine çektiği ve psikolojik olarak rahatlattığına da inanılıyor. Termal havuza yaz sezonu boyunca, günlük ortalama 2 bin 500 kişi giriş yapmakta olup; kış aylarında bu oran 400’e kadar düşebiliyor.
Denizli şehir merkezine 18 kilometre mesafede yer alan antik havuza özel araçla ulaşım, D – 585 karayolu üzerinden sağlanıyor. Yolun kuzeyine doğru devam ettikten sonra, yol boyunca sıralanan Pamukkale/ Hierapolis tabelalarını takip etmek gerekiyor. Havuza toplu taşıma vasıtalarıyla ulaşım ise Denizli Otogarı’ndan hareket eden Pamukkale minibüsleriyle sağlanıyor.
Kleopatra Havuzu’nda yüzmek için talep edilen ücret 32 TL olup; havuz Hierapolis Antik Kenti içerisinde yer aldığı için kente girişte de ayrı bir ücret vermek gerekiyor. Hierapolis Antik Kenti giriş ücreti ise 80 TL. Yani toplam ücreti ödeyip, hem antik kenti gezip dolaşabiliyor hem de havuzda yüzebiliyorsunuz.
Termal havuzda yüzmek değil de yalnızca havuzu görmek ve fotoğraf çekmek niyetindeyseniz ayrıca bir ödeme yapmanıza gerek kalmıyor. Bunun yanı sıra havuz için 0 – 6 yaş arası ücretsiz olup; 7 – 12 yaş arası 13 TL olarak ücretlendiriliyor. Son olarak: Müzekart sahibiyseniz Hierapolis Antik Kenti’ni yılda iki kez ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.
Burası Neresi? Hierapolis Arkeoloji Müzesi, Hierapolis Antik Kenti’nin en büyük yapılarından biri olan Roma Hamamı içerisinde hizmet veriyor. 1984 yılından bu yana hizmet vermeye devam eden müzede, Hierapolis’te gerçekleştirilen arkeolojik kazılardan çıkan eserler sergileniyor.
Hierapolis’in yanı sıra yine Denizli’de bulunan; Laodikeia, Colossai, Tripolis, Lycos (Çürüksu) Vadisi ve Attuda gibi antik kentlerde bulunan önemli parçalar da müzede sergilenenler arasında yer alıyor.
Ayrıca Denizli dışında yer alan Caria, Pisidya ve Lidya bölgelerindeki kalıntıların da bir kısmı müzede sergileniyor. Müzenin en önemli bölümünü ise Beycesultan Höyüğü’nden çıkartılan ve Tunç Çağı’nın en güzel örneklerini teşkil eden arkeolojik buluntular oluşturuyor.
Neden Gitmeliyim? Hierapolis Arkeoloji Müzesi, antik Roma Hamamı’ndaki üç kapalı mekandan ve Gymnasium olarak bilinen açık alanlardan oluşuyor. Ayrıca binanın doğu bitişiğinde bir kütüphane bulunuyor. Açık alanlarda daha çok daha çok mermer ve taş eserler sergilenmekte olup; kapalı mekanlar Heykeller ve Lahitler Salonu, Küçük Buluntular Salonu ve Tiyatro Buluntuları Salonu olarak üç farklı bölümden oluşuyor.
Heykeller ve Lahitler Salonu’nda, Hierapolis ve Laodikeia kazılarından elde edilen lahitler, heykeller, mezar taşları, mimari sütun, paye başlıkları ve yazıtlar sergileniyor. Bu eserler arasında Yunan ve Hellenistik orijinallerine bağlı kalarak yapılmış Roma dönemine ait Tyche, Dionysos, Pan, Asklepios, İsis Rahibesi ve Demeter heykelleri gibi parçalar öne çıkıyor.
Müzenin en önemli parçalarından Maximillan’ın lahdi, Laodikeia kentinde ortaya çıkan Sidemara tipi lahit ve Arrius Apuleius Aurelianus’a ait olduğu düşünülen bir yazıt yine bu salonda yer alıyor.
Denizli ve çevresindeki bir dizi arkeolojik yerleşimden elde edilen eserlere ev sahipliği yapan Küçük Buluntular Salonu’nda; adından da anlaşılacağı üzere, M.Ö. 6 binli yıllardan itibaren birçok uygarlığa damgasını vuran küçük buluntular kronolojik bir sırayla sergileniyor.
Söz konusu buluntular, idoller, pişmiş toprak testi, tören (libasyon) kapları ve taş eserler oluşturuyor. Salonda özellikle, Frig, Hellenistik, Roma, Bizans dönemlerine ait adak kapları, pişmiş toprak kandiller, kolyeler, cam kapları, yüzük, küpe ve bilezik gibi madeni takılar kesinlikle görülmeye değer! Tiyatro Buluntuları Salonu’nda ise Hierapolis Antik Tiyatrosu’nun sahne binasının fasadını süsleyen eserler restore edilmiş halleriyle teşhir ediliyor.
Salonun en ilgi çeken parçalarını, Apollon ile Artemis’e ait mitolojik kabartmalar, Roma İmparatoru Septimus Severus’un taç giyme törenine ait kabartmalar, Dionysos’un eğlence alayları, Persephone’nin Hades tarafından yeraltına kaçırılmasına ait friz, Kral Attalos ve Eumenes’in büst heykelleri, Apollon, Leto, Artemis, Hades ile ilgili heykeller, sfenksler, Tanrıça Hierapolis’in taç giyme töreni ve tiyatroyla ilgili meclis kararlarını anlatan yazıtlar oluşturuyor.
Burası Neresi? Roma Dönemi’nden kalma en güzel barok stil eserlerden biri olan Hierapolis Antik Tiyatrosu, 1800 yıllık bir geçmişe sahip. Yunancada ‘Kutsal Şehir’ anlamına gelen Hierapolis Antik Kenti’nin içinde bulunan tiyatro, sahip olduğu mimari özellikleri, dekorasyonu ve kabartmalarıyla adeta bir açık hava müzesi niteliği taşıyor.
Kabartmalar arasında en dikkat çekeni, tiyatronun inşasında da etkin bir kişi olan Roma İmparatoru Septimius Severus ve eşi Julia’ya ait kabartmalar oluyor. Antik Tiyatro, tüm bu özellikleriyle Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir yapı!
Neden Gitmeliyim? Asırlara meydan okuyup dimdik ayakta kalan devasa yapı, Pamukkale’de yapılacak şeyler listesinde mutlaka yerini almalı! Ayrıca geceleri aydınlatılarak harika bir görünüme bürünen Hierapolis Tiyatrosu’nun inşasına M.S 60 yılındaki büyük depremin ardından M.S 62 yılında başlandığı ve İmparator Severus döneminde, M.S 206 yılında tamamlandığı biliniyor.
Tiyatroda, Cavea’sında 8 merdivenle 7 bölüme ayrılmış 50 oturma sırası bulunuyor. Cavea’nın tam ortasında krallık locası ve orkestrayı çevreleyen 3.66 metre yüksekliğinde bir sahne yer alıyor. Sahne ön duvarında 5 kapı ve altı niş bulunup; bunların önünde üzerleri istiridye kabuğu şeklinde motiflerle dekore edilmiş 10 adet sütun yer alıyor.
Tiyatroyu süsleyen kabartmalı frizlerde; Apollon ve Artemis’in doğuşu, dini ayin sahneler, Dionysos, Satyr ve Menad’lardan oluşan eğlence sahneleri, Marsyas ve Apollon arasında geçen müzik yarışması, tanrılar ile devler arasındaki savaşlar, yer altı tanrısı Hades’in tanrıça Persephone’yi yer altına kaçırması gibi mitolojik konular anlatılıyor.
Bunların dışında frizlerde Hierapolis kenti için yapılan sportif yarış sahneleri, arşitravın kral kapısı üstünde İmparator Septimus Severus’un taç giyme merasimi gibi pek çok önemli olay tasvir ediliyor. Kabartmaların, stillerinden yola çıkılarak değişik dönemlerde farklı ustalar tarafından yapıldıkları tahmin ediliyor.
Kaçırmayın! Tiyatro sahnesinin bu şekilde kabartmalı frizlerle süslenmiş olması, Hierapolis Antik Tiyatrosu’nu, Perge, Side ve Nyssa tiyatrolarıyla ortak bir paydada buluşturuyor. Tiyatro binası Hierapolis Antik Kenti sınırları içerisinde yer aldığı için girişler ücretli! Hierapolis giriş ücreti ise kişi başı 80 TL.
Burası Neresi? Pamukkale’de yapılacak şeyler listemizin önemli bir parçası da 2 binden fazla eserin sergilendiği Halıcı Ahmet Urkay Etnografya Müzesi… Peki, Ahmet Urkay kimdir? 1938 yılında Denizli’nin Tavas ilçesinde dünyaya gelen Ahmet Urkay, ilköğrenimini Nikfer bölgesinde tamamlar ve genç yaşta iş hayatına atılır.
Urkay, ilk önceleri halı dokumacılığı ve ticareti ile ilgilenmeye başlar. Bir süre bu alanda ilerleyen Ahmet Urkay, bir süre sonra 1966 yılında Marmaris’e giderek, halı ticaretinin yanında turizm işletmeciliğine de el atar. Küçük yaşta başladığı ticaret hayatına büyük bir gayretle devam eden Ahmet Urkay, Türkiye’nin çeşitli yerlerine okullar yaptırarak eğitime ne denli önem verdiğini kanıtlar.
Ayrıca eğitimin yanı sıra kültürel değerlere de sahip çıkılması gerektiğine inanan Ahmet Urkay, 1995 yılında koleksiyonerlik belgesi alır ve dünyanın çeşitli yerlerinden kültür varlıkları toplamaya başlar.
Neden Gitmeliyim? 2005’te Marmaris’te adını taşıyan özel bir müze kuran Urkay, 2016 yılında bu müzeyi Denizli’ye taşır. Böylece Pamukkale’nin en değerli müzelerinden biri kurulmuş olur. Ahmet Urkay’ın kişisel çabası ile hayata geçen müze, Türkiye’nin ve Denizli’nin sahip olduğu değerleri insanlarla paylaşmak ve gelecek kuşaklara aktarmak için hizmet vermeye devam ediyor.
Karahayıt Mahallesi’nde bulunan müzede, 19. Yüzyıla ait bir at arabası, antik gramofonlar, çeşme aynaları, çini sobalar, eski el dövmesi ibrikler, ocak taşları, eski zaman halıları, işlemeli eski kapılar ve daha pek çok önemli eser teşhir ediliyor.
Burası Neresi? Karahayıt Kaplıcaları, Pamukkale’ye gelmişken mutlaka uğramanız gereken yerlerden biridir. Pamukkale’nin 5 kilometre kuzeyinde, aynı isimli Karahayıt kasabasında yer alan kaplıcalar, doğal kaynak açısından Pamukkale travertenleriyle benzerlik gösterir. Lakin Karahayıt Kaplıcaları’nın sıcaklık derecesi daha yüksek olup; karbondioksit oranı daha azdır.
Üç farklı kaynaktan beslenen kaplıca, kalsiyum ve sülfat gibi mineral açısından oldukça zengin bir maden suyundan oluşmaktadır. Denizli yöresinde çok popüler olan Karahayıt Kaplıcaları’nın pek çok derde şifa olduğu bilinmektedir.
Kaplıcalar, kolay ulaşılabilir bir lokasyonda yer aldığı için başta yöre halkı olmak üzere, yerli ve yabancı pek çok turist tarafından yoğun ilgi görmektedir. Ayrıca kaplıcalarda, ev tipi pansiyonlardan butik otellere, apartmanlardan beş yıldızlı otellere kadar bir dizi konaklama seçeneği ve dinlenme tesisleri mevcuttur.
Neden Gitmeliyim? Pamukkale kaplıcası ile hemen hemen aynı etkiyi gösteren Karahayıt Kaplıcaları, ana kaynağından yılın dört mevsimi 60 derece çıkan kendine özgü kırmızı renkli termal suyu ve termal çamuruyla zengin minerallere sahip eşsiz bir sağlık kaynağıdır. Termal suların özellikle; mide, karaciğer, bağırsak, safra yolu enfeksiyonları, hipostenik dispepsiler, safra kesesi ve safra yolları iltihapları, taşları, şişmanlık ve diyabet gibi rahatsızlıklara iyi geldiği bilinmektedir.
Hatta bu durum, Ege Üniversitesi Hidroklimatoloji Enstitüsü’nün hazırladığı raporla belgelenmiştir. Dolayısıyla Karahayıt Kaplıcaları’nda bulunan turistik tesislere giderek, kırmızı su ve termal çamur sayesinde birçok hastalık ve sağlık sorunlarınıza şifa bulacağınızdan emin olabilirsiniz.
Termal kaynağın şifa olduğu diğer hastalıklar ise şunlardır:
Karahayıt Kaplıcaları’nın şifalı kırmızı suyundan sabun, şampuan krem, maske ve kolonya gibi birçok doğal ürün yapılıyor. Bu ürünlerin satışı internet üzerinde de gerçekleştiriliyor. Tüm ürünleri yakından incelemek ve alışveriş yapmak için tıklayın!
Burası Neresi? Kocaçukur Natural Park Havuzu, kısa adıyla Pamukkale Natural Park, Pamukkale Travertenleri’nin girişinde yer alıyor. Park içerisinde; iki adet yüzme havuzu, bir adet çocuk havuzu, yapay bir göl ve çamur havuzu gibi özel alanlar bulunuyor. Havuzlarda tamamen Pamukkale’nin şifalı sularından yararlanılıyor.
Neden Gitmeliyim? 10 bin metrekarelik geniş bir alana yayılan Natural Park, görsel güzelliğiyle de şehrin en yeni cazibe merkezlerinden biri olarak yediden yetmişe herkesin dikkatini çekmeyi başarıyor. Parkın özellikle termal su ile beslenen çamur havuzu yoğun rağbet görüyor. Yabancı turistlerin en çok ilgisini çeken şey ise çamur banyosu oluyor.
Bunların yanı sıra Natural Park’ta; restoran, kafeterya, soyunma kabinleri, jakuzi, suni gölet, ve 5 bin metrekareye yayılan geniş bir yeşillik alan bulunuyor. Suni gölette kano ve deniz bisikleti turları düzenlenip; 15 dakikası 7 TL üzerinden ücretlendiriliyor. Tabi bu rakam sezondan sezona değişiklik gösterebiliyor. Ayrıca parkın kafeteryasında, yaz sezonu boyunca, hemen her akşam canlı müzik programı düzenleniyor.
Velhasıl gündüzleri havuzda, geceleri ise canlı müzik eşliğinde doğal ortamın tadını çıkarmak için Kocaçukur Natural Park’a kesinlikle gitmeli ve bu maddeyi sizler de Pamukkale’de yapılacak şeyler listenize eklemelisiniz!
Kaçırmayın! Tesise ulaşmak için Denizli Otogarı’ndan haftanın yedi günü belirli aralıklarla hareket eden Karahayıt – Pamukkale minibüslerine binebilirsiniz. Minibüsler vasıtasıyla yaklaşık 15 – 20 dakikada tesise ulaşabilirsiniz.
Özel araç ile gidecek olanların şehir merkezinden Ankara Bulvarı’na çıkmaları ve Develi güzergahını takip etmeleri gerekiyor. Tabelaları takip edip, bu şekilde devam ederek yaklaşık 20 dakikada Pamukkale Travertenleri’ne ve de Kocaçukur Natural Park Havuzu’na ulaşabilirsiniz.
Burası Neresi? 1995 yılında milli park ilan edilen Honaz Dağı, Denizli ilinin güneydoğusu boyunca uzanan bir dağdır. Ege ve Akdeniz bölgelerini birbirinden ayıran doğal bir sınır olan Honaz Dağı, aynı zamanda 2528 metrelik zirvesiyle Ege Bölgesi’nin en yüksek noktasına ev sahipliği yapmaktadır.
Ayrıca milli park sınırları içerisinde, Frigya Uygarlığı’nın önemli merkezlerinden ve Ksenephon’a göre Frigya’nın 6 büyük şehrinden biri olan Colossae Antik Kenti yer almaktadır. Dolayısıyla park içerisinde, geçmişi milattan önceki yıllara dayanan birçok kaya mezarı sizleri bekliyor!
Neden Gitmeliyim? Yemyeşil doğasıyla gören herkesi kendisine hayran bırakan Honaz Dağı Milli Parkı’nda, şimdiye dek pek çok bilimsel çalışma gerçekleştirilmiş ve çalışmaların sonucunda milli parkta 964 bitki türüne rastlanmıştır. Bu türlerin üçü; Ballıbaba, Sığırkuyruğu ve Safran, dünyada sadece Honaz Dağı’nda yetişmektedir. Honaz, yaban hayatı açısından da oldukça zengindir.
Alanda, dağ keçisi, yaban domuzu, tilki ve porsuk gibi hayvan türleri ile halk arasında Dağ Anası olarak bilinen çok zehirli bir yılan türü yaşamaktadır. Nitelikleriyle baş döndüren Honaz Dağı, dünyada ilk kez gerçekleştirilmiş olan I. Dünya Hava Oyunları’na ev sahipliği yapmış olmasıyla da bilinir. Honaz, yükselti ve eğim açısından pek çok ekstrem spor için fazlasıyla uygun bir yapıya sahiptir.
Milli park içerisinde; yamaç paraşütü, delta (yelken) kanat ve paraşüt gibi hava sporları gerçekleştirilebilmektedir. Ayrıca Honaz Dağı’nın kayak gibi kış sporları için de elverişli bir bölge olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Honaz Milli Parkı’nda günümüzde; piknik alanları, çocuk oyun parkları, otopark, tuvalet, çeşme, mescit, kamp alanları, konaklama tesisleri, büfe – market, kameriyeler, yürüyüş parkurları ve dinlenme alanları gibi pek çok hizmet noktası bulunmaktadır.
Milli parkın yayıldığı bölge, yamaç paraşütü ve delta kanat gibi ekstrem sporların yanı sıra; çadırlı kampçılık, dağ bisikleti, doğa yürüyüşü, fotoğrafçılık, yaban hayatı gözlemciliği, meditasyon, piknik ve trekking gibi bir dizi aktivite için fazlasıyla uygundur. Honaz Dağı Milli Parkı’na kuzey ve güney girişi olmak üzere iki ana noktadan ulaşım sağlanmaktadır.
Parkın kuzey girişi, Honaz ilçesinden; güney girişi ise Cankurtaran günübirlik alanın bulunduğu noktadan gerçekleştirilir. Kuzey girişinin Denizli’ye uzaklığı 12 kilometre iken; güney girişinin uzaklığı ise 21 kilometre civarındadır.
Burası Neresi? Pamukkale’de ne yapılır sorusuna verilebilecek en güzel yanıtlardan biri de Kaklık Mağarası’nı keşfetmek olacaktır! Kaklık Mağarası, Denizli – Ankara karayolu üzerinde, Denizli şehir merkezine 30 kilometre mesafede Honaz ilçesi, Kaklık Kasabası’nda yer almaktadır. Damlataşı, sarkıtlar ve dikitlerle donatılmış bir mağara olan Kaklık, yapısı itibariyle Pamukkale’de bulunan travertenlerle benzerlik göstermektedir.
Neden Gitmeliyim? Sahip olduğu traverten basamaklarıyla eşine rastlanmaz güzellikte olan Kaklık Mağarası, bundan dolayı Küçük Pamukkale veya Mağara Pamukkale adlarıyla da anılır. Mağara içerisinde termal su bulunmakta olup; renksiz, berrak ve kükürt kokulu bir yapıya sahip olan bu suyun egzama ve sedef hastalığı gibi bazı cilt rahatsızlıklarına iyi geldiği söylenmektedir.
Mağara, doğrudan gün alan ve sürekli damlayan veya akan duvarlarında, sık bir yosun ve küçük yapraklı sarmaşık türü bitkilerin gelişmesiyle farklı ve eşsiz bir görünüm kazanmıştır. Bu bitkiler aydınlanmaya bağlı olarak gün içinde yeşilin değişik tonlarını alarak muhteşem bir manzara yaratmaktadır.
Tüm özellikleri sayesinde her yıl yerli ve yabancı yüzbinlerce turistin akın ettiği Kaklık Mağarası’nın çevresinde; yüzme havuzu, küçük amfi tiyatro, seyir alanları, kafeterya ve kameriyeler gibi vakit geçirebilecek alanlar mevcuttur.
Kaçırmayın! Ayrıca mağaranın yanında, sazlıklar arasında yer altından kaynayarak çıkan, serbest ve kanallar içinde akan sular, yöre halkınca ‘Kokar Hamam Pınarı’ olarak anılmaktadır. Kaklık Mağarası ve çevresindeki tesisler 2002 yılından bu yana ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmekte olup; gün içerisinde 1200’den fazla turist tarafından ziyaret edilmektedir. Bu oranın hafta sonları 5 bini geçtiği söylenir.
Burası Neresi? Denizli şehir merkezinin 6 kilometre kadar kuzeyinde bulunan Laodikeia Antik Kenti, Helenistik dönemde, M.Ö. 3. yüzyılın ortalarında, Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından karısı Laodike adına Lykos ırmağının güneyinde kurulmuştur. Laodikeia Antik Kenti, Hıristiyanlığın ilk 7 kilisesinden birine ev sahipliği yapması açısından oldukça önemlidir. Hatta antik kent, Erken Bizans Dönemi’nde metropollük seviyesinde bir dini merkeze dönüşmüştür.
Neden Gitmeliyim? Önemli arkeolojik kalıntılara sahip olan kentte yıllardır pek çok kazı çalışması gerçekleştirilmiştir. Arkeolojik kazı çalışmaları sonucunda, kentte Erken Kalkolitik Dönem’e (Bakır Çağı, M.Ö. 5500’den M.S. 7. yüzyıla) kadar kesintisiz yerleşimlerin varlığını saptanmıştır.
5 kilometrekarelik alana yayılan ve dört tarafı Nekropollerle çevrili olan Laodikeia Antik Kenti’nin içerisinde; Anadolu coğrafyasının en büyük stadyumu, 2 tiyatro, 4 hamam kompleksi, 5 agora, 5 Nymphaeum, 2 anıtsal giriş kapısı, Bouleuterion, tapınaklar, Peristylli evler, Latrina, kiliseler ve anıtsal caddeler bulunmaktadır. Bunların pek çoğu günümüze kadar varlığını sürdürebilmiştir.
M.S. 4. yüzyıldan itibaren Kutsal Hac Merkezi olarak kabul edilen Laodikeia, Hristiyanlık alemi için önemli bir yere sahiptir. Ayrıca kentin en önemli parçalarından biri olan Laodikeia Kilisesi’nden, Hristiyanlığın kutsal kitabı olan İncil’de de bahsedilmektedir. Kilisenin Büyük Constantinus zamanında (M.S. 306 – 337), M.S. 313 yılında Milano Fermanı ile Hıristiyanlığın serbest olmasıyla birlikte inşa edildiği bilinmektedir.
Laodikeia’da, kentin sütunlu caddesinin doğu kesiminde, küçük tiyatro ile Nymphaeum arasında bulunan Zeus Tapınağı, 20 bin kişilik büyük tiyatro, Roma Dönemi’nden kalma Anıtsal Çeşme ve 350 metre uzunluğu, 60 metre genişliğiyle Anadolu’nun en büyük stadyumunu mutlaka yakından görmelisiniz.
Kaçırmayın! Antik kente ulaşmak için Denizli Otogarı’ndan haftanın yedi günü, belirli aralıklarla hareket eden Korucuk minibüslerine ya da şehir merkezinden hareket eden Denizli Merkez – Valilik Hattı 7/1 numaralı belediye otobüsüne veya Denizli Merkez – Valilik Hattı 35 numaralı belediye otobüsüne binebilirsiniz.
Burası Neresi? Yeşildere Şelalesi, diğer adıyla Ağlayankaya Şelalesi, Denizli’nin en meşhur turizm merkezlerinden biridir. Son zamanlarda popülaritesini giderek arttırmaya devam eden şelale, Denizli şehir merkezi ile Pamukkale yolunda; şehir merkezine 40 kilometre, Pamukkale’ye ise 22 kilometre mesafede yer almaktadır.
Neden Gitmeliyim? Kümes hayvanlarının ve alabalıklarının yetiştirildiği, yeşilliğin bol olduğu bir doğa harikası olan Yeşildere Şelalesi’ne Ağlayankaya denmesinin sebebi, şelalede yer alan ve ağlayan bir kayayı andıran doğal yapıdır. 55 metrelik bir yükseklikten aşağı dökülen Yeşildere Şelalesi’nin zemini sünger görünümünde kayalar ile kaplı olup; bu kayaların üzerinde zümrüt yeşilinde yosunlar bulunmaktadır.
Şelalenin çevresi ise yüzlerce yıl yaşamış heybetli çınar ağaçlarıyla süslüdür. Gerçek anlamda bir tabiat harikası olan Yeşildere Şelalesi’nin çevresinde Hoca’nın Yeri adlı bir dinlenme tesisi, yürüyüş parkurları ve piknik alanları yer almaktadır. Taptaze alabalıklarıyla meşhur olan Hoca’nın Yeri, cebe uygun ekonomik bir restorandır.
Esasen etrafta söz konusu restoran dışında bir tesis bulunmamaktadır. Restoranda taze alabalıklar kiremitte ve ızgara olmak üzere iki şekilde servis edilmektedir. Balığın yanı sıra kiremitte köfte ve tavuk gibi seçenekler de menüde mevcuttur. Yeşildere Şelalesi ve çevresinde, trekking, jeep safari, avcılık, piknik, olta balıkçılığı ve doğa yürüyüşü gibi aktiviteler gerçekleştirilebilmektedir.
Kaçırmayın! Bunun yanı sıra muazzam bir manzaraya sahip olan Yeşildere Şelalesi, fotoğraf çekmek için harika bir yerdir. Zira burada doğa içinde birbirinden harika fotoğraf kareleri yakalayabilir, sosyal medya hesaplarınızda takipçilerinizle paylaşabilirsiniz.
Burası Neresi? Pamukkale’de yapılacak aktiviteler listemizde, sıradaki durağımız Güney Şelalesi Milli Parkı! Milli park olmasının yanı sıra aynı zamanda I. Derece SİT Alanı olarak koruma altına alınan Güney Şelalesi, barındırdığı doğal güzellikleri ve eşsiz florasıyla dikkat çeken bir yerdir. Cindere Dağı yamaçlarında toplanıp suların birleştiği dere yatağından akan suların oluşturduğu Güney Şelalesi, doğal güzelliği ve muhteşem manzarasıyla Pamukkale’ye gelmişken uğramanız gereken yerlerin başında geliyor.
Neden Gitmeliyim? 20 metre yükseklikten aşağıya süzülen şelale, kireçli suyu sayesinde, döküldüğü noktada kalker basamaklar ve çeşitli doğal yapılar oluşturmuştur. Ayrıca şelaleden süzülen su damlaları bir Damlataş mağarasının ortaya çıkmasına neden olmuş; mağaranın içinde ise bir gölet oluşmuştur.
Türkiye’nin doğa harikaları sıralamasında 23. sırada yer alan Güney Şelalesi, 2013 yılında heyelan sebebiyle çökmüş; ancak onarım çalışmaları sonucu yeniden eski formuna kavuşmuştur. Şelalenin çevresinde gelen ziyaretçilerin vakit geçirebilecekleri restoran, kafeterya, lavabo ve mescit gibi hizmet noktaları bulunuyor.
Bunların yanı sıra çevrede Tripolis Antik Kenti ve Büyük Menderes Nehri gibi turistik noktalar yer alıyor. Dünyadaki ender güzelliklerden birine sahip olan Güney Şelalesi Milli Parkı, fotoğraf çekmek için fazlasıyla uygun bir turizm merkezidir. Dolayısıyla burada birbirinden harika doğa fotoğrafları çekebileceğinizden emin olabilirsiniz!
Kaçırmayın! Güney ilçesine 3 kilometre; Denizli şehir merkezine ise 70 kilometre mesafede bulunan Güney Şelalesi Milli Parkı’na özel araç kiralayarak ya da toplu taşıma vasıtalarından yararlanarak ulaşabilirsiniz.
Neden Gitmeliyim? Meşhur Pamukkale şarabı; her ne kadar adı Pamukkale olsa da aslında Denizli’nin Güney ilçesinde üretilen enfes bir şaraptır. Türkiye’nin “Rhone vadisi” olma yolunda ilerleyen Güney, bağları ve bağcılık faaliyetleriyle ünü sınırları aşmış bir ilçedir. Güney’in şarap konusundaki iddiası, killi-tınlı, kireç taşlı ve çakıllı toprağıyla şaraplık üzüm yetiştirmek için fazlasıyla uygun olmasından ileri geliyor.
Üstelik ilçenin bu alandaki faaliyetlerinin MÖ II. ve III. yüzyıllarda da var olduğu ve şarap üretimi ile oldukça popüler olduğu biliniyor. O dönemlerde, Güney ve Çal’da üretilen şarap, Büyük Menderes Nehri üzerindeki sallar aracılığıyla Roma Devleti’ne ulaştırılıyordu.
Arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan şarap küpleri ve mahzenleri de bu ticari ilişkiyi belgeler niteliktedir. 1962 yılında Fevzi Tokat tarafından yıllık 100 bin litre kapasite ile faaliyete geçen Pamukkale Şarapları, günümüzde 5 milyon litreye ulaşan kapasitesiyle Almanya ve Fransa gibi pek çok Avrupa ülkesine şarap ihraç ediyor.
Kaçırmayın! Ayrıca ilçede; Kalecik Karası, Öküzgözü, Boğazkere, Narince, Cabernet Sauvignon, Shiraz, Merlot, Chardonnay ve Sauvignon Blanc gibi ünlü şarap markalarının üretimi yapılıyor. Hem tat hem de fiyat olarak şarap sever herkese hitap edebilen Pamukkale şarabının tadına bakmadan dönmeyin!
Burası Neresi? Denizli’nin meşhur gazozu; Zafer Gazozu! Türkiye’nin en köklü meşrubat firmalarından biri olan Zafer Meşrubat ve Gıda Sanayi, 1934 yılında “Yeşil Denizli Zafer Gazozhanesi” adı altında Denizli’de gazoz üretimine başlamıştır. 80 yılı aşkın bir süredir orijinal lezzetini muhafaza ederek üretimlerine devam edilen Zafer Gazoz, zamanla Denizli’nin sembollerinden biri haline gelmeyi başarmıştır.
Neden Gitmeliyim? ”Gazoz değil; Zafer!” sloganıyla hizmet vermeye devam eden meşrubat firması, gazoz üretiminde hala yüzde yüz gerçek şeker kullanmaktadır. Pamukkale’de ne yapılır, sorusuna verilecek cevaplardan biri de Zafer Gazozunun tadına bakmak olacaktır. Restoran, lokanta, kafe, çay bahçesi, kafeterya, büfe ve market gibi hemen hemen her noktada bulabileceğiniz Zafer Gazozu, içinizi ferahlatacak!
Zafer Meşrubat ve Gıda Sanayi:
Kaçırmayın! Denizli yöresinin en leziz yemeklerinden biri olan Çiğ Dolma, Pamukkale’de de pek çok restoran ve lokantada bulabileceğiniz bir ürün. Dolayısıyla Pamukkale’ye gelmişken Çiğ dolmanın tadına bakmadan dönmek olmaz! aslında pek de yabancı olmadığımız bir lezzet olan Çiğ Dolma, klasik biber dolmasıyla benzerlik gösteriyor.
Çiğ dolmayı diğerlerinden ayıran özellikleri ise kuru patlıcan ile yapılıp, harcına bulgur eklenmesi ve yağda kızartılması oluyor. Oldukça doyurucu bir yemek olan Çiğ dolmanın yapımı da çok basit… Eğer bir de yoğurtla servis edilirse, tadından yenmez! Denizli’nin özgün lezzeti çiğ dolmayı, dilerseniz kendi mutfağınızda da yapabilirsiniz.
Not! Bu enfes yemeğin yapımı için gerekli olan malzemeler şunlardan oluşuyor: 12 adet kuru patlıcan, Yarım su bardağı bulgur, 1 adet soğan, 2 yemek kaşığı salça, Yarım demet maydanoz, Yarım demet dereotu, Zeytinyağı, Karabiber ve Tuz.
Öncelikle kuru patlıcanları bir tencerede haşlayın ve o esnada bulgurunuzu sıcak suyla ıslatıp, içine tuz ilave ederek bekletmeye başlayın. Sonrasında uygun bir tavada soğanları pembeleşinceye kadar kavurun. Ardından salça, bulgur, maydanoz, dereotu, karabiber ve tuzu, soğanların üstüne ekleyerek kavurma işlemine devam edin.
Dolmanızın harcını oluşturacak bu işlemden sonra, harcınız hazır olunca kuru patlıcanların içini doldurmaya başlayın. Doldurduğunuz patlıcanları zeytinyağında kızartın. Hazır olan Çiğ dolmanızı sıcak olarak servis edin. Afiyet olsun!
Neden Gitmeliyim? Aslında Konya’ya ait yöresel lezzetlerden biri olan meşhur kuzu tandırının kuyu yerine odun ateşli fırında pişen versiyonuna Denizli Kebabı diyoruz. Denizli’nin en lezzetli ve en ünlü spesiyallerinden biri olan Denizli kebabı, Pamukkale’ye gelmişken tadına bakılması gereken yöresel lezzetlerinden başında geliyor.
Kaçırmayın! Denizli’de kuyu kebabını yiyebileceğiniz en popüler ve en kaliteli restoranlardan biri Kebapçı Baki’dir. Pamukkale’ye oldukça yakın bir konumda, Merkezefendi mevkiinde yer alan Kebapçı Baki, 1950 yılından bu yana kalitesinden ödün vermeden hizmet veren köklü bir müessesedir.
Restoranda, usta ellerden çıkan kuyu kebabı, isteğe göre kemikli veya kemiksiz, yağlı ya da yağsız olarak servis edilir. kilo ile çift kefeli oturak terazi ile tartılarak servis edilen etler, çatalla değil elle yenir. Bu bir usuldür. Kuyu Kebabının yanında ise domates ve kuru soğan ikram edilir.
Özellikle yabancı turistlerin tadına doyamadığı Denizli kebabı, görüntüsü ve lezzetiyle hem gözünüze hem de damağınıza hitap edecek! Zira kebabın lezzetinin sırrı, pişirilen kuzudaki yağa ve pişirilme yöntemine bağlıdır.
Kebapçı Baki:
Neden Gitmeliyim? Denizli’nin kendine has yaprak sarmasının tadına bakmak, Pamukkale’de yapılacak şeyler listesine mutlaka eklenmesi gereken bir aktivite! Yaprak sarması tüm ülkece sevdiğimiz ve yemekten zevk aldığımız bir lezzet… Dolayısıyla Türkiye’nin hemen her yöresinin mutfağında yaprak sarmasının özel bir yeri vardır.
Kaçırmayın! Denizli usulü yaprak sarmasını diğerlerinden ayıran en temel özelliği, iç harcında taze soğan yapraklarının bol baharatla birlikte kavrulması ve içine ekstra maydanoz eklenmesine dayanıyor. Denizli’ye has yaprak sarma, yöresel lokantaların her birinde bulabileceğiniz bir lezzet! Gelmişken tatmanız gereken bir diğer lezzet ise Denizli usulü katmer… İsteğe göre çay veya ayran ile servis edilen katmerin tadına bayılacaksınız!
Neden Gitmeliyim? Pamukkale’de ne yapılır, sorusunu ayrıntılı olarak cevaplandırdığımız yazımızda sırada yörenin en has lezzetlerinden Börülce Böreği ve Yen Böreği bulunuyor. Denizli’nin geleneksel mutfağının en önemli ürünlerinden biri olan Börülce Böreği, yapılışı oldukça kolay bir börek. Denizli Börülce böreğinin, benzerlerinden farkı yufkanın ufalanıp, börülceyle birleştirilmesine dayanıyor.
Börülce böreği, özellikle ara öğünlerde veya çayın yanında mükemmel oluyor. Kendi mutfağınızda da pişirebileceğiniz böreğin yapımı için gerekli olan malzemeler; 3 adet kuru yufka, 1 çay bardağı sıvı yağ, Yarım kilogram börülce, 1 çay kaşığı tuz ve 1 çay kaşığı karabiberden oluşuyor.
Öncelikle ufalanan yufkaları bir tavanın içinde sıvı yağ ile birlikte 15 dakika boyunca kızartın. Bu esnada bir yandan da börülceleri haşlamaya başlayın. Haşladığınız börülceleri kızartılmış yufkaların içine ilave edip, 5 dakika daha karıştırarak pişirmeye devam edin. Sonrasında üzerine tuz ve karabiber ekleyin.
Hazır olan Börülce böreğinizi sıcak olarak servis edebilir, yanına turşu ekleyerek lezzeti ikiye katlayabilirsiniz. Pamukkale’ye gitmişken tadına bakmanız gereken bir diğer börek ise Yen Böreği! Yörenin en meşhur lezzetlerinden biri olan Yen böreğinin hazırlanışı da tıpkı Börülce böreği gibi oldukça kolay.
Dolayısıyla isterseniz kendi mutfağınızda bu böreği pişirebilirsiniz. Böreğin hazırlanışı için gerekli malzemeler, hamur için 5 su bardağı mısır unu, 1 paket hamur mayası ve 1 tatlı kaşığı tuz; iç harcı için 1,5 kg kuzu kıyma, 3 adet büyük boy kuru soğan, 1 tatlı kaşığı karabiber, 1 tatlı kaşığı kimyon, 1 tatlı kaşığı pul biber, 1,5 tatlı kaşığı tuz ve iç yağından oluşuyor.
Öncelikle bir kapta mısır unu ve maya iyice karıştırılıp, ılık su ile yoğurduktan sonra mayalanmaya bırakılır. Diğer taraftan kıyma ve soğan iyice kavrulup, tuz, karabiber, pul biber, kimyonu ekleyip, karıştırılır ve kapağı kapatılıp demlenmeye bırakılır.
Mayalanmaya bırakılan hamur tepsi büyüklüğünde açılır ve tepsiye iç yağı sürülüp üzerine açılan hamur serilir. Hazırlanan iç harç hamurun üzerine dökülür ve üzerine aynı şekilde birkaç hamur daha eklenir. Hamurun üzerine tekrar iç yağ döktükten sonra önceden ısıtılmış 180 derece fırında pişirilir. Yen Böreği hazır olduğunda, sıcak olarak servis edilebilir.
Neden Gitmeliyim? Orta Asya‘dan bu yana milli yemeklerimizden biri olan Keşkek, usulüne en uygun şekilde, Denizli’nin Babadağ ilçesinde yapılıyor. Ana malzemesi yağlı keçi eti veya koç eti ile dövülmüş buğday olan keşkek, geleneksel olarak bayram veya düğün yemeği olarak bilinir. Denizli’de bu harika yemeği yiyebileceğiniz en meşhur mekanlardan biri Babadağ Sofrası’dır.
Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri özenle keşkek yapılan Babadağ Sofrası, bol tereyağlı keşkeğiyle damaklarda unutulmayacak bir lezzet bırakıyor. Dileyen herkesin kendi evinde de yapabileceği bir yemek olan keşkeğin yapımı için gerekli olan malzemeler şunlardır: 1 kg gerdan eti yada dananın sırt etinden(keşkek için uzun lifli et kullanılırsa daha güzel olur), 1 kg döğme (aşurelik buğday), tuz, karabiber, üzeri için tereyağı ve aşrengi (toz kırmızı biber).
Kaçırmayın! Meşhur Babadağ Keşkeği, sakız gibi tadıyla dikkat çeken yöresel bir yemek olarak, özellikle yabancı turistler tarafından yoğun talep görüyor. Keşkeğin yapılışında öncelikle 1 kilogram buğday ayıklanıp, yıkanır. Yıkanan buğdayın içine bir bardak nohut katılarak ılık su ile ıslatılır ve yaklaşık 4 saat bekletilir.
Daha sonra bekletilen karışım toprak çömleğin içine boşaltılır. Karışımın üzerine tuz, bir çorba kaşığı margarin, yarım bardak sıvı yağ ve parça et ilave edilir. Çömlek 2 parmak boşlukta kalana dek su ile doldurulur ve akşamdan fırına verilir. Sabah fırından alınan yemek, tahta kaşık ile iyice karıştırılır. Üzerine yağ kızdırılıp, salça ve baharat ilave edilerek sos hazırlanır. Zahmetli bir şekilde pişirilen yemeğimiz sıcak olarak kiremit tabaklarla servis edilir.
Babadağ Sofrası:
Neden Gitmeliyim? Anadolu’nun en meşhur ve en şifalı çorbası olan Tarhana çorbasını bir de Denizli’de deneyin! Hemen hemen herkesin tadını çok iyi bildiği Tarhana çorbası, özellikle kış aylarının vazgeçilmez lezzetlerinden biridir.
Anadolu coğrafyasının en köklü çorbalarından biri olan Tarhana, Denizli’de, yöreye has tarhana ile yapılıyor. Şehrin hemen her noktasında ve tabi ki Pamukkale’de bulunan restoran ve lokanta gibi tesislerde bulabileceğiniz Denizli usulü tarhana çorbasını, kendi mutfağınızda da yapmanız mümkün.
Kaçırmayın! 6 kişilik Denizli usulü tarhana çorbası için gerekli malzemeler: 2 parça Denizli tarhanası, Yarım su bardağı nohut, Yarım su bardağı kuşbaşı yağsız koyun eti, 1 adet iri domates, 5 diş sarımsak, 1 çorba kaşığı margarin, Tuz, Tane karabiber, Acı toz kırmızı biber ve 10 su bardağı sudan oluşuyor.
Öncelikle kurutulmuş tarhana ile nohudu bir gece önceden ıslatmak gerekiyor. Sonrasında nohut, tarhana ve et genişçe bir tencereye alınıyor. Akabinde bir domatesi rendelenip, üzerine karabiber taneleri ve 10 su bardağı su ekleniyor. Etler yumuşayıp, lime lime olana dek pişiriliyor.
Pişmeye 15 dakika kala tuz ekleniyor. Pişen çorba ateşten alınarak etleri ezildikten sonra üzerine dövülmüş sarımsaklar ilave ediliyor. Son olarak içine kırmızı biber eklenen çorbanın üzerine yağ gezdirilip, sıcacık servis ediliyor.
Burası Neresi? Denizli’nin Pamukkale ilçesi, ekstrem sporlar için oldukça uygun bir yer. Zira ilçede, yamaç paraşütü gibi pek çok aktivite gerçekleştiriliyor. serbest paraşütlerle yamaçlardan koşarak kalkmaya olanak sağlayan bir ekstrem spor türü olan yamaç paraşütü, Denizli’de başta Çameli olmak üzere Honaz Dağı Milli Parkı gibi pek çok noktada yapılabiliyor.
Neden Gitmeliyim? Yamaç paraşütüyle Pamukkale’nin muhteşem manzarası, yerden ortalama 500 metre yükseklikten seyredilebiliyor. Eşi benzeri bulunmayan Pamukkale manzarasını kuşbakışı izleyebilmek için yamaç paraşütü gibi bir aktivite ile unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Pamukkale’de ne yapılır, sorusuna verilebilecek en güzel cevaplardan biri olan yamaç paraşütü için çeşitli noktalarda eğitimler verildiğini de belirtmeden geçmeyelim. Dolayısıyla acemi olsanız bile kısa bir eğitimle güvenli bir şekilde yamaç paraşütü yapabilirsiniz. Pamukkale’de yamaç paraşütü ücreti kişi başı 300 TL‘den başlıyor.
Kaçırmayın! Tepeye çıkış ücreti, Otelden alma, Otele bırakma, Tepe giriş ücreti, Uçuş sigortası ve THK onalı T2 sertifikalı eğitmen ile uçuş, fiyata dahil edilirken; video kamera çekimi ve kadın pilot ücreti (dileyenler, önceden talep ettikleri takdirde kadın pilot ile uçuş yapabilir) dahil edilmiyor.
Burası Neresi? Doğal güzellikleri ve eşsiz manzarası ile gören herkesi büyüleyen beyaz cennet Pamukkale’yi gökyüzünden seyredebilmek için yapılacak en iyi ve en heyecanlı aktivitelerden bir diğeri balon turlarıdır. Hem yerli hem de yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gören Pamukkale balon turu, her geçen yol popülaritesini giderek arttırıyor. Öyle ki 2019 yılı verilerine göre bir günde en az 500 kişinin balon turlarına katıldığı gözlemleniyor.
Neden Gitmeliyim? Özellikle gün doğumu ve gün batımı saatlerinde müthiş bir yoğunluk göze çarpıyor. Bunun sebebi ise tahmin ettiğiniz üzere, Pamukkale’nin bu saatlerde farklı bir güzelliğe bürünüyor olması! Az önce de belirttiğimiz gibi her geçen yıl daha da popülerleşen balon turları için Pamukkale’de 2015 yılında yalnızca iki adet balon bulunuyordu.
Ancak günümüzde bu balon sayısı onlarca kat artırıldığını gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Balon turlarıyla bembeyaz Pamukkale travertenleri, antik kentler ve havuzlar kuşbakışı seyredilebiliyor. Yoğun ilgi gören Pamukkale balon turları için çoğu turist yer bulmak için saatlerce hatta günlerce bekliyor.
Dikkat! Pamukkale balon turlarının maliyeti dönemsel olarak değişmekte olup; kişi başı, ortalama 400 TL ile 750 TL arasında değişiyor. Hatta bazı dönemler tur fiyatına; Otelden transfer, Uçuş Sonrası Şampanya Partisi, Uçuş Sertifikası ve Uçuş Sigortası gibi imkanlar dahil ediliyor.
Burası Neresi? Pamukkale’de ne yapılır sorusunun diğer cevapları arasında son yıllarında gözdesi olarak öne çıkan Microlight uçuşu, uluslararası lisansa sahip öğretmenler eşliğinde 10 dakikalık uçuşlar şeklinde gerçekleştiriliyor. Pamukkale Microlight uçuşu ile bembeyaz travertenler ve antik kentler, gökyüzünden kuşbakışı seyredilip, gezilebiliyor.
Dikkat! Bazı durumlarda, pilottan rica ederek alçak uçuşa geçebilir ve tüm bu yerleri daha yakın bir açıdan görme şansı elde edebilirsiniz. Microlight uçuş turlarına katılmak için önceden rezervasyon yaptırmanız gerekebilir!
Burası Neresi? Türkiye’nin pek çok noktasında olduğu gibi Pamukkale’de de kamp yapabileceğiniz uygun alanlar bulunuyor. Pamukkale ilçesindeki kamp alanlarının bir kısmı ücretli olup, tuvalet, su ve elektrik gibi imkanlara sahipken; kalan kısmı ücretsiz olarak hizmet veriyor.
Neden Gitmeliyim? Denizli‘nin müthiş doğasının ve Beyaz Cennet Pamukkale’nin keyfini çıkarmak için kamp harika bir aktivite olacaktır! Pamukkale’nin kamp alanlarıyla ilgili en detaylı ve en doğru bilgiye Pamukkale Kamp Yerleri – Pamukkale’de Kamp Yapılacak En İyi 5 Yer! başlıklı yazımızı okuyarak erişebilirsiniz.
Burası Neresi? 2528 metrelik zirvesiyle Ege Bölgesinin en yüksek noktasını oluşturan Honaz Dağı, Denizli ilinin güneydoğusu boyunca uzanan bir dağdır. Aynı zamanda, Honaz Dağı, Ege ve Akdeniz bölgelerini birbirinden ayıran doğal bir sınırdır. 1995 yılında milli park ilan edilen Honaz Dağı içerisinde, Ksenephon’a göre Frigya’nın 6 büyük şehrinden biri olan Colossae Antik Kenti bulunmaktadır.
Neden Gitmeliyim? Dolayısıyla park içerisinde, milattan önceki yıllara tarihlenen pek çok kaya mezarı yer almaktadır. Honaz Dağı, yemyeşil doğasıyla gören herkesi kendisine hayran bırakan popüler bir turizm cennetidir. Bugüne dek pek çok bilimsel çalışmaya ev sahipliği yapmış olan Honaz Dağı Milli Parkı’nda 964 bitki türüne rastlanmıştır.
Bu türler arasından; Ballıbaba, Sığırkuyruğu ve Safran’ın dünyada sadece Honaz Dağı’nda yetiştiği bilinmektedir. Ayrıca Honaz, yaban hayatı ve fauna açısından da oldukça zengindir. Honaz’da, yaban domuzu, dağ keçisi, tilki ve porsuk gibi hayvan türleri ile halk arasında Dağ Anası olarak bilinen çok zehirli bir yılan türü yaşamaktadır.
Kaçırmayın! Dünyada ilk kez gerçekleştirilmiş olan I. Dünya Hava Oyunları’na ev sahipliği yapmış olmasıyla da bilinen Honaz Dağı Milli Parkı, yükselti ve eğim açısından ekstrem sporlar için fazlasıyla uygundur. Bu sporlar arasında en dikkat çekici olanları; yamaç paraşütü, delta (yelken) kanat ve paraşüt gibi hava sporlarıdır.
Bunun yanı sıra Honaz Dağı’nın kayağa elverişli yapısıyla kış sporları için de uygun bir bölge olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Trekking ve dağcılık faaliyetleri için de uygun olan Milli park içerisinde; piknik alanları, çocuk oyun parkları, otopark, tuvalet, çeşme, mescit, kamp alanları, konaklama tesisleri, büfe – market, kameriyeler, yürüyüş parkurları ve dinlenme alanları gibi pek çok imkan mevcuttur.
Dolayısıyla Honaz’da, yamaç paraşütü ve delta kanat gibi ekstrem sporların yanı sıra; çadırlı kampçılık, dağ bisikleti, doğa yürüyüşü, fotoğrafçılık, yaban hayatı gözlemciliği, meditasyon, piknik ve trekking gibi aktiviteleri gerçekleştirebilirsiniz.
Günübirlik, Pamukkale Balon Turlarına katılarak Beyaz Cenneti Kuşbakışı seyredin! Kişi başı 400 TL – 750 TL arası.
Antalya’dan günübirlik Pamukkale Turu: Pamukkale Travertenler – Hierapolis – Karahayıt
Ankara çıkışlı, Pamukkale ve Salda Gölü Turu – 1 Gece, 500 TL ile 700 TL arası: Salda Gölü, Hierapolis, Pamukkale, Travertenler, Ulubey Kanyon Cam Teras, Kula – Kuladokya ve Peri Bacaları
İstanbul çıkışlı, Kuşadası – Pamukkale – İonya Turu, 3 gece 4 gün – 700 TL ile 1000 TL arası: Çeşme, Alaçatı, Efes Antik Kenti, Meryem Ana Evi, Şirince, Didim, Apollon Tapınağı, Söke, Pamukkale, Hierapolis
Ankara Çıkışlı, Lavanta Bahçeleri Salda ve Pamukkale Turu, 2 Gece 3 Gün – 400 TL ile 600 TL arası: Lavanta Bahçeleri – Kuyucak Köyü – Sagalassos Antik Kenti – Salda Gölü, Pamukkale – Travertenler – Kızılsu – Ankara
Lavanta Bahçeleri Salda Gölü Sagalassos ve Pamukkale Turu / 1 Gece Otel Konaklaması – 900 TL ile 1000 TL arası: Isparta – Kuyucak Köyü – Burdur – Sagalassos Antik Kenti – Türkiye’nin Maldivleri Salda Gölü – Pamukkale – Travertenler – Karahayıt – Hierapolis Antik Kenti
İstanbul çıkışlı Pamukkale Turu 3 Gece 3 Gün (Otobüs): Pamukkale Travertenler – Hierapolis – Apollon Tapınağı – Nekropol – Tekstil – Afrodisias – Buldan Kasabası – Kızılsu – Karahayıt – Heykeltıraş Okulu – Kaklık Mağarası – Acıgöl – Honaz Dağı – Afyon – İstanbul
**Pamukkale’de yapılacak şeyler listemiz burada sona eriyor. Uzun uzadıya her şeyi bir arada vermeye çalıştığımız makalemiz ile ilgili fikirlerinizi, aşağıdaki yorum kutucuğuna yazarak bizlerle paylaşabilir, bu sayede içeriğimizi geliştirmemizi sağlayabilirsiniz! Pamukkale ve bağlı olduğu Denizli ile ilgili diğer içeriklerimize ayrıca bakmak isterseniz:
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…