Hakkında; Türkiye‘nin en nüfusu en yoğun yirminci şehri olan Aydın, Ege Bölgesi’nde yer alıyor olup gerek turizm gerekse tarım alanında her zaman değerli bir noktada olmuştur. M.Ö. 13. yüzyılda kadar olan bir geçmişe sahip Aydın, bu tarih içerisinde pek çok medeniyet sığdırmış olup arkeolojik ve etnografik değerleri ile öne çıkmaktadır. Antik kentleri, tatil beldeleri, tabiat güzellikleri, milli parkları, güzel plajları, kaplıcaları ve müzeleri ile kendine hayran bırakıyor adeta. Yazımızın devamında sizler için hazırladığımız Aydın’da yapılacak şeyler listesini okumaya devam edin;
Kullanılan kartlar;
Şehir içi ulaşım; Ayın’da şehir içi ulaşım için belediye otobüsü ve dolmuş kullanabilir veya araç veya motorsiklet kirayalayabilirsiniz. Dolmuşta yetişkin için 2,25 TL, öğrenci için ise 1,75 TL ödeyerek kullanabilirsiniz.
İkonik gezi noktaları; Aydın’da ziyaret edebileceğiniz en güzel noktalar arasında; Kuşadası’nı panoramik olarak izleyebileceğiniz Güvercinada Kalesi, freskleri ve motifleri ile ilginizi çekecek olan Kurşunlu Manastırı, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile kentin en yoğun ziyaret edilen Tralleis Antik Kenti ve mimarisi ile ihtişamlı bir görüntü sunan Arpaz Kalesi ile daha pek çok ikonik gezi noktası yer alıyor.
Burası Neresi? Kuşadası Körfezi’nin hemen ağzında limanı koruyan bir yerde olan Güvercinada Kalesi, Osmanlı Dönemi’nde Mora isyanı esnasında kenti herhangi bir olası tehlikeye karşı korumak adına Barbaros Hayrettin Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1830’lu tarihlere dayanan kale, Kuşadası’nın ikonik noktalarından biri olup uzun süre süren onarım çalışmalarının ardından günümüzde varlığını korumaya devam ediyor.
Kalenin çevresini adayı saran surlar bulunuyor. Surların Osmanlı Dönemi’nde Mor isyanına karşı İlyas Ağa tarafından yaptırdığı bilinmekte. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde sözü geçen Güvercinada Kalesi, korsanlarına karşı bir karakol vazifesi görmüş olduğu için, Korsan Kalesi adıyla da anılmakta.
Neden Gitmeliyim? Akşam saatlerin ışıklandırılan kale görüntüsü ile Kuşadası’na harikulade bir manzara katıyor. 1950 senelerinde sandallar ile ulaşılabilirken bu tarihten sonra mendirekle karaya bağlanarak yaz sezonunda düzenli olarak turlar gerçekleştiriliyor.
Turistler tarafından yoğun olarak ziyaret edilen kalede bir gözetleme kulesi mevcut değil. Önceden askerlerin etrafı gözlemleyebilmesi için yapılan Gözetleme Kulesi 1998 senesinde karaya vurmuş az görünen bir tür olan Fin Balinasının iskeleti ve birkaç gemi maketi sergilenmekte. Aynı zamanda kalenin hemen yanında Barbaros Hayrettin Paşa’ya ait bir heykel bulunuyor.
Burası Neresi? Kuşadası’nın önemli tarihi yerlerinden biri olan Kaleiçi, Tarihi Kale Kapısı’nın arkasında yer alan büyük çarşıyı nitelemektedir. Tarihi evleri ve Arnavut kaldırımlı sokakları ile otantik bir atmosferi ile muhteşem bir görüntüye sahip olup Aydın’a gidince mutlaka yapmanız gereken şeylerden biri. Bu tatlı tatil merkezini yakından tanımak için karış karış gezmeniz gerekiyor.
Neden Gitmeliyim? Kuşadası’nın kalbi olarak nitelendirilen ve tarihi kültürünü yansıtan Kaleiçi, çarşılarından turun, kafelere, tarihi yapılardan mağazalara kadar pek çok yer mevcut. Buranın içerisinde; Kaleiçi Cami, Kaleiçi Hamamı ve Tarihi Kaleiçi Surları gibi yapılacaklar listesine alabileceğiniz yer mevcut.
Bölgede alışverişin kalbi de burada atıyor. Sokaklarda el emeği ile yapılan işlemeli şallar, takılar gibi yerel hak tarafından yapılan ürünlerin sergilendiği tezgahlar yan yana sıralanıyor. Bu tezgahların yanı sıra ayakkabıcılar, çantacılar, antika biblolar, tablolar, kilimler ve aksesuarların satıldığı antikacılar da Kaleiçi sokaklarında hizmet veren işletmeler arasında bulunuyor.
Kaçırmayın! Kuşadası gece hayatı denilince de akıllara ilk olarak gelinen bir sürü kafe, bar ve restoranlar yer alıyor. Böylelikle akşam saatlerinde eğlenceli ve hoş sohbetli anlar yaşamak için Kaleiçi’ni es geömeyin!
Burası Neresi? Kuşadası’nda Dilek Yarımadası– Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nın girişinde yer alan Zeus Mağarası, ismi tahmin ettiğiniz üzere Yunan mitolojisinin en bilinen tanrılarından gök tanrısı Zeus’tan geliyor.
Denilene göre; Zeus denizler tanrısı olan kardeşi Posedion’u her kızdırdığında, elindeki üçlü yabasıyla denizleri alt üst edip adeta tsunami oluşturan Posedion’un gazabından korunmak için bu mağaraya sığınırmış. Diğer bir rivayet ise; kraliçe ve prensesler bu mağarada yüzerlermiş ve mağaraya dikkatli baktıklarında Zeus’un yüzünün yansımasını görürlermiş.
Neden Gitmeliyim? Şehrin hengamesinden kaçarak Zeus Mağarası’na gelebilirsiniz. Mağaranın yapısı kalkerli kayaçlardan oluşuyor olup suların aşınması ile meydana geliyor. Zamanla içerisinde gerçekleşen çöküntüler sebebi ile obruğun içerisinde biriken suların oluşturduğu küçük göletler mevcut.
Burayı ziyaret eden turistler genellikle gölette yüzerek serinlemeyi ve mağaranın keyfini sürmeyi seçiyor. Derinliği 4-5 metre arasında değişen su, kayaçların altına doğru gittikçe 8-10 metreyi buluyor. Yani yüzmeyi iyi bilmeniz gerekiyor. Kayaçların yer aldığı bölümse sadece dalgıçların girebilecekleri bir yer.
Uyarı; Mağarada kaygan olmayan ayakkabı ve terlik giymeniz yararlı olacaktır. Aksi takdirde kayıp düşebilir ve istenmeyen kazalara sebep olabilirsiniz.
Burası Neresi? Kuşadası’nı tepeden gören Kese Dağı üzerinde konumlanan Sevda Tepesi, harika bir manzaraya ev sahipliği yapıyor olup resmi olarak Kese Dağı tepesi olarak geçse de halk tarafından Sevda Tepesi olarak anılıyor. Tepe üzerinde bir de Atatürk heykeli yer alıyor. İhtişamlı yapısı ile ilçe merkezinden dahi görülebilmektedir.
Ege denizinin muhteşem manzarasını seyretme zevkini tadabilmeniz için çardak ve kamelya gibi oturma alanları bulunuyor. 2017 senesinde yapılmaya başlanan çalışmalar ile turizme kazandırılmaya çalışıyor. İçerisinde; seyir terasları, amfi tiyatro, otopark, kule, restoran ve çay bahçesi gibi işletmelerle daha canlı ve hareketli bir turizm noktasına çevrilmesi düşünülüyor.
Burası Neresi? Davutlar Mahallesi’nden 12 kilometre kadar uzaklıkta yer alan ve 600 metre yüksekliğindeki Dilek Yarımadası Milli Parkı sınırları içerisindeki ormanlık alanda konumlanan Kurşunlu Manastırı, muhteşem manzaraya sahip bir Bizans yapılar topluluğudur.
8. yüzyılda sık olarak Hristiyan göçlerinin yaşanması sonucunda meydana gelen merkezlerden biri olup günümüzdeki Davutlar yerleşim yeridir. Yoğun baskıdan kaçan din adamları bu bölgede gizli şekilde kendi dinlerini yaşayabilecekleri kiliseler ve manastırlar yapmışlardır. Buradaysa ormanın derinliklerine ve dağınık yerlerine inşa etmişlerdir.
Rumların Panagia Kursunniatissa ismini verdikleri manastır Meryem Ana’ya ithaf edilmiş olup Kurşunlu isminin ise yapıların üstünü örten kurşundan geldiği varsayılmaktadır. Bir Bizans yapısı olan bu manastır 19. yüzyıla dek kullanılmıştır. İçerisinde; yemekhane, kiler, mutfak keşiş odaları, revir, şapel, nekropol, manastır suları ve savunma duvarları büyük tahribata rağmen hala rahatlıkla görülmektedir.
Göze çarpan yeri ise tavanındaki fresklerdir. Puta karşı olan zamanda simgesel ve geometrik desenler yer alıyor olup dönemin başlıca simgeleri balık, horoz ve üzümdür. Fresk tekniğinde tasvirler yaş duvar sıvası üzerine kireç suyunda eritilmiş boyalarla uygulanmaktaymış.
Bu tasvirlere konu olan olaylar Hz. İsa’nın hayatı ve İncil’de yer alan bazı sahnelerdir. Hristiyanlığın yayılması adına yapılan eğitim ve çalışmalar neticesinde bir din okulu olarak nitelendirilen bu manastır, günümüzde yıkılmaya yüz tutmuş durumdadır.
Burası Neresi? Aydın’ın Kuzeyinde yer alan ve Antik Dönemde oldukça mühim bir şehir olan Tralleis Antik Kenti, Kestane Dağları’nın güney yamaçlarında geniş ve yüksek platoda konumlanıyor. Roma İmparatorluğu döneminde birkaç eyaletten oluşan önemli bir merkezmiş.
Bu kente yollanan valiler doğrudan Roma’dan gönderilmektelerdi. Kente uygun iklim koşullarına sahip oluşu, doğal savunması, sulak ve verimli toprakları bölgeyi önemli ve güçlü bir merkez haline getiriyordu.
Şehirdeki valilerin tümü Roma’dan gelmiş olup Roma ile Seleukoslar arasında çıkan savaşta taraflarını Seleukoslar olarak belirleyerek Roma’yı karşısına almışlardır. Ardından Pergamon Krallığına bağlanmış olup Tralleis ismini almıştır. Bu süreç içerisindeki zaman diliminde şehrin en huzurlu dönemi yaşanmıştır.
Aydın’ın temellerinin atıldığı bu kent, Traller ve Argoslular tarafından kurulmuş olup adını Tralles ismindeki Trakyalı savaşçıdan almaktadır. Menderesin kuzeyi boyunca uzanan şehrin önemli ticaret yolunun üzerine konumlanması ise buranın gücüne güç katmıştır.
Önemli bir kültür ve ticaret merkezi haline dönüşmüş olan Tralleis Antik Kenti, pek çok savaşın yaşanması ile el değiştirmiştir. Özellikle de Klasik ve Arkaik Çağlarda Atina-Sparta ve Atina-Pers savaşlarında olumsuz açıdan etkilenmiştir. Şehir sırasıyla; Pers, Helenistik Krallıklar, Makedonya ve Roma’nın hakimiyeti altına girmiştir.
Uzun seneler Pers İmparatorluğu hakimiyeti sırasında şehir İ.Ö 333 senesinde Makedonya Kralı Büyük İskender’in Pers İmparatoru Darius’u galip etmesi üzerine Perslerin egemenliği son bulmuştur. Tralleis Kenti ise Büyük İskender’in sefer çıkartmalarına direnmeden teslim olan birkaç şehirden biridir.
M.Ö 3. Yüzyıl sıralarında sınırlı bir özerkliğe sahip olan kent bronz sikkeler bastırmıştır. Antik Çağ yazarlarının yazdığı eserlerdeki epigrafik ve nümizmatik kayaklar gözlemlendiğinde kentin en güçlü olduğu zamanda tespit edilmiştir. Pergamon Krallığı altındaki kent oldukça zengin ve güçlü dönemlerini yaşamıştır.
Yapılan kazı çalışmaları neticesinde burada yapılan önemli yapıların çoğunluğu İ.Ö 3.yüzyıl ve 2.yüzyıl ortalarında yapıldığı görülür. Önemli yapılardan biri de Pergamon Krallarının Tuğla Sarayı’dır. Sarayın rengi ise politik bir sembol olduğu varsayılmaktadır. Saray daha sonralarda kent pantheonunun baş tanrısı Zeus’un rahibi tarafından kullanılmıştır.
Eski isimleri Plinius ve Byzantionlu olup Polyanthia yani Çok Çiçekli Kent ve Euantheia yani Güzel Çiçekli Kent olarak kullanılmıştır. Şehir Bizans İmparatorluğu döneminde ise önemli bir Piskoposluk merkezi olarak faaliyet göstermiştir.
Burası Neresi? Kuşadası’na 25 kilometre mesafede bulunan Dilek Yarımadası’ndan önceki konumda yer alan Güzelçamlı Köyü, Antik Çağ Dönemi’ndeyken Poseidon Helikonis sunağı olarak biliniyormuş. Antik Çağ’da İyonlar tarafından kurulmuş 12 kentten biri olan Ponionion’da konsey toplantıları ve ayinler yapıldığı için mühim bir yer haline gelmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Rum kasabası olan Güzelçamlı, mübadele zamanında Yunanistan’dan gelen Türklerin bu topraklara yerleşmesi ile bugüne dek gelmiştir. Köyde yaşayan Rumlar ise Kurtuluş Savaşı döneminde Sisam Adası’na göçmüşlerdir.
Aydın yakınlarında tatil yapılacak bir yer olan Güzelçamlı turizm yönünden pek çok belde ve merkeze kıyasla farklı bir çeşitliliğe sahiptir. Yerleşim merkezi 10 kilometre kadar dar bir alanı kaplıyor olup bunun 100 kilometrelik kısmı orman ile örtülü iken 30 kilometrelik kısmı ise sahil şerididir.
Neden Gitmeliyim? Bu kıyı şeridi içindeki plaj ve koylarda sörf, yelken, kano, su kayağı, balık avcılığı, su altı sporları, tekne turları, yapma olanaklar bulunuyor. Güzelçamlı Köyü’nü saran Dilek Yarımadası Milli Parkı ve Samon Dağları ise adeta bir cennet. Bitki çeşitliliği, kuş ve hayvan türleri, mağaralar ve vadiler içeriyor olup pek çok tur için uygundur.
Bunlar arasında; dağcılık, treking, kuş gözetleme gezintileri, mağaracılık, botanik turları, at binme, bisiklet turları, ve avcılık jeep safari, foto safari yer alıyor. Buradan hareketle günübirlik olarak Efes, Meryemana, Didim, Milet, Priene, Bafa Gölü, Herakleia, Afrodisias, Pamukkale, Hierapolis gezilerine katılabilme imkanına da sahipsiniz.
Konaklama; 4, 3 ve 2 yıldızlı olmak üzere oteller, 1 tatil köyü, aile pansiyonları, kiralık apartlar, kamping alanları olmak üzere her bütçeye uygun konaklama seçenekleri mevcuttur.
Burası Neresi? Listemizin olmazsa olması Aydın’da mutlaka yapmanız gereken aktivitelerden biri olan Efes Antik Kenti, Kuşadası’na yarım saat uzaklıkta yer alıyor olup İzmir’in Selçuk ilçesi sınırları içerisinde konumlanıyor. M.Ö 9 bin yılına dek uzanan tarihi ile bir Antik Yunan ve Roma kenti olan Efes, liman kenti olma niteliğine sahip olup zaman içerisinde bu özelliğini kaybetmiştir.
Neden Gitmeliyim? Klaisk Yunan Dönemi’nde İyonya’nın 12 kentinden biri de Efes olup, eski ana tanrıça geleneğine sahip en büyük tapınağı olan Artemis Tapınağı’nı bünyesinde barındırıyor. Yalnızca Ege Bölgesi’nin değil tüm Türkiye‘nin önemli tarihi yerleri arasında yerini alan antik kentin içerisinde; Liman Caddesi’nden, Büyük Tiyatroya, Celsus Kütüphanesi’nden, Artemis Tapınağı’na çok geniş bir alana yayılan birçok önemli noktayı ziyaret edebilirsiniz.
Dünyanın yedi harikasından biri olarak gösterilen Efes Antik Kenti içerisindeki diğer yapılar ise; Magnesia Kapısı, Doğu Gymnasionu ve Devlet Agorası Hamamları, Yukarı Agora (Devlet Agorası) ve Bazilika, Odeon, Prytaneion – Prytaneion (Belediye Sarayı), Domitianus Tapınağı, Pollio Çeşmesi, Memmius Anıtı, Herakles Kapısı, Kuretler Caddesi, Skolastika Hamamları ve Latrina genişçe bir alanı kapsıyor olup mutlaka görmeniz gereken yerlerdendir.
Amazonlar tarafından inşa edildiğine inanılmakta olup Savaşçı kadınlardan meydana gelen topluluk, Yunan mitolojisinde önemli bir yer tutmaktaymış. İskit ve Anadolu mitolojisinde de isimleri geçen Amazonların kurdukları bu kentte uzun yıllar boyunca yaşadıklarına inanılmakta.
Efes Antik Kenti’nin ana giriş kapısında yer alan liman kapısından girince sağlı sollu yan yana dizilmiş dükkanların yer aldığı 600 metre uzunluğunda 11 metre genişliğe sahip olup Arcadiana Caddesi’ne çıkılmaktadır.
Aynı zamanda Liman Caddesi olarak isimlendirilmiş olan bu büyük cadde, merkeze doğru ilerlediğinizde hemen sonundaki Antik Tiyatro’ya kadar uzanır. Bir zamanlar Efes Antik Kenti’nin limanıyla olan ana bağlantısı olan bu cadde, günümüzde deniz kenarında olmasa da eski muhteşemliğini yansıtmaktadır.
Hz. İsa’nın havarilerinden biri olan ve Hristiyanlığın Roma Dönemi’nde Anadolu’da yayılması konusunda etkin rol oynayan St. Paul, bir dönemler vaaz verdiği 25 bin kişilik bir devasa tiyatrodur.
Antik dönemindeki en büyük açık hava tiyatrosu olarak biliniyor olup sahne gösterileri ve önemli toplantıların yapıldığı tiyatro, aynı esnada Romalılar Dönemi’nde Gladyatör Savaşları’na ev sahipliği yapmıştır.
Roma devlet insanı Celsus’a ithafen oğlu tarafından inşa edilmiştir. Yapı, Celsus’un mezar odası üzerinde yükseliyor. İçerisinde; farklı dil, inanç ve kültür parşömen üzerine yapılmış olup 12 binden fazla kitapla beraber Mısır’daki İskenderiye ve Bergana’daki Pergamon Kütüphaneleri’nden gelen Antik Çağ’ın en büyük üçüncü kütüphanesidir.
Efes’in simgesel yapısı haline gelen bu mimari yapı, iki katlı görünmesine karşın içerisi çok yüksek tavanlı ve tek katlı olarak planlanmıştır. Kütüphanenin önündeki Celsus erdemlerini yansıtan 4 farklı heykelin orijinalleri Viyana’da yer almaktadır. Kitap arşivi 3.yüzyıldaki got saldırılarında hasar görmüş olup el yazması eserlerin neredeyse tamamı yakılarak yok edilmiştir.
Yunan Mitolojisine göre Herkül Zeus’un oğludur. Kenti ikiye bölen kapıda ise Herkül’ü simgeleyen kabartmanın bulunuyor oluşu nedeniyle bu ismi almıştır. Herkül kapısından devam edip Celsus Kütüphanesinde biten cadde Kuretler Caddesi’dir. Bu cadde üzerinde her iki kol boyunca dükkanları, tapınakları, çeşmeleri, imparator heykelleri ve büstlerle süslenmiş sütunlu yolu ile görülmeye değer niteliktedir.
Roma Dönemi’nde kentin ileri gelen zengin insanların yaşadığı bu konutlar, toplamda 4 bin metrekarelik bir alan üzerinde kurulmuş şekildedir. Avlulu evlerin en iyi örneklerinin görüldüğü yapılar, mozaiklerle kaplı yerleri ile renkli resimler ile süslenmiş olan duvarlar günümüze çok iyi ve korunaklı şekilde gelmiştir. ve ziyaretçilerine müthiş bir görsel şölen sunmaktadır.
Dört adet sütunun taşıdığı Hadrianus Tapınağı Roma İmparatoru Hadrianus adına yapılmıştır. Girişinde dört Roma İmparatorluğuna ait heykeller bulunuyor. Yine giriş bölgesindeki duvarlarda kabartmalar ile kentin kuruluş hikayesi betimlenmiştir.
Kentin en ihtişamlı çeşmesi olan Traianus Çeşmesi, İmparator Traianus adına yapılmış olup anıtsal nitelik taşımaktadır.
Esasında hamam, latrina ve aşk evi adı verilen genel evden meydana gelen kompleks, Skolastika adındaki bir kadın tarafından işletiliyor olup onun ismi ile anılmaktadır. Hamamdan ve Celsus kütüphanesinden gizli bir yol ile genel eve gidilebildiği söyleniyor.
Burası neresi? Aydın şehrinde ilk müze açma fikri 1959 senesinde Zafer İlkokulu’nun bir odasında başlayarak uzun bir dönem boyunca devam etmiştir. 1953 senesinde yeni binaya taşınmasıyla faaliyet göstermeye devam etmiş olup Aydın merkezden ve ilçelerden toplanarak getirilen eserlerden zengin bir koleksiyona sahiptir.
Aydın Arkeoloji Müzesi, geniş bir bahçe içerisinde bulunuyor ve bahçe içerisinde; Tralleis, Magnesia, Alinda, Alabanda, Nysa, Amyzon, Piginda, Harpasa, Myus, Pygela, Orthosia ve Mastaura gibi antik kentlerden getirilen ve farklı dönemlere ait olan taş eserler bulunuyor. Bu eserler; heykeller, lahitler, sütun ve sütun başlıkları, altarlar, mezar stelleri, İslami mezar taşları, mil taşları, yazıtlı ve kabartmalı steller ile çeşitli mimari parçalardır.
Bunun yanı sıra Arkeoloji Seksiyonu, Sikke Seksiyonu ve Etnografik Eser Seksiyonu olarak üç bölümden meydana geliyor. Salonda; eserler kronolojik bir sırayla sergileniyor ve Prehistorik Dönem’in yanında Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemleri’ne ait eserler sergileniyor.
Eserler içinde; el baltaları, kesici ve delici aletler, idoller, ağırşaklar, pişmiş toprak seramik örnekleri, kandiller, mask ve heykelcikler, cam objeler, altın, gümüş ve bronzdan yapılmış takılar, tıp aletleri, makyaj malzemeleri ve silahlar yer alıyor. Bunlar arasında ise heykeltıraşçılığın en güzel örneklerinden biri olan, Athena büstü, Nike heykeli, Satyr heykeli, çeşitli heykel ve kabartmalar da oldukça ilgi görmektedir.
Sikke Salonu içerisinde; Grek, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemleri’ne ait altın, gümüş, bakır ve bronz sikkeler bulunurken Etnografya Salonunda ise; halı, kilim, cicim ve sumak gibi dokuma örnekleri, efe kıyafetleri, sırmalı simli kadın kıyafetleri, oyalı yazmalar, tepelik, kemer, kolye, bilezik, küpe ve yüzük gibi gümüş takılar, hamam takımları, el yazması Kuran ve kitaplar, sigara ağızlıkları, kalyenler, tas, lenger, sahan, ibrik, sefer tası, kazan ve sini gibi mutfak kapları, dibek, kahve değirmeni, kahve soğutacağı ve takunya gibi ahşap eserler, kılıç, kama, çakmaklı tüfek ve tabanca gibi zengin eşyalar bulunuyor.
Burası neresi? Aydın Balat Köyü yakınlarında bulunan Milet Müzesi, Milli Antik Kenti içerisinde yer alıyor olup 1973 senesinde faaliyete açılmıştır. Ancak zaman içerisinde binanın statik yapısının bozulmasıyla tehlikeli hale dönüşmesi üzerine kapatılmıştır.
Sonraki yıllarda Kültür ve Turzim Bakanlığı’nın katkıları ile yeni müze binası çalışmalarına başlanmış olup 2011 yılında tekrardan faaliyet göstermeye başlamış. Bahçe ve kapalı alan olmak üzere iki ana bölümden meydana gelen müzede; Milet Antik Kenti, Didim Apollon Tapınağı ve Priene Antik Kenti’nde yapılan kazı çalışmaları sonucunda bulunan eserler sergileniyor.
Kapalı bölümde antik kentlerden elde edilen kalıntılar sergileniyor. Milet Antik Kenti’ne ait olan Minos Dönemi buluntuları, canlandırılmalı Minos Dönemi ve mutfağı, Zeytintepe Afrodite Kutsal Alanı ve Kazartepe Nekropol buluntuları ve Arkaik Adak Stelleri bulunuyor.
Müzedeki önemli eserleri olarak Milet Antik Kenti’nden Didim Apollon Tapınağı’na giden kutsal yol kalıntıları ve Apollon Tapınağı adak eşyalarının da bu alanda sergilendiğini söyleyebiliriz.
Priene bölümünde; Priene Antik Kenti’ne ait olan zengin evlerin kalıntıları sergilenirken bunun yanında Nehirler Tanrısı Meandros’un heykeli, İlyas Bey Külliyesi buluntuları, farklı dönemlere ait cam eserler, süs eşyaları, sikkeler, pişmiş toprak eşyalar, bronz ve seramik eserler gibi daha pek çok antik kalıntı bulunuyor.
Bahçe teşhiri bölümünde ise; aslan heykeller, mezar taşları, lahitler ve sütun başlıkları sergileniyor. Yaklaşık 20 bin eserin bulunduğu müzeyi, kesinlikle Aydın’da yapılacak şeyler listenize eklemelisiniz.
Burası neresi? Afrodisias Ören Yeri’nde yapılan kazı çalışmaları neticesinde elde edilen kalıntılar ilk etapta İzmir ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne gönderilmiştir. 1961 senesinde Prof. Dr. Kenan T. Erim tarafından kazı evi depoları ve kasaları ile günümüzdeki müze binasının önündeki deveci hanına konulmuştur.
Bu eserlerin çok daha iyi korunabilmesi için daha güvenli olduğu düşünülen bir müze inşa edilmeye karar verilmiştir. 1971-1972 yılları arasında inşasına başlanan müze binası, 1977 yılında tamamlanmış olup Afrodisias Müzesi olarak faaliyet göstermeye başlamıştır.
Müze ve ören yerinin iç içe geçtiği müzelerden biri olan Afrodisias’da; antik kentte yapılan kazılarda bulunan eserler, Akropol Tepe ve Pekmez Tepe höyüklerinde yapılan kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkan Kalkolitik Dönem, Bronz Çağı erken, orta ve geç dönemlerine ait Prehistorik eserler, bu höyüklerden ve Afrodit Tapınağı etrafında elde edilen Lidya seramikleri, Arkaik, Klasik, Helenistik dönem eserleri, ören yerinden elde edilen Roma, Bizans ve Erken İslami devir eserler sergieniyor.
Heykeltıraşlık yönünden incelendiğinde ise oldukça zengin müzede İmparatorluk Salonu, Melpomene Salonu, Odeon Salonu, Camekanlı Teşhir Galerisi, Camekanlar, Penthesilia Salonu ve Tanrıça Aphrodite Salonu yer alıyor.
Aynı zamanda Zoilos Frizi, Melpomene heykeli, muhtelif imparator heykelleri, Polykleitos’un Diskophoros adlı heykelin bir kopyası, Akhilleus-Penthesileia grubu, bebek Dionysos ve Satyr heykelleri, muhtelif Nike heykelleri, Afrodisias Afrodit’in kült heykeli, rahip ve rahibe heykelleri müzenin en önemli parçalarıdır.
Burası neresi? Aydında’da gidebileceğiniz yerlerden biri olan Dilek Yarımadası, Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, Kuşadası ve Söke arasında bulunuyor. 1966 senesinde Dilek Yarımadası, 1994 senesinde ise Büyük Menderes Deltası milli park niteliği kazanmıştır.
İçerisinde çok çeşitli kuş, bitki ve memeli türlerinin barındığı milli parkın toplam alanı 27 bin 675 hektardır. Parka iki değişik bölgeden giriş yapabiliyor olup Dilek Yarımadası’na Kuşadası’nın Güzelçamlı Mahallesi’nden, Büyük Menderes Deltası’na ise Söke ilçesinden giriş yapabiliyorsunuz.
Dilek Yarımadası’nda içerisinde; 36 tür memeli, 42 tür sürüngen ve 45 farklı deniz canlısı, Büyük Menderes Deltası’nda ise; 256 adet kuş türü bulunuyor. İçerisinde yalnızca nesli tükenmekte olan kuşlar değil aynı zamanda Avrupa’da en nadir görülen memeli türlerine de ev sahipliği yapıyor. Bunun yanı sıra; yaban domuzu, çakal, sırtlan, sığır, at ve alageyik gibi daha bir çok hayvan çeşidine bu parkta rastlayabilir ve 804 adet bitki türüne rastlayabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Üç tane seyir terasının bulunduğu milli parktan baktığınızda Yunanistan’ın Samos Adası’nı, Olukludere Kanyonu’nu, Kuşadası’nı ve Dilek Dağı’nın harikulade manzarasını seyir keyfini tadabilirsiniz. İçerisinde foto safari, olta balıkçılığı, kuş gözlemciliği, dağ bisikleti turları, jeep safari, at safari, ATV safari, yürüyüş ve yüzme gibi aktiviteleri gerçekleştirebilirsiniz. Aydın’da yapılacaklar listenize dahil etmeniz gereken Dilek Yarımadası, muhteşem yeşillikte ki doğası, bol oksijeni ve manzarası ile hoş vakit geçirebilirsiniz.
Burası neresi? Aydın’ın Çine ilçesinde konumlanan aynı isimdeki Çine Vadisi, merkeze 37 kilometre uzaklıkta yer alıyor olup doğası ile popüler olan vadide kamp yapmak oldukça elverişlidir. Çine Çayı ve etrafında yetişen zambaklar ise vadinin yemyeşil doğasına farklı bir güzellik sunuyor.
Tanrıça Athena, günlerden bir gün Çine Çayı kıyısında dolaşırken suda kendi yansımasını görüp suda yanaklarının şiş olduğu fark etmiştir. Çaldığı kavalı birden suya atar ve bir süre sonra kavalı Marsyas bulur ve zamanla Apollon’u kıskandıracak kadar iyi derecede çalmaya başlar. Kısa zaman içerisinde popülerleşmesiyle Apollon ise Marsyas’a yarışma teklif eder ve yarışmanın hakemliğini ise Kral Midas yapmıştır.
Marsyas’ın muhteşem çalmasına ve hakemin çok beğenmesine karşın, yarışmayı Apollon kazanmıştır. Fakat durumu anlayan Apollon ikisine de kızarak Marsyas’ı kıskanır. Bu sebeple Midas’ın kulaklarını eşeğe çevirerek Marsyas’ın da derisini yüzdürür. Verdiği cezadan pişmanlık duyunca, Marsyas’ın bedenini ırmağa çevirir. Günümüzde ise bu ırmak Çine Çayı olarak bilinmektedir.
Burası Neresi? Milyonlarca senelik jeolojik hareketlerin ve Kemer Barajı’nı besleyen Akçay’ın yıllar içindeki aşınması ile meydana gelen Arapaşı Kanyonu nokta nokta 380 metre yüksekliği, 6 kilometre uzunluğu ile eşsiz doğal güzelliğini bizlere sunmaktadır.
Aydın, Muğla ve Denizli illerinin ortak sınır noktasında bulunan kanyon, İnceğiz ve Körteke isimleriyle de anılmaktadır. Bozdoğan ilçesine bağlı olan Kemer, Güvenir, Körteke ve Örencik köylerine yakın noktada yer alan Arapaşı, bazı noktalarda 12 metre kadar genişliğe sahip olup kıvrık kanalları ile devam eder.
M.Ö. 7. yüzyılda Bizans hükümdarı Heraklius Dönemi’nde doğu yönünden gelen Arap akınlarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Denilene göre, Afrodisias’ı istila eden ordular bu derin kanyona geldiğinde karşıdan karşıya geçememişler ve Araplar’ın şaşırıp kaldığı yer anlamına gelmekte olan Arapapıştı adı yerel halk tarafından dilden dile gelerek günümüze ulaşmıştır.
Akçay Vadisi’nde bulunan üç göl ve bu göller arasında konumlanan Arapapıştı Kanyonu, antik dönemden bu yana insanların saklanması ve dini hayat yaşamak gayesiyle kullandıkları gizli yerlerden biri olmuştur. Kanyonun bulunduğu vadi aynı zamanda Leylekler Vadisi olarak da biliniyor. Leyleklerin oluşu bölgenin toprağının, havasını ve suyunun oldukça temiz olduğuna işaret etmektedir.
Kanyonun hemen eteklerinde 2 bin 500 senelik gizemli mi gizemli bir kaya mezarı mevcut. Pers yapımı olduğunu düşünülen kaya mezarının yada general konumunda mühim olan kişi için yapıldığı varsayılmaktadır. Perslerin egemenliği altındaki tüm Batı Anadolu gibi bu bölgede Sard Satraplığı’na bağlı bulunuyordu.
Arkaik Döneme kadar uzanan kaya mezarlarının zeminden yüksekliği 1,8 metre ve eni de 8 metredir. Barajın su seviyesi yükseldiği zamanlarda kaya mezarı sular altında kalıyor. Kanyonun etekleri üzerinde boyut ve şekillerde birbirinden farklı olarak birçok mağara mevcut. Yan yana ve Sıra İnler ismi ile bilinen mağaralar tarih boyunca farklı zaman dilimlerinde kullanılmıştır.
Kanyonun Karacasu yönüne bakan noktasında gizli bir dehliz yer alıyor olup bu dehliz yarık şeklinde ve alt kısmı insan eli ile korunma amaçlı olarak taşlarla örülmüştür biçimdedir. Bu dehlizin küçük bir ibadethane görünümüne sahip olup, Bizans dönemi Hristiyanlarından bir grubun burada inzivaya çekildiğini veya gizlendiğini düşündürüyor.
Büyükşehir belediyesi tarafından kırsal kalkınmaya katkı sağlaması ve Arapapıştı Kanyonu’nu dünyaya tanıtmak gayesiyle hem günümüzün hemde geleceğin turizm şekli olan ekoturizm faaliyetleri bu bölgede de uygulamaya geçmiştir. Tekne ile gezinti yapıp, doğa yürüyüşleri gerçekleştirebilir veya mesire alanında piknik yapabilirsiniz.
Kemer Barajı’nda yaşam süren alabalık ve yayın balığı gibi balıklar barajın etrafındaki restoranlardan sağlanabilir. Buraya gelen ziyaretçiler Aydın Büyükşehir Belediyesinin sağladığı alt yapı olanakları ile kurulan Kemer Köy Pazarı’nda köy üretimi ürünleri satın alırken, yöre halkının ekonomisine katkıda bulunulmaktadır.
Burası Neresi? Türkiye’nin ve dünyanın en bilinen plajlarından biri olan Altınkum, adını altın gibi kumlara benzemesinden almaktadır. Güneş ışınlarının yansımasıyla ışıl ışıl parlayarak altın görünümüne kavuşmaktadır.
Yaklaşık olarak 260-300 gün güneş alan sahil kasabası olduğu için ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde dahi güneşlenirken görmeniz mümkün. Deniz turizminin Didim‘de gelişmesinin en önemli sebeplerinden birisi olan Altınkum Plajı’nda yer bulmak çok zor.
Belediyenin vermiş olduğu hizmet şemsiye ve şezlong kiralama olanaklarından yararlanabilirsiniz. Halk plajı olduğu için kendi havlu ve şemsiyenizi getirirseniz para ödemenize gerek kalmıyor. Çocuklu aileler ve yüzme bilmeyenler için oldukça rahat olup kumsaldan 200-300 metre açıkta bile su seviyesi boyu aşmamakta hatta bazı yerlerde diz seviyesinde bulunmaktadır.
Burası Neresi? Aydın’ın en güzel doğal güzelliklerinden biri olan Bafra Gölü Tabiat Parkı, Büyük Menderes Nehri’nin sularını taşması ile meydana gelmiştir. En derin yeri 25 metre olan gölün bir bölümü Aydın diğer bölümü ise Muğla sınırları içerisinde yer alıyor. Park içerisinde hiç bir tesis yer almıyor olup yalnızca gölün kıyısı kullanılmaktadır. Kızılçam ağaçlarının yanında ılgın ve zeytin ağaçları da bölgenin genel bitki örtüsünü meydana getiriyor.
Kış mevsiminde göle binlerce kuş geliyor olup burada konaklıyorlar. Kaşıkçı kuşundan flamingoya kadar farklı türdeki kuşlar göçmen olarak burada yer alıyorlar. Bölgede kartal türlerinin bazıları ve kaşıkçı kuşlarının yuvalarına rastlanılmaktadır. Gölün üzerinde yer alan bir adada Kaya mezarları bulunuyorken bir de Bizans Manastırı mevcut. Eğer buraya gelirseniz ziyaret edebilirsiniz.
Sportif olta balıkçılığı meşhurken Bozdoğan Alamut Köyü ise av turizmi için oldukça uygundur. kuş gözlemi içinde takdir edersiniz ki elverişlidir. Bataklık kırlangıcı ve mahmuzlu kız kuşunun üreyen popülasyonları ile Önemli Kuş Alanı özelliğini kazanmıştır. Su kuşlarının kışlama noktası olan Bafa Gölü’nde Büyük Menderes Deltası’ndan gelen tepeli pelikan yıl boyunca gölde görülebilmektedir.
Burası Neresi? Antik ismiyle Latmos ancak günümüzdeki ismi ile Beşparmak Dağları, Bafa Gölü’nün doğu yönünde yer alıyor olup Aydın ve Muğla illerinin sınırları içerisinde konumlanmaktadır. 550 milyon senelik gnays kayaçların zamanla içerisindeki aşınmasıyla sonucu ortaya çıkan ilginç kaya oluşumları göze çarpıyor.
Latmos’taki yaşamın 8 bin yıl öncesine dayanmakta olup binlerce yıldır bu topraklarda yaşam süren kavimler bölgenin sıra dışı görüntüsünden ve topraklarının yağmurla bereketlenmesi sebebiyle fırtına tanrısının bu dağda yaşadığına inanılmaktadır.
Cilalı Taş Dönemi’ne ait olan 8 bin yıllık kaya resimlerine dünya üzerinde nadir rastlanılırken insanlık tarihinin tarih öncesi dönemine ışık tutacak bir öneme sahiptir. Bu resimlerde savaş ve av sahneleri yerine bahar bayramı, düğün, insan ve insan toplulukları ele alınmıştır. Toplum ve insan ilişkilerinin ele alındığı resimler bu topraklardaki barış ve huzuru temsil etmektedir.
Antik Yunan Dönemi’nde mitolojik öneme sahip olan ve Yunan baş tanrıları Zeus’un bu dağda yaşadığına inanılmaktadır. Aynı dönem içerisinde Ay Tanrıçası Selene ve çoban Endymion’un sonsuz aşk hikayeleri burada yaşanmıştır.
Yakışıklı Endymion, benzersiz coğrafyasında bir mağarada uyurken ay tanrıçası Selene’nin ilgisini çeker. Endymion’dan hoşlanan Selene, ayın en güzel ışıkları ile sarılarak Endymion’u aydınlatmaktadır. Endymion’da Selene’ye aşık olup tüm gün kaval çalarak gece olmasını beklemiş.
Güneşin batımı ile çıkan ay ışığı, Endymion’u sarmalayan ve bir ölümlüyle aşk yaşayan ay tanrıçası Selene tanrıların dikkatini çekmesiyle bu aşıklarıdan etkilenen Zeus, Endymion’a bir dilek hakkı verir. Ölümsüz bir uyku dilek hakkı kullanan Endymion Latmos kayaları arasındaki bir mağarada ölümsüz uykuya yatırılmıştır.
Ay tanrıçası bu ölümsüz aşk ile her gece ayın ışıkları ile Latmos’u ve Bafa Gölü’nü aydınlatırmış. Bu mitolojinin inancına göre yeryüzünün en güzel dolunay manzarası bu yüzden Latmos ve Bafa Gölü’nden izlenmektedir.
Kaya resimleri, antik kentler ve manastırlar ile bezenmiş olan Latmos; doğal güzellikleri, yaban hayatı ve kendine özgü mimarisiyle dikkatleri üzerine çekmektedir. Ziyaret edenler; doğa yürüyüşü yapabilecekleri gibi Latmos Ziyaretçi Merkezi’nde dokunmatik ekran ve 3D sanal gerçeklik gözlüğü sayesinde kaya resimlerini ve Latmos’da gezebilirler.
Burası neresi? Başak Eğitim Hizmetleri’nce 2007 senesinde açılan Tales Matematik Müzesi, Almanya Giessen’deki Mathematikum, ABD New York’taki MoMath, İtalya’daki Arşimet Bahçesi ve Güney Kore’deki Mathlove gibi örneklerin incelenmesi ile AR-GE çalışmaları yapılarak planlanmıştır.
Günlük yaşam dışında Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatını içeren sergilerin yer aldığı müzede içerisinde; soyut matematiksel kavramlar somut malzemelere dönüşerek ziyaretçilerin daha iyi anlayabilmesini sağlıyor.
Neden gitmeliyim? Yeni fikir ve çözümler bulmayı hedefleyen Tales Matematik Müzesi, özellikle çocuklara aktarmak ve aşılamak için kurulmuştur. Çocuklara matematiği sevdirmek ve daha da bilinçli hale getirmek için eğlenceli şeylerden bir tanesidir.
Geziniz sırasında profesyonel matematik öğretmenlerinin anlattıkları hikayeler ve matematiksel teoremlerin kanıtlarını göstermeleri de işin en hoş kısmı. Tüm bunların yanında ilkokul için atölye çalışmaları, matematiksel oyunlar, yüksek seviye için laboratuvar destekli eğitimleri ve bu laboratuvarlarda denklemlerle cebirsel yüzeylerin yer aldığı Hayal Sergi de bu müzede yer alıyor.
Kaçırmayın! Olasılık, Pascal üçgeni, seri açılımları, ardışık sayıların toplamı, parabol, asal sayılar, çevre yarıçapı ilişkisi, silindir yarıçapı ilişkisi ve mükemmel kare genişlemelerinin geometrik kanıtı ile ilgili materyaller bulunuyor.
İlkokul öğrencilerine 1,5 saatlik eğlenceli atölye uygulamalarına katılım gösterebilir ya da yüksek bir seviye için 2 saatlik rehber destekli eğitim turlara katılabilirler. Gelenlerin seviyesine göre katılmalarını sağlayacağınız bu müzede, sizler de katılabilirsiniz.
Burası Neresi? Aydın Buharkent ilçesinde bulunan Kızıldere Köyü’ndeki aynı ismi taşıyan Kızıldere Kaplıcası, romatizmal hastalıklar, kronik bel hastalıkları ve belli olmayan yumuşak doku hastalıklarında, ortopedik operasyonlar ve beyin ve sinir cerrahi hareketleri ile metabolizmasal hastalıklara iyi geliyor olup yerli ve yabancı turistlerin en çok tercih ettikleri kaplıcalar arasındadır.
Burası Neresi? Kuşadası’nın Davutlar Beldesi’nde yer alan kaplıca, 200 metre yüksekliktedir. Kaplıca suyu; sodyum florürlü, florürlü karışık termomineralli olan suyu romatizma, stres, damar sertliği, siyatik, artroz, osteoporoji, spendiyaloz, vitiligo, egzama, saç dökülmesi, cinsel iktidarsızlık, kısırlık ve sağlıklı zayıflamaya karşı iyi geldiği bilinmektedir.
Neden Gitmeliyim? Dağın yamaçlarında yeşillikler içerisinde yer alan işletme 65 oda 140 yatak kapasiteli olup iki tanesi kapalı biri açık olmak üzere üç termal havuzu, iki sıra banyo, iki yüzme havuzu yer almaktadır. Tesisteki tercih edebileceğiniz tedavi olanakları kapsamında akapunktur, aroma terapi, fitoterapi, kolon hidroterapi, ozon tedavisi, infraruj ısı tedavisi bulunuyor.
Burası Neresi? İstanbul’un hengamesinden kaçarak organik m organik bir doğal yaşam mekanı kurmuş. Doğal reçeller, kendi elleri ile diktiği bitkiler, kendi baktığı inekler derken her geçen gün bir çiftliğe dönüştürmüş burayı. Kaliteli oksijen içerisinde lezzetli kahvaltısını yerken bir taraftan öten tavuklar kendinizi en doğal ortamda hissetmenizi sağlayacak. Dilerseniz buradan yetişen sebzeden zeytenyağına doğal ürünlerden satın alabilirken mail veya telefon yoluyla da sipariş edebilirsiniz.
Burası Neresi? Aydın’ın en meşhur kahvaltı rotalarından biri olan Değirmen Restoran’da masalar; organik reçel, zeytin, yumurta, peynir derken çam ağaçlarından yayılan harika koku ile oldukça keyiflendiriyor. Eğer şehre ilk kez geldiyseniz Değirmen Restoran’da kahvaltı etmenin tadını çıkartın!
Burası Neresi? Ünlü tahinli Aydın pidesi nerede yenir diye merak ederseniz sizlere Sümer Pide’yi önerebilirim. Bildiğiniz üzere her yörenin kendine özgü lezzetine sahip pideleri mevcut. Aydın’ın da tahinli pidesi meşhur. Fırından sıcak sıcak çıkan pidenin kokusu ile canınız sabırsızlık içerisinde onu yemek isteyeceksiniz. İştahınız açıldıkça açılınca vay halinize. İkinciyi dahi isteyebilirsiniz. Bunun yanında kıymalı seçeneği de mevcut elbette. Her ikisi ne denerseniz çok şey kazanırsınız!
Burası Neresi? Oldukça lezzetli restoranlar arasında yerini alan Zeytin Restoran, kuşkusuz sizlere muhteşem yemekler sunacak. 5 saat boyunca fırında pişirilen kuzu tandır, çıntar mantarı kızartması, tereyağında pişirilen bonfile ve çok daha fazlası. Ayrıca bu restoranda yiyebileceğiniz mezeler daha önceki ydiklerinizi unutturacak düzeyde bilginize.
Burası Neresi? Kuyu içinde yakılarak söndürülen ateşin ısısı ile saatler boyunca pişen kuzu tandır, kuzu yağının ve ateşin sıcaklığının lokum gibi yumuşak bir kıvam alırken lezzetinin üzerine konuşmanın pek doğru olacağını sanmıyorum. Değerlioğlu Kuyu Tandır’da bu muhteşem lezzetin tadına varabilirsiniz.
Burası Neresi? Salaş ve bir o kadar lezzetli bir mekan düşünürseniz rotanızı Çınar Restoran’dan yana kullanabilirsiniz. Kuzu kokoreci , tandırı, rakı, bira, meze ve hoş bir müzik burayı yeterli kılacaktır.
Burası Neresi? Aydın Belediyesi tarafından onarılan eski bir han günümüzde hem otel hem de restoran olarak faaliyet gösteriyor. Aydın’ın yöresel yemeklerinin yanında kebap ve et yemekleri ile de ön plana çıkan Zincirli Han Resoran, yüksek tavanlı otantik atmosfere sahip olup burada hem konaklayabilir hemde lezzetli yemeklerin tadına bakabilirsiniz.
Burası Neresi? Tandır yemek için tercih edebileceğiniz mekanlardan biri de Baba Şakir Restoran’da yediğiniz bu tandırın tadını kolay kolay unutabileceğinizi düşünmüyorum. Alkollü ve alkolsüz olarak istediğiniz her türlü içecek alternatifi de mevcut üstelik. Hoş bir akşam yemeği için listenize ekyebeilirsiniz.
Burası Neresi? Kalyın Lazutti’de herhalde yiyip yiyebileceğiniz en fazla çöp şişi tüketebilirsiniz. Yanına gelen dopdolu ikramlar ile gözünüze hitap eden masada mideniz şenlenecek kalkacaksınız.
Burası Neresi? Meşhur yemek noktalarından biri olan Yenipazarlı Kazım Usta, pide yiyebileceğiniz noktalardan biri olup bunun yanı sıra ızgara seçenekleri ile adından oldukça söz ettiren meşhur mekanlar arasında yerini alıyor. Çorba ve döner yedikten sonra da tahinli pide yiyerek kapanış yapabilirsiniz.
Burası Neresi? 1953 senesinden bu yana leziz yemekleri ile dillere pelesenk olmuş Tarihi Sarıoğlu Lokantası, leziz yemekleri ile şehre nam salmış olup sulu ve et yemekleri üzerine yoktur. Oldukça makul fiyatları ile yöresel yemekleri ağzınıza layık biçimde yiyebilir çocuklu aileler içinde uygundur. Kalabalık veya sakin şekilde yemek yiyebileceğiniz mekan hem çok taze hemde kaliteli yemekleri sizlere sunuyor.
Burası Neresi? Aydın ilindeki ünlü sahil beldelerinden biri olan Kuşadası, harikulade güzellikteki kumsalları ve deniziyle dikkat çekici bir nokta olup ülkemiz ve dünyanın dört bir tarafından turisti ağırlamaktadır. Geziniz esnasında yalnızca sahil kesimi ile kendinizi sınırlandırmayın! Buradaki el değmemiş koyları keşfetmek için yat limanından kalkan teknelerden biri ile Ege Denizi koylarını ziyaret edin.
Neden Gitmeliyim? Kuşadası’ndan başladığını yolculuğunuza gün boyunca devam edebilir, sabahın erken saatlerinde başlayan tur akşam güneş batıncaya kadar devam eder. Ulaşımın karadan imkanı olmadığı koylara yemekli olarak gerçekleştirilen turlarla ulaşım sağlayabilir ve bu muhteşem denizin tadını çıkartabilirsiniz.
Ancak farklı bir deneyim yaşamak istiyorsanız da akşam başlayan turlara katılabilirsiniz. Yaz mevsiminde parti teknesi olarak isimlendirilmiş olan ve müziğin içinizi kaynatacağı gece partilerinin düzenlendiği turlarda hayli ilginizi çekecektir. Tüm her şeyi unutun! Ve sevdiğiniz kişi ile gerçekleştirebileceğiniz romantik mi romantik bir yakamoz turu da oldukça heyecan verici olabilir.
Burası Neresi? Aydın’ın saklı cennetlerinden biri olan Arapapıştı Kanyonu’na tekne dışında herhangi bir ulaşım aracı mevcut değil. Hal böyle iken hem üzerinde bunca tarihi eseri barındıran tarihi yönü güçlü ve doğallığı ile baş döndürücü olan bu kanyonu gezmeden dönmek size yakışmaz!
Eski dönemlere nazaran günümüzde oldukça popüler olan tekne gezisi, en yoğun olduğu sezonda her saat başı kalkmaktadır. Oldukça fazla ilgi görmesi sebebiyle gezintiye gelmek istediğiniz gün için rezervasyon yaptırıp işinizi garantiye alabilirsiniz. Hatta öyle ki kış mevsiminde de koşulların el verdiği takdirde kanyonda tekne turları yapılmaya devam etmekte.
Tur Hakkında; Belirlenen noktalardan hareketle yola çıkarak kahvaltı için verilecek olan mola noktasında duruluyor. Kahvaltının ardından Abant bölgesine gidilerek tabiat parkı içerisindeki Abant Gölü’nü ziyaret etmekle işe koyuluyor. Nilüfer çiçekleri ile bezenmiş olan bu gölden ayrılarak Bolu merkeze geçiliyor.
Her yanı tarih olan şehir hakkında rehberinizden gerekli bilgileri aldıktan sonra Köroğlu heykelinin önünde birkaç poz çekiliyor ve Ormanya Doğal Yaşam Parkına gidiliyor. İçerisinde yer alan hayvanat bahçesi, doğal yaşam alanları, Hobbit Evleri ve yürüyüş parkurlarında vakit geçirdikten sonra Safranbolu’da konaklayacağınız otele doğru hareket ediliyor.
Sabah yapılan kahvaltıdan sonra otelden ayrılarak şehirdeki Hıdırlık tepesi, Kaymakamlar Evi, Cinci Hanı, İzzet Paşa Cami, Yemeniciler Arastası ve Köprülü Mehmet Paşa Cami’sini gezip bir alışveriş molası veriliyor. Safranbolu ile Amasra arasında konumlanan Cam Teras’a gidilerek tur tamamlanarak dönüş yoluna geçiliyor. Abant Ormanya Hobbit Evleri Safranbolu Turu için kişi başı 450 TL ödemeniz gerekiyor.
Tur hakkında; Gün doğumu ile birlikte Aksaray’a varılıyor olup kahvaltı için bir mola veriliyor ve tur bu noktada start veriyor. Geziye büyüleyici Ihlara Vadisi ile başlanıyor olup akabinde Derinkuyu Yeraltı Şehrine doğru yola çıkılıyor. Buradaki gaziyi tamamladıktan sonra Dervent Vadisi’ne geçilerek fotoğraf için serbest bir zaman veriliyor.
Kapadokya’nın ikonik noktası olan Üç Güzeller’i görmek için buraya geliniyor ve rehberden gerekli tüm bilgiler alınıyor. Bunların ardından tanınan serbest zamandan sonra televizyonlarda izlediğiniz Asmalı Konak dizisinin çekildiği konağa gidersiniz. Buradan meşhur Turasan Şarap Mahzeni’ne doğru yola çıkılıyor. Tüm bu yorucu günün ardından otele geçilerek güzel bir akşam yemeği yeniliyor.
Otelde kahvaltı yaptıktan sonra Avanos’da doğru yola çıkıyor burada çanak çömlek yapımı izleniyor. Kızılırmak kenarına gidilerek serbest zaman tanınıyor ve öğle yemeği için kısa bir mola veriliyor. Yemekten sonra Zelve Paşabağı Vadisi’ni de görmenizin ardından Göreme Açıkhava Müzesi’ne doğru yola koyuluyor.
Unesco Dünya Mirası Listesi’ne girmiş olan bu güzellik hakkında bilgi alıp fotoğraf çekimi yaptırmanızın ardından rota Uçhisar Kalesi’ne çevriliyor. Burası son durak olup Aydın’a dönmek üzere yola çıkılıyor. Aydın çıkışlı Nevşehir Turu için kişi başı 479 TL ödeme yapmanız gerekiyor.
Hakkında; Yaz dönemleri hemen hemen her sporun yapılabildiği Kuşadası’nda akıllara ilk olarak en popüleri olan Parasailing geliyor. En çok tercih edilen bu aktivite rüzgarın yaz boyu sürekli olarak elverişli olması nedeniyle her zaman paraşütü ile gökyüzüne tırmanan birilerini görebilirsiniz.
Beldenin bazı noktalarında rüzgar sörfü de yapılabilmektedir. Özellikle de sonbahar mevsiminde rüzgarın artış göstermesi ile su üzerinde kalma süresi yükseliyor. Bu tarihler arasında rüzgar sörfü için çeşitli kurslar da gerçekleştirildiği gibi bazı organizasyonlar tarafından da yapılan yarışmalara rastlamak mümkün.
Su kayağı her mevsim yapılabiliyor olsa da en çok yaz aylarında ilgi görüyor. Bunun yanı sıra yaz aylarında kano, deniz bisikleti ve benzeri aktiviteler de yapılabiliyor. Tüm bunlara ek olarak Ege Denizi’nin muhteşem su altı faunası ile tanışmadıysanız şiddetle tanışmanızı, hayır ben çok kez daldım ve biliyorum diyorsanız tekrar tekrar yapılacaklar listenize eklemenizi öneririm. Eğer hali hazırda gerekli sertifikaya sahipseniz dalış grupları ile dalış yapabilirken değilseniz de, kısa bir eğitim sürecinden geçtikten sonra tüplü veya şnorkel ile yüzeysel olarak dalışlar yapabilirsiniz.
**Sizler için hazırlamış olduğumuz yapılacak listesi burada son buluyor. Yazımızda Aydın’da yapılacak şeyler hakkında elimizden geldiğince bilgi vermeye çalıştık. Sizde deneyim ve önerilerinizi bizimle paylaşırsanız seviniriz. İlginizi çekebileceğini düşündüğümüz diğer yazılar;
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…