San Francisco Nerede & Hangi Ülkede? ABD’nin, Kaliforniya eyaletine bağlı bir şehri olan San Francisco, kuzey ve doğusunda San Francisco körfezi, batısında ise Pasifik Okyanusu ile çevrilidir. Şehir, San Francisco Yarımadası’nın kuzey ucuna kurulmuştur.
San Francisco Hakkında; Amerika Birleşik Devletleri’nin kültür ve finans merkezi olarak gösterilen San Francisco, aynı zamanda ülkenin en kozmopolit şehirlerinden biridir. Dik sokakları, muazzam limanı ve nefes kesen körfez manzarasıyla turistik bir kent olan şehirde yaşam oldukça hızlı akar.
SF, Amerika’nın yaşanılacak en çekici, renkli ve farklı yerlerinden biridir. 1 milyona yaklaşan nüfusu ile pek çok milletten insanın yaşadığı San Francisco’nun en önemli özel sektör endüstrilerinden biri ise turizm.. Şehrin dünya sinemasından pek çok filmde, müziklerde ve popüler kültürde sıkça gösterilmesi hem tanınmasına hem de ziyaret almasına olanak sağlamıştır. Yılda 25 milyondan fazla turistin ziyaret ettiği şehirde dünyaca ünlü gezi noktaları yer alıyor.
Ortalama Gezi Süresi; Şehri yakından tanımak ve gezi noktalarını deneyimlemek için en az 3-4 gün ayırmanız gereklidir. Çoğu turist San Francisco gezisi için 5 gün ayırmaktadır.
San Francisco Pahalı mı? Bu sorunun cevabı ne yazık ki evet. Amerika’nın en turistik ve pahalı şehirlerinden biri olan San Francisco’da yaşam maliyeti de oldukça yüksek. Bu pahalılık ise gelişen teknoloji endüstrisi ve yakınındaki Silikon Vadisi’nden kaynaklanıyor. Yalnızca yaşamak için değil gezmek için de pahalı olduğu bilinen bu şehirde, 5 günlük bir gezi için ortalama 1000 dolar taşımanız gerekmektedir. Günlük ortalama yemek maliyeti 50 doları bulabilir. Ulaşım araçları, müze girişleri ve yemek derken günlük 100-150$ harcamayı gözden çıkartmanızı tavsiye ederiz.
Ziyaret için en iyi zaman; San Francisco, Kaliforniya eyaletinde yer aldığı için hava sıcaklıkları genellikle ılık seyreder. Güneşli ve çokta sıcak olmayan bir dönem dilerseniz Mayıs-Haziran ve Eylül-Ekim aylarında hem hava sıcaklıkları normal seyreder hem de şehirde turist yoğunluğu biraz daha azdır. Şehir okyanus kıyısında yer aldığı için kış aylarında olağanüstü soğuklar ve sisle karşılaşabileceğinizi belirtelim.
Tasarruflu kartlar; CityPass; gezi maliyetlerinizi %50 oranda azaltabileceğiniz tasarruflu bir şehir kartıdır. Bu kartı satın alarak toplamda 5 yeri ücretsiz olarak gezebilirsiniz. 3 Günlük Teleferik ve Muni Otobüs Pasaportu, Kaliforniya Bilimler Akademisi, Körfez Akvaryumu, Bay Cruise Adventure (tur), Expolartorium ve Modern Sanat Müzesi’ne giriş hakkı kazanıyorsunuz. 9 gün boyunca kullanabileceğiniz kartın ücreti ise 94$.
San Francisco’nun en iyi gezi noktalarına ücretsiz giriş ve her bütçeye uygun 3 ayrı geçiş kartı imkanı sunan Go San Francisco Pass’da oldukça kullanışlı bir kart. CityPass karta göre daha fazla yer kapsadığı için de fiyatları biraz pahalı. Kapsadığı turistik noktalara sınırsız giriş hakkı tanıyan kartın 1 günlüğü 98$ iken, 5 günlük olanı 189$.
Ulaşım; İstanbul – San Francisco arası direkt uçuşlar ortalama 13-14 saat sürmektedir. Bilet satın aldığınız havayolu firması, aktarma ve hava şartlarına göre bu süre değişebilmektedir. Türkiye’den direkt uçuşu olan firmalar oldukça fazla. Türk Hava Yolları’nı tercih edecekler için ise ortalama 5 bin TL’dir.
Yardımcı uygulamalar; En iyi yemek restoranları ve puanlamaları için ‘’Open table ‘’ ve’’Dishero’’… Gezilecek yerler hakkında bilgi, yorum ve fotoğraf için Tripadvisor, Yelp, Fodor’s City Guides.
İstanbul – San Francisco Saat Farkı; İstanbul saati, San Francisco saatinden 10 saat ileridedir.
San Francisco’da ne yenir? San Francisco, yalnızca teleferikleri ve Golden Gate köprüsü ile değil muhteşem restoranları ve yiyecekleri ile de ünlü. Şehirde deniz ürünlerine ilgi oldukça fazla… Geleneksel lezzetler arasında Dungenees yengeci, karides ve deniz tarağı çorbası geliyor. Dondurma çeşitleri ise nefis! Martini, Mai Tai, bira ve Buena Vista Kafe’deki İrlanda Kahvesi mutlaka denenmesi gerekenler içeceklerden. Daha detaylı yemek listesi ise San Francisco’da ne yenir yazımızda.
Restoran bahşiş oranları; Amerikan restoranlarında hesabın %15’ini bahşiş bırakmak bir gelenektir. San Francisco şehrinde ise bu tutar restoranına göre %20-25 gibi oranlara yükselebiliyor. Bütçe kontrolü yapmak isterseniz bu oranı %15’de tutmanızı tavsiye ederiz. Bahşiş vermek, Kaliforniya eyaletinde zorunlu değil ancak halk arasındaki bu gelenek uzun yıllardır devam ediyor.
Burası neresi? Şehrin dünyaca ünlü ikonik yapısı Golden Gate Köprüsü, San Francisco’yu Marin County’e bağlayan ve uluslararası turuncu rengiyle hafızalarda yer edinen tarihi bir köprü. 1937 yılında açılan köprü, 35 milyon dolara mal edilmiş. İhtişamlı görünüşü ve 2 bin 737 metre uzunluğuyla dünyanın en uzun ve en çok fotoğrafı çekilen köprülerinin başında geliyor. Golden Gate ismini ise üzerinde bulunduğu Golden Gate boğazından almış. Boğaz, ABD’nin en büyük taşımacılık limanlarından biri olan San Francisco Körfezi’ne ve deniz seyahati araçlarına birinci erişim kanalı olarak gösteriliyor. Boğaz, Oakland Limanı, Richmond Limanı ve San Francisco Limanı’na ev sahipliği yapıyor. Köprünün üzerinde bir yürüme yolu var. Dilerseniz yürüyerek ya da bisiklet ile köprü üzerinde ilerleyebiliyorsunuz.
Kış aylarında Büyük Okyanus sebebiyle yoğun sis altında kalan Golden Gate Köprüsü, kolay fark edilebilmek için turuncu renkte boyanmış. Köprünün hemen altında ise Karşılama Merkezi yer alıyor. Burası, Golden Gate Körpüsü’nün tarihini öğrenebileceğiniz bilgiler ve çeşitli sergiler sunuyor. Merkezin, hediyelik eşya dükkanı da Golden Gate Köprüsü’nü yansıtan magnetler, maketler ve dikkat çekici eşyalarla dolu.
Nasıl giderim? San Francisco şehir merkezinden 10, 70, 92, 93 ve 101 numaralı Golden Gate Transit otobüslerine binebilirsiniz.
Burası neresi? San Francisco’nun gözde turistik noktası Fisherman’s Wharf, şehirde günlük eğlence için mutlaka uğramanız gereken yerlerden biri. Şehrin en kalabalık noktası Pier 39 ismiyle de anılır. Sebebi ise Pier 39 iskelesine ev sahipliği yapmasıdır. Burada tiyatro salonu, mağazalar ve Aquarium of the Bay’a rastlayabilirsiniz. Ghirardelli Meydanı’ndan doğuya doğru Kearny Caddesi’ne kadar uzanan Fisherman’s Wharf, şehrin kuzey sahil bölgesini kapsıyor. Ghirardelli ailesine ait çikolata dükkanı ise biraz pahalı olmasına rağmen bölgenin en popüler turistik dükkanı.
Neden gitmeliyim? Dünyaca ünlü bu yerde hediyelik eşya dükkanları, tarihi gemiler, balıkçılar ve onlara ait tezgahlar, leziz restoranlar ve Fransız fırınları da bulunuyor. Genelde kıyıda uzanmış denizaslanlarını görmek için gidilen bu noktadan Golden Gate Köprüsü’ne düzenlenen turlardan birini de katılabilirsiniz. Fish and chips ve yengeç gibi pek çok ürünü tatmanızı tavsiye edeceğimiz Fisherman’s Wharf’ı, San Francisco’nun Ortaköy’ü olarak tanımlasak, hata etmiş olmayız. 🙂
Burası neresi? Hem şehrin en iyi konaklama alanı hem de alışveriş ve pek çok alanda San Francisco’nun kalbi olarak bilinen Union Square ( Birlik Meydanı), 1847 yılında Japser O’Farrel isimli şehir planlamasından sorumlu bir inşaat mühendisi tarafından kamusal bir meydan olarak kullanılmak üzere ayrıldı. 1900’lu yıllar itibariyle ise şehrin en önemli alışveriş meydanı haline geldi.
Palmiye ağaçlarıyla süslü meydan, şehrin tarihi ulaşım ağı teleferik sistemine de ev sahipliği yapması sebebiyle oldukça önemli bir konuma sahip. Meydanın tam ortasında yer alan banklar buluşma noktası olarak kullanılıyor. Yüzyıldır kentin en kalabalık bölgesi olan ve dünyaca ünlü bir meydan haline gelen Union Square, Kaliforniya eyaletinin en lüks mağazalarına ev sahipliği yapar. Tiffay&Co, Louis Vuitton, Dior ve Bulgari gibi mağazaların yanı sıra Ferragamo, Betsey Johnson ve Armani gibi ünlü tasarımcıların mağazalarına da rastlayabilirsiniz. Diğer yandan kuyumcular ve antika mağazaları da oldukça revaçta.
Meydana özel araçla ulaşım oldukça zahmetli olacaktır. Çünkü epey kalabalık ve trafiğin yoğun olduğu bir konumda yer alıyor. Bu sebeple Union Square’ın altına otopark kurulmuş. Ancak bu otoparkta da çoğu zaman yer bulmak bir sorun haline geliyor. Meydan çevresinde büyük oteller ve alışveriş noktalarının yanı sıra sokakta küçük masalara sahip kafeler ve restoranlarda bir hayli fazla. Meydanın hemen güneyinde ise Market Caddesi’nde şehri en lüks alışveriş merkezi Westfield San Francisco Center bulunuyor.
Burası neresi? ABD’nin en dikkat çeken hapishanelerinden birine ev sahipliği yapmasıyla tanınan Alcatraz Adası, oldukça önemli gezi noktalarından biri. San Francisco körfezinde yer alan özel ada, 1934-1963 yılları arasında cezaevine ve ordu karargahına ev sahipliği yapmış. Hapishaneden kaçmak neredeyse imkansız. Açıldığı yıldan itibaren 36 kişi kaçmayı denemiş ancak yalnızca 3 kişinin girişimi başarılı olmuş. Hapishane kapatıldıktan sonra turistik bir gezi noktası haline gelmiş. “Alcatraz’dan Kaçış” filmine de ilham kaynağı olan hapishane’deki mahkumların kaldıkları yerleri incelemek ise ziyaretçiler için çok farklı bir deneyim oluyor.
Tüm dünyaya adını duyurmuş mahkumların en karanlık yıllarını geçirdiği ada, o yıllardan sonra karmaşık tarihi ile birlikte doğal güzellikleriyle de ön plana çıkmaya başlamış. 1972 yılında Golden Gate Ulusal Rekreasyon Alanı kurulan Alcatraz Island, bir yıl sonra halka açıldı. Bugün ise yılda yaklaşık 1 milyon ziyaretçi ağırlıyor. Pier 39’dan kalkan feribotlar yardımıyla ulaşım sağlayabilirsiniz.
Burası neresi? San Francisco’nun tarihi turistik yapılarından biri olan The Palace Of Fine Arts, 1915 yılında Panama-Pasifik Fuarı için inşa edilmiş. O dönem şehrin sanatsal tablolarını ve diğer çalışmalarını sergilemek için inşa edilen yapı bugün turistlerin dinlenme ve fotoğraf durağı. Zaman zaman kurumsal etkinlikler, özel galalar, düğünler, fuar ve diğer etkinlikler için de kullanılıyor. Küçük göleti ve güneşli havalarda keyifli saatler geçirten yeşil alanlarıyla sevilen bir bahçeye sahip mabedi dışarıdan gördüğünüzde Yunan tarzı mimarisine hayran kalacağınızdan emin olabilirsiniz. Çimlere uzanmaya giderken yanınıza kahve almayı da unutmayın.
Burası neresi? Ghirardelli Meydanı’nında yer alan Ghirardelli Dondurma ve Çikolata Fabrikası, 1852 yılından beri şehrin en kaliteli ve en turistik mekanlarından biri. Meydan da 3 tane Ghirardelli çikolata ve dondurma dükkanı bulunuyor. Mağazalar, leziz çikolata ve dondurmalarının yanı sıra bir müze görevi görüyor. Sebebi ise İtalyan Domingo Ghirardelli’nin vatanını yurt dışında şekerleme ve çikolata satma hayaliyle terk etmesi.
Sonrasında ise San Francisco’ya gelerek tarihi iskeleler arasında bir ev bulup yerleşmesiyle başlıyor. 1852 yılında ise ilk çikolata şirketini kuruyor. O tarihten bu yana hizmet vermeye devam eden Ghirardelli Chocolate Shop, ABD’nin en eski üçüncü çikolata şirketi. Haliyle çikolata yapım süreci hakkında bilgi edinebiliyor, sergilenen tarihi çikolata yapım ekipmanlarını inceleyebiliyorsunuz. Ne yazık ki turistler fiyatların pahalılığından dem vuruyor.
Burası neresi? San Francisco’nun en ünlü fotoğraflama noktalarından biri olan The Painted Laides, Alamo Meydanı’ndaki Hayes ve Steiner sokaklarında yer alıyor. Kartpostal sırası olarak tabir edilen Victoria evleri, şehir merkezindeki gökdelenlerin ortasında çarpıcı bir kontrast sunuyor. Kraliçe Anne döneminde inşa edilen Victoria evleri renkleri farklı olsa da birkaç benzersiz özellikten oluşuyor.
Bunlar ise birden fazla balkon, ve 2 ya da 3 katlı olmaları. Özellikle gün batımı saatlerinde bu evlerin yakınından geçerseniz en güzel fotoğraf karelerini yakalayabilirsiniz. Evlerin karşısında yer alan yeşil kamp alanı ise hem dinlenmek hem de bir şeyler atıştırmak için oldukça elverişli bir nokta.
Burası neresi? Bilim, sanat ve insan algısına dair derinlemesine keşifler sunan Exploratorium, şehrin en önemli müzelerinden biri. 1969 yılında fizikçi ve eğitimci Frank Oppenheimer tarafından kurulan müze içinde ve dışında 650’den fazla sergi yer alıyor. Açıldığı günden bu yana 180 milyon ziyaretçi ağırlayan dünyaca ünlü bilim müzesi tamamen halkın bilimsel ve doğal olayları anlamasına yardımcı olmak amaçlı kurulmuş.
Müzede yer alan sergiler o kadar ilgi çekici ve etkileşimli ki ziyaretçiler neredeyse 2 saatini burada harcıyor. Ama eğlenceli dolu salonlar arasında seçim yapmak isterseniz Dokunsal Kubbe’ye mutlaka gidin. İnteraktif bir müze olması sebebiyle çocuklu ailelerinde sıklıkla ziyaret ettiği Exploratoryum’da eğlenceli saatler geçireceğinize emin olabilirsiniz.
Burası neresi? 1853 yılında San Francisco’da kurulan Kaliforniya Bilim Akademisi, ABD’nin en prestijli kurumlarından biri olarak gösterilir. Bilimsel araştırmaların yapılmaya devam edildiği nadir doğa bilimleri enstitülerinden biridir. San Francisco gezilecek yerler listenize mutlaka girmesi gereken müze aynı zamanda Kalirfoniya’nın en eski müzesi. Enstitü binaları 1989 yılında gerçekleşen deprem sırasında büyük tahribata uğradıktan sonra 1916-1919 yılları arasında yeniden inşa edilmiş ve toplamda 11 binadan oluşan bir kompleks haline getirilmiş.
Neden gitmeliyim? Şuanda Golden Gate Park içerisinde alıyor. Sergi alanlarını, araştırma ve eğitimleri bir çatı altında birleştiren akademide yer alan doğal tarih müzesinin en sevilen bölümleri ise akvaryum ve planetaryum… Her yaştan insanın keyifli zaman geçirdiği müzede yer alan planetaryum içerisinde dünya, uzay, gezegenler ve göktaşları gibi tanıtımlar yer alırken. En alt katta geniş bir akvaryum bulunuyor. Akvaryumun hemen yanında ise tropik yağmur ormanlarını deneyimleyebileceğiniz bir simülasyona dahil olabilirsiniz. Tamamen interaktif bir şekilde dokunarak, görerek, dinleyerek tüm bilgilerinizi zenginleştirebileceğiniz müzede, ekosistemin nasıl çalıştığını anlatan görsel showu da seyretmenizi tavsiye ederiz.
Burası neresi? 100 yılı aşkın süredir milyonlarca ziyaretçi ağırlayan de Young Müzesi, 1895 yılında Golden Gate Parkı’nda kuruldu. 2005 yılında ise son teknoloji ürünlerden oluşan yeni bir tesiste yeniden ziyarete açılan müze şehrin ünlü İsveç Mimarlık firması tarafından yeniden tasarlandı. 17. yüzyıldan, 20. yüzyıla kadar gelen Amerikan sanat koleksiyonları gözlemleyebileceğiniz müze de yalnızca Amerika değil Afrika ve Okyanusya kıtalarından sanat eserleri görebilmeniz de mümkün.
Amerikan sanat koleksiyonundan 1000’den fazla resim, 800 heykel ve 3 binden fazla sanat objesi yer alıyor. Avrupa’ya ait kalıcı koleksiyonda Salvador Dali gibi ressamlara ait sanat eserleri de yer alıyor. Afrika kıtasına ait sergi salonunda ise kıtanın hemen her yerinden toplanmış 1.400’den fazla sanat eseri yer alır.
Burası neresi? Golden Gate Park’ın bir parçası olan Walt Disney Aile Müzesi, Disney kahramanlarıyla eşsiz bir yolculuğa çıkmanıza olanak sağlıyor. Animasyonu sanatsal bir hale getiren ve eğlence dünyasını dönüştüren Walt Disney’in büyülü dünyası San Francisco körfez bölgesinin en ilham verici gezi noktalarından biri. Walt Disney hakkında her şeyi öğreneceğiniz müzede fotoğraflar, videolar, maketler ve daha pek çok etkileşimli şeyi yakından inceleme şansı bulacaksınız.
Neden gitmeliyim? Müze içerisinde Walt’un dairesindeki Disneyland kopyasını mutlaka görmelisiniz. Mickey fare hakkındaki özel sergi ise yalnızca çocukları değil biz yetişkinleri de duygulandırıyor. Yaklaşık 2 saatte gezilebilecek müze, Walt’un 1966 yılındaki vefatı ile sonlanıyor. Her Disney hayranı için San Francisco’da mutlaka görülmesi gereken yer olan Walt Disney Aile Müzesi, mütevazi başlangıçlardan uluslararası bir markaya dönüşümün tüm aşamalarını rengarenk dünyası ile gözler önüne seriyor.
Burası neresi? Pek çoğumuzun sosyal medyadan ya da dergilerden gördüğü ‘’dünyanın en kıvrımlı caddesi’’ olarak bilinen Lombard Street, öyle popüler ki şehrin simgesi haline gelmiş. San Francisco zaten ABD’nin en dik sokaklarına sahip ancak bu sokağın eğimi ve virajları görenleri hayrete düşürüyor. Turistlerin kentte mutlaka görmek istediği bu cadde, Victoria döneminden kalma estetik konaklarla (San Francisco’nun en pahalı gayrimenkulleri) çevrilmiş. Tek yönlü olarak yukarıdan aşağı araç trafiğinin gerçekleştiği caddeden aşağı dilerseniz arabanızla dilerseniz de yürüyerek inebilirsiniz. Bisiklet için bize biraz tehlikeli gelse de kendine güvenenler elbette deneyebilir
Neden gitmeliyim? Şehir turlarında rehberlerin mutlaka programa dahil ettiği caddeyi, bireysel gezginseniz de görmenizi tavsiye ederiz. Hem fotoğraf hem de eğlenceli sürüş keyfi için birebir. Sokağın neden böyle kıvrımlı olduğunu merak ediyorsanız ise oldukça dik bir yokuş olan Lombard’da yaşayan ev sahipleri 1920 yılında, hem güvenli hem de estetik bir geçiş için bu oluşumu önermiş. Caddeyi benimsedikten sonra ise caddenin hemen üzerinden geçen Hyde Street teleferiği ile şehrin muhteşem manzaralarını seyredebilirsiniz.
Burası neresi? Chinatown, Asya dışındaki en büyük Çin Mahallesi olmakla bir hayli ünlü. 1848 yılından bu yana Çinli göçmenlerin yerleşim yeri olarak kullanılan mahalle, Amerika’daki en eski Çin mahallelerinden biri olarak kabul ediliyor. Dikkat çeken bu mahalleye adımınızı atar atmaz, Amerika kıtasından ayrıldığınız hissine kapılacağınızdan emin olabilirsiniz. Asya lezzetlerinden sanata ve tarihe kadar Chinatown’da galeriler, karaoke barlar, çay dükkanları ve dimsum restoranlar sizleri bekliyor. Dragon Gate’den başlayıp, China Live’a kadar pek çok ünlü noktaya ev sahipliği yapan bölge oldukça haraketli ve zamanın nasıl geçtiğinin asla farkına varamayacağınız bir gezi noktası.
Neden gitmeliyim? Bu arada mahalle, Asya dışındaki en büyük Çin nüfusunu oluşturuyor. Hatta Çin Yeni Yılı zamanında giderseniz, festivallerin en renklisine şahitlik edebilirsiniz. Mahallenin girişinde sizleri Dragon Gate ismi verilen Ejderha Kapısı karşılıyor. 1970 yılında Çinli Amerikalı mimar Clayton Lee tarafından tasarlanan kapı, mahalleyi keşfetmek için bir başlangıç noktası. Ejderha heykelleri, yeşil kiremitli pagodalarıyla oldukça ilgi görüyor. Diğer yandan mahallede sıra sıra dizilmiş olan dükkanlarda çay şirketleri, Çin geleneksel kıyafetleriyle donatılmış butikler, barlar, fal kurabiyesi dükkanları ve daha pek çok ilgi çeken yer var.
Burası neresi? 1847 yılında kurulmuş şehrin en eski parklarından biri olan Washington Square, North Beach bölgesinde yer alıyor. Yerel halkın sıklıkla dinlenme noktası oarak kullandığı parkın kafeleri ve restoranları da oldukça popüler. Parkın içerisinde yer alan St. Peter ve Paul Kilisesi’nin önündeki geniş alan ise uzun yıllardır halkın buluşma yeri olan Washington Meydanı…. Burada uzun yıllardır festivaller, film geceleri ve daha pek çok etkinlik düzenleniyor. Park içerisinde yer alan meydan Jasper O’Farrel tarafından parkın kurulduğu 1847 yılında belirlenmiş.
Burası neresi? Şehrin en iyi modern sanat müzesi olan San Francisco Museum of Modern Sanat, 1935 yılında Grace Morley’in girişimiyle kurulmuş ve 1975 yılında modern sanat müzesi olarak anılmaya başlanmıştır. Yılda 1 milyondan fazla ziyaretçi ağırlayan müzede 33 binin üzerinde sanat eseri bulunuyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin batı kıyısında 20. Yüzyıl sanatını konu alan ilk müze olan SFMOMA, 1995 yılına kadar Civic Center’daki Savaş Anıtı ve Sahne Sanatları Merkezi’nde yer almış ancak sonrasında ünlü mimar Mario Botta’nın tasarladığı yeni binasında ziyaretçilerine kapılarını aralamıştır.
Neden gitmeliyim? 2016 yılında, genişleme projesi tamamlandıktan sonra müzenin galeri alanları iki katına çıkmış ve Doris ve Donald Fisher’ın çağdaş sanat koleksiyonu ile birlikte genişletilmiş bir koleksiyona ev sahipliği yapmıştır. Müzede yalnızca resim koleksiyonlarının olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Fotoğraf, mimari, tasarım, medya sanatı ve heykel gibi çalışmalarda SFMOMA’nın en değerli eserlerinden. Müze içerisinde iki ayrı kafe bölümü de var. Biri beşinci kattaki Cafe 5, diğeri ise üçüncü kattaki Gözetleme Camı…. Burada, ünlü ressamların tablolarından ilham alınarak hazırlanmış yaratıcı ve leziz pastaların tadına bakabilirsiniz.
Burası neresi? Muhteşem bir San Francisco manzarası için şüphesiz ilk tercih edilen yer olan Twin Peaks ( İkiz Tepeler) şehrin en ünlü seyir noktası. Görenlerin harika ve müthiş sözcükleriyle betimlediği tepeler şehrin 360 derecelik panoramik manzarasını seyretme imkanı sunuyor. Şehrin yaklaşık bin metre yukarısında olan İkiz Tepeler’den şehrin en ünlü ikonik yapılarını, Alcatraz Adası’nı ve hatta Golden Gate Parkı ve Pasifik Okyanusu’nu gözlemleyebiliyorsunuz.
Neden gitmeliyim? Şehrin en yüksek ikinci zirvesi olan Twin Peaks, 64 dönümlük İkiz Tepeler Doğal Alanı’nın bir parçası olmakla kalmayıp, engelsiz manzaraları nedeniyle şehrin en popüler seyir tepesi haline gelmiş. 360 derecelik manzara için tepelerin zirvesine çıkmak gerekirsen, 180 derecelik bir manzara için kuzey bölümdeki otoparka kadar çıkmanız yeterli. Otopark alanından Golden Gate Köprüsü, Alcatraz Adası, Körfez Köprüsü ve SF şehir merkezini kolaylıkla gözlemleyebiliyorsunuz.
Zirveye çıkmayı planlıyorsanız yükseklik nedeniyle burada havanın biraz soğuk olduğunu ve daha fazla rüzgar aldığını belirtelim. Bu sebeple yanınıza kalın giysiler almanız faydanıza olacaktır. San Francisco’nun yağmurlu sezonu olan Kasım-Mart aylarında parkurlar biraz çamurlu olacağından dikkat etmek gerekecektir. Yaz aylarında ise İkiz Tepelere tırmanmak için herhangi bir zorluk çekmeyeceğinizden emin olabilirsiniz. Buraya yapacağınız ziyarete 30-60 dakika ayırmanız yeterli olacaktır.
Dip Not! Twin Peaks’i aynı zamanda şehir ışıkları ile büyüleneceğiniz gece saatlerinde de ziyaret edebilirsiniz.
Burası neresi? Golden Gate’in kuzeyinde Marin County bölgesinde, deniz seviyesinden 2.571 metre yükseklikteki zirvesiyle büyüleyen Tamalpais Dağı yürüyüş severlerin, bisikletçilerin, fotoğrafçıların ve manzara severlerin olmazsa olmaz gezi noktalarından biri. Dağın zirvesinde sekoya ve meşe ormanları arasında muhteşem manzaranın keyfini çıkartmak için biraz yol kat etmeniz gerekse de zirve manzarasını görür görmez tüm zahmete değer olduğunu fark edeceksiniz. Tamalpais Dağı Eyalet Parkı içerisinde yer alan dağ, 2013 yılında 546 bin ziyaretçiye ev sahipliği yapmış. Eyalet Parkı’nda yer alan yürüyüş parkurlarının uzunluğu ise 97 kilometre.
Neden gitmeliyim? En çok tercih edilen yürüyüş parkuları ise Trojan ve East Peak. Hem tuvaletlere hem de su çeşmelerine yakın konumda bulunan parkurlar, başlangıç için daha az yorucu olacaktır. Ancak bu yoldan yürümek için 8$ gibi bir ücret talep ediliyor. Dağın doğu zirvesine giden bu yoldan çıktığınızda açık bir gün ise ziyaretçiler denize 25 km uzaklıktaki Farallon Adaları, Marin County tepeleri, Doğu Körfezi’nin tepeleri ve Diablo Dağı’nı görebilirler.
Burası neresi? Golden Gate Ulusal Parkı içerisinde yer alan bir tepe olan Hawk Hill, hem bir seyir terası hem de vahşi yaşam ile renkli dakikalar vaat eden keyifli bir gezi noktası. Golden Gate boğazının karşısında 281 metre yüksekliğinde bir zirve olan Hawk Hill, şahin, kartal, akbaba gibi kuş türlerinin uçuşunu gözetleme noktası olarak biliniyor. Park tarafından çok sayıda korunan küçük memeli popülasyonuna ev sahipliği yapan Şahin Tepesi, sıcak yaz günlerinde termal rüzgarlar sağlayarak kuşların daha verimli uçmasına olanak sağlar.
Neden gitmeliyim? Genellikle Eylül-Kasım aylarında yapılan kuş gözlemciliği bir kenara dursun bu tepe en çokta sunduğu San Francisco Körfezi, Golden Gate Köprüsü ve şehir manzarasıyla ünlüdür. Panoramik manzara imkanı sunan tepe, Marin Headlands’daki en yüksek noktalardan biridir.
Burası neresi? San Francisco Körfezi’ndeki sevimli bir ada olan Angel Island, hem keyifli bir yüzme noktası hem de muhteşem şehir manzaraları sunan bir seyir bölgesidir. 1960 yılına kadar askeri tesislere ev sahipliği yapan ada günümüzde Tamalpais Dağı’nın ve Marin County’nin muhteşem manzaralarını gözler önüne sermektedir. Tüm ada, Kaliforniya Eyalet Parkları tarafından yönetilen Angel Adası Eyalet Parkı’na aittir. Park ise yürüyüş parkurları ve bisikletçiler için muhteşem bir alan sağlar.
Bölgedeki en büyük ikinci ada olan Angel, on bin yıl öncesine kadar San Francisco şehrinin olduğu ana karaya bağlıyken buzul çağının sona ermesiyle yerinden koparak şuan ki konumunu almış. Harika yürüyüş parkurlar ve daha pek çok eğlence imkanıyla Körfez Bölgesi’nin incilerinden biri olarak gösterilen Angel Island, isminden de anlaşıldığı gibi cennetten bir köşe diyebiliriz. Adaya feribot ya da özel tekneler ile 12 dakikalık bir yolculuğun ardından ulaşım sağlanabildiğinin bilgisini de verelim.
Burası neresi? 2001 yılında eski bir askeri alandan sevilen bir milli parka dönüştürülen Crissy Field, en güzel Golden Gate manzarasını seyredebileceğiniz muhteşem bir nokta. Pek çok bağış toplandıktan sonra restore edilerek bugün ki halini alan Crissy Field’de çimlerin üzerine uzanabilir, plaj bölümünde denize girebilir, yürüyüş yapabilir ve bisiklete binebilirsiniz. Bisiklet ve yürüyüş için keyifli bir parkura sahip olan Crissy Field’de yer alan kumsal ise rüzgar sörfü için sıklıkla kullanılıyor.
Parka genellikle gençler ve eğlenceyi seven insanlar akın ediyor. Öyle ki yaz aylarında dolup taştığını ve şenlik havasına büründüğünü görmek sizi şaşırtmasın. Bir gününüzü burada geçirmeyi düşünürseniz, batı taraftaki Warming Hut’ta birbirinden lezzetli atıştırmalıklar ve sandviçlerin tadına bakmanızı şiddetle tavsiye ederiz.
Burası neresi? San Francisco’da en iyi Golden Gate manzarasına sahip plajlardan biri olan Baker Beach, hem fotoğrafçıların hem de deniz severlerin sıklıkla ziyaret ettiği plajlardan biri. Aynı zamanda muhteşem gün batımı manzarası da en güzel bu plajda seyrediliyor. Çoğu insanın sadece yürüyüş ve manzaranın tadını çıkartmak için ziyaret ettiği plaj, Pasifik Okyanusu kıyısında yer aldığı için balık açısından da zengindir. Bu sebeple sıklıkla balık tutan insanlar görmeniz mümkün. Sörf yapılan bir denize sahip olmasına rağmen gelgitlerin sıklığı ve büyük dalgalar sebebiyle Baker Beach’te yüzme pek de tavsiye edilmez.
Plaj aynı zamanda şehrin en popüler çıplak güneşlenilen plajlarından biri. Köprüye daha yakın uçta çıplak güneşlenen insanlar bir hayli fazla. Bu durum sizi rahatsız ediyorsa Baker Beach sizin için uygun bir tercih olmayabilir. Diğer yandan Baker Beach’te giriş ücreti ve otopark ücreti bulunmuyor. Ancak yaz aylarında plaja ait iki otoparkta da park yeri bulmak neredeyse imkansız. Gezginlerin genellikle Golden Gate Köprüsü’nün fotoğraflarını çekmek için akın ettiği plaja giderken yanınıza atıştırmalık yiyecekler alabilir ve yumuşacık kumsal üzerinde piknik yapabilirsiniz.
Burası neresi? Şehrin kuzey bölgesinde Baker Beach’e göre daha sessiz ve sakin bir konumda yer alan Rodeo Beach, Golden Gate Köprüsü’nün iki kilometre kuzeyinde yer alıyor. Golden Gate Ulusal Rekreasyon Alanı’nın bir parçası olan plaj, koyu renkli kumsalı ile yeşil ve mavi renkteki çakıl taşlarından oluşuyor. Yerel halk ve turistler için kolay ulaşımın olduğu Rodeo Beach’in güney köşesinde sörfçüleri ve irili ufaklı kayaları görebilirsiniz. Sörf tutkunlarının San Francisco’da en çok tercih ettiği alan olan işte burası.
Etrafı uçurumlar ve büyük kayalar ile çevrili tesis, muhteşem bir piknik alanı da sunuyor. Oturabileceğiniz piknik masaları, bisiklet yolu, geniş bir otopark ve umumi tuvaletlere de sahip Rodeo Sahili’nde keyifli saatler geçireceğinizden emin olabilirsiniz.
Burası neresi? Küçük ve diğerlerine göre daha az popüler olmasına rağmen muhteşem bir Golden Gate manzarası ve huzur vaat eden Marshall’s Beach, sarp kayalıkların içerisine gizlenmiş küçük bir dinlenme noktası. Arkadaşlarınızla birlikte zaman geçirmek, frizbi oynamak, yürüyüş yapmak ve daha pek çok aktivite için tercih edebileceğiniz plajda, günün en güzel günbatımlarından birine de şahitlik edebilirsiniz. Çok sayıda merdivenden inerek neredeyse 25 dakikada ulaşacağınız plaja indikten sonra yorgunluğunuza değdiğini hissedeceksiniz. Çocuklarınızla birlikte ziyaret etmeyi düşünüyorsanız ise çıplak güneşlenen insanların bir hayli fazla olduğunu belirtelim.
Burası neresi? Lands End ve Baker Beach arasında sıkışmış küçük bir koyda yer alan China Beach, Sea Cliff semtinde yer alıyor. Özellikle çocuklu ailelerin sıklıkla tercih ettiği küçük plaj, iyi oyun alanları, güneşlenme noktaları ve piknik noktaları yer alıyor. Muazzam Golden Gate ve Marin Headlands manzarası ise görenleri kendine hayran bırakıyor. Plajın, Çin Plajı olarak anılmasının sebebi ise uzun yıllar önce Çinli balıkçıların burada kamp yapması ve burayı sahiplenmesi olmuş. Hatta Sea Cliff Caddesi’nin sonundaki park alanının yakınındaki patikada bu balıkçılara adanmış bir anıt görebilirsiniz.
Burası neresi? Şehrin panoramik manzarasını gözler önüne geren Kirby Cove, turistlerin kamp yapmak için kullandığı büyüleyici bir yer. Dünyanın en güzel manzaralarından birine sahip plaj, Golden Gate Köprüsü’nün kuzeyindeki Marin Headlands’ın hemen yanı başında bulunuyor. Conzelman Yolu’ndaki otoparktan aşağı doğru inerek ulaşabileceğiniz plaj, şehirde Golden Gate Köprüsü’nü fotoğraflamak için en iyi yerlerden biri olarak gösterilir.
Plaj kırmızı ve kahverengi koyu bir kum ve milyonlarca renkli çakıl taşından meydana gelmiş. Yıl boyunca ulaşabileceğiniz parkurda birçok sörfçü görmeniz de olası. Kamp yapılan alan ise hemen tepesindeki Batter Kirby’deki eski askeri alan. Rezervasyon yaptırarak girebileceğiniz kamp alanı tüm ihtiyaçlarınıza yanı verirken, yalnızca içme suyu olmadığını belirtelim.
Burası neresi? Sevimli mi sevimli deniz aslanlarıyla dünyanın dört bir yanına nam salmış Pier 39, turistik bir iskele. Pier 39 şehrin ünlü girişimcilerinden Warren Simmons tarafından 1978 yılında açılmış ve o günden bu yana şehrin en popüler duraklarından biri haline gelmiş. Limanın simgesi haline gelmiş sevimli deniz aslanları ise şehirde yaşanan 1989 depreminin ardından buraya göç etmişler ve o tarihten beri de pek çoğu burada ikamet ediyor.
Neden gitmeliyim? Pier 39 yalnızca bir iskele değil şehirde alışveriş dükkanları ve popüler kafelerin sıralı olduğu kalabalık bir bölge. Buradaki balık restoranlarının da şehrin en iyileri olduğu biliniyor. Akşam saatlerinde iskeleyi ziyarete edecekseniz, Hard Rock gibi eğlenceli kafe ve barlarda da zaman geçirebilirsiniz. Aynı zamanda tur otobüsleri ve şehir turu yapan eski tramvayların kalkış yeri de burada. Çevre adalara ziyaret için kalkan teknelere de Pier 39’dan ulaşabilirsiniz. Burada güneşli bir günde güzel bir yemek ve eğlenceli saatler sizlere çok iyi gelecek.
Burası neresi? Golden Gate Parkı’n kalbinin attığı yer diyebileceğimiz Stow Gölü, 1893 yılında oluşturulmuş yapay bir göl. Yapay olmasına rağmen şehrin en sevilen noktalarından biri olması bir kenara dursun açık havanın tadını sonuna kadar çıkartabileceğiniz mükemmel bir adres. Göl çevresinde yürüyüş ve bisiklet parkurları bulunuyor. Gölde yapabileceğiniz en eğlenceli şey ise dingin sular üzerinde keyifli bir kayık gezintisine çıkmak. Göle ait mağazada yer alan kayıklardan, elektrikli teknelerden ya da pedallı botlardan birini kiralayarak eğlenceli saatler geçirebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Göl içerisinde bulunan kiralama dükkanı ise sabah 09:00-17:00 saatleri arasında açık. Stow Gölü’nde uzun bir gezinti yaptıktan sonra hemen kenarında yer alan piknik masaları aileler için ücretsiz olarak ayrılmış. Burada pek çok toplantı, aile kutlamaları ve partiler yapılabiliyor. Hem de ızgara yapma izni var. Tüm bunlar bir yana gölün sonsuz yaban hayatı ve Çin Pagodası’nın dikkat çeken kırmızı renkli mimarisi parka farklı bir görünüm katıyor.
Burası neresi? San Francisco’nun North Beach semti namı değer Little İtaly olarak biliniyor.… Küçük İtalya olarak anılan bölgenin İtalya ile özdeşlemesi hiç şaşırtıcı değil. Uzun yıllardır pek çok İtalyan restoranı, şarküteri ve pastanelerine ev sahipliği yağan semt, tıpkı China Town’da olduğu gibi ABD’nin Retro havasından çıkıp sizi bambaşka bir dünyaya götürüyor. Bu sefer ki istikamet ise Avrupa. Efsanevi pizzacıları, gelato dükkanları ve nefis kahve kokularıyla büyüleyen kafeleriyle San Francisco’nun Küçük İtalyası’nda, İtalyan bayrağına boyanmış ışık direklerini gördüğünüzde zaten nerede olduğunuzun farkına varacaksınız.
Neden gitmeliyim? Washington Meydanı ise bu ünlü mahallenin tam ortasında yer alıyor. Göz atabileceğiniz bazı şirin hediyelik eşya dükkanları da var. Semtte mutlaka uğramanız gereken işletmeler ise Liguria Bakery, XOX Truffles, Mama’s, Caffe Trieste, Piazza Pellegrini gibi dev markalar. Mama’s nefis bir öğle yemeği sunarken, Liguria Bakery’nin sıcacık ekmekleri, Cafe Trieste’nin mis kokulu espressosu, Piazza Pellegrini’nin ise parmak ısırtan pizzası sizleri bekliyor. İşin özeti olarak Little Italy, sizi Amerika’da İtalyan kültürünü, lezzetlerini tanımaya davet ediyor.
Burası neresi? Bu yıl, 150. yılını kutlayan Golden Gate Park, San Francisco’nun en değerli kültürel ve çevresel kaynaklarından biri. 1.017 dönümlük geniş bir arazi üzerine kurulu parkta, yürüyüş parkurlarından oyun alanlarına, bisiklet yolu ve muhteşem bahçelere hatta ve hatta birçok müzeye yer verilmiş. San Francisco Rekreasyon ve Parklar Bölümü tarafından yönetilen park, Central Park’tan %20 daha büyük olmasına rağmen çoğu kez New York’un dünyaca ünlü bu parkıyla kıyaslanıyor.
Neden gitmeliyim? Yılda 24 milyon ziyaretçi alan Golden Gate Park, Lincoln Anıtı ve Central Park’tan sonra ABD’nin en çok ziyaretçi alan üçüncü parkı olarak gösterilir. Bunun sebeplerinden en önemlisi ise muhteşem yeşil alanlar ve doğal güzelliklerinin yanı sıra De Young ve Bilimler Akademisi gibi şehrin en önemli müzelerine de ev sahipliği yapmasıdır. Parkın en önemli noktalarından bir diğeri ise Japon Çay Bahçesi, Müzik Konferans Alanı… Bu iki bölge pek çok etkinlik ve festivale de ev sahipliği yapar.
11 kilometrelik sahil şeridi de bulunan parkın batı ucunda, Ocean Beach ve Rodney Dangerfield gibi eğlenceli noktalar bulunuyor. Sonsuz bir oyuncak kutusu olarak tarif edebileceğimiz Golden Gate Park’ta atlıkarınca, yel değirmenleri, Stow Lake’de tekne gezintisi, botanik bahçede benzersiz bir deneyim gibi birçok aktiviteye katılabilirsiniz.
Burası neresi? 1894 yılında uluslararası bir fuar için kurulan Japon Çay Bahçesi, 3 dönüm daha genişletilerek kalıcı bir park haline getirildi. Fuardan sonra Japon peyzaj mimarı Makoto Hagiwara tarafından kendi geleneklerine özgü bir şekilde geliştirildi. ABD’nin en eski halka açık Japon Bahçesi olarak bilinen yeşil alan, sizlere huzur ve dinginlik vaat ediyor.
Golden Gate Parkı’nın bir parçası olan Japanese Tea Garden, şehrin en sessiz ve bakımlı köşelerinden biri olarak gösteriliyor aynı zamanda. Bahçeye girer girmez göze batan bir düzen ve temizlik söz konusu. Japon mimari yapıları, heykeller ve şelaleler ise bahçenin en sevilen köşeleri. Giriş noktasındaki ön kapının ihtişamıyla zaten cennetten bir köşe ile karşılaşacağınızın farkına varabiliyorsunuz. Çiçek kokuları içerisinde Japon çayı içebileceğiniz hoş bir mekanda bulunuyor bahçede.
Burası neresi? Doleres Park, İstanbul’un Caddebostan sahilini anımsatan her tarzdan insanın özellikle de yerel halkın güneşli günlerde zaman geçirdiği keyifli yerlerden biri. Özellikle hafta sonları müzik yapan ve bira içen pek çok genç görebilirsiniz. Parka evcil hayvan sokulmasına da izin veriliyor. 16 dönümlük bir alanı kaplayan Mission Dolores Park bir futbol sahası, tenis kortu, bir basketbol sahası ve oyun alanlarını kapsıyor. Burada dönem dönem festival, performans ve diğer kültürel etkinlikler de düzenleniyor. Bunların dışında ise insanlar öğleden sonraları piknik yapmak, köpek gezdirmek ve biraz tepelere tırmanıp müthiş şehir manzarasını izlemek için ziyaret ediyor.
Burası neresi? Fisherman’s Wharf bölgesinde yer alan San Francisco Denizcilik Tarihi Milli Parkı’nda tarihi gemiler filosu, deniz müzesi ve araştırma tesisi bulunuyor. Pasifik kıyısındaki şehrin denizcilik tarihinden ve dikkat çeken hikayelerinden bahseden park, 6 ulusal tarihi Landmardk gemisinin bir filosunu kapsıyor.
Ulusal Denizcilik Tarihi Parkı’nın bir parçası olan Aquatic Park da, Deniz Müzesi’nin yakınında oldukça sevilen ve çimlerin üzerinde piknik yapmak için sıklıkla tercih edilen bir yer. Çimlerden denize giren kişileri izleyebilir, güzel havanın keyfini çıkartabilirsiniz. Tesis içerisinde bir plaj, bir müze, belediye iskelesi, tuvaletler ve iki gözlem kulesi yer alıyor. Burada amfitiyatro düzeninde oturma kaldırımları ve birde bisiklet yolu bulunuyor.
Burası neresi? Golden Gate Park’ın bir parçası olan Botanik Bahçesi, dünyanın dört bir yanından getirilmiş çok özel 9 bin farklı bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Orta Amerika, Güney Amerika ve Güneydoğu Asya’dan getirilen Manolya türleri ise parkın en güzel çiçekleri. 1940 yılında açılan bahçe, 55 dönümlük arazi üzerine yayılmış. Bahçe içerisinde yer alan farklı kokularıyla başınızı döndürecek kokulu bahçe ise biberiye, nane, limon otu ve daha pek çok mis kokulu bitkiye ev sahipliği yapıyor.
San Francisco Botanik Bahçesi, 9. Cadde ve Lincoln Yolu’nun hemen köşesinde yer alıyor. Bahçenin ön girişinde ise Helen Crocker Russel Bahçe Bitkileri Kütüphanesi var. Kütüphaneyi ziyaret etmek isterseniz bitki bakımına adanmış binlerce kitabı gözlemleme şansı elde edebilirsiniz.
Burası neresi? Mission ve Howard sokakları arasında yer alan Yerba Buena Bahçeleri, 1993’te açılmış bir kamu parkı. Şehir merkezinde dinlenmek için muhteşem bir yer olan Yerba Buena, şehrin büyük gökdelenlerde çalışan kişilerde öğle molalarını genellikle bu parkta dinlenerek geçiriyorlar.
Şehir merkezindeki kültür bölgesinin kalbinde yer alan park oyunlar oynamak, spor yapmak, dinlenmek ve alışveriş için muhteşem bir durak. Atlıkarınca, bowling ve buz pateni de parkın en eğlenceli aktiviteleri olarak gösteriliyor. Şehrin tanınmış müzeleri, kafe, restoran ve tiyatrolarına oldukça yakın bir konumda bulunan parkta gezinize küçük bir mola verip bolca dinlenebilirsiniz.
Burası neresi? Şehirde hemen her aktiviteyi çocuklarınızla birlikte kolaylıkla yapabilirsiniz. Ancak yine de tamamen onlara özgü bir şeyler arıyorsanız Children’s Creativity Museum tam da size göre bir tercih olacaktır. Yerba Buena Bahçeleri içerisinde Kaliforniya Genel Merkezi yakınında yer alan çocuk müzesi, tamamen 2-12 yaş arası çocuklar izin tasarlanmış bir interaktif müze.
Çocukların dilediği şekilde kendi medyalarını üretmelerine izin veren ve tüm yaratıcılıklarını ortaya çıkartan eğlenceli bir atölyenin yanı sıra bu çalışmalardan da renkli bir sergi oluşturulmuş. Yılda 100 bin ziyaretçi ağırlayan çocuk müzesinde tasarım zorlukları, müzik ve klip prodüksiyonları, sanat projeleri ve programlama robotları gibi çocuklarınızı heyecandan çılgına çevirecek pek çok deneyim mevcut. 1998 yılında Zeum ismiyle ilk kez adını duyuran müze 2011 yılında adını Çocuk Yaratıcılık Müzesi olarak değiştirdi.
Neden gitmeliyim? Tam olarak kar gütmeyen bir kuruluş olan müzede yer alan Animasyon Stüdyosu tamamen video kamera kullanmaya dayalıyken, Tech Lab’da bir robot programın tamamlanması için eğlenceli oyunlar öne sürülerek kodlama tanıtılmaktadır. Innovation Lab ismini verdikleri bölümde ise bir soruna oluşturulabilecek çözümler prototipler ile ortaya konuyor ve çocuklara problem çözme becerisi kazandırılıyor. Müzenin en eğlenceli bölümü ise Müzik Stüdyosu, burada çocuklarınızla birlikte müzik yapma araçlarını yakından tanıyarak, özgün sesler denemenize izin veriliyor.
Burası neresi? 100 dönümlük geniş bir arsa üzerinde 1922 yılından beri ziyaretçilerini ağırlayan San Francisco Hayvanat Bahçesi, şehirde çocuklarınızla birlikte ziyaret etmeniz gereken en güzel gezi noktalarından biridir. 250’den fazla türde hayvan ve bitkiye ev sahipliği yapan bahçe toplamda 2 bin nesli tükenmekte ve kurtarılmış hayvana da yuva olmuştur. Burada tüm vahşi yaşamı yakından görmek ve hayvanlar hakkında ilginç bilgiler edinmek sizlerde farklı bir heyecan uyandıracak.
Özellikle Afrika kıtasından getirilen yırtıcı hayvanlara yaklaşmak ürpertici olsa da San Francisco Zoo’nun her gün için düzenlenmiş bir programı var. Programda her saat başı bir hayvan türünün beslenmesi ve bakımı yer alıyor. Bu saatlere yetişirseniz sizlerde hayvanların beslenmesine yardımcı olabiliyorsunuz.
Neden gitmeliyim? Çocuklar için ayrılmış Çocuk Hayvanat Bahçesi ise daha evcil hayvanlarla dolu. Çocuk Hayvanat Bahçesi’nin içerisinde mirket, baykuş koyun, keçi, eşek, tavuk, domuz, gibi hayvanlar yer alıyor. Hayvanat bahçesi gezinizi sabah saatlerinde yapmayı düşünüyorsanız, bahçesinin simgesi haline gelmiş Kachina ve Kiona’nın kahvaltı saatine yetişmenizi tavsiye ederiz. Her sabah saat 10:30’da kahvaltı yapan bu boz ayılar, vahşi yaşamda ailelerini kaybetmiş sevimli mi sevimli kız kardeşler. Ancak öyle iştahla yemek yiyorlar ki görenler hayrete düşüyor. 🙂
Burası neresi? Pier 39’un en renkli gezi noktalarından biri olan Körfez Akvaryumu, çocuklarınızla birlikte mavinin derin dünyasına dalacağınız neşeli bir yer. Kuzey Kaliforniya’da su yaşamının güzelliğini ve çeşitliliğini öğreneceğiniz akvaryum, 20 binden fazla deniz hayvanına ev sahipliği yapıyor. 1996 yılında UnderWater World ismiyle açılan akvaryumun uzun yıllar iş yapamadı ve 2001 yılında yeni bir şirkete satıldı. Bu tarihten sonra ise ismi Aquarium of the Bay (Körfez Akvaryumu) olarak değiştirildi.
Neden gitmeliyim? Akvaryum içerisinde San Francisco Körfezi’nde ve çevresindeki sularda yaşayan canlılardan oluşan 3 ana sergi salonu yer alıyor. Sergi salonları içerisinde ise uzun sualtı tünelleri ve şeffaf dokunma havuzları yer alıyor. Akvaryumda yer alan türler içerisinde en çok heyecanlandıranlar ise elbette köpek balıkları ve ahtapotlar. Çocukların en çok ilgisini çeken bu türleri güldüren hareketleriyle su samurları devam ettiriyor. Beslenme saatlerine denk gelirseniz, bakıcılarının onları beslerken ki etkileşimlerine şahitlik edebilirsiniz. Akvaryum geziniz bittikten sonra terasa çıkıp sıcak bir kahve eşliğinde, Alcatraz Adası ve Golden Gate Köprüsü’nü seyretmeyi unutmayın!
Lombard Caddesi’nden teleferiğe binip şehrin muazzam manzaralarına şahitlik etmek, Alcatraz Adası’na feribotla seyahat etmek, Kaliforniya Bilim Akademisi’nin büyüleyici dünyasına dalmak San Francisco’da mutlaka yapılması gerekenlerden. North Beach’te (Little İtaly) İtalyan yemekleri tatmak, Golden Gate Park’ta güneşin tadını çıkartmak, Spark Social Food Trucks’ta leziz yemekler denemek de tavsiye edeceğimiz deneyimlerden… San Francisco’da yapılacak şeyleri listelediğimiz yazımız çok yakında sizlerle…
Buraıs neresi? Oakland, San Francisco’ya 20 kilometre mesafede, körfezin doğusunda kalan bir şehir. San Francisco kadar popüler olmasa da, iki şehrin birbirine yakınlığı ve Oakland’ın eğlence dolu gezi noktaları şehre seyahati cazip kılıyor. Amerika’nın en tehlikeli şehirlerinden biri gösterilmesine karşın günü birlik gezilerde büyük keyif alacağınız Oakland, San Francisco Körfez Bölgesi’nin en büyük üçüncü şehri olarak gösterilir ve 430 binlik nüfusa sahiptir
San Francisco Körfezi’nin en işlek limanına sahip şehir tersaneleri ve otomobil üretimiyle adını duyurmuştur. Turistlerinde sıklıkla ziyaret ettiği şehir hem San Francisco’ya yakınlığı hem de SF’ye göre daha uygun olan otelleri sebebiyle yılda 2.5 milyon ziyaretçi alıyor. Hatta öyle ki adını az duyduğumuz kent 2012’de Kuzey Amerika’nın ziyaret edilen en popüler kenti seçiliyor.
Neden gitmeliyim? Özellikle gece hayatı, iyi müzik mekanları ve restoranlarıyla sevilen şehirde sanat ve kültüre ait pek çok gezi noktası da mevcut. Oakland Afro-Amerikan Müzesi, Chabot Uzay ve Bilim Merkezi, Çin Mahallesi, Fox Oakland Tiyatrosu ve Dunsmuir Evi bunlardan sadece bazıları. Ünlü meydanı Downtown ise akşamları eğlence dolu gece kulüplerine ve çeşitli barlara ev sahipliği yapıyor. Hatta öyle ki şehir 2021 yılında kabare yasalarını esneterek gece kulübü ve barlara yeni bir güç katılmış Oaklan’da ülkenin ‘’Yeni Günah Şehri’’ ilan edilmiş.
Şehrin doğal güzellikleri de sizlerin başını döndürecek güzellikte. Özellikle Joaquin Miller Parkı ve Merrit Gölü ziyaretçilerine, keyifli zamanlar vaat ediyor. SF Zoo’dan daha büyük olan Oakland Hayvanat Bahçesi de çocukların vazgeçilmezi gezi duraklarından biri olarak gösteriliyor. Özel aracınız var ise 20 dakikada ulaşacağınız Oakland’a toplu taşıma ile yolculuk etmek isterseniz otobüs ile 30 dakika süren bir yolculuğun ardından ulaşabilirsiniz.
Burası neresi? Kaliforniya Eyaleti’nin başkenti Sacramento, San Francisco’ya 2 saat uzaklıkta muhteşem bir şehir. SF gezinizi bitirdikten sonra rotanızı yeni turistik şehirlere çevirmek isterseniz, Sacramento’nun en iyi seçenek olacağından emin olabilirsiniz. Tren veya otobüsle ulaşabileceğiniz şehir köklü tarihi, yemyeşil sokakları, etkileyici müzeleri ve daha pek çok yapısıyla keşfedilmeye değer nitelikler taşıyor. ABD’nin en değerli şehirlerinden biri olarak gösterilen Sacramento’nun nüfusu 500 bin…
Şehre ulaştıktan sonra keşfetmenin en kolay yolu ise nehir kıyısı boyunca devam eden bisiklet yolu. Bu yol boyunca şehrin neredeyse tamamını turlamış oluyorsunuz. Kültürel bir tur için ise gezinize Old Sacramento’dan başlamanız en iyisi olacaktır. Bu nokta kentin kültürünü tanımanıza yardımcı olacak dükkanlar, restoranlar, insanlar ve her daim kalabalık rıhtıma ev sahipliği yapıyor. Bölgede şehrin dikkat çeken müzelerinden biri olan Railroad Museum da yer alıyor.
Neden gitmeliyim? Şehrin etrafına konuşlandığı Amerikan Nehri ise heyecan verici tekne turlarına ev sahipliği yapıyor. Tarihi, kültürü ve sanata bakış açısıyla sevilen kentlerden biri olan Sacramento’nun, 2002 yılında TIME dergisi tarafından ABD’nin kültürel birleşmeyi en iyi sağlayan kenti olarak gösterildiğini de belirtelim.. Sacramento’nun gezilecek yerlerini tek tek sıralamak bir hayli zor olsa da şehrin en önemli gezi noktalarından Crocker Sanat Müzesi ve Eyalet Başkent Müzesi’ni ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ederiz.
Nasıl Giderim? SF’den tren ve otobüsler aracılığıyla yaklaşık 2 saatte Sacramento’ya ulaşım sağlayabilirsiniz.
Burası neresi? Bir zamanlar tüm İrlandalıların yaşadığı bölge olarak bilinen Mission Bölgesi’nde yer alan Valencia Caddesi, 80’li yıllardan sonra şehrin elit caddelerinden biri haline geldi. Muhteşem duvar resimlerinin yer aldığı caddede pek çok eğlence mekanı bulunuyor. Şehrin diğer bölgelerine göre daha az yoğun olduğundan gündüzleri alışverişinizi kolaylıkla yaparken akşamları barlarda oldukça eğlenebiliyorsunuz. Fiyatlar ise tüm şehir ile aynı. Meksika yemeği, popüler barlar, mağazalar ve restoranlarla dolu cadde, sokak sanatçılarıyla da oldukça ünlü.
Burası neresi? Union, şehrin en ünlü meydanı olmasının yanı sıra gece hayatıyla da oldukça ünlü bir bölgeyi kapsıyor. Akşam saatlerinde meydan çevresindeki restoranlar ve barlar, insanlarla dolup taşıyor. Turistler ise eski tip tramvaylara binip, sokaklar arasında dolaşırken beğendikleri mekanların önünde iniyorlar. Çok sayıda canlı müzik mekanı ve kulübe ulaşabileceğiniz Union, SF’de gece hayatının kalbinin attığı önemli yerlerden biri.
Burası neresi? Kaliforniya sertifikalı bir çiftçi pazarı olan Ferry Plaza Farmers Market, tazecik çiftlik ürünleri satan ülke çapındaki en iyi gıda pazarlarından biri. Kaliteli gıdaların ve organik ürünlerin sergilendiği pazarı, haftada 40 bin kişi ziyaret ediyor. Şehirde kalırken kendi yemeğinizi kendiniz yapmak ya da aperatif bir şeyler satın almak isterseniz, en ünlü şeflerin bile alışveriş yaptığı bu pazara uğramanızı tavsiye ederiz.
Farmers Market salı, perşembe ve cumartesi günleri ünlü Feribot Binası’nın bahçesinde kuruluyor. Perşembe ve Cumartesi günleri pazarın ek kalabalık günleri olduğu için bu günlerde sokak lezzetleri satan pek çok tezgahta açılıyor. Burada yapılan pizza, sandviç ve tacosların tadı ise bir başka oluyor.
Burası neresi? 1952 yılında Stoneson kardeşler tarafından inşa edilen Stonestown Alışveriş merkezi, 42 dönümlük bir alan üzerine kurulu oldukça geniş bir kompleks.Şehirdeki pek çok alışveriş merkezinin aksine yüksek tavanları, aydınlık atmosferi ve temiz ortamı ziyaretçilerini tatmin eder nitelikte…
Yerel ve dünya markalarından mağazalara ev sahipliği yapan merkezin en önemli özelliği ise açıldığı dönemde ABD’nin ilk alışveriş merkezlerinden biri olarak gösterilmesiydi. Tüm ihtiyaçlarınıza yanı alabileceğiniz Stonestown Alışveriş Merkezi’nde gıdadan giyime aradığınız her şeyi kolaylıkla bulabilirsiniz. Alışveriş merkezinde bulunan restoranlar ise bizden tam not aldı.
Burası neresi? San Francisco şehrinde turistten daha çok kent sakinleriyle yakın olmak istiyorsanız, rotanızı Fillmore Caddesi’ne çevirebilirsiniz. Şehirde günlük yaşamın nasıl devam ettiğini yakından göreceğiniz bu cadde, birinci sınıf restoranlar ve modern butiklere ev sahipliği yapıyor. Caddede pek çok mağaza sabah saatlerinde açık değildir ve öğleden sonra açılır ve Pazartesi günleri birçoğu kapalıdır. Bu sebeple gideceğiniz zamana dikkat etmenizi öneririz.
Fillmore, üzerinde birkaç dünyaca ünlü giyim markası, mobilya dükkanları ve hediyelik eşya dükkanları yer alır. Diğer yandan vintage tarzda ürünler satan mağazalar da farklı tarzlardan hoşlananlar için günün hemen her saati açık. Şık dizaynlı dükkanlar caddeye yeni bir çehre kazandırmış durumda. Burada yer alan restoran ve kafelerde oturup, sokaktan geçen insanları izlemek bile huzur verici diyebiliriz. Bu sebeple gezinizin birkaç saatini Fillmore Caddesi’ne ayırmanız, size bir şey kaybettirmeyecektir.
San Francisco’da turistler için dolaşım oldukça kolay ki. Şehir arabasız gezginler için bulunmaz bir nimet diyebiliriz. Hatta ABD’de araba olmadan dolaşmak için en iyi şehir olarak gösteriliyor. Toplu taşıma sistemi ne yazık ki turistler için oldukça kafa karıştırıcı. Bazen halkın bile başını döndüren bu sistemde, yolculuk etmenin püf noktalarına dikkat etmek gerekiyor. Şehrin trafiği de İstanbul trafiğini aratmadığı için araç kiralayanlar ve kısıtlı zamanı olan turistler için gezi bazen bir zulüm haline dönüşebiliyor. En temel sebebi ise park yeri kısıtlılığı…
Toplu taşıma kullanırken en tasarruflu yol, tüm otobüs ve tramvaylarda sınırsız yolculuk izni veren ‘’ San Francisco Ziyaretçi Pasaportu’’ ve ‘’Clipper Card’’ satın almanızı tavsiye ederiz.
San Francisco Ziyaretçi Pasaportu: 1 günden fazla kalıyorsanız mutlaka başvurmanız gereken ve 3 gün boyunca sınırsız olarak toplu taşımaya binme imkanı sunan bu pasaport oldukça ekonomiktir. 749 Howard Caddesi, Moscone Center’dan satın alabilirsiniz.
1 günlük ziyaretçi pasaportu: 21$, 3 günlük: 32$, 7 günlük: 42$.
Clipper Card; San Francisco genelindeki, toplu taşıma araçlarını kullanmanız için tasarlanmış ön ödemeli seyahat kartıdır. Tüm otobüs ve tren istasyonlarında yeniden doldurmanız mümkün.
Muni: Şehirde çalışan otobüs, metro, tren, teleferik ve tramvay sistemine Muni ismi veriliyor. Metro ve otobüsler; muni otobüsleri ve muni metrosu olarak anılıyor. Metro sistemi ise tamamen yerin altında değil. Kimi duraklarda sokaklara yükseldiğini görebiliyorsunuz. Otobüs duraklarını ise sarı ve beyaz renkli tabelalardan anlayabilirsiniz. Turistler genellikle tüm Muni rotaları ve saatleri için 511’i arayarak yardım alıyor. Haritalar, rotalar ve saatler hakkında bilgi veren 511 SF Bay Transit Trip Planner uygulamasını kullanabilirsiniz.
Teleferik ve Tramvay ( Cable cars -Street cars): San Francisco’nun en eski toplu taşıma araçları ise Teleferik ve sokak arabaları. Teleferik şehir merkezinde yer alan keyifli bir ulaşım seçeneği. Powell-Hyde, Powell-Mason ve California Street güzergahları olmak üzere 3 hatta ayrılmış. Market Street’ten, Fisherman’s Wharf’a kadar inip çıkan tramvay ( sokak arabaları ) ise bir başka sevilen ulaşım tipi. Teleferik ve tramvay şehrin tarihi ulaşım araçları ve zaman sıkıntınız yoksa tercih edilebilir yolculuk seçenekleri. Muni Mobile uygulamasını indirerek bu araçlar için bilet satın alabilirsiniz.
Bart: San Francisco Havalimanı’ndan şehir merkezine hızla ulaşmanızı sağlayacak hem konforlu hem de oldukça kullanışlı bir ulaşım ağı Bart… Açılımı Bay Area Rapid Transit’s olan Bart’s tüm elektrikli trenlere verilen genel bir isim. Havalimanından tren istasyonuna ulaşmak için ise G numaralı Uluslararası Terminal’deki kırmızı veya mavi yolu takip etmeniz gerekecektir. SFO’dan San Francisco şehir merkezine gidiş için tek bilet ücreti ise 10$’dır. Ödemenizi Clipper Card aracılığıyla da yapabilirsiniz.
PresidiGo Servis: Kentte kullanabileceğiniz ücretsiz bir ulaşım hizmeti olan PresidiGo servisleri, yalnızca 3 rotaya ulaşım sağlamaktadır. Şehir merkezi, Crissy Field ve Presidio Hills. Servisler sabahtan akşama kadar her 30 dakikada bir kalkıyor. Daha detaylı bilgi için Presidio’yu inceleyin!
Taksi: ABD’nin hemen her şehrinde taksi sıklıkla kullanılan bir ulaşım aracı. Diğer ulaşım ücretlerine göre taksi ile seyahat biraz pahalı olsa da Avrupa ülkelerine bakıldığında turistler için ABD’de taksi kullanımı çok yüksek fiyatlarda değildir. Şehir içi gezilerinizde 20$’ı geçmeyecek ödemelerle merkezden herhangi bir turistik noktaya ulaşabilirsiniz.
Lyft ve UBER: San Francisco’da kullanabileceğiniz iki özel taksi uygulaması Lyft ve Uber. Fiyatlandırma ve hizmetleri hemen hemen aynı. Bulunduğunuz yere çağırmak için ise Lyft ve Uber uygulamalarını telefonunuza indirmeniz yeterli.
T.C Los Angeles Başkonsolosluğu
Adres: 6300 Wilshire Blvd.,Suite 2010, Los Angeles, CA 90048, U.S.A
Telefon: +1 323 591 6480 +1 323 591 6481 +1 323 591 6482 +1 323 655 8832
Çalışma saatleri: Pazartesi – Cuma: 08:30 – 12:30 / 13:30 – 16:00.
Polis, yangın ve tıbbi yardım için: 911
San Francisco’da telefon kullanımı oldukça merak edilen konulardan biri. Bu konuya açıklık getirmeden önce Amerika’nın ülke kodunun 1, San Francisco şehir alan kodunun ise 415 olduğunu verelim. Şehirde yerel numaralardan herhangi birini aramak istediğinizde 1-415 ile başlayan kodu çevirmeniz gerekecektir. Iphone cep telefonunuz var ise telefonu kentte kolaylıkla kullanabilirsiniz. Ancak GSM operatörünüzün yurt dışı kullanım ücretlerini dikkatli incelemenizi tavsiye ederiz. Türkiye’ye dönüşte çok yüksek tutarlardaki telefon faturalarıyla karşılaşmanızı istemeyiz.
Bu sebeple San Francisco’da, Amerika’ya uyumu ön ödemeli SIM karta sahip telefonlar bulunmaktadır. Bu telefonlara şehir merkezinde yer alan AT&T mağazalarından ve çeşitli gazete büfelerinden ulaşabilirsiniz. Walgreens ve CVS de Union Meydanı’na yakın telefon satın alabileceğiniz mağazalardır. T-Mobile ise Amerika’da çalışan bir cep telefonunuz varsa yalnızca SIM kart alabileceğiniz operatördür. Buradan ihtiyacınıza göre dilerseniz aylık dilerseniz de günlük ön ödemeli SIM kart satın alabilirsiniz.
Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone, Türkiye hattına sahip vatandaşlar yurt dışı seyahatlerinde hattını kullanıma açtırmak isterlerse GSM şirketlerinin mobil uygulamalarından bu işlemi gerçekleştirebilirler. ( Ayarlar > işlem merkezi > Yurt dışı işlemleri > Yurt dışı kullanımı /açık olarak seçmeniz yeterli olacaktır.)
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…