Hakkında; 13 ilçenin meydana getirdiği Mersin, Türkiye‘nin büyük şehirleri arasında 11. sırada yer almaktadır. Sahip olduğu Mersin limanı konumu itibari ile oldukça önemli ekonomik bir kaynak sağlamaktadır. İçerisinde birçok görülmeye değer tarihi, doğal ve kültürel varlıkları barındırıyor olup Mersin’de yapılacak şeyler için yazımızın devamını okumaya devam edin;
Kullanılan kartlar;
Şehir içi ulaşım; Belediye otobüsleri, taksi ve dolmuşlar şehir içi ulaşımda kullanılıyor olup otobüslerde Kentkart geçerlidir. Bu kartı şehrin pek çok noktasında bulunan otomat ve büfelerden satın alabilirsiniz.
İkonik gezi noktaları; Ünlü Cennet ve Cehennem Mağaraları başta olmak üzere, alabalık keyfi yapabileceğiniz Anamur Çayı, saklı bir cennet olan Yerköprü Şelalesi, doğa ile iç içe olabileceğiniz Tarsus Şelalesi, Mersin’in simgesi haline gelmiş olan Kız Kalesi ikonik noktalar arasında yerini alıyor.
Pazar günü ne yapılır; Güzel bir kahvaltı ile güne başladıktan sonra Kız Kalesi’ni gezdikten sonra plajında yüzebilir akabinde Mersin Marina’da eğlenceli vakit geçirebilirsiniz.
Burası Neresi? 2011 senesinde faaliyete açılan Mersin Marina, toplamda 500 yatlık deniz ve 500 yatlık kara bağlama kapasitesine sahip olup Türkiye’nin Doğu Akdeniz bölgesindeki en büyük marina olma niteliğine sahiptir.
İçerisinde; spa, restoran, bar, yat kulübü ve spor merkezleri farklı sosyalleşme alanlarının yanı sıra çamaşırhane, duş-tuvalet, süpermarket, özel park yerleri, kablosuz internet erişimi, TV bağlantısı, akaryakıt ikmal, tekne bakım, ilkyardım, meteoroloji, yatçı depoları, hudut kapısı gibi yat için gerekli malzemeleri satan mağazalar da yer alıyor.
Neden Gitmeliyim? Mersin Marina Sinema’da en günce filmler oynatılıyor olup büyük bir AVM’yi de bünyesinde bulundurmaktadır. 20’den fazla mağazası olan alışveriş merkezi, oldukça ünlü mağazalar olup kapılarını her daim sizlere açıktır.
Burası Neresi? Atatürk ve eşi Latife Hanım 1925 senesinde Mersin’i ziyaret etmesi ile beraber konaklaması için bu evde kalmışlardır. Kentin merkezi noktası olan bu ev, 1897 senesinde o zamanların Almanya Konsolosu Bay Christman’ın yeri tüccar Mavromati’nin kızıyla evlenmesi üzerine inşa edilmiştir.
Mimari bilinmiyor olup Krisman Konağı ismi ile bilinmektedir. Belirli bir dönem Tahinci ailesinin mülkü olan ev 1972 senesinde Nebil Hayfavi tarafından alınarak 1976 yılına kadar Toros Koleji olarak faaliyet göstermiştir.
1976 senesinde boş kalan yapı, belediyenin verdiği karar neticesinde Atatürk Evi olarak belirlenmiştir. Akabinde kamulaştırılmış olup Kültür Bakanlığı’nın bünyesinde geçmiştir. 1992 senesinde ise Atatürlk Evi ve Müzesi olarak resmiyet kazanmıştır.
İki katlı olarak tasarlanan evin dışı düzgün kesme taşlar kullanılarak inşa edilmiştir. Bölgenin sivil mimarisini en iyi yansıtan örneklerden biri olup bahçe kısmında hamam mevcut ancak izler günümüzde kaybolmuş durumdadır.
Neden Gitmeliyim? Müzenin alt katında fotoğraf ve belgeler sergilenmekte olup Atatürk’ün Mersin’i ziyaret ettiği sıralarda çekilen fotoğraflar, Anıtkabir ve Kurtuluş Müzesi’nden getirtilmiş olan 22 tane şahsi eşyası bulunuyor.
Bu eşyalardan bornoz, gömlek, çatal, bıçak ve kaşık olarak örnek verebilirim. Bir takım eşyalar Mersinli aileler tarafından bağışlanırken kahve içtiği fincan da Erdal Akalın tarafından müzeye verilmiştir.
Etnografik eserler evin üst katında bulunuyor. Orta noktada büyükçe bir salon ve salon çevresinde tam yedi oda mevcut. Bunlardan iki tanesi yatak odası iken dördü ise oturma odası olarak belirtiliyor. Giriş bölümünde ise farklı fotoğrafların sergilenmekte olup Kuva-yi Milliye köşesi yer alıyor.
Burası Neresi? Görüntüsü ile sizleri epey etkileyecek olan Tarsus Evleri, tarihi ile tüm ilginizi üzerine çekeceğe benziyor. Genel olarak iki katlı olarak inşa edilen evler, sadece ahşap kullanılarak değil taş ve kerpiçten de yapılmıştır.
Oldukça eski dönemlere uzanan evlerin birçoğunun tarihi bilinmiyor bile. Fakat evlerim mimari özelliklerine bakıldığında Cumhuriyet Dönemi’ne ait olduğu söylenmektedir. Bu yapılar genel olarak rengarenk ve çiçekli desenler ile süslenmiştir.
Avlular serin olacak şekilde ve ağaçlı olarak tasarlanmıştır. Evlerdeki en mühim ortak özellikleri bunlar olup geleneksel mimarinin en iyi şekilde yansıtan yapılardır ve Tarsus’un simgesi haline dönüşmüştür.
Tahmin edeceğiniz üzere Mersin sıcak bir şehir olduğu için buna uygun şekilde yaşanılabilir hale getirilmiştir. Evlerin 300 tanesi tescilli olan evlerin toplam sayısı 600’ü geçiyor. Öyle ki evler bunca senelik geçmişi evlere adeta bürünmüş durumda olup kalitesi tartışılmaz haldedir.
Hala bu önemini ilk günkü gibi koruyan evlerin üst katında ev ahalisi yaşarken alt kısmı ise eşyaları ve yiyecekler depolanmaktadır. Adana‘da yetiştirilen pamukları koymak için bu evler kullanılmıştır.
Yılların verdiği ihtiyaç duruma göre evlerin kullanımı bu şekilde dizayn edilerek kullanılmıştır. Evlerin bir çoğuna mutfak, tuvalet ve banyo gibi ihtiyaç alanları eklenmiştir. Bu evlere yakından inceleyip görmeniz gerekiyor.
Tarihi atmosferini iliklerinize kadar hissedeceğiniz bu evlerin hemen yakınında gelen ziyaretçilerin kalabilmesi ve ihtiyaçlarını gidermeleri için kafe, restoran ve butik oteller bulunuyor.
Burası Neresi? Silifke’de yer alan Tisan Yarımadası, sahip olduğu güzelliği ve doğal görünümüyle sizleri büyüleyecek olup burada ilk olarak limon, portakal, mandalina ağaçları yer yer de incir, zeytin, mimoza ağaçları karşılayacak.
Eğer doğa yürüyüşü yapmayı seviyorsanız Dana Adası’ndaki tepeden başlayıp 8 kilometrelik bir yolu yürüyebilirsiniz. Zirveye yakınlaştığınızda Tisan Yarımadası’nı göreceksiniz. Akıntı ve dalgalar senelerce kıyıya vurarak aşındırmış ve yarımadayı oluşturmuştur.
Neden Gitmeliyim? Mavi ve yeşil renklerin muhteşem uyumu M.Ö. 7. yüzyılda kurulmuş olan Yunan kolonisi Aphrodisias’a gidiyor tarihi. Burada yer alan evler adeta Bodrum’daki evlere benziyor olup konaklamak için otel ve kiralık apartlar ile size kolaylık sağlıyor.
Dana Yarımadası’na tekne turu yapıp balıkları yakından inceleyebilirsiniz. Aynı zamanda caretta carettalarında yaşam sürdüğü koyun etrafında kamp kurabileceğiniz harika yerler mevcut. Eğer valık tutmayı seviyorsanız yanınıza oltalarınızı almayı unutmayın. Zira burada diledeğiniz kadar balık göreceksiniz.
Kaçırmayın! Bunlar bana yetmek daha fazla adrenalin istiyorsanız paraşütle bile atlayabilirsiniz. Bu konuda size pek çok imkan sunan Tisan Yarımadası, gidince yapılması gereken şeyler listenize eklemeniz gereken bir yer.
Burası Neresi? Yılın her günü oldukça canlı olan Kırkkaşık Bedesteni, önemli bir siyasi merkezi olup birçok kültüründe birleşim noktasıdır. Tarsus’ta ki en önemli yerlerden biri olan bedesten, 1579 senesinde Ramazanoğulları Beyliğinden Piri Paşa’nın oğlu İbrahim Bey tarafından inşa ettirilmiştir.
Yapıldığı ilk zamanlar imarethane yani aşevi olarak faaliyet vermiş olsa da Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra kapalı çarşıya çevrilmiştir. Geçmiş zamanlarda Beyaz Çarşı ismi ile bilinen bu yer, dikdörtgen bir yapıdadır.
Bedesten ismini yapının dış cephesindeki kaşık süslemelerinden almıştır. Yapımı sırasında kesme taş kullanılan binanın batı ve doğusunda olmak üzere iki kapısı mevcuttur. İçinde toplamda 21 oda ve 7 tane de kubbeden meydana geliyor.
2004 senesinde Tarsus Belediyesi tarafından kiralanan Kırkkaşık Bedesteni, onarılarak yenilenmiştir. 2005 senesinde ise Tarihi Kentler Birliği Proje Yarışma Ödülü almaya hak kazanmıştır.
Neden Gitmeliyim? 2006 senesinde turizm ve tanıtım yönündeki çalışmaları sosyo-ekonomik katkısı olması amacıyla dükkanlar kiralanmıştır. 2007 senesinde açılış töreni ile hizmete açılmıştır. Bu dükkanlar yerel el sanatlarına ait olan seramik, ahşap, bakır, gümüş, deri, dokuma turistik hediyelik ürünler ve yerel tatlar olan yiyecek ve içecekler üzerinedir.
Burası Neresi? Mısır Kraliçesi olan VII. Kleopatra, o dönemlerde sevgili olan General Antonius ile buluşmak üzere bu noktayı seçiyorlardır. Bu çift burada törenler eşliğinde karşılanıyor olup ismini bundan dolayı hem Kleopatra Kapısı hem de Deniz Kapısı olarak almıştır. Adana ve Tarsus arasında konumlanan kapı parasız yapılacak şeyler listenizde yer alıyor.
Bizans Dönemi’nde yapılan kent surlarının giriş kapılarından biri olan bu kapını yapımında Horasan harcı kullanılmıştır. Kapının kenar kısımları at nalı biçiminde olup yüksekliği ise tam tamına 6.17 metre iken genişliği ise 6.18 metredir.
Neden Gitmeliyim? Tarsus’ta 18. yüzyıl sonlarına dek sağlam üç kapılı surlar Mısırlı İbrahim Paşa tarafından yıktırılmıştır. Yalnızca iki ayak üzerinde kalan tek kemerli deniz kapısı ayaktadır. Bugün bu kapıyı ziyaret ettiğinizde burası ile alakalı farklı bilgi ve hikayeler anlatılmaktadır.
Burası Neresi? Tarsus’un merkezinde konumlanan St. Paul Kuyusu, Hristiyanlık dininin yayılmasında oldukça mühim rolü olan bu yer, St. Paul’un doğup yaşadığı bir mekan olarak kabul görmüştür.
M.S. 1. yüzyılın başlarında Roma vatandaşlık haklarına sahip olarak Yahudi bir aristokrat bir ailenin üyesi olarak dünyaya gelmiştir. O zamanlar Tarsus’un zengin ve gelişmiş olması yaşam içerisine de entegre olmuş ve o zamanların felsefe okulların bir tanesi burada kurulmuştur.
O dönemde Tarsus’un zenginliği ve gelişmişliği kentin kültürel hayatına yansımış, dönemin felsefe okullarından birisi de Tarsus’ta kurulmuştur. St. Paul ilk olarak burada eğitim almış ve devamında ise Kudüs’e giderek görüşlerini geliştirmiştir.
Hristiyanlık İle Tanışması;
Böylelikle Hristiyanlık dini ile tanışarak ilk etapta buna karşı olmuş ve saldırıların içerisinde yer almış ve Hz. İsa’ya güvenen insanları geri döndürmeye çalışmıştır. Şam’a kaçan bu dine mensup kişilerin peşlerinden giden St. Paul rüyasında Hz. İsa’yı görür ve dine karşı sıcak bakarak kabul eder.
Hayatının tamamında esir dilen St. Parul ömrünü Hristiyanlığın yayılması için çaba sarf etmiştir. Buna bağlı olarak iç tane büyük gezi düzenleyerek Roma İmparatorluğu topraklarının çok büyük bir kısmını dolaşmıştır.
Bu geziler sırasında fikir ve düşünceleri büyük ölçüde kabul görmüş ve sarf ettiği çabalar ile Hristiyan Kilisesi’nde oldukça mühim bir yere sahip olmuştur. St. Pier ile beraber kilisenin kurucusu olarak görülmüştür.
Bu gezilerden bir hayli rahatsız olan Romalılar onu tutuklamış ve yargılamak üzere Roma’ya götürmüş ve yaşamını da burada sonlandırmıştır. Hristiyanlık mezhebinin Yahudiliğin bir kolu olmaktan kurtararak dine özgü kuralları belirleyerek kuru olarak kabul gören bu felsefe insanının bir Anadolulu olduğunu da belirtelim.
Hatta öyle ki kendisi Tarsuslu Havari olarak anılıyor olup, St. Paul Kuyusu olarak bilinen yapı Aziz Paul’un yaşamını sürdürdüğü düşünülen evin avlusunda yer alıyor. Antik Caddesi’nin 200 metre kadar mesafede bulunan 18 metre derinliğe sahip kuyusu Aziz Paul için yapılmıştır. Yine burada eski bir yere ait olan buluntuların uzun seneler ziyaret yeri olarak kullanıldığı bilinen bilgiler arasındadır.
Neden Gitmeliyim? 2000 senesinde kuyu ve çevresinde yapılan düzenlemeler neticesinde kamusallaştırma çalışmalar yapılmış ve birtakım arkeolojik kazı çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda St. Paul’un yaşadığı zamana kadar uzanan kültür tabakaları bulunarak çıkarılmış ve havadan dolayı etkilenmemesi adına üzeri cam ile kapatılarak koruma altına alınmıştır.
Yapılan restorasyon ve düzenlemeler ile kutsal bir alan olarak görülen kuyu, günümüzde yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisi ile karşılaşıyor. Hristiyan inancına sahip kişilerce burası hac amacıyla ziyaret ediliyor olup kuyudaki suyun kutsal ve şifalı olduğuna dair inanç oluşmuştur.
Burası Neresi? M.Ö. 6. yüzyılın ortalarında başlayarak Büyük İskender’e dek uzanan süre içerisinde Anadolu topraklarındaki Pers egemenliği altındaki Soli, sikkelerin basılması ile kendi özgürlüğünü koruduğu görülmektedir.
Bir liman kenti olan Soli, Helenistik Dönem’de Seleukos egemenliği altında iken en güçlü dönemlerini yaşamıştır. M.Ö. 1. yüzyılda Seleukos’un zayıf düşmesi ile zor zamanlar yaşamıştır. Armenia Kralı Tigranes, burayı yağmalatarak halkı göçe zorlamıştır.
Romalı komutan Pompeius’un bölgedeki bu karışıklığa son vermesi adına M.Ö. 67. yüzyılda gerçekleştirdiği reformlar ile dağdaki korsanların bir kısmı nüfusu azalan kente getirilerek yerleştirilmiştir.
Bu olayların yaşanmasının akabinde Soli ismi Pompeiopolis (Pompeius’un Kenti) olarak değiştirilmiştir. Roma’nın da desteği ile birlikte kent eski hareketli günlerine kavuşmuştur. Roma İmparatoru’nun Anadolu’ya düzenlediği gezi esnasında burada yapılan çalışmalara parasal açıdan destek vermiştir.
Bölge, Hristiyanlık Dönemi’nin psikoposluk merkezi olan kent 525 senesinde meydana gelen deprem ile hasar görmüş ve 7. yüzyılda Arap akınlarına maruz kalmıştır. Bugün malesef ki görülememekle birlikte Avrupalı gezginler, kentte tiyatro, tapınak, hamam gibi yapıların ve nekropolis’in bulunduğundan bahsetmektedirler.
Sütunlu Cadde; Günümüzde görebileceğiniz 33 adet sütun yer alıyor olup bu sütunlardan 4 tanesi batı yönünde 29 tanesi de doğu yönünde konumlanıyor. Korinth düzenindeki bu sütunların baş kısımlarının bazısı figüre sahiptir. Bunların sütunları üzerindeki yazıtlardan anlaşıldığı üzere caddeye bakan konsollarının Roma İmparator veya üst düzey yöneticilerinin büstlerinin taşıdığı anlaşılıyor.
Soli Höyük; 22 metre yüksekliğe sahip olan 300 metre çapa sahip olan Höyük, tepede yapılan çalışmalar ile Demir Dönemi’nden, Roma Dönemi’ne dek tarihlenen keramik parçaları elde edilmiştir.
Antik Liman; Bu alanın belirli bir kısmı hala ayakta olan liman, birbirinden 200 metre aralıklar ile düzenlenmiş olan ili dalgakıranlardan meydana gelmektedir. Büyük bir kalker blokların, demir perçinlerle tutturuldukları görülen izler görülmektedir.
Burası Neresi? Tam tamına 11 farklı çerçeve içindeki Adamkayalar kabartmalarının bulunduğu yamaçtaki kompozisyonlar içerisinde dört adet ölü ziyafetini sunmaktadır. Bu sergilenen sahnelerde ölüler yalnız veya eş ve oğulları ile beraberdirler. Oğullarının yanı sıra iki tane de erkek kabartmalarının asker olduğu biliniyor.
Kabartma Kompozisyonları Hakkında;
Ölü ziyafetinin bulunduğu kabartma yamacın orta noktasına yakın bir yerde yer alıyor olup sunak taşı ile sol tarafında yer alan bir adam, hemen sağında bir kadın bunun da dağ kısmında oturmuş şekilde ayin yapma gayesi ile kayaya oyulmuş beş basamaktan meydana gelen bir öykü aktarılmaktadır.
Bir diğerinde ise; bir adam sol eli ile keçinin boynuzundan tutarak getirdiği öbür elinde ise üzüm salkımı taşıdığı yansıtıyor. Veda sahnesinde ayakta duran ve ölmüş olan insanı temsil eden erkek, oturur biçimde gösterilmiş ve karısı ile el sıkışmakta.
Kabartma sahnelerinde kim olduğu ve ne yaptığı bilinmeyen paltolu bir adam ve adamın elinde eşya taşımakta olan iki kompozisyon bulunuyor. Bunların altında ölen rahiplerin adlarının yazıldığı yazıtlar bulunuyor. Yapılan inceleme çalışmaları sonucunda İ.Ö. 2. yüzyıla dayandırılmıştır.
Kabartmaların olduğu yere gelmeden önce tepenin tepe noktasında bulunan ve kalıntılarından da pek anlaşılmadığı aşikar olan ören yerinde kule, düzgün bir şekle sahip olmayan yapıları bulunuyor. Bunun yanında lahitler de dikkatleri üzerine çekiyor.
Burası Neresi? Bilinen tarihinden itibaren sırası ile Selevkoslar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Ermeniler, Kıbrıs Krallığı, Karamanoğulları ve Osmanlılar’ın egemenliği altına girmiş olan bölge Roma Krallığı’nın hüküm sürdüğü yıllarda zeytincilik gelişmiştir. Bu belde zeytinyağı ihracı konusunda dikkat çekici bir yer haline dönüşmüştür.
Bizans’ın egemenliğine girdiği sıralarda Arap saldırılarına karşı olarak surlar ile çevrelenmiştir. Bölgeye adını veren Korykos bugün karadaki kalenin adı olarak biliniyor. Karada yer alan kalenin sahip olduğu yol ve kanalar ile yetiştirilmekte olan zeytinlerde yapılan yağı direkt olarak limana aktarabilecekleri su taşıtları ile sağlanmaktadır.
Oldukça geniş sahilleri güvenliğini sağlamakta olan surlar kalenin yetersiz kalması ile beraber denizin orta noktasında yer alan adacığa, 1210 senesinde Ermeni Kral olan II. leon tarafından bir kale inşa ettirilmiştir.
Kızkale Hikayesi;
Korykos’un o zamanlardaki kralı bir kız çocuğu olması için dualar etmiştir. En sonunda bu isteği gerçek olmuş ve bir prensese sahip olmuştur. Bu prenses herkes tarafından sevilen bu genç kız, bölgeye gelen bir falcının kehaneti ile karşılaşmıştır. Bu kehanet bu genç kızı bir yılanın sokacağı ve bu durumun hiçbir şekilde bozulmayacağı yönündedir.
Ancak hükümdar kızını korumak için kolları sıvar ve bir kale yaptırır. Onu kara ve yılanlardan uzakta olan denizin ortasında bulunan kaleye gönderir. Ancak kehanet yinede gerçekleşir ve karan kaleye giden meyve sepetinin içerisinde yılan girer. Bu yılan genç kızı sokar.
Kaçırmayın! Burayı ziyaret ettiğiniz de ki mutlaka yapmanız gereken bir yer olup Denizdeki Kalei Karadaki Kale, Doğu buluntuları, Mezarlıklar Vadisi, Kızkalesi oyma mezarları, Adamkayalar, Kutsal Yol’u görmeniz gerekiyor.
Burası Neresi? 1978 senesinde Eski Halevi binasının küçük bir kısmı ayrılarak kurulmuş olan bu Mersin Arkeoloji Müzesi, bu yapının Kültür Merkezi olarak restore edilerek 2001 senesinde hizmete açılmıştır. Yeni Arkeoloji Müzesi ise 2017 senesinde tekrardan açılarak faaliyetlerine devam etmiştir.
Neden Gitmeliyim? Bu bina iki katlı olarak yapılmış olup ana girişten içeri giriş yaptığınızda hediyelik bir eşyaların satıldığı bir dükkan yer alırken çocuklar içinde eğlenceli vakit geçirebilecekleri oyun ve etkinlik alanları mevcuttur. Yine burada cam ile kapatılmış olan arkeolojik kültür buluntularının bir canlandırması bulunuyor.
Kazı alanının geçilmesi akabinde giriş sağ yönden devam edilerek ilk çağdan bu yana olan dönem içerisindeki bu zaman görsel ve tarihi eserler ile desteklenerek sergilenmektedir. Zaman tünelinin sonunda Kilikya Bölgesi’nin tarihi ve coğrafi konumu hakkında detaylı bilgilerin aktarıldığı levha ve fosillerin yer aldığı bir vitrin bulunuyor.
Tarih ve geleneğin teknoloji ile harmanlaması ile en güzel şekilde aktarılıyor olup Mersin’de yapılacak şeyler listenize eklemenizi şiddetle tavsiye ederim. Neolitik evin bitim noktasından devam ederek kalkolitik ve tunç çağı eserlerinin sergilendiği yere geçiyorsunuz.
Tüm bunların yanı sıra interaktif aktiviteler ile antik dönemde zeytinyağının yapım aşamaları ve antik dönemde sık olarak kullanılarak Amphora saklama kaplarının denizin altında etkileşimli olarak canlandırılmaktadır.
Yukarı kata çıkarken Etnografik eserler ve Mersin’in yerel göçebe kültürünün anlatıldığı eserler yine etkileşimli olarak sergileniyor. Üste çıktığınızda tarihte önemli yere sahip olan M.Ö. 7 binli yıllara dayanan Yumuktepe Höyüğü’ne ait eserler, Soli Antik Kenti’nden çıkarılan eserler ve Ayaş Elausse Sebaste kazısından elde edilen eserler bulunuyor.
Burası Neresi? Ülkemizin altı deniz müzesinden biri olan Mersin Deniz Müzesi, diğerlerine kıyasla Türk Deniz Kuvvetleri’nin tarihi hakkında bilgi edinebileceğiniz oldukça yararlı bir yer. Osmanlı Dönemi’nden Cumhuriyet’in başlangıç zamanına dek olan zaman içerisinde bulunan sahip olduğu gemileri, gerçekleşen olayları ve eserleri ile sizleri epey memnun edecek.
Neden Gitmeliyim? Her anınızı dopdolu geçirebileceğiniz müzede pek çok metin bulunuyor. Sadece tanınan önemli kişiler değil tarihin gidişatını değiştirmiş ancak tanınmayan kişileri de tanıyacaksınız. Esas salonda yer alan vitrinlerde Türk denizcilik tarihinin tüm dönemlerine ait olan kıyafetler, buluşlar, arma modelleri, silahlar ile dürbün ve pusula gibi eşyaları mevcut.
Tarih boyunca gerçekleşen deniz savaşları tuval üzerine yağlıboya kullanılarak yapılan tablolarını inceleyebilirken bu durum zamanında yaşanan bu savaşlar hakkında bir fikir yakalamanız adına oldukça olumlu katkı sağlayacaktır.
Bunun yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu’nun bulunduğu şartlar içerisinde hangi komutanlar tarafından nerelere nasıl fethettiklerine dair detaylı bilgiler panolar eşliği ile aktarılıyor. Denizcilik alanında yaşanan olaylarda anlatılıyor. Olaya ait gazete küpürleri, haberler ve ismi geçen kimseler verilmektedir.
Burası Neresi? İnce kuma sahip olan Kızkalesi Plajı, 600 metre kadar uzunluğa sahip olup çok fazla tercih edilmektedir. Mavi bayrak almaya hak kazanan plaj, ismini anlayacağınız üzere tam karşısında yer alan Kız Kalesi’nden almaktadır. Buda hayliyle turizm açısından oldukça gelişim göstermiştir.
Sahilden deniz doğru 50 metre kadar açılsanız da oldukça sığ olup yüzme bilmeyen veya çocuklar aileler için ideal bir yerdir. Buradaki deniz bisikletine binerek Kız Kalesi’ne ulaşabilir ve tarihi gezi gerçekleştirebilirsiniz. Belediye tarafından işletilen plajda bulunan şezlong ve plaj şemsiyeleri günlük şekilde kiralayabilirsiniz.
Bunun için hemen hemen 20 TL ödeme yapmanız gerekiyor. Plajın etrafında pek çok otel, apart ve pansiyon bulunuyor olup isterseniz konaklayabilirsiniz. Bunun yanında ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz market, soyunma kabini, wc gibi alanlar mevcut.
Kızkalesi Plajı Nerede ve Nasıl Gidilir; Erdemli ilçesindeki Kızkalesi beldesinde bulunan plaj merkeze 75 kilometre kadar uzaklıktadır. Buraya gelmek için E982 Otoyolu veya D400 karayolunu kullanabilirsiniz.
Kargapınar ve Erdemli merkezini geçmenizin ardından 23 kilometre kadar ilerledikten sonra Silifke’ye doğru devam ediliyor. Kızkalesi beldeye geldiğinizde Kilikya Otel’in yer aldığı kavşaktan sahile devam ettiğinizde plaja varabilirsiniz.
Burası Neresi? Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan gizli cennet Kayacı Vadisi içerisinde akmakta olan Limonlu Çayı, Orta Toroslar’dan doğarak Akdeniz’e dökülmektedir. Sahip olduğu yeşillik ve akarsuyunun yanı sıra sarp kayalıkları oldukça dikkat çekicidir.
Farklı noktalarda 150-200 metrelere kadar çıkan keskin kayalıklar arasında kalan vadi, yaz dönemlerinde huzuru yakalamak isteyen kişiler için uygun bir yerdir. Vadideki birçok noktada piknik alanları mevcut olup en ünlü olanı Doktorun Yeri’dir.
Bu mesire yerini çevreleyen ağaçlar doğal bir şemsiye görevi görüyor olup serinlik sağlaması açısından önemlidir. Buraya kendi şahsi aracınız ile ulaşabileceğiniz gibi merkezdeki Hükümet Konağı önünden kalkan minibüsler aracılığı ile de ulaşabilirsiniz.
Burası Neresi? Roma Dönemi’ne ait hamam yapısına ait olan mozaik taban bir yapı içerisinde sergilenmek üzere 1975-1976 yıllarında müze kurulmuştur. Ortaçağ döneminde Porto Calamie ismi ile anılan yerleşim alanında oldukça göz alıcı bir hamam yapısı bulunmaktadır.
M.S. 4. yüzyıla ait olan hamam yapısından sağlam kalan tek şey su yalağı ve yıkanma kısmındaki taban mozaiği ulaşabilmiştir. Doğu roma İmparatorluğu zamanında yüksek bir mevkiiye sahip Poimenios, cennet obruğunun derin noktalarından geçmesi ile Narlıkuyu’da bulunan körfezde denize kavuşan tatlı su kaynağından yunak yapılarak taban kısmına ise mozaik konulmuştur.
Taşlar siyah, beyaz ve sarı renklerden meydana geliyor olup üzerinde geometrik, yerel kuş ve çiçek şekilleri ile antik dönemdeki baş tanrı olan Zeus’un üç kızı olan Aglaia, Thalia ve Euphrosine yer alıyor. Bu kızlar, güzelliği ile popüler uyum tanrıçası olan Eurynome’den doğmuşlardır.
Kharites ismi verilmiş olan kardeşler, Yunan dilinde parlaklık, güzellik ve ışıltı anlamı taşıyan kharis kelimesinden türetilmiştir. Sanatın tüm dallarının koruyucusu ve insanlar ile tanrıların esin kaynağı olmuşlardır. Bu tanrıçaların üzerinde ise bir yazıt yer alıyor.
Yazıtta yazanlar şu şekildedir; “Ey dost bu güzel hamamın suyunun saklı olan kaynağını kimin bulduğunu sorarsan, bil ki o kişi, kutsal adaları dürüst yöneten ve imparatorların da dostu olan Poimenios’ tur.” Aynı zamanda hamamını inşa ettiren kinin adı yazmaktadır.
Burası Neresi? 2004 senesinde yapılarak hizmete açılan Tarsus Hayvanat Bahçesi, içerisinde bulundurduğu hayvan çeşitlerinin fazla olması yönünden tüm ilgiyi üzerine çekiyor. Bu eğlenceli yerde çocuklara hitap edecek şekilde geniş alanlar düzenlenmiştir.
Neden Gitmeliyim? Doğal yaşamın korunarak ve birçok sayıda doğal havuzlara sahip olan Tarsus Hayvanat Bahçesi’ne leylek ve kuğu gibi hayvanlar için açık ve kapalı bölümler yapılmıştır. Dolayısıyla bu durumda hayvanların yaşam alanlarından koparılarak getirildikleri bu yaşam alanına kolay şekilde alışması ve kendilerini yabancı hissetmemeleri adına olumlu bir etki yaratmıştır.
Yılın geçen her gününde daha fazla büyüyüp gelişerek bir yandan da hayvan sayısını artıran hayvanat bahçesi, 81 farklı hayvana ev sahipliği yapıyor. İlk etapta büyükbaş hayvanlar olacak şekilde sürüngenler, küçükbaş hayvanlar, yırtıcı hayvanlar ve kuş türlerini yakından inceleme imkanınız olacak.
Merkez ilçeden 27 kilometre mesafede bulunan eğlence noktası, özel yapılarak koruma altına alınmıştır. Hayvan türleri arasında; kaplan, aslan, kurt, leopar ve kurt gibi vahşi hayvanların yanında kuş çeşitleri arasında güvercin, doğan, şahin, akbaba gibi hayvanları mevcut. Diğerleri ise; maymun, babun, örümcek, lama, vaşak, anakonda, tavuk, puma ve midillidir.
Nasıl Giderim? Tarsus’ta yer alan hayvanat bahçesine gitmek için merkezden kalkan otobüslere binmeniz yeterli olacaktır. Az bir trafik yoğunluğuna sahip olması nedeni ile 20 dakika gibi bir süre içerisinde ulaşım sağlamanız mümkündür.
Burası Neresi? Göksu Deltası, Mersin’de yer alan mühim doğal alanlardan biri olup Göksu Nehri’nin Akdeniz’e dökülmesinin neticesinde meydana gelmektedir. Denize döküldüğü bölümde tam dört tane göl bulunuyor.
Bu göller; Paradeniz Dalyanı, Akgöl, Arapalanı, Kuğu olarak sayılabilir. Ramsar alanı olarak da bilinen bu yeri oldukça büyük bir öneme sahip olduğundan bahsetmiştim. Sulama olanağının fazla olması nedeniyle de ön plana çıkıyor. Bir diğer önemi ise tabiatın ta kendisine ait.
Caretta Caretta ve Chelonia Mydas’ların oldukça fazla yumurtalarını bıraktığı yerdir. Sayısı fazlaca olan hayvanları bünyesinde barındıran Göksu Deltası, Nil Kaplumbağaları için de yumurtalarını bıraktıkları bir verimi yüksek yerdir.
Kumsal, sazlık alan, göl ve yerleşim bölgelerinin birleşimi ile meydana gelen delta, baskın olarak tatlı sudan meydana geliyor. Tuzluluk oranı sürekli olarak değişen Göksu’da meydana gelen dalga hareketleri bu durumu değiştirmektedir. Tatlı suyu ise Akgöl oluyor.
Verimliliği yüksek olan deltanın içerisinde pek çok bitki yetişiyor. Bunlar kimisi Cennet ve Cehennem Obrukları’nda da görülen Aristolochia Krausei, Stachys Pseudopinardii, Bellevalia Modesta, Beta Adanensis, Beta Trojana, Bromus Psammophilus, bitkileridir.
Hayvan türlerini ise; Boz kaz, Sibirya kazı, Küçük kuğu, Turna, Tepeli pelikan, İzmir Yalıçapkını, Yaz ördeği, Flamingo, Akça cılıbıt, Pasbaş patka, Şah kartal, Küçük karabatak ve Büyük orman kartalı olarak sıralayabiliriz.
Kullanım Alanlarına Dair;
Alan hayvancılık, balıkçılık ve tarım amacı ile kullanılmaktadır. Özellikle tarım oldukça yoğun olarak gerçekleştiriliyor olup tepe noktalarında bağcılık ve zeytincilik yapılmaktadır. Hayvancılık ise eski zamanlarda daha çok yörükler tarafından yapılmıştır. Kıyı ve açık denizde yapılan balıkçılıkta ise karides avcılığı, mavi yengeç avcılığı önemli bir yere sahiptir burada ve geçim kaynaklarının başlıcasıdır.
Buranın oldukça geniş bir bölümü özel mülkiyetlerden oluşmaktadır. Yazlık olarak da kullanılan evler mevcut elbette. Kış aylarında boşalan bu bölge, yaz dönemlerinde şehir dışından gelenler tarafından ziyaret ediliyor.
Burası Neresi? Berdan Nehri’nin 5 metre kadar yükseklikteki uçurumdan akması ile oluşan Tarsus Şelalesi, Tarsuslu halkının sıcak yaz dönemlerinde ferahlamak adına tercih ettikleri bir yer olup bahar mevsiminde suyu fazlalaşıyor.
Eski zamanlarda Roma Dönemi’nde mezarlık olarak kullanılmış olan bölgede gezerken eski taşlara rastlayacaksınız. Taşlar yıllarca su akıntısı sebebiyle zarar görmüş durumdadır. Mezarların su içinde olmaları ise şehrin su altında kalmaması adına ırmak yatağının yönü değiştirmek istenmiş ve bu yatakta Roma mezarlarının olduğu kısımdan geçmesidir.
Neden Gitmeliyim? Her sene Geleneksel Karacaoğlan Şelale Şiir Akşamları düzenlenen etkinliklerden dolayı burada Karacaoğlan Heykeli bulunuyor. Çağlayarak dökülen şelaleyi izlerken çevresindeki resoranlara kurularak yemek yerken manzaranın tadını çıkartabilirsiniz.
Burası Neresi? Mersin’in Silifke ilçesinde yer alan Cennet ve Cehennem Mağaraları, uzun senelerce yer altı sularının kireç tabakasını eritmesi ile içerisindeki su boşalmış ve altının oyulması ile tavanı çökerek doğal bir oluşum ortaya çıkmıştır.
Cennet Obruğu; iki doğal şekilde meydana gelen elips şeklindeki Cennet Obruğu’nın giriş bölümünün ölçüleri 250 x 110 metre biçimindedir. 70 metre derinliğe sahip olan obruğun güney yönünde 200 metre uzunluğunda ve 135 metre derinliğinde büyük bir mağara girişi mevcuttur. Bu mağaranın girişinde dikdörtgen biçiminde kesme taşlardan yapılan kilise mevcut olup bu kiliseye basamaklar ile ulaşılıyor. Obruğun tabanına 450 basamak kullanılarak ulaşılıyor.
Cehennem Obruğu; Cnennet Obruğu’ndan 75 metre uzaklıkta yer alan Cehennem Obruğu’nın ağız ölçüleri 75 x 50 şeklindedir. Dış kenarları ile iç bükey bir oluşuma sahip olduğu için içine giriş yapılması imkansızdır. 128 metre derinliğindeki obruk için Yunan Mitolojisine göre Zeus alevler kusan yüz başlı ejderha Typhon’u burada meydana gelen kavgada yenmesinin akabinde onu Etna Yanardağı’nın altına sonsuza dek kapatmadan önce Cehennem çukurunda hapsetmiştir.
Meryem Ana Kilisesi; Cennet Obruğu’nun içindeki kilisenin yapımında blok kesme taşlar kullanılmış olup dikdörtgen biçiminde doğu ve batı yönlerine yapılmıştır. Kilisenin kuzey ve güney kenarlarında altı tane kemerli pencere açıklığı bulunuyor. Kilisenin batı bölümünde giriş kapısının üzerinde bir yazıt yer alıyor ve bu yazıttan anlaşıldığı üzere Paulus isminde dindar bir kişi tarafından Meyvem Ana’ya itafen yaptırdığı anlaşılmıştır. Apsis ile apsisin iki yanında yer alan keşiş odalarının üzerleri kubbe ile örtülmüş durumdadır. Bu kubbe ve iç duvar bölümleri freskler ile bezenmiştir. Bu frrsklerde Hz. İsa ve havarileri işlenmiştir. Kilisenin M.S. 5. yüzyıla tarihlendiği bilinen bilgiler arasındadır.
Zeus Tapınağı; Cennet Obruğu’nun güney kısmında yer alan Zeus Tapınağı, Helenistik Döneme dayanmakta olup dor düzenine bağlı kalarak inşa edilmiştir. Tapınak duvarında Hellenistik ve Roma dönemlerinde görev yapmış olan 130 din adamının adları yazılmıştır. Hristiyanlık döneminde kiliseye dönüştürülen tapınağın güney duvarı ne yazık ki yıkılmıştır.
Burası Neresi? Bakanlık tarafından koruma altına alınan bu yer, Ermenek Çayı üzerinde konumlanan Yerköprü Şelalesi oldukça ilgi çekici güzelliğe sahiptir. 110 milyon yıl önce Kretase Döneminde yaşlı kireç taşlarının faydalanması neticesinde çok dar bir kaynak su ile meydana gelmiştir. 30 metre yükseklikten akmakta olan şelaleyi ortaya çıkaran 200 metre uzunluğunda, 10 metre genişliğindeki göl olan su tünelinin içerisinde el değmemiş doğasıyla sarkıt ve zengin bitki örtüsü bulunmaktadır. Şelalenin karşısındaki ve üstündeki seyir teraslarından bölgeyi kuş bakışı görme şansına da sahip oluyorsunuz. Suyun akışındaki sesin verdiği huzur ile çevresindeki ağaçların dallarında öten kuşların cıvıltıları ile keyfili saatler geçireceğinize şüphe yok.
Burası Neresi? Tarsus ilçesinde yer alan Şahmeran Hamamı, burada en sık duyulan Şahmeran efsanesi ile beraber anılmaktadır. Baş yılan anlamına gelen Şehmeran’ın bir erkeğe aşık olmasından bahsediliyor. Roma Dönemi’nden kalma bir hamam temelinin üzerine Ramazanoğulları tarafından yapıldığı düşünülen hamamın Altından Geçme’nin uzantısı Eski Hamam’ın olduğu yere kadar uzanmaktadır.
Kapının yanındaki kitabede yazılana göre, H. 1290, M. 1873 yılında restore edildiğine dair bilgi verilmektedir. Mahmut paşa Vakfı olarak da bilinen hamamın onarımdan sonra halkın hizmetine açılmıştır. Efsanelere konu olmuş olan Şahmeran burada kesildiği ve duvarlarına kanının sıçradığı için bu ismi almıştır. Mimari planı dört eyvandan meydana gelen Eski Hamam, yapılan çalışmalar ile eski halini kaybetmiştir.
Sıcaklık ve halvet kısımlarından oluşan yapı moloz taşlar kullanılarak yapılmış ve klasik Türk hamamı özellerine sahiptir. İçerisinde; soyunma alanları, ılıklık, sıcaklık ve külhan kısımları bulunuyor olup üzerisi kubbeden oluşmaktadır. Bunun yanı sıra 10 ahşap loca ve ortasında beton ile çevrili olan bir havuz mevcut.
Şahmeran Hikayesi;
Evlenmek isteyen kralın oğlunun evlenmek istediği kızın belden aşağısı yılan şeklindedir. Kız istenmediğini bilmekte olup yılan arkadaşlarına yukarı evlenmeye çıktığını eğer davul sesi duyarlarsa öldüğümü bilin ve burada bulunan tüm insanları öldürün demiştir.
Kral oğlunun üzülmesine dayanamadığı için evliliğe razı gelmiştir. Ancak devlet adamları Şahmeran’a oyun kurarak gelinlerin evlenmeden önce hamama gittiklerini söyleyerek hamama götürmüşlerdir. Ve bu baş yılan göbek taşında kesilerek öldürülmüştür.
Bu nedenle göbek taşı ve duvarlarda kanlar yer alıyor. Kan izleri normal koşullarda sıcak ve zamanla beraber kahverengine dönmesi gerekir. Fakat Şahmeran’ın kanı hala ilk günkü gibi kırmızı bir biçimde duruyor. Dolayısı ile bu da, bu yılanın kanının oldukça özel olduğuna işaret etmektedir. Tarsus’ta oldukça önemli bir simge hali ne dönüşmüş olan bu yılanın resmine çoğu noktada rastlayabilirsiniz.
Burası Neresi? Mersin’e gelip de tantuni yemeden dönmeyi aklınızın ucundan bile geçiremezsiniz! Tantuni tavuk ve et olarak iki şekilde sunuluyor. Özel hazırlanan tandır lavaşının arasındaki leziz küçük etlerin baharat ve soğan ile harmanlanması ile ortaya çıkan lezzetli damaklarınızda bir tat bir tat bırakıyor. Biraz yoğun yağlı ve baharatlı olan bu simgesel yemeği daha hafif bir hale getirmek isterseniz yoğurtlusunu tercih edebilirsiniz.
Dürüm halinde hazırlanan tantuni küçük rulo dilimlere bölerek üzerine yoğurt dökülüyor. Yoğurdun üzerine ise tereyağı ile kırmızı biberin birleşimi olan sos ile servis ediliyor. Yanında soğuk bir tantuni de iyi gider hani. Meşhur bir lezzet olup bu ikiliyi Özkan Tantuni’de denemelisiniz.
Burası Neresi? Bir diğer ünlü lezzet ise meşhur lezzet kerebiç olup çöven otu aroması ile yiyenler bir daha unutamıyor. Oldukça şekerli olduğu düşünülüyor ilk yendiğinde. Krema köpüğü ile sunulan bu tatlı, fıstıklı ve cevizli olarak iki şekilde hazırlanıyor. Kurabiyeyi andıran kerebici, aynı zamanda leziz baklavalaar yiyebileceğiniz Has Develiler Baklavacısı’nda deneyebilirsiniz. Künefesi dillere destan olup şöbiyeti de tadabilirsiniz.
Burası Neresi? 1968 senesinden bu yana aynı ölçüde devam eden hizmet kalitesi ile sevilen restoranlar arasında yerini alan Gündoğdu İskender, sıcak çalışanları ve leziz yemekleri ile gelen müşterilerini büyük bir keyifle ağırlıyor. Kentteki en iyi iskenderi yapma konusunda hayli iddialı olan Gündoğdu’ya gittiğinizde boş masa bulmakta zorlanabilirsiniz. Her seviyeye olan uygun menüsü ile gönülleri cezbedebileceği gibi yanında kıymalı börekleri ile de aklınızı cezbedeceğe benziyor. Yemeklerin yanında sunulan biber turşuları ve salatası da oldukça iştah açıcı.
Burası Neresi? Burada birçok ciğerciyi göreceğinizden hiç şüpheniz olmasın. Ciğer ve kebap konusunda oldukça iyi olan şehir, tek şubesi ile günümüze dek ulaşmayı başarmış. Gelenlerin masasını öyle bir ikramlar ile donatıyorlar ki neredeyse sırf bunlar ile bile memnun olacaksınız. Bunlarda; biberli lavaş ekmekleri mi dersiniz, biberli soğan, mevsim salatası, acılı ezme, sumaklı soğan, köz salata ve ciğer şişler ile mideniz bayram edecek. Eğer ciğer sevmiyorsanız kebap veya tavuk seçeneklerini de tercih edebilirsiniz. Samimi bir ortamda tıka basa ciğer yemek için Ciğerci Yakup’a gelmelisiniz.
Burası Neresi? Çağlar Köy Konağı, Mersinde’de sabah saatlerinde tercih edebileceğiniz en uygun yerlerden biridir. Yöreye özgü olan sıkmayı deneyebileceğiniz bu yerde dilerseniz kahvaltı dilerseniz ise yemek için gelebilirsiniz. Bunun için kişi başı ortalama 25 TL civarında ödeme yapmanız gerekiyor. Hem karnınız doyuyor hemde lezzetli bir öğün ile keyifleniyorsunuz. Menü yelpazesi oldukça geniş olup güler yüzlü şekilde ağırlanacağınızdan şüpheniz olmasın. Aynı zamanda çocuklu kişilerde düşünülmüş ve oynamaları için alanlar oluşturulmuştur.
Burası Neresi? Balık yemeği seviyorsanız burada size hitap eden oldukça güzel manzaraya sahip İzzet’in Balık Yeri bulunuyor. Dalga seslerinin eşlik edeceği mekanda kalamar, balık çeşitleri ve farklı salatalar ile muhteşem bir doyuma ulaşacaksınız. Aynı zamanda denize girmek isterseniz de plajı da mevcut. İsterseniz masanızı kıyıya hazırlatabiliyorsunuz. Sizce de muhteşem değil mi. ? 🙂
Burası Neresi? İçeriğinde havuç, şeker ve kuru yemişin olduğu harikulade birleşimi olan cezerye, ilde en fazla ikram olarak verilen tatlılardan bir tanesidir. Ne lokum ne pestil ne de başka bir şey. Farklı bir tada sahip. Senelerdir cezeryeyi bizlerle buluşturan Cezeryeci Kadir, hem kendine hemde sevdiğiniz kişilere almanız için oldukça uygun bir durak üstelik neredeyse her yerde var. Fıstıklı, sütlü, kivili, fındıklı ve cevizli çeşitlerde üretilen bu ürünün kilosu hemen hemen 25 TL kadardır.
Burası Neresi? Narlıkuyu’da yer alan bu yer müthiş bir deniz manzarasına sahip olan kahvaltı evi, vitamin ve lezzet dolu bir kahvaltı sunuyor bizlere. Masanıza taze taze gelen sıkmalardan tereyağında yapılan omlete kadar leziz bir kahvaltı yelpazesine sahip. Mersin’in her öğün masalarını süsleyen kayakoruğu da yerini alıyor. Kişi başı 25 TL ödeme yaparak güne başlayabilirsiniz.
Burası Neresi? Mersin’e 30 kilometre kadar mesafede yer alan Tarsus’un popüler lezzeti fındık lahmacun ve humusu yoğun olarak yiyebileceğiniz Kervan Humus’a gidebilirsiniz. Pastırmalı humusu deneyebileceğiniz gibi midenize kaç tane yiyebilirsiniz acaba? Bir porsiyon sipariş ederseniz yaklaşık olarak 15 TL ödeme yapmanız gerekiyor.
Burası Neresi? Silifke’de popüler olan etkinliklerden biri olan dalış, iki seçenek sunuyor sizlere. Biri tüp ile olan scuba diving diğeri ise tüpsüz serbest dalış. Dalış öncesi verilen bir uzun süreli olarak ya da tek seferliğe mahsus olacak şekilde eğitim verilmektedir. Eğitimsiz dalış için 125 ile 135 TL arası bir ücret öderken diğeri için ise alacağınız eğitime göre değişmektedir.
Burası Neresi? Şehri gökyüzünden izleyebileceğiniz popüler aktivitelerden biri olan yamaç paraşütü Yenişehir’de ön plana çıkıyor. Merkeze sadece 12 kilometre mesafede yer alan Gelincik Tepesi oldukça elverişli bir ortam sunuyor.
Özgürce havada süzülüp doğayı hissetmek için en uygun şey olan yamaç paraşütü, yıl içerisinde belirli dönemlerinden düzenleniyor. Denizden toplamda 500 metre yükseklikte olan Gelincik Tepesi’nden başlayan paraşüt bu tepenin yamaçlarına kadar inip burada son buluyor.
Burada aynı zamanda piknik de yapabilirsiniz. Oldukça kalabalık olan bu yer, Emirler Köyü sınırlarında yer alıyor olup tepenin kuzey noktası hariç hemen hemen her yerinden uçuş için kalkışlar yapılıyor.
Bunun ücreti ise 100 ile 150 TL arasında değişkenlik gösteriyor. Eğer bu deneyimin kayıt altına alınmasını istiyorsanız GoPro ile fotoğraf ya da video çekilebilir bu da ücret üzerinde farklılık göstermesine neden olmaktadır.
Bunu gerçekleştirebilmeniz için çok iyi biliyor olmanıza veya daha önce hiç yapmamış olmanızda bir sakınca yok. Deneyimli pilotlar size bu uçuşlarda eşlik edecek olup bu sayede bu maceranın keyfini çıkartabileceksiniz.
Seçeceğiniz firma ile iletişime girerek rezervasyon yaptırmalı ve güven içerisinde uçuşunuzu yapabilirsiniz. İlk olarak hava durumunun uygunluğu önemli bir husus olup rüzgarın estiği yön ve yoğunluğu mühim bir konudur.
Mersin’de Yamaç Paraşütü Alanları;
Mevsimin elverişli olması durumunda şehrin pek çok noktasında yapılıyor. İlk yer Mersin’e oldukça yakın bir konumda bulunan 230 metre uzunluğundaki Gelincik Tepesi’nde günün her saati uçuşlar yapılmakta. Diğer bir nokta Aslanköy Yaylacık Tepesi olup toplamda 630 metre kadardır ayrıca pist alanı geniştir. Tarsus Kartaltepe’de en sık tercih edilen yerlerden biridir. Tarsus’a 10 kilometre mesafede yer alıyor olup 90 metre yüksekliktedir. Ayrıca birçok iniş noktaları da mevcuttur. Eğitimler içinde
Burası Neresi? Adrenalini sonuna kadar yaşamak istiyorsanız seçebileceğiniz muhteşem bir etkinlik olan jeep safari ile Mersin’i keşfetmek için oldukça uygun olacaktır. Toros Dağları’nın yamaçlarına kurulu olan kentte doğanın kucağında bir vakit geçirebilirsiniz.
Yılın çoğu gününde ılıman iklim havası hakim olsa da elbette yağışlı günlerin olduğu da aşikar. Eğer jeep safari yapacaksanız bu yağışlı günlerden kaçınmanız gerekiyor. Belediye tarafından toplamda 8 tane parkur yapılmış ve devamlı olarak aktiviteler yapılmaktadır.
Yalnızca doğal ortamlardan meydana gelen safari, tarihi yerler durak olarak seçilmiştir. Bu da rehberler tarafından anlatımlar ile tanıtılıyor. En fazla Silifke-Uzuncaburç-Kırobası-Mavga Kalesi-Dağpazarı -Alahan Manastırı parkuru tercih ediliyor.
Turlar için kişi başı 100 ile 120 TL arasında değişiyor olup seçeceğiniz firma ile iletişime geçerek rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Sabah saat 09:00’da başlayan tur akşam 17:00’de bitiyor. Grup olarak katılım gösterirseniz ve erken rezervasyon yaptırırsanız belirli bir indirim sağlanıyor.
Burası Neresi? 35 kilometre uzunluğa sahip olan Anamur bir diğer adı ile Dragon Çayı, Torosların yamacından Çatalyatak, Yellice ve Kızcağız tepelerinden yeraltı nehri olarak doğmaktadır. Sugözü Köyü’ne yakın bir noktada ilkbahar mevsiminde suyun çıkışını izlemek oldukça eğlenceli. Farklı noktalardan yüzlerce metre yukarı fışkıran suyun çıkardığı seslerde bir o kadar değişik. Kaş, Masat ve Gökçe Derelerine ile kavuşan su bir yatak içerisinden geçerek Akdeniz’e dökülmektedir.
Parkur;
Kano ve nehir kayağı sporu için oldukça uygun olan Anamur Çayı, Kılıç Deresi ile Anamur Çayı’nın birbiri ile iç içe geçtiği alandan parkura başlayarak 10 kilometre güneydeki Alaköprü’de son bulur. Başlangıçtan sonra dere yatağındaki taş ve ağaç köklerine dikkat etmek gerekiyor. 1-2 zorluk derecesi olan çaydaki bazı noktalar suyun yüksekliğinin arttığı zamanlarda 3 zorluk derecesine kadar ulaşıyor.
Burası Neresi? Araçsız tamamen doğa ile iç içe zaman geçirmek için olanağınızın olduğu Mersin’de trekking gün geçtikçe daha da popüler hale gelmektedir. Şehrin Toros Dağları’nın yamaçlarına kurulu olması işleri oldukça kolaylaştıran bir nitelik.
Yürüyüş için doğal bir ortamın oluşması ile kendinizi sonu gelmeyen bir aktivite içerisinde bulabilirsiniz. Merin Belediyesi tarafından yenilenen parkurlar ideal bir ortam yaratıyor olup parkurlar kendi içerisinde ikiye ayrılıyor.
Bu seçenekler şu şekilde ikiye ayrılıyor; doğa içinde baş başa kalmak için bir parkur diğeri ise tarih ile gizemli bir yürüyüş yapmak için bir parkurdur. Bu parkurların uzunlukları 1700 ile 2 bin 200 metre arasında değişiyor.
Aralarda piknik yapabileceğiniz alanlar bulunuyor. en meşhuru Ayva Gediği-Namrun Parkuru olup aynı zamanda kamp yapmak içinde tercih ediliyor. Bu parkur toplamda iki gün kadar sürüyor. Mersin’de yapılacak şeyler listenize eklemenizi tavsiye ederim.
Burası Neresi? Kiteboard adı ile anılan uçurtma sörfü, Türkiye’de gittikçe ünlenen Mersin kıyı kenarındaki inceden esen rüzgarın var olması yeterlidir. Eğer daha önce denemediyseniz çok kısa bir süreçte öğrenerek yapmanız oldukça mümkün. Eğitim merkezi tarafından düzenlenen kurslarda, bir saatlik bir deneme eğitimi veriliyor ve sonrasında sörf yapmaya karar vermek size kalmış bir durum. Temek kurs saatleri 8 saat olup bir bölümü kara bir bölümü ise suda veriliyor. 2 saatlik bir kurs için 100 ile 120 € öderken 4 saatlik için ise 170 – 200 € arasındadır. Fakat denemek için kısa bir süre eğitim alacaksanız 35 – 40 €’dur.
**Sizler için hazırlamış olduğumuz yapılacak listesi burada son buluyor. Yazımızda Mersin’de yapılacak şeyler hakkında elimizden geldiğince bilgi vermeye çalıştık. Sizde deneyim ve önerilerinizi bizimle paylaşırsanız seviniriz. İlginizi çekebileceğini düşündüğümüz diğer yazılar;
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…