Hakkında; Kaz Dağları’nın eteklerine kurulmuş Küçükkuyu, Çanakkale‘nin şirin mi şirin tatil beldesidir. Her sene birçok turisti ağırlayan belde, geçimini balıkçılık ve zeytincilik yaparak sağlamaktadır. Altınoluk ve Assos gibi popüler noktalara olan yakınlığı sebebiyle de tercih edilen Küçükkuyu, Lidya, Pers ve Bergama hakimiyetlerinin ardından Bizans’a geçmiş oradan da Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarına katılmıştır. Kurtuluş Savaşı’nın hemen ardından Çanakkale sınırları içerisinde yer alıp Ayvancık ilçesine bağlanmıştır.
Kaç Günde Gezilir; Küçükkuyu tatil planınız için 2 gün ayırmanız yeterli olacaktır.
Ziyaret İçin En İyi Zaman; Ziyaret için en uygun zaman ilkbahar ve yazları olup sıcaklığın en yüksek ağustos ayında seyrettiğini söyleyebilirim.
Havalimanı/Merkez Ulaşım: Çanakkale Havalimanı’na 90 kilometre uzaklıkta bulunan beldeye, otogardan kalkan otobüs ve dolmuşlarla ulaşım sağlayabilirsiniz.
Ne/Nerede Yenir; Küçükkuyu neyi nerede yiyebileceğinizi öğrenebileceğiniz detaylı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Burası Neresi? Sarıkız Tepesi, Marmara ile Ege’yi ikiye bölen doğal sınır Kaz Dağları’nın 1726 metre yüksekliğindeki tepede bulunur. Eşsiz bir deniz manzarasına ev sahipliği yapan kız heykeli yer alıyor.
Bahsedilen hikayeye göre; Kazdağları’nda yaşan çok güzel bir kız varmış ve bu kızın adı Sarıkız’mış. Bu zavallı kızın güzelliğini çekemeyenler, hakkında kötü yola düştüğüne dair dedikodu çıkartıp yaymışlar ve lanetlemişler. Babası tüm bunların üzerine Sarıkız’ı alarak Kazdağı’nın zirvesine bırakmış. Günlerden bir gün kız dolaşırken bir kaz gelmiş ve ona yumurta vermiş. Yumurtaları saklamış ve günler sonra yavrular çıkıp yumurtadan büyürler.
Kışın yoğun olarak geçtiği bir gün iki yabancı Sarıkız’ın yaşadığı yere sığınmışlar. Kız bu tanrı misafirlerini yedirip içirip kalacak yer vermiş. Dağdan inen bu kişiler köy halkına, dağda ermiş çok güzel bir kız yaşadığını söylemişler. Bu sözler kızın anne ve babasının kulağına kadar gider. Kızlarını özleyen aile sabırsızlanarak soluklarını kızlarının yaşadığı yerde alırlar.
Anne, baba ve kız sevgi ve hasretle kucaklaşmışlar. Babası kızından su istemiş kızı ise hemen şimdi sözlerini mırıldanarak avuçlarından babasına su vermiş. Babası su alameti merak ederek suyu nereden aldığını sorduğunda kızından elimi uzatıp denizden aldım cevabını alınca, Sarkız’ın ermiş olduğunu anlamışlar.
Burası Neresi? Ülkemizde türünün ilk örneği olan Zeytinyağı Fabrika ve Müzesi 2001 senesinde açılmış olup, yılda çok sayıda yerli ve yabancı turisti ağırlamaktadır. Zeytin ve zeytinyağının tarihi o kadar geçmiş zamanlara dayanıyor ki, tüm kutsal kitaplara farklı şekillerde ifade edilmiş. Bu denli köklü sahip olmasına karşın herhangi bir ne yazılı ne görsel hiçbir bilgiye sahip olmaması üzerine Adatepe Zeytinyağı Müzesi’nin açılmasına neden olmuştur.
Neden Gitmeliyim? Küçükkuyu’da bulunan sabunhane binası yenilenerek, bir taraftan zeytinyağı üretimlerine devam edilirken öbür yandan çevre köylerden toplanan zeytin, zeytinyağı ve sabun üretimiyle ilgili çeşitli araç -gereç ve aksesuarlar fabrika binasında siz ziyaretçileri için sergileniyor. Peki neler bu malzemeler; zeytinyağı presleri, zeytin toplama aletleri, taşıma ve saklama kapları, çeşitli folklorik objelerdir. Tüm bunların yanı sıra kültürümüzde yer alan geleneksel sabun yapım kademeleri de açıklamalı olarak anlatılmaktadır.
Kaçırmayın! Bir yandan bilgilendirirken diğer yandan damaklarınıza hitap edilen müzede; üretim aşamaları, saklanması, aktarılması, filtre edilmesi anlatılıyor ve taze köy ekmeği eşliğinde tadım yapıyorsunuz.
Burası Neresi? Küçükkuyu-Assos arasındaki doğallığından bir gram kaybetmemiş Kadırga Koyu, tertermiz berrak suyu ile oldukça etkileyicidir. Hatta öyle ki turizm beldesi olmaya aday bir bölge olduğu düşünülmektedir. Doğallığının korunması adına sit alanı ilan edilmiş. Küçük büyük on dört işletmenin bulunduğu koyda, hiçbiri doğaya zarar verecek nitelikte değildir. Şehrin kargaşasından uzaklaşıp kafanızı dinleyebileceğiniz bir yer. Burada sizi bir tek denizin dalgası ve kuş sesleri rahatsız edebilir. Ona da rahatsızlık denirse tabi. 🙂
Burası Neresi? Afrodit tarafından bulunduğuna inanılan şifalı su dertlerine derman aramaya gelen ziyaretçiler ile dolup taşıyor. Afrodit tarihte ilk güzellik kraliçesi olarak bilinen Afrodit, cüzzam hastalığına yakalanarak dillere destan güzelliğini kaybetmiştir. Bu sebeple Zeus tarafından yanından gönderilir.
İda Dağı’nda dolaşırken bir kurdu ve onun suyun çıktığı mağaraya girdiğini görür. Bu noktadan çıkan 42 derecelik şifalı suda yıkanan Afrodit cüzzamdan kurtularak eski güzelliğine bürünür. Kaplıcaların beş kişilik bir havuzu ile beş tane küvetli banyo odası bulunuyor. Konaklama seçeneğinin bulunduğu kaplıcalarda, çam, zeytin ve meyve ağaçlarının arasında huzura doyabileceğiniz bir tatil geçirebilirsiniz.
Burası Neresi? Oksijene doyacağınız temiz havası, çam ormanları, ırmakları, şelaleleri, bitki türleri, zeytin ağaçları ve çok daha fazlasıyla eşi bulunmaz bir nimettir. Kazdağı’nın binlerce yıllık mitolojik öykülere ev sahipliği yaptığı bilinenler arasındadır. Dünya üzerinde ilk güzellik yarışmasının burada yapıldığı ve Truva savaşlarının bu bölgede meydana geldiği söylenenler arasındadır.
Gerek yer altı gerek yer üstü zenginlikleri ile büyük potansiyel taşıyan Kazdağı, Biga Yarımadası’na adeta can veriyor. Ormanları, yöreye özgü bitki çeşitleri ile yalnızca Türkiye’de değil dünyanın en değerli ekosistemlerinden bir tanesidir.
Toplamda 21,452 hektarlık bir alanı kapsayan Kazdağı Milli Parkı’nın etrafı; Edremit Körfezi, Zeytinli Çayı, Karamenderes Çayı ve Mıhlı Çayı ile çevrelenmiştir. 1994 yılından beri milli park statüsünde olan park, sahip olduğu jeolojik konumu itibariyle farklı bitki türleri, iklimi ve toprağının yapısı sebebiyle devamlı olarak oksijen sirkülasyonu sağlamakta.
Neden Gitmeliyim? Sincaplar karacalar, tavşanlar, domuzlar, ayılar, tilkiler, çakallar, kurtlar ve kuş çeşitleri Kazdağı’nın derinliklerinde yaşamlarını sürdürmektedirler. Doğa tutkunlarının da trekking için severek tercih ettiği noktalar arasında yer aldığını söylemeliyim. Ayrıca kamp için oldukça uygun bir bölge olup kendinizi doğanın kucağına bırakabilirsiniz.
Burası Neresi? Kazdağı Milli Parkı içerisinde yer alan Altınoluk Şahinderesi Kanyonu, dağlardan aldığı çam ve kekik kokulu havayı Edremit Körfezi’ne yayarken denizden aldığı yosun kokusunu da dağlara doğru götürüyor. Çevresinde çeşitli bitki türlerine ve yüzlerce farklı türde hayvanların yaşam alanıdır. 26 metre uzunluğa sahip olup yüksekliği ise yaklaşık olarak 600-700 metrelere kadar çıkmaktadır.
Şayet Şahinderesi Kanyonu’na gelecekseniz Alan Kılavuzu almanızı tavsiye ederim. Zira izinsiz gezmeniz yasak olduğu kadar tehlike de arz edebilir. Kanyonun bazı bölümlerine rehber ile girebiliyorsunuz, tamamına izinsiz giriş yapılmıyor. Dere içerisinde yürürken tahmin edersiniz ki kaygan oluyor, o nedenle buna uygun ayakkabı tercih etmelisiniz. Parkurlar zor olduğundan küçük çocuklar için uygun değil.
Neden Gitmeliyim? Serinlemek için denize girerken, doğa yürüyüşleri ve piknik etkinliklerini de gerçekleştirebilirsiniz. Kanyona girdikten sonra eğer ki araçla geldiyseniz aracınızı bırakarak yaya olarak ilerlemeniz gerekiyor. Kanyona doğru ilerlerken piknik masalarını göreceksiniz. Bazı masalar derenin üzerinde bulunuyor. Dağlardan gelen hava akımından sebep hava bir o kadar serindir. İçerisinde bulunan tuvalet ve su kaynaklarından yararlanabilirsiniz.
Burası Neresi? Kazdağları Milli Parkı içerisinde yer alan Hasan Boğuldu Göleti, yaz dönemlerinde rahat bir nefes almak için bir alan bahşediyor. Dilerseniz buz gibi sulara kendinizi atarak serinleyebileceğiniz bu göletin çevresinde piknik alanları da yer alıyor.
Anlatılan hikayeye göre; Bölgede yaşayan aşiret kızı ile obalı bir genç evlenmek isterler. Ancak törelerin uymaması üzerine töre sınavlarının yapılmasına karar kılınır. Bu da; 40 okkalık tuz çuvalını dağa sırtından hiç indirmeden çıkartmaktır. Aşık genç kızla evlenebilmek için uz çuvalını sırtına aldığı gibi dağa doğru yola koyulur. Sıcaklığın artmasıyla terler ve tuz çuvalı sırtında yaralar açar.
Sevgilisi Emine’ye durmasını söyler ancak genç kız kurallara uyarak yoluna devam eder. Yolun yarısında daha fazla ilerleyemeyeceğini düşünerek kendini orada bulunan gölete bırakır. Böylelikle töre kurallarını yerini getiremez. Hasan’ın yakarışlarını duyan Emine pişman olup geri döner ve sevgilisini aramaya koyulur. Ancak Hasan’dan hiç bir ize rastlayamayan kız ona verdiği yemeni göletin kenarın bulur ve bir ağaca bağlayarak intihar eder.
Kaçırmayın! Efsanede yer alan derenin aktığı yerde suyun hemen kenarlarında piknik masaları bulunuyor. Sütüven Çağlayanı’nın az ilerisindeki doğal kayanın havuza dönüştüğü Hasan Boğuldu; doğası, pınarı, küçük göletleri ve şelalesiyle gelen misafirlerine harika vakit geçirebilecekleri bir piknik alanı sunuyor.
Burası Neresi? Küçükkuyu’nun hayat kaynağı Mıhlı Çayı, gözler önüne serdiği cesur doğal güzelliği ile gezilmesi gereken yerler arasında olmayı hak ediyor. Çaya giden yol üzerinden ilerlediğinizde 5 kilometre sonra Başdeğirmen mıntıkası ünlü bir mesire yeridir. Çayın bereketi toprağa öylesine işlemiş ki, ağaçların sıklığından göğü bile göremiyorsunuz. Rumlardan kalan bir değirmen bulunuyor olup, su yolları ve taşları olduğu gibi yneilenerek günümüze kadar getirilmiş. Ayrıca değirmen yine Roma Dönemi’nden kalma bir köprü ile taçlandırılmış. Az ilerisinde yüzülebilecek bir gölet ve bu gölete şehvetle akan bir şelale bulunuyor.
Burası Neresi? Küçükkuyu’ya 3 kilometre uzaklıkta yer alan Küçükçetmi Köyü, Kazdağları’nın yamacına kurulmuştur. Taş ve ahşap ürünlerin birleşimi ile yapılan evler günümüze dek gelebilmiştir. Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde Oğuz Boyu’ndan bir aile tarafından kuruluğu söylenenler arasındadır. Midilli’den gelen Rumların buraya yerleşmesi ile Türkler ve Rumlar mübadele sürecine kadar iç içe yaşamışlardır. Ancak bu göç sırasında köyde yerli halktan çok az kişi kalmıştır.
Neden Gitmeliyim? Bir yüzünü köye dönen ormanlarda, bahar geldiğinde kuş seslerinin cıvıltıları ile bizlere söylediği şarkıları dinleyebilir, farklı bitki türlerinin oluşturduğu rengarenk görüntünün tadına varabilirsiniz. Kışında havası bir başka güze. Rüzgar ve çam ağaçlarının çıkarttığı ses de kulağa hitap ederek dinginlik veriyor.
Burası Neresi? Hem kültürel hem doğal hemde arkeolojik kalıntılarıyla ön plana çıkan Nusratı Köyü, Kazdağları’nın güneyinde yer alıyor. 15. yüzyılda kurulmuş olup, ilk etapta Musatpınarı mevkiinde oba olarak yaşamış ve sonrasında bugünkü yerleşim alanına gelmiştir. 1516-1517 yıllarında Mısır seferine çıkan Yavuz Sultan Selim’e yöre halkı arasından katılan delikanlı gençler şuan ki konumunun 1 kilometre ötesinde bulunan Musatpınarı mevkiine konaklayarak oba oluştururlar. Köye gelen ziyaretçiler taş evlerde kalabilir, organik pazarlardan alışveriş yapabilirler. Bunun yanında dağcılık ile ilgileniyorsanız tam size göre bir yer olduğunu söylemeliyim.
Burası Neresi? Çanakkale ilinin Ayvacık ilçesine bağlı, oksijen deposu ve tarihi dokusu ile oldukça misafirperver bir köydür. Kral Heracles’ inde yaşamını sürdürdüğü bu köyde Zindan Tepesi olarak anılan bölgede Gargaron Krallığına ait kalıntılar günümüzde hala mevcuttur. Eski bir Rum köyü olmakla birlikte, köydeki caminin yapımı o zamanlar yaşayan Rum ustasına aittir. Köyün geçim kaynağı zeytin hasadının başlamasıyla bölgede şenlikler düzenlenmeye devam etmektedir.
Burası Neresi? Kazdağları’nın yamaçlarında yoğun bitki örtüsüyle deniz olsun dağ olsun birlikte sunduğu Yeşilyurt Köyü, denize 3 kilometre uzaklıkta konumlanıyor. Köyün taş evleri mimari açıdan en önemli örneklerindendir. Senelerden beri süregelen bir birikimin sonucu ile oluşan bu evler son dönemlerde İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerden gelen doğal yaşam yanlısı ailelerin ve hatta yabancıların gözdesi haline gelmiş.
Neden Gitmeliyim? Evlerin yüzeylerini renk renk açan sardunyalar süslüyor. Köyün içerisindeki patika yollar, yürüyüş sevenler için oldukça uygun parkurdur. Şifalı bitkileri, badem ağaçları ile donanmış yamaçları, burnunuza gelen güzel kokulu çiçek ve otlar ile kalp ve astım hastalara için birebir ortam. Köyde bir zamanlar Rumların yaşandığı biliniyor. Meydandaki tarihi caminin ise mimarisi oldukça dikkat çekiyor. Bunun sebebi ise yapımında Yunanlı ustaların çalışmasından kaynaklanıyor. Camiden ziyade kiliseye daha çok benziyor.
Kaçırmayın! Eğer ki burada kalmak isterseniz, taş ev otelleri, butik otelleri ve pansiyonları tercih edebilirsiniz. Pansiyonundan oteline kadar hepsi size muhteşem deneyimler tattıracaktır. Bundan emin olabilirsiniz. Köyde yemek için hangi restoranı tercih ederseniz edin tüm ürünlerin Yeşilyurt ve çevre köylerden elde edilen doğal ürünlerle yapılıyor.
Burası Neresi? Ses, gürültü, kalabalık ve şehrin karmaşasını ardınızda bırakıp, doğanın ve tarihi kültürün iç içe geçtiği Adatepe Köyü’ne doğru rotanızı kırın! Küçükkuyu’ya yaklaşık olarak 3 buçuk kilometre uzaklıktaki köy, Kazdağları’nın yamacında kurulmuştur. Yüksek duvarlı taş evleri ve gölge düşen sokakları ile kendine has özellikleri taşıyor. Tatil beldelerine oldukça yakın olan köy, doğal ve tarihi bakımdan sit alanı olarak koruma altına alınmıştır.
Neden Gitmeliyim? Eski bir Rum Köyü olan Adatepe, koruma altına alındığı için hala aynı görünümünü korumaktadır. İşgal dönemlerinde Rum aileler buraya gelerek yerleşmiş olup, Rum ve Türkler senelerce iç içe beraber yaşamışlardır. Köyün en yaşlıları iki çınar olup, kahvehaneleri le ünlüdür. En dikkat çeken şeylerinden biri de sağlığa yararı olan zeytin sütünün üretim merkezi olmasıdır. Detayı bilgi almak için Hüseyin & Meral Zeytin Evi’ni ziyaret edebilirsiniz. Bölgede bulunan Zeus Altarı’na da gitmeyi ihmal etmeyin derim.
Burası Neresi? İda Dağı’nın eteklerindeki Altınoluk, Balıkesir‘in Edremit ilçesine bağlıdır. Truva ve Dikili arasında Işıklar Sahili olarak adlandırılan bölümde konumlanıyor. Masmavi Ege Denizi, zeytin ağaçları ve havada kekik kokusuyla ben buradayım diyor adeta. İsviçre’deki Alpler’den sonra dünyadaki en yoğun oksijeni bünyesinde barındıran Kazdağları ve Altınoluk, yeşili her daim yeşildir. Kaynak suları ile ön plana çıkan bölge, Altınoluk’un çeşmelerinden sağlıklı ve tertemiz suların akmasına olanak sağlıyor.
Neden Gitmeliyim? Yalnızca doğasıyla değil tarihi ile de adından söz ettiren Altınoluk, en eski yerleşim alanı Papazlık tepede yer alıyor. Altınoluk Abdullah Efendi Konağı, Zeytinli Çay Bahçesi, Sarıkız Tepesi, Şıp Şıp Dede gibi gezilecek çok yer mevcut. Altınoluk’a yakın bir tepede yer alan Antandros Antik Kenti, bir kale ve onu çevreleyen mezarlıklardan meydana gelmektedir. Hemen yakınındaki mevki olan Güre Köyü, şifalı kaplıcaları ile oldukça ünlü olup, dikkatleri üzerine çekiyor. Çok sayıda termal ve spa merkezi bulunuyor bölgede.
Altınoluk’un yamaçlarında bulunan Şahinderesi, beldeyi tepeden gören ve tertemiz kaynak suyuna sahip olup sık ağaçlara sahip bir piknik alanıdır. Burada konaklama ve restoran hizmetleri de bulunuyor. Pınarbaşı, Altınoluk’a 11 kilometre uzaklıkta yer alıyor olup Gire Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Popüler bir piknik alanı olup, buz gibi akan suyu ve serinlettiği havası ile yaz aylarında sıkla tercih edilen mekanlardan biridir. İçerisinde Alabalık tesisi de mevcuttur.
Ege’nin başlangıç noktası olan Küçükkuyu’nın etrafında gezebileceğiniz; Assos, Truva, Bergama gibi tarihi kentler yer alıyor. Mimari açıdan büyük öneme sahip taş evleri ile Yeşilyurt Köyü, arkasını dağlara yaslamış yüzünü denize dönmüş Adatepe Köyü’ne yakın Zeus Altarı, Afrodit Kaplıcaları ile Başdeğirmen bölgesi gezmeniz gereken yerler arasında bulunuyor. Beldenin tarihine keyifli bir yolculuk yapmak ve önemli noktaları hakkında bilgi sahibi olmak için Küçükkuyu tarihi yerler yazımıza göz atabilirsiniz.
Genellikle ailelerin tercih ettiği bir nokta haline gelen tatil beldesinin gece hayatı diğer büyük tatil beldeleri kadar gelişmiş değildir. Tabi burayı özel kılan şeylerden bir özelliği de bu olsa gerek. Kafe, bar ve çay bahçeleri gün boyu açık olup, bunların yanı sıra beach club, restoranlar ve barları ile eğlenceli vakit geçirmenize olanak sağlıyor. Mekanlar hakkında detaylı bilgi için buyurun Küçükkuyu gece hayatı yazımıza.
Cuma günleri kurulan Küçükkuyu pazarından; zeytin, zeytinyağı, ev yapımı sabun, baharat ve el işi ürünlerinden satın alabilirsiniz. Yol üzerinde yöreye ait ünlü halı ve kilimleri satan dükkanlarda yer alıyor.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…