Konya hakkında: Yüzölçümü açısından Türkiye’nin en büyük şehri olan Konya, Orta Anadolu Bölgesi’nde yer almaktadır. Sahip olduğu tarihi, geleneksel ve kültürel zenginlikleriyle Türkiye’nin en köklü şehirlerinden biridir. Konya, Anadolu Selçukluları’na ve Karamanoğulları’na başkentlik yapmış olmasının yanı sıra Hz. Mevlana ile özdeşleşmiş bir şehirdir.
Evrensel bir değer olan Hz. Mevlana’nın türbesi burada bulunmakta olup, her yıl Şeb-i Arus Törenleri en kapsamlı şekliyle Konya’da düzenlenir. Yalnızca Hz. Mevlana’yı Anma Törenleri için her yıl, yurt içinde ve yurt dışından milyonlarca turist Konya’ya akın etmektedir.
Bunların yanı sıra bu kadim şehir; Etli ekmek, Mevlana Böreği, Recai Böreği, Konya Pilavı, Bamya Çorbası, Fırın Kebabı ve Tirit gibi yöresel lezzetleriyle de oldukça meşhurdur. Tarihi zenginlikleri ve doğal güzellikleriyle ülkemizin en turistik kentlerinden biri olan Konya’da yapılacak şeyler de oldukça fazla! Öğrenmek için sayfayı kaydırın…
Kullanılan kartlar:
Şehir içi ulaşım: Konya şehir içi ulaşım ağı oldukça gelişmiştir. Şehir içi ulaşımda genellikle otobüs, minibüs ve tramvay gibi toplu taşıma vasıtaları kullanılmaktadır. 25 kilometrelik uzunluğa sahip olan tramvay iki farklı hattıyla şehrin en çok tercih edilen toplu taşıma vasıtasıdır. Tramvayın birinci hattı,
Selçuk Üniversitesi’nden başlayıp Alaeddin’de sona erip 05.40 – 00.35 saatleri arasında hizmet verirken; ikinci hat Alaaddin – Adliye güzergahı arasında saat 06.00 – 00.25 arasında hizmet vermektedir. Toplu taşıma vasıtalarından yararlanmak için elektronik biniş kartı olan ElKart satın alıp indirimlerden yararlanabilir veya temassız kredi kartları ile ödeme yapabilirsiniz.
İkonik gezi noktaları: Konya’da gezilecek yerlerin sayısı oldukça fazla. Lakin ikonik gezi noktalarını sıralayacak olursak: Mevlana Celaleddin Rumi Türbesi, Şems-i Tebrizi Camii ve Türbesi, Aziziye Camii, Alaaddin Tepesi, Karatay Medresesi ve Çini Eserler Müzesi, Eşrefoğlu Camii, Kilistra Antik Kenti, Çatalhöyük Neolitik Kenti, Meram Bağları, İnce Minerali Medrese, Sille ve Beyşehir Gölü gibi pek çok yeri ekleyebiliriz. Tüm bu yerlerle ve daha fazlasıyla ilgili detaylı bilgi almak için tıklayın: Konya Gezilecek Yerler | En Güzel 58 Yer (Detaylı)
Pazar günü ne yapılır?
Konya’da Pazar gününüze mükellef bir yöresel kahvaltı sofrasıyla başlayabilirsiniz. Tabi ki kahvaltının olmazsa olmazı Mevlana böreğinin tadına bakmayı unutmayın! Sonrasında, şehrin merkezini dolaşarak keşfedebilirsiniz. Şehir merkezinde öncelikli keşif noktanız Mevlana Meydanı olmalı.
Burada bulunan Mevlana Müzesi’ni ziyaret edip, Mevlana Türbesi’nde dua edebilirsiniz. Sonrasında Mevlana Kültür Merkezi’nde muhteşem bir sema gösterisi izleyebilirsiniz. Gezinizi tamamladıktan sonra Konya’nın tarihi çarşılarında alışveriş turuna çıkarak, kendinize ya da yakınlarınıza sembolik bir Konya hatırası gibi hediyeler alabilirsiniz.
Tüm bunların yanı sıra şehirdeki müzeleri teker teker dolaşarak, Konya’nın tarihi, kültürü ve gelenekleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Pazar gününüzü dilerseniz şehrin cennet köşelerinden biri olan Meram Bağları’nda doğayla baş başa geçirip, huzur bulabilirsiniz.
Bir günde ne yapılır?
Konya’da bir gün içerisinde tarihi bir tura çıkmaya ne dersiniz? Öncelikle Çatalhöyük Neolitik Kenti’ne gitmelisiniz. Dünyanın en eski yerleşimlerinden biri olan Çatalhöyük’e bayılacağınızdan emin olabilirsiniz. Bunun yanı sıra Konya’nın peri bacalarını yakından görmek ve birbirinden harika fotoğraflar çekmek için Kilistra Antik Kenti’ne gitmelisiniz.
Tarih turunu tamamlamak için ”İnce Minareli Medrese, Mevlana Celaleddin Rumi Türbesi, Aziziye Camii, Şems-i Tebrizi Camii ve Türbesi, Karatay Medresesi ve Çini Eserler Müzesi, Eşrefoğlu Camii, Kilistra Antik Kenti, Çatalhöyük, Konya Selimiye Camii, Alaeddin Camii, Tarihi Sille Köyü ve Nasreddin Hoca Türbesi” gibi önemli yerlere de mutlaka uğramalısınız. Bunun için Konya’da makul ücretler karşılığında üstü açık otobüslerle veya normal minibüslerle gerçekleştirilen şehir turlarına katılabilirsiniz.
Burası Neresi? Mevlana Celaleddin Rumi, tüm dünyayı etkilemeyi başarmış bir şair, fakih, âlim, ilahiyatçı ve sufi mutasavvıftır. Yaşamının büyük bir kısmını Konya’da geçirmiş olan Mevlana, zamanla şehrin en önemli simgesi haline gelmiştir.
Konya’nın en değerli alimi olan Mevlana’nın etkisi, bugün bile şehrin dört bir tarafında hissedilir. Mevlana, hoşgörü ve sevginin bir temsilcisi olarak, Rabbine duyduğu aşk ile ön plana çıkmış bir alimdir.
Neden Gitmeliyim? Konya’da, şuan Mevlana’nın adı verilen bir meydan ve meydan içerisinde Mevlana Müzesi yer almaktadır. Mevlana Müzesi, önceleri Mevlâna’nın dergâhı olan yapı kompleksinde, 1926 yılından bu yana faaliyet göstermektedir.
Müze binasının bulunduğu komplekste Mevlana’ya ait türbe de yer aldığı için söz konusu müze, Mevlana Türbesi olarak da anılır. Mevlana Dergahı, Selçuklu Sarayı’nın Gül Bahçesi iken, Sultan Alâeddin Keykubad tarafından Mevlana’nın babası Sultanü’l – Ulema Bahaeddin Veled’e hediye edilmiştir.
Gül bahçesine defnedilen ilk kişi de Mevlana’nın babası, Sultanü’l-Ulema olmuştur. Sultanü’l – Ulema’nın defninden bir süre sonra kendisini seven ve takip edenler, Mevlana’ya müracaat ederek babasının mezarının üzerine bir türbe inşa etmeyi teklif etmişler lakin reddedilmişlerdir. Mevlana’nın “Gök kubbeden daha iyi türbe mi olur?” diyerek bu teklifi geri çevirdiği çeşitli kaynaklarda da geçmektedir.
Mevlana, 17 Aralık 1273 yılında vefat edince aynı teklif oğlu Sultan Veled’e de götürülmüş ve kabul görmüştür. Sultan Veled, Mevlana’nın mezarı üzerine türbe yaptırmayı kabul ettikten sonra, “Kubbe-i Hadra” (Yeşil Kubbe) adı verilen türbe, 130 bin Selçukî dirhemi karşılığında, dört fil ayağı üzerine, Mimar Tebrizli Bedrettin’e yaptırılmıştır.
Türbenin inşası çeşitli eklemelerle 19. yüzyılın sonuna kadar devam etmiştir. Müze alanı bahçesi ile birlikte 6500 metrekarelik bir alandan oluşup; Gül Bahçesi olarak düzenlenen bölümlerle birlikte 18 bin metrekarelik geniş bir alana yayılmaktadır.
Müzede, Mevlana ve Mevleviliğe dair eserler ile birlikte el yazması kitaplar, levhalar, kandiller ve musiki âletleri gibi pek çok değerli parça sergilenmektedir. Ayrıca müzenin bir parçası olan ihtisas kütüphanesinde, Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemlerine ait 2 bin 756 cilt içinde 4 binin üzerinde el yazması eser yer almaktadır.
Mevlana Müzesi’nin en kıymetlileri arasında; Mevlana’nın Sandukası, Puşide (Mevlana’nın Mezar Örtüsü), Mevlana’nın vefatından beş yıl sonra yazılmış olan Mesnevî nüshası Nüsha-i Kadim ve İlhanlı Hükümdarı Ebu Saîd Bahadır Hân tarafından 1327 yılında bronz üzerine gümüş ve altın kakma tekniğinde yaptırılıp dergaha hediye edilen Nisan Tası gibi daha pek çok önemli parça bulunmaktadır.
Konya’nın en meşhur yerlerinden biri olan Mevlana Müzesi’ni ve meydanını sizler de mutlaka görün!
Burası Neresi? Konya’da yapılacak şeylerden biri de müze turuna çıkmaktır. Şehirdeki müzelerin kimi ücretli olarak hizmet verirken; kimi ücretsiz olarak gezilebilmektedir. Konya’nın kültür varlığını, tarihini, geleneklerini, göreneklerini ve yöresel yaşayışını çeşitli belge ve eserlerle öğrenmek için her bir müzeye gidilmelidir.
Kaçırmayın! Konya’da ücretsiz giriş yapıp gezebileceğiniz müzeler arasında; Atatürk Evi Müzesi, Akşehir Batı Cephesi Karargahı Müzesi, Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi ile Sille Zaman Müzesi yer almaktadır.
Her biri kendi içinde önemli farklı değerlere sahip olan bu müzeleri gezip, dolaşarak Konya’ya dair merak ettiğiniz ne varsa, öğrenebilirsiniz. Adı geçen müzelerin iletişim ve ulaşım bilgileri sizlere kolaylık sağlamak amacıyla aşağıda verilmiştir.
Atatürk Evi Müzesi:
Akşehir Batı Cephesi Karargahı Müzesi:
Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi:
Zaman Müzesi:
Burası Neresi? Mevlana Müzesi’ne yaklaşık bir kilometre uzaklıkta yer alan Mevlana Kültür Merkezi, tarihi Üçler Mezarlığı’nın hemen yanında konumlanıyor. Konya’da düzenlenecek olan tüm programları karşılayacak büyüklüğe ve niteliğe sahip olan kültür merkezi, 100 bin metrekarelik geniş bir alana yayılıyor.
Neden Gitmeliyim? Kültür merkezinin içinde; kapalı ve açık olmak üzere iki Semahane (ihtifal salonu), fuaye, sergi salonları, kafeterya, Kütüphane, araştırma merkezi, kongre ve gösteri salonları gibi pek çok alan bulunuyor. Mevlana Kültür Merkezi, her yıl Aralık ayında gerçekleştirilen Mevlana Celaleddin Rumi’yi anma törenlerinin artık dünyanın en büyük kandili altında yapılmasına imkan tanıyor.
Konya’nın kültür ve turizm hayatına yeni bir soluk getiren Mevlana Kültür Merkezi, yılın her döneminde kültürel aktivitelerin kalbi durumunda! Dolayısıyla Konya’da yapılacak şeyler arasında ilk sıralarda bu nitelikli kültür merkezi yer alıyor.
Çetin kış koşullarına rağmen inşası rekor bir süre ile 100 günde tamamlanan Mevlana Kültür Merkezi, 2004’ten bu yana ‘Gel!’ çağrısına kulak vererek dünyanın dört bir tarafından Konya’ya gelen Hazret-i Mevlana dostlarını ağırlamaya devam ediyor.
8 blokta 3 bin kişi kapasiteli dünyanın en büyük Kapalı Sema Salonu’na ev sahipliği yapan merkezde, Mevlana ve Konya İhtisas Kütüphanesi, 600 kişilik Sultan Veled Salonu ile 400 araçlık otopark bulunuyor. Merkezin semahanesinde, hemen her gün sema duası edilip; sema duası ücretsiz olarak izlenebiliyor.
Kaçırmayın! Bunun yanı sıra kültür merkezi içerisinde oldukça nitelikli bir kütüphane bulunuyor. Mevlana ve Konya İhtisas Kütüphanesi; Konya Kitapları, Mevlana Kitapları ve Mehmet Ali Uz Kitaplığı olarak üç ana bölümden oluşuyor.
Konya Kitapları bölümünde yaklaşık 1000 adet kitap bulunmakta olup; Mevlana Kitapları bölümü Mevlana, Mevlevilik, Sufizm ve Tasavvuf gibi konularla ilgili 1200 civarında Türkçe ve yabancı dilde esere ev sahipliği yapıyor.
Mehmet Ali Uz Kitaplığı ve arşivinde ise 3 bin kitap yer alıyor. 300 metrekarelik kapalı bir alan üzerine kurulmuş olan kütüphanede, ayrıca 60 kişilik okuma ve çalışma salonu mevcut.
Burası Neresi? Çatalhöyük, Neolitik Dönem’e ait en eski yerleşimlerden biridir. 1960’lı yıllardan beri devam eden kazılar neticesinde ortaya çıkartılan kentin, M.Ö. 9000’li yıllara tarihlenen ve yoğun şekilde kullanılmış bir Neolitik (Yeni taş çağı) yerleşim yeri olduğu saptanmıştır.
1958 tarihinde keşfedilen Çatalhöyük Neolitik Kenti, 2012 yılı itibarı ile UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmiştir. Bu nedenle Türkiye’nin tarihi varlığı açısından oldukça değerlidir.
Neden Gitmeliyim? Konya’nın Çumra ilçesinde yer alan Çatalhöyük’teki arkeolojik kazı çalışmaları günümüzde de hala devam etmektedir. Batı Höyük ve Doğu Höyük olmak üzere iki ana höyükten oluşan kentte, o dönemler yaşayan insanların hayatlarını derinlemesine anlamak ve anlatmak adına dünyanın pek çok ülkesinden gelen uzmanlardan oluşan bir ekip kapsamlı olarak çalışmaya devam etmektedir.
Söz konusu antik kent, ilk ev mimarisi, ana tanrıça kültü, ilk manzara resmi gibi özgün buluntuları ve inanç eserleriyle insanlık tarihine ışık tuttuğu için de fazlasıyla değerlidir. Kentteki en eski buluntular MÖ 7400 yıllarına tarihlenmektedir. Medeniyetin ve ziraatın temellerini anlama açısından uluslararası bir anahtar niteliği taşıyan Çatalhöyük’ün mimarisi oldukça ilgi çekicidir.
İçerisinde 8 binin üzerinde insanın yaşadığı kabul edilen Çatalhöyük, neolitik yerleşimin genişliği, oluşturduğu güçlü sanat ve kültür geleneğiyle, günümüzde kültür turizmi anlamında cazip bir merkezidir. Kenti diğer yerleşimlerden ayıran en temek özelliği, bir köy vasfından çıkıp kentleşme evresine geçmiş olmasıdır.
Çalışmalar sonucunda, kentte yaşayan bir ailenin evdeki yaşam süresi bittiğinde evin toprakla doldurulduğu ve üzerine yenisinin yapıldığı saptanmıştır. Bu geleneğin sürerek devam etmesi de günümüzde 21 metre yüksekliğe sahip höyüğü oluşturmuştur. Höyük içinde ise kerpiç, ağaç ve kamıştan yapılmış olan 18 yapı katı açığa çıkarılmıştır.
Bir oda ve bir depodan oluşan tek katlı bu evlerin en dikkat çekici özellikleri, duvarlarında bulunan sarı, kırmızı ve siyah tonlarda resimlerle bitlikte kil ile konserve edilerek, sıkıştırılıp duvarlara aplike edildiği anlaşılan orijinal boğa, koç ve geyik başlarıdır.
Çatalhöyük Neolitik Kenti’ndeki en önemli buluntulardan biri de yüksek kabartma şeklindeki ana tanrıça motifleridir. Söz konusu motifler, o dönemde dini inançların güçlü bir tanrıça etrafında şekillendiğini ve yapılan eserlerin de tanrısal dişiliğe duyulan saygının izleri olduğunu göstermektedir.
Ayrıca bir diğer önemli unsur olarak; Çatalhöyük’ün yerleşim tarzının ve kent planının eşitlik ideallerini yansıttığı düşünülmektedir. Konya il merkezinin 52 km güneydoğusunda, Hasan Dağı’na yaklaşık 136 kilometre mesafede, Çumra ilçesinin 11 km kuzeyindeki Konya Ovası’na hakim buğdaylık arazide yer alan Çatalhöyük, mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri!
Burası Neresi? Konya, sahip olduğu tarihi ve kültürel zenginlikle Türkiye’nin en köklü şehirlerinden biridir. Yalnızca Türkiye’de değil; Dünya’nın da en eski yerleşimlerinden biri olan Konya, verimli toprakları, muazzam doğası ile en eski dönemlerden bu yana insanlığın yerleşmek için tercih ettiği kentlerden olmuştur.
UNESCO Dünya Mirasları arasında yer alan Çatalhöyük Neolitik Kenti’ne ev sahipliği yapması açısında da oldukça değerli bir şehir olan Konya, tarihte, Anadolu Selçukluları’na ve Karamanoğulları’na başkentlik yapmıştır.
Neden Gitmeliyim? Konya, Hititlerden, Friglere, Lidyalılardan, Perslere, Roma İmparatorluğu’ndan Bizans’a, Selçuklu Devleti’nden, Osmanlı İmparatorluğu’na kadar pek çok medeniyete kucak açmıştır. Bu durum şehrin hem kültürel hem de tarihi anlamda zengin ve renkli bir çeşitliliğe sahip olmasını sağlamıştır.
Dolayısıyla Konya’da gezip görülecek pek çok tarihi yapı sizleri bekliyor. Türbelerden, kalelere, müzelerden ören yerlerine, höyüklerden, tarihi camilere kadar pek çok yapının mutlaka görülmesi gerekiyor.
Bunlar arasında özellikle; İnce Minareli Medrese, Mevlana Celaleddin Rumi Türbesi, Aziziye Camii, Şems-i Tebrizi Camii ve Türbesi, Karatay Medresesi ve Çini Eserler Müzesi, Eşrefoğlu Camii, Kilistra Antik Kenti, Çatalhöyük, Konya Selimiye Camii, Alaeddin Camii, Tarihi Sille Köyü ve Nasreddin Hoca Türbesi öne çıkıyor.
Tüm bu yerlerle ve daha fazlasıyla ilgili detaylı bilgi almak için ”Konya Tarihi Yerleri | 19 Tarihi Nokta” başlıklı yazımızı mutlaka okuyun! Ayrıca sizlere kolaylık sağlamak adına adı geçen tarihi yerlerin bir kısmının iletişim ve ulaşım bilgileri aşağıda verilmiştir:
İnce Minerali Medresesi Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi:
Mevlana Celaleddin Rumi Türbesi:
Şems-i Tebrizi Camii ve Türbesi:
Karatay Medresesi ve Çini Eserler Müzesi:
Burası Neresi? Konya’da ne yapılır, sorusunun bir cevabı da hiç şüphesiz birbirinden farklı ve ilginç konseptlere sahip parklarda dolaşmak olacaktır. Zira şehirdeki parkların her biri kendi içinde değişik ve farklı özelliklere sahip!
Neden Gitmeliyim? Konya’da gezip görmeniz gereken parkların arasında; Kyoto Japon Parkı, Karaaslan Hamidi Parkı, Kültür Park, Piri Reis Parkı, Nene Hatun Parkı, Kozağaç Parkı, Türk Yıldızları Parkı, Ecdat Parkı ve Kanyon Parkı ilgi çekici özellikleriyle öne çıkıyor. Parkların çoğu ücretsiz olarak gezilebiliyor.
Konya, 2010 yılından bu yana Türkiye’nin en büyük Japon bahçesine ev sahipliği yapıyor. Kyoto Japon Parkı olarak adlandırılan bu parkın, Konya ile Japonya‘nın Kyoto şehri arasında kardeşlik ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla inşa edildiği biliniyor. Yemyeşil doğası ve güzel manzarası ile ziyaretçilerini büyüleyen Japon Parkı, farklı bir dünyanın kapılarını aralıyor.
36 bin metrekarelik geniş bir alana yayılan parkta, bir gölet, ahşap ve taş köprüler, Japon bahçesi, küçük adalar, doğal tepeler, kamelyalar, seyir terasları, taş fenerler, bambu su oyunları, kuru bahçe, Japon ağaçları ve bitkileri, Japon mimarisiyle inşa edilmiş üç kapı ve bir çay evi bulunuyor.
Rengarenk çiçekler ve yemyeşil ağaçlarla dolu olan bu park, hafta sonları, düğün fotoğrafçıları ve evlenmek üzere olan çiftler başta olmak üzere müthiş bir kalabalığı evinde ağırlıyor.
Karaaslan Hamidi Parkı:
Kültür Park:
Piri Reis Parkı:
Nene Hatun Parkı:
Kozağaç Parkı:
Türk Yıldızları Parkı:
Kanyon Parkı:
Burası Neresi? Yüz ölçümü açısından Türkiye’nin en büyük ili olan Konya, Orta Anadolu’da geniş bir havza üzerinde yer alıyor. Ankara, Aksaray, Niğde, Mersin, Karaman, Antalya, Isparta, Afyon ve Eskişehir ile komşu olan Konya, konum itibariyle pek çok göl sınırını da içerisinde barındırıyor.
Neden Gitmeliyim? Konya’da sınırı olan veya tamamen içinde bulunan göller; Meke Gölü, Tuz Gölü, Beyşehir Gölü, Akşehir Gölü, Obruk Gölü, Suğla Gölü, Ilgın (Çavuşçu) Gölü, Düden Gölü, Acıgöl, Bolluk Gölü, Meke Krater Gölü ve Sarıot Gölü‘nden oluşuyor.
Bu göller arasında en meşhur olanı hiç şüphesiz Ankara, Konya ve Aksaray sınırının kesiştiği yerde yer alan Tuz Gölü’dür. Türkiye’nin en büyük ikinci gölü olan Tuz Gölü, aynı zamanda dünyanın en tuzlu göllerinden biridir. Zira göldeki tuz oranı %37’nin üzerindedir.
A sınıfı bir sulak alana sahip olan Tuz Gölü kuş varlığı yönünden de ülkemizdeki en zengin göllerindendir. Bölgede 85 kuş türü, 4’ü endemik 129 böcek türü, 15 memeli türü ve 38 endemik bitki türü yaşamaktadır. Doğal yaşam açısından da önem arz eden Tuz Gölü, I. Derece SİT Alanı olarak koruma altına alınmıştır.
Yaz aylarında suyu yok denecek kadar azalan gölde, yüzmek veya sandalla gezmek pek mümkün değil; bir kıyıdan diğerine yürümek ve bol bol fotoğraf çekmek için burası oldukça uygun!
Dolayısıyla Konya’da yapılacak şeyler denildiğinde akla ilk gelenlerden birinin Tuz Gölü’nü ziyaret etmek olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Tabi ki gelmişken diğer gölleri de görmeyi unutmayın! Anadolu’nun gökyüzü aynası olarak anılan Tuz Gölü efsanesi ile de oldukça meşhur. Tuz Gölü efsanesi ise şöyle:
”Efsaneye göre şimdi ki Tuz Gölü’nün bulunduğu yerde, çok eskiden kötü ve cimri yaşlı bir kadına ait verimli büyük bir bağlık varmış. Bir gün yaşlı bir derviş, yolunun üzerindeki bu bağı görmüş. Bağın yanındaki kulübede çıkrıkla iplik saran yaşlı bir kadın oturmaktaymış.
Çok susayıp acıktığından yaşlı kadından bir salkım üzüm istemiş. Ancak yaşlı kadın da ona üzüm vermemek için “Bu yıl bağım kurudu hiç üzüm vermedi.” diyerek yalan söylemiş. Kadının bu hareketine kızan derviş, tekkeye taraf yürürken ona “inşallah tuz ile buz olasın! Gelip geçen seni taşlasın da hayır yüzü görmeyesin!” diye beddua etmiş.
Yaşlı kadın o anda elindeki çıkrıkla taş kesilmiş, bağ ise tuz gölüne dönüşmüş. Yakın geçmişimizde Hala Sultan Tekkesi’ni ziyaret edenlerin yoldan geçerken taş kesilen bu koca karıyı taşlamaları adetten olmuş.”
Meke Gölü:
Obruk Gölü:
Beyşehir Gölü:
Tuz Gölü:
Burası Neresi? Konya’da ücretsiz gezebileceğiniz müzelerin yanında, girişi ücretli olan nitelikli müzeler de bulunuyor. Bunlar arasında özellikle; Konya Bilim Merkezi, İnce Minare Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi ile Karatay Medresesi ve Çini Eserler Müzesi öne çıkıyor.
Neden Gitmeliyim? Konya Bilim Merkezi, yıl boyu ev sahipliği yaptığı geçici ve kalıcı sergiler ile atölye çalışmaları gibi etkinleriyle dikkat çekiyor. Merkezdeki sergilerin bir kısmı; Bilimin Sultanları, Vücudumuz, Dünyamız, Evrenimiz, Yeni Ufuklar, Temel Adımlar ve Açık Hava sergilerinden oluşuyor.
Atölye ve laboratuvarlarda ise; Yaşam Laboratuvarı, Matematik ve Teknoloji Laboratuvarı, Fizik Laboratuvarı, Tasarım Atölyesi, Meraklı Minik Mucitler, Atık Kazanı, Prof. Dr. Aziz Sancar Laboratuvarı, Temel Adımlar Laboratuvarı, Robot Arena ve Bilim Gösterileri gibi etkinlik ve alanlar bulunuyor.
Ayrıca Bilim Merkezi içinde; güneşin, yıldızların, gezegenlerin ve diğer gök cisimlerinin yapay görüntüsünün özel bir yansıtıcı yardımıyla kubbe şeklindeki tavana yansıtıldığı Planetaryum salonu bulunuyor.
Planetaryum’da, ”Görünmeyen Dünyanın Gizemi, Dinamik Dünya, Ağaçların Yaşamı, Ay’a Dönüş, Uzay ve Dönüşü, Astronot ve Kelebeklerin Uçuşu” gibi özel konularla ilgili gösterimler yer alıyor.
İnce Minare Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi’nde; Selçuklu ve Karamanoğlu Devrine ait taş ve mermer üzerine oyma tekniği ile yazılmış inşa ve tamir kitabeleri, ahşap tavan göbeği örnekleri ve mermer üzerine işlenmiş mezar şahidesi ve sandukalar, Konya Kalesi’ne ait yüksek kabartma rölyefler, çeşitli ahşap malzemeye oyma tekniği ile yapılmış geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiş kapı ve pencere kanatları sergileniyor.
Karatay Çini Eserler Müzesi’nde ise; Selçuklu Dönemine ait çini kalıntıları, Selçuklu ve Osmanlı Dönemine ait seramikler, Selçuklu Dönemine ait cam tabak, çini parçaları, Beyşehir Eşrefoğlu Camii’ne ait tavan göbekleri ve Osmanlı Dönemine ait seramikler teşhir ediliyor.
Konya Bilim Merkezi:
İnce Minare Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi:
Karatay Medresesi ve Çini Eserler Müzesi:
Burası Neresi? Konya’da Valide Sultan Hamamı, Meram Hamamı ve Ilgın Kaplıcaları gibi gidip, dinlenebileceğiniz hamam ve kaplıcalar bulunuyor. Kimi tarihi yapısıyla kimi de şifasıyla meşhur olan bu yerleri gidip, görmek Konya’da yapılması gereken şeyler arasında başta geliyor.
Neden Gitmeliyim? 16. yüzyılda, Sultan II. Selim Külliyesi ile aynı zaman da inşa edilmiş olan Valide Sultan Hamamı içerisinde; soyunma, sıcaklık ve ılık bölümleri yer alıyor. Miladi 1424 yılında Hacı Hasbey oğlu Mehmet adlı bir hayırsever tarafından, Meram Köprüsü’nün hemen yanına yaptırılan Meram Hamamı, kadın ve erkek olmak üzere iki ayrı kısma ayrılıp; soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden oluşuyor.
Kaçırmayın! Potasyum, magnezyum, amonyum, kalsiyum, sodyum, demir, klorür, alüminyum, nitrat, sülfat ve hidrokarbonat açısından oldukça zengin sulara sahip olan Ilgın Kaplıcaları’nın ise egzama, cüzzam, felç, sinir, akciğer iltihaplanmaları, böbrek, idrar yolları ve kadın hastalıkları gibi rahatsızlıklara iyi geldiği söyleniyor.
Üstelik Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde Selçuklu sultanı Alaeddin Keykubat’ın romatizma hastalığı için Ilgın Kaplıcaları’na geldiği ve bu kaplıca sayesinde şifa bulduğu anlatılıyor.
Ilgın Kaplıcaları:
Meram Hamamı:
Valide Sultan Hamamı:
Burası Neresi? Konya, sahip olduğu mağaralarla da dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Zira Türkiye’nin en büyük mağarası olan Tınaztepe Mağarası, Konya’nın Seydişehir ilçesinde yer alıyor.
Aynı zamanda Dünya’nın en büyük üçüncü mağarası olan Tınaztepe dışında da şehirde gezip görülecek pek çok mağara bulunuyor. Tınaztepe Mağarası başta olmak üzere ”Güvercinlik Mağarası, İnbaşı Mağarası, Yerköprü Mağarası ve Körükini Mağarası” Konya’da görmeniz gereken yerlerin başında geliyor.
Neden Gitmeliyim? Konya – Antalya Karayolu’nun Toros Dağları üzerindeki geçişinde yer alan Tınaztepe Mağarası, 1968 yılında, ilk kez Fransız bilim insanı Michel Bakalowichz tarafından keşfedilmiştir. Dünyanın en uzun mağaralarından biri olan Tınaztepe’nin toplam uzunluğu 22 kilometredir.
Lakin bunun gezilebilen kısmı yalnızca 1580 metreden oluşmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucu mağaranın yaklaşık 230 milyon yıl gibi uzun bir süreçte oluştuğu saptanmıştır. Mağarayı keşfeden M. Bakalowichz, aynı zamanda mağara içerisinde tıbbi bir araştırma gerçekleştirmiş ve bunun sonucunda mağaranın astım hastalığı için doğal bir tedavi ortamına sahip olduğunu belirtmiştir.
Kaçırmayın! İçerisinde bulunan sarkıt, dikit ve damlataş gibi doğal oluşumlarıyla eşsiz bir doğa harikası olan Tınaztepe Mağarası, yaz – kış değişmeyen bir sıcaklığa sahiptir. Şelale ve dev kazanı tipi oldukça ilgi çekici görüntülere sahip olan mağarada, tavan yüksekliği yer yer 65 metreye kadar çıkmaktadır.
2004 yılından bu yana bir turizm tesisi olarak ziyarete açık olan Tınaztepe Mağarası, her yıl yerli ve yabancı milyonlarca turistin akınına uğruyor. Mağara, özellikle Güney Kore, Japonya, Polonya ve Çin gibi ülkelerden yoğun ilgi görüyor.
Tınaztepe Mağarası:
Burası Neresi? Konya’da yapılacak şeylerden biri de alışveriştir. Şehirde çarşısından pazarına, alışveriş merkezinden dükkanlara kadar alışveriş yapabileceğiniz pek çok yer mevcuttur.
Neden Gitmeliyim? Konya’da alışveriş denildiğinde ise akla ilk gıda ürünleri gelir. Küflü peynir, tulum peyniri, gevrek, Mevlana şekeri, lokum, yöresel peynir çeşitleri, süt ürünleri ve zeytin çeşitleri gibi daha pek çok ürünü Konya’nın çarşı ve pazarlarında bulmak mümkündür.
Bunların yanı sıra Konya’nın simgesi olan Mevlana bibloları, yöresel halılar ve kilimler gibi hediyelik eşyalar da turistlerin yoğun rağbet gösterdiği ürünler arasında yer alıyor.
Kaçırmayın! Şehirde alışveriş yapabileceğiniz yerlerin başında; Melike Hatun Çarşısı olarak da bilinen tarihi Kadınlar Çarşısı, Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilen Bedesten Çarşısı, Konya’nın en büyük AVM’lerinden biri olan Kent Plaza AVM, Kulesite AVM ve Novada Outlet AVM geliyor. Bahsi geçen yerlerin ulaşım ve iletişim bilgileri aşağıda verilmiştir:
Kadınlar Çarşısı:
Bedesten Çarşısı:
Kent Plaza AVM:
Kulesite AVM:
Novada Outlet:
Burası Neresi? Konya’nın Selçuklu ilçesinde, Sille Parsana Mahallesi’nde yer alan Tropikal Kelebek Bahçesi, 3,5 metrekarelik gezi alanı ile birlikte toplamda 7,5 metrekarelik bir alana yayılıyor. 1.600 metrekarelik kelebek uçuş alanı ile Avrupa’nın en büyük kelebek uçuş alanı olan Tropikal Kelebek Bahçesi, dünyanın sayılı yerlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Neden Gitmeliyim? Bahçe, tropikal ülkelerden gelen farklı türdeki kelebeklere doğal yaşam alanı sunuyor. Bahçede farklı hayvan türleri ile birlikte 98 türe ait yaklaşık 20 bin adet bitki yaşıyor. Tropikal Kelebek Bahçesi’nde, bir müze de bulunuyor.
Müzede kelebeklerin yaşam döngüsü ve tür sınıflandırılmaları ile böcek çeşitleri sergileniyor. Ayrıca müzede kelebek ve böceklerin yaşamlarıyla ilgili interaktif sunumlar, belgesel ve çizgi film gösterimlerinin olacağı mini sinema salonları yer alıyor.
Kaçırmayın! Özellikle çocukların yoğun ilgi gösterdiği Tropikal Kelebek Bahçesi’nde bahçe ve doğa eğitimleri de veriliyor. Birbirinden renkli 15 tür kelebeğe yaşam olanı olan bu bahçeyi ziyaret edip gezmek, Konya’da yapılması gereken şeylerden biridir.
Burası Neresi? Konya’da çocuklar için uygun aktiviteler arasında tabi ki hayvanat bahçesini ziyaret etmek de var! Karatay ilçesi sınırları içerisinde yer alan Konya Hayvanat Bahçesi, Konya’nın ilk ve tek hayvanat bahçesi olarak, pek çok türe ait hayvanları bir arada görme imkanı sunuyor.
Neden Gitmeliyim? 80 türde, 500’ün üzerinde hayvana yaşam alanı olan bahçede, hayvanların yaşamlarına, beslenme ve sağlıklarına azami şekilde dikkat ediliyor. Aynı zamanda İç Anadolu Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi olarak hizmet veren Konya Hayvanat Bahçesi’nde sadece 2018 yılı içerisinde doğada yaralı olarak bulunmuş 200’den fazla hayvanı tedavi ederek doğal yaşama geri bırakılmıştır.
Kaçırmayın! Şehir Parkı içinde bulunan hayvanat bahçesine girişler tamamen ücretsiz. Bunun da etkisiyle özellikle hafta sonları tıklım tıklım dolup taşan Konya Hayvanat Bahçesi’nde aslanlardan, yılanlara, kaplanlardan, maymun türlerine, kuş türlerinden, sürüngenlere, geyiklerden, lamalara, ayılardan, fillere kadar pek çok hayvan görülebiliyor.
Konya Hayvanat Bahçesi:
Burası Neresi? Konya’da çocukların eğlenceli vakit geçirebilecekleri bir dizi park bulunuyor. Bu parklar arasında özellikle Nasreddin Hoca Gülmece Parkı, 80 Binde Devr-i Alem Parkı ve Konya Luna Parkı öne çıkıyor.
Nasreddin Hoca Gülmece Parkı Akşehir ilçesinde, 80 Binde Devr-i Alem Parkı, Meram ilçesinde, Konya Luna Park ise Karatay Şehir Parkı’nda bulunuyor.
Neden Gitmeliyim? Nasreddin Hoca Gülmece Parkı’nda, Nasreddin Hoca’ya ve fıkralarında adı geçen karakterlere dair heykeller yer alıyor. 2014 yılında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda hizmete açılan 80 Binde Devr-i Alem Parkı ise üç farklı bölümden oluşuyor.
Bu bölümler; T-Rex Parkı, Pamuk Şekeri Parkı ve Cihan-ı Türk Parkı olarak adlandırılıyor. Birinci bölümde tarih öncesi yaratıklar hareketli bir şekilde bulunup; ikinci bölümde minyatür eserler, üçüncü bölümde ise masal kahramanlarına ait heykeller yer alıyor.
Kaçırmayın! Biraz daha açmak gerekirse; T-Rex Parkı’nda, hareketli ve sesli dinozorlarla birlikte 50 dinozor maketi bulunuyor. Pamuk Şekeri Parkı, Masal Dünyası konseptiyle hizmet veriyor. Son olarak Cihan-ı Türk Parkı’nda ise Türk tarihini ve kültürel mirası yansıtan 120 minyatür eser sergileniyor.
Nasreddin Hoca Gülmece Parkı:
80 Binde Devr-i Alem Parkı:
Burası Neresi? Konya’nın Meram ilçesinde eskiden Tarihi Kral Yolu (Via Sebaste) olarak adlandırılan bölgenin üzerinde yer alan Kilistra Antik Kenti, Kapadokya benzeri dokusuyla dikkat çekiyor. Hatta bundan dolayı Konya’nın Peri Bacaları veya Konya’nın Kapadokya‘sı olarak anılan Kilistra, doğal yapısının yanı sıra, içerisinde bulunan Haç planlı şapeli, Sümbül Kilisesi ve Büyük Su Sarnıcı ile turistleri tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.
Neden Gitmeliyim? M.Ö. 3. yüzyılda yerleşim yeri olarak kullanılmaya başlanan Kilistra Antik Kenti, Helenistik ve Roma dönemlerinde yerleşim açısından en yoğun yıllarını yaşamış, erken Hristiyanlık döneminde ise hızla büyümeye başlamıştır.
Antik Roma döneminden günümüze kadar pek çok medeniyetin izlerini taşıyan kent içerisinde, kiliseler, şapeller, manastırlar, gözcü kuleleri, sığınaklar ve antik yollar gibi birbirinden değerli yapılar bulunuyor. Bunların yanı sıra kentte insanların bir dönem, Kapadokya’da olduğu gibi volkanik tüflere oyulmuş yapılar içinde yaşadığı anlaşılıyor.
Zira kaya oyma yapıların insan eliyle kazıldığı ve o günden bugüne kadar bir şekilde korunduğu söyleniyor. Özellikle Hristiyanlar açısından önemli bir inanç merkezi olabilecek bir yapıya sahip olan Kilistra Antik Kenti’nin yapılan restorasyon sonrası çok daha fazla turist tarafından ziyaret edileceğine inanılıyor.
Kaçırmayın! Konya’nın 45 kilometre güneybatısında, Meram ilçesine bağlı Hatunsaray (Lystra) Beldesi, Gökyurt Köyü içinde yer alan Kilistra Antik Kenti’ne özel araç vasıtasıyla kolaylıkla ulaşılabiliyor.
Konya’da fotoğraf çekebilecek yerlerden biri olan antik kentte, sosyal medyada paylaşabileceğiniz harika fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz.
Burası Neresi? Güzelliğiyle gören herkesi büyüleyen Yerköprü Şelalesi, fotoğraflarınız için harika bir fon olacak! Hadim ilçesinde, Konya il merkezine 110 km uzaklıkta, Göksu Nehri üzerinde bulunan şelale, oldukça popüler bir turizm noktasıdır.
Neden Gitmeliyim? Şelaleyi ziyaret etmek için özellikle Haziran ayı tercih edilmelidir. Çünkü Haziran’da şelalenin etrafında açan zakkumların muhteşem renk cümbüşüne, ağaçların çiçekleri de eklenince harika bir manzara ortaya çıkmaktadır.
El değmemiş bakir doğası, kanyonu ve müthiş manzarasıyla, ziyaretçilerine harika anlar yaşatan Yerköprü Şelalesi, alüvyon üzerine traverten çökmesi ve alttaki alüvyonun eriyerek köprü şekline benzemesinden dolayı bu adla anılıyor. 25 metre yükseklikten akan şelale, sunduğu görsel şölenle, Konya’da mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.
Kaçırmayın! Şelale çevresinde Konya Büyükşehir Belediyesince yapılan tesisler ve piknik alanları yer alıyor. Yerköprü Şelalesi’ne ulaşım, Konya – Hadim asfalt yolunu takip ederek sağlanıyor.
Konya çıkışından 121 kilometre sonra Hadim’e 10 kilometre kala soldan Aladağ Köyü yoluna sapıp, 29 kilometre kadar ilerlendikten sonra Bademli yoluna dönülmesi gerekiyor. Bu yoldan 600 metre kadar ilerleyince Yerköprü Şelalesi’ne ulaşılıyor.
Burası Neresi? Türkiye’deki tek çöl olma ayrıcalığına sahip olan Karapınar Çölü, binlerce hektarlık geniş bir alana yayılıyor. Volkanik patlamalar sonucu oluşan tuhaf tepeler, zeminde kırmızı kum tabakası ile oldukça ilgi çekici bir görüntüye sahip olan Karapınar Çölü, dünyaca ünlü markaların moda çekimleri için tercih ettikleri popüler bir destinasyon!
Neden Gitmeliyim? Dolayısıyla Konya’da fotoğraf için müthiş bir fon arıyorsanız doğru yerdesiniz. Tarihi İpek Yolu’nun üzerinde bulunan Karapınar Çölü, doğal yapısının yanı sıra tektonik gölleriyle de pek çok turistin ilgi odağında yer alıyor. Çölün rüzgar erozyonundan etkilenerek ortaya çıktığı biliniyor.
Tabi bunda yörede yaşayan halkın bilinçsiz tarım faaliyetlerinin de etkisi oldukça büyük. Bunun yanı sıra 60’lı yıllardan beri devlet tarafından çölleşmenin öne geçmek adına pek çok çalışma yapılıyor. Lakin bu durum turizmi olumlu yönde etkilemiş durumda. Çünkü her yıl yerli ve yabancı binlerce turist Karapınar Çölü’ne akın ediyor.
Kaçırmayın! Yukarıda da belirttiğim gibi ünlü markaların moda çekimleri için yakın markaja aldıkları bir yer olan Karapınar, her geçen yıl popülaritesini giderek arttırmaya devam ediyor. Karapınar Çölü, dünyada az bulunan krater gölleri ve muhteşem çölü ile sizleri bekliyor!
Burası Neresi? Hititler Dönemi’nde yapılmış kutsal bir su anıtı olan Eflatun Pınarı, göğü taşıyan ve yerle gök arasında ilişki kuran tanrıları tasvir ediyor. Eflatun Pınarı, Konya’nın Beyşehir ilçesine 22 kilometre mesafede, Sadıkhacı mevkiinde yer alıyor.
Neden Gitmeliyim? İki doğal su kaynağının yeryüzüne çıktığı bir alanda yer alan pınar, MÖ 1300 yıllarında yapıldığı düşünülen Geç Hitit kalıntılarının ve orijinal haldeki üç anıtın bulunduğu bir höyükten ibarettir. Eflatun Pınarı, dikdörtgen formda şekillendirilmiş kayalar üzerine kabartma tekniğiyle yapılmış tanrı ve tanrıça figürlerinden ve doğal bir su kaynağı üzerinde yapılmış büyük bir havuzdan oluşur.
Akan suların merkezi havuz sistemiyle toplanarak, gerektiği zaman tasarruflu bir şekilde kullanılan nadir su sistemlerinden biri olan Eflatun Pınarı, 2014’te, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne Hitit Kutsal Su Tapınağı olarak dahil edilmiştir.
Görünüşü, düzeni ve ikonografi yapısıyla ender anıtlardan biri olan Eflatun Pınarı, estetik açısından da oldukça değerli bir yapıdır. Büyük Kral Tuthaliya IV döneminde inşa edildiği düşünülen anıt, özgün taş işçiliği, kabartmalardaki kompozisyon ve bir açık hava tapınağı gibi düzenlenmesi nedeniyle Hitit Uygarlığı’nın diğer kaya anıtlarından ayrılır.
Kaçırmayın! Türkiye’nin en nadide yapılarından biri olan Eflatun Pınarı, adı dolayısıyla Antik Yunan filozofu Eflatun‘la sık sık ilişkilendirilse de tarihi 1000 yıl öncesine dayanır.
Pınar, nedeni belli olmamakla birlikte halk arasında bu şekilde adlandırılmıştır. Eflatun Pınarı, muazzam görünüşü ve estetik yapısıyla fotoğraflarınız için harika bir fon olacak!
Burası Neresi? Meram, Konya’nın merkez ilçelerinden biridir. İlçenin en meşhur şeyi ise yemyeşil bağlarıdır. Meram Bağları, Konya’da piknik, gezinti ve dinlenme denildiğinde akla ilk gelen yer olur. Hatta Konya’da halk arasında “Türbe önünde evi, Meram’da bağı olmak” diye meşhur bir deyim vardır.
Neden Gitmeliyim? Dolayısıyla Meram Bağları’nın ne denli popüler bir yer olduğu buradan da anlaşılıyor. Şehir merkezine 6 kilometre mesafede bulunan bağlar, özellikle ilkbahar ve yaz aylarında müthiş bir kalabalığı evinde ağırlıyor.
Akan çayın kıyısında serinlemek, yemyeşil doğada huzur bulup dinlenmek için hem şehir içinden hem de dışından pek çok kişi Meram Bağları’nı tercih ediyor. Zira ulaşım açısından da oldukça elverişli bir konuma sahip olan Meram, Ankara-Konya, Isparta-Konya, Antalya-Konya, Mersin-Konya ve Adana-Konya olmak üzere beş önemli yolun geçtiği önemli bir noktada yer alıyor.
Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı eserinde Bağ-ı Meram diye adlandırdığı bölge şu şekilde tasvir ediliyor:
”Peçevi şehrinin baruthane Mesiresi, Kırım’ın Sudak bağı, İstanbul’un yüz yetmiş beşten fazla bahçe ve gülistanları, Tebriz’in Şah-ı Cihan Bağı, Konya’nın Meram mesiresinin yanında bir çemenzar bile değildir.”
Buradan da anlaşılacağı üzere tarihi bir değere de sahip olan Meram Bağları, Hititlerden bu yana, dinlenmek, eğlenmek ve doğa içinde vakit geçirmek için kullanılıyor. Yazın bunaltıcı havasına karşın adeta doğal bir klima vazifesi gören bağların, Selçuklular Dönemi’nde edebi meclisler kurulduğu, musiki alemlerinin tertip edildiği bir yer olarak kullanıldığı da biliniyor.
Hatta Hazret-i Mevlana Celaleddin Rumi’nin de burayı çok sevdiği, bazen burada günlerce tabiatla baş başa kalarak tefekkür alemine daldığı, Çelebilere ait güzel konaklarda ilim ve fikir sohbetlerinin edilip, edebi meclislerin kurulduğu söyleniyor. Ayrıca sema ayinlerinin yaz aylarında, burada bulunan Çelebi bağında icra edildiği de söylenenler arasında yer alıyor.
Kaçırmayın! Velhasıl Meram Bağları, çok eski zamanlardan bu yana insanlar için muhteşem bir kaçış noktası olmuş, yoğun olarak ziyaret edilmiştir. Harika doğası, tertemiz havası ve insanın içini ferahlatan rüzgarıyla muhteşem bir atmosfere sahip olan bu cennet bağlar, fotoğraf çekmek için de müthiş bir seçenek!
Burası Neresi? Yakın zamanda, Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından açılışı gerçekleştirilen Ecdat Parkı, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin birbirinden güzel örneklerine ev sahipliği yapıyor. Ecdat Parkı, toplamda 110 bin metrekarelik geniş bir alana yayılıyor.
Neden Gitmeliyim? Ecdat Parkı’nın içinde, etrafı kale burçları ve surlarla çevrili olan 12 bin 500 metrekarelik bir gölet ile birlikte Osmanlı Sokağı, Hasbahçe, Boğaz Yalısı, Selçuklu Hanı Konya Mutfağı, kamelyalar ve sosyal donatılar bulunuyor. Parkın 350 yıllık orijinal han kapılarında konsepte uygun olarak, zırh ve kalkanıyla Osmanlı askerini canlandıran iki görevli nöbet tutuyor.
Ayrıca park içerisinde Yeniçeriler ile atlı Selçuklu askerleri bulunuyor. Ecdat Parkı’nın en dikkat çeken yapılarından birini Selçuklu dönemi mimarisine uygun olarak inşa edilmiş olan tarihi kervansaray oluyor.
Bunların yanı sıra surlar içinde yer alan tarihi liman, boğaz yalısı, Osmanlı Sokağı, Namazgah Çeşmesi, seyir kulesi, deniz feneri, Osmanlı otağı amfisi, Hasbahçe, Selçuklu ve Osmanlı kameriyeleri de yine parkın en beğenilenleri arasında bulunuyor.
Kaçırmayın! Çevresi Osmanlı’nın meşhur yalılarıyla donatılmış olan Ecdat Parkı’nın göletinde, tıpkı Lale Devri’nin İstanbul’unda olduğu gibi kayıkla nostaljik geziler yapılıyor. Ayrıca parkın içindeki Tarihi Konya Evleri’nde yöreye has hediyelik eşyalar sergileniyor.
Söz konusu sergiler özellikle turistlerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Biraz mola verip, soluklanmak isteyen ziyaretçiler için Osmanlı Kıraathanesi’nde, enfes Türk kahvesi ve çay ikramı yapılıyor.
Osmanlı’nın ve Selçuklu’nun kendine has mimarisinin en güzel örneklerini içerisinde barındıran Ecdat Parkı, fotoğraflar için de harika bir fon oluşturuyor. Zira buraya gelen herkes, elinde telefonları ve fotoğraf makineleriyle, bu tarihi atmosferi ölümsüzleştirmeye çalışıyor.
Burası Neresi? Konya’nın yöresel mutfağının en sevilen lezzetlerinin başında Çebiç geliyor. Çebiç, kelime olarak, halk arasında ”keçi veya kuzu yavrusu” anlamına geliyor. Dolayısıyla Çebiç, kuzu – keçi etinden yapılan leziz bir yemek!
Neden Gitmeliyim? Anlatılanlara göre Konya’da eskiden bir evde çebiç yapılacaksa o eve sabahtan gidilirmiş. Zira kahvaltıda ızgarada pişirilen kuzu ciğeri yenir; öğlen ise tandırda pişen kuzu eti de bulgur pilavıyla birlikte servis edilirmiş.
Konya adetlerinde, Çebiç yemeği, yer sofrasında, çatal – bıçak kullanmadan ve etler parçalanmadan ortadan yenilirmiş. Çebiç yemeğinin iyi pişip pişmediği ise eti salladığımız an belli olur. Eğer et ve kemik birbirinden ayrılıyorsa yemek pişmiş anlamına gelir .
Çebiç’in yer aldığı sofralarda mutlaka bol miktarda yeşillik, sütlü kuru soğan ve yanında da yağlı bir ayran bulunur. Kuzu tepsisi sofradan kalktıktan sonra ise dimnit üzümü eşliğinde Hatunsaray divleği yenir.
Konya’nın yanı sıra şehir dışında da oldukça ünlü olan Tandır Çebiç, tarihi bir lezzet olarak, birçok ozan tarafından “Konya’nın külfetsiz nimetleri” arasında gösterilmiş ve övülmüştür.
Kaçırmayın! Dolayısıyla Konya’da yapılacak şeyler listenize Çebiç yemeyi sizler de mutlaka ekleyin! Çebiç yemek için Konya’da gidebileceğiniz en iyi restoranlardan biri Kuzucu Ali’dir. Çebiç, Sacarası, Kuzu Tandır Furun Kebabı gibi lezzetleriyle ünlü olan Kuzucu Ali, 1974 yılından bu yana hizmet veren köklü bir müessesedir.
Burası Neresi? Konya mutfağının en popüler lezzetlerinden biri olan Etli Ekmek, şehirde hizmet veren hemen her lokanta ve restoranda bulunabiliyor. 1900’lü yıllardan itibaren Konya’nın sembolü haline gelen Etli Ekmek, incecik hamuruyla sofraları renklendirmeye devam ediyor.
Neden Gitmeliyim? Dana ve koyun eti ile hazırlanan etli ekmek, kendi arasında iki farklı şekilde servis ediliyor. Makine yerine zırhta çekilen etli ekmeğe ‘Bıçak arası’ Peynir ilaveli etli ekmeğe ise ‘Mevlana’ adı veriliyor.
Bir çeşit ince ve kenarsız içli pide şekline sahip olan Etli ekmeği Konya’da en iyi yapan restoranlar arasında 20. yılını dolduran Halk Etliekmek yer alıyor. Recai Böreği, Konya böreği ve Mevlana böreği gibi Konya’ya özgü yemekleriyle de meşhur olan mekanın menüsü oldukça geniş…
Kaçırmayın! ”Evinize hoş geldiniz!” sloganıyla ziyaretçilerini sofrasına davet eden Halk Etliekmek, başta Recai Böreği olmak üzere bir kaç spesiyalinin patentini alacak kadar iddialı! Dolayısıyla Konya’da etli ekmek yemek için gönül rahatlığıyla Halk Etliekmek Restoran’ı tercih edebilirsiniz.
Burası Neresi? Şems-i Tebrizi Mahallesi’nde bulunan Ali Baba Fırın Kebap Salonu, Konya’nın en nezih ve en meşhur restoranlarından biridir. Zira Ali Baba Fırın Kebap Salonu, 1974 yılından beri kalitesinden ödün vermeden hizmet vermeye devam eden köklü bir işletmedir.
Neden Gitmeliyim? Restoran kurucusu, 1943 Konya doğumlu, Ali İyigökler’dir. Konyalıların Ali Baba olarak bildiği Ali İyigökler, 10 yaşında bu mesleğe çırak olarak başlamış ve zamanla ustalaşmıştır.
Sonrasında kendi restoranını açan Ali Baba, titiz ve azimli bir çalışmanın sonucu olarak, hem Konya’da hem de şehir dışında isim yapmış ve adını geniş bir çevreye duyurmayı başarmıştır.
Kaçırmayın! Adından da anlaşılacağı üzere fırın kebabıyla meşhur olan Ali Baba Fırın Kebap Salonu’na mutlaka gidin ve bu lezzetli yemeği mutlaka tadın! Üstelik burası fiyatlar açısından da oldukça makul…
Burası Neresi? Konya yöresinin en meşhur tatlarından biri olan Mevlana Böreği, Konya’ya gelmişken mutlaka tadına bakmanız gereken bir lezzet! 1970’li yıllara kadar Karışık Böreği olarak anılan sonrasında ise Mevlana Böreği olarak adlandırılmaya başlanan bu enfes börek, özellikle çay saatlerinin en sevilenlerinden biri. Üstelik böreğin yapımı da oldukça pratik! Lakin Mevlana böreğini, vatanında yani Konya’da yemenin keyfi bir başka…
Neden Gitmeliyim? Mevlana Böreği, şehir merkezinde hemen her lokanta ve restoranda servis ediliyor desek yanlış olmaz. Zira mis gibi börek kokuları Konya sokaklarını süslüyor!
Böreğin tadına bakmak için Konya’da tercih edebileceğiniz mekanlardan biri Serenade Etliekmek’tir. Fiyat açısından da makul olan restoran Mevlana Böreği ile oldukça meşhur.
Burası Neresi? Kastamonu’nun yöresel mutfağında da tirit yemeği bulunduğu için burada Tirit, Konya tiridi olarak adlandırılıyor. Etli Konya Tiridi olarak da bilinen bu enfes yemeği, Konya’da çok eski zamanlardan beri düğün gününden bir gün önce misafirlere ikram etmek bir adettir.
Neden Gitmeliyim? Konya tiridi, mevsim sebzeleri, kuşbaşı et ve tandır ekmeğinin bir araya getirilmesiyle yapılan oldukça doyurucu bir yemektir. Konya’da bu yemeği yiyebileceğiniz en iyi mekanların başında ise Tarihi Tiritçi Mithat geliyor.
Kaçırmayın! Vedat Milor’un da övgüyle bahsettiği Tarihi Tiritçi Mithat’ta 230 gram etin sinirlerini mükemmel bir şekilde ayıklandıktan sonra iyice dövülüp, satırla kesiliyor.
Sonrasında pidesi ve yoğurdu eklenip, kiremit bir güvece konulduktan sonra fırında pişiriliyor. Yanına domatesi ve biberi ekleniyor. Fırından çıkınca da bol maydanoz eklenip, üzerine tereyağı döküldükten sonra servis ediliyor.
Burası Neresi? Konya’nın yöresel hamur işlerinden biri olan Tandır Böreği, peynirli, ıspanaklı ve daha birçok çeşidiyle servis edilen harika bir lezzettir. Konya usulü Tandır böreğinin en önemli püf noktası; börek piştikten sonra üzerine eritilmiş tereyağı eklenmesidir.
Neden Gitmeliyim? Hele ki tereyağı organik ve hakikiyse böreğin tadından yenmiyor diyebiliriz. Pide ile börek arası bir görüntüye sahip olan Tandır böreği, görünüş olarak daha çok pideye benzese de iç harcının kıvamı ve üzerine gezdirilen tereyağı dolayısıyla börek sınıfında yer alıyor.
Tandır Böreği, Konya kahvaltılarının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Konya’da bu lezzetti denemek için tercih etmeniz gereken mekanların başında ise Gonya Tandır Evi geliyor. Tandır böreğini sipariş etmeden evvel hangi iç harcı tercih edeceğinize karar vermeyi unutmayın!
Kaçırmayın! Konya’nın Selçuklu ilçesinde Horozluhan mevkiinde bulunan Gonya Tandır Evi’nde Tandır Böreği başta olmak üzere, yöreye ait pek çok yemek pişiriliyor.
Burası Neresi? İki sac arasında pişirilen bir tatlı olduğu için Sacarası olarak anılagelmiş bir lezzettir. Konya mutfağının en meşhur tatlılarından biri olan Sacarası, şimdilerde fırınlarda pişirilip servis edilse de lezzetinden pek bir şey kaybetmiyor.
Neden Gitmeliyim? Konya’da yemek sonrası tercih edilen ilk tatlı her zaman Sacarası oluyor. Sacarası tatlısı, şehirde hizmet veren tüm restoran ve lokantalarda servis ediliyor. Üzerinde fıstık ve kaymak ilave edilerek servis edilen Sacarası tatlısını yemek için Biroğlu Baklava’yı gönül rahatlığıyla tercih edebilirsiniz.
Kaçırmayın! 1981 yılında Selçuk Otel altında Gaziantepli Biroğlu Baklavacısı adıyla hizmete açılan restoran, zamanla adını duyurmuş ve ünü ün katarak Konya’nın en sevilen mekanlarından biri haline gelmiştir. Öyle ki Biroğlu Baklava’nın Konya’da üç farklı şubesi bulunmaktadır.
**Konya’da ne, nerede yenir? Bu konu hakkında daha fazlasını öğrenmek için tıklayın: Kastamonu’da Ne Yenir? – İşte Size Kastamonu Mutfağının En Lezzetli 16 Yemeği
Burası Neresi? Konya’da yapılacak şeyler listemizde sıradaki durağımız; şehrin cennet köşelerinden biri olan Beyşehir Leylekler Vadisi! Konya’nın Beyşehir ilçesine bağlı Yeşildağ mahallesinde yer alan Leylekler Vadisi, içinde çok sayıda leylek bulunduğu için bu isimle anılıyor. Tabi leylekler ilkbaharın müjdelenmesiyle vadideki yerini alıyor.
Neden Gitmeliyim? Her yıl ilkbahar mevsiminde binlerce leyleğin göç ettiği vadi, doğa ve hayvan severlerin uğrak noktalarından biri! Zira Leylekler Vadisi, adının hakkını vererek, Türkiye’nin en büyük leylek kolonilerinden birine ev sahipliği yapıyor.
Kaçırmayın! Vadide, leylekleri gözlemleyebileceğiniz bir gözetleme kulesi bulunuyor. Leylekler Vadisi’nde kuş gözlemciliği, doğa fotoğrafçılığı ve piknik gibi aktivitelerin yanı sıra doğa yürüyüşü gibi harika aktiviteler de gerçekleştirilebiliyor.
Burası Neresi? Kamp sever gezginlere müjde: Konya’da kamp yapılabilecek birbirinden harika pek çok yer bulunuyor. Şehrin pek çok yerinde ücretli ve ücretsiz kamp yapabileceğiniz alanlar, yıl boyunca hizmet vermeye devam ediyor.
Neden Gitmeliyim? Ücretsiz alanlarda, büfe, market, mağaza, elektrik, su gibi ihtiyaçlarınızı karşılayamama ihtimaline karşı gitmeden evvel her türlü ihtiyaç duyacağınız her şeyi temin etmeniz gerekiyor. Tarihi dokusu ve doğal yapısına hayran kalacağınız Konya’da kamp yapmak sizler için harika bir deneyim olacak! Peki Konya’da kamp nerede yapılır?
Şehir kamp yapabileceğiniz yerlerin başında ”Takkeli Dağı Kamp Alanı, Beyşehir Karaburun Plajı Kamp Alanı, Meke Gölü Kamp Alanı, Ilgın Yeşilgöl Kamp Alanı, Eğrigöl Kamp Alanı, Taşkent Çetmi Şelalesi Kamp Alanı, Göksu (Yerköprü) Şelalesi Kamp Alanı, Yeşildağ Kamp Alanı, Karatay Belediyesi Karavan Kamp Alanı, Yakamanastır Tabiat Parkı Kamp Alanı, Beyşehir Gölü Milli Parkı Kamp Alanı, Ada Restoran Karavan Ve Kamping, Atapark Otel Restoran Kamping” geliyor.
Konya’nın kamp alanları ile ilgili daha fazla bilgi almak için ”Konya Kamp Alanları – Konya’da Kamp Yapılacak En İyi 13 Yer!” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz. Kamp alanlarının bazılarının iletişim ve ulaşım bilgileri aşağıda verilmiştir:
Yakamanastır Tabiat Parkı Kamp Alanı:
Beyşehir Gölü Milli Parkı Kamp Alanı:
Ada Restoran Karavan ve Kamping:
Atapark Otel Restoran Kamping:
Takkeli Dağı Kamp Alanı:
Burası Neresi? Beyşehir Gölü, bilindiği üzere Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olma ayrıcalığına sahiptir. 651 kilometrekarelik oldukça geniş bir yüzölçümüne sahip olan Beyşehir Gölü’nün Konya’nın denizi olarak anılmasının sebebi de bir uçsuz bir deniz gibi görünüyor olması.
Neden Gitmeliyim? Uzun bir kıyı şeridine sahip olan Beyşehir Gölü’nde, göle girip yüzebileceğiniz ve kenarında güneşlenebileceğiniz plajlar bulunuyor. Dolayısıyla Konya’da yazın ne yapılır, sorusunun cevaplarından biri de Beyşehir’de göle girerek ferahlamak oluyor.
Kaçırmayın! Beyşehir Gölü’nün en ünlü plajı Karaburun Plajı’dır. Yazın Konyalıların fırsat bulduğu her an akın ettiği Karaburun Plajı’nda şezlong, şemsiye, duşa kabin, tuvalet ve soyunma kabini gibi her türlü imkan mevcut. Plaja araç ile giriş 2021 yılı tarifesine göre 15 TL olarak ücretlendiriliyor.
Burası Neresi? 2015 yılında faaliyete giren Konya Aquapark, diğer adıyla Aquapark Konya, Selçuklu ilçesinde, Beyhekim mevkiinde yer alıyor. Konya Aquapark, aileye özel konseptiyle Türkiye’de bir ilke imza atıyor desek yanlış olmaz.
Zira aquaparkta, erkek ve kadınlara özel iki ayrı bölüm bulunuyor. Ayrıca tesettür Aquapark kavramını gündeme taşıyan ilk kurum olma özelliği taşıyor.
Neden Gitmeliyim? Misafirlerin rahatça vakit geçirip, eğlenebildikleri bir yer olan Aquapark’ın her iki bölümünde de su kaydırakları ve havuzlar bulunuyor. Çocuklar için de özel kaydırakların bulunduğu tesiste, aileler güven içinde eğlenceli bir gün geçirebiliyor.
Tesis içerisinde kafe ve mağaza gibi hizmet noktaları bulunuyor. Havuza girerken herkesin bone takması gerekiyor. Dolayısıyla gelmeden evvel bone, terlik ve havlu gibi her ihtiyacınızı temin etmelisiniz.
Kaçırmayın! Lakin dilerseniz aquaparkta bulunan mağazadan da gerekli olan her şeyi temin edebilirsiniz. Konya Aquapark’ın bilmeniz gereken hususları şunlardır:
Konya Aquapark (Aquapark Konya):
Burası Neresi? Konya’da piknik deyince akla ilk gelen yer Meram Bağları’dır. Meram Bağları ile ilgili yukarıda detaylıca bilgi verdiğim için burada ayrıca değinmeyeceğim. Ancak Konya’da Meram Bağları’nın dışında da piknik yapabileceğiniz birbirinden güzel pek çok alan bulunduğunu bilmenizi isterim.
Bu alanların arasında gitmenizi özellikle önerdiğim yerleri ”Sille Baraj Parkı, Kuğulu Park Mesire Yeri, Ilgın Bulcuk Barajı, Dere ve Piknik Alanı ve Kanyon Park” şeklinde sıralayabilirim.
Neden Gitmeliyim? Adı geçen yerlerin kimi ücretsiz giriş imkanı sunarken; kimisine giriş için belirli bir ücret vermek gerekiyor. Konya’nın Selçuklu ilçesinde bulunan Sille Barajı, oldukça geniş bir alana yayılıyor.
Barajın bulunduğu gölün çevresinde içerisinde restoran gibi hizmetlerin yer aldığı turistik bir tesis yer alıyor. Gölette kayıkla kısa bir tur atılabilirken, gölet çevresinde yürüyüş ve piknik gibi aktiviteler gerçekleştirilebiliyor.
Seydişehir ilçesinde bulunan Kuğulu Park Mesire Yeri ise yine göl etrafında piknik yapabileceğiniz harika bir yer. Üstelik bu parkın doğası gerçekten görenleri büyülüyor.
Ilgın Bulcuk Barajı, Dere ve Piknik Alanı ise el değmemiş tabiatı ve müthiş manzarasıyla şehirdeki en iyi piknik alanlarından biri olarak özellikle hafta sonları ailelerin popüler destinasyonları arasında yer alıyor.
Havuzları, spor alanları, lokantaları, piknik yerleri ve sosyal etkinlik alanlarıyla nitelikle bir park olan Kanyon Park, 122 bin 555 metrekarelik geniş bir arazi üzerinde konumlanıyor.
Henüz yeni bir yer olmasına karşın şimdiden Konyalıların gözdesi olmayı başarmış durumda! Bahsi geçen tüm piknik alanlarının ulaşım, iletişim ve ücret bilgileri aşağıda verilmiştir.
Meram Bağları:
Sille Baraj Parkı:
Kuğulu Park Mesire Yeri:
Ilgın Bulcuk Barajı, Dere ve Piknik Alanı:
Burası Neresi? Henüz çok yeni bir tesis olan Derbent Aladağ Kayak Merkezi, Konya’da kışın yapılacak şeyler arasına adını altın harflerle yazdırıyor! Konya şehir merkezine 64 kilometre mesafede, Derbent İlçe sınırları içerisinde bulunan Aladağ Kayak Merkezi, İç Anadolu ve Konya’da kış sporları için en çok tercih edilen tesis olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Neden Gitmeliyim? Küçük bir kayak merkezi olmasına rağmen yoğun ilgi gören Aladağ’da henüz konaklama tesisi gibi imkanlar bulunmamakla birlikte; sıcacık bir şeyler içip, dinlenebileceğiniz bir kafeterya, tesis içerisinde hizmet veriyor. Kayak merkezine girişler için şuan herhangi bir ücret talep edilmiyor.
Fakat bunun yanı sıra kızak kiralama ücreti 15 ila 20 TL arasında değişiyor. Merkezdeki kayak sezonu Aralık ile Nisan ayı arasını kapsıyor. 2000 metre rakıma sahip olan Aladağ Derbent Kayak Merkezi’nin en yüksek tepesi ise 2385 metre civarında seyrediyor.
Kaçırmayın! Kayak merkezi içerisinde şuan için teleferik telesiyej gibi mekanik tesisler de bulunmuyor. Doğal pistleriyle ziyaretçilerine eğlence dolu anlar yaşatan Aladağ Kayak Merkezi’nde kısa bir süreliğine yalnızca kızakla kayak yapma imkanı sunuluyor. Tüm bunların yanı sıra kayak merkezine, düzenli olarak kontrol edilen asfalt yol ile kolayca ulaşılabiliyor.
Şeb-i Arus Nedir? Şeb-i Arus, Türkçe anlamıyla ‘Düğün Gecesi’, Mevlevilik geleneğinde, Mevlânâ Celaleddin-i Rumi’nin öldüğü geceyi niteleyen bir tabirdir. Hz. Mevlana’ya göre bu gece Allah’a kavuşma gecesi olduğu için bunu ‘Düğün gecesi’ olarak adlandırır. Zira bu büyük alim ve ilim insanı, ölümün aslen bir cismin ortadan kalkması değil, Allah’a doğru uçması anlamına geldiğini düşünür.
Her yıl Mevlana’nın ölüm yıl dönümünde, 7 ila 17 Aralık arasında gerçekleştirilen törenler de bu nedenle halk arasında Şeb-i Arus olarak anılır. Törenle, Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri veya Mevlana’yı Anma Törenleri olarak da adlandırılır. Konya’da düzenlenen Şeb-i Arus Törenleri, her yıl yurt dışından ve yurt içinden milyonlarca kişinin akınına uğramaktadır.
Çünkü Hz. Mevlana, öğretileriyle tüm evrene hitap etmeyi başarmış bir mutasavvıftır. Bu yıl 747’incisi düzenlenen tören kapsamında, Mevlana Meydanı’nda Nevbe Merasimi düzenlenir, sonrasında ise Mevlana Müzesi’ni ziyaret edilerek Mevlevi geleneği olan “Gülbang Duası” dinlenir. Burada ziyaretçilere tekke pilavı ikram edilir.
Ardından Hz. Şems-i Tebrizi ve Hz. Mevlana’nın türbeleri ziyaret edilir ve programa Mevlana Kültür Merkezi’nde musiki ve sema gösterisiyle devam edilir. Bunun gibi pek çok etkinliğin düzenlendiği Hz. Mevlana’yı Anma Törenleri, Konya’ya gitmek için tek başına yeterli bir sebeptir.
Kaçırmayın! Dolayısıyla Konya seyahatinizi Şeb-i Arus Törenlerine denk getirerek, Hz. Mevlana’nın hikmetine ve yüceliğine dair pek çok şey öğrenebilir, sonsuz bir huzur veren Sema gösterilerini seyretme imkanı elde edebilirsiniz. Velhasıl Konya’da yapılacak şeylerden biri ve en önemlisi Şeb-i Arus’a katılmaktır.
Konya şehir turu, üstü açık çift katlı otobüsler, tek katlı turistik otobüsler ve turistik minibüs ile gerçekleştirilmektedir. Şehir turunun ücreti, yetişkinler için 7 TL, indirimli fiyatlardan yararlanabilenler için (öğrenci vs.) 5 TL’dir. Fiyatlar sezonlara göre değişiklik gösterebilir.
Konya şehir turu esnasında şehirde bulunan toplam 52 kültürel, tarihi ve turistik varlığın tanıtımı ile birlikte M.Ö. 7500 yıllarından günümüze dek Konya’nın tarihi Şehir Turu Tanıtım Personelleri tarafından detaylıca anlatılmaktadır.
Şehir turu ile ”Mevlana Müzesi, Alaaddin Tepesi, Nalçacı Caddesi, Akyokuş Tepesi ve Sille” başta olmak üzere pek çok turistik yer gezilip, görülmektedir.
** Konya’da yapılacak şeyler listemiz burada sona eriyor. Her aktiviteyi bir arada vermeye çalıştığımız makalemiz ile ilgili fikirlerinizi, aşağıdaki yorum kutucuğuna yazarak bizlerle paylaşabilir, bu sayede içeriğimizi geliştirmemizi sağlayabilirsiniz! Konya ile ilgili diğer içeriklerimize ayrıca bakmak isterseniz:
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…