Fransa gezilecek yerler yazımıza göz atıp, şehrin tüm seyahat noktaları hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Avrupa’nın en popüler turistik noktalarından olan Fransa’nın görülmesi gereken yerlerini sizler için derledik.
Listemizin ilk sırasında;
Paris’in diğer güzellikleri kusura bakmasın. Paris denince akla ilk gelen yer olan bu kule, tepesinde benzersiz bir manzara sunmakla kalkıyor.
Hemen aşağısındaki Champ de Mars’ın yemyeşil, yumuşacık çimenlerinde leziz piknikler de vaat ediyor. Şimdiden pötü kareli masa örtünüzü, baget ekmek, peynir ve Fransız şarabıyla dolu piknik çantanızı hazırlayın.
Eğer Eyfel’in tepesine çıkıp, ardından Champ de Mars’ta piknik yapıyorsanız; “Parisien” hayata bir adım daha yaklaştınız demektir!
Fransa’nın en ünlü caddelerinden olan Şanzelize Caddesi, şehri ziyaret ettiğinizde kesinlikle görmeniz gereken yerlerden biridir. Paris’te bulunana Şanzelize Caddesi’nde dünyaca ünlü markaların mağazalarını bulabilir ve birden fazla hediyelik eşya dükkânıyla karşılaşabilirsiniz.
Etrafı ağaçlarla çevrili olan bu cadde özellikle yılbaşı zamanı yapılan ışıklandırmalarla harika bir görünüme sahip olmaktadır. Caddeyi dilediğiniz zaman dolaşabilirsiniz.
Paris’te bulunana Disneyland, iki bin hektarı kaplayan devasa büyüklüğüyle ziyaretçilerine birbirinden farklı eğlence olanakları sunuyor.
Disneyland karakterlerini görebileceğiniz bu park içerisinde rengârenk bir dünyaya adım atabiliyor ve çocukluğunuzu tekrardan yaşaya biliyorsunuz. Çizgi filmlerini izleyerek büyüdüğümüz Disney karakterlerini karşınızda görüp, onlarla hatıra fotoğrafı çektirebilirsiniz. Adı Paris’le özdeşleşen bu parkı haftanın her 10.00-20.00 saatleri arasında ziyaret edebiliyorsunuz.
Şanzelize Caddesi’nin batı kısmında bulunana Zafer Takı, Paris’te bulunana tarihi bir anıttır.49 metre yüksekliğindeki tak, şehrin en önemli simgelerinden biridir.19.yüzyılda inşa edilmiş olan yapı, Napolyan Bonapart’ın isteği üzerine kurulmuştur.
Uzun bir caddenin başlangıç nokrası olan takın ortasında savaşlarda ölen askerler adına bir anıt mezar bulunmaktadır.1923 senesinden beri hiç sönmeden bir ateşim bulunduğu bu mezar özel günlerde çiçeklerle ziyaret edilmektedir.
Dünya’nın en önemli müzelerinden biri olan Louvre Müzesi, şehrin en önemli kültür duraklarından biridir. Müzede ünlü Mona Lisa Tablos’unun da bulunduğu 30 binin üzerinde eser sergileniyor.
İçinde Lüksemburg Sarayı’nı da bulunduran 25 hektarlık alanda pek çok kestane ağacıyla çevrili bu alan şehrin en önemli yeşil alanlarından biri.
Parkın ortasında bulunan sekizgen biçimindeki göl ise parka bambaşka bir hava katıyor. Paris’e geldiğinizde şehrin en güzel parklarından biri olan Parc des Buttes Chaumont‘u da vaktiniz olursa görmenizi öneriyoruz.
1977 yılında açılan Pompidou Merkezi, radikal ve etkileyici tasarımı ile tam bir sanat merkezi görünümünde ziyaretçilerini ağırlıyor. Çeşitli sanat sergilerinin gerçekleştirildiği merkezi ziyaret ederek denk geldiğiniz sergiyi gezmenizi tavsiye ediyoruz.
Yapıldığı ilk zamanlar tren istasyonu olarak kullanılan Orsay Müzesi, günümüzde 19. ve 20. yüzyılın önemli eserlerinin sergilendiği bir müze olarak kullanılıyor. Sanatla ilgili ziyaretçilerin dünyaca ünlü bu müzeyi ziyaret etmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Şehrin bir diğer önemli ziyaret noktası olan Rodin Müzesi, ülkenin önemli sanatçılarından biri olan Auguste Rodin’in eserlerinin sergilendiği önemli bir bina. Vaktiniz olursa bu özel müzeyi de mutlaka Paris gezilecek yerler listenize dahil etmenizi öneriyoruz.
44 hektarlık geniş bir alanda bulunan mezarlık, dünyanın en çok ziyaret edilen mezarlığı olarak kabul ediliyor. Birbirinden etkileyici ve süslü 70 bin mezarın bulunduğu mezarlıkta Oscar Wilde, Jim Morrison, Chopin gibi pek çok ünlü ismin mezarlığı da bulunuyor.
Şarapla ilgili şehirde bulunan bir diğer özel mekan olan La Cité du Vin de şehirde mutlaka görülmesi gereken mekanlardan biri.
Şehrin en güzel zaman geçirilecek yerlerinden biri olan Pierre Bölgesinde pek çok cafe ve restoran bulunuyor. Siz de Boreaux gezilecek yerler listesine alarak eğlenebileceğiniz ve arkadaşlarınızla hoşça vakit geçirebileceğiniz yerlerden biri. Burada bulunan Pierre Köprüsü de görülmesi gereken yerlerden.
*Boreaux gezilecek yerler yazımızı inceleyerek, şehrin görülmesi gereken diğer yerleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
1.7 hektarlık alan üzerine kurulu ada, 1983 yılında Zen bahçesine dönüştürülmüş, taşlarla döşenmiş ve şelalelerle bezenmiş olsa da Japon mimarisinin örneklerini göreceğiniz yapılarıyla da oldukça dikkat çekiyor. Şehrin en turistik noktalarından biri olan Versay Adası’nı ücretsiz olarak ziyaret edebilir, harika fotoğraflar çektirebilirsiniz..
1829 yılında ziyaretçilere kapılarını aralıyan Nantes Botanik Bahçesi, 15. Louis’in Fransız gemilerinin kaptanlarına gittikleri her yerden farklı bitki tohumları getirmelerini emretmesiyle oluşturulmuş, içerisinde 500’den fazla türde bitki ve çiçek barındıran harika bir bahçe.
Şehrin akciğerleri olarak tanımlayabileceğimiz botanik bahçe, 17 dönümlük bir arazi üzerinde, Dükler Kalesi’nin yakınında yer alır. Girişlerin ücretsiz olduğu park, keyif verici bir gezinti için birebir.
Modernist mimariyi seven ve özellikle Le Corbusier’in binalarını beğenen herkes, 1955’te inşa edilen sansasyonel şapeli görme fırsatını kaçırmaz. Belfort’tan 25 kilometre uzaklıktaki Ronchamp’da bulunur ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndedir. Mimariye bakınca dalıp gitmeyin, gideceğiniz çok yer var.
Musee Fabre’de büyük duvarlar üzerinde sergilenen sanat eseri tabloları seyrederken kendinizi bir hayalin ortasında hissedeceğinizden eminiz.. Taa Rönesans döneminden günümüze Fransız ve Avrupa çizim sanatının eşsiz koleksiyonlarından birine sahip sanat galerisi, 1825 yılında Fransız ressam François Xaiver Fabre tarafından kurulmuştur.
17. yüzyılın ana resim sanatı akımını yansıtan sergi salonunda, romantizim, gerçekçilik, izlenimcilik, akademizm sanatları gibi pek çok akıma rastlayacağınız bilgisini de şimdiden verelim. Fabre’de sergilenen en ünlü tablolardan bir kaçı da şöyle; Rubens’in üç boyaması, Nicholosa Poussin’in Venüs ve Adonis’i, Jacques-Louis David’in de önemli eserleri…
Şarap konusunda Alsas’ın en önemli noktalarından biri olan Colmar, ziyaretçilerine nostaljik bir kasabada keyifli ve hoş bir tatil yapma imkanı sunuyor. Vaktiniz olursa Strazburg gezilecek yerler listenize burayı da ekleyerek gezinizi daha renkli bir hale getirebilirsiniz.
Şehrin muhteşem manzarasını seyredebileceğiniz Fourviere Tepesi, sahip olduğu manzaranın yanı sıra Notre Dame Fourviere Bazilikası gibi önemli yapılar nedeniyle görülmesi gereken önemli bir nokta. Bu özel tepeye füniküler ile kolay bir şekilde çıkabilirsiniz.
Şehrin en önemli ziyaret noktalarından biri olan Terreaux Meydanı çevresindeki pek çok önemli yapıyla Lyon gezilecek yerler listesinin ilk sıralarında yer alıyor. Meydan taşıdığı tarihi nitelik ve önem nedeniyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de bulunuyor.
Lille’in şehir kapıları da turistik noktalar arasındadır. La Porte de Roubaix, La Porte de Paris ve La Porte de Gand olmak üzere 3 kapı göreceksiniz. Roubaix, İspanyol işgali sırasında edilmiş. Tren istasyonu civarında bu kapıyı fark edeceksiniz.
Gand, Arnavut kaldırımlı sokakları ve şık restoranlara ev sahipliği yapan Gand Caddesi’nde bulunuyor. Paris Kapısı ise 14. Louis tarafından Lille’in fethedilmesine binaen yaptırılmıştır. Farklı mimarileri çizgilerde süslenen kapıları görmenizi tavsiye ediyoruz.
Nantes’de en keyif alacağınız yer elbette ki Machine of the Isle Nantes isimli bir çeşit tema park olarak tanımlayabileceğimiz bu eğlence alanı olacaktır. Jules Verne’nin kitaplarındaki kahramanlar örnek alınarak tasarlanan mekanik hayvanların yer aldığı parkta, harika saatler geçireceğinizin bilgisini şimdiden verelim..
Tek seferde 50 kişiyi taşıyabilen, hortumunu, kulaklarını ve başını hareket ettirebilen Büyük Fil’i gördüğünüzde oldukça şaşıracağınızdan eminiz.. Şehre seyahat edecekseniz, uğramayı ihmal etmeyin.!
Şehrin en önemli dini yapılarından biri olan Notre-Dame de la Garde, 162 metre yüksekliğiyle Marsilya’nın en yüksek noktası olan Le Garde’de bulunuyor. Bazilika, sahip olduğu süsleme detaylarıyla dikkat çekiyor.
Şehrin en tarihi noktalarından biri olan Vieux Lyon, pek çok önemli tarihi sokağa ve tarihi esere ev sahipliği yapıyor. Şehrin geçmişinde keyifli bir yolculuğa çıkmak isteyenler Lyon gezilecek yerler listesine bu bölgeyi mutlaka eklemeli.
Yapıldığı 17. ve 18. yüzyılda manastır olarak kullanılan bina günümüzde şehrin en önemli müzelerinden biri olarak kabul ediliyor. Müzede Fransa’nın antik dönemlerinden günümüze kadar pek çok eser sergilenmektedir.
15. yüzyılda bir tüccar tarafından inşa ettirilmiş olan Kammerzell Evi, Notre Dame Katedrali’nin hemen karşısında bulunuyor. Oldukça etkileyici bir görünüme sahip olan bina, günümüzde restoran ve otel olarak kullanılmaktadır.
Paris Yer Altı Mezarları, şehrin en ürkütücü yerlerinden biri. 19. yüzyılda Paris’teki taşan mezarlıklara çözüm bulmak adına meydana getirilen bu mezarlıklar günümüzde ziyaretçilerin ürkerek ama merakla ziyaret ettiği bir ziyaret noktası olarak değerlendiriliyor.
Renkli dekoratif mozaik taşlarla süslenmiş olan Marsilya Katedrali, şehirdeki Bizans mimarisinin en önemli örneklerinden biri olarak gösteriliyor.
18. yüzyılda inşa edilen Rohan Sarayı, günümüzde arkeoloji, güzel sanatlar ve dekoratif sanatlar müzesiyle ziyaretçilerine muhteşem bir deneyim yaşatıyor.
Şehrin huzur veren noktalarından biri olan Palais Longchamp, şehrin su sorununa çözüm olarak yapılmış bir yer. Ülkenin ilk hayvanat bahçelerinden birine de ev sahipliği yapan Palais Longchamp, Paris gezilecek yerler arasındaki yerini alıyor.
Kilise adını, 12. yüzyılda yapılan Meryem Ana heykelinden alıyor. Temelleri ise 13. yüzyılda atılmış. Gotik mimari tarzıyla parlayan kilise, 1999’da küçük bir değişim yaşadı. Ön girişi yeniden tasarlanmış ve böylelikle daha rahat bir ortam sağlanmış.
Kilisenin mimarı Peter Rice olarak biliniyor. Rice, ünlü Sydney Opera Evi’nin de mimarıdır. Gotik mimariye estetik kaygıya önem veren herkes Lille’de bu kiliseyi görmeli.
Şehrin bir diğer tarihi bölgesi olan Küçük Fransa (La Petite France), Strazburg’un eski dönemlerinde esnaflarının bulunduğu bir yer konumundaydı. Bölgede 16. yüzyıldan kalma pek çok ahşap evi inceleyebilir, muhteşem fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz.
Şehrin ana meydanı konumunda bulunan Capitol Meydanı, şehre gelenlerin mutlaka uğradığı ve zaman geçirdiği yerlerin başında geliyor. Meydanda bulunan Capitol Sarayı ise görülmeye değer bir yapı. Yalnız saray sadece pazar günleri ziyaret edilebildiği için planınızı buna göre yapmanızda fayda var.
16. yüzyılda tamamlanan bu özel bina özel işçiliği ve zarafeti ile ziyaretçilerini kendisine hayran bırakıyor. Bina içinde önemli sanatçıların önemli eserlerinin yanı sıra dönemin mobilyalarını da inceleme fırsatı yakalıyorsunuz.
Notre Dame Katedrali’nin önünde kurulan Noel Pazarı, 1570 yılından bu yana faaliyet göstermektedir. Şehrin en eski pazarı unvanına sahip olan pazarda Noel temalı pek çok hediyelik eşya ve yiyecekler bulma şansını yakalayabiliyorsunuz.
Şehirdeki gotik mimarinin en önemli örneklerinden biri olan katedralin yapım 1439 yılında tamamlanmıştır. Bina, özellikle etkileyici süslemeleriyle ziyaretçileri kendisine hayran bırakıyor. Katedral’de bulunan Astronomi Saati ise mutlaka görülmesi gereken noktalardan biri.
Şehrin en önemli meydanlarından biri olan Place de la Bourse Meydanı, ziyaretçiler için oldukça keyifli bir nokta. Meydan etrafında bulunan 18. yüzyıldan kalma pek çok yapı görenleri kendisine hayran bırakıyor.
Lille’in en yoğun işleyen meydanlarından biridir. 11. yüzyılda burasıbuğday pazarı olarak düşünülmüştü. Günümüzde ise sayısı belli olmayan kafeler, restoranlar ve tarihi binalarla çevrilidir. Dolayısıyla gezi listenizde olması gerekiyor.
Vieux ilçesinde bulunan tarihi kale, yıldız şekliyle dikkatleri üzerine çekiyor. Kentin popüler yapılarından biri olduğunu zaten anlayacaksınız. Büyük kale, 1660-1667 arasında inşa edilmiş. İnşasında 3 milyon beton blok, 60 milyon tuğla kullanılmış. Ayrıca 2 bin işçi çalıştırılmış. İnanması güç değil mi?
Burayı daha önemli yapan şey ise ABD’nin Pentagon binasına ilham kaynağı olması. Pentagon yapılırken ana mimarinin Lille Kalesi’nden örneklendiği pek bilinmez. Bu bilgi de genel kültürünüze artı puan olarak geçsin.
1593 yılında yaptırılan Fransa’nın en eski bahçesi Montpellier Botanik Bahçe, dönemin tıp fakültesi öğrencilerinin eğitimi için IV. Henry tarafından yaptırılmıştır. Bahçe içerisinde 250’den fazla şifalı bitki ve endemik tropik olmak üzere pek çok bitki çeşidi yer almaktadır.
Şehre gelen turistlerin ziyaret ettiği ilk adreslerden biri olan bahçe,zevkli tasarımı ve rengarenk çiçekleriyle görenleri kendine hayran bırakan bir atmosfere sahip..
Martinique’nin kuzey ucunda yer alan küçük bir balıkçı köyüdür. Rıhtımda ziyaretçiler bir balık pazarı ve siyah kum plajı bulurken, biraz kuzeyde Dominikagörülebilir. Deniz ürünleri meşhur olduğu için restoranların balık menüleri çok lezzetlidir.
Burası Napolyon’un eşi olan Marie Joseph Rose Tascher de la Pagerie’nin doğum yeridir. Şirin gözüken taş ev kısmen restore edilmiştir.Napolyon’un aşk mektupları, Josephine’in kişisel eşyaları gibi şeyler sergi halinde sunulur.
Rehberler ise Fransızca ve İngilizce konuşuyor. Josephine’in çocukluk dönemi ve ünlü Fransız imparatoruyla evliliği hakkında bazı şaşırtıcı hikâyeleri onlardan dinliyoruz.
Place Victor Hugo’daki Opera de Toulon, Paris’teki Palais Garnier’i de tasarlayan Charles Garnier tarafından yapıldı. Opera evi 1862 yılında birçok yerel sanatçının yardımıyla inşa edildi. Görkemli neoklasik yapı, Fransa’nın Paris dışındaki en büyük opera evlerinden biridir.
Güney ve kuzey cephelerindeki heykeller ziyaret edenlerin hemen dikkatini çeker. Opera evinde konserler, tiyatro, bale ve diğer dans gösterileri için mükemmel bir ortam sunuyor. Vaktiniz varsa bir performansa katılın.
Fort-de-France’ın yakınlarındaki Balata Botanik Bahçeleri tutkulu yeşilseverlerin çok mutlu olacağı bir yer. 3 binden fazla tropikal bitki ve çiçek türünün yanı sıra su lilyumları ve lotus çiçeği ile süslenmiş havuzlar bulunuyor. Ziyaretçiler dinlenmek, dağ ve bahçe manzaralarını izlemek istediğinde ağaçlar arasındaki banklarda mola verebilir.
Atlas Okyanusu ile Akdeniz’i birbirine bağlamak için yapılan Midi Kanalı, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunuyor. Kanal etrafında oluşturulan bisiklet ve yürüyüş yolları ise ziyaretçiler için eşsiz bir deneyim oluyor.
Adanın en güneydeki köyü ve en güzellerinden biri olma ayrıcalığına sahiptir. Ziyaretçiler burada mağazalar, restoranlar ve el sanatı pazarları bulacak. Ancak başlıca turizm yeri plajlardır. Yakınlardaki Les Salines, Martinique’deki deniz cennetidir.
Aktif bir yanardağ olan Pelee Dağı, 8 Mayıs 1902’de patladı ve yakınlarındaki Saint-Pierre şehrini yerle bir etti. Yanardağ şu an sessizliğini koruyor. Turistleri dağın zirvesine çıkaran rehberli turlar var. Erken saatlerde hava bulutsuz olduğu için genelde sabahları kalabalık oluyor.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…