Onca farklı medeniyete ev sahipliği yapmış olan Alanya topraklarında, geçmişten günümüze gelmeyi başarmış birçok eser bulunmaktadır. Alanya’da tarihin tozlu sayfalarında dolaşmak ve eski günlerin ihtişamını hissetmek isterseniz, sizler için hazırladığımız “Alanya tarihi yerler” yazımıza göz atabilirsiniz.
Alanya tarihi hakkında; Alanya, kuzeyde Toros Dağları ve güneyde Akdeniz ile çevrelenmiş, küçük ama tarih boyunca ticari faaliyetler bakımından ilgi gören noktalardan biri olmuştur. Bölge antik zamanlarda Pamfilya ya da Kilikya olarak da anılmıştır ancak kentin bilinen en eski adı Korakesium’dur. Kadı İni Mağarası içinde gerçekleştirilen araştırmalar neticesinde Alanya’nın tarihinin Üst Paleolitik döneme kadar uzandığı belirlenmiştir ve bu MÖ 20.000 yıllarına işaret etmektedir. Araştırmalar 1957 senesinde Doktor Kılınç Kökten öncülüğünde gerçekleştirilmiştir.
13. yüzyılda I. Alaaddin Keykubat’ın kenti ele geçirmesiyle bölgedeki Türk hakimiyeti başlamıştır ve bu tarihten itibaren bölgenin adı “Alaya” olarak anılmaya başlamıştır. Bu tarihten itibaren pek çok gezgin ve denizci beldeyi ziyaret etmiş ve beldeden çok güzel bahsetmiştir. Babürlüler ve Mısırlar bölgeye gerçekleştirdikleri saldırılarla bölgedeki Türk hakimiyeti sarsılmıştır. Selçukluların çöküşünün ardından bölgede Karamanoğullarının hakimiyeti başlamış ve bu hakimiyet de 1471 senesinde Fatih Sultan Mehmet tarafından beldenin fethedilmesiyle son bulmuştur.
1868 senesinde Antalya’ya katılan şehir, 1871 yılında bu şehrin bir ilçesi olmuştur.
Alanya’nın en ünlüleri; Şüphesiz Alanya ile özdeşleşmiş ve Alanya’nın tarihi yerleri deyince ilk akla gelen yer Alanya Kalesi’dir.
Alanya gezi tavsiyesi; Alanya gibi deniz konusunda çok şanslı bir beldeye gelmişseniz denizin mutlaka keyfini sürmenizi önereceğiz. Bunun için de öncelikle Kleopatra Plajı’nı tercih edebilirsiniz.
Yeme içme konusunda ise elbette balık ve deniz ürünleri öncelikli tercihiniz olacaktır. Bölgenin yöresel yemeklerini merak ediyorsanız Alanya yöresel yemekleri başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
“Alanya’ya hangi mevsimde gidilir?” diye düşünüyorsanız birçok kişi için bu sorunun cevabı temmuz ve ağustos ayları olacaktır. Bu aylarda beldede düzenlenen festivaller de tatilinizi daha keyifli yapacaktır ancak beldenin bu aylarda aşırı sıcak ve kalabalık olacağını göz önünde bulundurmanızda fayda olacaktır. Bu durumdan hoşnut olmayacaklar için bahar ve sonbahar ayları daha isabetli bir seçim olabilir.
Konaklama konusunda tavsiyeye ihtiyacı olan ziyaretçilerimiz için şuradaki Alanya otel tavsiyeleri yazımızı okumalarını tavsiye ediyoruz.
Müzekart; Alanya Kalesi, Ehmedek Kalesi, Kızılkule, Alanya Arkeoloji Müzesi gibi noktaları Müzekart ile ücret ödemeden ziyaret edebilirsiniz.
Burası neresi? Geçmişi Helenistik döneme kadar uzanan kale bir Selçuklu dönemi eseridir. Alanya’nın adeta simgesi haline gelmiş Alanya Kalesi Alaeddin Keykubad döneminde 1221 yılında tekrardan yapılmıştır. Kalenin denizden yüksekliği 250 metreyi bulmaktadır. Kalenin 83 kulesi 140 burcu bulunmaktadır. Kalede yer alan yapıların sıralanışı şu şekildedir; Ehmedek, İçkale, Adam Atacağı, Cilvarda Burnu, Arap Evliyası ve Esat Burcu, Tophane, Tersane ve son olarak Kızılkule’dir. Kara ve deniz yolu ulaşımın zor olduğu bir kaledir. bu nedenle sürekli olarak yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.
Neden gitmeliyim? Alanya Kalesi, tarihte en iyi korunan kale olarak bilinmektedir. Ayrıca günümüze kadar ulaşabilmiştir ve Alanya’nın simge tarihi yapıları arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? 1226 senesinde Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubad, Halepli Ebu Ali Reha el Kettani’ye yaptırmıştır. İnşaat sırasında yapının alt tarafları taş bloklarla yapılırken, üst tarafları pişmiş kırmızı tuğlalarla yapılmıştır. Yapı, sahip olduğu tarihi değer nedeniyle geçmişte 250000 Lira’nın üzerinde de yer almıştır. Kule, 1951 ile 1957 yılları arasında restore edilmiş ve 1979 senesinde ziyarete açılmıştır.
Yapının giriş katı Alanya Etnografya Müzesi olarak tasarlanmıştır. Müze içinde yöresel el sanatlarıyla yapılmış eserler, eski silahlar ve Selçuklu dönemine ait çeşitli eserler görülebilmektedir.
Kırmızı tuğlaların verdiği renk sebebiyle kulenin adı Kızıl Kule olarak kalmış. Alanya’yı denizden gelebilecek saldırılara karşı korumak için yapılan kulenin yüksekliği 33 metre çapı 29 metredir. Kule yıllar boyunca askeri amaçla kullanılmış. Günümüzde hem Alanya’nın simgelerinden hem de önemli turistik mekanlara biri haline gelmiştir.
Neden gitmeliyim? Kızıl Kule özellikle sahip olduğu muhteşem kırmızı rengi ile Alanya’nın simge yapısı konumunda bulunmaktadır. Bu nedenle 800 yıllık bu tarihi yapıyı mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz. Teras katından seyredeceğiniz manzara ise gezinizin bonusu olacaktır.
Burası neresi? Ehmedek Kalesi, Alanya’nın kuzey kısmında bulunmaktadır ve Alanya’yı karadan gelebilecek saldırılara karşı korumak amacıyla inşa edilmiştir. İki bölümden oluşan kalenin her bir bölümünde üç adet kule bulunmaktadır. Kale, I. Alaaddin Keykubat zamanında inşa edilmiştir ve Helenistik döneme ait bir yapının kalıntıları üzerine yapılmıştır. Kanuni dönemindeki depremde bu kale de ciddi hasarlar görmüş ancak günümüze kadar ulaşmayı başarabilmiştir. Kalenin surlarının yapımında ise Helenistik dönemde uygulanan duvar tekniklerinin uygulandığına dair bulgulara rastlanmıştır. Bazı kaynaklarda kalenin ilk inşasının MÖ 4. yüzyıla kadar uzandığı belirtilmektedir.
Neden gitmeliyim? Özellikle Osmanlı döneminde aktif olarak kullanılan Ehmedek Kalesi, Osmanlı tarihi açısından oldukça kayda değer yapılardan biridir. Kale içinde gerçekleştirilen kazılarda bulunan top, tüfek gibi malzemeler de bunu bizlere göstermektedir. Kale içinde aynı zamanda cami ve kümbet gibi yapılara ait kalıntılar da bulunmaktadır.
Burası neresi? Alara Çayı ve vadinin kenarında bulunan bir sivri kayanın üzerinde yükselen kale, Alara Han’ın yaklaşık 1 km kuzeyinde yer almaktadır. Kale surları dışarısında yer kalan Alara Çayı’nın yanında Selçuklu dönemine ait 13. yüzyılda yapıldığı düşünülen bir hamam bulunmaktadır. Kalenin yapılış amacı İpek Yolundan geçen kervanların mola vermek için durdukları çayın yanında güvenliğini sağlamalarıdır. Kale kalıntıları içerisinde; küçük bir saray, görevli odaları, cami ve hamamlar bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Kaleye ulaşmak 120 basamak olunca çıkış biraz zorlu oluyor evet, ancak tırmanışın ardından karşılaşacağınız manzara ile buna sonuna kadar değeceğini göreceksiniz.
Burası neresi? Kaynaklarda belirtilen bilgilere göre Helenistik dönem kalıntıları bulunmaktadır. Etrafı surlarla çevrili kale; sarnıç, tapınak ve idari dairelerin yer aldığı bir yapıdır. Bulunan bazı yazıtlar Hermes ve Serapis’e ait tapınakların varlığına işaret etmektedir. En önemli kalıntılar Bizans ve Roma dönemine aittir ancak kente ait surların büyük çoğunluğu ne yazık ki günümüze ulaşamamıştır. Bu kaleden Alanya manzarası bir harika gözükmektedir.
Burası neresi? Süleymaniye Camii, Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubad tarafından yaptırılmış bir başyapıttır. Tek minareli yapılmış olan cami, Alâeddin, Kale ya da Süleymaniye adıyla anılır. Yapı, moloz taştan yapılmış ve sekizgen kasnak üzerine kiremitli bir kubbesi vardır. Cami, geçmişte meydana gelen yangından ötürü ciddi zararlar alınca Kanuni döneminde yeniden inşa edilmiştir.
Kubbenin askılık görevi üstlenen kısmına akustiği sağlamak için 15 küçük küp yerleştirilmiştir. İbadet sırasında bu özellik ortaya çıkmaktadır. Son cemaat yeri, dört ayak üzerine kiremitli üç kubbe ile örtülüdür. Kubbeliğin askılık kısmına akustiği dengelemek adına yerleştirilen 15 küp ise dönemin mimari dehasını ortaya çıkan önemli detaylardandır. Kapı ve pencere kapakları Osmanlı döneminin ahşap oyma işçiliğinin güzel bir örneğidir. Bu tarih kokan camiyi gezmezseniz çok şey kaçırırsınız.
Burası neresi? Selçuklu döneminin cami mimarisine ait en güzel örneklerden olan cami, ismini bitişiğinde bulunan andız ağacından almaktadır. Cami, 1227 senesinde Emir-ül Haç Zade Bedrüddin Ömer tarafından yaptırılmıştır. 1970 senesinde gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları ile günümüzdeki görünümünü almıştır. Minare, giriş kapısı ve avlu bölümleri ise orijinalliğini korumuştur. Caminin son cemaat yerinin olduğu kısımda, yerin altında ise Selçuklu döneminden kalma su sarnıçları ve devamında “Arap Kuyusu” isminde bir kuyu bulunmaktadır Günümüze ulaşan kitabesinden anladığımız kadarıyla 1725 senesinde de tadilat geçirmiştir. Cami, günümüzde ibadete açıktır.
Burası neresi? Alanya’da birçok tarihi yapının Selçuklular tarafından yapıldığı gibi Gemili Mescit’de Selçuklulara aittir. 13. yüzyılda yapılmıştır. Alanya Kalesi’ne çıkarken yol üzerinde bulunmaktadır. Tek katlı küçük bir yer olan Gemili Mescit, Alanya’da yapılan denizciliğe dair bilgiler vermektedir. Buranın en belirgin özelliği mescidin iç duvarlarında kazıma tekniği ile kazılmış olan gemi çizimleri yer almaktadır. 170 adet çizim bulunmaktadır.
Burası neresi? Kale içinde bulunan bu mescit, Süleymaniye Cami’ne 100 metrelik bir mesafe bulunuyor. Bu nedenle Süleymaniye Camii ziyaretiniz sırasında bu önemli mescide de zaman ayırmanızı tavsiye ediyoruz. Mescidi yaptıran ise kalede kumandanlık görevini yapan ilk askerlerden olan Akşabe Sultan’dır. Mescidin kitabesine göre yapım yılı ise 1230 senesidir. İki odadan oluşan mescidin dış kısmında taş, iç kısmında ise tuğla kullanılmıştır. Odalardan biri mescit olarak kullanılırken diğer odada Akşebe Sultan’ın ve sahibi belli olmayan birkaç kişinin mezarı bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Akşebe Sultan, Alanya’daki askeri güç anlamında Selçuklu döneminin en etkin isimlerinden biridir. Bu nedenle bu mescit, Alanya için oldukça önemlidir ve ziyaret edilmesi gerekmektedir. Mescidin kapısı kilitli olduğundan içeri girilememektedir ancak çevresi ziyaret edilebilmektedir.
Burası neresi? 19. yüzyılda inşa edilen mescit, klasik Osmanlı mimari unsurlarını barındırmaktadır. Yıllar içinde yıpranan yapı, geleneksel malzeme ve yapım teknikleri ile inşa edilmiştir. Çatıda ise geleneksel bir şekilde masif ahşaptan, sedir ve karaçam ağacından yapılmıştır.
Neden gitmeliyim? Geleneksel Osmanlı mimarisi ile ahşap ve taş işçiliği ile inşa edilmiş yapı, geçmişteki Osmanlı izlerini görebilmek için iyi bir fırsat.
Burası neresi? İrice bir kayanın üzerinde, Alanya Kalesi’ne çıkan yol üzerinde bulunan Sitti Zeynep Türbesi’nin Osmanlı döneminde, 16. inşa edildiği düşünülmektedir. Türbe içinde yatan kişinin bir eren olduğu ve kendisinin Horasan’dan Alanya’ya gelmiş yedi evliyadan biri olduğu tahmin edilmektedir. Evliya Çelebi’ye göre ise burası geçmişte bir Bektaşi Tekkesi olarak kullanılmıştır. Moloz taşla inşa edilen türbenin duvarları kireç harcı ile boyanmıştır. Dörtgen bir yapıya sahip olan türbenin içi “L” biçimindedir. Mekanın bir köşesi mescit, diğer köşesi ise türbe olarak değerlendirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Alanya’ya gelen herkesin mutlaka ziyaret ettiği Alanya Kalesi yolu üzerinde olan bu türbeyi, yolculuğunuz esnasında özel bir zaman ayırmadan ziyaret edebilirsiniz.
Burası neresi? Alâeddin Keykubat Kızıl Kuleyi yaptırdıktan iki yıl sonra tersanenin yapımına başlanmıştır. İki denizin sultanı olma hayalini gerçeğe dönüştürmek için yaptırdığı tersane içerisinde bir tarafında mescit bir tarafında deniz bir tarafta da askerlerin kalacağı bölüm mevcuttur. 57 metre uzunluğa sahip olan tersanenin derinliği ise 40 metredir. Tersane 1960 senesine kadar aktif olarak kullanılmıştır.
Alanya Belediyesi tarafından müzeye dönüştürülen tersaneye gelen ziyaretçiler gemicilikle ilgili antika eşyalar, çeşitli nesneler ve tekne kalıntılarını görebilmektedir.
Neden gitmeliyim? Alanya Tersanesi, Alanya’nın olduğu kadar Antalya’nın tarihi yerleri arasında da çok önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle bu önemli tarihi noktayı mutlaka Alanya gezisi sırasında ziyaret etmenizi öneriyoruz.
Burası neresi? Süleymaniye Camii’nin güneybatı tarafında bulunan Bedesten’in 14. veya 15. yüzyılda Karamanoğulları döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. O dönemde çarşı ya da han olarak kullanıldığı düşünülen yapı, günümüzde cafe ve restoran olarak hizmet vermektedir. Yapının inşasında moloz ve tuğla malzemeleri kullanılmıştır ve dikdörtgen bir plana sahiptir. Bedestenin bulunduğu noktaya teleferikle keyifli bir yolculuk sonunda çıkılabilmektedir.
Neden gitmeliyim? Tarihi ve doğal güzellikleri bir arada sunan bölge, muhteşem manzaralar eşliğinde unutamayacağınız kareler yakalamanıza imkan tanımaktadır. Bedesten içindeki basık kemerli bir şekilde inşa edilmiş olan 9 hücre en ilgi çekici yapıdır.
Burası neresi? Alanya Deniz Feneri Türkiye’nin en yüksek tepesinde yer alan kalesi unvanına sahip. 1880 yılında Fransızlar tarafından yapılmıştır ve o günden bu yana aralıksız bir şekilde denizcilere yol göstermeye devam etmektedir. Osmanlıların isteği üzerine yapılan fener, 1936 yılına kadar Fransızlar tarafından işletilmiştir. Bu tarihten sonra ise Türkler tarafından işletilmeye başlanan fener, gururla işlevini yerine getirmektedir. Fenerin denizden yüksekliği 209 metredir ve kulenin yüksekliği ise 6 metredir. Ulusal miras statüsünde Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından koruma altındadır.
Neden gitmeliyim? Alanya Feneri, bölgenin tarihi özelliğe sahip tek deniz feneri olması nedeniyle, Alanya’ya gelenlerin mutlaka rotasına eklemesi gereken noktalardan biridir. Bu arada fenerin olduğu iskele, keyifli bir yürüyüş yapmak için de oldukça ideal.
Burası neresi? Alara Kalesi ve Çayı’na yakın konumdadır. Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad tarafından H.629 / M.1231 yılında yaptırılmıştır. İpek Yolu üzerinde hakimiyet sağlamak amacıyla inşa edilmiştir. Hanı gezmek için aracınızı hanın karşısında bulunan restoranın otoparkına bırakabilirsiniz. Restoranın içinde bulunan alt geçitten geçerek hana ulaşabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Mimari açıdan bir hükümdara yaraşır şekilde tasarlanmış olan Alara Han, Anadolu’daki hanlar arasında en ihtişamlısı olması nedeniyle kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Alanya’daki pek çok yapı gibi Şarapsa Hanı da Selçuklu dönemi eserleri arasında bulunmaktadır. I.Alaaddin Keykubat’ın oğlu II.Keyhüsrev tarafından ticaretin gelişmesi amacıyla 1236-1246 yılları arasında yaptırılan han, geçmişte önemli konaklama tesislerinden biri olarak kullanılmıştır. Dörtgen bir mimari ile inşa edilmiştir. Taşlarla yapılan han, on bölmeli han tarzında inşa edilmiştir. Kervansaray günümüzde çeşitli etkinlikler için değerlendirilmektedir ancak turistik amaçlı içerisi ziyaret edilememektedir.
Burası neresi? Girne Çeşmesi, 13. yüzyıl Selçuklu dönemine ait bir eserdir. Günümüzde hala halkın su ihtiyacını karşılayan Girne Çeşmesi arkasında suyu biriktirmek için ayrı bir hazneye sahiptir. Geçmişte kale içinde yaşayan halkın en önemli su kaynağının bu çeşme olduğu bilinmektedir. Yapılan çalışmalar sırasında yan tarafında hala dayanıklı halde bir başka bölümü daha keşfedilmiştir.
Neden gitmeliyim? Aynı zamanda yapılan çalışmalar sırasında Roma dönemine ait yazılar ve kitabeler bulunmuştur. Tarih kokan bu çeşmenin suyunu içmek çok heyecan verici olabilir.
Burası neresi? Dil Varna sarp kayalıklarının üzerinde bulunmaktadır. Halk tarafından darphane olarak bilinmesine karşın, burası küçük yapıların bir araya gelmesiyle oluşan ve kilise olarak kullanıldığı düşünülen tarihi bir yerdir ve burası herhangi bir para basımı için kullanılmamıştır. Yapının 11. yüzyılda inşa edildiği düşünülmektedir. Yapı 400 metrelik dik kayalıklar arasında inşa edilmiştir ve bu durum geçmişte böylesi zor bir coğrafyaya bu denli bir yapının yapıldığı konusunda şaşkınlık yaratmaktadır. Çıkış yolunun dik bir yamaç olmasından dolayı buraya tırmanmak zordur. Kilise olduğu düşünülen yapının kubbesi, manastır olduğu düşünülen yapının ise bazı taş parçaları günümüze kadar ulaşabilmiştir.
Burası neresi? Yapıldığı yıl tam olarak bilinmemektedir fakat 23 Nisan 1873 yılında onarım yapıldığı kayıtlarda yer almaktadır. Giriş kapısının üstünde Grek alfabesi ile yazılmış Karamanlıca bir kitabe vardır ve bu kitabe şuan müzede sergilenmektedir. Kilise, Müslümanlar tarafından da ibadet etmek amaçlı kullanılmaktadır. Her sene Hıdrellez haftasında ziyaret edilmekte ve piknik yapılmaktadır. Yerel Rus Ortodokslar tarafından 25.12.2012 yılından itibaren kullanılmaktadır. Ortodoks Patriği Bartholomeos 5.12.2014 tarihinde bu kilisede yapılan ayini yönetmiştir.
Neden gitmeliyim? Baharın gelmesiyle birlikte bunu kutlamak isteyen birçok kişi bu tarihi kiliseyi ziyaret etmekte ve pikniklerle kutlamalarını gerçekleştirmektedir. Siz de zamanınız olursa bu güzel kiliseyi ziyaret edebilir ve kutlamalara dahil olabilirsiniz.
Burası neresi? MS 6. yüzyılda yapıldığı düşünülen Ayayorgi Kilisesi (Aziz George), Bizans Devleti’ne aittir ancak üslubu incelendiğinde yapının 11. veya 12. yüzyıla ait olabileceği de düşünülmektedir. Sur duvarına bitişik olup kilise malzemesinin tamamı taştır. Ayayorgi Kilisesi üç tarihi döneme tanıklık etmiştir. İlki Helenistik döneme ait kare yapıdaki kilisenin üzerine Bizans dönemine ait bir kilise inşa edilmiştir. Selçuklu döneminde ise suların yapımında kiliseye zarar verilmemiş, sonrasında mescit olarak kullanılmıştır.
Burası neresi? Şehir Selefkiler kralı ANTİOKHOS tarafından kurulmuştur. Karısı Iotape’nin adına yaptırmıştır. Kendisi MS 38 ile 72 yılları arasında yaşamıştır. Kentin içerisinde; akropol, nekropol, kilise, hamam ve cadde bulunmaktadır ancak bu yapılar büyük oranda tahribata uğramıştır. Bu yapılar içinde günümüze en sağlam ulaşabileni ise hamamdır. Ayrıca kentin bir limanı bulunmaktadır. Bu liman koyu deniz girmek isteyenler için uygundur. Diğer antik kentlere oranla daha az hasarla günümüze kadar gelmiştir.
Neden gitmeliyim? Tarihi bir atmosfer içinde muhteşem bir deniz ve muhteşem bir manzara sizi bekliyor. Dileyenler için Alanya kamp yerleri arasında da önemli bir yere sahip ve çadırınızı kurup bu tarihi noktada kamp yapmanın keyfini de sürebilirsiniz.
Burası neresi? Syedra Antik Kenti, Alanya’ya 23 km mesafede bulunan önemli antik noktalardan biridir. Gerçekleştirilen kazılar neticesinde bölgenin tarihinin 7. yüzyıla kadar uzandığı düşünülmektedir. Kentte 13. yüzyıla kadar yerleşimin devam ettiği tahmin edilmektedir. Kentin çevresinde hala izlerine rastlanan devasa surlar oldukça ilgi çekicidir.
Syedra, geçmişte çıkan isyanlara uymaması ve imparatorluğun yanında olması ile kraliyetin büyük takdirini toplamış ve bu konuda Syedra halkına hitaben teşekkür mektubu yazılmıştır. Roma İmparatoru Septimus’un 194 senesinde mermer üzerine yazdığı mektup, o dönem halka meydanda okunmuştur ve mektup günümüzde Alanya Arkeoloji Müzesi içinde sergilenmektedir.
Neden gitmeliyim? Kurulduğu ilk günden bugüne ulaşabilen anıtsal kapı, su sarnıçları gibi önemli kalıntılar görülmeye değer yerlerin başında gelmektedir. Hamam, vaftiz mağarası gibi yerler de antik kentin önemli kalıntılarındandır.
Burası neresi? 1649 metre yükseklikteki Cebeli Reis Dağı’nın tepesinde, Alanya’ya 24 km mesafede kurulmuştur. Fenike diliyle yazılan kitabeye göre kentin kuruluşu MÖ 7. yüzyıla dayanmaktadır. Kitabe şu anda diğer birçok antik eser gibi Alanya Arkeoloji Müzesi’nde görülebilmektedir. Şehirdeki kazılar 20. yüzyılın ortalarında gerçekleştirilmiştir. Kentte yapılan kazılar sonucu geçmişte kentin korsanlar tarafından istila edilmiş olabileceği düşünülmektedir.
Neden gitmeliyim? Antik kentte hamam, agora, sarnıç, tiyatro gibi genel kalıntıların yanı sıra İmparator Claudius’a, Apollon’a ve Zeus Megistos’a ait tapınaklar oldukça ilgi çekicidir.
Burası neresi? Arkeolojik ve etnografik eserlerin bir arada sergilendiği Alanya Arkeoloji Müzesi, 1967 senesinde kurulmuştur. Müzedeki ilk eserler Ankara’da bulunan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nden getirilmiştir ve Tunç Çağı’ndan itibaren Urartu, Frig, Lidya gibi çeşitli dönemlere aittir. Müzede bulunan eserler 1’i açık alan olmak üzere 14 adet salonda sergilenmektedir.
Neden gitmeliyim? Çok farklı dönemlerden etkileyici eserlerin bulunduğu müze, Alanya müzeleri içinde en etkileyici olanıdır. MS 2. yüzyıla ait Herakles Heykeli ise müzenin en can alıcı eserlerinin başında gelmektedir.
Burası neresi? Müzenin olduğu binanın ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmemektedir ancak II. Meşrutiyet döneminde inşa edildiği düşünülmektedir. 19. yüzyıl Türk mimari özelliklerine göre inşa edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, 18 Şubat 1935 senesinde yapmış olduğu Alanya ziyareti sırasında bu konakta kalmıştır. Evin sahibi olan Tevfik Azakoğlu’nun yapıyı Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağışlamasının ardından 1987 yılında müze haline dönüştürülmüştür.
Neden gitmeliyim? Üç kattan oluşan bu geleneksel evin giriş katında Atatürk’e ait eşyalar, belgeler görüşebilmektedir. Diğer katlarda ise geleneksel bir şekilde döşenmiş Alanya evinin nasıl olduğunu görmek mümkün olmaktadır.
Burası neresi? Geleneksel Alanya evlerinin en güzel örneklerinden biri olan bina, mülk sahipleri tarafından bağışlanmasının ardından sadece kültürel çalışmalar için değerlendirilmeye başlanmıştır. Süsleme teknikleriyle dikkat çeken bina, günümüzde müze olarak hizmet vermekte ve Alanya’nın geçmişi ile geleceği arasında önemli bir köprü görevi görmektedir.
Neden gitmeliyim? Müze içinde Alanya’nın kültürünü yansıtan halı tezgahlarından kirkite ve cümbüşe kadar pek çok önemli nesne görülebilmektedir.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…
Yorumları Gör
Hıdırlık kulesi Alanya'da değil ayrıca Selinus antik kentinin fotoğrafı yanlış.
Merhaba Sinan Bey, uyarınız için teşekkürler gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Keyifli okumalar dilerim :)
Süleymaniye Camii İstanbul'da. Galatasaray Caddesi de.
Merhaba Volkan Bey,
Yorumunuz için teşekkür ederiz. Alanya'da da aynı isimli bir cami bulunmaktadır. Dilerseniz İstanbul'daki camiler hakkında bilgileri içeren İstanbul tarihi yerler listemize de göz atabilirsiniz.
GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL , FAYDALI BİR ÇALIŞMA OLMUŞ. ELİNİZE SAĞLIK.