Hikayesiyle herkesi etkileyen Yürüyen Köşk’ten, şifa dağıtan hamamlarına, Yalova tarihi yerleri ile şehrin geçmişinde keyifli bir yolculuğa çıkıyoruz…
Yalova tarihi hakkında; Yalova’daki yerleşimin geçmişi MÖ 3000’li yıllara yani Hititler zamanına kadar uzanmaktadır ve şehre ilk yerleşenlerin Frigler olduğu düşünülmektedir. Şehirdeki arkeolojik kazılarda şehirde Friglerden sonra Bithinyalıların ve ardından MÖ 74 senesinde Romalıların egemenlik kurduğu anlaşılmaktadır. Roma İmparatorluğu’nun çöküşü ise bölgenin Bizans hakimiyetine girmesini sağlamıştır.
Bizans döneminde Yalova bir geçiş güzergahı üzerinde olmasından ötürü jeopolitik açıdan büyük bir öneme sahipti. Bizanslılardan sonra bölgeyi ele geçiren artık Türk güçleriydi ve Yalova artık Selçukluların bir parçasıydı. 1326 senesinde ise Osmanlı komutanı Gazi Abdurrahman Yalova’yı ele geçirmiştir.
Şehir, 1530 senesinde İzmit’e bağlı bir kasaba konumunda bulunmaktaydı. 1867 senesinde ise Bursa sancağına bağlanmıştır. 2 Haziran 1929 senesinde ise İstanbul‘un bir ilçesi olmuştur. 1995 senesinde alınan karar ise Yalova’nın il olmasını sağlamıştır.
Yalova’nın en ünlüleri; Termal Atatürk Köşkü ve Yürüyen Köşk, gerek mimari açıdan estetiği gerekse tarihi bir değer olması nedeniyle Yalova’nın en ünlü tarihi yerleri arasında bulunuyor. Kent Müzesi ise şehrin tarihine yakından tanıklık etmek isteyenler için mutlaka görülmesi gereken noktalardan biri.
Yalova gezi tavsiyesi; Yalova, küçük bir şehir olduğu için bu şehri gezmek için 1 günlük bir zaman dilimi yeterli olacaktır. Bu nedenle eğer vaktiniz bol ise şehre yakın konumda bulunan diğer şehirleri de rotanıza ekleyerek daha geniş bir gezi planı yapabilirsiniz. Elbette Yalova’ya gelmişken şehirdeki termal otellerde konaklayarak dinginleşmek ve ağrılarınızdan kurtulmak da yapılması elzem olan şeyler arasında bulunuyor. Eğer mevsim yazsa Yalova’da yapılacak şeyler arasında Çınarcık Plajı’nda muhteşem denizin keyfini çıkarmayı da mutlaka eklemelisiniz.
Müzekart; Yalova’daki tarihi yerler arasında Termal Atatürk Köşkü’ne girişte Müzekart geçerli ancak sadece bir yer için Müzekart satın almak çok mantıklı olmayacaktır. Eğer gezi planınızda farklı şehirler de bulunuyorsa ödediğiniz ücreti çıkarabilirsiniz.
Burası neresi? Yalova gezinizde mutlaka uğramanız gereken tarihi yerlerin başında yer alan Termal Atatürk Köşkü, ilçeye gelenlerin ilk uğradığı yerlerden biri. Yalova’nın şehir merkezine 13 km mesafede bulunan Termal ilçesindeki köşk, yemyeşil ağaçların arasında yer alıyor. Karşısında tarihi termal hamamlarının yer aldığı köşke, birkaç basamak çıkarak ulaşabiliyorsunuz. 1929 yılında 38 gün gibi kısa bir sürede inşa edilen yapı, Atatürk için inşa edilmiş. Prof. S. Hakkı Eldem’in mimarlığını yaptığı bilinen tarihi yapı, iki katlı tamamen ahşap iç yapısı ve işlemeleriyle dikkat çekiyor.
Köşke girdiğinizde size bir rehber eşlik ediyor. Tek tek önce alt katında yer alan toplantı ve kabul odalarını geziyorsunuz. Odalarda yer alan özel işleme mobilyalar ve ünlü ressam Nurettin Niyazi’ye ait devasa tablolar güzelliğiyle dikkatleri çekiyor. Özel İran ve Hereke halılarından, işlemeli porselenlere her detayıyla Cumhuriyet’in ilk yıllarının mimari düzenlemesini gösteren köşk, insanı tarihte yolculuğa çıkarıyor. Ahşap merdivenden çıktığınız üst katta ise sizi özel odalar ve banyo karşılıyor. Atatürk’ün odasının içinde yer alan dolaptan girdiği banyosu da görenleri şaşırtıyor. Terliklerinden, havlusuna kullandığı tüm malzemeler de hala müzede sergileniyor.
Neden gitmeliyim? Ahşap parkelerin üzerinde yürürken çıkarttığı sesle, kendinizi o dönemdeymişsiniz gibi hissediyorsunuz. Atatürk’ün tek kişilik kahvaltı masasını görünce, rehber genelde burada yalnız kahvaltı etmeyi sevdiğini söylüyor. O an sanki orada gözünüzde canlanıyor. Her bir dokusu ve kokusuyla insanı geçmişe götüren bu köşkü, işte tüm bu anlattıklarımızı görmek ve hissetmek için mutlaka ziyaret etmeniz gerekiyor.
Burası neresi? Yalova dendiğinde herkesin aklına gelen yerlerden birisidir Yürüyen Köşk. Dilden dile dolaşan efsaneleşmiş hikayesiyle adından söz ettiren köşk, günümüzde halen Yalova’nın en sık ziyaret edilen yeri. 1929 yılının Ağustos ayında Ertuğrul yatıyla Bursa‘ya seyahat eden Atatürk, Yalova’dan geçtiği sırada denizin kenarında büyük çınarı görerek oldukça etkileniyor.
İşte o herkesin bildiği hikaye de tam olarak burada başlıyor. Burada kendisi için küçük de olsa bir ev yapılmasını istedikten sonra, 22 gün içerisinde ev tamamlanıyor. 1930 yılının Ağustos ayında köşke gelen Atatürk, bahçıvanın ağacın dalını kesmeye çalıştığını görünce nedenini soruyor. Dalların çatıya zarar verdiğini duyan Atatürk ise dalın kesilmeyeceğini ve onun yerine evin taşınmasını istediğini söylüyor.
Günümüzde fazla uzak gelmese de yapıldığı dönemde ne kadar önemli bir uğraş olduğunu anlamak güç değil. 1930 yılında İstanbul‘dan getirilen tramvay raylarıyla temelinden 4.80 metre kaydırılan ev, bu nedenle de ‘Yürüyen Köşk’ ismini almış.
Neden gitmeliyim? 1937 yılına kadar Atatürk’ün ziyaret ettiği köşk, günümüzde halen halkın ziyaretine açık. Köşk ve çevresi senede 50 binin üzerinde kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Yalova’nın merkezinde yer alan sahil şeridinden yürüdüğünüzde kolayca ulaşabileceğiniz köşkü, ziyaret etmeden dönmemenizi öneririz.
Burası neresi? Kentte yer alan ilgi çekici yapılardan birisi de Termal ilçesinde yer alan tarihi Sinema Binası. Termal’in yemyeşil ağaçlarının içinde bembeyaz ve küçük yapısıyla dikkat çeken bina, 19. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş. Tek kattan oluşan yapı, ahşap ve oldukça güzel bir mimariye sahiptir ve dikdörtgen bir planla inşa edilmiştir. İlk önce lokanta olarak hizmet veren bina, 1947 senesinde sinemaya dönüştürülmüş ve bir süre sinema olarak kullanıldıktan sonra kafe olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Neden gitmeliyim? Eskiden binanın arkasında yer alan otele ait restoran olarak kullanılan bina, 2006 senesinde gerçekleştirilen restorasyonun ardından günümüzde hem sinema, hem kafeterya hem de toplantı salonu olarak hizmet veriyor.
Burası neresi? Türkiye‘nin en meşhur termal noktalarından biri olarak bilinen Yalova’nın Termal ilçesindeki tarihi Kurşunlu Hamamı da, Yalova’nın tarihi yerleri listemizde yerini alıyor. Yalova’nın merkezinden kalkan Termal minibüsleriyle kolayca ulaşabileceğiniz ilçe, dört bir yanı termallerle kaplı bir alan. Termal’e geldiğinizde yemyeşil ağaçların içerisinde kendinizi bambaşka bir dünyada gibi hissediyorsunuz.
Bunların arasında en dikkat çeken yapı ise tarihi Kurşunlu Hamamı. Bizanslılar döneminde İmparator Jüstinyen’in isteği üzerine 18 asır önce yapılan hamam, o dönemde yaşanan afetler nedeniyle ne yazık ki yıkılmış. Ancak 1900 yılında Osmanlının önemli padişahlarından II. Abdülhamid tarafından restore edilerek kültürümüze kazandırılabilmiş.
Neden gitmeliyim? İçerisinde sıcak termal havuzundan, saunasına kadar bütün termal hizmetlerin yer aldığı Kurşunlu Hamamı, günümüzde bölgede ziyaretçi akınına uğruyor. Özellikle de kışın karlar altında sıcak termal havuzunda yüzmenin keyfini yaşayan turistler, tarihi dokunun da izlerini keşfediyor.
Burası neresi? Yalova’nın tarihi yerleri listemize tarihi bir köprüyle devam ediyoruz. Yalova’nın Çiftlikköy ilçesinde yer alan tarihi Taş Köprü, aynı zamanda Taşköprü beldesi olarak da bilinen bölgede yer alıyor. Günümüzde halen aktif olarak geçiş için kullanılan köprü, derenin üzerinde yer alıyor.
Köprünün kitabesi bulunamadığı için ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı net olarak bilinmiyor. Ancak tarihçilerin tahminlerine göre köprünün 400 yıllık bir geçmişe ait olduğu da bilinenler arasında. Daire kemerleriyle de dikkat çeken köprü, kesme taştan inşa edilmiş.
Yapı, 1993 senesinde alınan karar ile korunması gereken kültür varlığı olarak tescillenmiştir.
Burası neresi? Bir şehrin tarihi dokusunu hissetmek için en uygun gezi noktalarından birisi de hiç şüphesiz müzeleri oluyor. Yalova’nın merkezi olarak bilinen iskelenin hemen yanındaki meydanın bulunduğu alanda yer alan Yalova Kent Müzesi, meydandaki tek yapı olduğu için ilk bakışta dikkatleri çekiyor.
1913 senesinde hükümet konağı olarak hizmet vermeye başlayan yapı, 1968 senesinde yıkılmıştır. O zamana kadar da çeşitli amaçlar için değerlendirilmiştir. Sonrasında alınan karar ile yerine yeniden eski gösterişli günlerine döndürülmüş ve 15 Mayıs 2013 senesinde “Kent Müzesi” olarak açılmasına karar verilmiştir.
Müze, zemin ve 1. kat olmak üzere iki kat üzerine planlanmıştır. Müzenin içinde Yalova’daki 8 bin yıl öncesine dayanan ilk yerleşimden Osmanlı dönemindeki şehir oluşumuna kadarki olaylar kronolojik olarak sergilenen belge ve objeler eşliğinde sergilenmektedir. Monitörlerden yayınlanan tarihi videolar ve sesleri izleyerek, Yalova’nın tarihine yolculuğa çıkabiliyor, fotoğrafların çekildiği güne gidebiliyorsunuz.
Neden gitmeliyim? Eldeki olanaklardan en güzel şekilde faydalanılarak belediye ve valiliğin işbirliği ile ortaya çıkarılmış olan Müze, Yalovalılar için bir gurur kaynağı olmasının yanı sıra hem Yalova halkı için hem de kenti ziyaret edenler için Yalova’nın tarihi hakkında bilgi edinmek adına mutlaka uğranması gereken duraklar arasında yer alıyor.
Burası neresi? Yalova ve çevresinde yapılan kazı çalışmaları ve tarihi araştırmalar sonucunda ortaya çıkan eserlerin sergilendiği Açık Hava Müzesi, 2003 yılında, Cumhuriyet’in ilanının 80. yıldönümünde halkın ziyaretine açılarak şehre kazandırılmış. Burası “Arkeopark” olarak bilinmektedir. Roma döneminden, Osmanlılara kadar pek çok dönemin eserlerinin sergilendiği müzede, lahitler, taşlar ve daha nice tarihi eserler yer alıyor.
Müze adından da anlaşılacağı gibi açık havada ve dışarıda yer alıyor. Ancak eleştirilen yönlerinden biri ise belirtilen ziyaret saatleri dışında kapalı olması, ve yeterli güvenlik önlemlerinin alınmaması. Yeteri kadar bilgilendirme panolarının da bulunmadığı müzeyi, ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Arkeopark’ta bulunan eserler, Yalova’da görülmesi gereken önemli tarihi eserler arasında yer almaktadır. Ücretsiz bir şekilde ziyaret edilebiliyor olması ve şehrin geçmişine şahitlik ediyor olması bu açık hava müzesine mutlaka zaman ayrılması gerekli sebepler arasında yer alıyor.
Burası neresi? Hersekzade Ahmed Paşa Camii, Altınova ilçesinde yer alıyor. Osmanlı döneminde 17. yüzyılda inşa edilen cami, Bosna-Hersek doğumlu, dönemin ünlü sadrazamı 1548 senesinde doğduğu düşünülen Hersekzade Ahmed Paşa’nın isteğiyle kendi adına inşa edilmiş. Camide kesme taş işçiliğinin en güzel örneklerine rastlanmaktadır. İzmit ve Yalova çevresinde limandan, medreseye kadar pek çok yapı inşa ettiren paşa, Yalova’ya kazandırdığı önemli mimari yapılardan biri olan camiyle, günümüzde halen anılıyor.
Burası neresi? Yalova’nın merkezinde yer alan tarihi Rüstempaşa Camii, kendi adını taşıyan caddenin hemen kesiştiği noktada bulunuyor. Tarihi verilere göre Osmanlı’nın en önemli Padişahlarından biri olan Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamı olan Rüstem Paşa tarafından yaptırıldığı biliniyor. 1500-1561 yılları arasında yapılmış olabileceği tahmin edilen cami; külliye, hamam ve cami olarak Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş. Kompleks yapının han bölümü Osmanlı zamanında okul olarak kullanılmıştır ve günümüzde hanın yerinde zaman geçirmesi keyifli bir park bulunmaktadır.
Zamanla yaşanan deprem gibi doğal afetler nedeniyle çoğu bölümünü kaybeden yapı, günümüzde belli değişimler geçirdikten sonra halen ibadet için kullanılıyor. Yapı son olarak 1999 senesinde meydana gelen büyük depremde minaresi de dahil olmak üzere büyük zarar görmüş ve onarımdan geçmiştir. Kompleks yapıdan günümüze sadece hamam ve cami ulaşmayı başarabilmiştir. Cami, şehrin çarşı olarak nitelendirebileceğimiz merkezi bir konumunda olmasından ötürü “Çarşı Camii” olarak da bilinmektedir.
Neden gitmeliyim? Günümüze tam olarak ulaşamamış olsa da Rüstem Paşa Camii, Yalova’da günümüze kadar ulaşmayı başarmış tek cami olma özelliğini taşımaktadır. Cami aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayınlarının da satıldığı bir nokta olduğundan ihtiyaç duyabileceğini dini içerikli kitapları tedarik etme açısından da önemli bir görev üstlenmiştir.
Burası neresi? Osmanlıdan şehre kalan tarihi camilerden biri olan Güneyköy Küçük Camii, Yalova’dan Bursa’ya giden yolun 12 km ilerisinde bulunan Güney Köyü’nde yer alıyor. Caminin Sultan Reşat tarafından bir çeşme ile birlikte yaptırıldığı bilinmektedir. Samanlı Dağları’nın eteğinde yer alan cami, tarihi kaynaklara göre 1913 yılında inşa edilmiş. Kurtuluş mücadelesi döneminde Yunanlılar tarafından büyük bir tahribata uğramıştır. O döneme ait kurşun ve mermi izleri hala cami üzerinde bulunmaktadır ve bu nedenle “Gazi Minareli Cami” olarak da anılmaktadır.
Köy merkezine 200 metre mesafede bulunan cami, moloz ve örme taşlarla inşa edilmiş. Günümüze kadar pek çok bakım ve onarımdan geçen cami, hala eski ruhunu hissettirmeyi başarıyor. Cami uzun bir sessizliğin ardından, gerçekleştirilen tadilatlarla yeniden hayata döndürülerek yakın zamanda ibadete açılmıştır.
Burası neresi? Yalova’nın yazlık beldelerinden biri olarak bilinen Çınarcık’ın dikkat çeken tarihi yapısı Merkez Cami… Çınarcık’ın merkezinde yer alan cami, dikdörtgen planıyla dikkat çekiyor. Üzerinde yer alan kitabesine göre 1911 yılında inşa edilen Merkez Cami’nin iki ayrı kitabesi yer alıyor. İlçe, inşa edildiği tarih neticesinde Çınarcık ilçesinin en eski camisi olma özelliğini taşımaktadır.
Bir diğer kitabesinde de 1725 yılında Sadrazam İbrahim Paşa tarafından yaptırıldığı yazan cami, ilk aşamada minaresiz olarak inşa edilmiş. 2000 yılında gönüllü bir vatandaşın desteğiyle camiye minare yapılmış. Günümüzde kırmızı, beyaz rengiyle eski tarihi dokusundan biraz uzaklaşmış olsa da, halen ibadete ve ziyarete açık.
Burası neresi? Yalova’nın Çınarcık ilçesinde yer alan bir diğer tarihi yapı da Tarihi Kilise. Osmanlı döneminden kaldığı düşünülen kilise, Esenköy sınırları içinde yer alıyor. Taş, tuğla ve dağınık moloz ile inşa edilen kilise, eski taş evlere benziyor desek yanlış olmaz. Kilise dikdörtgen bir planla inşa edilmiştir.
Neden gitmeliyim? Yapıldığı dönemde bulunduğu bölgenin Hristiyanlarına hizmet verdiği düşünülen kilise, günümüzde şahsa ait bir yapı olduğu için ne yazık ki ziyarete açık değil. Ancak tarihi yapıların mimari yapısını incelemek isteyenler de olabileceği için listemize ekledik.
Burası neresi? Yalova’ya 3 km mesafedeki Çiftlikköy’de yer alan tarihi Kara Kilise, bölgede oldukça bilinen simge bir yapı. Tuğladan inşa edilen kilise, tarihi kaynaklara göre erken Bizans döneminde inşa edilmiş. Haç planı mimarisiyle inşa edilen kilise, geniş bir kapıya ve beşik tonozlara sahip. Yapı MS 6. yüzyılda bir hamam ve sonrasında MS 8. ve 9. yüzyıllarda kilise olarak değerlendirilmiştir.
Normal kiliseler doğu-batı ekseninde uzanırken, Karakilise kuzey ve güney yönünde uzanmaktadır. Uzun tarafı 13 metre olan kilisenin eni ise 10 metredir. Kilisenin kubbesi 5,5 metredir ve 8 pencereli bir kasnak bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Antik kent olarak da bilinen mevkide yer alan yapı, günümüze tamamen ulaşamamış olsa da, tarihi dokuyu hissedebilmek için, oldukça önemli değerlerimizden biri. Günümüzde kilisenin kubbesi ve kemerleri ulaşabilmiştir. Buradaki antik liman ve su kemerlerine ait kalıntılar da burasını görmek için geçerli sebepler arasında yer alıyor.
Burası neresi? Yalova’nın Altınova ilçesinde yer alan tarihi kale kalıntıları, eski İpek Yolu’nun üzerinde yer alıyor. İpek Yolu’nun üzerinde yer alan bir kalenin, aktif olarak kullanıldığı dönemde ne kadar önemli bir konuma sahip olduğunu elbette hepimiz tahmin edebiliyoruz. 150 metre rakımlı bir tepede bulunan Çobankale, günümüzde yorgun gibi görünse de geçmişin en dinamik kalelerinden biri olmuştur.
Günümüze tam bir kale görüntüsünde değil de, kalıntı şeklinde ulaştığı için yapım tarihi konusunda pek çok yorumun öne çıktığı kalıntıların, 1087 ya da 1100’lü yılların başında Bizanslılar tarafından yapılmış olabileceği düşünülmektedir. Türkler tarafından, Batı tarafından gelebilecek tehlike ve risklere karşı inşa ettirdiği düşünülen kale, günümüze tek bir sur kalıntısı halinde ulaşabilmiş.
Bölgede yakın zamanda gerçekleştirilen kazılarda önemli kalıntılar elde edilmiştir. Özellikle ortaya çıkarılan seramik kalıntılarda “hashtag” olarak adlandırılan octothorpe isimli işarete de rastlanmıştır. Bölgede 2017 senesinde başlatılan kazılar günümüzde hala devam etmektedir. Kalenin kapladığı alanın 20 dönümden fazla olduğu anlaşılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Her geçen gün şifresi çözülmeye devam eden kalenin Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminde bölgedeki en kritik kalelerden biri olduğu görülmektedir. Çalışmalar neticelendiğinde ise geçmişe dair çok önemli bulguların elde edildiği önemli bir tarihi eser gün yüzüne çıkarılmış olacak.
Burası neresi? Yalova’nın en önemli yapılarından biri olan Elmalık Kalesi, şehre geldiğinizde mutlaka görmeniz gereken tarihi simgelerden biri. Elmalık Köyü’ne 500 metre mesafede bulunan kale, 270 metre rakımda yer alan Bahçe Tepe üzerinde bulunuyor. Kalenin hangi tarihte, kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Kale 40 metreye 80 metrelik dikdörtgen bir formda inşa edilmiştir.
Bölgede bulunan diğer kale kalıntılarına göre, daha sağlam bir şekilde günümüze ulaşabilmiş olan kale, Kurtuluş Savaşı dönemine kadar da aktif bir şekilde kullanılmaya devam etmiş. Tuğla ve örme sıra taş ile inşa edilen kale, antik Pylai kentinin önemli kalesi olarak karşımıza çıkıyor. Kalenin içinde yaşamı idame ettirmeye dair herhangi bir oluşum bulunmadığından bu yapının daha çok kontrol ve güvenlik noktası amacıyla kullanıldığı düşünülmektedir. Marmara Denizi’nin kaleden rahat bir şekilde görülebilmesi de bu tezi güçlendirmektedir.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…