İzmir

Medeniyetlerin Beşiği: Efes Antik Kenti, Selçuk | Nerede, Nasıl Gidilir?

Dünyanın bilinen ilk yerleşim yerlerinden biri olan Efes Antik Kenti’nin tarihi M.Ö. 8600 yıllarına kadar dayanmaktadır. Yerleşilen ilk zamanlardan beri tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan bu bölge, jeopolitik konumundan dolayı son derece cazip ve avantajlı bir bölge olarak dikkat çekmektedir. Verimli topraklarının bulunması, önemli ticari bir liman olması ve Asya ile Avrupa arasında bir köprü görevi görmesi Efes Antik Kenti’ni tarih boyunca dünyanın önemli bölgelerinden biri olmasını sağlamıştır.

Şehir en yoğun ve en gelişmiş dönemini Roma İmparatorluğu bünyesindeyken yaşamıştır. Roma mimarisi eserleri kentin çoğu bölgesinde rahatlıkla gözlenebilir. Efes Antik Kenti’ni dünyaca ünlü hale getiren yapı ise dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı’nın varlığıdır. İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alan Efes Antik Kenti yılda binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret akınına uğramaktadır.

Konum olarak son derece ulaşılabilir bir bölgede yer alan Efes Antik Kenti’ne havalimanından ulaşmak isteyen ziyaretçilerin yaklaşık 1 saatlik bir yolculuk yapması gerekecektir. Efes Antik Kenti tarih boyunca birçok farklı millete ve farklı dine mensup insanlara ev sahipliği yaptığı için, içerisinde barındırdığı tarihi yapılar da bu anlamda çeşitlilik ve farklılık gösterebilmektedir. Efes Antik Kenti’nin kuruluşuna dair çeşitli efsanelerin varlığı rivayet edilse de ülkemizde yer alan Efes Antik Kenti’nin dünyanın en önemli miraslarından biri olduğu yadırganamaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.

Efes Antik Kenti Hakkında Bilgi

Ülkemizde yer alan Efes Antik Kenti dünyanın tescil ettiği en büyük hazinelerden biridir.  Efes Antik Kenti hakkında bilgi almak isteyen insanlar bu bölgeyi sıklıkla araştırmaktadırlar. İzmir ilinin Selçuk ilçesinde bulunan Efes Antik Kenti’nin tespit edilen ilk tarihi 8000’li yıllara kadar dayanmaktadır. Efes Antik Kenti’nde yapılan son kazı çalışmalarına göre bölgede Hititlere ait yerleşim yerleri tespit edilmiştir. Efes Antik Kenti’nde bulunan yerleşim yerleri, yaşandığı dönemlere göre farklı bölgelerde kurulmuştur. Örneğin Hitit döneminde Artemis Tapınağı çevresinde konuşlanan Efes halkı, Büyük İskender döneminde bugün gezilen halini almıştır. En parlak ve kalabalık dönemini Helenistik ve Roma dönemi zamanında yaşayan Efes Antik Kenti, o zamanın en büyük liman bölgesi statüsünü barındırmaktaydı. Bahsedilen tarihlerde 210.000 kişilik bir nüfusa sahip olduğu bilinen bu kentte yoğun bir ticari hacim ve ekonomik refah bulunmaktaydı.

Şehir Bizans döneminde de yerleşim bölgesi olarak yer değiştirmiş ve Ayasuluk Tepesi olarak adlandırılan bölgeye taşınmıştır. Efes bölgesinin tarih boyunca bu kadar önemli ve gelişmiş bir bölge olmasının temel sebebi ise yer aldığı jeopolitik konumudur. Deniz ticareti ilk ticari yollardan biridir ve yüzyıllardır aktif olarak kullanılmaktadır. O dönemde Asya ile Avrupa’yı bağlayan, önemli bir geçiş noktası olan bölge, bölgede yer alan tüm devletler için oldukça cazip ve ilgi çekici bir konumda yer almaktaydı. Efes Antik Kenti’nin Türklerin hâkimiyetine girmesi 14. yüzyıla tekabül etmektedir.

Efes Antik Kenti tarih boyunca birçok savaşa ev sahipliği yapmıştır. Bu sebepten ötürü şehir defalarca yıkılıp yeniden inşa edilmiştir. Aynı zamanda yoğun bir deprem bölgesi olan bu alanda tarih boyunca yaşanan büyük çaplı depremler de şehrin yıkılmasına yol açmıştır. Farklı kültürlere, farklı milletlere ev sahipliği yapan bu şehir içerisinde tapınaklardan kütüphanelere, çeşmelerden anıtlara birçok farklı mimari yapıyı içerisinde barındırmaktadır. Aynı zamanda UNESCO tarafından korunan tiyatrolar ve kiliseler de bu bölge içerisinde yer almaktadır.

Efes Antik Kenti’ni ziyaret etmek isteyenler, minibüs, otobüs, taksi ve tren gibi birçok ulaşım ağından yararlanabilirler. Havalimanından Selçuk bölgesine giden otobüsler ya da taksi ile Efes Antik Kenti’ne ulaşabilirsiniz. Aynı zamanda Selçuk istasyonuna uğrayan tren seferleriyle de bölgeye ulaşmak mümkün. İzmir merkezden Selçuk’a ulaşmak için minibüs kullanabilir, 1 saatlik yolculuğun ardından Efes Antik Kenti’ne ulaşım sağlayabilirsiniz.

Hap Bilgiler

  • Nerede: Haritada Görüntüle >
  • Ziyaret Saatleri: 1 Nisan – 1 Ekim 08:00 – 19:30 (Yaz dönemi), 1 Ekim – 1 Nisan 10:00 – 16:00 (Kış dönemi).
  • Giriş Ücreti: 100 TL
  • Müze Kart Geçerli mi: Müzekart sahipleri Efes Ören Yeri’ni 1 yıl içerisinde 2 defa olmak üzere ücretsiz olarak dolaşabilirler.
  • Ne Kadar Sürede Gezilir: Efes Ören Yeri’ni detaylıca gezmek ve tüm yapıları detaylıca incelemek için en az 3 saate ihtiyacınız vardır.
  • Ziyaret İçin En Uygun Zaman: Ege bölgesinin aşırı yaz sıcaklarından etkilenmemek için Nisan – Haziran ve Ekim – Kasım ayları Efes Antik Kenti’ni gezmek için ideal bir zaman dilimidir.

Efes Antik Kent Videosu

Efes Antik Kenti Tarihçesi

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Efes Antik Kenti, tarih öncesi dönemleri de içerisinde kapsayarak kesintisiz bir şekilde 11 bin yıl yerleşim yeri olarak varlığını sürdürmektedir. Efes Antik Kenti tarihçesi oldukça uzun bir dönemi kapsamaktadır. İlk olarak beylikler, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu ve Helenistik Dönem gibi medeniyetlere ev sahipliği yapan bölge tarih sahnesinde M.Ö. 8. yüzyıldan beri aktif olarak varlığını sürdürmektedir.

Tarih boyunca yerleşim yeri olmasının dışında ev sahipliği yaptığı medeniyetlerde çok önemli bir liman kenti olmuştur. Özellikle Roma döneminde mimari açıdan yoğun bir kentleşme şehirde hâkim olmuştur.

Efes Antik Kenti geniş bir alanda yayılmaktadır. Bunun temel sebebi yerleşim yeri farklı devletlerde farklı bölgelerde kurulmasından dolayıdır. Ayasuluk Tepesi Efes Antik Kenti’nin bilinen en eski yerleşim bölgesidir. Efes Antik Kenti’nde Hristiyanlar için büyük bir merkez kabul edilen St. Jean Kilisesi, dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı ve tarihi tiyatroları yer almaktadır.

Efes Antik Kenti Efsanesi

Efes Antik Kenti’nin kuruluşuna dair tarih boyunca kulaktan kulağa çeşitli efsaneler bulunmaktadır. Ancak birçok otorite tarafından kabul gören kehanete göre, Atina Kralı Kordos’un oğlu Androklos hayatı boyunca sürekli olarak Ege denizinin karşı tarafını keşfetmek istermiş. Yapısı gereği son derece meraklı ve gözü pek olan Androklos bu hayali için Apollon Tapınağı’na gitmiş ve o bölgede bulunan kâhinlere bu idealinden bahsetmiş. Kâhinler Androklos’a balık ve domuz bir işaret olarak belirlemiş ve o işaretlerin gerçekleşeceği yerde kentin kurulacağını söylemiştir ve Androklos bu kavramları anlamlandırma kargaşası içinde keşif hareketlerine devam etmiştir.

Denizde ilerledikten sonra ihtiyaçlarını karşılamak için karaya inen Androklos ve tayfası, ısı ihtiyacını gidermek adına körfezde ateş yakarlar. Amaç hem ısınmak hem de balık tutup pişirerek gıda ihtiyacını karşılamaktır. Ateş yakılmış, balıklar tutulmuş ve pişirilirken, bir anda ağaçların arasından çıkan bir domuz tüm balıkları alıp ortadan kaybolmuştur. Tüm bunlar gerçekleşirken Androklos kâhinlerin söyledikleri kavramlar ile o anda gerçekleşen olayları birleştirir ve bütün parçaları birleştirerek, hayal ettiği şehri o bölgede kurmaya karar verir. Bu sayede Efes Antik Kenti efsanesi tarih boyunca günümüze kadar bu şekilde taşınmıştır.

Efes Antik Kent Planı ve Özellikleri

Efes Antik Kenti Türkiye’nin batı bölgesinde İzmir’in Selçuk ilçesinde yer almaktadır. Panayır dağının eteklerinde bulunan bu bölgenin il şehir merkezine olan uzaklığı 70 kilometredir.

Efes Antik Kenti yerleşim yeri olarak M.Ö. 8 binli yıllara kadar uzanmaktadır. Bu uzun süre zarfında şehir, yerleşim yeri anlamında farklı bölgelere kaydırılmıştır. Şehrin doğusu ile batısı arasında sürekli olarak değişiklik yaşanmasının bazı sebepleri bulunmaktadır. Savaş tehditleri, doğal afetler bu sebeplerden bazılarıdır. Bu sürekli olarak şehir merkezinin taşınması durumu Efes Antik Kenti’nin kalıntılarının 9 km2‘lik geniş bir alana yayılmasına sebep olmuştur.

Efes Antik Kent planı ve özellikleri bağlamında değerlendirildiğinde, son derece estetik ve bir o kadar da basit bir kentleşme anlayışının görüldüğü söylenebilir. Kente giriş için 3 tane büyük kapılar kullanılmaktaydı. Bu kapılar, batı, doğu ve kuzey bölgesinde konuşlanmışlardı. Şehrin ana merkezinde bulunan liman caddesi ise şehrin adeta tüm kalbi görevi görmekteydi. Kamusal binalara, anıt ve tapınaklara ve limana ulaşmak için bu cadde kullanılmaktaydı. Dünya mirası olarak atfedilen Efes Antik Tiyatrosu da yine liman caddesinin hemen güneyinde yer almaktaydı.

Efes Antik Kenti Harabeleri ve Diğer Yapıları

Efes Antik Kenti iki dağ arasındaki geniş bir vadide kurulduğundan arazi anlamında son derece olanaklı ve geliştirilebilir bir yapıda yer almaktaydı. Bu arazi olanakları Efes Antik Kenti’nin tarih boyunca, sosyal, kültürel, bilimsel, ticari ve mimari anlamda değişmesine, gelişmesine ve dönüşmesine olanak tanımıştır.

Efes Antik Kenti harabeleri ve diğer yapıları konusu bölgeye gelen turistlerin oldukça merak ettiği ve araştırdığı bir konudur. Şehir sınırlı bir alanda onlarca eseri içerisinde barındırmayı başarmış ve bu eserlerin günümüze kadar gelmesini sağlamıştır. Şehrin içerisinde hem devletlerin kullandığı kamusal binalar, ortak kullanım alanı olan ve şehrin bağlantısını sağlayan caddeler, şehri dışarıdan gelebilecek tehlikelerden korumak için yapılmış olan kent surları, özenle ve gösterişli bir şekilde yapılan büyük giriş kapıları, dini inanışlardan dolayı çeşitli dönemlerde yapılmış olan tapınaklar ve anıtlar, yerleşim alanlarında ki bölgesel kültüre göre dizayn edilmiş evler bulunmaktaydı.

Şehrin bu kadar yoğun bir mimari kentleşmeye olanak tanıması, bölgenin coğrafi konumu ile birebir ilişkili bir durumdur.

Liman Caddesi

Liman Caddesi, Efes Antik Kenti’nde Helenistik dönemde inşasına başlanmış ve aynı dönemde oluşturulmuştur. Sahil kesiminden tiyatroya kadar uzanan uzun bir yol olarak inşa edilen Liman Caddesi, Arkadiana olarak da bilinmektedir. Çünkü tahrip olan bu yapı Arkadianus döneminde yenilen onarılmış ve faaliyete sokulmuştur.

Liman caddesinin genişliği 12 metre, uzunluğu ise 360 metre dolaylarındadır. Caddenin sağında ve solunda yer alan mermer sütunlar dönemin mimarı yapısını yansıtmaktadır. Bu sütunlar günümüzde de sağlam yapılar olarak ayakta durmaktadır ve misafirlerini ağırlamaktadır.

Liman caddesi binlerce yıldır aktif olarak varlığını sürdürmektedir. Caddenin altında kanalizasyon hattı saptanmıştır. Bu hattın varlığı o dönemin mimarı anlayışının ne denli gelişmiş olduğunu göstermektedir.

Efes Antik Tiyatrosu

Efes Antik Kenti’nin en önemli yapılarından biri olan Efes Antik Tiyatrosu, dünyanın sanat ve kültür tarihi açısından çok önemli bir yere sahiptir. Panayır Dağı’nın tam altında yer alan Efes Antik Tiyatrosu’nda 65 sıra bulunmaktadır. Efes Antik Tiyatrosu’nun kapasitesi ise 27 bin civarındadır. 3 katlı bir yapıdan olan bu tiyatronun ilk inşaat tarihi tahmini M.Ö. 3. yüzyıla dayanmaktadır. Bu dönem Helenistik dönemin bölgede aktif olarak bulunduğu dönem olarak bilinmektedir.

Yapımı tam olarak 70 yıl süren bu yapının 27 bin gibi bir kapasiteye sahip olması, o dönemde tiyatroya verilen önemi çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bir açık hava tiyatrosu olan bu bölge UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunmaktadır ve aktif olarak korunmaktadır.

Efes Antik Tiyatrosu Hristiyanlar için de önemli bir yere sahiptir. Bunun temel sebebi Hristiyanların önemli din adamlarından olan St. Paul’un dini ayinlerini burada düzenlemesindendir.

Ticari Agora

Celsus kütüphanesinin hemen yan başında yer alan Ticari Agora, Efes Antik Kenti’nin tarih boyunca önemli ticaret ve kültür merkezi olmuştur. Ticari Agora’nın 3 kapısı bulunmaktaydı. Bu kapılar kuzey, güney ve batı cephelerinde yer almaktaydı. Bu geniş girişli olmasının en büyük göstergesi bölgede ne denli yoğun bir ticaret akışı olduğudur.

M.Ö. 3. yüzyılda Kral Augustus tarafından kurulan Ticari Agora günümüzde kadar kendini koruyarak gelmeyi başarmıştır.  Ticari Agora tarih boyunca çeşitli imparatorlar tarafından değişikliğe uğramıştır. Örneğin Roma İmparatorluğu döneminde güney kapısına süslü ve göze hoş gelen işlemeler eklenmiş, kapıya çeşitli bilgilendirici yazılar yazılmıştır.

4. yüzyılın hemen başında çok sarsıcı bir depremle yıkılan Ticari Agora yeniden onarılarak tarih sahnesinde aktif varlığını sürdürmüştür.

Serapis Tapınağı

Bölgeyi ticari faaliyetler için aktif olarak kullandığı bilinen Mısırlı tüccarlar tarafından inşa edilen Serapis Tapınağı’nın tarihi M.S. 2. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Efes Antik Kenti bir liman kentiydi ve özellikle çevre bölgeler ile ticaret hacmi oldukça fazlaydı. Bu sebepten dolayı bazı kültürlerin bu bölgede iç içe geçmesi kuvvetle muhtemel gerçekleşen bir durumdur.

Serapis ismi eski Mısır inanışlarına göre bir tanrı ismi olarak bilinmektedir. Bin metrekarelik bir alana inşa edilen Serapis Tapınağı Doğu Roma İmparatorluğu döneminde kilise olarak da kullanılmıştır.

Efes Antik Kenti’nin farklı ve ilgi çekici yapılarından biri olan Serapis Tapınağı özellikle Mısırlı turistlerin ilgi odağı olmuş durumdadır. Görkemli sütunların ve heykellerin bulunduğu Serapis Tapınağı parçaları ve eserleri günümüze kadar korunarak gelmiştir.

Mazeus Kapısı ve Mithridates

Rivayet edilen bilgilere göre Mazeus Kapısı ve Mithridates alanını dönemin imparatoru Augustus’un affettiği, bağışladığı iki köle yaptırmıştır. O dönemde kölelik yaygın olarak kullanılmaktaydı. Özellikle Roma İmparatorluğu döneminde kölelik geniş kesimlerce son derece yaygındı ve aktif olarak kullanılmaktaydı. Köleler efendileri tarafından nadiren de olsa bağışlanıp özgürlüklerine kavuşabiliyorlardı. Özgürlüklerine kavuşan iki kölenin bir teşekkür hediyesi bağlamında inşa edilen Mazeus Kapısı ve Mithridates, Celsus kütüphanesinin hemen karşısında bulunmaktadır. Kapı 3 geçişli bir yapıda inşa edilmiştir. Kapı, sarmaşık frizler ve dış kesimli saçaklar ile özgün bir şekilde süslenmiş ve görsel anlamda dönemin en gözde yapısı olarak dikkat çekmiştir.

Kapıdan geçerek Agora alanına ulaşmak mümkündür. Yapının duvarlarında da Agora’da uyulacak kurallar ve fiyat listesiyle ilgili bilgiler yer almaktadır.

Mermer Cadde

Mermer cadde, Celsus kütüphanesinin hemen önünde yer alır ve meydandan, Efes Antik Tiyatrosu’na kadar uzanır. Uzunluğu 420 metre civarındadır. Mermer caddenin altından denize kadar uzanan bir kanalizasyon sistemi yer almaktadır. M.S. 5. yüzyılda daha düzenli hale getirilen mermer cadde at arabalarının geçişi için dizayn edilmiştir.

Ticari anlamda da tarihin büyük bir yükünü çeken bu caddede insanların yürüyebilmeleri içinde yolun sağında ve solunda yoldan daha yüksek kaldırımlar inşa edilmiştir. Caddenin tam ortasında, kadın, kalp ve sol ayak desenli motifler yer almaktadır. Tahminlere göre bu figürler,  mermer caddesinin son bölümünde yer alan bir genel evi tanımlamak için yapılmıştır. Mermer caddesinin sağ ve sol kaldırımlarının üzerinde geniş çaplı sütunlar da yer almaktadır.

Aşk Evi

M.S. 1. yüzyılda aşk evi olarak inşa edilen yapı, İmparator Trajan dönemine denk gelmektedir. İmparator Trajan dönemi şehrin en kalabalık dönemlerinden biridir. Mermer caddesi ile Kuretler caddesinin arasında kalan Aşk Evi aslında o dönemde kullanılan bir genel evi ifade etmektedir. 3 adet olduğu tahmin edilen genel evler, önemli bir ticari liman şehri olan Efes Antik Kenti’nde, gemicilerin sık uğrak noktaları olarak bilinmektedir.

Aşk evleri bölgede yer alan çeşitli binalar ile de geçit anlamında bağlantılı bir durumdaydı. Örneğin Skolastika hamamı ile aşk evi arasında gizli bir geçit bulunmaktaydı. Bu gizli geçit Aşk evi ile Celsus Kütüphanesi arasında da saptanmıştır. O dönemin yerli halkı, kütüphaneye giderek oradan aşk evi olarak adlandırılan genel evlere gizli geçitlerden geçtiği tarihsel bir rivayet olarak günümüze kadar ulaşmış durumdadır.

Yamaç Evler

Yamaç evler, Efes Antik Kenti’nde lüks yaşamı, ihtişamı tanımlayan müstakil tarzdaki evler olarak tanımlanabilir. 4 bin metrekarelik bir alana kurulan Yamaç evlerin bilinen tarihi M.S. 1. yüzyıla kadar dayanmaktadır. Augustus döneminde inşa edilen evler Celsus kütüphanesine oldukça yakın bir alanda konuşlanmıştır.

Yamaç Evler merkezi olarak yerden ısıtma sistemi kullanılmıştır. Dönemin teknolojisi ile böyle bir sistemin kullanılıyor olması, Efes Antik Kenti’nin çoğu medeniyetten daha önde olduğunu net bir şekilde göstermektedir. Yamaç evlerin duvarlarında mermer kaplamalar, çeşitli süslemeler, mozaikler, bulunmaktadır. Farklı tarihlerdeki depremler ile sürekli olarak tahrip olan ve yıkılan yamaç evler, tamamen olmasa da günümüzde kadar korunarak gelmeyi başarmıştır.

Yüksek tavanlı olarak inşa edilen yamaç evlerin tavan yüksekliği 7 metreye kadar ulaşmaktadır. Evin içerisinde havuz sistemi de bulunmaktaydı.

Umumi Tuvalet (Latrina)

Tarih boyunca tuvalet ihtiyacı doğal ortamlarda karşılanmaktaydı. Tüm dünya üzerinde ilk oturtulan umumi tuvalet sistemi Roma İmparatorluğu dönemine denk gelmektedir. Efes Antik Kenti’nde yer alan umumi tuvaletler de insanların toplu bir şekilde tuvalet ihtiyacını sağlamaları için dizayn edilmişti.

Efes Antik Kenti’nde yer alan umumi tuvalet (Latrina) sadece tuvalet ihtiyacını karşılamak için kullanılmamaktaydı. Aynı zamanda sosyalleşmek, sohbet etmek, hatta iş konuşmak için de umumi tuvaletler kullanılmaktaydı. Bölgede yer alan umumi tuvaletler, aynı bölgede yer alan Skolastika hamamının suları ile karışarak kanalizasyon aracılığıyla denize taşınmaktaydı. Bu da kötü koku, hastalık, pislik gibi sorunların önüne geçmekteydi. Daha çok kamusal görevlilerin ve zenginlerin kullanabildiği bu tuvaletler, mermer sütunlar üzerine inşa edilmiştir.

Skolastika Hamamları

M.S. 1. yüzyılda yapılan ve faaliyet gösteren Skolastika Hamamları,  Efes Antik Kenti’nin en zenginlerinden biri olan Skolastika tarafından yaptırılmıştır. Skolastika bir kadındır. Bu durum kadınlarında Efes Antik Kenti’nde ticaret yapabildiği ve para kazanabildiğidir. Sosyal ayrıcalık anlamında dönemin şartları incelendiğinde yine Efes Antik Kenti’nin birçok medeniyetten önde olduğu görülecektir.

Skolastika hamamı merkezi sistem ile ısınmaktadır. Efes Antik Kenti’nde bulunan yapıların en gösterişli olanlarından biridir. 3 katlı şekilde inşa edilmiştir. Sosyal sınıf kavramını ortadan kaldıran Skolastika hamamı fakirler tarafından ücretsiz olarak kullanılmaktaydı.

Hamamın bilinen iki ayrı girişi bulunmaktadır. Kuretler caddesinin hemen kuzey cephesinde yer alan Skolastika hamamı, toplumun sosyalleşmesi adına önemli bir görev üstlenmekteydi. Hamamın neredeyse tamamı mermer bir yapıda inşa edilmiştir. Sıcak su odaları, terleme odaları ve soğuk havuz bölümleri bulunan hamamda aşk evlerine gizli geçitlerin olduğu düşünülmektedir.

Mozaikli Kaldırım

Efes Antik Kenti’nin ziyaretçileri için son derece ilgi çeken alanlarından biri de mozaikli kaldırımıdır. Mozaikli kaldırım, Hadrian Tapınağı’nın tam karşı cephesinde yer alan ve 6 metre genişliğine sahip, çeşitli figürleri içerisinde barındıran görsel anlamda büyük öneme sahip tarihi bir değer olarak karşımıza çıkmaktadır.

Mozaikli kaldırım, yapıldığı dönemin kültürünü, mimarisini ve sanat anlayışını tam anlamıyla yansıtmaktadır. O dönemde yaşayan bireyler, hiçbir vasfı olmamasına rağmen kaldırımları dahi süsleme eğilimleri, sokakları görsel anlamda donatma yönelimleri, sanat için bulunmaz bir değerdir.

Hadrian Tapınağı

Hadrian Tapınağı isminden de anlaşılacağı üzere, Doğu Roma İmparatorlarından Hadrian ismine özel olarak yaptırılan bir tapınaktır. Yapılış tarihi M.S. 120 yılına denk gelen bu tapınak, o dönemde şehri ziyaret edecek olan İmparator Hadrian’ı şereflendirmek için yaptırılmıştır.

Tapınağın iç duvarının içerisinde yer alan frizlerde şehrin efsaneleri olarak düşünülen Androklos figürleri yer almaktadır. Tapınak iki sütun ve 4 kaşe ayak etrafında şekillenmiştir. Sütunların üzerlerinde çeşitli yazıtlar bulunmakta ve bu yazıtlarda Hadrian Tapınağı’nın Quintilius aracılığıyla yaptırıldığı ve bu tapınağın İmparator Hadrian’a bahşedildiğinden bahsedilmiştir.

Tapınağın girişinde yer alan 4 adet mermer sütun üzerinde eski dönem imparatorların anıtları bulunduğu bilinmektedir. Hadrian Tapınağı tüm oluşumlarıyla beraber olmasa da günümüzde ayakta kalabilen önemli dünya miraslarından bir tanesidir.

Trajan Çeşmesi

Hadrian Tapınağı’nın hemen ilerisinde konumlanan Trajan Çeşmesi M.S. 11. yüzyılda inşa edilmiştir. Dönemin önemli imparatorlarından olan Traianus ve Artemis adına inşası gerçekleştirilen Trajan Çeşmesi iki katlı görkemli bir çeşme olarak inşa edilmiştir. Ancak zaman içerisinde çeşitli restorasyonlara ve değişikliklere uğrayan Trajan Çeşmesi bir katlı olarak hizmet vermiştir.

Çeşmenin hemen yanı başında İmparator Trainaus’un devası heykeli bulunduğu bilinmektedir. 2 katlı çeşmenin katmanlarını oluşturan bazı figürler, desenler ve mozaik heykeller bugün müzelerde sergilenmektedir. Ancak tüm heykeller ülkemizde bulunmamaktadır. İngiltere’de bulunan müzelerde de Trajan Çeşmesi’nin heykelleri yer almaktadır.

Kuretler Caddesi

Kuretler Caddesi Efes Antik Kenti’nin en önemli yapısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Cadde şehri birbirine bağlamaktadır. Celsus kütüphanesi ile Herakles kapısı arasındaki geniş ve uzun bir caddedir. Caddenin içerisinde yukarıda anlatmış olduğumuz Hadrian Tapınağı, Trajan Çeşmesi ve hamamlar yer almaktadır. Caddenin başında yer alan geniş mermer sütunlarında Kuretler ismi geçmektedir.

Kuretler Yunan mitolojisinde yarı Tanrı olarak geçen bir canlıya verilen isimdir. Bu sebepten dolayı caddenin adı Kuretler Caddesi olarak geçmektedir. Cadde 7,5 metre genişliğindedir. Sağlı sollu kaldırımlar ile şekillenen Kuretler Caddesi boyunca geniş sütunlar ve revaklar da uzanmaktadır. Her sütunun önünde bir heykelin bulunduğu bilinmektedir. Ancak bu heykellerin çoğu günümüze kadar korunup kollanamamıştır. Kuretler caddesinin altında da kanalizasyon hattı bulunmaktadır. Bu hat umumi tuvaletlerden ve hamamlardan gelen pis suyu deniz suyuna karıştırmaktadır.

Herakles Kapısı

Herakles Kapısı dönemin soylu ve soysuz tanımlamalarının en bariz şekilde gösterildiği tarihi bir kapı olarak Efes Antik Kenti’nde yer almaktadır. M.Ö. 3. yüzyılda inşa edilen bu kapının ön cephesinde Herkül kabartmaları bulunmaktadır. Herkül, yani Herakles, Yunan mitolojisi tanrılarından biridir. Bundan dolayı Kapının adı Herakles Kapısı olarak bilinmektedir.

Herakles Kapısı temel özelliği Kuretler Caddesinin sonunda yer alması ve caddeyi bir yaya yolu haline dönüştürmesidir. Ancak yazımızın başında belirttiğimiz gibi bu kapıdan yalnızca kamu görevlileri ve soyluların geçtiği bilinen tarihsel bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Kölelik sisteminin yoğun olduğu o dönemlerde böyle bir ayrımın yapılması, toplumun sanat, bilim ve mimari anlamda ne kadar gelişmiş olursa olsun, toplumsal eşitlik anlamında eş değerde bir gelişmişlik görülmesi beklenmemelidir. Bu durum bizlere bunu göstermektedir.

Memmius Anıtı

Memmius Anıtı, M.S. 30 yılında inşa edilen onursal bir anıt olarak Efes Antik Kenti’nde bulunmaktadır. Anıt, Dominitian Tapınağı’nın yer almış olduğu ana meydanda bulunmaktadır. Dönemin Romalı soylu devlet adamlarından biri olan Felix tarafından yapılmıştır. Felix’in anıtı adadığı isim ise torunu Memmius’tur. Memmius Anıtı, kule şeklinde inşa edilmiştir. Kulenin yan tarafından bulunan sütunlarda ise Felix’in torunu Gaius Memmius’un tasvirleri yer almaktadır.

Domitian Tapınağı

M.S. 90 yılında inşa edilen Domitian Tapınağı, dönemin görkemli imparatorlarından biri olan Domitianus ismine yapılmış ve adanmış bir tapınak olarak görülmektedir. Domitian İmparatorluğu süresince otoriter bir rejim anlayışı sürmüş, zalimce uygulamaları ile halka büyük korku salmıştır. Bu sebepten dolayı Domitian hayatını kaybettikten sonra bu tapınak yağmalanmış ve büyük bir tepkiye maruz kalmıştır. Bu tepkiye kayıtsız kalamayan Roma senatosu bu tapınaktan Domitianus’un heykellerini, tasvirlerini kaldırmak için karar almıştır. Domitian Tapınağı bütün olarak yıkılmamıştır. Günümüze kadar korunmayı başarmıştır. Ancak İmparator Domitianus onuruna yapılan bu tapınakta Domitianus adına bir varlık bulmak günümüzde pek mümkün değildir.

Belediye Binası (Prytaneion)

Efes Antik Kenti’nin en çok ziyaret edilen ve ilgi uyandıran bölgelerinden biri de Belediye Binası (Prytaneion)’dur. M.S. 1. yüzyılda inşa edilen Belediye Binası, İmparator Auguste tarafından yaptırılmıştır. 3 avlulu bir şekilde inşa edilen belediye binası, şehrin yöneticilerini ağırlayan bir yapısı itibariyle, devletin önemli meselelerinin konuşulduğu, siyasi tartışmaların yaşandığı ve kent ile ilgi önemli kararların alındığı bir kamu binası olarak dikkat çekmektedir.

Belediye binasının içerisinde kutsal ateş olarak adlandırılın bir ateş sürekli olarak yanmakta idi. Bu ateşin sürekli olarak yanması devletin aynı zamanda ölümsüzlüğünü simgelemekteydi. Belediye binası yapısının içerisinde heykeller bulunmaktadır. Bu heykeller hem imparatorların hem de tanrıçaların heykelleri olarak dikkat çekmektedir. Belediye binasında bulunan heykeller 1960’lı yıllarda ülkemizde bulunmuş ve müzelerde sergilenebilir hale dönüştürülmüştür.

Odeon

Odeon olarak adlandırılan küçük amfi tiyatrolar Roma kültürünün ve siyasi anlayışının önemli parçalarındandır. Efes Antik Kenti’nde bulunan Odeon ise M.S. 100 yılında inşa edilmiştir.

Efes 2 meclisli bir siyasi statüde yönetilmekteydi. Belediye binası ve idari işlevinden yukarıda söz ettik. Bir diğer yöntem de Odeon’larda gerçekleştirilen danışma grupları ve siyasilerin konuşma yöntemleridir. Danışma grupları Odeon’larda toplanır, siyasi meseleleri tartışır ve konuşurlardı. Efes Antik Kenti’nde yer alan Odeon 1500 kişilik bir kapasiteye sahip geniş bir alandır. Efes’in önde gelen zenginlerinden Antonius tarafından özel olarak inşa ettirilmiştir.

St. Jean Bazilikası

Hristiyan dünyası için Efes Antik Kenti’nde yer alan St. Jean Bazilikası büyük önem taşımaktadır. St. Jean Bazilikası’nın planı haç şeklinde oluşturulmuştur. St. Jean Bazilikası’nın uzunluğu 120 metreyi bulmaktadır. Yapının üzerine 6 adet kubbe örtülmüştür. St. Jean Hz İsa’nın 12 havarisinden biri olarak Hristiyan inancında kabul görmektedir. Efes bölgesinde yaşadığı tahmin edilen St. Jean Yahya İncil’ini de burada yazdığı tahmin edilmektedir. St. Jean Bazilikası da St. Jean’in mezarının üzerine inşa edilmiştir. Devasa ve görkemli bir mimari anlayışla inşa edilen bu bazilika günümüze kadar korunmayı başarmıştır.

Artemis Tapınağı

Günümüzde dünyanın 7 harikasından biri olan Artemis Tapınağı, kente ilk yerleşildiği dönemde inşa edilmiştir. Tarihi M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanan Artemis Tapınağı günümüze kadar korunmayı başaramamıştır ve bu görkemli yapıdan günümüze sadece kalıntıları kalmıştır. Artemis Tapınağı’nın tahmini sayısal değerlerine değinecek olursak, 110 metre uzunluğunda, 60 metre genişliğinde ve 25 metre genişliğinden olduğundan söz edebiliriz.

Artemis Tapınağı tarih boyunca büyük yıkımlara uğrayıp yeniden inşa edilmiştir. Son inşası ise Büyük İskender dönemine denk gelmektedir. Artemis Tapınağı’nın tamamının mermerden inşa edildiği bilinmektedir. Ancak günümüze sadece 2-3 adet mermer kalıntısı kalması, dünya arkeoloji ve sanat tarihi açısından son derece üzücü bir durumdur.

Celcus Kütüphanesi

Celsus Kütüphanesi Efes Antik Kenti’nin tam olarak merkez olarak adlandırılan bölgesinde yer almaktadır. Celsus Kütüphanesi Kuretler Caddesi ile Mermer Caddesi’nin tam ortasında bulunmaktadır. Efes Antik Kenti’nin günümüzde en çok ziyaret edilen bölgesinden biri olan Celsus Kütüphanesi, M.S. 105 yılında, Efes Valisi Celsus’un onuruna ve adına, oğlu tarafından yaptırılmıştır.

Celsus Kütüphanesi aynı zamanda anıt mezar olarak da bilinmektedir. Çünkü Celsus’un mezarı üzerine inşa edilmiştir. Celsus Kütüphanesi 200 yıla yakın hizmet vermiştir ve o dönemde gerçekleşen şiddetli bir deprem ile büyük bir yıkıma uğrayarak tahrip olmuştur.

Celsus Kütüphanesi dışarıdan iki katlı bir yapıymış gibi görünse de, tek katlı bir yapı üzerine inşa edilmiştir. Dokuz basamaklı olarak merdivenlerden çıkılan Celsus Kütüphanesi, 18 metre yüksekliğine ve 23 metre genişliğine sahiptir.

Meryem Ana Evi

Hristiyan dünyası için büyük önem arz eden Meryem Ana Evi, Efes Antik Kenti’nin ayakta kalan özel bölümlerinden biridir. Her yıl binlerce Hristiyan bu eve hac ziyaretinde bulunmaktadır. 5. yüzyılda inşa edildiği düşünülmektedir. İnanışlara göre Hz. Meryem St. Jean tarafından bu eve getirilmiş ve ölümüne kadar burada kalmıştır. Hristiyanların dini lideri Papa tarafından kutsanan Meryem Ana Evi, Efes Antik Kenti’nde yıl boyu ziyaret edilen yoğun bölgelerden bir tanesidir.

Yedi Uyurlar

Rivayetlere göre Kuran-ı Kerim’de yer alan Kehf Suresi bu mağaradan bahseder. Aynı zamanda Hristiyan inanışına göre de kutsal atfedilen bu mağara, mitolojik olarak birçok efsaneyi içerisinde barındırmaktadır.

En temel inanış ise, tek tanrı inanışına inanış gösterdikleri için ölümle tehdit edilen Hristiyan dinine inanan 7 genç, Rum İmparatoru’nun karşısına getirilirler. Rum imparatoru bu yedi gence putperestlik dinine inanmalarını, aksi takdirde onları öldüreceğini söyler ve onlara putperestlik dinine inanmaları için birkaç gün verir. Ölüm cezasından kaçmak için bu yedi genç bu mağaraya sığınırlar. Allah bu yedi gence 300 yıl gibi uzun bir süre uyku verir. Bu süre dolunca 300 yıl sonra ilk uyanan genç yemek almak için şehre iner ve elinde bulunan tarihi geçmiş paradan dolayı yakalanır. Genci yakalayanlar parayı nereden bulduğunu sorarken, genç yalnız olmadığını diğer arkadaşlarında da bir mağarada bulunduğunu söyler. Mağaraya giderler ve yedi yavru kuşun uçtuğu bir yuvadan başka bir şey göremezler. Bu sebepten dolayı bu mağara Yedi Uyurlar ismiyle anılmaktadır.

İsa Bey Camii

Efes Antik Kenti’nde yer alan İsa Bey Camii, Artemis Tapınağı’nın güneyinde yer almaktadır. İsa Bey Camii 1375 yılında Aydınoğlu Beyliği’nin hükümdarı olan İsa Bey tarafından yaptırılmıştır. Türk mimarlık tarihi açısından en eski ve önemli eserlerden biridir.

İsa Bey Camii 19. yüzyılın sonralarında kervansaray olarak da kullanılmıştır. Camii inşa edildiği arazi açısından biraz eğimli bir konumda yer almaktadır. Mermer işlemeciliğinin ve ahşap eklentilerin yoğun olarak kullanıldığı İsa Bey Camii 2000 kişilik kapasiteye sahiptir ve günümüzde halen aktif olarak faaliyet göstermektedir.

Efes Antik Kenti’nin Hristiyan Dünyasındaki Önemi

Efes Antik Kenti tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Farklı dinlere mensup insanların bu coğrafyada yaşaması bu bölgeyi kültürel ve mimarı açıdan da çeşitlendirmiştir. Hristiyan dünyası içi çok önemli bir değer olan Meryem Ana’nın bu bölgede yaşadığına inanılması, Meryem Ana adına kiliselerin bulunması, Hz. İsa’nın havarilerinden biri olan St. Jean Bazilikası’nın bu bölgede yer alması Efes Antik Kenti’nin Hristiyan dünyasındaki önemi adına oldukça büyüktür.

Yedi Uyurlar Mağarası’nın bu bölgede yer alması da Hristiyanlar için oldukça önemlidir. Yıl boyunca binlerce Hristiyan turist özellikle bu bölgeyi ziyaret etmektedirler. Meryem Ana evinde hac yapmaktadırlar.

Efes Antik Kenti Nerede?

Dünyanın en popüler ve gözde turistik bölgelerinden biri olan Efes Antik Kenti, yıl boyunca milyonlarca yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapmaktadır. Efes Antik Kenti nerede sorusu ise bu ziyaretçiler tarafından merak edilip önceden araştırılan bir konudur.

İzmir ilinin Selçuk ilçesinde yer alan Efes Antik Kenti, İzmir şehir merkezi ile 80 kilometrelik bir mesafeye sahiptir. Çevresinde Aydın, Kuşadası, Söke gibi turistik ilçeler de bulunmaktadır. Çevre ilçelerden bu bölgeye ulaşmak isteyenler, karayolu ile İzmir-Aydın karayolunu kullanıp, Selçuk istikametine sapmaları gerekecektir.

Bu bölgeye demiryolu ile ulaşmak da mümkündür. İzmir ve Aydın il merkezlerinden Selçuk istasyonuna demiryolu ile ulaşabilirsiniz. Merkezinden ve İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan otobüslerle ve servislerle Selçuk bölgesine ulaşabilirsiniz.

Efes Antik Kenti bulunmuş olduğu coğrafi konumdan dolayı son derece ulaşılabilir bir konumda yer almaktadır.

Efes Antik Kenti’ne Nasıl Gidilir?

Efes Antik Kenti’ne şehir merkezinden ulaşmak için belediye otobüslerini kullanmanız mümkündür. Efes Antik Kenti’ne nasıl gidilir oldukça merak edilen bir sorudur. Efes Antik Kenti’ne ulaşmak için çeşitli acentelerden şahsi araç kiralayabilir, taksiler aracılığıyla ulaşım sağlayabilir ya da turların düzenlemiş olduğu günübirlik geziler ile Efes Antik Kenti’ne ulaşabilirsiniz. Ancak İzmir şehir merkezinden Efes Antik Kenti’ne ulaşmak ekonomik anlamda biraz maliyetli olabilmektedir. O yüzden genellikle 1 saat süren otobüs yolculukları bu ulaşım ağından en sık tercih edilen yolculuk türüdür.

Bölgeyi ziyaret etmek isteyip havayolu ile bölgeye ulaşım sağlayanların da birçok seçeneği bulunmaktadır. Havalimanı yolcu çıkışı bölümünde bekleyen taksiler ile Efes Antik Kenti’ne ulaşım sağlayabilirsiniz. Bu yolculuk 80 kilometrelik bir yolculuktur ve İzmir taksi ücretleri dikkate alındığından havaalanı ile antik kent arasındaki taksi yolculuğuna ödenecek ücret yaklaşık olarak 300 Türk Lirası civarında olacaktır. Yine havalimanından bölgeye ulaşabilmek için şahsi ya da VIP araçlar kiralayabilir, yolculuğunuzu daha konforlu hale getirebilirsiniz.

Havalimanından Efes Antik Kenti’ne İzban kullanarak çeşitli aktarmalar ile de ulaşabilirsiniz. Bu yöntem daha az maliyetli olsa da daha uzun bir zaman dilimini kapsayacaktır. İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan Efes Antik Kenti’ne ulaşmak için en sık tercih edilen yöntemlerden biri araç kiralama yöntemidir. Bu olanak için birçok farklı araç seçeneği mevcuttur.

Paylaş
Fatih Kibar

Yeni Yazılanlar

Hamburg Gezilecek Yerler Listesi | En İyi 43 Yer ! (Detaylı)

Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…

4 hafta önce

Şile’de Denize Girilecek Yerler – En Güzel 27 Şile Plajı

İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…

1 ay önce

Tiran Gezilecek Yerler Listesi | En Popüler 35 Nokta!

Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…

1 ay önce

Tiran’da Tarihi ve Turistik Yerler | 17 Tarihi Durak

Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…

1 ay önce

Brugge’de Tarihi ve Turistik Yerler | 36 Tarihi Durak

Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…

1 ay önce

Napoli Gezilecek Yerler Listesi | En Popüler 47 Yer

Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…

2 ay önce