Şile

İstanbul’da bir Karadeniz İncisi; Karadeniz’e kıyısında en şirin ilçesi Şile, şehir merkezine sadece 60 km mesafede konumlanıyor. Özellikle İstanbulluların hafta sonu dinlence, brunch yapma, doğa ve macera aktivitelerine katılma noktası olan Şile’ye son yıllarda diğer illerden de rağbet artmaya başladı. Antik Yunancada kelime olarak “yaban çiçeği” anlamına gelen Şile, bilhassa İstanbul’da yaşayanlar için tam bir şehirden kaçış noktası haline geldi.

Tarihinin Cilalı Taş Devri’ne kadar uzandığını gösteren arkeolojik çalışmaların sonuçlarını Şile’ye gidince bizzat yerinde de görebilirsiniz. Nitekim, Roma Dönemi ve Selçuklu Türklerinin izlerine rastlanıldığını antik yerleşim yerlerinde görmeniz mümkün.

Ağva, Kabakoz ve Akçakese gibi yerleşim yerleri ile günden güne daha da ünlenen ve tarihi evleri, feneri, tertemiz havası ve plajları ile yaz aylarında daha çok ziyaret çeken Şile’de çok sayıda gezilip görülmesi gereken yer de var. Bu bölge öyle bir yer ki %80’lik kısmının ormanlardan ve doğal alanlardan oluştuğunu gönül rahatlığıyla söylemek mümkün. Olur da şehrin koşuşturmasından ve çilekeş trafiğinden kurtulmak isterseniz 1-1,5 saatlik bir araba yolculuğu ile Şile’ye gelebilirsiniz. Diğer tatil beldelerine ve Ağva’ya göre Şile merkezde daha uygun fiyatlı konaklama tesisleri bulunuyor. Su altı dünyasına ayrı bir ilginiz varsa eğer Şile’nin gizemli su altı mağaralarının çok sayıda olduğunun müjdesini de verelim hemen…

Bölgenin en sembolik yerleri arasında ilk sırada gelen Şile Kalesi 12 metre yüksekliğe ve 100 metrekare genişliğe sahip tarihi bir başyapıt adeta. Görünüş itibari ile çizgi film karakteri olan meşhur Sponge Bob’a benzetildiği bilgisini de ekleyelim. Ocaklı Ada üzerinde yer aldığı için kimi zaman “Ocaklı Ada Kalesi” olarak da adlandırılan bu yapıyı gördükten sonra Şile’nin bilinmeyenlerini keşfetmek üzere Sarıkavak Kalesi (Hasanlı Köyü) ve Heciz Kalesi’ni (Yeşil Vadi) ziyaret edebilirsiniz.

Şile’nin bir diğer sembolik yapısı olan Şile Feneri ise gövde genişliği ile Türkiye’deki en büyük fenerler arasında gösteriliyor. İnşa tarihi 1859 senesine kadar uzanan ve Fransız esintilerini taşıyan mimarisinin yanı sıra 60 metre yükseklikteki kayaların üzerinde dimdik oturması da epey dikkat çekiyor. Hem Türkiye’de hem de dünyada halen daha aktif bir şekilde kullanılan en büyük 2. fener olma unvanına sahip Şile Feneri, günümüzde müze olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Şile Feneri’nin en tepesinden göreceğiniz manzarayı söyleyip de sürprizi bozmak istemeyiz tabi…

İstanbul’un Anadolu Yakası sınırları içerisinde bulunan ve Karadeniz’e kıyısı olan Şile, tıpkı İstanbul gibi dört mevsim ziyaret edilebilir bir yer. Deniz kenarında bir yer olduğu için kuzey rüzgarlarının yoğun bir şekilde etkilediği kış ve sonbahar aylarını es geçebilirsiniz. İlkbahar ve yaz aylarında daha da kalabalıklaşan ve ziyaretçilerine bazı plajlarında denize girme imkanı sunan Şile’ye İstanbul’dan veya çevre illerden kara yolu ile ulaşmanız mümkün.