Hakkında; Akdeniz Bölgesi’nde konumlanan Antalya ülkemizin en önemli turizm noktalarından biri olup içerisinde barındırığı tarihi yapıları ve doğal güzelliği ile ön plana çıkmaktadır. Yaklaşık 1 milyon kişilik nüfusu ile Türkiye‘nin en mühim göç alan şehirlerinden biridir. Sizler için detaylı bir Antalya’da yapılacak şeyler listesi hazırladık. Okumak için devam edin;
Kullanılan kartlar;
Şehir içi ulaşım; Gelişmiş ulaşım ağı ile şehirde ulaşımınız oldukça rahat olacaktır. 800’ün üzerinde güzergah ve 70’den fazla otobüs hattı mevcut olup tüm Antalyakart tüm araçlarda geçerlidir. Turistler içinse kullan at adı verilen biletler 6,50 – 13 TL arasında ücretlendirilmiştir. AntRay ismi verilen tramvay çok sık kullanılan araçlar arasında yerini alıyor. Yetişkinler için 2 TL iken öğrenciler ise 1,20 TL ödeyerek yararlanabilirsiniz.
İkonik gezi noktaları; Alara Han Müzesi, Kaleiçi, Sapadere Kanyonu, Düden ve Manavgat Şelaleleri, Suluada, Adrasan Koyu ve Noel Baba Kilisesi sayabileceğimiz sadece bazıları.
Burası Neresi? Çevresi surları ile çevrili çok girişli Kaleiçi, Antalya’nın hem tarihi merkezi hemde merkezi noktasıdır. Osmanlı zamanından kalma yapıları, kalesi ve evleriyle şehrin tam ortasında bir cazibe merkezi haline dönüşmüştür. Diğer bilinen adıyla Eski Antalya olup kuruluşu Bergama Krallığı dönemine dayanmaktadır.
Neden Gitmeliyim? Cumbalı, balkonlu, avlulu, bahçeli eski konaklar onarılarak turizmin canlanmasına ön ayak olmuş ve kültürel mimari dokusunu koruyan nadir yerleşim yerlerinden biri. Canlı performans sergilenen mekanlar, tatlı kafeleri ve restoranları yer aldığı Kaleiçi Antalya’nın en renkli yüzüdür. Pek çok sayıda butik otel ve pansiyon seçenekleriyle de konaklama imkanı sağlıyor.
Kaçırmayın! Bölgede görebileceğiniz yerler arasında; Hadrianus Kapısı, Hıdırlık Kulesi, Yivli Minare, Kesik Minare, Antalya Oyuncak Müzesi yalnızca birkaçı. El yapımı halı ve kilimler, antikalar, deri ürünleri, seramik işleri ve denizden çıkartılarak işlenmiş hediyelik eşyaya dönüştürülmüş bir çok şey satın alabilirsiniz. Üstelik yalnızca kendiniz için değil sevdikleriniz için de hediyeler alabilirsiniz.
Burası Neresi? Antalya’daki simgesel yapılardan biri olan tarihi saat kulesi Cumhuriyet Caddesi’nde Kalekapısı konumunda yer alıyor. Dış surlar üzerine yapılan saat kulesi, beşgen bir burç üzerinde daha ufak boyutlarda küçük kare planlı olarak inşa edilmiştir. İlk yapıldığı zamanlarda en üstünde soğan başı biçimini andıran alemli bir kubbe bulunur ve yapının dört bir noktasına saatler yerleştirilmiş şekildedir. 1930’lu yıllardan sonra yenileme çalışmalarının ardından kubbe kaldırılarak çatının her bir tarafına beşerli dendaneler ilave edilmiştir.
Yapım tarihi ve kimin tarafından yapıldığı hususunda tam olarak bir bilgiye sahip olunamamış olup varsayımlara göre II. Abdülhamit tahta çıkışının 25.senesinde valilere saat kulesi yapımıyla ilgili gönderdiği ferman ile Anadolu’da saat kulesi inşaatları hız kazanmış ve yaygınlaşmış olduğundan bu zaman dilimi baz alınmaktadır.
Burası Neresi? Likya Yolu’nun bu denli ön plana çıkmasının en büyük etkenleri arasında kuşkusuz tarihe tanıklık ediyor oluşu yer alıyor. Yaklaşık olarak 3 bin yıldan daha eski bir tarihi olduğu bilinen yol üzerinde 100’ü aşkın tarihi şehir bulunuyor olup bunlardan en dikkat çekeni Teke Yarımadası’dır. Ne yazık ki bu bölge zaman içerisinde toprak altında kalarak ihtişamını kaybetme olumsuzluğunu yaşamıştır.
Özelikle 8. yüzyıldan sonra popüleritesini yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştır. Ancak hala ülkemizdeki en ünlü yürüme yolu olarak bilinirliliğini sürdürmeye devam etmektedir. Gerek macera gerek doğa gerekse tarihi etkenleri içerisinde barındıran bu yolda yürüyüş yapmak için daha fazla zaman kaybetmeyin!
Yol güzergahında yapacağınız uzun yolculuğun sonunda epey bir bilgi sahibi olacaksınız. İsterseniz bu güzel yolu bisikletle de tamamlayabilirsiniz. Temiz hava, bolca yeşillik ve tarihi bir arada görebileceğiniz çok az yer vardır muhtemelen. Antalya’ya gelip de burada yürüş yapmamak gerçekten çok şey kaçırmanıza sebep olacaktır. Üstelik bunca şey için para ödemenize gerek kalmıyor. Yürüyüş rotanızı kendiniz oluşturabileceğiniz gibi ilk defa geliyorsanız öneriler üzerinden ilerlemenizi tavsiye ederim.
Burası Neresi? Parkın bir ucu Antalya Meslek Lisesi’nin oradan başlıyor olup diğer ucu Konyaaltı Plajı’na kadar uzanıyor. Bir tarafında falezler diğer tarafında Akdeniz’in eşsiz güzelliği ağaçlar, dinlenme alanları, göletler ve tesisler derken Antalya’da yapılması gereken şeylerden biri. 4 kilometre boyunca uzanan park yürümeye inanın bana değer. Kıyı kesiminde değişik kayalıklar ve fotoğraf noktaları mevcut. Yürüyüş parkurları, bisiklet için ayrılmış yolları, denize sıfır restoran ve kafeleriyle günün her saatinde içiniz rahat şekilde gezip dolaşabileceğiniz bir park burası. Yalnız uyarması benden boydan boya 2 saat kadar bir sürede yürüyorsunuz.
Neden Gitmeliyim? Tam yolun ortasındaki Antalya Müzesi’ni de arada ziyaret etmeyi es geçmeyin. Ayrıca ülkemizin en modern Kongre ve Fuar Merkezi olan Cam Piramit Sabancı Kongre ve Fuar Merkezi de bu parkın içerisinde konumlanıyor. Yılın hemen hemen her günü dikkat çeken etkinlikler, konserler, sergiler burada gerçekleştiriliyor. Yine önemli bir prestije sahip olan Altın Portakal Film festivali etkinlikleri de yine burada düzenleniyor. Bulunduğunuz tarihlerde denk gelirseniz mutlaka gidin!
Kaçırmayın! Yolun sonu olan Konyaaltı Plajı’na vardığınız zaman Antalya Akvaryumu’nu ve onunda hemen yanında Antalya’nın büyük su ve eğlence parklarından Antalya Aqualand Dolphinland’ı göreceksiniz.
Burası Neresi? Antalya yakınlarda tatil yapılacak yerler arasındaki Çakırlar Köyü, merkeze 36 dakikalık bir uzaklıkta bulunuyor. Burada yapabileceğiniz en iyi aktivite şüphesiz köy pazarı ve sunduğu leziz kahvaltısını yemektir. Sosyete pazarı olarak adlandırılan pazarda birbirinden çeşitli reçelleri, lezzetli gözlemesi ve bazlaması ve tatlı alternatifleri ile gelenlerin önce gözünü sonra mideniz doyuruyor. Oldukça geniş park alanları ile de çocuklu aileler için birebir bir ortam oluştururken, tavla, masa tenisi ve közde kaynayan semaverleriyle yetişkinlerin de eğlenceli şeyler yapabilmesine imkan sağlıyor.
Burası Neresi? Yerli yabancı turistler tarafından oldukça ilgi gören Yivli Minare, Antalya’da mutlaka görmeniz gereken bir yapı. 13. yüzyıldan günümüze dek ulaşan tarihi ile Anadolu’nun ilk İslami eserlerinden biri olarak kabul görmektedir. Antalya’daki Kalekapısı mevkiinde konumlanan Yivli Cami’nin minaresinin Hamidoğulları’nı temsilen Mehmed Bey tarafından yaptırıldığı varsayılmaktadır. Günümüzde asıl işlevini görmeyip direk müze olarak hizmete açıktır. Külliyenin merkez ilçede yer alıyor oluşu ulaşım yönünden misafirlerine avantaj sunuyor.
Neden Gitmeliyim? Külliyenin odağı Yivli Cami ile Ulucami’den meydana gelmektedir. Bu açıdan buradaki en ünlü eser olarak görülmektedir. Yapımında blok kesme taşların kullanıldığı caminin kasnağı sekizgen biçimini yansıtır. Üst kısmı ise 1954 yılında meydana gelen yangın sonrasında büyük ölçüde zarar görmüş olsa da kısa süre içerisinde onarılarak eski halini almıştır. Toplam uzunluğu 38 metre olan caminin en tepesine 90 merdiven çıkarak ulaşmanız mümkün. Gövdesinde tuğlalar ve renkli çiniler ile süslenmiş olup oldukça dikkat çekicidir. Yapının ayrı ayrı 8 yiv mevcut. Bunların önemi ise esere adını vermesinden dolayı önemlidir.
Yivli Minare Külliyesi; kentin İslami yönden ilk binası olma özelliğine sahip olmasıyla bulunduğu konum itibariyle de önemli bir avantaja sahiptir. Külliye yalnızca Yivli Cami’den oluşmuyor. Külliyenin sağındaki Yıkık Medrese’nin odaları dikdörtgen şeklinde olup bugün büyük ölçüde ayakta kalmayı başarabilmiştir. Şehzade Korkut’un annesi Nigar Hatun’a ithafen yapılmış olan Nigar Hatun Türbesi altıgen gövdesi ve kırma taşlarıyla dikkat çeker. Önemli mekanlardan biri de Mevlevihane olup, Selçuklular döneminde yapılmış, 18. yüzyıl içinde ise Tekeli Mehmet Paşa burayı mevlevihaneye çevirmiştir.
Burası Neresi? Antalya’yı toplamda üç defa ziyaret eden Atatürk, 1930 senesinde yaptığı ilk ziyaret sırasında Lara Yolu üzerindeki Erenkuş mevkiinde denizi, sahilleri, karla kaplı Beydağları’nın manzarasını seyredek şu sözleri söylemiştir: “Hiç şüphesiz Antalya yeryüzündeki en güzel yerdir.” Bugün kente gelenler Atamız ile aynı duygu ve düşünceleri paylaşıyor olup gerek doğa gerekse kültürel miras yönünden eşsiz olduğunu düşünüyorlar.
Neden Gitmeliyim? Ziyareti esnasında Atatürk’ün kalması için verilen köşk, bu ziyaretin anısına müzeye çevrilmiştir. İki katlı yapıda olan köşk, 1986’dan bu yana Atatürk Evi Müzesi işlevi ile halkın ziyaretine açıktır. Alt katta Atatürk’ün kenti ziyareti esnasında çekilen fotoğraf sergisi, belgesellerin izlendiği bir oda, bir yemek odası ve bir büro; üst katında ise Atatürk’ün kişisel eşyalarının sergilendiği bir oda mevcut. Aynı zamanda bir toplantı odası, çalışma odaları, yatak odası ve hatıra paraların sergilendiği özel bir bölüm de yer almaktadır.
Burası Neresi? Alanya‘ya gelenlerin mutlaka uğraması gereken Dim Çayı, doğa ile iç içe oluşu ile ziyaretçilerine hoş vakit geçirebilmesine olanak sağlıyor. İçerisinde yer alan piknik alanları, restoranları ve pansiyonlar ile oldukça harika bir yer olup Dim Çayı’nın gölgesideki masalarda yemek yiyebilir, ayaklarınızı suya sokabilir ve kaliteli oksijenini içine çekebilirsiniz. Eğer adrenalin peşindeyseniz rafting yapıp, Dim Mağarası’nı keşfe çıkabilirsiniz.
Toroslar’dan doğarak 60 kilometrelik bir yol izleyen Dim Çayı, Torosların yamaçlarında bulunan Dimala Cami Köyü’nden, bir diğer adıyla Alakise’den başlıyor. Kuzeydoğu ve güneybatı şeklinde ilerleyen Dim Çayı, Alanya’nın güneyinde Kestel ve Tosmur Beldeleri sınırından geçerek Akdeniz’e dökülüyor. Çayın turizme açık olan bölümü bu yolun son bölümlerindendir. Ortalama yıllık 505 bin 30 hm3 ve debisi ise 16 m3/sn olan çayın ön plana çıkan özelliği ise Antalya‘nın bunaltıcı sıcaklarından kaçıp ferahlamak isteyenler için elverişli bir yer olması. Bunun yanı sıra kışın yağan kar baharda erimeye başladığı için özellikle bahar mevsiminde suyun daha da soğuk olduğunu söylemek mümkün.
Çevresindeki yerleşim alanlarına Dim Köyü adı verilmiş. Çayın etkisiyle yarılan bu vadiye ise Dim Vadisi denilmektedir. Vadinin büyüleyici güzelliği ve serin havası ile turizm yönünden önemli bir yer olma niteliği taşıyor. Kestel ya da Tosmor yol ayrımından kuzeye doğru yöneldiğinizde yolun sağ ve sol kısımlarındaki piknik alanlarını göreceksiniz. Eğer alabalık seviyorsanız Dim Çayı’nın üst piknik alanlarına gitmeniz gerekmektedir. Suyun içerisinde konulan masalarda bir taraftan ayaklarınızı serinletirken öte taraftan yemeğinizi yiyebilirsiniz.
Burası Neresi? Antalya’ya 64 kilometre, Kemer’e ise 20 kilometre uzaklıkta Tekirova Ekolojik Doğal Parkı, dünyanın ilk flora-herpetofauna minyatür çalışmasının yapıldığı ilk doğal park olma niteliğine sahiptir. Sürüngen ve amfibi canlılarının doğal ortamları bitkiler ile süslenmiş olup içerisinde bulunan egzotik kuş türleri oldukça dikkat çekicidir. Adeta kartpostalı andıran bu parka mutlaka gitmelisiniz .
Neden Gitmeliyim? Toplam 120 dekarlık bir alan kaplayan park içerisinde Park içerisinde; plajlar, kamp alanları, orman yolları ve yürüyüş parkurları gibi alanlar mevcut. Aynı zamanda park alanında, kuş ve yaban hayatı gözlemciliği, yüzme, olta balıkçılığı, doğa yürüyüşü, çadırlı kamp, bisiklet sporu, oryantiring ve fotoğrafçılık gibi etkinlikler gerçekleştirilebiliyor.
Burası Neresi? Yazları çok sıcak kışlarının ise ılık geçtiği Antalya’da evlerin yapımı soğuktan ziyade daha çok güneşin açısını önlemeye ve serinlik sağlamaya yönelik olmuştur. Genel olarak bakıldığında yığma taş ve ağaç bağlantılı olacak şekilde inşa edilen evlerin çoğunda bir sokak cephesi ve arka bahçesi bulunuyor. Evlerin üst katlarında ev ve sokak mimarisine uyacak şekilde cumba adı verilen çıkmalar mevcut.
Evlerin merkezini zemin katta bahçeye doğru açılan ve taş zeminli taşlıklar meydana getiriyor. Zemin kat hizmet bölümü olarak kullanılırken, depo, mutfak gibi odalar burada yer alıyor. Üst katlar ise konaklama için ayrılan bölümlerdir. Bu odaların pencereleri daha büyük yapılarak içeriye daha çok ışık alması sağlanmıştır.
Burası Neresi? Antalya’nın İtalyan işgalinde olduğu I. dünya Savaşı’nın ardından, İtalyan arkeologlar ellerine geçirebildikleri eserleri İtalyan Konsolosluğu’na taşımaya başlamışlar. 1919 senesinde öğretmen Süleyman Fikri, kendisini eski eserler memuru olarak tayin ettirip eserleri toplayarak müze kurma çalışmalarına başlamıştır. 1930 senesinde Atatürk’ün Aspendos Antik Kenti ziyareti sırasında ona rehberlik eden Süleyman Fikri, müzeyi ilk olarak 1922 yılında Alaeddin Cami’ne, 1937 yılında ise Yivli Cami’ne kurmuş. Son olarak 1972 yılında ise günümüzdeki binasına taşınmış.
Paleolitik Çağ yani Yontma Taş Devri’nden günümüze pek çok medeniyet ev uygarlığa ev sahipliği yapan ülkemizin en büyük müzelerinden biri olan Antalya Müzesi; Perge Antik Kenti, Myra Antik Kenti, Phaselis, Aspendos, Patara, Xanthos, Limyra, Arykanda, Termessos, Olympos, Simena ören yerleri ve Karain Mağarası ile Noel Baba Müzesi’nde yapılan kazı çalışmaları neticesinde elde edilen eşsiz eserleri buraya bir araya getiriyor.
İşte bu önemli eserleri bünyesinde bulundurması sebebiyle de dünyanın en iyi müzeleri arasına giriyor olup 1988 senesinde Avrupa Konseyi tarafından Yılın Müzesi seçilerek ödüllendirilmiş. Müze toplamda 13 salondan oluşuyor olup 2 katlıdır. Eserler kronolojik sıraya ve konularına göre sergilenmektedir.
Aletlerin üretilmesiyle birlikte, insanların ortaya çıkması ve yazının keşfine dek olan süreç Prehistorya adıyla bilinmektedir. Tarih öncesi olarak da bilinen Prehistorya Dönemi Salonu’nda avcı – toplayıcı toplumdan kalan çakıllar, el baltaları, kazıyıcılar ve kemik aletler sergilenmektedir.
Antalya’ya 27 kilometre uzaklıkta yer alan Karain Mağarası içerisinde çıkartılan Mezolitik Devir’de yaşamış olan Neandertal insanın diş ve iskelet kalıntılarını da görmeniz mümkün. M.Ö. 200 bin ile 28 bin yıl önce yaşamış olan mağara adamlarının iskeletlerinin bu mağarada bulunuyor olması, kireç taşı mağaralarının fosilleri muhafaza etmeye yönelik niteliklerine sahip olmalarından dolayıdır.
Salon içerisinde makyaj ve takı malzemeleri için ayrılmış olan vitrin dışında M.Ö. 12. ve 3. yüzyıl arasında seramik kalıntılar sergileniyor.
Perge Antik Kenti içerisinde yer alan Roma Dönemi’ne ait olduğu varsayılan heykeller mevcut. Heykeller arasında tanrıların kralı Zeus ve Aphrodite, Tykhe, Athena, Artemis, Nemesis, Hygieia, Hermes, Dioskurlar’ın aralarında olduğu pek çok tanrı bulunuyor.
M.Ö. 4.- M.S. 6. yüzyıllar arasında farklı kültürlerin buluntuları yer alıyor olup bunların yanı sıra sualtı vitrininde, antik bir batık gemiden çıkarılan eserler bulunuyor.
Roma heykeltraş sanatının en mühim örneklerini görebileceğiniz İmparator Salonu’nda; tümü Perge Antik Kenti‘nde bulunan heykellerin yanında, üç güzeller ile siyah mermerden yapılan ve aynı zamanda Antalya Arkeoloji Müzesi’nin sembolü olan dansöz heykeli sergileniyor. Dansöz heykeli tek bir çalışmada ortaya konmamıştır. 1981 yılında Perge kazılarında bulunan mermer blokların birbirinin içine geçmesiyle meydana gelmiştir. 2,25 metre uzunluğundaki heykelin kim tarafından yapıldığı konusunda bir bilgiye ulaşılamamaktadır.
Hemen hemen hepsi Perge’den çıkarılmış olan tarihi eserler, kaçakçıları tarafından yurtdışına kaçırılmıştır. Ancak durum sonradan farkedilerek ait oldukları yere getirilmiştir. Salonda Patara’da mezar yapmaya uygun bir zemin yapısı bulunmadığı için ilk kez Patara Antik Kenti’nde ortaya çıkarılmış Erken Roma Dönemi’ne ait bir mezar tipi bulunur.
Mozaiklerin en önemli olan Seleukiea kazısında elde edilen ve antik çağın ünlü düşünür, tarihçi, hatip ve matematikçilerinin isimlerinin de bulunduğu filozoflar mozaiğidir.
Adından da anlaşılacağı üzere altın ve gümüş definelerin yanında M.Ö. 6. yüzyıldan günümüze kadar gelen Anadolu sikke basma geleneği ve tekniğine yer verilmiştir.
Osmanlı ve Selçuklu eserlerine ait olan çiniler, porselenler, dini eserler, saat ve ziynet eşyaları, kilit ve anahtarlar sergilenmektedir.
Burası Neresi? Alanya limanda, Alanya Kalesi’nin kuzey tarafında denizle buluştuğu yerde konumlanan Kızıl Kule, kalenin ön plana çıkan kısmını oluşturuyor. İsmini alt bölümlerini oluşturan kızıl kahverengi taşlardan ve üst bölümünde kullanılan tuğlalardan alan kule, I. Alaeddin Keykubat’ın emriyle Kilikyalı korsanlardan kalma kale kalıntılarının üzerine yapılmıştır. İçerisinde üç adet yazı bulunuyor olup kuzey kısmındaki tabelayı takiben Halepli yapısı ustası Ebu Ali Reha el Kattani tarafından yapıldığı görülmektedir. Diğer iki yazıtta ise kaleyi inşa ettiren Alaeddin Keykubat’a yazılmış övgüler yer alıyor.
Alanya’nın en güzel manzarasına sahip olan Kızıl Kule’nin yapısı düzgün sekizgen planlı ve beş katlı kule oldukça yalın bir dış yüzeye sahiptir. Dış cephesinin gösterişli olmayışına rağmen iç mekanı incelikli bir ustalıkla tasarlanmış durumdadır. Düzgün bir mimari yapısı nedeniyle tepeden aldığı ışık birinci kadar ulaşır. Doğa olayları ve iklim koşullarından faydalanmak gayesiyle kulenin zemin katından dördüncü katına dek olan bölümde yağmur sularını kendisine bağlı küçük kanallar yardımıyla biriktiren bir sarnıç mevcuttur.
1951-57 seneleri arasında onarım çalışmalarının yapılmasının ardından 1979 senesinde halkın ziyaretine açılmıştır. Müzenin giriş katı kent müzesinin devamı şeklinde olacak biçimde Alanya Etnografya Müzesi olarak düzenlenmiştir. Selçuklu mimarisinin en özel örneklerinde biri olan Kızıl Kule, Alanya’nın ikonik yapılarından biridir.
Burası Neresi? Antalya’nın Manavgat ilçesindeki aynı ismi taşıyan Manavgar Çayı üzerinde kurulmuş olan iki barajdan biri olan Oymapınar Gölü, elekrtik üretimi sağlaması gayesiyle 1977 senesinde başlanan yapımı 1984 yılında tamamlanarak faaliyete açılmıştır. Antalya’daki en büyük enerji santrali olma niteliğine sahip olup Manavgat Çayı’nı besleyen Dumanlı Kaynağı baraj gölü altında kalmıştır.
185 metre yüksekliği ile tüm ihtişamı etkileyici bir görünümüne sahiptir. Manavgat güzergahından geldiğinizde tüm güzelliği ile sizleri karşılayan baraj, Manavgat Baraj Gölü’nün her iki bölümünden de gelseniz barajın sağ tarafında bulunan yoldan devam ederek baraj gölüne ulaşılır. Tepeye ulaştığınızda dağa oyulan bir tünel göreceksiniz, bu tünelden geçerek baraj gölüne varıyorsunuz. Tünel çıkışında baraj gölünü ve gövdesini seyredeceğiniz bir seyir terası bulunmaktadır.
Kaçırmayın! Çevresini saran yeşil doğası ve turkuaz renkteki gölün birbiri ile muhteşem uyumu oldukça renkli bir görüntü oluşturuyor. Eğer buraya gelirseniz ki mutlaka gelin, tekne turu yaparak Yeşil Kanyon’u gezin. Bunun için oyma tüneli geçtikten sonra yola devam ederseniz işletmelerden birini seçerek gerçekleştirebilirsiniz.
Burası Neresi? Ülkemiz sınırların içerisinde yaşayan toplamda 500 tür deniz canlının sergilendiği Türkiye’nin ilk Deniz Biyoloji Müzesi, 2014 senesinde Antalya’nın Kaleiçi mevkiinde hizmete açılmıştır. Müze içerisinde hepsi Türkiye denizlerinde yaşamış olan 9 adet köpek balığı, 10 çeşit yassı köpek balığı, yaklaşık olarak 150 tür kemikli balık, süngerler, mercanlar, karides, ıstakoz ve yengeçler, ahtapot, kalamar ve sübyeler, denizyıldızları ve deniz kestaneleri sergilenmektedir. Aynı zamanda nesli tükenmekte olan endemik ve Kızıldeniz kökenli deniz canlıları hakkında bilgilendirmeler yapılmaktadır.
Burası Neresi? Antalya’nın Kumluca ilçesine bağlı olan Çıralı’ya yakın Yanartaş, havanın kararmasıyla kendini gösteren mistisizmin gizemli atmosferini yansıtıyor. Az kişi tarafından bilinen Chimaera yada Yanartaş’a, akşam karanlığında ağaçların gölgesinden geçerek ulaşım sağlayabilirsiniz. Kayalıkların arasında yükselen alevler neredeyse bin yılı aşkın bir süredir yanıyor. Anadolu’nın mucizelerinden biri olan Sonsuz Ateş olarak anılan bu taş Beydağları Milli Parkı içerisinde, Çıralı ve Olimpos tepelerinde, deniz seviyesinden 230 metre yükseklikte konumlanıyor.
Zerdüştlük dininin kurucusu Zoroaster’ı takip eden Zerdüşt korsanların törensel yerleri olup bir zamanlar İranlı ışık ve akıl tanrısı Mitra’ya adanmıştır. 3. yüzyılda Hristiyanlık mezhebinin baskın oluşuna dek Mitraizm Küçük Asya’da oldukça yaygın bir inanç olarak biliniyormuş. Yanartaş’ın sırrı yapılan araştırmalar sonucun ortaya çıkmış olup büyük ölçüde metan gazından oluştuğu görülmektedir. Fakat bu metanın nereden gelmiş olduğuna dair hiçbir şekilde bulunamamıştır. Sebebi ise Yanartaş’taki jeolojik özellikler, metanın oluşabilmesi için yeterli sıcaklığı sağlamıyordu.
Bilimsel çalışmaların neticesinde yüzeyin hemen altında yer alan ve nadir bulunan elementlerden biri olan rutenyum elementinin metan için bir katalizör etkiye sahip olabildiğini göstermektedir. Sıcaklıkların rutenyum katalizörlüğündeki metanın meydana gelebilmesi için yeterli olduğu belirtilmektedir. Kayaların arasından sızan gaz 30 cm yükseğe kadar ulaşılabiliyor olup bir alev şeklinde çevreyi aydınlatıyor. Alevlerin İyonyalı ünlü yazarı Homeros’un İlyada Destanında ateşler saçan Chimera canavarına ilham olduğu düşünülmektedir.
Antik Yunan mitolojisine konu olan bu efsaneye göre; Ephyra Kralı Glaukos’un oğlu Hipponoes bir av partisinde kardeşi Belleros’u öldürür ve “Belleros’u Yiyen” anlamına gelen Bellerophontes adını alır. Ephyra’dan sürülen Bellerophontes, Argos kralına sığınmaktadır. Kendisine sığınan bu genci öldürmeyi kendine yediremeyen Argos Kralı onu Likya kralına gönderiyor. Likya kralı ise bu genci öldürmek istemeyerek onu Olympos Dağı’nda yaşayan aslan başlı, keçi gövdeli, yılan kuyruklu ve ağızdan alevler saçan canavar Chimera ile dövüş etmeye gönderir. Ve Bellerophontes Pegassos adlı atına atlayarak dövüşmek için gider. Chimera saldırdığında esnada Pegassos havalanır ve yere doğru inerken mızrağı ile canavarı yerin yedi kat dibine yollar. Buna rağmen Chimera yerin yedi kat altından alevler saçmaya devam eder. Anadolu’da yüzyıllar boyu süregelen bu hikayeye göre Yanartaş’tan çıkan alevler Chimera’nın yerin yedi kat dibinden fışkıran alevleridir.
Burası Neresi? Alarahan ve Alara Kalesi, Anadolu Selçuklu Alaeddin Keykubad’ın Alanya’yı almasının ardından Antalya – Alanya arasındaki yol güzergahlarının güvenliğini sağlamak için inşa edilmiş yapılardır. Alanya’nın Çakallar Köyü içerisinde yer alan yapılar bir bölümü hala ayakta kalmış durumdadır.
Alara Kalesi; Kaleye çıkmanız mümkün ancak oldukça dik bir yokuşu tırmanmanız gerekiyor. İç Anadolu Bölgesi’ne giderken ticaret yollarına hakim olmak adına inşa edilen Alara Han ve Alara Kalesi’nin birbirleri arasındaki uzaklık 800 metredir.
Alara Han; 1281 senesi oldukça iri kesme taşlar kullanılarak inşa edilen kervansaray olarak yapılmış olup İpek Yolu’ndan geçen tüccarların konaklamaları ve ihtiyaçlarını gidermeleri gayesini taşımaktadır. Yolcuların konaklayabilecekleri küçük odaların mevcut olduğu Alarahan, günümüzde restoran ve alışveriş merkezi olarak kullanılan bu yapının girişindeki kitabenin bir kısmı kayıp olsa da kalan kısmının çevirisini yapabilmişler.
Alarahan Nerede ve Nasıl Gidilir? Alanya ilçesine bağlı olan Okurcalar‘dan Alara yoluna giriliyor olup 9 kilometrelik yolun sonunda sağ tarafta Alara Han’ı göreceksiniz. Sol tarafta yer alan Alara Çayı’nın karşı tarafına baktığınızda da tepenin üzerinde Alara Kalesi’nin surlarını görebilirsiniz.
Burası Neresi? Kaleiçi’nde bilinen beş tane Ortdoks Rum kiliselerinden biri olan Aya Yorgi Kilisesi, Antalya’nın yakın tarihi ve etnografyası bakımından öneme sahiptir. Doğu giriş kapısının üzerinde yer alan Aya Yorgi’nin ejderhayı öldürme sahnesinin de betimlendiği mermer yazıtın Karamanlıca adı verilen Yunan alfabesiyle: “Bu Aya Yorgi Kilisesi eskiden beri vardı. Harap olduğundan, Antalya’da bulunan Hristiyanlığın ianesiyle yapılmıştır. Sene 1863.” metni yer almaktadır.
1920 senelerinde yaşanan nüfus mübadelesiyle birlikte cemaatini olduğu gibi kaybeden ve uzun dönem boyunca depo olarak kullanılan kiliseye zaman içerisinde birtakım eklentilerle harap bir hale gelmiş ve özgün ahşap elemanlarını kaybetmiştir. 1991 senesinde Suna ve İnan Kıraç tarafından satın alınan binada iki yıl süren onarım çalışmalarının ardından 1996’da Kaleiçi Müzesi’nin bir sergi salonu olarak kültür hizmetine açılmıştır.
Bina şekli dikdörtgen biçiminde olup tek nefli, tonoz örtülü ve genel hatlarıyla Akdeniz mimarisinin niteliklerini taşıyan bu mütevazı kilisenin cenneti simgeleyen tavanı mavinin farklı tonlarında yalın ve alçı bezeklerle süslüdür. Kilise içerisinde Çanakkale Sermaikleri Koleksiyonu sergileniyor olup üst katında kadınlar mahfilinde ise kısa soluklu yöre kültürleriyle bağlantılı tema sergilere yer verilmiştir.
Burası Neresi? Dünya üzerinde Noel Baba ismiyle bilinen Aziz Nikolas, Lykia bölgesinin mühim kentlerinden biri olan Patara’da doğmuş ve Myra’da yaşamıştır. Myra’da piskoposluk yapmış olan Aziz Nikolaos’ın ölümünün ardından aziz mertebesine ulaşmasını sağlamıştır. Fakirlerin kurtarıcı, denizcilerin ve öğrencilerin koruyucusu olduğu düşünülen Aziz Nikolas için öldükten sonra Myra’lılar onun adına bir kilise inşa ederek içindeki lahite koymuşlardır.
Rusya, Avrupa ve Amerika‘da özel bir saygı duyulan Aziz Nikolaos’ın ismi Akdeniz’deki büyük küçük tüm teknelere resmi veya ikonası asılmış şekilde sefere çıkarken “Dümenini Aziz Nikolaos Tutsun” dileği dilemek bir geleneğe dönüştürülmüştür. Kilisesinin konumlandığı Mayra kentinin Likya Bölgesinin başkenti olmasında ve saygınlığının artmasında Aziz Nikolaos’ın etkisi büyüktür.
Bizans sanat tarihinin önemli bir anıtı olarak görülen kilise, sel deprem gibi afetler ile hasar görmüş olup 1042’de İmparator IX. Konstantin ile karısı Zoe tarafından, 1862 yılında Rus Çarı I.Nikolay tarafından onarılmıştır. 1087 senesinde düzenlenmiş olan Haçlı Seferleri esnasında Bari’den gelen tüccarlar Aziz Nikolas’ın kemiklerini çalıp İtalya‘nın Bari şehrine götürdüler ve yaptıkları bazilikaya gömmüşlerdir. Geride kalan kemikler ise bugün Antalya Müzesi’nde korunmaya devam etmektedir.
Burası Neresi? Çayağzı Liman Yolu’yla Likya Medeniyetleri Müzesi arasında yer alan bir alanda konumlanan Andriake Kuş Cenneti’nde 149 farklı türden kuşlar mevcut. Aynı zamanda meke, karabatak ve yaban ördeğini de barındırıyor. Antalya Demre’de unutamayacağınız bir tatil geçirirken böyle güzel yerleri de gezmenin keyfini yaşayın! Antalya deniz turizmi şöyle dursun tarihi ve kültürel yerleriyle de yabancı turistlerin her yıl yoğun olarak ilgi gösterdiği yerlerin başında geliyor. Andriake Kuş Cenneti’ne gelip buradaki kuşların fotoğrafını çekebilir, isterseniz akşam güneşin batışını izleyerek benzersiz manzara karşısında hoş saatler geçirebilirsiniz.
Burası Neresi? Antalya’nın batısındaki Kumluca ilçesi sınırları içinde konumlanan oldukça önemli bir liman kenti olan Olympos Antik Kenti, adını 16 kilometre kuzeyde yer alan Torosların uzantısı olan 2375 metre yüksekliğe sahip Tahtalı Dağı’ndan almaktadır. Kumluca karayolunun üzerinde iki adet girişi mevcuttur. Finike Kumluca tarafından gelirseniz Adrasan girişi, Antalya Kemer yönünden gelirseniz ise Olimpos girişinin kullanılması zamandan tasarruf etmenizi sağlayacaktır. Antik kentin Antalya’ya uzaklığı 87 kilometre olup Kumluca’ya uzaklığı ise 28 kilometredir.
Kente orman ve pansiyonların içerisinde geçerek ulaşılıyor olup yaz aylarında gelirseniz Olimpos Plajı’nda yüzmeyi ihmal etmeyin! Günümüzde hala kazı çalışmalarının devam ettiği kentte yeşillikler içerisinde yılan çıkma ihtimaline dikkat ediniz. Kuruluş tarihi hakkında tam olarak bir bilgi edinilemese de İ.Ö.167-168 yıllarında basılan Likya Birlik sikkelerinde adı geçen Olympos, Likya Birliği’nde üç oy hakkına sahip 6 şehirden biri olduğu için bu tarihlere dayandığı düşünülmektedir. Birlik’te Likya’nın doğusunu temsil etmiş olan Olympos’un kalıntılarının büyük bölümü ağaç ve çalılarla örtülü olup, Helenistik, Roma Bizans dönemlerine aittir.
Bu kalıntılar genellikle doğudan batıya doğru denize akan bir ırmağın ağzında her iki tarafına dağılmış şekildedir. Antik dönemde kenti ikiye bölmüş olan nehir yatağı bir kanal içerisine alınarak iki tarafından iskele olarak kullanılmış olup köprü ile birbirine bağlanmış durumdadır ve bugünde görülmektedir. Güney kıyıda, Helenistik dönemin çokgen örgülü duvarı ile yanındaki Roma ve Bizans onarımlarını gösteren bölümü görülmektedir. Nehir ağzına yakın olan noktada küçük ve dik akropolde geç dönemlerden kalma yapının kalıntıları bulunuyor.
Irmağın güney kıyısında Helenistik temeli olan Roma tarafından onarılmış küçük tiyatro oldukça harap şekilde olup yalnızca girişin bir yanı iyi korunmuş durumdadır. Bir diğer önemli yapı ise ırmak ağzının 150 metre batısında bulunan tapınak kapısıdır. İon düzeninde küçük bir tapınağa ait olan mimari yönden Roma İmparatoru Marcus Aurellius adına yapıldığı da kapı önündeki heykel kaidesinden anlaşılmaktadır. En dikkat çekici olan ise Antalya Müzesi tarafından yürütülen kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan Kaptan Eudomus’un lahdidir.
Burası Neresi? Irmak sularının 4 metrelik bir falezden dökülmesi neticesinde meydana gelmiştir. Çevresinde farklı piknik alanlarının bulunduğu şelalede şehrin tüm stresini atabilirsiniz. Şelaleden adan suyun şarıltısı ve kuş seslerinin eşliğiyle birlikte burada kampta yapabilirsiniz. Kendinizi doğanın kucağına atabileceğiniz bu harika Manavgat Şelalesi’nin en büyük kaynağı Dumanlı Kaynağı olarak biliniyor.
Bu kaynağın suları kayaların arasından fışkırarak ırmak ile kavuşurken etrafına dumanlar saçar. Tam bu noktada gördüğünüz görüntü sizlerde hayranlık uyandıracak cinsten. İki tane şelalenin bulunuyor olup biri diğerine oranla daha küçüktür. Bölgede rafting, jeep safari gibi aktiviteleri de gerçekleştirmeniz mümkün. Şelalenin hemen yanında bulunan çay bahçelerinde oturup manzaraya karşı bir şeyler yudumlayabilirsiniz. Mangal ve balık alternatiflerinin bulunduğu Manavgat’ta çeşitli lezzetleri tadabilir ve manzara ile eşsiz yemeklerin keyfini çıkartabilirsiniz.
Manavgat Şelalesi’ne Toplu Taşıma İle Ulaşım; Manavgat ilçe merkezi ile şelale arasında yaklaşık olarak 5 kilometre mesafe bulunuyor. Merkezden hareket eden dolmuşların üzerinde şelale yazar zaten. Yaklaşık 4 TL karşılığında ulaşabilirsiniz. Antalya şehir merkezinden gitmek içinse Manavgat dolmuşlarına binerek 15 TL ödemeniz gerekiyor.
Burası Neresi? Antalya’nın öne çıkan güzelliklerinden biri olan Düden Şelalesi ve hatta şelaleleri denilebilir çünkü kaynağını Kepez Hidroelektrik Santralinden alan Düden Çayı, iki kola ayrılır ve bu iki koldaki şelaleler de Akdeniz’e kavuşur. Aşağı ve Yukarı Düden Şelalesi olarak adlandırılan şelalelerden Yukarı Düden Şelalesi şu an için ayrıca piknik yeri ve mesire alanı olarak da kullanılmaktadır. Şehrin karmaşasından kaçarak doğanın olduğu yerde tertemiz kaliteli oksijeni içinize çekerek sarhoş olabilirsiniz.
Antalya’ya 10 kilometre mesafede yer alan Düden Şelalesi, merkeze olan yakınlığı sebebiyle sıklıkla ziyaret ediliyor. Özellikle de yaz dönemlerinde turist akınına uğrayan şelale, ihtişamlı görüntüsüyle göz dolduruyor olup 40 metre yükseklikten akan suyun akışını izlemek, burayı ziyaret edenler içi müthiş bir keyif. Aşağı Düden ve Yukarı Düden olmak üzere iki ayrı kolu bulunmaktadır. Şelalenin bu kadar özel olmasının sebeplerinden biri de etrafındaki atmosferin kendine has oluşu diyebilirim. Yalnızca metrelerce yukarıdan dökülen duyun düşüşünü izlemekle kalmayıp, aynı zamanda da yeşilin her tonuna tanıklık edeceğiniz bir coğrafyayla kucak kucağa olacaksınız. Söylentiye göre Büyük İskender buradan geçerken atlarına bu şelaleden su vermiş. Bu sebeple de bir takım kaynaklarda İskender Şelalesi ismi geçmektedir.
Türkiye’nin ayrıcalıklı doğal güzelliklerinden olan Düden, yaz ve kış aylarında debisini muhafaza edebiliyor olup hem kendi için hem de çevresi için pek çok aktiviteye imkan tanıyor. Şelalenin çevresinde yer alan alanlarda keyifli şekilde yürüyüşlerinizi gerçekleştirebilir, uygun noktalarda piknik yapabilirsiniz. Buraya gelirken fotoğraf makinenizi almayı sakın unutmayın. Zira gördüğünüz her bir noktayı çekmek isteyeceksiniz. Yeme-içme restoranları ve kahvaltı mekanlarında küçük bir mola vererek lezzeti yemeklerin tadına varabilirsiniz.
Genellikle et ve balık restoranları bulunuyor. Farklı kafe ve bistro mekanları, ev yemeklerini bulabileceğiniz tatlı mekanlar ve gözlemeciler de dahi gelen misafirler tarafından ilgi görüyor. Akdeniz geleneğinin izlerini taşıyan restoranların buraya büyük bir renk kattığını ifade etmek mümkün.
Burası Neresi? Antalya’nın İbradı ilçesindeki Ürünlü Köyü sınırları içerisinde yer alan Altınbeşik Mağarası Milli Parkı içindeki derin ve sarp Manavgat Vadisi’nin batı eteklerinde konumlanıyor. Ürünlü Köyü ile Altınbeşik arasında 4,5 kilometrelik bir yol yer alıyor olup yolun sonunda karşılaşacağınız büyüleyici mağara sizleri bekliyor olacak. Unutmadan, geziniz esnasında İbradı İlçesi, Ormanda Beldesi ve Ürünlü Köyünde yer alan yöreye has “Düğmeli Evleri” muhakkak görün.
Neden Gitmeliyim? Mağaranın hemen girişinde bulunan kafe ve gezi botları Antalya Büyükşehir Belediyesi işletmesi olan Anset tarafından işletilmektedir. Bota binerken can yeleği takmak zorun olup gölde yüzmek kesinlikle yasaktır. Ayıca Ürünlü Köyü ile Altınbeşik Mağarası arasında yaklaşık 1 veya 1,5 saat süren bir yürüyüş yolu parkuru da mevcuttur. Türkiye ve Avrupa’nın üçüncü büyük yer altı gölüne sahip olan Altınbeşik Mağarası’nın araştırılabilinen bölümü kolları ile birlikte toplamda 2200 metreyi bulmaktadır.
Mağaranın ağzından itibaren 125 metre uzunluğunda bir göl takip ediyor olup gölün derinliği yer yer 15 metreye dek ulaşıyor. Gölün tam ortasında doğal kaya blogundan meydana gelerek bir köprü meydana getirmiştir. Gölün sonunda 44 metre yüksekliğinde bütün salonu kaplayan dikeye yakın traverten mevcuttur. Buradan üç kolla devam eden mağarada aktif kol 8 metre yükseklikteki bir dereye kadar araştırılmıştır. Fosil koldan başka tamamı traveretenler ve yarıklarla kaplıdır mağara. Burayı yanızca yaz ve sonbahar ayarında gezebilirsiniz.
Burası Neresi? Kemer merkezdeki yat marinasının arka tarafındaki çamlarla çevrili tepede yer alan Yörük kültürüne bağlı kalarak düzenlenmiş peyzajıyla dikkatleri üzerine çeken Folklorik Yörük Parkı, otantik atmosferi ile görülmeye değer bir parktır. Gerek müziği olsun gerek yerel yemekleri ve aperitif sunumlarıyla Küçükburun Yarımadası üzerinde konumlanan aynı zamanda bir açık hava müzesi olarak hizmet vermektedir. Geçmiş dönemde yaz aylarını Toros yaylalarında geçiren ve kış gelmeden önce düzlük bir noktaya inen Yörük’lerin kışlık mekanıymış.
Neden Gitmeliyim? Günümüzde ise Yörüklerin büyük bölümü turizm ile uğraşmakta. Kültürü yaşatmak gayesiyle animasyon kurulmuş park içerisinde; bir yerde saç böreği, bir yerde dinlenilen Yörük çadırlarının diğerlerinde ise küçük çapta bir etnografya müzesi kurulmuştur. Cansız mankenler ile Yörük hayatı canlandırılmak istenmiştir. Misafirler burada bir taraftan dokuma çadırı, aile çadırı gibi Yörük kültürünü yansıtan Yörük çadırlarını gezerken diğer taraftan da yayık ayranı ve gözleme ile günün tadını çıkarabilir.
Burası Neresi? Kıyı Beydağları’nın en yüksek tepesi olan 2365 metre yüksekliğindeki Tahtalı Dağı, Türkiye’ye denize en yakın yüksek dağı olma niteliğine sahiptir. Antik çağda Tanrılar Dağı olan Tahtalı, mitolojide “Olympos” adıyla anılıyor olup, çok eski dönemlerden bu yana insanlar tarafından çok özel bir yere konumlandırılmıştır. Dağın zirve noktasına ulaşmak her daim insanlar için heyecan verici olmuştur.
Neden Gitmeliyim? Dünya üzerindeki en uzun ikinci teleferik olan Olympos Teleferik sayesinde bu doğa güzelliğine çıkmak mümkün kılınmıştır. Dağ ve etrafı heyecan verici sporları gerçekleştirmek için elverişli olup yamaç paraşütü ve dağ bisikletçileri tarafından tercih edilmektedir. Doğa ve tarihin iç içe geçtiği Olimpos’u en tepeden görmenin tadı bir başka! Yaklaşık 1 dakika sürecek yolculuk ile mutlaka yapmanız gereken aktiviteyi gerçekleştirebilirsiniz.
Teleferiğe Ulaşım için; Olimpos Teleferik’in özel transfer hizmeti bulunmaktadır. Her gün Beldibi, Göynük, Tekirova, Kemer, Kiriş, Çaycuma gibi yerlerden kalkan araçlarla ulaşım sağlamanız mümkün.
Burası Neresi? Doğa ve tarihi dokunun birbiri ile iç içe geçtiği büyüleyici havasıyla Antalya’nın Kemer ve Kumluca ilçeleri sınırları içerisinde yer alan Olimpos Beydağları Milli Parkı, 1972 senesinde koruma altına alınmıştır. Akdeniz’in kıyı noktalarını saran Batı Torosları meydana getiren Beydağları’nın başlangıç noktasında bulunan milli park, Antik Likya Yolu, Çıralı Sahili, Yanartaş, Adrasan Plajı gibi birbirinden güzel yerleri bünyesinde barındırıyor. Antalya’nın Sarısu Mahallesi’nden başlayarak Akdeniz sahillerine boylu boyunca uzanarak Gelidonta Burnu’na varıyor.
İçerisinde; kızılçam ormanları, sedir ve karaçam ağaçları ile bezenmiş olup toplamda 34 bin 452 hektarlık bir alana yayılıyor. Zengin doğasını korumak amacıyla kurulan milli parkta; 25’i bölgeye özgü olmak üzere binden fazla bitki türü mevcut. Burada; ayı, kurt tilki, yaban keçisi, vaşak sincap oklu kirpi gibi hayvan çeşitleri yaşarken parkın etrafındaki kıyılarda Akdeniz fokuna rastalanabilmektedir. Ancak şüphesiz buradaki en önemi hayvan türü nesli tükenmekte olan caretta carettalardır. Parkın çevresindeki Çıralı sahilleri caretta carettaların en önemli yumurtlama noktalarından biri.
İlkbahar ve yaz dönemlerinde oldukça yoğun ziyaretçi alan park doğal plajları, antik kentleri, orman alanları ve koyları ile popüler olup yalnızca tarihi ve doğası ile değil kamp ve doğa sporlarını sevenlerinde tercih noktasıdır. Göynük, Kındılçeşme ve Göynük Kanyonu gibi üç tane kamp alanı, yürüyüş yolları, Akdeniz’in etkileyici manzarasını izleyebileceğiniz seyir noktaları, adrenalin tutkunlarını cezbeden kaya tırmanış alanları ve yamaç paraşütü alanları da var.
Tur Hakkında; Belirlenen güzergahlardan saat 08:30-09:00 saat aralıklarında alındıktan sonra Setur Marina’ya doğru yola koyuluyorsunuz. Yaklaşık 15 dakika süren yolculuğun ardından 09:45-10:00 saatlerinde dalış turuna başlanıyor. Toplamda 20’şer dakika olacak şekilde iki adet dalıştan oluşan programın ilki Çaltıcak açıklarında gerçekleştirdikten sonra öğle yemeği molasının ardından ikincisini Sıçan Adası’nda gerçekleştiriliyor. Saat 17:00’da Setur Marina’ya geri dönüş başlıyor. Alındığınız noktalara aynı şekilde geri bırakılıyorsunuz.
Dalış Hakkında; Profesyonel eğitmenler tarafından tekne üzerinde kısa bir bilgilendirme yaptıktan sonra ilk dalış için suya girip kendi elleriniz ile balıkları besleyerek deniz altının ihtişamına tanık olacaksınız. 14-65 yaş aralığındaki sağlıklı her birey herhangi bir sertifikaya sahip olmadan programa katılım gösterebilirler. Günübirlik Antalya Diving Turu için kişi başı 139 TL ödemeniz gerekmektedir.
Ücret Dahilinde Olanlar;
Ücret Dahilinde Olmayanlar;
Tur Hakkında; Ülkemizin gizli yerlerinden Türkiye’nin Maldivler‘i Suluada’yı keşfe hazır mısınız? Antalya’da belirlenen şehir içi güzergahlardan 07:00 saatlerinde alındıktan sonra Adrasan’a doğru yola koyulunuyor. Buraya ulaştıktan sonra tekneye binip ilk olarak Suluada’ya varılarak burada iki saat kadar bir mola veriliyor. Ardından tekne Amerikan Koyu ve Kargıcak koylarında da birer saat yüzme molası vermek üzere rotasını bu mevkilere kırıyor. Bu sırada taze taze denizden tutulan balık ve yanında leziz mezelerle öğle yemeği ikramı yapılıyor. Yemekten sonra diğer koya devam ederken günün sonuna da yavaş yavaş yaklaşmış olunuyor. Saat 17:30 civarlarında geri dönüş yoluna geçerken bu sırada meyve ve çay ikramı yapılıyor. Adrasan-Suluada Tekne Turu için kişi başı 149 TL ödeme yapmanız gerekmektedir.
Ücret Dahilinde Olanlar;
Ücret Dahilinde Olmayanlar;
Tur Hakkında; Sabah saat 08:00 saatinde belirlenmiş yol güzergahlarından alındıktan sonra Kemer Yat Limanı’na hareket ediliyor. Saat 10:00 sularında başlayan tekne turunda ilk durak noktası Phaselis olup 40 dakika yüzme ve dileyenler için ise müze gezisi yapılıyor. Ardından Tekirova , Çıralı , Olympos ve Porto Ceneviz koyunu ziyaret ettikten sonra 3 adalar fotoğraf çekimi ve Cennet koyu ile turun sonuna geliniyor. Kemer Tekne Turu kişi başı 129 TL’dir.
Ücret Dahilinde Olanlar;
Ücret Dahilinde Olmayanlar;
Tur Hakkında; Saat 07:00 saatlerinde belirlenen duraklarda buluşarak 2-2 buçuk saat süren Denizli / Pamukkale ve Salda turuna başlanıyor. İl olarak Salda Gölü’ne ulaşılarak burada tanınan serbest zaman içerisinde vakit geçirerek ardından Denizli’ye doğru yolculuğumuza devam ediliyor. Burada ilk olarak tura Kırmızı Su ile başlanıyor olup rehber ile birlikte kaynak sulardan ve traverten teraslı tepelerden meydana gelen Pamukkale Travertenleri’ni ve şifalı suyundan dolayı kutsal kent ismi verilen Hierapolis Antik Kenti geziliyor.
Verilen serbest zaman içerisinde Kleopatra’nın Havuzu olarak da bilinen Antik Havuz’a girebilir veya travertenlerin muhteşem manzarası eşliğinde bu zamanınızı değerlendirebilirsiniz. Sonrasında Denizli merkeze gidip lezzetli yemeklerini yemek üzere öğle yemeğine geçiliyor. Buradan da bindiğiniz duraklarda bırakılmak üzere dönüş yolculuğu başlıyor. Pamukkale ve Salda Turu için kişi başı 174 TL ödemeniz gerekiyor.
Ücrete Dahilinde Olanlar;
Tur Hakkında; Tur Düden Şelalesi’nde başlıyor olup yaklaşık 45 metre yüksekliğinden dökülen suyun güzelliğine şahit olacak video ve fotoğraflar çekeceksiniz. Hemen ardından Yukarı Düden Şelalesi’nde keyifli bir yürüyüş yapılıyor. Öğle yemeklerini yedikten sonra Kaleiçi’nde 1 saatlik bir tekne turu gerçekleştiriliyor. Tekne turunun arkasından Roma İmparatorluğu döneminde yapılan ve duvarlarla çevrili olup adını buradan alan Kaleiçi gezisine başlanıyor. Bulunduğu konum itibariyle şehrin en eski limanı ve sokaklarında keyifli bir gezinti yapacaksınız. Antalya Şehir Turu Ve Şelaler turu için kişi başı 391.74 TL ödeme yapmanız gerekiyor.
Tur Programı;
Burası Neresi? Antalya’daki Türkiye’nin en büyük dönme dolabına vakit ayırmadan dönmemeniz gerektiğini düşünüyorum. Atatürk Bulvarı üzerinde yer alan mühendisliği ile kendine hayran bırakan eğlenceli aktivite olan Heart of Antalya, Londra’dan sonra Avrupa’nın en büyüğü olma niteliğine sahiptir. Ölçüleri ve rengarenk tasarımıyla tüm dikkatleri üzerinde olan Antalya’nın kalbi, 4’ü VIP olmak üzere 42 kabine sahiptir. Bir turu yaklaşık 18 dakikada tamamlıyor olup kenti seyretmek için mükemmel bir nokta.
Burası Neresi? Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin en güzel projeleri arasında olan Antalya Oyuncak Müzesi, anlamı büyük olan 23 Nisan 2011 tarihinde hizmete açılmıştır. Araştırmacı, yazar, şair ve Türkiye’nin ilk oyuncak Müzesi olan İstanbul Oyuncak Müzesi’nin kurucusu olan Sunay Akın’ın desteğiyle faaliyete geçirilen müze; çocuklar için ne kadar önemliyle yetişkinler içinde bir o kadar anlam ifade ediyor. 1860 ve 1980’li yıllara dek antika değerindeki 3 bin oyuncağı bünyesinde barındıran müzede yerli veya yabancı üretimdeki oyuncuklar sergilenmekte. En dikkat çekenler ise; sanayi devriminin ardından açılan ilk fabrikaların ürettikleri oyuncakların örnekleri, oyuncak tarihindeki en seçkin örnekleri ve bebek evlerinin de ender nadir bulunan örnekleridir.
Neden Gitmeliyim? Kaleiçi’ndeki Yat Limanı’nda bulunan müzenin girişince kağıttan bir gemi göreceksiniz. Oyuncak Müzesi’nin simgesi olan bu kağıt gemi tarihi liman ile uyumlu olup geleneğinin denizden gelmesi sebebiyle ayrı bir önem taşımaktadır. Toplamda 700 metrekarelik bir alana yayılan müzenin iç mimarisi sahne sanatları tasarımcısı olan Ayhan Doğan tarafından yapılmıştır. Oyuncakların yanı sıra çocuk ve kadınlar için daimi olarak kendini yenileyen atölye çalışmaları, sergiler ve seminerler düzenlenmektedir. Açık hava aktiviteleri içinde 500 kişilik bir amfi tiyatro mevcut.
Burası Neresi? 1989 senesinde Antalya Büyükşehir Belediye tarafından yapımına başlanan Antalya Hayvanat Bahçesi, günümüzde en geniş alanı kapsayan hayvanat bahçesi olma niteliğine sahip olmasa da içerisinde yaşayan hayvanlar için oldukça doğal şartlar baz alınarak hazırlanmış bir yerdir. Park hazırlanan doğal yapısı ile gerek yapay gerekse doğal su kaynakları ve ufak şelaleleri ile adeta bir müze geziyor hissiyatı veriyor. Kepezaltı Piknik Sahası içerisinde konumlanan hayvanat bahçesinin bir diğer avantajı da piknik alanlarında yemeklerinizi yiyip tüm gününüzü burada geçirebilirsiniz.
Çeşitli hayvan türleri için farklı bölümler oluşturulmuş olan hayvanat bahçesindeki bu bölümler mevsim ve hayvan çeşitlerine göre tasarlanmış şekildedir. 350 metrekare boyutlarındaki kışık ve 300 metrekarelik yazlık alana sahip olan Sürüngen Evi’nde farklı türlerde hayvanlar yer almaktadır. Bu bölümde yılanlar ve timsahlar için kışın alttan ısıtmalı kısımlar yer alıyor. Yine yazlık ve kışlık olacak şekilde tasarlanmış olan Çift Tırnaklılar içinde; Kızıl geyik, beyaz ve benekli alageyik, karaca, ceylan, axsis geyik, yaban koyunu, deve, dağ keçileri yer almakta.
Tek tırnaklılar olarak ayrılan bölümde yine diğerleri gibi yapılmış olup içerisinde eşek, midilli atı, haflinger atı ve zebra ile diğer türler bulunuyor. Yırtıcılar bölümünde de kaplan, puma, aslan ve ayı gibi hayvan türleri barınıyor. En üstte bulunan Yırtıcı Kuşlar bölümü kayalık ve kavuk ile oyuklar yapılmış olup 4 türde 12 hayvan yaşıyor. Sülünler kısmında yine doğal yaşam koşullarına uygun 12 tane sülün çeşidi yer alıyor. Son olarak 20 metrekarelik bir alanda 9 tavuk türü, 12 metrekarelik alanda ise 4 adet tavşan türünü görebilirsiniz.
Burası Neresi? Dünya üzerinde yer alan akvaryumlar arasındaki en büyük akvaryum olma özelliğine sahip olan Antalya Akvaryum, 3 metre genişliğinde ve 131 metre uzunluğuna sahiptir. İçerisinde toplamda 40 tematik akvaryumun bulunduğu bu tesisin bir diğer özelliği de en büyük tünel akvaryumu sıfatını elinde bulundurmaktadır.
Akvaryumun yanı sıra tropik ortamlarda gezintiye çıkmak, gerçek kardan oluşan kar ile eğlenceli zamanlar geçirmek ve sinema gibi aktivitelere katılım sağlamak mümkündür. Pek çok popüler markanın bulunduğu tesis içerisinde lezzetli yemekler yiyerek ve hediyelik eşya dükkanları ile gezinizi daha da keyifli hale getirebilirsiniz. Kar dünyası olarak adlandırılan yer, 1500 metrekarelik bir alanı kapsıyor olup Türkiye’nin en eğlenceli kar etkinliklerinin gerçekleştirildiği noktalar arasında gelmektedir. Tesis içerisinde iglolar, Aziz Nikolas’ın evi ve kafeler mevcuttur. Sıcak bir iklime sahip olan kentte kar dünyasının dışı 40 derece iken içi -5 derece sıcaklıktadır.
Özel olarak tasarlanan Wild Park mağaralar ve çöller ile tropik ormanların havasını yansıtmaktadır. En dikkat çekici olan ise bu benzersiz yerde dolaşırken ortama uygun olacak şekilde ses efektlerinin ziyaretçilere yansıtılmasıdır. Bu efektler arasında yağmur sesi, taşların yuvarlanma sesi, maymun, kuş veya rüzgar sesleri bulunuyor. Teraryum olarak isimlendirilen ve akvaryuma benzeyen içerisi toprak veya canlıların doğal ortamlarını yansıtan malzemeler ile yapılmış olan kapalı alanlarda vahşi hayvanlar bulunmaktadır. Oldukça dikkat çekici olan teraryumda tehlikeli hayvanlar arasında alınan güvenlik önlemleriyle rahatlıkla dolaşabilirsiniz.
Burası Neresi? Yaz aylarını Antalya’da geçiriyorsanız eğlenceli bir gün geçirmen isterseniz atın kendinizi Antalya Aqualand Dolphinland’e! Ferahlarken hoşça vakit geçirebileceğiniz bu parkta değişik tasarımlara sahip kaydırakları hizmet veren tematik bir su parkıdır. Türkiye’deki diğer aquaparklar ile karşılaştırıldığında çeşitlilik yönünden biraz geride kalsa da bir yandan sağladığı yeşil dünyanın bir yandan havuz başında olmanın ayrıcalığı ile bu açığı göz ardı etmenizi sağlıyor. İşletme içerisindeki bir diğer bölüm olan Dolphinland’de birbirinden güzel tatlı deniz canlılarının sergiledikleri şovları izleyebilirsiniz.
Burası Neresi? Eğlence sektörüne girişi 1986 yıllarında Ege Bölgesi Manisa‘da gezici bir park olarak panayır ve festivallere katılım göstererek olan Aktur Park, Akhisar’da sabit bir lunapark haline dönüşmüştür. Ardından Aydın ve Balıkesir illerinde de kurulmuştur. Antalya’ya ise Şarampol Hal arkasında 1991 senesinde hizmete açılmış ve 1997 yılından beri 5M Migros karşısında 40 dan fazla eğlence ünitesi ve 300 kişilik aile çay bahçesi ile faaliyet göstermektedir.
Bu parkın kent üzerinde büyük etkisini farkına vararak faaliyetlerini sürdüren işletme ülkemizin 11 noktasına yayılarak kısa süre içerisinde bir yükseliş göstermiştir. 30 seneyi aşan tarihi ile güven içerisinde eğlence sektöründe adından söz ettirmeye devam ediyor. Yalnızca eğlendirme amacını gütmüyor, pek çok etkinliğe de ev sahipliği yapıyor. 1997 senesinde beri Antalya’da değişmeyen bir şey varsa oda, 23 Nisan Şenlikleri düzenlenmekte ve şenliklerde yaklaşık olarak 30 bin çocuğu ücretsiz olarak eğlendirilmektedir.
Burası Neresi? İstanbul’daki Miniatürk’e benzeyen Antalya Minicity, pek çok tarihi eseri bir arada görmenize imkan sağlıyor. Anadolu’nun ev sahipliği yaptığı pek çok devlet burada birçok güzel yapılar bırakmışlardır. Sonuçta ülkemizin dört bir yanını her zaman herkesin gezme şansı yok. Bu sebeple Antalya’da bu eşsiz eserlerin maketlerinin sergilenmesi fikri ile şehir parkı meydana getirilmiştir. Park içerisinde gezerken kendinizi kah orada kah burada bulacaksınız.
Neden Gitmeliyim? Osmanlı, Selçuklu, İlhanlı, Yunan, Bizans gibi medeniyetlerden bizlere miras kalan eserlerin minyatürlerini gerçeğine en yakın şekilde sergileyen Minicity Minyatür Şehir Parkı gelen misafirlerini ihtişamlı güzelliğinin içerisine çekiyor. Gerek çocuklar gerekse yetişkinler için mutlaka gezilip görülmesi gereken eğitici bir yerdir. Girişte size verilen kitapçıklarda eserler hakkında bilgilendirici yazılar bulunuyor. İçerisindeki Sultan Ahmet Cami, Selimiye Cami, Kapadokya Peri Bacaları, Konya Mevlana Türbesi, Yunan tapınağı, Haydarpaşa Garı, Ayasofya Müzesi, Kastamonu evleri gibi çoğu tarihi yapıyla eğlenirken öğreneceksiniz.
Burası Neresi? Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün yapmış olduğu Masal Parkı yatırımı ile çocuk kulübü, bilgi evi, çocuk meclisi, spor okulu hizmeti götürdüğü, kültürel, sportif yarışmalarla sosyal ortam sunmaktadır. 5 dönümlük bir arazi üzerine kurulan masal adasında çocuklar çok sevdikleri masal ve çizgi film karakterleriyle buluşuyor. Şehrin ilk masal parkı olup klasik ve günümüzün popüler çizgi film karakterlerinin, Türk ve dünya masal kahramanlarının maketleri, ortam canlandırmaları bulunuyor. Bu karakter içinde; Tom ve Jery, Pepe, Kız arkadaşı, Külkedisi, Keloğlan gibi masallar ise sanatsal çalışmalarla mizansen ediliyor. Bunların yanında 1500 kişilik tribün kapasiteli olimpik havuzu ile 500 kişilik açık tribünleri ve soyunma odaları olan 2 adet sentetik çim futbol sahası ve 2 adet basketbol sahası, gençlik merkezi, 4 adet cep sinema salonu da gençlerin hizmetine sunulmuştur.
Burası Neresi? Tarihi ve doğasına sahip çıkan Kepez Belediyesi’nin bir diğer armağanı ise şehrin tam ortasında 64 dönümlük bir araziyi kaplayan bir kent parkıdır. Hürriyet Caddesi üzerinde konumlanan ormanlık alan düzenlenerek bir kent parkına dönüştürülmüştür. Adını içerisinde bulunan tarihi sarnıçtan alan park içerisinde mesire ve oyun alanları mevcut. Bir nevi Antalya’nın ikinci masal parkı olan Tek Sarnı Kent
İçerisinde; Jonathan Swift’in çocuk romanı olan Gulliver’in Seyahatleri’ndeki dev kahramanın 14 metre boyundaki anıt heykeli karşılıyor. Masal parkında, Pepe ve Şila, Ece ile Efe, Shrek, Yeşil Dev, Örümcek Adam, Batman, Sincap Alvin, Ayı Kardeş, Transformers, Demir Adam, Karlar Kraliçesi, Buz Devri, Pocohontas, Minyonlar ile Kung-fu Panda çizgi film karakterlerinin polyester figürleri de çocukları eğlendiriyor.
Park içerisinde; Doğa ile iç içe olabileceğiniz bir yeşillik alan düzenlemesiyle botanik parkla beraber serbest piknik alanları, yürüyüş yolu, bisiklet yolu, basketbol sahası, meydan ve dükkanlar, büfeler, restoran, fitness ve dinlenme alanları mevcut.
Burası Neresi? Antalya Muratpaşa ilçesinde yer alan ve 2014 senesinde biri Rus olmak üzere üç girişimcinin muhteşem tasarımıyla ev inşaat edilmiştir. Diğer tüm evlere oranla farklı bir mimari yapıya sahip olan ters ev, 300 metrekarelik bir arazi üzerine kurulmuş 85 metrekarelik büyüklüğe sahiptir. 2016 senesinde faaliyete açılan bu ev oldukça yoğun ilgi görmektedir.
Neden Gitmeliyim? Tek katlı olarak yapılan aksiyon evin girişinden girdikten sonra ufak bir şok yaşayacaksınız. Mutfak mobilyalalarından, beyaz eşyalarına, tuvalet ve banyo dolaplarına, yatak odasından oturma gruplarına kadar her şey ters bir biçimde tavanda asılı olarak duruyor. Küçükten büyüğe ilgi gören evin dekoru her altı ayda bir değiştiriliyor. Eğer Antalya’ya gelirseniz mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.
Burası Neresi? Antalya’nın Kepez mevkiinde konumlanan Dokumapark, çocukların günlük faaliyetlerini gerçekleştirebilecekleri aktivitelerin yanında tırmanma alanlarının da yapılabilecekleri bir alandır. Ağaçların gölgesinde ailecek güzel bir gün geçirilebilecek parkta; müze, sanat galerisi, çocuk kütüphanesi, minyatür eserler, kafeteryalar, sanat sokağı, el emeği çarşısı, antika pazarı, yürüyüş yolları, çocuk parklarından yararlanabilirsiniz. Ağaçların üzerinde emniyetli tırmanma ve yürüyüş yolları çocuklar için muhteşem fiziksel etkinlik alanı sunuyor.
Burası Neresi? Antalya’ya giden ailelerin birlikte zaman geçirebileceği bir alan olan Dinopark tarih, keşif ve doğayı bir arada bulabileceğiniz muhteşem bir nokta. Siz park içerisinde çayınızı yudumlarken, çocuğunuz gözünüzün önünde dinozorlar ile süslenmiş park alanının içerisinde oyun oynayabiliyor. Tesis içerisinde; Dinopark Gezi Parkuru, Korku Tüneli, Planetaryum, 7D Sinema, Fosil Havuzu, Dino-Vivor, Tırmanma Duvarı, Çocuk Atölyesi, Çarpışan Botlar, Havuz Oyunları ve Trambolin gibi eğlenceli vakit geçirebileceğiniz bir sürü alanları mevcut.
Aynı zamanda çocuklar için mini bir hayvanat bahçesi tesiste ziyarete açık bir şekilde faaliyet gösteriyor. Dilerse çocuklar midillilere binerek park içinde eğlence dolu bir midilli turuna çıkabilirler. Tabi yalnızca küçükler için değil, büyüklerinde zaman geçirebileceği şekilde kurulmuş bir park. Birkaç saatinizi ayırarak burada keyifli vakit geçirebilirsiniz. Antalya 5M Migros yanında bulunan Kemer – Göynük otobüs veya minibüslerine binerek Dinopark’a ulaşım sağlayabilirsiniz.
Kaçırmayın! Üstelik Dinopark’ta Zipline, Trambolin, Engel Parkuru, Fosil Havuzu, Top havuzu, Salıncak, Hareketli Jetonlu Dinozor, Mini Hayvanat Bahçesi ve tüm Dinozorları ücretsiz olarak gezebilirsiniz. 7D Sinema, Midilli At Turu, Binilebir Dinozor Araba, Salto Trambolin ve Rodeo gibi etkinliker ise ücretli!
Burası Neresi? Antalya Serik ve Manavgat ilçeleri sınırlarında yer alan Köprülü Kanyon Milli Park içerisindeki Tazı Kanyonu, parkın kuzey tarafındaki Gaziler Köyü mezarlığına yakın bir noktada konumlanmaktadır. Sosyal medyadaki harika manzara fotoğraflarıyla oldukça ünlü bir yer olan kanyonun yan duvarları 200 metre ile 400 metre yüksekliğinde olduğu söylenmektedir.
Doğa yürüyüşü tutkunları, gezginler ve kampçılar tarafından ilgi gören Tazı Kanyonu’nun içinde bulunan Köprülü Kanyon Milli Parkı’nda; belirli memeli türleri içerisinde yaban keçisi, karakulak, vaşak, geyik, dağ keçisi, ayı, tilki, kurt, tavşan, sansar ve porsuk yaşamaktadır. Kızıl akbaba, kaya sıvacısı, kuyrukkakan, karakulaklı kuyrukkakan, aksırtlı kuyrukkakan, kaya serçesi, ebabil, kaya kartalı, taşkızılı, gökardıç, kızıl kirazkuşu, yılan kartalı, kaya güvercini, kaya kırlangıcı, kaya kirazkuşu ise Milli Parkta yaşayan başlıca kuş türleridir.
Burası Neresi? Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde konumlanan Güver Kanyonu, karstik kayalar üzerinde oluşmuş olup toplamda 2 kilometre uzunluğa, 30 metre genişliğe ve 115 metre yüksekliğe sahiptir. 1 milyon yılda meydana geldiği varsayılan kanyonun içerisinden ayrı ayrı olacak şekilde üç çay akmakta.
Yaklaşık 4044 hektarlık alanı kapsayan Güver Kanyonu Tabiat Parkı ve Düzlerçamı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, alageyiklerin dünya üzerinde alageyiklerin doğal olarak yaşamlarını sürdükleri tek yerdir. Konaklama için seçenek bulunmuyor olup pek çok seyir noktasına sahiptir. Fotoğraf tutkunları için bu alanın görülebilen muhteşem bitki örtüsü ve hayvan çeşitleri harika kareler yakalamanıza imkan sunuyor.
Burası Neresi? Antalya’daki en güzel manzara ve subtropikal doğa yapısına sahip olan Kurşunlu Şelalesi, Antalya’nın merkezinde yer alıyor. Sıcak yaz günlerinde bunalan yerli halk ve turistlerin şehrin hengamesinden sıyrılarak kendilerini attıkları bir sığınak niteliğini taşır. 1991 senesinde yoğun ormanlık bir tabiat parkına dönüştürülen Kurşunlu, değişik su ve kaya oluşumları ile zengin bitki yaşamının muhteşem uyumuyla harika bir etki yaratıyor. 1986 senesinden bu yana hizmete açık olan şelale, piknik alanlarıyla birlikte 33 hektarlık bir araziye yayılmaktadır.
Yedi göleti birbirine bağlayan çağlayanın 18 metre yükseklikten düştüğü benzersiz güzellikteki şelale sahip olduğu bitki örtüsü dolayısıyla Bitki Tüneli olarak adlandırılmıştır. Bitki bitki türleri arasında; salkım çamı, küçük gruplar halinde doğu çınar, defne, keçiboynuzu, yabani zeytin, sakız, söğüt, incir, mersin, zakkum, böğürtlen, yabani gül, ılgın, ladin, kermes meşesi, kekik, yabani nane, kayın ağacı, salkım ve sarmaşıklar bulunuyor.
Şelalenin tamamını kaplayan bir patika yol yaklaşık 45 dakika kadar süren bir zaman diliminde tamamlanabilmektedir. Tabiat parkına uğrayabilir ve balık tutabilirsiniz. Yeme-içme, kitaplar, haritalar, büfe ve tuvalet olanakları içerisinde tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz. Aynı zamanda burada yer alan hediyelik eşya dükkanlarından kendiniz ve sevdikleriniz için küçük hatıralar alabilirsiniz.
Burası Neresi? Suyu, serin havası ve harikulade yeşilliği ile Antalya’nın sahil şeridi yaylasıdır. Antalya’daki en popüler yaylalardan biri olan Gömbe, Kaş – Kalkan – Elmalı üçgeninde kalan Yumru ve Akdağ’ın yamacında, elma ağaçlarıyla kaplı göz alabildiğince yeşil bir yayladır. Yaz dönemlerinde Kaş, Demre ve Finikelilerin yazlık olarak tercih ettikleri Gömbe, yayla kültürü için önemlidir.
Turizm yönünden keçileriyle, yaylacılarıyla, yanıksı dondurmasıyla, kaybolmaya yüz tutmuş barak kilimleriyle, 600 yüzyıllık panayırıyla, Uçarsu, Subaşı, Yeşilgöl’ü ile çeşitlilik sağlamaktadır. Abdal Musa’nın karamet gösterdiği yer olarak bilinen dini merkezdir. Her sene haziran ayında dünyanın ve ülkemizin pek çok yerinden gelen Aleviler, Uçarsu ve Yeşilgöl’de ibadet ederler, suyundan götürürler.
Burası Neresi? Akdeniz’in muhteşem güzelliklerinden biri olan Doyran Göleti, Konyaaltı ilçesinde konumlanıyor olup, 2002-2004 senesinde inşa edilmiş bir gölettir. İlkbahar mevsiminde suyun debisi yükselip hacmi artarken yaz aylarında ise bu seviye azalmaktadır. Hatta öyle ki bazen su dahi kalmıyor. Çevresinde herhangi bir tesisin bulunmadığı gölette vakit geçirmek istiyorsanız yanınıza yiyecek içecek tüm ihtiyaçlarınızı getirmeniz gerekiyor. Oldukça ihtişamlı bir manzaraya ev sahipliği yapan Doyran Göleti’nde bisikletle tur yapabilir, ağaçlar içerisinde doğa yürüyüşleri gerçekleştirebilirsiniz. Kamp dahi kurabilirsiniz.
Burası Neresi? Büyük boyutlardaki yüzlerce kum heykelinin sergilenmekte olduğu antalya Kum Heykel Müzesi, SANDLAND (Antalya Kum Heykel Müzesi) büyük boyutlardaki yüzlerce kum heykelin sergilendiği dünyanın en büyük kum heykel etkinlikleri arasında yerini alıyor. sahip olduğu geniş alanı, katılım gösteren sanatçı sayısı ve kum miktarı gibi nitelikleri ile ön palana çıkan müze, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı, Antalya Valiliği, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Türk Hava Yolları tarafından desteklenen bu etkinlik Global Design Art Works tarafından düzenlenmektedir.
Neden Gitmeliyim? Son dönemlerde kum heykel sanatı rövanşta olup geçici bir sanat türüdür. Alternatif bir sanat türü olan kum heykel etkinliğinde yalnızca kum ve su kullanılmaktadır. Heykellerin boyutlarına göre çalışmalar tek yada 2-3 kişi tarafından yürütülmekte. Sonuca bakıldığında ise yüzlerce ton ağırlığında, metrelerce uzunluğunda su ve kumun kullanıldığı harikulade eserler çıkar ortaya. Bu sanat dalının asıl felsefesi fani dünyadaki hiçbir şeyin kalıcı olmadığını ve her şeyin bir gün sönüp gideceğini ifade eder. Bu güzellikler ziyaretçiler tarafından beğeni ile seyredilerek kısa bir dönem sergilenir ve daha sonra tamamen yıkılarak kaybolur.
Burası Neresi? Alanya‘nın Sapadere Köyü’nde yer alan ve bulunduğu bölge ile aynı ismi taşıyan Sapadere Kanyonu, 750 metre uzunluğunda olup yaklaşık olarak 400 metre kadar yüksektir. Sapadere Çayı’nın çıkış noktasında yer alan kanyonun üzerine inşa edilen çelik destekler ile yürüyüş yolu ve kanyon girişine yapılan mesire alanı, kır gazinosu ile mutlaka görülmeye değer bir yer haline dönüştürüyor burayı.
Yazın sıcaklarından kendinizi sıyırıp Sapadere Kanyonu’na atarak biraz da olsa serinleyebilirsiniz. Kanyona geldiğinizde köy içerisindeki su değirmenini ve ipek dokuma atölyesini görmeden dönmeyin! Yaylalarda eriyen karların aktığı bu buz gibi sularda barınan alabalıklardan yemeniz boynunuzun borcu. Suyun kenarına kurulu çardaklarda temiz orman havasını teneffüs ederken şehrin stresinin ve gürültüsünün uzaklaşmak da mümkün olmaktadır.
Burası Neresi? Türkiye’deki en popüler plajlarından biri olan Konyaaltı Plajı, Antalya ilinin en batısında yer alan Konyaaltı Belediyesi sınırları içerisinde konumlanıyor. Yerli yabancı tüm herkesin yoğun olarak tercih ettiği bu plaj, şehrin en önemli doğal sembollerinden biridir. İsmi konusu hususunda iki farklı iddia bulunuyor. İlki; Osmanlı Dönemi’nde Konya’dan Antalya’ya gelenlerin sahili gördüklerinde Konya’nın altına gittik anlamında Konyaaltı kelimesini kullanmasıdır. İkincisi ise; Antalya’nın falezler üzerinde bulunmasından ötürü bu bölgenin Koyaltı şeklinde adlandırılması ve kelimenin zaman içerisinde Konyaaltı’na dönüşmüştür.
Burası Neresi? Alanya’nın batısında 2 kilometrelik uzunluğa sahip olan Kleopatra Plajı, olabildiğince geniş olup ince kumludur. İsmini M.Ö.69 -M.Ö.30 yılları arasında yaşamış Antik Mısır’ın son Helenistik kraliçesi Kleopatra’dan almış olup en önemli özelliği sığ oluşudur. Bahsedilen hikayeye göre Roma generali Antony, Alanya ve etrafını Mısır kraliçesi Kleopatra’ya hediye etmesiyle, kraliçe her gün kale eteğinde banyo yapmak için Kleopatra Plajı’na inermiş. Kleopatra yüzmek istediği zaman kaleden plana inen tüneli kullanırmış. Akdeniz’de sefere her çıktığı sırasında Alanya’ya uğrar ve bu plajda denize girermiş.
Neden Gitmeliyim? Mavi bayrak ünvanına sahip olan plajın denizine girerken yanınızda deniz gözlüğü getirmeniz şart. Zemindeki güzel kumu ve balıkları çok net görülmektedir. Göz alıcı güzelliği ile kendine hayran bırakıyor olup yıl içerisinde milyonlarca yerli ve yabancı misafir ziyaret etmektedir. Bu harika plaka para ödemeden girebiliyorsunuz üstelik. Ancak şemsiye ve şezlong hizmetleri ücretlidir. Sahil üzerinde her 50 metrede bir ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz büfe mevcut. Ayrıca kıyıda tekneden paraşüt, jet ski, deniz bisikleti gibi aktivitelerden de yararlana bilirsiniz.
Burası Neresi? Türkiye’nin en uzun ikinci kumsalına sahip olan Patara Plajı, 280 metre ile 1500 metre genişliğine sahip olup toplam uzunluğu 14 kilometredir. Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilen Patara Plajı’nda caretta caretta deniz kaplumbağalarının ülkemizdeki en mühim üreme alanlarından bir tanesidir. Plaj 15 mayıs ve 15 eylül tarihleri arasında insanlar ve deniz kaplumbağları arasında dönüşümlü olarak kullanılmaktadır. Saat 08:00-20:0 sularında insanlar, 20:00-08:00 sularında ise caretta caretta’lar kullanılıyor. Bu zaman diliminde insanların plaja girip ışık dahi yakması yasaktır.
Burası Neresi? Antalya’nın Kumluca ilçesinin köyü olan Adrasan’ın bir plajı olup, bu doğa harika koy toplamda 2 kilometrelik tertemiz bir denize sahiptir. Koyun etrafını saran ormanlar ile ihtişamı bir görüntü yaratan Adrasan Koyu’nda ücretli ve ücretsiz plajlar mevcut. Bunun yanında yeme içme ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz işletmeler de mevcut. Dünyaca popüler Likya Yürüyüş Yolu üzerindeki mühim noktalardan biri olup batısında Gelidonya Feneri doğusunda Olimpos, Çıralı, Çıralı Yanartaş yer alır.
Neden Gitmeliyim? Son dönemlerde Antalya’nın önemli tekne turu merkezlerinden biri olan Adrasan’da Helenistik Çağ’a ait izleri görebilirsiniz. Bölge seneler boyunca sit alanı olarak koruma altına alınmıştır. Denizin sığ olması sebebiyle hem yüzme bilmeyen hem de çocuklu aileler için tercih noktası haline gelmiştir. Su kayağı, sörf ve dalış gibi w yapılabildiği plajda, tekneler Suluada, Sazak ve Ceneviz koylarına geziler düzenlemektedir. Bulunduğu konum itibariyle gözlerinizi alamayacağınız Adrasan’a ister kara yoluyla ister tekne turlarıyla ulaşabilirsiniz.
Burası Neresi? Adrasan Sahili ve Gelidonya Feneri’nin üzerinde bulunan Taşlıkburnu arasında karadan tam 2 kilometre açıkta konumlanan Suluada, adını adadan çıkan kaynak tatlı suyundan almaktadır. Suyun kaynağı parmak kalınlığında olup bir hortum yardımıyla kıyıya yakınlaştırılmış durumdadır. Burası tekne duraklarının önemli noktalarından biri olan Suluada’nın suyunun şifalı olduğu varsayılsa da yapılan araştırmalara göre böyle bir durum söz konusu değil. antik Çağ’da Krambusa adını taşıyan ada o günden bu yana denizcilerin ve balıkçıların tatlı su sağladığı kaynak olmuştur.
Neden Gitmeliyim? İki tane plajı olan Suluada, beyaz kumu ve turkuaz rengi denizi ile gelen misafirlerini kendine hayran bırakıyor. Kulaç atmaya doyamayacağınız güzellikteki bu yerin kumunun beyaz renkte olmasının sebebi; kaya yapısında kalsiyum karbonat bulunan adanın kumunun içinde yaşayan foraminifera adlı mikroorganizmalar yüzündendir. Herhangi bir yerleşim alanı olmayan Suluada’nın etrafında Akdeniz ekosistemindeki tüm balık çeşitlerini barındırdığı bilinen bilgiler arasındadır. Folklarının ve orfozlara ev sahipliği yapıyor olup adanın en ucundaki Aşıklar Mağarası’na yüzerek geçmeniz mümkün.
Burası Neresi? Sıcak şehir Antalya’nın hemen yanında bulunan Saklıkent Kayak Merkezi, ülkemizin en doğal güzelliklerinin bir nevi yansımasıdır. Antalya’ya 1 saat kadar uzak mesafede bulunan kayak merkezi, konumu sebebiyle birkaç mevsim yaşanmaktadır. Buraya gelen misafirler için muhteşem pist, doğa ve hava üçlüsü sizleri bekliyor olacak. Kayak merkezinin sahip olduğu sıcak ve şirin kasabası da mevcut üstelik. Doğa ile kucak kucağa olan Saklıkent, her yıl yerli yabancı pek çok turisti ağırlıyor.
Kayak mevsiminin kısa sürdüğü Antakya’da kar kalınlığı ise mevsime göre değişiklik göstermekle birlikte 100 – 200 cm arasındadır. Aralık ayı sonunda açılan sezon mart ayında sona ererken yinede sezon açılışı ve kapanışı hava şartlarına göre değişmektedir.
2550 metre yüksekliğindeki Saklıkent Kayak Merkezi, Beydağlarında konumlanıyor. Kayak merkezine kayak alanları ile beraber 2 bin ile 400 metre yükseklikleri arasındadır. Saatte 240 kişi ile saatte 340 kişilik teleski hizmeti veren kayak merkezinin pistleri orta ve kolay şekilde ikiye ayrılmış haldedir.
Merkez içerisinde 477 müstakil ev bulunuyor olup kent merkezinde pansiyon ve restoran hizmetleri verilmektedir. Antalya’ya yakın olan kayak merkezindeki motelinin yanında 200 kişilik kapasitede restoranı mevcuttur. Bar, disko ve animasyon faaliyetleri sunan kayak merkezi misafirlerine kaliteli hizmet vermektedir. Şehir merkezlerindeki otelleri tercih ederseniz her bütçeye uyacak otel bulma imkanını bulabilirsiniz. Ayrıca
Saklıkent Kayak Merkezine Nasıl Gidilir; Ulaşımın oldukça rahat olduğu Saklıkent’e Antalya merkezde Migros alışveriş mağazasının karşındaki Lunaparkın önünden her sabah 09:00 saatlerinde servis kalkmaktadır.
Burası Neresi? Akdeniz’in sıcak iklime sahip ilçesinde bunalanlar Ice Park’a giderek ferahlayabilirler. Çocukların en sevdigi etkinliklerden biri olan buz pateni, Oba mevkiinde konumlanıyor. Burada buz pateninde kayılabileceği gibi profesyonel olarak ta dersler alınabiliyor. Bunun için her sene kurslar düzenlenmektedir.
Burası Neresi? Ünlü Gurme Vedat Milor’un favori restoranları arasında yer alan 7 Mehmet restoranı, beyaz sofra örtüleri, keten peçeteleri, lezzetli yemekleri ve kaliteli servis anlayışı ile şehrin gözde mekanlarından. Menüsü mevsime göre değişen bu restoranda balığında etinde en lezzetlisini yiyebilirsiniz. Favori lezzetleri arasında; zeytinyağlıları, bergamotlu, kabak çekirdekli ve bademli iç pilavı, kuzu ve oğlak tandırı, cevizli kaymaklı ve tahinli kabak tatlısı yer alıyor.
Burası Neresi? Şehrin en bilinen lezzeti olan Antalya’ya özgü Serpme Börek, hamuru elde savrularak açıldığı için bu ismi almıştır. 85 senelik geçmişe sahip olan böreğin en iyisini Börekçi Tevfik’te yiyebilirsiniz. Dilerseniz kıymalı dilerseniz peynirli alternatifleri ile küçük ve salaş mekana mutlaka uğramalısınız.
Burası Neresi? Antalya’nın Korkuteli’nde yer alan Mantar Evi Restoran, adı gibi baştan aşağı mantar ile bezenmiş durumdadır. Mantar çorbasından, farklı mantar çeşitlerine kadar mantar sevenler için büyük bir nimet. Özellikle mantar iskender, mantar reçeli, mantar çorbası ve mantarlı ekmek mutlaka denenmesi gereken yemeklerdendir. Yanızca mantar olduğunu düşünmeyin tabi ki başka yemek çeşitleri de mevcut.
Burası Neresi? Antalya’nın Kepez ilçesindeki sebze halinde yer aan Volkan Şişçi Kadir’in Yeri’nde şiş, et, köfte ve tavuk yanında da piyaz, çorba ve kabak tatlısı sunan salaş ama leziz bir mekandır. Özellikle de kuzu şişi oldukça meşhur.
Burası Neresi? Başlangıç noktası Antalya şehir merkezine 80 kilometre mesafede bulunan Köprülü Kanyon, Serik ya da Manavgat yönünden geldiğinizde yol ikiye ayrılıyor ve bu ayırım sizi kanyon güzergahına götürecektir. Burada sağdanda, soldanda devam etseniz her iki yolda Olukköprü’de birleşir bu nokta kanyonun araçla gidilebilen son noktasıdır.
Toplam uzunluğu 22 metre olan Tarihi Olukköprü Köprüçay’ın üstünde kanyonun en sarp iki tarafı 35 metre yüksekliğe sahip bir eserdir. Gerek manzarası gerekse yapısıyla görenlerikendine haran bırakan tek gözlü taş kemer köprü 1997 yılında Karayolları tarafından onarım çalışmaları ve çevre düzenlemesi yaptırılmıştır.
Doğallığı ile herkesi etkilemeyi başaran kanyon Türkiye’nin en popüler rafting noktalarından birdir. Köprülü Kanyon’da rafting yaparken hiç çaba sarf etmenize gerek yok desem yeridir. Köprüçay’ın her iki tarafı rafting firmaları ile doludur. Bunlardan herhangi birine gidip bu heyecanı deneyimleyebilirsiniz.
Olukköprü mevkiine geldiğinizde Selge Antik Şehri sapağını göreceksiniz. Buradan 11 kilometre uzaklıkta yer alan antik kente tırmanarak ulaşıyor olup sonucunda peribacaları, adam kayaları, şeytan kayaları ilginç yeryüzü şekilleri ve zakkumları ile çok özel bir manzaraya sahiptir. Üzerinde hali hazırda yaşam olan kent misafirlerini oldukça samimi şekilde karşılıyor.
Serik ve Manavgat yolu güzergahından sapılan Köptürülü Kanyon’un Büğrüm Köprü mevkiisinde piknik yapabileceğiniz alanlar mevcut. Antalya’nın yaz sıcağından kaçanlar için özellikle hafta sonları çok rağbet gören bir yerdir. Piknik alanları içerisinde tuvaletler, çeşmeler ve seyir terası gibi ihtiyaç alanları bulunuyor. Bu nokta piknik yapanların aynı zamanda yüzme serinleme yeridir.
1973 senesinde koruma altına alınarak milli park olarak ilan edilen Köprülü Kanyon’un yüz ölümü toplamda 35 bin 719 hektar şeklindedir. Milli Park Köprü Çayı’nın Bolasan Köyü ile Beşkonak Köyü arasında oluşturduğu yarma vadi 14 kilometre uzunluğu ve 100 metreyi aşan duvar yüksekliği ile ülkemizin en uzun kanyonlarından birine ev sahipliği yapmaktadır. Milli park içerisinde; kızılçam ve makilik alanlar ve 400 hektarlık Saf Akdeniz Servisi ormanı benzersiz bir botanik yapısı bulunmaktadır.
Burada konaklamak isterseniz aile işletmeleri olan pansiyonlar, bungalow, ağaç evler yanında motel bulunmaktadır. Ayrıca çadır kamp alanları da mevcuttur.
Burası Neresi? Manavgat ilçesinin Burunucu mevkiinde yer alan Hip-Notics, wakeboard ismi ile bilinen kablolu su kayağının gerçekleştirilebildiği bir su parkıdır. Bildiğimiz su kayağının motorlu tekne ya da başka bir araç ile çekilmesi sonucunda yapılan yerine bir makara sistemi ile kablolar aracılığıyla çekilerek yapılanı şeklidir. Elbette ki klasik su kayağına oranla daha güvenli ve ekonomik ve başlayanlar için çok daha elverişlidir. Elektrik ile çalışmasından dolayı motorda suyu kirletmesiği için oldukça çevre dostu bir sistemdir. Wakeboard, su kayağı, kneenboard, flyboard alternatiflerinin yanında basketbol, voleybol ve diğer oyun alanları, yeme-içme alanı da mevcuttur.
Burası Neresi? Antalya’daki Geyikbayırı, şüphesiz ülkemizdeki en elverişli kaya tırmanış noktası. Toros Dağları’nın bir parçaso olan Geyikbayarı’na dünyanın dört bir yanından profesyonel tırmanışçılar gelerek antrenmanlarını burada yapıyorlar. Avrupa’da kış dönemlerinde tırmanış için en ideal üç, dünyada ise 10 yer arasında gösteriliyor. Zorluk seviyelerine göre farklılık gösteren parkurlar eğim ve yükseklik olarak birbirinden ayrılmaktadır. Ağırlıklı olarak kireçtaşı olan kaya yapısı, 15 metreden 50 metreye kadar varılabilinmektedir. Bu sebeple başlangıç seviyeden ileri seviyeye kadar pek çok seviyeye uygun tırmanışçıya kapılarını açıyor. Burada kamp ve konaklama alternatifleri mevcut.
Burası Neresi? Yapılan araştırmalar neticesinde Antalya’nın Kaş ilçesi yamaç paraşütü yapmak için yeryüzü şekilleri ve iklim yapısı yönünden Türkiye’nin en elverişli yerlerinden biri olarak gösterilmektedir. Bu doğa armağanı güzelliği gökyüzünden seyretmek için gelen ziyaretçilerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Hava koşullarına bağlı olarak her mevsimde modern ekipman ve uzman pilotlar ile birlikte düzenlenen uçuşlar için Asas Dağı etekleri ve Kırdavlı Tepesi’nde bulunan pistler kullanılmaktadır.
Yamaç paraşütü için elbette yalnızca Kaş değil, Kemer sahil şeridi, Beydağları Sahil Milli Parkı içinde bulunan ve 2365 metre yüksekliğindeki Torosların en yüksek tepelerinden biri olan Tahtalı Dağı’na, Olympos’tan teleferikle çıkarak yeşil ve mavinin güzel uyumundaki manzarayı seyretmek ve paraşütle zirveden aşağı süzülerek Tekirova sahiline inmek mümkündür.
**Sizler için hazırlamış olduğumuz yapılacak listesi burada son buluyor. Yazımızda Antalya’da yapılacak şeyler hakkında elimizden geldiğince bilgi vermeye çalıştık. Sizde deneyim ve önerilerinizi bizimle paylaşırsanız seviniriz. İlginizi çekebileceğini düşündüğümüz diğer yazılar;
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…