Hakkında; 1923 senesinde bu yana Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olan Ankara, İç Anadolu Bölgesi’nde yer alıyor olup 2019 senesinden beridir yaklaşık 6 milyon nüfusu ile İstanbul’un ardından ülkemizdeki en kalabalık ikinci şehri olma niteliğini taşıyor. Çevresinde Konya, Eskişehir, Bolu, Çankırı, Kırşehir, Kırıkkale ve Aksaray illerinin bulunduğu Ankara, gerek coğrafi gerekse siyahi yönden oldukça önemli bir konumda bulunuyor. Turizm potansiyeli açısından değerli olan şehirde tarihi ve doğal anlamda Ankara’da yapılacak şeyler yazımızı okumaya devam edin;
Kullanılan kartlar;
Şehir içi ulaşım; Toplu taşımanın oldukça gelişmiş olduğu şehirde ulaşım rahatlığı kolaydır.Otobüs, minibüs, dolmuş, yer altı ve üstü demir yolu hatları ile hizmer veren Ankara, Kızılay-Batıkent (M1), Kızılay-Çayyolu (M2), Batıkent-Sincan/Törekent (M3), Keçiören-Atatürk Kültür Merkezi (M4) hatları mevcut. Bunun yanında belediye ve halk otobüsleri de kullanılmakta. Diğer bir ulaşım aracı ise Yenimahalle – Şentepe istasyonları arasında faaliyet gösteren teleferiktir.
İkonik gezi noktaları; Hiç kuşkusuz listenin başında Ata’mızın kabri Anıtkabir’i ziyaret etmek var. Sonrasında Ankara Kalesi ve ardından Kızılay Meydanı şehirde gezebileceğiniz simgesel noktalar arasında yer alıyor.
Pazar günü ne yapılır; Ankara’da bir pazar gününü; Kale’de veya Papaz’ın Bağı’nda güzel bir sabah kahvaltısıyla güne başlayarak sonrasında Botanik Parkı’nda yürüyüş yapıp bir şeyler okuyarak geçirebilirsiniz.
Burası Neresi? Geçmişteki ismiyle Rasathane günümüzde ise Anıttepe olan bu tepe Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Atatürk için yapılan bir anıt mezardır. Önceki zamanlarda gözlem istasyonu yer aldığı için Rasathane adıyla bilinen tepe daha sonraları Anıttepe adını almıştır. Tepe noktada M.Ö. 12. yüzyıllara ait Frig Uygarlığı’nın mezarları bulunuyor. Kazı çalışmalarının yapımı sonrasında elde edilen bu kalıntılar Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne gönderilerek burada sergilenmeye başlanmıştır.
1923 senesindeki bir konuşması sırasında Atatürk, Çankaya’ya gömülmesi hususunda isteğinden söz etmiş ve ardından bu sözleri söylemiştir; Beni milletim nereye isterse oraya gömsün. Fakat benim hatıralarımın yaşayacağı yer Çankaya olacaktır. Yapımı öncesi bir yarışma başlatılmış olup jüri tarafından üç adet proje seçilmiş ve bunlar arasından da seçme hakkı verilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Prof. Emin Onat ile Doç. Orhan Arda’nın projesini seçti. Ancak projenin direkt olarak yapılabileceği konusunda kanaat getirilemeyeceğinden hükümet tarafından birtakım değişiklikler yapılarak yapıma hazır hale getirilmiştir.
1944 senesinde yapımına başlanan Anıtkabir, dokuz sene süren ve dört kademeli olarak inşaası 1953 senesinde tamamlanmıştır. Cumhurbaşkanlarımızdan Cemal Gürsel ve İsmet İnönü’nün kabirleri de yer almaktadır. Hiç kuşkusuz Ankara’ya gelince mutlaka yapılması gereken şeyler arasında ilk sırada yer alıyor.
Burası Neresi? Ankara’nın göbeğinde bulunan 1929 senesinde inşa edilen Kızılay Genel Merkez Binası’ndan ismini alan Kızılay Meydanı, Ankara’da gezebileceğiniz yerlerin başında bulunuyor. Meydan tüm sokakları orta noktasında konumlanıyor olup burada gerçekleştirebileceğiniz pek çok aktivite bulunuyor. Özellikle akşam vakitlerinde kalabalıklığı artan meydanın en hareketli caddesi Sakarya Caddesi’dir.
Neden Gitmeliyim? Cadde boyunca ardı ardına sıralanan eğlence mekanlarından gelen hareketli müzikler eşliğinde kulaklarınızın pası silenecek. Ankara’nın meşhur dönerinin tadını denemek için rotanızı Karanfil Sokak’a çevirebilirsiniz. Bu noktada oldukça lezzetli dönerleri uygun fiyata yiyebilirsiniz. Meydanda yürüyüp yorulduğunuz takdirde Güvenpark’a doğru yönelebilirsiniz.
Eğer buraya gündüz vakti gelecekseniz ilk olarak Konur Sokak’ta bulunan kahvaltı mekanlarından birinde oturarak sıcak bir çay veya kahve kokuları eşliğinde kahvaltı yapabilirsiniz. Meydanda birçok büyük alışveriş merkezleri, sinema salonları, eğlence yerleri, kafeler, restoranlar, barlar, sanat ve kültür yerleri, sinemalar ve daha birçok mekan bulunmaktadır.
Burası Neresi? Aksaray sınırları içerisinde yer alan kuş cenneti olan Tuz Gölü ve etrafı; barınma, kışlama ve kuluçka imkanı sunuyor olup binlerce kuş türüne ev sahipliği yaparken endemik bitkileriyle de dikkatleri üzerine çekmektedir. Çevresindeki küçük göl ve bataklıklarda yaşayan kuş varlığı ile birlikte ülkemizin en zengin havzalarından bir tanesidir. Bölgede yaban kuşlarının göç yolu üzerine konumlanan bozkırın ortasındaki Tuz Gölü, çevresi dışında önemli sulak alan olmaması, göçmen kuşlarını göle yönlendirmektedir. Tuz oranın yüksek oluşu sebebiyle kış mevsiminde donmuyor olup göçebe kuşlar içinde iyi bir barınaktır.
Kuşlar için hem dinlenme hem beslenme ve hem de kışlama alanı olan Tuz Gölü ve çevresi için ayrıcalıklı bir kuluçka ortamı oluşturuyor. Gölde flamingo, turna, yaban kazı, kılıçgaga, angut ve benzeri kuşların yanı sıra yağmurcunlar ve yaban ördekleri gruplar halinde barınmaktadır. Çevresindeki küçük göller, su birikintileri ve bataklıklarda ise bataklık kırlangıcı, suna, angut ve martı türleri hayatlarına devam etmektedirler. Kuraklığa oldukça dayanıklı bitkilerin gen bankası bu Tuz Gölü, biyolojik çeşitlilik yönünden özel ve mühim bir habitata sahiptir.
Dünyanın hiç bir noktasında görülmeyen tuzcul ve kuraklığa dayanıklı pek çok endemik bitki türü göl çevresinde bulunurken yine pek çok hayvan türü de burada barınmaktadır. Tuz Gölü havzasında meydana gelen tuzlu havzaya uyum sağlayan bitki topluluğu da yine burada yer alıyor. Bu tarz bölgelerde yaşamaya uyum sağlamış olan halofit yani tuzcul bitkiler Eskil ve Eşmekaya tuzlalarında oldukça zengindir.
Gerek faunistik bakımdan gerekse floristik bakımdan zengin olan alan genel olarak endemik bir tür içermezken, gölün endemik türler yönünden zengin oluşu oldukça ilgi çekicidir. Etrafında tam olarak 38’e yakın bitki türü bulunurken bunlar arasında 20’ye yakını yalnızca Tuz Gölü ve etrafındaki Eskil ve Eşmekaya’da yer almaktadır. Gün batımında kızıl bir görüntüye bürünün Tuz Gölü önemli bir foto safari potansiyeli oluşturur. Foto safari Eskil’den başlayarak endemik bitkilerle birlikte bataklık, küçük göletler ve Tuz Gölü içindeki kuş türleri fotoğraflanabilir. Gün batımında ise Tuz Gölü’nde oluşan kızıllığın göl yüzeyinde belirmesiyle birlikte oluşan ters ışık, fotoğraf tutkunları için benzersiz bir kare oluşturuyor.
Burası Neresi? Şiirlere konu edilmiş olan meşhur Tunalı Caddesi, sevdikleriniz ile hoş vakit geçirebileceğiniz bir alan yaratmakta. Cadde de birbiri ardına dizilmiş olan alışveriş ve eğlence mekanlarından kendiniz ve sevdikleriniz için hediyeler alabilirsiniz. 7/24 boyunca hareketli olan cadde de kafa dinlemek isterseniz kendinize birkaç simit alıp Kuğulu Park’a giderek bir yandan karnınızı doyururken diğer yandan kuşları besleyebilirsiniz. Özellikle de hafta sonu akşam saatlerinde eğlence mekanları ile ışık saçan vitrinlerin arasında yürüyüş yapabilir veya bir pazar sabahı kahvaltısı yapabilirsiniz.
Burası Neresi? Ankara’nın önemli noktası olarak kabul gören Kızılay Meydanı’nın hemen yanında yer alan Güvenpark, dolmuş ve otobüs durakları ile Atatürk Bulvarı arasında boylu boyunca uzanan parka yolunuz mutlaka ki düşecektir. Parkta öten cıvıl cıvıl kuşları beslemeyi ihmal etmeyin.
Burası Neresi? Kavaklıdere semtinde bulunan kuğuları ile popüler olan Kuğulu Park içerisindeki kuğular ve ördekler parkın içerisinde gezinirler. Çocuk bahçesi ve kafe halkın hizmetine açıktır. Ankara’nın merkezinde konumlanan park, harikulade tabiatı ve ev sahipliği yaptıkları kuğuları ile şehir dışından gelen ziyaretçilerin mutlaka görmek istedikleri bir nokta haline dönüşmüştür. Şehir halkının stres atmak adına Ankara’nın tam ortasında orman havası aldıkları bir yerdir. Kentin sembollerinden biri olan Kuğulu Park, özellikle kış aylarında kar yağışı ile büyüleyici manzaralar ve muhteşem görüntüler vermektedir. Bu parkı ziyaret ederek kuşlara yem atın mutlaka!
Burası Neresi? Anadolu’ya has sivil mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Beypazarı Evleri, Osmanlı Dönemi’nden kalan evler taş yapı üzerine ahşaptan iki veya üç katlı olarak inşa edilmiş olarak karşımıza çıkar. İlginç olan kısmı ise evlerin hiç biri diğerinin ışığını örtmeyecek şekilde yapılmış. Cumba ve Guşgona ismindeki bölümler, Beypazarı evlerine özgü özellik kazanan detaylar olarak önem kazanıyor. Evlerin üst bölümlerinde bulunan Çantı ise yöre halkının dünyada daha yapacak işleri olduğunu vurgulamak için bilerek yarım bırakılırmış. Ev sahipleri sosyal ve geleneksel kimliklerinin simgesi olan kapılara dikkatli olarak baktıklarında iki değişik boyutta tokmağın asılı olduğunu görmeniz mümkün. Vurulduğu zaman çıkardığı sesle gelenin cinsiyeti hakkında evdeki aileye bilgi veren tokmaklarda sonsuzluğu simgeleyen genelde nar motifine yer verilmiştir.
Burası Neresi? Eymir Ankara’nın en güzel doğasına sahip olup yıllar boyu Ankaralılar tarafından çok geç keşfedilmiştir. Hem doğa hemde göl manzaralı mekanlara sahip olan gölde bisiklet ve ATM sürme gibi etkinlikler de artısı. Boyutu küçük olan bu gölün çevresindeki arazi ODTÜ’ye aittir. Göl genellikle üniversitenin kürek takımlarının antrenman alanı olarak kullanılmaktadır. Kış aylarında soğuğun etkisiyle donan gölde, çeşitli etkinlikler gerçekleştirilmemesi önerilmektedir. Ancak donmuş hali dahi oldukça etkileyici bir manzaraya bürünüyor.
Neden Gitmeliyim? Gölün kendisine ait olan özel bir flora ve faunası bulunuyor. İçerisinde doğal güzellikleri içerisinde barındıran göl üniversite tarafından koruma altına alınmıştır. 1930 senesine ait bazı gezi yazılarında gölün çevresinin kurak arazilerden meydana geldiği ve yeşilliklere rastlanmadığı belirtilmiştir. Ardından 1956 senesinde ODTÜ’nün kurulmuş ve bu arazi de üniversitenin kapsama alanına girmiştir. 1960 senelerinde ise ODTÜ rektörü olan Kemal Kırdaş’ın önclüğü ile gölün etrafı ağaçlandırılmaya başlanmıştır. Günümüzde gölü ziyaret ettiğimiz zaman yeşil bir alan ile karşılaşacaksınız. Gölün çevresinde 100’ü aşkın farklı kuş türünü bünyesinde barındırıyor. Kuş sesleri eşliğinde güzel bir kahvaltı yaparak harika bir gün geçirebilirsiniz.
Eymir Gölü’nde Kahvaltı; Bağ Evi adındaki restoranda sabah kahvaltısı yaparak güne başlayabilir ve benzersiz göl manzarasının tadına varabilirsiniz. Bu Bağ Evi yılın her mevsimi müşterilerine açık olup kış dönemlerinde ise özel kestane servisleri yaz dönemlerinde ise organize ettikleri çeşitli barbekü partileri ile son derece ilgi çekmektedir. Hakikaten son derece zengin bir açık büfesi ile özellikle lezzetli çayını mutlaka denemelisiniz. Farklı bir aromatik tada sahip olan çaylarını denemeden ayrılmayın. Pazar günleri saat 10:00 ile 13:00 arasında açık olan restorana 0312 490 98 99 numaralı telefondan rezervasyon yaptırabilirsiniz.
Eymir Gölü Nerededir ve Nasıl Gidilir? Ankara’nın ODTÜ sınırları içerisinde yer alan Eymir Gölü’na araba ile ulaşacaksanız burada park için ücret ödemek zorundasınız. Farklı toplu taşıma araçları ile ulaşabileceğiniz göl özel bir arazi olduğu için özel bir kart ile ziyaret ediliyordu. Günümüzde halka açık olan bu mülke kendi aracınız ile gideceksiniz bir kart talep ediliyor. Tersi bir durumda belirli bir ücret ödeyerek içeri giriş yapabilirsiniz.
Burası Neresi? Ankaralıların bir bölümün huzur ve sakinlik ihtiyacını giderirken bir bölümünün ise kültürel olarak hoş vakit geçirebilecekleri bir imkan sunuyor. Spor etkinliklerini gerçekleştirebileceğiniz Mogan Parkı, doğa ile de dikkat çekici olup piknik yapmak veya bir restoranda Ankara’nın lezzetli yemeklerini tadabilirsiniz. Hemen yanında yer alan Eymir Gölü ile bağlantılı olan Mogan Gölü, Elmadağ’dan beslenen 11 derenin getirmiş olduğu alüvyonun birikmesiyle meydana gelmiş. Yapılan bilimsel çalışmalar neticesinde set gölünün 226 kuş, 4 balık ve 1 kerevit türüne ev sahipliği yapmaktadır.
Neden Gitmeliyim? Yakın tarihe kadar çevre kirliliği sebebiyle canlı çeşitliliği ve varlığını korumak konusunda zorlanan gölün çevresinde inşa edilen parkın açılmasıyla birlikte yeniden küllerinden doğmuştur. Pek çok Ankara halkı tarafından hafta sonu bir kaçamak olarak görülen park, 2004 senesinde Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği çalışmalar sonucunda ziyarete açılmıştır. Bu çalışmalar esnasında toplam büyüklüğü 3 bin 774 metrekare olan bir çocuk oyun alanı, 13 bin 245 metrekaresi spor sahaları ve 1115 metrekaresi koşu yolu olarak düzenlenmiş.
Aynı zamanda rekreasyon alanın sınırları içerisindeki piknik alanları, marina adası, deniz feneri, kayıkhane, binicilik merkezi gibi eğlence gayesiyle yapılar inşa edilmiştir. Bu yapılara ek kültürel pek çok etkinliğin düzenlendiği 3 bin kişilik amfi tiyatro ile bir de nikah salonu hizmet vermektedir. Diğer dikkat çekici yapılardan biri de Deniz Feneri’dir. Yapının seyir balkonundan göl ve çevresinin benzersiz manzarasına eşlik edebilirsiniz.
Şehre uzak olması sebebiyle çok fazla tercih edilmese de fotoğraf çekmeye meraklıysanız ve gün batımını izlemeyi seviyorsanız kaliteli bir oksijen ile hoş bir vakit geçirmenizi sağlayacaktır. Çevresinde yer alan pek çok kafe ve restoranlarından yararlanabilirsiniz.
Mogan Parkı’nda Ne Yapılır? Hafta sonu tercih ederseniz lezzeti bir kahvaltı ile güne keyifli bir başlangıç yapabilirsiniz. Burada bulunan restoranlar konuklarına hem standart hem de serpme seçenekleri ile kahvaltı sunuyor. Ya da bunlardan tamamen bağımsız olarak piknik yapmayı da tercih edebilirsiniz. Piknik için yaklaşık beş kişinin rahatça sığabileceği masalar ve mangallar bulunuyor. Eğer bu sizin için zahmetli gelirseniz öğle veya akşam yemekleri için göl kıyısında restoranlar tercih edebilirsiniz. İki kişilik bir yemek için ortalama olarak 60-70 TL ödemeniz gerekiyor.
Yeme içme bir yana dursun spor yapmak içinde tercih edenlerin sayısı oldukça fazla. İsterseniz istasyonlu koşu pistinde koşabilir veya arkadaşlarınızla birlikte futbol, tenis veya basketbol etkinliklerini gerçekleştirebilirsiniz. Spor sahalarının bulunduğu noktada bisiklet ve kaykaya da binebilirsiniz.
Burası Neresi? Ortamı ve gelen ziyaretçilerinin kültür seviyesi ile Avrupai havası ile dikkat çeken yerlerden. Gerek insanların çimlerde yayılıp vakit geçirdiği gerekse insanların evcil dostlarını gezintiye çıkardığı ve samimi bir ortam oluşturan Seymenler Parkı’nda bazı zamanlarda eğer şans sizinleyse müzik yapan genç gruplara rastlayabilirsiniz. Kitabınızı kahvenizi yada soğuk içkinizi alıp hoş vakit geçirebileceğiniz iyi yerlerden. Çankaya ilçesinde konumlanan bu renkli park, 1983 tarihinde 67 dönümlük bir arazide açılmış olup içerisinde; piknik alanları, havuzlar, çocuk bahçeleri ve konserlerin yapıldığı amfi tiyatro dahi mevcuttur.
Burası Neresi? Ankara dendiğinde akıllara gelen ikonik yerlden biri de Samanpazarı’dır. Bölgenin en eski yerleşim noktalarından biri olan Samanpazarı, önceki zamanlarda köylülerin ihtiyaçlarını gidermek amacıyla geldikleri bir yermiş. Ankara Kalesi’nin etkisiyle turistik bir hale dönüşen pazar yeri pek çok köylülere yönelik olarak hırdavatçı dükkanı yerini zamanla turistik eşya satan dükkanlara dönüştürmüş. Hırdavatçılar ise Samanpazarı’nın aşağı bölgesine yerleşmiş. Fakat bu duruma hala karşı çıkanlar var elbette. Dükkanları gezdiğinizde sıçan kapanı, inek çanları ve daha adlarını duymadığınız pek çok şeyi göreceksiniz. Buranın bu denli popüler olmasının sebebi de Vehbi Koç’tur kuşkusuz. Samanpazarı’nın tepesindeki Çengel Han’da Vehbi Koç ticaret hayatına başlamıştır. Günümüzde Koç ailesi tarafından müzeye dönüştürülen bu pazar mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Ankara Samanpazarı’nda Ne Yenir, İçilir? En meşhur yemeği Kebapçı emin Usta veGramafon Cafe’de deneyimleyebilirsiniz.
Burası Neresi? Ankara Kalesi’nin ilk inşa edildiği tarih hakkında herhangi bir bilgi bulunmuyor. Fakat farklı kaynaklardan elde edilen bilgiler doğrultusunda Galatlar’ın Ankara’ya geldikleri dönem içerisinde askeri yapının var olduğu bilinmektedir. M.Ö. 2. yüzyılda Roma’nın hükmettiği zaman içerisinde kale surları ile etrafındaki kent ilk kez dış noktalara yayılmaya başlamıştır.
Kalenin tarihi; Yerleşim bölgelerinin daha geniş bir alana yayılmasından savunma duvarları da nasibini alarak Augustus Tapınağı’nın olduğu bölgeye doğru genişletilmiştir. M.S 620 senesinde Sasaniler’in şehri ele geçirmelerinden sonra bu tarihi eser neredeyse tamamen harap hale dönüşmüştür. 7. yüzyılın ikinci yarısında Bizanslılar’ın Ankara’ya hükmettiği sırada restorasyon çalışmaları başlatılmıştır. Dış kale bu çalışmalar esnasında İmparator II. Konstantinos’un emriyle inşa edilmiştir. Sonrasında sıkla Bizans ve Selçuklu hakimiyeti altına giren kale, Osmanlı İmparatorluğu tarafından kullanılmış olsa da Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa’nın yaptırdığı dışında onarım görmemiş.
Cumhuriyet’in ilan edilmesinin ardından ilk dönemlerde ise kalenin en yüksek burcu olan Akkale, 1929 senesinden sonra Atatürk’ün söylemleri ile kurulan Eti Müzesi’ne de ev sahipliği yapmıştır. Kültürel tesis kapsamında büyütülerek Anadolu Medeniyetleri Müzesi adını almasıyla Kurşunlu Hanı ile Mahmut Paşa Bedesteni’ne taşınmasından sonra kalenin bu kısmı 1948’den beri depo olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Kalenin hem iç hemde dış kısımlarında Osmanlı Dönemi’nden kalan pek çok yapı sizleri karşılayacak. Bu yapılardan bazısı hediyelik eşya dükkanı, sanat evi, restoran ve otel olarak kullanılırken, bazısı ise zengin koleksiyonları ile gezginlerin dikkatini çeken müzeler hizmet vermektedir.
Ankara Kalesi tarihi evler; Hisar Kapısı’ndan iç kaleye girdiğinizde karşınıza çıkacak olan evleri mimari yönden Hamamönü’nde 19. yüzyılda inşa edilen konakların öncüleridir. Dik bir alan üzerine yapılan bu evler planlı şekilde tasarlanmışlardır. İki veya üç katlı evlerin yapımında ahşap, kerpiç ve tuğla olarak kullanılmıştır. Yöre halkı alt katları kışlık üst katları ise yazlık kullanıma uygun şekilde meydana getirilmiştir.
Yazlık kattaki Cihannüma adındaki odalarla birlikte geniş saçaklar, kale içindeki Ankara Evleri kendine özgü özellikleri oluşturuyor. Toplamda 400’e yakın sayısı olan bu evlerin bir bölümü restore edilmiştir. Kalanlar ise malesef ki terk edilmiş durumdadır. Güvenlik konusunda sizi uyarmam gerekiyor. Buradan uzak durmanızı tavsiye etmem gerekiyor!
Ankara Kalesi sokakları; Bir dönemler kentin ticari hayatının merkezi konumundaki kale etrafındaki sokaklar ise günümüzde antikacılar ve hediyelik eşya dükkanları ile çevrelenmiş haldedir. Değişik isimlere sahip olan mekanlarda alışveriş yaptıktan sonra isterseniz Pirinç Han’ın avlusunda dinlenerek bir şeyler yiyip içebilirsiniz.
Ankara Kalesi Nerede ve Nasıl Gidilir? Antındağ İlçesi’nde konumlanan Ankara Kalesi’ne Ulus Meydanı’ndan geçen minibüs, otobüs ve metro seferlerinden yararlanabilirsiniz. Meydandan yukarı doğru yürüyerek bir taksi çevirebilirsiniz. Eğer kendi aracınız ile gideceksiniz yanında bulunan otoparkı kullanabilirsiniz.
Burası Neresi? 1925 senesinde Ankara’nın batısında konumlanan Atatürk Orman Çiftliği, Atatürk’e armağan edilmiş bir arazi üzerine kendi verdiği talimat üzerine kurulmuştur. Aynı zamanda bu çiftlik Türk tarımına da öncülük etme niteliğine sahiptir. 1937 senesinde Atatürk tarafından hazineye bağışlamıştır. Gıda, tarım ve hayvancılığa bağlı bir kuruluş olarak varlığını devam ettirmektedir. İçerisinde ise en büyük hayvanat bahçesi, Atatürk’ün Selanik‘teki evinin benzeri, tarihi Karadeniz Havuzu ile birlikte, Devlet Mezarlığı mevcuttur.
Yaklaşık olarak 102 bin hektarlık yüz ölçümüne sahip olan çiftliği müdüriyet binasının girişinde yer alan ve kule şeklindeki saatin 1926 senesinde orada çalışanların çalışma saatlerine uyması için yapıldığı varsayılmaktadır. Ancak yine de bu konuda kesin bir bilgiye ulaşılamamıştır. Bahsi geçen bu saat günümüzde hala çalışmaktadır. 1922 senesinde 1. Derece Sit Alanı olarak tescil edilen Atatürk Orman Çiftliği içerisinde yer alan Gazi Tesisleri adıyla bilinen 46 hektarlık alan, 2011 yılına gelindiğinde 3. derecede Doğal Sit Alanı olarak yeniden düzenlenmiştir.
Atatürk Orman Çiftliği’nde Ne Yapılır? Burası denince akla gelen şey kokoreçtir. Geceleri de hizmet veren kokoreç oldukça epey bir sıra oluşmasına sebep olmaktadır. İçerisinde yer alan hayvanat bahçesini gezebilir, piknik alanlarında ise hoş vakit geçirebilirsiniz.
Atatürk Orman Çiftliği Nerede ve Nasıl Gidilir? Ankara il sınırları içerisinde yer alan Atatürk Orman Çiftliği’ne kendi aracınız ile gidebileceğiniz gibi otobüsler ile de rahatlıkla ulaşım saplayabilirsiniz. EGO B1, EGO B2, EGO 519 numaralı otobüsler arasında yer alıyor. Bunun yanında 542 numaralı Belediye ve 220-221 numaralı Özel Halk Otobüsleri ile giriş kapısı önünde inerek ulaşılabilir.
Burası Neresi? Namazgah Tepesi’nde yer alan Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi binası, II. Meşrutiyet’ten sonra kurulmuş olup Türk Ocakları tarafından genel merkez olarak kullanılması gayesiyle 1927-1930 yılları arasında inşa edilmiş. Bu tarihi yapının projesi 1926 senesinde açılmış ve yapılan yarışmada birinci olan Atatürk’ün isteği üzerine Etnografya Müzesi binasının da çizimlerini yapan Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu’ya ait. I. Ulusal Mimarlik Dönemi’ne ait önemli eserler arasında yerini alıyor olup harikulade katan süslemelerin tümünde Türk geleneklerini yansıtan motifler kullanılmış. Yapımı süresince kullanılan mermerler Marmara Adası’ndan getirtilirken, Türk taş ustalarının büyük bir kısmı cephede savaşırken vefat etmesi üzerine Hikmet Koyunoğlu bulabildiği mezar taşı ustalarından yardım almak zorunda kalmıştır.
Türk Ocakları’nın kapatılması üzerine 1931 yılında Cumhuriyet Halk Fıkrası’na devredilmiş olan bu yapı halkın eğitim ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için 1952 senesine kadar Ankara Halkevi olarak hizmet vermiştir. Ardından yeniden açılmış olan Türk Ocakları ile Milli Eğitim ve Savunma Bakanlıkları arasında sık olarak el değiştirmiştir. Binanın Devlet Resim ve Heykel Müzesi haline dönüştürme süreci Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün etkisi ve Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün yakın ilgisi sonucunda gerçekleşmiş.
1976 yılında Kültür Bakanlığı’na devredilen bu yapı, Arif Hikmet Koyunoğlu’nun gözetimi altında Mimar Abdurrahman Hancı tarafından planlanan proje kapsamında yenilenmiştir. Bu süreçten sonra kamu kuruluşlarını ziyaret ederek müzede sergilenebilecek eserlerin belirlemesi üzere Eşref Üren, Arif Kaptan, Turan Erol, Orhan Peker, Refik Epikman, Şefik Bursalı, Mehmet Özel ve Osman Zeki Oral’a verilmiş. Elde edilen 800 eserden müzeye alınmaya değer özellikleri taşıyan 500 küsürü aşkın eser arasından Prof. Turan Erol, Prof. Devrim Erbil, Prof. Mustafa Pilevneli, Mehmet Özel ve Müze Müdürü Tunç Tanışık’tan meydana gelen kurul tarafından seçilmiştir. Müzenin açılışı ise 1980 senesinde yapılmıştır.
Müzenin içerisinde; 6 sergi salonuna yayılmış olan oldukça geniş koleksiyonu, 399 sanatçının farklı dönemlerde ürettiği 1289 parça eserden meydana geliyor. Koleksiyonun büyük bir bölümü yağlı boya tablo ve heykellerden oluşuyorken seramik çalışmaları, fotoğraflar, Türk süsleme sanatları ve etnografik eserler de ziyaretçilere sunuluyor. Silah taciri Timur’un mezarı başında Gazi’ye Şükran isimli tablolar koleksiyona ilk dahil edilmiş olup sonrasında Fikret Mualla’nın 26 adet yağlı boya çalışması Paris’ten satın alınarak Ankara’ya getirtilmiş. Küçük ödemeler ile alınmış olsa da koleksiyonun büyümesi için cömert bağışlar da yapılmıştır.
Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi Nerede ve Nasıl Gidilir? Ankara’nın Altındağ ilçesinde yer alan Sıhhiye Semti’ndeki Opera Meydanı’nda bulunuyor. Kızılay ve Ulus’a 15 dakikalık bir yürüş ile müzeye ulaşabilirsiniz. Toplu taşıma araçlarıyla ulaşmak isterseniz Talatpaşa Bulvarı güzergahında hizmet veren tüm araçlara binebilirsiniz. Otobüs ve minibüs zaman alacağından metroyu kullanmalısınız.
Burası Neresi? Çankaya Belediyesi içerisinde hizmet veren Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde pek çok ücretsiz konser, sergi, söyleşi, eğitim, tiyatro vb. etkinlikler ziyaretçilerin beğenisine sunulmaktadır. Tüm bu kaliteli etkinlikler için herhangi bir ücret ödemiyor oluşunuz ise müthiş bir durum. Güncel programı takip ederek size uygun bir aktiviteye katılım gösterebilirsiniz.
Burası Neresi? Atakule’nin altında yer alan park adeta bir vadiyi andırıyor. Oldukça bakımlı ve temiz olan park genellikle evcil hayvan sahiplerinin dostlarını gezintiye çıkarttığı, insanların kitaplarını yanlarına alıp burada okudukları hoş ve nezih bir ortamdır. Yaz dönemlerinde keyifli şekilde piknik yapabilir çimlere yayılarak günün keyfini sürebilirsiniz. Güzel park ancak belirtmem gereken bir husus var ki o da; burayı mesken tutan saldırgan köpekler. 🙂 Dikkatli olursanız daha iyi olacaktır. Toplamda 65 bin metrekarelik alana yayılmış olan parkta bir havuz, çocuk bahçesi ve şuan çokta iyi durumda olmayan bir çiçek serası bulunuyor.
Burası Neresi? Gürültülü Kızılay Meydanı zaman zaman sinir bozucu olsa da Kızılay’dan buraya yöneldiğinizde şehrin gürültüsünden uzaklaşarak kendinizi kuş seslerini dinlerken bulacaksınız. Sakin huzurlu bir mahalle olan Saraçoğlu, asker ve üst düzel bürokratlar için kurulduğundan Devlet Mahallesi olarak adlandırılmaktadır. Kızılay Meydanı’nda yer alan mahalle Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlık ve Bakanlıklara 10-15 dakikalık yürüyüş mesafesinde bulunmaktadır. Mimar Bonatz’ın Saraçoğlu Mahallesi için 1944 senesinde yaptığı eskiz çalışmalarının yapımına başlanmıştır.
İkinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın özelliklerine sahiptir. Geleneksel Türk Konut Mimarlığı’nın önemli öğelerinden olan bu çıkmalar, geniş saçakları kafes şeklindeki balkonların kullanılmış olduğu dış cepheleri ile ön plana çıkmaktadır. Ancak Türk Konutu’nun planı bu evlerde de kullanılmamış bu sebeple mekanın organizasyonu açısından yapıldıklarında başarısız bulunmuş ve yeri mimarların eleştirisine maruz kalmıştır.
1944 senesinde inşa edilmeye başlanan mahallenin bir bölümü 1945 diğer bölümü ise 1946’da tamamlanmıştır. Bitişik şekilde 75 bina 434 konuttan meydana gelmiş olup üç veya dört katlıdır. Konut bloklarının yanında çocuk bahçesi, ilk ve ortaokul ayrıca bir de kütüphane olarak hizmet veren sosyal alan olarak kullanılması amacıyla tasarlanmıştır. Mahalle açık alanlar ve mahalle sakinlerini bir araya gelmelerini sağlayacak şekilde dizayn edilmiş.
1979 senesinde 1. Derece Kentsel Sit Alanı olarak ilan edilmiş olup mahalle kopmle koruma altına alınmıştır. 2013 senesinde ise Afet Riski Altındaki Alan olarak ilan edilmiş olan Saraçoğlu, yaklaşık 70 senedir kente tanıklık etmekte. Bu tarihi dokusunu henüz kaybetmemiş mahalleye gelip mutlaka yürüyüş yapmanızı tavsiye ederim.
Burası Neresi? Ülkemizin en büyük kütüphanesi olma niteliğine sahip olan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi, 2020 senesinde hizmete açılmıştır. Bu oldukça büyük boyutlardaki kütüphanenin yapımına 2016 senesinden başlamış olup dört sene süren inşanın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan tarafından açılmıştır. Her büyük kütüphaneden gördüğümüz üzere tarihteki 16 büyük Türk İmparatorluğu’nu temsil eden 16 sütun arasındaki yuvarlak bir salon mimarisinden oluşmaktadır.
Neden Gitmeliyim? Mimari yönden oldukça dikkat çekici olup günümüzdeki envanterler; 4 milyonun üzerinde kitap ve basılı materyal, devlet arşivlerine ait 45 milyon belge, 120 milyon makale ve rapor, 550 bin e-kitap, 60 bin e-dergi 6.5 milyon elektronik tez, Türkiye yazma eserler kurumu başkanlığı bünyesinden 300 bin yazma eser, 50 bin el yazması ve nadir koleksiyon ürünleri, 1.2 milyon TRT arşivi ses dosyası mevcut. Kütüphaneye Recep Tayyip Erdoğan ve Özbekistan, Fransa, Hindistan, Çin gibi ülkelerin büyükelçilikleri ile birlikte İlber Ortaylı’nın da kendi kişisel koleksiyonundan pek çok doküman hediye etmiştir.
Kütüphaneye Giriş Şartları; e-Devlet üzerinden üye olabileceğiniz ve kimlik kartınız ile giriş yapabilirsiniz. Eski kimlik kartına sahipseniz girişte alacağınız geçici kart ile girebiliyorsunuz. Yabancı uyruklu kişiler ise pasaportları ile alabilecekleri geçici giriş kartları giriş yapabilecekler.
Nasıl Gidebilirim? Yenimahalle’ye giden otobüs ve metro hatlarını kullanarak Beştepe’ye yakın bir durakta inebilirsiniz. Bunun içinse M1 ve M2 metro hatlarını kullanabilirsiniz. Otobüs ile gelecekseniz ise 169 ve 339 numaralı hatları kullanabilirsiniz. Bu her iki hatta da Tunalı Hilmi Caddesi’nden geçen 318 numaralı otobüs ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Kendi aranız ile gelecekseniz ücretsiz otoparktan yararlanabilirsiniz.
Burası Neresi? 1919 senesinde Atatürk Ankara’ya geldiğinde öncelikle Ziraat Mektebi’nde akabinde ise İstasyon Şefi Köşkü’nde kalıyor. 1921 senesinde ise Çankaya Bağlar bölgesindeki 1800’lü yılların sonunda yapılan bağ evi Ankara Müftüsü Hoca Rıfat Börekçi tarafından halk adına Atatürk’e armağan edilmesinin üzerine Atatürk buraya yerleşir.
1923 senesinde Atatürk Latife Hanım ile evlenir ve sonrasında ev Mimar Vedat Tek tarafından büyütülür. 1932 senesinde inşa edilen Pembe Köşk’e geçinceye kadar burayı hem ikametgah hemde çalışma yeri olarak kullanmıştır. 1950 senesinde müze olarak ziyaret açılan evde, 2002-2007 yılları arasında onarım çalışmaları yapılmıştır. Tamamlanan işlemelerin neticesinde 2007 senesinde tekrar ziyaretçileri ile buluşmuştur.
Ev, 20’şer kişilik gruplar şeklinde bir rehber ile geziliyor. Sırası ile; Giriş Holü, Konuk Kabul Salonu, Çankaya Sofrası, Elçi Kabul Salonu, Üst Kat Holü, Kütüphane Çalışma Odası, Yatak Odası ve Sergi Salonu hakkında bilgi veriliyor. Cumhuriyet ilan edilmeden önce Çankaya Sofrası’ndaki konuklarına şu sözleri “Yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz” söylemiş olduğu düşüncesi ile görüntü birleşince tarifsiz bir mutluluk kaplayıveriyor içinizi.
Kütüphanesindeki kenarları notlar ile dolu olan 2671 kitap Atamız’ın kültürü hakkında çok şeyi gösterir nitelikte. Duvarlarda asılı olan birbirinden önemli tablolar Atatürk’ün farklı dönelerde çekilmiş olan fotoğrafları, devlet adamları ve elçilerin ziyaretleri sırasında Atatürk’e hediye ettikleri eşyalar gözünüzü alıyor resmen. Buradaki ziyaretiniz bitip dışarı çıktığınızda karşınızdaki Atatürk’ün ve Atatürk sonrasındaki Cumhurbaşkanlarının ikametgah olarak kullandıkları Pembe Köşk’ü göreceksiniz. Unutmayın ki bu topraklarda hür yaşamamızı sağlayan Atatürk’ü her daim anmalı, değerlerine sahip çıkmalı ve geleceğin nesli olan çocuklarımıza öğretmeliyiz.
Burası Neresi? İlk olarak 1981 senesinde eski radyo malzemelerinin toplanmasıyla sergilenen müze olarak TRT Radyo Müzesi adıyla faaliyete açılmıştır. 1994 senesinde Ankara ve İstanbul‘daki radyo televizyon stüdyolarından getirilmiş kullanılmayan malzemelerin sergilenmesiyle TRT Müzesi adı ile Oran sitesindeki yeni konumunda açılmıştır. 1994 senesinde Kültür Bakanlığı’nın yazısı ile özel müze kapsamına girmiştir.
Müze içinde hazırlanmış olan çeşitli stüdyolar, görsel ve işitsel yayıncılığın öncesini ve bu süreci uygulamalı şekilde görmenizi sağlamaktadır. Siyah beyaz ekranlardan, 3D yayınlarına uzanan yayıncılık teknolojisinin geldiği son seviyeyi gözler önüne seren serginin yanında bu sürece tanık olan işitsel ve görsel arşivinde sunulduğu bu müze, yayıncılığın öncesini ve sonrasında geçirdiği adımları uygulamalı olarak göstermeyi ilke edinmiş.
TRT dizileri ve filmlerinde kullanılan 50 bini aşkın kostüm ve 500’e yakını sergileniyor. Aynı zamanda müzenin altın kısmında Atatürk ün kullandığı araçların birebir kopyası da yer almaktadır. Girişte yer alan sergide iletişim dünyasının ilkleri ve Atatürk’ün 10’ncu yıl Nutku’nu okurken kullandığı mikrofonu göreceksiniz. Hal böyleyken müzenin en değerli parçaları 1933 yılında, Atatürk’ün 10’ncu Yıl Nutku’nu okuduğu törende kullandığı mikrofon ve orijinal ses kaydıdır.
Yine müzenin içerisinde yer alan Atatürk Köşesi’nde; ona ait olan özel fotoğraf koleksiyonu ve Atatürk ile ilgili program örnekleri yer alıyor. Ardından tek kanallı zamanlardan bugüne dek logoları göreceksiniz. Sonra bir radyo stüdyosuna girecek ve burada 1935’li yıllara ait cihazların bulunduğu mekanda yaklaşık 30 objenin sergilendiğini göreceksiniz.
Televizyon Sergi Salonu’nda; televizyonculuk tarihinin ilkleri yer alıyor. Çocuklara ayrılan bölümde ise; 23 Nisan hatıraları ve daha bir çok anı, çocukluk günlerini anımsatıyor. Ardından Eurovizyon/müzik eğlence bölümü mevcut. Televizyon stüdyosunda; yönetmen koltuğuna oturun, haber programı sunuculuğu yarın ne dilersiniz artık.
Fotoğraf ve Canlandırma Salonu’nda; çizgi filmlerin nasıl yapıldığına dair bilgiler bulunuyor. Sanal Stüdyoda ise; Keloğlan’ın Bilgecen dedesiyle tanışacaksınız. İzleme/Eğitim Salonu’nda; iletişim dünyasının kısa filmleri yer alıyor. Geçmişe bir yolculuk yapılırken SD/HD/3D yayıncılıktaki son gelişmeler sergileniyor.
Serginin yine en dikkat çekicisi 31 Ocak 1968 tarihinde, ilk televizyon yayınının animasyonunun gösteriliyor oluşu. Orijinal kamera ve mikrofonun kullanıldığı, iki boyutlu hologram uygulamasında, ilk televizyon haberleri sunucusu Zafer Cilasun bulunuyor.
Burası Neresi? Cumhuriyetin 50. yıl dönümünde 1970 yılında açılmış olan park, 130 bin metrekarelik bir alanı kaplamaktadır. Konumunun yüksek oluşu sebebiyle kentin terası olarak adlandırılmaktadır. Bir yanında Ankara Kalesi, diğer tarafta Seyranbağları ve gerisinde ise Çankaya’yı gören parkın sunduğu görsel manzara oldukça iyi diyebilirim. Ankaralılar tarafından Çamlık adıyla da bilinen park, bir dönem halkın kullanamayacağı seviyeye dönüşmüş ancak 2009 senesinde yapılan restorasyon çalışmasıyla yenilenerek halkın kullanımına açılmıştır.
Neden Gitmeliyim? Yeni yapılan çalışmalar arasında; havanın kararmasıyla simsiyah olması ve girilmemesi sebebiyle ışıklandırılması önemli bir adım olmuştur. Böylelikle sabah ve akşam saatlerinde halk tarafından kullanılabilmektedir. Parkın içerisinde; yaklaşık olarak 200 kamelya ortama oldukça doğal olacak şekilde yerleştirilmiş olup aileler için piknik ve dinlenme amacıyla kullanılması üzere tahsis edilmiştir. Bunun yanı sıra bankların bolluğu park içerisinde gezip dinlenmek için olanak sağlıyor. Ayıca çeşmeler, çocuk oyun alanları ve hatta buz pateni pisti de mevcut. Spor yapılması için yürüyüş ve koşu parkurları yer alıyor. Bu parkurların her iki noktasında ise kondisyon aletlerinin bulunduğu merkezler yapılmış. Bir halı saha ve bir basketbol sahası da bulunuyor.
Burası Neresi? Ziraat Bankası’na ait olan Kuğulu Sanat Galerisi, “Sanat İçin Sanatın İçinde” sloganıyla yola çıkmış olup plastik sanatlara ve sanatçılara destek vermek gayesiyle faaliyet göstermektedir. Bir sergi döneminde 12 sergiyi konuk eden galeri, sergi açmak isteyen tüm sanatçılara kapılarını açıyorlar. Saat severleri bir araya getiren sanat galerisi Kavaklıdere mevkiinde yer alıyor olup Ziraat Bankası’nın Ankara şehrine bir armağanı olmuştur. Her sene ortalama 30 sergiyi bünyesinde barındırıyor olup sanat tutkunlarına her daim açık.
Burası Neresi? 1967-1987 senesinde arasında yapılmış olan Kocatepe Cami’nin temelinin atılmasından sonra tasarım yarışmasının kazanını Vedat Dalokay’ın projesinin oldukça modern olması nedeniyle Hüsrev Tayla-Fatin Uluengin ikilisinin Mimar Sinan tarzı çalışması hayata geçirilmiştir. Mimari Sedefkar Mehmet Ağa tarafından yapılan bu camiyi, Sultan Ahmet Cami’den ilham alınarak yapılmıştır. 4 bin 500 metrekarelik bir alanı kapsayan caminin asansörle çıkılan 4 tane minaresi bulunmakta olup 88 metre uzunluğa sahiptir. Alt kısımlarında kütüphane, ticarethane, konferans salonu, idari bilimler ve otopark bulunmaktadır. İçerisinde Osmanlı mimarisinin etkileri ile modern mimarisinin karışımının en iyi örneklerinden biridir.
Burası Neresi? Ankara’nın Keçiören ilçe sınırları içerisinde yer alan Estergon Kalesi, 2005 senesinde faaliyete açılmış olup pek çok tarihi ve sanat eseri bünyesinde sergilemektedir. Müzeye Selçuklular döneminde yapımına başlanmış olan Taç Kapı’dan giriş yapılıyor. Tamamen mermerden inşa edilen kapının özel işçiliği oldukça etkileyici. Kalenin hemen girişinde 14 adet dükkan mevcut, çoğuda hediyelik eşya satın alabileceğiniz dükkanlardır. Kale Macaristan’da yer alan en önemli kalelerden birinin aynısı yapılmıştır. İhtişamlı yapısı ve sunduğu muhteşem manzarası ile Ankara’da gezilecek yerlerin başında geliyor.
Burası Neresi? Ankara’nın en eski yerleşim noktalarından biri olan Samanpazarı, köylülerin ihtiyaçlarını giderebilmek için geldikleri köy pazarlarından biridir. Zaman içerisinde ziyaretçi sayısı oldukça fazlalaşmıştır. Özellikle Ankara Kalesi’ne gelen misafirlerin uğradığı yerlerden biri haline dönüşen bu yerdeki hırdavatçı dükkanları zamanla turistik eşya satılan dükkanlar haline gelmiş. Hırdavatçılar ise buradan ayrılarak daha aşağı bir bölgeye yerleşmek zorunda kalmışlar. Vehbi Koç ve ailesinin ilk olarak ticarete başladığı yer olan bu eski pazar, bu açıdan hızlı bir ivme kazandırmıştır. Koç ailesinin müzeye dönüştürdüğü yerde oldukça çok sayıda tarihi eser sergilenmektedir.
Burası Neresi? Halk arasında Sulu Han olarak adlandırılan Hasan Paşa Hanı, adını II. Beyazıd Dönemi emirlerinden biri olan Hasan Paşa’dan alması sebebilye 1511 tarihinde yapıldığına dair bilgilere ulaşılabiliniyor. Yinede kitabesi olmadığından net bir bilgiye ulaşılamamaktadır. Günümüzde zücaciye, nalburiye, billuriye, baharatçı gibi dükkanların bulunduğu bir ticaret alanına dönüşmüş şekildedir. 1980 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan onarım çalışmalarıyla bugünkü halini alan Sulu Han, Posta Caddesi’nde bulunmaktadır.
Burası Neresi? Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1924 senesinde kurulmuş olan Türkiye İş Bankası, milli iktisat tarihi yönünden büyük önemi olup günümüze dek biriktirdiklerini halk ile paylaşmak için Ankara Ulus’taki tarihi binayı İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi’ne dönüştürdü. Bankanın kurucusu olan Atatürk’ün askeri zaferlerin iktisadi zaferler ile taçlandığı ilkesi baz alınarak “Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi adını almıştır. Orjinalliği bozulmamış olan tarihi alanlar, sanat galerileri ve sergi salonları yer alıyor burada.
Neden Gitmeliyim? Bodrum kattaki kiralık kasa bölümü ile giriş ve birinci katlardaki el değmemiş olan özel tarihi yerler ziyarete açılmıştır. Zemin kat ve birinci katta bankanın iktisadi bağımsızlık tarihine yönelik fotoğraf, belge, obje ve filmler sergilenmektedir. İkinci katta ise bankanın iletişim faaliyetlerini ve toplumsal katkılarını anlatan Türkiye İş Bankası İftiharla Sunar başlığı altında kalıcı bir sergi kurgusu mevcut.
Bu tarihi bina, 1929 yılında İtalyan mimar Giulio Mongeri tarafından inşa edilmiştir. Atatürk’ün Çankaya Köşkü’ndeki çalışma odasını tasarlamış olan Selahattin Refik Sırmalı tarafından dekorasyonu tamamlanan 90 yıllık tarihi bina, faaliyete açıldığı ilk günlerden itibaren Ankara’nın simge yapıları arasında yer almıştır. 1929 senesinde Atatürk’ün ağırlandığı İdare Meclisi Salonu’da tüm orijinalliği ile ziyaretçilerine açıktır. Erken Cumhuriyet dönemi mimarisinin en güzel örneklerden biri olan bu bina Batı ve Osmanlı mimarisi ile Art Nouveau ve Neo Rönesans akımlarının izleri dikkat çekiyor. Ayrıca tüm bu güzellik özelliklere sahip müze parasız yapılacak şeyler arasında yer alıyor oluşu ayrı bir güzellik.
Burası Neresi? Şehrin ilk ahşap hanı olma özelliği taşıyan Pirinç Han, I. Dünya Savaşı yıllarına dek konaklama alanında faaliyet göstermeye devam etmiştir. Sonrasında onarım çalışmaları yapılarak antika ve tarihi eşyaların bulunduğu günümüzdeki haline dönüşmüştür. Toplamda 40 dükkan mevcut olup han girişinde Han Duvarları adlı şiiri misafirleri karşılıyor. Bu dükkanlarda halılar, bez işlemeler, el emeği cam, ahşap, gümüş ve bakır ürünlerin satışı yapılıyor. Keyifli bir günün ardından yorgunluğunuzu atmak için bir Türk kahvesi içebilirsiniz.
Burası Neresi? 80 sene boyunca öncelik olarak siyasi suçlular olmak üzere pek çok insanın kaldığı veyahut infaz edildiği bir cezaevi olan Ulucanlar, günümüzde müze işlevi görmektedir. Her bir köşesinde ülkemizin izlerini bünyesinde barındıran yapı Türkiye’nin en fazla ziyaret edilen yapıları arasında yer alıyor. Ulucanlar Cezaevi, Cumhuriyet ilanından sonra inşa edilen ilk hapishanelerden biridir. 1925 ile 2006 seneleri arasında faaliyet gösteren cezaevi, 2006 senesinde kapatılmış olup ardından yapılan onarım çalışmalarıyla 2011 senesinde bir müzeye çevrilmiştir. İçerisinde; Hilton koğuşu, tecrit odaları ve darağacı gibi çarpıcı ziyaret alanları yer alıyor. Bunların yanı sıra önemli mahkumların kişisel eşyaları, fotoğraflar, mahkeme belgeleri ve balmumu heykeller de görülmeyi bekleyen önemli eserler arasındadır.
Avlu Bölümleri; Geçmiş zamanın en çarpıcı dönemlerinde oldukça hüzünlü ve pek çok hayat hikayesine tanıklık etmiş yerlerinden biri de avlu bölümüdür. Avlu alanının en fazla dikkat çeken yeri ise ulu kavak ismi ile bilinen darağacıdır. Bir dönemler
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan da dahil olmak üzere pek çok kişinin infaz edildiği bu ağaç zaman içinde onarılarak yer değiştirmiştir. Kafes içerisindeki bu ağacın olduğu alanda ise idam edilen kişilerin adları yer alıyor.
Bir diğer alanı ise mahkumların banyo ihtiyaçlarını giderdikleri hamam yer alıyor. Bir dönemler firar etme girişimlerinde hamam bölümü esasına uygun olarak onarılmıştır. Arkasındaki oda ise küçükte olsa ziyaretçilerin anı olarak satın alabileceği hediyelik eşyalar satılmaktadır. Diğer alanlarda ise çay içilebilecek bir bölüm ve bir de kütüphane yer alıyor.
Koğuşlar; Cezaevi koğuşları, avlulardan ve tecrit odalardan meydana geliyor. Her koğuşun kendisine ait avlusu bulunuyormuş. Çoğu kez restore edilen ve yangın tehlikeleri atlatan cezaevinin koğuş balmumu heykelleri ile süslenmiş şekildedir. Gardiyanların ve cezaevinde kalan kişilerin sergilendiği bu koğuşlarda; ısıtıcılar, sobalar ve kilim gibi eşyalar geçmiş zamana uygun şekilde konmuştur.
Hilton Koğuşu; Girişi geçtikten sonra koridordan devam edip Hilton Koğuşu adı verilen bu noktaya ulaşabilirsiniz. Diğerlerinin haricinde 9 ve 10 numaralı koğuşları kapsayan bu kısım ilk olarak milletvekili Osman Bölükbaşı için hazırlanmıştır. Sonrasında bu koğuşta ülkemizin siyasi ve sanat tarihi bakımından adından söz ettirmiş olan birçok isim kalmıştır. Bu isimler arasında; Bülent Ecevit, Nazım Hikmet, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Ahmet Emin ve Fakir Baykurt gibi isimler bulunmaktadır. İsminin Hilton olmasının nedeni ise diğer koğuşlara oranla daha konforlu olmasıdır.
Burası Neresi? Günümüzde müze olarak hizmet veren birinci meclis binasının inşası, 1915 senesinde başlatılmıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından kulüp binası olarak kullanılmasıyla başlatılan proje planlarının mimarı Salim Bey’dir. Yapım denetimi görevini ise kolordu askeri mimari Hsaip Bey üstlenmiştir. Klasik Türk mimari tarzı ile tasarlanan iki katlı bu binanın yapımında Ankara Taşı olarak bilinen Andezit kullanılmıştır.
Yapım süreci devam ederken milli meclisin 23 nisan 1920 senesinde bu binada toplanmasına karar verilmiştir. Bu kararın yarattığı olumlu hava ve şehir halkının yoğun çabasıyla kısa süre içerisinde tamamlanarak belirlenen tarihte binanın açışı tören eşliğinde gerçekleştirilmiştir. Törenden sonra yapılan ilk toplantıya 115 meclis üyesi katılırken ilk konuşmayı meclisin en yaşlı üyesi olması sebebiyle başkanlığa seçilen Sinop Mebusu Şerif Bey yapmış. 1924 senesine dek TBMM tarafından kullanılmış olan bina, daha sonraki senelerde sırasıyla Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Merkezi ve Hukuk Mektebi olarak kullanılmaya devam etmiş.
1952 senesinde Maarid Vekaleti’ne devredilmiş olup 1957’de müzeye dönüştürülmesi üzerine çalışmalar başlatılmış. Çalışmaların tamamlanması ardından 23 nisan 1961 senesinde “Türkiye Büyük Millet Meclisi Müzesi” adıyla ziyaretçilerine kapılarını açmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun 100. yılı ile hazırlanmış olan kutlama programı ile kısa süreli olarak düzenleme çalışması kapsamına alınen tesis, 23 nisan 1981 senesinde şimdiki kullanımına açılmıştır.
Burası Neresi? Yılın her perşembe ve cuma akşamları konser veren Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası programına internet üzerinden ulaşabilirsiniz. Dünya üzerinde tanınan bir orkestra olup kaliteli müziğin vazgeçilmez tek adresidir. Her daim dolu olsa da gelen hiç bir ziyaretçisini yine de geri çevirmezler. Gelenekselleştiği üzere ilk eserinden sonra kapılar açılır ve merdivenler dinleyiciler ile dolar taşar. Ayrıca salonun göz dolduran iç mimarisi Erken Cumhuriyet Mimarisini yansıtmaktadır.
Burası Neresi? Çemlıdere’nin ülkemize bir armağanı olan Doğa ve Hayvan Müzesi, bir ilk olma niteliği taşıyor olup günümüzde nesli tükenmekte olan hayvanları gelecek nesillere taşımak amacını gütmektedir. Doğa ve hayvan bilincini uyandırıp geliştirmek için çalışmalar yapılıyor olup birçok Üniversite ve Eğitim kurumunun da araştırma ve ilgi odağı konumundadır. Çamlıdere’nin coğrafi özellikleri ve üzerinde yaşam süren hayvanların doğal afetler sonucunda ya da hayvanat bahçelerinde ölen sonucunda Çamlıdere Belediyesi’nce toplanarak yaban hayvanlarının doğa içerisindeki yaşam biçimlerini sergilenmeye başlanmıştır.
Ankara’da bir haftasonu yapmanız gereken aktiviteler arasında yerini alan müze içerisinde yüz farklı hayvan bulunuyor. Özel ses sistemi kullanılarak hayvanların doğa içerisindeki yaşam alanlarına uygun şekildeki seslerini duyabilmeniz mümkün. Çok fazla özelliğini bir arada bulunduran müzede hayvan seslerinin yanında şelaleden akan su seslerinin birleşmesiyle meydana gelen melodiler eşliğinde gezinti yapmak güzel bir deneyim olacak.
Burası Neresi? Tüm Keçiören’i teleferik hattı ile gezerek Ankara’nın en güzel manzarasını görebilirsiniz. Şehirdeki en teleferik hattı olan Keçiören Teleferik, ulaşımı en rahat olan araçtır. Türkiye’nin en büyük şehir içi teleferiği olma özelliğini taşıyan bu araç, Ankara gezisi için kenti kuş bakışı görmek için mükemmel bir fırsat olduğunu söylemeliyim. Son dönemlerde şehirde yapılan en mühim yatırımlardan birisi olan teleferik, turizmin canlanması yönünden oldukça etkili olmuştur.
Neden Gitmeliyim? Yerli ve yabancı binlerce turist özellikle hafta sonları teleferiğe binmek için sıraya kuyruğuna girmektedir. Toplam 16 vagondan oluşan teleferik vagonlarının kapasitesi ise 8 kişiliktir. 8 kişiden fazlasına binmek tehlikeli ve yasaktır. Üç istasyona uğruyor olup bu istasyonlar botanik bahçesi ve Tepebaşı mevki ve güçsüzler yurdu. İstasyonların arası 1653 metre kadar ve teleferiğin toplam uzunluğu ise 3 bin 303 metredir. 20 dakikalık uzun bir yolculuk sırasında harika manzaralar yakalayıp fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz.
Burası Neresi? Gençlik Parkı’nda yer alan kahvaltı noktalarında lezzetli bir kahvaltı yaparak güne başlayabilirsiniz. Ankara’da yapabileceğiniz etkinliklerden biri de Gençlik Parkı’nda zaman geçirmektir. Ancak denilene göre akşam saatlerinde burası pek de tekin değilmiş. Ancak gündüzleri gelen ziyaretçileri kalitesinin olduklarını da belirtmem gerekiyor. Ulus Meydanı’na yakın noktada bulunan parkta pek çok aktivite yapılıyor. Su bisikleti deneyimini yaşayabileceğiniz bu yerde kahvaltı için oldukça hoş mekanlar da keyifli bir gün geçirebilirsiniz.
Burası Neresi? Ankara’ya gelip de ODTÜ’ye uğramadan olmaz. Eğer gündüz vakti gelirseniz Arka Bahçe’de bir omlet yaptırıp keyifli yiyin derim. Giriş için A1 kapısından giriş yaparsanız ulaşımınız çok daha kolay olur.
Burası Neresi? Atpazarı semtinde yapabileceğiniz keyifli bir aktivite de Rahmi M. Koç Müzesi olup 2005 senesinde açılışı yapılmıştır. Bu kültürel tesis Ankara’nın sanayi temasına sahip ilk ve tek müzesi olma niteliğini taşımaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün eşyalarının da sergilendiği müze, en az koleksiyonları kadar ilgi çekici Çengelhan ve Safranhan’da faaliyetini sürdürüyor. Kanuni zamanından kalmış olan Çengelhan, 2003 ve 2005 seneleri arasında gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde eski ihtişamını kazanmış.
1511 yılında yapılan Safrahan için ise benzer proje, 2012’den 2016 yılına kadar sürdürülmüştür. Vehbi Koç dükkanı müzenin en dikkat çekici bölüm olduğu biliniyor. Vefat eden merhum sanayicinin çocukken yaz dönemlerinde çalıştığı dükkanın sonrasında gemi ve tren maketleriyle dolu İsmail Amca Atölyesi’ne gidebilirsiniz.Eğer buharlı makinelerin işleyişini merak ediyorsanız Model Makine Atölyesi’nde keyif dolu anlar yaşayacağınızdan kuşkum yok.
Kaçırmayın! Bu tesis içerisinde 2010 senesinden beri Hafta Sonu Eğitim Atölyesi içerisinde genç insanların hayal güçleri ve yaratıcılıklarını geliştirebilecekleri bir eğitim alanı sunuyor. Hatta öyle ki talep edilmesi durumunda müze kapsamı içerisinde çekimler, sergiler ve doğum günü organizasyonları gerçekleştiriliyor. Tüm bunların yanında bir kafe, iki restoran ve 19 odaya sahip bir butik otelde hizmet veriyor. Müze Kafe ziyaretçilerine Ankara Kalesi manzarası eşliğinde kısa bir mola verme imkanı sunuyor.
Burası Neresi? En ünlüsü Cebeci olasa da Ankara’da Ayrancı ve Çayyolu’nda açılmaktadır. Bir tanesi her ayın ilk pazar günü kurulurken diğeri ise son pazar gününde kurulmaktadır. Çayyolu’ndaki pazara üniversite hocaları da dahil oluyorlar. Burada yer alan tezgahları daha çok koleksiyoner tarafından kurulur. Aslına bakarsanız birazda keyif verici yönü vardır. Ayrancı pazarı ise daha renkli ve büyüktür. Ankara ve çevresinden gelen antikacılar tezgahlarını burada açmaktadırlar.
Antika Pazarında Bizi Neler Bekliyor? Dönemler arası yolculuk yapma hissini tatmak için oldukça uygun bir yer. Hemen hemen her tezgahta gözünüze gramofonlar ve onların yanındaki plaklar dikkatinizi çekecek. Son olarak 1990’arda gözümüze çarpan görkemli kasetler, eski şişeler, vazolar ve şamdanlar derken liste uzayıp gidiyor. Plak ve kasetlerin üzerinde şarkıcıları ve onların isimlerini görünce çocukluğunuza döneceksiniz bir çoğunuz. Eğer ilgi duyuyorsanız burada birçok çeşitte analog fotoğraf makinesi bulmak mümkün. Farklı bir şeyler peşindeyseniz saat, kolye, yaka iğnesi gibi aksesuarlar için antika pazarından uygun bir tercih yapabilirsiniz. Eski zamanlardan kartpostallar, fotoğraflar, pullar, dergiler arasında dolaşırken zamanın su gibi akıp gittiğini anlamayacaksınız bile.
Antika Pazarına Nasıl Giderim? Ayrancı Antika Pazarı, Kızılay’a yakın konumda. Dolmuşa binerek 10 dakika uzaklıktaki Ayrancı semt pazarı alanında kuruluyor. Çayyolu Antika Pazarı ise Kızılay-Çayyolu metrosunun son durağında indikten sonra 5 dakikalık bir yürüme mesafesinde yer alıyor.
Burası Neresi? IMAX teknolojisi sinemada görüntü olayına çağ atlatmış bir buluş olsa da hala ülkemizde çokta yaygın değil. Üstelik kıymeti de çok fazla bilinmiyor. Fakat Ankara bu noktada oldukça şanslı. Yıllar önce Türkiye’deki ilk IMAX Ankara’da açıldı. Sinemaya bakış açınızı değiştiren bu eşsiz deneyimi yaşamak için mutlaka ANKAMALL’e uğramalısınız.
Burası Neresi? Bünyesinde bir çok devlet tiyatro sahnesi barındıran bu şehir, yanızca Türkiye’nin değil tiyatronun da başkentliğini yapıyor. Salonlar burada hiç boş kalmıyor. Bilet satın almak için oyun için sabahın köründe uzun kuyruklarda beklemeniz gerekecektir. Ankara’da devlet tiyatrosu bir aktiviteden çok daha fazlasını temsil etmektedir. Gerek oyunların niteliği gerekse ihtişam oyunculuklarla bir kez giden hep gitmek istiyor.
Belki aradınız tiyatro kültürünü sevmeyen ve sıkıcı bulanınız yoktur umarım. Oyunlara rağbet oldukça fazla olduğu için biletinizi önceden almanızı tavsiye etmem gerekiyor. Her oyun bilet satışı on dört gün öncesinden saat 10:00 ‘da Devlet Tiyatroları web sitesinden yapılmaktadır. Açıldığı esnada sisteme girdiğinizde salonun istediğiniz konumunda yer bulabiliyorken ilerleyen günlerde ya biletler tükenir ya da ancak arka koltuklarda yer bulabilirsiniz.
Burası Neresi? Gaziosmanpaşa’nın dev binaları arasında hala ayakta kalmayı başarabilen bu küçük korucuk; gelen misafirlerine semaverde çay, sıcacık gözlemeler sunuyor. İsmini üzüm sağları ve asma bahçelerinden alan Ankara’daki en eski yazık noktalardan biri olan Papazın Bağı, 1963’den beri siz misafirlerine hizmet vermektedir. Bünyesinde barındırdığı tarihi havuz ve çeşmeleri ile yaz dönemlerinde asırlık çınar ağaçlarının gölgesinde kahvenizin tadını çıkartırken sizi huzura sürükleyen 14 bin metrekarelik yeşil alanıyla 200 metrekarelik yazık/kışlık kafe bölümleriyle kentin göbeğindeki saklı bir cennettir.
Neden Gitmeliyim? Yılın her mevsimini doyasıya geçirebileceğiniz nadide noktalardan biri olan Papazın Bağı’nda, lezzeti ile meşhur olan el açması gözleme, mantı çeşitleri ve ızgaraları denerken semaverde çayınızı yudumlarken yanında nargilenizi de içebileceğiniz, sevdiklerinizle keyifli vakit geçireceğiniz özel mekanlardan biridir.
Burası Neresi? Ankara’da gerçekleştirebileceğiniz etkinlikler arasında Ankara Üniversitesi Rasathanesi’nde gerçekleşen bu gökyüzü gözlemleridir. Dönem dönem hak günleri kapsamı içerisinde halkın ziyaretine açılan rasathane, her esnasında farklı temada bir gözlem aktivitesini Ankaralılara sunmakta. Gök cisimlerini keşfetmeye ve yine onları teleskopla gözlemlemek için bu rasathaneyi mutlaka ki ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Gözlem yapmanın dışında yapılacak olan ilgi çekici sunumlar ile gökyüzü ve Astronomiyle ilgili meraklarınıza dair pek çok konuda cevap bulabilirsiniz. Buraya gelirken randevu almanız gerekiyor ancak halk günleri hariç.
Festival hakkında; 2007 senesinden beri Ankara’da yapılan ve Elemiyoruz, Ellemiyoruz sloganı ile yola çıkan 2. El Kısa Film Festivali daha öncesinde en azından bir kısa film festivalinden sonuç alamayan elenmiş kısa filmlerin katılabildiği bir festivaldir. Buraya gönderilen filmler festival boyunca gösterimde oluyor ve jüri tarafından değerlendirmeye alınacak. Tamamen amatör olan Ankara Kısa Filmciler Derneği’nce düzenlenen festival herhangi bir belediye, vakıf, şirket veya holding olmaksızın kendi içerisinde sürdürmektedir. İlk zamanlar yalnızca kısa metraj filmlerini kapsayan bu festival 2011 senesinden bu yana hem kısa hem uzun metrajdaki filmlerin gösterimlerini gerçekleştiriyor. Tüm bunların yanında her sene film gösterimlerinin yanında konser, atölye gibi farklı etkinlikler de yapılıyor.
Festival hakkında; 1995 senesinde caz sever birkaç kişinin öncülüğünde Ankara’daki müzik gündemini daha ileriye taşımak ve müzik alanındaki düşünceyi kırmaya karşı durmak gayesiyle kurulmuş olan Ankara Caz Derneği, 1996 yılında ODTÜ Caz Günleri olarak başlayıp günümüzde Türkiye’nin en büyük müzik festivallerinden biri olan “Ankara Uluslararası Caz Festivalini düzenlemektedir. Hem caz dünyasının en bilinen isimleri seyircisi ile buluşuyor hem de Türk caz sanatçılarının yurt dışında tanınmasına da katkı sağlamaktadır. Bu festivalleri dahilinde imza günleri ve söyleşiler yapılıyor. Festival biletleri oldukça makul fiyatlarda olup festivale katılan üniversitelerin müzik kulübü üyeleri, Burs Fonu Öğrencileri ve Caz müzisyenleri, konserler için ücretsiz giriş kartı alabiliyor.
Festival hakkında; 1996 senesinden bu yana düzenlenen festival bugüne kadar toplam 231 bin 734 kişi izlemiş, 210 grup katılmış, 453 oyun oynanmış, 23 atölye çalışması yapılmış, 24 panel, 47 söyleşi gerçekleştirilmiştir. Belgesel seyirlik film gösterileri, konser vb. aktivitelerin içerisinde gerçekleştirildiği festival sanat severler tarafından ilgi görmektedir.
Burası Neresi? Ankara Kültür ve Sanat Evi Abidin Paşa Köşkü, Çankaya ilçesinin Ertuğrulgazi ilçesinde konumlanıyor. Sadece mimari dokusu bile Ankara’da şehrinde ziyaret edilmesi gereken yerler arasında olmaya hak kazanıyor. Abidin Paşa Konağı aynı zamanda Ankara için kültür ve sanat sergilerinin düzenlendiği bir yer. İçerisinde kente özgü hayvan figürleri, giysiler ve eşyalar sergileniyor. Ankara’nın kültür ve tarihini yakından incelemek isteyenler Abidin Köşkü’nü mutlaka ziyaret etmeli!
Burası Neresi? Çankaya’da 7 katlı olarak yapılmış olan ve 4 katı sanat etkinlikleri için ayrılmış olan bir binada kurulan Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde 216 kişilik çok amaçlı salon ve 5 sanat galerisinden meydana geliyor. Ankara’nın önemli etkinlik alanı olan Çankaya, drama, müzik, sergiler ve ritm atölyeleri gibi çok farklı aktiviteler Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi programından takvimi takip edebilirsiniz. Merkezin içerisinde oda müziği konserleri, Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği konserleri, film ve tiyatro festivalleri, konferanslar, sempozyumlar ve paneller gibi çok yönlü etkinlikler sergilenmektedir.
Burası Neresi? Roma İmparatorlarından Augustus tarafından İ.Ö.25-20 yıllarında Kybele ve Men kutsal alanının üzerine muhtemelen yapılmıştır. 36 x 54.82 metre boyutlarındaki mermer tapınak, 2 metre yüksekliğinde olup çok basamaklı bir podyum üzerinde duruyor. İç yapısı üç bölümden oluşuyor, arka kısım duvarlar arasında iki, giriş kısmında ise antaların önünde 4 Korinth sütunu yer almaktadır. İmparatrtun yaptığı işleri yazan kitabeler oldukça önemlidir. Dünyada Ankara Anıtı olarak bilinen “Index Rerum Gestarum” adındaki kaynak tapınağın duvarlarında Yunanca ve Latince olmak üzere iki dilde yazılmıştır. Latince olanlar Pronaos’taki anta iç ve uç duvarlarına, Yunanca olanlar ise Naos’un güneybatı dış duvarına Augustus’un ölümünden sonra yazılmıştır.
Hristiyanların tapınağı kiliseye dönüştürerek cellanın güney duvarına üç pencere açmış Naos’un arkasına yer altında Tonozlu bir mekan yapmışlardır. Şehir İ.S. II. yüzyıl sonlarında Türkler tarafından ele geçirilmiş ve Hacı Bayram Cami, tapınağın kuzeybatı yönüne bağlantılı şekilde 15.nci yüzyılda inşa edilmiştir. Cellanın kuzeybatı duvarlarının tahrip olmasına rağmen büyük kapı, Cella ve Pronaos ile tapınak günümüze kadar korunabilmiştir. Tapınakta Fransız Ch.Texier ve G.Perrot ile alman M.Schede ve D.Krencker tarafındna yapılan incelemeler neticesinde arkeolojik kazılar Dr. Hamit Z.Koşay tarafından yürütülmüştür.
Tur hakkında; Ücretsiz olarak katılabileceğiniz bu Eski Ankara kültür turu içerisinde; Roma Hamamı, Julian Sütunu, Augustus Mabedi’nin dıştan görülmesi, Anfi Tiyatro, Etnoğrafya Müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Kale’de öğle yemeği, Kaleiçi, Bakırcılar Çarşısı, İtfaiye Meydanı görülecek yerler arasındadır.
Sabah saat 09:00’da Roma Hamamı önünden toplanarak rehberiniz ile buluşuyorsunuz. Ardından yürüyerek Roma Hamamı’na oradan Julian Sütunu’na oradan Augustus Mabedi’nin dıştan görülmesi, Anfi Tiyatro, Etnoğrafya Müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Kale’de öğle yemeği, Kaleiçi, Bakırcılar Çarşısı’na uğruyorsunuz.
Ücret Dahilinde Olmayan Hizmetler;
Tur hakkında; İlk rota Anıtkabir olup, 24 Oğuz boyunu temsil eden Aslanlı Yol’u geçerek Mozole ziyaretinin devamında Kızılay Meydanı’na ulaşıyorsunuz. Kurtuluş Savaşı kahramanlarına Türk Ulusu’nun bir armağanı olan Ulus Cumhuriyet Anıtı’nı araçtan izleyip, I. TBMM olarak kullanılan Kurtuluş Savaşı Müzesi’ne, Cumhuriyet Müzesi’ne ve oradan da Ankara Evleri’ni ziyaret ediyorsunuz. Son olarak şehrin simgelerinden biri Ankara Kalesi’ni gezerek tur tamamlanıyor. Ankara Şehir Turu‘nun süresi 1 gün olup bilet fiyatları 70 TL’dir.
Ücret Dahilindeki Hizmetler;
Ücret Dahilinde Olmayan Hizmetler;
Tur hakkında; Sabah belirlenen kalkış noktalarından hareketle Beypazarı yönüne hareket ediliyor. İnözü Vadisi’ndeki restoranda lezzetli bir serpme köy kahvaltısı yapıyor ve sonrasında Beypazarı geziliyor. Burada yer alan tarihi Beypazarı evlerinin fotoğraflarını çekebilir ve hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz. Gezi tamamlandıktan sonra Bolu is sınırlarında ulaşılarak her mevsim ayrı güzelliğe bürünen tam bir doğa harikası olan Abant‘a ulaşılacak.
Rehberiniz tarafından gerekli bilgilendirmeyi aldıktan sonra serbest bir zamanınız olacak. Burada yapabilecekleriniz arasında; faytonla gezi, ata binmek veya çevredeki restoranlarda yemek yemek gibi etkinlikleri gerçekleştirebilirsiniz. Bu zaman içerisinde klasik Bolu evlerinin mimarisini yakından inceleyebilir, kartpostalı andıran muhteşem kareler çekebilirsiniz. Ardından yola koyularak çam ormanları ile kaliteli oksijeni vaat eden Gölcük’e geçiliyor.
Gölün etrafından yürüyüşler gerçekleştirebilir, güzel fotoğraflar çekebilir ve kafelerde kısa bir mola verebilirsiniz. Buradan kendinize Gölcük hatırası hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Ve tur burada 18:00 saatlerinde son buluyor. 21:00 saatlerinde ise Ankara’ya dönmüş olacaksınız.
Abant-Gölcük Turu kalkış noktaları; 07:20 Kızılay Avm önü, 07:30 Armada Avm önü, 07:50 Optimum Avm önüdür. Gezi süresi 1 gün sürüyor olup fiyatı ise tur firmasını arayarak öğrenebilirsiniz.
Ücrete Dahilindeki Hizmetler;
Ücrete Dahil Olmayanlar;
Tur hakkında; Yaklaşık olarak 3 buçuk saat süren yolculuğun ardından 4 bin dönümlük bir arazi üzerine yayılan Ormanya Doğal Yaşam Parkı’na varılıyor. Dünyadaki üçüncü Avrupa‘daki ise en büyük doğal yaşam alanı olma niteliğine sahip olan bitki ve hayvanların doğal yaşam koşullarına en benzer ortamda yaşamaları için ihtiyaçlarının en üst düzeyde sağlandığı Ormanya Doğal Yaşam Parkında Hayvanat Bahçesi, Vahşi Yaşam Alanı, Hobit Evleri gibi noktaların gezilmesi ve verilen serbest zamanın ardından Aşıklar Diyarı Maşukiye’ye gidiliyor.
Panoramik şekilde Maşukiye Aşıklar Deresini ve şelaleleri, mağarayı gördükten sonra serbest bir zamanınız olacak. Bu süre içinde; restoranlarda öğle yemeği alabilir, şelaleler kenarında huzur dolu yürüyüş yapabilir, Vadi Zipline yapabilir ya da At / Atv turuna katılabilirsiniz. Ardından rotayı Sapanca ilçesine çevirerek yaklaşık 1 saat sürecek olan gezi başlıyor. Burada hediyelik eşyalar satın alarak hatıra edinebilirsiniz. Yolculuk burada son buluyor ve geri dönüş yolculuğu başlıyor. Saat 17:30 civarında başlanan yolculuk akşam saatlerinde Ankara’da son buluyor.
Sapanca Maşukiye Ormanya Turu kalkış noktaları; 07:00 Kızılay Avm önü, 07:10 Armada Avm önü, 07:30 Optimum Avm önüdür. Gezi süresi 1 gün sürüyor olup fiyatı ise 160 TL’dir.
Ücrete Dahilindeki Hizmetler;
• Gidiş Dönüş Ulaşım
• Araç İçi Sabah Kahvaltısı
• Profesyonel Rehberlik Hizmeti
• Acenta Refakati
• Seyahat Sigortası
Ücrete Dahilinde Olmayanlar;
• Kişisel Harcamalar
• Öğle Yemeği
Tur hakkında; 11:30 saatlerin Amasra’ya ulaşılıyor olup yol üzerinde yer alan Roma Dönemi’ne ait olan ve ülkemizde tek yol anıtı olma özelliğine sahip “Kuş Kayası” yol anıtını ziyaret ediliyor. Oldukça etkileyici deniz ve orman manzarasına sahip olan Amasra’da kısa bir süre serbest zamanınız olacak. Sonrasında Fatih Sultan Mehmet’in Amasra’yı ilk gördüğü yer olan Bakacak Tepesi’nde Amasra hakkında bilgileri rehberden alarak Amasra Merkez’e gidiliyor.
Öğle yemeğinde Çarşı’da serbest zamanınız olacak. İsteyenler burada öğle yemeği için restoranları seçebilirler. Ardından belirlenen noktada buluşularak sırayla Amasra Kalesi, Boztepe, Kale içi evleri, Fatih Cami ve Küçük Kilise ile geziye devam ediliyor. En son Amasra‘nın meşhur Çekiciler Çarşısı’nda alışveriş için serbest zaman tanınıyor. Bu zaman diliminde dilerseniz tekne turu gerçekleştirilebilir. Tur tamamlandıktan sonra 22:00-22:30 civarı Ankara’ya ulaşım sağlanıyor.
Amasra Turu kalkış noktaları; 07:00 Kızılay Avm önü, 07:10 Armada Avm önü, 07:30 Optimum Avm önüdür. Gezi süresi 1 gün sürüyor olup fiyatı ise 160 TL’dir.
Ücrete Dahilindeki Hizmetler;
Ücret Dahilinde Olmayanlar;
Tur hakkında; Ankara’dan yola çıktıktan sonra güzergah üzerinde Tuz gölü’nde kısa bir mola verdikten sonra Kapadokya’ya doğru yola koyuluyor. İlk olarak Çardak Köyü Yeraltı Şehri ile gezi turuna başlanıyor. Ardından Uç Hisar Kalesi ve Güvercinlik Vadisi gezileri ile devam edilerek burada bir yemek molası veriliyor. Buraya özel olan Onxy Atölyeleri’nin birine giderek Onxy Taşının özelliklerini, nasıl işlendiğini uygulamalı olarak göreceksiniz. Göreme Açık Hava Müzesinde Manastırlar, Şapeller, Kiliseler, Yemekhaneler ve Yaşam Alanlarını gezdikten sonra Derbent Vadisi’ne hareket ediliyor. Çömlek atölyesine giderek yapımını izleyebilir, alışveriş yapabilirsiniz. Oradan Ürgüp’e geçerek şarap mahzenleri geziliyor. Kartpostalları süsleyen balonların bulunduğu Üç Güzeller Peri Bacaları’nda fotoğraf çekimi için kısa bir mola veriliyor. Ardından Ankara’ya dönüş yolculuğu başlıyor.
Kapadokya turu kalkış noktaları; 07:10 milli kütüphane, 07:20 Armada önü, 07:30 Çırağan Et Lokantası, 08:00 Gölbaşı Shell Benzinliktir. Gezi süresi 1 gün olup fiyatı ise 115 TL’dir.
Ücret Dahilindeki Hizmetler;
Ücret Dahilinde Olmayanlar;
Burası Neresi? Ankara’nın Yenimahallesi ilçesinde 1 milyon 300 bin metrekarelik bir alan üzerine yayılan Ankapark, 110 bin metrekarelik bölümü kapalı olmak üzere 2 bin 117 adet eğlence platformu bulunuyor. Önemli bir konu olan otopark hususuna gelirsek açık ve kapalı olmak üzere toplamda 6.800 adet otopark kapasitesi bulunmaktadır. Park içerisinde 12 adet tematik bölüm yer alırken, 2 milyon kadar bitki ve ağaç, dünya üzerindeki en fazla bulguya sahip 14 adet Roller Coaster tema parkın ilk bakışta göze çarpanları arasında. Roller yine Osmanlı ve Selçuklu motifleri taşıyan kültürel bir etkileşimli eğlence kısımları ile dikkatleri üzerine çekiyor.
Neden Gitmeliyim? Her sene yerli ve yabancı pek çok ziyaretçiyi ağırlayan tema parkta 2 bin 117 eğlence ünitesi yer alıyor. Ülkemizin en yüksek bot kulesi Wind Riders, 75 metrelik dev kule “Abyssto The Underworld”, Türkiye‘de tasarlanan Dijital Dark Ride ve Zelzele, lav macerası, otorobot, yine Türkiye’nin en büyük MD çok boyutlu sineması, buz mağarası, lazer arenası, 207 metre genişliğinde müzik ve ışıklı su dansı gibi birçok eğlence ünitesi içerisinde mevcut.
Taş Devri’nden tutun Selçuklu’ya Osmanlı’dan teknoloji dönemine dek dünya kültürel mirasının da mimari örneklerini bünyesinde barındıran park gelen misafirlerine dönemler arası yolculuk yapmanıza olanak sağlıyor. Yine gelenler için park içerisinde AR/VR uygulamalı hologramlar ve interaktif animasyonlar gibi yeni trend teknolojik eğlence alanlarında da vakit geçiriyor. 13 ayrı giriş kapısına sahip olan Wonderland Eurasia’nın 35 metre yüksekliği ve 100 metre genişliği ile büyülü dünyanın kapılarını tema park misafirlerine açıyor.
Selçuklu ana giriş kapısında Ağrı İshak Paşa Camisi, Amasya Burmalı Minare Cami, Bitlis İhlasiye Medresesi, Diyarbakır Selahattin Eyyübi Cami, Erzurum Çifte Minareli Medresesi gibi birçok cami ve medrese, orijinallerine uygun olarak ve aynı boyutlarda inşa edilmiş olup büyülü görüntüsüyle sizleri kendine çekiyor.
Burası Neresi? Yalnızca ülkemizin değil tüm Avrupa’nın en büyük parkı olma niteliğine sahip olan parkın içerisinde Harikalar Diyarı adlı kitapta bulabileceğiniz tüm karakterler bulunuyor olup muhteşem görüntüleri ile bizlere harika bir gezi imkanı sunmaktadır. Kendinizi bir masal içerisinde hissedebileceğiniz bu Harikalar Diyarı 2004 senesinde faaliyete açılmıştır. Park adını anladığınız üzere Harikalar Diyarı kitabından almış olsa da pek çok farklı kitapta yer alan kahramanlara da içerisinde yer verilmiştir. Böylelikle ziyaretçilerin masal kahramanlarının dünyalarında bir gün geçirmelerine olanak tanınmıştır.
Neden Gitmeliyim? Harikalar Diyarı toplamda 1 milyon 320 bin metrekarelik bir alanı kapsıyor olup alanın neredeyse yarısı yeşillikler ile kaplı haldedir. Doğa ile iç içe bir ortam yaratılmış olup bizleri bir masalsı dünyanın içerisine sürüklüyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı tarafından yapılmış olan parkın bir diğer bilinen ismi de Sincan Harikalar Diyarı’dır.
Devler, cüceler, cadılar ve prenseslerden oluşan bu adı gibi harika parkın içerisinde bir adet yapay gölet ve büyük, yeşillik bir alan da bulunuyor. Masal kahramanlarının haricinde parkın içerisinde bir Go-Kart pisti, Nejat Uygur Tiyatrosu adını almış bir tiyatro salonu ve kaykay pisti gibi alanlara mevcut. Bu tiyatro salonu 5 bin kişilik oturma kapasitesine sahiptir. Tüm bunların yanında; mini golf sahası, basketbol ve futbol sahaları gibi alanlara da yer verilmiş ve park ziyaretçilerine oldukça keyifli bir gün geçirmeleri için keyifli bir alan yaratılmıştır.
Masal kahramanlarından Nasrettin Hoca, Alaanddin ve Sihirli Lambası, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Karagöz ve Hacivat, Taş Devri ve Red Kit gibi masal kahramanları da parkın içerisinde rastlayabileceğiniz kahramanlar arasında bulunuyor. Tüm bunların hepsi balmumu heykellerinden yapılmıştır.
Harikalar Diyarı Nerede ve Nasıl Ulaşılır? Sincan ilinin ilçesine bağlı olan Fatih semtinde yer konumlanıyor. Sincan merkezden kalkan EGO otobüsleri ile parka ulaşabilirsiniz. Bu otobüslerden bazıları:EGO 544, EGO 529, EGO 509 numaralı otobüslerdir.
Burası Neresi? Toplamda 98 metre büyüklüğündeki alana yayılan Aqua Vega Akvaryum’da 12 bin farklı deniz canlısına ev sahipliği yapmaktadır. Kendinizi su altı dünyasının büyülü atmosferini tadabileceğiniz akvaryum Avrupa’nın ikinci, Türkiye’nin ise en büyük tünel akvaryumu olarak bilinmektedir. Yapım süresi yaklaşık olarak bir sene kadar olan bu akvaryum 24 bölümden oluşmaktadır.
23 nisan 2012 senesinde kapılarını ziyaretçilerine kapılarına açan Aqua Vega’da tatlı ve tuzlu suda yaşayan deniz canlılarının yanı sıra 30 farklı çeşitte sürüngen yer almaktadır. Çankırı‘da bulunan bir tuz mağarası örnek alınarak yapılan bir yapay tuz mağarası da yer almakta olup ziyaret edilebilmektedir. Yaklaşık olarak 5 bin metrekarelik bir alana kurulmuş ve bir de outlet alışveriş merkezinin içerisinde yer almaktadır.
Neden Gitmeliyim? Akvaryumun içerisindeki su 5.5 milyon litre olarak belirlenmiş şekildedir. Toplamda iki kattan meydana gelen yer içerisinde dalış okulu, tuz mağarası, sürüngen ve balık çeşitleri, hediyelik eşya bölümü, deniz kabukları müzesi, restoran, pet shop, cafe, dokunma havuzu gibi alanlar yer alıyor. Buradaki balıkların büyük bir kısmı akvaryum işletmecisi vasıtası ile Edremit’ten özel olarak getirilmiştir.
Aynı zamanda akvaryumun içindeki en büyük tanklardan birinde özel dalış eğitimleri veriliyor. Burada bulunan dalış okuluna 14 yaşını aşmış olan ve bir sağlık sorunu yaşamayan her birey dalış kurslarına katılım sağlayarak akvaryumun içerisindeki en büyük tankta dalışın keyfini çıkartabilir ve tüm o balıkların içinde zevkle yüzebilir. Koi balıklarının bölümüne giderek onları beslemek imkanına da sahipsiniz. Özel günlerde kafede organizasyonlar düzenleme şansınız da var.
Aqua Vega Akvaryum Nerede Nasıl Gidilir? Mamak ilçesinde yer alan Nata Vega Outlet adlı alışveriş merkezinin içerisinde bulunuyor. buraya eğer aracınız ile gelerek alışveriş merkezine ait olan otoparkı kullanabilirsiniz. Toplu taşıma kullanacaklar içinse EGO 351, EGO 340, EGO 334, EGO 337 ve EGO 347 numaralı otobüsler ile ulaşım sağlayabilirsiniz.
Burası Neresi? Başkent sokaklarında bizlere eşlik eden evcil dostlarımız ve sahipsiz sokaklar hayvanlarımız ve daha pek çoğunun güvenli şekilde yaşam hakkı ve sağlığı bizlere emanet. Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Keçiören’de 1998 senesinde kurulan Evcil Hayvanlar Parkı, her ortamda yaşama hakkı olan minik dostlarımıza ev sahipliği yapıyor. Uyanış Mahallesi’nde bulunan 18 dönümlük araziye yayılmış olan Keçiören Evcil Hayvanlar Park; özellikle akvaryum balıkları ve kümes hayvanları ile çeşitlendirilmiş olup 1999 yılının nisan ayından itibaren de hizmete açılan akvaryum üretim bölümüyle yeni türlere ev sahipliği yapmaya başlamıştır.
Neden Gitmeliyim? Yeşilin tüm tonlarının sizi karşıladığı bu tatlı hayvan dostu park içerisinde bir adet personel binası, bir adet 3 katlı klinik ve aynı zamanda idari bina, iki adet güvenlik kulübesi, bir adet depo ve hayvan barınaklar bulunmaktadır. Parkta 90 farklı dost yaşıyor olup çoğunluğu kanatlı türlerden oluşmaktadır.
Bunlardan bazıları; Shetlandmidilli, eşek, Lama, kanguru, devekuşu, tek hörgüçlü deve, yerlikoyun, Ankarakeçisi, Cücekeçi, Ceylan, Ankara kedisi, 12 çeşit tavuk, 7 çeşit sülün, iguana, taçlıturna, ördek çeşitleri, flamingo, çinkazı, beyazkuğu, tavşan, guineapig, hindi, kınalıkeklik, tavus kuşu beyaz ve mavi renkleriyle, beçtavuğu, muhabbetkuşu, sultanpapağanı, jacopapağanı, ArasMacaw, cennetpapağanı, hintbülbülü, Amazonpapağanı, kanarya ve 25 çeşit balık bulunmaktadır.
Park içerisinde 2000 yılı itibariyle kuluçka makinesi de faaliyete geçmiştir. Akvaryumdaki bu üretim mühim boyutlara ulaştığından Evcil Hayvanlar Parkı’nda; tavus kuşu, sülün, tavuk çeşitleri ve sayısı üretimle her geçen yıl daha da artmakta. Hayvan sevenlerin en çok uğradığı kısımlardan birisi de köpek kulübeleridir. Belçika kurdunun getirilmesiyle daha da zenginleştirilmiştir.
Her ne kadar adı evcil hayvanlar parkı olsa da sadece evcil değil yabani yaşamın renkli canlıları için de sevimli bir barınaktır. Ülkemizde görme imkanı bulamayacağımız kanguru, iguana, mara hayvanı gibi canlıların yanında yumurtadan çıkan taçlı turnalar, bin adet kanatlı ve süs tavuğu, yeni midilli tayları, Kamerun koyunu yavruları, Ankara keçisi yavruları ve bir çok köpek yavruları kendilerini ziyaret edecek siz misafirlerini bekliyorlar.
Oldukça temiz ve hijyenik olan parkta gönül rahatlığı içerisinde vakit geçirebilirsiniz. Dinlenebileceğiniz alanlar içerisinde toplam 67 adet bank ve iki oyun alanının bulunduğu parkımızda 28 tane de piknik masası mevcuttur. 8 bin 574 metrekarelik alana yayılan parktaki dostlarımız sizleri ve küçük hayvanseverleri bekliyorlar.
Burası Neresi? Atatürk’ün emirleri ile Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından 1968 senesinde faaliyete açılmıştır. 4 bin metrekarelik bir alan bir alanı kapsayan müze, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü içerisinde yer alıyor. Üç kata yerleştirilen ve beş bölümden oluşan müzenin ilk katında ülkemizde geçmişte yaşamış olan ve hala yaşamakta olan bitki ile hayvan örnekleri sergilenmektedir. Giriş katında 6 bin 400 çeşide yakın fosil materyal yer alıyor. En ilgi çekenlerden biri ABD’den alınan etobur dinozor fosili ve Fransa’nın armağan etmiş olduğu 15 milyon yıl önce Fransa’da yaşayan fil iskeletidir.
Diğer katta petrografik örnekler ile süslenmiş halde bulunan 3 bin 300’den fazla eser bulunuyor. Bu eserlerden 1972 yılında aydan getirilen ay taşı, 1989 yılında Sivas’ın Yıldızeli ilçesinin Sulh Halil Köyü’ne düşen irili ufaklı göktaşları ve ülkemizin en zengin mermer örnekleri gibi ilginç yapıtlar bulunuyor.
Tabiat Tarihi Müzesi Nerede ve Nasıl Gidilir? Çankaya ilçesindeki üniversiteler mahallesinde yer alıyor. 100.yıl Ulus ego otobüsleri ve Ulus 100.yıl, Çiğdem Mahallesi minibüslerini kullanarak Tabiat Müzesi’ne ulaşmanız mümkün. Kızılay ve Sıhhiye güzergahından gelecekler içinse Kızılay ya da Sıhhiye, 100.yıl, Balgat dolmuşlarını kullanabilirsiniz.
Burası Neresi? Yapıldığı zamandan büyüklüğü yönünden ilk sıralarda bulunan Club Watercity Gölbaşı Aquapark, tam tamına 64 bin metrekare üzerine inşa edilmiştir. 20 seneyi aşan deneyimi ziyaretçilerine en iyi şekilde yansıtan işletme son derece eksiksiz ve muhteşem hizmetiyle Ankara’nın cazip mekanları arasında yer almaktadır.
Neden Gitmeliyim? Gölbaşı semtinde konumlanan bu aquaparkta açık çocuk havuzu, kaydıraklı havuz ve büyük havuzu olmak üzere toplam da 3 adet havuz bulunmaktadır. Toplam kaydırak sayısı 18 olan park türlü yeşilliklerle süslenmiş olup dinlenme imkanlarını bulabilirsiniz.
Kaçırmayın! İçerisinde tenis kortları, futbol sahası gibi spor etkinliklerini gerçekleştirebileceğiniz ücretsiz alanlarda bulunmaktadır. Ailenizle ve arkadaşlarınızla gün boyu yapılan yarışmalar, eğlenceler ve animasyonlarla Akdeniz’deki club ve 5 yıldızlı tatil köylerinden aşağı kalır yanı olmayan Watercity’e mutlaka uğramanızı öneririm.
Burası Neresi? Türkiye’nin ilk oyuncak müzesi olan Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi, sizleri alıp geçmişe götürecek pek çok oyuncağı bünyesinde bulunduruyor. Müze içerisinde dünya üzerinde toplanan yeni ve eski tüm oyuncaklara rastlayabilirsiniz. Gerek çocukluğunuza geri gitmek gerekse çocuk kalmak isteyenler için yapılmıştır. 1990 senesinde açılan oyuncak müzesi halkın ziyaretine açılmıştır. 2 binden fazla oyuncağın yer aldığı müzede yerli ve yabancı üretime sahip beş ayrı kategoride oyuncaklar bulunuyor. Geleneksel, fabrikasyon, yabancı, antik ve yeni oyuncaklar şeklinde koleksiyon şeklinde oyuncaklar müzede sunulmaktadır.
Burası Neresi? Türkiye’nin eğitim vermekte olan ilk ve tek akvaryumu olan Deniz Dünyası toplamda 4 bin metrekarelik bir kapalı alanın 2 bin 700 metrekarelik bir alandan meydana gelmektedir. Tesis içerisinde deniz balıklarının yaşadığı bölüm, tünel, tatlı su balıklarının olduğu bölüm ve timsahlar, kaplumbağaların da bulunduğu dinlenme alanı gibi 4 ana bölümden oluşmaktadır. Bu balıklar Hint, Pasifik, Atlas Okyanusu gibi farklı noktalardan getirilen 150 türden 4 bin adet balığı barındırıyor. Yaklaşık olarak 1 buçuk metre boyunda iki adet Nil timsahı da oldukça ilgi çekicidir.
Neden Gitmeliyim? Bir diğer önemi de yalnızca engelli çocuklara yönelik olan dokunma havuzlarının olması. Ovacık’taki karantina havuzlarında üç aylık bir zaman diliminde insanların elinden yem alacak şekilde yetiştirilen Koi balıkları, bu dokunma havuzlarının içerisinde barınıyor ve engelli çocuklar tarafından besleniliyor. Yine burada yer alan seminer salonu, ilköğretim öğrencilerine deniz canlıları ve denizdeki doğal yaşam hakkında öğretici belgesel izleme şansını sunuyor. Tüm anaokulu ve ilköğretim okulları randevu alarak tesisi tanıma imkanına sahip olabilirsiniz.
Burası Neresi? Özel bir firma tarafından yapılan Tepetaklak Ev’in yapımı üç ay tasarım üç ay da inşaat olmak üzere altı ay kadar sürmüştür. 120 metrekarelik alanı kapsayan evin inşasında 28 ton çelik malzeme kullanılmıştır. Dünyada yalnızca içerisine girilip gezilebilecek 14 adet ters ev projesi bulunuyormuş. Bunlardan ikisi bizim ülkemizde bulunuyor. Dışarıdan baktığınızda çatısının üzerine konmuş gibi gözükmektedir. İhtişamlı dış görünümü ile etkileyen evde en fazla ilgi çeken detay ise evin dış kısmında yukarıda asılı duran araba yer alıyor. Eve demir merdivenler ile ulaşım sağlayabilir olup çıkarken oldukça dikkat etmeniz gerektiğini söylemeliyim.
Girmeden önce tüm eşyaların tavanda asılı halde olduğunu göreceksiniz. Elbetteki herhangi bir güvenlik endişesi yaşamanıza gerek yok. Zira gerekli olan tüm testlerin yapıldığına dair bilgilendirme yapılıyor. Kapıdan geçtikten sonra giriş katına giriş yapmış oluyorsunuz. Burada mutfak, oturma odası, tuvalet ve banyo bulunuyor. Oturma grubunda sandalyeler, mutfak mobilyasından klozete kadar hemen hemen tüm eşyalar tavana asılı halde duruyor. İnsan beynini yoran bu değişik ev, hem bir müze hem de fotoğraf çektirme alanı olarak ilgi çekiyor.
Salondaki elektrik süpürgesinden televizyona koltuktan oyuncaklara halılar hepsi asılı şekilde duruyor öylece. Eşyaları böyle gördüğünüzde sanki siz kendinizi ters duruyormuş hissine kapılacaksınız. Salonu devam ettiğinizde mutfak yer alıyor. Burad ise; mutfak dolapları, fırın, buzdolabı ve yemek masası yine tavana asılı duruyor.
İki kattan oluşan bu evin ikinci katında çocuk odası, banyo ve yatak odası mevcut. Buranın ön plana çıkan en büyük özelliği fotoğraf çekmek ancak eşyalar yukarıda olduğu için panaromik fotoğraf çekmeniz gerekiyor yoksa kareye hem kişiler, hem eşyalar aynı anda sığmıyor. Çektiğiniz fotoğrafları ters çevirmeyi ihmal etmeyin!
Burası Neresi? Las Vegas‘nın Bellagio’su varsa Ankara’nın da Gençlik Parkı var. Parka girmenizin ardından ortaya doğru ilerlediğinizde özellikle akşam saatlerinde ise su gösterileri ile karşılaşacaksınız. Çok fazla kimse oturmasa da oturmanız için sandalyeler yer alıyor. Bahsettiğim gibi Las Vegas ile hemen hemen aynı konsepti içeriyor. Ankara’daki simgesel yerlerden biri olan Gençlik Parkı’nın inşası için İncesu bataklığı kurutulmuştur. Sonrasında Fransız Mimar Theo Leveau’nun tasarladığı parkın yapımına başlanmıştır. 1943 senesinde tamamlanan park halkın hizmetine açılmıştır.
11 sene önce parkın Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından onarılmasıyla önemli bir gelişme kaydetmiştir. Toplamda altı farklı kapıdan giriş yapılıyor olup Ulus, Gar, Metro, Gemlik, Lunapark ve 19 Mayıs isimleri verilmiştir. Kentteki en büyük ve popüler olan parka yıl içerisinde binlerce kişi uğruyor. Ön plana çıkan arazisi ile üç bine yakın sayıdaki ağaç sayısı ile şehirdeki en yeşil noktalardan biridir. Genç ve çocukların doyasıya eğlendiği bu park içerisinde Ankara Büyükşehir Belediyesi tiyatrosu, kültür merkezi, gençlik merkezi, kapalı otoparklar, kafe ve restaurantlar da mevcuttur.
Eğlence için gelen çocuklar için düzenlenen Gençlik Merkezi oldukça gelişmiş durumdadır. Burada; keman, gitar bağlama, yabancı dil, masa tenisi, bilardo ve farklı sporlar için kurslar ve etkinlikler de sunulmaktadır. Aynı zamanda Kültür Merkezi’nde faaliyet göstermekte olan Başkent Tiyatro Binası’nda öğrencilerin yetiştirilmesi için tiyatroya yeni ve genç yetenekler kazandırılmaktadır. Parkta bulunan yürüyüş yolları, eğitim alanları, bisiklet parkurları ve farklı aktivite alanları ile keyifli zaman geçirmek için Gençlik Parkı en doğru bir tercih olacaktır. Her mevsim fotoğraf kareleri çekebileceğiniz bir yer.
Gençlik Parkına Nasıl Gidilir? Kentin merkezinde yer alan parka ulaşmak için Kızılay Sıhhiye metrosuna bindikten sonra Ulus istasyonunda inmek gerekiyor. Metro ya da otobüs ile Gençlik Parkı ve çevresine ulaşmak oldukça kolaydır.
Burası Neresi? Çuf Çuf Treni Oyun ve Oyuncak Müzesi adını tren vagonu şeklinde olmasından almaktadır. Yaklaşık olarak 3 bin oyuncağın sergilendiği müzede Belediye Başkanı Hazım Caner Can’ın çocukluğunda sahip olduğu oyuncaklardan oluşmaktadır. Çamlıdere’ye gittiğinizde yapılması gereken şeylerden biri olup çocuklar için oldukça uygundur. Yalnızca çocukları değil büyükler içinde eğlenceli olacağını düşünüyorum. Kapıdan girdiğinizde Çamlıdere evleri ve sokakta oynayan çocukların maketlerini göreceksiniz. Sonrasında el yapımı ahşap oyuncakların yanı sıra tel ve demirden yapılmış olan oyuncak çeşitleri de mevcut. Gemiler, arabalar ve çok daha fazlası… Ülkemizdeki en kapsamlı oyuncak müzesi olan Çuf Çuf Müzesi’ni yapılacaklar listesine eklemelisiniz. Üstelik çocuklar için para ödemenize gerek kalmıyor.
Burası Neresi? Ankara’nın Dikmen Vadisi’nde bulunan pembeli beyazlı çiçeklerle ile süslü yol oldukça popüler olup ağaçların ihtişamlı havasının altında yürüyüş yapmak ve fotoğraf çekmenin keyfini Japon Yolu’da tadabilirsiniz. Japon geleneklerindeki yeniden doğuşun ilkbaharın gelişinin müjdecisi olarak görülen Sakura ağaçlarının diğer adıyla Japon Kirazı çiçek açmasıyla ihtişamlı bir güzelliğe bürünen Dikmen Vadisi’ne mutlaka gelmeli ve bu güzelliğe tanıklık etmelisiniz.
Burası Neresi? Beytepe Kampüsü içerisinde yer alan Yeşil Vadi, saklı bir yer aslında. Kampüste olması dolayısıyla herkesin rahatlıkla girip göremediği oldukça hoş bir bölge. Fotoğraf çekimleri için oldukça uygun bir nokta olan vadide oldukça güzel kareler yakalayacaksınız.
Burası Neresi? Ankara’daki Altındağ ilçesinde yer alan Altınköy Açık Hava Müzesi, 30’ler, 40’lar ve 50’lerde bir Anadolu Köyü nasıl olursa olsun günümüze taşımak amacıyla yapılmıştır. Bu tarz tematik yerler dikkatiniz çekiyorsa buraya gelerek bolca fotoğraflar çekmenizi öneririm. Eski köy evleri, değirmenler, asma köprüler, camiler, bakkallar bu yerler arasında.
Burası Neresi? Pek çok kişiye göre Ankara’da fotoğraf çekilebilecek en iyi yerlerden biri de Hamamönü. 19. yüzyılda inşa edilen ve dönemin mimari özelliklerini yansıtan ev ve sokaklarında birbirinden güzel kareler yakalayacaksınız. Ayrıca evlerin yanı sıra konakların ve meydanların da fotoğrafını çekmeden dönmeyin!
Burası Neresi? Yaz boyu haftanın iki günü salı ve cumartesi günleri sizleri açık hava sinema olan CerModern, yaz dönemlerinde huzurlu bir atmosfere bürünüyor olup film günleri ile ziyaretçilerine bir etkinlikler dizisi sunmakta.
Burası Neresi? 425 hektarlık bir alanı kaplayan Nallıhan Kuş Cenneti’nde gözlemlenen kuş sayısı toplamda 191 adettir. Bunlar arasında; leylek, yeşilbaş, angut, elmabaş, patka, sakarmeke, karabatak, karabaş martı, turna, keklik, çulluk, bıldırcın, sutavuğu, kaz, şahin, doğan, kartal, Mısır akbabası, kaşıkçı, atmaca, balıkçıl kuş türleri bulunuyor. Özellik olarak leylekler en fazla göze çarpmaktadır. Aynı zamanda kuş cenneti, kuşların göç yolu üzerinde konumlanıyor oluşu ile ilkbahar ve sonbahar aylarında göç etmekte olan kuşlara ev sahipliği yapmaktadır. Bölgedeki sulak alan ise kuş gruplarını bu bölgeye çektiği kadar kışında yüzlerce su kuşunun da barınmasına olanak sağlamaktadır. 1994 senesinde Milli Parklar, Av ve Hayvan Hayatı Genel Müdürlüğü tarafından koruma altına almıştır.
Neden Gitmeliyim? Kuş cenneti içerisinde bir tane merkez ve 3-4 adet ise yeri noktası bulunmaktadır. Merkez binaya geldiğinizde burada sizi ilgili yetkililer karşılıyor ve burası hakkında detaylı bilgiler veriyorlar. Ardından gözlem noktalarına giderek kuşları gözlemleyebilirsiniz. 2016 senesinden itibaren girişlerden herhangi bir ücret alınmıyor. Aynı zamanda bölgede her sene düzenli olarak Nallıhan foto safari etkinliği gerçekleştirilmektedir.
Nallıhan Kuş Cenneti Nerede ve Nasıl Gidilir? Ankara şehir merkezine yaklaşık olarak 130 kilometre mesafede yer alıyor. Eski İstanbul yolu güzergahından ulaşım sağlamak mümkün. Ankara-Ayaş-Beypazarı-Çayırhan rotasından devam ederek Nallıhan Kuş Cenneti’ne ulaşıyorsunuz. Eğer özel araç kullanarak ulaşım sağlamayacaksanız Ankara-Nallıhan dolmuşları ile de gelebilirsiniz.
Burası Neresi? Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde bulunan Soğuksu Milli Parkı, şehir merkezine yakın olması sebebiyle trekking, piknik, doğa fotoğrafçılığı ve kampçılık gibi etkinlikler için tercih edilen yerlerin başında geliyor. 1959 senesinde Milli Park statüsünü almış olup Ankara’ya 80 kilometre uzaklıktadır. Alan volkanik bir sahada bulunması nedeniyle içerisinde pek çok sayıda sıcak ve soğuk kaynakları bulunmaktadır. Bu durum Kızılcahamam’da termal turizmin gelişmiş olmasına imkan sağlamıştır.
Soğuksu Milli Parkı içerisinde yoğun olarak sarıçam olmak üzere, karaçam, köknar meşe ağaçları yer alıyor. Burada yaşayan hayvanlar boz ayı, altın çakal ve çakaldır. Tüm bunların yanında çok fazla kuş türüne de ev sahipliği yapıyor. 35’i aşan kuş türü ile nesli tükenmekte olan kara akbaba da bu parkın sakinleri arasındadır. Buraya bağlı olarak kurulmuş olan üretme çiftliğinde ise kınalı keklik, çim keklik, şahin, sülün, bıldırcın ve güvercin bulunmaktadır.
Soğuksu Milli Parkında Neler Yapılır? Önlenemez yükselişi ile ortalama 500 bin ziyaretçiye kapılarını açan milli parkta pek çok etkinlik yapabilirsiniz. Alanda mevcut olan piknik masaları, piknik ocakları, çeşme ve tuvaletler piknikçilerin kullanımı için yer alıyor. Aynı zamanda burada ziyaretçiler için bir tanıtım merkezi, büfe ve restoranlar var. Bu bina 2015 senesinde misafirlerini ağırlamaya başlamış olup tüm bilgilendirmeleri yapmak gayesiyle çalışmaktadır.
450 metrekarelik bu yapının içerisinde; müze, toplantı salonları ve idari bina bulunmaktadır. Ziyaretçi merkezinin müze kısmından ülkemizde ilk defa uygulanan lale, fosilağaç ve milli park temalı 3 boyutlu canlandırma alanları mevcut. Burada sergilenmekte olan görseller ile birlikte Ankara ve çevresindeki flora ve faunanın tanıtımı ile biyolojik zenginlik anlatılmaktadır.
Soğuksu Milli Parkı Müzesi; Atatürk’ün 1934 senesinde Kızılcahamam’ı ziyaret etmesi sebebiyle parkın bir bölümüAtatürk Çamı mevkiisi olarak adlandırılmıştır. Atatürk tüm gününü burada geçirerek dinlendiği Kızılcahamam için “Bu yurt köşesinde mutlusunuz, Kızılcahamamlılar” sözü tahtaya kazınmıştır. Her sene burada Kızılcahamam Belediyesi ve Kızılcahamam Kaymakamlığı tarafından organize edilen ”Atatürk Günü” düzenlenmektedir.
Nesli tükenmekte olan kara akbaba türü, bu parkın içerisinde yer alıyor. Bu nedenle park içerisinde Kara Akbaba Gözetleme ve Besleme İstasyonu bulunuyor. Eğer şansınız yaver giderse kara akbabayı görebilir ve fotoğraflayabilirsiniz. Fosil ağaç bölgesi en dikkat çeken yerlerden biridir. Yerli bitki örtüsünün tarihi anıtı olan fosil ağacı barındırmaktadır.
Her sene nisan ayında açan ve bir ay boyunca doğada bulunan Dağ Lalesi parkta görmeniz gereken bir diğer güzellik. Kızılcahamam adıyla da bilinen bu lale türü ender bir bitki olup ilkbahar ve yaz aylarında güzelliğine güzellik katıyor. Milli park içinde gölün etrafında çiçeklenen bitkiler Türkiye’nin Endemik Bitki Türleri Listesi’nde yer almaktadır.
Kızılcahamam Soğuksu Milli Parkı Konaklama; Burada konaklamak için oldukça fazla seçenek bulunuyor. Park ile iç içe olan ilçe merkezdeki otel ve pansiyonları tercih edebilirsiniz. Milli parkın içerisinde 4 yıldızlı 300 yatak kapasitesi bulunan Patalya Oteli, 600 yatak kapasiteli Çam Oteli ve Doğa Koruma ve Milli Park Mühendisliğine ait 1 Adet bungalow mevcuttur. Aynı zamanda burada kampta kurabilirsiniz. Ancak Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan izin almak gerekebilmektedir.
Kızılcahamam Soğuksu Milli Parkı Trekking; Kentte yürüyüş yapmak için oldukça uygun noktalar arasında yer alan Soğuksu Milli Parkı’nda 16 kilometrelik bir parkur genellikle Ankara trekking grupları tarafından tercih edilmektedir. Burada hem yaz hem de kış dönemlerinde doğa yürüyüşleri gerçekleştirilmektedir.
Kızılcahamam Soğuksu Milli Parkına Nasıl Gidilir? Şehre 80 kilometre mesafede yer alan parka kendi aracınızla gitmek için Fatih Sultan Mehmet Bulvarı üzerinden Ankara-Bolu yolunu takip ederek Kızılcahamam ilçesine ulaşmanız gerekiyor. Ez da ğer toplu taşıma aracı kullanıcaksanız Kızılcahamam’a gitmek için 527 numaralı Kızılcahamam-Ulus EGO otobüsünü kullanabilirsiniz.
Burası Neresi? Kamp yapmayı seviyorsanız çadırınızı yanınızda getirin ve buranın keyfini çıkartın. Şelaleden akan suyun oluşturduğu havuzda yüzerek sıcak havanın hararetini atabilirsiniz. Ayrıca piknik yapıp doğa içinde keyifli bir gün geçirebilirsiniz. Suyun akış yönünü takip ederek büyük mağarayı gezebilirsiniz. Burada ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz herhangi bir yer yok. Ne çeşme ne de tuvaletler. Çevrede evcil hayvanı görmeniz mümkün değil, yabani hayvanlara karşı dikkatli olmanızda fayda var. Çevrede market ve herhangi bir işletme olmadığı için yiyecek içecek tüm ihtiyaçlarınızı yanınıza almanızı öneririm.
Horla Şelalesi’ne Nasıl Ulaşırım? Horla Şelalesi Sincan’a 30 kilometre mesafede yer alıyor olup Ayaş yolundan ilerlerken Başbereket Köyü tabelasından sağa dönüyorsunuz. Köyün içerisinden geçerek Çanıllı Barajı’na gelmeden tekrar sağa sapıyorsunuz ve karşınıza çıkan düzlük alana arabanızı bırakarak aşağı doğru ilerleyerek ulaşım sağlayabilirsiniz.
Burası Neresi? 1976 ile 1985 seneleri arasında yapılmış olan Çamlıdere Barajı, kent için su temin edebileceğiniz en büyük hacme sahip olup İvedik Arıtma Tesislerine 59,6 kilometre uzaklıktadır. Çamlıdere Barajı Acun, Çay, Eşik, Ilıca, Akpınar, Çayır, Değirmenözü ve Avluçayır derelerinden beslemektedir. Ankara ile Çamlıdere arasında 100 kilometre mesafe olup barajda sazan ve kefal balıklarını avlayabilirsiniz. Hatta öyle ki 8-10 kiloya kadar balık ile eve dönebilirsiniz. Tabi yinede eliniz boş dönme ihtimali de var. Kaliteli havası ve huzur dolu atmosferi ile hoş bir gün geçirmeniz kaçınılmaz.
Burası Neresi? Şehir merkezinde piknik ve yürüyüş için gidilebilecek adreslerin başında yer alan Göksu Parkı, inanın keşfe değer bir rota. Ermayan’da konumlanan parkın içerisinde; çardaklar, barbekü alanları, futbol sahası, yürüyüş alanı, kafe ve restoranlar bulunuyor. Sosyal bir alan olup kaliteli oksijeni ile geldiğinize geleceğine mutlu edecek bir yer. Alanın yapımı için Susuz Göleti’nin yeniden düzenlenmesi ve temizlenmesi beklenmiş ve takdir edersiniz ki sonuç harika. 🙂
Burası Neresi? Çubuk ve Kızılcahamam ilçeleri arasındaki Yıldırım Dağı yamaçlarında konumlanan Karagöl’ün çevresi ormanlar ile kaplı halde olup oldukça derin bir krater gölüdür. Gölü etrafı spor yapmaya elverişli olup görülmeye değer pek çok yaylalar ve doğal alanlar mevcuttur. Burada çadırda kurabilirsiniz üstelik. İşletme alanında günlük ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz tüm olanaklar mevcuttur. Hazır buraya gelmişken yakınındaki Yıldırım Evci Yaylası’nı ve buradaki gölü, Kışlacık Yaylası, Ayı Kayası, Aydost Dağı gibi doğal alanları da görebilirsiniz. Gölün etrafına 200 adet piknik masası konulmuş. Göle hem yakın hemde manzarası keyif verici.
Burada yöreye has lezzetlerin sunulduğu bir de lokanta yer alıyor. Fırında patates, bal, tereyağı, yöresel turşu gibi ürünlerin yanı sıra, canlı alabalık, ızgara çeşitleri de bulunmaktadır. Burada sürekli olarak esen bir rüzgar havası hakim. Oldukça sert esen bu rüzgara karşı dikkatli olmanızda fayda var. Öyle ki buraya gelen insanlar mazgal ve semaverlerini bu rüzgardan korumak için çeşitli yöntemler geliştirmişler. Tedbirli olmanızda fayda var. Gölge olta balıkçılığı yapabilirsiniz. Eğer şansınız varsa sazan balığı tutabilirsiniz.
Burası Neresi? İçmeleri ve doğal su kaynakları ile meşhur olan Ayaş, Ankara’nın 62 kilometre kadar batısında konumlanıyor. Halk tarım ve turizm sektörü ile geçim kaynağı sağlıyor olup Ankara şehir merkezinden Ayaş’a ortalama 50 dakikada ulaşılmaktadır. Sağlık turizmi yönünden popüler olan ilçede büyük yatırımlar yapılarak konaklama tesisleri yapılmaktadır. Peki Ayaş’ta ne yapılır diyorsanız; zamanla çok daha gelişen ilçe gezilecek tarihi yerlerde mevcut. Buna camilerden başlayabilirsiniz. Farklı şekillerdeki cami minareleri ve yapıları sizlere geçmiş dönem hakkında bilgiler veriyor adeta. en eski tarihi yeri Ayaş Ulu Cami’nin yapımı 15. yüzyıla dayandığı varsayılmaktadır. Bir diğer önemli cami ise farklı ahşap mimarisi ile Killik Cami’dir.
Neden Gitmeliyim? Belirli tarihlerde ilçede Ayaş’ın yöresel ürünlerinin yer aldığı pazarı ziyaret ederek, yöresel yemeklerin tadına varabilir, kıyafet ve süslemelerden kendinize ve sevdiklerinize hatıra alabilirsiniz. Kaplıcaların bulunduğu bir diğer yer ise Başkent Üniversitesi Fizik Tedavi hizmeti için kullanılmaktadır. Herhangi bir sağlık probleminiz varsa burayı ziyaret etmenizde fayda olduğunu düşünüyoruz. İlçede yılda bir kez düzenlenen dut ve kiraz festivallerine katılabilirsiniz.
Burası Neresi? Ankara Mamak’ta yer alan Mavi Göl yerel halkın severek tercih ettiği doğal alanlardan biridir. Şehir merkezine yakın konumu ile huzuru yakalamak için tercih edebileceğiniz yerler arasında bulunan park, şehirdeki en doğal göl yapısına sahiptir. 2 bin 120 dönümlük bir alanı kaplayan Mavi Göl, yeşil ve mavinin muhteşem uyumu eşliğinde dingin bir gün sizleri bekliyor olacak. Park ismini aldığı Mavi Göl, toplamda 600 dönümlük bir büyüklüğe sahiptir. İçerisinde piknik alanı, kapalı çardaklar, su bisikleti aktivitesi ile bir haftasonu gezisi için ideal noktalardan. Bunun yanı sıra voleybol, basketbol ve futbol sahaları, spor aletleri, 15 adet çocuk oyun alanı ve koşu yolu mevcuttur.
Burası Neresi? Ankara sınırları içerisindeki Elmadağ Kayak Merkezi, kış aylarında sürekli olarak kar yağışı alıyor olup kar kalınlığının boyutu ise 60 cm’ye kadar ulaşmaktadır. Elmadağ Kayak Merkezi denizden 1850 metre kadar yükseklikte konumlanıyor. Türkiye’nin kış turizmi yönünden önemli bir yeri olan bu merkez hem yabancı hem de yerli ziyaretçiler tarafından yoğun olarak ilgi görüyor. Kış turizmi açısından en fazla misafir çeken alanlar arasında yerini alıyor.
Neden Gitmeliyim? Karasal iklimin kendini gösterdiği Ankara şehri, Elmadağ Kayak Merkezi Ankara ODTÜ, Hacettepe Üniversiteleri ve Gençlik ve Spor Müdürlüğüne ait üyeler tarafından kullanılmak ile birlikte sporculara açıktır. Tesis içerisinde Hava Kuvvetlerine ait bir adet teleski tesisi ile kafeterya ve kar üstü aracı mevcuttur.Yakın bir dönemde tesis içerisinde yapay bir kar makinesi kurulmuştur.
Eğer burayı doğa yürüyüşleri için tercih etmek isterseniz ilkbahar ve yaz aylarında gelmeniz gerekiyor. Tesislerin içerisindeki kompleksler bu aylarda da hizmete açıktır. Kayak sporu için tercih edecekseniz de ocak ve mart ayları uygundur. Kuzey yamaç bölgesinde 1500 ile 1850 metre yükseklikleri arasında kayak pistleri mevcut. Pistlerin alpin çayırları ile kaplı olduğu görülüyor. Aynı zamanda pistlerin bir tanesi askeri pist olarak kullanılırken diğer geri kalanlar ise herkesin ziyaretine açıktır. Ağaç bulunmuyor oluşu tercih etme potansiyeli yükseltirken zorluk açısından ise pistler orta ve kolay zorluk derecelerinde yer almaktadır.
Elmadağ kayak Merkezi’nde Konaklama; Burada konaklama ihtiyaçlarını Ankara ODTÜ, Hacettepe Üniversiteleri ve Gençlik ve Spor Müdürlüğüne ait olan kayak evinde karşılanmaktadır. Turizm Bakanlığı’na ait olan Turban Otel ve özel şirketlere ait iki adette restoran mevcut.
Burası Neresi? Buz patenine olan ilgi her geçen gün biraz daha artıyor diyebiliriz. Özellikle de gençler tarafından ilgi gören bu spor dalı için Belpa’da bulunan 1150 seyirci kapasitesine sahip pist bulunuyor. Profesyonel veya değil farketmeksizin buraya gelerek dilediğiniz gibi paten kayabilirsiniz. 7. Cadde’ye girmeden Akdeniz Caddesi’ne doğru uzanan yol üzerinde bir dakikalık bit yürüyüş yaptıktan sonra yolun sağ tarafından kalıyor. Ülkemizde 1991 senesinde kurulan Türkiye Buz Sporları Federasyonu’nun ardından Türkiye’nin ilk ve tek olimpik buz pateni pisti olan ve kısaca Belpa olarak adlandırılan buz sarayı 1989 yılında açılmıştır. Bu zaman kadar pek çok profesyonel ve buz pateni tutkunlarına kapılarını çok kez açmıştır.
Hafta içi kişi başı 13 TL hafta sonu ise 20 TL olarak ücretlendirilen saraya geldiğinizde paten kiralayarak keyfini çıkartabilirsiniz. Halka açık olduğu zamanlar 13:00-16:00 arası olup her seans saat başı başlayarak toplamda 40 dakika sürmektedir. Eğer kaymayı bilmiyorsanız sizlere yardımcı olacak eğitmenleri pistte her zaman bulabilirsiniz. Eğer isterseniz de temel bir eğitim almak için grup derslerine katılım gösterebilirsiniz. Belpa’nın kapıları Genç Ankaralılar Spor Kulübü ve diğer takım veya sporcuların çalışma saatleri dışında her zaman için herkese açıktır. Kentte kış aylarını değerlendirmek için oldukça güzel bir aktivite. Yapılacaklar listene eklemeyi ihmal etme!
Burası Neresi? Kış etkinliklerinin vazgeçilmez bileşenleri; sıcak şarap, loş bir ortam ve güzel bir sohbet elbette. Bunu gerçekleştirmek için tercih edebileceğiniz mekanlar arasında Sardunya, Botanica, Don Kişot, Ekşi Maya, Aylak Madam ve Cafe des Cafe gibi güzel mekanlar yer alıyor.
Burası Neresi? Şimdiki haliyle birkaç tadilat geçirmiş olan işletme, 1985 senesinde iç ve dış düzenlemeler ile daha kullanışlı bir hale dönüştürülmüştür. Yapılan bu değişiklikler ile birlikte kurnalı yıkanma yerleri havuzun olduğu bölümden ayrılarak göbek taşı da ilave edilip başka bir bölümde yeniden hizmete girmiştir. Aynı zamanda hali hazırda olan kabinlerin ve aileye tahsis edilmiş küvetli özel kabinler artırılmıştır. Üzerine kat çıkılmış olan kaplıca binasına Fizik Tedavi bölümü ve idare büroları eklenmiştir. Kadın ve erkek bölümleri simetrik olacak şekilde inşa edilmiş olup birbirinin benzeyen bu kaplıcaya ortalama olarak, günlük kış dönemleri 250, yaz dönemleri ise 5 bin kişi girmektedir. Belediyenin işlettiği Kızılcahamam Büyük Kaplıca’nın su kapasitesi daha önce 3 Lt/Sn ve kendi tabii kaynağını kullanmaktayken 1984 yılında M.T.A. tarafından açılan kuyudan çıkarılan su verilmeye başlanmış.
Burası Neresi? Su kaynaklarından kaplıca ve içme olarak yararlanılıyor olup suyun sıcaklığı 31-52°C, kaynak akım değeri ise 6 lt/sn’dir. Banyo kapasitesi 2468 kişidir. Su klorürlü, sulfatlı, sodyumlu, kalsiyumlu, karbondioksitli bir bileşime sahiptir. Bu termal su ile banyo tedavisinin yanısıra çamur tedavisi de yapılabilmektedir. İçme kürlerine de elverişli olan bu suyun yararları; romatizma, deri hastalıkları, kadın hastalıkları, sinir ve sindirim sistemi hastalıkları, böbrek ve idrar yolları ve metabolizma bozukluklarının tedavisinde olumlu olduğu görülmektedir. Aynı zamanda içme olarak karaciğer, safrakesesi ve pankreas üzerinde etkilidir.
4Konum: Dibecik Mahallesi, Ankara-beypazarı Devlet Karayolu 85. Km., 06730 Beypazarı/Ankara
Burası Neresi? Ankara merkeze 73 kilometre mesafede yer alan Haymana ilçesindeki aynı ismi taşıyan Haymana Kaplıcası’nın su sıcaklığı 44.5 °C’dir. Su; bikarbonat, kalsiyum, sodyum, magnezyum ve karbondioksit bileşimlerinden oluşmaktadır. Kaplıca suları mide, karaciğer, pankreas, damar sertliği, akciğer rahatsızlıklarına iyi gelmektedir. Bikarbonat bakımından zengin, 44 C sıcaklığında bir su olup içerisinde bulunan radyoaktif zenginlik nedeniyle özellikle eklem ve kas hastalıklarında, sinir sisteminde, kalp – dolanım sistemi hastalıklarında, kadın hastalıkları içinde yararlı.
Burası Neresi? Belki aniden gelen bir acıkma hissi, belki kafa dağıtmak için bir arayış veya gece eğlencesi sonra ayılmak için sebebiniz her ne olursa olsun buraya gelmeniz için inanın bana bahaneniz çok. Ankara dedin mi akıllara ilk gelecek olan yer şüphesiz elbette. Aspava’nın tarihinden bahsetmek gerekirse ilk olarak popüler güreşçi Mahmut Atalay tarafından 1964 senesinde Ulus’da açılmıştır. Zaman içerisinde beğeniler ile bir efsaneye dönüşen restoran müşterilerine sunduğu bolluk ve memnuniyet sayesinde oldukça büyük bir öneme sahip olmuştur.
Neden Gitmeliyim? İçeri girip masaya oturduğunuzda garsonlar direk masayı patates kızartması, bolca salata, çiğ köfte, közde mantar, cacık gibi ikramlar ile masayı donatır olacaktır. Yemeğinizi yedikten sonra üzerine kesinikle çaylarından içmelisiniz aksi takdirde olduka bozuluyorlar. 🙂 Yanına birde irmik helvası ikram ediliyor. Evet geldik en çok tercih edilen yemeğine. SSK harfleri ile kısaltılan soğanlı, soslu, kaşarlı olarak açılımı yapabileceğimiz meşhur lezzetidir. Tabi bunun yanında Adana Kebap, beyti gibi diğer seçenekleri de bulunuyor. Pek çok şubesi bulunsa da en fazla Esat Caddesi’nde “üçlü ASPAVA” olarak bilinen restoranlardır.
Burası Neresi? Kokoreç, midye ve midye tava denilince yanına da iki bira ekledin mi Kıtır tek adres haline gelir. Gerek konumu gerekse lezzetli tatlarıyla kendinden söz ettirmeyi başaran bu mekan buradan denemeniz gereken eşsiz yerlerden biri. Tunalı Hilmi Caddesi üzerinde konumlanan bu mekanda sevdikleriniz ile birlikte keyifli vakit geçirerek hoş bir sohbet eşliğinde leziz atıştırmalıklardan tadabilirsiniz. Mekanın iç mimarisi sizi oldukça etkileyecek. Masalar rahat, ışıklar loş ve dinlendiricidir.
Burada self-servis sistemi işliyor. Menüden kokoreç, kumpir vs. alabilirsiniz. Eğer akşam vakti gelirseniz yer bulmanız oldukça düşük bir ihtimal. Ancak ayakta da oldukça güzel vakit geçirebilirsiniz. Fiyatlar konusunda ipucu vermek gerekirse; bir karışık kumpir, yarım kokoreç, 15 midye ve üç kişilik 50’lik bira için kişi başı ödeyeceğiniz ücret 30 – 40 TL arasında olabilir.
Burası Neresi? Şehrin tavası dendiğinde akıllara ilk olarak Meşhur Tavacı Recep Usta geliyor. Recep Usta’nın adeta mottosu haline gelen şu sözler: “Farklı bir tat, güzel bir yemek, iyi bir hizmet sunmuşsam dünyanın en mutlu insanı benim.”diyerek gittiğinize pişman olmayacağınızın garantisini verir nitelikte. Hoş dizayn edilmiş bir mekanda lezzetli sunumlar denemek yapılacak en iyi şeyler arasında yer alıyor.
Burası Neresi? Kokorecin temiz ve lezzetli oluşu hepimiz için önemli bir husustur elbette ki. Ankara’da kokoreçi yiyebileceğiniz en iyi adreslerden biri de Atatürk Orman Çiftliği’dir. Sayısız pek çok küçük kokoreç dükkanından gelen doğrama sesleri adeta sizlere bir müzik gibi gelecek. Bıçaktan çıkan tıkırtılar, sıcak köze damlayan yağın cızırtısı ve aklınızı alacak bir baharat kokusu benzersiz bir deneyim için paha biçilemez. Eğer burada kokoreç yemediyseniz üzgünüm ama henüz en iyisini yemediniz demektir. Tüm hepsinin tadının leziz olması sebebiyle istediğiniz herhangi birini gönül rahatlığı ile tercih edebilirsiniz. 🙂
Burası Neresi? Ankara’daki en eski mekanlardan biri olan Waffle Corner, Türkiye’deki en iyilerinden biri olup Gaziosmanpaşa’da yer alıyor. Yaklaşık 11 senedir hayatına devam eden işletme tatlıseverler için oldukça ideal bir mekan. Küçük bir mekan olan bu şirin tatlı dükkanının bahçesinde oturabilir; waffle dışında sıcak ve soğuk sandwich, aromalı kahveler ve çaylar, frappe ve buzlu çikolatalar satın alabilirsiniz. Ancak isminden de anlaşılacağı üzere waffle ile ön plana çıkıyor ve konuşulmaya değer. Servisi olsun dürüm şeklindeki waffleleri olsun oldukça hoş bir yer. Hamurunuz hazırlana dursun siz dilediğiniz malzemeleri kendiniz seçebiliyorsunuz. Şimdiden afiyet olsun. 🙂
Burası Neresi? Ankara şehrinde ciğer ve şiş seçeneklerinin bol olduğu en leziz restoran Mersinli ciğerci Apo. İsteyebileceğiniz her çeşit şişi mevcut burada. Gelen müşterilerine olan ilgi ve alakaları ile tüm herkesi memnun olarak ayrılıyor. Üstene üstlük hizmetleri de bir o kadar hızlı. Yoğun olmasına rağmen hizmet kalitesi ve lezzetinden asla ödün vermeyen işletme Ankaralılar tarafından oldukça seviliyor.
Burası Neresi? 48 sene önce küçük bir dükkan olan Düveroğlu, günümüzde oldukça geniş bir ziyaretçi kapasitesine sahip olan sıcak bir aile işletmesi. Gaziantep’e has yöresel tatları Ankara halkına en leziz ve doyurucu şekilde sunan bu dükkan, kurulduğu günden bu yana kalitesinden ödün vermeden en uygun fiyatlar ile sunuyor. En sevilen lezzetlerden biri de hakiki Antep lahmacunudur. Aklınızda bulunsun. 🙂
Burası Neresi? Ankara halkı için klasik bir bir mekan haline gelen Hacı Arif Bey, meşhur olan Güniz Sokak’ta konumlanıyor. İşini bilen bu işletme, kebap yemek isteyen misafirler için çok lezzetli alternatifler sunuyor. Yılların verdiği tecrübe ile kaliteli hizmeti benimsemeleri ünlerine ün katmış anlaşılan. Burada en çok Ali Nazik kaburga, saray spesyal ve çiğ köfte tercih ediliyor. Ayrıca özel bir gün kutlaması için rezervasyon yaptırırsanız adınızı susam ile pideye yazıyorlar.
Burası Neresi? Kentin ikonu haline gelen Boğaziçi Lokantası, tam tamına 57 senedir hizmet veriyor olup yarım asırlık bir geçmişe sahiptir. Kurulduğu ilk güne bugüne dek Türk ve Osmanlı mutfağının lezzetleri yemeklerini kalitesi ile birleştirerek hem gönüllerde hem de damaklarda unutulmaz tatlar bırakıyor. Üç kuşak boyunca müşterilerini en iyi şekilde ağırlayan Boğaziçi’nün menüsü, çeşitli sulu yemekleri ile oldukça zengin. Aralarından en çok tercih edileni ise Ankara tava ve kuzu kapamadır.
Burası Neresi? Ankara’nın ünlü yaprak dönerini yemeden dönmenizi düşünemiyorum bile. Bu döner için sıra beklemeye değer! Tatlı ve bir o kadar samimi olan bu esnaf lokantasında yağlı Ankara dönerini yedikten sonra lezzetli mi lezzetli ağızlarınızı tatlandıracak şekerpare yiyebilirsiniz. Buraya erken saatlerde gelseniz iyi olur zira yer bulabileceğinizden şüpheliyim.
Burası Neresi? Başkentte tatlı yiyebileceğiniz en eski yerlerden birisi de Baklavacı Hacıbaba’nın ta kendisidir. 1949 senesinden bu yana baklava sektöründeki en tecrübeli marka olan Hacıbaba’nın baklavaları, yerli halkın vazgeçilmez adresi haline dönüşmüş.
Üstelik artık restoran hizmeti de veriyor. Buraya gelenlerin en çok tercih ettiği tatlı ise kaymaklı baklava.
Burası Neresi? Eğer canınız künefe yemek istiyorsa sizin için önerebileceğim bir adres varsa o da Urfalı Hoca’nın Yeri’dir. Aslında kebapçı olan bu dükkana sadece künefesi için bile gelen çok fazla. Lezzeti ile oldukça geniş kitlelere hitap eden Urfalı Hoca, kentte denemeniz gereken eşsiz lezzetler arasında yer alıyor.
Burası Neresi? Ankara gar binasının karşısında yapılan bir yapıda adrenalin dolu bir etkinlik gerçekleştirmenin tam zamanı. Eğer bu iş tam size göreyse buraya gelin ve gerçekleştirin! Serbest paraşütçülüğü deneyebileceğiniz bu yerde meteorolojik şartlara elverişli olduğunda, 45-90 kg arasında ve 16 yaşından büyük, sağlık yönünden problemi olmayan isteyen her ziyaretçi atlayış yapılabilmektedir.
Burası Neresi? Son dönemlerde adını yamaç paraşütü ile duyurmaya başlayan Ayaş Kumludoruk Tepesi, hem spor hemde adrenalin için tutkulu yamaç paraşütçüleri için son derece popüler bir nokta haline dönüştürülmüştür. Sahip olduğu eşsiz doğa manzarası eşliğinde yaşayacağınız bu adrenalin macerası sayesinde ilçenin turizmi canlandırmaktadır. 2009 senesinden beri Türkiye rekorlarının kırıldığı Ayaş Kumludoruk Tepesi 2020 senesinde Dünya Hava Oyunları’na aday olabilecek kapasitede gösteriliyor.
Neden Gitmeliyim? Uçuşların gerçekleştirebileceği yüksekliğe sahip olması hızla bir marka olmasına neden oluyor. Yamaç paraşütü yapan kişilerin buluşma noktası olan Kumludoruk, pek çok spor kulübü tarafından da eğitim pisti olarak kullanılıyor. Şehre 35 dakikalık bir uzaklıkta yer alan Ayaş Kumludoruk Tepesi, güneşli güzel günlerde bu maceraya atılmak isteyen tüm sporcular, yamaç paraşütü ile uçmak için sezonu beklemeden Kumludoruk Tepesi’ne akın ediyor.
Burası Neresi? Pek çok Ankaralı tarafından bilinmeyen yer olan Kıbrıs Köyü Kanyonu, yeterli bilinirliliğe sahip olmaması sebebiyle çokta tercih edilmiyor. Buraya kendi aracınız ile gelerek eğlenceli zamanlar geçirebilirsiniz. Ayrıca dilerseniz piknik yapabileceğiniz bir alan. Eğer kamp yapmak istiyorsanız bunu da gerçekleştirebilirsiniz. Üstelik ücretsiz! Dağ yürüyüşü gibi farklı sporları da yapabilirsiniz.
Burası Neresi? Ankara’da gidebileceğiniz en iyi kapalı konser alanı olan Jolly Joker’de ülkemizin en iyi seslerin canlı performanslarını dinleyebileceğiniz müthiş bir yer. Sevgililer günü için tercih edebileceğiniz bu mekanda harikulade bir atmosfer eşliğinde güzel bir gün geçireceğinizden kuşkum yok.
Burası Neresi? Ankara’nın önemli simgelerinden biri olan Atakule, 1989 senesinde açılmıştır. 125 metre yüksekliğe sahip olan kulenin içerisinde alışveriş merkezi bulunuyor. Döner restoranı ile meşhur olan Atakule eşliğinde çok rahat bir şekilde Ankara manzarasını gözlemleyebilirsiniz. Harikulade görüntüye sahip olan Atakule Türkiye’nin dünyanın hafızasında yer alan ikonik noktalarından biridir. Açılışını Ankara’nın başkent oluşunun 66. yıl dönemine denk getirilerek 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özel tarafından yapılmıştır. Türkiye’deki ikinci ve Ankara’daki ikinci Alışveriş Merkezi olarak hizmet veren yapısıdır.
Yapının adı ise bir yarışma sonucu konulmuştur. Modern alışveriş merkezinin plan ve proje mimari Ragıp Buluç tarafından hazırlanmıştır. Hem mimari yapısı hem de önemli turizm merkezi olan Atakule, 2011 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan tarafından ışıklandırma açılışı yapılmıştır. 2012 senesinde ise alışveriş merkezi olarak kullanıma kapatılmış olup, yalnızca seyir terası ve mal sahibi olan Vakıflar Bankası’nın şubesi bulunmaktadır. Alışveriş merkezinin yıkılma işlemi tamamlanmış ve teras da günümüzde kapalıdır.
Kuleye çıkarken manzaraya hakim olan iki adet asansör mevcuttur. Bu kısmın altında kafe, bar üzerinde ise döner platformlu restoran katı bulunuyor. Ülkemizin ilk döner platformlu lokantası olma niteliğine sahip olan Atakule, şehrin simgesel özelliği taşımaktadır.
**Sizler için hazırlamış olduğumuz yapılacak listesi burada son buluyor. Yazımızda Ankara’da yapılacak şeyler hakkında elimizden geldiğince bilgi vermeye çalıştık. Sizde deneyim ve önerilerinizi bizimle paylaşırsanız seviniriz. İlginizi çekebileceğini düşündüğümüz diğer yazılar;
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…