Amsterdam Nasıl Hissettir? Seyahatiniz ne kadar uzun olursa olsun doyamayacağınız, özgürlüğün tadını iliklerinize kadar hissedebileceğiniz bir Avrupa şehrindeyiz. Amsterdam o kadar kendine özgü bir şehir ki, gittiğinize yapacağınız şeylerin listesi, aşağıda göreceğiniz üzere uzadıkça uzuyor. Ancak tabi ki denemeden dönmemeniz gereken, şehrin yapısıyla bütünleşmiş bazı öne çıkan sembolik anlar da bulunuyor.
Kesinlikle Deneyin; Amsterdam’a seyahat edenlerin fotoğraflarında eminiz ki en az bir tane bisikletle çekilmiş bir anı görmüşsünüzdür. Ee, şehrin jargonuna ayak uydurmak istiyorsanız, bisiklet kiralayarak köprülerle birbirine bağlanmış kanal sokakları aralarında gezmeniz gerekiyor. Büyük bir kısmı deniz seviyesinin altında olan şehirde, yokuş ve tümseklerle karşılaşmayacağınız için yorulmadan dümdüz bir yolda ilerlemeniz mümkün.
Ücretsiz Bir Aktivite Fikri; Bisiklet seyahatiniz sonrasında Amsterdam dendiğinde akla gelen bir diğer detay olan kanallarda kısa bir tura katılabilirsiniz. Amsterdam metro durağının karşısında 45 dakika aralıklarla düzenlenen bot turlarına katılıp, Amsterdam’ı baştan sona kanallar eşliğinde gezmenin zevki bir başka oluyor. Bu kanalları da seyahate çıkmadan önce dilerseniz, internetten online Canal Cruise Ticket satın alabilirsiniz.Eğer ki ücretsiz bir kanal turuna çıkmak isterseniz, merkez istasyonun hemen arkasından kalkan halk feribotlarıyla ücretsiz bir seyahatin tadını çıkartabilirsiniz. Kaçırırım diye korkmayın, 15 dakikada bir hareket halinde!
Avantajlı İpuçları; Tabi bu gezi sırasında size eşlik eden rehberler sayesinde tarihi binaları ve ilginç noktaların tarihini de keşfedebiliyorsunuz. Sayısız gezilecek noktaya sahip olan şehirde I Amsterdam City Card edinerek, birçok ücretli noktaya ücretsiz veya indirimli girme şansınız olduğunu da unutmamalısınız. Aynı zamanda şehirde toplu taşımalarda size yardımcı olması için 9292ov veya GVB App’i telefonunuza ücretsiz indirmeyi de unutmayın.
Ne Zaman Gitmeliyim? Bu şehri kışın ziyaret etmek kendini seven insanların yapmayacağı bir harekettir. Soğuk havaların yanı sıra esen rüzgarlar ve sürekli çiseleyen yağmur gezinizi bir hüsrana dönüştürebiliyor. Bahçecilik ve parklarıyla ünlü olan şehri, çiçek kokularının sardığı Nisan-Mayıs dönemi ziyaret etmeniz en ideali olacaktır. Yaz aylarını neden önermediğimizi sorarsanız, şehrin aşırı kalabalık olması akla gelen ilk sebep olacaktır. Dilerseniz, kısa kısa bahsetmek yerine Amsterdam’da yapılacak şeylerin tümünü, en ince ayrıntısına kadar birlikte inceleyelim…
Şehri keşfetmek demek her noktada para ödemek anlamına gelmiyor. Popüler bir turizm şehri olan Amsterdam’da ücretsiz yapılacak şeylerin sayısı oldukça fazla. Bakalım, birkaç iyi alternatif bulabilecek miyiz?
Amsterdam’ın şüphesiz ki en meşhur noktalarından biri Vondelpark’tır. Şehir merkezine yakın olmasının yanı sıra tertemiz yeşil alanlar, şehrin gürültüsünden kaçmak isteyenler için yaratılmış gibi… Bahar ve yaz aylarında; tiyatro, açık hava sineması, müzik dinletileri ve sahne performanslarının yapıldığı alan, hava sıcaklıklarının arttığı zamanlarda çok daha renkli bir hale geliyor. Yılda 10 milyon ziyaretçi alan parkın, aynı zamanda iş çıkış saatlerinde ve hafta sonlarında da oldukça kalabalık olduğunu bilmelisiniz.
Bazen sakin bir yürüyüşün bazen bir göl manzarası seyredişin ya da çimlerin üzerinde dinlenmek için tercih edebileceğiniz Vondelpark, Amsterdam’ın simgelerinden biridir. Girişlerin ücretsiz olduğu bu parkı haftanın her günü dilediğiniz saatte keşfedebilirsiniz ancak dikkat etmeniz gereken bir husus var. Bildiğiniz üzere esrarın serbest olduğu bu şehirde, çoğu kişinin Vondelpark’ta otururken ot içildiğini görebilirsiniz. Oldukça kalabalık olan alanda, bir de ot kokusu ve dumanı eklenince bu atmosfer sizi rahatsız edebilir, dikkat edin.
Amsterdam Centraal İstasyonu’ndan ” 2 ” numaralı Nieuw Sloten tramvay hattına binmeniz gerekiyor. Yaklaşık 7 durak sonra Leidseplein durağında inip, 10 dakikalık yürüyüş sonrasında Vondelpark’a ulaşabiliyorsunuz.
Alternatif Rota: Eğer ki istasyonda beklemek istemiyorsanız, Amsterdam Centraal’dan 52 numaralı metro hattını kullanarak Vijzelgracht durağında inmeniz gerekiyor. Bu duraktan Vondelpark’a daha çok yürüme mesafesi bulunduğunu unutmamalısınız.
Amsterdam sokakları bildiğiniz üzere birbirine kanallarla bağlı şekilde bulunuyor. Şehri baştan sona gezebileceğiniz kanal turları genellikle 13-28 € arasında değişirken, ücretsiz tur bulma şansınız da var. Amsterdam merkez istasyonunun hemen arkasından kalkan ücretsiz halk feribotları üçe ayrılmaktadır.
Buiksloterweg: Üç sefer arasında en kısa tura sahip olanı Buiksloterweg seferidir.6 dakikada bir kalkan feribot dümdüz ilerleyerek kısa bir tur geçekleştiriyor.
IJplein: 10 dakikada bir kalkış yapan IJplein, şehir içerisine girerek bazı dükkanları görmenizi sağlıyor. Çok kapsamlı bir tur değildir.
NDSM Werf: Diğer iki tura göre daha uzun ve kapsamlı olan NDSM Werf,30 dakikada bir hareket etmekte. Amsterdam’da ücretiz kanal turları arasında en verimli olanı olduğu için, kaçırsanız bile bir sonraki kalkış saatini beklemenizi öneriyoruz.
Amsterdam’dan bir saatlik uzaklıkta olan Bossen En Vennen, şehrin kalabalığından uzaklaşıp doğaya kaçmak isteyenler için yaratılmış bir cennet. Fotoğrafta da görebileceğiniz gibi ağaçlık alanların yanı sıra birden fazla gölün de bulunduğu alanda balıkçılık ve kamp kurmak yasak ancak yürüyüşler için birebir. Eskiden bir bataklık bölgesi olan Bossen en Venne el birliğiyle kurtarılmış olup, günümüzde oldukça güzel kuşlara ev sahipliği yapan bir habitata dönüşmüştür. Amsterdam’da bedava yapılacak bir aktivitenin yanı sıra bolca fotoğraf çekebileceğiniz muhteşem bir alan.
Eğer ki şahsi araçla ulaşım sağlamıyorsanız, Amsterdam Centraal İstasyonu’ndan tramvayla Hertogenbosch’a ulaşıp, sonrasında 239 numaralı otubüslerle Oisterwijkse’e gitmeniz yeterli olacaktır.
Amsterdam’dan harika bir hatıra istiyorsanız, şehrin sembolik noktalarından biri haline gelen harflerle fotoğraf çekilmelisiniz. Rijksmuseum’un önünde bulunan harflere yoğun ilgi olduğu için biraz kalabalık olacaktır ancak beklemeye değer. 🙂 Tamamen ücretsiz olan bu fotoğraf çekimi için Rijksmuseum’a ulaşmanız yeterli.
Çok sayıda ziyaretçi alan turistik bir noktada bulunan harflere ulaşım birçok farklı hatla sağlanabiliyor.Otobüs,metro ve tramvayla ulaşım sağlanan harflere, Amsterdam Centraal Station’dan hangi hatlarla gidebileceğimize bakalım.Aşağıda kısa notlar halinde belirttiğimiz rotayı GVB uygulamasını kullanarak daha rahat bulabilirsiniz.
Şehre giden herkesin bisikletlerin bağlı olduğu, arkada kanal manzarasına karşı bir köprü fotoğrafı olduğunu görmüşsünüzdür. Sembolik hale gelen bir diğer fotoğraf noktası için size iki iyi tavsiyemiz olacak. Aslında şehirde fotoğraf çekileceğiniz 15 adet kanal köprüsü var ancak hepsinin manzarası aynı olmuyor tabi ki…
En iyi görüntüleri yakalamak istiyorsanız Reguliersgracht ve Herengracht kanallarına yapılmış olan köprüleri tercih etmelisiniz. Kanalda muhteşemdir manzara bulunmasının yanı sıra bu köprüler ışıklandırmalarıyla da hoş instagram fotoğraflarına davetiye çıkartıyor.Aynı zamanda Amsterdam’ın tarihi yerleri arasında görülen bu köprüleri de yakından keşfetmiş olacaksınız. 🙂
Birçok ülkede aşkın bir izi olarak bazen ağaçlara bazen de köprülere kilit bağlama geleneği olduğunu duymuşsunuzdur… Fransa, Avusturalya gibi ülkelerde popüler örnekleri olan ” Love Lock” yani aşk kilitleri Amsterdam’da iki köprüde uygulanmaktadır. Kilitlerin üzerine isminizi kazıyarak şehirde kendinize ait bir anı bırakmak isterseniz aşağıda köprüleri ziyaret etmelisiniz.
Amsterdam’ın ünlü meydanı Dam Square’nın bitişinden başlayan cadde, alışveriş dendiğinde ilk ziyaret edilmesi gereken noktalardan biri. Bu cadde trafiğe kapalı olduğu için kafanız mağazalara dönük bir şekilde rahatlıkla yürüyebilirsiniz. Niyetiniz alışveriş yapmak olmasa da Amsterdam’da markaların ürün çeşitliliğini keşfetmek için iyi bir alternatif olabilir.
Ancak bilmeniz gereken bir detaysa burada küçük butik mağazalar, yani hediyelik eşya satan mini tezgahlar yoktur. Eğer ki böyle bir alışveriş için Kalverstraat’ı tercih ediyorsanız aradığınızı bulamayacaksınız. Sokakta çok fazla spor ürün satan mağaza bulunmakla beraber; Esprit, H&M, Mexx ve Zara gibi zincirleri olan mağazalar da bu sokaktadır. Sokakta çok fazla lüks markaya denk gelmeseniz de yeterince tatmin edici markalar bulabilirsiniz. Amsterdam’ın alışveriş caddelerinde bulunan mağazaların 18:00’da kapandığını da unutmamalısınız.
Madem Amsterdam’da bedava yapılacak şeyler arıyoruz, geziyorken şehrin en pahalı markalarının olduğu caddede neden gezmeyelim ki? 🙂 Bahar ve yaz aylarında dolup taşan Vondelpark’ın tam karşısında bulunan Hooftstaat’ta; Chanel, Calvin Klein, Michale Kors, Royal Coster Diamonds, Burberry, Louis Vuitton, Fendi, Mossimo Dutti gibi daha üst sınıfa hitap eden lüks mağazalar yer almaktadır. Bu cadde, Amsterdam’da lüks alışverişin ilk durağı oluyor.
Sonuçta caddede gezmek için alışveriş yapmanıza gerek yok. 🙂 Ayrıca burada modayı keşfettikten sonra oldukça yakında olan Moco Müzesi, Rijksmuseum, Nemo Müzesi, Stedelijk Müzesi ve Van Gogh Müzesi gibi Amsterdam’da sanatın kalbinin attığı yerlerini de gezebilirsiniz.
Hollanda’nın en eski milli parkı Veluwezoom Park,yerli fuanaya ev sahipliği yapa oldukça özel bir alandır. Bölgede yaşayan kızıl geyik, porsuk ve domuz gibi canlıların doğal ortamlarında gözlemlenebildiği parkta aynı zamanda en sevilen noktalarından biri de lavanta bahçeleridir.
Lavantaların çiçeklendiği dönemde mora bürünen bahçelerinde muhteşem fotoğraflar çekilebileceğiniz gibi çiçeklerin rengi, gün batımının kızıllığıyla birleştiğinde ziyaretçileri büyülüyor.bu muhteşem ana şahit olmak istiyorsanız Weluwezoom Park’ı Haziran-Ağustos ayları arasında ziyaret etmelisiniz.
Doğal yürüyüş alanının bir diğer artı noktasıyla Amsterdam’dan sadece 30 dakika uzaklıkta bulunmasıdır. Amsterdam Sloterdijk istasyonundan tramvaya binip, dört durak sonra Overveen’de iniyorsunuz. Buradan 1 kilometre yani yaklaşık 15 dakika yürüyerek parka ulaşmanız mümkün. Amsterdam’a ücretsiz yapılacak şeyler listesinde yürüyüş için önerebileceğimiz en keyifli alan Veluwezoom Park oluyor.
Caz dinlemeyi seviyorsanız, Amsterdam’da müziğin kalbinin attığı nokta olan Bimhuis’i tercih edebilirsiniz. Salı akşamları 22:00 gibi başlayan ‘’ Atölye ve Oturum ‘’ isimli müzik dinletisine girişler ücretsiz oluyor.
Ruhunuzu doyurmak için iyi bir tercih olan Bimhuis’a, 26 numaralı tramvay hattına binerek ulaşabilirsiniz. Ücretsiz performansların ve dönem dönem ücretli özel şovların tümü hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz Bimhuis web sitesini takip etmeyi unutmayın.
Amsterdam’da özgürce tüketebileceğiniz esrarın tarihini merak ettiniz mi? Cevabınız evet ise, Red Light’da bulunan Esrar Koleji’ni ziyaret etmelisiniz. Ücretsiz giriş yapılan bu yer, esrar hakkında bilmeniz gereken tüm bilgileri barındırıyor. Tıbbi alandaki kullanımlarından günlük kullanımlarına kadar geniş bilgilere sahip olabileceğiniz kolejin aynı zamanda gezi sonrasında oturabileceğiniz hoş bir kapalı bahçesi de var.
Amsterdam’da ücretsiz yapabileceğiniz şeyleri keşfederken aynı zamanda biraz sakinlik istiyor olabilirsiniz. Böyle bir durumda oldukça kalabalık olan Vondelpark size istediğiniz huzuru tam olarak sağlayamayacaktır.
Yine de üzülmemelisiniz çünkü aynı güzellikte daha az bilinen Westerpark sizleri bekliyor olacak. Büyük bir yeşillik alana sahip olduğu gibi; restoran, kafe, fırın ve bir hayvanat bahçesini de içinde barındıran Westerpark, ziyaretçilerine ağaçlardan daha fazla şey sunuyor. 🙂
Aynı zamanda para harcamak istemeyenlerin dikkatini çekecek bir husus da bu parkta ücretsiz Wi-Fi ağına katılabiliyorsunuz! Ve özel bir ipucu olarak her ayın ilk pazar günü bu parkta ‘’Sunday Market Amsterdam’’ bu parkta düzenlenmektedir. Eğer ki vaktiniz olursa 12:00-18:00 saatleri arasında pazarlara da uğramayı unutmamalısınız.
Bu park, Amsterdam Centraal Durrağı’na oldukça yakındır. Merkez istasyondan 18 veya 21 numaralı otobüslere binerek ‘’ Haarlemmerplein ’’ durağında inmeniz yeterli. İndiğiniz noktadan kısa bir yürüme mesafesi bulunan parka toplam ulaşım süresi 15 dakikayı aşmamaktadır.
Hazır çiçek pazarlarını ziyaret etmişken, Amsterdam ruhunu yansıtan bir diğer nokta Albert Cuyp Markt’ı ziyaret etmeden geçmeyin. Bir aşıran fazladır kurulan bu pazarlar Hollanda’nın en ünlü semt pazarı olma özelliğine sahip. Çok büyük olan semt pazarı içerisinde; taze deniz ürünleri, süt ürünleri, mücevherler, kıyafetler ve yine olmazsa olmaz çiçek soğanları yer alıyor.
Tabi bu kadar ürün çeşitliliğini sağlayabilmek için Albert Cuypstraat sokağında yaklaşık 300 kadar tezgâh kurulmakta. Albert Cuyp Markt’ı Pazar günleri hariç haftanın her günü saat 09:00-17:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Metro: Amsterdam Merkez İstasyonu’ndan 52 numaralı hatta binerek ” De Pijp” durağında inmelisiniz. Bu duraktan yaklaşık 6 dakika yürüyerek Albert Cuyp Markt’a ulaşabilirsiniz. Yolculuğunuz yaklaşık 15 dakika kadar sürecektir.
Tramvay: Amsterdam Merkez İstasyonu’ndan kalkan 4 numaralı tramvay hattına binip ”Frederiksplein” durağında inmelisiniz. bu duraktan yürüme mesafeniz sadece 2 dakika oluyor. Toplam yolculuk süreniz 18 dakika kadar olmaktadır.
Genellikle lalelerle özdeşleştirilen şehirde, aslında genel olarak çiçek yetiştiriciliği büyük ilgi görüyor. Birçok noktada çiçek satan tezgahlar ve Amsterdam Çiçek pazarlarına denk geldiğiniz şehirde en farklı olanı sanırız ki, Singel Nehri üzerine kurulmuş olanıdır. Suyun üzerine kurulmuş camdan yapılmış kare alanlarda, canlı çiçekler ve dilerseniz ekilmek üzere hediyelik olarak çiçek soğanları, tohumları bulabiliyorsunuz.Tohumlar arasında en çok tercih edileni ise rengarenk lale tohumları olduğunu unutmamalısınız.Lale tohumları Hollanda’nın ikonik hediyeleri dendiğinde akla gelen ilklerden biridir…
Minik, renkli, hoş kokulu bu pazarlar bir şeyler satın almasanız bile, ruhunuzu dinlendirecek kadar huzurlu anlara sahip. Bloemenmarkt’ı dilerseniz, haftanın her günü 09:00 – 17:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz.
Şehrin en popüler noktalarından olan Bloenmenmarkt, oldukça merkezi olması sebebiyle kolaylıkla ulaşılabiliyor. Tramvay yolunun hemen arkasında kalan Bloenmenmartk’a 2,11,12 ve 24 numaralı hatlarla ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Hatlar 3 dakika aralıklarla sefer düzenlemekle beraber, Bloenmenmarkt’a gitmek için ”Koningsplein” durağında inmelisiniz.
Nemo Bilim Müzesi’nin üst katındaki oturma alanı, müzeyi ziyaret etmeden girebileceğiniz ücretsiz bir alandır. Dışardan ek bağlantı merdiveni olan teras çok güzle bir manzaraya bakıyor. Manzara izlemenizi sağlayacak oturma alanlarının yanı sıra bir de şezlong kısmı olduğu için hem teras hem de şehir içerisinde bir plaj havası vardır. Teras kısmında Rooftop Cafe’yi kullanarak, dilerseniz manzaraya karşı bir şeyler de içebilirsiniz.
Nemo Panorama, Amsterdam Central İstasyonu’na çok yakın bir konumda bulunduğu için ilk olarak merkez istasyonuna giden araçları tercih etmelisiniz.
Şehirde ‘’Günah Sokağı’’ olarak da bilinen, benzerine pek rastlanmamış bir sokaktan bahsedeceğiz sizlere.. Red Light District’in tarihi oldukça eskiye dayanıyor aslında. 1270 yılından sonra artan denizcilik faaliyetleriyle beraber bu bölgedeki evler aile yaşantısından uzaklaşıp daha çok fahişlerin konakladığı noktalar olmaya başlıyor. Evlerin ardından bölgede açılan eğlence mekanları, barlar ve kahve dükkanlarıyla bu sokak şehrin bir parçası haline geliyor ve günümüze kadar devam ediyor..
Oldukça ilgi gören bu sokak bize farklı gelse de yerel halk için insanı bir ihtiyaca hizmet olarak gayet sade bir tanımla özetlenebiliyor. Bu sokaktaki evler günlük kiralanmakta olup, dışarıdan görünmesine olanak sağlayan büyük camlara sahiptir. Eğer ki önünden geçtiğiniz camın perdesi kapalıysa meşgul, açıksa ziyaret edebileceğiniz anlamına geliyor. Bazen de odaların kırmızı değil, mavi ışıkla aydınlatıldığını görebilirsiniz, bu durumda hizmet veren kişi trans bireyidir.
Tabi burayı ziyaret etmek demek biriyle birlikte olmak zorundasınız anlamına gelmiyor. Kendine özel bir cazibe noktası haline gelen sokakta hem restoranlar hem de kahve dükkanları hizmet verdiği için bu sokağı sıradan aktiviteler için de ziyaret edebilirsiniz.
Şehrin bu kısmından ücretsiz bir gezi yapabiliyorsunuz ancak kabinlerdeki ortalama ücretin 50 – 100 € arasında değiştiğini de bilmelisiniz.Aslında hakkında sayfalarca anlatılacak kadar derin bir nokta olan Red Light District’i yakından keşfetmek isterseniz, bölgedeki ücretli veya ücretsiz turlardan faydalanabilirsiniz. Unutmayın ki, Kırmızı Fener Sokağı, Amsterdam gezilecek yerler listelerinin olmazsa olmazlarından biridir…
Dikkat Edin! Her ne kadar özgürlükler şehri de olsa, bu bölgenin sokaklarında alkol tüketilmesi yasak. Görünürde bir polis olmasa dahi her köşede olan kameralar sebebiyle başınız belaya girebilir, dikkatli olun.
Bölge merkez istasyon ve Dam Meydanı arasında kaldığı için aslında kolaylıkla ulaşılabilir bir konumda. Dilerseniz merkez istasyon hareketli ulaşım yollarına aşağıdan göz atalım.
Amsterdam’ın Museumplein bölgesi, şehrin kültürel kalbi olarak sayılıyor. Müze bakımından çok zengin olan bu şehirde Museumplein’i ziyaret ederek; Rijksmuseum, Van Gogh Museum, Satedelijk Museum gibi Amsterdam’ın mutlaka görülmesi gereken noktalarını gezebiliyorsunuz. Her müzenin farkı giriş ücretleri bulunurken, I Amsterdam City Card edinerek, 70 ‘ten fazla müzeye ücretsiz erişim sağlayabileceğinizi de unutmamalısınız.
Museumplein’e Neden Gitmeliyim? Çünkü, Amsterdam ve Hollanda’nın kültürünü anlamanız için bu nokta çok önemli. Şehrin her noktası kültürel esintilerle dolu ancak bu bölgede dünyaca ünlü sanatçıların eserlerini ve nelerden ilham aldıklarını keşfedebiliyorsunuz. Bu noktaları gezerseniz kişisel gelişimimize ve sanatsal yönünüze büyük bir katkıda bulunmuş olacaksınız.
Amsterdam’ın yeni denilebilecek ziyaret noktalarından Eye Filmmuseum, dünyaca ünlü yabancı filmlerin yanı sıra yerli yapımların en özel arşivlerine ev sahipliği yapıyor. Film endüstrisi ilginiz varsa, bu müze sizin için muhteşem bir hazine gibi olacak. Nedenini sorarsanız, müze içerisinde; 37.000 film ve 700.000 fotoğraftan oluşan muhteşem bir sergi alanı bulunuyor.
Dilerseniz, sergi alanını gezdikten sonra muhteşem bir manzaraya sahip olan restoran kısmına da göz atabilirsiniz.Haftanın her günü açık olan Eye Filmmuseum’un ziyaret saatleri için…
Daha öncesinde denememiş olanlar için Ringa Balığı kulağa farklı gelebilir. Aslında balık ürünü tüketmeyi sevenler için şaşırtıcı bir tat olmayan Ringa balığı turşu ve soğanla beraber yumuşak bir ekmek içerisinde servis ediliyor.
Bu lezzetin tadı ’’ Broodje Haring ‘’ olarak geçmekte. Şehirde birçok caddede ringa balığı satan büfeleri görebilirsiniz ama en çok tercih edilen Singel Caddesi’nde bulunan Stubbe’s Haring’dir. 10:00-18:30 arasında açık olan büfede ortalama fiyat 3 – 4 € civarında…
Bu arada sezon başlangıcı olması sebebiyle, Haziran-Eylül ayları arasında Ringa balığının satışının yapılması yasaktır. Bu dönemlerde şehri ziyaret ediyorsanız ne yazık ki büfelerde bu tadı bulmanız imkânsız olacaktır. Leziz Broodje Haring’ı deneyecek herkese şimdiden Eet Smakelijk! 🙂
Anne Frank’ın Yahudi soykırımı esnasında 2 yıl boyunca ailesiyle birlikte saklandığı ev, Amsterdam’ın en dokunaklı müzesi olduğu söylenebilir. Hitler’in iktidara gelmesiyle Almanya’dan Hollanda’ya kaçan Anne Frank ve ailesi, Amsterdam’da babasının iş yerinin bulunduğu binaya saklanmışlardır.
Toplama 8 kişi olan bu grup, kaçan Yahudilerin peşine düşen alman Nazilerinden saklanmak için bu noktayı seçmişlerdir. Bu dönemde yaşadıklarını günlüğüne yazan Anne Frank, Nazilere yakalanmamış ancak tifüs hastalığı sebebiyle hayatını kaybetmiştir. Ölümünün ardından babası Otto Frank tarafından kitap haline getirilen günlüğü, soykırım döneminin en gerçekçi ve hüzünlü kanıtı olarak kabul ediliyor.Gördüğünüz üzere Amsterdam’ın tarihi dokusu olan noktalardan biri olmasının yanı sıra Anne Frank Evi oldukça hüzünlü bir hikayeye sahip…
Hikayesi hüzünlendiren Anne Frank’ın hayatının neredeyse yarısını geçirdiği bu evi, yaşam alanını ve günlüğünü yazdığı dört duvar arasını görmek için uzun bir kuyruk beklemeniz gerekebilir. Yılın neredeyse her döneminde yoğun olan müzenin biletleri sadece online alınabilmektedir. Anne Frank Evi’nin tarihi dokusu hoşunuza gittiyse, benzeri noktaları keşfetmek için Amsterdam’ın tarihi yerleri yazımızı da okuyabilirsiniz
Anne Frank Müzesi’ne Nasıl Bilet Alırım? Anne Frank Müzesi’nin yılın her döneminde çok kalabalık olduğundan bahsetmiştik. Tur ve okul gezileri sebebiyle bazen bilet bulmanın imkânsız olduğu müzeye gitmeden önce, buradan hangi günler ziyaret edeceğinizi kontrol edebilirsiniz. Boş günleri kontrol ettikten sonra 09:00-17:45 arasına farklı dilimlerdeki turlardan birine bilet alabilirsiniz. Aynı anda sadece bir kişi için alım yapabileceğinizi unutmamalısınız.
Müzeyi ziyaret etmek isteyenlerin kontrol etmesi gereken iki sezon bulunuyor. İlki 1 Nisan-1 Kasım dönemlerini kapsayan ‘’ yaz sezonu ‘’ diğeri ise 1 Kasım-1 Nisan arası olan ‘’ kış sezonu’’ olmakta.
Haftanın her günü açık olan Anne Frank Evi Müzesi, yılbaşı ertesi gibi özel günler bile açık olurken, bazen Yahudi bayramlarında kapalı olduğu görülebilir. Lütfen ziyaret etmeden önce kontrol sağlayın.
Anne Frank Evi’ne yapacağınız seyahatler öncesinde her zaman internetten bilet satın almanız gerektiğini unutmamalısınız. Ücretsiz kartlarda bile!
**9 yaşına kadar olan çocuklar ve Museumkart sahipleri, internetten online rezervasyon yaparken sadece 0,50 Cent hizmet bedeli ödeyerek biletlerini satın alabilirler. **
Hollanda’da muhteşem deneyimlerinden biri olan lale bahçeleri, keşfedilmeyi bekleyen rengârenk çiçekler ve kokularla dolu. Amsterdam merkezinde bulunmasa da şehirden trenle 15 dakikada ulaşabileceğiniz Keukenhof Parkı, kombinasyon bilet kolaylığı da sağlıyor.
-Keukenhof’ta Ne Yapmalıyım? Parka ilk girişte alacağınız harita sayesinde nerede, neler var görebiliyorsunuz. Zaten harita içerisinde ‘‘ not to be missed ‘’ kısmıyla, park içerisinde kesinlikle görülmesi gereken noktalar belirtilmiş. Girişte kiralayabileceğiniz bisikletlerle bahçeleri daha rahat gezebileceğiniz gibi, hoş fotoğraflar çekilmeniz de mümkün olacak. Aynı zamanda bahçeler arasında numaraları takip ederek haritaya bakmadan kolaylıkla bisiklet de sürebiliyorsunuz. İlerledikçe farklı renklerdeki laleleri görebileceğiniz gibi farklı çiçek türlerini de keşfedebiliyorsunuz.
**Bahçeleri ziyaret etmeden önce, Keunkenhof Gardens web sitesinden giriş biletleri ve ulaşım biletlerinin birlikte daha uygun fiyata alabileceğinizi bilmelisiniz. Seçeceğiniz ulaşım yoluna göre 27-33 € arasında değişen biletler size birkaç Euro tasarruf getiriyor.**
Şehri gezmenin en iyi alternatiflerinden biri bir bota atlayıp, kanal boyunca şehri izleyerek ilerlemektir. Ücretsiz bot turlarından yukarıda bahsetmiştik ancak belirli bir ücret öderseniz, rehberlerin eşlik ettiği teknelerle daha yavaş ve kapsamlı bir tura katılabilirsiniz. Aslında şehri tam anlamıyla görebilmenin en iyi yolu da sanırım bot turlarına katılmaktadır.
Yaz kız Amsterdam merkez iskelesinin olduğu yerden kalkış yapan botlar bulunuyor. Tahmini bekleme süresi 10 – 15 dakika olan botlar 25 kişiye kadar alabiliyor. Kış aylarında biraz soğuk olabilen turlar için teknede kişi sayısı kadar polar olduğunu unutmamalısınız.
Ayrıca 28 Kasım 2019 / 03 Ocak 2020 tarihleri arasında şehirdeyseniz, kanal seyahatinizi bu dönemler arasına denk getirmenizi öneririz. Bu tarihlerde düzenlenen Işık Festivali sayesinde binalar rengarenk bir hal alıp aynı zamanda tüm köprülerin bulunduğu noktalara özel ışıklandırmalar yapılıyor. Gecenizi aydınlatacak olan Amsterdam Kanal Turları şehrin en heyecan verici etkinliklerinden.
-Neden Kanal Turu Yapmalıyım? Büyük bir şehir olan Amsterdam’ın özel yanlarından biri de kanallardan oluşmasıdır. Hem şehri kolayca gezmenizi sağlayan kanal turları, hem de baştan uca görülmesi gereken tüm farklı binaları sizlere sunuyor. Aynı zamanda biraz nostaljik bir esintiye sahip olan kanal turları Amsterdam ruhunu hissetmek isteyenler için önerilir.
-Amsterdam Kanal Turları Ne Kadar? Amsterdam’da yapacağınız kanal turlarının ücreti seçeceğiniz kombinasyona göre değişmektedir. Gündüz kanal gezileri 16 €’dan başlarken, mum ışığında akşam yemekli turların fiyatı 92 €’ya kadar yükseliyor. Dilerseniz buradan tur detaylarına ve fiyatlarına ulaşabilirsiniz.
-Amsterdam Kanal Turu Kaç Saat Sürer? Amsterdam’da ücretli kanal turları en az 1 saat sürmektedir. Ancak yemekli turları tercih ederseniz 2 saate kadar tekne gezisi yapmanız mümkün olmaktadır.
Şehri gezmenin en kolay yollarından bir diğeri de Hop-on Hop-off isimli kırmızı otobüslere bir bilet almaktır. 18 dilde rehberlik hizmeti vere otobüslerde, şehri gezerken aynı zamanda nerede ne var öğrenebiliyorsunuz.24 veya 48 saat kullanım süresi olan iki tür bilet sunan otobüsler, tercih edenler için kanal turlarıyla beraber kombinasyon biletler halinde satılmaktadır.
Aslında biletlerin sadece kanallarla değil çok fazla kombinasyon seçeneği bulunuyor. Örneğin; Amsterdam Stedelijk Museum veya Madame Tussauds’la birleştirerek giriş ücreti vermeden dilediğiniz ek bir noktayı da keşfedebiliyorsunuz. Çok kapsamlı bir içeriğe sahip olan Hop-on Hop-off turlar, birçok bütçeye uygun tur alternatifi sunduğu gibi, dilediğiniz ek bir nokta bulunuyorsa tercihinize göre buna uygun bir kombinasyon yapabiliyorsunuz.
Aslında şehri gezmek için az vaktiniz varsa Amsterdam’da 24 saate ne yapılır? Gibi sorular kafanızı kurcalıyorsa, ikonik kırmızı otobüsler en iyi gezi seçeneği oluyor. Turistlerin çok tercih ettiği bu turlar hakkında daha fazla genel bilgi vermek isterdik ama bildiğiniz üzere paket kapsamı ve hizmetlere göre fiyatlarda değişiklik olmaktadır.
– Hop-on Hop-off Biletleri Ne Kadar? Bu turda çok fazla bilet seçeneği olduğu için farklı fiyatlar bulunuyor. Dilerseniz, kriterlerinize uygun turu seçip bilet ücretlerine ve yer sayısına göz atabilirsiniz. Yine de genel bir bilgi olması açısından turların 18-36 € arasında değiştiğini belirtelim.
Hayal gücünün harikalar doğurduğu bu yenilikçi galeri; kalıpları bozmayı, sürekli gördüğünüz objeleri farklı bakış açılarıyla size sunmayı amaçlıyor. Japon sanatçı Yayoi Kusama’nın fikriyle hayatı geçen müze yaratıcılarının tüm ziyaretçilerine ortak bir önerisi var; hayal gücünüzün sınırlarını aşın ve yenilikçi olun… Aslında bu galeriyi gezerken ister istemez yeni bir bakış açısı ediniyorsunuz çünkü her noktası oldukça uğraşılmış üstün bir hayal gücüyle süslenmiş.
Fotoğrafta da görebileceğiniz gibi renkli görüntülerin çıktığı bu yenilikçi müze aynı zamanda instagram’da harika fotoğraflar için de tercih ediliyor… Yaratıcı yönünüzü geliştirmek isterseniz WONDR Experience giriş ücreti 24,5 € ve haftanın her günü 11:00/19:00 saatleri arasında ziyaretçilerini bekliyor!
Ülkenin en çok konuşulan dillerinden birini biliyorsanız, Amsterdam’daki komedi şovları tam size göre olacaktır. Amsterdam’da yapılacak şeyler listelerindeki klasik gezi noktalarındansa, birazda bulunduğunu bölgenin komedi kültürünü keşfedip, hiç tanımadığınız insanlarla beraber aynı şeylere kahkaha atmanın tadını çıkartmalısınız. Farkı bir deneyim olacağına eminiz!
Haftanın her günü farklı stand-up gösterilerinin bulunduğu Amsterdam’da bazı gösteriler oldukça uygun fiyatlı olurken, daha başarılı performansa sahip sanatçıların bilet ücretleri 40€ civarında oluyor. Dilerseniz hemen buradan hangi gün, neyi izleyeceğinize kadar verebilir ve hemen yerinizi ayırtabilirsiniz. Unutmayınki, gülmek paha biçilemez bir duygudur. 🙂
90’lar çocuklarının gözlerini dolduracak güzellikte bir mekânda sıra. Amsterdam gezinizde sanki zaman yolculuğu yapmış gibi hissettirecek olan De Ton Ton Clup, eski oyun salonlarının bir benzeri. İçerisinde eski büyük atari konsollarının bulunduğu salon o kadar güzel dizayn edilmiş ki, gerçekten 90’lar ruhuna tekrar geri dönebiliyorsunuz. Atari oyunları meraklıları için bir cenneti anımsatan kulüpte fiyatlarda çok pahalı değildir.
Jeton fiyatları 1-6 € arasında değişmekte. Oyun alanlarının yanı sıra Japon ve Amerikan mutfağının leziz yemeklerinin sunulduğu restoran kısmı da oldukça ilgi görüyor. Ziyaretçilerin burada denenmesini önerdiği en özel lezzet ise meşhur ‘’Ramen Burger’’…
-De TonTon Clup Nerede? Kulüp, aslında oldukça merkezi bir yerde olup, tarifi en kolay şekilde Red Light Dictirct’in arka sokağında yer almaktadır diyebiliriz.
-De Ton Ton Clup Çalışma Saatleri Nedir? Çok popüler bir nokta olan TonTon Clup Cuma ve Cumartesi günleri dışında 13:00-01:00 saatleri arasında hizmet vermekte. Cuma-Cumartesi günleri ise kapanış saat 03:00’a kadar uzamaktadır
Gerilimi hissetmek ve her an tetikte olmak size nasıl hissettiriyor? evet, ruhunuzu dinç tutan şeylerden biri de korkularınızla yüzleşmektedir. Amsterdam’ın göbeğinde bulunan Dungeon Korku Müzesi, öyle bir senaryoya sahip ki en korkmama diyenleri bile korkuya sürüklüyor.
Aynı zamanda birdenbire hikayenin bir parçası olmanız da oldukça heyecan verici noktalardan biri. Korku hikayelerinin canlandırılarak anlatıldığı Dungeon Korku Evi’ne eğerki yeterince İngilizceniz yoksa katılmamanızı öneriyoruz. Çünkü sürekli İngilizce anlatılan hikâyeyi takip edemezseniz, olayın bir parçası olmaktan uzaklaşırsınız.
-Amsterdam Dungeon Nerede? Dam Meydanı’nda bulunan müze içerisinde genel tema zindan hayatı oluyor. Toplam 1,5 saat süren tur boyunca birçok farklı olayla karşılaşıyorsunuz, bunlardan en dikkat çekeni ise aktörler tarafından canlandırılan idam sahnesi…
-Amsterdam Dungeon Biletleri Ne Kadar?
Sıradan bir hayvanat bahçesi olarak görülemeyecek olan Artis Kraliyet Hayvanat Bahçesi, şehrin modern yüzünü yansıtan noktalardan biri. Sürekli değişim ve gelişim halinde olan bu park içerisinde doğa olaylarından en küçük mikroorganizmalara kadar gözlemleme şansınız oluyor. İçerisinde olan bölümler şimdilik; hayvanat bahçesi, akvaryum, zooloji müzesi, planetaryum, botanik bahçe ve micropia ile sınırlı.
Gezmek için yaklaşık 1,5-2 saatlik süre ayırmanız gereken bahçe gördüğünüz gibi içerisinde sadece aslan ve zebra barındıran bahçelerden değil, canlılara ve evrene karşı olan tüm merakınızı giderecek olan hayvanat bahçesi I Amsterdam City Card sayesinde ücretsiz gezilebilirsiniz. Artis, Amsterdam’ın mutlaka görülmesi gereken gezilecek yerleri arasında her zaman üst sıralarda yerini alıyor.
-Artis Zoo Biletleri Ne Kadar?
-Mikropya Biletleri Ne Kadar ?
-Artis Royal Zoo Ne Zaman Açık?
Sanata bakışınıza ışık tutan şehrin en yenilikçi anlayışlarından biri Electric Ladyland’dır. İlk Floresan sanat müzesi olması gibi bir özelliğinin yanı sıra mineral taşlarının renkli aydınlatılmalarla görsem bir şölene dönüştürülmesiyle oluşmuştur.
Göz kamaştıran bir güzelliğe sahip müze, farklı ışık tonlarıyla mineral taşlarının görkemini ön plana çıkartmayı amaçlıyor. Güzelliğinin yanı sıra bu müze muhteşem fotoğraflar çekilmeniz için oldukça ideal ve ucuz!
-Electric Ladyland Ne Zaman Açık?
Hollanda’nın meşhur karamelli wafflelarını bilmeyen yoktur… Geleneksel ismi Stropwafel olan tatlı tüm marketlerde paketlenmiş olarak bulunmakla beraber,anında yapılan karameli sıcak halini kesinlikle denemelisiniz. Birçok sokakta denk gelebileceğiniz Stroopwaffle dükkanlarında bastırılmış vafılların üstüne çikolata, şekerleme gibi farklı ilaveler yapabiliyorsunuz.
Sadece hali ve eklemeli halini düşündüğümüzde fiyatlar 2€’dan 12 €’ya kadar yükselebiliyor. Bize kalırsa sadece karamel şurubuyla yapılan orijinal halini denemeniz en iyisi olacaktır. Şehirdeki en meşhur Stroopwafel noktalarından ikisini sizler için aşağıya bırakıyoruz. Şimdiden afiyet olsun . 🙂
Van Wonderen Stroopwafels
Original Stroopwafels
Amsterdam’da ücretsiz yürüyüş turları, her gün Dam Meydanı’ndaki anıtın önünde başlamaktadır. Gezegendeki en özgürlükçü şehir olarak görülen Amsterdam’ın kültürünü yakından tanıtmaya amaçlayan tur programı dahilinde şehirdeki bisiklet kültürü, kahve dükkânlarının başlangıcı ve etnik lezzetlerinin tadımı yapılır.
Yaklaşık 2,5 saat süren tur kapsamında Red Light Discirt keşfedilirken, seçeceğiniz firmaya göre göreceğiniz yerler de değişebilir. Tur programı boyunca genellikle Anne Frank’ın evi ziyaret edilir ve sonrasında Yahudi mahalleleri keşfedilir. Bunun arından Amsterdam kanalları ve evleri önünde fotoğraf çekilerek tur sonlandırılır. Tur boyunca Amsterdam’ın gezilecek yerleri keşfedilirken aynı zamanda yürüyerek Amsterdam’ın ikonik yapılarını da görme şansınız oluyor. Unutmayın ki, bu tur ve rehberlik hizmeti tamamen ücretsizdir!
-Amsterdam Ücretsiz Yürüyüş Turları Nerede? Her gün Dam Meydanı’nda Ulusal Anıtı’nın önünde 10:30 gibi olmanız dahilinde küçük gruplar halinde şehri keşfetmeye başlayabiliyorsunuz.
Şehirdeki bir diğer ücretsiz tur damaklarınızı şenlendiriyor. Amsterdam’da muhteşem bir lezzet deneyimi için 2 saat süren bu tura katılarak şehrin önemli tatlarını eğlenirken deneyebiliyorsunuz.
Yılda 17 kilo peynir tüketen Amsterdam halkının peyniri bu kadar çok sevmesinin sebeplerinden biri olan enfes Goudse kaas ve meşhur karamelli lezzeti stroopwafel… Buna benzer çok sayıda lezzeti bu turda ücretsiz tadımlıklar halinde deneyebiliyorsunuz. Ancak bu deneyimler esnasından sizden bahşiş bekleyebileceğiniz unutmamalısınız.
Amsterdam Ücretsiz Yemek Turu Nerede? Tur, her gün Dam Meydanı’ndaki Ulusal Anıtı’nın önünde 10:30’da başlamaktadır. Katılmadan önce kesinlikle rezervasyon yaptırmanız gerektiğini unutmamalısınız.
Kralların ve kraliçelerin yaşamlarını merak edenler için oldukça ideal bir tur. Amsterdam Kraliyet Sarayı’na yapılan bu gezide Hollanda’nın Altın Çağı’nı keşfedebiliyor, o dönemde kullanılan tüm özel eşyaları görebiliyorsunuz. İyi şekilde korunmuş mobilyaların yanı sıra dönemin ünlü sanatçıları tarafından yapılan tabloları da inceleyebiliyorsunuz. Sesli rehberlik hizmetinin verildiği turda Hollandaca ve İngilizce dil seçenekleri sunulmakta.
İkonik kanal turları bazen oldukça pahalı olabiliyor. Ancak genellikle az tercih edilen gündüz saatlerinde ve otobüs şekline benzetilen üstü kapalı teknelerde daha uygun fiyata tüm şehri keşfetmeniz de mümkün. 1 saat 15 dakika süren bu turda, Amsterdam’ın ünlü su yollarında gezerken önemli yapılara göz atıp, 17. Yüzyıldan kalma köprülerin altından geçme heyecanını yaşıyorsunuz.
Aslında klasik kanal turlarından hiçbir farklı olmayan bu kanal turunun en cazip yanı ucuz olması! Sesli rehber desteğinin de olduğu turlarda Felemenkçe, İngilizce ve Danca dil desteği verilmektedir. Bu fiyata bu turu kaçırmamak için önceden rezervasyon yaptırabilirsiniz.
Şehrin günahlar sokağı olarak bilinen Red Discirt Street, genellikle merak edilen noktalardan biridir. Deneyimli bir rehber eşliğinde burayla ilgili merak ettiğiniz tüm detaylara erişebiliyorsunuz. Amsterdam’ın en eski ve tartışmalı mahallesin gezerken; coffee shoplar, caz kulüpleri ve smart shopları da keşfedebiliyorsunuz. İki saat kadar süren turda oldukça yürüyeceğiniz için rahat ayakkabılar seçmeniz önemli. 🙂 Yoğun ilgi gören turda isterseniz öncesinde yer ayırtabilirsiniz.
Özgürlükçü şehrin nasıl bir eğlence ortamı olduğunu merak ediyorsanız, eğlence turuna çıkmaya hazır olun… Altı farklı kulübü gezme olanağı sunan tur kapsamı oldukça geniş olmakla beraber, süresi de oldukça uzun ! 6 saat kadar süren tur boyunca Leidseplein ve Rembrandtplein bölgelerinin en havalı kulüplerini geziyorsunuz.
Program kapsamında ücretsiz shotlar içebileceğiniz gibi 20:30-21:00 arasında yine ücretsiz içkiler alabiliyorsunuz… Tabi tur kapsamında dikkat etmeniz gereken bazı kurallar da bulunuyor. Bu gezi içerisinde yaş kontrolü yapıldığı için pasaport ve kimlik kartınızın yanınızda bulunması, kılık kıyafetinize biraz daha özen gösterilmesi bekleniyor. Amsterdam’da yapılacak şeyler dendiğinde aklına ilk olarak eğlence geliyorsa, şimdiden rezervasyon yapmanı öneriyoruz.
Hollanda’nın sembollerinden biri de 17. ve 18. yıllarda yapılmış yel değirmenleridir. En az tahta takunyaları kadar ünlü olan bu yapıların en çok bulunduğu nokta ise Zaanse Schans şehri… Geleneksel bir tur isteyenlerin oldukça hoşuna gidecek olan programda, yel değirmenlerinin içerisinde takunya yapımı ve peynir üretimini inceleyebiliyorsunuz.
Aynı zamanda değirmenlerin etrafındaki çiftlik hayvanlarına göz atabilir ve Hollanda’da kasaba yaşantısına şahit olabilirsiniz. Zaanse Schans farklı bir bölge olmasının yanı sıra Amsterdam’a sadece 30 dakika uzaklıkta bulunduğu için tur firmalarıyla kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz.
Doğal bir tur isteyenler için çok ideal olan Zaanse Schans’ın Yel Değirmenleri Turu,3 saat kadar sürmekle beraber 24 saat öncesine kadar ücretsiz iptal hakkını da sunuyor.
‘’ Hollanda’nın Venedik’i ‘’ olarak bilinen, su kanalları üzerine yapılan saz çatılı evlerin muhteşemliği… Giethoorn şehri bu muhteşem evlerin bulunduğu Hollanda’nın ünlü köylerinden biridir. Sadece tekneyle erişim sağlanabilen kasaba 2,600 kişinin yaşadığı kendi halinde, huzurlu bir atmosfere sahip.
Tekne gezileriyle keşfedebileceğiniz bu kasaba Amsterdam’dan 2 saatlik uzaklıkta bulunması sebebiyle uzun bir tur süresine sahip. Sabah 10:30 gibi yol çıkılan tur toplamda 9 saat sürmekle beraber kasabanın tüm noktalarını keşfedecek kadar vaktiniz oluyor. Çok talep gören bu tura katılmadan önce rezervasyon durumunu kontrol ediniz.
İstediğiniz kadar korkunç olabileceğiniz ve doyasıya şaka yapabileceğiniz Cadılar Bayramı, Amsterdam’da baya eğlenceli geçiyor. Ambiyansa uygun süslenen bol ışıklı sokaklarda gezdikten sonra, geceyi aktivitelerle geçirmek isteyenler birazdan önerilerimizi keşfedebilir.
Öncesinde, Cadılar Bayramı ne zaman ? diye merak edenler için her yıl 31 Ekim günü kutlandığını belirtelim. Şimdi sıra Amsterdam’da Cadılar Bayramı zamanında yapılacak etkinlikde;
Cadıların ve şeytanların sokaklara indiği günde, Amsterdam’ın korku dolu yerlerini gezmeye ne dersiniz? Deneyimli bir rehber eşliğine yapılan turlarda Amsterdam’ın perili olarak bilinen noktalarını gezebiliyor, kötü nam salmasına sebep olmuş hikayelerini dinleyebiliyorsunuz. Rahibe Cornelia’nın hikayesini veya tek başına yaşayan keşiş Aloysius’un korku dolu hikayeleri Amsterdam Hallowen konseptine oldukça uygun…
İngilizce ve Felemenkçe olarak düzenlenen bu turlar, sadece Hallowen’da değil diğer günlerde de katılma şansınız bulunduğunu unutmamalısınız. Amsterdam’ın korku hikayelerini keşfettiğiniz ürkütücü ama bir yandan da eğlenceli bir tur için The Ghostwalk’ı değerlendirmenizi öneriyoruz.
Amsterdam’ın en korku dolu konseptlerinden biri Bajes Ecperiment’te yaşanıyor. Terk edilmiş bir hapishanede düzenlenen etkinlik aylar öncesinden sadece bugünün heyecan ve korku dolu geçmesi için hazırlanmakta.Tiyatro ve kaçış konseptiyle düzenlenen aktivitede ziyaretçiler bir mahzene giriyor ve bu mahzenden kurtulmaya çalışırken; ağızlarından köpükler çıkan, gözleri kanlı ve koşan canavarlarla karşılaşma ihtimalleri oldukça yüksek…
Kapıları sadece cesaretli olanlara açık olan Bajes Ecperiment’te Cadılar Bayramı korkusunu yaşamak isterseniz biletinizi online olarak satın alabilirsiniz. Cadılar Bayramı’nda yapılacak en korkunç aktivitelerden biri olan bu deneyime 13 Eylül / 2 Kasım boyunca katılabildiğinizi unutmayın. 🙂
Dünya genelinde kutlanan Valentine’s Day için seçilebilecek en iyi şehirlerden biri de şüphesiz ki Amsterdam’dır. Kanalların verdiği romantik atmosferle ek olarak Amsterdam’da sevgililer günü aktiviteleri oldukça heyecan verici. Dilerseniz, 14 Şubat Sevgililer Günü için birkaç öneri keşfedelim.
Yazımızın 27. maddesinde detaylıca incelediğimiz Artis Zoo, sadece bir hayvanat bahçesinden ibaret olmadığını sahip olduğu Planetaryum kısmıyla kanıtlıyor. Planetaryum, sevgililer gününde aşklarını farklı bir ambiyansta kutlamak isteyenler için Mars ve Venüs manzarası altında muhteşem bir deneyim yaşatıyor. Güne özel etkinliklerin düzenlendiği alanda uzaya çıkmadan kendinizi bir astronot gibi hisssetmeniz mümkün. 🙂
Ay ve yıldızların altında oturup manzarayı seyrettikten sonra, dilerseniz sevgililer gününe özel programa katılarak muhteşem bir uzay yolculuğuna da çıkabiliyorsunuz. Amsterdam’da sevgililer günü için restoran seçeneklerinden sıkılanlardansanız Planetaryum’u kesinlikle değerlendirmelisiniz.
Amsterdam’da sevgililer günü etkinliklerinin en geleneksel olanı Magere Brug’da gerçekleşiyor. Efsaneye göre, bu köprünün altında veya üstünde kime bir öpücük verirseniz, o kişiyle hayatınızın sonuna kadar birlikte oluyorsunuz. Sonsuz sevgiyi bulmak ve bağlılık öpücüğünüzü vermek için romantik bir nokta arayanlar, sevgililer gününe özel ışıklandırmalarıyla Magere Brug’ u kesinlikle görmeli . 🙂
Amsterdam’da sevgililer gününe özel restoranları arıyorsanız, çok sayıda seçeneğiniz olduğunu belirtelim. Bu özel günde ön plana çıkan restoranlardan biri şüphesiz ki Pllek’tir. Diğerleri arasında öne çıkmasının sebebi, bugüne özel leziz yemeklerinin yanı sıra ev sahipliği yaptığı romantik film geceleri oluyor.
Amsterdam’ın kuzeyinde sahile uzanan bir bahçesi bulunan Pllek’te kumsala atılan puflar ve dev ekranla beraber sevgililer gününde romantik film gecesi keyfi yaşayabiliyorsunuz. Sıcak ve romantik ortamıyla Amsterdam’ın restoranları arasından sıyrılan Pllek, akşam yemeği ve film gecesi yapmak isteyenler için favori nokta oluyor…
Adres: T.T. Neveritaweg 59, 1033 WB Amsterdam
İletişim: +31 20 290 0020
Noel / Christmas Nedir? Yılbaşı kutlamalarıyla sıklıkla karıştırılan Noel Bayramı, Hristiyanlık inancına göre Hz. İsa’nın doğumunu kutlamak amacıyla 25 Aralık’ta gerçekleşmektedir. Hristiyanlık inancının yaygın olduğu ülkelerde özellikle de Avrupa’nın neredeyse tüm şehirlerinde Noel, büyük kutlamalara ev sahipliği yapmakta.
Noel dendiğinde akla gelen ilk aktivitelerden biri de pazarlardır. Noel pazarları ne zaman kurulur? Diye merak ediyorsanız, her pazarın farklı tarihleri olmakla beraber genellikle 13-24 Aralık tarihleri arasındadır. Noel veya Christmas olarak bilinen bugün de yapılacak en şahane aktivitelere göz atalım;
Türünün tek örneği olan Kerstmarkt, Amsterdam’dan sadece 30 dakika uzaklıkta bulunan Leiden’de kuruluyor. Amsterdam ve civarındaki Noel pazarları arasında öne çıkmasının sebebiyse, kanal üzerine yapılan bir platform üzerine konumlanması oluyor. Noel ruhunu yaşatan muhteşem atmosferi içerisinde, çadırlardan alışveriş yapabilir ve sıcak şarap tadımına katılabilirsiniz. Bilmelisiniz ki , Amsterdam’da kış aylarında yapılacak en iyi şeyler arasında Noel pazarlarını keşfetmek bulunuyor!
Amsterdam’da Christmas marketleri arasında en iyilerden biri olarak görülen Ice Village, Rijksmuseum’da Museumplein içerisinde kurulmaktadır. Buz pistinin çevresinde kurulan Christmas pazarları içerisinde her türlü eşyayı bulabileceğiniz gibi Noel’e özel çok sayıda özel aksesuarı da görebiliyorsunuz. Aynı zamanda Rijkmuseum manzarasına karşı buz pateni yapmak da ayrı bir güzel olacaktır. İce Village paten ücreti, 2 saatlik kiralama için 13 € olarak belirlenmiştir.
Amsterdam’da kurulan Noel pazarları arasında en sanatla iç içe olan Funky Xmas, çoğunlukla yerel sanatçılara ev sahipliği yapıyor. Tezgâhlarda bulabileceğiniz dekorasyon ürünleri, Noel döneminde daha fazla çeşitlenerek, ürün çeşitliliği büyüyor. Tabi, Noel’e özel atıştırmalıklar, yiyecek arabaları ve Hollanda peyniri de tezgahlardaki yerini alıyor. Amsterdam’da alışveriş için önerilen noktalardan biridir.
Amsterdam her dönemde çok güzeldir ancak kışın gelmesiyle beraber büyük etkinliklere ve harika süslemelerle doyulmaz oluyor. Hem gündüz hem de akşam Amsterdam’da aktivite olanağı sunan Winter Paradise içerisinde; kapalı ve açık buz pateni, mega dönme dolap, kayak ve karting fırsatı bulunuyor.
Tabi bunların yanı sıra düzenlenen kış partileri ve Christmas’a özel kurulan tezgahlar da ziyaret edilmeli. Noel’e özel hediyelik eşyalar, kolyeler, şapkalar ve masalsı süsleri bulabileceğiniz tezgahların yanı sıra kocaman bir yılbaşı ağacı da ziyaretçileri bekliyor.
Amsterdam geceleri her zaman çok hareketli olmakla beraber, özel günlerde daha da eğlenceli hale gelmektedir. Yılbaşı gecesine özel turlar ve programların düzenlendiği Amsterdam’da, yeni yılı mutlu karşılayabileceğiniz birkaç alternatif bulunuyor. Bakalım, Amsterdam’da yılbaşı kutlamaları için neler yapılabilir;
Haftanın her günü eğlencenin doruklarda olduğu gece kulüpleri, yılbaşı günü adeta dolup taşıyor. Çok kalabalık olmasının yanı sıra muhteşem yılbaşı kutlamaları için her şeyin düşünüldüğü Amsterdam gece kulüpleri, farklı konseptlerde olup, çok seçenek sunmaktadır. Amsterdam gece hayatına özel kentin atmosferini yansıtan birkaç mekân önerisine aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Yeni yılda Hollandalıların vazgeçilmez klasiklerinden biri Oliebollen isimli geleneksel Hollanda tatlısının tadına bakmaktır. Yağda kızartılan üzümlü hamur topların olarak tarif edeceğimiz bu lezzetin günün anlam ve önemi için şampanyayla beraber tüketilmesi bir gelenek haline gelmiştir.
Bu tarihlerde Amsterdam sokaklarında çok sayıda Oliebollen satan sokak tezgahlarına denk geleceksiniz. Yılbaşı günleri yaşanan yoğunluk sebebiyle ufak bir sıraya maruz kalabilirsiniz, sabırlı olun. 🙂
Amsterdam’da yılbaşının en güzel anlarından biri de havai fişek gösterileriyle gerçekleşiyor. Yeni yıla şık bir restoranda lezzet dolu bir yemekle başlarken, saatler 00:00’ı gösterdiğinde terası olan restoranlarda herkes bu şöleni izlemek için dışarı akın ediyor. Şehirde yeniyseniz ve Amsterdam’da terası olan restoranları bilmiyorsanız aşağıdan önerilerimizi inceleyebilir, rezervasyon ayarlamak için iletişime geçebilirsiniz.
Amsterdam güvenli mi ? Amsterdam genel olarak güvenli bir şehir sayılmakla beraber, çok sayıda turiste ev sahipliği yapmaktadır. Yerli halkın dışında çok turist çeken şehirde nadir de olsa gasp olayları yaşanmaktadır.
Özellikle çok kalabalık olan özel gün akşamlarında bu veya buna benzer güvenliğinizi tehdit edecek sorunlarla karşılaşırsanız anında acil durum numarasını aramanızı öneririz. Kalabalık günlerde Amsterdam polisinin güvenlik uygulamalarını ve kontrolleri artırdığını da bilmeli ve tedirgin olmamalısınız.
*Amsterdam Acil Durum Numarası: 112
Amsterdam’da Yapılacak Şeyler listemizin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Eğlence dolu ve sıradışı aktivitelere yer verdiğimiz listemiz hakkındaki görüş ve önerilerinizi bizlerle yorumlar kısmından paylaşarak,yazımızın geliştiricilerinden biri olabilirsiniz. 🙂 Başka bir yazıda buluşmak üzere!
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…