Valencia’yı ziyaret etmeden önce bilmeniz gerekenler;
Valencia nerede ve hangi ülkede? Valencia İspanya’nın doğu kıyısında, Tuna Nehri’nin ağzında, Valencia Körfezi’nin tam merkezinde yer alan, İspanya’nın karakterini yansıtan önemli şehirlerden biridir.
Şehir Hakkında; Valencia MÖ 138 yılında Romalılar tarafından Plaza de la Virgen meydanında kurulmuş olup ilk adı,“Valentia Edetanorum” olarak verilmiştir. Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra 714 yılında Arapların işgali sonucu belirli bir dönem Müslüman egemenliği altında yaşamıştır.
1238 yılında Aragon Kralı I. James tarafından fethedildikten sonra Hristiyanlaştırılan kentte, Valencia Krallığı kurulmuştur. 15. yüzyılda altın çağını yaşamış, nüfusu artmış ve tekstil sektöründe oldukça önemli bir konuma sahip olmuştur. 19. yüzyılda geldiğimizde ise, yaşanan ekonomik kriz sebebiyle iç isyan ve savaşların çıkması sonucu bölge özerkliğini ilan etmiş, tekrardan zenginleşmiş ve İspanya’nın en büyük üçüncü şehri olmuştur.
Müze kartları;
Bilgi; Kartla ziyaret edebileceğiniz turistik noktaları, indirim sağlanan restoran ve mağazaları ve daha fazla detay için web sitesini ziyaret ederek bilgi sahibi olabilirsiniz.
Valencia – İstanbul arası zaman farkı? Valencia’da zaman İstanbul’a göre 1 saat geridedir.
Size bir önerim var; Tatil planınızı 15-19 Mart tarihleri arasında yaparsanız; şehirde düzenlenen meşhur Las Fallas Festivali‘ne rastlayabilirsiniz. Oldukça eğlenceli geçen festivalde yerel halk aylar öncesinden hazırladıkları kuklalarla panayırlar düzenlerler. Festivalin bitiş gününde ise ateş yakılır ve bu kuklalar yaptıkları kuklaları atarak dev bir ateş oluşması sağlanmaktadır.
Birde, Haziran ayının son Çarşamba’sında yapılan La Tomatina Festivali; 1945 yılında iki çocuk arasında çıkan kavga sonucu doğan festivalde, 45 kg domates kullanılmaktadır. Bunların yanı sıra şehirde 600’ü aşkın festival düzenlenmektedir. Mutlaka ziyaretiniz sırasında bir tanesine denk geleceksinizdir.
Valencia nasıl bir yer? Güvenli mi? Valensiya, genel olarak gezginler için genel olarak güvenli bir şehir olarak kabul edilmektedir. Tabi bununla birlikte herhangi bir büyük şehirde olabileceği için ufak tefek hırsızlık olaylarına karşı tedbirli olmanızda fayda var.
Ziyaret edebileceğiniz zaman; Tipik bir Akdeniz iklimine sahip olan şehrin, yaz aylarında oldukça sıcak ve nemli olduğunu belirtelim. Kış aylarında ise orta sıcaklıkta ve bol yağışlıdır. Önerebileceğimiz en uygun zaman aralıkları Mayıs ve Ağustos aylarıdır.
Valencia kaç günde gezilir? Valencia’ya gelenlerin çoğu 1 gününü ya da en fazla bir hafta sonunu ayırmaktadır. Şehrin ana turistik noktaları için bu süre yeterlidir ancak Valencia’da çok daha fazlasını bulacağınızı ve bu nedenle daha fazla zaman ayırmanız gerektiğini belirtmek isteriz.
Valencia pahalı mı? Ortalama bir Avrupa şehrine göre konaklama, yeme içme gibi temel ihtiyaçlar için uygun fiyatlı bir şehirdir.
Burası neresi? Llotja de la Seda, Valencia’nın önemli sembolik yapılarından biridir ve Avrupa’nın da en ünlü gotik tarzdaki sivil mimari anıtlarından biri olarak kabul edilmektedir. Yapı, sahip olduğu özelliklerden dolayı 1931 yılında Temmuz ayında Ulusal Tarih ve Sanat Anıtı ilan edilmiş ve Aralık 1996 senesinde ise UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır.
Yapının inşası Valensiyalı bir mühendis ve aynı zamanda mimar olan Pere Compte tarafından 1492 senesinde başlamıştır. Yapıldığı dönemde yani 15. yüzyılda burası Valencia’nın ipek ve ticaret borsası olarak görev yapmıştır. Binanın üst kısımdaki iki katı ise borçlarını ödeyemeyenler için bir hapishane olarak kullanılmıştır.
Lonja, şehir merkezinde, Merkez Park ve Santos Juanes Tapınağı’nın önünde yer almaktadır. Yapıldığı dönemde mevcut lonjanın yetersiz kalması nedenitle yaklaşık 2.000 metrekarelik o döneme gör oldukça geniş dikdörtgen bir alanı kaplamaktadır.
Neden gitmeliyim? Ziyaretçiler için binanın mimari detayları son derece büyüleyicidir. Binanın geçmişini ve tarihini daha iyi anlayabilmek için sesli rehberleri tercih etmek mantıklı olacaktır. Bina gezisinin yanı sıra portakal ağaçlarıyla dolu avlunun keyfini çıkarmak da ziyaretinizi daha eğlenceli hale getirecektir.
Burası neresi? Valencia’nın önemli simge yapılarından biri olan Neoklasik tarzdaki bu yapı, Kuzey İstasyonu’na çok yakın bir konumda bulunmaktadır ve ulaşım açısından oldukça avantajlıdır. Arena 10 binin üzerinde seyirci kapasitesine sahiptir.
Arenada günümüzde hala boğa güreşleri devam etmektedir ve bu güreşler büyük tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle 1850 yılında inşa edilmiş olan bu önemli yapıyı güreşlerin olmadığı zamanlarda turlarla ziyaret etmek daha uygun olacaktır.
Neden gitmeliyim? Tuğla kemerleri ve ahşap korkuluklarıyla 19. yüzyıl mimarisini yansıtan bu ilgi çekici yapı, mimariye meraklı olan ziyaretçilerin kaçırmaması gereken noktalardan biridir.
Burası neresi? Kendisiyle aynı isimdeki meydanda bulunan Belediye Binası, Valencia’da görülmeye değer önemli yapıları arasında bulunmaktadır. Burası hem ziyaretçiler hem de yerel halk için şehrin en önemli binalarından ve simge yapılarından biri olarak kabul edilmektedir.
Büyük bir kısmı 18. yüzyıldan kalma binada etkileyici bir saat kulesi yer alıyor ve içinde zarif bir mermer merdiven ve balo salonunun yanı sıra resmi işler için kullanılan bir alan da bulunmaktadır. Genel kurul salonu, kristal salon ve tarihi bir müze de bina içinde yer alan keyif verici yerlerdendir.
Neden gitmeliyim? Özellikle ilkbahar mevsiminde Valencia’yı ziyaret ediyorsanız binanın bulunduğu meydan, Las Fallas Festivali’ne katılmak için en iyi yerlerden biridir. Binayı ziyaret etmek ise ücretsizdir.
Burası neresi? Valencia gotik mimarisinin en mükemmel örneklerinden olan Serranos Kuleleri, geçmişte Valencia’ya giden en işlek geçitlerden birini savunmak için inşa edilmiştir. İnşaatına 1392’de başlanan kuleler, 1586 ile 1887 yılları arasında aristokratlar için bir hapishane olarak kullanılmıştır.
Hristiyan Duvarı’nın bir bölümünü oluşturan on iki kapıdan biri olan bu yapı, zemin seviyesinden ilk bakıldığında heybeti ve güzelliği karşısında ziyaretçileri kendisine hayran bırakmayı başarıyor. Ancak, onları en iyi şekilde, sizi oraya götüren dar, dolambaçlı merdivenlerden yukarı çıkarak erişebileceğiniz tepeden takdir edebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Valencia’nın tarihinin önemli bir parçası olan bu kuleler, gotik mimarisine meraklı olanlar için kesinlikle Valencia’da görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Aynı zamanda Fallas Festivali sırasında kulelerin eteklerinde toplanan kalabalık havai fişek gösterilerinide izlemektedir.
Burası neresi? Varılacak en güzel duraklardan olan Estacio del Nord, Valencia’ya gelenler için ana durak görevi görmektedir. Burası şimdiye kadar gördüğünüz en güzel istasyonların başında gelebilir. Ziyaretçiler New York‘taki Grand Central Terminali ve Washington DC’deki Union Station ile aynı seviyede olduğunu belirtiyor.
Neden gitmeliyim? Trenle şehre gelmemiş olsanız bile bu muhteşem yapıyı incelemenizi tavsiye ediyoruz. Burası ihtişamı ve zarafeti ile kesinlikle büyüleneceğiniz bir yer. Karmaşık fayans işçiliğinin, yüksek tavanlarının ve süslü mimarisinin güzelliği, size burada saatlerce zaman harcamayı vadediyor. Bunu yaratmak için gereken ayrıntılara ve özveriye gösterilen özen gerçekten akıllara durgunluk verecek seviyede.
Burası neresi? Valencia’nın Placa Lope de Vega’sında yer alan La Estrecha, Avrupa’nın en dar cephesi rekorunu elinde bulunduran çok dikkat çekici bir evdir. Sadece 107 cm uzunluğundaki bu inanılmaz beş katlı yapı, daha önce bir aile eviydi. Bu beş kat, alt tarafta aile üyeleri tarafından işletilen kuyumcu dükkanından çıkılan sarmal bir merdivenle birbirine bağlanan tek parçadan oluşmaktaydı.
Binayı yan tarafındaki binadan ayıran duvar 1980 senesinde yıkılmış ve bu iki bina birbirine bağlanmıştır. Bu da esasen artık yapıyı en dar cephe olma özelliğinden uzaklaştırmaktadır. Yine de yapının kendi ön kapısı korunmaktadır ve özellikle İnstagram için özel fotoğraf çekmek isteyenler için bu özelliğini korumaya devam etmektedir.
Neden gitmeliyim? Günümüzde hala bu dar cepheli binaya girip etrafına göz atarak böyle bir evde yaşamanın nasıl bir his olduğuna dair fikir edinebilirsiniz. Binanın orijinal döşemeleri de sağlam bir şekilde korunmuştur. Ayrıca evin iç mekan fotoğraflarından oluşan güzel bir de koleksiyon görülebilmektedir.
Burası neresi? İç mekanını süsleyen 20.000 metrekareden fazla özenle hazırlanmış freskleriyle dikkat çeken Parroquia de San Nicolás de Bari y San Pedro Mártir, ilk olarak 1242 senesinde inşa edilmiş ve sonraki yıllarda gerçekleştirilen çeşitli restorasyonlarla günümüzdeki halini kazanmıştır. Kilise, Valencia’nın Roma Katoliklerine ait bir bölge kilisesidir.
Eğer kiliseyi ziyaret ederseniz her şeyden önce kilisenin muhteşem cephesine hayran kalacaksınız. Karmaşık oymaları, çarpıcı vitray pencereleri ve inanılmaz derecede süslü ayrıntılar kiliseyi Valencia’nın önemli simge yapılarından biri yapmaktadır.
Neden gitmeliyim? Valencia Gotik tarzında inşa edilmiş olan Aziz Nicolas Kilisesi, dindar olmasanız bile herkes tarafından ziyaret edilip incelenmesi gereken çok çarpıcı bir yapıdır.
Burası neresi? Her ne kadar kökeni Gotik mimariye uzanıyor olsa da Valensiya Katedrali, çeşitli yenilemeler sonucunda bir dizi mimari tarzı birlikte yansıtmaktadır. 13. ile 17. yüzyıllar arasında inşa edilen Valencia Katedrali, Tarihi Eski Kent bölgesinde popüler turistik mekanlardan biridir.
Katedralin en göze çarpan özelliği ise, yüksekliği 50 metreyi aşan sekizgen formda inşa edilmiş Miguelete çan kulesidir. Kulenin tepesine çıkış için 207 basamak çıkmak zorunda kalsanız da bunu başaranlar Valencia’nın muhteşem panoramik şehir manzarasıyla ödüllendirilmektedir.
Neden gitmeliyim? Katedral için çarpıcı bir nef ve güzel bir şapelin yanı sıra 15. yüzyıldan kalma çok sayıda paha biçilemez tablo da bulunmaktadır. Kiliseyi pek çok insan için ilgi çekici kılan şey ise gerçek Kutsal Kase’nin şapellerden birinde saklandığının iddia edilmesidir.
Burası neresi? Göz kamaştırı mavi kiremitli kubbesiyle dikkat çeken bu güzel kilise, Valencia’nın karakteristik Akdeniz tarzını örnekleyen şehrin önemli dini yapılarından biridir. 1725 senesinde inşa edilmiş olan Saint Thomas ve Saint Philip Kilisesi, 1982 senesinde Ulusal Tarihi Anıt olarak listelenmiştir.
Kilisenin fantastik bir şekilde dekore edilmiş Barok cephesi ve mimari düzeni, Roma’daki çok fazla taklit edilen II. Gesu kilisesinden modellenmiştir. Nefes kesen bir iç mekana sahiptir ve çok sayıda yan şapelin sıralandığı geniş bir orta nefe sahiptir.
Neden gitmeliyim? Kilisede her gün Katolik ayinleri düzenlenmektedir. Kilise turistik amaçla ziyarete açık değildir ancak dini yapıyı merak edenler bu ayinlere katılarak iç mekanı görme şansına sahip olabilmektedir.
Burası Neresi? Turia Bahçeleri’nin kuzeydoğusunun birkaç blok ötesinde yer alan Güzel Sanatlar Valencia’nın Müzesi, 17. ve 18. yüzyıllarda inşa edilen St.Pius V Sarayı‘nda bulunmaktadır.
Neden Gitmeliyim? İspanya’nın ikinci büyük sanat galerisi özelliğine sahip müze içerisinde; 14. ve 17. yüzyıla ait olan ünlü Valensiyalı ressam Joaquín Sorolla‘ya adanmış ve Francisco de Goya’ya adanmış odalar, Aziz John, Goya’nın Oynayan Çocukları, Gonzalo Pérez’in Sts Altarığı olan Diego Velázquez‘in otoportresi dahil olmak üzere yaklaşık 2 bin eseri, Ursula, Martin, Antony, İtalyan Rönesans ustası Pinturicchio‘nun Yazan Çocuk, Piskoposlu Madonna ve Giovan Battista Piranesi gravürleri barındırıyor.
Kaçırmayın! Dini temalı eserlerin sergilendiği müze, meraklıları için oldukça bilgilendirici niteliktedir. Ekim 2019-Haziran 2020 tarihleri arasında her Salı 11:30- 17:00 ve Perşembe 11:30 ‘da kalıcı koleksiyonlar için rehberli turlar düzenlenmektedir. Herhangi bir randevu almanız gerekmez etkinlik başlamadan 15 dakika öncesinde ana lobide olmanız gerekmektedir.
Önerimiz; Müze gezisinin ardından bir öğle yemeği yiyebileceğiniz El Menjar Amb Vırache‘ye 695 49 37 94 telefon numarası üzerinden rezervasyon yaptırabilirsiniz.
Burası Neresi? Museo del Patriarca, Real Colegio ve Seminario del Corpus Christi sırasıyla kilise, kolej ve seminer binaları olarak görev yapmaktadır. Valencia şehrinde bulunan en iyi Rönesans mimarisi örneği olan Patriarca, küçük dini temalı bir sanat müzesidir.
Neden Gitmeliyim? Müze içerisinde yer alan sanat eserlerine hayran kalabilirsiniz. Caravaggio, Baglione, El Greco, Morales ve Ribalta‘nın yanı sıra bazı Hollandalı ve Flaman ressamlarının eserlerine rastlamak mümkün. Real Colegio Seminario del Corpus Christi‘nin 14. yüzyıldan kalma arşivleri ve kütüphanesi de buradadır.
Kaçırmayın! Vaftizci Yahya , Juan de Juanes ve Ribalta‘nın Son Akşam Yemeği dahil olmak üzere El Greco‘dan 16. ve 17. yüzyıllardan parçaları içeren müzeyi görmeden bit yere gitmeyin! Düzenlenen rehberli turlara katılabilirsiniz. Müzeyi standart ya da premium tur seçeneklerinden birini tercih ederek ziyaret etmeniz mümkün olmaktadır.
Burası Neresi? Sanat ve Bilim Şehri Kompleksine ait müze binası, Santiago Calatrava tarafından tasarlanmış olup balina iskeletini andırmaktadır. Tüm aile gidilebilecek bilim müzesi, hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap etmektedir.
Neden Gitmeliyim? Etkileşim odaklı müzede, dokunmamak yasak! Sergilenen her şey tüm aşamalarında dokunmaya, hissetmeye ve katılmaya odaklıdır. Amaç, bilimi deneyimleyerek öğrenmektir. Bu 21. yüzyıl müzesi gelen ziyaretçilerine yaşam, bilim ve teknolojinin evrimini eğitimsel aktivitelerle eğlenceli şekilde empoze eder. Bu sebeple tüm her şey grafik olarak görüntülenmektedir; büyük metinler, büyük resimler, deneyler ve daha fazlası.
Dokunmamak, hissetmemek ve düşünmemek yasaktır, ana düşüncesinden yola çıkarak kişinin yeteneklerini gün yüzüne çıkarmak için bir eğitim aracı haline gelmiştir. Müzenin zemin katında; Sahnede Bilim ve TV Stüdyosu yer alırken ilk katta; Exploratorium ve çocuk alanı gibi interaktif faaliyetlerin gerçekleştiği sergiler bulunmaktadır.
İkinci kat ise; Bilim mirası sergi koleksiyonu için ayrılmıştır. Üçüncü ve son katta; 2 bin 600 metrekarelik bir alanı kapsayan insan DNA’sının sıralandığı göz alıcı “Kromozom Ormanı” bulunur.
Kaçırmayın! Bilimsel bilgi edinmenin en teşvik edici ve eğlenceli yolu olmaya devam eden müze,halkın katılımını ve eğitmenlerle işbirliğini teşvik eden eksiksiz bir bilimsel faaliyetler programı da sunmaktadır.
Burası Neresi? Bullring şehir merkezinde, Kuzey İstasyonu’nun hemen yanında yer almaktadır. Binanın mimarisi 1850-1860 yılları arasında Sebastián Monleón tarafından tasarlanmış olup neoklasik bir yapı tasarımıdır.
Neden Gitmeliyim? 1929 yılından kurulup İspanya’nın en eski ve mühim yerlerinden biridir. XVIII, XIX ve XX tarihi objelerini içermektedir. Boğa güreşi sanatının tanıtımı üzerine odaklanan müze, Luis Moróder Peiró ve picador José Bayard “Badila” nın özel koleksiyonuyla başlamıştır. İçerisinde sergilenen koleksiyon; Valensiya boğa güreşinin evrimi, boğa dövüşü, boğa güreşçisinin oluşumu, lidia ve boğa güreşi beş tematik alanda düzenlenmektedir.
Kaçırmayın! Boğa Güreşi Müzesi’nden sora Valensiya Boğa Güreşi Arenası’nı ziyaret edebilir ve her alanı etkinlik olmaması durumunda gezebilirsiniz.
Burası Neresi? Sevillian mimar Guillermo Vázquez Consuegra tarafından tasarlanan yeni bir binada kurulmuş Valensiya Aydınlanma ve Modernite Müzesi, şehirde gidilebilecek çağdaş mimarinin en iyi örneklerinden bir tanesidir. 18. yüzyıldan bu yana Valencia’daki en modern ve donanımlı kültürel tesis, toplumun mevcut biçimini açıklamaya yardımcı olan belirleyici bir toplum dönemine adanmıştır.
Neden Gitmeliyim? MuVIM projesi, Işık Yüzyılından açık aydınlanmalara, imaların temelinde yer alıyor olup Modernite ile güçlendirilmiş fikirler müzesi kavramı üzerine inşa edilmiştir. Temmuz 2001’de açılan halka açık hale gelen müze, sergileri ve diğer etkinlikleri tanıtan, inşa eden ve sürdüren şirket olan Diputación de Valencia‘nın Kültür Bölümü’nün bir parçasıdır.
Teknoloji ve yenilikçi içeriklerin işlenmesini içeren sergiler, müzeleri sivil etkileşim ve mevcut toplumumuzun sorunları ve fizyognomisi üzerine düşünceler, konferanslar, görsel-işitsel projeksiyonlar, Kütüphane ve Çalışma Merkezi veya didaktik atölyeleri içerisinde barındırmaktadır.
Kaçırmayın! Öğretici atölye ve programlar, müzeyi daha keyifli hale getirmek için içerisinde yer alan bir sürü etkinlik içeren müze, sanat ve kültür yoluyla öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır.
Burası neresi? İspanya’da birçok muhteşem müze olmasına karşın, hiçbiri Museu Faller de Valencia’ya benzemiyor. Sizi Fallas Festivali’nin renkli ve hareketli dünyasına hemen kaptıran müze, geçmiş yıllara ait çarpıcı Fallas heykelleri koleksiyonunu sunmaktadır. Ayrıca festivalle ilgili muhteşem kostümler, fotoğraflar ve diğer eserler de bulunuyor. Müzede sergiler 1934 yılından bu yana ziyaret edilebiliyor.
Neden gitmeliyim? Müzeyi ziyaret ettiğinizde gösterilere hayret ederek, Fallas Festivali’nin tarihini ve geleneklerini öğrenebilecek, bu festivalin Valensiya’nın kültürel kimliğinde oynadığı önemli rolü anlayarak çok güzel saatler geçirebileceksiniz.
Burası neresi? Luis Gay tarafından tasarlanan binada yer alan Valensiya Doğa Bilimleri Müzesi içerisinde; teknoloji ve bilimden dinozorlara kadar çeşitli konular ele alınmaktadır. Müzede sergilenen Rodrigo Botet koleksiyonu, 20 iskelet ve yirmiden fazla farklı memeli hayvana ait, 5 binden fazla kemikten oluşan Güney Amerika Pleistosen’in en iyi Avrupa fosil koleksiyonudur.
Neden gitmeliyim? Müzenin içerisinde:
Bilim ve Teknoloji; Valensiya’nın en önemli bilimsel figürleri hakkında detaylı bilgi sahibi olabilecek ve Valencia’nın ilk elektron mikroskobunu görme fırsatına sahip olacaksınız.
Yaşam tarihi; dünyanın tarihi hakkında detaylı bilgiler edinebileceğiniz bu alanda, farklı çağları incelecek, büyük bir paleontolojik koleksiyon gözlemleyeceğiz ve her şeyden önce binlerce yıl önce soyu tükenmiş olan Megaterio‘nun örneğini gözlemleyebileceksiniz.
Malakoloji; Deniz severler burada mı? Öyleyse sizin ilginizi çekebilecek bir alan. Valensiya eko sistemleri, onlarla birlikte Valencia’nın özünü daha iyi anlayabileceğiniz; nehri, güzel denizi, karakteristik bahçeleri, ünlü Albufera Tabiat Parkı ve daha birçok ilginç mekan mevcut.
Valensiya Topluluğu Dinozorları; Jurassic Park hayranlarını şöyle bir alalım. Çünkü bu alan tam size göre! Bayılacağınıza şüphemiz yok. 🙂
Valensiya kıtasal Neojen Mevduatları; bu alanda Alicante eyaletinde bulunan Metaxitherium türüne ait bir sirenin kafatasını görmeniz mümkün.
Kaçırmayın! Okuduğunu üzere Valensiya’da gidip görebileceğiniz en kapsamlı müze olan Natural Science Museum of Valencia siz ziyaretçilerine çok değerli doğamızı yakından tanımanızı sağlayacak bir koleksiyon yelpazesi ile kedini sunmaktadır.
Burası neresi? Müzenin bulunduğu Marques de Dos Aguas Sarayı, İspanya’daki Barok mimarisinin en güzel eserleri arasında kabul edilmektedir. Soylu bir aileye ait olan, 18. yüzyıldan kalma bir aristokrat sarayı olan yapı, görenleri kendisine hayran bırakacak cinsten bir güzelliğe sahip.
Saray günümüzde 1947 yılında açılan Gonzalet Marti Ulusal Seramik Müzesi’ne ev sahipliği yapmaktadır. Müze, Valencia ve çevresindeki geleneksel çömleklerden, mavi sırlı seremiklerden ve fayanslardan oluşan 5.000’den fazla örnekten oluşan bir koleksiyona sahiptir. Müzede aynı zamanda Picasso’nun 8. yüzyıldan günümüze dek uzanan eserleri de koleksiyonda yer almaktadır.
Neden gitmeliyim? Oldukça keyifli ve tarihi açıdan da öneme sahip saray zaten başlı başına bir ziyaret sebebidir. Müzenin içindeki seramik koleksiyonu ise, Valencia’da yaygın olan seramik sanatını yakından incelemek için de iyi bir fırsattır.
Burası neresi? Valencia Katedrali’nin karşısındaki şık ve modern bir binanın altında bulunan Almoina Arkeoloji Müzesi, Valencia’nın mirasına katkı sunmış uygarlıklara kısa bir bakış sunmaktadır. 1985 ile 2005 yıllarında gerçekleştirilmiş kazılarda, 2000 yıl önce Romalıların buradaki ilk yerleşiminin iyi korunmuş kalıntıları keşfedilmiştir.
Burada Forum portikosunun bir parçası olan bir kutsal alan da dahil olmak üzere Roma hamamlarının ve sokaklarının kalıntıları bulunmaktadır. Bir vaftizhane ve bir kilisenin apsisi erken Hristiyanlık döneminden kalmadır.
Neden gitmeliyim? Modern Valencia’nın altında sergilenen çömlekler ve diğer eserlerle birlikte kazılan alan, Avrupa’nın en iyi arkeolojik alanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Özenle hazırlanmış olan bu antik alan, tarihe meraklı kişiler için Valenciya’nın mutlaka görüşmesi gereken yerleri arasında bulunmaktadır.
Burası Neresi? Aynı adı taşıyan Art Deco tarzı özelliği bulunan müze, eski bir fabrikada yer alan bir sanat müzesidir.
Neden Gitmeliyim? Müze içerisinde sergilenen koleksiyon, hem resim hem de heykel alanında fotoğraf ve soyut dillere özel olarak odaklanan kapsamlı ve tekil ulusal ve uluslararası sanatçı gruplarından oluşmaktadır. Sürekli sayısı artmakta olan 150’den fazla sanatçının 1.500’den fazla eserini bir araya getiren müze, sanatı insanların yaşamlarına entegre etmek gayesiyle çeşitli etkinlik ve eğitim projeleri düzenlemektedir.
Kaçırmayın! Müzenin birde restoranı var ki tam bir kültürel gastronomi deneyimi. Ricard Camarena Restoranı‘nı mutlaka ziyaret edin. Bize teşekkür edeceksiniz. 🙂
Burası neresi? Şaşırtıcı güzellikte bir uzay çağı binasında yer alan Valencia Modern Sanat Enstitüsü, 20. yüzyılın avangard sanatına adanmıştır. Kalıcı koleksiyon, Analitik Soyutlama, Pop Art ve Yeni Figüratif dahil olmak üzere modern ve avangard sanatın tüm akımlarını kapsamaktadır.
Müze ayrıca geçici sergilere, konferanslara ve atölye çalışmalarına da ev sahipliği yapıyor. Modern binayla çarpıcı bir şekilde tezat oluşturan alt kısmında Valencia’nın ortaçağ şehir surunun kalıntıları ortaya çıkıyor. Bu kalıntılar müzenin inşaatı esnasında keşfedilmiş önemli tarihi kalıntılar olarak kabul ediliyor.
Ziyaretçiler için çok keyifli bir şekilde tasarlanmış müzede, çağdaş tarzda Akdeniz mutfağı servis eden ve hoş bir açık hava terasına da sahip olan popüler ve rahat bir restoran olan Mascaraque yer almaktadır.
Neden gitmeliyim? Burası 1986 yılında açıldığında İspanya’nın ilk modern sanat müzesiydi ve hala en prestijli sanat merkezlerinden biridir. Picasso’nun arkadaşı Julio Gonzalez’in muhteşem demir koleksiyonu kesinlikle görülmeye değerdir.
Eğer modern sanatın hayranıysaız burası sizin için kesinlikle ziyaret etmeye değer sanat merkezlerinden biridir. Geniş bir yelpazede sunulan sergi, sanatseverler için kusursuz bir gezi anlamına gelmektedir.
Burası Neresi? Ünlü meydan tarih boyunca çeşitli isimler alan sembolik bir yapı olup; El Clot, Nova Meydanı, Dairesel Meydan, Regency Meydanı, Plaza del Cid ve son olarak Redona Meydanı adını almıştır. 1837 yılında Escrig Melchor tarafından balık ve et satışlarının yapıldığı küçük bir ticaret alanı olarak tasarlanmıştır. Plaza de la Reina’da biten Sant Vicent Màrtir caddesiyken diğer üç girişse meydanı çevrelen dar sokaklardan verilmiştir.
Neden Gitmeliyim? 2008-2012 yıllarında yapılan yenileme çalışmalarıyla orijinal görüntüsünden uzak bir görüntüye kavuşan meydanın üstü kapatılarak bir pazar haline getirilmiştir. Tüm dükkanlar yenilenerek sebze, meyve ve balıktan tutun tuhafiye, iplik, hediyelik eşya, ev için el sanatları bulabileceğiniz aradığınız her şeye kolaylıkla ulaşabileceğiniz bir alan haline getirilmiştir.
Kaçırmayın! Bu tarihi yapının çevresinde yüz yıllardan beri hizmet veren Horchatería Santa Catalina ve Chocolatería Artesana Xoco & Vero dükkanları; tipik bir Valensiya şekerleme ürünlerine sahiptirler. Burada deneyebileceğiniz orxata veya xurros ve bunyolsa hayran kalacaksınız! Hele ki sıcak çikolataya batırılmış ev yapımı fartonlar yok mu parmaklarını yedirir insana. 🙂
Burası neresi? Şehrin kalbi sayılan meydanlardan olan Ayuntamiento Meydanı, sadece Belediye Binası ve diğer görkemli binalara ev sahipliği yapması nedeniyle değil, aynı zamanda çok sayıda otobüsle sembolik bir sosyal buluşma yeri olması nedeniyle de Valencia’nın en hareketli noktalarından biridir.
Meydanın ortasında etrafı mis kokulu çiçek tezgahlarıyla çevrili bir çeşme de bulunuyor. Kışın bir buz pateni pisti ve atlıkarınca da meydanı süslüyor ve Fallas Festivali esnasında etkinliğin en büyük heykelinin ateşe verildiği büyük finalin ve kutlamaların da ana merkezi haline geliyor.
Neden gitmeliyim? Tam bir buluşma noktası olan bu meydan, çoğu gezgin tarafından Valencia gezisine başlamak için en ideal noktalardan biri olarak kabul edilmektedir. Ayrıca çevredeki bar ve restoranlar keyifli vakit geçirmeye imkan tanımaktadır.
Burası Neresi? Valensiya’nın tarihi bölgesinin tam kalbinde yer alan ünlü meydan, Roma Döneminden bu yana eski küçük bir meydan olarak yerli halk ve turistler için her zaman ilgi çekici olmuştur. Valensiya’nın en sembolik üç binası; Santa Maria Katedrali, Virí de la Virgen de los Desamparados ve Generalitat Sarayı ile çevrili meydan, yemek yemek ve oturup etrafı izlemek için mükemmel bir durak noktasıdır.
Neden Gitmeliyim? İkonik meydan; pitoresk manzaraları eşliğinde eşliğinde geleneksel Valensiya yemekleri sunan çeşitli kafelere ve açık hava teraslarına ev sahipliği yapmaktadır. Meydanın en cezp edici yapılarından biri de sekiz çıplak kadınla çevrili Neptün’ü tasvir eden çeşmedir. Yerel heykeltıraş Silvestre Edeta tarafından tasarlanan bu sanat eseri aslında Valensiya’nın Turia Nehri ve sekiz sulama hendeğinin alegorik temsilini oluşturmaktadır.
Kaçırmayın! Güzel kaldırım kafelerine oturup bir soluk almadan önce belirtmeliyiz ki, buradaki kafe restoranlar turistlere soğuk ve pahalı yemek servis etmekteki ününü sizinle paylaşmamız gerekiyor. Ama üzülmeyin elbette ki hem makul fiyatlara sahip hem de birbirinden lezzetli yemeklerin sunulduğu mekanları siz sevgili okuyucularımızla paylaşacağız. 🙂
İlk olarak katedralin yanındaki sokakta bulunan Crêperie Bretonne Annaick; göz dolduran dekarasyonu ile buraya bayılacağınıza eminiz. Terasına oturun ve bu güzel mekanın tadını tatlı veya tuzlu Topingler ile doldurulmuş Galettes’i yerken çıkarın.
Heladeria Véneta; Valensiya’da İtalyan tarzını yansıtan gerçek bir dondurma dükkanı. Katedralin hemen yanı başında yer alan bu dükkan biraz ortalama fiyatın üstünde ancak bize inan ki bunu hak ediyor. Şehirde ki en iyi gelatoya sahip! Ayrıca sadece dondurma yemek zorunda değilsiniz elbette kahvelerinin tadı da ayrı bir konu.
Café de las Horas; Biri kokteyl mi dedi? Tam üstüne bastınız! Valensiya’da bunu deneyimleyebileceğiniz başka bir yer daha yok! Mekanın dekarasyonundan bahsetmiyorum bile. Görünce aşık olunacak cinsten. Harika bir barok tarza sahip. Cin, tonik veya yerel specialleri olan Agua de Valensiya’yı deneyin. Yorumlarda sonra teşekkür edersiniz. 🙂 Gün içerisinde ise mis kokulu taze kahve ve ev yapımı kek çeşitleri sunulmaktadır bilginize…
Burası neresi? Valencia’ya yeni gelen bir ziyaretçi için Valencia’da hoşça vakit geçirebileceği yerlerden biridir. Şehrin tarihi bölgesinin kalbinde yer alan bu canlı ve hareketli meydan, insanları izlemek için mükemmel bir noktadır.
Meydandaki atmosfer her zaman sıcak ve canlıdır. Ayrıca ziyaret edilebilecek çok sayıda büyüleyici ve tarihi bina da meydan çevresinde bulunmaktadır. Buna Gotik tarzda inşa edilmiş olan Valencia Katedrali de dahildir.
Neden gitmeliyim? Plaça de la Reina dolaşmak ve yerel halkın işlerini yapmasını izlemek ve keyifli birkaç saat geçirmek için tercih edilebilecek harika yollardan biridir.
Burası Neresi? Valensiya’yı daha iyi tanımak için cadde ve sokaklarına atın kendinizi! Plaza de Lop de Vega’dan yürüyerek turunuza başlayın. Bu meydan içerisinde ve çevresinde görülecek pek çok nokta mevcut.
Neden Gitmeliyim? Avrupa’nın en dar evi olan Plaza Lope de Vega burada bulunmaktadır. Bize kalırsa koskoca Avrupa’da en dar bina sıfatını almaya hak kazanarak ünlenen yapıyı bir ziyaret etmeniz gerekmektedir. Cadde üzerine gezerken uğrayıp bir fotoğraf karesi çekmek size bir şey kaybettirmeyeceği gibi güzel bir hatıra kazandırır. Buradan çıktığınız gibi soluğu Calle San Vicente’de alın ve burada yer alan Valencia Katedrali‘ni ve demir kapıları görmeniz gerekiyor.
Kaçırmayın! Ve geldik en can alıcı noktaya bu sizi hayli yoracak ama emin olun gördüğünüz manzara karşısında tüm yorgunluğunuzu unutacaksınız! 207 basamaktan oluşan sarmal merdivenleri çıktıktan sonra ayaklarınız altına serilen Valensiya karşısında büyüleneceksiniz. Artık bir şehir manzarasına karşı fotoğraf çekilirsiniz…
Burası neresi? Valencia’da ziyaret edilebilecek en havalı mahallelerden biri, tarihi bölgenin hemen güneyine düşen Ruzafa bölgesidir. Burası ilginç kafe ve güzel teraslı burger mekanlarına ve restoranlarına kadar yemek için gelebilecek en harika yerlerden biridir. Rufaza Valencia’nın “Sohosu” olarak bilinmektedir.
Neden gitmeliyim? Genel olarak Rufaza yeme içme için gelebileceğiniz bir yer olmasına karşın, dolaşmak ve küçük sanat galerileri, organik gıda mağazaları ve içten giyim butikleriyle dolu büyüleyici sokaklarıyla ilgi odağı bir yerdir. Mahallenin merkezi olarak kabul edilen Plaça de Toros ise ilginizi çekebilecek boğa güreşlerine de ev sahipliği yapmaktadır.
Burası neresi? Eski Kent’in hemen güneyindeki bu modernist Ulusal Anıt, geçmişte canlı Merkez Pazar gibi taze ürünlerin satıldığı hareketli bir pazardı. Bugün ise şirin kafeler, çiçekçiler, el yapımı hediyelik eşya satan dükkanlar ve geçici fotoğraf sergileri ve diğer çeşitli etkinliklerle çok keyifli bir buluşma noktasıdır.
Pazar binasının dışındaki geleneksel tarzdaki renkli Valencia çinileri ile şık bir şekilde dekore edilmiştir. Burası şehrin en görkemli Art Nouveau binalarından biridir ve geçmişi 100 yıldan fazla bir geçmişe sahiptir. 2003 yılında binada gerçekleştirilen tadilatın ardından, cam küpler şeklinde dükkanlar eklenmiştir.
Neden gitmeliyim? Colon pazarı yemek yemek ve öğleden sonra atıştırmalıklar için Valencia’da gelinebilecek en keyifli duraklardan biridir. Burası yerel ürünler, organik ürünler ve sizi tıka basa dolduracak taze ikramlarla dolu harika bir pazardır.
Burası neresi? Placa del Mercado, Valencia’yı ziyaret eden çoğu kişinin uğradığı merkezi yerlerden biridir. Şehrin en işlek bölgelerinden biri olan bu bölge, Valencia’nın Eski Kent’inin merkezinde yer almaktadır. Ayrıca Merkez Pazar ve Lonja de la Seda da bu bölgede bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Merkez Pazar ve Lonja de la Seda başlı başına bu meydana gelmek için bir sebeptir ancak buraları ziyaret etmediğiniz zamanlarda da dolaşmak ya da insanları izlemek için Palaca del Mercado harika bir yerdir. Aynı zamanda bir kahvenin ya da yemeğin tadını çıkarmak için çok hoş kafe ve restoranlar da bulunmaktadır.
Burası Neresi? Şehir merkezine 10 km uzaklıkta bulunan tabiat parkı, 1986 yılında Tabiat Parkı ilan edilmiştir. Şehirde bulunan altı tabiat parkından biri hatta en büyüğü olma özelliğini taşımaktadır.
Neden Gitmeliyim? İçerisinde yerli ve göçmen kuş türlerinin barındığı park biyolojik çeşitlilik ve yaşam değeri açısından oldukça kaliteli bir ortam sunmaktadır. 21 bin hektardan oluşan park; El Marjal, La Albufera, El Monte y la Restinga, Casa de Demana olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır.
Valensiya mutfağında doğan Paella’nın icat edildiği pirinç tarlalarıyla ve ormanlarla çevrili Albufera Tabiat Parkı’nda; tekne turlarına katılabilir ve rüya gibi gün batımına tanıklık edebilirsiniz. Yeşillikler içinde yürüyüş her zaman iyi gelir, parkın altındaki yürüyüş parkurunda inin ve kendinizle baş başa dingin bir yolculuğa çıkın! Valensiya’nın en büyük göl bölgesindeki su kuşlarının sesi eşliğinde balık tutma deneyimini yaşayabilirsiniz.
Kaçırmayın! Albufera gölü içerisinde bulunan küçük adada ki El Pamar‘da paella yiyin! Üstelik all-i-pebre ve llisa adobada meyvelerini yerinde tanıma ve tatma şansına da sahipsiniz.
Nasıl Ulaşırım? El Palmar ve El Perellonet’den kalkan otobüsler çok uygun bir ücret karşılığında karşılığında 1 saatten az bir süre içerisinde parka ulaşım sağlayabilirsiniz. Bunun yanı sıra Albufera Bus Turistic‘i kullanarak gelebileceğiniz bir tur programı mevcuttur. Turun içerisinde tekne gezisi de dahildir.
Burası Neresi? İspanya’nın en büyük parklarından biri olan park, 1986 yılında açılmış olup 110 hektarlık bir yeşil alanı oluşturmaktadır. 1957 yılında yaşanan sel felaketi Turia Nehri’nin taşmasına ve yıkıcı hasarlar vermesine neden olmuştur. Yaşanan hadiselerden sonra İspanya hükümeti belediye başkanının kararıyla bir plan tasarlandı ve otoyol yapılması beklenilen alan için halkın müdahalesi ile parka dönüştürülmüştür.
Neden Gitmeliyim? Şehrin ortasında soluk alabileceğiniz parkın içinde yapabileceklerinizin sınırı yok! Akşam koşuları, bisiklet sürüşleri, yoga dersleri, akroyoga, slacklining, kuş gözlemciliği, kay kay, çocuklar için oyun alanları ve daha fazlası için tam anlamıyla mükemmel bir alandır.
Kaçırmayın! El Túria River Garden ailece dinlenip bir şeyler yiyip içerek doğanın tadını çıkartmak için oldukça idealdir. Güneşli gün de bir ağacın altında kendinize rahatlıkla gölge bir alan bulabilirsiniz. Yalnız hatırlatmamıza gerek yoktur fakat bizden çıksın; doğayı korumak adına çöplerinizi toplamayı unutmayın!
Nehir yatağında bulunan Palau de la Música‘da yıl boyunca gerçekleşen kültürel ve müzikal eğlencelere gidebilirsiniz. Sinema izlemekten hoşlanıyorsanız Filmoteca d’Estiu‘da, açık hava sinemasına katılım sağlamaktan zevk alacaksınız.
Son olarak Cabecera Gölü üzerinde tekne kiralayarak ailenizle eğlenceli, kız arkadaşınız, erkek arkadaşınızı veya eşiniz ileyse romantik saatler geçirebilirsiniz.
Burası neresi? Kentin ana cazibe merkezi Valensiya Kraliyet Bahçeleri, Museo del Bellas Artes yakınında yer almaktadır. Tarihi, kültürü, manzarası ve botanik çeşitliliği nedeniyle kentin en sembolik bahçesi olarak kabul edilen jardines del real; şehrin en büyük parkı ve dinlenmek için ideal bir yerdir.
Kraliyet Bahçeleri veya diğer adıyla Jardines del Real, antik kent merkezinden Turia nehir yatağının karşısında yer alıyor olup bir dönem Kraliyet Sarayı’nı içerisinde barındırmaktaydı. 20. yüzyıl boyunca bahçeler yeniden doldurulmuş ve güzelleştirilmiştir.şimdi ise Pazar sabahı yürüyüşleri için favori bir destinasyon haline gelmiştir.
Neden gitmeliyim? Ziyaretçileri memnun edeceği güzelliklerden sadece birkaçı; palmiye ağaçları, antik ağaçlar, çok sayıda heykel ve anıtsal çeşmeler, görkemli gül bahçesi, bu bahçenin Valensiyalıların hafta sonunu geçirmek ya da farklı kültürel etkinliklerin ya da konserlerin tadını çıkarmak için gözde yerlerinden biri. Ekolojik ve peyzaj değeri, yayılımı ve botanik çeşitliliği nedeniyle kentin en sembolik bahçesi olarak kabul edilebilmektedir.
Kaçırmayın! Her yıl Conciertos de Viveros, Feria de Julio (yaz partileri) çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan parkta bunun yanı sıra bazı sanatçılar performanslarını sergilerler. E koskoca Valensiya’yı gezip dolaştım biraz da kafamı dinleyeyim diyorsan bizim tavsiyemiz burayı hiç kaçırmaman yönünde!
Burası neresi? 1839 yılında açık hava pazarı olarak faaliyete açılan The Central Market of Valencia, 19. yüzyılın sonuna doğru kapalı pazar haline getirilmiştir. Valensiya Art Nouveau olarak bilinen modernist tarzın güzel bir örneği olan pazar, İspanya Kültür Bakanlığı tarafından “Kültürel Miras” ilan edilmiştir.
Neden gitmeliyim? İçerisinde mevsim meyveleri-sebzeleri, taze balık çeşitleri, peynir-zeytinler, fırın ürünleri ve çeşitli şarap seçenekleri ile birçok gıda ürününün satışı yapılmaktadır. 400’e yakın tezgahıyla burası hem turistler hem de yerli halk için ideal bir lokasyondur.
Kaçırmayın! Yerel ürünler satın almak ve geleneksel yemekleri tatmak için mükemmel bir mekandır. Yalnızca alışveriş yapmak için değil Valensiya mutfağına ait yemeklerin tadına bakabilir, geleneksel Tapas ve leziz sandaviçleri alabileceğiniz şef Ricard Camarena‘nın elinde bulunan Central Market’e ait Central Bar‘da deneyimleyebilirsiniz.
Burası neresi? Valensiya’da açılan ilk kaçış odası olan Clue Hunter, misafirlerine sunduğu dokuz farklı oyun teması ile oldukça keyifli saatler geçirmesini sağlıyor.Her oyun kendine özgü dekasrasyonlara sahip 5 kaçış oyunu mevcuttur.
Neden gitmeliyim? Sherlock Holmes ve Moriarty, Megacehf, Ölümcül Virüs, Keylock City Katili, Alaca Jacj Hazinesi oyunları en az 2 en fazla 5-6 kişi için tasarlanmıştır. Kaçış odaları, bildiğiniz klasik oyunlardan daha farklı bir deneyim, arkadaşlarınız ve ailenizle eğlenceli, unutulmaz bir zaman geçirmek için ideal bir etkinlik. Odadan çıkma amacıyla bulmaca ve beceri testlerini çözebileceğiniz 60 dakikaya ihtiyacınız var!
Kaçırmayın! Mantık, yaratıcılık ve ekip çalışması eşliğinde kaçış oyunları ile zihninizi zorlayın. Valencia’da mutlaka deneyimlemeniz gereken bir eğlence planı!
Burası neresi? Gulliver Park, Turia Bahçeleri’nin doğusunda yer alıyor olup, yazar Jonathan Swift‘in ünlü eseri Gulliver Travels‘ın hikayesinden Gulliver kahramanını temsil ediyor. Çocuklarla gidilebilecek en güzel yerlerin başında yer almaktadır.
Neden gitmeliyim? Oyun alanı giysileri ve saçlarını oluşturan kaydıraklar, merdiven ve salıncakları ile şehrin ilgi çekici cazibe noktaları haline gelmiştir. Minigolf sahası, dev bir satranç tahtası, pistler, kay kay alanı ve birçok oyun alanı mevcuttur.
Kaçırmayın! Oyun alanına giriş ücretsiz olup şehrinin en yeşil ve en eğlenceli bölgelerinden birinde dışarıda eğlenceli vakit geçirebileceğiniz bir destinasyon.
Burası Neresi? Aquarama yaklaşık 45.000 metre karelik bir alanı kapsayan Costa Azahar’da yer almaktadır. 30 metre yükseklik ve 62°’lik açıya sahip düşüş ile Avrupa’nın en yüksek kamikaze su kaydıraklarından biri!
Neden Gitmeliyim? Her yaştan insana hitap eden aquapark, her zevke uyacak su kaydıraklarına sahiptir. Dalga havuzları, göller, nehir maceraları ve korsan mağaraları gibi sayısız su aktivitesi sizleri bekliyor.
Çocuklar için ayrıca; dalga havuzu, “Los Lagos” yüzme havuzu ve “Salto del Diablo”, “Space Shot” ve “El Remolino”, küçük çocuklar içinse; “La Cala del Pirata” ve “Minidunas” olarak bilinen iki dinlenme alanı da mevcuttur.
Burası neresi? San Blas Dağı’nın tepesinde bulunan orta çağ temalı Segobriga Park, sizi büyülü bir tarihsel yolculuğa çıkaracak. Tüm konukların tadını çıkarabileceği su kaydırakları, şelaleler ve akarsular eklenmiştir.
Neden gitmeliyim? Çocuklar heyecanla dev mantarların etrafında dolaşırken, kurbağa kaydırakları, gizli geçitler macera katacak! Jakuzide rahatlayabileceğiniz, şemsiyenin altındaki bahçede piknik yapabileceğiniz veya havuza ve muhteşem dağ Sierra Calderona’ya karşı içkinizi yudumlayabileceğiniz yerlerde mevcuttur.
Kaçırmayın! İspanyol aileleri için popüler olan bu su parkına bayılacaksınız.
Burası neresi? Plajları seviyorsanız ve yerel plajlara göz atmaktan hoşlanıyorsanız Malvarrosa Plajı, uğramanız gereken ilk sahillerden biridir. Plaja şehir merkezinde taksiyle 20 dakikada ulaşmak mümkün olmaktadır ve dilerseniz toplu taşıma araçlarını da değerlendirebilirsiniz.
Plajın adı Valencia Botanik Bahçesi’nde görevli bir bahçıvanın, buraya malvarrosas (gülhatmisi) dikerek plajı süsleme fikrinden geldiğini söyleyebiliriz. Burası eskiden burjuva ailelerin, sıradan insanların ve Sorolla gibi sanatçıların çok sevdiği bir yerdi ve günümüzde de Valencia’da mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir.
Neden gitmeliyim? Burası Valencia’nın en sevilen kent plajlarından biridir. Plaja ulaştığınızda yüzmek ve güneşlenmek için mükemmel olan, altın rengi kumlardan ve kristal berraklığında sulardan oluşan büyüleyici bir alanla karşılaşacaksınız. Dileyen ziyaretçiler burada rüzgar sörfü gibi su sporlarının tadını çıkarabilmekte ve hatta yakındaki resiflere erişim imkanı sunan dalış merkezini ziyaret ederek dalış yapabilmektedir.
Burası neresi? Valencia’nın en popüler plajlarından biri olan bu el değmemiş kumsal, La Albufera Tabiat Parkı içinde bulunmaktadır ve Valencia’ya sadece 16 kilometre mesafedededir. Hoş bir ortama ve büyük bir ekolojik değer sahip kum tepelerine sahiptir.
Neden gitmeliyim? Bozulmamış bakir bir güzelliğe sahip olan Plaja del Saler, dinlendirici ve keyifli yürüyüşler için mükemmel bir seçenektir. Eğer rüzgar sörfüne meraklıysanız, bu plajın en sevdiğiniz sporun tadını çıkarmak için harika bir yer olduğunu göreceksiniz.
Burası neresi? Pinedo Plajı, sakin suları ve bitki örtüsüyle kaplı kum tepeleriyle Valencia’da gidilebilecek en güzel plajlardan biri olarak kabul edilmektedir. Plaj yaklaşık 2,5 kilometre boyunca uzanmaktadır ve kalabalık olmayan alanlarıyla dikkat çekmektedir.
Neden gitmeliyim? Pinedo Plajı denizin tadını çıkarmanın yanında ziyaretçilerine marinanın ışıklarıyla ayrı bir boyuta geçen muhteşem gün batımını manzarasını seyretme imkanı da sunmaktadır.
Burası neresi? Playa de las Arenas Valencia’nın en ünlü limanı olan Malvarrosa Plajı ve ünlü Juan Carlos Yat Limanı’yla komşu bir konumdadır. Burası özellikle çocuklu aileler ya da yakınlarda eğlence mekanları ve restoran arayanlar için Valencia’da mutlaka gidilmesi gereken plajlar arasında bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Arenas Plajı’na geldiğinizde sahilde biraz vakit geçirebilir ve ardından öğle yemeği için keyifli mekanlardan birine uğrayabilirsiniz. Dilerseniz palmiye ağaçlarının kapladığı sahil şeridinde çok keyifli bir yürüyüşe çıkabilirsiniz.
Burası neresi? Şehrin dışında Burjassot Naranjera İstasyonu’nun eski tesislerinde 1983 yılında inşa edilen El Parc de Benicalap Valencia Yaklaşık 80 bin m2’lik bir alanda bulunuyor olup Valencia’nın sembolik parklarından biri olarak kabul edilmektedir.
Geniş spor alanları, yüzme havuzları, tiyatrosu ve çocuk oyun noktaları bulunan park; zeytin ağaçları, selvi, çam, defne, holm meşe, dut ağaçları veya çilek ağaçları ile çevrili Akdeniz orman bahçeleri şeklinde bitki örtüsüne sahiptir.
Neden gitmeliyim? Spor alanlarında; ziyaretçilerin tenis kortlarında, futbolda ve basketbolda spor yapabildikleri yerler mevcuttur.
Açık havuzlar: Yaz sezonunda açık olan havuzlar, Biri yetişkinler ve biri çocuklar için olmak üzere Kanarya, hurma ağaçları, California palmiye ağaçları, şanslı palmiye ağaçları ve büyük yucas gibi bol bitki örtüsü ile çevrilidir: iki tane havuzu bulunmaktadır.
Çocuk alanı; çocuklar için oyun parkları bulunur. Tiyatro bütün yıl boyunca, organize ve çeşitli sosyal ve kültürel etkinlikler oranize edilmektedir.
Kaçırmayın! Gez dolaş bir yere kadar! Asıl tatilin tadı eğlendiğiniz ve dinlediğiniz yerlerde çıkar. El Parc de Benicalap en Valencia’ya gelerek kendinizi ve ailenizi şımartın.
Nasıl Ulaşırım? Metro ile en yakın Valencia istasyonu, L4’teki Florista durağında veya EMT otobüsleri L12, 28 ve N10 hatlarına ait otobüslere binerek ulaşım sağlayabilirsiniz.
Burası Neresi? Eski Turia nehir yatağı içinde yer alan 100 bin m2’den fazla alana sahip Bioparc Valencia; Savannah, Madagaskar, Ekvator ve Afrika olmak üzere dört bölgeye ayrılmıştır. Kuru Savannah’da gergedan, zebralar, deve kuşları ve sırtlanlar bulunurken, Sulak Alanlar zürafalar, antiloplar, ceylanlar, fundalıklardır ve aslanları gibi daha birçok hayvanı yakından görme ve inceleme şansına sahip olabilirsiniz.
Neden Gitmeliyim? Kongo Gorilleri, Madagascan Lemurları, Savannah Aslanları ve Nil Suaygırları; València’nın Bioparc’ında 150 farklı Afrika türünün bine yakın hayvanı bulunmaktadır. En iyi sağlık ve konfor koşullarını sağlamak için özel olarak tasarlanmış yaşam alanlarında hayatlarını sürdürmektedirler.
Hayvanları çevreleyen engeller neredeyse görünmezdir, gelen misafirlere Afrika kıtasını yaşama şansı vermeyi ve doğal çevreleri korumanın önemini öğretmeyi amaçlamaktadırlar.
İkonik baobab ağacı gibi Afrika bitkilerinin önemli koleksiyonu dahil olmak üzere, Bioparc’taki birçok türün Eko-sistemlerini çoğaltmaya büyük özen gösterilmiştir. Yapraklı akasya ormanını ve otlakları keşfe çıkın, zebraları, zürafaları ve antilopları gözlemleyin ve sulak alanlarda zarifçe yürüyen leylekleri bulun, bir yaban domuzu yuvasına göz atın ve yeraltı köstebek sıçanının olağan dışı hayatı hakkında bilgiler edinin…
Kaçırmayın! Bioparc, sürdürülebilirlik ve korumaya büyük önem vermektedir; kullandığı suyun yüzde 95’inden fazlasını geri dönüştürmenin yanında hayvanat bahçesinde çok sayıda güneş paneli kullanarak suyu ısıtmak için enerji üretmektedir.
Hayvanat bahçesindeki türlerin çoğu, Avrupa koruma yetiştirme programlarına dahil edilmiştir ve Bioparc’ın temel hedefi, ziyaretçilerin çevreye özen göstererek, saygı konusunda bilinçlendirilmesini ve bilincin arttırılmasını içermektedir. Bioparc Valencia, vahşi dünyanın tadını çıkarmak, keşfetmek ve anlamak için mutlaka uğramalısınız.
Burası Neresi? Avrupa’nın en büyük akvaryumuna sahip ; l’Oceanogràfic, fütüristik bir binada yer alıyor olup toplamda 42 milyon litre su büyük su depolarında dünyanın çeşitli denizlerdeki Köpek balıkları, yunuslar, morslar ve hatta beyaz bir balina da dahil olmak üzere binlerce deniz hayvanı yaşıyor.
Neden Gitmeliyim? Köpek balıkları, Beluga balinaları, morslar, deniz aslanları, penguenler ve manta ışınlarının bulunabileceği 500 farklı deniz türünün 45 binden fazla örneği, iki düzeyde yapılandırılmış dokuz gezegenin en sembolik eko sistemlerini temsil eden akvaryum, dinlence, eğitim ve araştırma merkezi haline getirilmiştir.
Deniz alanları Akdeniz yaşam alanlarını, kutup okyanuslarını – Kuzey Kutubu ve Antarktika, adaları, tropik denizleri, ılıman denizleri ve Kızıldeniz’i yansıtır. Ayrıca, parkın içinde muhteşem bir yunus akvaryumu, biri Red Sea akvaryumunu bulabileceğiniz bir oditoryum var – mangrov bataklıkları için bir alan ve diğeri bataklıklar için ve 80’den fazla farklı bitki türü olan farklı bahçe alanları olmak üzere on ayrı bölgeye ayrılmıştır.
Elbette, bunların yanı sıra mağazalar ve restoranlar gibi birçok farklı hizmet sunmaktadır. Asıl olay olan müşterilerin akvaryumla çevrili, akşam yemeklerini yiyebilecekleri sualtı restoranından bahsetmek istiyorum. Felix Candela tarafından tasarlanan benzersiz zambak şekilli çatısıyla akvaryumun amiral gemisi binasında yer alan restoranın üst katı, bir ada gibidir ve göl ile çevrilidir.
Sualtı Restoranı yakınlarındaki bir adada bulunan flamingo kolonisinin, ziyaretçiler tarafından üreme alanlarını gözlemlemelerini sağlar. Alt katında ise; her yerden görülebilen devasa bir akvaryumla çevrilidir. Restoran, geleneksel Valensiya gastronomisi ile zarif ve şık bir mutfak sunmaktadır. Dolphinarium Fuarı tek kelimeyle efsane! Arkanıza yaslanan ve yunusların sizler için sergiledikleri muhteşem gösterileri izlemenin zevkini süredurun.
Kaçırmayın! Yaşınız kaç olursa olsun. İster çocuğunuzu kaptığınız gibi gidin ister tek başınıza. Gün sonunda iyi ki gelmişim diyebileceğiniz bir yere gideceğinize kefiliz. Photo Aqua mağazasında muhteşem su altı fotoğrafları ve posterleri satın alabileceğinizi de unutmayın. 🙂
Burası Neresi? Bahçenin Kökeni, bazı sebze bahçelerinin küçük bir sarayla Neoklasik tarzı bahçelere dönüştürüldüğü 1860-1870’e kadar uzanmaktadır. 1941’de Devletin koruması altına girmiş ve “Ulusal Sanat Bahçesi” ilan edilmiştir.
Daha sonra, 1970 yılında, sarayın rehabilitasyonundan ve bahçenin neoklasik sanatsal düzeninden sonra 1973’te restore edilerek halka açılmıştır. 12 bin 597 metrekarelik bir alana sahip, büyük estetik ve doğal değeri olan yürüyüş ve dinlenme için tercih edilecebilecek bir alan.
Neden Gitmeliyim? İçinde güzel heykeller, göz alıcı süs çeşmeleri, muhteşem güzellikteki ağaçlar ve çalılar, kesilmiş çitler ve bu bahçeyi Valencia şehrinin en güzellerinden biri yapan çiçek alanları sizi karşılayacak. 33 mermer heykelin yanı sıra ve en büyüğü nilüfer çiçeği gibi şekillendirilmiş, manolya, ginkgo ve diğer türlerin bazı büyük örneklerini gözler önünde seren birkaç gölet içerir.
Kaçırmayın! Valencia’nın en güzel köşelerinden biri olan bahçe, çok sık insanın olmadığı tam anlamıyla kendinizi dinleyebileceğiniz bir ortam. Adeta kütüphane sessizliğini andırıyor. 🙂 hatta alın kitabınızı yanınıza gelin birkaç saat açık havada sessiz sedasız kitabınızla baş başa kalın derim. Kendinizi daha mutlu hissedeceğinize eminim.
Burası neresi? Valensiya’da gece gezilecek yerlerin başında ünlü Barriodel Carmen yer alır. Bölge içerisinde yer alan birbirinden çeşitli eğlence mekanları ile sabahın ilk ışıklarına dek enerjinizi atabilirsiniz!
Neden gitmeliyim? Yalnızca akşamları değil günün her saati gezilesi bir yer. Gündüz saatleri huzur ve sessizliğin eşliğinde portakal ağaçlarını, mimarisi ile göz dolduran çeşmelerini, Carmen Manastırı’nı gezebilmeniz mümkün.
Akşam saat 10:00’dan sonra burada işler tam tersine dönüyor. İspanyol gece hayatı tam anlamıyla başlamış oluyor. Merkezi cadde, Calle Calatrava ve Calle Bolseria sokakları restoran, bar ve kulüplerle doludur.
Kaçırmayın! Valensiya mutfağını keşfetmek istiyorsanız buradan başlamanızı öneririm. Ünlü Paella yemeğinin doğduğu yer olan Barriodel Carmen’de, aynı zamanda “arros al forn“, sosis, patates ve nohut içeren bir fırın tabağı gibi lezzetleri de vardır.
Buırası Neresi? Barriodel Carmen Bölgesi’nin minimal versiyonu olan Blasco İbanez; dar sokakaları, birbiri içine geçmiş salaş mekanların yer aldığı en iyi öğrenci bölgesidir. Bölge iki ayrı, Kuzey kısmı Pz Honduras ve Güney – Pz Cedro çevresinde yoğunlaşmaktadır.
Neden Gitmeliyim? Renkli alternatifler arasında yerini alan Avenia Blasco Ibanez, hangi konseptte eğlenmek isterseniz isteyin sizlere her seçeneği sunacağından emin olabilirsiniz.
Burası Neresi? Valensiya gece hayatı denildiğinde ilk akla gelen Barrio dl Carmen’deki en popüler kulübüdür. Old Town’da bulunan bu özel barda, hafta sonarı yoğun bir kalabalık olduğu için gece yarısından önce gelin.
Neden Gitmeliyim? Her salı Flemenko gösteri performansları saat 23:00’da ve her Perşembe günü saat 20:00’da İngiliz dili geceleri düzenlenmektedir. Yalnızca bir bar değil çok amaçlı olarak kullanılan Radio City, sanat merkezi olarak; sinema ve tiyatro alanında da faaliyet göstermektedir.
Kaçırmayın! İliklerinize kadar gerçek bir İspanyol gecesi ve kültürünü yaşamak için kesinlikle Radio City’e uğramalı, harika performanslar sergileyeen DJ’lerin ve meşhur kokteyllerin tadını çıkarın. En iyi kokteyllerini sadece sunmakla kalmaz bunun yanı sıra uzman personeller tarafından hem alkollü hem de alkolsüz kokteyllerini masterclasses ile öğretirler.
Burası Neresi? En iyi bira fabrikalarından biri olan Birra and Blues, yapay katkı maddesi ve koruyucu olmadan bira üretme misyonunu benimsemiş olup yaptığı doğal ödüllü biralar ile gelen ziyaretçilerini cezbetmektedir.
Neden Gitmeliyim? Denize nazır mekanda lezzetli İtalyan spagettisini yerken Biraa and Blues birasından alacağınızı bir yudum adeta damaklarınızı çatlatacak! Yemeğinize eşlik eden canlı konserler de düzenlenmektedir.
Kaçırmayın! Bira üreticisi tarafından tesislerde rehberli tura çıkabilir, mağazalardan yapacağınız alışveriş ile kendinize küçük bir ev hatıra satın alabilirsiniz.
Burası Neresi? İspanya’nın başkenti olan Madrid, aynı zamanda ülkenin sanat ve finans merkezi olduğu bilinmektedir. Kısaca tarihinden bahsetmek gerekirse; ilk yerleşimin tarihi öncesi devirlerde kurulmuş olduğu görülmektedir. Kaynaklarda yer alan bilgiye göre ise; , Córdoba Emiri I. Muhammed’in 9. yüzyılın ikinci yarısında Manzanares Nehri kıyısına inşa ettirdiği kale ile ilişkilendirilmektedir.
1907 yılından 1814 yılına kadar Fransızların işgali altında kalan şehir, 1936-1939 yılları arasında yaşanan Sivil Savaş’tan sonra hızla toplanan Madrid; gelir seviyesinin yükselmesiyle birlikte, kültürel ve politik açıdan reform gerçekleştirerek günümüzdeki haline kavuşmuştur.
Neden Gitmeliyim? Madrid, yüzyıllardır şehirde izlerini bırakan birçok sanatsal cazibe merkezine sahiptir. Küçük gotik kiliselere ve erken Rönesans eserlerine kadar Madrid, çok sayıda zengin ve çeşitli sanat eserini içerisinde barındırmaktadır.
823-886 yılında Cordoba Emevi tarafından Manzanares Nehri kıyısında inşa edilen kaleye, suların annesi anlamına gelen, Arapça Magerit denmiştir. 200 yıl boyunca Arap egemenliği altında gelişen ve büyüyen şehirden kalan tek kalıntı; yıkık duvarlar ve çan kulelerine dönüştürülen birkaç kaleden ibarettir.
16 ve 17. yüzyıllarda büyük ölçüde gelişme yaşayan Madrid şehrinin ihtişamlı döneminde, bölgenin en ünlü alanları olan; Los Austrias, Plaza ve Mayor Meydan’larında yer alan bir dizi kilise ve manastırlar, tasarlanan sade Barok cepheler sarayların lüks iç mekanları ile tezatlık oluşturmaktadır.
Üç büyük sanat müzesi olan Prado, Thyssen-Bornemisza ve Reina Sofía Ulusal Sanat Merkezleri’nde; İtalyan, Flaman ve İspanyol okullarının en büyük eserlerinden bazılarını içeren 16., 17. ve 18. yüzyıl sanatlarının geniş ve kapsamlı koleksiyonu sayesinde birçok uzman tarafından dünyanın en önemli sanat galerisi olarak kabul edilmektedir.
Şehrin avangard ve modern yüzünü yansıtan bölgeleri, Gran Via ve Paseo de la Castellana Caddeleri; alışveriş ve konaklamak için en ideal bölgeler arasındadır.
Kaçırmayın! Madrid Kraliyet Sarayı ve Bahçeleri, Debod Tapınağı, Museo Sorolla, Puerta del Sol Madrid, Caixa Forum ve Museo Thyssen-Bornemisza gibi ziyaret edebileceğiniz birçok alternatifin bulduğu Madrid şehri görülmeye değer.
Nasıl Ulaşırım? Valensiya’dan Madrid şehrine 1 saat 35 dakikalık bir yolculuk yaparak varabilirsiniz. Ortalama bilet fiyatları değişkenlik göstermektedir.
Burası Neresi? İspanya Katalonya Bölgesi’nin başkenti Barselona; dünyanın en çok ziyaret edilen ikinci şehridir. Tarihi İspanya’nın tarihinden daha eski olan şehir; Hannibal Barca’nın babası Kartacalı Hamilcar Barca, M.Ö 1. Yüzyılda Barcino’da üst kurmasıyla başlayan tarihi, Romalıların Kartacalıları yenilgiye uğratmasıyla kurulan şehir tarihte Vizigotların ve Mağribilerin egemenliği altına girmiştir. 1936 yılında başlayarak 3 yıl süren İspanyol İç Savaşı sırasında tahrip olan şehir hızlıca yenilenerek bugünkü güzelliğine kavuşmuştur.
Neden Giymeliyim? Barselona’da görülmesi gereken; Montjuic Kalesi, Barcelona Katedrali ve Santa maria del mar görmeniz gereken önemli noktalar arasında yerini almaktadır. En ünlü caddesi olan Las Ramblas üzerindeki 150 yıllık tarihi geçmişe sahip Gran Teatre del Liceu Katalan Operası, Palau Nacional, Kristof Kolomb Anıtı, Picasso Müzesi ve Joan Miro’yu ziyaret edebilirsiniz.
Kaçırmayın! Art Nouveau akımının öncüsü Ünlü mimar Gaudi’nin eseri şehrin çevresini sanat eserleriyle donatmıştır. Casa Mila, Casa Baltlo ve Casa Ameltler gibi yapıların içerisinde yer aldığı sekiz eseri, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir. Bu etkileyici yapılar karşısında büyüleneceksiniz.
Nasıl Ulaşırım? Madrid Atocha istasyonundan binerek Ortalama 3 saat süren tren yolculuğundan sonra Barselona Sants istasyonu’na varabilirsiniz. Günde 06:10 başlayarak saat 21:30’ya kadar 26 sefer düzenlenmektedir. Bilet fiyatlarını incelemek için web sitesini ziyaret edin.
Burası Neresi? Coğrafyacı Strabon’nun görüşüne göre Barselona ilk kez Fenikeliler tarafından kurulmuştur. Kartacılılar hakimiyeti altına girdikten sonra Romalılar tarafından ele geçirilmiştir. Ardından 711 yılında Kuzey Afrika’dan gelen Magripliler tarafından fethedilen şehir en son 1487 yılında Katolik Krallar’ın yönetimine geçmiştir.
Neden Gitmeliyim? Tarihi geçmişi 2 bin 800 yıl eskiye dayanan Malaga, dünyanın en eski şehirlerinden biri olup, Malaga, Fenike, Roma, Arap ve Hristiyan dönemlerinin hepsine ev sahipliği yapan bir açık hava müzesidir. İçerisinde barındırdığı eşsiz miraslarla 2016 Avrupa Kültür Başkenti adayı olarak gösterilmiştir
Kaçırmayın! Castillo de Gibralfar, Lebara,Malaga Cathedral, Teatro Romano, Fundacion Picasso, Picasso Müzesi, Centre Pompidou Malaga’yı mutlaka görmelisiniz.
Nasıl Ulaşırım? Malaga ve Valensiya arasındaki tren yolcuğu 2 saat 37 dakika sürmekte olup Madrid atocha’dan Malaga maria zambrano’ya ilk tren 09:35’de başlayıp 19:35’de sona ermektedir.
Burası Neresi? İber kasabası Sevilla, Roma egemenliği altında Betis olarak adlandırılmaktaydı. Bu isim bugünse eğlence mekanlarının bulunduğu caddenin adıdır. 711 yılında Endülüs’e gelen Araplar, 1248 yılına kadar şehrin yönetimini ellerinde tutmuşlardır.
Neden Gitmeliyim? Guadalquivir Nehri yanında konumlanan renkli şehir, Arap, Osmanlı, Kuzey Afrika, gotik, barok ve Rönesans izlerini taşıyor olup mimari zenginliği ve lezzetli mutfağıyla her zaman gözde turistik merkezlerin başında gelmektedir.
Bembayaz labitrenti andıran sokakları, Arap mimarisini tüm ihtişamıyla gözler önüne seren konakları, süslü sarayları ve birbirinden süslü bahçeleriyle pek çok görülmeye değer nokta barındıran şehirde eğlencede hat safada. Cıvıl cıvıl festivalleri, İspanya’nın yöresel dansı Flemenko şovları ve tabi ki boğa güreşleri ile tam bir İspanyol şehrini iliklerinize kadar hissedebileceksiniz.
Kaçırmayın ! Milyonların severek izlediği Game of Thrones dizisinin dört bölümü çekilen Alcázar Sarayı, Santa Maria Katedrali, Giralda, Santa Cruz Meydanı, Lebara, Lebara, El Alamillo Köprüsü ve Guadalquivir Nehri ve Boğa Güreşi Arenası görebileceğiniz güzelliklerden sadece bazıları.
Nasıl Ulaşırım? Valensiya’dan Sevilla’ya yaklaşık 3 saat süren tren yolculuğunu değerlendirebilirsiniz. Tren yolcuğu ve Biletler hakkında detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Adres: İspanya Valensiya Fahri Konsolosluğu – Paseo de Ruzafa 11 pta. 10-46002 Valencia-İspanya
Telefon: (+34) 67 154 8122
Acil Servis: 112
Yerel Polis: 092
Ulusal Polis: 091
Biri Lebara’dan diğeri ise Yoigo olmak üzere iki operatör seçeneği mevcut olup ikisininde kendine özgü artı yönleri vardır. Lebara uluslararası iletişim için çok daha avantajlı seçenekler sunmaktadır. Yoigo ise şehir içi iletişim için daha caziptir. Eğer İspanya içi internet ve konuşma yapmak istiyorsanız Yoigo, eğer uluslararası arama yapmak istiyorsanız Lebara daha avantajlı.
Halihazırda kullanmış olduğunuz telefon hattınız yurt dışı kullanımına açabilirsiniz. Bu konuyla ilgili detayları aşağıda yer alan paragrafımızda açıkladık. Eğer bu seçeneği tercih ediyorsanız okumanızda fayda var.
Valencia gezilecek yerler listemiz son olarak 20.06.2024 tarihinde güncellenmiştir. İçeriğimizle ilgili görüş ve önerileriniz için bize yorum kısmından yazabilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…