Paris hakkında; Fransa’nın en ünlü şehri Paris, Avrupa’nın hatta dünyanın en popüler şehirleri arasında listelerin üst sırasında yer alıyor. Sein Nehri kenarına iki yaka şeklinde kurulan şehir, 4000 yıllık köklü bir geçmişe sahip. 12 milyonu aşkın nüfusunun dışında, her yıl milyonlarca turiste ev sahipliği yapan şehirde, 22 ilçe ve şehre bağlı birçok banliyö bulunuyor.
Pek çoğu UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan etkileyici tarihi yapılarından, doğal güzelliklerine, eğlence mekanlarından modanın devleşen markalarına kadar yüzlerce gezi alternatifinin bulunduğu şehirde, unutamayacağınız kadar güzel zaman geçirebilir, estetik atmosferiyle kendinizi eski bir çağın içerisinde ya da belki de romantik bir filmin içindeymiş gibi hissedebilirsiniz.
Müze kartları; Paris dünyada en çok ziyaret edilen turizm şehirlerinden olduğu için, haliyle kalabalık bir turist kitlesine de ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle gezilecek noktaların pek çoğu, özellikle de popüler gezi noktalarında uzun uzun giriş kuyrukları oluşabildiği için, öncelikli giriş hakkından, indirim avantajlarına kadar pek çok özelliğiyle kullanabileceğiniz müze kartlarını önceden inceleyip seçmenizde fayda var.
Paris Pass: Paris’in en kapsamlı müze kartlarından Paris Museum Pass, 60’ı aşkın müze ve tarihi yapıya ücretsiz girebilme imkanı veriyor. 2,4 ve 6 gün geçerli olarak satın alabileceğiniz kartın ücretleri ise gününe ve paketin içeriğine göre değişiklik gösterebiliyor. Dilerseniz Paris Pass’ın web sitesini ziyaret ederek, alternatif paketlerinden Paris Museum Pass’ı, Paris’te ulaşım için kullanabileceğiniz Paris Visit Pass’ı ve Paris Attraction Pass’ı inceleyebilir, fiyatlar hakkında güncel bilgiye ulaşabilirsiniz.
En uygun seyahat dönemi; Genellikle turistler Nisan-Mayıs aylarını ve Eylül-Ekim aylarını tercih ediyor. Ancak Paris her mevsiminde güzel olduğu için, karlı bir günde mi orada olmak istediğiniz, yoksa ılık bir bahar akşamında mı olmak istediğiniz ise size kalmış. Asla sıkılmayacağınız şehirde, keyifli bir gezi geçirmenizi diler, Paris gezilecek yerler yazımızı da bizim yazarken aldığımız kadar keyif alarak okumanızı dileriz. 🙂
Burası neresi? Paris dendiğinde ilk akla gelenlerden biri olan Eyfel Kulesi, şehrin ikonik simgesi olarak dünya çapında tanınan bir yapı. Paris’le ilgili neredeyse çoğu görselde görebileceğiniz Eyfel, şehrin ortasında öyle etkileyici bir şekilde duruyor ki otellerden, restoranlara hepsi yüzünü Eyfel’e dönmüş gibi manzarasına şahitlik ediyor. Şehrin merkez noktası olan Eyfel, yani orijinal adıyla Eiffel Tower, aslında ilk olarak bir fuar için inşa edilmiş.
Gustave Eiffel tarafından 1889 yılında gerçekleşen Expo fuarı için tasarlanan kule, Fransız Devrimi’nden tam 100 yıl sonra Fransızların demir ve çelik sanayisinde ne kadar geliştiğini kanıtlamak için inşa edilmiş. İlk başta geçici olarak konulan kule, 324 metrelik boyu ve tamamen demir çelikten yapılan yapısıyla oldukça ilgi çekiyor.
Dantel gibi işlenen demirleri ilk gördüğünüzde ister istemez etkileniyorsunuz. Üç ayrı kattan oluşan kuleyi, Paris’e gelen herkes mutlaka ziyaret ettiği için kuleye çıkma sırası bazen ciddi derecede kalabalık olabilirken, bazen ise daha az yoğunlukta olabiliyor. Ancak bilet alırken biletlerin kat kat ayrı olarak satıldığına dikkat etmeniz gerekiyor.
Neden gitmeliyim? Hangi kata çıkmak istiyorsanız, ona göre bilet almanız gerek. Şehrin 360 derecelik panoramik manzarasını izleyebileceğiniz kulede, keyifli bir şarap içebileceğiniz restoran ve kafe hizmeti de mevcut. Sevdiklerinizle romantik bir Paris akşamında, Eyfel’e çıkarak şehre tepeden bakabilir, Paris’in ışıklı dünyasına doyabilirsiniz.
Burası neresi? Paris dendiğinde şehrin simgesi Eyfel Kulesi’nden sonra akla gelen ilk simgelerden bir diğeri de Zafer Takı. Orijinal adı Arc de Triomphe olan tak, hem tarihi hem de turistik açıdan şehirde mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında yer alıyor. Yapım planları 1805 yılına kadar dayanan Zafer Takı, Napolyo’nun en ünlü zaferlerinden Austerlitz Savaşı’nın sonrasında şehirde Zafer takları yaptırma sözüyle ortaya çıkıyor.
Gelişen tarihi süreç sonucunda Zafer Takı ne yazık ki 1936 yılında tamamlanabilmiş. Mimarlığını Jean Chalgrin’in üstlendiği tak 45 metre boya ve 22 metrelik ene sahip. Dünyanın en büyük kavşağının tam ortasında yer alan yapı, tam olarak 12 caddenin birleştiği noktada göz kamaştırıyor.
Neden gitmeliyim? Paris’te yapacağınız keyifli bir yürüyüş sonrası Şanzelize’ye bakan yüzüyle sizi bekleyen Zafer Takı’nı inceleyebilir, üzerinde yer alan özenle işlenmiş kabartma figürlerini fotoğraflayabilirsiniz.
Burası neresi? Paris’in meşhur şehir meydanlarından biri olan Concorde Meydanı, Şanzelize Caddesi’nin başında yer alıyor. Bir ucunda Zafer Takı, diğer ucunda Concorde Meydanı’nın bulunduğu Şanzelize Caddesi’nde yürüyüş yaptığınızda mutlaka yolunuz düşeceği meydan, Paris’in en büyük, Fransa’nın ise ikinci büyük meydanı olarak biliniyor.
Bu kadar önemli bir noktada yer alan ve 359 metre kadar büyük bir genişliğe sahip olan meydan, haliyle tarihte de birçok önemli olaya tanıklık etmiş. Fransa’nın en önemli tarihi olaylarından Kraliçe Marie Antoinette’nin giyotinle öldürülmesi de tam olarak bu meydanda yaşanmış.
Neden gitmeliyim? Tarihin kanlı anılarının yanı sıra, günümüzde Concorde Meydanı üzerinde yer alan Mısır Anıtı’ndan, Fransa’nın Ulusal Bayram geçiş törenlerine kadar pek çok gezi alternatifine ev sahipliği yapıyor. Meydan etrafında yer alan önemli müzelerden, bahçelere, restoran ve kafelere kadar, Paris gezinizde Concorde Meydanı’nda kendinizi kaybedebilirsiniz.
Burası neresi? Meydanın adı, mutlakiyetçi gücün bir zamanlar nefret sembollerinden biri olan ve Bastille olarak bilinen kötü şöhretli devlet hapishanesinin bu meydanda olduğunu hatırlatıyor. Burada bulunan hapishane, 14 Temmuz 1789 tarihindeki Bastille saldırısının ardından tamamen yıkılmıştır. Bastille Hapishanesi’nin bulunduğu yerde günümüzde, 1989 senesinde inşa edilen Opera Binası bulunmaktadır. Opera Binası, 2.745 kişilik izleyici kapasitesiyle dikkat çekmektedir.
Bastille Meydanı’nın merkezinde, tepesinde zarif yaldızlı bir Özgürlük figürü olan Génie de la Liberté bulunan 51 metre yüksekliğindeki Colonne de Juillet isimli anıt bulunmaktadır. Anıt, Fransız tarihinde önemli olaylardan biri olan 1830 devrimini anmaktadır. Sütunun kaidesinde dört adet Galya horozu ve aslan kabartması, Fransa’daki özgür insanları temsil etmektedir. 283 basamağa sahip olan sarmal merdiven ise anıttaki seyir terasıne çıkarmaktadır.
Neden gitmeliyim? Opera performanslarından birini izlemek isteyen turistler için Opera Binası ve ilginç butikler, popüler giyim mağazaları, şık restoranları ve capcanlı kafeleri ile Bastille bölgesi Paris’in mutlaka görülmesi gereken yerleri arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Paris Place Vendome olarak bilinen Vendome Meydanı, 1702 yılında yapılmış oldukça önemli tarihi bir meydan. Şehre geldiğinizde gezebileceğiniz en görkemli noktalardan birisi. Yapıldığı dönemde, ticari amaçlarla kurulan meydan, günümüzde de halen lüks mağazaların yer aldığı binalarla çevrelenmiş.
Adını meydanda yer alan ünlü Hotel de Vendome’den, alan meydan, ortasında yer alan görkemli Vendome Sütunu ile de dikkat çekiyor. 44,3 metrelik yüksekliğe sahip olan sütun, bronz kaplamaya sahip. Meydanın çevresinde yer alan lüks mağazalar oldukça yüksek fiyatlara sahip olduğu için, ucuz ve hesaplı alışverişi tercih edenler için pek uygun değil.
Neden gitmeliyim? Ancak meydanda dolaşırken, cam vitrinlerde yer alan ürünlere göz atmak dahi, şehre gelenler için oldukça keyifli bir etkinlik haline gelmiş. Chanel, Dior ve Louis Vuitton gibi ünlü markaların ışıldayan vitrinlerine göz gezdirirken, meydanda yer alan anıtın önünde fotoğraf çekilmeyi unutmayın.
Aklınızda bulunsun! Meydana gelmek için en keyifli yürüyüş yollarından birisi Tuileries Bahçesi’nin olduğu yönde yer alıyor. Yürüyüş yolunun üzerinde yer alan ışıklı dükkanlardan, yerlere işlenen sanat eseri mozaikleri incelemek dahi gününüze zevk katacaktır.
Burası neresi? Büyüleyici Marais semtinde bulunan Vosges Meydanı, Paris’teki en eski halk meydanlarından biridir ve zamanla uyumlu bir şekilde genişletilmiştir. Bu zarif Vosges Meydanı, daha sonra inşa edilen Place Vendome ve Place de la Concorde gibi meydanlar için de bir model olmuştur. Meydan 17. yüzyılda pek çok turnuva, devlet organizasyonları ve düğün merasimleri gibi etkinliklere ev sahipliği yapmıştır. Ünlü yazar Victor Hugo de 19. yüzyılda bu meydanda bulunan bir ev kiralayarak burada yaşamıştır.
1605 ile 1612 yılları arasında inşa edilmiş olan meydan, Kral IV. Henry’nin isteği üzerine inşa edildiği için Place Royale olarak adlandırılmıştır. Meydan çevresinde başlangıçta aristokrat konutları bulunmaktaydı. Rönesans mimarisinin tipik bir örneği olan bu meydan, taş kubbeler ve eğimli arduvaz çatılara sahip tekdüze kırmızı tuğlalı evlerle hoş bir simetrik forma sahiptir.
Neden gitmeliyim? Tarihi anıtlarla dolu adeta bir açık hava müzesi olan Vosges Meydanı, moda butikleri, şirin kafeleri ve benzersiz mağazaları ile kesinlikle ziyaret edilmesi gereken Paris meydanları arasında bulunmaktadır. Meydan bir şeyler atıştırmak ya da kitap okumak uğrayabileceğiniz mükemmel yerlerden biridir.
Burası neresi? Sen Nehri’nin sağ kıyısına düşan Chatelet Meydanı, Paris’in 1. ve 4. bölgelerinin arasında bulunmaktadır. Meydanı süsleyen iki ünlü Paris tiyatrosu yer almaktadır. Bunlar, 19. yüzyıldan kalma Théâtre du Châtelet ile günümüzde tarihi bir anıt olan Théâtre de la Ville isimli sanat mabetleridir. Bu binalarda zaman zaman dans, müzik ve tiyatro gösterileri gerçekleştirilmektedir.
Neden gitmeliyim? Gerek tarihi tiyatro binaları gerekse de keşfedilmesi gereken diğer önemli noktaları ile Chatelet Meydanı, şehrin görülmeye değer noktaları arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Paris’in merkezinde yer alan meşhur Şanzelize Caddesi, dünyanın en meşhur caddelerinden biri desek yanlış olmaz. Bir film karesinden, ya da okuduğumuz bir Fransız romanından muhakkak aşina olduğumuz Şanzelize, tarihte ilk olarak bir tarla olsa da, 1667 yılında Turileries Bahçesi’nin manzarasının daha rahat görülebilmesi amacıyla genişletilmiştir.
Zamanla ağaçlandırma ve ışıklandırma yapılarak eklemelerin yapıldığı cadde, yine de yıllardır orijinal görüntüsünü kaybetmemiş. Bir ucunda Zafer Takı’nın, diğer ucunda Concorde Meydanı’nın yer aldığı cadde, yaklaşık 2 km’lik uzunluğa ve 6 şeritli yoluyla, 70 metrelik genişliğe sahip. Her yıl Fransa için önemli olan günlerin geçitlerine ve kutlamalarına da ev sahipliği yapan caddede, dört mevsimin her biri ayrı bir güzelliğe sahip.
Neden gitmeliyim? Yayalar için oldukça keyifli, bol ışıklı yaya yolunun bulunduğu caddede, birbirinden keyifli meşhur kafeler ve lüks markaların mağazaları yer alıyor. Champ Elyees’in üzerinde yer alan romantik kafelerin sokağa bakan masalarında otururken, lezzetli bir kruvasan yiyebilir, ya da alışverişin keyfini çıkarabilirsiniz.
Aklınızda bulunsun! Şanzelize Caddesi’ne ulaşmak isterseniz, pek çok alternatif ulaşım mevcut, ancak en kolay ve en hızlı ulaşımı metro ile sağlayabilirsiniz.
Burası neresi? Paris’in doğu kısmında kalan Gare de Lyon bölgesindeki bu küçük sokak, son dönemlerde şehrin en ünlü sokaklarından biri haline geldi. İlk yapıldığı dönemde işçilerin konaklaması için inşa edilen evler, rengârenk halleriyle herkesin ilgi odağı haline geldi. Sosyal medyada yapılan paylaşımlar sonrası ziyaretlerin arttığı sokak, öyle çok da büyük bir cadde gibi değil.
Karşılıklı birbirine bakam iki katlı evlerden oluşan sokak, sadece 7,5 metre genişliğe ve 144 metre uzunluğa sahip. 1865’te inşa edilen sokak, özellikle şehre gelen fotoğrafçıların renkli fotoğraf kareleri yakalamak için ziyaret ettiği yerlerden.
Neden gitmeliyim? Ünlü Bastille Meydanı’na da yürüyüş mesafesinde olan sokak, çok büyük olmadığı için uzun süreler vakit geçiremeyebilirsiniz, ancak şehre gelmişken Rue Cremieux’ta renkli vakit geçirmeyi ve renkli fotoğraf kareleri çekilmeyi unutmayın.
Burası neresi? Belleville bölgesini keşfe çıktıysanız, 150 metre uzunluğundaki bu açık hava sanat müzesi niteliği taşıyan caddeyi de mutlaka dikkatle incelemelisiniz. Cadde etkileyici duvar resimlerinin yanı sıra sık sık gerçekleştirilen sanat etkinlikleriyle de sanat severler için Paris’teki önemli cazibe merkezlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Neden gitmeliyim? Duvar resimleri, duvar yazıları, sanatsal etkinlikler sayesinde dolu dolu bir gün geçirmenizi sağlayan Rue Denoyez, sürekli değişen sanatsal etkinlikleriyle her gittiğinizde farklı bir şeyler bulabileceğiniz eğlenceli yerlerden biridir.
Burası neresi? Rue de Rivoli, Paris’te dünyanın en önemli moda markalarının bulunduğu ticari anlamda Paris’in en gözde caddelerinden biridir. Rue du Rivoli, Paris’in 1. bölgesinden 4. bölgesinde dek uzanmaktadır ve dünyanın çeşitli noktalarından Paris’e gelen turistlerin, özellikle de alışveriş tutkunu ziyaretçilerin odak noktalarından biridir.
Rude de Rivoli, ismini Napolyon’un 1797 senesinde Avusturya ordusuna karşı Rivoli Savaşı’nda kazandığı zaferden almaktadır. Cadde, kültür ve modernliğin muhteşem bir birleşimi olarak ziyaretçilerini karşılamaktadır. Caddeye gelenler hem Fransız geleneksel ögelerini hem de modern dünyaya ait izleri birarada görebilmektedir.
Neden gitmeliyim? Rue de Rivoli sokaklarına geldiğinizde dilerseniz sadece yürüyüş yapabilir, dilerseniz de birbirinden özel mağazalarda lüks alışveriş yapma deneyimi yaşayabilirsiniz. Louvre Müzesi, Tuileries Bahçesi ve Place de la Concorde gibi Paris’in mutlaka görülmesi gereken yerlerine yakınlığı da bu caddeyi turistler için cazbedici kılmaktadır.
Burası neresi? Paris’in 6. Bölge’sinde yer alan sanat ruhuyla dolu Saint Germain Bulvarı, şehrin estetik ve romantik ruhunu en güzel yansıtan yerlerden biri. Saint Germain des Pres olarak da anılan bölge, şehirde her zaman hareketli olmasıyla biliniyor. Sanat ve edebiyatın yuvası haline gelen Saint Germain, tarihi kilisesinden, sanat galerilerine kadar keşfedilecek pek çok gezi noktasıyla dolu.
Neden gitmleliyim? 3,5 kilometre uzunluğundaki bulvar, 1850’lili yıllarda düzenlenerek şehir hayatında aktif olarak rol almaya başlamış. Şehrin önemli yapılarının yer aldığı bulvarda, lüks restoranlarda ya da sanat dolu kitap evlerinde vakit geçirebilir, alışveriş turuna çıkabilirsiniz.
Burası neresi? Paris’in en yüksek bölgesinde yer alan Montmarte, yıllardır pek çok filmde kullanılan doğal bir set. Ressamlar Tepesi olarak bilinen Montmartre’de, bu kadar popüler olmasına rağmen, ne mutlu ki tarihi ve geleneksel dokusunu kaybetmemiş. Parke taşların yer aldığı yolları, renkli evleri ve sanatçıların ünlü galerileriyle dolu olan bölge, hayran kalacağınız samimi bir atmosfere sahip. Picasso’dan Vincent Van Gogh’a dünyaca ünlü ressamların yaşamlarının bir dönemlerini geçirdiği ve en önemli eserlerini verdiği bölge, özellikle ressam, yazar ve müzisyenlerin ilgi odağı.
Neden gitmeliyim? Yaşadıkları dönemde ucuz olduğu için tercih ettikleri ve atölyelerini kurduğu bölge, günümüzde pek çok kişinin yaşamak istediği yer haline gelmiş. Bölgenin içerisinde yer alan alanlar sadece bunlardan ibaret değil, listemizin diğer maddelerinde yer alan Sacre Coeur Bazilikası’ndan, Moulin Rouge Kabaresi’ne kadar pek çok gezi noktasının bulunduğu Montmarte’ye metro ile geldiğinizde Abesses İstasyonu’nda inerek ulaşabilirsiniz.
Burası neresi? Paris dendiğinde akla ilk gelen gezi noktalarından birisi de dünyanın en önemli eserlerine ev sahipliği yapan Louvre Müzesi. 73 bin metrekarelik alana sahip olan müze, aynı zamanda dünyanın en büyük müzesi unvanına da sahip. Her yıl neredeyse 10 milyon turistin ziyaret ettiği müze içerisinde 350 bini aşkın eser yer alıyor. Müzede bu kadar fazla eser olması da haliyle oldukça uzun bir gezi programı planlamayı gerektiriyor. Müzede yer alan eserleri tek tek incelemek isteseniz bile dahi bu neredeyse iki ayınızı alabilir.
Müzeye bir gezi planlıyorsanız, mutlaka kendi ilgi alanınıza yönelik olan galeri bölümlerini önceden seçmeniz ve ona göre bilet almanız gerekecek. Zira müzede biletleri buna göre ayrı ayrı olarak ücretlendirmiş. İlk olarak kale olarak inşa edilen müze, uzun yıllar malikane ve saray olarak kullanıldıktan sonra Tablo koleksiyonlarının sergilendiği alan olarak kullanılmaya başlanmış.
Neden gitmeliyim? 15. yüzyılda sanat akademisi olarak hizmet verdikten sonra 1793 yılında 537 eserle ziyarete açılan Louvre, genişleyen koleksiyonuyla günümüze kadar gelebilmiş. Dünyanın dört bir yanından gelen eserlerin yer aldığı müzede, Leonardo Da Vinci’nin Mona Lisa tablosunun yer aldığı resim koleksiyonundan, kraliyet bahçelerine kadar keşfetmeniz gereken pek çok nokta yer alıyor.
Burası neresi? Paris’in en ünlü ve önemli müzelerinden Orsay Müzesi, şehre geldiğinizde görmeden dönmemeniz gereken bir yer. Müzenin içerisinde yer alan koleksiyonlarla birlikte, koleksiyonların sergilendiği bina da bir o kadar önemli. Müzenin yer aldığı bina, 1900 yılında tren istasyonu olarak inşa edilmiş. Deniz kenarında yer alan ve bu nedenle ilk gördüğünüzde Haydarpaşa Garı’nı anımsatan bina 1939 yılına kadar tren istasyonu olarak kullanılmış.
O yıldan itibaren farklı amaçlar için kullanılsa da, 1977 yılında müze haline getirtilerek şehir için oldukça önemli bir değer haline getirilmiş. Sanat akımlarının en ilgi çekicilerinden olan Empresyonizm eserlerinin ağırlıklı olarak yer aldığı müzede, Claude Monet’ten, Vincent van Gogh’a kadar pek çok ünlü ressamın sanat eserleri yer alıyor.
Burası neresi? Karnavalet Müzesi, Napolyon’un banyo malzemeleri seti, Proust’un odası ve Devrim’den kalma kalıntıların bulunduğu, Paris tarihi hakkında ziyaret edilebilecek müzelerden biridir. Müze, Paris’in kuruluşundan itibaren günümüze kadarki hikayesini ele almaktadır. Müze, “L’hotel Carnavalet” olarak bilinen 1548 senesinde Ligneris Kontu için yapılmış bir konakta ziyaret edilebilmektedir.
Müze içinde 2500’den fazla resim, 20.000 çizim, 2000 heykel, 800 parça mobilya başta olmak üzere birçok farklı eser incelenebilmektedir. Carnavalet’in öne çıkan sergileri arasında Marie-Antoinette’e ait kişisel eşyalar, 19. yüzyıl sonlarındaki Paris’i tasvir eden gerçekçi tablolar ve Napolyon’un en sevdiği banyo malzemeleri gibi farklı nesneler bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Paris tarihini farklı açılardan ele alan Karnavalet Müzesi, şehrin geçmişine keyifli bir yolculuk yapmak isteyenler için görülmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Curie Müzesi, radyum ve polonyum gibi elementlerin keşfine yol açan çalışma alanlarını ve eserleri sergileyerek radyoaktivite alanındaki bazı öncüleri onurlandırmayı hedeflemektedir. Müze, Marie ve Pierre Curie ile Irène ve Frédéric Joliot-Curie’nin isimli iki bilim insanı çiftin hayatlarına ve onların yaptıkları çalışmalara odaklanmaktadır.
Müzede sergilenen nesneler radyoaktivitenin tarihine ve uygulamalarına, özellikle de radyasyonun tıpta kullanımını yeniden ele almaktadır. Müze, Institut Curie’deki en eski binalardan birinde yer almaktadır. Müzenin bulunduğu yer, geçmişte Curies ve Joliotlar tarafından ofis olarak kullanılmıştır.
Neden gitmeliyim? Radyasyonun tarihinde etkileyici bir yolculuğa çıkmak isteyenler için, radyasyon bilimiyle ilgili bir laboratuvarın dibinde güvenli bir şekilde sergilenen Curie Müzesi, etkileyici bir müze ziyareti deneyimi sunmaktadır.
Burası neresi? İspanya doğumlu, dünyanın en önemli sanatçılarından Pablo Picasso’nun dünyaca ünlü eserlerine ev sahipliği yapan Picasso Müzesi, şehre geldiğinizde ziyaret edebileceğiniz keyifli sanat turu noktalarından. Yaşamının büyük bir bölümünü Paris’te geçiren Picasso’nun, 1973 yılında yaşamını kaybetmesiyle birlikte ailesi sanatçının tüm eserlerini Fransız devletine bağışlamayı tercih etmiş. Bunun nedeni ise, sanatçının cenaze masraflarını ve veraset vergisini vermek istememeleri.
Sanatçının en büyük koleksiyonuna sahip olan Fransız devletinin, 1985 yılında 17.Yüzyılda inşa edilen Hotel Sale adında eski bir otel binasında müze kurmasıyla herkesin ziyaretine açılarak sanat dünyasına kazandırılmış. Sanatçının 200’den fazla tablosunun yer aldığı müzede, çeşitli çizim, seramikler ve 158 heykel yer alıyor.
Neden gitmeliyim? Sanatçının eserlerinin dışında sergide mutlaka görmeniz gerekenler ise, Pablo’nun özel mektuplarından, fotoğraf albümlerine kadar pek çok kişisel eşyasının yer aldığı sergi alanı. 2009 yılında restore sürecine giren müze, 2014 yılında kapılarını yeniden açtı ve Picasso hakkında detaylı bilgiler edinmek isteyenler için Picasso Müzesi, Paris’te mutlaka görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor.
Burası neresi? Paris’teki Tıp Tarihi Müzesi, dünyada nadir olarak bulunan cerrahi aletlere odaklanan Avrupa’daki en eski tıbbi koleksiyonlardan birine ev sahipliği yapmaktadır. Müzedeki tıbbi malzemelerle ilgili koleksiyonun tarihi 18. yüzyıle dek uzanmaktadır. Müzenin bulunduğu bina, 1905 yılından kalma Université Paris Descartes’ın ikinci katıdır ve restorasyon sonrası 1954 yılında halkın ziyaretine açılmıştır.
Yaklaşık 1.500 nesne içeren koleksiyon, Avrupa’nın en eskilerinden bazılarına ev sahipliği yapmaktadır ve özellikle cerrahi ve fizyoloji için tıbbi aletler konusunda oldukça güçlüdür. Müzedeki önemli nesneler arasında Napolyon’da kullanılan otopsi araçları ve yüzlerce hareketli parçadan oluşan anatomi çalışması için 1799’a dek tarihlenen karmaşık bir ahşap model de yer almaktadır.
Neden gitmeliyim? Oldukça ilginç nesnelerin sergilendiği Tıp Tarihi Müzesi, Paris’te kesinikle görülmesi gereken yerler arasındadır ve farklı bir müze deneyimi yaşamak isteyenler için görülebilecek bir müzedir.
Burası neresi? Sihir ve Merak Müzesi, Marais’te bulunan optik illüzyonlar, eğlenceli aynalar, kurmalı oyuncaklar ve tarihi sihirli eserlerden oluşan çok özel bir koleksiyona ev sahipliği yapmaktadır. Burası, Musee des Automates ile birlikte, aynı zamanda 19. ve 20. yüzyıldan kalma yüzden fazla otomattan oluşan müthiş bir koleksiyon da görülebilmektedir.
Müze koleksiyonu, Marquis De Sade’nin 16. yüzyıldan kalma tonozlu mahzeninde bulunmaktadır ve bu nedenle müzenin karanlık bir yüzü de bulunmaktadır. Sade, binada genç bir adam olarak yaşamıştır ve müzede görülebilecek tuhaf varlıklar da görülebilmektedir.
Neden gitmeliyim? 18. yüzyıldan günümüze illüzyonistlerin muhteşem dünyasına eksiksiz bir panorama sunduğu için, bu konuda merak olan kişilere Paris gezisi sırasında bu etkileyici müzeyi ziyaret etmelerini öneriyoruz. Çoğunlukla çocuklara yönelik bir yer olmasına karşın buraya gelen yetişkinler de ziyaretleri esnasında büyük keyif almaktadır.
Burası neresi? Tütün ve tütün kültürüne adanmış bu müze, 2001 yılından bu yana Père Lachaise isimli mezarlığın yanında ziyaretçilerini kabul etmektedir. Michka Seeliger-Chatelain ve Tigrane Hadengue tarafından müze, sigara yasaklarına rağmen, sigara içme tarihi hakkında insanları biligilendirmeye devam etmektedir.
250 m² gibi küçük bir alanda yayılmış müze içinde, asırlık enfiye kutuları, sigara paketleri ve 17. yüzyıldan kalma nadir kil pipolar görülebilmektedir. Müzeye son yıllarda popülerliği artması nedeniyle elektronik sigara için de bir alan ayrılmıştır.
Neden gitmeliyim? Sigaranın tarihinde dumanlı bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız Sigara Müzesi, size kısa ama çok keyifli bir gezi imkanı sunmaktadır.
Burası neresi? Musee Zadkine Rus heykeltıraş Ossip Zadkine’nin heykel çalışmalarına adanmış, önemli sanat duraklarından biridir. Müze, heykellerle ve etkileyici çeşmelerle çevrelenmiş etkileyici bahçelerin arasında bulunmaktadır.
Müze, Zadkine’nin kişisel koleksiyonunun yanı sıra evi ve stüdyosunu da Paris şehrine bağışlayan eşi Valentine Prax tarafından kurulmuştur. 1982 yılında açılan müze, Prax’ın vefatının ardından bazı yenileme çalışmaları gerçekleştirilmiş ve 2012 senesinde kapılarını yeniden açmıştır.
Paris de Luxembourg’a yakın bir konumdaki bu şirin müze, Paris’in 6. bölgesinde bulunmaktadır. Müze içinde başta 300’den fazla heykel olmak üzere, çizimler, fotoğraflar ve duvar halıları gibi çok önemli sanat eserleri sergilenmektedir. Çok büyük olmamasına karşın sunduğu sanatsal zenginlik Zadkine Müzesi’ni dikkat çekici yapmaktadır.
Neden gitmeliyim? Paris’teyseniz ve heykeltıraş Zadkine’nin en değerli hazinelerini keşfetmek size cazip geliyorsa, Paris gezilecek yerler listenize Zadkine Müzesi’ni mutlaka eklemelisiniz. Zadkine’nin özellikle “Çarmıha Gerilme” gibi önemli eserlerini görmek sizin için heyecan verici olacaktır.
Burası neresi? Paris’in sokaklarının altına inmek için değerlendirebileceğiniz Kanalizasyon Müzesi, turistler için Paris’teki alışılmadık ziyaret noktalarından biridir. Müze, şehrin yer altında, kanalizasyonlarında bulunuyor ve ziyaretçiler için bambaşka bir deneyim sunuyor. Müze ziyareti esnasında kanalizasyon sisteminin nemli ve kötü kokulu bir yer olduğunu bilmeniz faydalı olacaktır.
Neden gitmeliyim? Paris Kanalizasyon Müzesi’ni ziyaretiniz sırasında, Paris’in kanalizasyon sistemi hakkında bilgi edinebileceğiniz gibi, şehrin son birkaç yüzyıl içinde nasıl büyüdüğü hakkında da fikir sahibi olacaksınız. Müze, aynı zamanda 1910 senesinde kanalizasyon sisteminin arızalanması nedeniyle Paris’te meydana gelen sel hakkında da bilgi edinmek mümkün olmaktadır.
Kaçırmayın! Müze ziyaretinizin ardından buradan ayrılmadan önce hediyelik eşya dükkanını ziyaret edebilir, doldurulmuş fareler başta olmak üzere kanalizasyonlarla ilgili ilginç hediyelik eşyalardan satın alabilirsiniz.
Burası neresi? 1930’lardan kalma bu büyük ve tarihi binanın içinde bulunan müzede, Kübistler, Fauves’in çok önemli eserleri, Georges Rouault, Chaim Soutine ve Kees van Dongen gibi önemli sanatçıların eserlerini bulabileceksiniz. Müze, 2010 yılının Mayıs ayında içlerinde Picasso’nun da eserinin bulunduğu 5 eserin çalınmasıyla uluslarlarası manşetlere çıkması gibi talihsiz bir durumla gündeme gelmiştir.
Neden gitmeliyim? Paris’in diğer seçkin müzeleri kadar popüler olmasa da Modern Sanat Müzesi, içerisinde bulunan eserler sayesinde sanat severler tarafından Paris’te görülmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır. Müzeyi ziyaret etmenin ücretsiz olması da özellikle düşük bütçeyle geziye çıkanlar için burayı Paris’n önemli cazibe noktalarından biri haline getirmektedir.
Aklınızda bulunsun! Müzeyi ziyaret etmek için yaklaşık 2 saatlik bir zaman dilimi ayırmanız gerekiyor.
Burası neresi? Farklı ve sıradışı konularda hazırlanmış müzelere meraklı mısınız? Öyleyse Fransız sahtekarlığına adanmış olan Kalpazanlık Müzesi’ni Paris gezilecek yerler listenize mutlaka eklemelisiniz. Sahte Ürünler Müzesi’ne gelenler Fransız kültürü içinde şimdiye kadar imal edilmiş birbirinden ilginç sahte ürünleri görme şansına sahip olabilmektedir.
Müzenin açılış amacı insanları bilinçlendirerek kalpazanlıkla mücadelede adım atmaktadır. Bu nedenle insanların aradaki farkları görebilmesi açısından sahte ürünlerle gerçeği yan yana sergilenmektedir. Diğer ürünlerin yanı sıra sahte İsviçre çakıları, Veuve Cliquot şişeler ve Rodin bronzları da orijinalleri ile kıyaslamak mümkün olmaktadır.
Neden gitmeliyim? Sıradışı bir müze deneyimi yaşamak için Kalpazanlık Müzesi tam biçilmiş kaftandır. Müze aynı zamanda sizi sahte ürünlere karşı daha bilinçli bir hale getirme gibi önemli bir misyonu da yerine getirmektedir.
Burası neresi? Paris’teki Doğa Tarihi Müzesi içinde dondurulmuş hayvanlar görkemli bir şekilde adeta geçit töreni yapıyor. Müzede balık, kuş, maymun, dinozor ve insanlara ait kemik kalıntıları bulunuyor. Müzede toplamda nesli tükenmiş ya da tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan 250 türe ait kalıntılar görülebiliyor. Müzenin bulunduğu kırmızı tuğlalı etkileyici bina ise 1898 yılında inşa edilmiştir ve tarihi bir özelliğe sahiptir.
Neden gitmeliyim? Müzede sergilenen her türden hayvana ait dondurulmuş bedenleri, çocukların doğanın çeşitliliğini öğrenmesine katkı sağlamaktadır. Müze, nesli tükenmiş ya da tükenmekte olan canlıları ve onları korumanın ne kadar önemli olduğunu ziyaretçilere öğretmektedir.
Burası neresi? Heykel müzelerini sevenlerdenseniz, estetik zevkinizi muhakkak geliştireceğini düşündüğümüz Rodin Müzesi, Paris seyahatinizde es geçmemeniz gereken müzelerin arasında yer alıyor. Dünyanın en meşhur heykellerinden biri olan Düşünen Adam Heykeli’nin de yer aldığı müzede, keşfetmeniz gereken Cehennem Kapısı’ndan, Katedral’e kadar yüzlerce önemli heykel bulunuyor. Metro ile kolayca ulaşabileceğiniz müzeye 13 nolu hatla gelerek, Varenne istasyonunda inmeniz yeterli.
Neden gitmeliyim? Kısa bir yürüyüş sonrası ulaşabileceğiniz müze, 1919 yılından beri müze olarak halkın ziyaretine açık. Hem müze binasının içerisinde hem de bahçesinde pek çok eser yer aldığı için iki tarafı da ayrı olarak gezebilirsiniz. Zira müzenin bahçesine ayrı, içerisine ayrı giriş ücreti ödemeniz gerekiyor. Uzun süre restore sürecinden geçen müzede, heykelleri incelerken vaktin nasıl geçtiğini anlamayacaksınız.
Burası neresi? Işık Atölyesi, 1835 yılında inşa edilmiş, Fransız donanmasına ve Fransız demiryollarına demir sağlayan eski bir dökümhanede yer almaktadır. Çarpıcı ışık projeksiyonları ile dikkat çeken Işık Atölyesi, Paris’teki ilk dijital sanat müzesi olma özelliğini taşımaktadır. Müze içinde ortalama 30 dakika süren muhteşem ışık performansları ile unutamayacağınız zamanlar geçirebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Paris’te farklı bir sanat tarzınız yaşamak istiyorsanız uğramanız gereken yer burasıdır. Buraya gelerek çok yetenekli dijital sanatçıları yakından tanıyabilir ve onların sanatını daha iyi anlayabilirsiniz. Yoğun sezonda Paris’e gelenler için, burası çok bilinmeyen bir yer olmasından dolayı sakinliği nedeniyle de burayı ziyaret etmeyi tercih edebilirsiniz.
Burası neresi? Perili evler fikri size çekici geliyorsa La Manoir de Paris, sizin için ziyaret etmesi çok keyifli yerlerden biri olacaktır. Müzede çalışan 30 sanatçı, çoğu gerçeklere dayanan 14 Paris efsanesini hayata geçirmektedir. Köşkteki 23 odada, ziyaretçilerin belirleyeceği 5 korku seviyesinde korku hikayeleri dinlenebilmektedir. Köşkte Cadılar Bayramı ve Sevgililer Günü gibi özel günler için “karanlık gece” etkinlikleri de düzenlenmektedir.
Neden gitmeliyim? Gerilim yaşamaktan hoşlananlar için La Manoir de Paris, Paris’in görülmesi gereken yerleri arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? 13 Mart 1986 senesinde açılan Bilim ve Endüstri Şehri, Paris’te bilime adanmış bir müzedir ve Vilette Parkı içinde ziyaretçilerini kabul etmektedir. Yılda yaklaşık 5 milyon kişi tarafından ziyaret edilen müze, Avrupa’nın en büyük bilim müzesi olma özelliğini taşıyor. Müze, Cumhurbaşkanı Valery Giscard d’Estaing’in girişimleri sonucuyla oluşturulmuştur.
Hayata, evrene ve bilime bütün karmaşıklığıyla bakan Bilim ve Endüstri Şehri, 30 bin m²’lik bir alana yayılmış durumdadır. Müzede öne çıkan nesneler arasında Ariane Uzay Mekiği de dahil olmak üzere ölçekli uydu modelleri, uçaklar ve robotlar yer almaktadır. Müzedeki sera bahçesi ise tarım ve biyo teknoloji alanındaki gelişmeleri gözler önüne sermektedir.
Neden gitmeliyim? İlgi çekici yerler arasında bir planetaryum, bir denizaltı, IMAX tiyatrosu ve çocuklarla gençler için özel alanların bulunduğu Bilim ve Endüstri Şehri, bilime meraklı ziyaretçiler için kesinlikle es geçilmemesi gereken duraklardan biridir. Müze özellikle gençler için bilimsel ve teknik bilgiyi yaymak ve bilim ve endüstriye yönelik farkındalık oluşturmak için önemli bir misyon üstlenmektedir.
Kaçırmayın! Kameraların büyüleyici dünyasına yolculuk yapabileceğiniz, bilgisayarlarda 3D resimler çizebileceğiniz ve hatta Mona Lisa’yı seslendirebileceğiniz Espace Images’te çok keyifli ve ilginç deneyimler yaşamayı ihmal etmeyin.
Burası neresi? Madame Tussauds’un bir versiyonu olan Grevin Müzesi, özellikle çocuklar için oldukça ilgi çekici bir balmumu müzesidir. Müzede Brad Pitt, George Clooney, Barack Obama gibi birçok ünlü ismin balmumu heykelini incelemek mümkün olmaktadır. Müzede çoğunlukla Fransız kökenli ünlülerin balmumu heykellerine yer verilmiştir. Müzenin son kısmında ise küçük bir galeri bulunmaktadır ve burada balmumu işlerinin nasıl yapıldığı gösterilmektedir.
Müzenin adı, müzedeki ilk balmumu heykellerini yapan sanatçı Alfred Grevin’den almaktadır. Müze 1882 yılından bu yana varlığını sürdürmektedir ve müze içinde toplamda 300’den fazla ünlünün balmumu heykeliyle dünya tarihi için önemli anların balmumundan temsil edildiği sahneler yer almaktadır.
Neden gitmeliyim? Balmumu heykelleri ile birçok ünlüyü adeta yanınızdaymış gibi hissedebileceğiniz Grevin Müzesi’nin içinde bulunduğu bina da oldukça ilgi çekicidir. Bu nedenle müze ziyaretiniz sırasında müze binasını da dikkatle incelemenizi tavsiye ediyoruz.
Kaçırmayın! Müze içinde aynı zamanda Amerikalı sanatçı Krysle Lip tarafından tasarlanmış tuhaf aynalı salon da oldukça ilgi çekicidir.
Aklınızda bulunsun! Müze zaman zaman yoğun bilet kuyruklarına sebep olabilmektedir. Bu kuyrukta zaman harcamak istemiyorsanız internet sitesinden online olarak biletinizi almanızı tavsiye ediyoruz.
Burası neresi? Listemizde de bahsettiğimiz Paris’in en güzel bahçelerinden biri olan Tuileries Bahçesi’nin içerisinde bulunan müze, Tuileries Sarayı’nın eski serası olarak kullanılıyormuş. 1857 yılında inşa edilen yapının 1927 yılında müzeye dönüştürülmesiyle birlikte hizmete açılan müze, ünlü ressam Claude Monet’in en önemli eserlerine de ev sahipliği yapıyor.
Neden gitmeliyim? Farklı ünlü ressamların da koleksiyonlarının bulunduğu müze, geçici sergilerle de ziyaretçilerine dinamik bir gezi ortamı oluşturuyor.
Burası neresi? Paris’in en değerli koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapan Jacquemart Andre Müzesi, şehrin ünlü koleksiyoncularından Edouard Andre ile eşi Nelie Jacquemart’ın yaşamları boyunca biriktirdikleri, dünya eserlerine ev sahipliği yapıyor. Aslında bugün müze olarak ziyaret edilen yapıda, çiftin uzun süre yaşamlarını sürdürdükleri evmiş.
Neden gitmeliyim? Nattier’den, Boticelli’ye kadar dünyaca ünlü birçok sanatçının eserlerinin yer aldığı koleksiyonda, heykellerden resimlere çeşit çeşit eser mevcut. 1860 yılında taşındıkları otelde oluşturdukları koleksiyonla günümüz sanatına ışık tutan çiftin koleksiyonu, 1913 yılı itibariyle sergilenmeye başlamış. Özenli mimarisiyle de dikkat çeken müzeyi, Paris gezinizde ziyaret etmeyi unutmayın.
Burası neresi? Paris’in Marais bölgesinde yer alan bu ilgi çekici müze, Paris gezinize fazlasıyla keyif katacak. Paris’in en önemli müzelerinden biri olarak kabul edilen Carnavalet, içerisinde yer alan tarihi objelerden, tablolara kadar birçok önemli esere ev sahipliği yapıyor. Kalıcı koleksiyon sergisi ve dönemsel sergi alanı bulunan müzede, ana koleksiyon dışında değişen sergi bölümü de mevcut.
Neden gitmeliyim? Paris için önemli olan tarihi objelerin yer aldığı bölümle başlayan müzede, Paris’in tarihine yolculuğa çıkıyorsunuz. Fransız Devrimi’nin en önemli bildirilerinden İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi’nin de asıl halini görebileceğiniz müzede keyifli bir gezi turuna çıkabilirsiniz.
Burası neresi? Paris’in önemli müzelerinden biri olan Paris Bilim ve Keşifler Müzesi, bilime ve keşiflere ilgi duyanların mutlaka ziyaret etmesi gereken yerler arasında. Grand Palais’in hemen arka tarafında yer alan müze, şehre gelen turistlerin bazen göz ardı edebildiği yerlerden olduğu için, listemizde mutlaka yer vermek istedik.
Neden gitmeliyim? 1937 yılında binada gerçekleştirilen bilim sergisi sonrası tamamen müze şeklinde hizmet veren yapı, özellikle de çocuklar için oldukça ilgi çekici. Bünyesinde kimya, matematik, fizik ve astronomi gibi birçok bölüm halinde sergi alanlarının yer aldığı müzede, kainatın oluşumunda bir yolculuğa çıkabilir, kendinizin dünyanın ne kadar küçük bir parçası olduğunu hissedebilirsiniz.
Burası neresi? 1800’lü yıllarda Paris’in 9. bölgesi pek çok yazar, sanatçı ve besteciyle doluydu. 1830 yılında Hollandalı bir sanatçı olan Ary Scheffer, bu küçük villayı inşa etti. Scheffer bu güzel villada Chopin, Liszt, George Sand gibi çok önemli konukları ağırladı.
Müze günümüzde esas olarak yaşamı boyunca son derece popüler bir romandı olan George Sand’a adanmıştır. Müzede aynı zamanda Scheffer’in resimleri ve Romantik dönemden kalma çeşitli hatıraları da sergilenmektedir. Müze 2013 yılında yenilenmiş ve daha güzel bir görüntüye kavuşmuştur. Günümüzde müzenin ağaçlarla çevrilmiş avlusu, özellikle yaz döneminde gelenler için burayı cazip bir rota yapmaktadır.
Neden gitmeliyim? Gerek George Sand ve gerekse de Ary Scheffer’i daha yakından tanımak isteyenler için Romantizm Müzesi, Paris’te görülmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Paris tatili için farklı bir müze arayışında iseniz, 300 binden fazla Avrupa dışından getirilmiş sanat eserinin muhafaza edildiği bu müzeyi mutlaka gezi listenize dahil etmelisiniz. Müze içinde Asya, Orta Doğu, Okyanusya ve Amerika’dan birçok ilginç sanat eseri sergilenmektedir. Müze 2006 yılından bu yana ziyaretçilerini kabul etmektedir.
Müzenin etkileyici koridorlarına sizi götüren bir de muhteşem bahçesi bulunmaktadır. Patikalardan ve küçük tepelerden oluşan bu güzel bahçe yürüyüş yapmak ve zaman geçirmek için ziyaretçiler tarafından çok beğenilen bir noktadır. Bahçe müzenin dış cephesinde etkileyici yeşil bir duvar oluşturmaktadır.
Neden gitmeliyim? Samuray zırhından el dokuması duvar halılarına ve ağaç kabuğ üzerindeki karmaşık çizimlere kadar birçok farklı eserin sergilendiği müze, herkes için ilginç bir şeyler sunmaktadır. Özellikle farklı coğrafyaların kültürlerini merak edenler için burası kaçırılmaması gereken duraklardan biridir.
Burası neresi? Müze, tek boynuzlu at, duvar halıları vitray ve Orta Çağ heykellerinden oluşan 1500 parçadan fazla parçaya sahip bir koleksiyona ev sahipliği yapmaktadır. Müzenin zarif ve modern giriş kapısı mimar Bernard Desmoulin tarafından oluşturulmuştur. Müze, Paris’in 5. bölgesinde yer almaktadır.
Neden gitmeliyim? 15. yüzyıldan kalma tarihi otel binası ile dikkat çeken müze içinde birbirinden etkileyici eserleri inceleyebilirsiniz. Müzenin içini keşfettikten sonra ise binanın dışındaki bahçeyi mutlaka incelemelisiniz. Bahçe özellikle ilkbahar ve sonbaharda oldukça etkileyici olmaktadır.
Burası neresi? Paris’e geldiğinizde, kendinizi masal diyarının içinde hissetmenizi sağlayacak Lüksemburg Bahçesi’ni ziyaret etmeden olmaz. Paris şehir merkezinde yer alan en büyük şehir parklarından biri olan Lüksemburg Bahçesi, şehrin 6. bölgesinde yer alıyor. Her mevsim ayrı bir güzellikte olan bahçeyi en renkli göreceğiniz zaman ise, şüphesiz bahar ayları oluyor. Rengarenk çiçekleriyle kendinizi düş bahçesinde hissedebilirsiniz.
Toplamda 22 hektarlık bir alan üzerinde yer alan bahçe, şehrin gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler için en güzel alternatiflerden. Etkileyici mimarisiyle parkın ortasında yer alan Lüksemburg Sarayı’nın önündeki devasa süs havuzu ise ortamın atmosferini fazlasıyla değiştiriyor. Genelde oyuncak teknelerin yüzdürüldüğü havuzun önünde yer alan banklarda oturarak parkın tadını çıkarabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Parkta görmeniz gereken saray dışında başka mimari eserler de yer alıyor. Bunlardan en meşhuru da tarihi Medici Çeşmesi (Fontaine Médicis). Ancak keşfetmeniz gereken daha pek çok heykel de mevcut. Rengârenk çiçeklerin ve ağaçların yer aldığı parkta keyifli bir yürüyüş yapabilir, ağaçların altında saklanmış gibi gözüken kafede sıcak bir kahve içebilirsiniz.
Burası neresi? Endüstriyel alanların doğayla bütünleşmesiyle ortaya çıkan muhteşem görüntüler insanlar için her zaman ilgi çekici olmuştur. Bunların en güzel örneklerinden biri de Paris’te bulunan La Promenade Plantee’dir. Bu yeşil alan yükseltilmiş bir viyadük üzerinde oluşturulmuştur.
Yeşil Parkur anlamına gelen “Coulée verte” olarak da adlandırılan park, Opera Bastille’de başlayarak 2 mil boyunca devam etmekte ve Vincennes demiryolu hattının bir kısmını da içine almaktadır. Demiryolunun eski önemini yitirmesinin ardından mimar Jacques Vergely ve Philippe Mathieux tarafından tasarlanmış ve 1993 yılında sıradışı bir park olarak ziyarete açılmıştır.
Neden gitmeliyim? Klasik yeşil alanlardın dışında daha heyecan verici parklar görmek isteyenler için La Promenade Plantee, Paris’in görülmesi gereken önemli yerlerinden biridir.
Burası neresi? Avrupa’nın en büyük sarayı olarak da bilinen Versay Sarayı’nın içerisinde yer alan Versay Bahçesi, Andre Le Notre’nin mimarlığında dizayn edilmiş oldukça etkileyici bir alan. 1668 yılında XIV. Louis tarafından yaptırılan saray, Aynalı Salon’undan, tamamen mermerden yapılan Salon De Venüs bölümüne kadar insanı hayrete düşürecek derecede görkemli bölümlere sahip. Bahçesinde yer alan devasa süs havuzu ve etkileyici heykelleriyle dikkat çeken bahçesinde, vakit geçirebileceğiniz birçok alan mevcut.
Neden gitmeliyim? Tarihe geçen Versay Antlaşması’nın da yapıldığı sarayı ziyaret etmeniz için giriş ücreti ödemeniz gerekiyor. Ancak sadece bahçede gezmek isteyenler için giriş ücreti bulunmuyor. Etkinlik dönemleri haricinde serbest olarak girebileceğiniz bahçeye, bir gününüz ayırarak keyifli vakit geçirebilirsiniz.
Burası neresi? Adeta gizli bir cennet olan Alpine Bahçesi, kendi mikroiklimini yaratarak binlerce dağ bitkisinin korunmasını sağlamaktadır. Yürüyüş yapmak ve yeşillikler içinde zaman geçirmek isteyenler için burası oldukça keyifli destinasyonlardan biridir. Bitkiler bölgede mikroiklim oluşturmak için yerden yaklaşık 3 metre aşağıya yerleştirilmiştir.
1930’lu yıllarda özel olarak bir alpinyum inşa etme kararı alınmış ve bunun için çok çaba harcanmıştır. Daha sonra alpinyum bitkilerinin doğal ortamı taklit edilerek doğal bir düzen oluşturulmuştur. Bunun neticesinde alp bitkilerinin yetişmesi sağlanmış ve zamanla bölgeye Atlas Dağları, Himalaya, Japonya gibi bölgelerden bitkiler getirilerek 2.000’den fazla türün burada yetişmesi sağlanmıştır.
Neden gitmeliyim? Muhteşem Alp Bahçesi, özel bir alan olduğundan ve bulunduğu bölgede çok özel bir iklim oluşmasını sağladığından ziyaretçiler için görülmesi gereken çok özel bir bahçedir.
Burası neresi? Paris’in huzur dolu parklarından Tuileries Bahçesi, 1564 yılında Medici Ailesi tarafından yaptırılan Tuileries Sarayı’na ait bir bahçe. 1667 yılından itibaren halkın kullanımına açılan bahçe, Concorde Meydanı ve Louvre Müzesi gibi şehrin ikonik noktalarının ortasında yer alıyor. Şehir merkezinde yer aldığı için kolayca ulaşabileceğiniz bahçe 25 hektarlık oldukça büyük bir alana sahip.
Neden gitmeliyim? İçerisinde devasa bir süs havuzundan, yürüyüş yapabileceğiniz yürüyüş yoluna ve çevresinde yer alan çeşitli kafelere kadar vakit geçirebileceğiniz birçok alternatif mevcut. Yemyeşil peyzajı ve sessizliği ile insana huzur veren bahçede yer alan yeşil sandalyelerde dinlenerek parkın tadını çıkarabilir, etkileyici güzellikteki heykelleri inceleyebilirsiniz.
Burası neresi? Paris’in batı bölümünde yer alan Boulogne Ormanı, içerisinde piknik alanından, yürüyüş yoluna ve hayvanat bahçesine kadar birçok gezi noktası bulunduruyor. Yemyeşil arazisi ve gölleriyle dikkat çeken park, 846 hektarlık devasa bir alana sahip. New York‘un Manhattan Adası’nda yer alan dünyanın en ünlü şehir parklarından Central Park’tan neredeyse 3 buçuk kat büyük olan orman, eski tarihlerde Fransa kralları tarafından av alanı olarak kullanılmış.
III. Napolyon döneminde park olarak kabul edilen Boulogne, doğal halini halen koruduğu için, doğa içinde gün geçirmek isteyenlerin sık sık ziyaret ettiği yerlerden. Park oldukça büyük olduğu için birçok noktadan farklı girişleri mevcut, ancak Paris şehir merkezine yürüyüş mesafesinde yer aldığı için parka ulaşmakta zorlanmayacaksınız.
Neden gitmeliyim? Orman içerisine araçla giriş mevcut, ancak bazı tatil günlerinde bu yollar yayalar için kapanıyor. Metro ile gelmek isterseniz Les Sablon istasyonunda inerek kısa bir yürüyüş sonrası ormana ulaşabiliyorsunuz. Kayıklarla dolu göletin etrafında keyifli yürüyüş yapabileceğiniz ormanda, göl manzaralı yemek yiyebileceğiniz restoran ve kafe alternatifleri de mevcut.
Aklınızda bulunsun! Park akşamları hava karardıktan sonra denetimsiz bir hale büründüğü için açık genelevi lakabını da almış. Bu nedenle parkı akşamları ziyaret etmemenizi, daha çok gündüz keşfe çıkmanızı öneririz.
Burası neresi? Muhteşem bir tapınak, etkileyici bir hayvanat bahçesi ve harika göllerin bulunduğu Vicennes Ormanı, Paris’in en yeşil yerlerinin başında gelmektedir. 2500 dönümlük bir alanda bulunan ormanlık alan, Paris’in en büyük yeşil parkı olarak kabul edilmektedir ve Paris’in oksijen depolarından biridir. Park içinde bulunan dört gölün her biri romantik dönemi yansıtacak şekilde tasarlanmıştır.
Neden gitmeliyim? Şehrin sokaklarında hareketli ve yorucu bir gezinti yaptıktan sonra Bois de Vincennes’te dinlenmek için bir mola verebilirsiniz. Geniş parkurları, kiralık bisikletleri, tekne kiralama seçenekleri, çocuk çiftliği, mini golf sahası, hayvanat bahçesi ile Vincennes Ormanı sizin için etkileyici bir gezi imkanı sunmaktadır.
Burası neresi? Villette Parkı, Paris’te yer alan oldukça keyifli ve modern bir park. 1984-1987 yılları arasında İsviçreli mimar olan Bernard Tchumi’nin yaptığı park, tasarımsal açıdan oldukça ilgi çekici. İçerisinde çeşitli müzelerin ve tema parklarının yer aldığı parkta, şehrin en önemli kültür müzesi olarak kabul edilen müzeden, Avrupa’nın en büyük bilim müzesine kadar pek çok müze yer alıyor.
Neden gitmeliyim? Ancak park şehrin kıyı bölümünde yer aldığı için şehirde yer alan diğer parklar kadar popüler değil. Listemizde yer alan diğer popüler parklara göre daha az kalabalık olan park, daha çok kültür, sanat etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. Parkta en dikkat çeken yapı ise, cam ve demir malzemeden yapılan Cite des Sciences et de L’Industrie Müzesi. Küre şeklinde cam aynadan yapılan müze, önünde fotoğraf çekilmek için oldukça ideal.
Burası neresi? Şehrin meşhur büyük parklarından olan Buttes Chaoumont, 1867 yılından beri şehirlilerin kullanımına açık. Yemyeşil 25 hektarlık arazisiyle harika bir gün geçirmek için oldukça ideal olan park, sakinliğiyle biliniyor. Paris’te yer alan diğer parklardan farkı ise, düz bir yapıda değil, eğimli bir yapıda olması. İnişli çıkışlı tepeler şeklinde bulunan parkın içerisinde, 5,5 km’lik yürüyüş yolu bulunuyor.
Neden gitmeliyim? Birbirinden güzel kafe ve restoranların bulunduğu parkta keşfedebileceğiniz, taş köprüden, tapınak heykeline kadar birçok yapı da mevcut. Yeşilliklerin üzerinde piknik yapıp, kitap okuyabileceğiniz parka gelmek için metronun Botzaris durağında inmeniz yeterli.
Burası neresi? Paris’in merkezinde yer alan bu park, ismini mitolojide adı geçen Savaş Tanrısı Mars’tan almış. Oldukça büyük bir alana yayılan arazi, Eyfel Kulesi’nin hemen alt kısmında bulunuyor. 16. yüzyılda tarla olarak kullanılan arazi, daha sonrasında Fransız ordusunun eğitim aldığı yer olarak kullanılmış. Tarihe geçen Champ de Mars katliamının da yaşandığı alan günümüzde şarap içilen, hoş sohbetler edilen ve bol bol Eyfel Kulesi manzarasında fotoğraf çekilen oldukça keyifli bir alan olarak turistlerin mutlaka ziyaret ettiği yerlerin başında geliyor.
Burası neresi? Monceau Parkı, şehrin ortasında yer alan 2 hektarlık alana sahip oldukça keyifli bir park. Zafer Takı’nın bulunduğu alanın kuzey doğu kısmında yer alan Monceau, yürüyerek kolayca ulaşabileceğiniz bir noktada yer alıyor. Metroyla gelmek isterseniz ise Monceau istasyonunda inmeniz yeterli. Yemyeşil ağaçlarla çevrili olan parkta, en meşhur olan ise sabah yürüyüşleri.
Neden gitmeliyim? Genellikle şehrin üst tabaka insanlarının yaşadığı bölgede olan park, haliyle yine bu kitleye ev sahipliği yapıyor. Parkın içerisinde yer alan gölet ve etrafında yer alan çoklu sütunları da parka gelmişken mutlaka görmenizi tavsiye ederiz.
Burası neresi? Paris’in ünlü yemyeşil parklarından birisi de Montsouris Parkı. 15 hektarlık geniş bir alana yayılan park, şehrin diğer parkları kadar popüler olmadığı için daha sakin bir yapıya sahip. Genellikle yerlilerin ziyaret ettiği park, haftasonu kapalı olan mağazaların yerine gezmek için en güzel alternatiflerden. Doğanın şifalı etkisiyle ve sessizliğin dinlendirici yönüyle kendinizi huzurlu hissedeceğiniz park, genellikle bu niyetle gelen şehirliler tarafından ziyaret ediliyor.
Neden gitmeliyim? Ortasında yer alan yeşil gölün etrafında yer alan banklarda otururken, kuşların cıvıltısıyla birlikte ruhunuzu dinlendirebilir, ya da çimlerin üzerine uzanıp heyecanlı bir roman okuyabilirsiniz. Tramvay ve Rer hattını kullanarak kolayca ulaşabileceğiniz parka gelmek için, Cite Universitaire durağında inmeniz yeterli.
Burası neresi? Monet, 1926 yılında son nefesini verene kadar 43 yıl boyunca arkadaşı ve üvey kızı ile Giverny’deki bu evde geçirmiştir. “Nilüferler” ve “Japon Köprüsü” gibi birçok seçkin başyapıtını da burada hayata geçirmiştir. Monet’in yaşadığı zamanlarda ev hayat doluydu ve 10 kişilik bir ile eve neşe saçmaktaydı.
Neden gitmeliyim? Yemek odası, mutfak, kiler ve oturma odası gibi Monet’in yaşadığı döneme uygun bir şekilde tasarlanmış bölümleriyle Monet’in Evi ve evin muhteşem bahçesi kesinlikle görülmeye değerdir.
Burası neresi? Yaklaşık 400 yıldır halka açık bir yer olan Botanik Bahçesi, olağanüstü bitki çeşitliliği ile bitkiler hakkında birçok yeni bilgi edinmesine olanak sağlamaktadır. Bahçe bu özelliği ile tarihi anıt ve olağanüstü bahçe olarak sınıflandırılmış çok özel bir yerdir. Bahçe içinde ziyaretçiler yüzlerce farklı türde bitkiyi inceleyebilmektedir.
Bahçe içinde bulunan hayvanat bahçesinin ise farklı bir kuruluş hikayesi bulunmaktadır. 1794 yılında kurulan hayvanat bahçesinin içinde bulunan hayvanlar, Fransız Devrimi nedeniyle terk edilmiş olan Versay Sarayı’nın hayvanat bahçesinde başıboş kalan kalan hayvanların getirilmesiyle kurulmuştur. Burası dünyanın en eski ikinci hayvanat bahçesi olması nedeniyle de ayrı bir öneme sahiptir. Hayvanat bahçesi içinde yaklaşık 150 farklı türden 600 civarında hayvan yaşamaktadır.
Neden gitmeliyim? Buraya gelerek muhteşem bitkiler arasında çok keyifli ve öğretici bir yürüyüşe çıkabilir, çocuklarınızla hayvanat bahçesinde eğlenceli zamanlar geçirerek çocuklarınızın hayvanları tanımasına yardımcı olabilirsiniz.
Burası neresi? Dünyanın en önemli ve en ünlü kiliselerinden Notre Dame Katedrali, 2019’un 15 Nisan günü yaşanan büyük yangın ile herkesin hafızasında yer edindi. O güne kadar zaten ünlü olan kilise, yangın olayı ile beraber daha da bilinir hale geldi. Dünya tarihinin önemli miraslarından biri olan kilisenin bu yaşadığı olay ile, kilisede yer alan oldukça önemli bölümler ne yazık ki zarar gördü.
Neden gitmeliyim? Dünya edebiyatının ünlü kitaplarından Victor Hugo’nun kaleme aldığı Notre Dame’ın Kamburu kitabıyla da ünlenen katedral, Paris’in en eski yerleşim yerlerinden, Sen Nehri üzerindeki Cite Adası üzerinde yer alıyor. Fransız gotik mimarisi ile inşa edilen kilisenin yapımı da oldukça uzun sürmüş. 1163 yılında yapımına başlanan kilise, ancak 1345 yılında tam anlamıyla bitmiştir. Dünya’nın en özel dini yapılarından biri olarak kabul edilen yapıyı, siz de Paris gezilecek yerler listenize eklemelisiniz.
Aklınızda bulunsun! Zaman içerisinde yapısal değişikliklere de uğrayan katedral, yangın nedeniyle ne yazık ki ziyarete kapalı. 2024 yılına kadar sürmesi tahmin edilen restore sonrasında, tarihi katedralin eski görünümüne kavuşmasını umuyoruz.
Burası neresi? Paris’in en önemli yapılarından biri olan Les Invalides, 1671-1678 yılları arasında inşa edilmiş bir yapı. XIV. Louis’in olduğu dönemde inşa edilen yapı, içerisinde pek çok başka yapıyı barındırdığı için kompleks bir merkez olarak karşımıza çıkıyor. Bünyesinde müze, hastane ve kilisenin yer aldığı yapı, aynı zamanda şehrin en büyük askeri koleksiyonuna da ev sahipliği yapıyor. Les Invalides’i Paris için özel kılan nedenlerden birisi de içerisinde yer alan Dome Kilisesi.
Neden gitmeliyim? Tarihi ve dini açıdan önemli olan kilise, Fransa’nın meşhur kralı Napolyon’un da mezarına ev sahipliği yapıyor. Savaş döneminde neredeyse 4000 gazinin bakımının yapıldığı Les Invalides’de gezmeniz gereken yapıların içinde, Dome Kilisesi, Ordu Müzesi, Hotel de Invalides ve St. Lois des Invalides gibi önemli tarihi yapılar yer alıyor. Metro ile kolayca ulaşabileceğiniz tarihi alana, Invalides durağında inerek kolayca ulaşabilirsiniz.
Burası neresi? Paris’in ünlü kiliselerinden biri olan Madeleine Kilisesi, Atina’da yer alan dünyaca ünlü Akropolis’e benzerliğiyle dikkat çekiyor. 1763-1842 yılları arasında uzun bir sürede yapılan kilise, çevresini saran devasa sütunlarla şehrin ortasında adeta bir sanat eseri. Dışında yer alan ilgi çekici mimarisinin yanı sıra, iç düzenlemesiyle ve işlemeleriyle dikkat çeken kilise, oldukça gösterişli bir yapıya sahip.
Neden gitmeliyim? İsmini Mecdelli Meryem’den alan kilise, daha sonraları borsa binasından, tiyatro binasına ve Fransa Bankası’na kadar pek çok farklı amaçla da kullanılmış. Etrafında toplam 52 sütunun yer aldığı kilise, On Emir kabartmalarından, Kıyamet Günü’nün resmedildiği işlemelerine kadar her yönüyle keşfetmeniz gereken tarihi bir değer.
Burası neresi? 11. yüzyılda 6. yüzyıldan kalma bir manastırın yerine inşa edilen kilise, Notre Dome’in inşa edilmesine kadar Paris’in en önemli ibadet yeri olarak hizmet veriyordu. Kilisenin en eski bölümü, girişin sağ kısmında bulunan, Paris’in ilk piskoposu olan Aziz Germanus’un son dinlenme yeridir.
Neden gitmeliyim? 2019 yılında tavan freskleri onarılan bu büyüleyici kilise, 2021 yılına kadar süren restorasyon çalışmalarının ardından tekrar ziyarete açılmıştır.
Burası neresi? Gotik mimarinin önde gelen eserlerinden biri olan Sainte Şapeli, Fransa kiliseleri arasında en popüler yapılardan. 1248 yılında IX. Louis’in isteği üzerine inşa edilen şapel, o dönemde yer alan dini kutsal emanetlerinin saklanması amacıyla yaptırılmış. İçerisinde yer alan özel cam vitraylarla dikkat çeken kilise, adeta bir sanat eseri.
Camlara işlenen vitraylar sayesinde içeriye girdiğinizde kendinizi ışık dünyasında hissedeceğiniz şapelde, binanın yapımında kullanılan paranın tam 3 katı kadar para, kutsal eserlerin bir araya getirilmesinde harcanmış. 1239 yılında çıktığı Haçlı Seferi sırasında Bizans İmparatoru’ndan parayla satın aldığı Hz. İsa’nın tacının da bulunduğu şapeli, Paris gezilecek yerler listenize mutlaka eklemelisiniz.
Burası neresi? Paris listemizde de yer alan ünlü Ressamlar Tepesi olarak da bilinen Montmartre’de yer alan Sacre Coeur Bazilikası, beyaz yapısı ve kubbeleriyle oldukça ilgi çekici şehir simgelerinden biri olarak tanınıyor. Kalker taşından inşa edilen bazilika, 1875 yılında inşasına başlansa da, 1914 yılında tamamlanabilmiş. 1919 yılında kilise olarak çılan Sacre Coeur’u ne yazık ki, yapının mimarı Paul Abadie bitmeden önce vefat ettiği için görememiş.
Neden gitmeliyim? Kilise beyaz olmasına rağmen kalker taşı ile yapıldığı için kendi kendini temizleyebilme özelliğine de sahip. Bizans ve Roma mimarisiyle inşa edilen kilisenin ön kısmında İsa’nın ve Aziz Louis’in heykelleri yer alıyor. Etkileyici iç mimarisinden, harika manzaraya sahip olan Bazilika Kubbesi’ne kadar, Sacre Coeur şehirde görmeden dönmemeniz gereken dini ve turistik noktalardan.
Burası neresi? Fransızların en önemli dini mabetlerinden biri olan Pantheon, Paris’in şehir merkezinde oldukça kolay ulaşabileceğiniz bir noktada yer alıyor. Şehirde en sık ziyaret edilen yerlerden biri olan Pantheon, Quarter Latin olarak anılan bölgede bulunuyor. İlk tasarlandığı sırada kilise olarak planlanan yapı, daha Fransa tarihini değiştiren Fransız Devrimi sonrasında şehrin anıt mezarı olarak kullanılmaya başlanmış.
Neden gitmeliyim? 1758 yılında inşasının başladığı yapı, dönemin kralı olan XI. Louis’in emri nedeniyle 1759 yılında açılabilmiş. Fransızların ünlü düşünürleri bilim insanı ve sanatçıların mezarı olan Pantheon’da J. J. Rousseau’dan, Victor Hugo’ya, Emile Zola’dan, Madame Cuire’ye kadar bir çok önde gelen ismin mezarı ziyaretçileri bekliyor.
Burası neresi? Doğu Paris’te bulunan Pere Lachaise Mezarlığı, kızmen bir mezarlık ve kısmen çok güzel bir şekilde düzenlenmiş bir bahçe olarak ziyaret edilebilmektedir. Bu “Ölüler Şehri” akla gelebilecek her boyutta ve şekildeki mezar taşlarıyla adeta bir açık hava müzesine benzemektedir. Kanatlı melekler, yarasa kanatlarına benzer şeylerle çevrili ürkütücü kafatasları, yarı çıplak kadın ve kafasız erkek bedenleri şeklinde yapılmış heykeller burayı ziyaret edenlere bir mezarlıktan çok daha fazlasını gözlemleme şansı sunuyor.
44 hektarlık bir alana yayılmış olan Lachaise Mezarlığı, Paris’in 20. bölgesinde yer almaktadır ve 19. yüzyıldan kalma etkileyici ve çarpıcı mezarlıklara ev sahipliği yapmaktadır. Mezarlığı önemli kılan detayların başında ise Balzac, Frédéric Chopin, Edith Piaf, Oscar Wilde ve Jim Morrison gibi dünyaca ünlü birçok ünlü ismin son dinlenme yerinin burası olmasıdır ve adeta onlara bir saygı duruşu niteliği taşımaktadır.
Neden gitmeliyim? Lachaise Mezarlığı, Eyfel ya da Zafer Takı kadar ünlü bir yer olmasa da, içerisinde bulunan ünlü mezarları, unutulmaz heykelleri ve fotoğraflamaya değer parke taşları ile Paris’in en gözde cazibe merkezlerinden biri haline gelmektedir. Mezarlığı ziyaretin ücretsiz olması ise burasını Paris gezilecek yerler listenize eklemeniz için sebeplerden yalnızca bir tanesidir.
Burası neresi? Fransa’nın iyi bilinen ve ilginç karakterlerinden birçoğunun son dinlenme yeri olan Passy Mezarlığı, Eyfel Kulesi’ne çok yakın bir mesafede bulunmaktadır. 1820 senesinde açılan Passy Mezarlığı, adını o zamanlar bir köy olan bulunduğu bölgeden almıştır ve dört dönümden daha geniş bir alanı kaplamaktadır.
Montparnasse, Montmartre ve Pere-Lachaise mezarlıklarının ardından Paris’teki en ilginç mezarlardan biri olan Passy Mezarlığı birçok ünlü ismin son durağı olmuştur. Burada Empresyonist ressamlar Edouard Manet ve Berthe Morisot, romantik besteciler Claude DeBussy ve Gabriel Faure başta olmak üzere çeşitli sanatçılar ve tasarımcıların mezarları bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Birçok ilginç karakterin son dinlenme yeri olan Passy Mezarlığı, küçük olmasına karşın birbirinden ilginç ve dikkat çekici mezar taşı heykelleri ile şehirde görmeniz gereken mezarlıklar arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Tarihi 1798 yılına dek uzanan Montmartre Mezarlığı, Alexandre Dumas ve Edgar Degas gibi önemli isimlerin dinlenme yeridir. Mezarlık Paris’in 18. bölgesinde bulunmaktadır ve Paris’in 3. büyük mezarlığı konumunda bulunmaktadır. Mezarlıkta 20 binden fazla mezarlık bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Girişte ücretsiz bir basılı rehber edinebileceğiniz Montmartre Mezarlığı, etkileyici mezar taşları ve birçok ünlü ismin mezarlığı ile Montmartre bölgesinin ziyaret edilebilecek yerleri arasında bulunmaktadır. Burası aynı zamanda yemyeşil ortamı ile şehir içindeyken biraz nefes almak isteyenler için de ideal bir ziyaret noktasıdır.
Burası neresi? Bir eşi Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Özgürlük Anıtı, Fransız Devrimi’nin yüzüncü yılını anmak amacıyla ABD tarafından Fransa’ya hediye edilmiştir. Heykel, şehrin güney kısmında, Seine Nehri’nin hemen tam ortasında bulunmaktadır. Anıt, orijinalinin çeyrek ölçekli bir kopyasıdır ve 1827’de nehir trafiğinin yoğunluğunu azaltmak için inşa edilmiş yapay bir ada olan Île aux Cygnes’in güney ucuna oturtulmuştur.
Heykel, 1889 senesinde Fransa’ya hediye edilmiştir. Heykelin en önemli özelliği ise Fransa ile ABD arasındaki tarihsel olarak yakın bağı ve iki ulusun üzerine kuruldukları cumhuriyetçi ideale bağlılığını teyit etmesidir. Heykel, orijinalinden 3 yıl önce inşa edilmiştir ve orijinali için bir ön çalışma niteliği taşımıştır. Heykel son olarak 1990 senesinde restore edilmiştir.
Neden gitmeliyim? Paris tarihi açısından önemli bir yere sahip olan Özgürlük Anıtı, Paris gezisi ziyaretinde görmenizi önerdiğiniz yerler arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Meçhul Asker Anıtı, Birinci Dünya Savaşı sırasında hayatını kaybetmiş olan bütün askerleri temsil ediyor ve Zafer Takı’na yakın bir konumda bulunuyor. Anıtın bulunduğu yerde askerin gömüldüğü 1920 yılında alev yakılmıştır ve bu alev her akşam saat 18.30’da silahlı kuvvetler mensupları tarafından yeniden yakılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Birinci Dünya Savaşı için önemli sembollerden biri olan kahraman askeri ya da bütün askerleri hatırlamak için yapılan bu anıt mezar, Fransa tarihi açısından önemli bir yere sahip olması nedeniyle görülmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Paris’in her yeri sanıldığı kadar romantik değil. Paris Yeraltı Mezarları, şehrin altında keşfedilmesi gereken ürkütücü olduğu kadar etkileyici kemik ve mezar koleksiyonudur. 18. yüzyılda Paris’teki mevcut mezarlıkların yeterli gelmemesinin ardından ortaya çıkan bu yeraltı mezarlıklarına toplamda 6 milyondan fazla insan gömülmüştür. İnsanlar yeryüzünden 25 metre derinlikteki kireçtaşı ocaklarını ölen sevdikleri için güvenli bir yer olarak değerlendirmiş ve ölülerini buraya gömmüştür.
Neden gitmeliyim? Hepsi kafatasları ve kemiklerle kaplı tünellerden oluşan yeraltı mezarları, sıra dışı bir deneyim yaşamak isteyenler için Paris’in mutlaka görülmesi gereken yerleri arasında bulunmaktadır ve kesinlikle Paris’in keşfedilecek dünyaca ünlü destinasyonlarından biridir. Özellikle gerilimden hoşlanan maceraperest gezginlere burayı tavsiye ediyoruz.
Burası neresi? 416 metrekarelik Seni Seviyorum Duvarı, Paris’in Jehan-Rictus Meydanı’nda bulunmaktadır. Fransızcası “Le mur des je t’aime” olarak bu duvar, iki sanatçı tarafından hayal edilmiş ve aşıklar için bir buluşma noktası olarak tasarlanmıştır ve 2000 senesinde ziyarete açılmıştır.
Duvar, 612 lav taşıyla kaplanmıştır ve duvarda Birleşmiş Milletler’in 192 dilinin tamamı da dahil olmak üzere 311 dilde “Seni Seviyorum” yazmaktadır. Frédéric Baron ve Claire Kito isimli sanatçılar başta büyükelçilikler olmak üzere kapsamlı bir araştıma yaparak 300’den fazla dildeki sevmeyi ifade eden sözcükleri toplayarak çalışmayı ortaya çıkarmıştır.
Neden gitmeliyim? Özellikle aşık çiftler için oldukça farklı bir ziyaret noktası olarak Sevgi Duvarı, Paris’teki görülmesi gereken sıradışı yerler arasında bulunmaktadır.
Aklınızda bulunsun! Sabah 08.00’den itibaren ziyaret edilebilen duvarın ziyarete kapanış saatinin ise ucu açıktır. Duvara ulaşmak için kullanılabilecek en yakın metro istasyonu ise Abbesses’tir.
Burası neresi? Montparnasse Gökdeleni, New York’un Empire State binası ne ise, Paris için de aynı öneme sahip bir yapı desek yanlış olmaz. Şehrin en yüksek binası olan Montparnasse, kendisiyle aynı ismi taşıyan semtin içerisinde bulunuyor. Şehrin iş merkezi olarak da bilinen semtte yer alan gökdelen, şehri panoramik bir şekilde izlemek için şüphesiz en güzel yer. Gündüz ayrı güzel, akşam ışıklarıyla bambaşka bir güzelliğe sahip olan Eyfel Kule’sinin her aldığı manzarayı izleyebileceğiniz tepede, harika fotoğraf çekimleri de yapabilme imkânınız bulunuyor.
Neden gitmeliyim? Paris’in nostaljik ruhunu sevenlerin yapıldığı 1970’li yıllardan beri eleştirdiği kule, yine de uzun yıllardır şehirde vazgeçilmez seyir teraslarından biri. Alt katlarının ofis olarak kullanıldığı binanın 56. Katından şehri doya doya seyredebilirsiniz. Dilerseniz seyir katında yer alan kafe de oturabilir, kahvenizi keyifle yudumlayarak Eyfel manzarasını izleyebilirsiniz.
Aklınızda bulunsun! Havanın güzel olduğu günlerde 59. katta bulunan üstü açık seyir terasına çıkabilir, yerden 210 metre yükseklikten şehri izleyebilirsiniz.
Burası neresi? Dünyanın en modern alışveriş merkezlerinden biri olan Galeries Lafayette, son katında Paris’in en güzel manzaralarından birini sunuyor. Binanın ferforje tavan kubbeleri ve kafesli cam işliği kesinlikle görmeye değerdir ve başlı başına bir sanat eseridir. Tavan kubbesi 141 fit yüksekliğindedir. Ziyaretçiler ücretsiz olan çatı katına çıkarak manzarayı seyredebilmektedir.
Neden gitmeliyim? Grand Palais ve Eyfel Kulesi’ne bakan Lafayette Gözlem Terası, Paris’in hayal edebileceğiniz en muhteşem manzaralarına ev sahipliği yapan çatı katıyla dikkat çekmektedir. Ürün yelpazesi pahalı olan bu alışveriş merkezinden alışveriş yapmasanız bile mutlaka çatı katına çıkmalı ve bu muhteşem manzaranın keyfini çıkarmalısınız.
Burası neresi? Paris’in kendinizi masallar diyarında hissetmenizi sağlayan en önemli yapılarından birisi de Palais Garnier. 19. yüzyılın en önemli mimari eserlerinden biri olan Paris Opera Binası, III. Napolyon için dönemin önde gelenlerinden Charles Garnier tarafından tasarlanarak 1875 yılında Paris’in hizmetine açılmış. Şehrin simge yapılarından biri haline gelen opera binası, barok ve gotik mimarisiyle görenleri kendine hayran bırakıyor.
Neden gitmeliyim? Dışarısında yer alan işlemelerin yanı sıra, binanın içerisi gösterişli yapısıyla oldukça ünlü. İç mekanda yer alan mozaik tavan resimleri ve mermer sütunları gördüğünüzde, hangisine bakacağınızı şaşırabilirsiniz. Fuaye alanının içerisinde yer alan renk ve işlemelerin her biri ayrı sanat eseri.
Aklınızda bulunsun! Sahne alanında yer alan bordo koltuk döşemeleri ve altın renkli düzeniyle bale ve opera izleyebileceğiniz Palais Garnier’da etkinlik biletlerin gişeden almanız gerekiyor. Palais Garnier binasına ulaşmak için 3, 7 ve 8 nolu metro hatlarını kullanarak, Opera istasyonunda inebilirsiniz.
Burası neresi? Renkli boruları ve merdiveniyle dikkat çeken sanat merkezi, şehirde yer alan önemli sanat merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor. Paris’in barok ve romantik mimarili yapılarının yanı sıra, daha modern bir görüntüye sahip olan Pompidou, şehrin hareketli noktalarından biri olan Beaubourg’ta yer alıyor. 1977 yılında Fransa’nın İkinci Dünya Savaşı sonrası ikinci Cumhurbaşkanı olan George Pompidou adına yapılan merkezin içerisinde, sergi salonlarından devasa bir kütüphaneye, kafeden restorana pek çok alan yer alıyor.
Mimarlığını Richard Rogers ve Renzo Piano’nun yaptığı Pompidou Sanat Merkezi’nde asıl dikkat çeken mimari özellik ise yapının dışında açık şekilde bırakılan boruların renklerinin işlevlerini temsil ediyor oluşu. Su borularının yeşil, havalandırmaların mavi, sarı borular elektrik ve kırmızı olan yerler ise asansör ve yürüyen merdivenlerin olduğu alanları gösteriyor.
Neden gitmeliyim? Mimari açıdan da oldukça zevki inşa edilen sanat merkezinin her katında ayrı bir sergi alanı yer alıyor. Dünyaca ünlü koleksiyon ürünlerinin yer aldığı sanat merkezinin, teras katına çıkarak şehrin panoramik manzarasını da izleyebilirsiniz.
Burası neresi? Fransa’nın dünyaca ünlü giyim markası Louis Vuitton firmasının, 2008 yılında çalışmaların başladığı kültür ve sanat merkezi, markanın sahibi ve Fransa’nın en zengin insanı olarak da bilinen Bernard Arnault’un fikriyle ortaya çıkmış. 2014 yılında tamamlanmasıyla birlikte ziyarete açılan yapı, Paris’in en ilginç yapıları arasında yer alıyor. Frank Ghery’nin mimarlığını üstlendiği bu önemli proje, modern yapısının yanı sıra, şehrin estetiğini bozmayacak şekilde inşa edilmiş.
Neden gitmeliyim? Modern mimariyi Paris’e yakıştırmayanların bile sevdiği yapı, şehrin en meşhur ormanı Boulogne Ormanı’nın içerisinde yer alıyor. İçerisinde 11 ayrı galerinin yer aldığı Louis Vuitton Vakfı’nda birçok sergi ve koleksiyonu gezebilir, yapının terasına çıkarak ormanın ve şehrin manzarasını izleyebilirsiniz.
Burası neresi? Kültür sanat etkinlikleriyle ve salonlarıyla meşhur olan Paris’in yeni denebilecek, oldukça ilginç mimariye sahip etkinlik merkezlerinden birisi de, Paris Filarmoni binası. Parc de la Vilette’de yer alan yapı, 2015 yılında açıldı. Çağdaş mimari ile tasarlanan bina, yeşilliklerin arasında parlayan cam tasarımıyla gerçekten mimari bir şaheser.
Neden gitmeliyim? Konser, opera ve çeşitli gösterilerin gerçekleştirildiği yapı, şehre geldiğinizde hem kültürel etkinlikler için hem de mimari bir keşif için mutlaka ziyaret etmeniz gereken kültürel etkinlik noktaları arasında yer alıyor.
Burası neresi? Paris şehrinin ortasında yer alan, hatta şehir hayatının nehir etrafına kurulmuş olduğu Sen Nehri, şehrin en güzel doğal güzelliklerinden. Binlerce yıldır şehrin doğal kaynaklarından biri olan nehir, su yolu ticareti için de her zaman önemli bir alternatif olarak kullanılmış. Şehri tam anlamıyla ortadan ayıran nehir, İstanbul’dan alışık olduğumuz Boğaz kenarı mantığından biraz uzak. Bunun nedeni ise, nehrin sık sık su taşkınları yaşıyor olması.
Bu nedenle zarar görebilme ihtimali olan kafe-restoran gibi faaliyet alanları nehrin kenarında yer almıyor. Yükseltili duvarların arkasında yer alan bank ve parklarda vakit geçiren Parisliler, Sen Nehri’nin gündüz ayrı, akşamları ayrı güzelliğini seyre dalıyor.
Neden gitmeliyim? Kanal boyunca üzerinde tam olarak 37 tane olmakla beraber pek çok ünlü köprü de yer alıyor. Nehir yürüyüşüne çıktığınızda, nehir kenarında oturup keyifli bir Paris pikniği yapabilir, ya da güzel bir müzik açarak, manzarayı seyre dalabilirsiniz.
Burası neresi? Romantikliklerle dolu Paris’in en keyifli yürüyüş ve seyir noktalarından birisi de, hiç şüphesiz Saint Martin Kanalı. Suyun kenarında, yeşilliklerin içerisinde olmayı sevenler için oldukça zevkli bir yürüyüş olacağına eminiz. 19. yüzyılın başında yapımının başladığı kanal, 1825 yılında kullanıma açılarak günümüze kadar gelebilmiş. Pek çok farklı noktadan ulaşabileceğiniz kanal, uzun yıllar boyunca su yolu taşımacılığının da önemli bir parçası haline gelmiş.
Neden gitmeliyim? Kanal çevresinde yürüyüş yaparken acıkırsanız, yemek yiyip bir şeyler içebileceğiniz pek çok kafe-restoran alternatifi de bulunuyor. Günümüzde daha çok turistik tekne gezisi amacıyla kullanılan kanalda kendinizi bir an için Amsterdam’da da hissedebilirsiniz.
Burası neresi? Paris’te yürüyüş yapabileceğiniz en güzel yerlerden biri olan Canal de L’Ourcq, Saint Martin Kanalı sayesinde Sen Nehri’ne bağlanan bir kanal. Eski tarihlerde Paris’in içme suyu ihtiyacının bir bölümünü karşılayan kanal, Sen Martin projesiyle birlikte 1802 ve 1825 yılları arasında birleştirilerek Sen Nehri’ne ulaşabilmiş.
Neden gitmeliyim? İnce uzun bir şerit halinde giden kanal, etrafında yer alan yeşillik alanlar sayesinde, şehirdekilerin yürüyüş alanlarından biri. Kanalın sessizliğiyle birlikte, su üzerinde yüzen ördekleri izlerken ruhunuzu dinlendirebileceğiniz kanalda, ailenizle, sevdiklerinizle ya da köpeğinizle keyifli bir yürüyüşe çıkabilirsiniz.
Burası neresi? Paris’in iki büyük ormanından biri olan Boulogne Ormanı’nın içerisinde yer alan Jardin d’Acclimatation, Fransa’nın ünlü kralı III. Napolyon’un isteğiyle 1860 yılında özel olarak kurulmuş. O günden bugüne şehre müthiş bir hava katan park, yapıldığı yıllardan itibaren sadece park olarak değil, hayvan ve bitkilerin türü konusunda çeşitli eğitim ve etkinliklerin yapıldığı alan olarak planlanmış.
Neden gitmeliyim? 19 hektarlık bir alan üzerinde yer alan parkın içerisinde hayvanat bahçesinden, lunaparka pek çok aktivite noktası mevcut. Çocuklarınız tiyatronun ve diğer etkinliklerin tadını çıkarırken, siz de parkta yer alan göl çevresinde ve restoranlarda keyifli vakit geçirebilirsiniz.
Burası neresi? Dünyanın en meşhur tema parklarından birine ev sahipliği yapan Paris, çocuklar ve yetişkinler için oldukça önemli olan Disneyland ile masal diyarında dolaşmak isteyenler için tam bir eğlence merkezi. Özellikle de çocukların en büyük hayallerinden biri, Disneyland Paris’te doya doya bir gün geçirmek olabilir.
Üç ayrı eğlence alanından oluşan Disneyland Paris’te, Disney Village, Walt Disney Studios ve Disney Park olarak bölümler bulunuyor. Kendi içlerinde de ayrı ayrı bölümlerden oluşan parkta, Disney’in bugüne kadar yarattığı tüm karakterlerin konseptleri mevcut.
Neden gitmeliyim? Her yaş grubundan çocuklar için ayrı gezi alanlarının bulunduğu parkta, Uyuyan Güzel Kalesi’nden, Disney trenine kadar keşfetmeniz gereken pek çok eğlence alanı bulunuyor.
Aklınızda bulunsun! Disneyland Paris’te Fatpass’ın avantajlarından faydalanabilirsiniz. Disneyland’a geldiğinizde sıra beklemeden girebilme imkanı bulunan kart, parkın kalabalık olduğu günlerde oldukça avantajlı olabiliyor.
Burası neresi? Asıl adıyla Parc Floral de Paris. Şehre geldiğinizde çocuğunuzla en keyifli vakit geçirebileceğiniz rengârenk çiçeklerle ve yemyeşil ağaçlarla düzenlenmiş botanik bahçesi, Vincennes’in arka kısmında kalıyor. Fransa’nın en ünlü krallarından III. Napoleon’un isteği üzerine halkın ziyaretine açılan ormanın bir bölümüne, 1960 yılında yapılan çalışmalar sonrası botanik park olarak açılmış.
Botanik bahçesi, ormanın 35 hektarlık bir alanında yer alıyor. Burası sadece bir botanik park değil, aynı zamanda göletinden, kafesine, konser alanından, çocuk oyun alanlarına kadar çocuğunuzla birlikte vakit geçirebileceğiniz pek çok alan mevcut.
Neden gitmeliyim? Binbir çeşit bitki ve çiçeklerin arasında dolaşırken kendinizi cennetten bir köşede hissedebileceğiniz parkta, çocuğunuzla birlikte büyük Paris yazılı heykelin önünde fotoğraf çekilmeyi unutmayın.
Burası neresi? Paris Hayvanat Bahçesi, jaguarlar, maymunlar ve çok sayıda sürüngenler olmak üzere 180’den fazla farklı hayvan türüne ev sahipliği yapmaktadır. 14,5 hektarlık bir alana yayılmış hayvanat bahçesi içinde, hayvanların doğal ortamlarına en yakın ortama sahip olmaları için çaba gösterilmektedir.
Hayvanat bahçesi içinde toplamda 3000’den fazla hayvan yaşamaktadır ve 4,5 kilometrelik yürüyüş yolunun sağında ve solundaki yaşam alanlarında varlıklarını sürdürmektedir. Paris Hayvanat Bahçesi 1934 yılında açılmış ve açıldığı günden bu yana Paris halkı için ilgi çekici ziyaret noktalarından biri olmuştur.
Neden gitmeliyim? Özellikle çocukların farklı türdeki hayvanları yakından görme ve tanıma fırsatı bulduğu Paris Zoo, yıl boyunca hayvanlarla ilgili gerçekleştirilen etkinlikler ve toplantılarla hayvanların dünyasına eğlenceli ve bilgilendirici bir bakış sunma imkanı sağlamaktadır.
Burası neresi? Paris’in şehir merkezine 40 km mesafede yer alan Parc Asterix, ismini dünyaca ünlü çizgi roman ve film karakteri olan Asterix’ten alıyor. Film karakterlerini görebileceğiniz şekilde dizayn edilen bu özel konseptli park, çocuklarla birlikte ya da yetişkin olarak eğlenebileceğiniz tema parklarından. Paris merkezinden ya da hava alanından servislerle ulaşabileceğiniz parka, dilerseniz özel araçla da gidebilirsiniz.
Sabahları bir kez, akşamları ise dönüşte bir kez servis olan parkın giriş fiyatları biraz yüksek olduğu için hazırlıklı gitmenizde, ya da biletinizi önceden internet üzerinden almanızda fayda var. Park yılın tamamında açık değil, bu nedenle gidebileceğiniz belli dönemler bulunuyor.
Neden gitmeliyim? Nisan ve Kasım arası hizmet veren park, sakin bir noktada ve ağaçların içinde yer aldığı için hem doğayla baş başa olabilir hem de çeşitli eğlence oyuncaklarıyla keyifli vakit geçirebilirsiniz.
Burası neresi? Paris’te çocuklarınızla en keyifli vakit geçirebileceğiniz yerlerden birisi de, oldukça kolay ulaşabileceğiniz bir noktada yer alan, su kayağı tesisi Aquaboulevard. Çeşitli etkinlik alternatiflerinin yer aldığı alan restorandan, saunaya havuz ile birlikte kompleks olarak hizmet veriyor.
Neden gitmeliyim? İçerisinde çocukların ve yetişkinlerin rahatlıkla kullanabileceği 11 çeşit su kaydırağı bulunan Aqua Park’ta, havuz sörfünden, dalgalı havuzuna kadar pek çok etkinliğe katılabilirsiniz. Dilerseniz tesisin içerisinde yer alan restoran, plaj ve sinema hizmetinden de faydalanabilirsiniz.
Burası neresi? Eyfel Kulesi’nin yanı başında yer alan Port d’elena köprüsünü geçtikten sonra yeşilliklerin içinde kolayca bulabileceğiniz Paris’in en meşhur akvaryumu, Aquarium de Paris, hem yetişkinlerin, hem de çocukların zevkle vakit geçireceği yerler arasında listemizde yerini alıyor. Çeşit çeşit deniz canlılarının bir arada bulunduğu akvaryumda, devasa büyüklükteki köpek balıklarından, en küçük deniz canlısına kadar pek birçok tür yer alıyor.
Neden gitmeliyim? Akvaryum bölümünün dışında, çeşitli etkinliklerin düzenlendiği alanların, atölyelerin ve sinema gösterimlerinin yapıldığı Aquarium de Paris’te çocuklarınızla keyifli ve eğlenceli vakit geçirebilirsiniz.
Burası neresi? Paris’in gece vakit geçirebileceğiniz simge mekanlarından biri olan Moulin Rouge, Paris’in Pigalle bölgesinde yer alıyor. Kırmızı değirmen anlamına gelen Moulin Rouge, Nicole Kidman’ın oynadığı aynı isimli film ile daha da meşhur olmuş, gece eğlenceleriyle ve dans gösterisiyle meşhur bir restoran.
Neden gitmeliyim? Dışında olduğu gibi içerisinde de yer alan kırmızı sahne ve restoran dekoruyla Paris’e gelenlerin mutlaka ziyaret ettiği Moulin Rouge ve çevresinde yer dükkanlar, gece vakit geçirmek için en ideal yerlerden. Akşam 7’de yemek etkinliğinin başladığı mekanda, akşam 9 ve 11’de de dans gösterileri başlıyor.
Burası neresi? Paris’in en meşhur mahallelerinden Marais Mahallesi, hareketli sokakları ve çeşitli dükkanlarıyla şehirde mutlaka keşfetmeniz gereken bir yer. Şehir merkezinde yer alan mahalle, son dönemlerde daha da popüler hale geldiği için oldukça kalabalık olabiliyor. Şehrin en güzel müzelerinden, restoranlarına birçok alanın yer aldığı mahalle, ara sokaklarda gizlenmiş bir şekilde duran pasajlarıyla meşhur.
Neden gitmeliyim? Genellikle Yahudi ve gay kesimin yoğunluklu olarak vakit geçirdiği mahallede, Yahudilerin işlettiği mekanlar ağırlıkta. Bu nedenle mahalle genelde cumartesi günleri daha boş oluyor. Gündüzü ayrı, akşamı ayrı güzel olan Marais mahallesinde, Pazar akşamları vakit geçirmenizi tavsiye ederiz.
Burası neresi? Paris gece hayatının önemli caddelerinden biri olan Quartier Latin, Sen Nehri’nin güney bölümünde yer alıyor. Daha çok müzik ve sanat etkinlikleriyle adını duyuran mahalle, şehirde akşamları vakit geçirmek için de oldukça keyifli yerlerden. Aslında Paris’in neredeyse her noktası gece gezisi için ayrı bir güzelliğe sahip, ancak bu tip arada kalan caddeler, samimi ortamlar için en güzel yerlerden oluyor.
Neden gitmeliyim? 18oo’lü yılların ortalarında bir proje olarak yapılan mahalle, 1930’lu yıllardan beri de şehrin gece hayatının nabzını tutuyor. Simone de Beauvoir’den, Jean Paul Sartre’ye birçok ünlü düşünür ve sanatçının da yaşadığı mahalle, şehrin en ünlü restoran ve kafelerine de ev sahipliği yapıyor. Özellikle akşam yemeği yemeyi düşünüyorsanız, Latin Mahallesi’nde yer alan restoranlarda, güzel bir l’escargot yemeyi unutmayın.
Burası neresi? Paris’in şehir merkezine 35 km mesafede yer alan Auvers Sur Oise, Fransa’nın sanat dolu kasabalarından birisi. Kasabaya sanat dolu demememizin nedeni ise, Vincent van Gogh’tan, Camillie Pissarro’ya kadar dünyaca ünlü birçok ressamın hayatının bir döneminde burada yaşamış olması. Ünlü ressamların ünlü tablolarında da yer alan kasaba, yemyeşil doğasıyla ve yapılarıyla meşhur.
Kasabada gezebileceğiniz pek çok yer bulunuyor ancak, bunlardan en meşhuru ünlü ressam Vincent van Gogh’un Paris’ten taşındığında yaşadığı ev. Ne yazık ki ünlü ressam taşındıktan iki ay sonrasında, 27 Temmuz 1890 günü silahla kendini vurarak yaşamına son vermiş. Bugün o ev kasabada müze olarak ziyaret edilebiliyor.
Neden gitmeliyim? Ressamın yaşamında yolculuğa çıkıp, mezarını ziyaret edebileceğiniz kasabaya, Rer tren hattıyla ulaşabiliyorsunuz. Chatelet les Halles durağında indikten sonra kısa bir otobüs aktarmasıyla ulaşabileceğiniz kasabayı, Paris’e geldiğinizde gidebileceğiniz alternatif yerler listesine eklemeyi unutmayın.
Burası neresi? Fransa’nın üniversite şehri olarak da bilinen şehirlerinden Orleans, Paris’e geldiğinizde alternatif olarak gezebileceğiniz şehirlerden biri. Paris’e 120 km mesafede bulunan Orleans, tren ile sadece 1 saatlik uzaklıkta. Uzun ve büyük alışveriş caddeleriyle de bilinen Orleans, gezilmeyi hak eden şehirlerden.
Neden gitmeliyim? Bol ışıklı, lüks mağazaların olduğu caddelerinden, meydanlarında yer alan gösterişli heykellerine kadar gezilecek pek çok yeri olan şehirde, Sainte Crois Katedrali başta olmak üzere, onlarca tarihi yapı bulunuyor. Tarih kokan daracık sokaklarından, gurme lezzetlerle donatılmış ilginç restoranlarına kadar, Orleans keşfedilmeyi hak ediyor.
Burası neresi? Paris’e sadece yarım saatlik uzaklıkta yer alan Meaux, şehir merkezinden trenle kolayca gelebileceğiniz bir noktada yer alıyor. Marne Nehri’nin kenarında yer alan şehir, 17.Yüyzılda Fransa’nın öne çıkan kentlerinden biri olarak biliniyordu. Haliyle derin bir tarihi geçmişe ve eserlere ev sahipliği yapan şehir, ziyaret etmeye değer pek çok gezi noktasına da sahip. Şehirde yer alan Fransa’nın ünlü katedrallerinden Meaux Katedrali’ne ev sahipliği yapan şehir, Grande Guerre Müzesi’nden, Bossuet Müzesi’ne kadar gezebileceğiniz alternatif gezi noktalarıyla dolu.
Avrupa’nın en küçük ülkelerinden biri olan Lüksemburg, küçük olmasına rağmen doğal güzelliklerinin yanı sıra, sosyolojik ve ekonomik yapısıyla da diğer ülkeler tarafından oldukça imrenilen bir ülke. Dünyada refah düzeyinin en yüksek olduğu ülke, yüksek gelir oranı, kaliteli eğitim alan vatandaşları ve çok dilli gelişmiş yapısıyla da biliniyor.
Lüksemburgca, Fransızca ve Almanca dillerini bilen halk, ekstra olarak İngilizce, Portekizce ve İtalyancaya da oldukça hakim. Küçük bir ülke olduğu için iki-üç günlük süre içerisinde kolayca keşfedebileceğiniz şehirde, tarihi katedralleri ziyaret edebilir, Bock Casemates adı verilen, kayalıklardan şehrin manzarasını izleyebilirsiniz.
Paris-Lüksemburg arası trenle ortalama 2,5-3 saat sürüyor. Günde 8-10 kez gerçekleştirilen seferlerde bulabileceğiniz bilet fiyatları ise bilet fiyatları 60€ ile 140€ arası değişiklik gösteriyor.
Trene alternatif olarak dilerseniz 15€’dan başlayan fiyatlarla 5-7 saatlik Flixbus otobüs yolculuğuyla da şehre ulaşabilirsiniz.
Belçika‘nın başkenti, Avrupa’nın dünyaca ünlü şehirlerinden Brüksel, tarihi Grand Palace meydanından, Brüksel Kraliyet Sarayı’na kadar keşfetmeniz gereken ikonik gezi noktalarıyla çevrili bir şehir. Köklü tarihi ve gelişmiş mimari yapılarıyla dikkat çeken şehir, renkli alışveriş sokaklarından Çikolata Müzesi gibi ilginç konseptli onlarca müzesiyle her yıl milyonlarca turisti ağırlıyor.
Paris’ten trenle aktarmalı ya da direkt olarak ulaşabileceğiniz şehre tren yolculuğu ortalama 1,5-3 saat arası sürüyor. Sefer özelliklerine göre değişiklik gösteren bilet fiyatları ise 25 €’dan başlayarak 100 €’ya kadar çıkabiliyor. Detaylı bilgi için; Paris-Brüksel ulaşım ;
Paris geziniz sırasında ziyaret edebileceğiniz diğer Avrupa şehirlerinden birisi de, Hollanda’nın başkenti Amsterdam. Birbirinden etkileyici kanallarından, renkli ve eğlenceli gece hayatına keşfedilecek çok fazla güzelliğe ve etkinliğe sahip olan şehirde, renkli ve keyifli bir gezi gerçekleştirebilirsiniz. Amsterdam gezilecek yerler listemizde de uzunca bahsettiğimiz şehrin meşhur restoranlarında romantik bir yemek yiyebilir, Amsterdam’ın tarihi yapıları içinde kendinizi kaybedebilirsiniz.
Paris’ten trenle ortalama 3-3 buçuk saatlik bir yolculuk sonrası ulaşabileceğiniz şehre, Thalys tren seferleriyle seyahat edebilirsiniz. Gün içerisinde sık sık düzenlediği aktarmalı ya da direkt seferlerin ücreti ise 190 €’dan başlıyor. paris amsterdam bilet fiyatları için; resmi sitesinden tarih belirterek güncel fiyatlara bakabilirsiniz.
Detaylı bilgi için; Amsterdam-Paris tren yazımızdan bilgi alabilirsiniz.
Almanya’nın büyük şehirlerinden biri olan Frankfurt, Main Nehri kenarına kurulan oldukça düzenli ve renkli bir şehir. Genellikle kış aylarında Noel pazarı döneminde turistlerin ziyaret ettiği şehirde, keşfetmeniz gereken birçok yapı bulunuyor. Tarihi Frankfurt Katedrali’nden, meşhur Römerberg Meydanı’na kadar bambaşka bir dünyaya dalacağınız şehirde, oldukça keyifli bir gezi gerçekleştirebilirsiniz.
Paris’ten Frankfurt’a trenle gitmek isterseniz bilet fiyatları 80 € ve 125 € arasında değişiklik gösteriyor. Ortalama 3-3 buçuk saat süren tren yolculuğu sonrasında Frankfurt’un tadını çıkarabilirsiniz.
Paris geziniz süresi boyunca yabancı bir hat üzerinden arama yapmanız ve internet kullanmanız oldukça pahalıya mal olacağı için bir operatör markasından sim kartı almanız size büyük avantaj sağlayacaktır. Satın alabileceğiniz birçok operatör mevcuttur.
Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone, Türkiye hattına sahip vatandaşlar yurt dışı seyahatlerinde hattını kullanıma açtırmak isterlerse GSM şirketlerinin mobil uygulamalarından bu işlemi gerçekleştirebilirler. (Ayarlar > işlem merkezi > Yurt dışı işlemleri > Yurt dışı kullanımı /açık olarak seçmeniz yeterli olacaktır.
Paris gezilecek yerler listemiz burada sona eriyor. Listemizi son olarak 29.07.2023 tarihinde sizin için güncelledik. Paris’in müzelerinden, parklarına gezmeniz gereken keyifli gezi duraklarını listelediğimiz yazımıza eklemek istediğiniz başka gezi noktaları ya da sormak istediğiniz sorular var ise, aşağıda yer alan yorumlar kısmından bize iletebilirsiniz. 🙂
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…