Binlerce yıldır Friglerden, Selçuklulara kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Evliya Çelebi’nin memleketi Kütahya tarihi yerler listemiz sizlerle;
Kütahya tarihi hakkında; Antik Çağ’da “Cotyaeum” olarak bilinen Kütahya, Marmara’dan Mezopotamya ovalarına giden büyük üzerinde uzanmaktaydı ve ticaret yollarının değişen önemine göre gelişmiş ya da gerilemiştir. Şehir, 5000 yıllık bir tarihe sahiptir. Bölgede Hititler, Frigler, Persler, Makedonlar, Bizanlar, Selçuklular ve Osmanlılar gibi tarih sayfalarında önemli yer edinmiş medeniyetler varlık göstermiştir.
Orta Çağ’dan kalma bir Bizans kenti olarak 11. yüzyılın sonlarına doğru Selçuklu Türkleri tarafından ele geçirilmiştir. 1302’den 1429 senesine kadar Germiyan Türkmen Beyliği’nin başkenti olan şehir, daha sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olmuştur. 16. yüzyılda Kütahya, Osmanlının seramik endüstrisi noktasında en önemli merkezi konumuna erişmiştir. Türkiye’nin ve özellikle Ortadoğu’nun birçok cami ve kilisesine değerli seramik çalışmalarını tedarik etmiştir.
19. yüzyılın sonlarına doğru komşusu olan Eskişehir’in büyümesi ile Kütahya gölgede kalmıştır ancak 20. yüzyılda bölgedeki sanayi anlamındaki gelişmeler, Kütahya’nın yeniden canlanmasını sağlamıştır.
Kütahya’nın en ünlüleri; Kütahya’yı da içine alan Frig Vadisi önemli oluşumlardan biridir. Aizanoi Antik Kenti ise Kütahya’nın en meşhur tarihi yerleri arasında bulunmaktadır. Kütahya Kalesi de şehrin simge tarihi yerlerinden biridir. Çinileri ile meşhur Kütahya’ya gelmişken Çinili Cami’yi de görmemek olmak elbette. Dönenler Camii de Kütahya’nın görülmesi gereken manevi durakları arasında bulunuyor.
Kütahya gezi tavsiyesi; Türbe ve cami ziyaretleri Kütahya’da yapılacak şeyler arasında bulunuyor. Eğer bu tarz manevi duraklar ilginizi çekiyorsa Manisa’da çok keyifli bir gezi gerçekleştireceğinizi söyleyebiliriz. Frig Vadisi görmeden dönülmemesi gereken yerlerden. Şibit, cimcik, gökçümen hamursuzu gibi kelimeler ise Kütahya’ya geldiğinizde öğreneceğiniz Kütahya’nın yöresel yemekleri arasında bulunuyor. Hediyelik eşya olarak ise çini sanatıyla yapılmış hem ucuzunu hem de pahalısını bulabileceğiniz hediyelikler ideal bir seçim olacaktır.
Müzekart; Kütahya’nın tarihi yerleri çoğunlukla ücretsiz bir şekilde ziyaret edilebildiğinden Müzekart kullanmaya çok fazla ihtiyaç duymayacaksınız.
Burası neresi? Kütahya’nın simgelerinden olan Kütahya Kalesi, Bizanslıların 5. yüzyılda yaptırdığı kale ve burçlardan oluşuyor. Zamanla Türklerin eline geçen kale, Selçuklu, Germiyanoğulları ve Osmanlılar döneminde onarım ve eklemelerden geçerek daha da geliştirilmiş. Ünlü gezgin Evliya Çelebi’nin verdiği bilgilere göre zamanında kalenin 72 tane burcu olduğu söyleniyor. Günümüzde yıpranmış olsa da hala ayakta kalan kale, moloz kesme taş ve tuğladan inşa edilmiş. Kalede 2017 senesinde başlatılan restorasyon çalışmaları dönem dönem devam etmektedir.
Neden gitmeliyim? Kalenin bulunduğu alanda Osmanlı döneminde inşa edilen meşhur cami Kale-i Bala ve Cumhuriyet döneminde inşa edilen eski bir gazino işletmesi de yer alıyor. Bu gazino “Döner Gazino” olarak adlandırılmaktadır ve 45 dakikada bir 360 derece etrafında dönmektedir. Oldukça dik bir yamaca inşa edilen kalenin bulunduğu alana çıktığınızda, Kütahya’nın manzarasını seyre dalabilirsiniz. Burası aynı zamanda Türkiye’nin 3. büyük kalesi olma özelliğine sahiptir.
Burası neresi? Macar Evi olarak da bilinen yapı, 18. yüzyıldan kalma klasik bir Türk evidir. Macaristan’ın özgürlük mücadelesinin simge isimlerinden olan avukat Lajos Kossuth, ailesiyle birlikte bu evde yaklaşık 2 yıl boyunca kalmıştır. Osmanlı Devleti, sığınmacı olarak gelen aileyi, güvenli olması nedeniyle Kütahya’da misafir etmenin uygun olacağına karar vermiştir. Bu süre içinde Macaristan Anayasası ile ilgili çok yoğun bir çalışma içine girerek tasarı halini ortaya çıkarmıştır.
Neden gitmeliyim? Bina 2 katlı olup 7 odadan oluşmaktadır. 19 Eylül 1982 senesinde müze olarak ziyarete açılmıştır. Müze içinde ziyaretçiler avukata ait çeşitli eşyaları, 18. yüzyıldan kalma bir piyanoyu görebilmektedir. Bunun yanı sıra 18. yüzyıl Türk evlerinin tipik etnografik unsurları da müze içinde sergilenmektedir.
Burası neresi? Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş mücadelesi esnasında Kütahya’da karargah binası olarak kullanmış olduğu ev, Kütahya’daki önemli tarihi yerler arasında bulunmaktadır. Gerekli restorasyon çalışmalarının ardından ev, 30 Ağustos 2003 tarihinde müze olarak ziyarete açılmıştır.
Burası neresi? Kütahya, Eskişehir ve Afyon‘un sınırları içinde yer alan bu geniş vadi, Türkiye‘nin en önemli tarihi noktalarından biri. Vadi, merkeze 3 km mesafede bulunan Yeni Bosna Köyü’nde başlayarak 55 km mesafede bulunan Ovacık Köyü’ne kadar uzanmaktadır.
Günümüze kadar çok fazla kıymeti anlaşılmamış olsa da, özellikle son dönemlerde yapılan çalışmalar ve gezi turlarıyla daha da çok bilinmeye başladı. MÖ 11. yüzyılda Makendonya‘dan geldikleri düşünülen Friglerin yerleşim yeri olan vadi, kayaların içine oyulmuş devasa ve hayranlık uyandırıcı güzellikteki tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor.
Neden gitmeliyim? Herkesin de bildiği meşhur Arog filminin de çekildi yer olan vadi, ne yazık ki hala koruma altına alına park statüsüne kavuşmadı. Bu yüzden herhangi bir giriş ücreti ödemeyeceğiniz gibi, tarihi yapıların bulunduğu yerlere de rahatça girip çıkabiliyorsunuz. Tarihi hiçbir mirasımıza zarar vermeyeceğinizi bilerek, Kütahya seyahatinizde Frig Vadisi’ni mutlaka gezmenizi öneriyoruz. Umarız bu muhteşem tarihi alan, bir an önce koruma altına alınarak gelecek kuşaklara sağlam bir şekilde ulaştırılır.
Burası neresi? Kütahya’nın kuzeybatısında yer alan tarihi kent, şehir merkezine 25 km uzaklıkta yer alıyor. 150×140 metre genişlikteki bir alanda yer almaktadır ve 24 metre yüksekliğe sahiptir. Tepe kısmı yaklaşık 2 km²’lik bir alana sahiptir.
Eski tunç çağından itibaren yaşamın izlerinin görülebildiği höyükte, ilk olarak 1989 yılında kazı çalışmaları yapılmış. Ancak daha sonra kazı çalışmalarının durduğu höyükte, 2006 yılı itibariyle Dumlupınar Üniversitesi Arkeoloji bölümü tarafından yeniden kazı çalışması başlatılmış. Aynı zamanda Kütahya’nın önemli maden bölgelerinden biri olan alanda, Frigyler döneminden Romalılara kadar pek çok tarihi kalıntı çıkarılmış. Bölgedeki kazı çalışmaları hala devam etmektedir.
Kaçırmayın! Linyit işletmesinin içinde yer alan höyükten çıkarılan tarihi kalıntıları görebilmek için, Dumlupınar Üniversitesi’nin içinde yer alan Özel Müze’yi ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz. Müze, Pazartesi günleri dışında haftanın her günü 10:00 ile 16:00 saatleri arasında hizmet veriyor.
Burası neresi? Şehir merkezine 50 km mesafede bulunan Aizanoi Antik Kenti, Frigyalılara bağlı olan Aizanitis’lerin yaşadığı yer olarak bilinmektedir. Bölgedeki kazı çalışmalarında, kentteki yerleşim izlerinin MÖ 3000’li yıllara dek uzandığı anlaşılmaktadır. MÖ 133 senesinde ise bölgenin Roma hakimiyetine girdiği görülmektedir.
Kent, şarap ve yün üretimi konusunda çok ileri gitmiş ve bu da kentin refah seviyesini çok yukarılara çıkarmıştır. 7. yüzyıldan itibaren yavaş yavaş gücünü kaybeden şehir, Selçuklular zamanında Çavdar tatarları tarafından üs olarak kullanılmış ve bu nedenle de Çavdarhisar olarak da anılmıştır.
1824 senesine gelindiğinde Avrupa’dan gelen gezginler Aizanoi’yi tekrar keşfetmiş ve bölgede araştırmalar gerçekleştirmiştir. 1926 yılında başlayan ilk kazı çalışmaları, 1970 yıllarda hız kazanmıştır ve bölgedeki kazılar, günümüzde de devam etmektedir.
Neden gitmeliyim? Öncelikle Anadolu’daki en iyi korunmuş Zeus Tapınağı’nın burada olması, Aizanoi’yi, Kütahya’nın antik kentleri içinde çok önemli bir noktaya taşımaktadır. Yaklaşık 15 biner kişilik tiyatro ve stadyum da şehrin büyüklüğünü görmek açısından çok önemlidir. Bunlar dışında şehirde daha görülebilecek birçok irili ufaklı antik kalıntı bulunmaktadır.
Burası neresi? Şehir merkezinde yer alan tarihi medrese, Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı ve dönemin Vezir-i Azamı, Rüstem Paşa tarafından 1550 yılında inşa edilmiş. Uzun yıllar medrese ve mescit olarak kullanılan tarihi medrese, ne yazık ki sebebi bilinmeyen bir nedenden dolayı 1930 yılında tamamen yıkılmış. Daha sonradan aslına uygun olarak yeniden inşa edilen medresenin kitabesi, Kütahya Arkeoloji Müzesi’nde yer alıyor. Medrese binası 2005-2006 yılları arasında yenilenmiştir.
Burası neresi? Bedestenler yani çarşılar, eski tarihlerde modern alışveriş merkezinin işlevini gören, en özel yerlerdendi. Kapalı ya da açık olarak, birbirine bakan dükkanlara ve geniş bir koridora sahip olan bedestenlere, Türkiye’nin pek çok yerinde rastlayabilirsiniz. İstanbul‘un Kapalı Çarşısı’ndan Kütahya’nın küçük ve büyük bedestenine kadar, pek çok farklı bedestene ev sahipliği yapıyoruz. Kütahya’da yer alan bu iki tarihi bedesten ise, şehir merkezine 1 km mesafede yer alıyor.
Neden gitmeliyim? Yürüyerek kolayca ulaşabileceğiniz bedestenler, Kavaflar Sokağı’nın hemen iki tarafında yer alıyor. Gedik Mehmet Paşa tarafından 15. yüzyılda yaptırıldığı bilinen her iki bedesten de, 2008 yılına kadar birisi sebze çarşısı, diğeri eşya dükkanları satan aktif bir çarşı olarak hizmet vermiş. 2008 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilen bedestenleri gezebilir, dilerseniz sevdiklerinize ve kendinize güzel bir hediye alabilirsiniz.
Burası neresi? Kütahya’nın merkezinde bulunan Zafer Meydanı’ndaki tarihi Hürriyet Çeşmesi, üzerinde kitabesi yer almasına rağmen hangi yılda yapıldığı net olarak bilinmiyor. Osmanlı çeşmelerinin mimari özelliklerini taşıyan çeşme, mermerden inşa edilmiştir ve üç bölümlü alınlığı ile dikkat çekmektedir. Orta alınlıktaki saltanata arması görülmeye değerdir. Çeşme günümüzde hala çalışsa da, pek fazla değer gördüğünü söylemek zor.
Burası neresi? Kütahya tarihi yerler listesi oluştururken şehrin tarihi dokusunu taşıyan hamamlarından bahsetmemek olmazdı. Kütahya şehir merkezinde yer alan tarihi Şengül Hamamı, ünlü gezgin ve alim Evliya Çelebi’nin tarihi kaynaklarına göre 15. veya 16. yüzyılda inşa edilmiş. Geçmişte yapı gündüzleri kadınlar, geceleri ise erkekler için hizmet vermekteydi.
Neden gitmeliyim? Evliya Çelebi’nin seyahatinde yazdığı kaynaktan başka herhangi bir kitabesi bulunmayan hamam, günümüzde hamam olarak kullanılmıyor. 2007 senesinde restore edilen hamam, artık Kütahya Jeoloji Müzesi olarak hizmet veriyor. Yapıdaki restorasyonun tamamlanmasının ardından 25.04.2008 senesinde ziyaretçilerini kabul etmeye başlamıştır. Böylece yeraltı kaynakları açısından oldukça zengin olan Kütahya’da ülkemizin jeolojik zenginliği görülebilmektedir.
Burası neresi? Kütahya’nın merkezinde bulunan Osmanlı Caddesi’ndeki hamam, Germiyanoğulları döneminde yani 17. yüzyılda inşa edilmiş. Yapı “Rüstem Paşa Hamamı” olarak da bilinmektedir. Kadın ve erkekler için ayrı bölümlerin olduğu Osmanlı’da sıklıkla karşılaşılan çifte hamam tarzında inşa edilmiştir.
Rivayete göre 15. yüzyılda türbe olduğu düşünülen yapının daha sonradan hamama nasıl dönüştürüldüğü net olarak bilinmiyor. Günümüzde restore edilen yapı, hala hamam olarak hizmet veriyor.
Burası neresi? Kütahya’nın en çok bilinen ve en büyük camisi olan Kütahya Ulu Cami, 1380 ve 1384 yılları arasında, Yıldırım Bayezid’in isteği üzerine inşa edilmeye başlanmış ancak seferler ve savaşlar nedeniyle caminin inşası 1410 senesinde Şehzade Mustafa Çelebi’nin isteğiyle tamamlanmıştır. Kütahya’nın tek Padişah Camisi olarak anılan cami, Yıldırım Bayezid adıyla da anılıyor. 45×25 metrelik, dikdörtgen bir alanda inşa edilmiştir.
Dikdörtgen mimariye sahip olan cami, Kanuni döneminde Mimar Sinan’dan, II. Abdülhamid dönemine kadar iki kez onarımdan geçmiş. Caminin ilgi çeken bir diğer özelliği ise, içinde yer alan sütunların, Kütahya’nın önemli antik kenti Aizanoi’den getirilmiş olması. Kemerlerde kullanılan iki farklı renk de caminin dinamik bir görünüm kazanmasına katkı sunmuştur. Doğu, batı ve kuzeyden olmak üzere toplam üç girişi bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Mimar Sinan’ın Kütahya’da bırakmış olduğu bu muhteşem eser, hem büyüklüğü hem de estetik açıdan sahip olduğu özellikler nedeniyle Kütahya’nın camileri içinde ayrı bir öneme sahiptir.
Burası neresi? Arslan Bey Cami adıyla da bilinen cami, Kütahya’nın Meydan Mahallesi’nde yer alıyor. Üzerinde herhangi bir kitabesi bulunmadığı için kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığı net olarak bilinmiyor ancak mimarisinden yola çıkıldığında 15. yüzyıl eseri olduğu düşünülüyor. Süslemeleri ve turkuaz renkli kubbesiyle dikkat çeken cami kargir bir yapı olarak inşa edilmiştir.
Caminin etrafındaki ticari faaliyetlerin ve evlerin çoğalmasının ardından yetersiz kalması nedeniyle 1967 nedeniyle genişletilmiştir. 2016 senesinde camide başlayan restorasyon çalışmaları 2018 senesinde tamamlanmış ve cami yeniden ibadete açılmıştır. Cami, Evliya Çelebi tarafından “Bey Cami” olarak da adlandırılmıştır.
Burası neresi? 1835 yılında inşa edilen cami, klasik Osmanlı mimarisinden daha çok bir ev görüntüsüne sahip. İlk yapıldığında tek katlı olarak inşa edilen yapı, 1847 yılında Hacı Abdil bin Mehmed’in isteği ve desteği üzerine ikinci kat eklenerek genişletilmiş. Moloz ve kesme taştan inşa edilen cami, çini süslemeleri ve üçgen kapısıyla dikkat çekiyor.
Cami girişi batı tarafında, yol üzerinde bulunmaktadır. Girişin üst katında, yol bakan cephede 3 adet pencere caminin aydınlık olmasını sağlamaktadır. Caminin ismi ise cami inşasında bulunan üç kafatasından dolayı bu şekilde belirlenmiştir. Cami içindeki çini süslemeleri oldukça ilgi çekicidir.
Burası neresi? Kütahya şehir merkezinde Avganoğlu Sokak’ta yer alan Çinili Cami, kısa sürede Kütahya’nın simgelerinden biri haline gelmiş. Kısa sürede dedik çünkü bu cami, diğer camiler gibi asırlık bir tarihe sahip değil. 1973 yılında Ressam Ahmet Yakupoğlu tarafından inşa ettirilen cami, Orta Asya motiflerini taşıyan çinilerden yapılmış. Tamamen çini kaplamasından oluşan ve sekizgen bir formda inşa edilen caminin içi ise, kalem süslemeleriyle bezenmiş. Cami iki katlı bir yapıdadır ve tek kubbeli, tek minarelidir.
Neden gitmeliyim? Yaklaşık 50 yıllık bir tarihe sahip olan Çinili Cami, sahip olduğu çinili doku ile özellikle estetik açıdan Kütahya’nın önemli tarihi yerleri arasında kendine yer bulmayı başarmıştır. Turkuaz rengi seramiklerin görsel güzelliğini görmek isterseniz, camiyi ziyaret edebilirsiniz.
Burası neresi? Kütahya’nın en değerli ibadet ve tarihi yerlerinden olarak bilinen Dönenler Cami aslında bir Mevlevihane. Ulu Cami yakınında yer alan Mevlevihane, 14. yüzyılda inşa edilmiş. Tekke ve zaviyelerin kapatılması ile yapı, cami olarak hizmet vermeye devam etmiştir.
İçerisinde bir de türbe bulunan yapı günümüzde cami olarak kullanılıyor. Yuvarlak yapısı ve renkli işlemeleriyle oldukça ilgi çekici mimariye sahip olan cami, Kütahya’nın ilk Mevlevihanesi olarak da biliniyor. Cami içinde bir de su kuyusu bulunmaktadır ve bu kuyudan su doldurularak cemaate sunulmaktadır. Suyun şifalı olduğu rivayet edilmektedir.
Mevlevihane 1812 ve 1841 senelerinde iki büyük onarımdan geçmiştir. Semahane ve derviş hücreleri, Mevlevihane’den geriye kalan yapılardır. Dikdörtgen bir plana sahiptir. II. Dünya Savaşı’nın ardından atıl kalan ve bir süre ot deposu olarak da kullanılmış olan ibadethane, 1959 senesinde onarılmıştır.
Neden gitmeliyim? Eskiden bir Mevlevihane olan mekan, bu görevinin izlerini hala üstünde taşımaktadır ve ortaya ilgi çekici ve etkileyici bir cami formu çıkmıştır. Bu nedenle bu güzel mekanı Kütahya gezisi esnasında mutlaka görmeniz gerektiğini düşünüyoruz.
Burası neresi? Kütahya’nın Balıklı Caddesi’nde yer alan Balıklı Cami, 1236 yılında Hezar Dinari tarafından yaptırılmış. Tek kubbesi ve minaresiyle dikkat çeken ibadethane, klasik Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyor. Ancak minaresi ilk yapıldığı dönemlerde değil 1643 yılında Salih Mehmet Efendi’nin yaptırdığı restorasyon döneminde inşa edilmiş.
Üç bölümlü bir cemaat yerine sahip olan cami, kare planlı bir şekilde inşa edilmiştir. Günümüzde son cemaat yerinin cam kaplama ile kapatıldığı görülmektedir. Camideki kesme taş işçiliği oldukça dikkat çekmektedir. Caminin kuzey kısmındaki giriş kapısında cami ve yapım yılı ile ilgili bilgiler bulunmaktadır.
Burası neresi? Kütahya’nın en eski camilerinden biri olan Kurşunlu Cami, şehrin hemen merkezinde yer alıyor. Kolayca görebileceğiniz cami, 1377 yılında dönemin önde gelen isimlerinden Şeyh Mehmet bin Şeyh Alaeddin tarafından yaptırılmış.
Paşa Cami adıyla da anılan cami, Kasım Paşa tarafından 1520 yılında restore edilmiştir ve bu nedenle “Kasımpaşa Camii” olarak da bilinmektedir. Kesme taş ve tuğladan inşa edilen yapı, kare mimarisiyle de dikkat çekiyor. 1970 senesinde meydana gelen depremde ciddi hasar alan cami, 2008 senesinde gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarının ardından yeniden ibadete açılmıştır.
Burası neresi? 1487 yılında Germiyanoğulları Beyliği döneminde inşa edilen cami, Mustafa Bey tarafından inşa ettirilmiş. Dönemin hükümdarı II. Yakub’un subaşısının oğlu olan Mustafa Bey’in isteği üzerine yapılan cami, üç kemerli giriş kapısı ve geniş tek kubbesiyle dikkat çekiyor.
Caminin ön cephesinde bir tuğla üstüne 3 kiremit şeklinde bir örme düzeni kullanılmış ve bu da camiye bambaşka bir hava katmıştır. Kare planlı bir şekilde inşa edilen cami, Kütahya’da cuma namazı kılınan üç camiden biri olmuştur. Son olarak 1957 senesinde tadilattan geçirilmiştir. Kütahya’nın eski Hükümet Konağı’nın hemen arkasında yer alan camiyi, konağın arka kapı tarafından hemen bulabilirsiniz.
Burası neresi? Listemizde yerini alan bir diğer cami ise, İshak Fakih Camisi. Kütahya’nın Ertuğrul Gazi Caddesi’nde yer alan cami, 1433 yılında Germiyanoğulları’ndan İshak Fakih’in isteği üzerine inşa edilmiş. Cami, 17. yüzyılda Kütahya’nın tabakhanesi içinde bulunmaktaydı ve bu nedenle halk arasında “Tabakhane Cami” olarak da bilinir.
Neden gitmeliyim? Dönemin ünlü alimi tarafından yaptırılan caminin yapımında kesme taş ve tuğla malzeme kullanılmıştır ve oldukça gösterişli bir cepheye sahiptir. Caminin iç kısmındaki süslemeler de ilgi çekmektedir. Üç ayrı cemaat bölümden oluşan cami, Kütahya’nın merkezinde yer aldığından, kolaylıkla bulabilirsiniz.
Burası neresi? Kütahya’nın en otantik ve güzel mimariye sahip camilerin biri olan Sadettin Cami, külliyesinde yapım tarihi net olarak yazmasa da, inşası Germiyanoğulları Beyliği’nin son dönemlerine denk geliyor. Bodrum katında Hezar Dinari’nin mezarı olabileceği rivayet edilen cami, üç kattan oluşuyor. Tek minaresi bulunmaktadır ve minaredeki çinili kuşak dikkat çekmektedir.
Kapısının üzerinde yer alan kitabeye göre 1700 yılında tamamen yanan cami, 1866 yılında yeniden inşa edilmiş. Caminin günümüzdeki hali ise İşkodralızade Hasan Hakkı Bey’in çabalarıyla toplanan paralarla ortaya çıkmıştır. Cami, sahip olduğu düz çatısı ile de dikkat çekmektedir. İçerisinde canlı bitkilerden, turkuaz renkli iç açıcı süslemelerine kadar oldukça sevilen camiyi mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Burası neresi? İnşasına 1505 yılında başlanılan cami, dönemin Kütahya sancağında olan Karagöz Ahmet Paşa tarafından yaptırılmış. Ancak ne yazık ki paşa caminin bitimini görememiş. Kütahya tarihinde önemli bir yer tutan Şahkulu İsyanı’nı bastırırken şehit olan Karagöz Ahmet Paşa’dan sonra, paşanın eşi olan Şahıdevran bintü Abdullah caminin inşasını devam ettirmiştir. Caminin bitiş tarihi net olarak bilinmese de, 1511 yılı kabul edilmiştir.
Erken Osmanlı döneminin cami mimarisinin etkisini taşıyan ve yansıtan cami, günümüzde restorasyon sürecine girmiş ancak, bölge halkı tarafından restorasyonun usulüne uygun yapılmadığı konusunda fazlaca eleştiriler yapılıyor.
Burası neresi? Listemizin birinci maddesinde bahsettiğimiz Kütahya Kalesi’nin sınırları içinde yer alan meşhur cami Kale-i Bala, Germiyanoğulları Beyliği döneminde 1377 yılında inşa edilmiş. Süleyman Şah zamanında yapılan cami, oldukça küçük olmasına rağmen, tarihi açıdan oldukça güçlü bir geçmişe sahip. Bulunduğu konum itibariyle de harika bir manzaraya sahip olan cami, pek çok kez onarımdan geçtiği için, tarihi dokusunu fazlasıyla kaybetmiş.
Burası neresi? Kütahya’nın Balıklı Mahallesi’nde yer alan Molla Bey Cami, 1855 yılında Kütahya Muhassılı olan İbrahim Ethem Bey’in isteği üzerine inşa edilmiş. Camiyi minaresinden kütüphanesine her detayıyla ayrı ayrı ailesinin adına yaptıran İbrahim Ethem Bey, kendi adına da sıbyan mektebi, şadırvan ve medrese inşa ettirmiş. Moloz taştan inşa edilen cami, iki kattan oluşuyor. Kütahya’da bulunan son Osmanlı külliyesi örneği teşkil eden camiyi de dilerseniz Kütahya tarihi yerler listenize dahil edebilirsiniz.
Burası neresi? Yazımızda bahsedeceğimiz bir diğer tarihi yer ise, Kütahya’nın bilinen türbesi olan Paşam Sultan Türbesi. Kütahya merkezde yer alan Kurşunlu Sokak’taki türbe, Seyyid-el Nureddin adıyla da biliniyor. Türbe içinde dört sanduka ve alt kısımda bir mumyalık bulunmaktadır. Kareye yakın bir dikdörtgen plana sahiptir. İri moloz taşlarla örülmüş olan duvarları hayli ilgi çekicidir.
Eskiden Kütahya’da valilik yapan Paşam Sultan’ın mezarının yer aldığı türbe, Kütahyalıların sık sık ziyaret edip, dua ettiği yerlerden biri. Kendisi Germiyanoğulları döneminde yaşamış önemli ahi büyüklerindendir. Türbenin kapısı, Kurşunlu Sokağı’na açılmaktadır. Türbedeki son restorasyon çalışmaları 2001 senesinde gerçekleşmiştir.
Neden gitmeliyim? Paşam Sultan Türbesi, Kütahya’daki önemli manevi ziyaret noktalarından biri olarak dikkat çekmektedir. Bu nedenle inanç turizmi açısından bu özel durağı da görmenizi öneriyoruz.
Burası neresi? Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde yer alan türbe, 1394 yılında vefat eden, Anadolu Türkleri için önemli olarak bilinen Dedebali’nin mezarına ev sahipliği yapıyor. Musalla Mezarlığı’nın içinde yer alan türbe, 17. yüzyılda kesme taştan inşa edilmiş. Türbe, “Hace’ül Haram” ve “Mülayim Dede” isimleriyle de bilinmektedir.
Neden gitmeliyim? Etrafına süs havuzu yaptırılan cami, tarihi dokusunun yanı sıra, oldukça güzel bir görsele ve iç açıcı atmosfere sahip. Burası aynı zamanda bir mesire alanı olarak da değerlendirilmektedir. Türbe ve çevresi yakın zamanda gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları neticesinde oldukça keyifli bir alana dönüşmüştür.
Burası neresi? Kütahya tarihi yerler listemize tarihi Hıdırlık Mescidi ile devam ediyoruz. Hıdırlık Tepesi diye adlandırılan Kütahya’nın güneyindeki bölgede bulunan tarihi mescit, 1243 yılında İmadüttin Hezar Dinari’nin isteğiyle inşa edilmiş.
Neden gitmeliyim? Tek kubbesi ve kare yapısıyla dikkat çeken Selçuklu eserlerinden olan mescit, oldukça küçük olmasına rağmen özellikle önündeki ağaçlı kayayla dikkat çekiyor. Tepede yer aldığı için harika bir manzaraya da sahip olan mescit, son olarak Vakıflar aracılığıyla 2004 yılında restore edilmiştir ve şehri en güzel bir şekilde gösteren yerlerden biri olması, burasını ilgi çekici kılmaktadır.
Burası neresi? Bir şehrin tarihi dokusunu anlamak için sokaklarına bakmak bile yeterli. Yüzlerce yıldır şehrin sokaklarında yaşanan izleri taşıyan kaldırımların, nelere şahit olmuş olabileceğini düşünmek bile tarihte uzun bir yolculuğa çıkmamıza neden olabiliyor. Tarihi sokakların içinde yer alan tarihi evler, ve o evlerin içinde yaşanan pek çok farklı hayat, bazen içimizi burksa da, bazen ruhumuzu dinlendiriyor. Kütahya’nın bu tarihi izlerini taşıyan sokakları ve evleri ise hemen merkezinde yer alıyor.
Neden gitmeliyim? Merkez’de yer alan çini heykeline oldukça yakın konumda bulunan sokaklardan en çok bilineni, tarihi Germiyan Sokağı. Osmanlı döneminin izlerini taşıyan evler 19. yüzyıl mimarisine sahip. Arnavut kaldırımlı dar sokakların içinde yer alan evler, iki katlı mimarisiyle klasik bir Osmanlı evi. Günümüzde de konut olarak kullanılan evleri ziyaret etme şansınız yok, ancak sokakta gezerken hissedeceğiniz tarihi his bile yetebilir.
Not: Tarihi evlerin bulunduğu Germiyan Sokağı’na, dilerseniz yürüyerek, dilerseniz de şehir merkezinden kalkan A-1 numaralı otobüse binerek ulaşabilirsiniz. Tarihi sokağa gelmişken, güzel bir fotoğraf çekmeyi unutmayın.
Burası neresi? Kütahya’nın Domaniç ilçesinde yer alan tarihi ağacın 740 yaşında olmasının yanı sıra, Türkler için oldukça önemli bir tarihi de var: Rivayete göre Osman Gazi’nin bebekken, dallarına beşiğinin kurulduğu çam, Hayme Ana’nın ninnileriyle birlikte yaşadığı için Mızık Çamı adını almış.
Devasa dalları ile sanki bir ahtapotu andıran ağaç, 1980 yılına kadar yaşamış ancak 1980 yılı itibariyle kurumuş. 1988 yılında yaşanan şiddetli rüzgar nedeniyle devrilen ağaç, günümüzde etrafı çevrilmiş bir şekilde sergileniyor.
Burası neresi? Kütahya’nın Kumarı Köyü’nde yer alan bu bin yıllık anıt ağaç, Türkiye’nin en yaşlı kestane ağacı olma özelliğine sahip. Bin yıldır, sapasağlam ayakta kalabilen kestane ağacı, 25 metre yüksekliğe ve 8 metrelik çapa sahip.
Neden gitmeliyim? Kültür Bakanlığı tarafından 7 Eylül 1995’te ”Anıt Ağaç” olarak kabul edilen ağacı, tarihin gücünü ve insan ömrünün değerini daha iyi anlayabilmemiz için siz de ziyaret edebilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…