Kaz Dağları Hakkında; Çanakkale ve Balıkesir illeri arasında yer alan Kaz Dağları, tertemiz havası, yemyeşil doğası, zengin fauna ve florası ile oldukça turistik bir yerdir. Büyük bir kısmı Biga Yarımadası’na uzanan Kaz Dağları, Alpler’den sonra oksijenin en fazla olduğu yerlerden biridir. Antik Çağ’da ”İda Dağı” olarak bilinen Kaz Dağları, Yunan mitolojisinde de adından sıkça söz ettirmiş. Her mevsim ziyaret edebileceğiniz bir bölge olmasının yanı sıra, yeşil alanları, kanyonu, şelaleleri, köyleri ve daha birçok güzelliğiyle Kaz Dağları gezilecek yerler listesi sizlerle…
Kaç Günde Gezilir; Kaz Dağları’nı ortalama 3-4 günde gezebilirsiniz.
Ziyaret Etmek İçin En İyi Zaman; Kaz Dağları’nı ziyaret etmek için ilkbahar ve yaz aylarını tercih etmelisiniz.
Havalimanı Merkez Ulaşım; Balıkesir Koca Seyit Havalimanı’nı tercih ederek, daha hızlı ulaşım sağlayabilirsiniz. Havalimanı ile Kaz Dağları arası mesafe yaklaşık 45 km olup, araç kiralayarak ya da transfer hizmeti kullanarak 1 saate ulaşabilirsiniz.
Ne Yenir; Köy kahvaltılarının meşhur olduğu bu yerde; Narlıköy Çınarları Nazım Usta’nın Yeri’nde köy kahvaltısı yapmalı ve Çamlıbel Köyü Düşler Vadisi’nde güzel bir akşam yemeği yemelisiniz.
Burası neresi? Bakanlar Kurulu tarafından, 1993 yılında milli park ilan edilerek koruma altına alınan bölge, 21 bin 452 hektarlık bir alan üzerinde bulunuyor. Dünyanın en önemli ikinci oksijen deposu olarak bilinen Kaz Dağları, bu oksijeni ormanlardan değil denizdeki yosunlardan alıyor. Denizde üretilen bu oksijen, dağların arasından yukarı doğru yoğun bir şekilde birikiyor. Oksijenin seviyesi, denizden gelen nem ve dağın yüksekliği sayesinde burada farklı bir ekosistem oluşuyor ve çeşitli sayıda bitki türleri meydana geliyor. 49’u Anadolu’ya, 31’i milli parka özel olmak üzere, burada yaklaşık 800’den fazla bitki çeşidinin yer aldığını söyleyebiliriz.
Neden gitmeliyim? Kızılçam, karaçam, meşe ve göknar ağaçları ile çevrelenen Kaz Dağları, yeşilin her tonunu görebilmenizi sağlıyor. Aynı zamanda karaca, ayı, domuz, çakal, yaban tavşanı, ağaç sansarı, kartal, şahin ve doğan gibi hayvanlara da ev sahipliği yapan Kazdağı Milli Parkı, Anadolu’nun en güzel yerleri arasındadır. Sarıkız, Karataş ve Baba Tepesi olmak üzere 3 zirvesi bulunan Kazdağı Milli Parkı, kesinlikle görülmeye değer bir noktadır. Ancak bu bölgelere rehbersiz girilmediğinin altını da çizelim. Parkın içerisinde gösterilen yerlerde kamp yapabilir veya karavanda konaklayabilirsiniz. Ancak yine uyarıyoruz, kontrollü bölgeler dışında kamp yapmaya izin verilmiyor. Ayrıca parkın içerisindeki yürüyüş parkurlarında güzel bir yürüyüş yapmalı ve bu muhteşem havayı solumalısınız!
Uyarı! Başka bir bitki yetiştirilmesine, koparılmasına, avcılık yapılmasına ve ateş yakılmasına izin verilmiyor.
Burası neresi? Yine oksijen deposu bir yer olan Darıdere Tabiat Parkı, yürüyüş ve kamp yapmayı sevenler için birebir noktadır. Yeşilin ve mavinin her tonuna rastlayacağınız bu yer, Kaz Dağları’nın eteklerinde bin metre yükseklikte doğal bir mesire alanıydı. 2011 yılında ise, 10 hektarlık bir tabiat parkına dönüştürüldü. Karaçam, kestane, kızılçam ve meşe ağaçları ile kaplı olan tabiat parkı, aynı zamanda ayı, karaca, çakal, sincap, yaban domuzu, porsuk, atmaca ve şahin gibi hayvanlara da ev sahipliği yapıyor.
Neden gitmeliyim? Parkın içerisinde; futbol, voleybol ve basketbol sahaları, piknik alanları, gölet ve kamp alanları yer alıyor. Kamp alanlarında, çadır kurarak harika bir tatile imza atabilirsiniz. Ancak hemen uyaralım, gösterilen alanlar dışında çadır kurmak ve ateş yakmak yasak! İster göletin serin sularında yüzün, ister çadır kurun ve kamp yapın, ister doğa yürüyüşleri yapın, ister arkadaşlarınızla oyun oynayın… Her şekilde güzel vakit geçireceğiniz aşikar.
Burası neresi? Edremit’in Zeytinli ilçesi yakınlarında yer alan şelaleler, Kaz Dağları’nın eteklerinde 798 metre yükseklikte bulunuyor. Yemyeşil zeytin ağaçları arasında yer alan Sütüven Şelalesi, Kızılkeçili Çayı üzerinden akıyor ve bu şelalenin 17 metre yükseklikten aşağı akan suyu da Hasanboğuldu Göleti’ni oluşturuyor. Zeytinli Köyü’ne 4 km mesafede yer alan Sütüven Şelalesi’nin, ”tüvleyen” yani ”sıçrayan su” anlamına geldiği biliniyor. Sütüven Şelalesi’nden Hasanboğuldu’ya doğru yürüdüğünüzde; Roma’dan kalma olduğu bilinen su kemerlerinin sütunlarını görebilirsiniz. Efsanelere konu olan Hasanboğuldu Göleti’nin, aynı zamanda birçok film ve öyküde yer aldığını söyleyebiliriz.
Üç farklı hikayesi olan Hasanboğuldu Göleti’nin en çok bilineni; Beyoba Köyü’nde yaşayan Emine ve Ova Köyü’nden Hasan’ın pazarda birbirini görerek aşık olmasıyla başlar. Bu iki genç birbirini sevse de, Emine’nin ailesi Hasan ile evlenmesine izin vermez. Hasan’ın ovada yetişmesi üzerine, Yörük köyünün şartlarına ayak uyduramayacağını düşünürler ancak yine de onu bir sınavdan geçirmeye karar verirler. 40 kiloluk bir tuz çuvalını, 5 saatlik mesafedeki obaya yani Kaz Dağları’nın zirvesine çıkarmasını isterler. Emine önde, Hasan ise arkada yola düşer ve Hasan sadece birkaç km dayanır. Bir süre sonra Hasan’ın arkada olmadığını fark eden Emine, ona verdiği yazmanın suyun içerisinde olduğunu görür. Hasan’ın boğulduğunu düşünen Emine, bu acıya katlanamaz ve göletin yanındaki çınar ağacına kendini asar.
Neden gitmeliyim? Yaz aylarında buz gibi suyuyla sizi serinletecek olan Hasanboğuldu ve Sütüven Şelalesi etrafında, dinlenme ve piknik alanları ile birlikte restoran ve cafe yer alıyor. Aynı zamanda köy halkı tarafından kurulan hediyelik eşya satan tezgahlar da bulunuyor. Yemyeşil alan içerisinde, şelalenin muhteşem sesi eşliğinde yürüyüş yapabilir, tezgahlardan kendiniz ve sevdikleriniz için hediyelik eşya satın alabilir ve restoran ya da cafede oturup manzara eşliğinde bir şeyler yiyip içebilirsiniz.
Burası neresi? Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu’da yer alan Mıhlı Çayı, en güzide yerlerden biridir. Altınoluk-Çanakkale yolu üzerinde yer alan Mıhlı Çayı, Akçay’a 25 km uzaklıkta konumlanıyor. Etrafı ormanlık bir dere kenarı olan bölgeye, Selton Tesisleri’nin yanından içeri girip 5 km gittikten sonra ulaşım sağlıyorsunuz. Buraya ulaştığınızda, harika bir manzara sizi karşılıyor. İçerisinde yüzülebilen zümrüt yeşili rengindeki gölet ve bu gölete dökülen şelale…
Neden gitmeliyim? Mesire alanından çıkıp, patika yolu izlediğinizde ise karşınıza Roma döneminden kalma kemerli bir Başdeğirmen Köprüsü çıkıyor. Bu köprü, Truva’ya giden antik yolun bu çay üzerindeki tek geçiş noktası olma özelliğine sahip. Ayrıca yanında da eskiden değirmen olarak kullanılan bir taş bina yer alıyor. Dere kenarından akış yönüne doğru gittikçe, büyüklü küçüklü birçok şelale ile karşılaşacağınıza da belirtelim. Doğa severlerin uğrak noktası olan bu bölge, çam, çınar, zeytin, defne, incir, ayva ve armut ağaçları, kekik ve böğürtlen ile çevrili olup, içerisinde alabalık ve sazan yavruları yer alır.
Burası neresi? Güre Köyü’ne gelmeden Yassıçalı’dan devam edin, karşınıza iki tane piknik alanı çıkacak. Bu kısımları geçtikten sonra, dar bir yol sizi bu şelaleye yönlendirecek. Ağlayan Şelale, bir diğer adıyla da bilinen Patlak Çınar, çevresindeki parkı, restoranı ve ormanındaki parkları ile eşsiz bir yerdir. Piknik veya kamp yapabileceğiniz gibi, lezzetli bir köy kahvaltısı da yapabilirsiniz.
Burası neresi? Uzunluğu 26 km, yüksekliği 600-700 metre olan Şahinderesi Kanyonu, Altınoluk bölgesinin en popüler yerlerden biridir. Kaz Dağları’nın mükemmel doğasına sahip olan kanyon, macera tutkunlarının, fotoğrafçıların ve yürüyüş severlerin adresidir. Denizden gelen iyot kokusu ve temiz havası ile doğa harikası bir yer olan Şahinderesi Kanyonu, birbirinden farklı ağaç ve bitki türlerinin yanı sıra birçok farklı hayvana da e sahipliği yapıyor.
El değmemiş doğası ile muhteşem yerlerden biri olan kanyonun iki girişi bulunuyor. Biri piknik alanı diğeri de Milli Park tarafıdır. Kazdağı Milli Parkı sınırları içerisinde yer aldığı için koruma altında olan kanyonun sadece belirli bir kısmı gezilebiliyor. Ayrıca Edremit Milli Parklar Mühendisliği ya da Zeytinli Kazdağı Milli Parkı Ön Tanıtım Bürosu’ndan izin almanız gerekiyor. İzin ile birlikte alan kılavuzu da alırsanız, bir hayli işinize yarayacağını söyleyebiliriz.
Kaçırmayın! Şahinderesi Kanyonu’na yaz aylarında gelin ve buz gibi sularında serinleyin!
Burası neresi? Adatepe Köyü’nün 700 metre uzağındaki Dede Tepe’de yer alan Zeus Altarı, bir diğer adıyla da bilinen Zeus Sunağı, Alman gazeteci Heinrich Schliemann ve Arkeolog Judeich sayesinde tanınmış. Köyden tepeye rahatlıkla ulaşım sağlayabileceğiniz Zeus Altarı, büyük bir kaya kütlesinin işlenmesiyle oluşturulmuş. Kayaya ulaşım sağlayan merdivenler oyularak yapılmış ve sunak nişleri, oturma alanları ve sarnıç mekanından oluşturulmuş. Sunağın altındaki, içerisinde su bulunan sarnıca ise, Zeus Mağarası denildiğini de belirtelim.
Homeros, İlyada Destanı’nda Zeus’un Kaz Dağları yani İda Dağı’nda yaşadığından ve Truva Savaşı’nı bu alanda yönettiğinden bahseder. Mitolojideki İda Dağı’nın en manzaralı noktalarından biri olan Zeus Altarı, bu destanda Gargaros Tepesi olarak geçer. Hatta Zeus ve eşi Hera’nın birbirlerine burada aşık olduğu bilinir. Edremit, Küçükkuyu ve Midilli’nin muhteşem manzarasına hakim olan bölge, kesinlikle Kaz Dağları gezilecek yerler listesinde olmalı!
Burası neresi? Kaz Dağları’nın en yüksek noktası olan Sarıkız Tepesi’nde yer alıyor Sarıkız Türbesi. Denizden yüksekliği 1726 metre olan Sarkız Tepesi’nde, türbe ile bir heykel bulunuyor. Sarıkız Türbesi hakkında birçok efsanenin de anlatıldığından bahsedelim. Bir rivayete göre; Sarıkız, babası ile birlikte yaşar. Babası hacca gittiği zaman köydeki erkekler Sarıkız’a talip olur. Sarıkız, erkeklerin hiçbirini kabul etmeyince, arkasından dedikodu çıkarırlar. Haccan dönen babası bu haberi duyunca, Sarıkız’ı öldürmek için Kaz Dağları’nın tepesine çıkarır. Ancak kendisi öldürmeye kıyamaz ve hayvanlara yem olsun diye orada bırakır.
Yıllar sonra köye gelirken yolunu kaybeden misafirler, yanında kazları olan sarı bir kızın yardımıyla yollarını bulduklarını söyler. Bu hikayeyi duyan baba, kendi kızı olduğunu düşünerek tepeye çıkar ve günümüzde Sarıkız olarak adlandırılan bu tepede kızını bulur. Babası, Sarıkız’dan su ister ve kız körfeze elini uzatarak tasa su doldurur. Böylece babası kızının ermiş olduğunu anlar. O sırada Sarıkız’ın üstüne bir kara bulut düşer ve kız kaybolur. Babası ise kendini tepelere atar ve günümüzde Babadağ’ı olarak adlandırılan yerde hayatını kaybeder. Yöre halkı, Sarıkız ve babası için mezarlar yaptırmış ve Sarıkızın mezarının olduğu tepeye Sarıkız Tepesi, babasının mezarının olduğu tepeye ise Baba Tepe ismini vermişler. Günümüzde hala Sarıkız’ı anmak için bu tepeye çıkılıyor ve dilekler tutuluyor.
Burası neresi? Adatepe’de yer alan Hünnap Han, 18. yüzyıldan kalma otantik bir Osmanlı konağıdır. Şu anda otel olarak işletilen Hünnap Han, kesinlikle ziyaret edilmeli. Konağın alt katı ve avlusu, o dönemlerde hayvanlar için ayrılan bir bölme iken, şimdilerde sevimli bir restorana dönüşmüş.
Burası neresi? Tahtakuşlar Köyü’nde yer alan Tahtakuşlar Etnografya Müzesi, 1991 yılında Alibey Kudar tarafından kurulmuş. Türkiye’nin ilk özel etnografya müzesi olan Tahtakuşlar Etnografya Müzesi, aynı zamanda Türkiye’de ilk kez bir köyde kurulan sanat galerisi olma özelliğine sahip. UNESCO ödüllü olan müzede, Orta Asya’dan Türkiye’ye göç eden Türk boylarının inandıkları Şamanizm kültürüne ait eşyalar sergileniyor. Türkmen kıyafetleri, Türk boylarına özgü kıyafetler, ev eşyaları, aletler, el yapımı yün torbaları, çocuk yelekleri ve günlük yaşamda kullandıkları eşyalar yer alıyor. Alibey Kudar ve oğulları, gönüllü olarak Türkmen kültürünü ve sanatını günümüze kadar ulaştırmayı başarmıştır.
Neden gitmeliyim? Bu müzede sadece Türkmen kültürüne ait eşyalar sergilenmiyor, aynı zamanda resim ve el sanatlarının da düzenleniyor. Müzeye, 1992 yılında Selim Turan Galerisi ve 1994 yılında bir kütüphane eklenmiş. Dünyada sergilenen en büyük deri sırtlı deniz kaplumbağası da bu müzede yer alıyor ve müzenin en önemli eserlerinden biri olmayı başarıyor. Müzede; yöreye özgü kıyafetler, ev eşyaları, halı, çadır, kilim, nazarlıklar, takıların yanı sıra Nijerya, Türkmenistan ve Avustralya’dan getirilen objeler de yer alıyor. Tüm bunlar dışında, Kaz Dağları’na yetişen bitki ve şifalı otların satıldığı bir bölüm de bulunuyor.
Burası neresi? Ayvacık ilçesinin Küçükkuyu kasabasında yer alan Adatepe Zeytinyağı Müzesi, sabun fabrikasının restore edilmesiyle 2001 yılında hizmete açılmış. İki katlı ve geniş bir bahçesi olan müzede, mengene, taş değirmen ve zeytinyağı üretiminde kullanılan eserler oldukça dikkat çekiyor. Zeytinyağı ve zeytinyağlı sabunun üretimi hakkında detaylı bilgiye sahip olacağınız müzenin birinci katında; zeytinyağı üretiminde kullanılan presler, zeytin toplamada kullanılan aletler ve saklama küpleri yer alıyor. İkinci katında ise; sabun kazanı, sabun kesme ve dökme tavlası yer alıyor. Aynı zamanda içerisinde taze zeytin, zeytinyağı ve sabunların satıldığı bir dükkan yer alıyor ve buradan ayrılmadan önce kesinlikle satın almalısınız.
Burası neresi? Güre Köyü sınırları içerisinde yer alan Pınarbaşı, Akçay’a 6 km uzaklıkta konumlanıyor. Aynı zamanda Milli Park sınırları içinde Orman Müdürlüğü tarafından işletilen Pınarbaşı, en çok ilgi gören mesire alanlarından biridir. Kaz Dağları’ndaki kar sularının bir kısmı, tepenin altından fışkırarak kaynak halinde buradan çıkıyor ve bir dere oluşturuyor. Yamaçtan akan bu buz gibi suya, yaz aylarında serinlemek için sıklıkla akın ediliyor. İki adet günübirlik kullanım alanı bulunan Pınarbaşı’nda, özellikle yaz aylarında, 80-100 bin ziyaretçi piknik ve mangal için de burayı tercih ediyor.
Burası neresi? Kaz Dağları’nın en zengin sularından Ayı Deresi’nin kenarına kurulu olan Mehmetalan Köyü, harika noktalardan biridir. Güzel vakit geçirmek ve doğayla iç içe olmak için en ideal yerlerden biri olan köyde, kamp yapabileceğiniz alanlar fazlasıyla mevcut. Aynı zamanda yeme-içme ihtiyacınızı karşılayacağınız tesisler de yer alıyor.
Burası neresi? Kaz Dağları’nın eteklerinde 1300 yıllık bir yerleşim yeri olan Kızılkeçili Köyü, Edremit ilçesine bağlıdır. Akçay’a 3 km uzaklıkta bulunan köy, Balıkesir’in diğer köylerinde de olduğu gibi geçimini zeytincilikle sağlıyor. Köyün en bilindik simgesinin ise, 855 yaşındaki 9.asrını yaşayan Anıt Ağacı olduğunu belirtelim. Oksijen deposu bir yer olmasıyla bilinen Kızılkeçili Köyü’nün, bronşit, astım, nefes darlığı, kalp hastalıkları ve kuru öksürük gibi rahatsızlıklara iyi geldiği söyleniyor. Yaklaşık bin hane bulunan köyün nüfusu 4200 civarındadır ve her yıl, özellikle yaz aylarında, neredeyse 2,5 milyon insan köyü ziyaret eder.
Neden gitmeliyim? Köyde 17 tane cafe ve tesis yer alıyor ve köye ilk girdiğinizde Çınarlı Kahve sizi karşılıyor. Köyün vazgeçilmezi olan cafede, mola verip dinlenmeli ve bir fincan kahve içmelisiniz. Ayrıca yeni açılan Naciye Hanım Sanat Evi ve Atölyesi’ni de mutlaka ziyaret edin. Eski sarı ve beyaz renkte boyalı olan okul binası size nostalji yaşatırken, sıcak kanlı insanların sohbeti ise içinizi huzurla dolduracak. Aynı zamanda Perşembe günleri kurulan köy pazarına gitmeyi de unutmayın! Buradan ayrılmadan önce, yöresel şeyler satın almalısınız!
Burası neresi? Az bilinen yerlerden biri olan Tahtakuşlar Köyü, Anadolu’nun sürprizlerle dolu gizli kalmış hazinelerindendir. Şaman inancının geleneklerini ve ayinlerini hala yaşatan bir köy olan Tahtakuşlar Köyü, mutlaka Kaz Dağları gezilecek yerler listesinde olmalı! Yukarıda bahsettiğimiz Tahtakuşlar Köyü Etnografya Müzesi’ni de gelmişken görmeli ve Şaman kültürünü daha yakından öğrenmelisiniz. Güre’ye bağlı küçük bir köy olan Tahtakuşlar Köyü’nde güzel bir köy kahvaltısı yapmalı ve meşhur Anıt Ağacını yani Tahtakuşlar Meşesi’ni görmelisiniz.
Burası neresi? Kaz Dağları’nın meşhur Sarıkız efsanesindeki, Sarıkız ve babasının yaşadığı köydür Kavurmacılar Köyü. Yukarıda da Sarıkız Türbesi’nde bahsettiğimiz bu efsane, farklı şekillerde anlatılarak ün salmış bir durumda. Bu köy için anlatılan; iftiralara maruz kalan Sarıkız’ı, babası tarafından öldürülmesi istenir. Bunun üzerine babası ve Sarıkız köyü terk eder ve Sarıkız giderken beddua eder. Köyde kimse barınamasın diye dua ettiği için, günümüzde hala doğru düzgün bir yerleşim tam anlamıyla yoktur. Köyün yapısı 14. yüzyıldan kalma gibi duruyor.
Burası neresi? Edremit ilçesine bağlı olan Çamlıbel Köyü, Edremit Körfezi’nin harika manzarasını gözler önüne serer. Şehrin kargaşasından, gürültüsünden ve trafiğinden uzaklaşmak, sessiz, sakin ve huzur dolu bir yerde tatil yapmak, kafa dinlemek için en ideal yerlerden biri olan Çamlıbel Köyü, doğa harikası bir yerdir desek yanlış söylemeyiz. Tarihi Bizans dönemine kadar uzanan Çamlıbel Köyü’nde, geçmişte evler tahta baraka şeklinde inşa edildiği için ismi Tahtaköy’dü. 1972 yılında Çamlıbel olarak değiştirilen köy, zeytin ağaçlarla çevrilidir ve bu köyün en büyük özelliklerinden biridir. Zaten köy halkı da geçimini zeytin ağaçlarından sağlıyor.
Neden gitmeliyim? Yerli ve yabancı birçok ziyaretçinin akın ettiği bu yerde, Tuncel Kurtiz’in mezarı bulunuyor ve birçok insanın asıl gelme sebebi de bu oluyor. Aslında Tuncel Kurtiz, Tahtakuşlar Köyü’ne gömülmeyi vasiyet etmiş ancak köyün yerlileri ve gelenekleri nedeniyle kabul edilmemiş. Bu nedenle Tahtakuşlar Köyü’nün hemen yakınında yer alan Çamlıbel Köyü’nde karar kılınmış. Geldiğiniz zaman, Ezel’in meşhur Ramiz Dayı’sının mezarını ziyaret edebileceğiniz aklınızda bulunsun.
Kaçırmayın! Köyde yer alan restoran, otel, pansiyon ve hediyelik eşya satan dükkanlardan ihtiyaçlarınızı doya doya karşılayabilirsiniz. Hemen arkasında yer alan Kazdağı Milli Parkı’nı da ziyaret etmeyi unutmayın!
Burası neresi? Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu bölgesinde yer alan Yeşilyurt Köyü, çam, zeytin ve çınar ağaçlarıyla kaplı şirin bir köydür. 700 yıllık bir tarihi geçmişi olduğu tahmin edilen köy, 1355 yılında Oğuzların Çepni boyu tarafından kurulmuş. Rum ve Türk nüfusun bir arada yaşadığı bu köyün ilk kurucularının, evlerini inşa ettirmek için Marmara Adası ve çevresinde yaşayan Rum taş ustalarının köye gelmesi ile başlamış. Zamanla Rumla köye yerleşmiş ve burada bir mahalle kurmuşlar. 1924 yılında, nüfus mübadelesi nedeniyle Midilli ve Girit Adası’ndan gelen Türklerle yer değiştirmişler.
Neden gitmeliyim? Taş evleri, butik otelleri, sokakları, güler yüzlü insanları, tertemiz havası, manzarası ve yemyeşil doğası ile tam kafa dinlemelik bir yerdir. Ege kasabası tadında bir yer olan Yeşilyurt Köyü, içerisinde barındırdığı evlerin mimarisinin en güzel örneklerini sizler için sergiliyor. Küçük ama şirin dükkanlar, begonvilli sokaklar, aile işletmesi cafeler, hediyelik eşya dükkanları ile muazzam bir yer olan köy, kelimenin tam anlamıyla sessiz, sakin ve huzur dolu bir yerdir.
İstanbul’a yakın bir konumda bulunduğu için, İstanbul başta olmak üzere çevre illerden pek çok turist bu köye ilgi gösteriyor. 1993 yılında ilk butik otelin açılması ile köyde, yeni cafeler, restoranlar, dükkanlar sırayla açılmış ve köy bir hayli gelişmiş. Gözlemeden mantıya kadar birçok lezzetin tadına doyamacağınız bu yerde, köylü kadınlar tarafından kurulan tezgahlara da kesinlikle bakmalısınız. Yöreye özgü karadut reçeli ve suyu, el yapımı örgüler, tarhana, tahta kaşık ve daha birçok şeyi bu tezgahlardan satın alabilirsiniz.
Kaçırmayın! Köyün yakınında yer alan Adramitteion, Antandros, Assos, Gargaros ve Skepsis gibi antik kentlere gelmişken uğrayabilirsiniz. Bunların dışında köyün içerisinde yer alan Köyden Kente Teknoloji Müzesi’ni de ziyaret etmeyi unutmayın! 18. yüzyıldan günümüze kadar gelmiş 500’den fazla etnografik esere yer veren müzede, Osmanlı ve dünyanın farklı ülkelerinden her bir parçaya rastlayabilirsiniz.
Burası neresi? Balıkesir’in Edremit ilçesinde yer alan Doyran Köyü, bu dünyadan uzaklaşmanızı ve kafa dinlemenizi sağlayacak bir yerdir. Kartal yuvalarının bulunduğu bu köy, aynı zamanda dağın uç noktasında yer alıyor. Bu nedenle eşsiz bir manzaraya ev sahipliği yaptığını ve tertemiz bir havaya hakim olduğunu söyleyebiliriz.
Burası neresi? Kaz Dağları’nın son zamanlardaki en popüler yerlerinden biri olan Adatepe Köyü, Çanakkale’nin Küçükkuyu ilçesine bağlıdır. Eski bir Rum köyü olan Adatepe Köyü, Kurtuluş Savaşı’na kadar Rumlar ile Türklerin bir arada yaşadığı bir yerleşim yeriydi. Ancak mübadele yıllarıyla birlikte köyün nüfus iyice azalmış ve köy terk edilmiştir. Bu talihsiz durum, bir grup doğa severin burayı keşfederek el birliğiyle aslına uygun olarak restore etmesi ile değişmiş. Edremit Körfezi’ne bakan bir tepeye kurulu olan Adatepe, çok eski bir köy olmasına rağmen doğal sit alanı içerisinde yer aldığı için ülkede en iyi korunmuş yerlerden biridir.
Neden gitmeliyim? Zeytin ağaçları arasında oldukça dingin bir yer olan Adatepe Köyü, tarihi taş evleri, kahveleri, yemyeşil doğası, tertemiz havası, zengin mutfağı, tarihi dokusu, sıcakkanlı insanları, doğal ürünleri ve otelleri ile olağanüstü bir köydür. Arnavut kaldırımlı sokaklarında ve taş evlerin arasında yürümeli, meşhur otlu dondurmasını tatmalısınız. Homeros’un, İlyada Destanı’nda Gargaros olarak bahsettiği Adatepe Köyü’nde, Midilli, Truva, Pers, Atina, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait izlere rastlamanız da mümkün. Hatta Osmanlı Dönemi’ne ait cami ve mezarların günümüze kadar geldiğini gördüğünüzde çok şaşıracaksınız.
Kaçırmayın! Asırlık çınar altındaki kahvelerde mola verin, yukarıda bahsettiğimiz Zeus Altarı’na gidin ve manzarayı seyredin! Taş Mektep, Hüseyin Meral Zeytinyağı ve Sanat Evi, Adatepe Zeytinyağı Müzesi’ni ziyaret edin ve tarihi taş evlerin süslediği sokaklarda dolaşın!
Burası neresi? Edremit’e bağlı bir köy olan Narlı Köyü, Balıkesir’e 120 km, Edremit’e ise 32 km uzaklıkta yer alıyor. Mıhlı Çayı’nın doğusunda yer alan köyün, tarihi, isminin nereden geldiği, ne zaman kurulduğu ve geçmişi hakkında herhangi bir bilgi yok. Köy, Girit, Midilli ve mübadele yıllarındaki göçmenlerden oluşuyor. Kendine has gelenek ve görenekleri olan köye, yaz aylarında hem yerli hem de yabancı birçok turist akın ediyor. Köyün içerisinde yer alan restoran ve otellerden yararlanabilir, Tarihi Başdeğirmen Köprüsü ve şelaleyi yakından görebilirsiniz.
Burası neresi? Ayvacık ilçesinde yer alan Nusratlı Köyü, Kaz Dağları’nın güney yamaçlarında konumlanıyor. Yeşilyurt ve Adatepe Köyleri gibi turistik bir yer olmasa da, potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Köyün içerisinde; zeytin, zeytinyağı, şifalı bitkiler ve organik ürünlerin satıldığı dükkan ile birkaç tane ev pansiyonu yer alıyor.
Burası neresi? Ayvacık ilçesine 25 km mesafede yer alan Küçükçetmi Köyü, taşın ve ahşabın birlikte kullandığı evleri ile resmen sizlere görsel şölen sunuyor. Turizm açısından fazla gelişmediği için, ihtiyacınız olan çoğu şeye karşılık veremeyebilir. Ancak taş evleri ve otantik güzelliklerini korumayı başarmış nadir köylerinden biri olmasıyla dikkat çekmeyi başarıyor. Ayrıca Tarihi Afrodit Kaplıcası’na ev sahipliği yaptığını da söylemezsek olmaz.
Burası neresi? Edremit ilçesine bağlı olan Beyoba Köyü, 1500-1600 yıllarına uzanan tarihi bir geçmişe sahiptir. Zeyin ağaçlarıyla çevrelenen köy, yine turizm açısından fazla gelişememiştir. Tipik köy hayatının sürüldüğü köylerden biri olan Beyoba Köyü’nde, nüfus da oldukça azdır.
Burası neresi? Çanakkale’nin Yenice ilçesine bağlı bir köy olan Kıraçoba Köyü, terk edilmiş desek yanılmayız. Oldukça az nüfusa sahip olan köyün halkının bir kısmı Edremit’e, bir kısmı da Yenice’ye taşınmış. Kaz Dağları’nın en ıssız köşelerinden biri olan köy, çok az kişi ile kendi halindedir.
Burası neresi? Ayvacık ilçesine bağlı olan Arıklı Köyü, Çanakkale’ye 90 km, Ayvacık’a ise 17 km uzaklıkta konumlanıyor. Kaz Dağları’nın eşsiz doğal güzelliklerini barındıran bu köy, nadide yerlerden biridir. Üstelik turizm potansiyeli de yüksektir. Ancak köy halkının ekonomik durumu nedeniyle gelişemediği çok açık. Bu nedenle diğer köylere göre daha bakımsız kalmıştır.
Burası neresi? Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı olan Behramkale, ilçeye 17 km mesafede yer alıyor. Osmanlı döneminde kurulmuş eski bir köy olan Behramkale Köyü, 32 senedir sit alanı olarak koruma altındadır. 150 hanelik bir köy olan Behramkale’de, yeni bina inşa etmek yasak olup, sadece var olanlar restore edilebiliyor. Assos mimarisinin taş işçiliğinin en güzel örneklerini gözler önüne seren köyde, tarihi sokaklarda dolaşarak tarihi izleri yakından görebilirsiniz. İçerisinde pansiyon, otel, restoran ve hediyelik eşya tezgahları yer alıyor. Hüdavendigar Cami ve Hüdavendigar Köprüsü’nü gelmişken de mutlaka uğramalısınız.
Burası neresi? Mehmetalan Köyü’ne 2 km uzaklıkta yer alan Hızır Kamp, Türkiye’nin en iyi kamp alanları arasında yer alıyor. İki akademisyen ve köyün yerlileri tarafından işletilen kamp, tematik bir yerdir. Kazdağı Milli Parkı sınırlarına yürüyüş mesafesinde olan kampta, bol bol yürüyüş yapabilir ve içerisindeki Zeytinli Çayı’nın serin sularında yüzebilirsiniz. Günlük yoga dersleri, meditasyonlar, masaj seansları, nefes terapileri gibi etkinliklerin yapıldığı bu yerde, kendi çadırınızla, ağaç evlerde, ahşap ve taş evlerde konaklayabilirsiniz. Farklı farklı birçok organizasyona ve etkinliğe yer veren bu yere bayılacaksınız.
Burası neresi? Klasik kamp arayışında olanların tercih ettiği bir yer olan Endes Kamp, hem çadır hem de taş-ahşap evlerde konaklama imkanı sunuyor. Evlerde ihtiyacınız olan her şey mevcut ve her evin kendine ait sebze bahçesi var. Bu bahçe size aitmiş gibi, sulayabiliyor, çapalayabiliyor ve ürün hasatı yapabiliyorsunuz. Açık büfe halinde sabah ve akşam yemeği de fiyatlara dahil! İster kendi çadırınızı kurun ister kiralayın. Kamp alanında ortak kullanabileceğiniz her şey mevcut ve mangal yakabiliyorsunuz. Kaz Dağları kamp için en uygun yerlerden biri olan Endes Kampı, mutlaka tercih etmelisiniz.
Burası neresi? Buz gibi dere suyunun kenarında, ağaç evlerde ya da ormanın içindeki çadırlarda konaklamak mı? Sanırım buna kimse hayır diyemez! 🙂 İnternet hariç, ihtiyaç duyacağınız her şey burada mevcut. Çoğu zaman telefon çekmiyor ancak böyle bir ortamda kim telefonu dert edinir ki? Her şeyi boşverin ve mis gibi tatilinizi yapın!
Burası neresi? Yeni olduğu için fazla bir alt yapısı ve servisi olmasa da, kalabalıktan kaçmak isteyenler için birebirdir. Kendi çadırınızla konaklayabileceğiniz bu yerde, ortak alan dışında kamp ateşi yakmak yasak. Kendi yiyecek ve içeceğinizi getirin ve doğayla iç içe bir tatil yapın!
Burası neresi? Doğa güzellikleri ve taş evleriyle ün salmış bir yer olan Ayvacık, oldukça küçük bir kenttir. 16. yüzyılda yerleşimin başladığı bu yer, birçok farklı uygarlığa ev sahipliği yapmış. Sırtını Kaz Dağları’na dayayan Ayvacık, Ege Denizi ile çevrilmiş ve ormanların yeşili, denizin mavisi ile ülkemizin en güzide yerlerinden birisi olmayı başarmış. ”Organik Kültürler Diyarı” olarak hafızalara kazınmış olan Ayvacık, Babakale’den başlayıp Küçükkuyu’ya kadar devam eden 78 km’lik sahil şeridiyle de oldukça meşhurdur.
Neden gitmeliyim? Çevresindeki yerlere olan yakınlığı ile sık sık tercih edilen bu yer, kafa dinlemek, şehir kargaşasından uzaklaşmak için adeta aranılan bir rotadır. Kaz Dağları’na geldiğinizde, kesinlikle uğramanız gereken yerlerin başında gelen Ayvacık’ta; Şahinderesi Kanyonu, Hüdavendigar Camisi, Behramkale Köprüsü, Babakale, Adatepe, Afrodit Kaplıcası, Zeus Altarı, Chryse Antik Kenti, Apollo Smintheus Tapınağı ve Assos Antik Kenti’ni ziyaret etmelisiniz.
Burası neresi? Balıkesir’in en güzel ilçelerinden biri olan Edremit, doğası, tarihi, tertemiz havası ile yaz aylarının vazgeçilmez noktasıdır. Aynı zamanda Balıkesir’in üçüncü büyük ilçesi olan Edremit, Altınoluk ve Akçay beldeleri ile de yerli ve yabancı birçok turist tarafından rağbet görüyor. Özellikle de yaz aylarında artan nüfusuyla dolup taşıyor diyebiliriz. Edremit Körfezi ve Kaz Dağları arasındaki bölgede yer alan Edremit, köklü bir tarihi geçmişe sahiptir. Antik Çağ’da ismi Adramytteion olan Edremit, daha sonraki yıllarda yeniden inşa edilerek, ismi Adramys olarak değiştirilmiş.
Neden gitmeliyim? Her mevsim ziyaret edilebilen bir yer olan Edremit, yeşil ve mavinin bütünleştiği harika yerlerden biridir. Adeta cennet gibi bir yer de diyebiliriz! Sıcak kanlı insanları, huzurlu ve sakin ortamı, yemyeşil doğası, masmavi denizi, tertemiz havası ile çok farklı bir atmosfere sahiptir. Edremit’e geldiğinizde; Kazdağı Milli Parkı, Sütüven Şelalesi, Hasan Boğuldu Göleti, Şahinderesi Kanyonu, Ayazma Pınarı Tabiat Parkı, Akçay Altınkum Plajı, Saka Çim Plajı, Ören Halk Plajı, Altınoluk Halk Plajı ve daha birçok yeri ziyaret etmelisiniz. Zaten çoğuna bu listede yer verdik ancak eksik olanları Edremit gezilecek yerler yazımızda bulabilirsiniz.
Burası neresi? Edremit’e bağlı olan Zeytinli, Akçay ile Edremit arasında kalıyor ve Akçay’a 15 dakikalık bir mesafede yer alan dere ile birbirinden ayrılıyor. Akçay’a 2 km mesafede yer alan Zeytinli’de, pek çok cafe, restoran, otel mevcut ve hepsi yürüme mesafesinde. Akçay’a göre plajı çok daha temiz ve sakindir. Bu nedenle de daha sık tercih ediliyor. Zeytinli’nin en önemli özelliği ise, neredeyse her yıl düzenlenen Zeytinli Rock Festivali’dir. Yerli rock gruplarının katıldığı bu festival, mükemmel bir eğlence fırsatı sunuyor ve yaz aylarında dolup taşıyor. Bunun yanı sıra, Zeytinli’ye geldiğinizde; Kızılkeçili Köyü, Pınarbaşı’nı, Sütüven Şelalesi’ni ve Kazdağı Milli Parkı’nı ziyaret etmelisiniz.
Burası neresi? Ege Bölgesi’nde yer alan Burhaniye, kuzeyde Edremit, güneyde Gömeç ve Ayvalık, güneydoğuda Bergama ile komşu olup, kuzeyde Kaz Dağları ve güneyde Madra Dağı arasında kalıyor. Zeytin ağaçları ile çevrelenmiş yolları, fesleğen kokulu sokakları ve bol oksijenli havası ile Burhaniye, oldukça şirin bir yerdir. M.Ö 15. yüzyılda, Mysia bölgesi halkı tarafından kurulan Burhaniye, Adramytteion’a bağlı kalarak, onunla birlikte anılmıştır. Pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış olan Burhaniye, 1866 yılına kadar Edremit’e bağlı iken 1867 yılında ilçe olmuştur.
Neden gitmeliyim? Burhaniye’nin en önemli antik kenti olan Adramytteion Antik Kenti’ni, Cilalı Taş Devri’nden beri adından söz ettiren Kaya Sunakları’nı, yaklaşık 150 yıllık tarihi kökeni ile Şahinler Köy Camisi’ni, en popüler mahallesi olan Ören’i ve plajlarını, sahil mahallesi olan Pelitköy’ü, en büyük yat limanı olan İskele Mahallesi’ni ve bir tatil köyü olan Seklil Tepe Çamlığı’nı ziyaret etmelisiniz.
Burası neresi? Balıkesir’in bir ilçesi olan Gömeç, Ayvalık ve Burhaniye ilçeleri arasında kalıyor. Doğuda Madra Dağı, batıda ise Edremit Körfezi ile komşu olan Gömeç, Balıkesir’e 111 km uzaklıkta konumlanıyor. Yunanistan muhacirleri, Yörükler, Boşnak göçmenleri ve Arnavutların yaşadığı bilinen bu yer, asırlık çınarları ve Atatürk siluetini andıran tepesi ile bir hayli ünlüdür. Gömeç’e geldiğiniz zaman; Kız Çiftliği, Koca Çınar, Atatürk Kayalıkları, Güvercin, Martı ve Gemi Yatağı Koyları, Keremköy, Karaağaç Sahili ve Sırataşlar Plajı’na uğramalısınız. Daha detaylı bilgi için Gömeç gezilecek yerler yazımızı inceleyebilirsiniz.
Burası neresi? Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı olan Küçükkuyu, tarihi dokusu ve doğal güzellikleri ile şirin mi şirin bir yerdir. Çanakkale merkeze 94 km uzaklıkta konumlanan Küçükkuyu, dünyadaki oksijen yoğunluğunun en çok olduğu yerlerden biridir. Kaz Dağları’nın eteklerinde yer alan bölge, şifalı kaplıcaları ile hastaları iyileştiren bir yer olmasıyla da fazlasıyla dikkat çekiyor. Balıkçılık ve zeytinciliğin en iyi yapıldığı yerlerden olan Küçükkuyu’da, en kaliteli zeytinyağları bulabilir ve lezzetli deniz mahsullerinin tadına bakabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Ege’nin başladığı yer olarak bilinen bölgenin, ilk kurulduğunda ismi Gargaron’muş. Kurulduğu tarihten bu yana pek çok uygarlığın hakimiyetinde kalan Küçükkuyu, tarihi yapıları, antik kentleri, doğal güzellikler ile mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerin başında geliyor. Burayı ziyaret ettiğinizde; Zeus Altarı, Afrodit Kaplıcası, Mıhlı Şelalesi, Behramkale Köprüsü, Sarıkız Tepesi ve köylerine uğramalısınız. Bazı noktalardan listemizde bahsettik ancak bahsetmediğimiz diğer yerler için Küçükkuyu gezilecek yerler yazımıza göz atabilirsiniz.
Burası neresi? Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı olan Assos, Edremit Körfezi’nin kıyısında, Midilli Adası’nın karşısında yer alıyor. Çanakkale şehir merkezine 85 km mesafede yer alan Assos, şirin bir tatil beldesidir. Tarihi yapıları, temiz havası, sessiz ve sakin atmosferi ile yaz aylarında sıklıkla tercih edilen yerlerdendir. Antik Çağ’ın en önemli yerleşim yerlerinden biri olan kent, andezit kayalıkları üzerinde kurulmuş ve yapılan kazı çalışmaları sonucunda tarihinin Tunç Çağı’na kadar uzandığı ortaya çıkmıştır. Birçok farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan kent, tarihi ve kültürü ile adını çokça kez duyurmuştur.
Neden gitmeliyim? Assos’a geldiğinizde; Assos Antik Kenti, Athena Tapınağı, Assos Antik Liman, Behramkale Köprüsü, Hüdavendigar Cami, Kadırga Koyu, Sokakağzı Koyu, Yeşilyurt, Adatepe, Assos Antik Tiyatro, Assos Aristo Heykeli, Sivrice Koyu ve daha birçok yeri ziyaret etmelisiniz. Daha detaylı bilgi için Assos gezilecek yerler yazımızı incelemeye bakın!
Burası neresi? Balıkesir’in Ege Bölgesi kıyısında yer alan Ayvalık, yemyeşil ormanları, taş evleri, masmavi ve mavi bayraklı plajları ile hem yurt içi hem de yurt dışından binlerce ziyaretçiği ağırlıyor. Aynı zamanda İstanbul’a yakınlığı ile sıklıkla tercih edilen bir bölge olan Ayvalık, Balıkesir’e yaklaşık 2 saat, istanbul’a da 5 saat uzaklıktadır. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin altında kalan Ayvalık, Antik Çağ’da ”ayva” anlamına gelen ”Kidonia” adıyla anılıyordu. Tarihi evlerin en fazla yer aldığı Ayvalık, sokakları, cafeleri, butik restoranları, sanat galerileri, antikacıları, seramik atölyeleri ile adeta nostaljik bir yerdir.
Neden gitmeliyim? Gün batımını en güzel seyredebileceğiniz Şeytan Sofrası, Ayvalık’ın akciğeri olarak bilinen Kozak Yaylası, en çok ziyaret edilen yerlerden olan Cunda Adası’nın yanı sıra Ayvalık Çarşısı, Taksiyarhis Kilisesi, Saatli Cami, Ayazma Kilisesi, Aya Nikola Kilisesi, Cennet Tepesi, Sarımsaklı Plajı, Badavut Sahili ve Ortunç Koyu mutlaka ziyaret etmelisiniz. Daha detaylı bilgi için Ayvalık gezilecek yerler listemize göz atmalısınız.
Burası neresi? Ayvalık ilçesine bağlı olan Cunda Adası, bir diğer adıyla da bilinen Alibey Adası, Ayvalık Adaları olarak adlandırılan irili ufaklı 22 ada arasından en büyüğü ve yerleşime açık tek adasıdır. Aynı zamanda Türkiye’nin Ege Denizi’ndeki dördüncü büyük adası olan Cunda, 1964 yılında bir köprü ile Lale Adası’na sonra da ilçe merkezine bağlanmış. Lale Adası ile Cunda Adası arasındaki bu köprü, aynı zamanda Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü olma özelliğine sahiptir.
Neden gitmeliyim? Arnavut kaldırımlı taş sokakları, yel değirmenleri, kiliseleri, manastırları, tarihi yapıları, doğal güzellikleri, manzara noktaları ile muazzam bir yerdir. Cunda Adası’na geldiğinizde; Aşıklar Tepesi, Rahmi Koç Müzesi, Taksiyarhis Kilisesi, Yel Değirmeni ve Agios Yannis Kilisesi, Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı, Tarihi Cunda Evleri, Ada Camping, Ayışığı Manastırı, Arkadeniz Plajı, Çataltepe Plajı, Duba Plajı, Tımarhane ve Güvercin Adaları’nı ziyaret etmelisiniz. Daha detaylı bilgi için Cunda Adası gezilecek yerler yazımıza göz atmalısınız.
Burası neresi? Burhaniye’ye 4 km mesafede yer alan Ören, tertemiz sahilleri ve ince kumlarıyla meşhurdur. Öğretmen Evleri ve İskele Mevkiinden denize girilebileceğini söyleyerek, 10 km uzunluğunda kumsala sahip olduğunu da ekleyelim. Doğal sit alanı olan Ören, plajlarıyla sizi oldukça mest edecek.
Burası neresi? Edremit ilçesine bağlı olan Altınoluk, eskiden köy olarak kentin kuzeyinde bir tepede yerleşim yeriydi. İsmi, 1927 yılına kadar ”Papazlık” olarak biliniyordu. Edremit-Küçükkuyu arasında, Ege Denizi kıyısında kalan Altınoluk, zeytinlikler içerisinde harika bir sahil kasabasıdır. Kuzeyinde Kaz Dağları ve güneyinde Ege Denizi bulunan bölgenin, mitolojide ”ışıklar sahili” olarak anıldığını belirtelim.
Neden gitmeliyim? Günübirlik veya yatılı tekne turları ile gelebileceğiniz Altınoluk, tarihi ve doğal güzelikleri ile adını duyuran bir şehirdir. Buraya geldiğinizde; Antandros Antik Kenti, Şahinderesi Kanyonu, Tahtakuşlar Etnografya Müzesi, Sütüven Şelalesi, Sarıkız Tepesi, Altınoluk Antandros Plajı, Manuka Beach ve daha pek çok yeri ziyaret etmelisiniz.
Burası neresi? Edremit’e bağlı bir yer olan Güre, Edremit’e 12 km, Akçay’a ise 4 km mesafede konumlanıyor. Yaz aylarında en çok rağbet gören yerlerden biri olan Güre, 300’lü yıllara uzanan tarihi bir geçmişe sahiptir. Eski çağlarda Astyrene olarak adlandırılan bölge, en eski yerleşim yerlerinden biri olup, birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Güre’ye geldiğinizde; Güre Cami, Güre Kaplıcaları, Gelinçamı Mesire Alanı, Pınarbaşı Mesire Alanı, Kavaklar ve Körfez Balkonu’na gitmelisiniz!
Burası neresi? Türkiye’nin en huzurlu tatil beldelerinden biri olan Akçay, Kaz Dağları’na oldukça yakın bir konumdadır. Tertemiz denizi, sakin ve sessiz ortamı, termal kaynakları ve bol oksijen depolu havası ile sık sık tercih edilen yerlerdendir. Türkiye’nin ilk turizm beldeleri arasında yer alan Akçay, hem yerli hem de yabancı birçok turist tarafından akın ediliyor. Edremit ilçesine bağlı olan Akçay, Edremit’e 8 km uzaklıkta konumlanıyor. Günlerce denizin ve güneşin tadını doya doya çıkaracağınız bu yerde; Altınkum Plajı, Sarıkız Heykeli, Çamlıbel Köyü, Zeytinli, Hasanboğuldu ve Sütüven Şelalesi, Güre Kaplıcaları ve Kordon’u ziyaret etmelisiniz.
Kaz Dağları ve çevresinde farklı yöresel lezzetlerin bulunduğunu hemen söyleyerek, köylerde kurulan pazarlardan ev yapımı reçel, kekik, adaçayı, oğul otu ve farklı baharatları satın alabileceğinizi ekleyelim. Ayrıca dünyanın en iyi ve en lezzetli zeytinyağlarının üretildiği bölge olmasından dolayı, kesinlikle buradan ayrılmadan önce zeytinyağı satın almalısınız. Bunun dışında; testi peyniri, kapari, ısırgan otları, çam balı, dağ çiçeği, zeytin sosu, üzüm ve incirin yanı sıra yöresel kıyafetler, el işi ürünler, bez çantalar ve örgü takıları da satın alabilirsiniz.
Eşsiz manzarası, şelaleleri, kanyonu, yürüyüş alanları ile huzur dolu bir yer olan Kaz Dağları’nın gece hayatı, tahmin edersiniz ki aktif değildir. Zaten çoğu kişi, sessizlik ve sakinlik içerisinde tatil yapmak istedikleri için burayı tercih ediyor. Yine de köylerde yer alan bazı mekanlarda, özellikle yaz aylarında, fasıl ve canlı müzik performansları gerçekleşiyor ve keyifli bir akşam geçirmenizi sağlıyor. Bunun için, Çamlıbel Köyü’nde yer alan Saklı Bahçe Restaurant’ı tercih edebilirsiniz. Aynı zamanda Altınoluk, Akçay ve Ayvalık beldeleri, Kaz Dağları’na oldukça yakın olduğu için gece eğlenmek adına bu beldelere gidebilirsiniz. Sahil kenarındaki birçok mekanda eğlenebilir, doya doya dans edebilir ve felekten bir gece çalabilirsiniz. 🙂
Kaz Dağları’nı en rahat araba ile dolaşabilirsiniz. Bunun dışında çoğu yeri yürüyerek keşfedebilirsiniz. Ayrıca cip safari turlarına katılabilir ve ATV kiralayarak da çevreyi gezebilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…