Kaş hakkında: Türkiye’nin en popüler tatil merkezlerinden biri olan Kaş, Akdeniz Bölgesi’nde, Antalya’nın batı sınırında yer almaktadır. Kaş, turizm cenneti Antalya’ya bağlı bir ilçe olarak, yazın tatil için ülkemizde en sık tercih edilen yerlerden biridir. İlçe, Antalya şehir merkezine 189 kilometre mesafede konumlanmaktadır.
İlçede turizm sektörü fazlasıyla gelişmiştir. Batıda Eşen Çayı ile Muğla‘dan ayrılan Kaş, doğuda Demre; kuzeyde ise Elmalı ilçeleriyle çevrelenmiştir. Akdeniz kıyısında, harika bir konumda yer alan Kaş’ın tam karşısında Yunanistan’a bağlı Meis Adası bulunur. Yaklaşık 70 kilometrelik bir kıyı şeridine sahip olan Kaş, el değmemiş koyları, plajları ve kumsallarıyla harika bir tatil deneyimi sunar.
Bunun yanı sıra, söz konusu ilçe tarihi anlamda da oldukça köklüdür. Zira Kaş’ta Antiphellos Antik Kenti, Xanthos Antik Kenti, Phellos Antik Kenti, Aperlai Antik Kenti, İsinda Antik Kenti (Belenli), Simena Antik Keti ve Batık Şehir gibi pek çok antik şehir yer almaktadır.
Antik şehirler ilçede hem sualtında hem de su üstünde harika görüntüler sunmaktadır. Ayrıca Kaş ekstrem doğa sporları açısından da Türkiye’de kendini kanıtlamış bir ilçedir. Dolayısıyla Kaş’ta yapılacak şeyler saymakla bitmez! Öğrenmek için sayfayı kaydırın…
Kullanılan kartlar: Kaş’ta bulunan müze, anıt, lahit, kale ve ören yeri gibi pek çok tarihi yapıya, Müzekart ve Müzekart+ ile giriş yapılabiliyor. Türkiye’nin hemen her şehrinde geçerli olan bu giriş kartları sayesinde birçok tarihi yapı indirimli veya ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor.
Şehir içi ulaşım: Kaş merkezden yakın çevreye ulaşım minibüs ve dolmuş gibi toplu taşıma vasıtalarıyla sağlanmaktadır. İlçede toplu taşıma vasıtaları dışında motosiklet, bisiklet ve özel araç kiralayabileceğiniz yerler mevcut olmakla birlikte; taksi hizmeti de verilmektedir. Kaş içinde hizmet veren dolmuş ve minibüslerin güzergahları ve hareket saatleri hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın.
İkonik gezi noktaları: Kaş’ta görülmesi gereken ikonik yerlerin başında; Antiphellos Antik Kenti, Kral Mezarı, Uzun Çarşı, Kekova, Simena Antik Kenti (Kaleköy), Batık Şehir, Kıbrıs Kanyonu, Likya Kaya Mezarları, Kaş Limanı, Kaputaş Plajı ve Antik Likya Yolu geliyor. Tabi bu liste daha da uzuyor. Kaş’ın turizm zenginliğini tüm detaylarıyla öğrenmek için tıklayın: ”Kaş’ta Görmeniz Gereken 22 Gezilecek Yer ve Kaş’ın Tarihi Yerleri | 13 Tarihi Nokta”
Pazar günü ne yapılır?
Kaş’ta keyifli bir Pazar gününe öncelikle yöresel bir köy kahvaltısı ederek başlayabilirsiniz. Kaş’ta kahvaltı için birbirinden güzel mekanlardan herhangi birini tercih edebilirsiniz. Sonrasında sualtı dalışı turu, trekking turu, kürekli yelken turu, kano turu, bisiklet turu veya at safari gibi her biri birbirinden eğlenceli turlara katılarak Kaş’ı ve çevresini keşfedebilirsiniz.
Bunun yanı sıra antik kentleri dolaşarak şehrin tarihine yakından şahit olabilirsiniz. Akşam saatlerine doğru Uzun Çarşı’da dolaşıp, alışveriş yapabilirsiniz. Hava iyice kararınca Kaş’ın meşhur jazz barlarında müziğin, dansın ve egzotik kokteyllerin tadını çıkarabilirsiniz.
Bir günde ne yapılır?
Kaş’ta bir gününüzü, günübirlik turlara katılarak değerlendirebilirsiniz. İsteğinize göre bisikletle, at üstünde, yürüyüşle, jeep safariyle ve de tekne ile gerçekleştirilen turlara katılabilirsiniz. Bunun dışında Kaş’ın Asaz Dağı’nın eteklerinden yamaç paraşütü ile atlayıp; Kaş Limanı’na iniş yapabilirsiniz.
Kekova’ya doğru tekne il açılabilir, mola verilen noktalarda eşsiz manzara eşliğinde tertemiz ve masmavi denizde şnorkelle yüzebilir veya sualtı dalışı yapabilirsiniz. Ayrıca bunların yanı sıra Kaputaş Plajı veya Patara Plajı’nda deniz, kum ve güneş eşliğinde harika bir gün geçirebilirsiniz.
Patara demişken, Caretta carettaların yumurtlama alanı olan bu harika kumsalda deniz kaplumbağalarıyla birlikte yüzme şansı elde edebilirsiniz.
Burası Neresi? Kaş’ın merkezi, ilçe limanının etrafında şekilleniyor. Rengarenk begonvil çiçekleriyle sarmalanmış ahşap evlerin olduğu taş zeminli sokaklarıyla oldukça harika bir görüntü oluşturan Kaş ilçe merkezi, Kaş’ta yapılacak şeyler arasına mutlaka eklenmesi gereken bir keşif noktası.
Neden Gitmeliyim? Üstelik ilçenin simgesi olan Uzun Çarşı da burada yer alıyor. Tarihi dokusuna hayran kalacağınız merkezde; meyhaneler, kafeler, restoranlar, butik mağazalar, konaklama yerleri, hediyelik eşya dükkanları gibi vakit geçirebilecek pek çok yer bulunuyor. Yemyeşil doğanın içinde tarihi cumbalı ahşap konaklarla parıldayan Kaş’ı çok seveceksiniz!
Burası Neresi? Likya Medeniyeti’nin önemli liman kentlerinden biri olan Antiphellos Antik Kenti’nin ilk yerleşim tarihinin İ.Ö 6’ncı yüzyıla kadar uzandığı bilinmektedir.
Kuzeyindeki Phellos Kenti’nin limanı olan Antiphellos, daha sonralı büyüyerek buradan ayrılmış ve tek başına bir kent haline gelmiştir. Dolayısıyla kent, “Kayalıklı yerin karşısındaki yer”, “Phellos’un karşısındaki” anlamlarına gelen Antiphellos adını daha sonraları almıştır.
Neden Gitmeliyim? Lykia Birliği’ne üye kentlerden biri olan Antiphellos Antik Kenti, zaman içerisinde, ana şehir olan Phellos’un gerilemesine karşılık daha çabuk gelişir ve Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir liman kenti haline gelir.
Ticari bir kent olarak hem kendi bastırdığı hem de birlik adına çıkardığı sikkeleriyle tanınan Antiphellos’tan günümüze kalan kalıntılar dağınık bir şekilde Kaş merkezinde görülebilmektedir.
Antik kentin en önemli parçasını, Anadolu’da denize dönük inşa edilmiş tek tiyatro olma özelliğini taşıyan Antiphellos Antik Tiyatrosu oluşturmaktadır. Mimarisinden ötürü Helenistik dönemde inşa edildiği anlaşılan antik tiyatronun yapımında, bölgenin yerel kesme kireç taşlarının kullanıldığı görülebilmektedir.
2008 yılında restore edilerek turizme kazandırılan Antik Tiyatro, hemen hemen 3 bin kişilik bir kapasiteye sahip. Tiyatro, bugün, güneşin batışını seyretmek için harika bir nokta! Antik tiyatroya yakın bir yerde, ana kayaya oyularak yapılmış dor tipi bir mezar bulunuyor.
Akdam Dor Gömütü adı verilen mezarın içindeki el ele tutuşmuş kadın figürü oldukça dikkat çekici. Ayrıca bu figürün Likya’da başka örneği olmadığı biliniyor. Ayrıca Kaş’ın arkasındaki kayalık tepede (uyuyan dev) iki adet eski dönem kaya mezarı bulunuyor.
Antiphellos’un erken dönemine ait olan bu kaya mezarlarının bir kısmı, meydanın arkasındaki bir sokakta ve sahil güvenliğin önünde yer alıyor. Bunların yanı sıra Antiphellos’un Helenistik ve Roma döneminden kalma çok sayıda su sarnıcına sahip olduğu biliniyor.
Kaçırmayın! Sarnıçlardan şuan yalnızca ikisi ayakta. Sarnıçlardan biri, Kaş Limanda, Echo Bar’ın yanında yer almakta olup; ışıklandırılarak ziyarete açılmış durumda. Söz konusu tarihi sarnıç, ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor.
Ayrıca, şehirde akropol olarak nitelenen yükseltinin Meis Adası’na bakan yüzünde muntazam sur kalıntıları yer alıyor. Kaş’ın tarihi yerleri arasında oldukça önemli bir yere sahip olan Antiphellos Antik Kenti, mutlaka ziyaret edilmeli!
Burası Neresi? Kaş’ın sembolik yapılarından biri olan Kral Mezarı, esasen Antiphellos Antik Kenti’nin bir parçasıdır. Kentten günümüze kalan en önemli parçalardan biri olan Kral Mezarı, Aslanlı Lahit olarak da bilinir. Antik çağlarda zengin, soylu ya da kral ve ailesinden gelen insanların ölülerini saklamak amacıyla tasarlanmış olan bu lahitlerin en güzel örneklerinden birini teşkil eden Kral Mezarı mutlaka görülmelidir.
Neden Gitmeliyim? Mezarın bir krala ait olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte üzerinde bulunan aslan başlarından dolayı bu adı aldığı bilinmektedir. Uzun Çarşı’nın içinde yer alan Kral Mezarı’nın üzerinde 1,5 metre yükseklikte Likya kitabesi bulunmakla birlikte; sekiz satırlık Lykia dilindeki yazı okunamadığı için lahdin kime ait olduğu bilinmemektedir.
Üstünde dört levha bulunan lahdin iki bölümünde betimleyici kabartmalar yer almakta olup; diğer iki bölümünde ise defin hakkının kime verileceği hakkında bilgilerin yer aldığı bilinmektedir. İ.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen anıt mezar, tek bloktan ve üç bölümden oluşmaktadır.
Lahitlerin üstünde bir kaya parçasından yapılmış olan sivri taş kapak; kapakların her iki yanında da pençeleri üzerinde duran iki adet aslan başı bulunmaktadır.
Kaçırmayın! Mezarın en ilgi çekici yanı ise dik bir şekilde duran tekne figürüdür. Kralın canlandığında bu tekneye binip gideceğine inanılmakta olup; bu mit, mezarı hayli ilgi çekici hale getirmektedir.
Burası Neresi? Kaş’ın doğa harikası yerlerinden biri olan Mavi Mağara, Kaş ile Kalkan arasında, deniz kıyısında yer alıyor. Mağara, Kaş’a 18 km Kalkan’a ise 6 kilometre uzaklıkta, Kaputaş Plajı’nın yakınlarında konumlanıyor. 1972 yılında Jeolog Dr. Temuçin Aygen tarafından keşfedilen Mavi Mağara, o gün bugündür, binlerce turistin odağında!
Neden Gitmeliyim? Bir zamanlar içerisinde fokların yaşadığı düşünülen mağaranın içine güneş ışıkları deniz dibinden yansıyarak girip, mavi parlak fosforesson rengi meydana getiriyor. Mağara bundan dolayı Mavi Mağara adıyla anılıyor. Mağaranın uzunluğu 50 metre olup; genişliği 40 metre, yüksekliği ise 15 metre dolaylarında seyrediyor.
Oldukça büyük bir alana sahip olan mağarada, farklı odacıklar ve kanallar bulunuyor. İç ve dış galeriler olarak ikiye ayrılan mağaranın, hem dış hem de iç galerilerinde yumuşak mercan oluşumları ve canlı çeşitliliği dikkat çekiyor. Ayrıca iç galerilerde karides sürüleri görülüyor.
Kaçırmayın! Mavi Mağara’da, hem derinlik seviyesi hem de yapısı sayesinde her seviyede sualtı dalışı yapılabiliyor. Dolayısıyla Mavi Mağara’ya gitmişken, su altı dalışı yapabilir, zengin su altını keşfedebilirsiniz. Bunun yanı sıra Mavi Mağara’ya, her yaz, sezon boyunca özel tekne turları düzenleniyor.
Burası Neresi? Kaleköy, geçmişi M.Ö. 4. yüzyıla uzanan antik Simena kentinin üzerine kurulmuş küçük bir köydür. Bir yarımada üzerine kurulu olan Kaleköy’e ulaşım deniz yoluyla sağlanıyor. Tabi dileyenler kara yolu üzerinden de köye ulaşabilir.
Şirin mi şirin bir atmosfere sahip olan köy, Kaş merkezden ya da Üçağız’dan kalkan tur teknelerinin uğrak durakları arasında yer alıyor. Yıllardır antik kalıntılarla iç içe yaşantısını sürdüren Kaleköy, ortalama 60- 70 haneden oluşuyor.
Neden Gitmeliyim? Sahip olduğu antik yapılar dolayısıyla 1. derece sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmış olan köyde yapılaşma kontrol altında tutuluyor. Köydeki bazı evler antik yapı malzemelerinden yapılmış olup; köy içindeki taş merdivenler bile yüzyıllar öncesine ait.
Zira merdivenlerin yapısından bile ne denli eski ve antik bir değere sahip olduğu anlaşılabilmektedir. 4-5 pansiyon ve çok sayıda restorana ev sahipliği yapan Kaleköy, turizm potansiyeli açısından fazlasıyla değerli bir yer.
Köy, trafiğe tamamen kapalı olduğu için köyün hemen her yeri yalnızca yürüyerek dolaşılıyor. Bunun için herhangi bir aracın giremeyeceği dar, merdivenli patika yollardan yürümeniz gerekiyor. Bu patikalar köyün otantik evleriyle donatılmış durumda.
Çoğu evin önünde köyün kadınları kendi yaptıkları el işi ürünleri satıyor. Patikayı takip dince, köyün en sağında, yolun sonunda sizi, denizin içinde duran lahit mezar karşılıyor. Bu noktadan denize de girilebiliyor.
Bunun yanı sıra köyün tepe noktasında Simena Kalesi bulunuyor. Kaleye, taş merdivenlerden, 10 dakika bir tırmanış sonrası ulaşılıyor. Yaz aylarında sıcaktan ötürü biraz zorlayıcı olsa da kaleye ulaştığınızda gerçekten bu zahmete değiyor.
Zira kalede, uçsuz bucaksız Akdeniz, etrafa saçılmış gibi duran lahit mezarlar, keçiler ve yaşlı zeytin ağaçlarının oluşturduğu harika bir manzarayla karşılaşılıyor. Son derece büyüleyici bir manzaraya sahip olan Simena Kalesi’ne giriş, kişi başı 12 TL olarak ücretlendiriliyor.
Kaçırmayın! Ayrıca Kaleköy’de, ilk olarak köy sakini bir aile tarafından yapılan ev dondurması oldukça meşhur. Köyde ev dondurmasını ilk yapan yer Ankh Kafe olup; 1987 yılından beri kafede yalnızca şeftali, fındık ve muz dondurması yapılıyor.
Doyulmaz enfes dondurmalarıyla Kaleköy’de oldukça meşhur olan bu kafede, dondurmanın topu 5 TL. Velhasıl Kaş’ta yapılacak şeyler listenize Kaleköy’ü sizler de mutlaka ekleyin!
Burası Neresi? Engelli bireyler başta olmak üzere toplumsal dışlanmaya maruz kalan tüm bireylerin sanat ve spor yoluyla entegrasyonunu sağlamak amacıyla kurulmuş bir köy akademisi olan Düşler Akademisi, Kaş’ta ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri.
Haziran 2014’ten beri hizmet veren Düşler Akademisi, Çukurbağ köyünde eski ilkokul ve çevresindeki 14 dönümlük arazi üzerinde yer alıyor.
Neden Gitmeliyim? Tüm çalışmaları gönüllülük esasıyla yürütüldüğü akademide, engellilik ve süreğen – nadir- kronik hastalıklar başta olmak üzere gerekçesi ne olursa olsun toplumsal dışlanmayı yaşayan birey ve gruplara; alternatif, sürdürülebilir ve yenilikçi yöntemlerle ücretsiz olarak eğitim, üretim ve ortak yaşam hizmetleri sunuluyor.
Akademi genel anlamda; sanat ve spor faaliyetleriyle sosyal entegrasyonu sağlamak, ekolojik hayatı yaşamın bir parçası haline getirmek, katılımcıların resim, müzik, drama gibi sanatsal faaliyetlere katılarak kendi becerilerini fark etmelerini ve akademiden ayrıldıktan sonra bu alanlarda aktif olmalarını sağlayacak imkan ve motivasyonu verebilmeyi amaçlıyor.
Ayrıca yenilenebilir enerji çözümleri ile modern şehir hayatı yerine ekolojik yaşam dinamiklerini göz önünde bulundurmak ve karşılıksız paylaşım anlayışı ile gönüllü olmanın bilincini yaygınlaştırmak için de sıkı bir mücadele veriyor.
Kaçırmayın! Bir köy akademisi olarak, bulunduğu konum itibariyle yerel değerlerle evrensel değerlerin buluştuğu bir platform olan Düşler Akademisi’ne giderek çeşitli etkinliklere katılabilir, gönüllülük esasıyla destek olabilirsiniz. Akademide tüm proje ve atölyeler gönüllülerin desteği ile organize ediliyor.
Gönüllü olanlar; vokal, ritim, dans, film, fotoğraf, DJ, enstrüman, resim ve tasarım gibi sanat atölyeleri ve kamp projelerinde çalışan olarak yer alabiliyor.
Kaş’ta, özellikle dönemsel projeler (festivaller gibi) ve düzenlenen atölyelere ek olarak, mutfak işlerinden, ekolojik tarıma kadar birçok gönüllü pozisyonu mevcut. Başvuru için tıklayın…
Burası Neresi? Kaş’ın yakınlarında keşfedebileceğiniz yaylaların başında Gömbe Yaylası ve Felen Yaylası geliyor. Müthiş doğalarıyla gören herkesi kendilerine hayran bırakan yaylalarda, yaz boyu bir dizi aktivite gerçekleştirilebiliyor.
Antalya’nın ve aynı zamanda Türkiye’nin en ünlü yaylalarından biri olan Gömbe Yaylası, Kaş’a 70 kilometre mesafede, Yumru Dağı’nın zirvesinde yer alıyor.
Neden Gitmeliyim? Yaylaya kızılçam, sedir ve ardıç ağaçları ile donatılmış rüya gibi bir yol üzerinden ulaşılıyor. Yörüklerin yaylak alalarından biri olan Gömbe, doğaseverlerin de radarında! Ayrıca çeşitli kaynaklarda yaylanın, Osmanlı Dönemi zamanında hayvan pazarı olarak kullanıldığı ve en eski yağlı güreşlerin yapıldığı yer olduğu söyleniyor.
Yaylada Yeşilgöl adı verilen bir krater gölü yer alıyor. Buz gibi suyu ve harika manzarasıyla dikkat çeken bu gölde, dileyen herkes yüzebiliyor. Yaylada bulunun bir diğer doğa harikası ise Akdağ’ın zirvesinde 60 metre yükseklikten aşağı düşen Uçarsu Şelalesi…
Uçarsu Şelalesi, fotoğraflarınız için harika bir fon oluşturacak! Yaz sıcaklarında nefes alınabilecek bir rota olarak nam salan Gömbe Yaylası, ceviz ve armuduyla da oldukça meşhur.
Ayrıca gelmişken yaylada yetişen taze oğlak eti ile yapılan ve taş ocaklarında yavaş şekilde pişirilen Gömbe Kebabı ve çöreğinin tadına bakmayı unutmayın!
Kaçırmayın! Kaş’a 12 kilometre mesafede yer alan Felen Yaylası ise tüm bölgeyi görebilen hakim bir tepe üzerinde konumlanıyor. Dolayısıyla harikulade bir manzara sizleri bekliyor. Yaylanın çevresinde Antiphellos ve Phellos antik kentlerine ait tarihi surlar yer alıyor.
Yayla etrafında rölyeflerle süslenmiş lahitler ve ev şeklinde kayalardan yapılmış mezarları görmek mümkün. Felen Yaylası, aynı zamanda, trekking ve tırmanış için muazzam bir rota!
Gömbe Yaylası:
Felen Yaylası:
Burası Neresi? Kaş ve etrafında pek çok antik yerleşim kalıntıları bulunuyor. Bu açıdan değerli bir turizm merkezi olan Kaş, antik kentleriyle gören herkesi kendisine hayran bırakıyor.
İlçe ve çevresinde bulunan antik kentler; başta Antiphellos Antik Kenti olmak üzere, Myra Antik Kenti ve Kaya Mezarları, Xanthos Antik Kenti, Phellos Antik Kenti, Aperlai Antik Kenti, İsinda Antik Kenti (Belenli), Simena Antik Keti, Batık Şehir, Patara Antik Kenti, Pirha Antik Kenti ve Letoon Antik Kenti‘nden oluşuyor.
Çevrede adı bilinmeyen daha pek çok antik kent bulunuyor. Tarih ve kültür turizmi açısından her biri oldukça değerli olan bu antik kentler her yıl binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor. Antik kentlerin kimi ücretsiz olarak ziyaret edilebilirken; kimisini ziyaret etmek için belirli bir ücret ödeniyor.
Kaş’ın Demre beldesinde bulunan Myra Antik Kenti, sarp ve dik kayalıklar içlerine oyularak yapılmış mezarları ile dikkat çekiyor. Muntazam görüntüsüyle hayranlık uyandıran Myra’nın bir dönem, Likya’ya başkentlik yaptığı tahmin ediliyor.
Myra Antik Kenti, kabartma ve yazılar ile süslenmiş kaya mezarlarının yanı sıra, St. Nikolaos Kilisesi’ne (halk arasında bilinen adıyla Noel Baba) de ev sahipliği yapıyor. Likya Medeniyeti’nin dini ve idari merkezi ve başkenti olan Xanthos Antik Kenti 1988 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dahil edilmiş önemli bir kenttir.
Etrafı kayalıklarla çevrili olduğu için “Taşlık Ülke” olarak da adlandırılan Phellos Antik Kenti, Akdeniz gemi ticaretinin gerçekleştirildiği en önemli limanlardan birine sahip olması açısından önemlidir. Şehrin en önemli kalıntıları lahitlerden oluşuyor. Lahitleri ilginç kılan ise üzerindeki sanatsal figürler oluyor.
Orijinal ismi Luwi dilinde “Akarsu Boğazı” olan Aperlai Antik Kenti, Sıçak Yarımadası’nda, dar bir koyun başlangıç noktasında konumlanıyor. Bir kısmı suya gömülmüş olan bu antik kent gören herkesi büyülüyor.
İsim olarak “Kutsal Şehir” anlamına gelen İsinda Antik Kenti, Belenli Köyü’ne yaklaşık 3 km mesafede, güneyde bir tepe üzerinde yer alıyor. Kent içerisinde, Roma Dönemi’ne ait olan mezar kalıntılarıyla birlikte Helenistik ve Roma döneminden kalma lahitler görülmeye değer.
I. Derece Arkeoloji Sit Alanı olarak korunan Simena Antik Kenti ise yukarıda da bahsettiğim Kaleköy içerisinde yer alan antik bir yerleşimdir. Kentin bugüne ulaşabilmiş en sağlam yapısı Simena Kalesi’dir. Kekova Kalesi olarak da bilinen bu antik yapı, müthiş manzarasıyla da oldukça meşhurdur.
Ayrıca kentte hamam, tapınak ve küçük bir amfi tiyatroya ait kalıntılar da bulunuyor. Likya dilinde “Dolichiste” olarak bilinen Batık Şehir ise MÖ 2. yüzyılda sular altında kaldığı tahmin edilen antik bir yapıdır. Suyun altında gizlenmiş bu tarihi kent özellikle sualtı dalışı için harika bir destinasyondur.
Patara Antik Kenti ise Mitolojiye göre Apollo’nun doğum yeridir. Meclis binası, Amfi tiyatro, tarihi deniz feneri, Patara Antik ana caddesi, hamam ve tapınak gibi pek çok kalıntıya sahip olan kent, bölgenin en güzel plajlarından biri olan ince kumu ve sığ denizi ile Patara Plajı’na ev sahipliği yapıyor.
Son olarak Likyalıların Ana Tanrıçası Leto’nun onuruna kurulmuş olan Letoon Antik Kenti de görülmeye değer kalıntılara sahiptir. Yukarıda adı geçen kentlerinin bazılarının iletişim, adres ve ücret bilgileri aşağıda verilmiştir.
Myra Antik Kenti:
Xanthos Antik Kenti:
Aperlai Antik Kenti:
Burası Neresi? Kaş’ta yapılacak şeyler denildiğinde akla ilk gelen aktivitelerden biri tekne turlarıdır. Öyle ki Kaş’a tatile gelip de tekne turlarına katılmadan dönen pek yoktur, diyebiliriz. Kayalıklı bir kıyı tipine sahip olan Kaş’ta doğal plajların sayısı az olup; yalnıza denizden görülebilecek dikkat çekici yerler vardır.
Neden Gitmeliyim? Bu durum tekne turlarına olan ilgiyi daha da arttırmaktadır. Zira Kaş tekne turları ile hem antik kalıntılar görülebiliyor hem de karadan ulaşılamayacak pek çok harika koyda denize girme fırsatı elde edilebiliyor.
Kaş günübirlik tekne turlarının en popüler olanı ise Kekova Turu. Bu tur, Antalya’nın Kaş ve Demre ilçeleri arasında bulunan Kekova’nın tarihi kalıntılarına ve pırıl pırıl koylarında gerçekleştiriliyor. Tekne turu ile tekne turu ile Kekova Batık şehri, Kaleköy’ü, Simena’yı, lahitleri ve koyları yakından görüp aynı zamanda denize girme şansı elde ediliyor.
Kekova tekne turlarına Kaş Limanı, Demre Çayağzı Limanı ve Üçağız Köyü Limanı’ndan katılabiliniyor. Kekova tekne turları yarım gün veya günübirlik olarak düzenleniyor. Herkes bütçesine ve zamanına göre uygun bir tekne ile tura katılabiliyor. Genellikle Üçağız Köyü Limanı’ndan tura katılmak tavsiye ediliyor.
Zira Kaş Kekova tekne turu veya Demre Kekova tekne turuna katıldığınız zaman yolculuğun süresi ziyadesiyle uzuyor. Fakat tekneye Üçağız Limanından binildiği takdirde hemen hemen beş dakika sonra Kral mezarları dahi görülebiliyor. Kekova’nın merkezi olan Üçağız Köyü, aynı zamanda araçla gelebileceğiniz son noktayı teşkil ediyor.
Kaş’taki diğer popüler tekne turları; Kaputaş ve Adalar Turu oluyor. Adalar turunda tekne ile Kaş’ın etrafındaki minik adalar gezilip, bol bol denize giriliyor. Kaputaş turları ise genellikle özel talebe göre düzenleniyor.
Tur ile Kaputaş plajına deniz yoluyla ulaşılıp, tertemiz, berrak ve masmavi denizin tadı çıkarılıyor. Kaş tekne turu fiyatları 100 – 150 TL arasında değişiklik göstermekte olup; hafta sonları ve bayram tatilleri gibi yoğun günler için önceden rezervasyon yaptırılması öneriliyor.
Aksi takdirde yer bulmak mümkün değil! Tekne turları genellikle sabah 09.00 sularında başlayıp; akşam 19.00 sularında sonlanıyor. Teknede, öğle yemeği servisi verilip; açık büfe yemekte Akdeniz mutfağına özgü zeytinyağlılar, yoğurtlu makarna, pilav, salata, tavuk ya da deniz ürünleri bulunuyor.
Bunun yanı sıra bazı teknelerde turistik yerlerle ilgili bilgi veren rehberler bulunuyor. Müzik ve eğlence ise tekne katılımcılarının ortak kararına bırakılıyor. Dolayısıyla dileyenler müzik eşliğinde, dileyenlerse sessiz sakin bir atmosferde tekne turu gerçekleştirebiliyor. Turlar hakkında daha fazla bilgi almak için tıklayın.
Kaş’ta Tekne Turu düzenleyen Seyahat Acenteleri:
Kaş Limanı’ndaki Tur Tekneleri:
Burası Neresi? Myra Antik Kenti içerisinde bulunan Aziz Nicholas Kilisesi, diğer tabiriyle St. Nicholas Church, “Noel Baba” olduğuna inanılan Aziz Nicholaos’ın ölümü üzerine inşa edilmiştir. Aziz Nicholas’ın Noel Baba olduğuna dair olan inancın, çocukların koruyucusu misyonuyla dini bir kişilik oluşturmasından kaynaklandığı düşünülüyor.
Hatta Aziz Nicholas, nam-ı diğer Noel Baba’nın ölümünden sonra bir süre burada kilisede defnedildiği, daha sonra Haçlı Seferleri esnasında, 1087 senesinde, kemiklerinin İtalyan denizciler tarafından Bari’ye götürüldüğü tahmin ediliyor.
Geriye kalan ve Noel Baba’ya ait olduğu düşünülen kemik kalıntıları ise Antalya Müzesi’nde muhafaza ediliyor.
Neden Gitmeliyim? Kaş ile Finike arasındaki Demre ilçesinde yer alan kilise, Myra Antik Kenti’nin en önemli parçalarından biridir. Aziz Nicholas Kilisesi, esasen Demre’ye ilçesine bağlı olsa da Kaş’a da oldukça yakın.
Hıristiyanlığın gelişimi açısından kozmopolit bir merkez olan Myra Antik Kenti’nin bu denli gelişmiş olması, kilisenin yapısını da olumlu yönde etkilemiştir. Zira kilise, ihtişamlı bir yapıya ve görkemli bir mimariye sahiptir.
Her yıl Aralık ayında, anma törenlerinin düzenlendiği kilise, yerli ve yabancı binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor ve yoğun ilgi görüyor.
Kaçırmayın! Dolayısıyla Kaş’a gelmişken bu antik yapıyı mutlaka yakından görmeli ve burada müthiş bir fotoğraf karesi yakalamalısınız. Orta Bizans Dönemi kilise mimarisinin günümüze kadar ulaşmış en seçkin örneklerinden biri olan kilise, mimari üslubu ve süslemeleriyle dikkat çekiyor.
Burası Neresi? Jazz müziğin Akdeniz’deki merkezi olan Kaş, bu türdeki mekanlarıyla eğlenceli bir gece hayatına sahip. Eğer Jazz müziğe aşinaysanız Kaş’ta çok ama çok eğleneceğinizin ve ruhunuzun müziğe doyacağının garantisini verebilirim!
Neden Gitmeliyim? Kaş’ta, jazz müzik yapan pek çok mekan bulunuyor. Mekanlar genel olarak Kaş’ın merkezi olan Andifli Mahallesi’nde yer alıyor. Bu mekanların arasında özellikle; Rock jazz blues ve birçok alternatif müzik yapan Hi Jazz ve tarihi bir yapının içinde hizmet verip, yaz boyunca çok ünlü isimleri ve grupları ağırlayan Echo Bar öne çıkıyor.
Bunların dışında da Kaş’ta birbirinden farklı kokteyllerin tadına bakıp, bir yandan da müzik ve dans eşliğinde eğlenebileceğiniz daha bir dizi eğlenceli pub, bar ve kafe bulunuyor.
Kaş’ta eğlenceli bir gece için gidebileceğiniz mekanlar arasında ”Mavi Bar, Red Point, Hideaway Bar & Cafe, Mojito Lounge & Club, Gagarin, Barcelona, Queen Bar, Old House Bar, Oxygen Pub, Deja Vu Bar, Zühtü Pub, Dry Cafe & Bar, Deli Bakkal Likörhanesi – No11, Pell’s Kaş” başta geliyor.
Ayrıca nispeten daha sakin ve sessiz bir ortamı ve meyhane kültürünü sevenler için de Kaş’ta alternatif mekanlar mevcut. Bunlar arasında özellikle”Bi Lokma Restoran, Nereid Meyhanesi ve Bahçe Balık” oldukça popüler.
Kaş’ın gece hayatı hakkında daha net ve daha detaylı bilgi almak için ”Kaş Gece Hayatı | Birbirinden Eğlenceli 20 Mekan” başlıklı içeriğimizi kesinlikle okuyun! Son olarak; yukarıda bahsettiğim mekanların iletişim ve adres bilgilerini aşağıda görebilirsiniz.
Hi Jazz:
Echo Bar:
Mavi Bar:
Red Point:
Hideaway Bar & Cafe:
Burası Neresi? Kaş’ın en popüler yerlerinden biri olan Uzun Çarşı, ilçede alışverişin kalbi olmasının yanı sıra; Selçuklu mimarisinin eşsiz örneklerini yansıtan tarihi bir sokak olarak dikkat çekiyor. Uzun Çarşı, Tarihi ahşap konakları, Arnavut kaldırımlı, begonvillerle dolu sokağıyla hayranlık uyandıran bir yer!
Neden Gitmeliyim? Gerek turistler gerekse de yerel halk tarafından sıklıkla ziyaret edilen Uzun Çarşı, canlı ve kalabalık atmosferiyle Kaş’ta alışverişin en doğru adresi oluyor. Çarşıda, tarihi cumbalı konakların genellikle alt katları dükkan, mağaza ve butik olarak hizmet veriyor.
Bu mağaza ve dükkanlarda, el işçiliği gümüş takılardan, Likya halılarına, yöresel kilimlerden, cam dan yapılmış sanat eserlerine, tahta oyma figürlü eşyalardan, tasarım kıyafetlere kadar pek çok ürünün satışı yapılıyor.
Ayrıca çarşıda, pamuk ve ipek kumaşlardan yapılma pek çok geleneksel kıyafet, yöreye ait hediyelik hatıra eşyaları, el dokuması ürünler (Kaş’ta yaşayan kadınların ellerinden ince ince dokunan halı ve kilimler) ve bileklik, kolye, yüzük gibi bijuteri ürünleri gibi daha pek çok şey bulunabiliyor.
Kaçırmayın! Kaş ile ilgili her fotoğrafta, her kartpostalda ve hediyelik eşyaların üzerinde görmeye aşina olduğumuz Uzun Çarşı, fotoğraf çekmek için de harika bir destinasyon. Zira bu tarihi çarşı fotoğraflar için muhteşem bir fon olarak karşımıza çıkıyor.
Halihazırda bulunan fotoğrafları da bu tezimi kanıtlar nitelikte. Ayrıca yukarıda detaylı olarak bahsettiğim Kral Mezarı (Aslanlı Lahit) da Uzun Çarşı’nın bulunduğu sokakta yer alıyor. Dolayısıyla gelmişken bu antik yapıyı da görme şansı elde edebilirsiniz.
Burası Neresi? Esasen Muğla, Seydikemer’de, Kayadibi mevkiinde bulunan Saklıkent Kanyonu, Kaş’a da oldukça yakın bir mesafede konumlanıyor. Kaş’a 63 kilometre uzaklıkta, araba ile 1 saat mesafede yer alan kanyona, her yaz, sezon boyunca safari turları düzenleniyor.
18 kilometre uzunluğuyla Türkiye’de birinci Avrupa‘da ise üçüncü kanyonu olan Saklıkent, 1996 yılında tescillenerek koruma altına alınan aynı isimli Saklıkent Milli Parkı içerisinde yer alıyor.
Neden Gitmeliyim? Saklıkent Kanyonu’nun oluşumunun dördüncü jeolojik zamanda meydana gelen depremlere dayandığı tahmin ediliyor. Bunun yanı sıra bölgenin kayaç yapısının karstik kökenli olması ve akarsu aşındırması da kanyonun oluşumunda önemli etkenler arasında yer alıyor.
İlk olarak, 1990 yılında Ekrem Uçar isimli bir çoban tarafından keşfedilen Saklıkent Kanyonu’nun bölge turizmine kazandırılması ise bir nevi TRT’nin katıklarıyla gerçekleşiyor. Kanyon, Türkiye’nin doğa harikası yerlerinden biri olarak, 90’lı yıllardan bu yana, her yıl, yerli ve yabancı 180 ile 200 bin arasında turist tarafından ziyaret ediliyor.
Ortasından bir akarsu geçen kanyonda, şu ana kadar keşfedilmiş olan 16 adet mağara bulunup; bu mağaralarda 3000 yıl öncesinde insanların yaşadığı biliniyor. Kanyon, 18 kilometrelik uzunluğunun yanı sıra yüksekliği 200 ila 600 m arasında değişen taş duvarlara ve en dar noktasında 2 metrelik bir genişliğe sahip.
Kanyonun hemen girişinde kükürtlü su kaynağı, yani bir kaplıca bulunmakta olup; bu suyun cilt hastalıklarına iyi geldiği biliniyor. Ayrıca kanyon üzerinde dinlenme alanları ve kafeteryalar yer alıyor. su kenarına kurulmuş yer sedirleriyle hizmet veren bu tesislerde, gözleme, alabalık ve çoban kavurma gibi yöresel lezzetler servis ediliyor.
Kanyon ağzına gürül gürül akan suyun üzerine, sol tarafta kalan vadi yamacına monte edilen 200 metre uzunluğundaki demir profil destekli ahşap köprü ile ulaşılıyor. Bu köprüden sonra dondurucu kaynak suyuna diz hizasına gelecek kadar girerek geçilebilen zorlu bir bölüm bulunuyor.
Çocuklar ve yaşlılar için çok da uygun olmayan bu bölümde, suyun içinde bir halata tutunarak yürünebiliyor. Zorlu bölüm aşıldıktan sonra kanyonun iç bölümlerine doğru 1 km boyunca yürüyüş yapılabiliyor.
Turistler genellikle, yol boyunca bazı kayaları kaplayan kil ile yüz ve vücutlarına maske yapıp, kayalardan sızan içme suyunun tadına bakarak, yoluna devam ediyor. Kanyonun girişinde ufak bir bölümde body rafting yapılıyor.
Kısa süren bu aktivite; kendinizi akan suya bırakarak, tamamen kontrolsüz bir şekilde suyun sizi sürüklemesine izin vermenizi gerektiren adrenalin düzeyi oldukça yüksek ekstrem bir spor!
Ayrıca rafting ve trekking gibi ekstrem sporlar da kanyonda gerçekleştirilebilen diğer aktiviteler arasında yer alıyor. Üstelik Saklıkent, Türkiye’de rafting yapılabilen en popüler adreslerin başında geliyor.
Dikkat! Saklıkent Kanyonu’na giderken rahat kıyafetler giymenizde fayda var. Bunun yanı sıra terlikle kayıp, düşebileceğiniz için spor ayakkabı, kaymayan kapalı lastik ayakkabı ya da deniz ayakkabısı tercih etmelisiniz.
Burası Neresi? Likya medeniyetinin en önemli kentlerinden biri olan Myra, Kaş – Finike arasında, Demre ilçesinin aynı isimle anılan ovasını kuzeybatıdan çeviren dağların denize bakan yamacında kurulmuş bir antik kenttir.
Lykia dilinde “Myrrh” olarak geçen ve isim olarak “Yüce Ana Tanrıçasının yeri” anlamına gelen Myra, Aziz Nicholaos’ın piskoposluk yaptığı ve bu nedenle tüm Orta Çağ boyunca ününü sürdüren değerli bir şehir olmuştur.
Neden Gitmeliyim? İlk önce bugünkü kaya mezarlarının üzerindeki tepede kurulan şehir daha sonraları kıyıya doğru yayılmış ve Likya Konfederasyonu’nun üç oy hakkına sahip en önemli altı büyük kentinden birisi olmuştur. Hatta kentin kendisine ait bir sikkesi de mevcuttur.
Şehrin M.Ö. IV. yüzyılda basılan ilk sikkesi üzerinde ana tanrıça kabartması bulunmaktadır. Günümüzde, en az 2500 yıllık geçmişi, Likya tipi görkemli mezarları, tiyatrosu ve tüm dünyaca tanınan Noel Baba’ya (Aziz Nicholaos) ev sahipliği yapmasıyla oldukça meşhur olan Myra Antik Kenti, her yıl binlerce turisti evinde ağırlamaktadır.
Demre merkeze 2 km, Finike’ye 30 km, Kaş’a 45 km, Kekova’ya (Üçağız Köyü’ne) ise 20 km mesafede yer alan Myra Antik Kenti’ne günübirlik gezi turları da düzenlenir. Bir dönem Likya Uygarlığı’na başkentlik yapmış olan Myra’nın kabartmalı mezarlarıyla başlayan hikayesi, Andriake Limanı ile denize kavuşur.
Burası aynı zamanda Tanrıça Kybele’nin Artemis olduğu yer olarak da bilinir. Adını kurulduğu Myros Nehri’nden (Demre Çayı) alan şehir su ihtiyacını da yine bu çaydan, kayalara oyulmuş kanal sistemi ile karşılamış; lakin şehre hayat veren Demre Çayı, pek çok antik kentte olduğu gibi zamanla getirdiği alüvyonlarla Myra’nın da sonunu getirmiştir.
En parlak dönemini M.S. 408 – 450 arasında II. Theodosius zamanında yaşayan kent, M.S. 7. yüzyıldan M.S. 9. yüzyıla kadar süren Arap akınları neticesinde 809’da zapt edilerek önemini yitirmiştir. 2009 yılında Nevzat Çevik başkanlığında başlamış olan arkeolojik kazı çalışmaları sonucu keşfedilen şehirde, çalışmalar bugün halen devam etmektedir.
Myra Antik Kenti içerisinde görülmesi gereken yapılar arasında; Yunan kültürüne ait ve Yunan tanrıçalarına özel yapılmış heykelleri ve büstler, akropolün güney eteğinde yer alan tiyatro ile her iki yanında yer alan kaya mezarları, tepe kısımdaki Roma ve Helenistik dönem surları ve tabi ki 6. yüzyılda Aziz Nikolaos’ın ölümü üzerine yapılmış ”Aziz Nikolaos Kilisesi” bulunuyor.
Antik kentte fotoğraf kareleri yakalayabileceğiniz, bunlar gibi pek çok harika yer sizleri bekliyor. Çektiğiniz mistik fotoğrafları sosyal medya hesaplarınızdan takipçilerinizle paylaşabilirsiniz. Dolayısıyla fotoğraf makinenizi yanınıza almayı unutmayın!
** Kaş’ta fotoğraf çekmek için daha pek çok harika yer bulunuyor. Mesela yukarıda da detaylı bahsettiğim yerler bunlardan yalnızca birkaçı! Kaş’ta fotoğraf kareleriniz için en mükemmel manzaraları oluşturacak en iyi yerlerden bazıları aşağıda verilmiştir:
Burası Neresi? Kaş At Çiftliği, Çukurbağ Köyü’nde, Kaş ilçe merkezine araba ile 10 dakikalık mesafede yer alıyor. Çiftliğe özel araçla ve de ilçe merkezinden, haftanın yedi günü, belirli aralıklarla hareket eden minibüslerle ulaşılabiliyor.
Çiftlik, özellikle çocuklu ailelerin vakit geçirebilmeleri için harika bir ortam sunuyor. Öyle ki Kaş sakinleri hafta sonlarını değerlendirmek için bu gibi yerleri sıklıkla tercih ediyor.
Neden Gitmeliyim? Kaş At Çiftliği’nde manejde at sürme veya at ile tura çıkma gibi aktiviteler gerçekleştiriliyor. Tura katılmak istemeyenler için çiftlikteki manejde at sürme eğitimi veriliyor ve kişilerin bu deneyimi yaşaması sağlanıyor.
At turu ile çiftlikten yola çıkılıp, Kaş’ın arkasındaki tepede göreceğiniz ‘Uyuyan Dev’ kayalıklarına gidiliyor. Asfalt yola girmeden, sadece doğanın içinden ilerleyerek gerçekleştirilen at turları takribi 1 saat sürüyor.
Kayalıklara ulaşıldığında Kaş’ı tepeden seyretmek için mola veriliyor. Sonrasında yine 1 saatlik bir yolculukla çiftliğe geri dönülüyor. At turu minimum 2, maksimum 6 kişiyle gerçekleştiriliyor.
Tur fiyatı kişi başı 150 TL olarak ücretlendiriliyor. Bunların yanı sıra çiftlikte yeme – içme ihtiyacınızı giderip, vakit geçirebileceğiniz bir kır kahvesi bulunuyor.
Uyuyan Dev Kayalıkları: Mitolojide, Kaş Limanı karşısında Prometeus olarak bilinen Uyuyan Dev’in burayı koruduğuna inanıldığı için kayalıklar bu isimle anılıyor. Efsanenin devamına göre kayalıkların tam karşısında bulunan Meis Adası’nın en uç noktasında devin sevgilisi yaşıyormuş.
Birbirine kavuşmak için bekleyen bu aşık devler, denizin taşarak her iki deveye değmesini bekliyor. Eğer bu olay gerçekleşirse kavuşacakları ve bir daha ayrılmayacaklarına inanılıyor. Ayrıca bir diğer inanca göre; bu devin gözlerine bakan aşıklar, hiç ayrılmayıp, sonsuza dek birlikte oluyorlarmış.
Kaş’ta ata binip, safari turlarına katılabileceğiniz bir çiftlik daha mevcut. Patara At Çiftliği (Patara Horse Riding) olarak hizmet veren bu çiftlik Gelemiş Köyünde bulunuyor. Çiftlik tarafından düzenlenen at turları ile Patara Plajı, kum tepeleri ve Likya yolunda at üstünde gezintiler yapılabiliyor.
Tur yaklaşık 2,5 saat sürmekte olup; sabah 07.30 ve akşam üzeri 16.30 olmak üzere her gün, günde iki kez gerçekleştiriliyor. Tur fiyatı ise kişi başı 30 Pound.
Kaş At Çiftliği:
Patara At Çiftliği (Patara Horse Riding):
Burası Neresi? Kaş ilçe merkezine araçla 15 – 20 dakika mesafede yer alan Kekik Çiftliği, soba başında kuzinede pişmiş oğlak yemek için tercih etmeniz gereken ilk yer! Yaz – kış demeden yılın her dönemi hizmet veren Kekik Çiftliği, her sabah, 07.30 sularına misafirlerini ağırlamaya başlıyor.
Neden Gitmeliyim? Dileyenler kendi içkilerini yanına alıp, çiftliğe gelebiliyor. Lakin gitmeden evvel aşağıdaki iletişim numarasını arayıp, rezervasyon yaptırmanızda fayda var. Ayrıca bu otantik çiftlikte, yöresel lezzetlerle donatılmış harika bir kahvaltı sofrası da mevcut.
Dolayısıyla sabah saatlerinde yöresel köy kahvaltısı etmek için Kekik Çiftliği’ni gönül rahatlığıyla tercih edebilirsiniz.
Kaçırmayın! Kaş’ta nerede kahvaltı edebilirim, sorusunun cevabı için sizlere rehberlik etmek adına titizlikle hazırladığımız ”Kaş Kahvaltı Mekanları | En İyi 16 Mekan” başlıklı yazımızı mutlaka okuyun!
Burası Neresi? Kaş’ta oldukça ilgi gören bir mekan olan Elit Restoran & Beach Kaş, Andifli Mahallesi’nde, denize nazır, merkezi bir konumda yer alıyor. Adından da anlaşılacağı üzere gündüzleri beach; akşamları ise restoran olarak hizmet veren mekanda, A’dan Z’ye her şey bulunabiliyor.
Neden Gitmeliyim? Dolayısıyla restoranın hem yiyecek hem de içecek menüsü oldukça geniş. Elit Restoran’ın en beğenilen spesiyalleri arasında kremalı ıspanak yatağında dömi glas soslu bonfile öne çıkıyor. Gelmişken mutlaka deneyin. Fırında patates eşliğinde servis edilen bu lezzeti çok beğeneceksiniz! Menüyü incelemek için tıklayın…
Burası Neresi? İlçenin en nezih ve en gözde restoranlarından biri olan L’apero Kaş, Kaş’ta Fransız mutfağını ayağınıza getiriyor. Üstelik restoranda, yemeğine jazz müziğin muhteşem ezgileri de eşlik ediyor.
Neden Gitmeliyim? Eşiyle birlikte Fransa‘dan ayrılıp, Kaş’a yerleşen Fransız şef Paul tarafından 4 sene önce hizmete açılan L’apero, misafirlerini, 150 senelik tarihi bir Kaş evinin geniş bahçesinde ağırlıyor.
Kaçırmayın! Fransız ve Akdeniz mutfağından esinlenerek hazırlanmış olan menüde aynı zamanda; rakı tabağı, köfte, hamburger, fondü, Vejetaryen ve Vegan seçenekler, kokteyl ve kahve – tatlı çeşitleri gibi seçenekler de mevcut.
Burası Neresi? Kaş’ta kebap nerede yenir, sorusunun en popüler cevabı: Chillies Kalkan! Antalya’da yabancı turistlere kebabı en çok sevdiren restoranlardan biri olan Chillies Kalkan, adından da anlaşılacağı üzere Kaş’ın Kalkan beldesinde yer alıyor.
En az 27 yıllık geçmişiyle köklü bir restoran olan Chillies Kalkan, 300 kişilik kapasitesiyle oldukça geniş bir alana sahip.
Neden Gitmeliyim? Restoranda, 30’dan fazla kebap çeşidiyle hem göze hem de damaklara hitap ediliyor. Menüde, Çökertme Kebabı, Beyti Sarma, Ali Nazik ve Fıstıklı Kebap gibi kebap çeşitleri ile Yatık Döner ve Kanat Izgara gibi lezzetler yer alıyor.
Misafirlere ilk önce sıcacık balon pide ikram ediliyor. Restoran menüsünde ayrıca taş fırında pide, lahmacun, pizza ve dürüm gibi alternatif lezzetlerle birlikte vejetaryenlere özel kebaplar gibi farklı seçenekler de mevcut.
Kaçırmayın! Tatlı için ise el yapımı künefe öneriliyor. Restoranda pişirilen etler, Antalya yaylalarında yetişen hayvanlardan özenle seçilip, kestiriliyor. Dolayısıyla burada gönül rahatlığıyla et yiyebilirsiniz. Chillies Kebap’ta iki kişilik ortalama hesap 120 TL‘den başlıyor.
Burası Neresi? Yaz – kış demeden tüm yıl boyunca hizmet veren Bi Lokma Kaş, ilçenin en ünlü mekanlarında biridir. 2001 yılından bu yana hizmet veren restoran, iki kız kardeş tarafından işletiliyor. Restoran anneleri tarafından kurulmuş olsa da kız kardeşler de kalite ve lezzetten ödün vermeden yollarına devam ediyor.
Neden Gitmeliyim? Önceleri yalnızca Lokma tatlısı yapıp servis eden Bi Lokma Kaş, günümüzde artık, mantı, ev yemekleri ve kahvaltı seçenekleriyle de hizmet veriyor. 2019 yılında yeni yerlerine, eski bir taş evin bahçesine taşınan restoran, Kaş pazar yerinin tam karşısında bulunuyor.
Kahvaltıdan akşam yemeğine kadar misafirlerini ağırlayan mekan, akşam saatlerinde meze ve ızgara çeşitleri ile birlikte bir meyhane havasına bürünüyor. Bunun yanı sıra Kaş’ın yöresel lezzetleri de restoran menüsünde yerini alıyor.
Kaçırmayın! Restoranda tadına bakmanız gereken spesiyaller arasında; Anne böreği, etli yaprak sarma, hünkar beğendi, Anne köftesi ve mantısı başta geliyor. Yabancı turistler tarafından Mama’s Kitchen olarak adlandırılan Bi Lokma Kaş, özellikle yaz aylarında, oldukça kalabalık bir kitleyi misafir ediyor. Dolayısıyla gitmeden evvel arayıp rezervasyon yaptırmakta fayda var.
Burası Neresi? Henüz 4 – 5 yıllık bir müessese olmasına rağmen Kaş’ın en sevilen mekanlarından biri olmayı başaran Müptela Ocakbaşı, Andifli Mahallesi’nde merkezi bir lokasyonda konumlanıyor.
Müptela’nın diğer ocakbaşı mekanlarından farkı, bildiğimiz ocakbaşı et yemeklerinin daha modern bir şekilde sunulmasından ileri geliyor.
Neden Gitmeliyim? Restoranda, haftanın her günü 17 çeşit meze, olması gerektiği gibi taze olarak çıkartılıyor. Misafirler tarafından en çok tercih edilen mezelerin başında, Pastırmalı humus, güveçte yaprak ciğer, özel olarak yaptırdıkları fıstıklı ve hellimli sucuk, geliyor.
Bunun yanı sıra restoran sahipleri daha önceleri steak house alanında uzmanlaştığı için Müptela Ocakbaşı’nın özellikle etleri bir başka lezzetli oluyor. Restorana gitmişken; Şaşlık, lokum bonfile, kuzu ciğer ve kırmızı şarap soslu bonfile gibi lezzetlerin tadına bakmadan dönmeyin!
Dikkat! Bunun yanı sıra gitmeden evvel arayıp rezervasyon yaptırmayı unutmayın. Aksi takdirde özellikle yaz aylarında boş masa bulmak epey zorlaşabiliyor.
Burası Neresi? Kaş’ta ne yapılır, sorusunun bir cevap niteliğinde; Kaş’ın kalbinde, Uzun Çarşı’da bulunan Sempati Restoran, ilçenin en ünlü mekanlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Türk ve Osmanlı yemekleri ile meşhur olan restoran, oldukça geniş bir menüye sahip.
Neden Gitmeliyim? Sempati Restoran, çeşit çeşit mezeleri, paçanga böreği, beğendili Alper köftesi ve Osmanlı et yemeği ile misafirlerinin hem damağına hem de gözüne hitap etmeyi başarıyor. Ayrıca restoran, akşam saatlerinde keyifli bir meyhane olarak hizmet veriyor.
Burası Neresi? Tayland’dan esinlenerek Kaş’ta yapılmaya başlanmış sıra dışı bir lezzet olan Tava dondurma, ilçenin en meşhur lezzetlerinden biri. Dolayısıyla Kaş’ta yapılacak şeyler arasına tava dondurmanın tadına bakmak da mutlaka eklenmeli!
Neden Gitmeliyim? İsteğe göre süt, meyve ve reçel eklenip servis edilen tava dondurma ile kendinize bir lezzet şöleni sunabilirsiniz. Tava dondurmanın tadına bakmak için Kaş’ta bulunan ”Kaş Tava Dondurma Erdinç ve Ehl-i Keyf Restoran” gibi mekanları tercih edebilirsiniz.
Kaş Tava Dondurma (Erdinç Akpınar):
Ehl-i Keyf Restoran:
Burası Neresi? Kaş’a 2 kilometre mesafede yer alan Meis Adası, On İki Ada’ya bağlı bir yerleşim yeridir. Esasen Yunanistan’a bağlı olsa da Kaş’a yakınlığı nedeniyle sıklıkla ziyaret edilir. 425 kişilik nüfusa sahip olan ada genel itibariyle yazlık olarak kullanılıyor.
Yaz boyu Meis’te yaşayan adalılar, kışın gelmesiyle birlikte Yunanistan’daki evlerine göç ediyor. Kızılhisar olarak bilinen ada, Kaş ile birbirini adeta tamamlıyor. Hatta harita üzerinde bir göz gibi beliren Meis Adası’nı çevreleyen Kaş’ın, bundan dolayı bu ismi aldığı biliniyor.
Neden Gitmeliyim? Bu iki harika yer, kaş ile göz misali muhteşem bir ahenk oluşturuyor. Türkiye’ye en yakın Yunan adası olma ayrıcalığına sahip olan Meis Adası, sıcakkanlı insanları, muhteşem doğası ve İtalyan esintisine sahip evleri ile fazlasıyla popüler!
Öyle ki her yıl yerli ve yabancı yüzbinlerce turistin radarında… Ayrıca Meis Adası’nda, tarihi kiliselerden, kalelere, müzelerden, mağaralara kadar gezip görülmesi gereken pek çok turistik yer bulunuyor. Adada, Osmanlı Devleti tarafından inşa edilen etnografya müzesi, St. George Plajı ve Aya Savvas Kilisesi gibi turistik yerler sizleri bekliyor!
Kaçırmayın! Yaz sezonu boyunca hemen hemen her gün Meis Adası’na tekne turları düzenleniyor. Kışın bu oran haftada bire kadar düşüyor. Meis Adası tekne turlarını organize eden şirketler Kaş Meydan’da yer alıyor.
Meis Adası’na hareket eden tekne ve feribotların çalışma saatleri ve günleri hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın. Turizm zenginlikleri ile Kaş’a gelmişken mutlaka uğramanız gereken bir yer olan Meis Adası’na çıkartma yapmak Kaş’ta yazın yapılacak şeyler arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Burası Neresi? Civardaki kumsalların en uzunu ve en görkemlisi olan Patara Plajı, Kaş ilçe merkezine yaklaşık olarak 43 kilometre mesafede yer alıyor. Dünya’nın en uzun plajlarından biri olarak, 12 km uzunluğundaki kumsalın derinliği yer yer 200 – 300 metreye ulaşıyor.
Hatta uzunluğu nedeniyle kumsalın geçmişte Yeşilçam filmleri tarafından çöl sahnelerinde fon olarak kullanıldığı biliniyor.
Neden Gitmeliyim? İncecik kumu ve sığ deniziyle Kaş’ın ve hatta Türkiye’nin en güzel plajlarından biri olan Patara, adını Patara Antik Kenti’nden alıyor. Ayrıca kumsal, deniz kaplumbağalarının (Caretta caretta) yumurta bıraktıkları yerler arasında bulunduğu için devlet tarafından korunuyor.
Caretta Carettaların yumurtlama dönemlerinde, plaj sabah 8 akşam 8 arası dışında kullanıma kapatılıyor. Patara Plajı’nda Kaş Belediyesi’ne ait beach olarak hizmet veren günübirlik bir tesis bulunuyor.
Yalnızca burada şemsiye ve şezlong bulunmakta olup; şemsiye için 10 TL, şezlong için 10 TL kiralama ücreti alınıyor. Denizi oldukça temiz ve berrak olan plaj, her yıl yaz sezonun açılmasıyla birlikte milyonlarca turistin akınına uğruyor.
Antalya şehir merkezinden otobüs ve toplu taşıma araçları ile; Kaş Otogar’dan ise 20 dakikada bir hareket eden minibüslerle birlikte Patara Plajı’na kolayca ulaşılabiliyor. Patara Plajı’nın en dikkat çekici yeri kum tepeleri oluyor.
Kaçırmayın! Bu kum tepelerini, Patara Antik Kenti’ni ve de plajı sabah ve akşam saatlerinde atla gezebileceğiniz 2,5 saat süren turlar düzenleniyor. At safari turları yukarıda da bahsettiğim Patara At Çiftliği tarafından organize ediliyor.
Bunların yanı sıra hemen hemen hiç durmayan rüzgarı nedeniyle rüzgar sörfü için de uygun olan plaj, profesyonel sporcuların akınına uğruyor. Patara Plajı’nda tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz bir kafe bulunuyor. Kafenin elde ettiği gelir ise Gelemiş Köyü’nü geliştirmek amacıyla kullanılıyor.
Öyle ki köyde bulunan çay bahçesinin, yolların, okul restorasyonunun ve köy camisinin tadilatının bu sayede yapıldığı biliniyor. Plajda, duşa kabin, wc ve soyunma kabini gibi imkanlar da mevcut olup; en yakın konaklama tesisi Gelemiş Köyü’nde bulunuyor.
Burası Neresi? Kaş’ta yapılacak şeyler listemizde sıradaki durağımız birbirinden harika plajlar! Her yaz binlerce turistin tatil için tercih ettiği yerlerden biri olan Kaş, Akdeniz kıyılarının en güzel plajlarına ev sahipliği yapıyor.
Bunlar arasında başta Patara Plajı olmak üzere; Akçagerme Plajı, Kaş Belediyesi Halk Plajı, Büyük Çakıl Plajı, İnceboğaz Plajı, Kaputaş Plajı, Küçük Çakıl Plajı ve Seyrekçakıl Plajı öne çıkıyor. Bu plajların kimine ücretsiz olarak girilebilirken; kimine girişlerde ücret talep ediliyor veya şezlong ve şemsiye kullanımı için kiralama bedeli ödeniyor.
Plajların hemen hepsinde; şemsiye, şezlong, wc, duşa kabin, soyunma kabini gibi imkanlar mevcut. Kiminde kafeterya ve büfe gibi imkanlar da bulunuyor. Plajların her biri farklı kriterlere sahip olup; hemen herkese hitap edebiliyor.
Örneğin; Sığ seviyedeki deniz genellikle çocuklu aileler ve yüzmeyi çok iyi bilmeyenler tarafından tercih edilirken, Patara Plajı’nın rüzgarlı ve dalgalı sularında rüzgar sörfü yapılabiliyor.
Kafe, restoran ve hatta çocuk parkına kadar tüm hizmetlerin mevcut olduğu Kaş Halk Plajı, yan yana sıralanmış 6 tane beach ve restoranın bulunduğu Büyük Çakıl Plajı, açık ve kapalı olmak üzere iki plaja sahip olan İnceboğaz, turkuaz ve tertemiz denizi ile I. derece SİT alanı olarak koruma altına alınmış olan Kaputaş Plajı gibi daha sayamadığımız bir dizi plaj Kaş’ta sizleri bekliyor.
Akçagerme Plajı:
Kaş Belediyesi Halk Plajı:
Büyük Çakıl Plajı:
İnceboğaz Plajı:
Kaputaş Plajı:
Patara Plajı:
Küçük Çakıl Plajı:
Seyrekçakıl Plajı:
Burası Neresi? Kaş’ın plajları kadar koyları da oldukça meşhur. İlçede birer doğa harikası olarak varlığını sürdüren koylar, tekne turlarının da popüler durakları arasında yer alıyor.
Kaş’ta denize girip, doğanın ve güneşin tadını çıkarabileceğiniz koylar arasında özellikle; Hidayet Koyu, Limanağzı Koyu ve Pınar Kürü öne çıkıyor.
Neden Gitmeliyim? Dağın eteklerinden gelen tertemiz suyu ile harika bir manzara ev sahipliği yapan Pınar Kürü, dalgasız denizi ve ilk bakıldığında beyazın hakim olduğu rengiyle tam bir cenneti andıran ve Kaş merkezden 15 dakika mesafede yer alan Limanağzı Koyu ve Zeytin ağaçlarının yeşillikleri arasında saklanan mavi ve yeşilin kucaklaştığı en güzel yerlerden biri olan Hidayet Koyu sizleri bekliyor.
Bu koyların iletişim ve ulaşım bilgileri aşağıda verilmiştir:
Hidayet Koyu:
Limanağzı Koyu:
Pınar Kürü:
Burası Neresi? Gürmenli Adası, Türkiye’nin en güzel adalarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Kaş Limanı’ndan hareket eden tur tekneleri ile 40 dakikalık bir yolculuk sonrasında adaya ulaşılıyor. Adadan rastlayabileceğiniz tek canlı ise keçiler…
Sualtı dalışı yapmak için oldukça uygun bir adres olan Gürmenli Adası’nda amatör ya da profesyonel isteyen herkes dalış yaparak, sualtı dünyasının zenginlikleri arasında yüzebiliyor.
Neden Gitmeliyim? 8 metreden 40 metreye kadar değişen derinlikte dalış yaparken vatozlarla birlikte yüzme şansı elde ediliyor. Deniz tertemiz ve berrak olduğu için görüş açısı fazlasıyla iyi olup, barakuda, karagöz sürüleri başta olmak üzere orfoz, lahos gibi deniz canlıları rahatlıkla görülebiliyor. Denizin kum zeminine ulaşıldığında tarihi çapalar gibi antik kalıntılar da yakından görülebiliyor.
Burası Neresi? Antalya’ya 40 kilometre; Kaş’a ise 2,5 saatlik bir mesafede yer alan Saklıkent Kayak Merkezi, Kaş’a kışın yolu düşenler için gidilebilecek bir destinasyondur. Torosların Beydağları kısmında yer alan Bakırlıdağı’nın kuzey yamacına kurulmuş Saklıkent, 500 dağ evi ve kayak tesisleri ile büyük bir kayak kompleksidir.
Neden Gitmeliyim? Saklıkent Kayak Merkezi, Akdeniz coğrafyasına en yakın kayak merkezlerinden biri olarak oldukça önemli bir yere sahiptir. Kayak merkezinde, kış sezonu 10 Aralık gibi başlayıp; 10 Nisan’a kadar sürmektedir.
Dolayısıyla yaklaşık 120 gün kaliteli kayak imkanı veren kayak merkezi, Antalya’da bir günde iki mevsimin bir arada yaşandığı ender yerlerden biridir. Hatta söz konusu tesis, Şubat sonu ve Mart aylarında ” Gündüz Kayak, öğleden sonra deniz!” sloganı ile meşhurdur.
Saklıkent’te ortalama kar kalınlığı 100 – 200 cm olup, zirvede zaman zaman 4 metreye kadar çıkabilmektedir. Tesis, herkese keyifli kayak imkanı sağlayan pistlere sahiptir. Pistler, profesyonel, orta derece ve amatör kayakçı pisti olmak üzere üç ayrı bölüme ayrılmakta olup; toplam dört farklı pistle hizmet vermektedir.
Ayrıca tesiste telesiyej, teleski ve babylift gibi imkanlar da mevcuttur. Babylift 100 kayakçı kapasitesine sahip olup; daha çok amatör kayakçılar için hizmet vermektedir. Snowboard ve Kayak yapan orta derece kayakçıları pistin başına çıkarmak için kurulmuş olan ve T Bar olarak adlandıran teleski, saatte ortalama 200 kayakçıyı pist zirvesine çıkarmaktadır.
Saklıkent’teki en büyük lift olan Karakaya Chairlift ise saatte ortalama 800 kişiyi dağın zirvesine ulaştırma kapasitesine sahiptir. Ayrıca tesisin zirvesinde bulunan kafeye gidip, eşsiz manzarayı izlemek isteyenler de bu telesiyeji kullanmaktadır.
Saklıkent Kayak Merkezi’nde, Snowboard ayakkabı bağlama günlük kiralama ücreti 75 TL, Kayak ayakkabı baton (üçlü set) günlük kiralama ücreti 75 TL, Kayak / Snowboard günlük kiralama ücreti 45 TL, Ayakkabı günlük kiralama ücreti 40 TL, Elbise (Takım) günlük kiralama ücreti 30 TL, Kızak (saatlik kiralama) ücreti 15 TL‘dir. Kayak merkezinin pistleri ve özellikleri aşağıda verilmiştir:
Burası Neresi? Kıbrıs Deresi Kanyonu veya kısa adıyla Kıbrıs Kanyonu, Antalya’nın Elmalı ve Kaş ilçeleri arasında, Kaş’ın kuzey kesiminde, Elmalı ile birleştiği noktada yer alıyor. El değmemiş narin doğasıyla fantastik bir güzelliğe sahip olan kanyon, aynı zamanda, bölgedeki yaban hayatını koruma alanın bir parçası.
Kıbrıs Kanyonu’na ulaşım nispeten zor olduğu için Saklıkent kadar yoğun bir turist akışına sahip olmamakla birlikte; bu özelliği sayesinde sessizlik ve sakinlik arayanlar için oldukça huzurlu bir ortam sunuyor.
Neden Gitmeliyim? Kanyonda, doğa yürüyüşünden, tırmanışa, bisikletten, jeep safariye, trekkingden, kampa, yaban hayatı gözlemciliğinden, fotoğrafçılığa kadar pek çok aktivite gerçekleştirilebiliyor.
Çam, sandal, ardıç ve sedir ağaçlarıyla donatılmış harika bir doğaya ev sahipliği yapan kanyon, Susuz Dağı ile Katran Dağı arasında, bazı yerlerde yüz metreyi aşan duvarları ile geçit vermeyen bir yapıya sahip.
Kanyonda, birbiri ardına sıralanmış olan şelaleler ile şelalelerin balkonlar oluşturarak aktığı göletler gibi bir dizi doğa harikası oluşum bulunuyor. Ayrıca geçilemeyecek hissine kapılacak kadar daralan duvarları ve şiddetli bir şekilde akan sularıyla harika bir ahenk oluşturan kanyonda, muazzam fotoğraf kareleri yakalanabiliyor.
Kıbrıs Deresi Kanyonu’nun muhteşem manzarası, Sütleğen Köyü dışında bir Likya kenti olan Nysa’nın tarihi antik tiyatro merdivenlerinden izlenebiliyor. Bunların yanı sıra bir rivayete göre Anadolu kaplanının, 1946 yılında en son bu derin vadide yaşamını sürdürdüğüne inanılıyor.
13 kilometrelik uzunluğuyla Sütleğen Köyü’nden başlayan ve Kemerköy’e kadar açılan Kıbrıs Deresi Kanyonu’nun yalnızca 4 ila 6 kilometrelik bölümünde yürüyüş yapılabiliyor. 4.5 kilometrelik alanın tamamını yürümek yaklaşık olarak 8 saate tekamül ediyor.
Her yaz, sezon boyunca Kaş’tan, Kıbrıs Kanyonu’na günübirlik yürüyüş turları düzenleniyor. Fakat bu kanyon, amatör yürüyüş ve tırmanışçılar için uygun olmadığından, hemen her tur mutlaka bir rehber eşliğinde gerçekleştiriliyor.
Kaçırmayın! Yürüyüşten önce özel kıyafetler giyilip; gerekli malzemeler bele bağlanıyor. Zira yürüyüşün bazı bölümlerinde tırmanma, iple inme ve sarp kayalıkları aşma gibi zorlayıcı hareketlerin üstesinden gelebilmek gerekiyor.
İlk etap öğle saatlerinde tamamlanmakta olup; öğle yemeği için kanyonun içinde mola veriliyor. Yol boyunca soğuk sulardan geçen ve kayalardan tırmanan yürüyüşçüler, turu kanyonun diğer ucunda bitiriyor.
Burası Neresi? Batık Şehir, tarihte büyük bir deprem sonrası sulara gömülmüş olan Simena Antik Kenti’nin kalıntılarından oluşmaktadır. Sulara gömülmüş koca bir şehir olan Simena Antik Kenti içerisinde iskele kalıntıları, ev kalıntıları, lahitler ve taş merdivenler gibi pek çok kalıntı bulunmaktadır.
Neden Gitmeliyim? Batık Şehir (Simena) Kekova Adası bölgesinin içerisinde yer almaktadır. Sular altındaki bu şehri gezip, görmek için en keyifli yollardan biri ise kano turlarıdır. Kano turları ile Batık şehri keşfetmenin yanı sıra; antik su yollarında kürek çekme şansı elde ediliyor.
Turlar genellikle 3 deniz mili mesafesinde gerçekleştiriliyor. Sabah 07.00 sularında başlanan kano turu öğleden sonra 14.00 sularında sonlanıyor. Kekova’nın iç limanında yer alan Üçağız Köyü’nden geçerek başlanan kano turu, güneybatı yönünde yaklaşık 1 saat kürek çekerek devam ediyor.
1 saatlik kürek çekişin ardından Kekova Adası üzerinde bulunan Tersane koyuna ulaşılıp, burada 30 dakika kadar mola veriliyor. Mola esnasında katılımcılar serbest bırakılıyor.
Kimi şnorkelle yüzmeyi tercih ederken kimi antik kalıntılar arasında doğa yürüyüşüne çıkmayı veya plajda uzanıp dinlenmeyi tercih ediyor. Mola sonrasında kanolarla birlikte tekrar yola çıkılıyor.
Kekova Adasının batık şehir tarafı boyunca kürek çekilip, Simena’ya ulaşıldığında öğle yemeği için mola veriliyor. Mola esnasında dileyenler Simena Kalesi’ne çıkıp, Kekova’nın muhteşem manzarasını seyredebiliyor.
Buradan hareketle Üçağız Köyü’ne doğru yola çıkılıyor. Yol boyunca kürek çeken tur katılımcıları, Likya kıyısının ekolojik ve jeolojik çeşitliliğini keşfetme şansı elde ediyor.
Kaş’tan hareketle gerçekleştirilen bu tam günlük tur ile sahil bölgesini keşfetmenin en heyecan verici hali yaşanıyor. Bu tur ile Antik Likya su yolları boyunca kano keyfi yapılabiliyor. Dolayısıyla Kaş’ta yapılacak şeyler arasına mutlaka eklenmeli!
Kano turları Kekova Batı rotası 7 deniz mili ve Kekova Doğu rotası 7 deniz mili olarak ekstra turları da kapsıyor. Bu turlar da ilk kez deneyecek olanlar için uygun olup; yoğun talep görüyor.
Tura katılmadan evvel güneş koruyucu, şapka ve güneş gözlüğü, mayo ve havlu, kuru kıyafet, sandalet, dalış çorapları veya kanvas/tenis çorapları, deniz gözlüğü veya şnorkel takımı gibi malzemeleri edinmeniz gerekiyor.
Bunun yanı sıra güneşten daha iyi korunmak ve kolları daha rahat ettirebilmek adına kanoya binerken can yeleğinin altına bir tişört giyilmesi tavsiye ediliyor. Sezon boyunca, haftanın yedi günü gerçekleştirilen ve takribi 7 saat süren kano turlarının fiyatları 180 ila 400 TL arasında değişiklik gösteriyor.
Fiyata dahil olan hizmetler; Kekova’ya Transfer, Kekova Klasik rotası 3 deniz mili, Rehberlik, Kano ve tüm ekipmanlar ile Balıkçı lokantasında öğle yemeği olurken; İçecekler ve kişisel harcamalar ile Kekova batı/doğu rotası 7 deniz mili turu fiyata dahil edilmiyor. Bu tur için ayrı bir fiyat tarifesi uygulanıyor. Kaş kano turu hakkında daha fazla bilgi almak için buraya tıklamanız yeterli!
Burası Neresi? Türkiye’de ‘Canyoning’in en popüler adresi Kaş’tır. Eğer kendinize güveniyorsanız Kaş’ta yapılacak şeyler arasında canyoning ilk sıralarda yer almalı! Farklı spor dallarının, dik kayalarla çevrili derin kanyonlarda gerçekleştirilmesine Canyoning adı verilir.
Son yıllarda maceraperestlerin en sık tercih ettiği ekstrem sporlardan biri olan canyoning, yüzme, tırmanma ve atlama gibi kondisyon gerektiren zorlu bir spordur. Kanyon geçişi olarak da adlandırılan bu sporu yapabilmek için özel teknikler ve ekipmanlar gerekir.
Neden Gitmeliyim? Canyoning, çeşitli zorluk seviyelerine sahip olan parkurlarda, amatörler ve profesyoneller tarafından yapılabilir. Lakin kişilerin her türlü hava durumuna ve doğa koşuluna hazırlıklı olması gerekmektedir.
Söz konusu spor bireysel olarak da yapılmakla birlikte; genel kanı ekiple yapılmasının daha güvenli olacağı yönündedir. Türkiye’de ve dünyada bulunan farklı yapılardaki kanyonların içinde genellikle şelaleler, yüksek debili su birikintileri, dar geçitler ve boğazlar ile dik kayalar bulunmaktadır.
Dolayısıyla zorluğa göre bazen kamp yapmak gerekebilir. Fakat bunun yanı sıra en az 2 – 3 saat süren kısa canyoning parkurları da mevcuttur. Zaman zaman tehlikeli olabilen bu sporu yaparken, kaya tırmanışları sırasında düşmeler ya da taşların yerinden oynaması nedeniyle yaralanmalar gibi bir dizi problemle karşılaşılabilir.
Dolayısıyla kullanılan materyallerin dayanıklı ve sağlam olması hayati bir önem taşımaktadır. Genellikle Neopren dalış elbiseleri ile yapılan canyoning için sporcuların yanlarına alması gereken malzemelerin en önemlileri, kask, Wetsuit, Emniyet Halatı ve Kurtarma İpi ile su geçirmez özelliğe sahip bot veya ayakkabılardır.
Türkiye’de canyoning sporunun yapılabildiği en popüler yerlerden biri Kaş’tır. Kaş’ta Kıbrıs Kanyonu ve Kaputaş Kanyonu bu spor için oldukça idealdir. Özellikle Kıbrıs Kanyonu, canyoning için popüler rotaların başında gelmektedir.
Burada canyoning boyunca 40 metreye varan yüksekliklerden ip yardımıyla ilerlenip, eşsiz şelale manzarası eşliğinde derin havuzlardan geçilir. Ayrıca bu kanyonda, canyoning esansında kaya tırmanışı gibi kondisyon gerektiren faaliyetler de yapılabilmektedir.
Canyoning sporuna yeni başlayanlar için ideal rotalardan biri olan Kaputaş Kanyonu da yine Kaş içerisinde bulunan doğa harikası bir kanyondur. Derin ve dar bir vadi olan Kaputaş Kanyonu’nun çevresinde sarp kayalar yükselir. Zaman zaman kaya tırmanışı gerçekleştirilebilir.
Bunun yanı sıra kanyonda sürekli su yoğunluğu bulunmaması da acemiler için iyi bir avantaj sağlar. Burada gerçekleştirilen canyoning sonrası Kaputaş Plajı’na ulaşılır.
Kaş’ta canyoning turları oldukça popülerdir ve yaz sezonu boyunca haftanın hemen her günü organize edilir. Genellikle Kıbrıs Kanyonu’na düzenlenen bu turlar bir gün boyunca devam eder. Dolayısıyla bir gününüzü buna ayırmanız gerekmektedir.
Tur fiyatı kişi başı 350 TL dolaylarında seyretmekte olup; dönemsel olarak fiyatlar değişebilir. Bu turlarla ilgili daha fazla bilgi almak için tıklayın. Son olarak Saklıkent Kanyonu’nun da küçük bir bölümünde canyoning sporunun yapılabildiğini belirtmeden geçmeyelim.
Kıbrıs Kanyonu:
Kaputaş Kanyonu:
Burası Neresi? “Kıyı traversi” olarak da ifade edilen Coasteering, Türkiye doğa sporları envanterine henüz yeni dahil olan bir ekstrem spor türüdür. Yeni olmasına karşın kısa zamanda fazlasıyla popüler hale gelen Coasteering, yani Kıyı tırmanışının ülkemizde yapılabildiği en gözde yerlerden biri de Antalya’nın Kaş ilçesi!
Neden Gitmeliyim? Kayalık bir kıyı şeridini teknik tırmanış gereçleri ve ileri teknikler gerektirmeksizin yürümeyi, tırmanmayı, atlamayı ve yüzmeyi kapsayan bu aktivite, kaya tırmanışına benzese de aslında epey farklı. Zira Kaya tırmanışında gerekli olan çoğu ekipmana Kıyı traversinde ihtiyaç duyulmuyor.
Lakin kask, dalgıç kıyafeti, can yeleği, eldiven ve ayakkabı gibi koruyucu ekipmanları kesinlikle kullanmak gerekiyor. Netice itibariyle tırmanış, yürüyüş, kayalardan denize atlayış ve yüzme ile yapılan Coasteering, biraz da azim ve kararlılık gerektiriyor.
Oldukça yeni bir spor olan kıyı traversini Türkiye’de sunan tek açık hava merkezi Kaş’ta bulunuyor. Dragoman adlı bu merkezde, kıyı traversi etkinliği, Kaş ve çevresinin kayalık sahil şeridinde gerçekleştiriliyor.
Etkinliğe katılım için üzerinize mevsim koşullarına uygun bir ‘Neopren’ giysi ile ayaklarınıza kauçuk tabanlı bir ayakkabı giymeniz ve can yeleğinizi taktıktan sonra, başınızdaki kask ve eldivenlerinizle birlikte hazır olmanız gerekiyor. Bunun yanı sıra yol boyunca rehberi iyi takip etmeniz ve her dediğini dinlemeniz oldukça önem arz ediyor.
Kıyı traversi ya da diğer adıyla Coasteering turu boyunca katılımcılar Türkiye’nin bu kısmının jeolojik ve ekolojik oluşumlarını keşfetme fırsatı bulup; kuşları, balıkları, yengeçleri ve deniz kaplumbağalarını yakından görebiliyor. Eğer şanslıysanız, tur esnasında, bölgede son derece nadir görülen ‘Akdeniz Foku’yla bile karşılaşabilirsiniz!
Büyük Çakıl Plajı’ndan Limanağzı Koyu’na doğru 3 kilometrelik parkur boyunca, sadece kıyıyı takip ederek, kah tırmanıp kah denize düşerek gerçekleştirilen kıyı traversi, yalnızca yaz aylarında yapılabiliyor.
Bunların dışında, Dragoman ile yalnızca kıyı traversi (coasteering) değil; kano gezileri, sualtı dalışları, yürüyüşler ve bisiklet turları gibi daha pek çok aktivite gerçekleştirilebiliyor. Dragoman kıyı traversi turu, kişi başı 50 € üzerinden ücretlendiriliyor. Transferler, rehberlik, temel donatı, öğlen yemeği ve tekne ile Kaş limanına dönüş fiyata dahil ediliyor.
Tur minimum 5 kişiyle gerçekleştirilip; aşağı yukarı 3 – 4 saat sürüyor. Tura katılmak için ise en az 16 yaşında olmak gerekiyor. Coasteering turu, hey yaz, Kaş’ta 09.00 gibi başlayıp, 16.00 sularında son bulunuyor. Daha fazla ilgi almak için tıklayın!
Dragoman Diving and Outdoor:
Burası Neresi? Dünyanın en iyi 10 ve en güzel manzaralı 50 yürüyüş rotası arasında gösterilen Likya Yolu, Akdeniz’in fantastik dünyasına doğru eşsiz bir serüven için sizleri bekliyor!
Likya Yolu, Muğla’nın Fethiye ilçesi, Hisarönü (Ovacık) mevkiinden başlayıp; Antalya’nın Geyikbayırı köyünde sona eren yaklaşık 555 kilometrelik bir güzergahı kapsıyor.
Neden Gitmeliyim? Yol boyunca antik kentleri ve tarihi kalıntılarıyla Likya medeniyetinin gizemli dünyası keşfedilip; Akdeniz’in sonsuz maviliği, Tahtalı Dağı’nın eşsiz zirvesi ve yemyeşil çam ormanları eşliğinde doğanın ve huzurun tadına varılıyor.
Dolayısıyla yalnızca bir yürüyüş parkuru olmanın çok ötesinde bir yerden bahsediyoruz. Likya yolu, ilk olarak 1999’da, İngiliz bir turist olan Kate Clow tarafından yürünerek keşfedilmiştir. Bu tarihten itibaren ünü dünyaya yayılan bu antik yol, dünyanın dört bir tarafından gelen doğa severlerin buluşma alanı olmuştur.
Likya Yolu üzerinde; Fethiye, Kaş, Finike, Kalkan, Adrasan ve Kekova gibi önemli turizm merkezleri, Patara, Olimpos ve Adrasan Koyu gibi doğa harikası koylar ve Phaselis, Simena, Myra ve Xanthos gibi 20’den fazla antik kent bulunuyor.
Ayrıca ”2007 Yılının En İyi Manzarası” seçilen Gelidonya Feneri de Likya Yolu güzergahında bulunuyor. Yol üzerinde konaklamak için de ağaç evlerden, pansiyonlara, kamp alanlarından, otellere kadar pek çok seçenek mevcut.
Tüm yol takribi 45 günde yürünebiliyor. Tabi bu yürüyüşçünün hızına ve konaklama süresine göre değişiklik gösteriyor. Likya Yolu üzerinde 20’den fazla parkur bulunuyor. Bu parkurlar belirli rotalardan oluşuyor.
Yol boyunca tabelalar ve levhalar gibi bilgilendirici ve yönlendirici işaretler yürüyüşçülere yol gösteriyor. Her yıl bir yenisi bulunan Likya yolu parkurlarının bir kısmını şu şekilde sınıflandırabiliriz:
Olympos – Musa Dağı – Lost City Parkuru:
Olympos’tan başlayıp Musa Dağı’nın zirvesinde (780 m) son bulan ve gidiş – dönüş 5 saat süren bir parkurdur. Bu parkurda Musa Dağı’nın zirvesindeki Likyalıların ilk yerleşim yerlerinden olan Olympos tarihi şehrinin tamamıyla bozulmamış kalıntılarını görebilir; Adrasan manzarasını seyretmek için mola verebilirsiniz.
Olympos – Çıralı – Ulupınar Parkuru:
Olympos’tan başlayıp Çıralı’dan geçen ve Ulupınar’da son bulan zevkli bir parkurdur. Çınar ağaçları, dereleri ve alabalık lokantaları ile meşhur olan bu parkurda yolculuk yaklaşık 5 saat sürmektedir.
Olympos – Adrasan Parkuru:
Likya Yolu’nun bu parkuru, ortalama 7 saatte tamamlanır. Parkur ile Musa Dağı’nın zirvesine çıkılır ve Adrasan sahilinde yürüyüş sonlanır. Dağın zirvesine çıkmışken Kayıp Şehir mutlaka ziyaret edilmelidir.
Olympos – Cennet Parkuru:
Olympos’un saklı kalmış tarihi yapıları arasından geçip sahil şeridinden devam eden ve birbirinden ilginç manzaralara ev sahipliği yapan kısa bir parkurdur. Kaya tırmanıcılarının keşfettiği dümdüz duvarların yanından geçerek yapılan yürüyüş, Ceneviz Koyu’nu gören ormanda son bulur.
Karaöz – Adrasan Parkuru:
Karaöz – Adrasan Parkuru, birbirinden güzel 5 Adalar ve deniz manzarası eşliğinde yürünen en güzel parkurlardan biridir. 7 saat süren bu yürüyüş esnasında meşhur Gelidonya Feneri de görülebilmektedir.
Burası Neresi? Kaş’ta, her seviyeye uygun 30’un üstünde dalış noktası bulunuyor. Dolayısıyla Kaş’ta yapılacak şeyler arasında ilk akla gelen sualtı dalışı oluyor. Kaş’ta sualtı dalışı, modern batıklar, geniş sualtı mağaraları, antik çağlardan kalma amforalar ve çapalar, kayalık bangolar, duvarlar ve yaygın deniz çayırları gibi birbirinden farklı ortamlarda gerçekleştirilebiliyor.
Neden Gitmeliyim? Bu alanlar arasında en bilinen ve en çok dikkat çeken alanın Kaş – Kekova Özel Deniz Koruma Alanı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Zira bu alanda dalgıçlara, Kızıldeniz’den göç ederek havzaya yerleşmekte olan ”lesepsiyen” canlı türleri ile giderek daha da zenginleşen Akdeniz sualtı fauna ve florası eşlik ediyor.
Ayrıca burada Caretta caretta (deniz kaplumbağası) ve eğer şanslıysanız Akdeniz Foku gibi ender görülen deniz canlılarıyla karşılaşılabiliyor. Bunun yanı sıra yılın 12 ayı dalış imkanı veren Kaş – Kekova Özel Deniz Koruma Alanı, mükemmel bir sualtı görüş mesafesine ve 19°C (Ocak) – 29°C (Ağustos) derece arası su sıcaklığına sahip.
Kaş’ta 15’ten fazla dalış teknesi ve bundan daha da fazla dalış kulübü bulunuyor. Sualtı dalış turları, yaz sezonu boyunca her gün, sabah ya da öğlen saatlerinde gerçekleştiriliyor. Deneme Dalışı (Discovery Diving) ve Try Dive gibi seçeneklerle dalışlar gerçekleştirilebiliyor.
Deneme dalışı ile kişi başına bir eğitmen eşliğinde maksimum 5 metre derine kadar dalıp; ortalama 20 dakika su altında kalınıyor. Deneme dalışını yapacak cesareti olmayanlar için daha kolay yapılabilen bir dalış türü olan Try Dive’de ise bir eğitmen sizi tutarken, onun yönlendirmesi ile 15 dakika sualtında gezip, fotoğraf çekebiliyorsunuz.
Kaş’ta sualtı dalışı yapmak için eğitim almak isteyenlere ve sualtı dalış turlarına katılmak isteyenlere yönelik hizmet veren pek çok dalış okulu bulunuyor. Bu okullar aşağıda verilmiştir.
Bunun yanı sıra ilçede sualtı dalış turu düzenleyen kurumlardan biri olan Dragoman Diving and Outdoor bu konuda oldukça popüler. Sualtı dalışı için eğitimler de veren Dragoman sualtı turları ve fiyat tarifeleri hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Kaş’ta hizmet veren tüplü dalış okulları:
Burası Neresi? Yamaç paraşütü denildiğinde Türkiye’de akla ilk gelen yer Fethiye – Ölüdeniz olsa da özellikle son yıllarda Kaş da bu alanda oldukça popüler. Kaş’ta yamaç paraşütü genellikle ilçenin arkasındaki Asaz Dağı’nın eteklerinde gerçekleştiriliyor.
Buradan paraşütle atlayış yapanlar 650 metre yükseklikten hareketle 20 – 25 bazen de 40 dakikalık bir uçuştan sonra Kaş Limana iniş yapıyor. Yükseklik bazen termik etkiyle 1000 metreye kadar çıkabiliyor.
Neden Gitmeliyim? İlk uçuş tandem, yani bir pilot eşliğinde ikili yapılan uçuşlar şeklinde gerçekleştiriliyor. Tandem uçuşlarda sizin hiçbir şey yapmanız gerekmediği gibi yalnızca Kaş’ın muhteşem manzarasının tadını çıkarıyorsunuz.
20 ila 110 kilo arasındaki hemen herkes tandem uçuş yapabiliyor. Kaş’ta yamaç paraşütü aktivitesi her yıl, Mayıs ile Kasım ayları arasında yapılabiliyor. Aktivite, genellikle, her sabah 10.00 sularında başlıyor.
Tabi atlayışın ne zaman yapılacağı rüzgarın koşullarına göre belirleniyor. İlçe merkezinden, uçuş noktasına, aktiviteyi düzenleyen firmanın servisi ile ortalama 30 dakikada ulaşılabiliyor.
Türkiye’nin en zor iniş noktalarından biri sayılan Kaş Limanı, her dönem yeterince boş olmadığı için bazen birtakım aksaklıklar yaşanabiliyor. Ancak deneyimli pilotlar sayesinde herhangi bir sorun yaşanmıyor.
Kaçırmayın! Kaş’ta yamaç paraşütü yapmak isteyenlerin en az 500 TL‘yi gözden çıkarması gerekiyor. Fiyata profesyonel rehberlik, atlayış noktasına transfer ve tüm uçuş ekipmanı dahil ediliyor. Video ve fotoğraf çekimi için ekstra bir ücret ödemek gerekebiliyor.
Profesyonel bir ekip tarafından yönlendirilen uçuşlar için rahat kıyafet ve ayakkabı tercih etmeniz gerekiyor. Kaş’ta yamaç paraşütü yapmak için destek alabileceğiniz bazı firmaların iletişim bilgileri aşağıda verilmiştir.
Fly Lycia Paragliding:
Kaş Larsoy Turizm:
Burası Neresi? Kaş’ta yapılacak en güzel aktivitelerden biri de kamptır! Kaş’ın dört bir tarafında kamp yapılabilecek alanlar mevcuttur. Bu alanların kimi ücretliyken; kimisi ücret gerektirmiyor.
Ayrıca uygun fiyatlı birçok kamp yerlerine ev sahipliği yapan Kaş’ta, dilerseniz kendi çadırınızla kamp yapabilir, dilerseniz bungalovlarda konaklayabilirsiniz. Böylece açık havanın keyfini sürüp, doğayla iç içe vakit geçirebilirsiniz.
Neden Gitmeliyim? Kaş’ta İnceboğaz Plajı Kamp Alanı ve Uyuyan Dev (Çukurbağ) Kamp Alanı’nda ücretsiz kamp yapabilirsiniz.
Ücretli kamp alanlarını ise şu şekilde sıralayabiliriz: Can Mocamp, Seyrek Çakıl Plajı Kamp Alanı, Kaş Kamping, Olympos Mocamp, Likyaport Apart & Camping, Evren Camping, Ohh Bee Camping, Gizli Vadi Camping, Kaşmarin Camping, Medusa Bar & Patara Camping, Camel Camping, Kalkan Camping, Harnup Camping, Joy Glamping, Hangar Camping, Nuri’s Beach Bungalow ve Seles Camping.
Bu kamp alanlarının hemen hepsinde, wc, duş kabini, su, elektrik ve büfe gibi olanaklar mevcuttur. Lakin ücretsiz kamp alanlarında bu gibi imkanlar olmayabilir.
Dolayısıyla ücretsiz kamp alanlarına gitmeden evvel, yeme – içme gibi ihtiyacınız olacak hemen her şeyi önceden temin etmeniz gerekiyor. Yukarıda adı geçen bazı kamp alanlarının adres ve iletişim bilgileri aşağıda verilmiştir:
İnceboğaz Kamp Alanı:
Uyuyan Dev (Çukurbağ) Kamp Alanı:
Can Mocamp:
Gizli Vadi Camping:
Burası Neresi? Kaş’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını bir gelenek haline getirmesi çok çok eskilere dayanıyor. Eskiden ulaşımın zor olduğu Kaş, iletişimden de nispeten mahrum olduğu için Cumhuriyet’in ilanını iki gün sonra öğrenebilmiştir.
Neden Katılmalıyım? Cumhuriyet ilan edildiği haberini geç de olsa alan Kaş halkı haberi sevinçle karşılamış ve bugün ilçenin meydanı olan alanda toplanarak büyük bir ateş yakarak kutlamalar yapmıştır.
Anlatılanlara göre bu ateş, yani Cumhuriyet ateşi, karşı adadan bile görülebilecek büyüklükteymiş. Cumhuriyet ateşinin etrafında toplanan yöre halkı, evlerinden getirdikleri yemekleri paylaşıp, ziyafet çekmiş, hep bir ağızdan türküler söyleyerek bu müjdeli haberi kutlamışlar.
Ateşin başında saatler süren bir kutlama o günden itibaren her yıl gerçekleştirilerek bir gelenek haline getirilmiş.
Kaçırmayın! Bu nedenle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının Kaş için oldukça özel bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla Kaş’a yolunuz 29 Ekim’de düşerse, ilçe meydanın yapılan bu kutlamalara mutlaka katılın!
Günübirlik, 7 saat süren kano turlarının fiyatları 180 ila 400 TL arasında değişiklik göstermektedir.
Kaş Kanyon Geçişi (Canyoning) Turu:
Kaş Kanyon Geçişi Turu, Günübirlik:
Büyük Çakıl Plajı’ndan Limanağzı Koyu’na düzenlenen ve ortalama 3 – 4 saat süren günübirlik bir turdur. Tur fiyatı kişi başı 50 € olup; minimum 5 kişiyle gerçekleştirilmektedir. Katılım için en az 16 yaşında olmak gerekmektedir.
Günübirlik Kaş Yamaç Paraşütü Turu, Kişi başı 500 TL: Asaz Dağı‘nın eteklerinden Kaş Limanı’na ortalama 30 dakikalık uçuş.
Kaş Yamaç Paraşütü, Günübirlik, Kişi başı 550 TL: Sabah saat 10.00’da başlayan ilk uçuş, birer saat aralıkla 16.00 sularına kadar devam ediyor.
Günübirlik Kaş Yamaç Paraşütü – Kaş Paragliding (1 Saat), Kişi başı 650 TL’den başlayan fiyatlarla:
Dikkat!
Dikkat!
Dikkat!
Dragoman At Binme Turu, Likya Yolu:
Patara At Çiftliği (Patara Horse Riding) At Safari:
Kaş At Çiftliği, At Binme Turu:
Fiyata dahil olan hizmetler:
Fiyata dahil olmayan hizmetler:
Antalya çıkışlı, Kaş & Kaputaş Plajı & Kalkan & Patara Turu, Günübirlik, Her Pazar
Ankara çıkışlı, Fethiye, Kaş ve Kalkan Turu, 4 Gece 5 Gün | 1,300 TL’den başlayan fiyatlarla
Her Pazar, Antalya çıkışlı, Kaş, Patara Plajı ve Kaputaş Plajı Turu, Günübirlik:
Ankara çıkışlı Fethiye – Kaş – Kalkan Turu (Likya Turu) | 5 Gece 6 Gün | 1,460 TL’den başlayan fiyatlarla
** Kaş’ta yapılacak şeyler listemiz burada sona eriyor. Her aktiviteyi bir arada vermeye çalıştığımız makalemiz ile ilgili fikirlerinizi, aşağıdaki yorum kutucuğuna yazarak bizlerle paylaşabilir, bu sayede içeriğimizi geliştirmemizi sağlayabilirsiniz! Kaş ile ilgili diğer içeriklerimize ayrıca bakmak isterseniz:
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…