Anadolu’nun her yanı tarihi, sosyal ve kültürel zenginliklerle doluyken; Eskişehir’in tarihi yerleri şehrin giderek artan turizm potansiyeli sayesinde çevre illerden çok daha fazla ziyaretçi çekiyor.
Eskişehir tarihi hakkında; Eskişehir’de gerçekleştirilen araştırmalar sonucu elde edilen kalıntılar Paleolitik döneme işaret etse de, Eskişehir’deki ilk yerleşimlerin izleri Tunç Çağı’na (MÖ 3000-2000) yıllarına dek uzanmaktadır. Bölgede hakimiyet kuran Hititlerin ardından Frigler uzun bir süre bölgeyi yönetmiştir; ta ki MÖ 7. yüzyılda Kimmerlerin bölgeyi ele geçirmesine kadar… Bölge daha sonra Büyük İskender tarafından ele geçirilmiştir. Daha sonra bölgede Roma ve Bizans hakimiyeti başlamıştır ve 6. yüzyılda bölge “Dorylaion” olarak anılmaya başlamıştır.
Bölgenin askeri anlamda çok önemli ve merkezi bir konumda bulunması Arapların ve ardından Selçuklular tarafından bölgenin keşfedilmesini sağlamıştır. 1097 senesinde bölgede gerçekleşen savaşta Selçuklular Haçlı donanmasına mağlup olmuştur. 1147 senesinde ise Selçuklular mağlubiyetin intikamını aldı. Bölge daha sonra Osmanlıların elinde Türk hakimiyetiyle yönetilmeye devam etmiştir.
19. yüzyılın sonlarında bölgeye gelen Kırım Tatarları ve Kafkas Türklerinin yerleşmesiyle modern Eskişehir biçimlenmeye başlamıştır. 1892 senesinde İstanbul ile olan demiryolu bağlantısının da tamamlanması ile bölgedeki ticari ve sanayi faaliyetleri güçlenmiştir. Şehir günümüzde Türkiye’nin modern ve sanayi anlamında en güçlü yerlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Eskişehir’in en ünlüleri; Eskişehir’in meşhur tarihi yerleri saymakla bitiremeyeceğimiz kadar fazla ancak bunlardan en ünlüsü hangisi diye soracak olursanız galiba “Kurşunlu Camii ve Külliyesi” hem tarihi hem de merkezi bir konumda olması nedeniyle ilk sıralarda yer alıyor. Bölge olarak ise “Odunpazarı” Eskişehir’deki en ünlü tarihi bölge olarak karşımıza çıkmaktadır.
Eskişehir gezi tavsiyesi; Eskişehir’e gelmişken bölgenin en önemli lezzeti olan çibörek başta olmak üzere Eskişehir mutfağı mutlaka denenmelidir. Odunpazarı’nı ve tarihi evleri görmeli, tarihi sokaklarda keyifli yürüyüşler yapılmalıdır. Porsuk Çayı boyunca uzanan cafelerde de mutlaka zaman geçirmenizi öneriyoruz. Eskişehir’e ulaşım konusunda merak ettiğiniz noktalar için ise “Eskişehir’e nasıl gidilir?” başlıklı rehberimizi okuyabilirsiniz.
Müzekart; Eskişehir’deki pek çok müze ve tarihi nokta ya çok uygun ücretler karşılığında ya da ücretsiz bir şekilde ziyaret edilebildiği için herhangi bir turist karta ihtiyacınız olacağını düşünmüyoruz. Lakin bölgede pek çok yer altı şehri ve antik bölge bulunmaktadır ve bu bölgeleri de gezi planınıza dahil edecekseniz Müzekart çıkarmanızı tavsiye ediyoruz.
Burası neresi? Eskişehir’in Han ilçesinde yer alan Akhisar Kalesi; yüksek bir kayalığın üzerinde konumlanıyor. Kaleyi ziyaret ettiğinizde Frig, Roma ve Bizans dönemlerinden kalan kaya mezarlarını görebilirsiniz.
Burası neresi? Eskişehir’de doğal bir sit alanı olmasıyla dikkat çeken Akpare Kale; Seyitgazi’ye bağlı Çukurca Köyü’nde yer alıyor. Bir Frig kalesi olan Akpare Kalesi’nin bulunduğu bölgeden Dağlık Frigya diye bahsedildiğine de şahit olabilirsiniz. Kaya basamaklarıyla ulaşılan kalenin manzarasına yine Roma ve Bizans dönemlerinden kalma kaya mezarları dahil.
Neden gitmeliyim? Eskişehir’in kalkerli zemin yapısı bölgedeki taşların kolay bir şekilde işlenmesine olanak tanımıştır. Buradaki kaya mezarları da bunların en güzel örneklerinden biri olarak
Burası neresi? Tipik Frig kalelerine ev sahipliği yapan Seyitgazi ilçesinde aynı zamanda Asar Kale var. Ana kayaların oyulması sonucu oluşan iç ve dış süslemelerle anıtsal sarnıç görülmeye detaylar olarak sayılabilir. Kaleye rampalı bir yoldan girilmektedir. Kale, Kümbet köyüne 3 kilometre mesafede yer alıyor.
Neden gitmeliyim? Eğer vaktiniz olursa Eskişehir’deki tarihi yerler arasında bulunan Yapıldak Asar Kale’yi de mutlaka görmenizi tavsiye ediyoruz.
Burası neresi? Yine Seyitgazi’ye bağlı Çukurca Köyü’nde yer alan Dağlık Frigya bölgesinde Eskişehir’in tarihi yerleri kapsamında Dereboynu Kalesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Dar kaya merdivenleriyle ulaşılabilen kalenin vaktiyle Doğanlı Vadisi’ni kontrol etmekte kullanılan bir gözetleme yeri olduğu biliniyor. Kayalığın kuzeybatı tarafına gidildiğinde ise ziyaretçiler Friglere ait olduğu tahmin edilen iki kaya mezarını görebilmektedir.
Burası neresi? Çukurca’dan fazla uzaklaşmadan ziyaret edebileceğiniz bir diğer kale, doğan başını andıran görüntüsü ile Doğanlı Kale olabilir. Frig dönemine ilgi duyanlar için mezar şapelleri, depoları ve geçiş merdivenleri ile burası da güzel bir örnek. Etkileyici bir yapı olan Doğanlı Kale’nin Roma ve Bizans döneminde de değerlendirilmiştir. Bu dönemde kalenin alt tarafında gizli geçitler de inşa edilmiştir. Kale, toplamda 7 kattan oluşmaktadır ve katlar birbirinden merdivenlerle ayrılmıştır.
Neden gitmeliyim? Bölgedeki farklı tasarıma sahip olması ve insanı hayrete düşürecek şekilde kayalara oyulmuş olması Doğanlı Kale’yi Eskişehir’in ünlü tarihi mekanları arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Kaya platosu üzerindeki sarp konumu ile Dübecik Kale, Yapıldak Köyü’nün güneyinde yer alıyor. Frig ve Roma dönemi kaya mezarları burada da mevcut. Kalenin üst kısmında ise gerçekleştirilen düzleştirme çalışmaları ile bir gözetleme alanı oluşturulmuştur.
Burası neresi? Yazılıkaya köyünden 1 kilometre kadar uzaklaşarak; 108 metre yükseklikteki Pişmiş Kale’ye ulaşmayı deneyebilirsiniz. Üç ana girişi olan kale; anıtsal kaya sarnıcı ile Frig kaleleri içinde en önemlilerinden biri. Burası Orta Çağ’ın sonlarında bağımsız bir kaya kütlesi üzerinde Frigler tarafından kullanılmış bir de kaya mezarı bulunuyor.
Neden gitmeliyim? Kaleye ulaşmak için meşakkatli bir yoldan gitmek gerekiyor ancak ulaşıldığında görülecek kalıntılar, tarihten anlayanlar için gerçekten çok değerli.
Burası neresi? Dağlık Frigya’ya Yazılıkaya çevresinden devam ediyoruz. Burası Pişmiş Kale’nin ileri karakolu olarak biliniyor. Kaleye batı kısmından giriş yapılmaktadır. Niş, sarnıç ve basamaklardan oluşan Gökgöz Kale, bir kaya platosu üzerine kurulu.
Burası neresi? Han ilçesine bağlı Yazılıkaya köyünden 2 kilometre kadar uzaklaştığınızda bu kez Kocabaş Kalesi’ndesiniz. Dağlık Frigya’nın devam ettiği bu topraklarda silo ve çukurlar halen görülebiliyor. Taşlık ve ağaçlıklı bir bölge bulunuyor olması, kalenin geçmişte savunma amacıyla kullanılmadığını göstermektedir ve daha çok Kral Yolu’nu gözetleme amaçlı kullanılan bir uç karakol olduğu tahmin edilmektedir.
Burası neresi? Dağlık Frigya’nın son ve en yüksek noktasındayız. Gizemli bir yerleşim olan Seyircek Kale; Seyitgazi ilçesinde yer alıyor. Lahit tipi kaya mezarlarını burada görebilmek mümkün.
Neden gitmeliyim? Bölgedeki etkileyici mezar ve lahit kalıntıları nedeniyle Seyircek Kale, Eskişehir’de görülmesi gereken tarihi yerler arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? “Kale kent” adı verilen yerleşim tipine sahip olan Karacahisar Kalesi; Eskişehir’in tarihi yerleri arasında özel bir yere sahip. Burası Osmanlı’nın fethettiği ilk kale olarak biliniyor. 11. ve 12. yüzyıllarda Selçukluların hakimiyetine giren kale, Osman Gazi burada kendi adına hutbe okutup sikke bastırdığı için; Osmanlı Beyliği’nin kuruluş evresinde Karacahisar’ın önemi tarihçiler tarafından kabul edilmiş durumda. Kalenin Osmanlı Devleti tarafından fethedilen ilk kale olduğu tahmin edilmektedir.
Yüksek ve engebeli bir konumda bulunan kale, bünyesinde kalabalık nüfusların yaşaması amacıyla değil, gözetleme ve koruma amaçlı kullanılmıştır. Gelelim kale ziyareti planlayanlar için en üzücü detaya; burası ne yazık ki halihazırda ziyarete kapalı tutuluyor.
Burası neresi? Eskişehir’de yolunuz Gökçekısık Köyü’ne düşecek olursa; yolun hemen sağında yer alan kayalık platformda bu kez Roma dönemine tarihlenen Gökçekısık Kale’yi göreceksiniz. Çok sayıda sığınak barındıran kalenin, dönemin önemli bir yerleşimi olduğu anlaşılıyor.
Neden gitmeliyim? Bölgedeki Roma dönemine tarihlenen kaya yerleşimleri oldukça ilgi çekici olduğundan ziyaret etmenizi öneriyoruz.
Burası neresi? Üzerindeki aslan kabartmaları nedeniyle “Aslanlı Mabet” olarak da bilinen Solon’un Mezarı; Frig döneminden kalan ve düzeltmelerle Roma döneminde yeniden kullanılan bir tarihi eser. Mezarın planı ve kullanılan malzemeler göz önünde bulundurulduğunda 13. yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir. Kaya kütlesine oyulan mezarın Eskişehir merkezine 75 kilometre ve Seyitgazi’ye de 36 kilometre mesafesi mevcut. Mezar ismini, yazıtta geçen “Solon” kelimesinden almaktadır.
Neden gitmeliyim? Eskişehir’in tarihi mekanları arasında bulunan Aslanlı Mabed, estetik anlayışı ve 3 farklı dinle 3 farklı kültürün izlerini taşıması nedeniyle Eskişehir’e gelenlerin görmeden dönmemesi gereken yerlerden biridir.
Burası neresi? Milattan öncesine tarihlenmesine rağmen bugün neredeyse tüm detaylarıyla görülebilen anıt mezar; Dağlık Frigya’yı içeren Çukurca Köyü’ne 500 metre mesafede yer alıyor. Ant mezar, Helenistik Çağ’a yani MÖ 3 ile 1. yüzyıl arasına tarihlenmektedir. Gerdekkaya Mezar Anıtı’nda sütunlar, arka duvarlardaki kemerli mezar tekneleri ve anıtsal giriş holü ilginizi çekebilir. Mezarın olduğu bölge, 1991 senesinde Eskişehir Müze Müdürlüğü’nün çalışmaları neticesinde restore edilmiştir.
Neden gitmeliyim? Eskişehir’de yapılması gereken şeylerden biri de Gerdekkaya Mezar Anıtı’nı görmektir. Mezarın günümüze oldukça sağlam bir şekilde ulaşmış olması da burayı değerli kılan noktalardan biridir.
Burası neresi? Gerdekkaya ile arasında yalnızca 500 metre bulunan Hamamkaya; Eskişehir’in tarihi yerleri temalı gezilerde ortak olarak ziyaret ediliyor. Kabartmaları, girişi ve sonradan ilave edilen ikinci odası seçilebilen bu yeri Frigya keşfinize dahil edebilirsiniz. Mezar arka arkaya iki kısımdan oluşmaktadır.
Burası neresi? Kümbet Köyü’ne 1 kilometre mesafede; bezemeleri ve yazıtları ile ilgi çeken kaya mezarları var. Mezarların Frig, Roma ve Bizans dönemlerinden kaldığı düşünülüyor.
Burası neresi? 2013 yılında inşa edilmiş olsa da; 46 metre uzunluktaki duvarı boyunca destansı hikayeler anlatan ve bu sayede tarihe ışık tutan Dede Korkut Anıt Duvarı’ndayız. Anıt, Dede Korkut Parkı içinde yer almaktadır. Duvarın bu özellikleri ile Türkiye’de bir ilk olduğu ifade ediliyor. Anıtın ön kısmında su sebili ve su perdeleri yer almaktadır.
Neden gitmeliyim? Dede Korkut hikayelerinin, tarihinde önemli bir yere sahip olduğu Türkler için bu anıtın önemli bir yere sahip olduğunu düşünüyoruz.
Burası neresi? Cumhuriyet döneminin Eskişehir’deki ilk yapılarından biri; İstiklal Savaşı’nda 1921 tarihinde düşen Fokker Teyyaresi’nin ardından kurulan Hava Şehitliği. Burada başta Üsteğmen Ahmet Fehmi olmak üzere askerleri ziyaret edebilirsiniz. Şehitliğin yapımı 1945 senesinde tamamlanmıştır.
Burası neresi? Eskişehir ve Ankara arasındaki kara yolunun 13. kilometresinde Cumhuriyet tarihinin aziz şehitlerini ziyaret edebileceğiniz bir mekan daha var. 12×12 metre genişliğindeki anıt mezarın çevresi 2 metrelik duvarlarla çevrilmiş durumdadır. İstiklal uğruna savaşan yüzbaşı ve erlerin yer aldığı şehitlik; Eskişehir’in tarihi yerleri temalı gezinize dahil olmayı fazlasıyla hak ediyor. Demir bir kapıdan girilen şehitlikte mermer bir yazıt ve beyaz badanalı mezarlar mevcut.
Neden gitmeliyim? Ülkemizin kuruluşunda ve var olmasında büyük emekleri olan aziz şehitlerimizi anmak adına Eskişehir’de bu özel şehitliği mutlaka listenize almalı ve ziyaret ederek şehitlerimize dualarınızı göndermelisiniz.
Burası neresi? Eskişehir Çifteler’de yer alan Abbas Halim Paşa Köyü Camii’nin yapım yılı 1927. Caminin kim tarafından yapıldığı tam olarak bilinmemekle birlikte köy halkı tarafından birlikte inşa edildiği düşünülmektedir. Tek mekana sahip olan yapı taş ve ahşap malzemelerin bir araya gelmesinden oluşuyor. Caminin özellikle direkleri ve tavanında ahşap malzeme kullanılmıştır. Duvarları ise moloz taş ile örülmüştür. Camiye ait minare ise aslında yoktur ve sonradan betonarme olarak inşa edilerek eklenmiştir.
Neden gitmeliyim? Yolunuz Çifteler tarafında düştüyse gezi listenize Abbas Halim Paşa Köyü Camii’ni eklemenizi tavsiye ediyoruz.
Burası neresi? Eskişehir’in yöresel lezzetlerini tadabileceğiniz en güzel yerlerden biri olan Odunpazarı’nda; 1890 yılından beri ibadete açık bulunan Akoğlan Camii var. 2013 yılında “Kalıcı Eserler Projesi” kapsamında restore edilen yapı; Eskişehir’in neden bir kültür başkenti sayıldığının kanıtı niteliğinde. Cami, günümüze sağlam bir şekilde ulaşmayı başarmıştır ve ibadete açık bir şekilde ziyaretçilerini kabul etmektedir.
Neden gitmeliyim? Osmanlı’nın son döneminde inşa edilen cami, Osmanlı cami mimarisinin bölgedeki son dönem örneklerinden biri olarak dikkat çekmektedir. Cami, oldukça küçük olmasına rağmen, manevi atmosferi ile ziyaretçileri etkilemeyi başarmaktadır. Engelli vatandaşlar için de gerekli düzenlemelerin yapılmış olması nedeniyle engeli olan ziyaretçilerin de bu camiye zaman ayırmasını öneriyoruz.
Burası neresi? Adından anlaşılacağı gibi bir Anadolu Selçuklu Devleti dönemi eseri olan Alaaddin Camii; hemen yanındaki Alaeddin Parkı ile birlikte Odunpazarı ziyaretçilerinin uğrak yerleri arasında. 1267 tarihinde yapımı tamamlanan eser yıllar için de tabii tutulduğu restorasyonlar nedeniyle dönemsel özelliklerini yitirmiş sayılabilir.
Cami, 1944-1951 yılları arasında müze olarak da değerlendirilmiştir. Eskişehir Arkeoloji Müzesi’nin açılmasıyla cami, tekrar asli görevine yani ibadethaneye dönüştürülmüştür.
Neden gitmeliyim? III. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde inşa edilmiş olan Odunpazarı Alaaddin Camii, Anadolu Selçuklu döneminin Eskişehir’deki özel eserlerinden biri olarak kabul görmekte ve ziyaretçiler tarafından ilgiyle ziyaret edilmektedir.
Burası neresi? Kültür dönemi olarak Hicri 771 yılına ait görülen Alçengel Camii ve avlusunda bulunan hazire; maneviyat turizmine önem verenlerin dikkatini çekebilir. Dört mezardan oluşan hazirenin Şeyh Said Kuddusi ve ailesine ait olması nedeniyle burası Şeyh Kuddusi Camii olarak da anılıyor.
Burası neresi? Eskişehir çevresinde Yeni Camii olarak da anılan bu eser; yapımı 591 yılına dayanan Aziz Mahmud Hüdayi Camii’nin yeniden yaptırılmasıyla meydana gelmiştir. Caminin yapımı III. Murad dönemine denk gelmektedir. 1894 yılında yapılan minaresi, yarım kubbeleri ve kuşakları ile mimarisi dikkat çeken cami; Celvetiyye tarikatı kurucusu, şeyh ve şair Aziz Mahmud Hüdayi’nin adını taşıyor. Caminin şerefesinde bulunan iki kuşak caminin yüksekliğinin zaman içinde yetersiz görüldüğü ve yükseltildiği fikrini bizlere sunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Cami, döneminin önemli din alimlerinden olan Aziz Mahmud Hüdayi’ye atfedildiği için manevi yükü fazla olan dini noktalardan biridir. Bu nedenle Eskişehir’in camileri içinde önemli bir noktada bulunmaktadır.
Burası neresi? Adını Sofya Fatihi Balaban Paşa’dan alan cami; ahşap ve tuğla işçiliğinin bir birleşimi niteliğine sahip. Dört direkli camiyi ziyarete kadar gelmişken aynı tarihlerde yapıldığı düşünülen çeşmeyi de yakından görebilirsiniz. Cami, 1385 yılında yapılmış olup Osmanlı döneminden kalma önemli eserlerden biri olarak kabul edilmektedir.
Burası neresi? Eskişehir gece hayatı yerine; şehrin ötesindeki yerel yaşam tarzını daha çok merak edenler için Büğdüz Köyü orijinal bir ziyaret noktası sayılabilir. 1235 yılında inşa edildiği düşünülen köy camii, bahçe içerisinde yer alırken; avlusunda bulunan iki ayrı kapı ile camiye giriş sağlanabiliyor. Yapı, Selçuklu döneminde inşa edilmiştir. Kargır bir yapı olarak inşa edilen camiye ait bir kitabe bulunmamaktadır. Caminin duvarlar 3 metre kalınlığında örülmüş olup dış etkenlere karşı oldukça dayanıklı bir yapıda bulunmaktadır.
Burası neresi? Gelelim Eskişehir’de gezilecek yerler listesinin daimi bir numarası Odunpazarı’nda yer alan ve konuklarını geçmişe doğru sürükleyen Kurşunlu Külliyesi’ne… Osmanlı dönemi eserlerinden olan eser caminin yanı sıra; şadırvan, zaviye, aşevi, talimhane, harem, imaret, türbe ve kervansaraylar içeriyor. 1526 yılında Vezir Mustafa Paşa’nın isteği ile Mimar Sinan tarafından inşa edilen külliyede aynı zamanda Eskişehir Mevlevihanesi Kültür Derneği’ne ait semahane ve kütüphane de ziyaret edilebiliyor.
Neden gitmeliyim? Eskişehir festivalleri arasında öne çıkan Uluslararası Oldunpazarı Cam Festivali de külliye içinde yer alan kervansarayda yapılıyor. Bu bölüm halihazırda Sıcak Cam Üfleme Atölyesi ve Cam Sanatları Merkezi olarak kullanılıyor. Medrese bölümü ise Dünyanın ilk Lületaşı Müzesi’ne ev sahipliği yapmaktadır.
Burası neresi? Eskişehir’in Mihalıççık ilçesine 13 kilometre mesafede yer alan Çalçı Köyü’nde; Osmanlı döneminde Mehmet Ağa Camii olarak anılan bir cami mevcut. Kare planlı bu cami, çok kenarlı tek minareye ve Osmanlı mimarisini birebir yansıtan özelliklere sahiptir. Sahip olduğu bu özelliklerle cami, 16. ve 17. yüzyıl camilerle benzeşmektedir.
Burası neresi? Sivrihisar ilçesine bağlı Hamamkarahisar Köyü’nde yer alan cami, sizi 1259 yılına geri götürebilir. Osmanlı mimarisine geçişin ilk örneklerinden biri olan bu caminin Türkmen Beyi Emir Seyfettin Kızıl tarafından yaptırıldığı biliniyor. Bu önemli cami, günümüze kadar ayakta kalmayı başarabilmiş olsa da kapsamlı bir restorasyon çalışmasıyla eski gösterişli günlerine dönmeyi kesinlikle hak ediyor.
Neden gitmeliyim? Ana mekan ve son cemaat yeri bakımından Selçuklu mimarisinden Osmanlı mimarisine bir geçiş özelliği taşıması nedeniyle Hamamkarahisar Camii, incelenmesi gereken önemli yapılardan biridir.
Burası neresi? Odunpazarı’nda yer alan Hoşkadem Camii; tek mekanlı ve kare planlı mimari özelliği ile Osmanlı döneminin karakterini yansıtıyor. 15. yüzyılda hayata geçen cami projesi tuğla işçiliği bakımından da dikkate değer. Cami, dönemin hatırı sayılır kişilerinden Necibüddin Mustafa Bey tarafından eşi Hoşkadem namına yaptırılmış ve cami eşinin adıyla anılmıştır.
Burası neresi? Han ilçesinde, Eskişehir’in tarihi yerleri kapsamında gezip görebileceğiniz Hüsrev Paşa Camii mevcut. Cami, aynı isme sahip külliye içinde bulunmaktadır. Külliye içinde cami dışında hamam ve kervansaray da inşa edilmiştir. 1638 yılında inşası tamamlanan camii; dört yönde yarım kubbelerden oluşmaktadır ve Osmanlı döneminde birçok camide görülen “Ters T” planına göre inşa edilmiştir. Adını 4. Murat’ın vezirlerinden olan Hüsrev Paşa’dan alan caminin eski bir Bizans kilisesi üzerine inşa edildiği tahmin ediliyor.
Neden gitmeliyim? Hem taş işçiliği hem de ahşap işçiliği göz dolduran yapı, manevi huzurun yanında göz zevki de arayan ziyaretçilerin hayli dikkatini çekmektedir.
Burası neresi? Diğer adı İshak Fakih Camii olan yapı bir erken Osmanlı dönemi eseri. Yapı, halk arasında “Kümbet Camii” olarak da anılmaktadır. Cami, bulunduğu mahallenin adıyla anılmaktadır. Farklı kaynaklarda 1433 (bazı kaynaklar ise 1310 senesini işaret etmektedir) yılına tarihlenen yapı yaklaşık 700 yıllık tarihiyle oldukça dikkat çekmektedir ve halen ibadete açık durumdadır. Plan tipine bakıldığında hamam olarak yapıldığı anlaşılan yapının sonradan camiye dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır.
Cami üzerinde çeşitli dönemlerde tadilatlar gerçekleştirilmiştir. 1971 yılında taş döşemeleri yapılan caminin 1995 senesinde gasilhanesi, tuvaletleri ve bahçesi yapılmıştır. Caminin bugünkü görünümü ise 1998 senesinde gerçekleşmiştir.
Burası neresi? Kitabesine göre 1492 yılında inşasının tamamlandığı anlaşılan Kurşunlu Camii; Eskişehir’in tarihi yerleri arasında en çok göze çarpanlardan biri. Cami, Hacı Osman oğlu Hoca İbrahim’in 1343 senesinde yaptırmış olduğu mütevazı mescidin yerine yaptırılmıştır. Tek kubbeli bir plan dahilinde inşa edilmiştir. Üç kubbeli son cemaat alanı ve bir de minareye sahiptir. Şeyh Baba Yusuf tarafından yaptırılan caminin hemen yanındaki türbede; şeyhin babasına ve oğluna ait kabir yerleri mevcut. Şeyh Baba Yusuf, Sivrihisar’da doğması nedeniyle “Sivrihisari” olarak anılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Kurşunlu Camii, dünyadaki en büyük medreselerden biri olan İrfaniye Medresesi’nin yanında bulunmaktadır ve Eskişehir’in manevi açıdan en yoğun olduğu yerlerden biridir.
Kaçırmayın! Ordu Caddesi üzerinde bulunan tarihi Sivrihisar Evleri de hazır buraya gelmişken mutlaka görülmesi gereken yapılar arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Adını Sultan Reşad’dan alan Reşadiye Camii; 1916 yılındaki orijinalinin 1978 tarihinde yeniden yapılması ile bugün Eskişehir’de mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler listesinde. Etkileyici bir mimari plana sahip olan cami, mimar Cevat Ülger tarafından tasarlanmıştır. Caminin hemen arkasında valilik ve eski adliye binaları; yakınlarında ise kütüphane ve çarşı bulunduğundan burası hem yerli halk hem de turistler için oldukça merkezi bir nokta.
Neden gitmeliyim? Şehrin merkezi bir konumunda bulunması ve tarihi bir değere sahip olması Reşadiye Camii’ni listeye eklemeniz için geçerli sebeplerden birkaçı…
Kaçırmayın! Camiyi ziyaret ettikten sonra vaktiniz kalırsa caminin hemen arkasında bulunan Taşbaşı Çarşısı’nı da mutlaka görmenizi tavsiye ediyoruz.
Burası neresi? Mevlana Celaleddin Rumi’nin müritlerinden Emineddin Mikail tarafından yaptırılan Ulu Camii, adının hakkını veren bir yapı. Burası Anadolu’nun en büyük ahşap direkli camileri arasında yer alırken sadece çatısında bile altmıştan fazla ahşap direk bulunduruyor. 1245 yılında yapıldığı tahmin edilen ve yaklaşık 8 asırlık bu muhteşem cami, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de dahil edilmiştir.
Neden gitmeliyim? Ahşap mimarinin en güzel örneklerinden biri olması burası çok cazip bir ziyaret noktası haline getirmektedir. Özellikle ahşap direklerdeki etkileyici ahşap işleme sanatına hayran kalacağınızın garantisini verebiliriz. Ayrıca camide ayrıca yöreye ait kilim dokumacılığının en güzel örneklerini bulabilirsiniz.
Burası neresi? Eskişehir İnönü’de yer alan Sultan Alaaddin Camii 1396 yılı eserlerinden biri. Bu bakımdan cami, kültür dönemi olarak Osmanlı Devleti’nin ilk devirlerine ait. Bugün artık iyiden iyiye yaşını belli eden bu camiyi yerinde görmek farklı bir deneyim olabilir.
Burası neresi? Eskişehir’in Han ilçesinde yer alan Yazılıkaya Köyü; sahip olduğu antik miras nedeniyle uzun süre sizi ve tarihe ilgi duyan arkadaşlarınızı ağırlayabilir. Köy geziniz sırasında ihmal etmemeniz gereken yerlerden biri de; mermer levhasında 1303 yılında yapılı olduğu yazan Yazılıkaya Köyü Camii olabilir. Kitabesi olmayan caminin minaresi ise 1969 yılında tamamlanmıştır ve minare camiden bağımsız bir şekilde inşa edilmiştir.
Burası neresi? Umur Bey’in babası Selçuk Bey tarafından yaptırılan Akdoğan Mescidi 15. yüzyıldan kalma bir eser. Sivrihisar ilçesinde bu yapı halen yakından görülebiliyor. Dikdörtgen bir planla inşa edilmiştir. Mescidin örtüsünün büyük bölümü, Selçuklulardan 19. yüzyıla kadar kullanılan tüteklikli ismi verilen bir teknikle inşa edilmiştir. Mescidin girişi doğu tarafında yer almaktadır. Kapının bulunduğu tarafta üç adet pencere bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Akdoğan Mescidi, Anadolu’da inşa edilmiş olan ilk mesciterden biridir ve bu özelliği ile kesinlikle görülmeye değerdir.
Burası neresi? Sekiz dilimli kubbesi ile dikkat çeken bir yapı olan Doğan Aslan Mescidi, sizi 1247 yılına geri götürebilir. Mescid adını II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in bayraktarı Doğan Aslan Bey’den alıyor. Mescid, sahip olduğu sekiz dilimli kubbesi ve son cemaat yeri ile bölgedeki diğer mescidlere göre daha farklı bir konumda bulunmaktadır. Yaklaşık 45 metrekarelik bir ibadet alanına sahip olan Doğan Aslan Mescidi kare planla inşa edilmiştir.
Burası neresi? Anadolu’da yer alan mescitler içerisinde Kabe minyatürü içeren ilk mescidin Hazinedar olduğu biliniyor. Burası 1274 yılında tamamlanırken; 1967 yılında Cambridge’de bildiri konusu olarak işlenmiş bulunuyor. Ramazan ayı geldiğinde Hazinedar Camii, sadece bayanların kullanımına tahsis edilmektedir. Hemen yanındaki Hoşkadem Camii ise sadece erkekler tarafından kullanılmaktadır.
Kaçırmayın! Hazinedar Camii’ni ziyaretiniz sırasında hemen karşısında bulunan bir diğer önemli tarihi değer Hoşkadem Camii’ni de mutlaka görmeniz gerekiyor.
Burası neresi? Sivrihisar ilçesinden uzaklaşmak mümkün olmadan bir mescit ile daha karşılaşıyoruz. Bu kez Kubbeli Mahallesinde yer alan Hızır Bey Mescidi, Nasreddin Hoca’nın torunu Hızır Bey’in adını taşıyor. İstanbul Efendisi olarak bilinen Hızır Bey tarafından yaptırılan mescit, İstanbul’un fethinden kısa bir zaman önce, 1439 senesinde tamamlanmıştır. Mescidin haziresinde ise iki adet mezar bulunmaktadır.
Burası neresi? Eskişehir, maneviyat turizmine ilgi duyanlar için türbeler ve külliyeler yönünden son derece zengin bir kent. Yunus Emre’nin Eskişehir’deki mezarı Yunan işgali sırasında yıkılmış olsa da; 1949 yılında yeniden yaptırılan anıt mezar; 1982 yılından bu yana kültür evi, cami ve şadırvan ile birlikte ziyaret edilebiliyor. Mekanda Yunus Emre’nin ilk mezarından kalan parçaları, kendisini tanıtan kitapları ve dörtlüklerini içeren levhaları bulabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Geçmişin en önemli din ve hoşgörü simgelerinden olan Yunus Emre’nin mezarının ve külliyesinin bizce herkes tarafından görülmesi gerekli. Külliyenin içine 1982 senesinde eklenmiş olan kültür evi de Eskişehir’deki yöresel kültüre ait izleri incelemek için güzel bir fırsat diye düşünüyoruz. Bu kültür evi içinde aynı zamanda Yunus Emre’yle ilgili kitaplar ve dörtlükler de sergilenmektedir.
Burası neresi? Eskişehir’de tarih kokulu bir ziyaret yapmak isteyenleri; Seyyid Battal Gazi’ye ait türbe ve külliye bekliyor. Külliyedeki medrese, birçok önemli isim için İslam ilimlerinin öğrenildiği önemli bir merkez niteliğinde. Burası aynı zamanda İstanbul-Bağdat-Hicaz yolunda yer alır ve hac ibadetini yerine getirmek isteyenler için önemli bir dinlenme noktası görevi görmüştür. Külliyede ayrıca aşevi, dergah, mescit, kabirler, türbeler, çilehane ve zikir odası gibi bölümler yer alıyor. Orhan Gazi’nin de bölgenin imarında önemli rol oynadığı biliniyor.
Neden gitmeliyim? Oldukça büyük bir alana yayılmış önemli bir kompleks olan külliye, hac yolculuğu yapanlar için de önemli bir durak olduğundan dolayı manevi açıdan da yoğun bir noktadır.
Burası neresi? Seyitgazi ilçe merkezine 10 kilometre mesafede önemli bir külliye daha bulunuyor. Döneminin kıymetli alperen gazilerinden olan Sultan Sücaeddin ve müritlerinin türbeleri burada yer alıyor. Sultan Sücaeddin, yaz aylarında dolaşıp kış aylarında Seyitgazi ilçesinde mağaralarda konaklamış dönemin önemli din alimlerinden biri olup, Kalenderi şeyhidir. 1517 yılı yapımı külliyenin tüm bölümleri bugüne kadar ayakta kalmayı başaramasa da; dört kubbeli mekanın havuzunu, camisini, imaretini ve mezarlıklarını halen görebilirsiniz. Kapının üzerinde bulunan kitabede de külliye hakkında bilgiler bulunmaktadır.
Kaçırmayın! Eğer mevsimine denk gelirseniz külliyeden daha yaşlı, 700 yıllık dut ağacından dut yemeyi de ihmal etmeyin.
Burası neresi? Seyitgazi ilçesine bağlı Doğançayır Köyü’nde Melik Gazi Türbesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Hükümdarlığı otuz yıl süren Melik Gazi’nin adını taşıyan bu tekke, bir makam tekke olarak değerlendiriliyor. Türbenin yapımında Roma ve Bizans dönemine ait kalıntılar kullanılmıştır. Dikdörtgen bir formda inşa edilen türbe, 15,50×7,30 metre ölçülerine sahiptir. Komutanın defnedildiği yer Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesidir. Kendisi burada gömülü olmasa bile; varlığının milli benlik ve dini inançlar yönünden önemi büyük.
Neden gitmeliyim? Eskişehir’de bulunan Melik Gazi Türbesi, bu topraklarda hüküm sürmüş Selçukluların en önemli hükümdarlarından Melik Gazi’yi anmak ve saygı sunmak için mutlaka ziyaret edilmesi gereken noktalardan biridir.
Burası neresi? Halk arasında Salı Tekkesi olarak da bilinen Şeyh Şehabeddin Sühreverdi Türbesi, Eskişehir’in maneviyat coğrafyasına dahil mekanlarından yalnızca biri. Ünlü mutasavvıf şeyh adına kurulan bu yer; Odunpazarı’nda gezilecek yerler listenize dahil olabilir. Geçmişte tekkede her salı günü düzenli olarak toplanıldığı için “Salı Tekkesi” olarak da anılmaktadır.
Burası neresi? Kümbet Köyü’nde yer alan Himmet Baba Türbesi; sadece sekizgen mimari planı ile bile fotoğraflamaya değer bulacağınız bir yapı. 13. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. İç mimarisi daire biçiminde olan mekan; Osmanlı ve Bizans tarihlerinde kendisine yer bulan özel bir maneviyat yuvası. İçerideki mezarın Sadrazam Hurşit Paşa’nın Delil Başı Esseyit Yusuf Efendi’ye ait olduğu düşünülmektedir.
Burası neresi? Kalenderi dervişi olduğu düşünülen Üryan Baba için yaptırılan türbe; mimarisi ile Bizans yapı sanatını andırıyor. Üryan Baba’nın yaşadığı dönemdeki önemli ve sözü geçen bir zat olduğu düşünülmektedir. Türbeyle ilgili tarihi kaynaklarda pek bir bilgi bulunmuyor ancak incelemeler neticesinde türbenin 15. yüzyıl sonrasına ait olduğu düşünülmektedir. Yapı koni biçiminde bir türbe ve yanındaki küçük evden oluşmaktadır. Tarih uzmanlarına göre türbelerin Anadolu’nun Türk ve Müslüman hale gelmesinde önemli payı vardır.
Türbede yakın zamanda gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları sonrası türbe daha temiz ve derli toplu bir hale bürünmüştür.
Neden gitmeliyim? Kümbet, türbe ve hazire kısımlarından oluşan Seyyit Mahmut Suzani Külliyesi; Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinden izler taşıyor. Yapının 1348 senesinde yapıldığı tahmin edilmektedir. İsmini taşıdığı Seyyit Mahmut Suzani’nin döneminin önde gelen din alimlerinden biri olduğu düşünülmektedir. Sivrihisar Belediyesi mülkiyetinde yer alan yapı, yıllar içinde yıkıntılardan etkilenmiş olsa da görülmeye değer.
Burası neresi? 1881 yılında inşa edilen ve her iki yanında çan kuleleri bulunan Sivrihisar Kilisesi; vaftiz odası ve papaz odası gibi bölümlerini görebileceğiniz bir yapı. Kilise ilk olarak 1657 senesinde inşa edilmiş ve 1876 senesinde meydana gelen bir yangında büyük zarar görmüştür. Kızıl Kilise ya da Surp Yerotutyun Ermeni Kilisesi olarak da bilinen bu yer; mimari detay olarak kızıl kesme taşlara sahip. Kilisenin içindeki akustik de insanı etkileyen yönlerinden biri.
Neden gitmeliyim? Sivrihisar sınırları içinde bulunan bu kilise, bölgedeki taşlardan yapılmış olup, muhteşem bir taş işçiliğinin ayakta duran bir örneği niteliği taşımaktadır. Kilise, aynı zamanda bölgede geçmişte yaşamış Ermeni varlığını bizlere göstermesi açısından Eskişehir’in tarihi yerleri içinde önemli bir yere sahiptir. Kilise, fiziksel büyüklüğü ile Anadolu’nun en büyük kiliselerinden biri olması nedeniyle dikkatle incelenmesi gereken yerlerden.
Burası neresi? Antik bir kilise görmek için yolunuzu arkeolojik değerleri ile ünlü Kümbet Köyü’ne tekrar düşürebilirsiniz. Kaya içine oyulan bu kilise, aynı zamanda kaya mezarlarına sahip. Kilise ile ilgili kaynaklarda çok fazla bir bilgi bulunmamaktadır.
Neden gitmeliyim? Kilise ile ilgili çok fazla bir bilgi bulunmasa da eğer vaktiniz olursa bu kaya kilisesini incelemenizi öneriyoruz.
Burası neresi? Eskişehir’i yer altına uzanan kat kat mekanları ile tanımak isterseniz; Han Yeraltı Kenti’ni ziyaret edebilirsiniz. Yeraltı yerleşiminin tam olarak kimler tarafından ne zaman yapıldığına dair net bir bilgi bulunmamaktadır ancak MS 1 ile 6. yüzyıllar arasında çoğalan Arap akınları nedeniyle bölge halkının korunmak adına yaptığı yönünde fikirler bulunmaktadır. Tahıl ambarları, tavandaki motifler ve yol şebekesi; bölgenin tarihi önemi hakkında önemli ölçüde fikir veriyor. Bu arkeolojik değer Hüsrev Paşa Camii ve hamam gibi detaylarla da tamamlanıyor.
Neden gitmeliyim? Birçok önemli kalıntının günümüze kadar ulaşabilmesi nedeniyle Han Yeraltı Şehri, Eskişehir’in antik kentleri içinde mutlaka zaman ayrılması gereken yerlerden biridir ve 2. derece arkeolojik sit alanı olarak değerlendirilmektedir.
Burası neresi? Sivrihisar ilçesinde yer alan Ballıhisar ya da orijinal adıyla Pessinus Antik Kenti; ilçe merkezine 13 kilometre mesafede yer alıyor. Burada Frig inancına göre Tanrıça Kybele bulunduğundan; kent ait olduğu dönem için önemli bir tapınma yeri. Antik kentin en önemli ve günümüze sağlam bir şekilde ulaşan bölümü ise antik tiyatrodur.
Neden gitmeliyim? Bölgede birçok önemli keşiflerin çıkmış olması, Ballıkaya’nın ne kadar önemli bir ören yeri olduğunu bizlere göstermektedir. Hatta Özgürlük Heykeli’nin ilham kaynağı olan, üzerinde Adalet Tanrıçası (Libertas)’ın resminin olduğu çok önemli bir disk de bu alanda bulunmuş ve günümüzde British Museum sergi alanında sergilenmektedir.
Burası neresi? Midas Anıtı’nı görmeden Eskişehir’den dönmek; tarihi temalı bir gezi için pek de kabul edilebilir bir karar değil. Frigya sanatının tipik bir örneği olan bu anıt; Çifteler’e 39 kilometre mesafede konumlanıyor. Üç yazıttan oluşan eserin üzerinde bazı yazılar halen net olarak okunabiliyor. Anıt, 1800’lü yıllarda gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde gün yüzüne çıkarılmıştır. Anıt, 17 metre yüksekliği ve 16,5 metre genişliği ile oldukça heybetli bir görünüme sahiptir.
Neden gitmeliyim? Halk arasında Yazılıkaya olarak anılan Midas Anıtı, üzerinde bulunan figürler ve simgelerle oldukça gizemli bir yapıdır. Anıtın ortasında bulunan ve törenlerde Tanrıça Matar’ın heykelinin yerleştirildiği niş de eseri, daha ilgi çekici kılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Devrim Arabaları filmini izleyenlerin daha kolay hatırlayabileceği Türkiye’nin 1961 senesinde 4,5 ay gibi kısa bir sürede 1.400.000 liralık bütçe ile üretilen ilk yerli aracı; Tülomsaş’a tahsis edilen sergi alanında ziyaret edilebiliyor. Türk mühendislerin eseri olan bu araç dışında lokomotif ve makinist kabini gibi parçalar da müze koleksiyonuna dahil.
Müze, 3 Mart 2018 senesinde ziyarete açılmış ve açıldığı günden bu yana 500.000’den fazla ziyaretçiyi ağırlamıştır. Devrim Arabası, müzenin açık alanında sergilenmektedir. Müzede aynı zamanda Tülomsaş’a ve ülkemizin demiryolu tarihine dair pek çok objeyi inceleyebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Müzede, TÜLOMSAŞ tesislerinde Türk mühendis ve işçileri tarafından üretilen Devrim Otomobili dışında, Türkiye’nin ilk yerli buharlı lokomotifi olan Karakurt, Mehmetçik Buharlı Lokomotifi, 2200 tipi Buharlı Lokomotif, 24000 tipi Lokomotife ait makinist kabini gibi ulaşıma dair çok önemli simgeler sergilenmektedir.
Burası neresi? Tabiat tarihi, Tarih Öncesi Çağ Eserleri, Klasik Çağ Eserleri, Sikke ve Taş Eserleri gibi özel bölümlere sahip olan Eskişehir ETİ Arkeoloji Müzesi; özellikle Han ilçesi ve çevresindeki kazılardan da beslenmektedir. Müze, Eti tarafından desteklenerek özel sektörün desteğiyle hayat bulan ilk müze olma özelliğini taşımaktadır. Müze koleksiyonuna dahil olan 22 bin parçanın yalnızca 2 bini aktif olarak sergilenmekte. 2011 yılından bu yana resmen ziyarete açık olan ancak geçmişi 1945’li yıllara dayanan müze; Eskişehir’in tarihi yerleri hakkında detaylı bilgi almak isteyenlerin mutlaka yakından görmesi gereken bir mekan.
Müzedeki eserler 1966 senesine kadar Alaaddin Camii’nde ve daha sonra da Kurşunlu Camii ve Külliyesi içinde sergilenmeye başlanmıştır. Müzenin şu anki binası 1300 metrekare alanda kurulmuş olup, toplamda 4.000 metrekarelik bir kullanım alanına sahiptir.
Neden gitmeliyim? Eskişehir Eti Arkeoloji Müzesi, Eskişehir tarihi hakkında en eski kalıntıları inceleyerek bilgi sahibi olabileceğiniz en önemli müzelerin başında gelmektedir.
Burası neresi? Burası aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Cumhuriyet Tarihi Müzesi ismiyle de bilinmektedir. İki Eylül Caddesi ile Odunpazarı’nın kesişiminde oldukça merkezi bir noktada bulunmaktadır. Müzenin mevcut binası, Turan Numune Mektebi ismiyle Mimar Kemalettin tarafından 1915-1916 yıllarında inşa edilmiştir. Binanın müze olarak kullanılması ise 1924 yılına dayanmaktadır.
Neden gitmeliyim? Müze 3 katlı bir binada yer almaktadır ve ziyaretçiler her bir katta Cumhuriyet tarihi ile ilgili çok önemli sergileri inceleme fırsatı yakalamaktadır. Giriş katta Çanakkale zaferinden Cumhuriyetin ilk dönemlerine kadar olan tarihimizle ilgili 131 fotoğraf görülebilmektedir. Aynı zamanda Atatürk ve onun inkılapları hakkında bir kolaj, Kurtuluş Savaşı’nın mimarlarından olan 7 geminin maketi de bu katta görülebilmektedir. Üst katta Atatürk’e ait şahsi eşyalar ve bir kütüphane yer almaktadır. Müzenin bodrum katında bulunan 40 kişilik salonda ise ziyaretçiler, Atatürk’e dair 48 belgeseli izleme olanağı bulmaktadır.
Burası neresi? Kurtuluş Savaşı’nın en önemli bölümlerinden olan İnönü Savaşları’nın yönetildiği karargah; bugün Ankara’da da hizmet veren İnönü Vakfı’na bağlı bir müze olarak ziyarete açık. Zaferlerin 80. yılı şerefine; 2000 ve 2001 yıllarındaki restorasyon sonucu daha da ilgi toplayan müze, İlçe Halk Kütüphanesi’nden alınan randevu ile gezilebiliyor.
Neden gitmeliyim? Müzeye gelen ziyaretçiler, İnönü Savaşları ile ilgili çeşitli fotoğrafları, çeşitli belge ve evrakları, silahları ve askeri malzemeleri inceleyerek, Kurtuluş mücadelesini daha içeriden hissetme imkanına sahip olmaktadır.
Burası neresi? Eski ev eşyaları ve tarım aletleri gibi etnografya müzelerinde görmeye alışık olduğumuz ürünlerin yanı sıra; ocak maketi ve bor madeninden üretilen sanayi ürünleri de Seyitgazi’deki müze kapsamında halkın ziyaretine açık.
Neden gitmeliyim? Ülkemizin çok zengin olduğu bor madeni hakkında daha detaylı bilgi edinmek için bu müzeyi listenize eklemelisiniz.
Burası neresi? Eskişehir’e gelenlerin Odunpazarı Evleri ile birlikte ziyaret ettikleri en favori adreslerden biri Kent Belleği Müzesi. Atıl bir binanın işlenmesiyle 2012 senesinde hayata geçirilen müze, Eskişehir’de mutlaka görmeniz gereken yerler arasında bulunmaktadır. Çok sayıda güncel sergiyi ağırlamakta olan müze; aynı zamanda 9 tema ve 97 röportajdan oluşan sözlü tarih arşivine sahip. Müzenin diğer salonlarında ise çocuklara uygun alanlar, görsel ve yazılı belgeler mevcut.
Neden gitmeliyim? Eskişehir’de yok olmaya terk edilmiş tarihi binalar elden geçirilerek, sentin ve Anadolu’nun tarihine ışık tutacak çeşitli projelerle hayata döndürülmektedir. Bunlardan biri de Eskişehir Kent Belleği Müzesi olmuştur. Müzenin en önemli görevlerinin başında Eskişehir’in tarihini ve kültürünü gelecek nesillere aktarmak gelmektedir. Müze, Eskişehir’in kent müzeleri konusundaki başarısını da gözler önüne sermektedir.
Burası neresi? Eski bir demiryolu istasyonu maketi, vagonlar, lokomotifler, eski telgraf, manyetolu telefonlar, levhalar, kömür ocakları… Tüm bunlar ve daha fazlası Tepebaşı ilçesinde yer alan TCDD Eskişehir Müzesi’nde halkın ziyaretine açık.
Neden gitmeliyim? Müze koleksiyonu geçmişe atıfta bulunmasıyla; özellikle teknoloji çağında yaşayan gençlerin ve çocukların ilgisini çekebilir.
Burası neresi? Odunpazarı Belediyesi tarafından restore edilen tarihi konak; 2016 yılından bu yana gazeteci ve yapımcı Tayfun Talipoğlu’nun adı ile anılıyor. Müze, Şamlıoğlu Konağı içinde bulunuyor. Müze, ülkemizin ilk daktilo müzesi olma özelliği ile dikkat çekmektedir. Bağışta bulunanların ve yerel basının katkılarıyla oluşturulan koleksiyonu yerinde görmek isteyebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Eskişehir’de kesinlikle görmeniz gereken yerler arasında bulunan Daktilo Müzesi içinde Remington, Olivetti, Brother, Halda, Alpina ve Facit gibi 50 farklı markaya ait daktilo sergilenmektedir. Müzede aynı zamanda ünlü isimlerin kullanmış olduğu daktilolara da yer verilmiştir.
Kaçırmayın! Müzede aynı zamanda Bülent Ecevit’in daktilo başında yazı yazarken bulunduğu balmumu heykeli de es geçilmemesi gereken noktalarından.
Burası neresi? Eskişehir’de havacılık tarihine yakın bir bakış atmak isteyenleri 1998 yılından bu yana hizmet veren Havacılık Müzesi’ne alabiliriz. Anadolu Üniversitesi Havacılık Parkı içinde ziyaretçilerini kabul eden Tayyare Müzesi, 2011 yılından bu yana Anadolu Üniversitesi bünyesinde faaliyetlerine devam etmektedir.
Neden gitmeliyim? 39 bin metrekarelik alana yayılmış olan park ve müze içinde, birbirinden etkileyici sivil ve savaş türünde uçaklar sergilenmektedir. Müzenin girişinde ise ziyaretçileri Cumhuriyet tarihimizin ilk hava harp şehidi Hava Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel karşılamaktadır. Bunun dışında müze içinde havacılığa dair pek çok önemli uçak da görülebilmektedir.
Burası neresi? Atatürk’ün 1922 yılında 7-10 Mart tarihleri arasında, Cumhuriyet tarihinin en zor günlerinde konakladığı ve karargah olarak kullandığı İhsan Erdemgil Konağı bugün kentin Sivrihisar ilçesinde görülebiliyor.
Burası neresi? Yine Eskişehir’e bağlı Sivrihisar ilçesinde bu kez Mustafa Kemal ile birlikte İsmet Paşa’nın da katılım gösterdiği önemli toplantıları ile Zaimağa Konağı mevcut. Atatürk, Rus büyükelçisi ve Azerbaycan büyükelçisini de bu konakta ağırlamıştır. 24 Mart 1922 tarihinde burada, Ankara dışında yapılan ilk Bakanlar Kurulu toplantısının gerçekleştirildiği biliniyor. Bina oldukça iyi bir şekilde korunarak günümüze kadar ulaşmıştır.
Burası neresi? Eğitimci, din adamı ve hukukçu kimlikleri ile Türk kültürünün çok önemli bir parçası olan Nasreddin Hoca, 1208 Sivrihisar doğumlu. Hocanın evi ve mezarı burada ziyaret edilebilirken; her yıl 3-10 Haziran arası Sivrihisar’da Nasreddin Hoca Şenlikleri düzenleniyor. Evin önünde ve bahçesindeki Nasreddin Hoca ile ilgili heykeller de ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
Neden gitmeliyim? Nasreddin Hoca’nın Evi’ne özellikle uğramak istemeyebilirsiniz çünkü ev içinde çok fazla nesne bulunmuyor. Eğer yolunuz Sivrihisar’a düşerse ise zaman ayırıp ziyaret edebilirsiniz. Ha bu arada rehberlik yapmak isteyen çocuklara ve bir şeyler satan teyzelere dikkat etseniz iyi olur 🙂
Burası neresi? Eskişehir denildiğinde ilk akla gelenlerden olan Odunpazarı Evleri; Eskişehir’in tarihi yerleri rotasına mutlaka dahil olması gereken bir adres. Bugün 30 sokakta 300 kadar evin yanı sıra camiler, külliyeler, kervansaraylar, çeşmeler ve hanlar sizi bekliyor. Odunpazarı, Eskişehir’deki ilk yerleşim yerlerinden biridir ve Osmanlı’ya dair kent mimarisini bu evlerde çok güzel bir şekilde inceleyebiliyorsunuz. Dar sokaklara sıralanan evlerin beyaz duvarları ve kahverengi çerçeveleri son derece karakteristik bir yapıya sahip.
Neden gitmeliyim? Odunpazarı’nın merkezi konumunda bulunan bu evler, günümüzde Odunpazarı’nın görülmesi gereken yerleri arasında ilk sıralara oynamaktadır. Turistik değere kavuşan restore edilmiş bu önemli tarihi değerleri mutlaka görmeli ve fotoğraflamalısınız.
Burası neresi? Ahşap sivil mimarinin en güzel örneklerinden olan ve vaktiyle Yeşil Efendi Evi olarak anılan Osmanlı Evi; Odunpazarı Evleri’ni incelemek isteyenlerin en önemli durakları arasında. Burada Atatürk’ün de geçmişte ağırlandığı biliniyor. 1984 yılından bu yana ziyarete açık tutulan ev, 2006 yılında belediye tarafından restore edilmiş. Restoranı da bulunan tesiste çay kahve molası vermek mümkün.
Evin inşası sırasında Bağdadi tarzı benimsenmiştir. Bodrum, zemin ve birinci kat olmak üzere üç kattan oluşmaktadır. Konak, Kurtuluş Mücadelesi esnasında bir dönem Atatürk’ü de ağırladığı için Cumhuriyet tarihi açısından da ayrı bir öneme sahiptir.
Neden gitmeliyim? Restorasyonun ardından 19. yüzyıldaki yaşamı tam anlamıyla yansıtacak şekilde çeşitli objelerle donatılan ev, aynı zamanda bir müze olarak da kabul edilebilir. Böylelikle eve gelenler geçmişte Eskişehir’deki günlük yaşamın nasıl olduğuna dair fikir edinme fırsatı yakalayabilir.
Kaçırmayın! Osmanlı Evi’nin hemen arkasında bulunan Kurşunlu Külliyesi’ni es geçmemeniz gerektiğini hatırlatalım istedik!
Burası neresi? Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün çabalarıyla 2011 yılından bu yana Odunpazarı’nda ziyaret edilebilen Tarihi Turan Numune Mektebi Ders Araçları Sergi Evi; Eskişehir’in eğitim tarihine ışık tutuyor. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen projede Osmanlı döneminde açılmış bir okulu gözünüzde canlandırabilmeniz mümkün. Evde birçok fotoğrafla zamanın gerisine gidip geçmişi zihinlerde en taze haliyle hayal etmek mümkün olabiliyor.
Neden gitmeliyim? Zamanla gelişen teknolojinin ders kaynaklarını nasıl değiştirdiği de bu tarih şeridinde apaçık gösteriliyor.
Burası neresi? Odunpazarı Belediyesi tarafından oluşturulan turistik çarşı; Eskişehir’in marka değeri yaratan yapılarından biri. Odunpazarı Kentsel Sit Alanı içinde yer alan çarşıda çini, cam ve seramik eserlerin satışını yapan 14 dükkan mevcut. Çarşıda cam, çini ve seramik ürünler ağırlıklı olarak satılmaktadır. Şeyh Şemsettin civarında bulunan çarşı, 2012 yılından bu yana ziyaretçilerini ağırlamaktadır.
Neden gitmeliyim? Cam, seramik ve çini üzerine çalışan dükkanlarda, ziyaretçiler bu zanaat dalları hakkında bilgi edinip, çeşitli ürünleri satın alabiliyor.
Kaçırmayın! Çarşı içindeki açık alan Uluslararası Cam Festivali ve Uluslararası Ahşap Heykeli Festivali gibi etkinliklere sahne olmaktadır. Bu gibi etkinliklere denk gelirseniz de mutlaka zaman ayırmalısınız.
Burası neresi? Porsuk Nehri’nin yanı başında konumlanan Çukur Çarşı; yalnızca alışveriş için değil keyifli bir kahve molası için de ideal. Hediyelik eşya alışverişinizi bu nedenle Çukur Çarşı’ya saklayabilir ve Porsuk Çayı manzarasıyla kahvenizi yudumlayarak yorgunluğunuzu atabilirsiniz.
Burası daha önce balık pazarı iken yenilenme çalışmaları ile çarşıya dönüştürülmüştür. Çukur Çarşı’da özellikle bölgenin önemli doğal kaynaklarından lületaşı ile yapılan ürünler sergilenmekte ve satılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Evet, çok geniş bir menüsü ya da çok fazla dükkanı yok ancak lületaşına meraklı kişiler için burası hiç yoktan iyidir diyebiliriz. Aynı zamanda bir çay ya da kahve içerek arkadaşlarınızla sohbet etme fırsatı sunması da cabası.
Burası neresi? Daha önce adından söz ettiğimiz Kurşunlu Külliyesi’nde Eskişehir’in en önemli çarşılarından biri mevcut. Külliyenin “Tabhane” adı verilen bölümü bugün Eskişehir’e özgü sanat dalları ile renkleniyor. Samimi bir ortamın olduğu çarşı, sakin olması sayesinde ziyaretçilerin rahat bir şekilde dolaşmasına olanak tanımaktadır.
Neden gitmeliyim? Çarşı içinde lületaşı başta olmak üzere ebru, hat, tezhib, dokumacılık, gümüş işlemeciliği gibi Eskişehir’de yoğun olarak icra edilen el sanatları ile ilgili dükkanlar hizmet vermektedir.
Burası neresi? El emeği göz nuru ürünler ile dolup taşan Kırk Ambar Çarşısı, özellikle kadın girişimcilerden oluşması ile dikkat çekiyor. Çarşıda özellikle otantik Eskişehir ürünleri satılmaktadır. El sanatları ile ilgili de birçok hediyelik seçenek Kırk Ambar Çarşısı’nda sizleri bekliyor. Eskişehir’in tarihi yerleri arasına adını altın harflerle yazdıran Odunpazarı’nda bu çarşıyı da görmeyi ihmal etmemelisiniz.
Neden gitmeliyim? Her şeyi bir kenara bırakırsak, Kırk Ambar Çarşıs’ındaki dükkanların kadın işletmeciler tarafından işletiliyor olması dahi kadın girişimcilere destek olmak adına burayı ziyaret etmeyi gerekli kılmaktadır.
Burası neresi? Tarihi 1850’li yıllara dayanan Atlıhan El Sanatları Çarşısı; bugünkü halini 2005 yılında almış bulunuyor. Çarşı, Odunpazarı Evleri Yaşatma Projesi kapsamında hayata geçirilmiştir. Neredeyse bin metrekare alana yayılan han, geleneksel mimari unsurlarına sahip. Zeminde ve birinci katta özellikle lületaşı işçiliği gibi Eskişehir’e özgü sanatlar icra ediliyor.
Neden gitmeliyim? Eskişehir’de alışveriş konusunda ilk akla gelen yerlerin başında Atlıhan gelmektedir. Eskişehir’e gelen ziyaretçiler Atlıhan El Sanatları Çarşısı’na mutlaka uğrayarak başta lületaşından yapılmış hediyelikler olmak üzere birçok farklı ürünü satın alabilmektedir.
Burası neresi? Eskişehir’in en bilinen hamamları arasında yer alan Alçık; resmi kayıtlara göre 18. yüzyıldan izler taşıyor ve Eskişehir’deki en eski hamamlardan biridir. Kadınlar hamamı olarak hizmet veren yapı, klasik Osmanlı hamamı özelliklerini taşımaktadır. İki katlı hamam halen faaliyete açık durumda. Hamam, 2005 senesinde özenli bir şekilde restore edilmiştir. Genellikle kalabalık bir hamam olduğu için öneriler hafta içi ziyaret etmek yönünde.
Neden gitmeliyim? Bayanlara hizmet veren Alçık Hamamı, hamam kültürünü yakından tanımak isteyen kadınlar için zaman ayrılması gereken duraklar arasında bulunuyor. Hamam suyunun böbrek taşı, romatizmal rahatsızlıklar gibi sorunlara da iyi geldiği söylenmektedir.
Burası neresi? Adından anlaşıldığı gibi erkeklere hizmet veren Erler Hamamı; hamam nostaljisi yapmak isteyenler için halen ziyarete açık. 1000 yıllık bir geçmişe sahip olduğu belirtilen hamamın temellerinin Bizans dönemine ait olduğu düşünülmektedir.
Neden gitmeliyim? Sıcak suyu ile birçok derde şifa olduğu söylenen Erler Hamamı, çevresindeki yapılaşmaya rağmen her zaman müşterisi olan bir nokta. Bu da burasının ne kadar değerli bir tarihi değer olduğunu bizlere göstermektedir. Yalnız buna rağmen hamam içindeki modernleşmenin bazı müşterileri rahatsız ettiğini de belirtmemiz gerekiyor.
Burası neresi? Sivrihisar’da yer alan Kumacık Hamamı; ne yazık ki bakımsız durumda olsa da 1960’lı yıllara kadar hizmet vermeyi sürdüren tarihi bir yapı. Tarihi hamamın geçmişinin 600 yıldan fazla olduğu tahmin edilmektedir ve Hafuziddin Kızı Safiyetullah adına 1407 senesinde yapıldığı düşünülmektedir. Ilıklık, soğukluk ve sıcaklık gibi geleneksel Osmanlı hamam özelliklerine sahip olan hamamın kubbesinde sıcaklık ve hava dengesini sağlamak için fil gözleri bulunmaktadır. Burası geçen yıllara rağmen Geç Osmanlı Dönemi’ne ait mimari izleri taşımaya devam ediyor.
Neden gitmeliyim? Hamam, günümüzde bakımsız bir halde olsa da, eğer Sivrihisar’a yolunuz düşerse beş dakikanızı ayırarak incelemenizde fayda olacaktır.
Kaçırmayın! Hamamı ziyaret ettiğinizde hemen karşısında bulunan, Eski Belediye Binası içinde açılan Kilim Müzesi’ni de mutlaka ziyaret etmenizi öneriyoruz.
Burası neresi? Sivrihisar’da bulunanlar için aktif durumdaki bir hamamı ziyaret etmek de; restore edilen Seydiler Hamamı sayesinde mümkün. Geleneksel Türk Hamamı olarak inşa edilen yapı 17. yüzyıldan izlere sahip.
Burası neresi? 1899 yılında inşası tamamlanan Saat Kulesi, Sivrihisar ilçesinin her yanından görülebilmek üzere tasarlanmış durumda. Pirinçten yapılma tokmağı saat başı çalmaya devam eden eser, hem şehrin hem de ilçenin sembollerinden biri. Kulenin çıkışı ise hemen arka taraftadır ve 8 basamaklı bir merdiven yardımıyla kuleye çıkılmaktadır.
Dönemin kaymakamı Mahmut Bey ve Belediye Reisi Yüzügüllü Hacı Mehmet Efendi Eskişehir’e miras bırakılan Saat Kulesi ile bir fotoğraf çektirmek tam yerinde bir turistik hareket olabilir.
Neden gitmeliyim? Sivrihisar’da bulunan Saat Kulesi, günümüzde ilçenin en önemli simge yapılarından biri olarak kabul edilmektedir ve seyir terasındaki manzara ile dikkat çekmektedir.
Burası neresi? İnsanda yarattığı seyahat etme isteğiyle Eskişehir Tren Garı da; Eskişehir gezilerinin tarihi duraklarından biri. 1953 yılında temeli atılan gar projesinin 1955 tarihinde hizmete girdiği biliniyor. Projenin uygulayıcısı ise Profesör Orhan Safa.
Eskişehir’in tarihi yerleri listemize ek, bildiğiniz tavsiye yerleri aşağıdaki yorumlar kısmından bizlerle paylaşabilir, yazımızın geliştiricilerinden biri olabilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…