Senelerden beri üzerinde yaşayan toplumların miraslarını bugünlere kadar getiren şehir, sizi geçmişte yolculuğa çıkaracak. Didim’in tarihi yerleri sıra dışı efsaneler ve eserlerle konuklarını bekliyor. Hazırsanız başlayalım;
Didim tarihi hakkında; Didim ya da antik ismiyle “Didyma” şehrine ait en eski yazılar MÖ 500 civarına aittir. Bölgedeki ilk yerleşimin ise MÖ 8 binli yıllara, Neolotik döneme kadar uzandığı düşünülmektedir.
Burası bir şehirden çok kutsal alan olarak kullanılmıştır ve bölgede pek çok tapınak ve manastır inşa edilmiştir. En eski tapınaklara ait kalıntılar MÖ 7. ve 8. yüzyıla aittir. Apollon Tapınağı ise bu tapınaklar arasında en etkileyici ve bilinenidir.
Likyalılar, Persler, Seleucidler, Attalidler, Romalılar ve Bizanslılar tarafından yönetilen bu tapınaklar bölgesi, bir süre Türklerin eline geçmiş ancak 1. Haçlı seferleri sonucunda yeniden Bizanslar tarafından ele geçirilmiştir. 1280 senesinde Menteşe Beyliği, 1300 yılında Aydınoğlu yönetimine giren Karia Bölgesi, 1413 senesinde Osmanlıların eline geçmiştir. Bölge Cumhuriyet dönemine kadar az nüfuslu bir Rum köyü olarak varlığını sürdürmüş, 1924 senesindeki mübadele sonrasında Balkanlardan gelen Türkler için bir yerleşim yeri olmuştur.
Didim’in en ünlüleri; Bizce Didim’e gelip de görülmeden dönülmemesi gereken en ünlü tarihi yerlerin başında Apollon Tapınağı gelmektedir.
Didim gezi tavsiyesi; Didim sadece tarihi yerleri ile değil muhteşem doğası ile de dikkat çekiyor. Bu nedenle Didim’e geldiğinizde Altınkum Plajı, Saklı Ada, Akbük Plajı, Cennet Koyu, Didim Manastır Koyu gibi noktaları keşfederek denizin tadını çıkarmanızı tavsiye ediyoruz. Eğer antik kentlere meraklı iseniz Didim’e yakın bir konumda bulunan Milas’a güzel bir ziyaret planlamanızda fayda olduğunu da belirtelim. Eğer kamp yapmaktan hoşlanıyorsanız da Didim’de kamp yapılacak yerlerin bolca bulunduğunu bilmenizde fayda olacaktır.
Müzekart; Tam bir antik kent cenneti olan Didim’de her antik kente giriş için ayrı ücret ödemek istemiyorsanız mutlaka Müzekart edinmenizi öneriyoruz.
Burası neresi? Antik Yunan döneminde sanat, bilim ve felsefenin merkezi olan Milet Antik Kenti, Aydın il merkezinden 22 km uzaklıkta yer alıyor ve daha çok “Miletos” ismiyle biliniyor. Şehir MÖ 6. ve 7. yüzyılda en parlak dönemini yaşamıştır. MÖ 5. yüzyılda ise Persler tarafından istila edilince terk edilmiş ve Aslanlı Liman ve tiyatro çevresinde yeniden şekillenmiştir. Ardından Roma döneminin başladığı şehir yeniden canlanmıştır. 13. yüzyıla gelindiğinde ise Beylikler ve Osmanlılar tarafından bölge Türk hakimiyetine girmiştir.
Neden gitmeliyim? Bir zamanlar Thales, Arkhelaos ve Dionysios gibi önemli tarihi figürlerin yaşadığı kent, günümüze kadar ulaşan yapılara sahip. Bu yapılardan en önemlisi; MS 1. yüzyılda yapılan 15.000 kişilik antik tiyatro. Tiyatronun çevresinde yer alan yapılar ise tahrip olmuş durumda. Kentin yakınlarında bulunan Milet Müzesi ise bölge tarihi hakkında detaylı bilgi edinmek isteyenler ve arkeoloji tutkunları için görülmesi gereken bir diğer yer.
Milet Efsanesi: Efsaneye göre bir gün en önemli tanrıların başında gelen Zeus ile Miletli bir köylü tartışır. Tartışmanın şiddeti artınca Zeus sinirlenerek köylüye yerini bilmesini yoksa şimşek çaktırarak onu öldüreceğini söyleyince, fakir köylü cevabı verir: “Göstermiş olduğun bu öfke ile haksız olduğunu ispatladın.” İşte Milet’in tanrılarla aşık atacak kadar felsefi düşüncesini yansıtan bir efsane…
Burası neresi? Altınkum’da bulunan Didyma Antik Kenti’nin içindeki Apollon Tapınağı; müziğin, sanatın ve güneşin tanrısı Apollon için yapılan en büyük üçüncü tapınak. Perslere karşı zafer elde edilen Büyük İskender şerefine yapılan tapınak, Helenistik mimarinin izlerini taşıyor. Tapınak, geçmişte önemli bir kehanet merkezi olarak işlev görmüştür ve insanlar çeşitli konulardaki kehanetleri öğrenmek için uzun bir yolculuğu ve yüklü miktardaki paraları vermeyi göze almaktaydı. Yapımı MÖ 6. yüzyılın ortalarında sonlandığı düşünülen tapınağa, ilk kazı çalışmaları 1858 yılında İngilizler tarafından yapılmış ve geçmişte iki sıra halinde 124 sütundan yapılmış olan devasa bir tapınağın varlığına işaret eden bulgulara ulaşılmıştır.
Neden gitmeliyim? Tapınağın bahçesinde ise Didim’in sembolü haline gelen Medusa kabartması bulunuyor. Yer altında, saçlarında zehirli yılanlara sahip üç kardeşten biri olan Medusa, Gorgonlar olarak anılan kardeşler arasında ölümlü olandır. Bu nedenle kabartması yapılan tek Gorgon olarak biliniyor. Büyüleyici güzellikteki heybetli tapınağı görmediyseniz, keşfetmenizi tavsiye ederiz. Yapı ince işçiliği ve heybeti ile ilk görüşte diğer tapınaklardan farklı olduğu hissettirmektedir.
Burası neresi? MÖ 7. yüzyılda İyonlar tarafından kurulan Priene, dış tehditlere karşı savunma amacıyla surlarla çevrilmiş bir kent. Bin yılı aşan tarihe sahip surların kalıntıları günümüze kadar ulaşmış. Şehir Menderes Nehri’nin 10 km güneyinde kurulmuştur. Surların yanı sıra kent, MÖ 4. yüzyılda ızgara şeklindeki mimarisi ile de dikkat çekiyor. 7 metre genişliğe ulaşan caddelere sahip olan Priene, şehircilik anlamında da döneminin çok ötesinde olmuştur. Milet Antik Kenti’nde olduğu gibi Priene Antik Kenti de bilgeleri ile ünlü bir şehir. “Kendine aynada bak; kendini güzel buluyorsan onurlu davran, çirkin buluyorsan tabiat ananın eksikliğini onurlu bir davranışınla kapat.” diyen Bias, kentin yetiştirdiği en ünlü bilge. Şehrin 13. yüzyılda terk edildiği düşünülmektedir.
Neden gitmeliyim? Priene’de en dikkat çeken yapı ise Bodrum’daki Halikarnas Mozolesi’nin mimarının inşa ettiği Athena Polias Tapınağı. 5 sütundan oluşan tapınak, yerli ve yabancı turistlerin Priene’yi tercih etmesinde önemli bir etken. Priene Antik Kenti, Didim – Söke sınırında bulunuyor.
Burası neresi? Didim’e adını veren Didyma Antik Kenti, Ionia döneminin en önemli şehirlerinden biriydi. Apollon Tapınağı’nın bulunduğu kent, zaman içerisinde dini bir kimlik kazanmış. Tapınağın, Büyük İskender’in Perslere karşı elde ettiği zaferin şerefine inşa edildiği düşünülmektedir. Kente ulaşmak için geçilmesi gereken heykellerin süslediği kutsal yol şehrin dini kimliğinin bir ögesi. MÖ 6. yüzyılın ortalarında yapıldığı düşünülen kent, Didim’e yaklaşık 5 km uzaklıkta Yenihisar köyü sınırlarında bulunan kent, özellikle yazın tatile gelen yerli ve yabacı turistlerin ziyaret ettiği yerlerden.
Neden gitmeliyim? Didim’in tarihi yerleri içinde büyük öneme sahip olan Didyma Antik Kenti en başta etkileyici Apollon Tapınağı ve muhteşem Medusa kabartması ile ziyaretçilerin Didim’de en çok ziyaret ettiği tarihi yerlerin başında gelmektedir.
Burası neresi? MÖ 8. yüzyılda Latmos Körfezi üzerine inşa edilen Herakleia Antik Kenti, daha sonradan alüvyonlarla kapanan Bafa Gölü üzerinde yer alıyor. İlk olarak Perslerin hakimiyetinde varlığını sürdüren Herakleia Antik Kenti, daha sonra Karia Satrabı Mausolos, İskender ve sonrasında Seleukoslar tarafından ele geçirilmiştir. Şehrin MÖ 1. yüzyıldan itibaren eski önemini kaybettiği düşünülmektedir.
Ulaşım açısından geçmişte zorlu bir bölgede olması Herakleia’yı keşişler için de önemli bir saklanma noktası yapmıştır. Bölgede kalıntılarına rastlanan 13 manastırın bulunması da bu durumu doğrulamaktadır.
Herakleia Antik Kenti’nde günümüze ulaşan en önemli yapı ise Athena Tapınağı. Milas- Söke karayolu üzerinde bulunan Kapıkırı Köyü sınırlarındaki antik kent, ünlü mitolojik kahraman Herakletes’in adını almış.
Neden gitmeliyim? Şehir İyonya sınırlarında ancak büyük oranda bir Karia şehri özelliği taşımaktadır. Athena Tapınağı ve Agora bölümü ise şehri cazip kılan en önemli kalıntıların başında gelmektedir.
Kaçırmayın! Gezinizin ardından Kapıkırı’da muhteşem balık menüleri sunan restoranları ziyaret etmeyi ihmal etmeyin. Ayrıca vaktiniz genişse Milas’ın tarihi yerleri hakkında hazırladığımız listeyi inceleyerek keyifli bir Milas gezisi planlayabilirsiniz.
Burası neresi? Bafa Gölü’nün kıyısında bulunan antik kent, Didim merkeze 45 km mesafede bulunuyor. Avşar Köyü sınırlarında bulunan kenti, Strabon’un eserlerinden edinilen bilgilere göre Şehir Söke’ye 30 km mesafede bulunuyor. Atina Kralı Kodros’un oğlunun kurduğu biliniyor. Irmaktan gelen çamurlarla birlikte sineklerin bolca bulunması ve yoksul bir kent olması nedeniyle şehrin zaman içinde terk edildiği tahmin edilmektedir. Şehrin en parlak dönemi ise MÖ 5. yüzyılda, Atina-Delos Deniz Birliği’ne dahil olduğu döneme denk gelmiştir. 1908 yılında ilk kazı çalışmaları başlamış ancak, günümüze uzanan yeterli kalıntı ve bilgi yok.
Neden gitmeliyim? Geriye kalan en belirgin tarihi yapı olan kale ise Genç Roma mimarisinin izlerini taşıyor. Zorlu bir bölgede bulunması nedeniyle arazi araçları için daha uygun olan kente giderken zorlayıcı yürüyüş noktalarının olduğunu da belirtmemizde fayda olacaktır.
Burası neresi? Didim yazımızda, tarihi eserlerin sergilendiği müzeden de bahsetmemek olmaz. Didim ilçesi Balat Mahallesi yakınlarında bulunan Milet Antik Kenti içinde yer alan müze, 1973 yılında açılmış. Bakanlık kararı ile 2000 yılında kapatılan müze, 2007-2011 yılları arası tamamlanan yeni müze binasına geçmiş. Yeni müze binası 1200 metrekare gibi çok geniş bir sergi alanına sahiptir. Müze bahçe ve salon olmak üzere iki teşhir alanından oluşmaktadır. Bahçede daha çok heykel, büst gibi ebat olarak daha büyük eserler, salon kısmında ise daha küçük ebatlı ve nazik eserler sergilenmektedir.
Neden gitmeliyim? Milet, Didim Apollon Tapınağı, Priene ören yerlerinden çıkan 20 binin üzerinde eser teşhir edildiği müzeyi görmediyseniz, mutlaka ziyaret etmenizi öneririz.
Burası neresi? Milet Antik Kenti’nin içinde bulunan kervansaray, Menteşoğulları İlyas Bey tarafından yaptırılmış. Yapının 15. yüzyılda inşa edildiği düşünülmektedir. Milet antik tiyatrosunun ön kısmında kalan tarihi yapı, ortasında büyük bir avlu ve bir sürü odaya sahip. Kervansaray içinde aynı zamanda hayvanların dinlenmesi ve beslenmesi için ahırlar da bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Eski dönemlerde kervansarayların ne kadar çok kullanıldığını düşünürsek, tarihin dokusunu en çok hissedebileceğiniz noktalardan birisi de kervansaraylar oluyor.
Burası neresi? Roma İmparatoru Marcus Avrelius’un eşi için yaptırdığı hamam, eşi Faustina’nın adını taşıyor. İlçe merkezine sadece 1 km uzaklıkta bulunduğundan, kolaylıkla gidebileceğiniz hamam, görsel güzelliğiyle de zevk veriyor. Ortasında büyük bir havuzun yer aldığı hamamda bulunan aslan heykelleri de dikkat çekici. Hamamdan çıkarılan eserlerin bir kısmı İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde, bir kısmı da Milet Müzesi’nde sergileniyor.
Burası neresi? Kesme mermer taştan inşa edilen cami, sade yapısıyla dikkat çekiyor. Menteşoğulları İlyas Bey tarafından 1404 yılında yaptırılan cami, günümüze kadar hala sağlam bir biçimde ayakta duruyor. Söke sınırları içinde yer alan cami, Didim merkeze 50 km uzaklıkta bulunuyor. Cuma Camisi adıyla da anılan camiyi, gezi rotanız denk düşerse, mutlaka görmenizi tavsiye ederiz.
Neden gitmeliyim? Mermer işlemelere ve kemerli camlara sahip olan cami, özellikle estetik yapısıyla ilgi odağı olmuştur. 8 pencereli bir yapıya sahip olan İlyas Bey Camii, iç tasarımıyla bölgenin en özel camilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Caminin yapımında kullanılan mermer taşların Milet Antik Kenti’nden getirildiği ile ilgili detay da camiyi çekici yapmaktadır.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…