“Doğu’nun Parisi” olarak kabul edilen Macaristan’ın başkenti Budapeşte, ülkenin tarihi açıdan en köklü şehirlerinin başında geliyor. Budapeşte tarihi yerler listemizde 1000 yıllık tarihe sahip şehrin önemli tarihi duraklarını listeledik…
Budapeşte tarihi hakkında; Budapeşte şehrinin kurulması 1873 senesinde Buda, Obuda ve Peşte’nin birleşmesiyle gerçekleşmiştir. Tuna Nehri kıyısında bulunan şehir, 2 milyon nüfusu ile ülkenin en önemli şehri ve başkenti konumunda bulunmaktadır. Şehir, birleşimi olan Buda yani “ateş” ve Peşte yani “su” kelimelerinden dolayı “Su ve Ateşin Şehri” olarak anılmaktadır.
Şehirdeki ilk yerleşime dair izler Taş Devri’ne uzanmaktadır. Şehrin bilinen ilk tarihi ise MS 89 senesinde kurulduğu düşünülen Aquincum isimli Roma şehriyle başlamaktadır. Şehir, 4. yüzyılın sonuna kadar Pannonia eyaletinin başkenti olmuştur. Attila önderliğinde dönemin en büyük imparatorluklarından birini kuran Hunlar, 5. yüzyılda Pannonia eyaletini ele geçirmiştir.
Pannonia eyaleti, Macarlar tarafından 896 yılında kurulmuştur. Macar orduları 955 senesinde Augsburg yakınlarına kadar ilerlemiştir. Macarların bölgede 2. yüzyılda Hristiyanlığı kabul etmesi, şehrin dini açıdan da önem kazanmasını sağlamıştır. Şehir 1241 senesinde Tatarlar tarafından işgal edilmiş ve büyük yıkımlar gerçekleşmiştir.
1571 senesinde Mohaç Meydan Muharebesi ile Osmanlı orduları Belgrad’ı fethetmiştir. Bu zaferle Macaristan’ın bir kısmı Osmanlı’ya bağlı bir şekilde, yarı bağımsız varlığını sürdürmeye devam etmiştir ve bu durum 17. yüzyılın sonuna kadar sürmüştür.
17. ve 18. yüzyılda bölgenin Habsburglar tarafından işgal edilmesiyle bölgedeki Osmanlı hakimiyeti sona ermiştir. 1867’de ise Habsburg hakimiyeti azalmış ve bölgede Macarlar üstünlük kurmuştur. Bu olaylar neticesinde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu kurulmuştur. Kurulan Budapeşte şehri ise Avrupa’nın önemli başkentlerinden biri haline gelmiştir.
Budapeşte, 1848 Macar Devrimi, 1945’te Budapeşte Savaşı ve 1956’daki Macar Devrimi’nin odak noktası olmuştur. Budapeşte günümüzde gerek tarihi gerekse de doğal güzellikleri ile yılda ortalama 4 milyonun üzerinde turist ağırlayan ülkenin en önemli şehri konumunda bulunmaktadır.
Budapeşte’nin en ünlüleri; Tuna Nehri boyunca uzanan şehir, tarih boyunca bilinen şifalı suları ile biliniyor. Széchenyi Termal Banyosu günümüzde aktif olarak kullanılan en meşhur kaplıcaların başında geliyor. Buda Kalesi ve Kale Tepesi ise şehri en tarihi bölgesi olarak mutlaka geniş bir zaman ayrılması gereken noktasıdır.
Budapeşte gezi tavsiyesi; Tarihi Buda Kalesi ve çevresini mutlaka görmenizi öneriyoruz. Termal banyolarda hem dinlenmenin hem de rahatlamanın keyfini de mutlaka sürün.
Müzekart; Budapest Card, Budapeşte gezisi esnasında kullanabileceğiniz en kapsamlı turist kartlarının başında gelmektedir. Bunun yanı sıra birleştirilmiş turları, Hop On – Hop Off otobüs turlarını, Termal Banyo kombine bilet seçeneklerini de değerlendirebilirsiniz. Bu seçenekler hakkındaki detayları yazımızın son kısmında paylaştık.
Burası neresi? Şüphesiz Budapeşte’deki görülmesi gereken tarihi yerler listesinde önceliğin verilmesi gereken bölge Buda Kalesi’dir. Várhegy olarak isimlendirilen kale tepesi, Buda’da Tuna Nehri üzerinde yükselmektedir.
Kale bölgesi içinde 13. yüzyıldan kalma bir kale üzerine inşa edilmiş olan 200 odalı 18. yüzyıl yapısı olan Buda Kalesi (Budavári Palota) en önemli tarihi yapılardan biri olarak ziyaretçilerini karşılıyor. Kale labirentleri 1980’li yıllarda yeniden düzenlenerek daha sosyal bir alan olarak kullanılmaya başlandı. Macar Ulusal Galerisi ve Budapeşte Tarih Müzesi ise Budapeşte tarihi hakkında önemli bilgiler edinebileceğiniz yerlerin başında geliyor. Kalenin savunmasında önemli bir rol üstlenen Deli Rondella da kalenin tarihi duraklarından biridir.
Neden gitmeliyim? Kale Tepesi olarak isimlendirilen tarihi bölge şehirdeki en önemli tarihi anıtlara ve müzelere ev sahipliği yapması nedeniyle Budapeşte gezisi sırasında mutlaka geniş bir zaman ayrılması gereken özel bir bölgedir. Sahip olduğu bu değerler ile tarihi kompleks UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne de dahil edilmiştir.
Burası neresi? 235 metrelik bir blok olan Gellert Tepesi, Tuna Nehri yamacında uzanmaktadır. Tepenin yüksekliği ise yaklaşık 140 metredir. Tepeyi geçmişte Macar topraklarının varlıklı bazı insanlarının yerleşim yeri olarak değerlendirmesi, buranın değerli bir konum olarak gelişmesini sağlamıştır.
13. yüzyıldan bu yana insanlar için şifalı su kaynağı sunan Gellert ve Rudas Hamamları bu tepede bulunuyor. Rudas Hamamı’nın geçmişi 17. yüzyıla dayanmaktadır ve o dönemden kalan orijinalliğini koruyan birkaç Türk hamamından biridir. Hamamlar 2008 senesinde detaylı bir yenilenme çalışmasının ardından günümüze kadar ulaşmayı başarabilmiştir. Ayrıca Mağara kilisesi de tepenin önemli ziyaret noktalarından biridir.
Yamacın kuzey tarafına baktığımızda ise 1046 senesinde hayata gözlerini yummuş olan ve tepeye adını veren aziz Gellert’ın anısına bir anıt bulunmaktadır. Kendisi Hristiyanlığın Macaristan’da yayılmasında büyük katkıları olan önemli bir din adamıdır ve söylentiye göre vefatından sonra dinsizler tarafından bir varilin içine konarak tepeden aşağı yuvarlanmıştır. Tepedeki bir diğer heykel olan Özgürlük Heykeli ise, 1947 senesinde Macaristan’ın bağımsızlığını ve özgürlüğünü kazanması amacıyla hayatlarını feda eden vatandaşlara adanmıştır.
Neden gitmeliyim? Tepe, güzel bir pazar günü geçirmek için değerlendirilebilecek harika bir duraktır. Tepenin önünde uzanan Tuna’nın muhteşem manzarası ise Budapeşte’yi yüksek bir tepeden seyretmek için oldukça ideal. Güzel bir fotoğraf çekim alanı kapabilmek için gün batımından birkaç saat önce tepede olmanız gerektiğini de bilmenizde fayda var.
Burası neresi? Neogotik tarzda inşa edilmiş olan Büyük Pazar isimli hal, Budapeşte’deki alışveriş durakları içinde en önemlilerinden biridir. Pazarın zemin katında tarımsal ürünler sergilenmektedir. Asma katta ise hediyelik eşyalar satan dükkanlar sıralanmıştır.
Büyük Pazar’ın kuruluşu 19. yüzyılın sonlarına dayanmaktadır. O dönem şehirde açık alanlarda insanların gıda kaynaklı hastalıklarından korunmasına yardımcı olmak adına kapalı pazarların kurulması çok yaygındı. Pazarın planı Samu Pecz tarafından gerçekleştirildi ve 1897 senesinde pazar kurulmaya başlandı.
Neden gitmeliyim? Burası Budapeşte’de kurulan en büyük ve en tarihi pazar olması nedeniyle önemli bir konumda bulunmaktadır. Pazardaki hediyelik eşya dükkanları ise Budapeşte’de hediyelik eşya olarak ne alınır? diye merak edenler için birçok farklı alternatif sunmaktadır.
Burası neresi? 1552’de gerçekleşen ve yenilgiyle sonuçlanan Eğri Kuşatması sırasında savunma amacıyla kullanılan Eğri Kalesi, günümüzde bir müze olarak ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir. Kalenin bulunduğu tepe, şehrin muhteşem manzarası ile de ziyaretçilerini kendisine hayran bırakmaktadır.
Osmanlılar tarafından kuşatılan kalenin kuşatılması 9 Eylül’de gerçekleştirilmiş ancak başarılı olunamayınca 19 Ekim tarihinde kuşatmanın sonlandırılmasına karar verilmiştir. Kale, Osmanlılar tarafından Macaristan topraklarında ele geçirilen son kale olmasıyla ülkenin savunmasında ne kadar önemli bir noktada olduğunu göstermiştir.
Neden gitmeliyim? Macar tarihiyle ilgili bilgilerin sunulduğu rehberli turlarla kaleyi daha yakından inceleyebilirsiniz. Kale içinde çeşitli balmumu heykelleri ile Macaristan tarihi hakkında önemli detaylar sunulmaktadır.
Burası neresi? Kahramanlar Meydanı’nın tasarımı Güzel Sanatlar Müzesi’nin mimarı Albert Schickedanz tarafından tasarlanmıştır. Burası Budapeşte’nin en ilgi gören meydanlarından biridir ve Andrassy Bulvarı’nın sonunu işaret etmektedir.
Meydandaki en ilgi gören şey ise Milenyum Anıtı olmaktadır. Anıt, Macaristan’daki insan yerleşiminin 1000 yılını temsil ediyor ve bu nedenle Milenyum Anıtı olarak anılmaktadır. 36 metrelik bir sütun üzerinde yükselen anıt, Başmelek Cebrail’i temsil ediyor. Kaidenin çevresinde ise Macar Prens Árpád ve onun 6 silah arkadaşının bronzdan yapılmış heykelleri görülebilmektedir.
Anıtın iki yanında yarım ay şeklinde sütunlar uzanmaktadır. Bu sütunlar arasında ise Macar krallarının heykelleri bulunuyor ancak bu kişilerin varlığı hakkında net bir bilgiye ulaşılamaması onların hayal ürünü olabileceğini düşündürüyor.
Neden gitmeliyim? Andrassy Bulvarı ile birlikte UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Kahramanlar Meydanı, önemli bir buluşma noktası olması ve tarihi dokusu nedeniyle Budapeşte’deki önemli tarihi yerler arasında bulunuyor.
Kaçırmayın! Meydanın hemen yanında bulunan ve meydanla yaşıt olan Güzel Sanatlar Müzesi ise meydana gelenlerin mutlaka görmesi gereken önemli sanat duraklarından biridir. Meydana yakın bir konumda bulunan Varosliget Parkı da uğranması gereken önemli yerlerdendir.
Burası neresi? Şehrin Peşte kısmında bulunan Andrassy Bulvarı, Erzsébet Meydanı’ndan Şehir Parkı’na götürmektedir. Kültürel ve tarihi geçmişi nedeniyle 2002’de Dünya Mirası Alanı Listesi’ne de dahil edilen Andrassy Bulvarı, şehrin en eski ve etkileyici binalarının yan yana dizildiği bir yerdir.
Bulvarın altından geçen metro hattı da dünyanın en eski üçüncü metro hattı olması nedeniyle tarihi açıdan görülmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Macar Ulusal Opera Binası’na da ev sahipliği yapan Andrassy Bulvarı, yürüyüş yapmak ve çevrede bolca bulunan Neoklasik tarzdaki binaları incelemek için harika bir yoldur.
Burası neresi? Budapeşte’nin Castle Hill bölgesinde bulunan Triniyt Meydanı, şehrin turistik açıdan önemli meydanlarından biridir. Meydanın en önemli özelliği olan Kutsal Üçlü Heykeli’dir. Halk, bu heykelin 1691 yılında şehri etkisi altına alan veba salgınından onları koruyacağını ummakta ve heykele bir umut ışığı olarak bakmaktaydı. Heykelin tepesinde ise altından bir yıldız bulunuyor.
Buda, Peşte ve Obuda’nın 1873’te birleşmesinin ardından işlevi ortadan kalkan Eski Belediye Binası da meydanın önemli tarihi durakları arasında yer alıyor. Binanın mahzeni ise Macar Şarap Evi olarak değerlendiriliyor ve burada Macar şarap üreticilerinin bir temsili görülebiliyor. Dileyenler burada şarap tadımı yapabilmektedir.
Neden gitmeliyim? Meydan tarihi açıdan değerli olduğu kadar güzel heykellerden oluşan heykelle cazibesi yüksek bir meydandır. Bu da şehre gelen turistlerin burayı ziyaret etmesi konusunda onları kamçılamaktadır. Eğer Kale Bölgesi’nde bulunan diğer turistik noktalardan birini ziyaret etmeyi planlıyorsanız bu güzel meydana da zaman ayırmanız gerekiyor.
Burası neresi? Meydan adını Macaristan’ın ünlü şairlerinden Mihály Vörösmarty’den (1800-1855) almıştır ve meydanda şairin heykeli de bulunmaktadır. Kendisi vatanseverliği ve romantikliği ile tanınmıştır. Meydandan Tuna Nehri’ne ulaşmak ise sadece birkaç dakika yürümeyi gerektirmektedir.
Meydan çevresinde bulunan mağaza ve cafeler sayesinde ziyaretçiler burada sıkılmadan keyifli zaman geçirebilmektedir. Meydanda son olarak 2019 yılında peyzaj ve restorasyon çalışmaları düzenlenmiş ve meydanın günümüzdeki halini alması sağlanmıştır.
Neden gitmeliyim? Budapeşte’de vaktiniz bolsa miskin bir öğleden sonranızı bu meydanda vakit geçirerek huzurlu bir şekilde değerlendirebilirsiniz. Şehrin birçok noktasına meydandan yürüyerek ulaşılabiliyor olması ve burada gerçekleştirilen çeşitli etkinlikler de burasını Budapeşte’nin görülmesi gereken yerlerinden biri haline getiriyor.
Kaçırmayın! Canınız lezzetli bir şeyler yemek isterse Vaci Utca’nın kuzey ucuna düşen Cafe Gerbaud‘da muhteşem keklerin ve hamur işlerinin tadına bakabilirsiniz.
Burası neresi? Ülkenin en güzel binalarından biri olan Parlamento Binası (Országház) ve çevresi şüphesiz Budapeşte’de görülebilecek tarihi dokusu yüksek noktalar arasında bulunuyor. Neo-Gotik tarzda inşa edilen ve dünyadaki en büyük üçüncü parlamento binası olma özelliğini taşıyan yapının 1886’da inşasına başlanmış ve 20 yıl sonra 1904 senesinde açılmıştır. Tarih seçiminde ülkenin kuruluşunun 1000. yılı olması önemli bir etken olmuştur.
Binada 691 oda bulunmaktadır. Toplamda 19 kilometrelik etkileyici bir koridora sahiptir. İnşaat boyunca binanın kendisi ve süsleme detayları için 40 milyon tuğla ve 40 kilo altın kullanılmıştır. Binanın gösterişli kubbesi ise 92 metre yüksekliği ile göz doldurmaktadır. Binanın uzunluğu 268 metre ve genişliği 123 metredir. Binanın bu yüksek kubbesi burasını Aziz Stephan Kilisesi ile birlikte şehrin en yüksek iki yapısından biri yapmaktadır. Söylenene göre Budapeşte’de bu iki binadan daha yüksek bir bina yapılmasına izin verilmemektedir.
Neden gitmeliyim? Günümüzde bu kadar büyük bir binaya ihtiyaç duyulmadığından binanın bir kısmı rehberli turlar ile turistlerin ziyaretine açılmıştır. Gerçekleştirilen turlar yaklaşık 45 dakika sürmektedir. Burası, günümüzde aktif olarak Macaristan Ulusal Meclisi’nin bir yasama organı olarak faaliyet göstermektedir. Şehrin Peşte kısmında bulunan bu etkileyici yapı, sadece Macaristan’ın değil dünyanın en önemli parlamento binalarından biri olması nedeniyle oldukça ilgi çeken tarihi bir binadır.
Burası neresi? Gerek içi gerekse dış mimarisi ile insanı hayran bırakan Macaristan Devlet Opera Binası, 1884’te hizmet vermeye başlamıştır. Açıldığı günden bu yana birçok önemli etkinlik ve gösteriye ev sahipliği yapmıştır. Binanın yapılmasına Avusturya-Macaristan İmparatoru I. Franz Joseph ancak Viyana Devlet Opera Binası’ndan büyük olmamasını şart koşarak onay vermiştir. Bina 1980 senesinde restore edilmiş ve 4 yıllık bir çalışmanın ardından kuruluşunun 100. yılında yeniden sanat dünyasının önemli bir mabedi olarak açılmıştır.
Binanın içinde ve dışında ülkenin önde gelen sanatçıları tarafından ortaya çıkarılan heykeller bulunmaktadır. Binanın dışındaki en önemli heykeller arasında Macar Ulusal Marşı’nı besteleyen Ferenc Erkel ve bir diğer Macar besteci olan Ferenc Lizst’in heykelleri bulunmaktadır.
Binanın içindeki oditoryum at nalı şeklindedir ve aynı anda 1261 kişi gösterileri izleyebilmektedir. Budapeşte Filarmoni Orkestrası da binanın daimi ev sahiplerindendir. Eylül ayından Haziran ayına kadar orkestranın performansları seyredilebilmektedir. Aynı zamanda bina içinde gerçekleştirilen rehberli turlar ile binayı daha yakından tanıma fırsatına da sahip olabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Burası birçok gezgin ve özellikle opera tutkunu tarafından Avrupa‘nın en etkileyici opera binası olarak lanse edilmektedir. Klasik müzik ya da operayla ilgilenmiyor olsanız bile 19. yüzyıldan kalma bu muhteşem binanın mimarisi bile sizi etkilemeye yetecektir.
Burası neresi? Budapeşte termal kaynakları ile dünya genelinde bilinen rotalardan biridir. Bu nedenle şehre gelenlere termal sularda rahatlama olanağı sunmaktadır. Bu termal banyolardan en bilineni ise 1913 senesinde kurulmuş olan Szechenyi Termal Banyosu’dur. Bina ise Neoklasik tarzı ile hayli ilgi çekicidir.
Üç açık havuzdan oluşan banyolar iki farklı su kaynağından beslenmektedir. Banyo içinde aynı zamanda 15 kapalı havuz bulunmaktadır ve bu özelliğiyle tesis Avrupa’daki en fazla ziyaretçi ağırlayan tesis olma özelliğine sahiptir. Kaplıcaların başta eklem ve kas ağrıları olmak üzere pek çok rahatsızlığa iyi geldiği belirtilmektedir.
Termal havuzları ziyaret etmeye karar verdiyseniz yanınıza mayo, havlu ve terlik almayı unutmayın. Eğer ziyaretinizi kış aylarında gerçekleştiriyorsanız bornoz da getirebilirsiniz. Eğer bu malzemeler yanınızda yoksa oradan kiralayabiliyorsunuz ancak kendi malzemelerinizi götürmeniz daha iyi olacaktır.
Neden gitmeliyim? Siz de gelmişken sağlık açısından faydalı bir şeyler yapıp rahatlamak istiyorsanız bu termal tesisi tercih edebilirsiniz. Tesis içinde havuzların yanı sıra sauna, buhar odaları ve spa hizmetleri de verildiği için burası sizin tam bir rahatlama noktası olabilir.
Burası neresi? 1895-1902 yılları arasında inşa edilmiş olan Balıkçı Tabyası (Halászbástya), Neo-Gotik kuleleri, avluları, revakları, ve duvarları ile Budapeşte’nin meşhur tarihi yerleri arasında bulunuyor. Balıkçı Burcu’nda toplamda 7 farklı kule bulunmaktadır. Bu kuleler Macaristan’ı kuran 7 şefi temsil etmektedir.
Yapının tasarımı ve inşası Frigyes Schulek tarafından gerçekleştirilmiştir. Yapı, 2. Dünya Savaşı sırasında zarar görünce tadilat işleri oğlu Janos Schulek tarafından yapılmıştır. Bina her ne kadar bir kale görünümünde olsa da esasen bir savaş kalesi değildir ve balıkçılar için inşa edilmiştir. Tabyanın ismi de buradan gelmektedir.
Neden gitmeliyim? Çevredeki şehir manzarasının panoramik olarak görülebildiği en güzel yerlerden olması nedeniyle bu tarihi yapı turistler tarafından oldukça ilgi görmektedir. Yapı mimari açıdan da adeta peri masallarından çıkmış gibi bir izlenim uyandırdığından ziyaretçilerin kendisine hayran bırakmaktadır.
Burası neresi? Buda Kalesi’ne çok yakın bir noktada bulunan Sandor Sarayı, 1803’de inşa edilmiştir. Adını ise sarayı yaptıran Kont Vincent Sandor’dan almıştır. 1848 Devrimi’ne kadar Arşidük Albrecht’in konutu olarak hizmet vermiştir. Saray 2003 yılından bu yana Macaristan Cumhurbaşkanı’nın resmi ikametgahı olarak değerlendirilmektedir.
Dünya Savaşları esnasında ciddi hasarlar alan saray, çeşitli düzenlemeler sayesinde günümüze sağlam bir şekilde ulaşmayı başarmıştır. Sarayın iç kısmı büyük oranda ziyarete kapalı olsa da dış mimarisiyle bile oldukça etkileyici olduğunu söyleyebiliriz.
Neden gitmeliyim? Sarayın bazı bölümleri ve sergi zamanları sergiler halka açık tutulmaktadır. Böylece siz de ziyaretiniz sırasında sarayı gezebilir ve Macar Cumhurbaşkanı’nın konakladığı muhteşem sarayın hiç olmazsa bir kısmını görme fırsatını yakalayabilirsiniz.
Burası neresi? 1893-1896 yılları arasında inşa edilen Drechsler Sarayı, Budapeşte’deki Neo-Rönesans tarzının en mükemmel örneklerinden biri olarak ziyaretçilerini karşılıyor. Bina Ödön Lechner ve Gyula Pártos tarafından tasarlanmıştır. İlk olarak Bale Enstitüsü olarak inşa edilen bina, zaman içinde farklı amaçlar için kullanılmıştır ancak şu anda aktif olarak kullanılmamaktadır.
Neden gitmeliyim? Sarayın içine giriş için özel için gerekiyor ancak sarayın dışarıdan görünüşünün bile sizi kendisine hayran bırakacağından eminiz.
Kaçırmayın! Sarayın tam karşısında bulunan Devlet Opera Binası’na da mutlaka göz gezdirmelisiniz. Zaten Drechsler Sarayı inşa edilirken Opere Binası baz alınmış ve ondan geri kalmayacak bir bina olmasına özen gösterilmiştir.
Burası neresi? Budapeşte kiliseleri içinde en önemlisi olan Szent István-bazilika (Aziz Stephen Bazilikası) muhteşem mimarisi, panoramik manzara sunan etkileyici kubbesi ile şehrin en görülesi tarihi duraklarından biridir. Bazilika, Macaristan’ın kurucusu Aziz Stephan’a ithaf edilmiştir. Bazilikanın inşasına 1851 senesinde başlanmış ancak kubbesinin çökmesi gibi çeşitli badireler nedeniyle ancak 1905’de tamamlanabilmiştir.
Kilisenin en önemli kısmı olan kubbesi yaklaşık 100 metre yüksekliği ile şehrin en yüksek ilk iki yapısından biridir. İç hacmi de oldukça geniş olan bazilika içinde aynı anda 8500 kişi ibadet edebilmektedir.
Bazilikanın çatısı, kuleleri ve dış duvarları 2. Dünya Savaşı esnasında aldığı darbeler nedeniyle ciddi hasar görmüştür ve çok değerli mozaikler de hasar görmüştür. Gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları ile düşen mozaikler yerlerin yerleştirilmiştir. Mozaikler arasında özellikle Venedik Mozaiği çok kıymetlidir.
Katedral içinde bir diğer önemli ziyaret noktası ise, katedralin atfedildiği Aziz Stephan’a ait mumyalanmış sağ elidir. Kendisi 1803 senesinde “Aziz” ilan edilmiştir. Macaristan’ın ilk kralı olan Aziz Stephan’ın eli, bazilikanın kutsal emanetlerinden biri olarak şapelde cam içinde sergilenmektedir.
Neden gitmeliyim? Kilise sahip olduğu özelliklerle Budapeşte’nin en çok ziyaret edilen tarihi yerleri arasında bulunuyor. Bazilika, tarihi, dini ve estetik açıdan ziyaretçilerine tatminkar ve gezi imkanı sunuyor. Bunun yanı sıra asansörle ya da 364 basamakla çıkılabilen kubbesi, muhteşem Tuna Nehri manzarası ve etkileyici bir panoramik şehir manzarası sunmaktadır.
Burası neresi? Meryem Ana Kilisesi (Nagyboldogasszony-templom) olarak bilinen Matthias Kilisesi Budapeşte’de görülmesi gereken kiliselerden biridir. Kale bölgesinde bulunan kilise, 1269 senesinde tamamlanmıştır ancak esasen 11. yüzyıldan kalma bir kilisenin temeli üstüne inşa edilmiştir. Kiliseye 1300’lü yıllarda Meryem’in ölümünü tasvir eden kabartmalı güney kapısı dahil edilmiştir ve kilisenin genelinde Neo-Gotik tarzın hakim olduğu görülmektedir.
1541-1699 yılları arasında, bölgede Osmanlı hakimiyetinin olduğu dönemde kilise cami olarak kullanılmıştır. Sonrasında ise kilise Barok mimari unsurlarıyla yeniden inşa edilmiştir. Kilisede kraliyet ailesiyle ilgili pek çok önemli olay da gerçekleşmiştir. 1309’da Macaristan kralı I. Charles’in taç giyme töreni başta olmak üzere çeşitli hükümdarların taç giyme törenleri burada gerçekleştirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Kilise, mimari açıdan kırmızı kiremitli çatısı ile dikkat çekmektedir. Bunun yanı sıra kilise içinde bulunan Sanat Müzesi ve pazar akşamları gerçekleştirilen ücretsiz org konserleri burayı oldukça cazip kılmaktadır. Sanat Müzesi kilisedeki Orta Çağ mahzeni içinde bulunuyor ve kutsal emanetler başta olmak üzere taş oymalar ve kraliyet mücevherlerinin kopyalarından oluşturulmuş etkileyici bir koleksiyona ev sahipliği yapmaktadır.
Kaçırmayın! Kilisenin çevresinde bulunan Buda Kalesi ve Balıkçı Burcu’nu da mutlaka ziyaret edilecekler listenize eklemenizi öneriyoruz.
Burası neresi? Barok mimarinin Budapeşte’deki en güzel örneklerinden biri Üniversite Kilisesi’dir. Kilise 1725-1742 yıllarında inşa edilmiştir ancak muhteşem güzellikteki iki kulesi 1771 senesinde ancak tamamlanabilmiştir. Kilisenin yerinde daha önce Osmanlı döneminde inşa edilmiş bir cami bulunmaktaydı. 1786 senesinde üniversiteye bağlandığı için bu isimle anılmıştır.
Neden gitmeliyim? Budapeşte’deki Barok mimari üzerine görebileceğiniz en güzel yapılardan biri olması, burasını görmeye değer duraklardan biri haline getirmektedir.
Burası neresi? 3.000 kişiyi ağırlayabilecek kadar büyük olan sinagog, 2. Dünya Savaşı sonrasında ülkedeki Yahudi nüfusu büyük oranda azalmış olmasına karşın dünyanın en büyük sinagoglarından biridir. Sinagog, 1990’lı yıllarda Macar Yahudi diaspora nüfusunun destekleri ile hem dış hem de iç mekanda kapsamlı bir şekilde yenilenmiştir.
Sinagogda Yahudi mimarisinin yanı sıra Mağribi Revival mimarisinin etkisi yoğun bir şekilde görülmektedir. Sinagogun inşası mimar Ludwig Forster tarafından yürütülmüştür ve 1854-1859 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. Yapıda İslami unsurlara da rastlamak mümkündür.
Sinagogun bahçe kısmı da oldukça etkileyicidir. Özellikle söğüt şeklindeki anıt dikkat çekmektedir. Anıtın metal şeklindeki yaprakları savaş sırasında öldürülen bazı kişileri temsil etmektedir ve üzerinde bu kişilerin isimleri yazmaktadır. Nazi Almanyası zamanında büyük baskı görmüş olan sinagog, ahır ve radyo istasyonu olarak kullanılmıştır.
Yüzlerce Macar Yahudisinin toplama kamplarından kurtarılmasına öncülük eden İsveç diplomat Roual Wallenberg için de bir anıt bulunmaktadır. Sinagogun iç mekanında ise renkli ve geometrik desenlere sahip muhteşem freskler dikkat çekmektedir.
Neden gitmeliyim? Dünyadaki en büyük sinagoglardan biri olması ve muhteşem iç mimarisi nedeniyle bu etkileyici sinagog, Budapeşte’deki önemli ibadethanelerden biri olarak görülmeyi hak etmektedir. Tabi giriş ücreti olarak biraz “tuzlu” olduğunu belirtmemizde fayda var.
Burası neresi? Tam bir inanç merkezi olan Pannonhalma Manastırı, 996 senesinden beri varlığını sürdürmektedir. Macaristan’daki Hristiyan varlığı kadar yaşı olan manastır, şu anda dünyanın en büyük manastırlarından biri olarak kabul edilmektedir. Yapı, Pannonhalma kasabasında 282 metrelik havadar bir tepenin üzerinde bulunmaktadır.
Manastır içinde Orta Çağ eserlerinin yanı sıra çeşitli sanat eserleri görülebilmektedir. Manastırın botanik bahçesi de burasını değerli kılan detaylardandır. Botanik bahçesi 19. yüzyıldan itibaren keşişlerin sürdürülebilir bir yaşam alanı oluşturma çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Eğitim binaları, Meryem Ana Şapeli, Milenyum Şapeli, özgün mimari yapısı gibi diğer unsurlar da Pannonhalma Manastırı için önemli değerler arasında bulunmaktadır.
Manastırda gerçekleştirilen son yenileme çalışmaları 2012 senesinde gerçekleştirilmiştir. Yenileme çalışmalarının planlanması ise İngiliz mimar John Pawson tarafından sürdürülmüştür.
Neden gitmeliyim? Manastır yaşamı hakkında bilgi edinebileceğiniz bir mekan olması açısından burası önemli bir ziyaret noktasıdır. Manastırda aynı zamanda şarap üretimi de gerçekleştirilmektedir ve ziyaretçilerine üretim sürecini görme imkanı sunmaktadır.
Burası neresi? Tuna kıyısı Budapeşte’de yürüyüş yapılabilecek en keyifli yerlerden biridir. Burada bulunan 60 çift çelik ayakkabı heykeli ise hüzünlü hikayesi ile insanları etkilemektedir. Bu ayakkabılar 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi vahşetine maruz kalan Macaristanlıların anısına konulmuştur. Anıtın tasarımı ise bir Türk olan Can Togay ve Gyula Pauer tarafından gerçekleştirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Macaristan’daki savaş izlerini görmek ve duygusal anlar yaşamak için bu etkileyici anıtı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Sembol olarak ayakkabıların seçilmesi ise Yahudilerin bu kıyıda ayakkabıları çıkarıldıktan sonra kurşuna dizilmesinden dolayıdır.
Burası neresi? Gellert Tepesi’nde bulunan Özgürlük Heykeli, demokrasiye geçişin ardından şehirde kalan birkaç komünist heykelden biri olmuştur. 1947 senesinde dikilen heykelin ilk dikiliş amacı ülkeyi savunurken hayatını kaybeden Sovyet birliklerini anmak olmuştur. Sonrasında dikilme amacı olarak “Macaristan’ı kurtarmak için hayatını kaybedenlerin anısına” şeklinde revize edilmiştir.
Neden gitmeliyim? Heykelin alt kısmından görülebilen panoramik manzara nefes kesicidir. Heykelin bulunduğu tepe 235 metre yükseklikte olduğu için şehrin en güzel manzaralarını sunmaktadır. Heykelin kendisi ise 46 metre yüksekliğindedir.
Burası neresi? Gül Baba’nın mezarı, Osmanlıların ülkeye hakim olduğu 16. yüzyıldan kalma Osmanlı hatıralarından biridir. Şehrin Buda tarafından bulunan Gül Baba Türbesi, Osmanlı mezar mimari unsurları dikkat edilerek inşa edilmiştir. Gül Baba, Osmanlı döneminde yaşamış önemli bir Bektaşi dervişi, şair ve düşünür olarak saygı duyulan bir şahsiyet olmuştur.
Türkler tarafından Budapeşte’deki meşhur tarihi yerler arasında sıklıkla ziyaret edilen Gül Baba Türbesi’nin idaresi ülkemiz tarafından TİKA aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Türbe zaman içinde restorasyondan geçirilmiş olsa da özgünlüğünü korumaya devam etmektedir. Türbedeki son önemli yenileme çalışması 2016 – 2018 yılları arasında gerçekleştirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Osmanlı türbe mimarisini yakından incelemek için bu güzel türbeyi gezi planınıza dahil edebilirsiniz. Özenli süslemeleri, gül bahçesi ve manevi atmosferi ile burası oldukça ilgi çekici bir duraktır. Türbede zaman zaman etkinlikler de düzenlenmektedir.
Diğer Anıt ve Heykeller
Budapeşte’de sokaklarda dolaşırken bile birçok anıt ve heykele kolaylıkla rastlayabiliyorsunuz:
Burası neresi? Buda ve Peşte’yi birleştiren Zincir Köprü, Budapeşte’deki en eski asma köprü olma özelliğini taşımaktadır. Köprünün ismi inşası sırasında büyük katkıları olan Kont István Széchenyi’nin anısına “Széchenyi”dir ancak köprü çoğunlukla “Zincirli Köprü” olarak bilinmektedir. Kendisi babasının cenazesine gitmek için karşı yakaya geçmek için bir hafta bekleyince böyle bir köprünün elzem olduğunu görmüş ve kolları sıvamış.
Köprünün uzunluğu 375 metre ve genişliği 16 metredir. Ağırlığı ise 5200 ton civarındadır. Bu ağırlık iki devasa kule tarafından taşınmaktadır.
Neoklasik tarzda inşa edilen köprü, şehrin iki yakasını bir araya getiren ilk yapı olması nedeniyle önemli bir yere sahiptir. Köprünün tasarımı William Tierney Clark isimli İngiliz mühendis tarafından gerçekleştirilmiştir. Köprü 1849 senesinde yapılmıştır ve bu tarihe kadar şehrin iki yakası ancak kış mevsiminde nehrin donmasıyla birleşmekteydi.
1914 senesinde köprünün iskeleti gözden geçirilmiş ancak 1945’de patlak veren 2. Dünya Savaşı nedeniyle köprü büyük hasar almıştır. Sadece kuleleri kalan yapı, 1949 senesinde yeniden inşa edilmiş ve 100 yıl sonra yeniden hizmet vermeye başlamıştır.
Neden gitmeliyim? Zincirli Köprü, Budapeşte’nin simge tarihi yerleri arasında bulunuyor ve pek çok film ve klibe ev sahipliği yapıyor. Birçok etkinliğin gerçekleştiği köprüde yürüyüş yapmak gezinizi renklendirmek adına çok keyifli olabilir. Burası, Tuna Nehri’nin muhteşem fotoğraflarını çekmek için de çok ideal bir nokta olduğundan sıklıkla turistler tarafından ziyaret edilmektedir.
Efsanesi: Köprüyle ilgili anlatılan hikayeye göre, köprünün mimari hiçbir eksiği olmayan, mükemmel bir köprü inşa etmek istemiş ve ortaya çıkan eserle iftihar ediyormuş. Çocuğun biri ise köprünün başlarında bulunan aslanların dillerinin olmadığını söylemiş. Bunun üzerine yıkılan mimarın kendisini köprüden aşağı attığı rivayet edilmektedir.
Burası neresi? Buda ile Peşte’yi birbirine bağlayan bir diğer köprü olan Özgürlük Köprüsü, 1896 senesinde Millenium Dünya Sergisi için inşa edilmiştir. Metal, süslü kafesleriyle ve yeşil rengiyle dikkat çekmektedir. Köprü ilk olarak İmparator Franz Joseph’in adıyla anılmış ve yakın zamanda şu anki adını almıştır.
Köprü tramvay hattıyla yolcu taşımak amacıyla büyük öneme sahip olmuştur. Köprünün mimarı ise János Feketeházy’dir. Köprünün en yüksek sütunlarında Macar mitolojisinin önemli bir kuş türü olarak kabul edilen Turul’un bronz heykelleri yer almaktadır.
2. Dünya Savaşı sırasında Almanların saldırıları ile yıkılan bina sonrasında yeniden inşa edilmiştir. Köprünün yakın zamanda sadece yaya trafiğine uygun hale getirilmesi yönünde çalışmalar devam etmektedir. Bu plan hayata geçtiğinde köprünün turistler için çok daha önemli bir cazibe noktası haline geleceği kesin.
Neden gitmeliyim? 333 metre uzunluğa ve 20 metre genişliğe sahip köprü, Budapeşte’deki köprü mimarisinin önemli örneklerinden biridir. Eğer vaktiniz olursa Budapeşte tarihi yerler listenize bu güzel köprüyü eklemelisiniz.
Kaçırmayın! Köprüye çok yakın bir konumda bulunan Gellert Tepesi’ni de görmeyi ihmal etmeyin.
Burası neresi? 19. yüzyılda ortaya çıkarılan Şehir Parkı, yıllar içinde yapılan eklemelerle günümüzde Budapeşte halkı için tam bir sosyalleşme ve dinlenme yeri olarak hizmet vermektedir. 302 dönümlük bir alanda yer alan park içinde Budapeşte Belediye Hayvanat Bahçesi, Budapeşte Sirki, Vajdahunyad Kalesi, Ulaşım Müzesi, Szechenyi Hamamı gibi Budapeşte gezilecek yerler listesinin önemli duraklarına da ev sahipliği yapmaktadır.
Neden gitmeliyim? Pek çok etkinliğin ve tarihi noktanın bir araya geldiği Şehir Parkı Budapeşte tarihi yerler listenize almanız gereken önemli tarihi ve turistik noktalardan biridir. Eğer bir de gezinizi kış aylarına denk getirdiyseniz yaz mevsiminde kayık turları yapılan gölün muhteşem bir buz pistine döndüğünü de görebilirsiniz.
Kaçırmayın! Parkın hemen dışında bulunan dünyanın en büyük kum saatlerinden biri olan Zaman Çarkı’nı da mutlaka görmelisiniz. Bu zamanlayıcı bir yıllık bir zaman dilimine karşılık gelecek şekilde zamanı göstermektedir.
Burası neresi? Budapeşte’nin antik kentleri arasında belki en popüler olanı Aquincum Müzesi ve Bahçesi’dir. Burası Antik Roma Dönemi sırasında çok önemli bir askeri üs olarak kullanılmaktaydı. Şehrin 400’lü yıllardan sonra kurulduğu tahmin ediliyor.
Antik kent alanında gladyatörlerin savaş alanı olan amfi tiyatro da dahil olmak üzere şehre dair çeşitli kalıntılar görülebilmektedir. Kentin gün yüzüne çıkarılan kalıntıları 19. yüzyılın ikinci çeyreğinde bulunmuştur.
Neden gitmeliyim? Ziyaretçiler şehrin caddelerini, kutsal alanlarını, amfi tiyatrosunu, evlerini ve dükkanlarını görme şansına sahip olabilmektedir.
Burası neresi? Budapeşte’nin Güzel Sanatlar Müzesi, sadece Macaristan’ın değil, aynı zamanda Avrupa’nın pek çok ustasının eserini barındıran muhteşem bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Koleksiyonda İtalyan, Hollandalı ve İspanyol ressamların eserlerine de yer veriliyor.
Müze, büyüklü küçüklü odalara sahip, koridorlarda birbirine bağlanan bir yapıda, 20. yüzyıldan kalma tarihi bir binada da bulunuyor. Müze binası 1900-1906 yılları arasında Albert Schickedanz ve Philip Herzog tarafından Neoklasik bir üslupta inşa edilmiştir.
Müzenin kuruluşu 1870 senesinde devralınan bir koleksiyonla olmuştur. Müzenin kapılarını ziyarete açması ise 1 Aralık 1906’da gerçekleşmiştir. Müze, Mısır Sanatı, Antik Sanat, Eski Heykel Galerisi, Eski Ressam Galerisi, Modern Koleksiyon ve Grafik Koleksiyonu olmak üzere 6 bölümden oluşuyor. Bu bölümlerde 120 binden fazla sanat eseri sergilenmektedir.
Neden gitmeliyim? Kalıcı sergilerin yanı sıra geçici sergilere de ev sahipliği yapan Güzel Sanatlar Müzesi, sanata meraklı kişiler için Budapeşte’de mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler arasında bulunuyor.
Burası neresi? Kale Tepesi’nin alt kısmında bulunan kayalardaki mağaralar, tarih öncesi çağlardan günümüze kadar çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. Özellikle 2. Dünya Savaşı sırasında hem bir sığınak hem de yaralılar için bir hastane görevi görmüştür.
Müze, günümüzde hastaların savaş sırasında kurtarılmasına dair etkileyici sergilere ev sahipliği yapmaktadır. Bunun yanı sıra nükleer silahların ne kadar büyük yıkıcı etkilere neden olduğuna dair araştırmalar da gözler önüne serilmektedir. Bu sergilerde toplamda 70 balmumu heykel görülebilmektedir. Müzeye bireysel girişlere izin verilmemektedir; rehberli turlar eşliğinde müze ziyaret edilebilmektedir.
Neden gitmeliyim? Macaristan’ın II. Dünya Savaşı ile ilgili, özellikle de işin insanı boyutunu gözlemlemek adına Budapeşte tarihi yerler listenize kaya içindeki bu etkileyici müzeyi de dahil etmeniz gerektiğini düşünüyoruz.
Burası neresi? Müzenin kuruluşu 1802 senesinde gerçekleşmiş olmasına karşın, şu anki gösterişli binasına 1847’de taşınabilmiştir. Devasa revaklı yapısıyla dikkat çeken klasik yapının yanı sıra ünlü Macar şair János Arany’nin bir anıtı ve birçok ünlü kişinin büstüne ev sahipliği yapan bahçe de müzenin bulunduğu noktayı ilgi çekici bir hale getirmektedir. Bu bahçeyi önemli kılan detaylardan biri ise 1848 Devrimi esnasında Sandor Petofi’nin burada ulusal şarkıyı söylemiş olmasıdır.
Müzedeki sergilerde şu anda Macar sınırlarında bulunmayan yerler de dahil olmak üzere Macaristan tarihi ile ilgili çok önemli eserler görülebilmektedir. Müzede görülebilecek eserler arasında Aziz Stephan Tacı da dahil olmak üzere kraliyet ailesinin önemli mücevherleri, Taş Devri’nden Roma dönemine kadar olan döneme ait eserler görülebilmektedir.
Müzede aynı zamanda ülkenin bağımsızlık mücadelesine dair sergiler de bulunmaktadır. Türk ve Macar silahlarının sergileri de oldukça ilgi çekicidir. Müzikler meraklı olan ziyaretçilerin büyük ilgi göstereceği Beethoven’ın ve sonrasında Franz Lizst’in kullanmış olduğu kuyruklu piyano da müzede görülebilecek nesneler arasında bulunuyor. Kalıcı sergilerin yanı sıra birkaç ayda bir yeni bir geçici sergiye de ev sahipliği yapmaktadır.
Neden gitmeliyim? Macar tarihi, sanatı, dini ve arkeolojik geçmişi ile ilgili pek çok eserin incelenebileceği Macar Ulusal Müzesi, Budapeşte müzeleri içinde en zengin koleksiyona sahip olanlarından biridir. Müzenin içini gezme planınız olmasa bile Neoklasik tarzdaki muhteşem binasını dışarıdan görebilir, bahçesi ise özellikle yaz aylarında popüler bir yürüyüş noktası olarak değerlendirilebilir.
Burası neresi? Buda Kalesi’nde bulunan Macar Ulusal Galerisi, Macar Ulusal Müzesi ve Güzel Sanatlar Müzesi’nde sergilenen bazı eserlerin sergilenmesi amacıyla kurulmuştur. Galeride Orta Çağ’dan 20. yüzyıla kadar olan zaman dilimine ait pek çok eser sergilenmektedir.
Müzede sergilenen eserlerin %90’lık bir kısmı resimlerden oluşmaktadır. Müze içinde Mihály Munkácsy, Pal Szinyei Merse ve Bertalan Székely gibi çok önemli sanatçıların eserleri bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Macaristan’ın en bilinen ve başarılı sanatçılarının eserlerini incelemek isterseniz Macar Ulusal Galerisi’ni mutlaka ziyaret etmeniz öneriyoruz.
Burası neresi? Şehrin Orta Çağ’dan günümüze kadar olan tarihini yansıtan Budapeşte Tarih Müzesi, şehrin tarihini yakından tanımak adına görülmesi gereken önemli müzelerden biridir. Bodrum katıyla birlikte 4 kattan oluşmaktadır ve Buda Kalesi içinde bulunmasından dolayı “Kale Müzesi” olarak da bilinmektedir.
Müze koleksiyonu içinde Macarların günlük yaşamlarında kullandığı eşyalar dikkat çekmektedir ve Macar kültürüne dair pek çok unsur burada görülebilmektedir. Müze şehrin 3 farklı noktasındaki 3 farklı müzeyle ziyaretçilerini kabul etmektedir: Kale içinde bulunan Kale Müzesi, Aquincum Müzesi ve Kissel Müzesi.
Neden gitmeliyim? Özellikle Macar kültürüyle ilgili unsurları görmek adına bu müzeye zaman ayırabilirsiniz. Tabi müzeden çok büyük beklentilere girmemeniz daha fazla keyif almanızı sağlayacaktır.
Burası neresi? Müzik tarihi üzerine kurulmuş olan Zenetorteneti Müzesi, hem mimarisi hem de sahip olduğu koleksiyon ile özellikle müzikle alakalı ziyaretçiler için Budapeşte müzeleri içinde çok önemli bir yere sahiptir. Müzik Tarihi Müzesi, çok eski zamanlardan günümüze kadar Macaristan’daki müzik tarihinin güzel bir özetidir.
Müzenin kuruluşu 1969 senesinde gerçekleşmiştir. Müzenin şu anki binasına taşınması 1984’de gerçekleşmiştir. Müzenin şu anki binası 1796’da inşa edilmiş olan Buda Kalesi içindeki Erdody Sarayı’dır. Müze içinde müzikle alakalı binlerce parçadan oluşan etkileyici bir koleksiyon bulunmaktadır. Müzede Liszt başta olmak üzere Macar çingene müziğinin önemli temsilcilerinden Bartok, Kodaly gibi birçok farklı sanatçıya dair önemli bilgiler edinebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Müzeyi ziyarete gelenler Macaristan müzik tarihini, en iyi müzisyenlerin eserlerini ve yaşamlarını keşfedebilir ve bununla ilgili birçok bilgiyi edinebilirler. Müzik aletleri, fotoğraflar, besteler ve çeşitli malzemeler koleksiyonu oluşturan parçalardır.
Burası neresi? Aynı isimdeki etkileyici kale içinde bulunan müze, etkileyici bir mobilya müzesi olarak hizmet vermektedir. Sarayın orijinali 13. yüzyılda yapılmış olmasına karşın, mevcut saray 18. yüzyılda inşa edilmiştir. Müze, 1949 senesinde açılmış olan Uygulamalı Sanatlar Müzesi’nin bir şubesi olarak hizmet vermektedir.
Neden gitmeliyim? Müze içinde başta Macaristan olmak üzere Osmanlıya ve diğer ülkelere ait halı, dekor ürünleri, seramik eserler ve sobalar gibi çeşitli nesneler görülebilmektedir. Yaklaşık 300 parçanın sergilendiği müzede bazı nesnelerin yaşı 500’den fazladır.
Nasıl alınır? Budapeşte’nin resmi turist kartı olarak en çok tercih edilen kartların başında Budapest Card geliyor. Kartı temin etmenin en kolay yolu Budapest Card resmi web sitesi kanalıdır. Online almanın yanı sıra Budapestinfo noktaları, Liszt Ferenc Uluslararası Havalimanı ve bazı metro istasyonlarından da biletinizi temin edebilirsiniz.
Ne kadar süre geçerlidir? 24, 48 ve 72 saat geçerli seçenekler mevcuttur. İlk kullanımdan itibaren süre işlemeye başlar. Aktifleştirilmeyen kartı kullanmak için ise önünüzde 1 yıllık bir süre bulunuyor.
Ücreti nedir? Ücretlendirme bilgileri şu şekilde:
Avantajları nelerdir?
Bütün avantajları incelemek için: Budapest Card avantajları
Bu paketler genellikle otobüs firmaları tarafından gerçekleştirilen turları kapsamaktadır. Bu turlarda ziyaretçilere 3-4 tane cazibe noktasını aynı paket içinde görme olanağı sunulmaktadır. Böylece ziyaretçiler daha uygun fiyatlara daha fazla noktayı görebilmektedir.
Turlar Premium ve Deluxe bilet seçenekleriyle Budapeşte ve Viyana tur paketi seçeneklerini sunmaktadır:
Paketleri satın almak bigbustours.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Bilet satın almak için Hop on Hop Off bilet satın alma sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Szechenyi Termal Banyoları girişi ile birleştirilen çeşitli seçenekler de kullanılabilecek indirim seçenekleri arasında bulunmaktadır.
Satın almak için burayı inceleyebilirsiniz.
Budapeşte tarihi yerler listemiz umarız şehrin geçmişini yakından tanımanıza yardımcı olmuştur. Soru ve önerileriniz için bize yorum kısmından yazabilirsiniz. Budapeşte hakkında daha detaylı bilgiler edinmek istiyorsanız Budapeşte’ye dair hazırladığımız diğer makalelere Budapeşte gezi rehberi sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…