Binlerce yıllık geçmişi ile Ege’nin incilerinden Aydın, gezilmesi gereken antik kentlere ve tarihi yapılara ev sahipliği yapıyor. Zamanınızı farklı destinasyonlarda, tarihin gizemli yönlerini keşfederek değerlendirmek için yönünüzü Aydın’a doğru çevirin. Aydın tarihi yerler yazımız sizlerle;
Aydın tarihi hakkında; Menderes Havzası üzerinde bulunan Aydın, bereketli toprakları ile her daim medeniyetlerin odak noktası olmuştur. Bölgedeki önemli noktalar arasında bir kesişim noktası olması da Aydın’ı cazip kılan özelliklerinden bir diğeridir.
Gerçekleştirilen araştırmalar neticesinde prehistorik döneme ait pek çok höyük ve mağara kalıntısına rastlanmıştır. Bu da Aydın’daki yerleşimin ne kadar eski dönemlere kadar uzandığı konusunda bizlere fikir vermektedir. Deştepe’de gerçekleştirilen kazılarda MÖ 4500 sene öncesine kadar olan yerleşime dair buluntular elde edilmiştir. Aydın’ın Argoslu ve Trakyalı medeniyetler tarafından MÖ 8. ve 7. yüzyılda kurulduğu bilinmektedir. Bölgedeki Nysa ve Magnesia gibi önemli kentlerin kuruluşu da bu döneme denk gelmektedir.
Kente dair ilk yazılı bilgilere ise Hititlere ait kaynaklarda ulaşılmaktadır. Bu dönem Aydın ve çevresinin en fazla ve hızlı geliştiği dönem olmuştur. Bölge daha sonra Frikya Krallığı, Lidya Krallığı, Persler, Makedonya Kralı Büyük İskender tarafından da yönetilmiştir. MÖ 130 senesinde ise bölge hakimiyeti Roma’nın eline geçmiştir. 12. yüzyılda ise Türklerin egemenliğine geçen şehir, Menteşoğulları ile Aydınoğulları arasında gidip gelmiştir. Kent, 1426 senesinde II. Murat tarafından Osmanlı’nın bir parçası haline getirilmiştir.
27 Mayıs 1919’da Yunan ordusu tarafından işgal edilen Aydın, halkın gayreti ile 30 Haziran 1919 senesinde düşman işgalinden kurtulmuştur. Aynı senenin 4 Temmuz tarihinde tekrar işgal edilse de 7 Eylül 1922 senesinde tamamen işgalden arınmıştır. Şehir günümüzde ülkemizin antik bölgeler bakımından en zengin noktalarından biri olarak her yıl birçok turisti misafir etmektedir.
Aydın’ın en ünlüleri; Aydın denilince akla antik kentler geliyor. Magnesia, Aphrodisias, Nysa ise bu şehirler arasında en ünlüleri ve Aydın’a gelenler için bu antik kentleri görmek şart.
Aydın gezi tavsiyesi; Aydın tarihi eserleri özellikle antik kentlerden oluştuğu için özellikle tarihe meraklı kişilere bu şehri ziyaret etmelerini öneriyoruz. Şehir, antik kentler bakımından çok zengin olduğundan Aydın’a gideceklerin geniş bir zaman dilimi seçmeleri faydalı olacaktır çünkü antik kentleri detaylı bir şekilde ziyaret etmek için hayli fazla zamana ihtiyaç olacaktır.
Gezi dönüşü yanınızda bir şeyler götürmek isterseniz incir reçeli, zeytin gibi bölgenin önemli geçim kaynaklarından olan muhteşem lezzetleri tercih edebilirsiniz.
Dilek Yarımadası’nı da listenize ekleyerek denizin keyfini çıkarabilirsiniz. Adada denize girmek dışında kuş gözlemciliği, bisiklet turu, doğa yürüyüşü, yamaç paraşütü, fotoğraf çekimi gibi pek çok farklı etkinliği yapabileceğinizi de belirtmemizde fayda olacaktır.
Daha fazla öneri için dilerseniz “Aydın’da ne yapılır?” listemize göz atabilirsiniz.
Müzekart; Aydın’da Müzekart kullanarak ziyaret edebileceğiniz hayli fazla antik kent bulunuyor. Bu nedenle Aydın gezisi planlıyorsanız Müzekart’ı mutlaka edinmenizi öneriyoruz. Dilerseniz Ege Bölgesi’ne özel Museum Pass Ege seçeneğini de tercih ederek kartın ayrıcalıklarından 7 gün boyunca faydalanabilirsiniz.
Burası neresi? Aphrodisias, Aydın’ın antik kentleri arasında ihtişamı ve köklü tarihiyle en çok dikkat çeken yerlerinden. Şehir Aydın’ın Karacasu beldesinde bulunmaktadır ve dünyaca ünlü rahmetli fotoğraf sanatçımız Ara Güler tarafından 1964 senesinde keşfedilmiştir. Kendisi bölgede kaybolmuş ve yolunu aradığı sırada bir köyden geçerken bu şehrin kalıntılarını fark etmiştir. Çektiği fotoğrafları Times dergisine göndererek bütün dünyanın bu tarihi hazineden haberdar olmasını sağlamıştır. MÖ 5. yüzyılda inşa edilen tapınak, o zamanlarda Afrodit Tapınağı ve Afrodit adına yapılan törenlerle bilinirken, günümüzde ise şehre gelen turistlerin yoğun ilgisini çekiyor. Ayrıca antik kent dünyaca bilinen Türk arkeoloğu Kenan Erim’in katkısı ve hizmetleriyle günümüzdeki değerine kavuşmuştur.
Neden gitmeliyim? Afrodisias Antik Kenti, ülkemizden UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenmiş olan 17. nokta olması nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Şehir bu listeye 1987 senesinde dahil edilmiştir. Bölgenin bu listeye alınmasındaki en önemli etken ise Yunan-Roma mimari özelliklerini en başarılı şekilde yansıtmayı başaran antik kentlerinden başında gelmesidir. Burası aynı zamanda dünyadaki en iyi korunmuş stadyuma da ev sahipliği yapmaktadır ve görebileceğiniz en özel antik kentlerden birinin Afrodisias olacağını düşünüyoruz.
Kaçırmayın! Antik kentten çıkarılan çeşitli kalıntıların ve özellikle heykellerin sergilendiği 1979 senesinde kurulmuş olan Aphrodisias Müzesi’ni de mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Burası neresi? MÖ 13. yüzyılda kurulduğu tahmin edilen antik kent, Aydın’ın kuzeyinde Argoslular ve Trakyalılar tarafından kurulmuş. Kestane dağlarının eteklerine kurulan kent, şehir merkezine 1 km uzaklıkta bulunuyor. Ayasofya Camii’ni inşa eden mimarlardan biri olan Anthemius’un da bu şehirde yaşadığı tahmin edilmektedir.
Neden gitmeliyim? Antik kentin en bilinen kalıntılarından 3 kapılı duvar, dönemin spor merkezi olan Gymnasium’a ait ve yapı bu nedenle “Üç Göz” olarak da bilinmektedir. Tarihin izlerini keşfedeceğiniz antik kenti ziyaret etmeyi unutmayın. Bölgede gerçekleştirilen kazılar neticesinde geçmişten günümüze heykel sanatının en güzel örneklerinden kabul edilen Fernase Boğazı ve Genç Atlet heykelleri de arkeoloji dünyasına kazandırılmıştır.
Burası neresi? Belus’un oğlu Aegyptus döneminde MÖ 7. yüzyılda İyonyalılar tarafından kurulduğu kabul edilen antik kent, mimari yapısı ve tarihi dokusu ile Aydın’a yolunuz düştüğünde mutlaka görmeniz gereken tarihi yapılardan. Şehrin bu tarihten önce de İyonyalılar tarafından kullanıldığı tahmin edilmektedir. Priene, Menderes Nehri’nin 10 km güneyinde yer alan küçük bir antik kent olmasına rağmen, şehir planıyla, bilinen ilk planlı şehirlerden olarak bilinmektedir. Antik kentin Nehir boyunca meydana gelen çamurlaşma nedeniyle zamanla çamur altında kalmış ve MÖ 4. yüzyılın ortalarında yeniden inşa edilmiştir. Şehir planlaması açısından önemli bir değer olan Priene Antik Kenti, 7 metre genişliğe ulaşan caddeleri ile döneminin örnek alınan yerleşim yerlerinden biri olmuştur.
Arkasına Dilek Dağı’nın dik yamaçlarını alan kent, güvenlik konusunda ulaşılamaz bir noktada yer almıştır. Bölgenin taşlı yapısı ise buraya saldırı gerçekleşmesini oldukça zorlaştırmıştır. Kentin 13. yüzyıldan terk edildiği düşünülmektedir. Bölgedeki kapsamlı ilk kazılar Alman bir ekip tarafından 1868-1869 yıllarında gerçekleşmiştir. Söke ilçe merkezine 15 km uzaklıkta bulunan kente, kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Antik kentte bulunan 5000 kişilik antik tiyatro, Agora, Mısır ve Athena Tapınağı tarihi açıdan şehrin mutlaka incelenmesi gereken noktaları arasında bulunmaktadır. Kenti ziyaretiniz esnasında bazı yokuş ve tırmanış gereken noktalarla karşılaşacağınızı bilmenizde de fayda var.
Burası neresi? Araphisar adıyla da anılan antik kentte, Çine’nin Doğanyurt Köyü’nde, MÖ 3. yüzyıla kadar bilgilere ulaşılabilmiş. Eğlence konusunda en gelişmiş kentlerden olduğu düşünülen antik kent, org çalan kadınların çokluğuyla biliniyormuş. Kentin ismi at(ala) ve yarış(banda) kelimelerinin birleşiminden meydana gelmiştir. Stephanos isimli tarihçi Bizans Prensi Alabandos’un bir at yarışını kazanmasının ardından şehri bu isimle anmaya başladığını belirtmektedir. Antik Roma’dan, Bizans’a pek çok medeniyetin hakimiyetinde kalan kentte, arkeolojik çalışmalar 1905 yılında başlamış. 1999 yılından itibaren Kültür Bakanlığı’nın koruması altında olan antik kenti, mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Neden gitmeliyim? Günümüzde atıl bir durumda bulunsa da Alabanda, geçmişte şehirde Bizanslılar tarafından idare edilmiş en önemli yerleşim yerlerinden biri olarak kabul görmüştür. Bu nedenle bu şehir, Aydın’ın mutlaka görülmesi gereken tarihi eserleri arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Aydın’ın Söke karayolu üzerinde bulunan antik kent, çok fazla bilinmediğinden henüz tam anlamıyla keşfedilmiş değil. Arkeolojik çalışmaların halen devam ettiği antik kent, Söke kent merkezine 16 km uzaklıkta bulunuyor. Menderes Magnesiası adıyla da anılan kentin tarihi, MÖ 4. yüzyıla dayanıyor. Kalıntıların arasında küçük de olsa surlar olduğundan, etrafının surlarla kaplı olduğu tahmin ediliyor. Kent geçmişte Persler, Büyük İskender ve Roma tarafından idare edilmiştir. Bölgede ilk olarak 1842 senesinde Fransızlar tarafından kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. 1891 senesinde ise Almanlar bölgede çeşitli kazılar gerçekleştirmiştir. 1300’lü yıllarda ise şehrin kaderine terk edildiği düşünülmektedir.
Neden gitmeliyim? Kentte bulunan ve 30.000 kişiyi aynı anda ağırlayabilen stadyumu, şehrin geçmişte yarışlar açısından önemli bir merkez olmasını sağlamıştır ve günümüzde de şehri bu antik kente çeken önemli noktaların başında gelmektedir. Bunun dışında antik tiyatro ve latrina (umumi tuvalet) gibi dönemin devrim niteliği taşıyan noktaları da Magnesia’yı cazip kılan detaylar arasında sayılabilir.
Burası neresi? Zamanında 40 bin kişilik nüfusuyla, aktif yaşam yerlerinden olan Nysa antik kenti, MÖ 3. yüzyılın ilk yarısında kurulmuş, derin bir tarihe sahip bir kent. Kentin Athymbros, Athymbrados ve Hydreleos isimli üç kardeşin kurmuş olduğu köylerin birleşimiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Aydın’ın ilçe merkezine 30 km uzaklıkta bulunan Sultanhisar ilçesinin sınırları içinde bulunan kentte en dikkat çeken kalıntı ise, 12 bin kişilik antik tiyatro. Gladyatör dövüşlerinin de yapıldığı arenayı görmek için, antik kenti ziyaret etmeyi unutmayın.
Neden gitmeliyim? Kent, Efes Antik Kenti Kütüphanesi ile birlikte Anadolu’daki en iyi korunan kütüphanelerden birine de ev sahipliği yapmaktadır. Bunun yanı sıra Bizans ve Roma dönemine ait pek çok kalıntı da gene ziyaretçiler tarafından görülebilmektedir.
Burası neresi? Aydın’ın Karpuzlu ilçesinde bulunan Alinda antik kenti, Kraliçeler Şehri olarak da anılıyor. Önemli Karia kentlerinden biri olan yapı, Hekatomnos’un kızı olan Ada’nın sürgün sonrası yerleşmesiyle, MÖ 340 yılında kurulmuş. Uzun yıllar kendi parasını basan kent, Grek kültürünün izlerini taşır. Kendi topraklarından çıkarılan granitlerle surlar örülen kentte, çok fazla kazı çalışması yapılmadığından, yeterli seviyede bilgi yok.
Neden gitmeliyim? Tiyatro alanı, mezarlar, surlar ve su kemerlerini gözlemleyebileceğiniz antik kentte, tarihin dokusunu yakalayabilirsiniz.
Burası neresi? Didim’in Yenihisar Köyü’nde bulunan antik kent, Apollon Tapınağı’yla biliniyor. Tatile gelenlerin, mutlaka uğradığı noktalardan olan tarihi yer, Aydın il merkezine 103 km uzaklıkta bulunuyor. İlk kazılar İngilizler tarafından 1858 yılında başlamış. 1937 yılına kadar süren çalışma sonucu Apollon Tapınağı’nın büyük bir kısmı gün yüzüne çıkmış. Devasa boyutuyla görenleri büyüleyen tapınağın, MÖ 6. yüzyılın ortalarında bittiği düşünülüyor. Helenistik mimariyle yapılan tapınak, Perslere karşı zafer elde edilen Büyük İskender adına yapılmış.
Neden gitmeliyim? Didim’in tarihi yerleri içinde büyük öneme sahip olan Didyma Antik Kenti, özellikle Apollon Tapınağı’nı görmek için mutlaka listeye eklenmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır.
Kaçırmayın! Didyma Antik Kenti’ne geldiğinizde Apollon Tapınağı’nı mutlaka detaylı bir şekilde incelemenizi öneriyoruz. Bölgede 1858 senesinde İngilizler tarafından gerçekleştirilen kazılar tapınağın ortaya çıkmasında büyük rol oynamıştır. Apollon adına inşa edilmiş en büyük üçüncü büyük tapınak olması nedeniyle önemli bir yere sahip olan yapı, tapınağında bulunan ve Didim’in sembolü haline gelen Medusa kabartmasına da ev sahipliği yapmaktadır.
Burası neresi? Latmos Körfezi’nde MÖ 8. yüzyılda inşa edilen Herakleia Antik Kenti, günümüze ulaşan Athena Tapınağı ile bölgenin önemli tarihi eserleri arasında yer almaktadır. Milas’a 39 km mesafede yer almaktadır. Kentin adı, geçmişin önemli mitolojik simgelerinden filozof Heraklitos’tan gelmektedir. İlk olarak Persler tarafından ele geçirilen şehir, Karia Satrabı Mausolos, İskender ve sonrasında Seleukoslar tarafından yönetilmiştir. Denizle ilişkisinin kesilmesinin ardından MÖ 1. yüzyılda şehir önemini kaybetmiştir. Burası, bölgedeki diğer antik kentlere nazaran daha sakin olmasına karşın görülmesi gerektiğini düşündüğümüz yerlerden.
Bölge, geçmişte ulaşım anlamında oldukça zorlayıcı bir noktada bulunuyordu ve bu da bölgeyi keşişler için sığınak olarak çok ideal bir yer yapmıştır. Bölgede toplamda 13 manastır inşa edilmiştir.
Neden gitmeliyim? İyonya sınırlarında olmasına karşın büyük oranda Karia şehirlerinin özelliğini taşıması Herakleia’yı ilgi çekici kılmaktadır. 65 kule ile çevrilmiş şehir, toplamda 6,5 km uzunluğunda sura sahip olmuştur. Athena Tapınağı ve Agora bölümü ise kentin en önemli noktaları arasında sayılmaktadır.
Kaçırmayın! Kapıkırı’da bulunan balık restoranlarını kesinlikle ziyaret etmenizi öneriyoruz. Eğer Milas’ta geçirecek geniş vakte sahipseniz Milas’ın tarihi yerleri hakkında hazırladığımız listeyi inceleyerek kapsamlı bir gezi planlayabilirsiniz.
Burası neresi? Aydın’ın Nazilli ilçesinde bulunan, Bozyurt Köyü’ndeki Mastaura Antik Kenti, küçük bir antik kent. Kentin bulunduğu Bozyurt Köyü daha önce “Mastavra” ismine sahipti ve bu ismi antik kentten almıştır. Tarihiyle ilgili yeterli arkeolojik çalışmalar yapılmadığından, yeterli bilgi yok. Antik yolun üzerine kurulan şehir, günümüzde şahıs mülkiyetine ait. Geçmişte kentin para basacak kadar güçlü bir bölge konumuna geldiği ancak zamanda bu gücü yitirdiği ve daha sonra Efes’e bağlandığı düşünülmektedir.
Neden gitmeliyim? Roma mimarisinin izlerini görebileceğiniz kule, teras ve mezarların kalıntılarını görebilirsiniz. Bu kalıntılar ise çok belirgin olmayıp, sadece dikkatli incelendiğinde fark edilebilmektedir. Mezarların ise bir kısmı açıktadır. Kentte bulunan ve günümüze ulaşmayı başaramamış olan antik tiyatronun ise 1500 kişilik olduğu düşünülmektedir.
Burası neresi? Nazilli ilçesinin Arpaz adıyla da anılan Esenköy mevkiindeki Harpasa antik kenti, Nazilli ilçe merkezine 13 km mesafede bulunuyor. Kent, yüksek bir arazi üzerine, Harpasa Kalesi’nin eteklerine kurularak çevreden gelebilecek tehlikelere karşı kendini koruma altına almıştır. Karia şehirleri içinde önemli yer tutan kentin, en bilindik ve önemli yapısı ise antik tiyatro. Kentin surları incelendiğinde 6. yüzyılda inşa edildiği anlaşılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Osmanlı Dönemi’nde de yerleşimin devam ettiği antik bölgede, 18. yüzyıl Osmanlı mimarisi olan Arpaz Konağı da dikkat çeken yapılar arasında. Kentte 1990’lı yıllarda Fransız bir ekip tarafından bir takım araştırmalar yapılmışsa da ne yazık ki bundan daha öteye gidememiştir.
Burası neresi? Koçarlı ilçesinin Gaffarlar Köyü’nde bulunan antik kent, Karia antik kentlerinin en önemlilerinden birisi. Köyün 6 km uzaklıkta bulunan kentin tarihi bilgileri, dönemden kalan yazıtlardan anlaşılabiliyor. Kentin MÖ 3. yüzyılda Ptolemaios’un, sonrasında ise Seleukos şehrinin yanında yer almıştır. Mazın kalesi olarak da adlandırılan yer, 137 metrelik antik surlara da sahip. Surlar kentle aynı dönemde izodomik yöntemle örülmüştür. Bu yöntemde aynı yüksekliğe sahip blok halindeki taşlar kullanılmaktadır.
Kentteki kazılar 20. yüzyılın başlarında başlamıştır. Daha sonra 1950’li, 1970’li ve 2000’li yılların başında da bazı kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Bizans yapısının hakim olduğu antik kentte, Apollon ve Artemis tapınakları mutlaka görmeniz gereken noktalardan. Agora ve çeşme kalıntıları da ziyaretçilerin görebileceği eserler arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Donduran adıyla da bilinen antik kent, Yenipazar ilçesine yakın bir konumda bulunuyor. Helen dilinde ”Doğru,adil ve dürüst” anlamına gelen Orhasia, Menderes Vadisi’ne bakan tepede, kalıntılarıyla birlikte sizlerin ziyaretini bekliyor. MÖ 7. yüzyılda Kimmerler tarafından işgal edildiği ve sonrasında Lidyalılar tarafından ele geçirildiği düşünülmektedir.
Neden gitmeliyim? Lidyalılar, İyonlar ve Persler gibi pek çok uygarlığın eline geçen kent, mozaikleriyle de ilgi çekiyor. Bölgenin pek çok farklı medeniyete ve insan topluluğuna ev sahipliği yaptığını bizlere göstermesi açısından Orthosia Antik Kenti’ni değerli kılmaktadır. Yolunuz Donduran Köyü’ne düşerse, antik kenti görmeden dönmemenizi tavsiye ederiz.
Burası neresi? Nysa Antik Kenti’nin yanı başında bulunan Acharaka, antik dönemde tedavi amaçlı kullanılan termal bölgelerden biri olarak biliniyor. Kükürtlü su özelliğiyle şifa olan sarı su, bölgenin önemli sağlık merkezlerinden biri haline gelmesine neden olmuş. Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemine tanıklık eden bölge, aynı zamanda dinsel merkez olarak da kullanılmış.
Neden gitmeliyim? Geçmişten günümüze çok fazla kalıntının kalmadığı antik kentte Pluto ve Kore Tapınağı’nı görebilirsiniz. Sultanhisar ilçesinin Salavatlı kasabasında bulunan kente, ulaşım yolu biraz zorlu.
Burası neresi? Karia antik kentlerinden bir diğeri de Bargasa adıyla da anılan Piginda antik kenti. 7 km boyunca yayılan antik kalıntılarla ilgili çok fazla bilgi olmasa da, kurtarma kazıları sayesinde pek çok önemli tarihi parça ortaya çıkmış.
Neden gitmeliyim? Özellikle Kuşadası, Selçuk ve Didim’den turistlerin uğradığı kentte, Helenistik döneme ait surlar, tiyatro ve tapınak bulunuyor.
Burası neresi? Strabon’un yazılarından alınan bilgilere göre, Atina Kralı Kodros’un, Kydrelos adlı oğlu tarafından kurulduğu biliniyor. Bafa Gölü’nün kıyısında bulunan antik kent, Söke’ye 30 km uzaklıkta bulunan Avşartepe’de bulunuyor. Miletos antik kentinin gölgesinde kalan kent, çevredeki ırmağın getirdiği çamurların getirdiği sinekler nedeniyle terkedilmiş ve İon kentleri arasındaki en yoksul ve değersiz kabul edilen kentlerden biri olarak kabul edilmiştir. Şehrin en parlak dönemini Atina-Delos Deniz Birliği’ne üye olduğu MÖ 5. yüzyılda yaşadığı bilinmektedir. Kentte ilk kazı çalışmaları 1908 yılında başlatılmış.
Neden gitmeliyim? Antik kente gittiğinizde, Genç Roma Dönemi’nden arta kalan kalenin kalıntılarını görebilirsiniz. Bölge çalılık bir arazi olduğu için arazi araçlarına daha uygun ve bazı noktalarda zorlu bir yürüyüş yapmanın gerekli olduğunu bilmenizde fayda var.
Burası neresi? MÖ 4. yüzyıl yapılarından biri olan antik tiyatro, Aydın’ın Didim ilçesinde en çok ziyaret edilen tarihi noktalarından. Tiyatronun MS 98 yılında Romalılar tarafından tadilattan geçtiği bilinmektedir. Ön kısmı 140 metre genişliğe sahip olup yüksekliği 140 metredir. Yirmi bin kişilik kapasitesiyle, Efes Antik Tiyatrosu’nu andıran mekan, Milet Antik Kenti’nin hemen girişinde bulunuyor. Tarihi atmosferiyle sizi büyüleyeceğinden emin olduğumuz tiyatroyu, görmeden dönmemelisiniz.
Neden gitmeliyim? Milet Antik Kenti’nin en özel yeri olması ve günümüze iyi bir şekilde korunarak gelmiş olması nedeniyle Milat Tiyatro’su Aydın’a gelenlerin zaman ayırması gereken bir nokta.
Burası neresi? Aydın’ın Çine ilçesindeki Karakollar Köyü’nde bulunan höyük, M.Ö 2000’li yıllara dayanan geçmişiyle, tarihin izlerini sürmemize imkan tanıyor. Höyük 190×40 metre ebatlarında ve 9 metre derinliğindedir. İlk kez 1995 yılında Engin Akdeniz tarafından incelenmeye başlanan höyük, Tunç Çağı’na kadar giden izlerle ve kalıntılarla dolu ve kazı çalışmaları hala devam ediyor.
Neden gitmeliyim? Miken Uygarlığı’na ait çok önemli bulguların saptanması nedeniyle bu uygarlığı merak edenler için oldukça ilgi çekici bir destinasyon konumunda bulunmaktadır.
Burası neresi? Aydın’ın tarihinden bahsederken tarihin dokusunu en iyi hissettiren tarihi köylerden bahsetmemek olmaz. Aydın’ın Söke ilçesinde bulunan Güllübahçe, eski bir Rum köyü. Yerleşim yeri olarak kullanılırken ki adı Gelebeç olan köy, 50 yıl öncesine kadar Rumların çoğunluklu yaşadığı köylerden birisiymiş. Günümüzde 2000 kişilik nüfusa sahip olan köy, 1821 yılında yapılan Aziz Nikolas yani Noel Baba adına yapılan kiliseyle biliniyor.
Neden gitmeliyim? Eski Rum evlerinin olduğu sokakları gezerken, mis gibi köy havasını içinize çekebilir ve burada yaşanan anıları hayal ederek, tarihte zaman yolculuğuna çıkabilirsiniz.
Burası neresi? Aydın’ın tarihi köylerinden bir diğeri de Söke ilçesine bağlı olan Doğanbey Köyü. Eski Rum köyü olan yerleşim yeri, Rumca’da ”odalar” manasındaki Domatia adıyla anılırmış. Mübadele döneminde yaşanan nüfus değişikliğiyle ismi de değişen köy, bozulmamış tarihi dokusuyla, herkesi etkiliyor. Doğallığını bozmamış köyde herhangi bir restoran ve market bulunmuyor. Sadece küçük bir kafenin olduğu köyde, Arnavut kaldırımlarıyla döşenmiş sokaklarında gezerken, ruhunuzu dinlendirebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Doğa ile iç içe olan bu köy, yürüyüş yapmak ve sokakları keşfe çıkmak için eğer zamanınız fazla ise bir gününüzü ayırmanızı önerdiğimiz noktalardan biri.
Kaçırmayın! Türkiye’nin en geniş Osmanlı kıyafet sergilerinden birine ev sahipliği yapan Emel Hanım’ın evi köyün önemli ziyaret duraklarından biri olarak sizi bekliyor.
Burası neresi? Mora İsyanı sırasında denizden gelebilecek tehlikelere karşı savunma amacıyla yapılan kale, Aydın’ın Kuşadası ilçesinin Hacıfeyzullah Mahallesi’nde yer alıyor. İç kale Barbaros Hayrettin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kalenin dışındaki surlar ise İlyas Ağa tarafından yaptırılmıştır. İlk inşası 13. ve 14. yüzyılda Cenevizlilere dayanan kalenin onarımı ve aktif olarak kullanımı kitabesine göre 1826 senesine tekabül etmektedir.
Neden gitmeliyim? Turizm açısından şehre önemli katkılar sağlayan Güvercinada Kalesi, aynı zamanda Kuşadası’nın panoramik manzarasını izlemek için en ideal yerlerden. Burası aynı zamanda Kuşadası’nın sembol yapılarından biridir. Adaya günümüzde kara bağlantısı yapıldığından, sahil şeridinden yürüyerek kolayca ulaşabilirsiniz.
Burası neresi? Osmanlı Devleti’nin 18. ve 19. yüzyılları arasında Aydın’ın en çok bilinen derebeylerinden Arpaz ailesinin yaptırdığı kale, Arpaz Konağı’nın hemen yanı başında bulunuyor. Arpaz beylerinden Hacı Hasan Bey’in, Rodos’tan getirdiği ustalara yaptırdığı yapı, günümüzde bakımsız ve harap bir biçimde duruyor. Bir kule görünümüne sahip olması nedeniyle bazı kaynaklarda “kule” olarak da anılmaktadır. Her şeye rağmen dimdik duran kalenin içinde 15. yüzyıla ait bazı kalıntılar bulunduğundan, önceden olan bir yapının üzerine kalenin inşa edilebileceği de düşünülüyor. Tarihi kaleyi görebilmek için, Nazilli’nin Esenköy’üne gitmeniz gerek.
Neden gitmeliyim? Günümüzde hala Arpaz ailesinin soyundan gelenlere ait bir arazi içinde bulunan bu muhteşem yapı, ince işçiliği ile geriye kalan kısmıyla bile insanı kendisine hayran bırakmaktadır. Dileriz ki en kısa zamanda restore edilip gelecek kuşaklara sapasağlam bir şekilde ulaşsın.
Burası neresi? Pek çok farklı dönemden kalıntıların bulunduğu kalede, uzun süreler boyunca farklı medeniyetler tarafından kullanıldığı biliniyor. Aydın’ın Bozdoğan ilçesinde bulunan kente gitmek için, Kerteke Köyü’nün kuzeyine gitmeniz gerekecek. Kale Tepe adıyla anılan tepeye inşa edilen yapı, MÖ 5. yüzyıldan beri ayakta duruyor. Kalenin Xyatis Antik bölgesinin önemli bir parçası olduğu düşünülmektedir.
Neden gitmeliyim? Kale, etkileyici manzarası ile dikkat çekmektedir.
Burası neresi? Koçarlı’nın Cincin Mahallesi’nde yer alan kale, taş ve moloz malzemelerinden inşa edilmiş. Kalenin adı kaleyi yaptıran Cin Bey’den gelmektedir. Güvenliği ve çevre kontrolünü sağlamak amacıyla, Osmanlı’nın merkezi yönetiminin zayıfladığı sırada varlığını güçlendiren Cihanoğulları Beyliği tarafından yapılan kale, klasik Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyor.
Burası neresi? Yenipazar ilçesinin Donduran Köyü’nde bulunan kulenin, yeterli kaynak bulunmadığından ve kazı çalışması yapılmadığı için hangi tarihte yapıldığı net olarak bilinmiyor. 2 ayrı teras katı bulunan kulenin, köydeki çeşmelere ait kitabelerden yola çıkarak 18. yüzyılda yapılmış olabileceği düşünülmektedir.
Neden gitmeliyim? Aydın ilinde bilinen 3 meşhur kuleden biri olan yapı, günümüzde bakımsız bir halde olsa da, gidip görmenizi hak ediyor.
Burası neresi? 250 yıllık tarihiyle, Aydın’ın ayakta kalan 3 kuleden biri olan Cihanoğlu Kulesi, 18. yüzyıldan kalma bir yapı. Kule aynı zamanda “Kızıl Kule” olarak da bilinmektedir. Cihanoğulları’nın güvenliği ve baskınlara karşı tedbir için yapılan kule, yanındaki Cihanoğulları Konağı büyük bir yangında yandıktan sonra, tek başına kalmış. Yapı, bodrum katla birlikte 5 kat olarak inşa edilmiştir.
Neden gitmeliyim? Günümüze gelene kadar pek çok farklı amaçla kullanılan kule, yapısal değişikliklere girmiş olsa da, hala sağlam bir biçimde karşımızda duruyor ve Aydın’da görülebilecek ayakta kalmış kulelerden biri olması nedeniyle ziyaret edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Burası neresi? Heybetli görüntüsüyle dikkatleri üzerine çeken tarihi manastır, Kuşadası ilçesinin içinde bulunuyor. Yapım tarihiyle ilgili net bir bilgi olmasa da 11. yüzyıl yapımı olduğu düşünülen manastıra, zorlu bir yokuş sonrası ulaşabilirsiniz. Manastırın 19. yüzyıla kadar aktif bir şekilde hizmet verdiği tahmin edilmektedir. Manastırın Bizanslılardan kaldığı tahmin edilmektedir. Manastır içinde insan yaşamı için ihtiyaç duyulabilecek bütün bölümler düşünülmüş. Denizden 600 metre yükseklikte bulunan manastırın Meryem Ana adına yapıldığı düşünülüyor.
Neden gitmeliyim? Gerekli özenin ve bakımın gösterilmediği manastırda özellikle freskler ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
Burası neresi? Aydın’ın Didim ilçesinde bulunan Milet Antik Kenti’nin içindeki Kervansaray, antik tiyatronun hemen önünde yer alıyor. Menteşeoğullarından İlyas Bey’in yaptırdığı kervansaray, ortasında küçük bir avludan ve kapalı pek çok odadan oluşuyor. Kervansaray 15. yüzyılda inşa edilmiştir. Çevresinde hayvanlar için ahırların da bulunduğu kervansarayın, döneminin en önemli noktalarından biri olduğuna şüphe yok.
Burası neresi? Didim’in ilçe merkezine 1 km uzaklıkta bulunan tarihi hamam, gerek görsel güzelliği, gerek merkeze olan yakınlığından, Aydın’ın en çok ziyaret edilen tarihi yerlerinden. Hamam Milet Tiyatrosu’na 150 metre mesafede bulunmaktadır. Roma İmparatoru Marcus Avrelius’un isteği üzerine yaptırılan hamam, eşi Faustina’nın adını almış. Hamamın içinde bulunan Nusa heykelleri İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenirken, bazı eserler de Milet Müzesi’nde sergileniyor.
Burası neresi? Çine ilçesinde bulunan türbenin 14. yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. Ahmet Gazi Camii’nin yanı başında bulunan türbenin, Ahmet Gazi’nin kardeşi Ahi Bayram’a ait olduğu düşünülse de, bununla ilgili net bir bilgi yok. Sekizgen çatısıyla dikkat çeken türbenin yapımında, Bizanslılardan kalma taşlardan kullanılmış.
Neden gitmeliyim? Ahi Bayram Türbesi, Aydın’da ziyaret edilebilecek önemli manevi ziyaret noktalarından biridir.
Burası neresi? Aydın’ın bilinen ailelerinden, Cihanzade ailesinin üyesi Safiye Sultan için yaptırılan türbe, Koçarlı-Çine yolu üzerinde bulunuyor. Türbenin 18. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. İki ayrı bölümden oluşan türbe, daha sonradan eklenmeler yapılarak değiştirilse de, tarihi dokusunu hala koruyor.
Burası neresi? Aydın’ın Yenipazar ilçesindeki Çamlık Tepesi’nde bulunan tarihi yel değirmeninin yapılış tarihi net olarak bilinmese de, 17. yüzyılda aktif olarak kullanıldığı biliniyor. Yunan işgali sırasında, Yunanlıların top sanması üzerine işgal etmemelerine engel olan değirmen, bakımsız kaldığından dolayı restore sürecinden geçiyor.
Burası neresi? Aydın’ın İncirliova ilçesindeki Dereağzı Köyü’nde bulunan köprünün yapım yılı net olarak bilinmese de, 1400’lü yıllarda yapılmış olabileceği tahmin ediliyor. Köprü 3 kemerli görüntüsüyle dikkat çekiyor. 1970’li yıllarda restore edilen köprü, yakınına yeni köprü yapıldığından, kullanıma kapatıldığı için bugün yine yıkılma noktasına gelmiş.
Neden gitmeliyim? Artık yıkılma noktasına gelen köprü, eğer müdahale edilmezse ne yazık ki yakın zamanda yok olacaktır. Daha fazla ziyaretçinin bu tarihi köprüyü ziyaret etmesinin bir kamuoyu oluşturarak köprünün kurtulmasını sağlayabileceğini düşünüyoruz.
Burası neresi? Aydın’ın Çine ilçesinde bulunan Çine Çayı’nın üzerindeki su kemerlerinden biri olan Kargı, eşsiz vadinin üzerinde, harika doğasıyla birlikte görenleri büyülüyor. Kemerler, Alabanda Antik Kenti’ne su taşıyan yolun bir parçası olarak inşa edilmiştir. Roma döneminde köprülerin üzerinden borularla su taşınması amacıyla yapılan kemer, kendisiyle aynı olan ama aynı kaderi paylaşmayan İncekemer’den daha şanslı. Çine barajı yapılınca İncekemer’in sular altında kalmasıyla, tek başına kalan Kargı su kemeri, her şeye rağmen dimdik ayakta dursa da, geleceği bilinmediğinden gidip görülmesi gereken yerlerden.
Burası neresi? Aydın’ın Nazilli ilçesinde bulunan hamamın, kimin tarafından ve ne zaman yaptırıldığı bilinmiyor. Hamamın belli bir kısmı yıkıldığından, yapısı zor anlaşılsa da, Osmanlı mimarisinin 18. yüzyıl eseri olduğu düşünülüyor ve Rum bir usta tarafından yapıldığı tahmin ediliyor. Hamamın yaklaşık 50 yıl öncesine kadar hizmet verdiği düşünülmektedir. Son sahibi tarafından 1980 senesinde yıkılarak yerine çok katlı bir bina yaptırılmak istenen yapının yıkımı önlense de bu girişimde büyük tahribata uğramıştır. Taşınmaz kültür miraslarımızdan kabul edilen hamamın günümüzdeki hali ne yazık ki içler acısı.
Burası neresi? Koçarlı ilçe merkezinde bulunan cami, ilçenin en eski camisi olarak biliniyor. 1753-1756 yılları arasında Koçarlı Cihanzade Mustafa tarafından yaptırılan cami, günümüze kadar pek çok onarım geçirmiş. 17. yüzyıl mimari örneğini taşıyan caminin, mihrabında bulunan, dönemin İtalyan ressamının yaptığı Mekke paranomik resmini de görmenizi tavsiye ederiz. Cami ilki 1850’li yıllarda olmak üzere çeşitli dönemlerde tadilattan geçmiştir.
Neden gitmeliyim? Tavandaki işçiliğin yanı sıra pencere ve kapılarda dikkat çeken muhteşem ahşap işçiliği camiyi görülmeye değer kılan detaylardan sadece birkaçı…
Burası neresi? Zincirli Han ya da Osman Ağa Medresesi olarak da bilinen külliye, 1708 yılında Nasuhpaşa tarafından yaptırılmış yapılardan biri. İçinde mescid, derslikler ve hamamın bulunduğu külliye, zamanla harabe haline gelmiş. Medresenin inşasında taş ve tuğla malzemeler kullanılmıştır ve girişi güney tarafında bulunmaktadır. Günümüzde restore edilerek 2010 senesinde yeniden hayat verilen külliye, ortasında bulunan kare han ve 17 odadan oluşuyor.
Neden gitmeliyim? Etkileyici ve huzurlu bir ortama sahip olan medrese avlusunda bulunan restoranda yemek yemek, size ve sevdiklerinize çok farklı hisler yaşatacak.
Burası neresi? Aydın yazımızda bahsedeceğimiz bir diğer tarihi cami ise, Ahmet Gazi Paşa Cami. Çine ilçesindeki Eski Çine Köyü’nde bulunan caminin, 1308 yılında Menteşeoğulları’ndan Orhan Bey’in oğlu Hızır Bey adına yaptırıldığı tahmin ediliyor. Yapı, “Çine Ulu Camii” olarak da adlandırılmaktadır. 1,70 metre kalınlığındaki heybetli ve dayanaklı duvarlarıyla, pek çok değişim geçirmiş olsa da tarihi dokusunu hissedebiliyorsunuz.
Neden gitmeliyim? Çine Ulu Camii, Aydın’ın en eski camisi olma özelliğine sahiptir ve bu nedenle Aydın tarihi yerler listesine mutlaka dahil edilmesi gerektiğini düşündüğümüz yerlerden biridir.
Burası neresi? 1659 yılında Ahmet Şemsi Paşa tarafından yaptırılan cami, tuğla görüntüsü nedeniyle Kırmızı minareli cami adıyla da anılıyor. Kare planlı bir şekilde inşa edilmiş, tek kubbe ve tek minareye sahip olan cami, hemen kent merkezinde bulunan Adnan Menderes Bulvarı’nın üzerinde, kolayca ulaşılabilir bir konumda bulunuyor. Cami, sahip olduğu kırmızı renkli minare nedeniyle “Kırmızı Minareli Cami” olarak da bilinmektedir.
Burası neresi? Cezayir Beylerbeyi olan Mustafa Paşa’nın, oğlu Süleyman Bey’in adına yapılan caminin, Mimar Sinan’ın kalfalarından birine yaptırıldığı düşünülüyor. 1683 yılında yapılan cami, pek çok kez saldırıya ve zarara uğramış. Yunan işgali sırasında da çok fazla zarar gören cami, birden fazla restorasyon sürecine girmiş.
Neden gitmeliyim? Kesme taştan yapılan duvarlarıyla ve kemerli pencereleriyle dikkat çeken cami, Aydın merkezde bulunan İstasyon Binası’na yakın konumda bulunuyor.
Burası neresi? 1595 yılında Üveys Paşa’nın kardeşi Ramazan Paşa’nın isteği üzerine yaptırılan cami, çıkan büyük bir yangınla yandıktan sonra 1899 depreminde ise yıkılmış. 1901 yılında Sökeli Hacı Halim Paşa’nın talebiyle yeniden yapılan caminin, günümüze ulaşan görüntüsünde Avrupa ve Osmanlı mimarisi birbirine karışmış şekilde gözükür. Sarı rengiyle oldukça dikkat çeken cami, Kurtuluş Savaşı dönemindeki 1919 yılındaki ‘Direniş Toplantısı’na’ da ev sahipliği yapmış.
Neden gitmeliyim? Ramazan Paşa Camii, manevi ortamının yanı sıra Kurtuluş mücadelesinde de önemli bir dönüm noktası olması nedeniyle görülmesi gereken tarihi duraklardan biridir.
Burası neresi? Aydın camilerinin içinde en eskilerinden birisi de İlyas Bey Cami. 1404 yılında Menteşeoğulları’ndan İlyas Bey’in yaptırdığı cami, Söke ilçesinde bulunuyor. Mermer taştan yapılan cami, Cuma Camisi olarak da biliniyor.
Neden gitmeliyim? Mermer işlemeleri ve kemerli camlarıyla dikkat çeken cami, her şeye rağmen gözüken sade yapısıyla da görenlerin beğenisini topluyor. 8 pencereye sahip cami, sahip olduğu iç tasarımı ile de Aydın camileri içinde çok özel bir yere sahiptir. Mermer taşların Miletos Antik Kenti’nden getirildiği belirtilmektedir.
Burası neresi? 1568 yılında yaptırıldığı düşünülen cami, Kadı Muhiddin Efendi’nin oğlu olan Mısır Beylerbeyi Üveys Paşa’nın isteğiyle yaptırılmış. Kiremit kaplı kubbesiyle dikkat çeken cami, daha önceden çıkan bir yangında yanmış ancak en büyük hasarı 1899 depreminde görmüş. Caminin dış kısmı sıvalı olduğu için yapım malzemesi konusunda net bir bilgi yoktur. Yeniden düzenlenen cami Yunan İşgali sırasında da zarar gördüğünden, 1940’lı yıllarda restore edilerek günümüze ulaşabilmiş.
Neden gitmeliyim? Aydın’ın ilk camilerinden biri olma özelliğini taşımaktadır.
Burası neresi? Mimarının adı bilinmese de, 1891 yılında Sarı Hüseyin Ağa tarafından yaptırıldığı bilinen cami, Aydın’ın İncirliova ilçesinin Erbeyli Köyü’nde bulunuyor. Taş malzemeden yapılan cami, 960 m2’lik geniş bir alana sahip.
Burası neresi? Çarşı Camii, Nazilli’de bulunan ve aslında “Aşağı Camii” ismiyle de bilinen Nazilli’nin tarihi duraklarından biridir. Caminin 1877 yılında halk tarafından yapıldığı bilinmektedir. 1900 senesinde Aydın ve çevresinde yaşanan depremde yıkılan Çarşı Camii, 1927 senesinde restore edilmiştir. Cami, tek kubbe ve tek minareye sahip bir şekilde inşa edilmiştir.
Burası neresi? Altıntaş Mahallesi’nde bulunan Nazilli Koca Camii’nin 1453 senesinde inşa edildiği belirtilmektedir. Cami, yapım yılıyla ilçenin en eski camisi olma özelliğini de taşımaktadır. Cami, ilçenin en merkezi noktalarından birinde bulunduğu için bulması da oldukça kolaydır.
Burası neresi? Müze ilk olarak 1959 senesinde bir ilkokulun bir odasında kurulmuştur ve 1973 yılına kadar da faaliyetlerine burada devam etmiştir. Yeni binasında geniş bir de bahçeye sahip olan müze içinde Aydın ve çevresindeki kazılardan elde edilen arkeolojik eserler sergilenmektedir. Müze, arkeoloji, sikke ve etnografya olmak üzere üç bölümde ziyaretçilerini ağırlamaktadır.
Neden gitmeliyim? Kazı çalışmaları neticesinde ortaya çıkarılan özellikle çok iyi durumdaki heykelleri görünce “iyi ki zaman ayırıp ziyaret etmişim” diyeceğiniz yerler arasında bulunuyor. Pek çok anlamda çok iyi bir şekilde planlanmış olması da müzeyi ziyaret için cazip kılan detaylardan.
Kaçırmayın! Müze ziyaretinin ardından antik dönemlerdeki gibi para basma deneyimini yaşamadan müzeden ayrılmanızı önermiyoruz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…
Yorumları Gör
Güzel bir çalışma olmuş. Fakat tarihi camilerde eksik var, NAZİLLİ ÇARŞI CAMİİ VE NAZİLLİ KOCA CAMİİ. Bu iki cami yaklaşık 200-250 yıllık bir geçmişe sahip
Çalışmanızı tebrik ederim. Eksikleriniz NAZİLLİ TÜRBELERİ (Beş adet farklı din adamına ait türbe mevcuttur). Dokuzun hamamı ile ilgili bilgiye ekleme yapın. Son sahibi tarafından 1980 yılından sonra yıktırılmak ve yerine çok amaçlı bir bina yaptırılmak istenmiştir. Ancak hamamın tarihi bir yapı olduğunu bilen kişiler derhal anıtlar yüksek kuruluna bildirince yıkım durduruluyor, fakat büyük oranda tahribaat gerçekleşiyor.