Kuzey Alpler bölgesinde yer alan ve Fransa, İsviçre, Avusturya, Slovenya gibi ülkelere kara sınırı bulunan İtalya, birleşme ilanını 17 Mart 1841 yılında duyurmuş ve cumhuriyet rejimine 2 Haziran 1946 yılında geçmiş. Resmi dili İtalyanca olan ülkede İngilizce, İspanyolca ve Fransızca yaygın kullanılan yabancı diller arasında yer alıyor. Başkenti Roma olan İtalya’nın güncel nüfus bilgisi 60.483.973 olarak kayıtlara geçmiş durumda. Vatikan ve San Marino da İtalya yarım adasında yer aldığından enklav ülkeleri olarak biliniyor. Hristiyanlık dini için önemli bir konuma sahip olan Vatikan, her yıl binlerce ziyaretçi alıyor.
Her dönem dünyanın dört bir yanından milyonlarca insan Vatikan için ülkeye geliyor ve dini boyutta ilgi uyandıran bu bölgeyi oldukça beğenerek gezisini sonlandırıyor. Vatikan’ın yanı sıra; Roma, Venedik, Milano ve Napoli de turistler tarafından oldukça ilgi gören bölgeler arasında. Roma’da yer alan Kolezyum, mimari yapısı ve içerisinde barındırdığı tarihi yapıtlar ile kendisine hayran bırakacak türden bir yapı demek yanlış olmaz. Arkeolojik yapılara ilgi duyan yerli ve yabancı turistlerin gezi listelerinde ilk sıraya eklediği Roma Forumu da geçmişini çok eski tarihlerden alıyor.
Roma’daki Trevi Çeşmesi âşıkların uğrak noktası durumunda, çünkü çeşmenin bir diğer adı “Roma Aşk Çeşmesi” olarak biliniyor. Romantik anların bir diğer adresi de ilginç mimarisi ve değişik hayat tarzının hâkim olmasıyla bilinen Venedik sokakları aslında… Alışılmışın dışındaki yapısıyla Piave Nehri deltasının görsel şölenle sunumuyla gerçekleşen yaşam alanları ile yaptığınız keyifli sandal sefaları tam da yaz akşamlarınızı renklendirecek detaylardan biri. Yapımına 17. yüzyılda başlanan Palazzo Reale, İtalya’nın Napoli kentinde bulunan ve her dönem yoğun ilgi gören tarihi yapılar arasında…
Sanat, tasarım ve moda gibi kültür ve sanata ilgi duyan biriyseniz sizi İtalya’nın Milano kentinde devasa sürprizlerin beklediğini söyleyebiliriz. Çünkü her bakımdan kendini oldukça geliştiren ve modanın kalbinin attığı yer olarak bilinen ülkenin bu tabiri almasına katkısı olan Milano, moda haftaları ve kültürel aktiviteleriyle ünlü bir şehir. Tüm bunların yanı sıra; Duomo Katedrali, Galleria Vittorio Emanuele ve La Scala gibi ilginç atmosferlere sahip tarihi yapıların da yerli ve yabancı turistler tarafından oldukça beğenildiği söyleniyor. İtalya gezisi için en uygun zaman aralığı, havaların ısınmasıyla başlayan nisan ve ekim ayları arasındaki ilkbahar-yaz dönemi olabilir.
İtalya’da gezilecek ve görülecek yerler asla bitmez bunun için ülkede geniş bir ulaşım ağı oluşturulmuş durumda. Çoğunlukla raylı sistemler ile yürütülen ulaşımın birçoğu; tren, tramvay ve metrolar ile sağlanıyor. Şehir içi otobüslerin de hâkim olduğu bölgede rahatça gezmek oldukça kolay. Türkiye’den İtalya’ya uçak ile aktarmasız olarak 2 saat 50 dakika gibi kısa bir sürede gidebilirsiniz.
Bordo pasaport sahipleri için Schengen vizesi şartı aranırken, diplomatik, gri ve yeşil pasaport sahiplerinden 180 gün içerisinde 90 günü aşmadığınız müddetçe vize istenmiyor.
Milano deyince aklınıza ne geliyor? Moda? Tarih? Sanat? Etkinlik? Gezilecek Yerler? Hangi cevabı vermiş olursanız olun, her durumda haklısınız. İtalya’nın incisi olan Milano, tüm bunların enfes bir birleşimi. Peki güzeller güzeli Milano’yu keşfetmeye nereden başlamalı? Sizler için hazırladığımız Milano gezilecek yerler yazısında keyifli bir rota çizdik. #1 Milano Gezilecek Yerler Listenin ilk sırasında; 1- Santa … Devamını oku…
Floransa, sahip olduğu tarihi doku ve yapılacak pek çok şeyi ile şehre gelenlere unutulmaz bir gezi yapma imkanı sunuyor. “Floransa’da ne yapılır?” diye merak ediyorsanız bu yazımız tam size göre! Floransa’da Yapılması Gereken Şeyler 1. Dini yapıları ziyaret edin Orta çağdan günümüze dünyanın en önemli dini merkezlerinden biri olan Floransa’da görebileceğiniz pek çok önemli dini … Devamını oku…
Brindisi, Güney İtalya’nın Adriyatik kıyılarındaki önemli bir şehridir ve bugünkü nüfusu 88 binin üzerindedir. İtalya’nın gelişmesinde aktif rol oynayan şehre bugün yakından bakıyoruz.
Doğal limana sahip olan Brindisi gezilecek yerler, Adriyatik Denizi’ne kıyısı olan diğer ülkelerle ticareti ilerlettiği için İtalya’nın ekonomisine can veren bir şehirdir. Özellikle tarım, kimya, elektrik üretimi gibi faaliyetlerde etkin bir ekonomisi vardır. Çok eskilere dayanan bir kent olduğundan dolayı efsanelere de konu olmuştur.
#1 Brindisi Gezilecek Yerler
Listenin ilk sırasında;
1-Brindisi Limanı
Gelişen bir limandır. Adriyatik Denizi’ndeki ticari ve toplu taşıma faaliyetleri için iskeleler, limanlar ve istasyonlarla çevrilidir. Büyük ölçüde ilginç anlara sahne olur ve yürüyüp keşfetmek için harika bir yerdir.
Limanın karşı tarafında İtalyan Askerler Anıtı ve daha kuzeyde şirin balıkçı teknelerini ve yelkenlileri göreceğiniz marina yer alır. Brindisi gezisinde liman kısımları mutlaka görülmelidir.
2- Castello Alfonsino di Brindisi
Bu tarihi kale, limanın kuzey ucundaki Isola Sant’Andrea’nın kenarında yer almaktadır. 16. yüzyılda, Brindisi limanının girişinde savunma amaçlı inşa edilmiş. Kalenin yapısı tam donanımlı teçhizatlar için uygundur. Saint Adrea Adası’na gittiğiniz zaman muhteşem manzaralar için kaleye çıkabilirsiniz.
3- Santa Maria del Casale
Brindisi’nin önemli dini yapıları vardır ve Santa Maria del Casale Kilisesi bunlar arasında en güzeli ve en ünlülerindendir. 13. yüzyılda yapılan kilise güzel panjurlu dış görünümünü koruması için restorasyonlardan geçiyor. Ön cephesi ise bir dizi muhteşem desen, süslü kapı ve renkli tasarıma sahiptir.
Kilisenin iç duvarlarından çarpıcı freskler göreceksiniz. “Son Yargı” tasviri burada ustaca çizilmiştir. Orta Çağ mimarisine örnek gösterebileceğimiz kilise birçok açıdan önemlidir.
4- Pontificia Basilica Cattedrale
Şehirdeki temel dini yapıdır. 11. yüzyılda Papa İkinci Urban tarafından kutsanmıştır. Eski şehrin kalbinde yer alan bu katedral alışılmadık bir dış görünüme sahip. Katedralin tarzı Romanesk’tir ve ön cephesinde estetik bir çan kulesi ve taş heykeller vardır. Ana sunakta renkli bir vitray pencere ve Aziz Theodore’un kalıntılarını içeren yan şapel bulunur.
5- Lido Azzurro
Azzurro Beach, şehir hayatından kaçmak ve kaliteli zaman geçirmek için tercih edilen bir yerdir. Plaj genelde pek yoğun değildir, sakin bir atmosferi vardır. Deniz arasınız iyiyse sahilde güneşlenip İtalyan sularında keyif yapabilirsiniz.
6- Brindisi Arkeoloji Müzesi
Eski şehrin merkezinde, katedralin yanında bulunan arkeoloji müzesi, Brindisi’yi dolaşırken rastlayacağınız heyecan verici bir bina. Tarihi seven ve geçmişi merak edenler bu müzede birçok şey öğrenecek.
Çoğu arkeoloji müzesi, çevresindeki kazılardan çıkarılan materyalleri sergilerken, Brindisi’de durum farklı. Müzenin koleksiyonu liman ve denizden çıkarılan eserler oluşturuyor. Roma döneminden kalma madeni paralar, cam eşyalar, mezarlar ve silahlar dikkat çekicidir.
Brindisi Arkeoloji Müzesi, şehrin ve çevre toprakların tarihini fantastik bir bakış açısıyla ele alıyor.
7- İtalyan Denizcilerin Anıtı
Brindisi’nin en ikonik yapılarından biridir. İhtişamlı yapıt 1933’te yapılmış ve 53 metreye kadar çıkıyor. Yükseklik korkunuz yoksa en tepeden. Çevresindeki parklarda yürüyebilir ve biraz mola vermek isterseniz çayınızı yudumlayabilirsiniz.
8- Parco Urbano del Cillarese
Limanın batı ucunda yer alan bir doğa harikasıdır. Güneşli günlerde gezintiye çıkmak için idealdir. Birkaç küçük gölet, bisiklet parkuru ve çocuk parkı gibi çeşitli aktivitelere uygun alanları var. Klasik bölgelerden sıkıldıysanız değişiklik yapabilirsiniz.
9-Piazza Santa Teresa
Şehrin popüler meydanları arasındadır. Meydanın bulunduğu yerde Santa Teresa Kilisesi ve Prefettura Di Brindisi gibi bazı önemli mimariler yer alıyor. Limana da yakın olmasıyla burası için bir tür geçiş yolu diyebiliriz.
*İtalya’nınher tarafı turistik merkez desek pek de yanılmayız. Brindisi’nin adı Bologna, Venedik, Napoli, Bari gibi çok duyulmuyor olabilir. Ancak buranın da kendine özgü sakin bir atmosferi var. Ticaretin gelişmesinden dolayı sokaklarda gezerken farklı lezzetleri ve kültürleri görebiliyorsunuz.
İtalya’nın muhteşem lezzetlerini deneyimleyeceğiniz Brindisi’ye doğru lezzetli bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz? ‘’Brindisi’de Ne Yenir, Ne İçilir?’’ başlıklı yazımızda sizlere kentin yöresel lezzetlerini derledik. Birlikte incelemeye ne dersiniz? Öncelikle Brindisi’de asla aç kalmayacağınızdan eminiz. Kentin muhteşem sokaklarını dolaşırken karnınız acıktığında hemen bir restorana girip şehrin yöresel lezzetlerini tatma şansı elde edebilirsiniz. Listenin ilk sırasında; 1- … Devamını oku…
İtalya’nın Sardinya Adası’nın küçük ve güzel kenti Alghero’da ne yenir sorusuna cevaplar aradık… Şehir turunda rehber niteliğindeki “ Alghero’da Ne Yenir , Ne İçilir” yazımızda, size kusursuz bir menü oluşturacak nefis yemekleri derledik. İlginin her geçen yıl arttığı bu sevimli şehirde gezilecek yerleri daha keyifli kılacak lezzetler de saklı. Geziniz sırasında önünüze, hem muhteşem İtalyan … Devamını oku…
Alghero’yu tarihi yerlerinden kültürel mekanlarına kadar tüm turistik yerlerini kapsamlı bir şekilde keşfediyoruz. İtalya’nın Alghero kentine yapacağınız gezide sizi nelerin beklediğini merak ediyorsanız Alghero gezilecek yerler listemizi gözden geçirin. Muhteşem manzaralar, etkinlikler ve benzersiz konumlar harika bir tatil geçirmenize yardımcı olacak. Biz Alghero için sabırsızız. İtalya’nın güzel kentine şimdi yakından bakalım. Neptune’s Cave CapoCaccia Cliffside’ın … Devamını oku…
İtalya’nın balığa ve sebzeye doyacağınız şehri Trieste’de ne yenir sorusuna cevaplar aradık… ” Trieste’de Ne Yenir , Ne İçilir ?” başlıklı yazımızda sizlere kentte mutlaka denemeniz gereken yöresel lezzetleri derledik. Birlikte incelemeye ne dersiniz? Trieste’de aç kalmayacağınızdan eminiz. Kentte muhteşem İtalyan yemekleri hakkında derinlemesine bilgi sahibi olabileceğiniz gibi deniz ürünleri ve sebze yemekleriyle de içli … Devamını oku…
İtalya’nın geleneksel lezzetlerini deneyimleyeceğiniz Katanya’da ne yenir sorusuna cevaplar aradık… ” Katanya’da Ne Yenir , Ne İçilir?” başlıklı yazımızda sizlere kentte mutlaka denemeniz gereken yöresel lezzetleri derledik. Birlikte incelemeye ne dersiniz? Ülkenin Sicilya Özerk Bölgesi’nde yer alan Katanya’da aç kalmayacağınızdan eminiz… Dünyaca ünlü İtalyan yemeklerinin yanı sıra bölgenin yöresel lezzetlerini de tadacağınız kentte, dünya mutfağından … Devamını oku…
Bologna, İtalya’nın ne turistik şehri olmasa da son dönemlerde yıldızı parlayan önemli şehirlerinden biri olarak kabul ediliyor. Şehri ilk defa ziyaret edecekler için en önemli soruların başında gelen ” Bologna’da nerede kalınır ?” sorusunun cevabını yazımızın devamında bulabilirsiniz. 1- Bologna’da Nerede Kalınır? Öncelikle Bologna’daki otel fiyatlarından bahsedelim. Şehirde oteller diğer Avrupa şehirlerine göre size oldukça uygun … Devamını oku…
Her mevsim ziyaret edilebilen elverişli iklimi, tarihi, doğası, mimarisi ile kesinlikle ziyaret edilmeyi hak eden Cenova, konaklama seçenekleri bakımından da oldukça geniş olanaklarla ziyaretçilerin keyifli bir tatil yapmasını sağlıyor. Şehre gelenler “Cenova’da nerede kalınır?” sorusu için tahmin edemedikleri kadar fazla Cenova konaklama seçenekleri karşılaşıyor. Cenova, İtalya’nın Roma, Venedik gibi şehirleri kadar popüler bir destinasyon olmasa … Devamını oku…
Hemen her şehrin bir Cumhuriyet Meydanı vardır. Floransa’da bulunan Piazza della Rupubblica da şehrin en önemli ulaşım, konaklama, alışveriş ve eğlence yapılabilecek şehir meydanlarından biridir. Piazza della Repubblica, 15. yüzyıldan 1880 yılına kadar Mercato Vecchio yani “Eski Pazar” olarak hizmet vermiştir. Floransa’nın İtalya’nın en önemli şehirlerinden biri olmasının ardından 19. yüzyılın sonlarında ise meydandaki yapılar … Devamını oku…
Daha önce hapishane, işkence evi gibi amaçlarla kullanılmış olan Bargello Ulusal Müzesi, günümüzde İtalya’nın en büyük heykel koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapmaktadır.
Yapımına 1255 yılında başlanan Palazzo del Podestà isimli belediye binası, uzun yıllar farklı amaçlar için kullanılmış.. Daha sonra 1859 yılında İtalya’nın sanatsal zenginliğini yansıtmak adına Bargello Ulusal Müzesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Bu tarihten günümüze Bargello Ulusal Müzesi de tıpkı Galleria dell’Accademia’da olduğu gibi Donatello, Michalengelo, Cellini gibi çok önemli sanatçıların heykelleri sergilenmektedir.
Ziyaretçiler Bargello Ulusal Müzesi’ne geldiklerinde heykellerin yanı sıra altın, gümüş, fil dişi gibi malzemelerden yapılmış pek çok farklı nesneyi de inceleme fırsatı yakalamaktadır. Müze, 1865 yılına gelindiğinde İtalya Krallığının aldığı karar doğrultusunda İtalya’nın ilk ulusal müzesi ilan edilmiştir.
Floransa’nın 1966 yılında yaşamış olduğu sel felaketi şehirdeki pek çok yer gibi Bargello Ulusal Müzesi’ne de ciddi hasarlar vermiştir. Müzenin özellikle zemin katında meydana gelen hasarlar geçekleştirilen yoğun çabalar sonucu giderilerek felaketin izleri müzeden silinmiştir.
Ulaşım: Bargello Ulusal Müzesi,Duomo Meydanı’na çok yakın bir konumda bulunmaktadır. Buraya ulaşmak için A, B, 14, 14A numaralı otobüslerden dilediğinizi kullanabilirsiniz.
Ziyaret Saatleri: Müze pazartesi-cuma günleri arasında 08:15-13:50 saatleri arasında ve cumartesi-pazar günleri 08:15-17:00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Müze ziyareti ortalama 1 saat kadar sürmektedir.
Giriş Ücreti: Normal 8€, İndirimli 2€, Her ayın ilk pazar günü ise ücretsiz bir şekilde ziyaret edilebilir.
**Bargello Ulusal Müzesi hakkında tüm bilgi ve birikiminizi aşağıda yer alan yorumlar butonundan bizlerle paylaşarak, yazımızın geliştiricilerinden biri olabilirsiniz.
Mimar Niccolò Pericoli tarafından 16.yüzyılda Rönesans dönemi bahçe düzenlemeleriyle ortaya çıkarılan Boboli Bahçeleri ziyaretçilerine muhteşem Floransa manzarasının ve bahçenin tadını çıkarma olanağı sunuyor. Floransa’nın en köklü ailelerinden olan Medici ve Lorraine aileleri şehirdeki pek çok nokta gibi burayı da zenginleştirmek için 17. ve 19. yüzyıllar arasında büyük çabalar göstermiştir. Ailelerin çabaları ile bahçenin alanı genişletilmiş, peyzaj … Devamını oku…
Sanatla aranız nasıl? “Çok iyi” dediğinizi duyar gibiyiz. Öyleyse Uffizi Galerisi’nden sonra Floransa’nın en çok ziyaret edilen müzesi olan Galleria dell’Accademia sizin için çok ideal bir ziyaret noktası olacaktır. 1784 yılında kurulan Galleria dell’Accademia, Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenim gören öğrenciler için bir eğitimhane olarak kurulmuştur. Gün geçtikçe genişleyen müze zamanla dünyanın en iyilerinden biri haline gelmiştir. Galleria … Devamını oku…
11. ve 13. yüzyıllar arasında inşa edilen San Miniato al Monte Bazilikası şehrin en yüksek noktalarından birinde konumlanmıştır. Şehrin önemli dini yapılarının başında gelen bazilika yeşil ve beyaz mermerlerle süslenmiştir. Aziz Minius isimli bir Hristiyan şehide atfedilen bu muhteşem Romanesk kilisesi, Floransa gezilecek yerler listesine eklenebilecek önemli dini yapılar arasında bulunmaktadır. Aziz Minius’un Floransa’da şehit olan … Devamını oku…
Floransa’yı ziyaret edenlerin mutlaka görmesi gereken meydanlar arasında bulunan Piazza della Santissima Annunziata Duomo Meydanı kadar büyük olmasa da pek çok tarihi esere ev sahipliği yapıyor. Bu eserlerin başında ise adını meydandan alan Santissima Annunziata Kilisesi yer alıyor. Meydanda bulunan eserler Rönesans dönemi mimarisi ile klasik mimarinin muhteşem bir uyumu olarak ziyaretçilerini karşılıyor. Meydanda bulunan … Devamını oku…
Gelişmiş sanayisi ve otomotiv sektörüyle olgun ve sessiz bir şehir olan Torino, gezilecek yerleriyle tüm dünyanın ilgisi çekiyor. Alplerle çevrili bu İtalya şehri, Piyemonte bölgesinin başkenti aynı zamanda. Barok ve Rönesans tarzda mimarinin etkisi hissedilse de kökleri eski ama bir o kadar da modern bir şehir haline gelmiş. Tarihi noktaları, müzeleri, alışveriş seçenekleri, benzersiz lezzetleri … Devamını oku…
Avrupa’nın en çok ziyaret edilen şehirlerinden olan İtalya’nın birbirinden güzel gezi noktalarını sizler için derledik.
Sizler için tüm detaylarını derlediğimiz İtalya gezilecek yerler yazımızı inceleyerek, şehrin her noktasına hakim olabilirsiniz
Her yıl milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilen İtalya’nın turistik noktalarının yanı sıra, az bilinen muhteşem noktaları da bulunmaktadır.
#1 İtalya Gezilecek Yerler
Listemizin ilk sırasında;
1- Duomo
Milano’yu Milano yapan mekanlardan biri de Duomo. İtalya’dan bulunan en büyük katedral olan bu görkemli eserin yapımı tam 500 yıl sürmüş. Duomo, aynı zamanda bu alandaki meydanın da adı.
Katedralde, ziyaretçileri Rönesans döneminin ünlü eserleri ve her kilisede rastlanan mum dikme alanları karşılıyor. Kimilerinin, iyi şans getirmesi için de mekanın bronz kapısını ellediklerini not düşelim.
2- Kolezyum ( Amfi Tiyatro)
Roma’ya adım attığınız an, gitmeyi düşündüğünüz ilk yer Kolezyum olmalı; oteliniz bile değil! Kolezyum, M.S. 80 yılında gladyatörlerin dövüşmesi için yapılan, Antik Roma’nın en büyük amfi tiyatrosu. Roma’nın tam göbeğinde yer alan bu 50.000 kişi kapasiteli ihtişamlı mekan, şimdilerde gladyatör savaşçılarını değil, sizleri bekliyor. 🙂
3- Borghese Müzesi
Roma’nın en önemli sanat merkezlerinden biri olarak gösterilen Borghese Galerisi; resim, heykel ve antika koleksiyonlarıyla tüm dünyadan sanatseverleri bünyesinde ağırlıyor. Flaminio Ponzio tarafından tasarlanan müze binasının muhteşem görüntüsü ise göz dolduran güzellikte. Barocci’den tutun da Bernini’nin ve hatta Titan gibi sanatçıların dünyaca ünlü tablolarına ulaşabileceğiniz müze, şehirde mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri.
4- Vittorio Emanuele II Abides
Roma’nın en ünlü yapılarından biri de Vittorio Emanuele Abidesi.. 1885 yılında Giuseppe Sacconi tarafından yaptırılan yapı, İtalya Kralı II. Vittorio Emanuele’yi onurlandırmak yaptırılmış görkemli bir bina… Saf mermerden yaptırılan yapının ihtişamlı merdivenleri ve heykelleri ise dudak uçuklatan cinsten. Yapının hemen girişinde ise pek çok sanatsal koleksiyonunu gezebileceğiniz küçük bir müze yer alıyor. Ziyaret etmenizi tavsiye ederiz!
5- Caracalla Hamamı
Antik Roma döneminde hamam kültürüne oldukça önem verilirdi. Banyo ve tuvalet ihtiyaçları için bölge hamamları açılır ve bu noktalar, halk tarafından toplu şekilde kullanılırdı. Hamamların içerisinde spor salonundan tutun da sauna, spa ve havuz gibi bölümlere yer verilir, halkın toplanma noktalarından biri olarak kabul edilirmiş. O dönemden günümüze kadar gelen Roma’nın en zengin kaplıca kompleksi ise Caracalla Hamamı…. 1600 kişilik kapasitesiyle şehrin en önemli toplantı merkezlerinden biri olan hamamın, M.S 212 yılında yaptırıldığı ve toplamda 300 yıl hizmet verdiği ise verebileceğimiz bilgiler arasında.
6- Mole Antonelliana Kulesi
Şehrin simgesi olmuş, 167 m uzunluğundaki kule, sinagog olarak inşa edilmiş ama hiç bu amaçla kullanılmamış. İtalya’nın Eiffel Kulesi diyebileceğimiz kule, neo-klasik tarzda 1888 yılında yapılmış ve tüm cazibesiyle şehrin ortasında yükseliyor.
7- Alberobello
İtalya’nın Harran’ı diyebileceğimiz Alberobello, meşhur trulli evleri’nin en yoğun olarak görüldüğü noktalardan biri. Şehir, tarihi dokusu sayesinde 1996 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunuyor.
8- Superga Katedrali
18.yy Barok stilindeki katedralde, Savoy Hanedanlığı’nın mezarları var. Bir tepe üzerinde yapılmış oldukça yüksek yapı tüm şehri önünüze seriyor.
9- Villa San Michele
Villa San Michele, Capri’nin büyüsüne kapılmış ve ömrünün 56 yılını bu adada geçirmiş olan Axel Muthe’nin inşa ettirdiği görkemli bir yapıdır. Anacapri’de inşa ettiği evinin Yunan tapınaklarına benzemesini isteyen Munthe, evinin içerisini büstler, sfenksler ve sütunlarla süslemiştir. Günümüzde müze olarak kullanılan bu eve 8 Euro karşılığında girip, muhteşem Capri manzarasını izleyebilirsiniz.
10- Dört Nehir Çeşmesi
Şehrin en hareketli meydanlarından biri olan Navona Meydanı’nda yer ala Dört Nehir Çeşmesi, Bernini tarafından tasarlanmış meydanın en ünlü çeşmesidir. 1651 yılında Papa Innocent X anısına yaptırılan çeşmede yer alan dört tanrı tasviri birer mimarlık harikası olarak gösterilir.
Roma’da mutlaka görmeniz gereken yerlerden bir diğeri de Capitol Tepesi… Şehrin en ünlü yedi tepesinden en yükseği olan bu tepe, 16. Yüzyıldan günümüze kadar gelmiş. Capitol de birden fazla tarihi kalıntı ve Orta Çağ esintilerini görebilmeniz mümkün..
Dönemin ünlü mimari Michelangelo tarafından yeniden düzenlenen alan, günümüzde turistlerin akın ettiği merkezlerden biri. 🙂
12- St. John Lateran Bazilikası
Roma Katolik kiliselerinin ana merkezi olarak gösterilen St. John Lateran Bazilikası, 4. Yüzyılın başlarında Laterani ailesi tarafından yaptırılan dini bir yapı.Tarih boyunca pek çok olaya şahitlik eden bazilika, 897 yılında pek çok yangın ve depremle karşılaşmış ancak birkaç restorasyon çalışmasına rağmen orijinal halini korumaya devam etmiştir.
1870 yılına kadar İtalya’da yaşayan papaların hükümdarları kutsadığı bazilika, günümüzde şehrin en çok ziyaret edilen gezi noktaları arasında yer alıyor.
13- Pisa Kulesi
Şehrin simgesi haline gelen Pisa Kulesi, 1063 yılında yaptırılan Pisa kentinin Piazza dei Miracoli meydanında yer alan İtalya’nın dünyaca ünlü yapılarından biridir. 56 metre yüksekliğindeki kulenin tepesine 294 basamaklı bir merdivenle çıkılmakta ve turistler bu noktada fotoğraf çektirebilmek için uzun kuyruklar oluşturmaktadır.
Temelde düz olarak inşa edilen çan kulesi, yapının yer aldığı toprak elverişsiz olduğu için çökmek yerine eğilmeye başlamış ve bugünkü halini almıştır.
14- Opera Del Duomo Müzesi
Pisa’nın sanata verdiği önemi en net şekilde görebileceğiniz Opera Del Duomo Müzesi, 1986 yılından beri hizmet veren şehrin etkileyici sanat merkezlerinden biri.
Orta Çağ’dan kalma heykelleri gözlemleyebileceğiniz müzede, 19. yüzyılın başından itibaren bir dizi restorasyon çalışmasından geçen müzenin yer aldığı tarihi binanın, ihtişamlı mimarisi de görenleri kendine hayran bırakmaktadır.
15- Santa Maria della Grazie Kilisesi
Milano’ya gelip de, bu kiliseyi gezmemek olmaz. Leonardo da Vinci’nin ünlü “Son Akşam Yemeği” eseri bu kilisede bulunuyor. Bu şahaserin hikayesini de kısaca özetleyelim: 15. yüzyılda yapılan eser, Hz. İsa’nın havarileriyle birlikte yediği son akşam yemeğini anlatıyor.
Santa Maria della Grazie Kilisesi, Milano’ya gelen tüm turistlerin ilk durak noktalarından birini oluşturuyor. Bu yüzden siz siz olun, biletinizi önceden ayarlayın. Son dakikada, kapının önünde kalmayın!
16- Trevi Çeşmesi
Kolezyum’un ardından rotanız tabii ki Aşıklar Çeşmesi olmalı. Asıl adıyla Trevi Çeşmesi’ne giderek, arkanız dönük bir şekilde, omuzlarınızın üzerinden para atabilirseniz, Roma’ya tekrar geleceksiniz demektir!
Burada toplanan paralar, yardım kuruluşlarına bağışlanıyor. 1762 yılında inşa edilen bu çeşme, Barok tarzıyla görenleri kendine hayran bırakıyor.
17- Pantheon Tapınağı
Yolumuz Roma tarihine düşmüşken, Pantheon’u görmemek ayıp olur. Dünyanın en iyi korunmuş antik yapılarından olan Pantheon, dünyanın ilk kubbe şeklindeki tavanına sahip.
Bu muhteşem yapıyı görünce, M.S. 126 yılında inşa edildiğine inanmakta güçlük çekeceksiniz! 🙂
18- Navigli
Eğer tam bir sanat meraklısıysanız, hazır buralara gelmişken biraz da alışveriş yapmak istiyorsanız, Navigli tam size göre. Sevimli antikacılar, sanat galerileri ve ikinci el dükkanları ile bu sevimli mahalleye tekrar tekrar gitmek isteyeceksiniz.
Galerilerden bahsettiysek de, bu bölgeyi sakin sessiz bir yer sanmayın. Navigli, dinamik sosyal yaşantısı ve eğlence dolu gece hayatıyla, son zamanlardaki en popüler yerlerden biri.
19- Putti Çeşmesi
Putti Çeşmesi, Pisa Kulesi’nin hemen önünde yer alan şehrin tarihi çeşmelerinden biridir. Çocuk melekler olarak tasvir edilen üç çocuk heykelinin yer aldığı anıt çeşme, sanat severlerin dikkatle incelediği şehrin en önemli heykel çalışmalarından biri olarak kabul edilir.
20- Museo del Novecento
20. yüzyıl zamanlarına ait 4 binin üzerinde eser bu müzede sergileniyor. Sergilerin yanı sıra İtalyan kültürünü anlatan, tanıtan, araştırmaya sevk eden çalışmalar yapılıyor. Haftanın her günü ziyaret edebileceğiniz müzede rehberli turlar tercih edebilirsiniz.
21- La Scala
Sanattan bahsetmişken, dünyanın en büyük opera binalarından birisi olan La Scala’yı es geçmemek büyük bir ayıp olur. 1778 yılından beri hizmet veren bu devasa binada, birçok ünlü opera eserini izleyebilirsiniz. Yine de işinizi garantiye alın ve yerinizi şimdiden ayırtın deriz.
22- Vatikan Müzeleri
Dünyanın en büyük müzelerinden biri olarak gösterilen Vatikan Müzeleri, şehrin Roma Katolik kilisesi tarafından Rönesans döneminde inşa edilmiş dikkat çeken yapılardan biridir.
Dünyanın en ünlü heykellerine ev sahipliği yapan müzede toplamda 53 galeri yer almakta; Carla Carra ve Giorgio de Chirico gibi modern sanatçıların din temalı resimlerini ve heykel çalışmalarını da görebilmeniz mümkün.
23- Galleria Vittorio Emanuele II
Gerçek bir alışveriş tutkunuysanız, bu adı daha önce mutlaka duymuşsunuzdur. Galleria Vittorio Emanuele II, 1877 yılından beri hizmet veren, dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden biri. İçerisinde yok yok; Lüks mağazalar, gurme restoranlar, devasa cam bir kubbe ve görkemli bir mimari. Bu adın moda dünyasındaki önemine dair kısa bir not düşelim. Prada’nın 1913 yılında açılan ilk mağazası da bu heybetli alışveriş merkezinde bulunuyor. Tüm moda severler buraya!
24- Como Gölü
Tarihi hikâyesi ve doğal örtüsü sayesinde dünyaca bilinen bir göldür. Como’nun geçmişi buzul çağlarına kadar uzanıyor. Göl etrafında konumlanan kaleler, evler, ormanlar ve nehirler turistlere çeşitli alternatifler sunuyor. İsterseniz tek günde gezebilir veya konaklayıp, gezeceğiniz yerleri yavaş yavaş keşfedebilirsiniz.
25- Roma Forumu
Sırada Roma Forumu var. Eski Roma’da festivallerin düzenlenip kutlamaların yapıldığı ve ticaretin merkezi olan bu forum, tapınaklarıyla sizi bekliyor. Titus Kemeri, Antonius ve Faustina Tapınağı, Septimius Severus Kemeri ve Satürn Tapınağı ile büyülenmeye hazır olun. 🙂 Roma gezilecek yerler hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
26- İspanyol Merdivenleri
Bu ünlü İspanyol Merdivenleri, adını hemen aşağısında yer alan İspanya Meydanı ve İspanya Büyükelçiliği’nden alıyor. Eğer Roma’ya gitmişseniz, turist kontenjanından yerinizi alın ve bu merdivenleri mutlaka görün. Hatta oturun ve bir bardak İtalyan kahvesi için.. 🙂
27- Cenova Kraliyet Sarayı
Şehrin en ilgi çekici noktaları arasında ilk olarak ‘’Cenova Kraliyet Sarayı ‘’ yer alıyor. 1643-1655 yılları arasında yapılmış olan saray, UNESCO tarafından Dünya Mirasları Listesi’ne alınmıştır. Balbi Caddesi’nde bulunan yapının zaman içerisinde değişikliklere uğradığı görülse de hala birçok bölümü orijinalliğini korumaktadır.
18.yüzyıldan kalma bu şato içerisinde Aynalar Galerisi,Valerio Castello Salonu, Şapel Galerisi’ni ziyaret ederek şık tasarıma sahip birbirinden güzel eserleri görebilirsiniz.
28- Bocca della Verità
Santa Maria Cosmedin Kilisesi’nde yer alan Bocca della Verita, mermer üzerine insan yüzü şeklinde yapılmış bir kabartma. Hakkında pek çok rivayet olan parçaya ismini veren Bocca, halk tarafından Tiber Nehri’nin antik dönem tanrısı olarak söylenir. Kabartma hakkındaki hikayelerden biri ise bir yalan dedektörü görevi görmesi. 🙂
Söylenenlere göre Orta Çağ’dan kalma kabartmaya elini sokan birisi yalan söylediği taktirde eli ısırılırmış. Efsane, kocasını aldatan Romalı bir imparatoriçenin kabartmanın ağzını kullanarak kocasını kandırmasıyla başlar ve günümüze kadar gelir.
Bu efsaneyi bilen herkes ‘’Gerçeğin Ağzı’’ olarak bilinen bu kabartmayı ziyaret etmeye gelir. 🙂
29- İki Kule
Bologna’ya Orta Çağ’ın Manhattan’ı denirse Torri degli Asinelli e Garisenda kesinlikle ikiz kuleler olur. Kentin girişinde, kritik bir konumda yükselen kuleler, o tarihlerde askeri işlev görüyordu.
11. yüzyılda inşa edilen Asinelli Kulesi yaklaşık 100 metredir ve Bologna’daki en yüksek kuledir. En tepeye ulaşmak için 498 merdiven çıkmalınız. Böylece şehrin sokakların, tepelerini, anıtlarını kolayca seçebilirsiniz. Ayrıca bu kulede birçok bilimsel gözlem de yapılmıştır.
30- Tiber Nehri
İtalya’nın en büyük üçüncü nehri konumundaki Tiber Nehri, Roma’nın simgesi haline gelmiş akarsulardan biri. Hakkında pek çok efsanenin konuşulduğu nehrin tanrısı olarak ”Tiber’in Cornucopia” gösterilmiş.
Nehir kenarında yer alan şehir parkında, nehre karşı keyifli bir yürüyüş yapabilir, muhteşem fotoğraflar çekilebilir, eğlenceli bir piknik molası verebilirsiniz.
31- Roma Yeraltı Mezarları
Erken Hristiyan sanatının örneklerini görebileceğiniz Roma Mezarları, M.S 2. Yüzyıldan itibaren şehirde kaybedilen önemli isimlerin naaşlarının yer aldığı bir mezarlıktır. Yer altında bulunan mezarlar, sanat tarihi içinde oldukça önemli örnekler sunmakta, turistlerin ilgisini büyük ölçüde çekmektedir. Fresk ve heykeller ile de karşılaşacağınız mezarlık, Roma’nın en ilgi çekici ziyaret noktalarından biri.
32- Navona Sarayı
Biraz mola vermek, şirin bir kafede oturmak ya da leziz İtalyan mutfağında makarnalara gömülmek istiyorsanız, istikamet Piazza Navona. Üç çeşmenin yer aldığı bu tarihi meydanda, en ünlü çeşme Bernini’ye ait olan, “Dört Nehir Çeşmesi”. Ayrıca bu ünlü meydanda, sokak sanatçılarına resminizi çizdirebilirsiniz.
33- Porto Istana Plajı
Adanın ulaşımı kolay plajlarından Porto Istana Plajı, tertemiz denizi ve yumuşacık kumlarıyla gözlerden uzak bir tatil düşleyenler için harika bir adres… Küçük kafe ve büfelerin yer aldığı plajda alkollü alkolsüz içeceklerin tadına bakabilir, aperatif yiyecekler ile karnınızı doyurabilirsiniz. Bölgeye ailecek seyahat edenlerin ilk tercihi olan Porto Istana‘da, çocuklu aileler ile sıklıkla karşılaşabilirsiniz.
34- Mavi Mağara
Capri’nin en turistik noktalarından olan Mavi Mağara, uzun yıllar boyunca Romalılar tarafından banyo olarak kullanılmış, görselliğiyle büyüleyen bir mağaradır.
60 metre uzunluğunda, 25 metre genişliğinde olan mağaranın içerisine giren güneş ışıklarıyla beraber mağara duvarları mavi renge bürünmektedir. Mağaranın içerisine girmek istiyorsanız düzenlenen turlara katılıp küçük kayıklarla mağaraya giriş yapabiliyorsunuz.
Kimi zaman gelgitler sebebiyle mağaraya girişiniz oldukça tehlikeli bir hal alabilir. Bu tür durumlarda can güvenliğinizi tehlikeye atmamanızı ve rehberler olmadan mağara içerisine girmeye çalışmamanızı öneriyoruz.
35- Augustus Bahçeleri
20.yüzyılda Freidrich Afred Krupp tarafından Capri’de inşa ettirilmiş olan bahçeler önceleri Krupp Bahçeleri olarak anılıyordu. Capri’nin zengin bitki örtüsünü ve canlı çeşitliliğin görebileceğiniz Augustus Bahçeleri, birbirinden güzel süs bitkilerine ev sahipliği yapmaktadır. Adanın yüksek noktalarından birine kurulmuş olan bahçelerden muhteşem Capri manzarasını, mis gibi kokan çiçekler arasında izleyebilirsiniz.
36- Bologna Arkeoloji Müzesi
Şehrin kalbinde bulunan güzel bir müze olan arkeoloji müzesi, çağlar boyunca şehrin tarihine muhteşem bir bakış açısı sunar. Piazza Maggiore’de bulunan müzeye kolayca ulaşabiliyorsunuz. Çok sayıda koleksiyon 9 bölüme ayrılmış. Tarih Öncesi, Etrüsk, Kelt, Yunan, Roma, Mısır ve Nümizmatik bunlardan bazılarıdır. Koleksiyon geniş olduğu için saatlerce eserleri dolaşabilirsiniz.
37- Nettuna Çeşmesi
Piazza Maggiore’deki büyük heykeli (çeşme) fark etmemek imkansız! Giambologna olarak da bilinen Jean de Boulone tarafından tasarlanan çeşme, zahmetlerle yapılmış. Sanatçı bu eserinde Lord Neptune’ün bronz figürünü 4 kıtanın nehrini temsil eden meleklerle görüntülemiş. Bunlar; Amazon, Dandu, Nil ve Ganj’dır.
Çeşme bir zamanlar Neptün gibi iktidardaki Papa’nın gücünü de ima etti. Şehirde yüzlerce çeşme olmasına rağmen turistlerin en çok ilgi gösterdiği yer burasıdır. Jean de Boulone’un tasarımına dikkatli bakacak olursanız Maserati’nin logosuna da ilham verdiğini anlayacaksınız.
38- Galleria Umberto I
1891 yılında yapımı tamamlanan alışveriş merkezi hac şeklindeki mimari tasarımı ve tamamen camdan yapılmış olan kubbesiyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Birçok cafe ve mağazanın bulunduğu Galleria Umberto I mozaiklerle kaplı olan zeminiyle de oldukça özel bir yer olduğunu bizlere hissettiriyor.
39- Traianus Sütunu
Roma’nın en ünlü sütunu denince akla Traianus Sütunu geliyor.. İmparator Traianus tarafından MS. 113 yılındaRomanya’ya yapılan seferlerin zaferle sonuçlanmasının anısına yaptırılan sütun, 40 metre yüksekliğindeki dev bir yapı..
Sütunun bir diğer önemli özelliği ise Traianus’un ölümünün ardından kendisinin ve eşinin küllerinin sütunun içinde yer alan oyuk kaidesinin içine eklenmesidir. Birkaç restoreden geçtikten sonra orijinal halini korusa da sütunun tepesinde yer alan Trainus heykeli, Aziz Petrus’un heykeli ile değiştirilmiş, onun dışında sütun üzerinde yer alan savaş sahnelerini anlatan kabartmalar aynı kalmıştır.
40- Piazza del Plebiscito
Napoli tarihi bölgelere sahip olduğu kadar modern alanlara da sahip bir şehir. Piazza del Plebiscito da Napoli’nin birçok konser verilen oldukça etkileyici yeni nesil meydanlarının başında geliyor.
41- Petruzelli Theater
İtalya’nın geneline bakacak olursak, ülke çapında en büyük dördüncü tiyatrodur. Tiyatro, ünlü Raffaele Armenise tarafından boyanan iç kısımlarla 1903’de yapılmış. Ne yazık ki 1991’de kundaklama sonucu alev alarak tamamen kül oldu.
2006’da yeniden inşa edilen tiyatro, açılışını 2009 yılında Beethoven Dokuzuncu Senfoni performansıyla yaptı. Yaklaşık 8 yıl içinde birçok etkileyici performans sergilendi.
42- Sistina Şapeli
Vatikan’da yer alan Sistine Şapeli, Papa’nın yaşadığı Apostol Sarayı’nda 1483 yılından beri varlığını koruyor. Günümüzde Hristiyanlık için önem arz eden şapel bir yanda da Papa’nın etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. Bir dizi restore çalışmasından geçse de şapelin tavanı dönemin en önemli ressamı Michelangelo tarafından yapılan ”Son Hüküm”portresi ile çevrili…
Musa’nın Hayatı ve İsa’nın hayatını anlatan fresklerle süslü şapelin bu bölümü ise Sandro Botticelli, Pietro Perugino, Pinturicchio, Domenico Ghirlandaio ve Cosimo Roselli gibi Rönesans ressamları tarafından yapılmış.
43- Kutsal Melek Kalesi
Roma’da yer alan kaleler arasında en önemlilerinden biri olan Kutsal Melek Kalesi, köklü bir tarihe sahip. Başlangıçta Roma İmparatoru Hadrian tarafından ailesi ve kendisi için bir tür türbe olarak kullanılan müze, daha sonra papazlar için dini bir yapı haline geldi.
Günümüzde ise bir zamanlar Roma’nın en uzun binası olan bu yapı, müze olarak hizmet veriyor. İçerisinde Roma İmparatoru Hadrian’ın mezarı ve başka önemli isimlere ait mezarlar da yer alıyor.
Sizler için derlediğimiz İtalya yazımızı nasıl buldunuz? Düşüncelerinizi bizlerle yorumlar kısmından paylaşabilirsiniz.
Hayallerinizi süsleyen İtalya tatiline çıkmak için ne bekliyorsunuz? İtalya seferlerine ait fiyatları inceleyebilir, avantajlı fiyatlardan faydalanabilirsiniz.
İtalya gezilecek yerler ile ilgili merak ettiklerinizi aşağıda yer alan yorumlar kısmından bizlerle paylaşabilir, yazımızın geliştiricilerinden biri olabilirsiniz.
Eğer Floransa’da Rönesans dönemi sanatının en önemli eserlerini görmek istiyorsanız Uffizi Galerisi kuşkusuz ilk uğramanız gereken yerlerin başında gelecektir. Müze sadece İtalya’nın değil Avrupa’nın da en önemli sanat merkezlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Şehrin önde gelen ailelerinden olan Mediciler 16 yüzyılda Pitti Sarayı’nı resmi işlerin yürütülmesi adına kullanmaktaydı. Giorgio Vasari tarafından ilk olarak 16. yüzyılın … Devamını oku…
Ülkemizde nasıl pek çok önemli camii bulunuyorsa Avrupa’daki pek çok şehirde de birbirinden etkileyici mimariye ve sanatsal dokuya sahip kilise bulunuyor. Bu kiliseler Avrupa’yı ziyarete gidenlerin mutlaka uğraması gereken mekanlar arasında önemli bir yere sahip oluyor. Yapı, dünyadaki en büyük Fransiskan Kilise’si olarak bilinmektedir. Floransa’da bulunan Santa Croce Bazilikası şehrin en özel dini yapıları arasında … Devamını oku…