Üsküp, Makedonya’nın başkenti olarak ülkenin siyasi, ekonomik, kültürel ve tarihi açıdan merkezidir. Üsküp tarihi yerler listemizde bu güzel Avrupa başkentinin geçmişinde keyifli bir yolculuğa çıkıyoruz.
Üsküp’ün tarihi hakkında; Vardar Nehri kıyısında olması nedeniyle tarih boyunca önemli bir yerleşim yeri olan Üsküp’te MÖ 3500 yılından bu yana yerleşimin olduğu düşünülmektedir. Geçmişte Skupi, Justinijana Prima, Üsküp gibi farklı isimlerle anılmıştır.
Üsküp, Makedonya’nın en büyük ve en gelişmiş şehridir. Burası oldukça çalkantılı bir tarihe sahiptir. Şehir tarih boyunca Roma İmparatorluğu, Çar Samuil Krallığı, Bizans, Sırp, Osmanlı, Macaristan ve Yugoslav Cumhuriyeti hakimiyetine girmiştir. Son olarak 1991 senesinde yayınlanan bildiri ile bağımsızlığını kazanmış ve ülkenin başkenti olarak ilan edilmiştir.
Üsküp tarihi içindeki en elim olaylardan biri Ekim 1689’da gerçekleşmiştir. Avusturya-Macaristan generali Piccolomini şehri yakmış ve 50.000’den fazla insan 2 gün boyunca süren yangında ölmüştür. 1963’de meydana gelen büyük depremde şehrin kara günlerinden biri olmuştur. 200.000’den fazla insanın evsiz kaldığı afette 1000’den fazla insan hayatını kaybetmiştir.
İmparator Justinianis, Kind Dushan ve Karpos Üsküp tarihi ile ilişkilendirilen önemli kişilerdir. Bu kişiler kentin geçmişine yön vermiş ve kaderini değiştirmiştir.
Üsküp’ün yakın tarihindeki en önemli olaylar Balkan ve Dünya Savaşları olmuştur. 2. Balkan Savaşı sonrası bölgedeki Türk hakimiyeti son bulmuş ve Sırplar bölgeyi ele geçirmiştir. 1. Dünya Savaşı sırasında, 6 Nisan 1941 tarihinde Üsküp Alman, Bulgar ve Avusturya orduları tarafından işgal edilmiştir. 2. Dünya Savaşı esnasında Nazi birlikleri özellikle Üsküp’ü bombaladı. 13 Kasım 1944’te artık Üsküp düşman işgalinden kurtulmuştu.
Şehir günümüzde gerek kendi tarihi gerekse Osmanlı’dan kalan tarihi miras ile özellikle Türk ziyaretçilerin severek gezdiği, Makedonya’nın en önemli tarihi ve turistik yeri olarak bizleri karşılamaktadır.
Üsküp’ün en ünlüleri; Üsküp Kalesi ve Eski Çarşı Üsküp’ün en ünlü tarihi yerleri arasında bulunuyor.
Üsküp gezi tavsiyesi; Eski Çarşı’yı mutlaka ziyaret edin ve Türk olduğunuzu belirtin. Size gösterilen ilginin arttığını görmek gururunuzu okşayacak. Eski Çarşı’ya yakın bir konumda bulunan Hotel Arka’nın cafesine çıkarak Üsküp’ün en güzel manzaralarına tanıklık edin. Şehirdeki heykelleri sayın çünkü burada şehrin çeşitli noktalarına yerleştirilmiş sayısız heykel karşınıza çıkacak.
Şehirde görülebilecek tarihi noktaların büyük çoğunluğu birbirine çok yakın olduğundan Üsküp’ü yürüyerek gezmenizi öneriyoruz. Eğer bir yere otobüsle gitmeniz gerekirse Skopsa Card satın almanız gerekiyor, bu da işleri ne yazık ki zorlaştırıyor.
Makedonya gelmek isteyenler hava ulaşımını tercih ettiğinde çoğunlukla Büyük İskender Havaalanı’nı tercih etmektedir. Havaalanından şehir merkezine ulaşım konusunda merak ettikleriniz için Üsküp Havalimanı’ndan şehir merkezine ulaşım rehberimizi mutlaka incelemenizi öneriyoruz.
Müzekart; Üsküp’te kullanabileceğiniz herhangi bir turist kartı bulunmuyor.
Burası neresi? Kale, Tarihi Eski Kent bölgesinin en eski noktasında bulunuyor ve yüzyıllar boyunca meydana gelen savaşlar ve doğal afetlere katlanarak günümüze kadar gelmiştir. Büyük çoğunluğa göre Üsküp Kalesi’nin ilk olarak 6. yüzyılda, 1. Justinianus döneminde inşa edildiği düşünülmektedir. 10. ve 11. yüzyıllarda kalenin inşa çalışmaları devam etmiştir. Kalenin Stephan Dusan zamanında çok fazla önem kazandığı belirtilmektedir.
Şehrin Türkler tarafından fethinin ardından askeri birlikler kaleye yerleştirildi. 1963 Üsküp depremi ise kale için yıkıcı bir etki bıraktı. Depremin ardından restore edilen kalede taş duvarlar, gözetleme kuleleri ve sağlam kapılarla donatılmış iş yapı günümüzde ziyaretçileri etkilemeyi başarıyor. Kalede son olarak 2010 yılında yenileme çalışmaları gerçekleştirilmiştir ancak günümüzde ne yazık ki gerekli bakımın yapılmadığı görülmektedir.
Neden gitmeliyim? Tarihi dokusuyla birlikte Üsküp’ün etkileyici panoramik manzarasını sunan Üsküp Kalesi, unutulmaz videolar ve fotoğraflar çekmek için şehrin uğrayabileceğiniz en önemli noktalarından biridir. Kalenin bulunduğu nokta arkeolojik açıdan da önemli bir noktadır ve burada Neolitik dönemden Osmanlıya kadar olan zaman dilimine ait çeşitli kalıntılar çıkarılmıştır.
Burası neresi? Kurşunlu Han, 1550 yılından günümüze kadar uzanan tarihiyle ayakta kalmayı başaran en güzel Osmanlı kervansaraylarından biridir. Dönemin önemli bilim insanlarından olan Abdul Gani’nin oğlu Molla Müslihiddin Hoca tarafından yaptırılmıştır. Kendisi “Hoca el-Madeni” lakabıyla tanınmıştır.
Han, zeminle birlikte toplamda 2 kattan oluşmaktadır. Kemerli yapısıyla dikkat çeken hanın yapımında taş kullanılmıştır. Hanın iki avlusu bulunmaktadır. Handa, ziyaretçilerin konaklaması için 32 oda bulunmaktadır. Bu avlulardan biri odalara, diğeri ise ahırlara bakmaktadır. Hanın adı ise kurşunla kaplı olan çatısından gelmektedir. Han, 800 metrekarelik bir alanda konuşlanmaktadır.
1689 yılında meydana gelen yangın ve 1963’teki deprem hana büyük zarar vermiştir. Zamanında Kazancılar Camii ve Çınar hamamı da bulunmaktaydı ancak günümüzde bu üçlü kompleksten geriye atıl bir han ve hamamın sadece bir duvarı kalmıştır. Hanın giriş kapısı güneye, yani Türk Çarşısı’na bakmaktadır.
18. yüzyılın sonuna kadar amacına uygun olarak kullanılan Kurşunlu Han, daha sonra Makedon isyancılar için bir süre hapishane olarak kullanılmıştır. Han, günümüzde Makedonya Milli Müzesi kapsamında taş eserlerden oluşan önemli bir koleksiyona ev sahipliği yapmaktadır. Han içinde farklı dönemlere ait 130 adet taş eser sergilenmektedir.
Neden gitmeliyim? Sergilenen etkileyici taş eserlerle adeta yeniden kendini bulan Kurşunlu Han, sahip olduğu tarihi ile Osmanlıyı Balkanlarda en güzel şekilde temsil etmekte ve Üsküp’teki mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler arasında yer almaktadır.
Burası neresi? Fatih Köprüsü ya da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü olarak da isimlendirilen Taş Köprü, Vardar Nehri üzerinde buluna, 550 yıl önce inşa edilmiş, nispeten küçük bir köprüdür. Osmanlılardan miras kalan köprü, Makedonya Meydanı’nı Eski Çarşı’ya bağlamaktadır.
Köprünün bulunduğu noktada daha önce bir Roma köprüsü bulunmaktaydı. Masif taş bloklardan inşa edilen köprü, 12 kemere sahiptir. 6 metre genişliği bulunan köprünün bir ucundan diğer ucuna olan uzunluğu ise 214 metredir. Köprünün Kanuni Sultan Süleyman ve Sırp Kral Dusan zamanında genişletildiği biliniyor.
Köprü, 1944 senesindeki Nazi işgalinde yıkılmaktan son anda kurtulmuştur. II. Dünya Savaşı sırasında köprüye mayın döşenmiş ancak dinamitlerin patlamasının önüne geçilmiştir. Geçmişte kalede birçok infazlar gerçekleştirilmiştir. Günümüzde ise Üsküp’ün önemli tarihi yerleri arasında bulunan kale üzerinde aynı zamanda çeşitli Çin işi hediyelik eşyalar satan satıcılar bulunuyor.
Neden gitmeliyim? Tarihi Taş Köprü, Üsküp şehri için simge yapılardan biridir ve Üsküp arması üzerinde de yer almaktadır. Geçmişte araç trafiği için de kullanılan Taş Köprü, günümüzde sadece yaya trafiğine açık bir şekilde hizmet vermektedir. Bu arada köprü üzerinde dilenciler de mesken tuttuğundan yanınıza yaklaşan insanlara karşı temkinli olmanızda fayda var.
Burası neresi? Üsküp’ün kuzey kısmında bulunan ve günümüze kadar oldukça sağlam bir şekilde ulaşan Üsküp Kemeri’nin yapım tarihi tam olarak bilinmiyor. Osmanlı zamanında da kullanılan kemerlerin Roma döneminde inşa edildiği düşünülüyor. Yapıda toplamda 55 kemer bulunmaktadır ve yaklaşık olarak 386 metre uzunluğa sahiptir.
Neden gitmeliyim? Üsküp Kemeri, Makedonya’da en iyi korunan su kemerlerinden biridir ve sağlam yapısı ile dikkat çekmektedir. Kemerin yolu atıl durumda olduğu içi burası ne yazık ki şehre gelenler tarafından çok fazla bilinmemektedir.
Burası neresi? Scupi, Üsküp’e birkaç kilometre mesafede bulunmaktadır. Zajcev Yolu ile Vardar Nehri arasında, Bardovci ve Zlokukani köylerine yakın bir konumdadır. Burada daha önce bir Dardania yerleşimi bulunmaktaydı ve MÖ 2. yüzyılda Romalı askerler için bir kamp alanı kurulmuştur. Adı daha sonra Scupi olarak değiştirildi ve birçok Roma lejyoneri bu bölgeye yerleşti.
MS 1. yüzyılda, Domitian zamanında bir Roma kasabası kuruldu bölgenin merkezi haline geldi. MS 518’de meydana gelen büyük deprem sonra şehir talan olmuş ve akabinde terk edilmiştir. Daha sonra bölgede kurulan şehir en parlak dönemlerini 4. ve 5. yüzyılda yaşamıştır. Günümüzde antik kasabanın ancak %20’si gün yüzüne çıkarılabilmiştir.
Neden gitmeliyim? Ortaya çıkarılan kısımları genellikle sadece temeller olduğu için normal bir ziyaretçi için burası pek bir şey ifade etmeyebilir. Tarihe ve özellikle Roma tarihine özel ilgisi olanlar için ise burası tam bir hazine niteliği taşıyor. Ayrıca burası çevredeki doğal manzaraları ile de ziyaretçilerin beğenisini kazanmaktadır.
Burası neresi? Agnes Gonxha Bojaxhiu ya da daha çok bilinen ismiyle Rahibe Teresa’nın Üsküp’te doğduğu bilinmektedir. Burası 1979 senesinde Nobel Barış Ödülü alan Rahibe Teresa’ya adanmış anıtsal bir müze olarak ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Kendisi 18 yaşına kadar bu evde yaşamıştır.
Müze içinde 1. katta Rahibe Teresa’ya ait tesbih boncukları, bir haç ve kendi el yazısıyla yazmış olduğu bir dua kitabı görülebilecek en önemli nesnelerin başında gelmektedir ve hayatıyla ilgili birçok gerçeği müzeyi ziyaret ederek öğrenebilirsiniz. Binanın ikinci katında cam duvarlarla işlenmiş muazzam bir şapel de bulunuyor. Süslemelerde barışı simgelediğinden özellikle güvercin simgelerine yer verilmiş.
Neden gitmeliyim? Dünyanın en önemli isimlerinden biri olan Rahibe Teresa’nın hayatı hakkında bilgi edinebileceğiniz ücretsiz bir müzedir. Müzede İngilizce olarak gerçekleştirilen ücretsiz rehberli turlar müzeyi daha iyi anlamanıza olanak sağlayacaktır.
Burası neresi? Üsküp’te mutlaka ziyaret edilmesi gereken müzeler bulunuyor. Bunlardan biri de kesinlikle Kuzey Makedonya Arkeoloji Müzesi’dir. Müze, Vardar Nehri’nin sol kıyısında Taş Köprü’nün yan tarafında yer alıyor. Müze, 1 asırdır varlığını sürdüren Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nin en eski müzesidir.
Yapı, Üsküp 2014 projesi kapsamında Makedonya’ya kazandırılmış bir müzedir. 3 kattan oluşan yapı, 6 bin metrekarelik bir alana sahiptir.
Neden gitmeliyim? Müzedeki kalıcı sergilerde Makedon kültürü ve tarihine yönelik 7000’in üzerinde eser sergilenmektedir. Bu eserler erken tarih döneminden Osmanlı zamanına kadar bölgede yaşayan halkın maddi ve manevi zenginliklerine işaret etmektedir. Müzede ayrıda Türkiye’de sergilenen İskender Lahdi’nin bir kopyası da sergilenmektedir.
Burası neresi? Makedonya Müzesi, Üsküp’ün ve Makedonya’nın en eski müzelerinden biridir. 1924’de kurulmuş olan müzede, Makedonya tarihine dair en eski belgeler sergilenmektedir. Müze binası modern bir yapıya sahip ancak beyaz cephesi ile çevresindeki diğer yapılarda büyük bir uyum içindedir. Türk Çarşısı içinde bulunan müze, Arkeoloji, Etnoloji ve Tarih müzelerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur.
10.000 metrekare alana sahip olan müzenin 6.000 metrekaresi kalıcı ve geçici sergiler için ayrılmıştır. Müzenin arkeoloji bölümünde Paleolitik Dönem’den 14. yüzyıla kadar olan döneme ait eserler sergilenmektedir. Tarih bölümü Makedon tarihine kronolojik bir bakış sunmaktadır. Etnoloji kısmında ise takı, geleneksel kıyafetler, el sanatları, geleneksel müzik aletleri gibi nesneler görülebilmektedir.
Neden gitmeliyim? Ulusal Makedon tarihinin toplanması, korunması ve sergilenmesi amacıyla hizmet veren Makedonya Müzesi, ülkenin tarihini merak edenler için görülmesi gereken müzeler arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? 42 metrelik zarif ve güçlü minaresi ile Eski Çarşı’da arz-ı endam eden Mustafa Paşa Camii, 1492’de inşa edilmiştir. 500 yıllık geçmişinde türlü felaketlerle karşı karşıya kalan ibadethane, bütün sıkıntılardan kurtulmayı başararak ilk günkü sağlamlığı ile günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.
Kare bir kaide üzerine inşa edilen cami, 16,3 metre çapa sahip bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbe üzerinde bazı motifler bulunmaktadır. Caminin inşasında taş ve iki sıra tuğla kullanılmıştır. Beyaz mermerden yapılmış bir revaktan camiye girilmektedir ve yarım dairelerle birbirine bağlanan 4 mermer sütun ziyaretçilerini karşılamaktadır. Caminin minaresi ise 47 metre yüksekliğe sahiptir.
Mustafa Paşa, 15. yüzyılda önemli bir Osmanlı veziri olarak imparatorluğa katkılar sunmuş büyük bir devlet adamıdır. Caminin bahçesinde Mustafa Paşa ve kızlarından birinin mezarının olduğu beyaz mermer kaplı türbe bulunmaktadır. Özellikle yaz aylarında, hoş kokulu güllerle bezenen bahçesinde oturup dinlenmek çok keyiflidir.
Caminin ahşap kapısındaki oymalar ise görsel açıdan insanı büyüleyen bir güzelliğe sahiptir. Duvarlardaki gri çiçek motifleri, kubbenin altındaki açık yeşil halı, kristal avize ise cami içinde göze çarpan diğer önemli güzelliklerdir. Camide son olarak 2011 senesinde bazı yenileme çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Mustafa Paşa Camii, Osmanlı döneminden kalma en önemli ibadethanelerden biri olması nedeniyle Üsküp camileri içinde ayrı bir öneme sahiptir. Bu nedenle burası özellikle Türkler tarafından sıklıkla ziyaret edilmektedir.
Burası neresi? Sultan Murad Camii, Osmanlılar tarafından 1436 senesinde inşa edilmiştir. Adını II. Murat’tan almıştır ancak zaman zaman “Hünkar Camii” ya da “Saatli Camii” olarak anılmaktadır. Yapı ilk olarak medrese ve imaretten oluşan bir külliyeydi ancak günümüzde bu yapılardan iz kalmamıştır.
Caminin yerinde daha önce Aya Yorgi Manastırı bulunmaktaydı. Osmanlı komutanlarından Yiğit Paşa’nın 1392’de almasının ardından manastırın yıkıldığı belirtilmektedir ve külliyenin bu manastırın temelleri üzerine inşa edildiği belirtilmektedir. Cami, şu anda Eski Çarşı’nın orta kısımlarında alçak bir tepe üzerinde yer almaktadır.
Cami 1537’de yanmış ve Sultan Süleyman tarafından 1539’da yeniden yaptırılmıştır. Avusturya orduları tarafından 1708’de tekrar yıkılmış ve 1711’de III. Ahmed’in emriyle yenilenmiştir. Cami, son olarak 1912’de V. Mehmed’in isteği üzerinde tadilattan geçirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Osmanlı’dan miras kalan Sultan Ahmed Camii, Üsküp’teki önemli camilerden biridir.
Burası neresi? 1972’de mimar Slavko Brezovski tarafından tasarlanarak Üsküp’e kazandırılan Aziz Clement Kilisesi, şehrin yeni sayılabilecek ibadethanelerinden biridir. Merkezi kubbesi ve bu kubbeden sarkan devasa avizesi ile Üsküp kiliseleri içinde dikkat çekmektedir.
Kilisenin kubbesinde peygamberlerle çevrilmiş İsa resmedilmiştir. Avizede 400’ün üzerinde ampul bulunmaktadır. Yalnızca kemer ve kubbelerden oluşan dış mimarisi ile diğer kiliselere göre oldukça farklı bir yapıdadır. Kilisenin ön tarafında İslam cemaati tarafından hediye edilmiş bir de çeşme göze çarpmaktadır.
Neden gitmeliyim? Standart kiliselerin aksine oldukça renkli bir mimariye ve süslemeye sahip olması nedeniyle bu etkileyici kiliseye zaman ayrılması gerektiğini düşünüyoruz. Kilisenin Üsküp’ün en merkezi noktasında bulunuyor olması da ziyaretçiler için büyük bir avantaj.
Burası neresi? Gorno Nerezi bölgesinde bulunan Aziz Panteleimon Kilisesi, bir manastır kompleksi içinde yer almaktadır. Kilise, 12. yüzyılda inşa edilmiş küçük bir Bizans kilisesidir. Kilise ve manastır doktorların koruyucu azizi olarak kabul edilen Panteleimon’a adanmıştır. Kilisenin temelleri Konstantin Angelos’un oğlu Aleksios Angelos tarafından atılmıştır.
Kilisenin kubbeli haç planlı bir göbeği bulunmaktadır. Üç apsisli bir yapıdadır ve dörtgen bir nartekse sahiptir. İnşası sırasında harçlar arasında asimetrik taş blokları ve tuğlalar yerleştirilmiştir. Kilisede bulunan freskler, Komnenos dönemi Bizans sanatının en önemli örneklerinden kabul edilmektedir. Fresklerde başta İsa’nın Tutkusu olmak üzere önemli dini olaylar simgelenmektedir.
16. yüzyılda meydana gelen depremle önemli oranda zarar gören kilisenin freskleri yeniden boyanmış ve kilisenin eski haline gelmesi sağlanmıştır. Daha sonra 1885’te ve 1923’de kilisede çeşitli yenileme çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Panteleimon Kilisesi, özellikle sahip olduğu fresklerle Üsküp bölgesinde görülmesi gereken önemli ibadethanelerden biri olarak kabul edilmektedir. Manzara olarak da çok güzel kareler sunması burasının daha çekici kılmaktadır.
Burası neresi? Eski Çarşı’nın yan tarafında bulunan İsa’nın Yükselişi Kilisesi, 18. yüzyılın ikinci yarısından kalma bir ibadethanedir. Kilise, 19. yüzyılda geniş bir restorasyon çalışmasıyla yenilenmiştir. Kilise avlusunda bulunan Bulgar milliyetçisi Gotse Delchev’e ait mezarı da ziyaretçiler için burasını önemli duraklardan biri haline getirmektedir.
Neden gitmeliyim? Makedonya’da görebileceğiniz en derin ve etkileyici ahşap işçiliğinin bu kilisede bulunduğunu söylersek abartmış olmayız. Özellikle Marko ve Peter Filipovski ve Makarie tarafından ceviz ağacından yapılan ikona kilisenin simgesi haline gelmiştir.
Burası neresi? Bugün Ulusal Sanat Galerisi’ne ev sahipliği yapan Davud Paşa Hamamı, 15. yüzyıldan kalma bir Türk hamamıdır. Hamamın inşası, tarihi kaynaklara göre 1466 senesinde tamamlanmıştır. Bina Balkanlardaki en büyük ölçekli tarihi binalardan biridir. Söylentiye göre hamam, Osmanlı sadrazamı olan Davud Paşa tarafından haremi için yaptırılmıştır.
Dikdörtgen bir planda inşa edilen hamamın üstü 13 asimetrik kubbe ile örtülmüştür. En büyük iki kubbe 14 ile 20. yüzyılda arasında Makedon sanatçılar tarafından yapılmış eserlerin bulunduğu koleksiyona ve eski giyinme odasına ev sahipliği yapıyor. Hamam ilk inşa edildiğinde 900 metrekarelik bir alanı kapsamaktaydı ve bu alan zamanla gerçekleştirilen yenileme çalışmalarında genişletilmiştir.
Kubbelerin iç kısmındaki küçük yıldız şeklindeki pencereler oldukça dikkat çekicidir. Hamamın sanat galerisine dönüştürülmesi 1948 senesinde gerçekleşmiştir. Bu tarihten itibaren hamam içinde sayısız sergi, performans ve tiyatro gösterisi sunulmuştur. 1982 ve 1999 yıllarında hamamın iç kısmında çeşitli yenilemeler gerçekleştirilmiştir. Hamamdaki ilk kalıcı sergi 1951’de açılmıştır. Şu anki kalıcı sergi ise 2001 senesinde kurulmuştur.
Neden gitmeliyim? Üsküp’teki Türk izlerini görmek ve şanslıysanız keyifli bir sanatsal etkinliği böylesi tarihi bir hamamda görme şansını yakalamak için Üsküp tarihi yerler listenize Davud Paşa Hamamı’nı kesinlikle dahil etmelisiniz.
Burası neresi? 2002 senesinde yapılmış olmasına karşın, dini açıdan önemli bir anıt olması nedeniyle Milenyum Haçı’nı da Üsküp tarihi yerler listemize dahil etmeye karar verdik. Anıtın resmi olarak açılışı ise 2011’de gerçekleşmiştir. Anıt, 2000 yıllık geçmişe sahip Hristiyanlığı kutlamak amacıyla dikilmiştir ve bir haç şekline sahiptir.
Anıt, 1040 metre yüksekliğe sahip olan Vodno Dağı’nda bulunmaktadır. Haçın yapımında demir malzeme kullanılmıştır ve özellikle akşam gerçekleştirilen ışıklandırmalarla etkileyici bir görünüme sahip olmaktadır. 66 metre yüksekliğiyle Milenyum Haçı şehrin hemen hemen her noktasından görülebilmektedir. Haçın bulunduğu noktadan şehir manzarası seyretmek oldukça zevklidir.
Neden gitmeliyim? Otobüs, taksi ya da kişisel aracınızla gidebileceğiniz anıta keyifli bir yolculukla ulaşabiliyorsunuz. Hristiyanlığın devasa bir sembolü olması nedeniyle dinler tarihine merakı olarak ziyaretçiler için etkileyici bir durak olabilir. Bu anıt aynı zamanda dünyadaki en büyük haçlardan biri olma özelliğini taşıdığı için de ayrı bir öneme sahiptir.
Burası neresi? Başkent Üsküp’ün buluşma noktalarından olan Makedonya Meydanı, aynı zamanda ülkenin en büyük meydanlarından biri olma özelliğini taşımaktadır. Büyük İskender’i simgeleyen atlı bir savaşçı heykeli ise meydanın sembolü olarak ziyaretçilerini selamlamaktadır. Bunun yanı sıra meydanın çeşitli noktalarına dağılmış, ülkenin tarihi ile ilgili çeşitli anıtlar da görülebilmektedir.
Makedonya’nın bağımsızlığının ilanının bu meydanda yapılmış olması burasını Makedonya tarihi açısından da çok önemli bir meydan haline getirmektedir. İlanı 8 Eylül 1991 senesinde ülkenin ilk cumhurbaşkanı olan Kiro Gligorov gerçekleştirmiştir.
Neden gitmeliyim? Üsküp gezisi esnasında Makedonya Meydanı’nı es geçmek neredeyse imkansız çünkü burası şehrin merkezi konumundadır. Meydan her yıl birçok siyasi, kültürel ve sosyal etkinliğe ev sahipliği yaptığından devamlı şehrin en kalabalık noktalarından biridir ve dolayısıyla oldukça hareketli ve gürültülüdür.
Kaçırmayın! Meydan çevresinde Üsküp mutfağını oluşturan yöresel lezzetleri, yerel biraları tadabileceğiniz çeşitli cafe, restoran ve barları mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Burası neresi? “Eski Çarşı” olarak da bilinen Üsküp Türk Çarşısı, Üsküp’te alışveriş yapmak için değerlendirebileceğiniz yerlerin başında geliyor. 12. yüzyıldan beri hizmet vermeye devam eden çarşı içinde 712 dükkan bulunuyor ve ziyaretçilerin otantik bir ortamda alışveriş yapmasına olanak tanıyor.
Çarşı içindeki dükkanlarda bölgeye özgü ya da genel hediyelik eşya çeşitlerini inceleyebilirsiniz. Dilerseniz kendiniz için ya da arkadaşlarınız için bu hediyelik eşyalardan satın alabilirsiniz. Aynı zamanlarda Türk yemeklerini bulabileceğiniz çeşitli Türk lokantalarında Türk yemekleriyle hasret giderme şansına da sahip olabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Gerek alışveriş yapmak gerekse yürüyüş yapmak için tercih edebileceğiniz Üsküp Türk Çarşısı, Osmanlıdan günümüze Balkanlarda miras kalan en önemli noktalardan biridir. Saat 16.00 sonrası dükkanlar büyük oranda kapalı olduğundan çarşıdaki hayat bitiyor. Bu nedenle ziyaretinizi erken saatlere ayarlamanızı tavsiye ediyoruz.
Üsküp tarihi yerler yazımızda sizler için Balkanların bu güzel başkentindeki tarihi noktaları paylaşmaya gayret ettik. Listemizle ilgili önerilerinizi bize yorum kısmından yazabilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…