Toronto ziyaretinizin tarihle dolu olacağını garanti edebiliriz. İşte bu konuda size yardımcı olması için hazırladığımız Toronto tarihi yerler listemizde şehrin en popüler tarihi durakları hakkında bilgilere ulaşabilirsiniz…
Toronto tarihi hakkında; Kuruluşu resmi olarak 6 Mart 1834’te gerçekleşen Toronto’nun geçmişi çok daha eskilere dayanmaktadır. Yerli halk bu toprakları yüzyıllardır bilmekteydi ve Humber ile Don nehirleri arasındaki bu bölgeye “toplanma yeri” anlamına gelen “Toronto” olarak adlandırmaktaydı.
1600’lerin başına gelindiğinde Etienne Brule isimli bir Fransız tarafından dönemin ünlü kaşifi Samuel de Champlain bu topraklara keşif için gönderilmiştir. Araştırmaları sırasında Huron Gölü’ne, Superior Gölü’ne, Michigan’a ve son olarak Ontario Gölü’ne uzanan nehir ve taşıma yollarını buldu.
Teiaagon ismindeki köy burada büyüdü ve zamanla bir Fransız ticaret merkezi haline geldi. İngilizlerin Yedi Yıl Savaşları’nı kazanmasının ardından ticaret merkezinin adı 1793’te York olarak değiştirildi. 40 yıldan fazla bir zaman bu isimle anıldıktan sonra şehir yeniden Toronto ismiyle anılmaya başlamıştır.
1812’deki başarısız bir Amerikan işgali, birkaç büyük yangın ve 1837’deki bir isyanın ardından 20. yüzyıla girerken beyaz Anglo-Sakson Protestanların nüfusunda yavaş ama istikrarlı bir artış olmuştur. İkinci Dünya Savaşı sonrasında da Toronto dünyanın pek çok yerinden insanları kendine çekmiş ve adeta Amerika’nın “eritme potası” haline gelmiştir.
Toronto’nun en ünlüleri; Tarihi ve mimari açıdan çok önemli noktalardan biri olan Gooderham Binası Toronto’daki en ünlü tarihi yerler arasında bulunmaktadır. Aziz James Katedrali de şehirdeki ünlü kiliseler arasında en fazla ziyaret edilen yerlerden biridir.
Toronto gezi tavsiyesi; CN Kulesi, 550 metre yüksekliği ile dünyanın en yüksek ikinci kulesi olma özelliğine sahiptir ve içerisinde onlarca restoran bulunmaktadır. Bu nedenle yeme içme konusunda heyecan verici bir deneyim yaşamak isteyenler için burası mutlaka görülmesi gereken bir noktadır.
Don Vadisi’nde bisiklet sürmek, Harbourfront’un keyfini çıkarmak, Ontario Bilim Merkezi’ne gitmek, Casa Loma’yı görmek gibi yapmadan dönmemeniz gereken şeyleri de hemen buraya not alalım. Ekonomik bir gezi için mutlaka Toronto CityPass edinin. Bunun yanı sıra yanınızda taşıdığınız bir şişeye çeşmelerden su doldurarak, couchsurf seçeneği ile konaklamak, sokak yemekleri yemek ve ulaşım için bir Presto Card satın almak da bütçenize katkı sağlayacak alternatiflerdir.
Toronto gezisi planlamadan önce bütün yazılarımızı incelemek için Toronto gezi rehberi sayfamızı da incelemeyi ihmal etmeyin.
Müzekart; Toronto gezisi esnasında şehrin imkanlarından daha uygun fiyatlarla faydalanmak için Toronto CityPass seçeneğini tercih edebilirsiniz.
Burası neresi? York’un askeri gücü, Vali John Graves Simcoe’nin 1796’da eyalet başkentini York’a taşımasının ardından çok daha önemli bir hale gelmiştir. Binanın geçmişi ise oldukça çalkantılı bir tarihle doludur. 1812 tarihindeki Amerikan işgali sırasında binalar yok edilmiş, daha sonra yeniden inşa edilmiş, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sırasında ordu tarafından yeniden kullanılmıştır.
Günümüzde sekiz binadan oluşan kale yapısı, Toronto’nun askeri tarihine bir bakış sunan keyifli bir turizm merkezi olarak hizmet vermektedir. Bu tarihi alan 43 dönümlük bir alanda yer almaktadır. Konum olarak Toronto’nun en işlek otoyollarından birine olan yakınlığı onu daha cazip bir nokta haline getirmiştir.
Müze olarak ziyaret edilebilen tarihi alanda 2900 metrekarelik bir sergi alanı, ziyaretçileri York Savaşı’na götüren bir sergi, ışığa duyarlı sesleri sergilemek için tasarlanan 480 metrekarelik bir hazine ve bir oryantasyon filmi ile bir oryantasyon tiyatrosu yer almaktadır.
Neden gitmeliyim? Toronto askerleri ve vatandaşları için 19. yüzyılda yaşamın nasıl olduğuna dair fikir edinmek için Toronto tarihi yerler listenize bu önemli yapıyı eklemenizi tavsiye ediyoruz.
Kaçırmayın! York Kalesi, günümüzde çeşitli konser ve festival etkinliklerine ev sahipliği yapıyoruz. York’u ziyaretiniz sırasında bu etkinliklerden birine denk gelirseniz geziniz için unutulmaz keyifli hatıralar biriktirebilirsiniz.
Burası neresi? Çift katlı bir yapıya sahip olan bu tiyatro, adından da anlaşılacağı üzere bir kış bahçesi teması fikri üzerine kurulmuştur. 1913’te inşa edilmiş olan tiyatro binası içinde tavandan aşağıya doğru duvarları bir bitki örtüsü kaplar ve bu da ziyaretçilerin kendilerini büyüleyici bir bahçe macerasının içindeymiş gibi hissetmesini sağlamaktadır. Tiyatro binasının tasarımı ise mimar Thomas V. Lamb yapmıştır.
Tiyatronun alışılmışın aksine üst üste yığılmış iki sahnesi bulunmaktadır. Alt kısımda klasik kırmızı ve altın renklerinde dekore edilmiş bir sahne, üst kısımda ise sıra dışı bir fikirle bitki duvar resimleri ve kafeslerle bezenmiş masalsı bir sahne bulunmaktadır.
1920’lerde sinema dünyasındaki yükseliş ne yazık ki tiyatro salonlarını etkilemiş ve seyirci bulunamadığı için salon sinema salonuna dönüştürülmüştür. Bu gelişmeler 1928’de salonun kapılarına kilit vurulmasına neden olmuş, 53 yıl boyunca da kapalı kalmıştır.
Neden gitmeliyim? Gerçekleştirilen rehberli turlar sayesinde tiyatro salonunun tarihini öğrenme fırsatı yakalarken içerideki döneminin çok ötesinde dekore edilmiş olan tiyatro salonunu detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
Burası neresi? Birlik İstasyonu, Toronto’nun tam da kalbinde yer alan ve şehirdeki en güzel Art Deco tarzı yapılardan biridir. Ana salon, kemerli tavanları ve loş aydınlatması ile gören herkesin hayran kalacağı çok büyük bir bölümdür.
İstasyonun inşası 1914 senesinde başlamış olmasına karşın aynı dönemdeki Birinci Dünya Savaşı nedeniyle malzeme sıkıntısından dolayı inşaat süreci çok yavaş ilerlemiştir. 1927 yılının ağustos ayında hizmete açılan Birlik İstasyonu, 1975 senesinde ulusal bir tarih alanı olarak belirlenmiştir ve Toronto’nun tarihi ve kimliği için çok önemli bir parçadır. Her gün 300.000’den fazla insan bu istasyonu kullanmaktadır.
İstasyon 2000 senesinde satın alınmış ve Toronto için muhteşem bir perakende alışveriş, yeme içme ve çeşitli etkinlilerin gerçekleştirildiği bir alan olması amacıyla sıklıkla yenilenmektedir. Bina zaman zaman tadilata alındığı için ziyaretiniz öncesinde bilgi almanız faydalı olacaktır. Tadilatta olduğu zamanlarda iskele kurulduğu için istasyonun muhteşem görüntüsünü tam olarak görme şansına sahip olamayabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Toronto’nun tarihinde uzun yıllar verdiği hizmetlerle önemli bir yere sahip olan Birlik İstasyonu, ilerleyen zamanlarda insanlar için çok özel bir toplanma merkezi olarak hizmetlerine devam edecektir. Gerek mimarisini görmek ve gerekse de bir şeyler yiyip, eğlenmek için bu tarihi binayı görmelisiniz.
Burası neresi? Su Arıtma Merkezi ziyaretçiler için gerçekten sürpriz bir nokta. Hiç kimse arıtma gibi “pis” bir iş için böylesi etkileyici bir Art Deco tarzı bina beklemez. Tesisin tamamlanarak hizmet vermeye başlaması 1941 yılında gerçekleşmiştir. Tesis, zamanla daha da genişlemiş ve 950 milyon litreden daha fazla bir suyun günlük olarak temizleyebilecek bir kapasiteye ulaşmıştır.
Neden gitmeliyim? Mayıs sonunda gerçekleştirilen “Doors Open Toronto” sırasında burada olmadığınız sürece binanın içini görmeniz mümkün değil. Bu etkinlik dışında kalan zamanlarda ise dışarıda bir yürüyüş yapabilir ve bu muhteşem binanın dış mimarisini hayranlıkla izleyebilirsiniz.
Burası neresi? Toronto’nun en görkemli mimari eserlerinin başında gelen Casa Loma, “zengin bir adamın çılgınlığı” olarak adlandırılmıştır. Şato, bir askeri subay ve finansör olan Sir Henry Pellat tarafından, 1917 senesinde 3,5 milyon dolarlık bir maliyetle yaptırılmıştır. Kendisi bu evi karısına bir hediye olarak yaptırmıştır. Sir Henry Pellat, Toronto’ya hidroelektrik enerji getirilmesine yardımcı olmasıyla isminden söz ettirmiştir.
Elizabeth dönemi bacaları, zırhlı kuleleri, yeraltı tünelleri ve gizli geçitleriyle dikkat çeken bu görkemli şato, 17. yüzyıl mimarisinin etkisinde kalınarak inşa edilmiştir. Kullanılan mobilyalar için 1,5 milyon dolar masraf edilmiştir. Şatonun diğer özellikleri arasında mermer bir yüzme havuzu, 10.000 ciltlik bir kütüphane ve 15 hamam bulunmaktadır. Şato o kadar lükstü ki ahırdaki hayvanlar bile üst düzey konfor içinde yaşamaktaydı.
Neden gitmeliyim? Görkemiyle bilinen 98 odalı Casa Loma, günümüzde düğün, film çekimleri ve diğer çeşitli etkinlikler için kullanılan bir müze olarak değerlendirilmektedir. Girişte dijital bir sesli rehber alabilir ve kale ile bahçelerini kendi başınıza keşfedebilirsiniz.
Burası neresi? İlkler her zaman önemli olmuştur ve “Toronto’nun tarihi yerleri nelerdir?” sorusuna verilebilecek cevaplar arasında Toronto’nun ilk Postane binası de bulunmaktadır. Toronto’nun hayatta kalan en eski postanesi, tarihi St. Lawrence bölgesinin tam göbeğinde yer almaktadır. Postanenin kuruluşu ise 1833’te York Posta Müdürü James Scott Howard tarafından dikilen tuğlalara dayanmaktadır.
Günümüzde burası, tam hizmet veren bir posta noktası olmasının yanı sıra bir müze olarak da görev yapmaktadır. Postane şu anda York Tarih Kurumu tarafından işletilmektedir. Müzede York Kasabası ve Toronto tarihinin ilk dönemleri anlatılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Toronto’nun York kasabasındaki bu tarihi yapı, Toronto’nun ve York’un geçmişine keyifli bir bakış sunduğu için Toronto tarihi yerler listesine eklenmesi gereken sevimli noktalardan biridir.
Burası neresi? Bu dar yapı 1892 senesinde mimar David Roberts Jr. tarafından tamamlanmıştır ve Gooderham ailesi tarafından içki fabrikasının işletmesi için ofis binası olarak inşa edilmiştir. Flation Binası, günümüzde de çok değerli bazı firmalar tarafından ofis olarak kullanılmaya devam etmektedir. Bina, Kuzey Amerika bölgesindeki düz demir tarzında yapılmış ilk örneğiydi ve halk arasında “düz demir bina” olarak anılmaktaydı.
Günümüzde Toronto’nun St. Lawrence Market semtinde ve finans bölgesinin kenarında konumlanmış olan Ulusal Tarih Sit Alanı içinde şehrin en pahalı ve en değerli ofis alanlarından bazıları bulunmaktadır. Flatiron Binası da bunlardan biridir ve şehre gelenler tarafından en fazla fotoğrafı çekilen yerlerin başında gelmektedir.
Gooderham Binası, son olarak 2011 yılında 15,3 milyon dolar gibi devasa bir ücret karşılında satıldı. Şu anda da şehirdeki en pahalı binalardan biri olan yapı, Toronto’nun en ikonik yerlerinden biri olmaya devam etmektedir.
Neden gitmeliyim? Flatiron Binası’nı bu kadar değerli kılan şeylerin başında, binanın yuvarlak doğu duvarının önünde durup batıya bakan kişinin hem binanın etkileyici görünümünü hem de şehrin en etkileyici gökdelenlerinin bazılarını görebiliyor olması gelmektedir. Yani kısaca aynı anda hem Toronto’nun geçmişini hem de geleceğini görülebilmektedir.
St. Lawrence Market Bölgesi’ndeki muhteşem konumu, iki büyük şehir caddesinin kesiştiği yerde benzersiz bir ortamda bulunması ve Toronto’nun en önemli tarihi yerleri için çok yakın bir konuma sahip olması da bu yapıyı şehre gelenler için mutlaka görülmesi gereken noktalardan biri haline getirmektedir.
Kaçırmayın! Kırmızı renkli bu binayı gördükten sonra arka duvarındaki muhteşem duvar resmine bakarak birkaç dakika geçirdiğinizden emin olun. Bu duvar resmi 1980 yılında sanatçı Derek Besant tarafından oluşturulmuştur. Resim, cadde karşısındaki binanın aynadan görüntüsünü temsil etmektedir ve düz demir binanın gerçekte olduğundan daha fazla penceresi varmış gibi görünmesi için trompe l’oeil efekti kullanılmıştır.
Burası neresi? Kuruluşu 1827’de gerçekleşen Toronto Üniversitesi, devamlı Toronto’nun en köklü ve en saygın üniversitelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Ortaöğretimden sonraki en önemli kurumlardan biri olan Toronto Üniversitesi, çağdaş, Gotik, Viktorya dönemi gibi farklı dönemlere ait mimari unsurların bir arada görülebildiği önemli tarihi yerlerden biridir.
Etkileyici mimari yapıların yanı sıra Brütalist mimarinin önde gelen örneklerinden biri olan Robart Library’deki kitap raflarını da mutlaka keşfetmelisiniz. 700.000 ciltlik heyecan verici orijinal materyallerin bulunduğu Thomas Fisher Nadir Kitaplar Kütüphanesi’ni keşfettiğinizden de emin olmalısınız.
Neden gitmeliyim? Şehirdeki tarihi bir öğretim binasını görmek isteyenler için burası görülmeye değer noktalar arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Çoğunlukla Queen’s Park olarak bilinen Ontario Yasama Meclisi Binası’nın adı aslında eyalet parlamentosunu çevreleyen çimenli kamusal alan için kullanılmaktadır. Parlamentonun önündeki bu yeşil alan, özellikle sıcak yaz ayları boyunca çeşitli etkinliklerin düzenlendiği, yerel halkın güneşlenmek için oturduğu ve sosisli sandviç tezgahlarına sıklıkla rastlandığı şehrin en popüler toplanma alanlarından biridir.
Bu kamusal alanın yanı sıra fonda bulunan pembe granit ve kumtaşı bir yapı olan 1800’lerden kalma bina, tarih meraklıları için de mutlaka incelenmesi gereken noktalardandır. Binaya ve büyüleyici tarihine keyifli bir bakış sunan, gün boyunca gerçekleştirilen 30 dakikalık halka açık turlardan birine katılarak binanın iç mimarisini de inceleme şansına sahip olabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Ontario Yasama Meclisi’ni oturum esnasında izlemek sizin için güzel bir deneyim olabilir. Bu deneyimi yaşamak için güney bodrum girişinden ücretsiz bir şekilde giriş yapabilirsiniz. Sonrasında ise parlamentonun bahçesinde dinlenebilir ve keyifli zamanlar geçirebilirsiniz.
Burası neresi? Spadina House, 1866’da işadamı James Austin tarafından yaptırılmış dönemine göre çok üst sınıf bir yapıdır. Özellikle yaz aylarında ziyaret etmek için Toronta’daki ideal noktalardan biri olan Spadina House, altı dönümlük bir arazi üzerinde bulunuyor ve Viktorya ile Edward dönemi bahçeleri ile ünlenmiştir.
Eğlenmek ve dekorasyonuna aşık olmak için çok eğlenceli bir yer olan Spadina Müzesi, 4 neslin izlerini taşımaktadır. 2010 yılında tadilattan geçmiş olmasına karşın üzerindeki o tarihi dokuyu hala hissedebiliyor olmak restorasyon çalışmasının ne denli başarılı olduğunu gösteriyor.
Neden gitmeliyim? Bu tarihi müze, özellikle mobilya, dekorasyon ve bahçe işlerine meraklı ziyaretçiler için kaçırılmaması gereken bir noktadır.
Burası neresi? TSG olarak kısaltılan Toronto Heykel Bahçesi, Aziz James Katedrali’nin hemen karşısında bulunan küçük ama etkileyici bir semt parkıdır. Parkta, 1981 yılından bu yana 80’in üzerinde sanatçının geçici olarak sanat eserleri sergilenmiştir ve park bu özelliği ile adeta bir sanat galerisi olarak işlev görmüştür.
Hem özel hem de sivil bir girişim olan bu heykel bahçesi, 2014 yılına kadar Toronto şehri ve hayırsever bir aile olarak kabul edilen Louis L. Odette ailesi arasındaki bir ortaklık neticesinde işletilmiştir. Park, günümüzde Toronto Şehri Parklar departmanı tarafından yönetilmektedir ve yılda iki projeye ev sahipliği yapmaktadır.
Neden gitmeliyim? Kar amacı gütmeyen bir vakfında kurulmasıyla faaliyetlerine devam eden Toronto Heykel Bahçesi, özellikle yakın dönemdeki heykel sanatıyla ilgili eserleri incelemek için güzel bir fırsat olmaktadır.
Burası neresi? Bir Anglikan kilisesi olan Aziz James isimli bu ibadethane, aslen ahşap olarak inşa edilmiş ve 1812 yılında çıkan savaş sırasında hastane olarak kullanılmıştır. Yapı, 1833 senesinde taş malzemeden yeniden inşa edilmiş ancak yangın nedeniyle yıkılmasının ardından 1839’da yeniden yapılmıştır. Ne yazık ki kilisede meydana gelen yangınlar bu kadarla kalmamış, 1849’da yeniden yanmıştır.
Katedral, hem tarihi St. Lawrence Mahallesi’ne hem de Toronto Anglikan Piskoposluğu Katedrali’ne bakan bir bölgede bulunmaktadır. Yapı için bir mimari yarışma düzenlenmiş ve sonucunda Gotik Revival tarzda bir tasarım kazanmıştır. Katedrale 1800’lerin sonralarında çeşitli eklemeler yapılmıştır. Katedralin iç kısmında bazı orantısal tasarımlar da göze çarpmaktadır.
Neden gitmeliyim? Vitray pencereler, kilisenin anıtları ve hatta çan kulesi Aziz James Katedrali’nde kaçırılmaması gereken noktalar arasında bulunuyor.
Kaçırmayın! Aziz James Katedrali ziyaretinizin ardından arka taraftaki bahçelerde mutlaka yürüyün ve Toronto’nun tarihinde yürümenin keyfini çıkarın.
Burası neresi? Aziz Michael Katedral Bazilikası, Toronto kiliseleri içinde Gotik Revival tarzı ile izlemeye doyamayacağınız güzellikteki ibadethanelerden biridir. Destekli duvarları ve sivri kemerleriyle Avrupa Gotik tasarımlarına selam verirken, krem rengi tuğlalar ve deniz mavisi vurgular dış cepheye hoş bir nötr palet havası katmaktadır.
Fransız sanatçı Etienne Thevenot’un tarafından Barok tarzda ortaya konulan Çarmıha Gerilme sahnesi, kilisenin içini süsleyen yivli tonozlar, çıplak kirişler ve üflemeli vitray pencereler kilisenin en dikkat çeken yerlerinin başında gelmektedir. Yaklaşık 1600 kişi kapasiteli kilisenin temelleri 8 Mayıs 1845’te Toronto’nun ilk Katolik piskoposu olan Michael Power tarafından atılmıştır ve kiliseye de onun ismi verilmiştir.
Neden gitmeliyim? Toronto’da görebileceğiniz en güzel mimariye sahip kiliselerden biri olması nedeniyle Aziz Michael Katedrali, görmeye layık bir tarihi eserdir. Bir de ziyaretiniz sırasında bir evlilik törenine denk gelirseniz sizin için unutamayacağınız bir anı olacaktır.
Burası neresi? Aziz Basil cemaatinin kurucu kilisesi olarak hizmet veren Aziz Basil Katolik Kilisesi, 1856 senesinde inşa edilmiştir. Aziz Michael Koleji’ne bağlı bir kilise olarak inşa edilen Aziz Basil Katolik Kilisesi, günümüzde geniş bir cemaate sahiptir. Güzel bir mimariye sahip olan kilisenin, dikkat çeken vitray pencereleri kiliseye 1906 yılında eklenmiştir.
Neden gitmeliyim? Toronto’nun önemli kutsal alanlarından biri olan Aziz Basil Kilisesi içine girdiğinizde gerek mimari ve gerekse de sahip olduğu manevi atmosfer ile görmeye değer bir yer olduğunu fark edeceksiniz.
Burası neresi? Burası Toronto’da ziyaret edebileceğiniz geleneksel bir Hindu tapınağıdır. 24.000 parça el oyması mermer parçası ve diğer çeşitli taş parçalardan inşa edilen tapınağın inşası 18 ayda tamamlanmıştır. Yapı, Hinduizmin Swaminarayan koluna bağlı küresel boyuttaki manevi bir organizasyon olarak hizmet vermektedir.
Tapınağın inşasına 23 Temmuz 2000 senesinde başlanmıştır ve 2007 senesinde son düzenlemelerin ardından tapınağın inşası tamamlanmıştır. Tapınağın resmi açılışı ise 22 Temmuz 2007 tarihinde Pramukh Swami Maharaj’ın katılımıyla gerçekleştirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Günümüzde pek çok dünya ve Hinduizm için önemli günlerde çeşitli etkinlikler düzenlenen bu tapınak, Toronto’da Hinduizme dair ziyaret edilebilecek nadir yerlerden biri olması nedeniyle önemli bir noktadır. Her ne kadar ibadethanenin çok köklü bir geçmişi bulunmuyor olsa da taşıdığı manevi tarih nedeniyle görülmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Kaçırmayın! Şaşırtıcı mimarisinin yanı sıra sahip olduğu tarih müzesi de ziyaret etmeye değer bir noktadır. Bu nedenle tapınağı ziyaret ettikten sonra müzeye de mutlaka zaman ayırın.
Burası neresi? Toronto’daki Damıtımevi Tarihi Bölgesi’nin geçmişi 1859 senesinde Gooderham ve Worts viski damıtımının yeri olarak başlamıştır. 100 yıl içinde, içki fabrikası, Ontario eyaletindeki toplam alkollü içki üretiminin neredeyse yarını tek başına karşılamaya başladı ve bu da onu ülkenin en önemli içki üretim merkezlerinden biri haline getirmiştir.
Savaş, yasaklar ve dış kaynak kullanımı gibi çeşitli nedenler, Toronto’nun çehresini değiştirirken, 1990 senesinde içki fabrikası da kapanmıştır. Ancak 13 yıl sonra bu tarihi bölge ikinci bir şans elde etti ve sadece yayalara açık şirin bir köy haline gelmiştir. Günümüzde Toronto’nun bu bölgesi, Arnavut kaldırımları patikaları ve restoranlar, butik dükkanlar ile sanat galerileri barındıran Viktorya dönemi binalarıyla Toronto’nun meşhur tarihi yerleri arasında bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Büyüleyici Noel pazarları, butik dükkanları ile muhteşem bir alışveriş noktası olan bölge, muhteşem açık hava terasları, restoranları ve etkileyici tarihi binaları ile çok özel ve tarihi bir eğlence noktasıdır.
Kaçırmayın! Damıtımevi Tarihi Bölgesi yıl içinde birçok farklı etkinliğe de ev sahipliği yapmaktadır. Eğer ziyaretiniz esnasında bu etkinliklerden birine denk gelirseniz düşünmeden katılın ve anın keyfini çıkarın.
Burası neresi? Bu yaşayan tarihi köy, 30’dan fazla restore edilmiş bina ve kalaycı, demirci, değirmenci, saat yapımcısı ve dokumacılar gibi zanaatkarlarla 1860’lı yılları yeniden yaratmaktadır. Ziyaretçiler aynı zamanda yün eğirme, ocakta bir şeyler pişirme ya da kapitone gösterileri gibi kültürel unsurları da yakından tanıma imkanına sahip olmaktadır.
19. yüzyılın Ontario kırsalındaki gündelik yaşamını eğlenceli ve sürükleyici bir şekilde izleme imkanı sunan köyde, oyuncular gayet doğal bir şekilde rollerinin gereğini yerine getirmektedir. Restore edilmiş binaların yanı sıra döneme uygun mobilyalar ve oyuncuların üzerinde o döneme uygun kostümler sizi tam anlamıyla o döneme götürmeyi başarıyor.
Neden gitmeliyim? Pioneer Köyü’nü ziyaret etmek, erken Ontario bölgesinde geçmişteki günlük yaşamın nasıl olduğunu anlamak adına çok keyifli bir tecrübe olmaktadır. Bunun için her hafta düzenlenen turlardan birine gezinizi denk getirmenizde fayda var ve bu turların bilhassa çocuklu aileler için muhteşem bir deneyim olduğunu söyleyebiliriz.
Kaçırmayın! Black Creek Pioneer Village’dan ayrılmadan önce Tarihi Bira Fabrikası’nı mutlaka ziyaret ettiğinizden emin olun.
Burası neresi? Toronto tarihi yerler listesi acıktırdıysa karnınızı doyurmak için sizi gene tarihi bir alışveriş noktasına davet ediyoruz. St. Lawrence Pazarı, hem tarih hem Toronto yemekleri ile bir taşla iki kuş vurmanızı sağlayacak önemli bir durak.
Bu kapalı pazar, 1803’ten bu yana o zamanlar “Market Block” olarak adlandırılan yerde hizmet veriyor. 1834 tarihinde pazar alanı yerel sivil hükümet için geçici bir ofis olarak da kullanılmıştır. Burası ilk kalıcı çiftçi pazarı olma özelliğine sahiptir ve Toronto tarihi hakkında bilgi sahibi bir tura dahil olursanız bu konuda size daha detaylı bilgiler de sunabilir.
Şehir merkezinin güneydoğu ucunda bulunan pazar, her türlü yemeği bulabileceğini harika satıcılar nedeniyle mutlaka uğramanız gereken yerlerden biridir ve pazar içinde birbirinden başarılı 120 satıcı bulunmaktadır. Bu tezgahlardan aç kalkmanız neredeyse imkansız.
Neden gitmeliyim? Buraya mutlaka aç gelmelisiniz. Böylece binanın muhteşem tarihi dokusunu hissederek pek çok farklı lezzeti tatmak için midenizde yer olacaktır. Market içinde belki daha önce hiç görmediğini yiyecek ve içecek çeşitlerini deneyebileceğinizi rahatlıkla söyleyebiliriz.
Burası neresi? 1850 yılında Don Vadisi’nin batı tarafında kurulmuş olan Toronto Nekropolü, şehrin en eski ve en tarihi mezarlarından biridir. Nefes kesen doğal manzaraları ve muhteşem vitray pencereleri ile farklı mimari özellikler tarafından karakterize edilmiştir.
Nekropol, Toronto’nun ilk belediye başkanı olarak görev yapmış olan William Lyon Mackenzie’nin de son istirahat yeri olmuştur. Aynı zamanda gazeteci George Brown, Toronto Telegram’ın kurucusu olan John Ross Robertson, ilk siyahi cerrah olan Anderson Ruffin Abbot, dünya şampiyonu kürekçi Ned Hanlan gibi Toronto tarihi için önemli kişilere ait mezarlar da bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Toronto’nun geçmişinde iz bırakmış birçok önemli ismin mezarına ev sahipliği yaptığı için görülmeyi gereken yerlerden biridir. Burası aynı zamanda huzur içinde keyifli bir şekilde yürüyebileceğiniz bir parkur olarak da değerlendirilebilir.
Burası neresi? Toronto’nun en eski barlarından biri olan The Black Bull Tavern, 1833’ten bu yana aralıksız bir şekilde her türlü müşteriye ev sahipliği yapmıştır. Zamana meydan okuyan bar aynı zamanda şehirde meydana gelen birkaç yangından da sağlam çıkmayı başarmıştır. Mekan muhteşem Kanada biraları içmek ve lezzetli atıştırmalıkların tadına bakmak için harika bir yerdir.
Neden gitmeliyim? Toronto ziyaretinizi sıcak bir günde gerçekleştiriyorsanız sıcak bir öğleden sonrasında güneşin altındaki mekanlarda bir şeyler yemek ve içmek için Kara Boğa isimli bur tarihi bar kesinlikle çok isabetli bir tercih olacaktır.
Nasıl temin edilir? Toronto CityPass web sitesi üzerinden online olarak kartınızı satın alabilirsiniz. Satın almanızın ardından kısa bir süre sonra mail hesabınıza biletinizi içeren bir e-posta gönderilmektedir.
Ne kadar süre geçerlidir? Kartın ilk kullanımdan itibaren 9 gün boyunca geçerliliği devam etmektedir. Bileti kullanmak için satın alma tarihinden itibaren 1 yıl süreniz bulunmaktadır.
Ücreti nedir? 13 yaş üzeri yetişkinler için 78,91$, 4-12 yaş arası çocuklar için 53,73$ ücret talep edilmektedir.
Avantajları nelerdir? Toronto CityPass ile aksi belirtilmediği sürece turistik noktalara birer giriş hakkına sahip olabilirsiniz. Kartınızla ücretsiz bir şekilde gidebileceğiniz cazibe merkezleri şu şekildedir:
Toronto tarihi yerler listemizi incelediğinize göre artık tarihle iç içe unutamayacağınız bir Toronto gezisi planlayabilirsiniz. Şimdiden güzel bir tatil geçirmenizi dileriz 🙂
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…