Bern, İsviçre’nin en büyük beşinci şehridir. Eski şehir (old town) bölgesi nedeniyle UNESCO tarafından koruma altına alınan şehir, 15. yüzyıldan günümüze uzanan tarihi yapılara sahip.

Bern’i önemli yapan şeyler tarihi yapılarla sınırlı değil. 20. yüzyılın başlarında Albert Einstein bu şehirde yaşıyordu. Zamanının ötesinde yaşayan bilim adamı, önemli teorilerini burada temellendirmiş. Einstein’ın çalıştığı patent ofisi tarih müzesi kapsamında ziyarete açıktır. Ayrıca Paul Klee, Renzo Piano gibi sanatçıların eserlerini de burada görebilirsiniz. Şimdi sizi, Bern gezilecek yerler listesiyle baş başa bırakalım.

Old Town Bern

Altstadt von Bern, Bern şehrinde eşsiz bir güzelliktir. Eski şehir, nehir kıyısına doğru dolaşmak için harika bir eğlence mekanı. Kasabada, övgüye değer mimari tasarımlarla muhteşem eski binalara rastlayacaksınız. Özellikle katedraller çok cazip görünüyor ve bugüne kadar iyi korunmuş.

Zytglogge

1530’da inşa edilen astronomik saat, Bern’in resmi zamanını belirliyor. 1983’te UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı. Eski saat kulesi, kentin simgesi ve popüler bir merkezdir.

Bern Katedrali

İsviçre’nin en büyük ve en eski katedralidir. Orta Çağ’ın sonlarında yapıldığı biliniyor. Kaçırmamanız gereken bir kilise olduğunun altını çizmeliyiz. Büyük vitray pencerelerdeki başyapıtları kesinlikle görmelisiniz. En ünlü olanı ise “Dance of Death” yani “Ölüm Dansı”.

Bern Katedrali’nde iki önemli nokta var. Sunağın üzerinde 200’den fazla figür kıyameti tasvir ediyor. 100 metre yüksekliği bulunan kilisenin yukarısından, Bern şehrinin harika görüntüsü de insanın tüylerini diken diken ediyor.

Büyük bir tarih barındırdığı için rehberli turlar eşliğinde burayı gezmenizi tavsiye ediyoruz. Tur rehberleri katedral ve şehre dair küçük detaylarla gezinizi daha da keyiflendiriyor.

Bundeshaus (Parlamento Binası)

Başkent olmanın özelliklerine sadık kalan Bern, ulusal bir anıt ve İsviçre Konfederasyonu’nun yeri olarak kabul edilen muhteşem bir Rönesans tarzı parlamento binasına sahiptir. Sembol olan binanın önünde 26 çeşme göreceksiniz. Her biri, bir İsviçre kantonu için yapılmış. Parlamento binasının iç bölümlerinde de kantolar için süslemeler içerir.

Parlamento gezisinde 5 dilde rehberli tur hizmeti veriliyor. Her detayı merak edenlere bu turlara katılmalarını öneriyoruz.

Ayı Parkı

İsviçre dilinde Bern, “Barn” olarak telaffuz edilir ve ayı anlamına gelir. Burada açık ilişkiden İsviçrelilerin ayılara olan sevgisinin ne derece önemli olduğunu anlıyoruz. Ormanlar ve ayılara dair ilginç efsaneler, hikayeler de vardır.

1513’de açılan Ayı Parkı, şehirde çok sevilen bir yer haline geldi. Ağaçlara tırmanan, suya giren, oyun oynayan ayılar ziyaretçilerin atmosferini olumlu yönde değiştiriyor.

Gül Bahçesi

Gül bahçesi renkli, bakımlı, geniş alanı ile eski şehrin muhteşem manzaralarını izleyip rahatlayabileceğiniz ideal bir mekandır. Restoranlarda ve piknik alanlarında yemeğinizi yiyebilirsiniz. Gül bahçesindeki rengarenk çiçekleri bir kez daha görmek isteyeceksiniz.

Paul Klee Koleksiyonu

İsviçre’nin gururla anlattığı en iyi sanatçılarından Paul Klee anısına bir müze yapılmış. Ülkede gezeceğiniz en iyi müzelerden biridir. Yaklaşık 4 bin eser sergileniyor. Buradaki olay sadece sergi ile bitmiyor. İnteraktif bölmelerde Klee’nin bazı çalışmalarına yakın bakış atabilirsiniz.

Gurten

Bern’in yerel dağı olarak bilinen Gurten, Bern’in güneyinde yer alır. Gurten, donmuş Alplerin ve keyifli şehrin muhteşem manzaralarını sunan, tam anlamıyla güzel bir parktır. Füniküler ile buraya çıkabilir ve yaz/kış fark etmeksizin zaman geçirebilirsiniz.

Einsteinhaus

Dünyanın önde gelen bilim adamlarının memleketi olan İsviçre, Albert Einstein’a çok iyi şekilde sahip çıkıyor. Al Stadt’taki küçük daire, Einstein’ın 1903-1905 arasında ailesiyle yaşadığı yerdi. 2 yıl bazılarımıza kısa bir süreymiş gibi gelebilir ama Einstein’ın görelilik teorisi bu duvarlar içinde gelişti.

Müzeleşen ev sıkıcı olmadan, ziyaretçilerine çok fazla bilgi aktarıyor. 20 dakikalık biyografi filmi, Einstein’ın hayatına dair bilmeniz gereken her şeyi içermekte.

Bern Tarih Müzesi

Bern Tarih Müzesi, çeşitli yönleriyle Bern hakkında bilmeniz gereken hemen hemen her şeyi detaylıca anlatıyor. Müze, Taş Devri’nden 20. yüzyıla kadar Bern tarihi açısından oldukça kapsamlı olduğu için burada birkaç saat geçireceğinizi hesaplayarak, hazırlıklı gelin. Adı “Bern Tarih Müzesi” olsa da Japonya, Endonezya, Kelt tarihinden de koleksiyonları da sergilemektedir.

Bu arada, müzenin ikinci katı tamamen Albert Einstein’a ayrılmış. Kitapları, sergileri, haber bültenlerini, notlarını burada keşfedebilirsiniz.

Barenplatz

Barenplatz, İsviçre Konfederasyonu’nun politik yaşantısının eski şehirdeki ayağıdır. Çevresinde meyve ve sebze pazarları, eğlenceli bahçeler, iş binaları, kafe ve restoranlar var.

Tierpark Dahlholzli

Nehirle başlayıp ormanda sona eren görkemli bir hayvanat bahçesidir. Stratejik konumu doğanın sunduğu bir ek puan diyebiliriz 🙂 Hayvanat bahçesinde canlıları besleyebilir ve iletişim kurabilirsiniz. Özellikle çocuklar için unutulmaz bir deneyim olacaktır.

Kunstmuseum

Kunst Müzesi‘ndeki kalıcı sergi, İsviçre’nin tümünde en iyi ve en çok çeşidi olan koleksiyon olarak kabul edilir. Güzel sanatların tüm araçları burada iyi şekilde temsil ediliyor. 14. yüzyıla kadar uzanan eserler mevcut. Hem İtalyan hem de İsviçre sanatını bir arada görebiliyorsunuz. Bunlardan bazıları Duccio, Fra Angelico, Albert Anker, Ferdinand Hodler, Monet, Bonnard ve Picasso’dur.

Botanik Bahçesi

Alp, Asya ve Kuzey Amerika‘dan çeşitli bitkileri barındırıyor. Bu bahçeyi ziyaret ederken sadece güzel çiçekler ve yemyeşil bitki örtüsü ile karşılaşmayacaksınız. Aynı zamanda nesli tükenmekte olan bitki türleri, tropik ve subtropikal bitki örtüsü hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Botanik bahçesi kendi içinde 3 kısma ayrılır. Bu kısımlara “ev” denilmiş. Palmiye Evi, Fern Evi ve Çöl Evi’nde ilgili bitki örtüsünü görebilirsiniz.

Kafigturm

1256’da kentin ikinci kez genişletildiği sıralarda kapı olarak inşa edilmişti. 1640’ta konseyin aldığı karar yıkılıp, 1641-1644 arasında yeniden yapılmıştır. Barok stilli kulede eskiden suçlu kadınlar cezalandırılıyordu. Bundan dolayı adı “Hapishane Kulesi” oldu. Günümüzde ise kültürel etkinlikler ve siyasi oturumlar gerçekleştiriliyor.

İletişim Müzesi

İletişim konusunda dizayn edilen İsviçre’deki tek müzedir. Kökenleri 1907’de kurulmuş bir müze olmasından dolay; posta ağı, posta pulları gibi nostaljik sergileri vardır. Paul von Hindenburg tarafından gönderilen otantik mektuplar gibi bazı arşiv yazışmaları da bu müzede bulunuyor.

İletişim müzesinin en dikkat çeken noktalara ilk telefonlar, Mors kodunu çözebilen telgraflar, mesaj göndermekte kullanılan vakumlu tüpleri örnek verebiliriz.

Şehir Çeşmeleri

Eski şehir bölgesinde geçmiş zamanlara ait bir sürü çeşme bulunur. Yaşanılan önemli olayların bir çeşit tasviri olan bu çeşmelerde heykeller de vardır. Zamanın yıpratıcı etkisine rağmen sürekli bakımları yapıldığı için bugünlere kadar gelmiş. 100’lerce çeşmeden içme suyu akması yolda giderken susayanlar veya acil su ihtiyacı olanlar için güzel bir şey.

Doğal Tarih Müzesi

Bern Üniversitesi’nin bir parçası olan Doğal Tarih Müzesi, 1832’de kuruldu ve 200’den diorama (ışık yoluyla bir anın 3 boyutlu canlandırılması) içeriyor. Dioramaların modası geçmiş olsa da etkileyiciliğinden bir şey kaybetmemiş. 1800’lü yıllardaki olayları bu yolla görmek insanı hipnotize ediyor.

Çocuk Yiyen Heykeli ve Çeşmesi

Korkutucu bir heykel olduğunu her halinden belli. 500 yıllık heykel, çocuk yiyen bir adamı tasvir ediyor. Kimse nedenini bilmiyor. “Çocuk Yiyici” veya “Kindlifresser” adıyla gezilecek yerler listesinde görebilirsiniz.

Psikiyatri Müzesi

Zihinsel hastalıklarda geçmişte ne gibi yöntemler kullanılırdı? Kimi zaman acımazsız, kimi zaman insancıl yollara başvurulmuş. Modellemelerin oldukça gerçekçi olduğu psikiyatri müzesinde, zihinsel hastalıkları anlatan ilgi çekici sergiler ve olaylarla karşılaşacaksınız.

Aziz Beatus Mağarası

Efsanevi bir mağaradır. Beautus adındaki bir keşiş M.S. 100’lü yıllarda, inzivaya çekilmek için bu mağaraya gelir. Mağarada ejderha olduğunu fark eder. Kaçmak yerine savaşmayı tercih eden Beatus, Kutsal Üçlü’yü (Holy Trinity) çağırarak ejderhayı yenmiş. Ölüme yaklaşan ejderha kendini göle bırakmış ve gölün kaynamasına neden olmuş.

*İsviçre’nin Bern’i, tam bir başkent şehri. Şehir planlaması o kadar iyi yapılmış ki ulaşımda zorluk çekilmiyor. Zaten tarihi yerleri gezdikçe daha fazla yer görmek istiyorsunuz. Yukarıda sizler için Bern’i biraz mercek altına aldık. Aslında anlatılacak çok şey var. Bu nedenle kendiniz gidip görmek isterseniz isabetli bir karar vermiş olursunuz 🙂