Hakkında; Kapadokya ile nam salmış Nevşehir‘in doğusu Kayseri, batısı Aksaray ve Niğde ile çevrili olup kuzeydoğusunda ise Yozgat yer alıyor. Eşi benzeri olmayan coğrafik yapısı ile Erciyes, Hasan Dağı gibi sönmüş yanardağların kül ve lavları ile tam tamına 60 milyon yıl önce meydana gelmiştir. Bu katmanların oluşturduğu plato üzerinde toplamda 8 ilçe bulunuyor. Vadilerin, peribacalarının ve tarihi alanların bulunduğu Göreme, Avanos, Ürgüp üçgeni bölgenin en popüler bölgeleri olup Osmanlı döneminde Muşkura ismi ile biliniyormuş. 18. yüzyılda Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın yaptırdıklarıyla bugünkü ismini almış ve şehir netiliği kazanmıştır. Nevşehir’de yapılacak şeyler için yazımızı okumaya devam edin;
Kullanılan kartlar; Müzekart edinerek şehirde birçok gezi noktasını avantajlı şekilde ziyaret edebilirsiniz.
Şehir içi ulaşım; ulaşımda dolmuş, minibüs, otobüs ve taksi araçlarını kullanabilirken özel aracınızla gelebilir ya da buradan bir özel araç kiralayabilirsiniz. Bunun yanı sıra bisiklet ya da ATV kiralayabilirsiniz.
İkonik gezi noktaları; Peri Bacaları, Üç Güzeller, Asmalı Konak, Turasan Şarap Mahzeni, Avanos Asma Köprü ve ünlü yeraltı şehirleri ikonik gezi noktalarından yalnızca birkaçıdır.
Pazar günü ne yapılır; kayalara oyularak yapılan restoranların birinde manzara eşliğinde güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra bir balon turu yapıp ardından şarap mahzenlerinde harika şarapların tadına bakarak günü tamamlayabilirsiniz.
Burası Neresi? Bir müze olma niteliği taşıyan Hacı Bektaş Veli Dergahı Külliyesi ve Türbesi içerisinde dikkat çekici pek çok eşya, tablo ve bilgiler yer alıyor. Önemli günlerde insanların yoğun olarak ziyaret ettiği bu yer, Nevşehir’de mutlaka gitmeniz gereken yerler arasında bulunuyor. Türbe içerisinde bulunan külliye, 1964 senesinden beri Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından müze olarak ziyarete açılmıştır. Kompleks bir yapı olup bünyesinde Taç Kapı, Üçler Çeşmesi, Aş Evi, Çilehane ve Pir evi gibi yapıları bulunduruyor. Eğer sizde bölgeyle adı bütünleşmiş olan Hacı Bektaş Veli’yi, düşüncelerini ve yaşam tarzını merak ediyorsanız ziyaret etmenizi öneririm.
Burası Neresi? Günümüzdeki görünüme milyonlarca yılda kavuşan Kapadokya‘da bu oluşum hala da devam etmektedir. Bu eşi benzeri olmayan coğrafyada barınma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla insanlar kayaları oyarak evler yapmışlardır. Genel olarak vadi eteklerine konuşlandırılmış olan evlerin yapımı esnasında oyma işleminin yanında bölgede çıkartılan işlenmesi kolay taşlar kullanılmıştır. Taşın hava ile temas etmesiyle kısa bir süre içinde sertleşmiştir. Taşın bol olduğu bölgede haliyle kendine özgü ustalık ve mimari gelişim göstermiştir.
Bu evler sofa ve etrafında yer alan odalar biçiminde oluşmaktadır. Kapılar ahşap malzemelerden yapılmış olup üst kısımları kemerli şekildedir. Evlerin içi; oda, mutfak, depo, tandır, kiler, şaraphane olacak şekilde inşa edilmiş olup şömine, taş merdiven, dekoratif nişler, sedir, yöresel halılar, toprak testi ve kaplar bulunuyor. Dünyanın dört bir yanından yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırlayan bölgedeki bu evlerin bazıları günümüzde otel ve restoran olarak hizmet vermektedir.
Burası Neresi? Kızılırmak Nehri’nin iki yakasına kurulmuş olan Avanos, seramik atölyelerinin sık olarak bulunduğu önemli bir yerdir. Toprağın şekillendirilerek kap kaçak yapılıyor olup Hititler’den beri bugüne kadar devam eden bu kültür bölgenin en önemli aktivitelerindendir.
Çömlek yapımını esnasında; Avanos dağlarından ve Kızılırmak’ın eski yataklarından yumuak ve yağlı kil topraklar elenip yoğurularak çamur şekline dönüştürülüyor ve çark ismi verilen tezgahlarda bu çamur çeşitli hallerde biçimlendiriliyor. İşlik atölyelerinde elde edilen çanaklar ilk etapta güneşte sonrasında gölgede kurutularak saman ve talaşla yakılan fırında 800-1200 derecede pişirilerek oluşturuluyor.
Çömlekçiler çarşısı adı verilen bölgede Chez Galip’in işlik atölyesine gelerek çömlek yapımını izleyebilir veya yapmak isterseniz de tezgahın başına kurularak hünerlerinizi gösterebilirsiniz. Üstelik yapacağınız tüm her şey için para ödemenize gerek kalmıyor. Eğer gezerken kaza olur da yanlışlıkla bir şey kırıp dökerseniz bunun içinde para ödemiyor olup kırdığınız şeyin yapılışını sizlere öğreterek aynısını yerini koymanızı istiyorlar. 🙂
Kapadokya’ya gidince yapılması gereken en eğlenceli şeylerden biri kesinlikle çömlek yapımına katılmaktadır. Günümüzde terapistler bile çömlek yapmanın ne denli ruh sağlığına iyi geldiğinden bahsetmektedirler. İçinizdeki sanatçıyı ortaya çıkarın ve elinizi çamura bulayın diyor, keyifli saatler diliyorum.
Burası Neresi? Kapadokya’da ön plana çıkan yerlerinden biri olan Güvercinlik Vadisi, seneler boyu büyüleyici güzelliği ile gelen ziyaretçilerine Uçhisar Kalesi’nin sağladığı muhteşem manzara eşliğinde gün batımı keyfi yaşatıyor. Uçhisar ile Göreme arasında kalan bu geniş vadi, ismini gerçek anlamda güvercinlerden almaktadır.
Denilene göre 9. yüzyılda başlayan güvercin yetiştiriciliği ile birlikte burada yaşayan insanların dikkatlerini çeken üzüm yetiştiriciliğinde güvercin gübresinin çok faydalı olduğudur. Bu yüzden günümüzde rastlanan kayadan oyma yuvalar, tarım işçilerinin verimini sağlamak adına evler yerine vadiyi seçmesiyle meydana gelmiş.
Yalnızca tarımda değil, bunun yanında kilise duvarlarını renklendiren çizim ve desenlerin renklerini muhafaza edebilmesi ve fresklerin sağlam kalmasını sağlayabilmek için de güvercin gübrelerinin verimli gelmesi sebebiyle kullanılmaktadır. Günümüzde farklı çeşitteki güvercinlerin vadide bulunması oldukça hoş bir manzara yaratırken benzersiz manzara ve tarihi ile turizme da katkıda bulunan en önemli bölgelerden bir tanesidir.
Yürüyüşün daha kolay geçmesi adına vadide kırmızı ile işaretlenmiş yerler mevcut. Vadi iki kola ayrılıyor olup işaretli alanları takip etmeniz gerekiyor. Eğer takip etmezseniz de ya geldiğiniz yolu geri dönmek durumunda kalıyorsunuz yada karşınıza harikulade manzaralar çıkıyor. Geri dönmek istemiyorsanız bu işaretleri takip ederek yolunuzu tamamlamanızı tavsiye ederim.
Birçok güzelliği bir arada barındıran Güvercinlik Vadisi içerisinde bir de şelale bulunuyor. 10-15 metre uzunluğunda olup çok fazla bilinirliliğe sahip olmayıp mutlaka görmeniz gereken büyüleyici bir yer.
Vadiye ismini veren güvercinlerin ve tarım konusundaki faydaları dışında yürüyüş yaparken görebileceğiniz bir diğer güzel şey ise küçük meyvelikler. Bir çoğu bakımsız olsa da bu küçük meyvelikleri eski dönem insanlar sel sularından koruyabilmek adına vadinin eteklerine savaklar oyarak koruma altına almışlardır.
Savaklar yaz aylarında yapılan yürüyüşler için harika bir deneyim vaat ediyor. Hatta öyle ki savaklar arasında vadinin genişleyen noktasında esvap pınarı olarak isimlendirilen, kadınların çamaşır yıkadıkları bölgeyi görebilirsiniz.
Vadide görebileceğiniz yerlerden biri de Tığraz Yeraltı Sığınağı’dır. Uçhisar’daki en büyük ikinci kale olma özelliğine sahip olup içinde; tünel, depo, mahzen, oda ve zirveden başlayarak vadiye ulaşan yedi katlı yerleşimiyle ziyaretçilerine meraklı bir gezi ortamı sağlıyor. Buradan devam ettiğiniz takdirde Uçhisar çeşmesi Tekelli Mahalleye ulaşıyorsunuz. Burada ise yıkık halde bulunan bir bulgur değirmeni mevcut.
Doğa ile tarihin kavuştuğu benzersiz nokta olan Güvercinlik Vadisi’ni bahar aylarında ziyaret etmeniz uygundur. Fakat kışın karlar altında kalan vadinin verdiği keyif de bambaşka. Yürüyüş yapılamasa da Uçhisar Kalesi’ne çıkarak muhteşem manzarayı fotoğraflayarak kartpostal karelerini kendinize anı olarak saklayabilirsiniz.
Yürüyüşe başlamadan önce vadi içerisinde herhangi bir su içme suyu bulamayacağınızdan yanınıza mutlaka almanız gerektiğini belirtmeliyim. Yürüyüşün bir tık yorucu ancak bisiklet kullanarak da burayı gezebilirsiniz.
Uçhisar ve Göreme arasındaki bölgede yer alan Güvercinlik Vadisi’ne girişler yalnızca buradan sağlanıyor. Uzunluğu toplamda 4 bin 100 metre olan Güvercinlik Vadisi’ne Nevşehir Ürgüp güzergahı üzerindeki Adnan Menderes Caddesi’ni takip ederek gelip Uçhisar Kalesi’nin sağından ulaşabilirsiniz.
Buraya iki çeşit yolu kullanarak gelebilirsiniz. Biri Uçhisar merkezden aşağı inerek, diğeri de Göreme’den biraz daha yorucu olup tırmanışlar yaparak gidebileceğiniz yoldur. Yürüyüş yapacağınız için daha fazla efor sarf etmemek adına Uçhisar yolunu kullanmak akıllıca olacaktır.
Burası Neresi? Kapadokya 50 sene önce koskoca bir iç denizmiş. Etrafındaki yanardağ patlamaları sonucu ısının yayılması ile bu deniz kuruyarak yerine soğumuş lavların şekillendirdiği yumuşak kayalar ile dolu derin vadiler almış. Zamanla rüzgar ve sel suları lavların şekli farklı biçimlerde peri bacalarına dönüşmüştür.
Avanos bölgesinde yer alan Devrent Vadisi ise harikulade bir görüntüye sahip olup adeta eskiden bir canlıyken taşa dönüşmüş suret görünümündedirler. Dünya üzerinde Hayal Vadisi adı ile ya da kayaların gün batımında büründüğü renkten dolayı Pembe Vadi olarak adlandırılmıştır.
Yıllar öncesinde Kapadokya’da çekilen ünlü dizi Asmalı Konak’ın fon olarak kullandığı vadi, deve biçimindeki peri bacaları üzerinden yapılan tanıtımlar ile ünlenmiştir. Çok sık ziyarete uğraması sebebiyle çevresi çitler ile çevrelenmiş şekildedir. Farklı canlıları andıran peri bacaları, özellikle hayvanlara benzetebilirsiniz.
Vadinin adı derin çukur ve uçurum anlamına geliyor olsa da ismiyle hiç bir ilgisi yok. Tam tersine masal platosuna benzeyen vadi, gece çıkan ayı izlemek için birebir ortam sunuyor. U biçimindeki bölgenin bir ucu Devrent diğer ucu ise Kızılçukur’a kadar uzanıyor olup orta bölümde ise Paşabağı ve Zelve yer alıyor.
Burada herhangi bir yerleşim yeri bulunmayan Devrent, farklı olarak yürüyüş alanı sınırlıdır. Diğer vadilere kıyasla bir giriş ve çıkışı bulunmuyor. Harita üzerinden ilerlenecek bir rota bulunmuyor. Eğer şahsi aracınız ile gelecekseniz ücretsiz park alanları mevcut. Vadi girişinin karşısında hediyelik eşya satan dükkanlar yer alıyor olup patika yürüyüşünüzü yarım saatte tamamlıyorsunuz.
Meydana gelen bu farklı kaya oluşumları Kapadokya’yı gizemli bir atmosfere büründürerek çeşitli efsanelere yol açmış. Denilene göre vadi içerisindeki peri bacaları dualarla cezalandırılarak taş kesilen insanlar olduğu yönündedir. Aktepe sırtlarında bir türbe bulunuyormuş.
Bu türbenin çevresinde asasını yere vurarak su çıkartabilen Dede isminde bir bilge yaşıyormuş. Günlerden bir gün gavur ordusu adındaki bir çete vadiye gelerek türbeyi yıkarak tüm haka ile birlikte Dede’yi öldürmek gayesindelermiş. Dede “Allah’ım düşmanı taş yap, kuş yap” diyerek dua etmiş ve dua gerçekleşmiş.
Burası neresi? Şehirde müze açma fikri ilk olarak Merkez Kütüphane Müdürü Hamit Özalp’ın öncülüğünde gerçekleşmiştir. Böylelikle 1963-1964 yılları arasında etraftan toplamış olduğu tarihi eserleri, kütüphanenin bir odasında depolamış sonrasında Damat İbrahim Paşa Külliyesi’nin bir parçası olan Aş Evi ile Sübyan Mektebi, 1966 tarihinde Kültür Bakanlığı’na devredilerek onarım görmüş 1967 tarihinde ise Nevşehir Müzesi olarak faaliyete açılmıştır. 1987 yılında günümüzdeki Kültür Sitesi’nde yer alıyor olup arkeolojik ve etnografik olmak üzere iki bölümden oluşuyor.
İçerisinde Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın heykeli, heykelin arkasındaki girişte küpler, küpler, lahitler ve taş heykeller mevcut. Giriş bölümünde; Kapadokya bölgesinde bulunan hayvan fosilleri ve kemikleri sergileniyor olup, bir alt katında ise arkeolojik eserler bulunuyor.
Dönemlerine ayrılan eserler içerisinde; Frig, Urartu, Helenistik, Roma, Bizans dönemlerine ve İran, Mezopotamya ve Kıbrıs kökenlerine ait pek çok eser yer alıyor. Aynı zamanda Civelek Mağarası’nda bulunan eserler, Neolitik döneme ve Eski Tunç Çağı’na aittir.
Etnografik kısma geldiğinizdeyse; eski bir dokuma tezgahı, saklama kapları, ahşap mobilyaların olduğu oturma odası, eski bir gramofon bulunuyor. Şehrin tarihini keşfetmek, geleneksel yapısını öğrenmek, antik döneme ait eserleri yakından incelemek adına müzeyi yapılacaklar listenize eklemenizi öneririm.
Burası Neresi? Kapadokya hakkında pek çok bilgiye sahip olabileceğiniz Nevşehir Ürgüp Müzesi, gezinize başlamanız gereken önemli noktalardan biridir. Edineceğiniz bilgiler ışığında geziniz daha da bir anlam kazanacak Kapadokya’nın oluşumu hakkında bilgi edinerek doldurulmuş hayvanları görebileceksiniz.
Temenni Tepesi’nde tek kubbeli olan yapı olan Ürgüp Müzesi içerisinde sergilenen eserler 1965 senesinden beri müze için toplanmaya başlanması sebebiyle pek çok tarihi eseri bünyesinde barındırmaktadır. Müze ilk defa 1971 yılının temmuz ayında ziyaretçilerini ağırlamaya başlamıştır.
Neden Gitmeliyim? En çok tarihi eserlerin sergilendiği müze konumlandığı bölgede en ilgi çekenlerden biri olarak biliniyor. Bunun sebeplerinden biri de hem arkeolojik hem de etnografik eserlerin yer alması. Müzenin giriş merdivenlerinin yer aldığı kısımda taş ve topraktan yapılmış tarihi eserler sergileniyor. Müzenin girişinde ise 10 milyon yıllık olduğu varsayılan Nojen- Miocene dişi mamut fosilleri sergileniyor.
Aynı zamanda müzenin Teşhir salonu adı verilen bölgedeki eserler arasında; Helenistik, Eski Turunç Çağı, Bizans ve Roma dönemlerine ait olduğu varsayılan el yapımı eşyalar yer almaktadır. Buradaki eşyalar metal ve cam benzeri yapılardan meydana gelmektedir. Bunların yanında müzede çeşitli dönemlere ait altın, gümüş ve bronz sikke ve madalyalarda bulunuyor.
Burası Neresi? Ihlara Vadisi’ne benzeyen Soğanlı Vadisi, Kayseri il sınırları içerisinde konumlanıyor olup Yeşilhisar ilçesine bağlı bir mahallede bulunuyor. Merkeze 15 kilometre uzaklıkta yer alan vadi, 25 kilometrelik büyük bir kanyonu kaplamaktadır. Bölgenin geçmişine baktığımızda 6. ve 7. yüzyıllarda yaşamış olan Bizanslıların hayatlarını sürdürdükleri ziyarete açık bir alan olup 15 kilise ve kayıp olduğu varsayılan 50 kilise bulunuyor.
M.S. 1200-1300 yılları arasında Bizanslılardan alınarak bir Türk Köyü’ne dönüştürülen vadi, Türkmen kökenlere sahiptir. Kapadokya’nın popüler peri bacaları bu noktada biraz farklılık göstermiş olsa da varlıklarını hala devam ettiriyor. Nüfusu 300-400 kişi olan bu küçük köyde yaşayan depremler veya Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın aktif olduğu zamanlardaki sarsıntılarından dolayı çökmelere uğrayarak vadi ve platoların oluşumlarına olanak sağlamıştır. Vadinin eteklerinde Roma ve Bizans uygarlıklarına ait olan pek çok sayıda mezarlık ve kilise görülmektedir.
Buranın başlıca geçim kaynağı bez bebekleri olup çevresi sıkla rastlayabileceğiniz renkli bez bebekler ile doludur. Köy kadınlarının kendi el emekleri ile diktikleri bu bez bebeklerin yanında Türk motiflerinin baskın olduğu heybeler, halılar ve çoraplara da rastlanıyor. Buda bir şey mi, geziniz sırasında küçük bir mola vererek köylü kadınların hazırladıkları gözlemelerden de yemeniz şart!
Vadinin en ünlü yeri olan kuzeydeki Kubbeli Kilise, büyükçe bir Peri bacası’nın ustalıkla biçimlendirilmesi sonucunda bu heybetli kubbeler meydana getirilmiş olup önemli özelliklerinden biridir. Bir labirenti andıran Kubbeli Kilise, kayalar içerisinde oyulmuş tünelleri, merdiven ve koridorları ile gizemli bir gezinin kapılarını aralıyor.
Bir diğer gizemi ise sesin nereden geldiğini asla çözemediğiniz akustik yapısı. Son halini 14. yüzyılda almış olup iki katlı ve içi klasik kiliseler ile benzerlik gösterip fresklerle süslüdür. Eski zamanlarda kilise veya manastır olarak kullanılan bu yapı günümüze ulaştığında oldukça harap noktaları varmış ancak bunlar restore edilerek eski haline getirilmiştir.
Bir diğer ünlü kilise de Karabaş Kilisesi olup, Roma Dönemi’in izlerine rastlanmaktadır. Toplamda dört kısımdan oluşan ve 6. yüzyılda yapıldığı düşünülen bir yapıdır. Selçuklu ve Bizans motifleri kullanılarak resmedilmiş Hz. İsa’nın doğumu, vaftiz töreni, çarmıha gerilişi gibi hayatına dair önemli zamanları, 12 havarinin azizlerinin resimleri kilise duvarlarında mevcut.
Bundandır ki bu kilise bölgedeki sanat değeri yüksek bir yapı olarak adlandırılıyor. Duvarlarında dört adet mezarlık nişleri yer alan ve küçük kubbeli kilisenin alt katında bulunan yapıya da Saklı Kilise ismi verilmiş.
Burası Neresi? Kapadokya’daki taş oyma ya da mağara yerlerinde tertip edilen ilahi gösterilerdir. Hz. Mevlana’nın öncülüğünde kurulan ve seneler boyunca devam eden bu etkileyici semazen gösterisi, şehirde yapılması gereken önemli aktiviteler arasında yerini alıyor. Böylesine özel gösteriyi kendine özgü atmosferi içinde izlemek burayı ziyaret edenler için muhteşem bir duygu deneyim demek yanlış olmaz.
Gündüz saatlerinde başlayan vadi ve yer altı şehri gezilerinin ardından lezzetli bir yemek ile akşamı tamamlayan Türk gecesi ve semazen gösterisi olmazsa olmaz. Türk geceleri öyle popüler ki çoğu zaman yer bulmak mümkün olmuyor diyebilirim.
Bu organizasyon içerisinde 15 dakikalık bir sema gösterisi sergileniyor. Ancak esas Kapadokya semazen gösterisi izlemek için 18:00 ile 21:00 saatlerinde olmak üzere iki seans olarak düzenlenen 1 saatlik gösteriler bulunuyor
Derviş Evi’nde yapılan ve gerçek bir Mevlevi ayini olan gösterilerde 5 müzisyen, 5 semazen ve 1’de semazenbaşı yer alıyor. Dansı olsun kostümü olsun her yönüyle etkisi altında kalacağınız sema gösterileri ile akıllara kazınacak anlar yaşayacaksınız.
Mistik ve gizemli bir havası olan Saruhan Kervansarayı gösterileri izleyebileceğiniz en makul fiyata sahip yerdir. Yaklaşık 1 saat süren gösterilerin başlangıç yada bitiminde Kapadokya ve doğa harikası peri bacalarının oluşumları hakkında slayt gösterisi yapılıyor ve lohusa şerbeti ikram ediliyor.
Hepsi farklı bir anlam barındıran yedi kısımdan meydana gelen semazen gösterileri toplamda iki seans şeklindedir. Saat 18:00 – 19:00 veya 21:00 – 22:00 arasında yapılıyor olup fiyatları 100 ile 180 arasında değişmektedir. Otellerinizden alınarak ulaşım şirketleri aracılığı ile gidip gecenin sonunda yine otellerinize geri bırakılıyorsunuz.
Burası Neresi? Üç vadiden meydana gelen Zelve Açık Hava Müzesi, bölgenin en eski yerleşim alanlarından biridir. Zelve’nin ismi; öküzlerin boyunlarına geçirilen ve bağı bahçeyi sürmek için kullanılan ser ve sağlam çubuklardan almaktadır. Denilene göre Hristiyanlığın ilk olarak yayıldığı yer olarak ön plana çıkan Zelve, peri bacalarının sık olarak görüldüğü yerdir. Bu sebeple pek çok kilise ve manastıra rastlamak mümkün.
Neden Gitmeliyim? Kaya evleri ve tünelleri ile oldukça yoğun ilgiyi üzerine çeken vadinin ilki 170 metre diğeri 250 metre olmak üzere kısa ve uzun iki yürüyüş ve gözlem parkuru mevcut. Kayaların oyulması ile yapılmış olan yerleşim alanlarını gezerken ilk olarak gözünüze usta işçilikler çarpacak.
Pencere, kapı kirişleri itina ile oyulmuş ve şekillendirilmiştir. Evler birbirine kayaların oyulması ile tüneller ile bağlanmış. Birkaçı hala kullanılıyor durumda olsa da çökmeler sonucunda bütün hepsini ziyaret etmeniz mümkün değil ne yazık ki. Görebileceğiniz önemli yerler arasında Balıklı Kilise, Üzümlü Kilise ve Geyikli Kilise geliyor.
Köydeki meydanda bulunan yine kayadan oyma, kesme taş kullanılarak yapılmış olan cami farklı yapısı ve mimarisi ile tüm ilgiyi üzerine çekmeyi başarıyor. 1952 senesine dek yerleşik hayatın devam ettiği bölgede yaşanan erozyonlar sonucunda günümüzde artık kimse ikamet etmiyor.
Ancak öyle sık ziyaret edilen bir bölge haline dönüşmüş ki yerli ve yabancı ziyaretçilerin akınına uğrar duruma gelmiş. Sizde burayı ziyaret ederken parkurun uzun ve yorucu olduğunu dikkate alarak yanınıza gerekli ihtiyaç malzemelerini almanızı öneririm.
Burası Neresi? Bölgenin ilk yerleşim alanında kent merkezindeki bir tepede kurulan olan kalenin yapılış tarihi kesin olarak bilinmese de araştırmacılar yapım şekline göre Bizans Dönemi’ne ait olduğunu düşünmektedirler.
Oldukça sağlam bazalt kütleli bir tepe üzerine konumlandırılan Nevşehir Kalesi, Osmanlı Dönemi’nde Nevşehirli Damat Ferit Paşa tarafından restore ettirilmiş olup bazı kaynaklarda 12. yüzyılda Selçuklular Dönemi’nde Bağdat’a giderken kervan yolunun koruma altına alınması gayesiyle inşa edildiği söylenmektedir. Eski bir Bizans kalesinin temelleri üzerine inşa edilmiştir.
Sur duvarları günümüzde sağlamlığını koruyan kalenin yapımında kesme taş ve moloz taş kullanılmıştır. Beşgen plan biçimine sahip kalenin sur duvarları dört burç ile güçlendirilmiş durumdadır. Üstüne 42 mazgalı yer alıyor olup kalenin ön ve arkada olmak üzere iki farklı kapısı mevcut. Kitabeye sahip olmayışı nede ile de yapımı hakkında herhangi bir bilgi edinilememiş olup Cumhuriyet Dönemi’nde 1966-1979 yıllarında onarılmış.
Ovaya en hakim konumda yer alan kalenin savaşlardaki kuşatmalar esnasında su ihtiyacının karşılanabilmesi adına kaleden ovaya inen bir tünel yapıldığı ve daha sonrada kapandığına dair rivayetler yer alıyor. Üçüncü derecede arkeolojik sit alanı olarak koruma altına alınmış olup etrafındaki 11 mahalleyi içerisinde alacak şekilde kazı çalışmaları yapılmış ve bu esnada yeraltı şehri keşfedilmiş.
Hz.İsa’nın göğe yükselişini anlatan fresklerin yer aldığı ve Ortodokslar açısından önemli bulgulara sahip olan tarihi kiliseye ulaşılan yer altı şehrinde, yakın bir tarihte 5. ve 6. yüzyıla dayanan kayadan oyma manastıra rastlanmıştır.
Burası neresi? Tarihi kaynaklarda ”Peristremma” ismi ile geçen Ihlara Vadisi, Nevşehir’e 100 kilometre kadar uzaklıkta konumlanıyor olup dünya üzerinde kanyonlar arasında farklı bir öneme sahiptir. 18 kilometre uzunluğa ve 200 metre genişliğe sahip olan vadi içerisinde binlerce yaşam alanı barındırıyor.
Dünyanın en büyük kanyonu olma niteliğini elinde bulunduran Ihlara’nın şekillenmesinde en büyük katkıyı Melendiz Çayı sağlamaktadır. Hasan Dağı’ndan püsküren lavların meydana getirdiği volkanik katman zaman içerisinde oluşan sel ve rüzgar tabi bir de Meles Çayı etkisiyle aşınmaya uğruyor. Taban oldukça derin biçimde oyuluyor ve günümüzdeki Ihlara Vadisi’nin oluşumuna sebep oluyor.
Neden gitmeliyim? Jeolojik oluşumu şöyle dursun doğası ile de tüm ilgiyi üzerine çekmektedir. Derin ve dar yapısı ile tabanındaki suyun kenarlarında kalan yeşillik harikulade bir görüntü sağlıyor. Vadinin etrafında bozkır ve cılız bitki örtüsü yoğunken, yamaçlarında ise zengin yeşillik görüntüsü üstünlük göstermektedir.
Bu doğayı mutlaka görmeniz gerekiyor. Dilerseniz turlar ile dilerseniz de şahsi aracınız ile rahat bir ulaşım sağlayabilirsiniz. Fakat vadiye ulaştığınızda işin rengi biraz değişiyor. Tam tamına 397 basamak kadar iniyorsunuz. Her ne kadar gözünüzü korkutan bir yorgunluk olsa da Melendiz Çayı’na geldiğinizde iyi ki diyeceksiniz. Zaten buradaki dinlenme noktalarında istediğiniz kadar mola verebilirsiniz.
Kaçırmayın! Vadinin içerisinde bulunan Sümbüllü Kilise, Ağaçaltı Kilisesi, Yılanlı Kilise, Eğritaş Kilisesi, Karanlıkkale Kilisesi, Pürenliseki Kilisesi ve Kokar Kilise’yi mutlaka ziyaret edin!
Uyarı! Tüm ihtiyaçlarınızı vadinin girişindeki büfeden temin edin. Zira vadi içerisinde herhangi bir yer bulunmuyor.
Burası Neresi? Yıllardan beridir düzenlenen Kapadokya Türk gecesi yabancı ziyaretçilere geleneklerimizi tanıtırken eğlendirmek amacıyla yapılmaktadır. İsterseniz buranın lezzetli yemeklerinin eşliğinde bu eğlenceyi izleme keyfini yaşayabilirsiniz. İç Anadolu Bölgesi’nde yeşeren semazen gösterisi, farklı bölgelerin folklorik dansları, keyifli oryantal şovları, mekanın kendine özgü sürprizleri ile hoş saatler sizleri bekliyor. Kayadan oyma mekanlarda yapılan, atmosferi de bambaşka bir hava katıyor.
Özellikle Avanos ve Uçhisar bölgelerindeki mekanlarda düzenlenen Türk geceleri yaklaşık 3 ya da 4 saat kadar sürmektedir. Kapadokya’daki eski hanlarında ya da mağara ismi verilen kayadan oyma mekanlarda yemek sunumları ile başlayan geceye Türk ritüellerinden kız isteme ve gelin alma dansları arasında gerçekleştirilen tiyatral bölümler yer alıyor. Bu gecelerin ilk akla gelen kısmı oryantal şovlardır.
Şovların aralarında Türk müziğinin sevilen parçalarını dinleyerek kulaklarınızın pasını silecek. Gösterilerin son kısmı ise Kafkas dans gösterisiyle son bulurken final içinse katılımının çok olduğu oyun havaları ile yapılıyor. Genellikle kabalık turist için düzenlenen bu organizasyon 200 ile bin kişi kapasitesine sahip restoranlarda yapılıyor.
Sevdiklerinizle birlikte katılım sağlayabileceğiniz geceyi dilerseniz yemekli dilerseniz de yemeksiz olarak tercih edebilirsiniz. Burada Türk gecesi düzenleyen mekan sayısının az olmasından dolayı önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Otel transferleri de önemli elbette ki. İsterseniz oteliniz ile isterseniz de organizasyonu düzenleyen işletme aracılığı ile ayarlama yapabilirsiniz.
Program 20:00’da başlayıp gece 23:00’a kadar devam ederken yaz aylarında ise 20:30’da başlayıp 24:00’da son buluyor. Eğer yemekli paket isterseniz set menü bulunuyor. Gittiğiniz yere göre değişkenlik gösteriyor olup genel olarak yerli üretimleri olan şarap, soğuk meze çeşitleri, ara sıcaklar, en az iki farklı ana yemek, salata, meyve veya da tatlıdan meydana gelen sunumlar mevcut. Şarap dışında seçeceğiniz başka bir alkollü içecekler anlaştığınız fiyatın dışında değerlendirilerek ücrete tabi tutuluyor.
Bu nedenle işletmeden içecek konusunda bilgi almanızda yarar olacaktır. Eğer ki yemeksiz menü seçecekseniz alkollü veya alkolsüz içecekler eşliğinde meye, kuruyemiş ikramı yapılırken bazı restoranlarda meze de ekleniyor. İçeceğin limitli ve limitsiz oluşu aldığınız pakete bağlıdır.
Mekana transfer olup olmaması veya grup rezervasyonu gibi etkenler göz önünde bulundurularak yemekli paketler 150’den 200’e kadar çıkarken yemeksiz paketler ise 100 TL’den başlamaktadır. 10 kişilik gruplara da indirim yapıldığını belirtelim.
Yaşar Baba Restaurant; Türk gecelerinin başlangıç noktası olan restoran 1980’li yıllara dayanan geçmişi ile bilinen bir mekandır. 600 kişilik kapasiteye sahip olan kayadan oyma salonunda yazın terleme kışında otantik havası ile keyifli zaman geçirmenize olanak sağlıyor.
Evranos Restaurant; Avanos’ta bulunan restoran, yeraltı kayadan oyma mimari ile oldukça etkileyici olup iki salonun birleşmesi ile meydana gelmektedir. Yaklaşık olarak 450 misafiri aynı anda ağırlayabilen mekanın en popüler yemeği testi kebabıdır.
Uranos – Sarıkaya Restaurant; 2001 senesinden beri faaliyet gösteren restoran, yine kayadan oyulmuş şekilde yapılmış olup toplam kapasitesi 720 kişiyken Akbel’de bulunan Uranos Restaurant’ın ise 320 konuk kapasiteli bir salonu bulunuyor.
Burası Neresi? Nevşehir’e 13 kilometre ve Göreme’ye ise 2 kilometre mesafede yer alan bir kaya yerleşim noktasıdır. M.S. 4. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar bir manastır hayatı yaşanmıştır. Hemen hemen her kaya oyuğunun içerisinde kilise, şapel, yemekhane ve oturma alanları bulunuyor.
Günümüzdeki Göreme Açık Hava Müzesi, manastır eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak kabul görmüştür. Ardından bu eğitim sistemine Soğanlı, Ihlara, Açıksaray katılıyor. Kiliseler iki tür teknikte boyanmış şekildedir.
İlki direkt kaya yüzeyinin düzeltilmesi ile üzerine yapılan boyama ikincisi ise kaya üzerine yapılan tempera ve fresko tekniğini kullanılarak yapılan boyama şeklidir. Bu kilisede ele alınan konular İncil ve Hz. İsa’nın hayatından alınmıştır.
Göreme Açık Hava Müzesi içerisinde Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basil Kilisesi, Elmalı Kilise, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise yer alıyor.
Bu bölge Hristiyanlık tarihinin önemli ismi olan Kayseri Piskoposu Aziz Basil tarafından bölge 4. yüzyılda bir dini eğitim ve düşünce merkezi olarak kurdurulmuş. Bu dine pek çok yenilik katan Aziz Basil’in düşünceleri ilk etapta burada öğretilmeye başlanmıştır. Bu manastır hayatı bin seneye dek devam etmiştir.
Müzenin hemen girişince 7 katlı büyük bir bina olup bu yapı Rahibeler manastırı olup kız öğrencilerinin eğitim aldıkları bir yerdir. İçerisinde; yemekhanesi, mutfağı, şapeli, kilisesi mevcut.
Vadilerin başlangıç kısımlarında genellikle doğal aşınmalar sonucunda meydana gelen büyük kaya blok oluşumları vardır. Kayalara oyularak bloklar haline getirilmiş olup farklı amaçlar için kullanılmış. Geziye uygun hale getirilmek üzere çevre düzenlemeleri yapılarak müzeye çevrilmiş.
Müzede ilk rotanız girişte yer alan Aziz Basil Şapeli’dir. Aziz Basil adına inşa edilen bu şapelde kolonlar ile ayrılan bir Narteks kısmı bulunuyor. Önemli insanların mezarları yer alıyor bu kısımda. Mezarların başında oyuklar mevcut. Bunlar çocuk mezarı olarak biliniyor ancak aslında güzel koku yerleştirilerek daha gizemli hava katmak adına yapılmıştır. Mezarlığın solundan ilerlediğinizde şapele ulaşıyorsunuz.
Çok büyük bir kilise olmayıp gerek mimarisi gerekse işlemeleri ile adeta bir sanat eseri. Tavanı dört sütun ile desteklenmiş olup toplamda 9 kubbeden oluşuyor ve her bir kubbesi farklı anlatımlar ile süslenmiş haldedir.
İsmini; Ana apsisin önündeki kubbenin içerisinde yer alan Archangel Michael tasfirinin elinde tuttuğu küresel nesnenin elmaya benzetilmesinden dolayı almıştır. Kiliseyi dolaştığınızda fresklerin neden bu kadar canlı ve bozulmamış olduğunu düşünebilirsiniz. Bunu sebebi ise 90’lı yıllarda müze içerisindeki kiliselerde yapılan onarım çalışmalarıdır.
Mısırlı ve Hristiyan inancına sahip olması sebebiyle babası tarafından öldürüldüğü düşünülen Azize Barbara adına inşa edilmiştir. Burada yer alan kiliselerde iki şekil boyama tekniğinden yararlanılmış. Kilisede kırmızı boya ile direkt olarak kaya üzerine boyama tekniği yoğun olarak kullanılmış durumda. Kayanın boyayı emmesi üzerine boya kazınsa bile çıkmadığından bu boyama tekniği daha dayanıklıdır.
İsmini ejderha ile savaşan Aziz Geroge tasfirinden alan Yılanı Kilise, duvardaki yeşil ejderha figürü yılana benzetildiği için yılanlı kilise olarak kalmıştır. Kilisenin tamamlanamadan yarım bırakıldığı ihtimali üzerinde duruluyor.
Kubbesi ve 4 sütunu olan kilisenin duvarları Hristiyanlık için mühim olan ve İncil’de de bahsi geçen bazı önemli olayların sahnelendiği freskler işlenmiştir. Ana kubbenin içerisinde bulunan Hz. İsa tasfiri 11. yüzyıl Bizans sanatının bir örneği olup Hz. İsa’nın üç parmağını birleştirerek resmedilmesi Baba-Oğul-Kutsal Ruh üçlemesini temsil etmektedir. Bu sembollere bölgedeki pek çok kilisede rastlamanız mümkündür. Karanlık Kilise’de aynı zamansa Musevilerin kutsal kitabı olan Tevrat’dan alınarak bazı olaylar resmedilmiştir.
O zamanlarda kilise ve şapeller yardımların yapılması üzerine inşa ediliyormuş. Bu şapelde Anna ismindeki bir yardımsever tarafından Azize Catherine için yaptırılmış. Denilene göre Azize Catherine Hz. İsa’yı rüyasında görür ve uyandığı zaman parmağında Hz. İsa’nın yüzüğünün takılı olduğunu görür. Yıllarca Mısırda hermit olarak yaşamış Azize Catherine pek çok öğrenciye Hristiyanlık dinini öğretmiş bir kişiymiş.
Diğer kiliselere kıyasla yüksek bir noktaya yapılmış olan Çarıklı Kilise’nin alt katında bir de yemekhane bulunuyor. Bu yemekhane mutfak bölümünün yanında yer alan diğer yemekhaneler oldukça benzer fakat burada şarap servis edilmiyor. Bu sebeple manastırda eğitim gören öğrencilerin yemeklerini yediklerini düşünülüyor. Masanın bir tarafında Malta Haçı simgesi resmedilmişken diğer tarafta ise Hz. İsa’nın son akşam yemeğinin işlendiği bir tasfir yer alıyor. Buda yemekhaneyi daha da ilginç kılan özelliklerinden biri.
Burası Neresi? Farkı ve heyecan dolu bir gezi için Kapadokya ve Kapadokya’nın yer altı şehirlerinden başka bir yer düşünemiyorum! Tarih boyu devamlı olarak akın ve yağmalara uğrayan bölgede halk son çareyi yer altı köyleri kurmakta bulmuş. Bu köyler gerek mimari gerekse mühendislik açısından mükemmelliği gözler önüne seriyor.
Neden Gitmeliyim? Hititlerden Bizanslılara dek burada yaşam sürmüş tüm medeniyetler bu düzene devam ederek geliştirmişlerdir. Medeniyetlerin yerleşim dönemlerine kadar M.Ö. 1650-1200 yılları arasındaki zaman diliminde tüm evlerin içerisinde yerin altına inişler inşa edilmiştir. Bu inişlerin yapımının ardından yeraltı köyleri birbirine bağlanarak bir şehre çevrilmiştir.
Günümüzde yalnızca 36 tanesi bulunabilmiş olup gün yüzüne çıkarılamayan 150 tane daha olduğu varsayılmaktadır. Sofisteke bir plana sahip olan yeraltı şehirlerinde ısınma, havalandırma, kanalizasyon sistemi ve kiliseden akıl hastanelerine dek kamu kurumları mevcuttur.
Kaçırmayın! Nevşehir’de mutlaka gezmeniz gereken yeraltı şehirlerinin içerisinde; Derinkuyu Yeraltı Şehri, Özkonak Yeraltı Şehri, Mazı Yeraltı Şehri, Kaymaklı Yeraltı Şehri ve Tatlarin Yeraltı Şehri bulunuyor.
Burası Neresi? Kapadokya’nın etkileyici vadilerinde akşam dolunay ışığında yapılan yürüyüş turları muhteşem bir deneyimin kapılarını aralıyor. Nisan ve ekim ayları arasındaki her ay dolunayın olduğu gecede, Uzunetap ve Argos Kültür Sanat işbirliği ile Moonlight Cappadocia yürüyüş turları gerçekleştiriliyor. Saat 20:30’da Göreme’de Royal Balloon önünde toplanarak kayıt işlemlerinin tamamlanmasıyla transfer aracına yönelinerek Güllüdere Vadisi’ne ulaşım sağlanıyor.
Neden Gitmeliyim? 1 saatlik bir yürüyüşün ardından Haçlı Kilise’de mola veriliyor olup ardından Kolunlu Kilise’ye geçiliyor. Burada yapılan müzik dinletisi ve ikramlardan sonra Kızıl Vadi’ye yürüyüş yapılıyor. Yaklaşık 40 dakika kadar süren yürüyüş sonrası saat 24:00’da dönüş yoluna koyulunuyor. Bölgede gerçekleştirebileceğiniz eğlenceli şeylerden biri olan bu yürüyüş bana göre katılabileceğiniz en orjinal etkinliklerden.
Uyarı; Rahat ayakkabı ve kıyafet seçmekle işe başlayın derim. Yanınıza kesinlikle su, tepe lambası, üşüme ihtimalinize karşı uzun kollu giysi almanızı tavsiye ederim.
Ücretler Hakkında; 150 TL ödeme yapmanız gerekirken katılım içinse web sitesinden online kayıt yapmanız gerekmekte. 18 yaşından küçüker aile ile katılım sağlayabilirler.
Burası Neresi? Kesinlikle Kapadokya’nın gizemli ve mistik atmosferi eşliğinde kaya otelleride kalmak harikulade bir deneyim ancak düşünsenize bir sabah gün doğarken gözlerini bir açıyorsunuz ve rengarenk balonların gökyüzüne doğru yükseldiklerini görüyorsunuz. Harika değil mi? Çadırınızın fermuaranı açıp muhteşem bir manzarayla güne başlamak yeterince ikna edici bir düşünce olduğunu kabul ederek kamp yapmaya en elverişli noktalardan biri olan Göreme Açık Hava Müzesi’nin yukarısında kalan, sıcak hava balonlarının havalandığı bölge olan Kızılçukur Vadisi’ne bakan Kaya Kamping’i öneriyorum.
Burası Neresi? Mutlaka yogayı daha çok pek çok yerde yapmış olabilirsiniz veya hiçte yapmamış olabilirsiniz. Tüm deneyimlerinizi unutun! Kapadokya’nın benzersiz vadilerinde yapabileceğiniz bir yogayı hayal edin. Eşsiz enerjisi ile son zamanlarda artan talep ile minik bir yoga komitesi meydana gelmeye başlamış.
Cappadox Festivali programındaki gündoğumu yogalarından birine katılmanız mümkünken ille de herhangi bir programla katılmanız gerekmediğine hemen belirteyim. Yoga matınızı kaptığınız gibi dilediğiniz manzaranın karşısında yoganızı yapabilirsiniz. Bunun için özellikle gündoğumunu öneririm yerin pek bir önemi yok.
Bu deneyimi birlikte yaşayabileceğiniz ifeelyoga ve Workshopix gibi yoga okulları zaman zaman kamplar düzenliyorlar. Aynı zamanda yalnız yoga yapmak zorunda değilsiniz. Grup derslerine de katılarak sene boyunca vadi yürüyüşü ve yoga, bisiklet ve yoga turları ve grup dersleri de mevcut.
Burası Neresi? Kızılırmak’taki Asma Köprü yanında yer alan ofislerden Kapadokya Jet Boat & Gondola firması ile Gondol ya da bot turu gerçekleştirebilirsiniz. Yaklaşık olarak 15 dakika süren gondol gezisi pazar günleri haricinde her gün saat 13:00’da başlamakta. Ancak gitmeden önce rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Tek bir sefer esnasında 6’ya kadar binilebiliyor olup tek kişi de binseniz 6 kişi de binseniz ödemeniz gereken ücret aynı oluyor.
Mapping Show Nedir; karakteristik bölge yapısı üzerine sağlam projeksiyonla oranın bilgisayar programı ile tasarlanan 3 boyutlu aynı haritasının yansıtılması üzerine yapılan görsel bir showdur. Zelve Harabeleri’nde Zelve Mapping tarafından nasıl meydana geldiğini en başından bugüne dek geçirdiği süreçleri ve bu bölgede yaşamış olan medeniyetlerin inanç farklılıklarının konu alındığı bir mapping show düzenleniyor.
Ücret ve Rezervasyon Hakkında; Programın başlaması için havanın kararması bekleniyor olup yaklaşık olarak yarım saat sürüyor. Bunun içinse 100 TL ödemeniz gerekiyor. Gösteriler her gün yapılamıyor malesef. Yapılabilmesi için en beş katılımcıya ihtiyaç duyuluyor. Bunun için düşündüğünüz gün için arayarak bilgi almanız yararlı olacaktır.
Mapping Show’u herhangi bir kültür merkezinde de izleyebilirsiniz ancak Kapadokya’nın eşsiz vadisinde peri bacalarına yansıtılarak yapılan bu organizasyonu her zaman yaşayamazsınız. Bunun için bu olanağı değerlendirmeniz gerekiyor.
Burası Neresi? Volkanik özelliklerin niteliklerini taşıyan oldukça verimli toprak yapısına sahip oluşu nedeniyle seneler boyu şarap üretimi devam etmektedir. Toprakların bu denli verimli oluşu bağcılık, üzüm üretimi ve haliyle de şarapçılık için Anadolu’daki en elverişli yerlerden biri haline dönüştürmüştür. Gerek kültürel gerekse ekonomik bağlamda değeri ortaya çıkmaya başlamıştır.
Kapadokya dendiğinde akıllara ilk gelen şeylerden biri olmayı başarmış zaten. Özellikle de Ürgüp ilçesi ve burada yer alan bağlarda, yörede yetişen ve üretilen butik şaraplar ile ünlü. Emir üzümünden elde edilen beyaz şaraplarını İstanbul’da bir marketten rahatlıkla satın alabilirsiniz. Bölgede iki tane ana şarap üreticisi mevcut. Biri Kocabağ diğeri ise Turadan. İkisininde fabrikalarını gezip geleneksel şarap yapım sürecini yerinde inleyerek şarap tadımı yapabilirsiniz.
Burası Neresi? Avustralyalı Heykeltıraş Andrew Rogers’a ait “Hayatın Ritimleri” projesi kapsamında yer alan Zaman ve Mekan adındaki açık hava sergisini mutlaka yapmanız gereken şeyler listenize almanızı öneririm.
Rogers’ın dünyanın 12 farklı yerlerinde düzenlediği projesinin 9. noktası Kapadokya olup altında yatan temel felsefeyi; hayatın özünün aynı, ritimlerinin ayrı olmaması olarak tanımlayabiliriz. Kendisi burayı ziyaret ettiğinde öyle büyülenmiş ki projesine burayı dahil etmiş.
Heykellerin yapımında toplamda 11 ton taş kullanış ve 230 kişinin katılımı ile üç yılda bitirilebilmiş. Çalışmalarında insanlığın devamlı olarak peşinde koştuğu, özgürlük, adalet, sevgi, hürriyet ve aşk gibi kavramların çeşitli dillerdeki büyük boyuta sahip sütunların üzerine kazımış. Özellikle de Kapadokya’nın tarihini yansıtan at, güvercin, Kibele heykeli, hayat ağacı, çift gövdeli tek başlı aslan simgeleri oldukça etkileyici.
Aslında bir balon turu yaparak bu eserleri tepeden izlemek çok daha faydalı ancak bütçe ayırıp ayırmamak size kalmış. Yürüyerek ulaşım sağlamanız epey vakit alacaktır. Yol patikalı olduğu içinde araba ile çıkmak zor. Jeep safari turları ile buraya gelmek için anlaşma yapabilirsiniz.
Burası neresi? Avanos Saç Müzesi, Galip Körükçü tarafından açılmış olup yalnızca Türkiye’de değil dünya üzerinde de tek saç müzesi olma niteliğine sahiptir. Bir internet sitesinde dünyadaki en ilginç 15 müzesi listesi içerisinde 6. sırada yer alarak, 1998 senesinde Guinness Rekorlar Kitabı’na da girmeye hak kazanmıştır.
Kayalardan oyulmuş ve birbiri içerisinde geçişli şekilde inşa edilmiş mağarada yer alan müzede 16 binden fazla kadın saçı bulunuyor. Ziyaretçilerin hemen hemen hepsi kendi saçlarından bir tutam bırakıyorlar. Hatta bir sonraki gelişlerinde kolay bulabilmek için ad-soyad ve telefon bilgileriyle birlikte vesikalıklarını da bırakıyorlar.
Çömlek ustası olan Galip Körükçü atölyesinde, günlerden bir gün Fransız bir turist ağırlar. Tesadüf eseri tanışan bu iki insan arasında zaman içerisinde duygusal bir bağ oluşmuş. Fakat ne yazık ki kadın üç ay kadar bir süre sonra ülkesine geri dönmek durumunda kalır. Galip ise anı olması için bir tutam saç bırakmasını talep eder. Böylelikle atölyesinin duvarına asar ve bu hikayeden haberi olan her kadın buraya saçından bir tutam bırakarak bu olayı sürdürmüşlerdir. Zaman içerisinde atölye müzeye dönüşmüştür.
Neden gitmeliyim? Galip Körükçü, her sene bu saçlar arasından 20 tanesini seçerek bir çekiliş yaparak Kapadokya’ya davet ediyor. Bu kişinin tüm masraflarını ise kendisi karşılıyor. Ona çömlek yapmayı öğretir yada at sırtında vadide dolaştırır. Belki de bir sonraki şanslı kişi siz olacaksınız. Denemeye değer!
Kaçırmayın! Müze yalnızca saçtan ibaret değil tabi ki. Kapadokya’ya ait bir el emeği göz nuru hediyelik eşyayı buradan satın alabilirsiniz. Hem kendiniz hem de sevdikleriniz için küçük hediyeler seçerken, peçete ve mendiller ile bezenmiş bir dilek ağacı göreceksiniz. Kabul olur mu bilmem ama ritueli yerini getirmekte fayda var. Sizde bir peçeteye dileğinizi yazarak ağaca asın derim.
Uyarı! Müze içerisinde insanların kişisel bilgileri ve resimleri bulunduğundan, fotoğraf çekilmesi yasak!
Burası Neresi? Eğer buraya geldiyseniz en azından bir gün, gün doğmadan önce kalkmayı göze alacaksınız. En az 100-150 sıcak hava balonunun aynı anda havaya yükselişini izlerken mest olacaksınız. Otellerin çok yakınından geçen balonları otelinizden izleyebilir veya Güvercinlik Vadisi, Kızıl Çukur Vadisi, Uçhisar Kalesi, Aşıklar Tepesi’nden de izleyebilirsiniz. Havanın uygun şartlara sahip olmasıyla gün içinde balon uçuşları gerçekleştiriliyor. Tabi düşününce balonun içerisinde gün doğumuna şahit olmak ayrı bir deneyim fakat binmeseniz de muhteşem bir manzaradan mutlaka izlemelisiniz.
Burası Neresi? Göreme ilçesinde bir etnik-kilim galerisi olan Galerie İkman, bir dönemler bildiğimiz klasik bir dükkan iken İnstagram’a fotoğraf çektirmek için gelenler sayesinde popüler bir nokta haline gelmiştir. Antik Türk ürünü haliların önünde fotoğraf çekinmek için 50 TL ödeme yapmanız gerekiyor. Drone ile fotoğraf çekilmek isterseniz de 50 Euro veriyorsunuz. O kadar rağbet görüyor ki rezervasyonsuz çekim yapmanız çok zor.
Burası Neresi? Buraya geldiğiniz takdirde bütçeniz dahilinde balon turuna katılarak harika bir deneyim yaşayabilirsiniz. Tur içerisinde 100-150 civarında balon ile birlikte havalanıyorsunuz. Rengarenk balonların arasında yükselirken birbirinden güzel fotoğraf kareleri çekilebilirsiniz.
Seçeceğiniz firma ile iletişime geçerek bir gün öncesinden randevu almanız gerekiyor. Şirket sizi konakladığınız otelden alarak ofise götürüyorlar, burada kahvaltı yaptıktan sonra uçuşu onayı alının alınması ile balonların kalktığı noktaya araçlar ile ulaşıyorsunuz. Öncesinde kısa bir bilgilendirmenin ardından balonlar hazırlanıyor ve sepetlerine binerek kemerleriniz bağlanıyor.
İndikten sonra şampanya ve atıştırmalık bir şeyler sunuluyor. Alkol tercih etmezseniz de alkolsüz şampanya açıyorlar. Katılım belgelerinizi verdikten sonra sizleri otellerinize tekrardan geri bırakıyorlar. Hemen hemen her şirkette program bu şekilde işliyor.
Balon şirketlerinin giderlerinin fazla olması sebebiyle fiyatlar oldukça yüksek. Ancak sezon sonu buraya gelirseniz fiyatlar yarı yarıya düşüyor. Fakat bu dönemlerde sezonda olduğu kadar çok balonu bir arada göremiyor olup tek artı yönü bindiğiniz sepetin dolu olmayışı oluyor. Buda sizler için daha özgür bir alan yaratıyor.
İşinin ehli bir şierket ile uçuş yapmak isterseniz ilk balon firmasını kuran Kapadokya Balloons’u veya Butterfly Baloons’u tercih edebilirsiniz. Fiyatları biraz pahalı gelebilir ama balon kalitesi ve uçuş saati baz alındığında bunlar oldukça normal rakamlar diyebilirim. Saatini dolduran balonu yeniliyorlar. Ücretler 250-600 arasında değişim gösterirken uçuş süresi yaklaşık olarak bir saat kadardır.
Burası Neresi? Son zamanlarda Kapadokya’nın anlamına daha da bir anlam katan bir aktivite varsa oda kuşkusuz mayıs ayında düzenlenen Cappadox Festivali’dir. Peki nedir bu Cappadox’un içeriği; modern sanat, doğa aktiviteleri, gastronomiyi ile harmanlanan, yeni nesil bir festival olup Türkiye’nin ve hatta dünyanın dört bir yerinden insanı buraya akın ettiren bir festival. Ülkemizde biletleri önceden tükenen festival de denilebilir.
Neden Gitmeliyim? Festivalin bu kadar başarılı olmasında yerli yabancı sanatçı ve grupların konserleri, vadi gerçekleştirilen yürüyüşler, vadide bisiklet pedallamak, gündoğumu yogası, piknikler, yemek dersleri, tadım atölyeleri, sergiler, gösteriler gibi pek çok kaliteli etkinliği içermesinden kaynaklanıyor.
Yani herhangi bir gezi planı yapmayıp yalnızca bu festivale katılsanız bile yeterli gelecektir demek abartı olmaz bence. Zaten dolu dolu bir festival programı sizleri bekliyor olacakken bir de turistik bir gezi planı yapmanız çok olası bir durum değil. Bu sebeple ikisini ayrı tutmanızda yarar olacaktır. Festival için ayrı turistik gezi için ayrı gelmenizi öneririm. Festival dönemlerinde fiyatların iki katına çıktığını söylemem gerek yoktur herhalde.
Kaçırmayın! Bu festivali kaçırmamak için biletler satışa sunulduğu zaman zaman kaybetmeden almanız gerekiyor. Zira yoğun talep görmesi nedeniyle sizlere kalmayabilir. Sınırlı sayıda sunulan indirimli biletleri kaçırmamak için acele edin!
Burası Neresi? Bildiğiniz üzere Kapadokya üzüm bağları ve yerel üzümlerinden elde edilen lezzetli şarapları ile meşhur bir bölgemiz. Her sene eylül ayı üzüm bağlarının bağbozum dönemi olup oldukça hoş bir aktiviteye şahitlik etmek için harika bir deneyim sunuyor. Yüzyıllar boyu devam eden şarapçılık geleneğinin yaşatıldığı, tanıtımlarının yapıldığı ve üzüm bağlarında o yılın üretimi için hasat yapıldığı bir ay.
Neden Gitmeliyim? Eylül ayının ikinci haftasında gerçekleştiriliyor olup Nevşehir Belediyesi, yaklaşık 46 senedir Ürgüp Uluslararası Bağ Bozumu Festivali düzenliyor. Bu festival Üç Güzeller’de yapılıyor. Konserler ve tadım etkinliklerinin gerçekleştiği festival kapsamında yerel şarap üreticileri arasında en kaliteli üzüm, en hızlı üzüm yeme yarışması gibi yarışmalara ev sahipliği yapılıyor.
Burası Neresi? Uluslararası katılımlar ile düzenlenen Salcano Cappadocia Cycling Festivali her yıl eylül ayında gerçekleştiriliyor olup bisikletçilerin mutlaka katılması gereken bir organizasyon. İster amatör ister profesyonel olun bisikletçiler için yarışmalar, buluşmalar ve aktiviteler yer alıyor. Sizde bu festivale katılmak isterseniz web sitesinden online olarak kayıt yaptırabilir, böylesine özel ve güzel bir yerde pedal çevirmenin keyfini çıkartabilirsiniz.
Burası Neresi? Kozaklı ilçesinde yapılan çeşitli yatırımlar ile tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başaran Kozaklı Kaplıcaları, Alman Kaplıcaları Birliği’nce Sodyum, Kalsiyum ve Klor içeriyor olup A ve C grubu şifalı sular grubunda yer alıyor. Su sıcaklığı 29 ile 90 derece arasında değişiklik gösteriyor olup sağlık turizmi açısından oldukça önemlidir. Diğer kaplıcalara oranla Radon gazlı termal suyu bulunuyor olup gençleştirici ve güzelleştirici bir niteliğe sahiptir.
Neden Gitmeliyim? Suyun yararları arasında; kemik erimesi, kronik bel ağrıları, romatizmal hastalıklar, deri hastalıkları, kan dolaşımı hastalıkları, iç salgı ve sindirim sistemi hastalıkları, astım, bronşit, sinüzit, göğüs hastalıkları, böbrek ve idrar yolu hastalıkları, kemik ve kireçleme hastalıkları, metobolizma hastalıkları, obezite gibi pek çok hastalık bulunuyor.
Her bütçeye uygun olarak tercih edebileceğiniz geniş otel seçenekleri ile Kozaklı siz ziyaretçilerini bekliyor. Bunlar arasında en popüler Divaisib Termal Otel olup kaliteli faaliyetleri ile misafirlerini memnun bırakıyor.
Burası Neresi? Ödüllü bir otel olan Argos in Cappadocia’nın yine ödüllü restorantı Seki, Uçhisar’ın eteklerine kurulmuş olan taş binalardan meydana geliyor. Bu taş evlerinden bir tanesinde yer alan Seki Restaurant’ın manzarası Güvercinlik Vadisi’ne bakıyor. Restoranda kullanılan tüm otlar ve sebzeler kendi bahçelerinde toplanarak masalarda yerini alıyor.
En popüler yemeği olarak 44 saatte pişirilen peynirli ve konfi şeftalili kuzu kol yer alıyor. Tam tamına 44 saatte pişen bir yemeğin ne denli lezzetli olabileceğini varın sizin düşünün. Diğer bir öneri ise daha ağzınıza atmadan dağılan kuzu incik. Masaya konulan peynir tabağındaki keçi peyniri ve sepet peyniri çeşitlerine bayılacaksınız.
Peynir dedik mi akıllara gelen en iyi eşlik eden şey bölgenin meşhur şarapları tabi ki. Oteldeki mağara içerisinde Türkiye’nin en iyi şaraplarına sahip olan 70 bin şişelik mahzeni bulunuyor. Kalecik Karası, Şiraz ve Misket üzümlerinden elde edilen şaraplarını deneyebilirsiniz. Hızlı servisi, çalışanları güler yüzlü olup mutlaka gitmenizi tavsiye ederim.
Burası Neresi? Kapadokya’daki ilk gurme restoranı olma özelliğine sahip olan Elai Restaurant Türk, Fransız, Orta Doğu lezzetlerinin harmanlanmasıyla meydana gelen bir mekan. Eskiden bir köy kahvesi olup yapılan onarım çalışmalarıyla mekan, salon ve teras olmak üzere üç bölüme ayrılmıştır.
Yanan şömine eşliğinde yüksek tavanlı restoranın Erciyes, Kızıl Vadi ve Güvercinlik Vadisi manzarasına karşı lezzetli yemeklerin tadına çıkartabiliyorsunuz. İçi tüflerden oyulmuş, özel aydınlatması ile otantik bir atmosfer yaratılmış toplamda 14 kişilik bir yer. Teras bahar ve yazlarında akşam yemeklerinde gün batımında tanıklık etmek için birebir.
Elai’de tadabileceğiniz en lezzetli yemekler arasında patlıcan beğendili şaşlık kebabı, portakallı ördek, dil balığı buğulama, iç pilavlı kuzu tandır, zeytin ezmeli levrek, Lübnan kibbesi ve el kesmesi makarnalar yer alıyor. Tatlı olarak ta kabak tatlısını tercih edebilirsiniz.
Burası Neresi? Bir aile lokantası olan Köyü Evi Restaurant, diğerlerine kıyasla çok daha makul fiyatlara sahiptir. Bölgeye özgü testi kebabından yemek isterseniz bu tatlı mı tatlı lokantayı tercih edebilirsiniz. Yemekle beraber masaya ikram olarak gelen turşu ve salatası da bir o kadar lezzetli ve özenlidir.
Burası Neresi? Dar Göreme sokaklarında gizlenmiş olan Topdeck Cave Restaurant, gelenin ayağının alıştığı bir nokta haline dönüşmüş. Çok eski dönemlerde ahır olarak kullanılmış olan mekan onarılarak restauranta çevrilmiş. Menüsünü o gün ellerinde taze olarak ne varsa ona göre yapıyorlar. Ayva ve sütlaç tatlılarını denemeden dönmeyin derim. Öğlen yemek servis etmiyorlar akşam 18:00’da akşam yemeği veriliyor.
Burası Neresi? Zeytinyağlıları ile ünlü olan Ziggy Cafe Restaurant, yörenin mimarisinden etkilenerek inşa edilmiş olup mezelerine hayran kalacaksınız. Pastırmalı börek, zeytinyağlı ekmek salatası, fava, köpoğlu ve daha önce denemediğinizi düşündüğüm zeytinyağlı yerelması oldukça dikkat çekici. Mekanın sıcaklığı sizi evinizde gibi hissettirecek.
Burası Neresi? Ürgüp’ün ünlü gezi noktalarından biri olan Asmalı Konak, hem otel olarak hemde restaurant olarak faaliyet göstermektedir. Bir aile işletmesi olan Old Greek Restaurant, bu eski Rum konağında avluda kurulmuş olan masalarda oturup yemeğinize çorba ile başlayarak yaprak sarması ve sonrasında ise meşhur ev baklavası denemenizi öneririm. Televizyonda severek izlediğiniz dizinin avlusuna kurulup karnınızı doyurmak bir hayli farklı olacak. Tatil sezonunda oldukça kalabalık olması sebebiyle gelmeden önce mutlaka rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.
Burası Neresi? Testi kebabını yiyebileceğiniz önemli yerlerden biri de Zeytin Cafe olup Ürgüp’ün ana caddesi üzerinde konumlanıyor. Küçük ancak bir o kadar da özenli olan bu mekanda anne eli değişmiş gibi yemekler yiyeceksiniz. Et yemekleri ile kendilerini öven yer küçük mantısı ve testi kebabı ile ön plana çıkıyor. Üstelik fiyatları da oldukça makul.
Burası Neresi? Salaş bir yer olan Kardeşler Lokanta’da tandırda et yemenizi öneririm. Karnınızı tıka basa doyuracağınız damaklarınızı şenlendiren bu restoran bir o kadarda uygun fiyatlara sahip. Mekanın duvarları dünyanın dört bir tarafından gelen turistlerin peçetelere yazmış oldukça notlar ile doludur.
Burası Neresi? Avanos’a giderseniz nerede ne yerim diye tasalanmayın! Kapadokya’nın atmosferine uygun şekilde yer altı mağarasına inşa edilmiş olan Uranos Sarıkaya Restaurant’ta taş masalarda yemek yerken bir yandan çalan müziğin eşliğinde lezzetli yemek şovları yapılıyor. Pastırmalı Kuru fasulyesi ve baklavanın tadına bakmadan dönmeyin!
Burası Neresi? Uygun fiyatlı ancak lezzeti damağınıza layık yöresel yemekleri, Kadın Girişimciler Kooperatifi’nde yiyebilirsiniz. Özellikle sebze yemekleri olan minicik taneli bamyayı, yaprak sarmayı ve Kapadokya’nın hep önerilen kuru fasulyesini burada usta ellerden çıkmış lezzette yiyebilirsiniz.
Burası Neresi? Kapadokya’da yapılacak eğlenceli şeylerden biri de yamaç paraşütü olup 2016 yılında yapılmaya başlanan paragliding aktiviteleri yerli ve yabancı turistler tarafından oldukça büyük ilgi görüyor. Bölgenin eşsiz güzellikteki tepelerdinden kendinize aşağıya doğru bırakıp süzülerek bu muhteşemliğe şahit olmanız hiç bir şey ile kıyaslanamaz.
Burada yamaç paraşütü hizmeti sunan birkaç firma mevcut. Gitmeden önce internet üzerinden konuşarak rezervasyon yaptırabileceğiniz gibi gittikten sonra da turizm acentelerinden bu işlemi halledebilirsiniz.
Paraşüt ile atlayabilmeniz için hava koşullarının uygun olması gerekiyor tabi ki. Önceden rezervasyon yaptırmış olsanız dahi hava durumu iyi değilse uçuş yapamama ihtimaliniz yüksek. Genellikle 30 kilometre rüzgar hızının altında olmaması önemli bir faktördür. Haziran, temmuz gibi giderseniz yapamama olasılığınız çok yüksek ancak aralıkta giderseniz mutlaka yapma garantisi var.
Herhangi bir bilgi veya eğitime ihtiyaç duymadan bu uçuşu gerçekleştirebilirsiniz. Gerekli tüm bilgiler hemen öncesinde veriliyor olup deneyimli eğitmenler eşliğinde yapılıyor. Uçuşı yapacağınız bölgeye ulaşmakta en az yapmak kadar hayli zor. Tepeye kadar vinç ile çıkartılıyorsunuz desem. 🙂 Yalnızca 5 dakika içerisinde yerden tam 850 metre yüksekliğe ulaşmış olacaksınız.
Uyarı; kalp rahatsızlığı, astım hastalığı ve hamilelik riski olan, 100 kilo ve üzerindeki kişiler yamaç paraşütü yapamazlar!
İki kişilik uçuşlara Tandem uçuş denilmektedir. Yamaç paraşütü size eşlik eden profesyonel bir pilot tarafından yönetilir ve yolcu ile pilotu birbirine bağlayan terazi isminde bir sistem mevcuttur. Uçuş hazırlığı süresince pilot rüzgar gelince kanadı kaldırarak paraşütün rüzgar ile dolmasını sağlıyor. Uçuşa yaklaşıldığı anda yetkililerin size gösterdiği şekilde adımlarınızı atarak kendinize gökyüzünde bir kuş misali süzülürken bulacaksınız.
Akrobasi uçuşları yaklaşık olarak 15 dakika sürüyor olup seyir uçuşları ise 10-20 dakika arasında değişim göstermektedir. Sabah saat 08:00’den gün batımına dek devam eder. Tatil zamanlarında gelirseniz yoğun ilgi dolayısı ile yer bulamayabilirsiniz. Bu sebeple rezervasyon şart.
Burası Neresi? Akşam otontik atmosfere sahip bu kaya meşhur kaya restoranlarda romantik bir akşam yemeği oldukça hoş olacaktır. Yabancı turist kafileleri tarafından sık tercih edildiği için yer bulmakta zorlanmamak adına mutlaka rezervasyonunuzu yaptırın. Yazımızda lezzet durakları hakkında detaylı bilgiyi verdim. Bu restoranların birine gönül rahatlığı ile giderek güzel bir gün geçirebilirsiniz. Ne yenir diye düşünüyorsanız da; tandır, testi kebabı, saç tava, düğün çorbası, bulgur çorbası, çömlekte kuru fasulye, çömlekte nohut ve yaprak sarma arasından menüde gördüklerinizden sipariş ederek afiyetle yiyebilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun. 🙂
Burası Neresi? Gün batımının seyretmekten keyif alıyorsanız bunu birde Kızılçukur Vadisi’nde deneyimleyin! Kapadokya’ya gidince yapılması gereken en ama en önemli şeylerden biri olarak görüyorum kesinikle. Bir araç vasıtası ile gelecekseniz yanınıza sandalyelerinizi, masanızı ve burada satın aldığınız lezzetli şarabınızı kaptığınız gibi soluğu burada alın. Harika saatler geçireceğinizden şüphem yok. 🙂
Burası Neresi? Bir diğer ismi Bağlıdere Vadisi olan Aşk Vadisi, muhteşem güzelliğe sahip olup aşık değilseniz bile aşık olmaya itiyor adeta. Turlar eşliğinde buraya geldiyseniz araç girişi olmadığı için şirketler buraya girmezler. Bu sebeple balon turları yapanlar için daha sık uğranan bir nokta haline geliyor.
Hava koşullarının uygun olması ile birlikte balon turlarına katılarak kuş bakışı izleme imkanına sahip olabilirsiniz. Aşk Vadi’sinin toplam uzunluğu 4 bin 900 metre olup farklı boyutlardaki ve renkleri ile peri bacaları buraya daha kusursuz bir hale getiriyor.
Silindir biçiminde bacaların üstüne konan şapka gibi görünen bacalar oldukça hayran bırakıcı. Üzüm bağları ve meyve ağaçlarının içerisinden yapacağınız 2,5 saatlik bir yolculuğundan ardından yolun devamını hafif tempolu bir yürüyüş ile kısa sürede ulaşım sağlayacaksınız.
Volkan tüflerinden meydana gelen ve zaman içerisinde peri bacaları biçimini alarak yurda nam salan, gün ışığının en güzel vurduğu yer olan Aşıklar Vadisi’nin kendisi kadra özel ve güzel bir de hikayesi var. Öylesine eski bir hikaye olup bir köyde geçiyor. Eski dönemlerde muhteşem güzellikteki gür suya sahip köy varmış.
Meyve sebze yönünden oldukça bereketli olan bu köyde on sülale yaşarmış. Günlerden bir gün iki sülale arasında bir kavga meydana gelmiş. Bu kavgadan sonra köy ikiye ayrılmış. Köylerin ayrılması dolayısıyla bu iki köyden gençler birbirleri ile konuşamazmış. Fakat bu duruma daha fazla seyirci kalamayan iki köylü iki genci tanıştırma kararı almış.
Bu gençler birbirlerini ilk gördükleri anda hoşlanıp aşık olmuşlar. Zaten birbirine düşman olan köyler bu durumu duyunca daha da düşman kesilmişler. Ellerinden gelen her türlü büyü, kavga ne varsa yapmışlarsa da gençleri ayıramayacaklarını anlamışlar. Hal böyle olunca gençler sonunda evlenmişler.
Zaman içerisinde güzeller güzeli iki çocukları olur. İki ayrı köydeki bu savaşı bitirmeyen halk adamı öldürürler. Kız da kocasının ölümüne dayanamayarak intihar etmiş. Bu genç aşıkların ölümü üzerine Allah’ın vadiye taş yağdırdığı söylenmektedir. Bu taşların gençlerin kavuşmasını engelleyen herkesi öldürüyormuş. Böylesine bir aşkın vesilesi ile doğan hikaye ancak Aşıklar Vadisi adı verilebilirdi.
Burası Neresi? Vadilerin arasında trekking, hiking, flora yürüyüşü, at turu, atv safari, jeep safari, bisiklet turu yaparak gezmek, vadilerinde kamp yapmak Kapadokya’ya tatilini gerçek anlamda yaptığınızın bir göstergesi olarak kabul edilir. Zaten anlamlı olan bu kaçamağı daha da anlamlı bir hale getiriyor anlayacağınız.
Önerim Adventureatvrent’i tercih etmeniz yönünde hem gezecek hemde gezerken rehber eşliğinde bilgileneceksiniz. Buraya gelirken yanınıza su alın, ışık için bir tepe lambası bulundurun. Açık renk ayakkabı tercih etmeyin zira çamur olma riski yüksek. Hatta kıyafetlerinizi de buna göre seçin.
Burası Neresi? Persçe dilince Güzel Atlat Diyarı anlamına gelen Kapadokya’da yapılmadan es geçilmemesi gereken aktivitelerden birisi de at sırtında bu muhteşem coğrfayada gezmek olsa gerek. Erciyes’ye yabani koloni kuranve atların evcilleştirilmesiyle dünyada Dalton Kardeşler anılan Red Kit’i andıran üç kardeş bulunuyor. Hatta öyle ki yurt dışında ünleri çok daha fazla.
Atlı safari düzenleyen pek çok yer var ancak Dalton Kardeşler’i yakından görmek ayrı bir ilginçlik katıyor. 20 senedir süre gelen tecrübeleri ile Kapadokya’da günlük veya birkaç günlük atlı turlar, atlı dolunay turları tertip ediyorlar.
Günlük tur içerisinde; Kızılçukur Vadisi, Güllüdere Vadisi, Aşk Vadisi, Bağlıdere ve Kılıçlar Vadisi gibi en popüler vadiler ziyaret ediliyor. Web sitesi üzerinden gelmek istediğiniz tarihi, kişi sayısını, daha önce herhangi bir binicilik tecrübesine sahip olup olmadığınız gibi bilgileri belirterek rezervasyon yapabiliyorsunuz.
Burası Neresi? Kapadokya’nın balonda sonra en fazla tercih edilen aktivitesi jeep safari olup saatlerce peri bacalarının arasında dolaşarak off-road araçlarla engebeli yollardan geçerek mecaralara dalacaksınız.
Oteller ile anlaşmalı olarak tur şirketleri mevcut. Genellikle daha güvenilir ve rahat olduğu için otel ziyaretçileri tarafından yoğun olarak tercih ediliyor. Safari turu iki farklı şekilde düzenleniyor. Sabah safari turları saat 10:00 – 13:00 ile gün batımı safari turları ise saat 16:00 – 19:00 saatlerinde yapılıyor.
Pek çok tur şirketi bulunuyor olup içerikleri hemen hemen hepsinin aynı olduğunu söylemek mümkün. Fiyatları da bir o kadar uygun. 6-12 yaş arasındaki çocuklar için belirli indirimler uygulanırken yetişkinler için 150-250 TL arasında değişiyor.
09:45-10:00 saatlerinde otellerinizden off-road araçları ile alınıyorsunuz. Tur burada başlamış oluyor. Tur içeriğinde; Göreme Göreçeli Vadisi, Güvercinlik Vadisi, İbrahimpaşa Köyü, Pancarlık Vadisi, Hospital Manastırı, Ortahisar, Güllü Dere Vadisi, Aşk Vadisi, Kızılırmak sallanan köprü, Hayal Vadisi, Paşabağları, Gemil Dağı gibi rotalara gidiliyor. Anca her tur kendine özgü olup hepsine gidilemediği de oluyor. En fazla 5 kişilik olan araçlar olup her durak arasında yaklaşık 15 dakikalık aralar veriliyor.
Turun süresi 3 ile 5 saat arasında değişim gösteriyor. Öğle yemeği için mangalda sucuk ekmek yiyecekler verilirken ücrete dahil olan hizmetlerden biri olan şampanya yada şarap ikramı yapılmakta. Sabah saatlerinde çıktığınız tur için sucuk ekmek gün batımı turu içinse çerez ve şarap ikramı yapılıyor.
**Sizler için hazırlamış olduğumuz yapılacak listesi burada son buluyor. Yazımızda Nevşehir’de yapılacak şeyler hakkında elimizden geldiğince bilgi vermeye çalıştık. Sizde deneyim ve önerilerinizi bizimle paylaşırsanız seviniriz. İlginizi çekebileceğini düşündüğümüz diğer yazılar;
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…