Yıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan topraklar üzerinde görebileceğiniz en nadide eserleri sizler için “Milas tarihi yerler” yazımızda derledik;
Milas tarihi hakkında; Milas’ın tarihinin 5 bin yıldan fazla olduğu düşünülmektedir. Milas, bölgede hakimiyet kuran Karia uygarlığının en önemli parçalarından biri olarak kabul edilmekteydi. Kent, antik dönemde “Mylasa” olarak adlandırılmaktaydı ve Sodra Dağı’nın eteklerinde konumlanmıştır. Kent, adını Rüzgar Tanrısı olan Ailos’un soyundan gelen Mylasos’tan almıştır. Karia ve Menteşe Beyliği dönemlerinde başkentlik yapması da kentin geçmişte politik açıdan da çok önemli bir konumda bulunduğunu göstermektedir.
Milas bölgesinde geçmişte 27 antik kentin kurulduğu belirtilmektedir. İasos, Labranda, Euromos ise bunların en önemlileri arasında bulunmaktadır. Mermer konusunda oldukça zengin bir jeolojik yapıya sahip olması nedeniyle antik kalıntıların birçoğunda mermer kullanılmıştır.
Uzun süre Roma ve Bizans hakimiyetinde kalan Milas’ın en parlak dönemleri de bu zamana denk gelmiştir. Şehir, 13. yüzyıldan itibaren ise bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde Osmanlılaın hakimiyetine girmiştir. Bölgede Türklerden sonra en fazla bulunan etnik topluluk Rumlar olmuştur. 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra ise Rumların göç etmesiyle bölgedeki varlıkları gittikçe azalmıştır.
Milas’ın en ünlüleri; Milas her ne kadar turistik açıdan bölgenin diğer ilçelerine göre geri planda dursa da derinlemesine bir inceleme yapıldığında Milas’taki tarihi yerler, ilçenin bu konuda çok önemli bir konumda olduğunu bize göstermektedir. Bu nedenle başta antik kentler olmak üzere tarihi kalıntılar, özellikle tarih seven ziyaretçiler için Milas’ı çok cazip bir nokta yapmaktadır.
Milas gezi tavsiyesi; Milas’a geldiğinizde pek çok antik kent sizi karşılayacak ve bu kentleri tam manasıyla ziyaret edebilmek için geniş bir zaman dilimine ihtiyacınız olacağını bilerek zamanlama yapmanızda fayda var. Ulaşım noktasında ise ilçede havalimanının bulunması büyük bir fırsat. Yani ilçeye dilerseniz karayolu ile dilerseniz de havayolu ile ulaşmanız mümkün olabilmektedir. Havalimanı ile ilgili detaylar için daha önce hazırladığımız yazıyı da şuraya bırakalım…
Müzekart; Milas’taki antik kentler genellikle ücretsiz ziyaret edilebiliyor ancak Beçin Kalesi’ne giriş ücreti ödemek istemiyorsanız Müzekart temin edebilirsiniz. Kartınızı bir yıl boyunca kullanabileceğinizi de unutmayın.
Burası neresi? Milas’a 39 km mesafedeki Kapıkırı Köyü’ne bağlı bulunan antik kent, Laptos dağlarının eteklerinde Bafa Gölü’nün kuzey kıyılarında bulunmaktadır. Kent, adınıa çok bilinen mitoloji karakterlerden biri olan Herakles’ten almıştır. MÖ 8. yüzyıla kadar uzanan tarihiyle bölgede bulunan en eski kalıntılardan biridir. Orta Çağ’da insanların yaşadığı bu antik kenti günümüzde sessizlik bürümüştür. Geçmişte bölgenin ulaşım konusundaki zorluğu, özellikle keşişler için burayı önemli bir inziva ve gizlenme yeri haline getirmiştir. Bu nedenle antik kentin sınırları içinde 13 adet manastır inşa edilmiştir. Yediler, Stylos, Soteros, Menet Adası, İkizce Adalar isimli manastırlar bu yapıların en önemlileri arasında bulunmaktadır.
Kentin tarihine göz attığımızda ilk olarak Persler tarafından ele geçirildiğini görüyoruz. Sonrasında Karia Satrabı Mausolos tarafından ele geçirilen şehir, önce İskender İmparatorluğu’na ve ardından da Seleukoslar’a bağlanmıştır. Oldukça parlak zamanlar geçiren şehir, denizle olan bağlantısının kesilmesiyle birlikte ne yazık ki gözden düşmüştür.
Neden gitmeliyim? Bu antik kent her ne kadar konum olarak İonya sınırında olsa da büyük oranda Karia şehirlerinin özelliklerini taşımaktadır. 65 kuleyle çevrili şehrin toplam sur uzunluğu ise toplamda 6,5 km’yi bulmaktadır. Kentin en özel ve sağlam yapısı olan Athena Tapınağı, burasını Milas’taki en önemli tarihi yerler arasına sokmaktadır. Tapınağın doğu kısmındaki iki katlı Agoranın ise birinci katı ayakta kalmayı başarmıştır.
Kaçırmayın! Milas’a kadar gitmişken yıllar boyunca ayakta kalmayı başarmış Herakleia Antik Kenti’ni görmenizi öneriyoruz. Kapıkırı’daki göl kıyısında bulunan balık lokantalarını da ziyaret etmeyi unutmayın elbette.
Burası neresi? Bizans Dönemi içinde önemli bir piskoposluk merkezi görevi gören Keramos, Milas’ın 40 km güneyinde, Bakıcak Tepesi’nde yer alan temel seviyede korunabilmiş antik kentlerden biri ve kentin geçmişi yaklaşık 3000 yıl öncesine dayanmaktadır. İsmini Dionysos’la Ariadne’nin oğlu ve çömlekçilik sanatının kurucusu sayılan Keramos’tan alan antik kentin kuruluşunun MÖ 8. yüzyıl dolaylarında olduğu düşünülmektedir. MÖ 188 senesinde gerçekleşen Apameia Barışı neticesinde Karya bölgesiyle birlikte Keramos da Rhodos’a verilmiştir. MÖ 133 yılında ise şehir, Roma’nın Asya eyaletine devredilmiştir.
Keramos, Milas’taki en eski antik kentlerden biri olması nedeniyle de ilgi görmektedir. Geziniz sırasında Keramos’a ait büyük kalıntılar göremeyeceğinizin bilgisini verelim.
Neden gitmeliyim? Antik kent yıllar boyunca yoğun yerleşimlere ev sahipliği yapmış, bu sebepten de çok az korunabilmiştir. Bugün görebileceğiniz kalıntıları arasında; çok az korunmuş sur parçaları, tapınağa ait kalıntılar ve kaya mezarlarından oluşan nekropol ve tanımlanamayan bazı yapı kalıntıları… Mezarlık bölümünde ise hem Roma lahitlerini hem de İslami mezarları göreceğinizden kültürler arası etkileşim bakımından iyi bir örnek oluşturmaktadır.
Burası neresi? Antik çağın en önemli kentlerinden biri olan Euromos, Mylasa’dan sonra bölgenin en önemli kentidir. Euromos’un tarihçiler bakımından en önemli özelliklerinden biri Asya’nın en iyi korunmuş yarım düzine tapınağına, Zeus Labrayndios Tapınağı’na ev sahipliği yapmasıdır. 6 sütuna 11 sütun ebatlarındaki yapının geçmişinin MÖ 2. yüzyıla dayandığı ve Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Bu sütunlardan bir tanesi dışında hepsinin hala ayakta durmayı başarması ise oldukça hayret verici ve sevindirici bir detaydır. Tapınağın arkasındaki sur Helenistik dönemden kalma sur duvarları ve 2000 kişi kapasiteli, MÖ 2. yüzyılda yapılmış olan tiyatro kalıntıları da örenyerindeki önemli kalıntılar arasında bulunmaktadır.
1970’li yıllarda Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu tarafından tapınakta kazı ve restorasyon çalışmalarına başlanmış ancak tamamlanamadan yarım kalmıştır. Bu kazılar neticesinde şehrin MÖ 6. yüzyıl dolaylarında kurulduğu bilgisine ulaşılmıştır. Kentin adının “Yüce Ana ve Yüce Tanrıçanın halkı” anlamına gelen “Karama” kelimesinden geldiği ve MÖ 5. yüzyılda şehrin “Kyromos” ya da “Hyromos” isimleriyle anıldığı bilinmektedir.
Neden gitmeliyim? Antik kentteki muhteşem sağlamlıkta günümüze kadar ulaşmış olan tapınak, sur kalıntıları ve tiyatro burasını Milas’taki antik kentler arasında çok değerli kılmaktadır.
Burası neresi? Antik çağda yaşayan sır dolu Karyalılar için önemli bir merkez olan Labranda Antik Kenti, MÖ 6. yüzyılda kurulmuştur. Adını antik çağlarda kullanılan savaş aracı, çift ağızlı baltadan alan Labraunda Antik Kenti, MS 4. yüzyılda çıkan yangınla kutsal alanını kaybetmiştir. Günümüzde kutsal alandan geriye Milas’a kadar uzanan 8 metre genişliğindeki bazı kutsal alan kalıntıları kalmıştır.
Bölge, Karia döneminde Pers satrapları tarafından dinlenme ve serinleme yeri olarak kullanılmıştır. Bölgedeki kazılar hala devam etmekte ve kalıntılar gün geçtikçe daha da belirgin bir hal almaktadır.
Kaçırmayın! Antik kente geldiğinizde panoramik olarak görünen muhteşem Milas manzarasının tadını mutlaka çıkarın.
Burası neresi? Milas’ın Hisar tepesi üzerinde bulunan Zeus Karios Kutsal Alanı, iyi korunarak günümüze kadar gelmiş önemli yapılardan biridir. Tapınağın 2400 yıl önce yapıldığı düşünülmektedir. Mezarın Karia Kralı Maussolos tarafından babası Hekatainos adına yaptırıldığı bilinmektedir. Yakın zamanda yapının etrafında define bulma ümidiyle kazı yapan kişiler tarafından tesadüfen mezar odası bulunmuştur. Bulunan bu mezar odası son yılların en önemli buluntularından biri sayılıyor ve üzerinde araştırmalar devam ettiriliyor. 3,5 metrelik bir kaide üzerinde yükselen kutsal alan, tek sütundan oluşmaktadır ve sütun “Uzunyuva” ismiyle anılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Bölgeyi ziyaret ederseniz mezar odasını görmenizi ve mermer sütunlar üzerindeki motifleri yakından incelemenizi öneriyoruz.
Burası neresi? Milas’da bulunan Beçin Kalesi’nin Eski Tunç Dönemi’nde inşa edildiği düşünülmektedir. Kale, Milas Ovası kenarında dik kaya kütlelerinin üzerine inşa edilmiş ve böylece ele geçirilmesi çok zor bir savunma hattı oluşturulmuştur. Kalenin bu özelliği geçmişte Bizans ve Osmanlı zamanlarında idare merkezi olarak kullanılmasını sağlamıştır.
Yapılan araştırmalarda kale içerisinde birçok eski yazı, günlük kullanım eşyaları ve mezarlar bulunmuştur. Bu da geçmişte bölgenin Nekropol olarak kullanıldığına işaret etmektedir. Helenistik dönemin de izlerinin görüldüğü kale savaşlar sırasında kullanıldığı gibi belirli dönem hapishane olarak da işlev görmüştür. Şehrin en önemli yapılarından olan Beçin Kalesi’ni dilediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Beçin Kalesi, Milas’ın jeopolitik açıdan önemli tarihi noktalarından biridir. Kalenin bulunduğu noktadan görülebilen Milas’ın muhteşem manzarası da burasını cazip kılmaktadır. Beçin Kalesi’nin 2012 senesinde UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilmesi de kalenin önemini bizlere kanıtlamaktadır.
Burası neresi? Antik Çağ’dan kalma en güzel eserler arasında gösterilen Gümüşkesen Anıtı, dönemin önemli şahıslarından veya soylu bir kişisi için yapılmış bir mezardır. MS 2. yüzyılda yapılmış olan anıt üzerinde dönemin özelliklerini taşıyan motifler ve geometrik şekillere rastlanmaktadır. Anıt, antik Roma döneminin bölgedeki en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Büyük mermer bloklardan inşa edilen yapı oldukça ihtişamlı ve ait olduğu dönemden günümüze kadar olukça iyi korunmayı başarmış eserlerden biridir. Kullanılan gri parçalı mermer blokların Sodra Dağı’ndaki mermer ocaklarından çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Anıt mezardaki muhteşem mermer işçiliği ve özellikle tepe noktasında mermere işlenmiş olan etkileyici motifler gerçekten sayesinde anıt mezar, Milas’ta mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Yapım tarihi itibariyle Halikarnas Mozolesi’nden daha eski bir döneme işaret etmektedir. Kutsal alan Temenos Duvarı, Menandros Onur Sütunu, Podyum ve Mezardan oluşmaktadır ve Milas Müzesi sınırları içinde ziyaretçilerini kabul etmektedir. Kutsal alanın bir bölümü ziyarete açık olsa da, gerçekleştirilen kazılar nedeniyle henüz mezara giriş yapılamamaktadır. Mezarın hemen yanında bulunan binada anıt mezarla ilgili bilgilere ve tarihçesine ulaşılabilmektedir. Bina içinde aynı zamanda mezarla ilgili fotoğraflar ve çizimler de bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Her ne kadar Halikarnas Mozolesi dünya genelinde bilinse de Hekatomnos Anıt Mezarı, daha eski tarihi ile Halikarnas’ın atası konumunda bulunmaktadır. Kazı çalışmalarıyla birlikte bu anıt mezarın zamanla çok daha önemli olduğu anlaşılacak ve dünya genelinde adından daha da söz ettirecektir.
Burası neresi? 19. yüzyılın meşhur Türk sivil mimarisinin muhteşem bir örneği olarak ortaya çıkan Hacı Ali Ağa Konağı, 1868 yılında Milaslı Hacı Ali Ağa tarafından yaptırılmış ve günümüze kadar ulaşmıştır. Dörtgen planlı yapı iki katlı olup, 2005 yılında Milas Belediyesi tarafından restore edilerek ziyaretçilerinin hizmetine açılmıştır.
Neden gitmeliyim? Müzeye çevrilen evin birinci katı Türk karikatür sanatçısı Turhan Selçuk’a adanmış, ikinci katı ise Milas’ın geleneksel ev yaşamını ortaya koyan eşyaların sergilendiği bölüm olarak hizmet vermektedir.
Burası neresi? 19. yüzyıldan günümüze kadar gelen tarihi Milas Evleri’nin en önemli özelliği hasarsız günümüze kadar gelmesi ve büyük bir çoğunluğunun taş işçiliğiyle yapılmış olmasıdır. Türk sivil mimarisinin motiflerini göreceğiniz genellikle iki katlı ve giriş avlularına sahip evler, Milas’ın kültürel değerleri arasında büyük önem arz etmekte ve ilçeyi her ziyaretinizde küçük bir fotoğraf molası imkanı vermektedir.
Neden gitmeliyim? Tarihi sokaklarda yürüyerek geçmişin izlerini son derece net bir şekilde yansıtan evlerin arasından geçmek, eminiz ki Milas tarihi hakkında gözünüzde birçok şeyin canlanmasına olanak tanıyacak.
Burası neresi? Muğla’nın en eski surlarından günümüze kalan tek kalıntı olarak gösterilen Baltalı Kapı, Milas’ın en eski tarihi kalıntılarından biridir. 5 metre yüksekliğe ve 12 metre genişliğe sahiptir. MÖ 1. yüzyıldan günümüze kadar ulaştığı söylenen bu kapı kemeri üzerinde yer alan çift yüzlü balta sembolü dikkat çekmektedir. İsmini de üzerinde bulundurduğu bu sembolden almıştır. Kapı geçmişte dağlardan getirilen suların dağıtılması için oluşturulan yolun bir parçası olarak görev yapmıştır.. Bu mimari yapıda da bölgedeki birçok yapıda kullanılan mermer cinsinden kullanılmış ve bu mermerler Sadra Dağı’dan getirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Antik dönemden günümüze ulaşmayı başaran en önemli kalıntılardan biri olan Baltalı Kapı, “Milas’ın tarihi yerleri nerelerdir?” sorusunun cevabını arayan biri için mutlaka görülmesi gereken bir eser.
Kaçırmayın! Eğer gezinizi pazar gününe denk getirirseniz, kapının önünde kurulan köylü pazarını ziyaret edebilir ve yerli halkın pazar kültürünü yakından tanıma fırsatını yakalayabilirsiniz.
Burası neresi? Milas’ın tarihi yerleri içerisinde Osmanlı döneminden kalan nadide eserlerden biri olarak gösterilen Milas Ulu Camii, 1378 yılında Ahmet Gazi tarafından yaptırılmış önemli bir ibadethanedir. Ahmet Gazi Camii olarak da anılan Ulu Camii, Milas’ın en büyük camisi olma özelliğine sahiptir. Caminin yapımında, Roma dönemindeki bir kilisenin malzemeleri kullanılmıştır ve bu durum cami duvarlarından çok net bir şekilde anlaşılmaktadır. Caminin dış kısmında sıva tercih edilmemiştir.
Milas Ulu Camii’de, 1879 ve 1912 yılları arasında restorasyon çalışmaları gerçekleştirilmiştir ve günümüzde ibadete açık bir şekilde halka hizmet vermeye devam etmektedir.
Neden gitmeliyim? Gerek ibadet etmek gerekse de Milas’ın tarihi hakkında bilgi edinmek için Milas Ulu Camii’yi kesinlikle listenize eklemeniz gerekiyor.
Burası neresi? Caminin kubbesinin üst kısmının kurşunla kaplı olmasından dolayı “Kurşunlu Camii” olarak da alınan Firuz Bey Camii, Milas’ın Hisarbaşı ve Yel Değirmeni mevkilerinin birleştiği yolda Burgaz Mahallesi’nde yer almaktadır. Menteşe valisi Firuz Bey tarafından 1394 senesinde yaptırılan ibadethanenin damarlı mermer kapıları, Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sine dahi konu olmuş ve “Gökcami” olarak ifade edilmiştir. Yapının süsleme taşları ise oldukça dikkat çekmektedir ve caminin dış kısmında damarlı mermer kullanılmıştır ve mimari olarak ters T planlı camiler kategorisine girmektedir.
1974 ile 1977 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tadilattan geçirilen Firuz Bey Camii, günümüzde turistler ve ibadet etmek isteyen Müslümanlar tarafından büyük ilgi görmektedir.
Neden gitmeliyim? Mimarisi ile oldukça dikkat çeken Kurşunlu Camii, Milas’taki en eski camidir ve bu nedenle Milas’ın tarihi ile ilgili ziyaret edilebilecek önemli ibadet noktaları arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Oldukça minimal bir yapıya sahip olan Milas Ağa Camii, 1737 senesinde Abdülaziz Ağa tarafından yaptırılmıştır. Cami, dikdörtgen bir planla inşa edilmiştir ve minaresi 1885 senesinde eklenmiştir. Minarenin yapımı, aynı soydan gelen Refia Hanım tarafından gerçekleştirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Küçük ama huzur dolu bu cami, ibadet etmek ve yarım saat de olsa huzur bulmak için zaman ayrılması gereken dini mekanlardan biridir.
Burası neresi? Osmanlı’nın padişahlarından olan Yıldırım Bayezıd’ın damadı Buharalı Şeyh Bedrettin’e ait mezarın olduğu tahmin edilen türbe, Milas merkezden 27 km uzaklıkta bulunan Şenköy mevkiinde bulunmaktadır. Türbenin 1500’lü yıllarda yapıldığı düşünülmektedir. Kendisinin dini açıdan önemli bir kişi olduğu düşünülmektedir ve insanlar türbeye gelerek onun aracılığı ile dualarını kabul olması için adaklarda bulunmaktadır. Şeyh Bedrettin’in savaş nedeniyle buraya geldiği ve burada şehit düştüğü rivayet edilmektedir. Türbeyle ilgili bilgiler, türbe içinde bulunan kitabeden edinilmektedir.
Burası neresi? Beşparmak Dağları’nda yer alan Sytlos Manastırı, Milas ilçesinde zirveye yakın bir noktada kurulmuş oldukça önemli bir tarihi manastır olarak dikkat çekmektedir. Prehistorik döneme ait olduğu söylenen yapının 7. yüzyılda Araplardan kaçan rahipler ve keşişler tarafından yapıldığı bilinmektedir. Bunun sebebi ise manastırın bulunduğu bölgenin oldukça engebeli ve sarp kayalıklardan oluşmasıdır. Böylece insanların bu bölgeye ulaşması zorlaşmış, keşişler için çok ideal bir yaşama alanı olmuştur. Manastır, bölgedeki halk tarafından “Arap Avlusu” ismiyle de bilinmektedir.
Neden gitmeliyim? Manastırın en ön önemli özelliklerinden biri ise Genç Aziz Paulos’un burada yaşadığı ve manastırında bizzat kendisi tarafından kurulmuş olmasıdır. 740 metre yükseklikte zirveye yakın noktada yer alan manastırın ziyaretçileri ise oldukça fazla…
Burası neresi? Milas’ın tarihi yerleri listemizde son sırada yer alan Çöllüoğlu Hanı, 1719-1920 yılları arasında Abdülaziz Ağa tarafından inşa ettirilmiş, bölgenin en eski yapılarından biri olma özelliğine sahiptir. Yapı başta ticari olmak üzere dini ve idari anlamda da önemli misyonlar üstlenmiştir. İki katlı hanın odaları; moloz taş ve devşirme taş kullanılarak inşa edilmiş ve Osmanlı han planın en iyi örneklerinden biri olarak gösterilmiştir. Günümüzde harap bir halde de olsa Milas gezi listenize eklemenizi şiddetle tavsiye ederiz.
Neden gitmeliyim? Çöllüoğlu Hanı, Milas gezisi sırasında biraz soluklanmak için oldukça ideal bir tercih. Avlu bölümünde faaliyet gösteren restoran ve cafe bir şeyler yeyip içmek için düşünülebilir. Burası aynı zamanda 18. yüzyıl Osmanlı mimarisini Milas’ta en iyi şekilde yansıtan mimari yapıların da başında gelmektedir ve günümüze kadar asıl mimari özelliğini büyük oranda korumayı başaran nadide eserlerden biridir.
Burası neresi? Beldeyle aynı isme sahip olan Milas Müzesi, 1987 senesinde kapılarını ziyarete açmıştır. Binanın bulunduğu yer 1,5 dönümlük bir bahçedir ve 2 katlı bir yapıda bulunmaktadır. Müzenin teşhir salonunda 11 vitrin bulunmaktadır ve bu vitrinlerde Stratonikea kazılarından elde edilen önemli kalıntılar ve Neolotik dönemden Roma dönemine kadarki bölgeden elde edilen eserler kronolojik bir sırayla sergilenmektedir. Müzenin bahçesi de müzenin bir parçası olarak değerlendirilmekte ve çeşitli heykel ve antik kalıntılar bahçede sergilenmektedir. Müzede toplamda 5000’in üzerinde arkeolojik, etnografik ve envanterlik eser sergilenmektedir.
Neden gitmeliyim? Milas ve çevresindeki örenyerlerinden elde edilen kalıntılar bu müzede sergilenmektedir. Böylelikle müzeyi ziyaret edenler, bölgedeki antik dönemle ilgili çok önemli kalıntıları inceleme ve Milas’ın tarihi hakkında birçok bilgiye ulaşma olanağına sahip olmaktadır.
Burası neresi? Aslında burası bir antik kent ancak bir açık hava müzesi olarak hizmet vermektedir. Müzedeki kazı çalışmaları 1993 senesinde başlamış ve 11 Ağustos 1995 senesinde açık hava müzesi olarak hizmet vermeye başlamıştır. Antik bölge esasında bir anıt mezar olmasına karşın İtalyanlar tarafından yanlış isimlendirilmiş ve günümüze kadar da bu isimle gelmiştir. 107×87 metre ebatlarındaki alanda sergilenen kalıntılar, Erken Bronz dönemi (MÖ 3300-3000) ile Bizans dönemine (MS 1261-1453) arasında çok geniş bir zaman dilimine aittir. Bölgedeki en önemli kalıntılar ise Agora’ya aittir ve Agora’nın ortasında çeşitli sunaklar ve kutsal yapılar bulunmaktadır.
Kentteki şehirleşmenin MÖ 4. yüzyıla dayandığı ve bu dönemde şehrin Hekatomnoslar tarafından ele geçirilerek yönetilmeye başlandığı tahmin edilmektedir. Şehirde elde edilen bulgulara göre Nekropolis MÖ 4 ile MÖ 2. yüzyıllar arasında kullanılmıştır. Bölgede bulunan kırmızı taşların aynı zamanda İstanbul’a gönderilerek Ayasofya Müzesi’nin yapımında kullanıldığı da bilinmektedir.
Neden gitmeliyim? Antik bölgede çıkarılan kalıntılar, oldukça etkileyici bir formda bulunmaktadır ve açık hava müzesi şeklinde sergilenmesi de insanı geçmişe götürme konusunda daha başarılı olmasını sağlamaktadır. Bu nedenle bu keyifli antik bölge Milas’ta gezilecek antik kentler arasında yer almaktadır.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…