Akdeniz’in narenciye cenneti Mersin sadece eşsiz plajları ile değil aynı zamanda köklü geçmişiyle de ilgi çekiyor. Başta muhteşem antik kalıntılar olmak üzere şehirde görebileceğiniz etkileyici tarihi noktaları Mersin tarihi yerler listemizde sizin için sıraladık;
Mersin tarihi hakkında; Akdeniz Bölgesi’nde Klikya olarak adlandırılan coğrafyada bulunan Mersin, tarih boyunca belki de bu bölgenin en önemli şehri konumunda bulunmuştur. Mersin tarihi derinlemesine bir şekilde incelendiğinde, bölgenin geçmişinin ne kadar büyük medeniyetlere ev sahipliği yaptığı anlaşılmaktadır. Hristiyanların hac rotası üzerinde bulunması ise Mersin’in sadece coğrafi ve ticari açıdan değil dini açıdan da büyük bir öneme sahip olmasını sağlamıştır.
Mersin MÖ 6 binli yıllara uzanan çok eski ve değerli bir tarihe sahip ancak şehirdeki ilk yerleşimin MÖ 9 binli yıllarda gerçekleştiği düşünülmektedir. Bölge Hititler, Asurlular, Urartular, Persler, Yunanlılar, Ermeniler, Seleukoslar ve Lagidler gibi pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Şehir, antik Yunan döneminde “Zephyrion” ismiyle anılmıştır.
Yakın tarihe baktığımız zaman Mersin’in 1918 senesinde Sevr Antlaşması ile Fransız ve İngilizler tarafından işgal edildiğini, 1921 senesinde ise Türk ordusu tarafından düşmandan temizlendiğini görüyoruz. 1933 senesine geldiğindeyse Mersin ve İçel ilçeleri birleşerek İçel (Büyük Mersin) ilçesi kurulmuştur. 28 Haziran 2002 senesinde alınan kararla şehrin adı yeniden Mersin olarak değiştirilmiştir.
Mersin’in en ünlüleri; Açıkçası Mersin gibi tarih kokan bir şehirde her tarihi noktanın çok değerli olduğunu ve bu nedenle içlerinden tercih yapamayacağımızı belirtmeliyiz. Ancak Kleopatra Kapısı, Adamkayalar, Anamurium Antik Kenti, Mamure Kalesi ve elbette ki Kız Kalesi şehrin en ünlü tarihi ziyaret noktaları arasında bulunmaktadır.
Mersin gezi tavsiyesi; Mersin, enine çok geniş bir coğrafyada bulunuyor. Bu nedenle ilçeler arasındaki 4-5 saate varan büyük mesafeler bulunabiliyor. Bu nedenle gezi planınızı çok iyi yapmanızı ve mutlaka harita yardımı ile gezeceğiniz yerleri birbirine yakınlığına göre belirlemenizi öneriyoruz. Şehirde birçok noktaya toplu taşıma ile gidebilirsiniz ancak toplu taşımanın olmadığı yerler de hayli fazla olduğundan kendi aracınızla ya da araç kiralayarak gezmeniz çok daha kolay olacaktır. Mersin’e en yakın havalimanı ile ilgili detaylar için ise Mersin’den Adana Havalimanı’na ulaşım rehberimize mutlaka göz atın. Ve son olarak kerebiç, tantuni, kebap, fındık lahmacun gibi muhteşem lezzetlere sahip Mersin’in yöresel yemeklerini tatmadan bu şehirden ayrılmayın 🙂
Müzekart; Mersin ve Mersin’in tarihle iç içe ilçelerine ziyaret etmeden önce mutlaka bir Müzekart edinmenizi öneriyoruz. Böylece Mersin gezisini daha uygun bir bütçeyle yapma fırsatı yakalayabilir, müze ve ören yerlerine giriş için ödeyeceğiniz fazladan ücretle çok keyifli etkinliklere zaman ayırabilirsiniz.
Burası neresi? Mersin bölgesindeki en eski yerleşim yerlerinden biri olan Nagidos Antik Kenti, Anamur’un 10 km doğusunda yer almaktadır. Bozyazı ilçesi sınırları içinde olan antik kent, Bozyazı’nın önceki ismi olan Nagidos’tan ismini almıştır ve bu isim de “küçük ada” anlamına gelmektedir. Kent, Paşabeleni isimli tepenin yamaçlarına yayılmış durumda bulunmaktadır. Kentin geçmişinin MÖ 2 binli yıllara dayandığı tahmin edilmektedir. Bu dönemde kentin Luvi halkı tarafından oluşturulan Tarhunndaşşa Krallığı’nın sınırları içinde yer almıştır.
Kentin detaylarının ortaya çıkarılması 1998 ile 2002 yılları arasında Prof. Dr. Serra Durugönül ve ekibinin gerçekleştirmiş olduğu kazı çalışmalarıyla olmuştur.
Neden gitmeliyim? Nagidos Antik Kenti, Bozyazı’nın geçmişine ışık tutan en önemli yerleşim yerlerinden biri olduğu için görülmesi gereken antik bölgelerden başında gelmektedir.
Burası neresi? Mersin’in Tarsus ilçesinde bulunan Kleopatra Kapısı, Mersin tarihi yerler listemizin ilk sırasındaki yerini alıyor. Evliya Çelebi’nin “İskele Kapısı” olarak adlandırdığı bu kapının Doğu Roma İmparatorluğu’nun son dönemlerinde inşa edildiği düşünülmektedir. Geçmişte kente girişte Dağ, Adana ve Deniz isimlerinde 3 kapı bulunurken, 1835 senesinde Mısırlı İbrahim Paşa iki kapıyı yıktırmış, Deniz Kapısı sağlam kalmayı başarmıştır.
Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın Romalı olan sevgilisi General Antonius ile Tarsus’ta buluşmaya geldiğinde bu kapıdan geçtikleri ve kapını bu nedenle “Kleopatra Kapısı” olarak anılmaktadır. Kapı at nalı şeklinde inşa edilmiştir. Derinliği 5,60 metre olan kapının yüksekliği ise 8,5 metredir.
Neden gitmeliyim? Kleopatra Kapısı, Tarsus’un ve Mersin’in en önemli ve ihtişamlı tarihi noktalarının başında gelmektedir. Geçmişi çok eski bir tarihe dayanan kapı, heybetiyle de ziyaretçilerin en fazla fotoğraf çektirdiği yerler arasında bulunuyor.
Burası neresi? Yumuktepe Höyüğü, Mersin şehir merkezinde bulunan önemli antik noktalardan biridir. Bölge Neolitik dönemden günümüze kadar sürekli bir şekilde insanlar tarafından yerleşim yeri olarak değerlendirilmiştir. Bölgedeki ilk araştırmalar 1937 senesinde başlamış ve bundan sonra belirli aralıkla incelemeler devam etmiştir.
Neden gitmeliyim? Yumuktepe Höyüğü, incir ve zeytin yetiştiriciliği konusunda bölgenin ilk yetiştirilen yerlerden biri olduğu ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda oldukça önemli olan Yumuktepe Höyüğü, ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
Burası neresi? Tarsus’ta bulunan Gözlükule Höyüğü, 25 metre yüksekliğe ve 300 metre çapa sahiptir. Höyüğün derinliği ise 12 ile 14 metre arasında değişmektedir. Bölgedeki kazılar 1934 senesinde Hetty Goldman tarafından başlatılmış ve sürdürülmüştür. Höyüğün çevresinde Genç Neolitik dönemden günümüze kadar yerleşim sürdürülmüştür ve bu yerleşimlere dair 33 tabakanın izine rastlanmıştır ancak tabakaların üst üste olması nedeniyle çok fazla zarar gördüğü anlaşılmıştır. Bölgedeki kazılar 2007 yılında yeniden başlamış ve günümüzde hala devam etmektedir.
Burası neresi? Erdemli’de Ayaşlı Beldesi içinde bulunan Kanlıdivane Antik Kenti, MÖ 2. veya 3. yüzyılda kurulmuş olan Olba Krallığı’nın dini açıdan önemli noktalarından biri olmuştur. Devasa bir obruk, bölgenin en ilgi çekici noktası oluyor ve obruk içinde bulunan Armaronxas ailesine ait kabartma da pek çok ziyaretçinin ilgi duyduğu yerler arasında bulunuyor. Obruğun derinliği 30 metreyi bulmaktadır.
Kanlıdivane Antik Kenti, 19. yüzyılda bölgede gezen bir Fransız gezgin tarafından tesadüfen keşfedilmiştir. 1970’li yıllarda ise bölgedeki çalışmalar yoğunluk kazanmış ve bölgeden pek çok tarihi eser çıkarılmıştır. Bu eserler arasında zeytinyağı üretimine dair çok çeşitli malzemenin çıkarılmış olması, Kanlıdivane’nin zeytinyağı üretimi konusunda da geçmişte bir merkez olduğunu bizlere göstermektedir.
Neden gitmeliyim? Kanlıdivane Antik Kenti, Mersin gezilecek yerler listenize mutlaka dahil etmeniz gereken, ziyaret süresi ortalama yarım saat olan çok önemli antik noktalardan biridir.
Kaçırmayın! Burası aynı zamanda, sahip olduğu muhteşem akustik ile zaman zaman çeşitli konserlere ev sahipliği yapmaktadır. Eğer böyle bir konsere de denk gelirseniz kaçırmayın deriz 😉
Kanlıdivane Efsanesi; Geçmişte bölgede bulunan obrukta vahşi hayvanların beslendiği ve krala ihanet edenlerin bu obruğa atılarak cezalandırıldığı ve vahşi hayvanlar tarafından öldürülerek yenildiği efsanesi anlatılmaktadır. Antik kentin “Kanlıdivane” ismiyle anılmasının sebebinin de bu olduğu rivayet edilmektedir.
Burası neresi? Adamkayalar, Şeytan Vadisi Deresi’nde bulunan geçmişten günümüze miras çok önemli kaya oymalarından biridir. Kabartmaların MÖ 2. ile 3. yüzyıllar arasında yapılmış olacağı tahmin edilmektedir. Kayalar üzerine 11 erkek, 4 kadın, 2 çocuk, 1 dağ keçisi ve 1 kartal figürü işlenmiş. Kabartmaların yapımının 250 seneyi bulduğu düşünülmektedir. Dik bir yamaçta olması Adamkayalar’a ulaşmayı zorlu kılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Adamkayalar ve çevresindeki antik yerleşim alanı, oldukça kritik bir konumda bulunduğu için geçmişte vadi yollarının kontrolü için yapıldığı düşünülmektedir. Kabartmaların, bundan yüzyıllar önce muhteşem bir kompozisyon şeklinde yapılmış olması gerçekten hayret verici…
Burası neresi? Uzuncaburç, Helenistik dönemde Olba Territoriumu’nun ibadet yeri olarak kullanılmış bir antik bölge. Kent, Roma döneminde, MS 72 senesinde İmparator Vespesianus döneminde bağımsızlığını kazanmış ve kendi adına bastırmış bir kent haline gelmiştir ve Bizans döneminde Türkler tarafından “Uzuncaburç” ismiyle anılmaya başlanmıştır.
Neden gitmeliyim? Kentte bulunan sütunlu cadde, tören kapısı, Zeus Tapınağı, Tyche Tapınağı, Zafer Kapısı, tiyatro ve Helenistik anıt mezar bölgeyi, Mersin’deki görülmeye değer tarihi yerler arasında saymamızı sağlamaktadır.
Burası neresi? Anamur ilçesine yaklaşık 7 km mesafede bulunan Anamurim Antik Kenti’nin MÖ 4. yüzyıla tarihlendiği düşünülmektedir ancak ilk olarak bölgedeki yerleşimin ne zaman gerçekleştiği konusunda bir bilgiye ulaşılamamıştır. Kent, 19. yüzyılda İngiliz Albay Francis Beaufor tarafından keşfedilmiştir. Ardından 1960’lı yıllarda başlayan araştırmalar sürekli bir hal almıştır. Kazı çalışmaları neticesinde başta balıkçı malzemeleri olmak üzere çeşitli takılar, sikkeler, inşaat malzemeleri gibi nesneler bulunmuştur.
Şehir, Roma döneminde, Kıbrıs’a yakın olmasının da avantajıyla önemli bir üs ve geçiş bölgesi olarak kullanılmış, ticari faaliyetlerin merkezi bir noktası olarak değerlendirilmiştir. Daha sonra Persler tarafından ele geçirilmiş ve MS 6. yüzyıla kadar bölgenin çok önemli bir şehri olarak kabul görmüştür. 7. yüzyılda bölgeye düzenlenen Arap akınları ise kentin zarar görmesine neden olmuş ve bu tarihten itibaren kent, kaderine terk edilmiştir.
Neden gitmeliyim? Anemurium Antik Kenti, hemen sahil şeridinde bulunuyor ve çetrefilli yollara girmeden yol üzerinde görebileceğiniz, geçmişe ışık tutan yerlerden biri olarak görülmeyi kesinlikle hak ediyor.
Kaçırmayın! Antik kenti ziyarete gelirken mutlaka yanınızda mayonuzu da bulundurun. Berrak sahilinde deniz keyfi yapmadan dönmemeniz gerektiğini düşünüyoruz.
Burası neresi? Mersin’e 55 km mesafede, Silifke istikametinde bulunan Elaiussa Sebaste, MÖ 2. yüzyıla tarihlenen bir Roma şehridir. Şehrin ismi ise zeytinden gelmektedir. Yapılan araştırmalar neticesinde MS 2. yüzyıldan kalma hamam, tiyatro, lahit gibi pek çok önemli kalıntıya rastlanmıştır. Tiyatronun 2300 kapasiteli olduğu ve 23 basamaktan oluştuğu belirtilmektedir. Gerçekleştirilen kazılarda nekropollerden Kızkalesi’ne kadar yaklaşık 4,5 km uzunluğunda bir de kral yolu keşfedilmiştir.
Burası neresi? MÖ 7. yüzyılda yerleşim yeri olarak kullanılmaya başlanan şehirde MÖ 5. yüzyıla kadar Pers hakimiyeti sürmüştür. Bu tarihten itibaren ise Büyük İskender’in bölgedeki hakimiyeti ile Soli özgürlüğüne kavuşmuş ve şehirde özgürlüğün ibarelerinden olan sikke başım işlemi gerçekleşmiştir.
Soli Liman Kenti’nin en parlak dönemleri ise Helenistik dönemde Seleukos hakimiyetinde gerçekleşmiştir. Bu dönemden sonra yavaş yavaş parlaklığını kaybeden şehir MÖ 1. yüzyıldan sonra dağdaki korsanların yerleştirildiği bir yere dönüşür. MS 1. yüzyılda Roma hakimiyetine giren şehir eski parlak günlerine dönmeye başlar. 6. yüzyılda büyük bir depremde ciddi zarar gören şehir, 7. yüzyılda Arap akınlarından nasibini alarak sessizliğe gömülür.
Neden gitmeliyim? 33 sütunun ayakta olduğu Sütunlu Cadde, 300 metre çapındaki höyük, antik liman gibi önemli antik kalıntılara ev sahipliği yapması, Soli Antik Kenti’ni Mersin’in antik kentleri arasında önemli bir yere koymamızı sağlamaktadır. Burası aynı zamanda Atatürk’ün ziyaret etmiş olduğu son antik kent olması nedeniyle de ayrı bir öneme sahiptir.
Burası neresi? 1199 senesinde, kıyıdan 600 metre uzaklıkta I. Leon tarafından inşa edilmiş olan Kız Kalesi, 1361 yılında Kıbrıs Krallığı tarafından ele geçirilmiştir. Roma zamanında kalenin korsanlar tarafından kullanıldığı edinilen bilgiler arasındadır. Keleye kuzey yönündeki kapıdan giriş yapılmaktadır. Kalenin yapımında tek bir malzemeye bağlı kalınmamış ve yoğunluklu olarak moloz taşı olmak üzere farklı malzemeler kullanılmıştır. Adanın yapısına uygun bir şekilde inşa edilen kaleye farklı şekillerde toplamda 8 burç eklenmiştir.
Neden gitmeliyim? Kız Kalesi, Mersin tarihi yerler listemizin en ikonik tarihi yerlerinin başında geldiği için, şehre gelenlerin mutlaka görmesi gereken noktalardan biridir. Geçiş yolu üzerinde olması da sahil şeridinden gidenler için kaleyi görme noktasında kolaylık sunmaktadır. Kaleye ulaşmak için tekneler kullanılmaktadır. Tekneler götürüp getirmek için 20₺ ücret almaktadır.
Mersin Kızkalesi efsanesi: Efsaneye göre vakti zamanında bir kral ve onun çok sevdiği bir kızı yaşıyormuş. Bir gün bir falcı krala kızının bir yılan tarafından sokularak öleceğini söylemiş. Kral da bunun üzerine denizin ortasında bu kaleyi yaparak kızını da bu kaleye yerleştirmiş ve böylece kızının yılanlardan korunacağını düşünmüş. Kral bir gün kızına yemesi için sepet dolusu üzüm göndermiş. Sepetin içinde, üzümler arasında gelen yılan prensesi sokarak öldürmüş.
Kaçırmayın! Özellikle gün batımı esnasında muhteşem kale manzarasını seyretmenizi ve etkileyici fotoğraflar çekmenizi öneriyoruz. Bu arada hemen karşı kısmında bulunan Korykos Kara Kalesi’ne de mutlaka zaman ayırmanız gerektiğini de belirtelim.
Burası neresi? Yapım tarihi tam olarak bilinmeyen Mut Kalesi, ilçenin tam merkezinde yer almaktadır. Evliya Çelebi, Mut Kalesi’ni Rumlardan almak isteyen Karamanoğlu Yakup Bey’in burada çok fazla asker şehir vermesinden dolayı kaleye “Dar-ı Mut” isminin verildiğinden bahsetmektedir. Gene Karamanoğullarından İbrahim Bey tarafından ele geçirilip tarumar edilen kale, Osmanlılar tarafından I. Ahmet döneminde restore edilmiştir. Köşegen bir dış kale tarafından kuşatılan yapının bir de iç kale kısmı bulunmaktadır. Kale içinde günümüzde bir restoran faaliyet göstermektedir.
Neden gitmeliyim? Eğer yolunuz Mut’a düşerse şehrin sembollerinden biri olan Mut Kalesi’ni mutlaka Mut gezilecek yerler listenize dahil etmelisiniz.
Burası neresi? Anamur’un 6 km doğusunda hemen ana yol üzerinde bulunan Mamure Kalesi, deniz kaplumbağalarına ev sahipliği yapan bir sahilde bulunuyor. Kale, Cüneyt Arkın’ın filmlerinde kaleden atlama sahnelerine ev sahipliği yapmasıyla da biliniyor. Etkileyici mimarisi ve 1500 yıllık tarihi ile Mamure Kalesi, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de dahil edilmiş durumda. 3. veya 4. yüzyılda inşa edildiği düşünülen yapı, 12. yüzyılda Ermeni Krallığı tarafından onarımdan geçmiştir. Kalenin içinde bir de Karamanoğlu Mahmut Bey tarafından inşa ettirilmiş tek minareli cami bulunmaktadır ve 39 adet kuleye sahiptir.
Neden gitmeliyim? 23.500 metrekarelik bir alanı kaplayan Mamure Kalesi, Türkiye’nin en büyük kalelerinden biri konumunda bulunuyor. Bu özelliği ile de dikkat çeken yapı, “Paris’in tarihi yerleri nelerdir?” sorusunun cevapları arasında dikkat çekici bir konumda bulunuyor.
Burası neresi? Bölge için çok stratejik bir konumda bulunan Gülek Kalesi, boğazın gözlenmesi için çok önemli bir misyon üstlenmişti ve Orta Çağ’da yapıldığı tahmin edilmektedir. Kaledeki işçilikler incelendiğinde kalenin farklı dönemlerde farklı noktalarında tadilata uğradığı görülmektedir. Günümüzde kaleden ayakta kalan çok fazla bir yapı bulunmamaktadır.
Neden gitmeliyim? Gülek Kalesi, çoğunlukla internette bolca rastlayacağınız, insanların uçurumdaymış gibi çektirdiği fotoğraflarla tanınmaktadır. Fotoğrafın çekildiği kaya “hileli uçurum kayası” ya da “İnstagram kayası” ismiyle biliniyor. Siz de bu şekilde etkileyici bir fotoğraf çektirmek istiyorsanız Gülek Kalesi’ni ziyaret edebilir, tarihi bir noktada muhteşem manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Tabi yolun araçlar için bir miktar zorlayıcı olduğunu bilmenizde fayda var.
Burası neresi? Büyük bir avluya sahip olan Yelbiz Kalesi’nin iki holü ve bazilikasının büyük bir kısmı sağlam bir şekilde günümüze ulaşabilmiştir. 6-7 metre yüksekliğindeki karşılıklı iki kule ise kısmen ayakta kalabilmiştir. Kale, Bozyazı’nın kuzeydoğusunda 600 metre yüksekliğe sahip bir tepe üzerinde bulunmaktadır. Bu da bize kalenin geçmişte bölgenin hakim noktalarından biri üzerinde, güvenlik ve gözetleme amacıyla inşa edildiğini göstermektedir.
Neden gitmeliyim? Tekeüzü Köyü’nden 1 saatlik zorlu bir ulaşıma sahip olan Yelbiz Kalesi, manzarası ve tarihi yönü ile görülmesi gereken yerler arasında gösterilebilir.
Burası neresi? Bölgede “Korkusuz Kral Mezarı” olarak bilinen Mezgit Kale’nin MS 2. veya 3. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Kesme taşlarla inşa edilmiş olan bu anıt mezar, 6 katlı bir apartmanın yüksekliğinde bulunuyor ve sessiz bir şekilde tam anlamıyla değer göreceği günü bekliyor.
Neden gitmeliyim? Hala ihtişamını korumaya devam eden bu anıt mezar, gidenlerin gördüğüne ve harcadığı zamana pişman olmayacağı önemli tarihi eserler arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Kale, Soğucak Yaylası içinde bulunmaktadır. Kalenin Orta Çağ zamanında inşa edildiği düşünülmektedir. İki katlı ve dikdörtgen planlı bir şekilde inşa edilmiştir. Kayadan bir kaide üzerinde bulunmaktadır. Kalenin dış duvarlarında kesme blok taşlar kullanılmıştır. Geçmişte bir karakol kalesi olarak işlev görmüştür.
Neden gitmeliyim? Belenkeşlik Kalesi, sahip olduğu muhteşem manzarası ile tarihi birleştirdiği için ziyaretçilerine çok keyifli bir deneyim yaşatmaktadır. Bu nedenle bu güzel kaleyi mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz. Dilerseniz şuradan kalenin panoramik görüntüsünü inceleyerek daha net fikir edinebilirsiniz. Eğer aracınız varsa kalenin bulunduğu konuma kadar araçla çıkabiliyorsunuz.
Burası neresi? Sahil şeridinde bulunan her şehirde olduğu gibi Mersin’de de ticaret günlük yaşamın önemli bir kısmını oluşturuyordu ve ticaretin gelişmesi için şehirlerde birçok han ve bedesten inşa edilmiştir. Bunlardan biri de Tarsus’ta bulunan Kırkkaşık Bedesteni olmuştur. Yapının Ramazanoğulları Beyliği döneminde, 1579 senesinde, İbrahim Bey tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Bedesten yapıldığı ilk yıllarda aşevi ve medrese olarak değerlendirilmiş ve Cumhuriyet sonrası kapalı bir pazar olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Yapı, dikdörtgen bir plan üzerine inşa edilmiştir. 21 gözden oluşan yapının üst kısmı 7 kubbeyle örtülmüştür. Batı kısmındaki 2 oda ve 2 kuleyle birlikte yapının toplamda 25 odası göz odası bulunmaktadır. Bedestenin doğuda ve batıda olmak üzere iki kapısı bulunuyor. 2004 senesinde Tarsus Belediyesi tarafından kiralanan bedesten, 7 Mart 2007 tarihinde yeni dükkan sakinleri ile beldenin tanıtımı için önemli bir koz olarak hizmete açılmıştır.
Neden gitmeliyim? Eski ismiyle “Beyaz Çarşı” olarak bilinen bu kapalı çarşı, ahşap, deri, dokuma gibi pek çok farklı zanaat dalından çeşitli hediyelik eşyaların bulunabileceği, turistler tarafından ilgi gösterilen yerlerin başında gelmektedir.
Kaçırmayın! Aynı bölgede bulunan Ulu Camii, Kleopatra Kapısı, Tarsus Şelalesi, Aziz Paul Kilisesi, Eshab-ı Kehf Mağarası, Aziz Paul Kuyusu gibi önemli ziyaret noktalarını da mutlaka Mersin gezi listenize eklemenizi öneriyoruz.
Burası neresi? Mersin’in Yenişehir ilçesinde 2010 senesinde ziyarete açılan Mersin Deniz Müzesi, Türk denizcilik tarihine dair 500 civarında nesneye ve 800 kitaplık bir kütüphaneye ev sahipliği yapmaktadır. Müzenin ana sergi alanı 450 metrekaredir. Bu sergi alanında gemi modelleri, askeri kıyafetler, denizcilikle ilgili armalar ve daha pek çok önemli nesne incelenebilmektedir.
Müze, aynı zamanda bir de interaktif salona sahiptir. Bu salon, özellikle çocuklar için müzeyi çok ilgi çekici kılan detaylardan biri. Salonda ziyaretçiler Efsane Mahmudiye, Kahraman Hamidiye, Preveze ve Barbaros hayrettin Paşa , tarihte önemli bir yeri olan Nusret Mayın Gemisi, Gazi Alemdar ve Yavuz Muharebe Kruvazörü hakkında çok önemli bilgileri dijital bir ortamda öğrenme şansını yakalamaktadır. Müze içinde aynı zamanda resim ve gemi modelleme atölyeleri de açılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Türk denizciliğine dair birçok önemli bilgileri edinebileceğiniz müze, ülkemizin bu konudaki en önemli müzelerinin başında gelmektedir. Bu nedenle müzenin hem yetişkinler hem de çocuklar için Mersin müzeleri içinde mutlaka zaman ayrılması gereken yerlerden biri olduğunu söyleyebiliriz.
Burası neresi? Akdeniz ilçesindeki konak, Alman konsolos Christman tarafından 1897 yılında, Mersin’in önemli tüccarlarından Mavromati’nin kızıyla evlenmesi nedeniyle yaptırılmıştır. Bina aynı zamanda “Krisman Konağı” olarak da adlandırılmaktadır. Atatürk ve eşi Latife Hanım, Mersin’de bulundukları 20 Ocak – 2 Şubat 1925 tarihleri arasında bu evde konaklamıştır. Bir süre Tahinci ailesinin mülkü olarak kalan ev, Nebil Hayfavi tarafından 1972 senesinde alınarak 4 yıl boyunca Toros Koleji olarak hizmet vermiştir. Uzun süre boş kalan yapı, kamulaştırılmasının ardından 12 Ekim 1992 senesinde Atatürk Evi olarak ziyarete açılmıştır.
Neden gitmeliyim? Akdeniz mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan yapının inşası sırasında Akdeniz bölgesinde görmeye alışkın olduğumuz şekilde, düzgün kesme taşlar kullanılmıştır. Bu nedenle bu özel mimariyi mutlaka incelemenizi öneriyoruz. Bina içinde Atatürk’ün Mersin’e geldiği sırada çekilmiş fotoğrafları, 22 adet kişisel eşyası ise burayı çok daha anlamlı kılan detaylardan. Çeşitli fotoğraflarla oluşturulan Kuva-yi Milliye Köşesi ise es geçilmemesi gereken noktalar arasında bulunuyor.
Önemli not: Kendi şahsi aracıyla gidecekler için konağın yakınlarında park yeri bulmak oldukça sıkıntılı olacaktır. Bu nedenle aracınızı sahilde uygun bir yere park etmenizi ve oradan kısa bir yürüyüş yaparak konağa ulaşmanızı öneriyoruz.
Burası neresi? Mersin’in Silifke ilçesinde bulunan Narlıkuyu Mozaik Müzesi, Roma döneminden kalma bir hamama ait üç güzellerin tasvir edildiği zemin mozaiğinin 1975-1976 yıllarında bina içine alınmasıyla oluşturulmuştur. Mozaik üzerinde Zeus’un üç kızı Aglaia, Thalia ve Euphrosine temsil edilmiştir. Bu hamamın, Doğu Roma İmparatorluğu döneminin güçlü devlet isimlerinden Poimentos tarafından, Cennet Obruğundan gelerek bölgede denize karışan tatlı su kaynağından faydalanmak için bu hamamı inşa ettiği biliniyor. Mozaiğin ve hamamın MÖ 4. yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir.
Neden gitmeliyim? Üç Güzeller Mozaiği, dünya genelinde bilinen ve çok değer verilen tarihi mozaik çalışmalarından biridir. Mersin’e geldiğinizde zaman ayırıp bu etkileyici mozaiğin bulunduğu müzeyi de ziyaret etmeniz gerekiyor.
Burası neresi? Müzenin yapımına 2014 yılında başlanmıştır ve 18 Mayıs 2017 tarihinde ise bütün hazırlıkların ardından ziyarete açılmıştır. Müzenin geçmişi ise 1978 senesinde Eski Halkevi binasındaki küçük bir sergi olarak açılmasına kadar dayanmaktadır. Toplamda 1435 eserin sergilendiği Mersin Arkeoloji Müzesi içinde sergi salonlarının yanı sıra çocuklar için arkeopark, kütüphane, hediyelik eşya satış noktası ve kafeterya da bulunmaktadır. Müze çok modern bir şekilde tasarlanmıştır.
Müze içinde Yumrutepe Höyüğü’nün canlandırması, Soli-Pompeipolis Antik Kenti ve zeytinyağı üretimi döneminde antik kentin en önemli duraklarından olan Elaiussa-Sebaste Antik Kenti’ne ait çok önemli tarihi zenginlikler görülebilmektedir.
Neden gitmeliyim? Müzeye gelen ziyaretçiler ilk olarak zemin kattaki zaman tüneli ile karşılanıyorlar. Kronolojik sergi salonuna ise uygarlıkları kronolojik bir sıra ile inceleme fırsatını yakalıyorlar. Ölü kültü alanı cenaze ve defin işlemleri ile ilgili gelenekleri, etnografya bölümü ise insanların günlük yaşamlarına dair nesneleri görmeye olanak tanımaktadır. Huğ Evi’nin bir örneği de müze içindeki bu bölümde görülebilmektedir. Birinci katta ziyaretçiler zengin bir sikke koleksiyonuna tanıklık edebilmektedir. Bu nedenlerden ötürü Mersin tarihi hakkında fikir ve bilgi edinmek isteyenlerin listesinde bu müzenin mutlaka kendisine yer bulması gerektiğini düşünüyoruz.
Burası neresi? İnanç turizmi açısından Mersin’in en önemli tarihi yerleri arasında bulunan Eshab-ı Kehf Mağarası, dünya üzerinde bulunan 33 adet yedi uyurlar mağarasından biri olarak kabul ediliyor. Kehf Suresi’nde bahsedilen mağara, hem Müslümanlar hem de Hristiyanlar için dini açıdan önemli bir noktadır.
Mağara, 300 metre genişliğe sahiptir. Yüksekliği ise 10 metredir. Mağara toplamda 3 tünelden oluşmaktadır. Mağara içindeki yollar belli bir noktadan sonra güvenlik nedeniyle kapatılmıştır. Mağaraya inmek için 15-20 basamaklı bir merdiveni kullanmak gerekmektedir. Mağara içinde Osmanlı padişahlarından olan Abdulaziz tarafından 1873 senesinde inşa edilmiş bir de mescit bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Dünya genelinde önemli sayılan bu dini nokta, dua etmek ve efsanesini dinlemek için listeye alınması gereken yerler arasında bulunuyor.
Eshab-ı Kehf efsanesi: Tanrı kavramının ortadan kalktığı ve inançsızlığın hüküm sürdüğü bir dönemde tek tanrıya inanan Yemliha, Mekseline, Mislina, Mernuş, Sazenuş, Tebernuş ve Kefeştetayuş isimli 7 Hristiyan genç, inançsızlar tarafından cezalandırılmak adına Rum Hükümdar Dakyanus’un karşısına çıkarılmıştır. Hükümdar onlara inançlarından vazgeçmeleri için birkaç gün tanır ve aksi takdirde öldüreceğini belirtir.
Hükümdarın ve inançsızların zulmünden kaçmak için gençler bu mağaraya sığınırlar. Köpekleri Kıtmir ile birlikte Allah tarafından 300 yıl boyunca bu mağarada uyuyarak gizlenirler. Gençlerden biri uyanıp erzak almak için şehre inince, elindeki eski para nedeniyle yakalanır. Yakalanan genç halkı mağaraya götürünce mağarada 7 yavru kuş ve kuş yuvasından başka bir şey olmadığı görülür. Mağaraya bu nedenle “Yedi Uyurlar Mağarası” denmiştir.
Burası neresi? Cennet-Cehennem Obrukları, Silifke ilçesi sınırlarında, ilçe merkezine 25 km mesafede bulunuyor. Yapılar, erozyon neticesinde tavanın çökmesiyle oluşmuş iki çukurdan meydana gelmektedir. Yer altındaki su kaynaklarının zamanla boşalması ile ortaya çıkan boşluk göçükler neticesinde bu hale gelmiştir.
Cennet Obruğu, 250×110 metre genişliğinde bulunmaktadır. Derinliği ise 70 metredir. Obruğun su kaynağına ulaşabilmek için 450 basamaklık zorlu bir yolu göze almak gerekiyor ancak son dönemde obruğa iniş için asansör yapma çalışmaları sürdürülmekteydi. Bizim görüşümüz ise bu doğa harikasının içine betonlarla örülü bir asansörün uygun olmadığı yönündedir. Eğer basamakları çıkamayanlar için pratik bir çözüm aranıyorsa asansör yerine teleferik gibi doğayla iç içe bir yöntem daha uygun olabilirdi diye düşünüyoruz. Cennet Obruğu’nun alt kısmında ise dikdörtgen formda, MÖ 5. yüzyılda inşa edilmiş bir Zeus Tapınağı bulunmaktadır. Tapınak günümüze oldukça sağlam bir şekilde ulaşabilmiştir.
Cehennem Obruğu ise Cennet’in 75 metre kuzey tarafında yer almaktadır. Obruğun çapı 75×50 ebatlarındadır. Obruğun şeklinden dolayı içine inmek mümkün değildir ancak obruğun içini daha rahat görmek için seyir terası çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Obruğun derinliği 128 metredir.
Cehennem Obruğu efsanesi: Cehennem Obruğu, Yunan Mitolojisinde de kendisine yer bulmuştur. Efsaneye göre Zeus, ağzından alevler saçan Typhon’u savaşta yenmiş ve bu çukurda bir süre hapsetmiştir.
Neden gitmeliyim? Cennet ve Cehennem Obrukları, tarihi yanında muhteşem doğası ile de ziyaretçileri kendisine hayran eden Mersin’in mutlaka görülmesi gereken tarihi yerleri arasında bulunmaktadır.
Kaçırmayın! Obrukların hemen yan tarafında bulunan Astım Mağarası’nı de ziyaretiniz sırasında görmeyi ihmal etmeyin. Eğer Cehhenem Obruğu’na merdivenlerden inmeyi düşünüyorsanız öncelikle Astım Mağarası’na uğramanızı tavsiye ediyoruz çünkü öncelikle Cehhenem Obruğu’na giderseniz dönüşte hayli yorulacak ve diğer noktalara ayıracak enerjiniz kalmayacak.
Burası neresi? Astım Mağarası, oluşumunu yüzyıllar içinde tamamlamış olan, havasının astım hastalığına iyi geldiğine inanılan, Mersin’in önemli tarihi ve doğal güzellikleri arasında bulunuyor. Üçüncü jeolojik dönemde oluştuğu düşünülen yapının en derin noktası 15 metreyi bulmaktadır. Jeolojik olaylar neticesinde mağara içinde oluşan etkileyici sarkıtlar ve dikitler mağarayı oldukça çekici kılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Bölge halkı tarafından dilekte bulunmak için de ziyaret edilen mağara, bu nedenle “Dilek Mağarası” olarak da adlandırılmaktadır ve muhteşem doğası ile fotoğraf meraklıları için muhteşem bir atmosfer oluşturmaktadır.
Kaçırmayın! Mağaraya 600 metre mesafede bulunan Cennet ve Cehennem Obruklarını da aynı biletle görmeyi ihmal etmeyin.
Burası neresi? Yakın bir zamanda, 1999 senesinde bir çoban tarafından tesadüf eseri keşfedilen Aynalıgöl Mağarası, Aydıncık ilçesinde Sancak Burnu ile Kurtini Deresi arasında bulunuyor. Mağaraya inmek için 560 basamağı göze almak gerekiyor ancak ilk keşfedildiği kadar yolun zorlu olmadığını bilmenizi isteriz. Mağarada 46 metre derinliğe inildiğinde su bulunmaktadır ve “Aynalıgöl” ismi de bu nedenle verilmiştir. Mağaranın deniz seviyesinden yüksekliği ise 50 metre. Mağaraya giderken kısmi olarak zorlu bir yol sizi bekliyor ve yanınızda su bulundurmanız daha sağlıklı bir gezi için almanız gereken önlemlerden biri.
Neden gitmeliyim? Bu etkileyici doğa harikası ile ziyaretçiler, Mersin’in buzul dönemine etkileyici bir yolculuk yapma fırsatını yakalıyor. Yapılan incelemeler, mağaranın, kuvaterner başında yaşanan son iklim değişikliği ile buzul döneme geçiş sırasında meydana geldiğini ortaya çıkarmıştır.
Burası neresi? Roma ve Bizans döneminde Hristiyanlığın resmi bir din olarak kabul edilmesine kadar, din adamları dağlar arasındaki gizli ibadethanelerinde dinlerini yaşarlarmış. Deniz seviyesinden 1300 metre yüksekliğindeki Alahan Manastırı da bu gizlenme yerlerinden biri olarak inşa edilmiş. Göksu Vadisi’nin muhteşem manzarasına nazır dik bir yamaç üzerinde inşa edilmiştir. Manastır, 2000 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine alınmıştır. 2011 yılında ise restorasyon sürecine girmiştir.
Evliya Çelebi’nin de kitabında “ustasının elinden yeni çıkmış gibi” şeklinde hayranlıkla bahsetmiş olduğu manastır, Aziz Paul ve Barnabas gibi Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinde Hristiyanlığı yaymak için çabalayan din adamları tarafından sığınak ve ibadet yeri olarak değerlendirilmiştir. Manastırın MS 4. ve 6. yüzyıllar arasında yapılmış olabileceği düşünülmektedir. Bir külliye olarak inşa edilmiş olan kompleks yapıda doğu ve batı kilisesi, manastır, keşişler için odalar ve çeşitli mezarlar bulunmaktaydı. Taş oymacılığı yapıların inşasında en dikkat çeken tekniklerin başında gelmektedir.
Neden gitmeliyim? Mersin’deki önemli dini yapılardan biri olan Alahan Manastırı, tarihe meydan okurcasına ayakta kalmayı başarabilmiş, yaklaşık 1700 senelik bir dini mekandır ve kendisi için “Mersin’in Ayasofyası” yakıştırması yapılmaktadır. Bu da bu manastırı çok değerli kılmakta ve Mersin gezi listesi yapanların mutlaka listesine dahil etmesi gereken bir yapı haline getirmektedir.
Burası neresi? Silifke Kalesi’nin üst kısmında bulunan kayalık bir kütlenin oyulmasıyla yapılan Tekirambarı Sarnıcı da Mersin’in önemli tarihi yerleri arasında bulunmaktadır. Sarnıç, Bizans döneminde yapılmıştır ve 45×23 metre boyutlarındadır. Derinliği ise yaklaşık olarak 12 metredir. Sarnıca inmek için güney kısmında bulunan bir merdiven kullanılmaktadır. Sarnıç halk arasında “Tekir Ambarı” olarak da isimlendirilmektedir. Nişli yapısıyla oldukça ilgi çekici bir mimariye sahiptir. Sarnıcın uzun kısmında 8, kısa kısmında ise 5 niş bulunmaktadır.
Sarnıcın kenarlarında su sızıntısını önlemek amacıyla da kesme taşlarla duvarlar örülmüştür. Sarnıcın yaklaşık 10 bin metreküp su kapasitesine sahip olduğu belirtilmektedir. Bu da bölgenin su ihtiyacının önemli ölçüde karşılanabileceği anlamına gelmektedir.
Neden gitmeliyim? Sarnıç ne yazık ki ülkemizdeki birçok tarihi eser gibi kaderine terk edilmiş durumda bulunuyor. Buna rağmen günümüze kadar sağlam bir şekilde ayakta kalmayı başarabilen sarnıç, Mersin’deki Bizans döneminden kalma en önemli mimari yapılardan biri olduğu için Mersin tarihi yerler listemizde bulunması gerektiğini düşündük.
Burası neresi? Toplam 5 katlı bir şekilde inşa edilmiş olan Helenistik Kule’nin kitabesine göre kule, MÖ 3. yüzyıla tarihlenmektedir ve Tarkyares tarafından inşa edildiği ve MS 3. yüzyılda Romalı Petronios tarafından tadilata sokulduğu anlaşılmaktadır. Kule 23 metre yüksekliğe sahiptir ve 16×13 metre ebatlarında inşa edilmiştir. Kule geçmişte gözetleme ve barınma amacıyla kullanılmıştır. Özellikle dönemin önemli yöneticilerinin bu kulede yaşadığı tahmin edilmektedir.
Neden gitmeliyim? Oldukça sağlam ve heybetli bir yapıya sahip olan Helenistik Kule, Uzuncaburc’u ziyarete giderken mutlaka görülmesi gereken noktalar arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Aziz Paul’un öğretileri ile yetişmiş olan Azize Thekla, Mersin ve Konya çevresinde Hristiyanlığı yaymak için çabalar göstermiş olan misyoner kadınlardan biridir. Henüz 17 yaşındayken kendisini Hristiyanlık dinini yaymaya adamıştır. Yaşadığı dönemde bölgede büyük baskılara maruz kalarak bir mağaraya gizlenen Azize Thekla, hastalara şifa dağıttığı yönündeki söylentilerle o dönem hayli meşhur olmuştur.
Hristiyanlığın serbest bırakıldığı MS 312 senesine kadar mağara, gizli bir kilise olarak varlığını sürdürmüştür ve daha sonra bir yeraltı kilisesine çevrilmiştir. Öldürülmek için Paganların saldırısına uğradığı bir sırada mağarada kaybolduğuna inanılır. Sonrasında ise mağara, Hristiyanlar tarafından kutsal sayılmaya başlanmıştır.
Neden gitmeliyim? Taşucu Yolu üzerinde ana yola 4 km mesafede bulunan Aya Tekla Yeraltı Kilisesi ve çevresinde bulunan ören yeri, ziyaretçiler için oldukça etkileyici bir ziyaret noktası olmayı başarıyor. Özellikle yer altındaki ibadet yeri gerçekten etkileyici.
Burası neresi? Kilisede gerçekleştirilen incelemeler, kilisenin MS IV. yüzyılda inşa edilmiş olabileceğini göstermektedir. Kilisenin İmparator Zenon’un tahta geçmesinin şerefine yaptırmış olduğu bilinmektedir. Orta nefin kenarlarındaki kemerler kiliseyi yan neflere ayırmaktadır. Bir kısmı yıkılmasına karşın bazı bölümleri hala ayakta durmaktadır. Bir kısmı 2020 yılında bölgedeki şiddetli yağışlar nedeniyle yıkılmıştır. Yapının bulunduğu yer Corapissus Antik Kenti olarak adlandırılmaktadır. İlk planı 1875 senesinde bölgede araştırmalar gerçekleştiren seyyah Davis tarafından çıkarılmıştır.
Neden gitmeliyim? Mersin kiliseleri içinde tarihsel açıdan en eski dönemlere uzanması nedeniyle Dağpazarı Kilisesi ayrı bir öneme sahiptir. Büyük bir kısmı yıkılmış olsa da kiliseye ait kalıntılar hala canlılığını korumaktadır.
Burası neresi? Vespasianus isimli Roma imparatoru ve onun oğulları tarafından yaptırıldığı için Roma Köprüsü olarak da isimlendirilmektedir. Köprünün yapım zamanı MS 77-78 yıllarına tarihlenmektedir. 120 metre uzunluğa sahip olan köprü, 5,40 metre enindedir. Göksu Irmağı üzerinde bulunan Taş Köprü, 19. yüzyılın sonlarına kadar onarım görmeden gelebilmiştir. Son olarak 1972 senesinde köprü genişletilmiştir. Günümüzde köprünün aslından temelleri ve ayak kısımları kalabilmiştir.
Neden gitmeliyim? Her ne kadar köprünün yol kısmı aslından uzaklaşmış olsa da ayakları ve temelleri hala durduğu için köprünün ziyaret edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Hazırlamış olduğumuz Mersin tarihi yerler listemiz burada son buluyor. Eğer sizin de listemize eklememiz gerektiğini düşündüğünüz yerler varsa bunu bize yorum kısmından yazabilir ve yazımızın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz 🙂
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…
Yorumları Gör
BURDAKİ TARİHİ ESERLER ÇOK GÜZEL ABİM EN ÇOK KIZ KALESİNİ BEĞENDİ TEBRİKLER ÇOK GÜZEL BİR SİTE TEŞEKKÜRLER