Çoğunlukla doğal güzellikleri ile gündeme gelen Kırklareli, İstanbul’a yakınlığı nedeniyle özellikle Osmanlı döneminde çok önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Kırklareli tarihi yerler listemizde Trakya’nın bu önemli şehrindeki tarihi noktaları listeledik…
Kırklareli tarihi hakkında; MÖ 6000’li yıllardan itibaren Kırklareli’nde yerleşim olduğuna dair kalıntılara rastlanmıştır. Bu uzun tarihi boyunca Roma ve Bizanslılar başta olmak üzere pek çok topluluğun istilasına tanık olmuştur. 14. yüzyılda ise I. Murad döneminde şehir, Osmanlı topraklarına dahil edilmiştir.
Şehir, I. Dünya Savaşı’nın ardından yaklaşık iki sene Yunanlılar tarafından işgal edilmiş ve 10 Kasım 1922 senesinde işgalden kurtularak Türkiye topraklarına katılmıştır.
Kırklareli’nin en ünlüleri; Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, Vize Kalesi ve gene Vize’de bulunan Küçük Ayasofya, Kırklareli’nde mutlaka görülmesi gereken tarihi eserler arasında bulunmaktadır.
Kırklareli gezi tavsiyesi; Kırklareli’nin doğal güzelliklerini mutlaka keşfedin. Özellikle Longoz Ormanları’na kesinlikle zaman ayırmalısınız. Söz konusu Trakya olunca mutlaka köftesinin tadına bakmalısınız. Köfte konusunda bireysel olarak da deneyimlediğimiz ve çok memnun kaldığımız Meşhur Ahmet Bey Köftecisi’ni deneyebilirsiniz. Daha fazlası için ise Kırklareli’nin yöresel yemekleri yazımıza göz atabilirsiniz.
Müzekart; Kırklareli’ndeki tarihi yerleri ziyaret etmek için Müzekart kullanmaya ihtiyacınız olmayacağı için bu kartı satın almanıza gerek olmayacak.
Burası neresi? Vize ilçe merkezinde yer alan Vize Kalesi, 4 metre yüksekliğinde taş bloklardan oluşmuş tarihi bir yapıdır. Günümüze kale yapısının surlarından çok az bir bölüm kalmıştır ve 3-4 metre yüksekliğindedir. Kentin en yüksek tepesinde akropolde olan kalenin, ovaya doğru uzanan kalıntıları günümüze kadar gelmiş. Kalenin yapım tarihinin ise Roma döneminin MÖ 72-76 yıllarına dayandığı biliniyor.
Neden gitmeliyim? Vize’nin en yüksek yerlerinden olması nedeniyle burası tarihi dokusunun yanı sıra nefes kesen Vize manzarasını seyretmek için de gidilmesi gereken noktalar arasında yer almaktadır.
Burası neresi? 5. yüzyılda, Bizans döneminde inşa edildiği bilinen Pınarhisar Kalesi, Osmanlı döneminde revize çalışmalarından geçmiş ve bugünkü halini almıştır. Yaptıranın ise Kozmos Dimitriyadis’in olduğu düşünülmektedir. Kale, ilçenin kuzeyinde çevreyi gözlemleyebileceğiniz bir tepede yer almaktadır. Kalenin devamında ise ilçe merkezine inen sur duvarlarının kalıntılarını görebilirsiniz. Kale, günümüzde 3. derece sit alanı olarak ilan edilmiş ve koruma altına alınmıştır.
Burası neresi? Bizans dönemine ait Kıyıköy Kalesi, 6. yüzyılda, Jüstinyen döneminde yapılmış şehrin en eski tarihi yapılarından biri. Kale, 9. ve 10. yüzyıllarda onarımdan geçirilmiştir. Kalenin surları 6 metreye kadar yükselmektedir. Kaledeki son restorasyon çalışmaları ise 1991 senesinde gerçekleştirilmiştir. Kalenin kapısı, günümüze kadar e sağlam ulaşan parçasıdır.
Burası neresi? Kendisi ile aynı isimdeki Sislioba Köyü içinde bulunan Sislioba Kalesi’nden ne yazık ki geriye çok fazla bir şey kalmış değil ve yakın zamanda gerekli önlemler alınmazsa tamamen ortadan kalkacağı öngörülmektedir. Kalenin Bizans döneminden kaldığı söylenmektedir. Kalenin inşasında moloz taşlar ve arasında beyaz kireç harcı kullanıldığı görülmektedir.
Kalenin yanı sıra Sislioba Köyü’nde vakit geçirmek de ziyaretiniz sırasında yapabileceğiniz keyifli etkinlikler arasında bulunuyor.
Neden gitmeliyim? Kaleye ulaşan yolun doğal güzelliği sizi kendinizden geçirecek cinsten. Yalnız yollar daha çok altı yüksek arazi araçlarına uygun. Bu nedenle buraya gitmeyi planlıyorsanız bu tarz bir araçla yola çıkmanızı öneriyoruz.
Burası neresi? Atatürk’ün Selanik’te bulunan evinin birebir aynısı olarak yaptırılan yapı, 17 Ocak 2018 tarihinden bu yana ziyaret edilebilmektedir. 960 metrekarelik bir alanda inşa edilen yapı, 3 kattan oluşmaktadır. Müze içerisinde Gazi Mustafa Kemal, annesi Zübeyde Hanım ve babası Ali Rıza Efendi’nin heykelleri başta olmak üzere Atatürk’e dair pek çok önemli nesne, fotoğraf ve belge sergilenmektedir.
Neden gitmeliyim? Atatürk’le ilgili Kırklareli’nde görülebilecek önemli noktalardan olan Atatürk Evi, geçmiş kuşaklar ile gelecek kuşaklar arasında bir köprü oluşturmak ve Atatürk’ü gelecek nesillere tanıtmak adına mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? 14 Ocak 1994 tarihinde ziyarete açılan müze, tarihi bir binada ziyaretçilerini kabul etmektedir. Müze binası, 1894 senesinde dönemin belediye başkanı Hacı Mestan Efendi ve Mutasarrıf Neşet Paşa tarafından yaptırılmış ve belediye binası olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1970 senesinde boşaltılan bina, 1983 senesinde Kültür Bakanlığı tarafından restore edilmiştir. Çalışmalar 1993 senesinde bitmiş ve sonrasında hazırlıkların tamamlanmasının ardından müzeye dönüştürülmüştür.
Müze toplamda iki kattan oluşmaktadır. Müzenin birinci katı “Tabiat Salonu” olarak tasarlanmıştır ve bu bölümde 76 türe ait 102 adet canlı dondurularak sergilenmektedir. Sergilenen hayvanların büyük çoğunluğu nesli tehdit altında olan hayvanlardır.
Müzenin üst katı ise arkeoloji ve etnografya bölümü olarak planlanmıştır. Bu katın etnografya bölümünde 19., ve 20. yüzyılın köy yaşamı tasvir edilmiştir. Arkeoloji bölümü ise Kırklareli ve çevresindeki arkeolojik kazılarda elde edilen tarihi eserlerin sergilenmesi amacıyla değerlendirilmektedir.
Neden gitmeliyim? Kırklareli’nde görülebilecek ender müzelerden olması, Kırklareli ve çevresindeki etnografik unsurların ve arkeolojik kalıntıların incelenebilmesi nedeniyle bu küçük ama güzel müzeyi ziyaret edebilirsiniz. Müze için yaklaşık 30 dakikalık bir zaman ayırmanız yeterli olacaktır.
Burası neresi? Vize ilçesinde bir ormanın içerisinde bir kale gibi yükselen Monopetra Kayalıkları, bölgede eşkıyalara sığınma noktası olarak bilindiğinden dolayı, Eşkıya Kayaları olarak da anılır. Kayalıklar aynı zamanda Türkler tarafından savunma amacı ile de kullanılmıştır. Bulgarcada, Monopetra “tek kaya” anlamına gelmektedir. Kayalıklarının olduğu bölgenin hemen aşağısında İğneada Limanı’na ulaşan bir antik ticaret yolu bulunmaktadır.
Monopetra Kayalıkları, Demirköy sınırları içinde yer almaktadır. Pınarhisar’a gelmeden önce Poyralı Köyü’ne dönmeli ve ardından İslambeyli ve Yeniceköy’e ulaşmanız gerekmektedir. Ardından Jandarma Kule denen noktaya ulaşacaksınız. Buradan Panayır Yolu’nu takip ederek kayalıklara ulaşacaksınız.
Neden gitmeliyim? Monopetra Kayalıkları, özellikle doğa yürüyüşü yapanlar için, Kırklare’nde mutlaka uğranan yerler arasında bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle Kırklareli’nin doğal güzelliklerini keşfe çıkmak için yürüyüş yapanlara burayı görmelerini tavsiye ediyoruz.
Burası neresi? Vize ilçesine bağlı Kıyıköy kasabasının 2 kilometre güneyinde yer alan Kıyıköy Mağarası, bölgenin en eski tarihi yerlerinden biridir. Büyük Kurudere olarak bilinen akarsu yatağının yamacında yer alan Kıyıköy Mağarası, 25 metre yüksekliğindeki bir yamaçta yer alır.
Neden gitmeliyim? Ulaşımı biraz zahmetli olsa da kısa bir yürüyüşten sonra göreceğiniz manzaralara değdiğini göreceksiniz. Mağara içerisinde kırmızı ve kahverengi mağara kelebekleri ile yarasalar yaşıyor.
Burası neresi? Kırklareli’nin Vize ilçesine bağlı Balkaya Köyü’nde yer alan Yanasu Mağarası, Trakya Bölgesi’nin en büyük üçüncü mağarası olarak kayıtlara geçmiştir. Sarkıt ve dikitlerin her yanını sardığı doğal oluşumlu mağara, derinliği 1,5 metreyi bulan damlataş havuzları ile de görenleri kendine hayran bırakıyor. Yenesu Mağarası olarak da isimlendirilen bu muhteşem doğal güzelliğin uzunluğu 1620 metredir.
Mağara içinde ziyareti kolaylaştırıcı ışıklandırma, korkuluk gibi çeşitli imkanlar henüz tam anlamıyla sağlanamadığı için, mağarayı ziyaret etmek isteyenlerin lamba, korunaklı kıyafetler gibi tedbirleri almaları gerekmektedir.
Burası neresi? Türkiye–Bulgaristan sınırında yer alan Dupnisa Mağarası, Trakya’nın turizme açılan ilk ve tek mağarasıdır. Yeşilin her tonunu görebileceğiniz ağaçlarla kaplı bölgede yer alan mağara, iki kat ve üç mağaradan oluşmuştur. Mağaranın gelişiminin 4 milyon yıldır devam ettiği belirtilmektedir. Yarasalara ev sahipliği yapan mağara oluşumu içinde kış döneminde 60 binden fazla yarasa yaşamaktadır.
Toplam uzunluğu 2.720 metre olan mağara sisteminin üst katını Kuru ve Kız Mağaraları oluştururken 50-60 metre aşağısında Sulu Mağarası yer almaktadır. 2003 yılında turizme açılan Dupnisa Mağaraları, içerisinde yer alan 450 metrelik yürüyüş iskelesi ve aydınlatma sistemiyle konforlu gezi imkanı sunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Dupnisa Mağarası, tarihi açıdan çok önemli bir yer olmasının yanı sıra Kırklareli’deki doğal güzellikler içinde de mutlaka görülmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? İstanbul‘un fethi için stratejik bir nokta olan Vize, fethedildikten sonra Küçük Ayasofya Kilisesi, Gazi Süleyman Paşa Camii’ne dönüştürülmüş. 6. yüzyılda Jüstinyen döneminde inşa edilen yapı 8 asır boyunca kilise olarak hizmet vermiş. Bizans mimarisinin özelliklerinin görüldüğü yapıya, daha sonradan minare ve mihrap eklenmiştir. Kubbesi bulunmayan Küçük Ayasofya’nın hala bir kiliseyi andırdığını söyleyebiliriz.
Yapılan değişiklikler ve geçen uzun zaman bu ibadethanede bazı hasarlar meydana getirmiş. Daha kötüsü bir dönem yıkılmaya yüz tuttuğunda, ehil olmayan kişiler tarafından restore edilmeye çalışılmış. Neyse ki 1997 yılında Kırklareli Müzesi ve Trakya Üniversitesi’nin girişimleriyle Küçük Ayasofya düzenlenmiş ve 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından aslına uygun olarak restore edilmiş.
Neden gitmeliyim? Kırklareli camileri içinde önemli bir yere sahip olan bu etkileyici mimari yapı, ülkemizdeki 9 Ayasofya’dan biri olması nedeniyle manevi açıdan da çok değerlidir.
Burası neresi? İstanbul Edirne yolu üzerinde karşınıza çıkacak Cedid Ali Paşa Cami, Kırklareli’ne bağlı Babaeski ilçesinin tarihi güzelliklerinden biri. 1832 yılında restore edilen caminin 1555 yılında Cedid Ali Paşa tarafından Koca Sinan’a yaptırıldığı biliniyor.
Üzeri kurşun kaplı büyük bir kubbe ile örtülü caminin, birbirine eklenmiş iki son cemaat yeri bulunur. Cami tek şerefeli bir minareye sahiptir ve bu minare Balkan Harbi esnasında yıkılmış, sonradan yeniden yapılmıştır. Edirne’deki Selimiye Cami’nin minyatürü olarak karşımıza çıkan Cedid Ali Paşa Cami’ni ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
Burası neresi? Lüleburgaz ilçesinde yer alan Zindan Baba Türbesi, Anadolu’nun farklı bölgelerinde yer alan zindanlardan biridir. İlçe Hükümet Konağı’nın hemen yanında yer alan türbe, Bursa’daki türbeleri anımsatan mimariye sahiptir. Türbede yatan kişinin Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu Kasım Paşa’nın olduğu tahmin edilmektedir.
Türbenin inşası sırasında tuğla ve köfeki ismi verilen taş kullanılmıştır. Üç katlı bir yapıya sahip olan türbenin küçük bir giriş kapısı bulunmaktadır. Türbe bodrum katta yer almaktadır ve 3,70×3,90 ebatlarındadır. Türbenin kendisi 8×8 ebatlarında, kare formundadır. Geçmiş yıllarda Bulgar ve Yunan askerleri tarafından tahrip edilmesine rağmen varlığını korumuştur.
Zindan Baba Türbesi Efsanesi; Türbenin zindan olarak kullanıldığı sırada burada bir suçlunun hapsedildiği ve idamına karar verildiği anlatılmaktadır. Suçlunun idam edileceği sırada birinin gelerek asıl suçlunun kendisi olduğunu söylemesi üzerine zindandaki kişinin serbest bırakılıp diğer kişi hapsedilmiştir. İdam günü zindanın kapısı açıldığında hapse atılan kişinin öldüğü görülür ve kendisinin bir suçlu değil evliya bir şahıs olduğu anlaşılır.
Neden gitmeliyim? Halk arasındaki etkileyici hikayesi ve muhteşem mimarisi nedeniyle Kırklareli’nin önemli tarihi yerleri arasında bulunan bu güzel türbeye zaman ayırmanız gerektiğini düşünüyoruz.
Burası neresi? 1383 yılında Köse Mihalzade Hızır Bey tarafından yaptırılan Hızırbey Cami, kent merkezinde çarşı içerisinde yer alan Osmanlı Dönemi’nden kalma tarihi bir yapıdır. Kare planlı caminin kentin en sık ziyaret edilen ibadet noktalarından biri olması bir yana kubbe kasnağı, minaresi ve duvarların dış yüzleri, yapıldığı dönemin mimarisini yansıtır. 15×15 boyutlarında bir temel üzerine inşa edilmiş olması nedeniyle Kabe-i Muazzama ile benzerlik göstermesi de önemli özelliklerinden biridir.
Aynı anda bin kişinin ibadet edebileceği kapasiteye sahip camiye sonradan dikdörtgen planlı son cemaat yeri eklenmiş ve kapasitesi genişletilmiş. 1824 ve 1887 yılında onarım çalışmalarından geçtikten sonra uzun yıllar ibadete açık kalmış, 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyon çalışmalarından geçmiştir.
Neden gitmeliyim? Süslemeleri ile ilgi çeken cami, Osmanlı Devleti tarafından Balkanlarda yaptırılmış ilk cami olması nedeniyle Kırklareli camileri içinde ayrı bir öneme sahiptir.
Burası neresi? 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore çalışmalarından geçen ve minaresi tamamen yenilenen Kadı Cami, Kırklareli’nin merkez camilerinden biri. Hızır Bey Cami’ne göre daha küçük kapasiteli caminin kapasitesi 200 kişidir ve iç alanı yalnızca 93 metrekaredir. 1577 yılında Emin Ali Çelebi tarafından yaptırılmış.
Burası neresi? Rivayete göre Osmanlı’nın en az padişahlar kadar bilinen sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa, 14 yaşında devşirilerek Topkapı Sarayı‘na getirilir. Bu uzun yolu kat ederken yorulurlar ve Lüleburgaz’da dururlar. Orada yaşayan bir kadın da Sokullu Mehmet Paşa’ya yemesi için bir şeyler verir.
Sokullu, devlet kademelerinde yükselse bile kendisine yapılan bu iyiliği unutmaz ve Lüleburgaz’a bir külliye yapılmasını ister. Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamlığını yaptığı dönemde, tarihin en büyük mimarlarından biri olan Mimar Sinan yaşamaktadır. Gerisi malum; 1569 senesinde yapılarak günümüzde hala dimdik duran muazzam bir külliye Lüleburgaz’ın siluetini süslemektedir.
Külliye içinde bir adet cami, medrese ve revaklı havlu, şadırvan, arasta ve dua kubbesi, kervansaray, imaret, sıbyan mektebi, çifte hamam, Zindan Baba Türbesi külliyeyi tamamlayan başlıca yapılardır.
Burası neresi? Vize’de Bizans dönemine ait bir başka eser olan Ayanikola Manastırı, 6. yüzyılda yapılmıştır. Kıyıköy kasabasına 700 metrelik mesafede yer alan manastır, kayaların oyulmasıyla yapılan ibadethanelerin en güzel örneklerinden biridir. Manastıra giden yol ise yakın zamanda Türk ve Bulgar Kültür Bakanlıklarının ortak çalışması ise düzenlenmiştir.
Bodrumda Hristiyanlarca kutsal kabul edilen ayazma, zemin katında bir kilise ve üst kata keşişlerin vakit geçirdiği bir alan bulunuyor. 19. yüzyılda Rumlar tarafından yapılan eklemeler ise günümüze ulaşmamıştır. Rus işgali sırasında manastırdaki birçok değerli eserin yok edildiği belirtilmektedir.
Neden gitmeliyim? Bir sahil ve balıkçı kasabası olan Kıyıköy’e yolunuz düşerse, tarihe dokunmak için Ayanikola Manastırı’nı ziyaret etmenizi öneriyoruz. Özellikle yaz zamanları yerli turistler bu kaya manastırına büyük ilgi göstermektedir. Kayalara oyulmuş bu manastırlar çok fazla ilginizi çekecektir.
Burası neresi? IV. Murad zamanında inşa edilen Babaeski Köprüsü, ismini üzerinde yer aldığı Babaeski Deresi’nden almıştır. 6 sivri kemeri ve iki geniş gözü bulunan köprüde Osmanlı mimarisinden izler bulabilirsiniz. 72 metre uzunluğunda ve 5.85 metre genişliğindedir. Kesme taş işçiliği ile dikkat çeken kargir yapılı köprüdeki nöbet hücrelerinde etkileyici taş işçiliği de dikkat çekmektedir.
Neden gitmeliyim? Osmanlı döneminden Kırklareli’ye miras kalan önemli yapılardan biri olan Babaeski Köprüsü, görenler tarafında hayranlıkla karşılanan yapılar arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Burası, şehir merkezine yaklaşık 3 kilometre mesafede bulunan, Kırklareli’nin önemli tarihi yerlerinden biridir. 1980 senesinde keşfedilen bu yerleşim yeri “Salhana” olarak kayıt altına alınmıştır. Höyük yaklaşık 3000 metrekarelik bir alana sahiptir. Sonraki çalışmalar ise 1993 senesinde gerçekleştirilmiştir. Höyük bölgesinde bulunan ve Geç Antik Döneme tarihlenen tümülüs ne yazık ki günümüze ulaşamamıştır.
Neden gitmeliyim? Aşağı Pınar Höyüğü, Kırklareli’ndeki arkelojik alanlar arasında en büyük olanıdır ve Kırklareli’nin tarihi hakkında önemli ipuçları vermesi nedeniyle büyük öneme sahiptir.
Burası neresi? 1960 senesinde yaptırılmış olan anıt, Kırklar Tepesi’nde yer almaktadır ve Kırk Şehitler Abidesi olarak da isimlendirilmektedir. Anıtın yapılış amacı ise 1363 senesine kadar uzanmaktadır. O tarihte şehri Bizanslılardan almak üzere mücadele veren 40 akıncı adına bu anıt yaptırılmıştır.
40 mermer sütun üzerine konumlandırılmış olan türbe, oldukça modern bir görünüme sahiptir ve kare planda tasarlanmıştır. Abidenin yanında aynı isimle bir cami ve bir de okul yaptırılmıştır.
Burası neresi? Yaz kış bambaşka manzaralara ev sahipliği yapan İğneada’ya bağlı Limanköy, gölleri, şelaleleri ve yemyeşil ormanlarıyla yılın her mevsimi mutluluk vaat eden bir yer. 150 yıl önce kurulduğu bilinen köy, Kırklareli’nin tarihi dokusunu yansıtan miraslardan biri aynı zamanda. Limanköy’de bulunan ve Fransızlar tarafından 1866 senesinde yapılan deniz feneri bölgedeki önemli tarihi yapılar arasında bulunmaktadır.
Yıldız Dağları’nın eteklerinde cennetten bir köşe olan Limanköy’ün 20 kilometre uzunluğundaki sahil şeridi de görülmeye değer. Hikayeye göre bundan tam 150 yıl önce Romanya’dan göç eden topluluk, Limanköy Feneri’nde yaşayan bir adamla karşılaşır. Adam burada yalnız kalmak istemediği için gelen göçmenleri köyde kalmaları konusunda ikna eder ve göçmenler yerleşirler. Günümüzde nüfusu 500’ü aşmayan sakin ve huzurlu bir atmosfer sunar.
Burası neresi? Yalnızca Vize değil bir şehir olarak Kırklareli, İstanbul‘un fethinde önemli bir rol oynamıştır. İstanbul defalarca kuşatılmasına rağmen surlar aşılamamış ve birçok farklı strateji denenmiştir. Gerçek bir deha olan II. Mehmet, uzun menzilli toplarla surları aşmış ve İstanbul’u fethetmiştir.
O dönem İstanbul’a yakın ve güvenli bir maden köyü olan Demirköy’de, 15. yüzyılın en gelişmiş dökümhanelerinden biri kurulmuştur. Burada üretilen toplar İstanbul’un fethi sırasında kullanıldığı için Fatih Dökümhanesi olarak anılıyor. 2001 yılında başlatılan çalışmalarla, kalıntılarına ulaşılan dökümhane, özellikle İğneada’ya gidenlerin ol üzerinde en az bir kez uğradıkları bir yer.
Neden gitmeliyim? İstanbul’un fethinde çok önemli bir rol oynamış olan bu dökümhane, Kırklareli’ndeki çok önemli tarihi yerler arasında bulunduğu için mutlaka görülmesi gereken bir nokta. Bölgedeki restorasyon ve kazı çalışmaları hala devam ettiği için, tam olarak güzelliği ortaya çıkmamıştır. Umuyoruz ki bir an önce bu önemli tarihi eser turizme kazandırılır ve çok daha fazla kişi tarafından ziyaret edilir.
Burası neresi? Yayla Mahallesi, genellikle 19. ve 20. yüzyıla tarihlenen kimisi bakımsız, Rum ustalar tarafından yaptırılmış olan tarihi evleri ile bilinmektedir. Evler genellikle Neo-klasik tarzda inşa edilmiştir. Evler inşa edilirken taş, kerpiç ve ahşap malzemeler birbiriyle uyumlu bir şekilde kullanılmıştır.
Neden gitmeliyim? Mahalledeki birçok tarihi ev şu anda yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Buraya gelecek ziyaretçi sayısındaki artış, evlerin kurtuluşu için bir umut olabilir ve yetkililerin dikkatini çekmek için bir sebep olabilir. Bu nedenle bu mahalleyi mutlaka ziyaret etmeli ve tarihi evlerin kurtuluşuna umut olmalısınız.
Kırklareli tarihi yerler listemize ek tavsiye gezi noktalarını aşağıda yer alan yorumlar kısmından bizlere iletebilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…
Yorumları Gör
güzeldi