Şehir hakkında; İç Anadolu’daki Erciyes Dağı’nın eteklerinde konumlanan Kayseri ilimizin etrafı Yozgat, Sivas, Kahramanmaraş, Adana, Niğde ve Nevşehir ile çevrili olup pek çok medeniyete kapılarını açmıştır. Bilinen eski adı ile Kapadokya olan şehir, Tuz Gölü’nden Fırat Nehri’ne dek uzanıyor. İçerisinde yer alan doğal yapıları ve tarihi mekanları ile göz doldura Kayseri’de yapılacak şeyler için detaylı bir yazı hazırladık;
Kullanılan kartlar;
Şehir içi ulaşım; Kayseri’de şehir içi ulaşım oldukça gelişmiş olup otobüs ve tramvay kullanarak ulaşım sağlayabilirsiniz. Tüm şehri dolaşan otobüs ağı, iki adet tramvay hattı ve dolmuşları tercih edebilirsiniz. Yol güzergahını ve saat bilgilerini inceleyebilirsiniz.
İkonik gezi noktaları; Kışın yapılabilecek en iyi aktivite olan kayak için Erciyes Kayak Merkezi ön plana çıkıyor olup, muhteşem kalıntıları ile Soğanlı Vadisi, tarihi atmosferi en iyi yansıtan Kayseri Kalesi, sıcak havalarda ferahlayabileceğiniz Kapuzbaşı Şelalesi, şehri keşfedebileceğiniz Kayseri Arkeoloji Müzesi simgesel bir gezi noktasını oluşturuyor.
Pazar günü ne yapılır; Güzel bir pazar gününü Kayseri Hayvanat Bahçesi’ne giderek geçirebilir, Anadolu Harikalar Diyarı’ndaki birbirinden renkli aktivitelerden birini seçerek günün geri kalanını tamamlayabilirsiniz.
Burası Neresi? Kapadokya‘da yer alan vadilere benzer doğal oluşumlar neticesinde meydana gelen kaya kilise ve mağaraların yer aldığı Soğanlı Vadisi, Roma Dönemi’nden beri yerleşim alanı olarak kullanılmaktadır. Romalıların taşlık yerleri mezarlık olarak kullanmışlar. Bizanslılar ise yerleşim yeri ve kilise olarak kullanmışlar.
Burada bulunan 50 kaya kilise ve mağara içersinde Karabaş, Tokalı, Yılanlı ve St. Barbara Kiliseleri sağlam şekilde günümüze kadar gelmiş olup iç süslemeleriyle de hayli ilgi çekicidir. Kayseri-Niğde ve Nevşehir arasındaki Soğanlı Köyü, Yeşilhisar merkezine 15 kilometre uzaklıktadır.
Kaya kiliseleri ve mağaraları günümüzde evler iç içe girdiği yeşillikler arasında bir vadi bir açık hava müzesini yansıtıyor olup Hıristiyanlık inancının merkezi noktalarından biri olmuş ve bu önem 7. ve 8. yüzyıllara kadar devam ettirmiştir.
M.S. 4. yüzyıldan beridir kiliselerdeki duvar freskleri biçimleri yönünden 10.-13. yüzyıl zamanlarını yansıtıyor. Bu kaya mağara ve kiliselerinin yanı sıra oldukça fazla güvercinlik, mağara ve barınaklarda yer alıyor. Ihlara, Görme ve Zelve Vadileri’nde bulunan kaya yerleşim ve kiliselerinin aynısı veya farklı olarak kubbeli kaya kiliselerini Soğanlı’da yakından inceleyebilirsiniz.
Yer hareketleri esnasında çöken ve sel suları ile daha derin bir yer haline gelmiş olan Soğanlı’da uçurumları derin vadileri oluşturmutur. Bu şekillerdeki en dikkat çekici olan şeyi masa biçimlerindeki dağlardır. Bu dağlar ve kubbeli kaya kiliseleri bu bölgedeki bir başka yerde göremeyeceğiniz bir kültürel varlıktır.
Duvarları farklı renkler ile boyanmış ve üzerine yapılan resimler ile kiliselere İkonoklastik döneme ait renkli geometrikve haç motifleri yer alıyor. Bu resimlerin konusu İncil’den alınmış olup Hz. İsa’nin vaftiz edilişi, yargılanışı, mucizesi, çarmıha gerilişi, Hz. Meryem’in yaşamı ve Kudüs’e at ile gidişi gibi freskler mevcut.
Soğanlı Vadisi Kiliseleri;
Karabaş Kilisesi; Soğanlı Vadisi’nin sağ yönündeki yamaçta bulunan Karabaş Kilisesi içerisinde birçok mezar odası ve rahiplerin sürekli olarak konakladıkları yerler bulunuyor. 6. yüzyılda yapılmış olan kilise Roma döneminin özelliklerini yansıtıyor.
11. ve 13. yüzyılda kilise duvarları yeniden yapılmış olup ilk etapta basit çizgiler ve motifler ile süslenmiştir. 11. yüzyılda toprak boya ile inşa edilmiş ve yağlı boyanın keşfedilmesinin akabinde bunun yerine yağlı boya almıştır. Sanatsal değeri yönünden bakıldığı zaman bölgedeli en büyük ve güzelidir.
Azize Barbara Kilisesi; Diğer adı ile Tahtalı Kilise, 5. ve 6. yüzyılda inşa edilmiş olduğu düşünülmektedir. Soğanlı Köyü’nden hareketle batıya doğru uzanan vadinin sonundaki kilisenin duvarlarında Hz. İsa’nın vaftizi, bakireliğin ispatı, deesis, müjde,havariyunlar, ziyaret, Beytüllahim’e yolculuk, doğum, İsa’nın cehenneme inişi, yedi uyuyanlar ve Saint Jean in canavarı öldürüşü gibi tasvirler, kompozisyonlar, portreler gibi Bizans ve Selçuk motifleriyle süslenmiş durumdadır.
Kubbeli Kilise; Son halini 14. yüzyılda almış olan kilise, çevresinde olan kiliselerden farklı olarak kayaların dışı da boyanmış ve işlenmiş olarak harika bir kubbeli kilise formuna sokulmuştur. Peri bacalarının işlenmesi ile meydana gelen bu yapı, tonozları ile ileri düzeyde bir mimari özelliği yansıtmaktadır.
Kubbeletin dışı da boyanmış ve tezyin edilmiş. Boyalar doğanın dış etkenlere karşın hala kaybolmayışından dolayı günümüze dek gelebilmiştir. İki katlı oan kilisenin içi diğer kiliselerde de olduğu gibi freskler ile süslenmiştir.
Saklı Kilise; Küçük kubbeye sahip olan kilisenin alt katından ötürü almış bu ismi almış olup yanında bulunan diğer kiliseleri ve kaya yerleşim alanları mevcut. Fakat bunların sanat değeri o kadar çok değildir. Kiliseye giriş kuzey yönünden kapıdan yapılıyor olup güney kısmında yan yana üç odası mevcut.
Yılanlı Kilise; 14. yüzyılda tekrardan resmedilen Yılanlı Kilise ilk yapıldığı zaman oldukça eskidir. Duvarlarına resmedilen kompozisyonlar ise öteki kiliselerde mevcut değildir. Üç bölmeli olan yapının üçüncü bölmesi yontma taş ile yapılmı olup ardından yıkılmıştır. Kilisenin duvarlarında konu alan resimlerde karşılıklı harp nizami almış mızraklı askerler, İsa ve Azizler ile süslendiği gibi herhangi bir motifde bulunmamaktadır.
Burası Neresi? Kayseri Bilim Merkezi, Anadolu Harikalar Diyarı içerisinde bulunuyor olup 2 bin 300 metrakrelik kapalı sergi alanında 160 tane sergi ünitesi mevcut. Bu sergilerin konusu; Temel Bilimler, Günlük Hayat ve Teknoloji, Okul Öncesi ve Kayseri’den meydana gelmektedir.
Bunların yanında eğitim programlarının düzenlendiği atölye ve laboratuvar alanları ve planetaryum da bulunmaktadır. Bilim merkezinin esas gayesi gelen kişiler ile bilimsel olguların etkileşimli bir biçimde deneyimlemelerine imkan sağlamaktadır.
Neden Gitmeliyim? Sıkıcı bir biçimde değil aksine eğlence olarak aktarılan bilgi hem işitsel hem de duyulara hitap edecek şekilde hazırlanmakta olup buna ilave olarak sergiler, bazen bilgisayar programları, mekanik ve elektronik düzenekler, bazense basit ahşap oyuncaklarla bilimi ziyaretçilerle bir araya getirmektedir.
Sergiler sadece bir grup veya yaşa yönelik değil 7’den 70’e her yaş seviyesine uygun olarak biçimde hazırlanmıştır. Bu sebepten dolayı çocuklu aileler bilim merkezini büyük bir keyif ile ziyaret edebilirlerç
Kaçırmayın! Yapı içerisindeki Planeteryum; astronomi ve gökyüzü ile ilgili öğretici olan tüm bilgiyi eğlendirerek empoze edecek şekilde düzenlenmiş olan sinema salonuna benzemektedir. Yıldız, gezegen ve gök cisimlerinin gerçeğe yakın şekilde yansıtıldığı kubbeli büyük bir projeksiyon ile planetaryumlar önemli bir yere sahiptirler.
Buna uygun biçimde hazırlanan filmler ile gelen misafirlere, bir DNA molekülüne ya da bir mikroçipin içine adrenalin dolu yolculuk yaparak yaşadığımız dünyanın tüm keşfedilmeyi bekleyen yönünü sunuyor sizlere. Merkezin içerisinde günün tüm yorgunluğunu atabileceğiniz kafe ve restoranlar da bulunuyor.
Burası Neresi? 13. yüzyılda karven yollarının kesiştiği önemli bir merkez olan Kayseri, mühim bir bilim sanat merkezi olup Selçuklu Dönemi’nde 15 adet medrese olduğu söylenmektedir. Bu medreseler arasında ise Tıp Medresesi ve Şifahane olarak yapılan Çifte Medrese Anadolu’daki ilk tıp merkezi olarak biliniyor.
Kayseri Tıp Tarihi Müzesi, Çifte Medtese’de yer alıyor olup 1205-1206 yıllarında Selçuklu hükümdarı II. Kılıçarslan’ın kızı Gevher Nesibe Sultan adına kardeşi için I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından inşa ettirilmiştir.
Türklerin yaptırmış olduğu 11. büyük hastane özelliğine sahip olup Anadolu’da ise 5.’dir. Bunun yanı sıra içinde tıp eğitimi alınan ilk yerdir. Bu özelliği açısından bakıldığında tdünyadaki ilk tıp merkezi olarak biliniyor.
Gerek hekim, cerrah, akıl hastanesi ve ruh hastalıkları koğuşları ve yardımcı asistanları bulunuyor. Aynı zamanda medredese eczane bölümüde mevcut. Şimdilerde Mimar Sinan Parkı içerisinde bulunan şifahane, Erciyes Üniversitesi Tıp Tarihi Enstitüsü’nün kullanımına verilmiş olup 1982’de Tıp Tarihi Müzesi’ne dönüştürülmüştür.
Gevher Nesibe Sultan ve Çifte Medrese Hakkında;
Gevher Nesibe Sultan saray başsipahinesine aşık olmuş ancak evliliğe ağabeyi olan hükümdar I. Gıyaseddin Keyhüsrev müsade etmemiştir. Hükümdar başsipahiyi savaşa göndermiş ve genç adam burada şehit olmuştur.
Bu olayın gerçekleşmesinden sonra sultan üzüntüsünden hasta olarak vereme yakalanmıtır. Kız kardeşinin bu durumdan haberdar olan hükümdar I. Gıyaseddin Keyhüsrev kardeşini görmek üzere onu ziyaret eder.
Kardeşine son dileğini sorup ondan özür diler. Sultan ise ölümünün akabinde kendi serveti ile bir hastane yaptırmasını ister. Bu hastane hasta insanlara şifa dağıtırken diğer yandan çaresiz dertlerede çare bulunması için popüler hekim ve cerrahları eğitsin ve kimseden para alınmasın ve bir vakıf olsun istemiştir.
I. Gıyaseddin Keyhüsrev kız kardeşinin bu duruma düşmesi sebebi ile oldukça büyük suçluluk ve üzüntü duymaktadır. Bu isteği yerine getirerek 1204 yılında hastanenin yinşasına başlanmış ve 1206 senesinde ise faaliyete açılmıştır.
Akabinde şifahanenin doğu yönünde Gevher Nesibe Sultan’ın ikinci kardeşi Izzeddin Keykavus tarafından 1210-1214 yıllarında bir tıphane yani tıp medresesi yapılmıştır. 1890 senesine dek yapılış gayesi uygun olacak şekilde kullanıldığı kaynaklarca belirtilen bir husustur.
Çift Medrese, iki bölümden meydana geliyor olup 2 bin 800 metrekare büyüklüktedir. Bu iki bina sahip olduğu açık avluları ile klasik bir Selçuklu plan şeması bulunduruyor. Batısında sağlık hizmeti verilirken doğu bölümünde ise tıp medresesi bulunuyor. Her iki bölümünde açık olduğu medrese dört eyvandna meydana geliyor. İkisi arasındaki beşik tonozlu dar bir geçit mevcut.
Şifahanenin batısındaki uzun koridor üzerinde odalar yer alıyor. Odaların ışık ve hava alması için havalandırmalar açıldığı görülmektedir. Bu odalarn akıl hastanesi olarak kullanıldığı bilinen bilgiler arasındadır. Medrese bölümünün hemen kuzeyinde Gevher Nesibe Sultan’ın bir türbesi yer alıyor. Sekingen biçimde inşa edilen bu türbenin kapıları avluya açılıyor olup alt ve üst katlarda mezar mahzeni bulunuyor.
Çifte Medrese’nin Kitabesi;
Medresenin giriş kapısı üzerinde yer alan kitabede bulunuyor. Kitabede Gevher Nesibe Sultan’ın vasiyet etmesi üzerine yapıldığı yazıyor olup altında taştan işlenen kemer ve çevresinde karşıklı olacak şekilde Selçuklu motifleri yer alıyor.
Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi;
Medreseden yetişen ünlü hekimler tedavi ettikleri hastalardan herhangi bir ücret almamışlardır. Burada eğitim veren kişi ise laaddin Keykubat’ın sağlık nazırı olan Ekmeleddin’dir. Popüler Türk hekimleri olan Ebubekir, Gazanferi, Ali Şinasî, Ebu Salim İbni Kübra, Yakubi, Sucauddin Ali Bin Ebu Tahir, Seyit Samet bu medresede ders olarak hoca olma sıfatına kavuşmuşlardır.
Burası Neresi? 2010 senesinde temizlenip aydınlık bir yer haline dönüştürülerek faaliyete açılmıştır. Ali Dağı’nın eteklerinde bulunan yer altı şehrinde yapılan ölçümlerin neticesinde galerinin uzunluğu 528 metre olduğu belirlenmiştir. Diğer yer altı şehirleri ile kıyaslandığı zaman aynı özellikleri taşımadığı görülmekte. Bu yerin çıkış galerisinde bulunan taş kapının galeriyi kapatmak ve arka kısmına devam eden bölüm içn savunma olarak kullanışdığı düşünülmekte ancak bu yalnızca salon, tünel ve büyük bir sarnıç mevcut. Çıkış kısmının kuzey yönünde yer alan üç küçük odanın yapılması gayesi mutfak ve kilisedir. Şehrin içerisinde kullanılabilecek odaya benzer herhangi bir şey yok. Yine ziyarete açık olmayan kısımda da yine bir yapı bulunmuyor.
Burası Neresi? 1969 senesinde Arkeolojik eserler, en son yapılan binasına taşınmış ve Hunat Hatun Medresesi’nin onarım çalışmalarından sonra 1983 senesinde Etnografya Müzesi olarak faaliyete geçmiştir. Akabinde bakanlık tarafından medrese boşaltılmış ve Vakıflar Bölge Müdürlüğüne devredilmiştir.
Güpoğlu Konağı’nın doğu yönünde bulunan ve binaya daha sonra eklenen Selamlık Bölümüne Etnografik eserler taşınmış ve ardından 1998 senesinde Etnografik Müzesi olarak halka açılmıştır. Binanın ikinci katı olan müze, orta holun etrafında olacak şekilde düzenlenmiştir.
Neden Gitmeliyim? Holün doğu yönündeki geniş oda içerisinde cam, çini, madeni ve çini eserler yer alırken, ikinci odada ateşli, kesici ve delici silahlar ile erkek kıyafetleri ve diğer küçük odada ise kadınların kullandıkları süs eşyaları ile kıyafetleri bulunuyor.
Güney yönündeki büyükçe odada İslam Devletlerinin sikkeleri kronolojik bir halde sıralanmış, öteki odada ise el yazısı Kuran-ı Kerimler ve yazı takımları sergileniyor. Holün batısındaki oda da ise bakır ev eşyaları, halı ve kilimler sergilenmektedir.
Konaktaki belirli bir kısım klasik bir Osmanlı evini yansıtıyor olup diğer kısımlarda ise Etnografya Müzesi hizmettedir. Bu müze içerisinde; çeşitli silahlar, ahşap ve madeni eşyalar, yazma eserler, çini, ve seramikler, halı ve kilimler, kadın erkek kıyafetleri, takı ve süs eşyaları yer alıyor.
Güpgüpoğlu Konağı;
Haremlik ve Selamlık olarak iki bölümden meydana gelmekte olup Haremlik kısmı ev ve müze olarak kullanılırken Selamlık kısmı ise Etnografya Müzesi olarak kullanılıyor. Selamlık Bölümü’nün alt katı hayvan ve yiyeceklerin saklanması için ayrılmış bir bölümdür.
Koridorun yanında yarı açık bir köşk bulunuyor olup bir selamlık odası ve batıda bir kabul salonu ile çevrelenmiştir. Buradaki odaların duvar ve tavanlar ahşap süslemeler ile bezenmiştir. Üst katta bir tokana, hizmetçinin kaldığı bir oda, servis holü ve kahve ocağı ismindeki mutfak mevcut.
Kayseri’deki evlere bakıldığında onların haremlik bölümü üç ana kısımdan meydana geliyor. Bunlar; Sofa, Harem Odası ve Tokana’dır. Sofayı ana nokta olarak düşünülmüş diğer odalar ise onun etrafına dizilmiştir. Harem odası, tokana, ambar ve hizmetçi odası mevcuttur.
Burası Neresi? Belediye tarafından onarılarak ziyarete açılan tarihi Kayseri Mahallesi, kentteki sosyal ve kültürel hayata kazandırılan evlerin eski dönem ve yeni dönem halleri yapılan tüm çalışmaların ne denli güzel olduğunu gözler önüne seiriyor. Yıkı dökük bu yapılar günümüzde göz alıcı sosyal tesislere ve butik otellere dönüştürülmüştür. Geçmişten geleceğe uzanan bir birleştirici görevi gören Kayseri Mahallesi’ne gelmek mutlaka yapmanız gereken şeyler arasında yerini alıyor.
Burası Neresi? Kayseri‘nin haeketli noktası olan Cumhuriyet Meydanı, şehirde ilk gezebileceğiniz durağınız olmalıdır. 5 bin yıllık bir tarihi olan bu kentin izlerini yansıtan meydan eski ile yeninin iç içe geçmesi ile harikulade bir yere dönüşmektedir. Sırasıyla Roma, Selçuklu, Osmanlı Dönemlerinde kullanılmış olan ve geçmişi M.Ö. 3. yüzyıla dek uzanan Kayseri Kalesi en dikkat çeken arasında bulunuyor.
Neden Gitmeliyim? Diğer bir görülmesi gereken yapı ise saat kulesidir. Kule II. Abdülhamit zamanında yapılmış olup yapımı sırasında kesme taşlar kullanılmıştır. Bürüngüz Cami ile Kurşunlu Camileri ise meydandaki en hakim yer alup Kurşunlu Cami yaşamını 22 yaşına dek burada sürdüren Mimar Sinan için yapılmıştır. Kayseri’de yapılacak listesine eklerseniz iyi olur.
Burası Neresi? Dijital bir müze olarak tasarlanan bilgi merkezi Kent ve Mimar Sinan Müzesi, sahip olduğu bu özelliği ile dünyadaki sayılı yerlerdendir. Ülkemizde ise ilk olarak Kayseri’de kurulan müze, iş insanı Kadir Has’ın yardımları ile Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılmıştır.
Altı kata sahip olan müzenin giriş katı Kent Müzesi iken birinci kat ise Mimar Sinan Müzesi’dir. Diğer katlar ise restoran, kafe ve seyir terası gibi kısımlar mevcut. Şehir hakkında detaylı bilgi alabileceğiniz bir yer iken ünlü Mimar Sinan’ın eserleri tanıtılmaktadır.
Müze 400 metrekarelik bir alanda kurulmuş olup video prodüksiyonlar, dokunmatik kiosklar ve 5 metre çapına sahip bir şehir maketi ile Kayseri’nin tanıtımı yapılıyor. Buraya gelenler giriş bankosuna kayıt yaptırarak Türkçe veya İngilizce ses cihazı ve kulaklık verilerek gezinize başlayabilirsiniz.
82 adet ekranda, 12 farklı bölümde 6 dakika video prodüksiyonlarını dilediğiniz dilde dinleyebilirsiniz. Hangi monitörün önünde durursanız durun orada akan sunumun sesini duymaya başlayacaksınız. Ekrana dokuanarak bu bilgileri çıktı olarak da alabilirsiniz.
Müzenin tam ortasındaki maketin dış köşelerine üç dokunmatik kiosk konulmuştur. Bu makette şehir merkezinin varolan yapılarını yansıtıyor. Yalnızca ekrana dokunarak Kayseri’ye ait öğrenmek istedeğiniz tüm bilgiye ulaşabilirsiniz.
Bu kioskta; belediye, resmi kurumlar, sağlık, eğitim, ulaşım, harita, konaklama, spor, ilçe ve ekonomi gibi önemli konulara erişebilirsiniz. Otel ve öteki konuları harita üzerinde bularak yerlerini öğrenebilirsiniz.
Mimar Sinan Müzesi; Bu bölüm müzenin birinci katında yer alıyor olup burada; maketler, plazma ekranlar, projeksiyon gösterimleri, Mimar Sinan hakkında bilgi veren bilgi kiosku ve video prodüksüyonları mevcut. Ekranlarda Mimar Sinan ile ilgili belgesel filmler gösteriliyor. Üstelik bu muhteşem müzeyi gezmek için para ödemenize gerek kalmıyor.
Burası Neresi? Aladağlar Milli Parkı içerisinde bulunan Hacer Ormanları, ülkemizin en iyi post ormanı olma niteliğine sahip olup bilhassa dağcı ve trekking severlerin vazgeçilmez rotası haline gelmiştir. Yapılması gereken şeyler olarak önümüze çıkan bu doğal güzelliği es geçmeyin!
2 bin 750 hektarlık bir alanı kapsayan Hacer Vadisi Ormanı, sık ağaçlar ile bezenmiş olan bu yer Kapuzbaşı Şelalesi’ne de oldukça yakın bir konumda yer alıyor. Orman içerisinde en sık görülen karaçam, kızılçam, köknar, sedir, ladin, ardıç ve titrek kavak çeşitleri bulunmakta.
Aladağ’da yapılan yürüyüşlerin esas rotası olarak kullanılan vadi, yerli halkın yaylacılık yapmak adına tercih ettikleri yerdir aynı zamanda.Ormanda yer alan önemi su kaynakları arasında en mühimlerinden merkez noktasındaki Soğuk Pınar olup kamp yeri kullanılıyor.
Kayseri’de ki başlıca doğal güzelliklerden biri olan Aladağ Milli Parkı toplamda 20 bin 608 hektarlık gibi büyük bir alana yayılıyor olup orman dışında kalan kısım 10 bin 750 hektar, ormanlık alanı 31 bin 358 hektar kadardır.
İçerisinde iki tane köyün bulunduğu milli parktaki başlıca geçim kaynağı hayvancılık, bağ ve bahçeciliktir. Benzersiz tepeleri, derin vadileri ile ilgiyi üzerine çeken, göz alıcı kanyonları ve kailteli oksijenle dolu yaylalarına hayran kalacaksınız. Bitki çeşitliliği yönünden de oldukça verimli olan park, buzul ve karstik topografyanın etki etmesiyle yüksek rakımdaki Yedigöller meydana gelmiştir.
Neden Gitmeliyim? Yamaç paraşütü, tur kayağı, jeep safari, doğa yürüyüşleri, rafting, fotoğrafçılık gibi aktiviteler gerçekleştirilebiliyor olup rafting yapmak için nisan ve eylül aylarını tercih edebilirsiniz.
Nerededir ve Nasıl Gidilir; Kayseri’nin Aladağlar Milli Parkı içerisinde konumlanan Hacer Ormanları Kapuzbaşı Şelaleleri ve Yedigöller’i birbirine bağlama konusunda köprü görevi görmektedir. Kayseri merkeze 180 kilometre mesafede yer alıyor olup karayolunu kullanarak ulaşabilirsiniz. Şahsi aracınız ile gidebileceğiniz gibi köy minibüsleri veya taksi ile de varabilirsiniz.
Burası Neresi? 20. yüzyılın başlarında Sultan II. Abdülhamit döneminde bütün büyük kentlere bir tane saat kulesi verilen ferman sonucunda inşa edilmiştir. Kayseri’nin simgesi olan saat kulesi 1906 yılında yapılmıtır. Cumhuriyet Meydanı’nın tam ortasındaki kule ve ona bitişik şekilde yapılan Muvakkithane, dönemin Kayseri valisi Mutasarrıfı Haydar Bey zamanında yapılmıştır.
Güneşe bakılarak vakitlerin belirlendiği yer olarak belirtilmiş olup Tavlusunlu Salih Usta tarafından inşa edilmiş ancak mimarinin kim olduğu hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Muvakkithane, muvakkitlik olarak kullanılmış mıdır kullanılmamış mıdır bilemiyoruz ama hemen aunında askerik dairelerinin mübayası için kullanılmış.
Akabinde belediyenin turzim bürosu olarak faailet göstermiş ve 1924 senesinde Kayseri’yi ikinci defa ziyaret edişinde buraya gelerek halkın istek ve rahatsızlıklarını dinlemiştir. Kule kare şeklinde olup 10 metre yüksekliğe sahiptir. Üç ayrı kata bölünen yapı, tepesi çinko meteryali ile külah biçiminde örtülmüştür.
Yapımında kesme taş kullanılan saat kulesine yuvarlak bir kemerli kapıdan giriş yapılmaktadır. Silindir şekline sahip olan iç kısımda saatin olduğu yere helezoni merdiven ile çıkılıyor. Her bir yöne bakacak şekilde saat kadranları konulmuştur. Kayseri’de parasız yapılacak şeryler birisi de Kayseri Saat Kulesi’ni ziyaret etmektedir!
Burası Neresi? Mimar Sinan tarafından dünyaya geldiği şehir Kayseri’de inşa ettiği iki camiden biri olan Kurşunlu Cami, bu özelliği ile ayrı bir yere sahiptir. Klasik dönem Osmanlı mimarisini yansıtan kentteki kendine has özelliklerini taşıyan eserlerden bir tanesidir. 16. yüzyıl mimarisini tek kubbesi, tek mimareli ve son cemaat mahalli çift revaklı olarak sunulmuştur.
Kubbenin kurşunla kaplanmış olmasından ötürü ismi Kurşunlu Cami olarak kalmış ve halk arasında bu şekilde dile getirilmeye başanmıştır. Caminin kurucusu Rumeli, Şam ve Karaman Beylerbeyi Kızıl Ahmedli Hacı Ahmed Paşa olduğu yazılı belgelerde kendisi tarafından yaptırılığı için Hacı Ahmed Paşa Cami olarak da geçmektedir.
Caminin Tarihine Dair;
Caminin kitabesinde yazılanlardan M. 1585 senesine tarihleniyor olup bu tarihe göre Mimar Sinan’ın 97 yaşında olduğu da biliniyor. Ancak halen Osmanlı Devleti’nin has mimarbaşlığı yapmaktadır. Yine de bu konu hakkında farklı görüşler mevcuttur.
Mimar Sinan zamann Kayseri’de yapmış olduğu iki cami ve bir hamam yapısından bahsetmiştir. Bu camler Osmanpaşa ve Hacıpaşa Cami olarak geçiyır. Ancak başka bir kaynakta Osmanpaşa Cami hakkında herhangi bir ize rastlanamadığı ve zaten ismini ile de bir ilişki kurulamadığından söz edilmektedir.
Yine farklı bir kaynağa göre Kayseri’de hali hazırda bulunan valilik binası ile saat kulesi arasında olduğu fakat yok olduğu söyleniyor. Tüm bunlara dayanarak Hacıpaşa Cami’nin Kurşunlu Cami olması hususunda bir varsayım atılmaktadır ortaya.
Mimarisi Hakkında;
Gri renkteki kesme taşlar kullanılarak kare şeklinde yapılan Kurşunlu Cami, cephe duvarları yüksek boyutta olup kıble kısmı dışında üç yönü kalkık kemerle ile destenlenmiş durumdadır. Cami içerisindeki pencereler renkli camlarla süslenmiş ve oldukça göz alıcıdır.
Sade şekilde yapılmış bir minare bulunuyor camide. Mihrap ve minberi oldukça mütevazi şekilde yapılmış olup beyaz memerden inşa edilmiştir. Kurşunlu Cami’sinde klasik Osmanlı mimarisinin en iyi şekilde yansıtırıyo ve şehirdeki camiler ile kıyaslandığında ise farklı şekilde öne çıktığını da söylemek gerekir.
Burası Neresi? 3. yüzyılda Roma Dönemi’nde inşa edilen ve 6. yüzyılda da Bizans Dönemi’nde Kayseri Kalesi ve Surları, Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat devrinde günümüzdeki halini almıştır. Karamanoğulları ve Osmanoğulları’nca onarılmıştır.
Orta Anadolu’da ulaşım geçiti üzerinde yer alan Kayseri’yi savunma amacı ile yapılıp günümüze kadar sapasağlam şekilde gelmiş olup dış ve iç kale olarak iki bölümden ibarettir. Bir Orta Çağ Kalesi, düz bir alana yapılmıştır. İç Kale, Dış Kale’ye kıyasla daha yüksekte yapılmış ve çevresine sur duvarları eklenmiş olduğu için farklı bir kale haline getirilmiştir.
Dış sur ve burçlardan oluşan Dış Kale kentin korunması adına yapılmış olup yönetim merkezi ve genel yerleşim alanıdır. I. Alaaddin Keykubat tarafınca Selçuklu Devlethaneyi saran Kuzey dış Kalenin Ok Burcu ve Yoğun Burcu günümüze dek gelebilmiştir.
Türklerin ele geçirmesi ile birlikte büyük değişimlerin görüldüğü İç Kale, etrafındaki sur ve burçları ile beraber kapı kuleleri yükseltilerek kullanılmak üzere yapılmıştır. Osmanlı Dönemi’nde şehir herhangi bir tehdit altında olmadığından İç Kale’ye mahalleler kurulmuş Fethi Cami bu zaman içerisinde inşa edilmiştir.
Neden Gitmeliyim? Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından turizme kazandırılmış olan Tarihi Kayseri Kalesi Kültür Sanat Merkezi içerisindeki müzede 789 eser sergilenmektedir. Kalenin onarımı yapıldıktan sonra modern bir kültür sanat merkezi olup Kayseri dışında Sanatçılar Sokağı, sanat galerileri, kütüphane ve seyir alanları gibi bölümler yer alıyor. M.Ö. 5 bin 500 senesinden Osmanlı Dönemi’nin sonlarına doğru kadar olan süreç içerisinde olan 1789 eser bugüne kadar gelebilmiştir.
Burası Neresi? Raşit Ağa Konağı sivil mimarisi ve Kayseri evlerinin önemli örneklerinden biri olup diğer bir özelliği ise Mustafa Kemal Atatürk’ün şehri ilk ziyaret ettiği sırada burada kalmasıdır. 19. yüzyıl yapılmış olan konak, Geç Osmanlı Dönemine ait eski bir Türk evidir.
1976 senesinde kouma altına alınarak tescillenmiştir ve yapılan onarım çalışmaları ile 1983 senesinde Atatürk Evi olarak hizmete açılmıştır. Yapının ikinci katı yeniden düzenlenmiş olup Atatürk Müzesi olarak kullanılıyor. İlk katında ise bakanlığa bağlı olarak Güzel Sanatlar Galeri Müdürlüğü’nün yönetim büroları ve sergi salonu bulunuyor.
Diğer klasik Kayseri evleri ile aynı mimari işçiliğe sahip olan bu ev ayakta kalabilen birkaç tanesinden biridir. Orta Çağ’dan bugüne kadar gelen son örneklerden olan yapının mimarisi oldukça dikkat çekici olup el işçiliği oldukça yoğundur.
Neden Gitmeliyim? Yapının dış cephesi kesme taşlar ile yapılmış ve ahşap malzemeden yapılmış. Geleneksel bir önemin yanında burada Atamızın konaklaması da tarih içerisindeki önemini korumaktadır. Konağın ikinci katının hemen girişindeki oda içerisinde Atatürk’ün şehirde yayınamış olduğu beyanname, burada çekilmiş fotoğrafları ve I. dönem Kayseri milletvekillerine ait resimler sergilenmektedir.
Diğer oda da, Atatürk’ün gecesini geçirdiği ve çalışma odası olarak da organize edilmiştir. Onun dışında bir yemek odası ve Atatürk’ün arkadaşlarının konakladıkları misafir odası mevcut. Toplamda 41 tane eser bulunuyor.
Burası Neresi? Kayseri’de 70 kilometre mesafede bulunan Develi Ovası’nın ortasında konumlanan Sultan Sazlığı, 8-13 hektarlık bir alana yayılan sulak bir sahadır. Kuzey yönünde buradaki en yüksek volkanik dağ olan Erciyes Dağı bulunuyor.
Geniş bir kısmı sazlık alan olan bu nokta dağın yamaçlarında büyük bir tatlı su bataklığıdır. Sazlığı bazı noktaları kamış, kafa otu ve kındıra mevcut. Açık havada ise nilüfer ve süsene de rastlanmaktadır.
Saz adacıklarının bulunduğı yerde esen rüzgarlar ile yer değiştirebiliyor olup suyun alçası ile onlarda alçalılar. Bu göl Yay Gölü ile ayrılarak bir tuz gölünü oluşturur. 1917 senesinde bakanlık tarafından Su Kuşları Koruma ve Üretim Sahası olarak tehsil edilmiştir.
1986’daki araştırmalar neticesinde 251 kuş çeşidi olduğu gözlemlendmiştir. Bu sayının 80’den fazlasının saha içerisinde kuluçkaya yattığı belirlenmiştir. Bu kuşlar arasında; akpelikan, küçük karabatak, flamingo, turna, dikkuyruk, kılıçgagası, karasamur bulunuyor.
Neden Gitmeliyim? Sazlıklar arasında kayıklara binerek gezinti yapabilir, doğanın renkleri olan mavi-yeşil ve sarının muhteşem uyumu ile kuşları fotoğraflayabilirsiniz. Nifüfer ve süsen gibi yanında pek çok sayıdaki yüzen saz adacıkları eşliğinde oldukça eğlenceli olacak.
Sultan Sazlığı, güzel doğası bir yana dursun öte yandan hasırcılık ve el sanatları yönünden de büyük bir katkı sağlıyor. Yerel halktan sonbahar döneminde üretimlerini yaptıkları saz ve sazlardan elde ettikleri sanatlar ekonomiye katkı sağlamaktadırlar.
Burası Neresi? Yahyalı mevkisi içerisindeki şelaleler arasındaki en iyisi Kapuzbaşı Şelalesi olup eski Türkçe’de Kapuz ismi vadide yükselen kayalıklar anlamına geldiği için bu ismi aldığı söylendiği gibi Türklerin bahar aylarında buraya gelerek başında kopuz çaldığı için olduğu da söylenen arasında.
Yahyalı’dan Kapuzbaşı’na 65 kilometre kadar bir yol bulunuyor ve büyük ölçüde dağ yolu olduğunu söylemek mümkün. Genişletme adına yapılan çalışmaların ardından şuan ki ulaşım yolu oldukça iyi durumdadır. Kayseri’de doğanın bir armağanı olan Kapuzbaşı, Hacer Bölgesi’nde aynı isimdeki bir çayı meydana getirmektedir.
Neden Gitmeliyim? Kendisi ile aynı adı taşıyan Kapuzbaşı Köyü’ne oldukça yakın Ensenin Tepe ismindeki zirveden doğu ve güney yönlerinden derin ve dar vadinin eteklerinden oldukça şehvetli biçimde akmakta olan şelale ziyarete gelen herkesi yukarıdan aşağı düşerken yarattığı ferahlık hissi ile hem serinletiyor hemde görsel zenginlik sunuyor.
Şelalelerden beş tanesi bu tepenin doğu yönünden iki tanesi ise güney yönünde yer alırken, 500 metrekarelik bir noktaya yayılıyor. Bunlardan beş tanesi büyük ölçülere, iki tanesi ise küçük ölçülere sahiptir. Yan yana sıralanmış olan doğanın içinde fışkıran sular, yaz demeden kış demeden akmaya devam ediyor.
Büyük su kütlesi halinde aşağı düşen su, Aladağ-Aksu sularına kavuşarak Zamantı Irmağı’na, oradan ise Seyhan Nehri’ne dökülür. Etrafı ormanlar bezeli olup dökülen bu sular oldukça büyük bir ses ve görüntü ile harika bir şölen oluşturuyor.
Aladağ’ın en tepe noktasındaki kar ve buzulların erimesiyle beraber beslenen şelalenin her mevsim suyu bulunuyor. Doğu yönündeki üç şelalelerine Takım Şelaleler adı verilmiş ve yüksekteki konumları ile ünlüdürler.
Yanında bulunan Elif Şelalesi yayvan ve dağınık şekilde olup piknik yeri olarak kullanılıyor. Şelalenin düştüğü noktada oluşan derin havuzda kırmızı fosfor benekli şelalere has alabalıklar yaşam sürüyor. Dar ve derin vadideki bu yer sahip olduğu özellikleri ile Türkiye‘nin en büyük şelaleleri arasında bulunuyor. Kayseri’de yapılacak şeyler listenize eklemeniz gereken yerlerin başında bulunmalı!
Burası Neresi? Akdeniz Bölgesi’nde konumlanan milli park statüsündeki Aladağlar, Kayseri’ye tatile gelen kişilerce tercih edilmektedir. İçerisinde bulundurduğı milli park pek çok insan için odak noktası haline gelmiştir. Ülkemizin güney bölgesine doğru giden Toros Sıradağları’nın en zirve noktasıki Aladğalar, Kayseri, Niğde ve Adana sınırlarına uzanıyor.
Toplamda 55 bin 064 hektarlık alana yayılan milli park içerisindeki jeolojik yapılar sebebilye oldukça ilgi çekiyor. Buzul gölleri, Kapuzbaşı Şelaleleri, Hacer Ormanları ve Yedigöller Aladağlar Milli Parkı ile görülmeye değer bir güzellik sunuyor.
Neden Gitmeliyim? Burada fotoğraf çekebilir, dağ yürüyüşleri gerçekleştirebilir ve tırmanışlar, olta balıkçılığı ve çeşitli sopr aktiviteleri mevcut. Hz. Meryem ve Hz. İsa’yı doğurduğu mağara olarak popüler olan bir mağara ile adını duyurmuş olup kültürel değeri oldukça yüksektir.
101 endemik bitki çeşidinin bulunduğu milli park florasında 88’i tehlike altında olup en alçak noktası ile en yüksek noktası arasında yer alan 2 bin metreyi geçen rakım farkı sayesinde zengin bir biyoçeşitliliğe olanak sağlamaktadır.
Karaçam, göknar, meşe, kızılçam, titrek kavak, ardıç, sedir ağaç çeşitleri ile yabani yonca, papatya, sütlegen, sığır kuyruğu, kekik, menekşe, devedikeni otsu, ayrık, keven gibi bitkilerden meydana geliyor burası.
Parkın yüksek yerlerinde ur kekliği ile kral kartalların yaşama ve üreme alanlarıdır. Her noktasında görebileceğiniz yaban keçilerinin yanında karakulak, kakım, gelincik, su samuru, köstebek, yaban domuzu, sansar, tarla faresi, cüce yarasa, oklu kirpi, nalburlu yarasa, sırtlan, sincap, porsuk, kuyruk süren, kirpi, kurt, yabani tavşan, tilki, gelengi yaam sürmektedir.
Park Nerededir ve Nasıl Ulaşırım; Niğde, Kayseri, Adana illeri arasında konumlanan Aladağlar Milli Parkı Akdeniz Bölgesi’nde yer alıyor. Buraya gelmek içi,n Niğde ve Kayseri yol güzergahını kullanarak gelebilirsiniz.
Niğde’nin Çamardı ilçesine gelerek yaklaşık 15 dakika kadar önünüze çıkan kamereları takiben parka ulaşım sağlayabilirsiniz. Kayseri’den gitmek isterseniz de Yahyalı ilçesinde 30 kilometre kadar giderek ulaşabilirsiniz.
Burası Neresi? Bulutlara ulaşan zirvesinde hiç eksik olmayan Kayseri’nin en önemli simgesi olan Erciyes Dağı, İç Anadolu Bölgesi’nin en önemli ülkemizin ise beşinci büyük dağı niteliğine sahiptir. Yaz olsun hem kış olsun aktivite yapılabilen bu bölgede kış aylarında dağ tırmanışı yapılabilirken yayla turizmi için hemen hemen her ay sahip olduğu önemi korumaktadır.
Yoğun olarak ziyaretçi akınına uğrayan doğa güzelliği, 30 milyon sene önce meydana gelen patlamalar neticesinde sönmüş bir volkan durumdadır. Tepesindeki zirvenin erimemesi ile Hititler Beyaz Dağ anlamı taşıyan ismi koymuşlardır.
Neden Gitmeliyim? Tırmanış alanı rotası, zengin bitki örtüsü, barınan hayvan türleri ve yaylaları ile gelen misafirleri, spor severler ve adrenalin tutkunlarının ilgi ile geldiği Erciyes’te konaklama şansıda da sahipsiniz üstelik.
Ülkemizin dağcılık ve buzul tırmanışları için deneyimli kişiler tarafından gelinen bu yerin kar kalitesi oldukça iyi olup oldukça ünlüdür. Kayseri’nin ikonik noktası haline gelen kayak merkezi, kış tatili için oldukça ideal bir yerdir.
Şehir merkezine 25 kilometre mesafede bulunan Erciyes, 1800 ile 3 bin metre arasındaki bir yüksekliğe sahiptir. Dağ ve kış turizmi yönünden oldukça önemlidir. uludağ ve Palandöken kayak merkezlerini sollayarak 1989 senesinde uluslararası kayak merkezi statüsüne getirilmiştir.
Kayak için kasım ile mayıs arasındaki dönemi tercih ederek kar kalitesinin iyi olduğundan bahsettiğimiz Erciyes’te toz kara sahiptir. Bu özelliği ise dünya üzerinde toz kara sahip olan nadir yerlerdendir. Pistte %10-30 arasında değişim gösteren eğimlerin bulunduğu kayak merkezi sahip olduğu profesyonel imkanlar doğrultusunda kayak yarışlarına da ev sahipliği yapmaktadır.
Toplamda üç tane kayak pistinin bulunduğu Erciyes’te yine üç tane mekanik tesis mevcut. İlki 1450 metre uzunluğa sahip 900 kapasite, ikincisi ise 1250 metre uzunluğa sahip 800 kapasiteye, üçüncü ise 2250 metre uzunluğa sahip 370 kapasitesi bulunuyor.
Konaklama Seçenekleri; Kalmak için 106 yataklık 3 yıldızlı bir otel, 20 yataklı pansiyonu, Spor ve Gençlik Bakanlığı’na ait 120 yataklı bir işletme, Bayındırlık ve İskan Bakanlığının 98 yataklı bir işletme, Silahlı Kuvvetler’in 42 yataklı, Jandarma, Hava Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri, Posta Telgraf İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün 60 yataklı, DSİ Genel Müdürlüğü’nün 207 yataklı dinlenme tesisi seçenekler arasında bulunuyor.
Eğer günübirlik olarak gelecekseniz yararlanabileceğiniz Hisarcık Belediyesi tarafından işletilmekte olan kafe faaliğyet göstermektedir. İçerisinde wc de bulunuyor. Ayrıca iki adette restoran mevcut. Kayak malzemelerini kiralayabileceğiniz dokuz adet kira büfesi ile otellerde kayak kiralama büfelerini kullanabilirsiniz.
Burası Neresi? Osmanlı Dönemi’nde inşa eidlen kapalıçarşılar arasında İstanbul Kapalıçarşı’dan sonra en büyük olma özelliğine sahip olan Kayseri Kapalıçarşısı, tarih içerisinde birçok kez yangın ile oldukça büyük hasar görmüştür. 1987-1991 senesinde komple olarak eski Osmanlı mimarisi şeklinde yaptırılmış.
İçerisinde kuyumculardan, urgancılara, giyim kuşamdan baharatçılara pek çok dükkanın hizmet verdiği çarşı Kayseri’nin ticaretteki önemini hala korumaktadır. Osmanlı döneminde şehri saran surların tamamı dükkanlar ile bezeli olması ile birlikte kale kapılarının çevresinde de yine çok sayıda dükkan mevcutmuş.
Bahsi geçen dönemde çarşılar üstü kapalı değil açıkmış. Tahminlere göre sonraki yıllarda üstleri tonozlar ile kapatılarak tam anlamıyla bir kapalıçarşı olma sıfatına ulaşmıştır. Büyük bir alanı kapsayan alışveriş noktasının eski görselleri incelendiğinde Cumhuriyet Meydanı’ndaki Kayseri Saat Kulesi’ne kadar uzandığı görülmektedir.
Kuzeygüney ve doğu-batı yönleri ile beraber birbirine dik olacak şekilde dizayn edilmiş sokaklardan meydana geliyor. 1844 senesinde Urgancılar Çarşısı’na paralel şekilde ve Kapalıçarşı’ya takviye olarak Hacı Efendi Çarşısı inşa eidlmiştir.
Hacı Efendi Çarısı 1870 senesinde çıkan büyük yangında hasar görmemitir. Ancak 1849 senesinde çıkan bir diğer büyük yangın ile oldukça büyük bir bölümü yanmıştır. Böylelikle yeni kapalıçarşılar inşa ettirilmiş olup restore edilmiş ve büyütülmüştür. Yıllar içerisinde yine birçok kez yangın sebebi ile tahrip olan çarşı yenilenerek günümüze kadar ulaştırılarak kullanıma sunulmuştur.
Burası Neresi? Anadolu’daki ilk tema parkı Mazakaland Eğlence Dünyası, 2013 senesinde Kayserililer için faaiyete açılmıştır. İsmini Erciyes’in eteklerinde kurulı olan ilk şehirlerden birinden almıştır. 70 bin metrekarelik bir alana yayılan eğlence merkezinin teması uygarlıklar olup dört kısımdan meydana gelmektedir. Teknolojinin son olanakları kullanıarak hazırlanmış olan yerin içerisindeki oyun grupları, hem dinlenip hem eğlenmek için oldukça konforlu bir ortam sunuyor. Her yaştan insana hitap eden Mazakaland’da; go-kart, hızlı tren, discovery, Erciyes, Super Jumper, gondol, materon, zincir, mega disco, kule gibi pek çok şey yer alıyor.
Burası Neresi? Toplamda 160 tane hayvan türünün ve iki bin kadar da hayvan dostumuzun yaşamlarına dokunmak için kurulmuş olan Kayseri Hayvanat Bahçesi, gerke barınma gerekse doğal yaşamlarına uygun imkanları sağlama ve bakım hizmetleri ile eksiksiz olarak ağırlamaktadır hayvanları.
Hayvanlara ilgisi olan kişiler onları gelip yakından incelemek için buraya gelerek hem merakınızı giderebilir ve onlara gerekli ilgi ve sevgiyi verebilirsiniz. Yaz dönemlerinde sürekli olarak ziyaret edilen hayvanat bahçesi, çocuklu aileler için oldukça ideal bir nokta olarak karşımıza açıkıyor.
Neden Gitmeliyim? Dev pitonun yanında 18 değişik sürüngen mevcut olup timsahlar, iguana, kergenkele, boğa yılanları bu sürüngeler bulunuyor. Vahşi hayvanlar bölümünde ise kaplan, aslan, ayı gibi hayvanat bahçesinin ilgi gören hayvanları olarak karşımıza çıkıyor. At, zürafa, kedi, köpek, tavus kuşu gibi dostları da ziyaret edeceksiniz.
Doğal yaşamlarına uygun şekilde hazırlanan ortamlarda yaşayan hayvanların bulunduğu Anadolu Harikalar Diyarı olarak hizmete açılan parkta birbirinden farklı sosyal aktivite seçerek gerçekleştirebilirsiniz. Bunlar arasında; sukay parkı, tesisleri, buz pisti gibi eğlenceli şeyler mevcut.
Kaçırmayın! Hayvanat bahçesinin önemli bir de özelliği var. Bu da hiç bri hayvanın yurt dışından gelmemesidir. Hepsi de ülkemizin dört bir yanından getirilerek bakılan hayvanlardır. Kayseri Kocasinan’da yer alan hayvanat bahçesi Anadolu Harikalar Diyarı’nın içinde hizmet veriyor olup içerisinde yapacağınız birbirinden farklı etkinliklerin bazısı ücretli iken bazısı ise ücretsiz olarak yapılmaktadır.
Burası Neresi? Benzersiz doğal görümümü ile size hissettirdiği müthiş havası ile tüm ilginizi üzerine çeken Palas Tuzla Gölü, bölgede yapılacak şeylerden biridir. Merkez ilçeye 40 kilometre uaklıkta yer alan göl konumlandığı ovanın batı yönünde bulunuyor.
Bakir doğası ile 1993 senesine I. Derece Doğal Sit Alanı olarak tescillenerek koruma altına alınmıştır. Doğal güzellği şöyle dursun tarihini duyunca da dikkatinizi çekeceğine de eminim. Göl ve çevresinde ilk yerşelim M.Ö. 2 binli senelerde yapılmıştır. Akabinde Hititler, Dulkadiroğulları ve Osmanlı tarafından yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.
Neden Gitmeliyim? Çeşitli habitatları bir arada gözlemleyebileceğiniz göl, yerli olsun yabancı olsun pek çok gözlemci bilim adamı ve doğa seven kişilerce gelinip görülmesine sebep olmaktadır. Peki burada neler yapılabilir dersek; kuş gözlemciliği, doğa fotoğrafçılığı, doğa gezileri, gölün batısındaki çamurluk alana kurulan sosyal tesislerde de çamur banyosu imkanı gibi turizmi olanakları da mevcuttur.
Burası Neresi? Hacer Vadisi’nin ardındaki Yedigöller, yaklaşık 3 bin- 5 bin metre kadar rakımlı bir vadi üzerinde yer alıyor olup Aladağlar’ın en yüksek, geniş ve peyzaj noktası olma sıfatını taşımaktadır. Havaların ısınması ile karlar eriyerek meydana gelen pek çok gölden sadece bu yedisinin suyu asla yok olmuyor. Bu sebeplede Yedigöller ismi verilmiştir.
Kapuzbaşı Şelaeleri, Yedigöller’de eriyen kar suları besliyor olup Hacer Ormanı ve Kapuzbaşı Takım Şelaleleri’yle beraberinde Aladağların en yüksek ve en geniş platosu olarak Toros Aladağlar Milli Parkı’nın mühim kısmıdır.
Coğrafik yapısı nedeniyle Türkiye’deki doğa yürüyü alanları arasında sivrilen bu yerin taban yüksekliği 3 bin 100 metre olan Yedigöller Hacer Boğazı’ndan başlayarak yükselti kaybederek Hacer Vadisi ve Ormanına ve sonrada Kapuzbaşı Şelaleleri’ne dek uzanmaktadır.
Neden Gitmeliyim? Buzul kayalıkları, yaban hayatı, buzul gölleri ile temmuz ayında büyüleyici güzelliği ile bir şölen sunuyor. Temmuza girilmesi ile birlikte göl sayısı artan bölgede karlar eridikten sonra sonbahar ve ilkbaharda açan kendini yavaş yavaş göstermeye başlar. Yaylacılık, buzul ve kaya tırmanışı, doğa yürüyüşü, yamaç paraşütü, kamp alanı, balon gibi aktivitelerin yapıldığı Yedigöller mevkiiye gelmeden dönmeyin1
Burası Neresi? Bildiğiniz üzere Kayseri’nin en meşhur yemeği mantıdır. E buraya gelipde mantıyı yerinde tatmamak dönmek çok akıllıca bir hareket olmaz! Minicik görüntüsü ve lezzetli tadı ile ünlü mantıcı Kaşık-La, misafirlerini en samimi ve sıcak şekilde ağırlıyor. Aynı zamanda Kayseri’nin yerel yemeklerini işinin ehli kişiler tarafından yöresel teknikler ile hazırlanarak sizlere sunuluyor. Katkısız tamamen doğal olacak şekilde yapılan ev yapımı yemekler arasında en çok sipariş edilen elbette ki Kayseri Mantısı. Bamya çorbası, yağ mantısı ve Kayseri yağlama da es geçilemeyecek lezzetlerdendir.
Burası Neresi? Üç bir tarafı kale, kapalıçarşı ve alışveriş merkezi ile çevrelenmiş olan bir noktada bulunan Elmacıoğlu İskender, 1959 senesinden bugüne dek kalitesinden ödün vermerden gelmiş önemli bir lokanta. Şehrin pek çok noktasında şubesi bulunan Elmacıoğlu’nun en yoğun yeri şehir merkezindeki dükkanıdır. En fazla tercih edilen yemek incecik şekilde yapılan yaprak döneri üzerine esas tereyağı sosu dökülen iskender, mantı ve yağlamadır. İsteğe göre tadımlık olacak şekilde yaprak sarması ile pastırmanında tadına bakabilirsiniz. Bence bakın. 🙂
Burası Neresi? Çerkes kültürüne ait olan yemekleri ile oldukça doyurucu kahvaltıları ile kent hakının sıkla geldiği bir yer haline dönüşen Gubate, Kayseri’ye gelip sabah saatlerinde karnınızı doyurup sağlam bir güne başlamak için oldukça ideal bir yer. Çerkes mutfağının leziz hamur işleri ve patatesli iç harcı ile hazırlanmış olan popüler yemeği, Çerkes mantısı ve tepsi mantısıyla adından söz ettirmektedir.
Burası Neresi? Kıymalı pide ike Konya etli ekmeğine benzeyen tadı ile Kayseri’de nam salmış Develi Cıvıklısı’nı yemek için rotanızı Bereket’e kırın! Oldukça kaliteli bir tat ve sunum ile sizleri buluşturacak olan Bereket, 30 seneyi geçen deneyimi her geçen gün katlayarak devam ettiriyor. Limon ve maydonoz ile beraber önünüze gelen sımsıcak ve çıtır cıvıklıyı tadan kolay kolay vazgeçemiyor. Yemeğin ardından tahinli cevizli pide ya da fıstıklı kaymaklı kadayıfı çayınızı yudumlarken yiyebilirsiniz.
Burası Neresi? Taş fırında yaklaşık olarak 18 saat kadar yavaş yavaş pişen özel bir yemek olan pöç, 500 kilodaki dana etinin sadece 1.5 porsiyon kadar yapılabilen ender bir bölümü. Bu bulunması nadir olan etin pişirilme yönetimini ise Bağdat keşfetmiştir. Bunun yanında en sık kuzu tandır pişiriliyor. Taş fırın içerisinde yine ta güveç içinde bir baharat karışımı ile uzun saatler sonucunda pişilir. Suyu bol ve pamuk gibi yumuşak etin yanında ise bademli pilav eşlik ediyor.
Burası Neresi? Bir gurme satış noktası olan Çemen’s Kayseri’nin yerel lezzetlerini yaparak satışını yapmaktadır. Esas tariflerine sadık kalarak üretilen yemekler bu restoranda müşterileri ile buluşturularak tüm yöre lezzetlerini yemeniz için imkan sağlıyor. Kahvaltısı için Şef Yunus Emre Akkor’dan danışmanlık alarak ülkedeki en iyi seçilmiştir. Bunun yanı sıra yağ mantısı, bamya çorbası, tepsi mantısı, mantı ve nevzine tatlısını yiyebilirsiniz.
Burası Neresi? Kayseri’ye gelip buraya gelmezseniz büyük pişmanlık yaşayabilirsiniz. Samimi bir ortam sunan Taşmekan Et Lokantası & Kebap Evi sunduğu manzarası ile yediğiniz yemek hem karnınızı hem de gözünüzü doyuruyor. Külbastı, kuzu pirzola, kebaplar, fırın sarımsak, gavurdağı salatası ve ceviz tatlısını tercih edebilirsiniz.
Burası Neresi? En eski restoranların biri olan Kebapçı Şakir, 1926 senesinde kurulup hizmet vermeye başlamıştır. Salaş bir mekan olup sihirli lezzeti ile yıllardır her müşterisinin buradan memnun ayrılmasına sebep oluyor. Birçok gazeteye çıkan ve takdir görmüş olup en fazla saç tava sipariş ediliyor. Yanına bir de bakır bardakta sunulan köpüklü ayran ile lezzetine lezzet katabilirsiniz.
Burası Neresi? Kayseri’nin lüks retsoranlarından biri olan Kemal Koçak Et Lokantası, her damak tadına hitap etmekte. Dört ana mutfağı içeren bölümleri ile döner – iskender, steakhouse, Gaziantep mutfağı, geleneksel Kayseri mutfağı mevcut. Oldukça modernize edilerek dizayn edilen restoranda keyifle yemek yiyeceksiniz. Etleri ile tam ağzınıza layık olan mekanda özel hissedeceksiniz.
Burası Neresi? En iyi et yiyebileceğiniz Hacı Steak House Restoran, harika sunumları ile popülerite kazanmıştır. Sulu ve yumuşak olarak servis edilen etlerin yanında farklı kebapları, hamburgerleri, lokum, et spagetti, şato, dallas steak ve daha nicesi bambu sunumlar ve ev yapımı özel ekmekler ile birlikte masanıza geliyor. Aynı zamanda yemeğe başlamadan önce servis edilen başlangıçlar ile iştahınız açılacak.
Burası Neresi? Kapuzbaşı Şelaleleri, Zamantı Irmağı’nı besleyen önemli bir kaynaklardan biri olup Tahtacık, Bercan, Tahtalımezar, Kuru ve Alagöz gibi çay ve dereler de diğer kaynaklardır. Erciyes Dağı’nın doğu yönündeki dağlık araziler ve nüyüklü küçüklü düzlüklerden meydana geliyor.
Endemik akarsu balıkları yönünden oldukça önemlidir. Ender görülen akasu balıkarı arasında Barbatula sementica, Barbatula seyhansis ve Salmo platycephelus çeşitleri yalnızca Zamantı ve kollarında yaşamaktadırlar.
Irmağın aktığı doğada kuşlar ve onların çıkardıkları sesler suyun akışına eşlik eder nitelikte olup hepsi birer inceleme unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Yarıp geçtiği vadiler ormanlık alanlara kaplı olup dağ bozkırları ve düzlüklerdeki tarım alanlarından meydana geliyor.
Neden Gitmeliyim? Zamantı dendi mi akıllara rafting geliyor kuşkusuz. Sahip olduğu uzunluğu, su debisi, yeraltı geçişleri, kanyonlarının yanında deneyimli ve deneyimsiz olarak yapılabilen rating parkurları ile tatilcilerin dikkatini üzerine çekmektedir.
Her sene Yahyalı ilçesinde Kayseri Valiliği tarafından raftin şenlikleri organize edilmektedir. nisan ve eylül ayları arasında yapılması idealdir. Herhangi bir sağlık problemi olmayan 15 yaşından büyük herkes bu deneyimi yaşayabilir.
Su seviyesinin fazla olması dolayısı ile bahar aylarında yurt dışından gelen grıplara kapılarını açıyor. Yeşilköy’den başlayan rafting parkuru 18 kilometre kadar uzunlağa sahip olup seviyesi ile muhteşem bir deneyim için olanak sağlıyor. Raftin parkuru boyunca büyük kanyonların arasında hırçın şekilde geçerken doğanın güzelliğine şahit oluyorsunuz. Ve Kapuzbaşı Şelaleleri’nde bu yolculuk son buluyor.
Hakkında; Belirlenmiş olan saatte pistte buluşmak üzere Ali Dağı’na çıkılıyor. Burada yapılacak olan hazırlıklardan sonra havanın elverişli olup olmadığı konusunu baz alınıyor. Tüm koşullar uygunsa yamaç paraşütü hakkında bilgi verildikten sonra gerekli kask ve harnes gibi malzemeleri giyinerek kalkışı yapıyorsunuz.
Hava 15-30 dakika kadar zaman geçirecek olup uçuş sırasında fotoğraf ve video çekimleri yapabilirsiniz. Uçuşlar haftanın her günü tüm gün boyunca yapılıyor olup 25-110 kilo ağırlığında kişilerce gerçekleştirilebilir.
5 yaşından 90 yaşına kadar herkes bu adrenalini yaşayabilir. Deneyimli pilotlar size eşlik edecek olup sizin bir bilgiye sahip olmanız şart değildir. Eğer kutlamak istediğiniz özel bir gün varsa evlilik teklifi, doğum günü gibi etkinlikler için daha önceden arayıp belirtirseniz yapma imkanınız olacaktır.
**Sizler için hazırlamış olduğumuz yapılacak listesi burada son buluyor. Yazımızda Kayseri’de yapılacak şeyler hakkında elimizden geldiğince bilgi vermeye çalıştık. Sizde deneyim ve önerilerinizi bizimle paylaşırsanız seviniriz. İlginizi çekebileceğini düşündüğümüz diğer yazılar;
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…