İsviçre gezilecek yerler yazımızı inceleyerek bu güzel ülkenin görülmesi gereken yerleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Avrupa’nın refah seviyesi en yüksek ülkelerinden olan İsviçre,rahat yaşam koşullarının yanı sıra en az suç oranına sahip ülkelerden biri.
Listemizin ilk sırasında;
Cenova Gölü’nün Rhone Nehri’yle birleştiği yere kurulmuş olan Jet d’Eau, saniyede 500 litre suyu 140 metre yüksekliğe çıkartabilmektedir. İki pompa yardımıyla gerçekleştirilen bu sistemde gökyüzüne çıkan su şehrin tüm noktalarından seyredilebilmektedir.
Dev bir görsel şölen sunan Jet d’Eau’u Cenova kıyılarından daha rahat gözlemleyebilirsiniz.
Altstadt von Bern, Bern şehrinde eşsiz bir güzelliktir. Eski şehir, nehir kıyısına doğru dolaşmak için harika bir eğlence mekanı. Kasabada, övgüye değer mimari tasarımlarla muhteşem eski binalara rastlayacaksınız. Özellikle katedraller çok cazip görünüyor ve bugüne kadar iyi korunmuş.
Bern gezilecek yerler yazımızı inceleyerek, şehrin görülmesi gereken diğer yerleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
1530’da inşa edilen astronomik saat, Bern’in resmi zamanını belirliyor. 1983’te UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı. Eski saat kulesi, kentin simgesi ve popüler bir merkezdir.
İsviçre’nin en büyük ve en eski katedralidir. Orta Çağ’ın sonlarında yapıldığı biliniyor. Kaçırmamanız gereken bir kilise olduğunun altını çizmeliyiz. Büyük vitray pencerelerdeki başyapıtları kesinlikle görmelisiniz. En ünlü olanı ise “Dance of Death” yani “Ölüm Dansı”.
Bern Katedrali’nde iki önemli nokta var. Sunağın üzerinde 200’den fazla figür kıyameti tasvir ediyor. 100 metre yüksekliği bulunan kilisenin yukarısından, Bern şehrinin harika görüntüsü de insanın tüylerini diken diken ediyor.
Büyük bir tarih barındırdığı için rehberli turlar eşliğinde burayı gezmenizi tavsiye ediyoruz. Tur rehberleri katedral ve şehre dair küçük detaylarla gezinizi daha da keyiflendiriyor.
Lugano Gölü’nü ziyaret ettiğinizde Lugano’nun en güzel yerlerinden birine daha yakın olacaksınız. Parco Civico, kentin koşuşturmacasından sıyrılmak isteyenler için harikadır. Kafa dinlemek, hayvanlarla zaman geçirmek gibi aktiviteler yapılıyor.
Başkent olmanın özelliklerine sadık kalan Bern, ulusal bir anıt ve İsviçre Konfederasyonu’nun yeri olarak kabul edilen muhteşem bir Rönesans tarzı parlamento binasına sahiptir. Sembol olan binanın önünde 26 çeşme göreceksiniz. Her biri, bir İsviçre kantonu için yapılmış. Parlamento binasının iç bölümlerinde de kantolar için süslemeler içerir. Parlamento gezisinde 5 dilde rehberli tur hizmeti veriliyor. Her detayı merak edenlere bu turlara katılmalarını öneriyoruz.
Bugün ayrı bir idare yönetimi altında bulunan Altstadt, eski şehir tanımının hakkını veriyor. Tarihi dokuların ve modern binaların bir arada olduğu sokakları ve meydanlarıyla bu bölge şehrin geçmişine dair çok şey anlatıyor. Hoş antikacılar, butikler, kafeler ve tarihi mekânlar da göreceğiniz Altstadt’ta keyifli bir tur atabilirsiniz.
Dünyanın önde gelen bilim adamlarının memleketi olan İsviçre, Albert Einstein’a çok iyi şekilde sahip çıkıyor. Al Stadt’taki küçük daire, Einstein’ın 1903-1905 arasında ailesiyle yaşadığı yerdi. 2 yıl bazılarımıza kısa bir süreymiş gibi gelebilir ama Einstein’ın görelilik teorisi bu duvarlar içinde gelişti.
Müzeleşen ev sıkıcı olmadan, ziyaretçilerine çok fazla bilgi aktarıyor. 20 dakikalık biyografi filmi, Einstein’ın hayatına dair bilmeniz gereken her şeyi içermekte.
Burada sizi San Salvatore’ye tırmanmaya yönlendiren işaretler göreceksiniz. Yürüyüş parkurları, göl, dağların nefes kesici manzarası gün boyunca sizi kendine bağlayacaktır. Eğer tırmanmak istemiyorsanız üzülmeyin, endişelenmeyin. Füniküler kullanarak da zirveye çıkabilirsiniz.
İsviçre, arka planındaki dağlarla birlikte inanılması güç manzaraların bulunduğu bir ülke. Göllerin de bu manzaraya yardımcı olduğunu söylemeden geçmeyelim. Özellikle Lugano Gölü’nün ayrı bir havası vardır. Çevresindeki restoranlarla ve turistik mekânlarla en çok bilinen adreslerden biridir.
Gölde isterseniz teknelerle tur yapabilir veya yeşillikler içinde doğa ile yalnız kalmayı tercih edebilirsiniz.
Lugano gezilecek yerler yazımızı inceleyerek, şehrin görülmesi gereken diğer yerleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Zürih’in ana caddelerinden biri olan Bahnhofstrasse, dünyanın en pahalı caddelerinden biri kabul ediliyor. İstasyondan göle kadar uzanan cadde, alışveriş çılgınlığı için paha biçilemez bir yer.
Ünlü markaların mağazalarıyla sıralanmış kaldırımlar boyunca doyasıya dolaşabilirsiniz. Lüks mağazaların yanı sıra bütçenize hitap edecek uygun markaları da bulabilirsiniz.
Alp, Asya ve Kuzey Amerika’dan çeşitli bitkileri barındırıyor. Bu bahçeyi ziyaret ederken sadece güzel çiçekler ve yemyeşil bitki örtüsü ile karşılaşmayacaksınız. Aynı zamanda nesli tükenmekte olan bitki türleri, tropik ve subtropikal bitki örtüsü hakkında bilgi edinebilirsiniz.
Botanik bahçesi kendi içinde 3 kısma ayrılır. Bu kısımlara “ev” denilmiş. Palmiye Evi, Fern Evi ve Çöl Evi’nde ilgili bitki örtüsünü görebilirsiniz.
Limmat Nehri’nin doğusunda, adı “Ihlamur Ağacı Bahçesi” anlamına gelen bölge, Roma döneminden günümüze gelen kalıntıları ile tanınıyor. Güzel bir manzaraya sahip Lindenhof, şehirde huzurlu zamanlar geçirebileceğiniz sayısız yerlerden sadece biri.
Güzel şehir manzarası ve Alplerin etkileyici duruşu altında, hafif esintili bir tekne turu vaat eden Zürih Gölü, şehre bambaşka bir hava katıyor. Göl üzerindeki küçük adaları da görebileceğiniz güzel bir göl gezintisi yapmadan tatilinizi sonlandırmayın.
İletişim konusunda dizayn edilen İsviçre’deki tek müzedir. Kökenleri 1907’de kurulmuş bir müze olmasından dolayı; posta ağı, posta pulları gibi nostaljik sergileri vardır. Paul von Hindenburg tarafından gönderilen otantik mektuplar gibi bazı arşiv yazışmaları da bu müzede bulunuyor.
İletişim müzesinin en dikkat çeken noktalara ilk telefonlar, Mors kodunu çözebilen telgraflar, mesaj göndermekte kullanılan vakumlu tüpleri örnek verebiliriz.
Göl kenarındaki şirin bir meydan olan Bürkliplatz, sahilde güzel bir yürüyüşün başlangıcını yapacağınız yer olabilir. Belirli günlerde açık hava pazarlarının da kurulduğu meydandan gölde turlamanızı sağlayacak tekneler de kalkıyor.
İsviçre’nin güzel yapılarından olan Fraumünster’in adı, Avrupa‘daki aristokrat kadınlardan ilham alınarak “Kadın Kilisesi” anlamına geliyor.
Kiliseyi Zürih’in en popüler turistik mekanlarından biri haline getiren şey ise şantiyesindeki beş vitraylı pencerelerkümesi olmuş. Bu canlı renkli pencereler farklı zamanlarda yaşanmış dini ögeleri ve efsaneleri anlatıyor. Şehrin her tarafından görülecek ihtişamdaki mavi uçlu kulesi de ayrı güzel.
Saatin anavatanı olan Cenevre, tabi ki de bu konuda kendini geliştirip dünyanın en güzel saatlerinin yapıldığı bir merkez haline gelmiştir. Bunun yanı sıra şehir merkezinde bulanan Patek Philippe Müzesi’nde saatlerin ilk dönemlerden sonraki dönemlere kadar olan gelişimini görebilirsiniz.
Birçok müze gibi bu müze içerisinde de fotoğraf çekimi yasak. Ancak hafızanıza kaydedeceğiniz birbirinden güzel resimler sayesinde oldukça keyifli zaman geçirebilirsiniz.
Cenevre gezilecek yerler yazımızı inceleyerek, şehrin görülmesi gereken diğer yerleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Nehir üstündeki açık terasta duran Zürih’in ana kilisesi, ikiz kuleleri ile şehir siluetini şekillendiriyor. 13.yy’da inşası tamamlanan Grossmünster’e son rötuş 1936 yılında eklenmiş ve bugünkü haline gelmiş. Kilisenin kulelerine çıkıp ilham verici şehir manzarasını izleyebilirsiniz, ancak bunun için 187 tane basamağı çıkmanız gerekiyor.
Korkutucu bir heykel olduğunu her halinden belli. 500 yıllık heykel, çocuk yiyen bir adamı tasvir ediyor. Kimse nedenini bilmiyor. “Çocuk Yiyici” veya “Kindlifresser” adıyla gezilecek yerler listesinde görebilirsiniz.
Lugano’nun en güzel görünümü için Breif Gölü’nün tepesine çıkın ve Monte Bre’nin sürprizle dolu atmosferini yaşayın. Tepeye bir kez çıkan geri dönmek istemiyor.Vaktiniz varsa burada uzun uzun kalın ve keyif yapın.
Lugano gezilecek yerler yazımızı inceleyerek, şehrin görülmesi gereken diğer yerleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Altstadt bölgesinin merkezinde yer alan Wasserkirche, Limmat Gölü’nün eşliğinde sizi hoş bir manzarayla karşılayacak. Yüksek tavanı ve vitray pencerelerinin dikkatinizi çekeceği kilisenin ön cephesindeki ünlü Zwingli Bronz Heykeli de fotoğrafını çekmek isteyeceğiniz eserlerden biri olabilir.
Aziz Beautus Mağarası, efsanevi bir mağaradır. Beautus adındaki bir keşiş M.S. 100’lü yıllarda, inzivaya çekilmek için bu mağaraya gelir.
Mağarada ejderha olduğunu fark eder. Kaçmak yerine savaşmayı tercih eden Beatus, Kutsal Üçlü’yü (Holy Trinity) çağırarak ejderhayı yenmiş. Ölüme yaklaşan ejderha kendini göle bırakmış ve gölün kaynamasına neden olmuş.
Lindenhof içindeki Altstadt’taki Aziz Peter Kilisesi, küçük bir tepenin üzerinde şehri izliyor. Zürih’teki en eski kilise olan St. Peterskirche, sonradan eklenilen Gotik tarzdaki çan kulesiyle görkemli bir görünüme sahip olmuş. Avrupa’nın en büyük kilise saatini de sergileyen yapı, listenizin bir köşesinde olmalı.
Lugano’da eğlenceli açık hava etkinlikleri arıyorsanız Lido Comunale Di Lugano’ya bayılacaksınız. Eğlence noktası; dört havuz, plaj, çocuklar için oyun alanı, plaj voleybolu, masa tenisi, masa futbolu gibi aktivitelerle doludur.
Zürih, İsviçre‘nin kültür ve tarihini sergileyen mükemmel bir müzeye ev sahipliği yapıyor. Müze bugüne kadar ülkenin tarihsel ve kültürel eserlerinin en önemli koleksiyonu oluşturan, tarih öncesi çağlardan 20. yüzyıla kadar çok çeşitli konuları kapsıyor.
Bu koleksiyon içinde altın ve gümüşler, tekstil ürünleri, kostümler, mücevherler, saatler, bilimsel araçlar, kırsal yaşama dair araçlar ve müzik aletleri görebilirsiniz. İsveç Ulusal Müzesi’ni pazartesi günleri dışında 10.00-17.00 arasında ziyaret edebilirsiniz.
Avrupa’nın en iyi sanat müzelerinden biri olan Kunsthaus, Zürih Sanat Topluluğu tarafından 1787’de kurulmuş ancak ziyarete açılması 1910 yılını bulmuş. Dünyanın en ünlü ressamlarının eserlerini sergileyen müze, Oslo’daki sanat müzesinden sonra en kapsamlı koleksiyonu barındırıyor.
Ziyaret saatleri:
Salı, Cuma, Cumartesi, Pazar: 10.00-18.00
Çarşamba, Perşembe: 10.00-20.00
Pazartesi: Kapalı
Lugano-Bellinzona-Locarno’da bulunan Monte Tamaro, İsviçre’deki panoramik manzaraların başlangıç noktasıdır. Aile etkinliği arıyorsanız Tamaro’da güzel keşif yürüyüşleri yapabilir ve restoranlarda/barlarda yöresel lezzetlere bakabilirsiniz.
İsviçreli ünlü bir mimarın son eseri olan ve kendi adını taşıyan Le Corbusier Evi, renkli dışı ve ilginç mimarisiyle hayranlık uyandırıyor. Ev bünyesinde Heidi Weber Müzesi gibi güzel bir müzeye de ev sahipliği yapıyor.
Le Corbusier’in eserlerinin sergilendiği müzeyi ve benzersiz binayı, pazartesi dışında 12.00-18.00 saatleri içinde gezebilirsiniz.
Kısacası, oyuncaklarla dolu bir müzedir. Sadece çocuklar için değil, yetişkinler de iyi zaman geçirebilir. Özellikle çocukluğuna dönmek isteyenler bu kapıdan içeri girmeli. Spielzeug Welten, türünün Avrupa’daki en büyük müzesi olma özelliğini hala taşıyor.
Dış cepheden hemen ön yargılı davranmayın. İç mekanı daha önce hissetmediğiniz duyguları içinizde uyandırabilir.
Bundan dolayı turistlerin uğrak noktası olmuştur. Kilisenin iki parçaya bölünmüş duvarının üzerinde Mesih’in çarmıha gerilmesini gösteren freskolar vardır. Son Akşam Yemeği ve Bebek İsa gibi tasvirler de kilise içine güzelce konumlandırılmış.
Piazza della Riforma’daki meydanı kaçırmamak çok zor. Meydanı genişletmek için son zamanlarda çalışmalar yapılmış. Büyük alanda bazen konserler ve açık hava gösterileri oluyor. Etkinlik zamanında bu civarda olursanız değerlendirebilirsiniz.
Magliasina Nehri kıyısında bulunan hayvanat bahçesi, yüzü aşkın farklı türdeki hayvanın evidir. Ayrıca dünyanın farklı bölgelerinden getirilen kuş türleriyle de burada tanışabilirsiniz. Hayvanat bahçesi yönetimi hayvanları beslemenize izin veriyor. Çocuklarla ve ailenizde iyi vakit geçirebilirsiniz.
1857 yılında Alman bir sanayiciye yaptırılan villa içine kurulan müze, zamanında Zürih aydınları için bir buluşma yeri olarak kullanılırmış. Şimdi ise Tibet tapınak resimlerini ve bronzlarını, Çin mezar süslemelerini ve Asya seramiklerini içeren koleksiyonlarla İsviçre’nin Avrupa dışını yansıtan sanat müzesi özelliği taşıyor.
Ayrıca, Afrika oymaları, maskeler ve bronzlardan oluşan bir koleksiyonun yanı sıra Pasifik, Yakın Doğu ve Kuzey Amerika sanat eserleri de sergileniyor. Müze pazartesiyi saymazsak, 10.00-17 saatleri arasında açık.
Gezi rehberleri tarafından sürekli tavsiye edilen Kültürler Müzesi, İsviçre ve İtalya soyundan gelen Serge Brignoni’nin koleksiyonundan oluşuyor. Etnik eserler, çarpıcı maskeler ve heykeller var. Otantik sanat zevkiniz varsa güzel dakikalar sizi bekliyor.
Grafik, poster ve endüstriyel tasarım olarak üçe ayrılmış müze, son dönemlerin gelişen sektörü tasarımla ilgilenenlerin ağızlarını açık bırakacak. Tasarımda da gelişmiş ve özgün bir tarz yaratmış İsviçre, bu alanda çok fazla olan birikimini sunuyor.
Uluslararası önem taşıyan Tasarım Müzesi pazartesi günleri kapalıyken diğer günler 10.00-17.00 saatleri arasında keşfedilebilir.
Kumar oynayanlar için en güzel ambiyansa sahip olan yer Casino Lugano’dur. Fütürist tarzda beyaz cepheli casino, gece hayatının tadını çıkarabileceğiniz noktalardan.
Zürih’in yanı başında yükselen 871 metrelik bir dağ olan Uetliberg; şehir, göl, nehir ve Alpler manzarasını karıştırıp önünüze sunuyor. Tunç devrinde askeri alanda kullanılan bu tepe, 1644 yılından beri gözlem yeri olarak meraklıları konuk ediyor.
Zurih gezilecek yerler yazımızı inceleyerek, şehrin görülmesi gereken diğer yerleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
19.yy yapıtı olan Opera Binası’nı sadece görmek ve içinde kısa bir tur atmak için bile tercih edebilirsiniz. Ama bize kalırsa, vakit bulduğunuz an güzel bir sahne gösterisi izlemelisiniz. Binanın sahip olduğu atmosferler daha da anlamlı olduğunu göreceksiniz. Programlarını buradan öğrenebilirsiniz.
Basel’in en görkemli evlerinden biri olan Haus zum Kirschgarten, 1775-1780 yılları arasında klasik tarzda inşa edilmiştir.
Basel ipek üreticisinin ev ve ofisiydi ve İsviçre’nin ev hayatını en iyi anlatan müzeler arasında gösteriliyor. Döşenmiş 25 oda, zengin bir 18. yüzyıl ticaret ailesinin mobilyalarının yanı sıra uluslararası alanda önemli dekoratif koleksiyonlar sergileniyor.
Basel gezilecek yerler yazımızı inceleyerek, şehrin görülmesi gereken diğer yerleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Çikolatasız İsviçre olur mu? Bu müzeyi gezmeden Lugano’dan dönmemelisiniz. Çikolata hakkında bilmeniz gereken her şey duvarlar arasında sizi bekliyor. Çikolatanın köklerine inen müze adeta bir kakao cenneti! Çikolatanın nasıl hazırlandığını izleyebilir ve ücretsiz tadabilirsiniz.
1972-1977 yılları arasında yapılan Zürih Botanik Bahçesi, oldukça geniş bir alan üzerine kurulmuş ve binlerce bitki çeşidini ağırlıyor.
Sakin ve yemyeşil bir alanda yeni çiçek ve ağaç türleriyle karşılaşacağınız bahçeye, şehir turunda yorulduğunuz an, dinlenmek için kaçabilirsiniz. Bahçe hafta içleri 08.00-18.00 arası açıkken hafta sonu bir saat erken kapanıyor.
Ren Nehri üstünde 5 köprü bulunuyor. Biri de Mittlere Brücke. 1226’da inşa edilen köprü, günümüzde şehrin sembolleri arasındadır ve turistlerin sıkça geçtiği yerdir. Orta Çağ dokusunu kaybetmeden 2000’li yıllara gelmesi önemli bir detaydır.
Avrupa‘nın en güzel şehirlerinden olan İsviçre’yi nasıl buldunuz? Düşüncelerinizi bizlerle yorumlar kısmından paylaşabilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…