Pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Isparta’nın tarihi yerleri hayranlık uyandırıyor… İlk yerleşimin Paleolitik dönemde görüldüğü Isparta, MÖ 2000’e uzanan tarihi ile birçok Anadolu medeniyetine ev sahipliği yapmıştır. Friglerin, Lidyalıların, Makedonyalıların ve Romalıların bıraktığı eserler, gül kokan Isparta’nın turistik yerleri olarak listelerde yerini alıyor.
Isparta tarihi hakkında; Geçmişi Eskitaş dönemine kadar uzanan Isparta’da yaşam belirtilerinin MÖ 2000 yıllarına dayandığı düşünülmektedir. O dönem Pisidia olarak adlandırılan bölgede ilk olarak Luvi ve Arzava topluluklarının yaşamış olduğu tahmin edilmektedir.
Ege Bölgesi’nden gelen başta Frigler olmak üzere çeşitli topluluklar uzun süre Isparta’da hakimiyet kurmuştur. MÖ 690 senesinde ise bölgenin hakimiyeti Lidyalılara geçmiştir. MÖ 546 senesinde ise Persler hakimiyeti ele geçirmiştir. MÖ 334 senesinde ise bölgenin hakimi artık Büyük İskender olmuştur. Yaklaşık 10 yıl sonra, Büyük İskender vefat edince sırasıyla Bergama Krallığı, Seleukoslar, Romalılar ve Bizanslılar bölgede egemenlik kurmuştur. 1204 senesinde ise Isparta artık Anadolu Selçuklu Devleti’nin toprağı haline gelmiştir.
1300 senesinde Hamitoğullarına dahil olan Isparta, Kemaleddin Hüseyin Bey tarafından 80 bin altın karşılığında, 1374 senesinde çevresindeki yerleşim yerleriyle birlikte Osmanlı Devleti’ne satılmıştır. Şehir, kurtuluş mücadelesine kadar Osmanlının önemli şehirlerinden biri olmuştur. Kurtuluş Savaşı sırasında ise mücadelelerden en az etkilenen bölgelerden biri olmuştur.
Isparta’nın en ünlüleri; Antiocheia Antik Kenti ve Eğirdir Kalesi, Isparta’nın en ünlü tarihi yerleri arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Isparta gezi tavsiyesi; Isparta deyince ilk akla gelen şeylerin başında lavanta tarlaları geliyor. Haziran-temmuz aylarında görsel bir şölen sunan ve çoğunlukla Kuyucak Köyü’nde bulunan bu eşsiz tarlaları mutlaka ziyaret etmeniz gerekiyor. Mayıs ayı ise gül hasadına katılmak isteyenler için şehri ziyaret edebilecekleri en ideal dönem.
Gölcük Tabiat Parkı, Eğirdir Gölü, Kızıldağ Milli Parkı, Yazılı Kanyon, Altınkum Plajı gibi doğal güzellikler de mutlaka değerlendirilmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Kayak severler için ise Davraz Kayak Merkezi değerlendirilmesi gereken noktalardan biri. Isparta’ya yakın bir konumda bulunan Burdur‘un Yeşilova ilçesinde bulunan Salda Gölü ise korunması ve kollanması gereken muhteşem bir doğa harikası.
Müzekart; Isparta’da bulunan çoğu müze ve ören yeri ücretsiz giriş imkanı sunduğu için Müzekart kullanmak çok fazla gerekmiyor. Ancak Antiocheia Antik Kenti’ne giriş ücreti ödemek istemiyorsanız kartı satın alabilirsiniz. Tabi antik kentin 10₺ olan giriş ücreti Müzekart ücretinden çok daha uygun olduğu için satın alıp almama konusundaki karar size kalmış 🙂
Burası neresi? Erken Bizans Dönemi’nden kalma olduğu bilinen Sığırlık Kalesi, bir bölümü ayakta kalmış şehrin önemli tarihi yapılarından biridir ve gözetleme amacıyla yapılmıştır. Dikdörtgen bir planla inşa edilmiştir. Sütçüler ilçesine bağlı Asar Mahallesi’nde yer alan tarihi eser, buradaki tepenin kuzey yamacına kurulmuş. Sur duvarları ve köşelerde yer alan birkaç kule dışında tahrip olmuştur. Kale kalıntılarındaki kiriş izleri, kalenin iki katlı inşa edilmiş olabileceğini düşündürmektedir.
Neden gitmeliyim? Yapı Sığırlık I ve Sığırlık II şeklinde isimlendirilen iki kalede oluşmaktadır. Bu yapılar Isparta’nın önemli tarihi değerleri arasında bulunduğundan özellikle tarihe merak duyan gezginlerin ilgisini çekebilecek bir durak.
Burası neresi? Kapıdağı eteklerinde MÖ 4. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen Uluborlu Kalesi, etrafı kayalıklarla çevrili yüksek bir tepede ve şehre hakim bir konumda yer alan tarihi bir eser. Kalenin bulunduğu yerin deniz seviyesinden yüksekliği ise 1200 metredir.
Bizans döneminde Roma dönemi mimari malzemeleri kullanarak inşa edilen kalenin yer aldığı tepenin kuzey-güney doğrultusunda üç adet burç bulunur. Selçuklu ve Hamitoğulları Beylikleri döneminde tamir ettirilmiş ve bugünkü halini almış. Kalenin bir kısmı ve iki kapısı ayakta kalmayı başarabilmiştir. Kaleye ait surların yüksekliği genellikle 10-11 metre arasında değişmektedir.
Neden gitmeliyim? Uluborlu Kalesi, günümüzde ne yazık ki gerekli bakımın yapılmadığı önemli tarihi yerler arasında bulunuyor. Şu anda bakımsız hali ile herkesin ilgisini çekmeyebilir ancak özellikle tarihle ilgili olanlar için çok değerli bir hazine olduğunu düşünüyoruz.
Burası neresi? MÖ 4. yüzyılda inşa edilen Eğirdir Kalesi; iç kale ve dış kale olarak dizayn edilmiş. Ancak, sadece iç kale günümüze kadar ulaşabilmiş. Şehrin iç kalesinin Lidyalılar tarafından inşa edildiği düşünülmektedir. Roma ve Bizans döneminde de kullanılan ve defalarca onarılan kale, artık turistik amaçlı hizmet veriyor. Kale daha önce Eğirdir Gölü kenarında olmasına karşın, zamanla gölün içinin dolması ile artık göl kıyısından uzaklaşmıştır. Kitabesinde ise 1307 senesinde Feleküddin Dündar tarafından restore edildiği belirtilmektedir.
Neden gitmeliyim? Kalenin dışarıdan görünümü ne kadar büyüleyici ise kaleden manzarayı izlemek de o kadar keyifli.
Burası neresi? Pisidia bölgesindeki bir diğer antik kent olan Adada Antik Kenti, Isparta’nın Sütçüler ilçesinde bulunuyor. Şehrin geçmişinin MÖ 2. ve 1. yüzyıla dayandığı tahmin edilmektedir. Toros Dağları üzerinde yer alan kent, günümüze ulaşan kalıntılarının yanı sıra; Zeus, Herakles ve Dionysos tasvirlerinin bulunduğu sikkeleriyle de dikkat çekiyor. Kentten günümüze ulaşabilen bu kalıntıların çoğunluğunun ise MS 2. yüzyıla tarihlendiği bilinmektedir. Tarihe ilgi duyuyorsanız, Adada Antik Kenti’ni mutlaka görmelisiniz.
Şehrin adı ilk olarak “Artemidoros” olarak geçmiştir. Sonraki dönemlerde Claudios Ptolemaius ve Hierocles isimlerini de almıştır. Şehir özellikle askeri anlamda oldukça güçlü bir konumda bulunmaktaydı ve şehrin yetiştirdiği askerler Helenistik dönemdeki kralların ordularında görev yapmaktaydı.
Neden gitmeliyim? Antik kentin bulunduğu noktada tarihle iç içe bir yürüyüş yapmanıza olanak tanıyan parkur bulunmaktadır. Bu parkur içinde Zeus Tapınağı, yaklaşık 1000 kişi kapasiteli antik tiyatro, devlet binalarına ait kalıntılar ve Bizans bazilikası gibi önemli kalıntılar ziyaretçileri beklemektedir. Antik kentteki tiyatronun restorasyonu dışında günümüze ilk günkü haliyle ulaşmıştır.
Antik kentin bulunduğu yürüyüş parkuru aynı zamanda Hristiyanlığın ilk azizlerinden sayılan Paul’un geçtiği yolun bir kısmına da ev sahipliği yapmaktadır ve burası Türkiye’nin işaretli en uzun ikinci yürüyüş yolu olan Aziz Paul’un Yolu’nun bir bölümü olan Kral Yolu’na sahiptir. Bu da bölgenin tarihi açıdan ne kadar değerli olduğunu bizlere göstermektedir.
Burası neresi? Antalya, Burdur ve Isparta’nın kapsayan Pisidia bölgesindeki Antiocheia Antik Kenti, devasa tiyatrosu ve tapınağı ile görülmeye değer yerlerden biri. Her ne kadar kalıntıları günümüze ulaşmış olsa da, bu yapılar Isparta’da antik döneme ait en önemli eserler olarak kabul ediliyor. Tarihi MÖ 281 yılına dayanan kent, Yalvaç ilçesine 1 km uzaklıkta bulunuyor.
MS 1. yüzyıla ait olan ve su kaynağını uzun süreler boyunca Antiocheia’ya taşımış su kemerlerine ait kalıntılar oldukça heyecan vericidir. Su kemerlerinin geçmişte 10 km’yi bulduğu tahmin edilmektedir. Kemerler şehre su getirebilmek adına deniz seviyesinden 1465 metre yükseklikteki su kaynaklarına kadar uzanmaktaydı.
Neden gitmeliyim? Şehrin batı kapısı, ana kapı olarak kabul edilmektedir ve şehre girişinizden itibaren sizi karşılayan tarih ve muhteşem manzara karşısında nutkunuzun tutulması çok normal olacaktır. Şehrin antik dönemin kültürel ve askeri açıdan çok önemli bir üs olması ise şehrin tarihi açıdan ne kadar değerli olduğunu kanıtlamaktadır.
Burası neresi? Antiocheia Antik Kenti’ndeki çeşmenin kuzeyinde yer alan su kemeri, MS 1. yüzyılda inşa edilmiş. 10 km uzunluğundaki kemerin yalnızca 250 metresi günümüzde hala ayakta duruyor. Tarihi öneminin yanı sıra, su kemerinin teknik özellikleri oldukça ilginç; kemerin arkasında yer alan depo ve borular sayesinde, 2 bin yıl öncesinde bile kentin su ihtiyacı gideriliyormuş. Deniz seviyesinden 1465 metre yükseklikten dönemin şartları göz önünde bulundurulduğunda su getiriliyor olması insanı gerçekten hayrete düşürüyor.
Neden gitmeliyim? Roma dönemine ait su kemerini, Antiocheia Antik Kenti ziyaretinizin en ilgi çekici alanlardan biri olacaktır. Burası aynı zamanda Antiocheia Antik Kenti’nin görülesi en muazzam kalıntıları arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? MÖ 4. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen Men Tapınağı, “Ay Tanrısı Men” adına inşa edilmiş önemli bir gezi noktasıdır. Geçmişte kutsal olarak anılan bölge içerisinde pek çok yapı var iken günümüzde bu yapılardan geriye yalnızca bazı taşlar kalmıştır ve en tepede bulunan Men Tapınağı, bu yapıların en önemlisi olarak kabul edilmektedir.
Tapınağın etrafında Temenos duvarı mevcut iken, kuzey ve doğu bölümlerinde bazı ev kalıntıları ve stadium kalıntıları yer alıyor. Men Tapınağı’na, Sultan Dağı üzerinde yer alan Karakuyu Mevkii’ndeki, “Gemen Korusu’ndan” ulaşabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Yakın zamanda Men Kutsal Alanı bölgesinde 5 tanrı ve tanrıçaya ait heykelin bulunmuş olması, burasının geçmişte dini açıdan bölgenin en önemli ziyaret noktalarından biri olduğunu göstermektedir. Bu açıdan da günümüzde oldukça kıymetli antik yerler arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Halk arasında “Taşmedrese” ismiyle de anılan Dündar Bey Medresesi, 1301 yılında Hamidoğulları’ndan Dündar Bey’in emriyle inşa ettirilmiş. Taçkapısında yer alan kitabeye göre ise II. Gıyaseddin Keyhusrev tarafından yaptırılmıştır. Sur duvarlarıyla bitişiktir. Yapı bir zamanlar kervansaray olarak hizmet verirken daha sonraları medreseye dönüştürülmüş.
Medrese avlulu bir plana göre inşa edilmiştir ve avlunun ortasında bir şadırvan bulunmaktadır. İki katlı bir yapıdadır ve avlunun etrafında toplamda 11 oda bulunmaktadır. Medresenin iki katına çıkmak için 12 basamaklı merdiveni kullanmak gerekmektedir. Medrese incelendiğinde başta Bizans olmak üzere bölgede hakimiyet kurmuş topluluklara ait çeşitli malzemelerin kullanıldığı görülmektedir.
Neden gitmeliyim? Medrese 1960 senesinde kapsamlı bir şekilde restore edilmiştir ve günümüzde çarşı olarak ziyaretçilerini ağırlamaktadır.
Burası neresi? Isparta’daki tarihi yapılar yalnızca Antik Yunan, Roma ya da Bizans dönemine ait değil; 1224 yılında Selçuklular tarafından I. Alaaddin Keykubat zamanında yapılan Ertokuş Medresesi, şehirdeki Türk mimarisinin en güzel örneklerinden biri.
Atabey ve Bayat harabelerindeki taşlardan yapılan medrese, gösterişten uzak sade bir yapıya sahip. Kapalı tip medrese üslubu ile inşa edilmiş olan medresenin üstü kubbe ile örtülmüştür ve odalar zemin katta sıralanmıştır. Kubbenin ortası açıktır ve avlu içinde bir havuz yer almaktadır. Medrese 1993 senesinde restore edilerek günümüzdeki halini almıştır.
Burası neresi? Caminin bulunduğu bölgede geçmişte iplik pazarı kurulduğundan dolayı cami bu isimle anılmıştır. Yapımına 1562 senesinde başlanan cami, 1569 senesinde tamamlanmıştır. Caminin finansmanını ise dönemin Ispartalı zenginlerinden biri olan Abdi Ağa sağlamıştır.
Cami dönem içinde yenileme çalışmaları ile güçlendirilmiştir. 1782 senesinde ise Sadrazam Halil Hamid Paşa tarafından cami, doğu ve batı yönünden genişletilmiştir. Bu nedenle yapı, “Halil Hamid Paşa Camii” olarak da bilinmektedir. Günümüzde caminin alt kısmı kütüphane olarak değerlendirilmektedir.
Neden gitmeliyim? Burası Isparta’nın camileri içinde tarihi açıdan en değerli olanlarından biridir. Bu nedenle merkezi bir konumda olan bu camiye mutlaka zaman ayırmanızı tavsiye ediyoruz.
Burası neresi? Kentte inşa edilmiş en eski camilerden biri olan Kutlubey Ulu Cami, Isparta merkezde çarşı içerisinde yer alan oldukça basit bir lokasyonda yer almaktadır ve Isparta’da mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler arasında bulunmaktadır. I. Murat döneminde Isparta’nın İlk Subaşısı Kutlu Bey tarafından yaptırılan caminin 1400’lü yıllarda inşa edildiği tahmin ediliyor. Kendisi dönemin en önemli askerlerinden biri olup Osmanlı için çok büyük başarılara imza atmıştır.
Kesin bir bilgi ise caminin zaman içinde tahrip olan bazı bölümlerinin 1899 yılında onarımdan geçirilmiş olması. Esasen sadece restore edilmesi gündemde iken caminin pek çok yerinin zarar görmüş olduğu anlaşılınca büyük oranda yeniden inşa edilmiş ve bu sefer çok kubbeli bir şekilde yapılmıştır. 1914 senesinde meydana gelen depremde zarar görmesinin ardından ise 1922 senesinde yeniden inşa edilmiştir. Orijinal mimarisini kaybeden cami, kentin en önemli ibadethanelerinden biri olarak gösterilmektedir.
Burası neresi? Yapılış yılı tam olarak bilinmese de 1237 senesinde inşa edildiği tahmin edilen yapı, Ispartalılar tarafından “Ulu Cami” olarak da adlandırılmaktadır. 3000 kişilik bir kapasiteye sahiptir ve mimari olarak sade bir yapıya sahiptir. El oyma tekniği ile yapılmış olan çift pervazlı kapısı ise oldukça etkileyicidir. Kapıdan 1970’li yıllara kadar arabayla geçilebildiği belirtilmektedir. Kündekari mimarisi Hızırbey Camii içinde başarılı bir şekilde uygulanmıştır.
Eğirdir’de 1814 senesinde çıkan yangında caminin tamamen yandığı belirtilmektedir. Eğirdir mütesellüm ve muhafızı Yılanlıoğlu Şen Ali Ağa’nın önderliğinde başlatılan yardım kampanyası ile halkın bağışları ile cami yeniden inşa edilmiştir. Yapı, son olarak 2019 senesinde restore edilmiştir.
Burası neresi? Isparta’nın şehir merkezinde halen pek çok dükkanıyla hizmet veren Firdevs Bey Bedesteni, 1561 yılında dönemin valisi Firdevs Bey tarafından yaptırılmıştır. Mimar Sinan’ın çizgilerini göreceğiniz bedestenin yapılış amacı da Mimar Sinan Camii’ne gelir sağlamakmış. Medrese 1967 senesindeki restorasyona kadar depo olarak kullanılmış ve sonrasında yeniden çarşı olarak değerlendirilmiştir.
Uzun yıllar kentte alışverişin nabzını tutan bedesten 2009 yılında Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restore edilmiş ve bugünkü halini almış. Bugün ise 16 adet dükkanla ziyaretçilerine hizmet veriyor. Bedestenin kesme taştan yapılmış olması oldukça sağlam bir şekilde günümüze kadar ulaşmasına olanak tanımıştır.
Burası neresi? 1750 yılından kalma olduğu tahmin edilen Aya Baniya Kilisesi, geniş bir avlu içine dikdörtgen planlı bir şekilde inşa edilmiştir. Oldukça eski olan bu yapı bölgedeki inanç turizmi açısından cazibe merkezlerinden biridir. Kilisenin kuzey, güney ve batıdan olmak üzere toplamda 3 adet girişi bulunmaktadır. Tavan kısmı ise ahşap malzemeden yapılmıştır ve 1999 senesinde kilisenin çatısı tamamen restore edilmiştir.
Burası neresi? Yeşilada ilçesinde yer alan Ayastefanos Kilisesi, 19. yüzyılda şehre kazandırılmış dini yapılardan bir diğeri. Dikdörtgen planlı, üç nefli bir projenin hayata geçirilmiş hali olan kilise, moloz taşlar ile örülmüş. Kilise içerisinde çeşitli alçı süslemeler, ahşap direkler ve mermer bloklar yer almaktadır. Restorasyon çalışmalarından sonra ise dış duvarlar ve iç ahşap kısımlar yenilenerek, sağlamlaştırılmıştır. Restorasyon tarihi ise 1992.
Neden gitmeliyim? Aya Stefanos Kilisesi, geçmişte Kudüs’e hac görevini yerine getirmek için yola çıkan Rum Hristiyanlar tarafından ziyaret edilen önemli bir dini mekan olmuştur. Geçmişte sahip olduğu bu önem nedeniyle günümüzde de saygıyı ve ziyaret edilmeyi hak ettiğini düşünüyoruz.
Burası neresi? Isparta’da Cumhuriyet’in ilk yıllarında başlayan müze çalışmaları için ilk olarak halkevi binası kullanılmış. 1984 yılında yapımı tamamlan yeni müzede 2008 yılı itibariyle; 2953 arkeolojik eser, 2352 adet etnografik eser ve 12671 adet sikke bulunuyor. Müze aynı zamanda; arkeoloji, hazine, etnografya ve halı olmak üzere dört seksiyondan oluşuyor.
Arkeoloji Salonu: MÖ 6 yüzyıla ait eserler, Aya Yorgi kilisesine ait ikonalar ve Roma dönemine ait seramikler sergileniyor.
Hazine Salonu: Antik Pisidia bölgesinde milattan önceki döneme ait sikkelerin yanı sıra, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait; altın, gümüş ve bronz eserler yer alıyor.
Etnografya Salonu: Isparta’nın geleneklerini yansıtan; kına gecesi canlandırması, Yörük hayatı canlandırması, yöresel kıyafetler, silahlar ve fermanlar bu seksiyonda bulunuyor.
Halı Salonu: Isparta halılarının yanı sıra, Türkiye’nin diğer bölgelerinde üretilen dokuma halılar da bu seksiyonda ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor.
Neden gitmeliyim? Müzede sergilenmekte olan gerek antik döneme ait kalıntılar gerekse etnografik unsurlar, şehri ziyaret edenlerin Isparta tarihi ve kültürü hakkında detaylı bilgiler edinmesine olanak tanıdığı için bu müzenin mutlaka Isparta’nın tarihi yerleri listesinde olması gerektiğini düşünüyoruz ancak şu anda yıkılarak yenileme çalışmaları yapılmaktadır.
Burası neresi? Pisidia bölgesindeki Antiocheia Antik Kenti’nden Amerikalıların yaptığı kazı çalışmaları sonucunda çıkarılan eserlerin sergilenmesi ihtiyacı doğmuş. Bu nedenle 16 Temmuz 2000 tarihinde hizmete açılan Yalvaç Müzesi, Göller Yöresi’ndeki en büyük müze olma özelliğine sahip.
Neden gitmeliyim? Prehistoria Salonu, Klasik Eserler Salonu, Etnografya Salonu ve St. Paul Salonu olmak üzere dört seksiyondan oluşan müze içinde çok değerli antik ve etnografik eserler incelenebilmektedir. Aynı zamanda müzenin bahçesinde lahitler, heykeller gibi daha büyük ebatlı çok önemli eserler de sergilenmektedir.
Burası neresi? Alaaddin Keykubat halk kütüphanesinin zemin katında ve birinci katında hizmet veren Uluborlu Müzesi’nde, Isparta Müzesi’nden getirilen etnografik eserler sergileniyor. Müzede Açık teşhir alanı da bulunmaktadır. Müze, 23 Haziran 2007 tarihinde ziyaretçilerini kabul etmeye başlamıştır. Özellikle Roma dönemine ait taş eserler ilgi çekicidir. Bunun yanı sıra demircilik, mutfak eşyaları, savaş nesneleri, kadın giysileri, seramikler, dokuma nesneler gibi pek çok farklı objeyi de görmek mümkün olmaktadır.
Burası neresi? Prof. Dr. Turan Yazgan Halı ve Kilim Müzesi, 2013 yılında hizmet vermeye başlayan oldukça yeni bir müze. Anadolu coğrafyasında üretilen 3500 halı, kilim ve etnografik eserin sergilendiği müze, yalnızca bu eserlerle değil; dış görünümüyle de ziyaretçilerini büyülüyor.
10 kattan oluşan müzenin toplam sergi alanı ise yaklaşık olarak 3200 metrekaredir. Yaklaşık her sene 90 bin kişiyi ağırlayan müze içinde çok değerli eserler sergilenmektedir.
Neden gitmeliyim? Halılarıyla ünlü bir şehri ziyaret ediyorsanız bizce bu konu üzerine hazırlanmış bu güzel müzeye de mutlaka zaman ayırmanız gerekiyor.
Kaçırmayın! Müzenin 10. katından görülen muhteşem manzaranın keyfini çıkarmayı da ihmal etmeyin.
Burası neresi? Isparta, aynı zamanda başbakan ve cumhurbaşkanı olarak Türk siyasetine damga vuran isimlerden Süleyman Demirel’in memleketi. Bu nedenle şehirde Süleyman Demirel ile ilgili birçok şey bulmak mümkün. Süleyman Demirel Külliyesi’nde yer alan Süleyman Demirel Demokrasi Kalkınma Müzesi de bunlardan biri.
Müze içinde 90 yıla ait çeşitli belgeler, eşyalar ve kıyafetler, 126 bin fotoğraf, 46 bin kitap ve daha pek çok önemli eşya ve belge sergilenmektedir.
Neden gitmeliyim? Türk siyasi tarihinin önemli figürlerinden biri olan Demirel’in kişisel eşyalarının, fotoğraflarının, yurt içi ve yurt dışı seyahatlerinde kendisine verilen hediyelerin sergilendiği müze, Isparta’da en çok ziyaret edilen yerlerden biri.
Isparta’nın tarihi yerleri listemize ek tavsiye gezi noktalarını aşağıda yer alan yorumlar kısmından bizlerle paylaşabilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…