Şehir hakkında: Havana, eski adıyla El Habana, Küba’nın başkentidir. Hem Karayipler’in hem de Küba’nın en büyük şehri olan Havana’nın nüfusu 2,13 milyondur. Meşhur Küba purosunun üretiminde büyük bir paya sahip olan başkentin diğer geçim kaynaklarını; turizm ile şeker kamışı ve mısır üretimi oluşturur. Turizm açısından ciddi bir potansiyele sahip olan Havana, zengin tarihi varlığı, kültürü ve doğal güzelliklerinin etkisiyle her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir.
İstanbul-Havana Uçuşu: 9.970 km – 13s 50d / ort. 6,500 TL
Ortalama gezme süresi: Havana’yı 3 günde gezebilirsin! Ama dikkat: Yapılan programlar ve etkinlik katılımlarına göre bu süre 4 güne yükselebilir.
Gidilecek en iyi zaman: Yılın her dönemi sıcak ve ılıman bir iklime sahip olan Havana’ya gitmek için en uygun dönem -kasırga ve yağış şartları da göz önünde bulundurularak- Aralık ve Mayıs arası olacaktır.
Kullanabileceğiniz yardımcı uygulamalar: Küba’da internet kullanımı yalnızca bir kart vasıtasıyla sağlanıyor. İnternet erişebilmek için ETECSA’nın internet kartlarından satın almanız gerekiyor. Kart tek kullanımlık olmadığı için bütün gezi boyunca kullanılabiliyor. Tüm seyahat boyunca 5 saatlik bir kart sizi idare edecektir! Ayrıca bazı otel ve restoranlarda bulunan WİFİ ile saati 3 CUC/$‘a internete bağlanabilirsiniz.
Bunun dışında Havana geziniz esnasında Kübalılarla iletişim kurabilmek için Linguee Sözlük uygulamasını ve şehirlerin haritalarına ulaşabileceğiniz Maps.me uygulamasını offline (çevrimdışı) olarak kullanabilirsiniz.
Havana’ya Ulaşım: Havana’ya ulaşmak için Sabiha Gökçen Havalimanı veya İstanbul Havalimanı’ndan haftanın hemen her günü düzenlenen direkt ve aktarmalı uçuşlardan yararlanmanız gerekiyor. İstanbul havalimanlarından Havana’ya direkt veya aktarmalı uçuş seferleri düzenleyen firmalar arasında; Air Canada, Air France, KLM, Aeroloft ve THY firmaları yer alıyor.
Jose Marti Havaalanı’ndan Merkeze Ulaşım: Havana il merkezi ile Jose Marti Int’l Havaalanı arasında 16 km’lik (35-40dk) bir mesafe bulunuyor. Havaalanından, Havana merkeze ulaşım ise taksi, toplu taşıma ve özel araç vasıtalarıyla sağlanıyor.
Şehir içi Ulaşım: Havana’da şehir içi ulaşım; toplu taşıma vasıtaları, Colectivos (dolmuş taksi) ve CocoTaxi, BiciTaxi ile sağlanıyor. Naçizane uyarımız; taksi kullanacaksanız, binmeden evvel mutlaka pazarlık yapın!
İstanbul – Havana saat farkı: 8 saat
Havana’da Ne Yenir:
Restoran bahşiş oranı: Havana’da restoranlarda gelen faturanın %10 kadarının bahşiş olarak bırakılması yaygındır. Tabi daha iyi hizmet görmek için daha fazla bahşiş bırakabilirsiniz!
Burası Neresi? Havana’nın en etkileyici müzesi olan Museo Nacional de Bellas Artes, sömürge zamanlarından çağdaş döneme kadar Küba sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapan önemli bir müzedir. İki ayrı binadan oluşan Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi’nin; Palacio de Bellas Artes binasında Küba koleksiyonu, Centro Asturiano binasında ise evrensel koleksiyonlar sergileniyor.
Neden gitmeliyim? Fransa, Latin Amerika, İspanya, Hollanda, İtalya, Asya, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya‘ya ait sanat koleksiyonlarını, Lagunillas Kontu Dr. Joaquín Gumá Herrera tarafından müzeye bağışlanan Roma, Yunan ve Mısır heykelleriyle eserlerini yakından görmek için Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz. Bunun yanı sıra Küba’ya ve sanatının gelişimine dair çağdaş sergileri görmenizi öneriyoruz. Ayrıca 1913 yılından beri, şehrin tam kalbinde muhteşem bir konumda hizmet vermeye devam eden müzenin Küba binasının iç avlusunda düzenlenen kültürel ve sanatsal etkinliklere katılma şansı da elde edebilirsiniz.
Kaçırmayın! Sorolla, Lucas Velázquez, Mariano Fortuny, Raimundo de Madrazo ve Zuloaga gibi 19. yüzyılın en önemli İspanyol ressamlarının 700’den fazla eserinden oluşan İspanyol Sanatı koleksiyonunu görmeden Havana’dan dönmeyin! Müze binasında bulunan mağazadan ekran baskıları, posterler, kitaplar, kataloglar, kartpostallar ve hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz. Müzeyi gezmek için İngilizce ve İtalyanca gibi dillerde düzenlenen rehberli turlara katılabilirsiniz. Turlar hakkında daha fazla bilgi almak için linke tıklayın!
Burası Neresi? 1920 yılında kurulan Devrim Müzesi, Eski Havana (Old Habana) bölgesinde, Küba Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sarayı içinde yer alıyor. Küba devrimi sonrası açılan müze, ülkenin kültürel ve tarihi mirasını gelecek kuşaklara aktarmak, yurt dışından gelen turistlere Küba’yı tanıtmak amacıyla hizmet veriyor. Revolucion Müzesi’nde çoğunlukla eski ve yeni dönem devrimci sanatçıların eserlerine yer veriliyor.
Neden Gitmeliyim? Küba’nın gelecek nesillerinin sanatsal ifade özgürlüğü içinde yaşaması ve bu özgürlüğü yaşatmasını hedefleyen Devrim Müzesi aynı zamanda Havana Bienali’ne ev sahipliği yapıyor. Bienal kapsamında 60 yıllık Küba sanatı; 349 resim, heykel, fotoğraf, video ve enstalasyon gibi estetik açıdan değerli birçok eserle sergileniyor. Küba’nın ulusal kimliğini ve devrimci ruhunu tanımak, birbirinden değerli sanat eserlerini yakından gözlemlemek için Devrim Müzesi’ne mutlaka gitmenizi öneriyoruz.
Kaçırmayın! Revolucion Müzesi’ni gezme şansı elde ederseniz, ‘Devrimci Sergisi’ni kesinlikle görmenizi tavsiye ediyoruz. Zira bu sergide devrim adına önemli çalışmalar yapmış birçok sanatçının eserlerini, yazılarını, resimlerini, fotoğraflarını görebilir ve müzenin muhteşem atmosferi içinde Havana’nın devrimci ruhunu hissedebilirsiniz.
Burası Neresi? Havana’nın en güzel ve en dikkat çekici müzelerinden biri olan Napolyon Müzesi, Fransa İmparatoru Napolyon Bonapart’ın hayatıyla ilişkili 7000 nesnenin düzenlenmiş koleksiyonunun sergilendiği bir müzedir. Esasen Napolyon’un Havana ve Küba ile doğrudan bir ilişkisi yoktur.
Peki, Küba’da neden bir Napolyon Müzesi bulunuyor? Şöyle ki: Söz konusu müze, Küba şeker baronu Julio Lobo ve politikacı Orestes Ferrara’nın Napolyon hayranlığının bir sonucu olarak; yıllar içerisinde Napolyon’a ait birçok parçayı toplayıp bir koleksiyon oluşturmasıyla ortaya çıkıyor. Yıllar içerisinde emek verilerek toplanan 7 bin parçalık koleksiyon, 16.yüzyıl Rönesans mimarisinden esinlenerek inşa edilen bir konakta sergileniyor.
Neden Gitmeliyim? Havana Üniversitesi’nin yanında yer alan Museo Napoleonico’ya sanatsal açıdan değeri yüksek 7 binden fazla parçadan oluşan koleksiyonu görmek için kesinlikle gitmelisiniz. Peki, bu koleksiyon içerisinde ne tür parçalar yer alıyor? Havana’da gezilecek yerler listenize eklemeniz gereken Napolyon Müzesi’nin şahane koleksiyonu; tablolar, baskılar, heykeller, şık mobilyalar, kostümler, askeri teçhizat ve silahlar, dekoratif sanat eserleri, tarihi nesneler, Fransızca, İngilizce ve İspanyolca dillerinde nadir ve değerli kitaplardan oluşuyor.
Kaçırmayın! Napolyon Müzesi’ndeki en dikkat çekici ve en çarpıcı parça olan Napolyon’un ölüm maskesini gördüğünüzden emin olun! Bu arada, müze geziniz için rehberli turlara katılabilirsiniz. Turlar hakkında bilgi almak içinse linke tıklamanız yeterli!
Bunları Biliyor muydunuz? Orta Amerika’daki en önemli Napolyon koleksiyonunu temsil eden Museo Napoleonico, 2012 yılında Ulusal Restorasyon Ödülü’ne layık görülmüştür.
Burası Neresi? Havana’nın en beğenilen müzeleri arasında yer alan Palacio del Segundo Cabo, Eski Havana (Old Habana) bölgesinde, Plaza de Armas içinde yer alıyor. 18. yüzyıl “Küba barok” tarzının bir örneği olarak, Havana, Avrupa ve Ibero-American toplulukları arasında iletişim sağlamak amacıyla Kraliyet Postanesi adıyla kurulan Palacio del Segundo Cabo, günümüzde Küba-Avrupa: Kültür ve miras alanlarının buluşma merkezi olarak hizmet veriyor. Palacio del Segundo Cabo, Küba ve Avrupa arasındaki kültürel ilişkileri farklı perspektiflerden ve tezahürlerden kapsayan geçici sergilere ev sahipliği yapıyor.
Neden Gitmeliyim? Avangart bir kültür merkezi olan, Palacio del Segundo Cabo, Havana’nın en iyi müzesi olarak anıldığı için mutlak surette ziyaret edilmesi gereken yerlerin başında geliyor. Farklı bir tasarıma ve teknolojiye sahip olan müzede, birbirine bağlı odalarla birlikte iki katlı bir alana yayılıyor.
Müzede, Zaman Tüneli (Çizelgesi), Küba tarihine ait farklı unsurların gösterildiği küp ekranlar, Küba-Avrupa müzikal formlarının interaktif bir yörüngesi ve Havana’nın mimari gelişiminin karşılaştırmalı bir çalışması yer alıyor. Bunun yanı sıra binada; konferanslar, çalıştaylar, Kolokyum, Kültür Günleri, Andaresler ve görsel-işitsel 3B sinema gösterimleri gibi birçok etkinlik düzenleniyor.
Kaçırmayın! Palacio del Segundo Cabo’da, en çok ziyaret edilen odalardan biri, Küba’nın Pop-Art temsilcisi ve ülkedeki ünlü ressam, fotoğrafçı ve aynı zamanda tasarımcılardan biri olan Raúl Martínez’e ithaf edilen galeridir. Dolayısıyla sizler de müze gezinizde bu galeriye uğramayı sakın unutmayın!
Burası Neresi? El Ojo del Ciclón, Küba’nın yerel sanatçılarının, geri dönüştürülmüş malzemelerden ürettiği çağdaş sanat eserlerinin sergilendiği bir sanat galerisidir. Havana’nın en garip, en tuhaf, en sürrealist ve avangart sanat galerisi olan El Ojo del Ciclon, Küba’nın ünlü görsel sanatçısı Leo D’Lázaro’ya ait eserlerden oluşuyor. Leo D’Lazaro’ya ait bir stüdyo olan galeri, Havana’da O’Reilly bölgesinde yer alıyor.
Neden Gitmeliyim? Günlük hayatımızda kullandığımız ve hatta önemsiz görüp çöpe attığımız çoğu nesnenin, bir sanat eserine nasıl dönüştüğünü görmek istemez misiniz? Elbette istersiniz! Bunun için El Oje Del Ciclon’a giderek; dev gözlerden, çarpışan arabalara, boyalı bavullardan, langırt masalarına kadar sanat eserine dönüştürülmüş birçok parçayı yakından inceleyebilirsiniz.
Kaçırmayın! ‘Havana’nın ruhu’ ve atmosferini iliklerinize kadar hissedeceğiniz bu farklı ve bir o kadar aykırı müzede, birbirinden ilginç parçaları bir arada görebileceğinizi unutmayın ve El Ojo del Ciclon’a mutlaka gidin. Gitmişken, müze sahibi, sıra dışı sanatçımız Leo D’Lazaro’yu da görmek ve hatta onunla tanışmak istiyorsanız, Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günlerini tercih edebilirsiniz. Zira bu günlerde 18.00 ile 20.00 saatleri arasında galeride tango dersleri veriliyor ve Leo D’Lazaro’nun bizzat kendisi orada bulunuyor! Tabi kesinlikle orada olacağının garantisini vermek maalesef mümkün değil…
Bunları Biliyor muydunuz? Siklonun Gözü veya Fırtınan Gözü, denizde çıkan fırtınanın merkezine verilen isimdir. Göz denmesinin sebebi ise fırtınada ortaya çıkan görüntünün tıpkı bir göze benziyor olmasıdır.
Burası Neresi? Museo del Ron, Küba’nın ve tabi ki Havana’nın ulusal içkisi olan ‘rom’un, taze kesilmiş şeker kamışı saplarından yetiştirilip içki haline getirilme sürecinin tanıtıldığı bir müzedir. 2000 yılında ülkenin en ünlü rom markası Havana Club tarafından kurulan müzede, harika bir içkiye dönüşen ‘rom’un, şeker kamışından elde edilip, şişelenmesine kadarki süreç, görsel materyallerle ve modellerle gösteriliyor. Turizm açısından oldukça popüler bir müze olan ve Havana gezilecek yerler listesine mutlaka eklenmesi gereken Museo del Ron, Habana Vieja bölgesinde yer alıyor.
Neden Gitmeliyim? Museo del Ron, Küba ruhunu anlamak ve hissetmek için harika bir fırsat! Hali hazırda Havana’nın yıl içerisinde en çok ziyaret edilen turizm noktalarından biri olan müzede, rom damıtım, fermantasyon ve harmanlama işlemlerini simüle eden farklı odalar, merkez sergi odası, rom satışının yapıldığı bir mağaza ve bir bar bulunuyor. Ayrıca müzede, rom yapımı için şeker kamışı taşımacılığında ilk kez kullanılan, buharlı lokomotif modeli sergileniyor.
En güzelini sona bıraktık: Museo del Ron’un en sevilen etkinliği olan rom tadımlarına mutlaka katılmalısınız. Müzenin barında gerçekleştirilen tadımlarda, Mojito veya Daiquiri sipariş edebilir ya da Havana Club romlarının en eski örneği olan “Kata Dikey” adlı özel içkiden deneyebilirsiniz. Birbirinden şahane içkilerin tadına bakarken bar düzenli olarak sahne alan Solista Antia Marquetti ve grubunu dinleme şansı elde edebilirsiniz.
Kaçırmayın! Museo del Ron bünyesindeki Havana Club Boutique’ye uğrayıp, Havana Club romlarından birini seçebilir, Küba purosu gibi simgesel hediyeler alabilirsiniz. Bunun yanı sıra acıkırsanız Havana’nın lezzetlerini tatmak için müze barına gitmenizi şiddetle öneriyor, farklı lezzetlerin tadına bakmanızı tavsiye ediyoruz. Museo del Ron Havana Club’ı layıkıyla gezmek için İngilizce, İspanyolca ve Fransızca gibi çeşitli dillerde düzenlenen rehberli turlara katılmalısınız!
Burası Neresi? Amerika’daki en eski Avrupa savunma yapılarından biri olan Castillo de la Real Fuerza, 1550’li yıllarda Havana şehrini olası korsan saldırılarına karşı korumak için inşa edilmiştir. Kısa süre sonra Havana Valisinin resmi konutu olan yapı, Küba’nın en eski binası; Amerika kıtasının yani Yeni Dünya’nın ise en eski ikinci kalesi olma özelliğine sahiptir. Castillo de la Real Fuerza, şehrin sembolik yapılarından biri olarak, Havana gezilecek yerler listesine mutlaka eklenmelidir.
Neden Gitmeliyim? 1982’de UNESCO Dünya Mirası listesine giren Castillo de la Real Fuerza’da gezilmesi gereken müzeler ve bir yığın tarihi yapı bulunuyor. Castillo de la Real Fuerza’da, Küba’nın en iyi müzelerinden biri olan Museo de Navegación, Museum de la Ceramica Royal Force Museum, Fortaleza Museum ve Küba Denizcilik Müzesi yer alıyor. Bunun yanı sıra, tarihi 16. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar uzanan kalenin günlük yaşamı ve amaçları ile ilgili ipuçları veren çeşitli materyali müzelerde ve kalenin çevresinde görebilir, keyifli bir gezi gerçekleştirebilirsiniz.
Kaçırmayın! Havana’nın tarihi yerleri ile ilgili fazla bir ayrıntıya girmeden söylemek gerekirse, La Giraldilla adlı ünlü bronz rüzgargülünün bir kopyasıyla taçlandırılan yapı keşfedilmesi gereken bir hazine! La Giraldilla, burada, İspanya’nın ünlü şehri Sevilla gezilecek yerler yazımızda da bahsettiğimiz, Sevilla Katedrali’nde bulunan La Giralda’nın bir kopyası olarak sergileniyor. Son olarak: Espera Kulesi’ni görmeden dönmeyin!
Burası Neresi? 1700’lü yıllarda aralarında Christopher Columbus’un da bulunduğu İspanyol kaptanların ikametgahı olarak inşa edilen, sonrasında Başkanlık Sarayı olarak kullanılan Palacio de los Capitanes Generales, günümüzde Museum of The City yani Havana Şehir Müzesi olarak hizmet veriyor. Küba barok mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan müzenin iç avlusunda Kristof Kolomb’a ait bir heykel de bulunuyor. Havana’nın tarihi açısından oldukça önemli dokümanlara, eserlere ve yapılara sahip olan müze, sadece mimari yapısıyla bile göz dolduruyor.
Neden Gitmeliyim? Havana’da gezilecek yerler denildiğinde ilk sıralarda konumlanan Şehir Müzesi, mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri. Zira Havana’ya ve Küba’ya dair birçok ipucuna, bu müze sayesinde ulaşabilir, seyahatinizi daha zengin bir hale getirebilirsiniz. Müzede, Küba bağımsızlık eylemlerinin anısını ve ulusal kimlik arayışını korumaya adanmış 40 kalıcı sergi salonu bulunuyor.
Salonlarda; Küba’nın ilk Katolik Kilisesi’ne dair, dini ögelerin, manastırları ve önemli piskoposların portrelerinin ve daha birçok hatıranın sergilendiği bir alan, Küba hanedanına ait sembolleri, nesne ve belgeleri sergilemek için tasarlanmış küçük bir oda, Havana’nın sembolü olan Giraldilla rüzgargülü heykeli gibi birçok özel alan bulunuyor.
Kaçırmayın! Havana Şehir Müzesi’ne gitmişken, bina içinde bulunan Museo de la Ciudad’ta sergilenen antika at arabası modellerini, eski Kılıç Mezarlığı’na ait ilginç parçaları, ilk Küba nekropolünü, vintage portre resimleri, iyi korunmuş mobilya ve aynaları gördüğünüzden emin olun!
Dikkat! Palacio de los Capitanes Generales yani General Kaptanlar Sarayı’nın en çarpıcı odasının, içinde özel tahtların bulunduğu ‘Throne Hall’ olduğu söyleniyor.
Burası Neresi? Edebiyat dünyasında 20 yüzyılın en iyi yazarlarından biri olan Ernest Miller Hemingway, aslen Amerika doğumlu, roman, hikaye yazarı ve gazetecidir. Hayatının bir dönemi Küba’yı kısa bir seyahat için ziyaret eden Hemingway, daha sonraları burayı çok sevmiş ve ABD-Küba ilişkilerinin gerilmesine ve çoğu Amerikalının ülkeyi terk etmesine rağmen Küba’da kalmaya devam etmiştir.
Hemingway’in 1933-1960 yılları arasında Havana’da yaşadığı ev, daha sonra Finca La Vigia adlı bir müzeye dönüştürülmüştür. Havana’nın 15 km güneyinde yer alan 1887 de İspanyol Neo Klasik tarzda inşa edilmiş Finca Vigia, uzun yıllar boyunca Hemingway’in özel sığınağı olmuştur.
Neden Gitmeliyim? Edebiyata düşkün olan okuyucularımızın ilgisini çekeceğini düşündüğüm Finca la Vigia (Gözcü Evi), Havana seyahatinize sanatsal bir dokunuş katacak. Hemingway’e ait birçok eserin, dokümanın ve kişisel eşyaların sergilendiği müzede ünlü yazarın dünyasını yakından göreceksiniz. Hemingway, 22 yıl boyunca, gezi ve avcılık dışındaki tüm zamanını bu evde geçirmiş, ona Nobel edebiyat ödülü ve Pulitzer Ödülü gibi büyük bir başarıyı getiren Yaşlı Adam ve Deniz adlı kitabını burada yazmıştır.
Yazarın 1961’deki intiharından sonra, anısını korumak için eşi tarafından Küba Devleti’ne hediye edilen Finca la Vigia’da, diğer adıyla Museo Ernest Hemingway’de; yayınlanmamış yazılar, orijinal daktilo ve mobilyalar, avcılık silah ve aletleri, Yaşlı Adam ve Deniz romanına ilham veren ‘Pilar’ adlı balıkçı teknesi sergileniyor.
Kaçırmayın! Her taraf kitap ve kitaplıklar ile dolu Finca la Vigia’da; en az 10 bin kitaptan oluşan zengin koleksiyonu, Hemingway’in avcılık merakını yansıtan dondurulmuş hayvan kafaları, geyik ve ayı postlarını, ölen köpekleri için evinin bahçesine yaptırdığı mezarları mutlaka görmelisiniz.
Bunları Biliyor muydunuz? Ernest Miller Hemingway, Nobel Ödüllü Yaşlı Adam ve Deniz adlı romanını Havana’daki Finca la Vigia adlı bu malikanede yazmıştır.
Burası Neresi? 1960’lı yıllarda Küba devrimiyle birlikte hizmete açılan Museo Nacional de Historia Natural Cubana, Küba florası ve faunası hakkında çeşitli koleksiyonlara ev sahipliği yapıyor. Plaza de Armas’ta yer alan Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nde; zoolojik, botanik, jeolojik, etnoğrafik ve arkeolojik profilleri kapsayan 26 sergi salonu bulunuyor.
Neden Gitmeliyim? Oldukça renkli ve eğlenceli bir müze olan Ulusal Doğa Tarihi Müzesi, Havana’da görülecek yerler arasına mutlaka eklemeniz gereken bir yer. Zira müze içerisinde birbirinden ilginç eserleri ve yapıları bir arada görebilir, doğa ve bilime doğru tarihi bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Müzede, dünyanın dört bir yanından gelen memeli, kuş ve sürüngenlerin sergilendiği alanları, dünya ve evrimin kökenlerini anlatan interaktif sergileri gezebilirsiniz.
Kaçırmayın! Küba’nın tipik minerallerinin, var olan ekosistemlerin prototipleri ve hem deniz hem de karadaki mevcut faunanın geniş bir temsilini görmek için Museo Nacional de Historia Natural Cubana’ya gitmeyi unutmayın!
Burası Neresi? Havana’nın en ilginç müzelerinden biri olan Museo de Naipes, Eski Havana (Old Habana) bölgesinde, Plaza Vieja’da yer alıyor. Esasen 18.yüzyıla ait bir yapı olan müzenin açılışı 2001’de Havana Tarihçileri Odası tarafından gerçekleştirilip, bir müze olarak kamuya açılmıştır. Müze içerisinde, farklı motif ve alegorik süslemelere sahip çeşitli kart ve destelerden oluşan 2 binden fazla parçanın oluşturduğu zengin bir koleksiyon sergileniyor.
Neden Gitmeliyim? Dünyadaki yedi kart müzesinden biri olan Museo de Naipes, gezilecek yerler açısından Havana’daki en popüler müzelerden biridir. Müzede, saygın sanatçılar tarafından üretilen farklı tasarımlara sahip kart desteleri, kartpostallar, 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başı; 1899 Arjantin posta pulları, Fransız tarzı oyun kartları, Asya coğrafyasına ait oyun kartları, baskılı eşyalar ve film posterlerinden oluşan harika bir koleksiyon bulunuyor.
Kaçırmayın! Museo de Naipes’te sergilenen; Sean Connery, Robin Williams, Hitler, Franklin Delano Roosevelt gibi isimlere ait karikatürlere bayılacaksınız. Bunun yanı sıra reklam, mizah, erotizm ve hatta kültürel tanıtım için tasarlanan özel kartlar ve Paul Klee, Wassily Kandinsky ve Joan Miró gibi ünlü ressamlara ait eserlerin basıldığı kartlar, müzede görmen gereken parçalar arasında yer alıyor.
Burası Neresi? 18. yüzyıldan kalma bir binada yer alan Casa de Carmen Montilla Havana Tarihçiler Odası’nın desteğiyle Venezuelalı sanatçı Carmen Montilla tarafından açılmıştır. Çağdaş sanatın bir temsili olan müzede, Carmen Montilla ve Venezuelalı birkaç sanatçıya ait eserlerin yanı sıra Küba ve Latin Amerikalı sanatçıların eserleri de sergileniyor.
Neden Gitmeliyim? Üç katlı şirin bir müze olan Casa de Carmen Montilla, özellikle sanatseverler için bulunmaz bir sanat galerisi olma özelliği taşıyor. İçerisinde birbirinden harika eser barındıran müzenin atmosferine ve ambiyansına bayılacak, Küba ve Venezuela sanatının muhteşem bir mozaiğine şahit olacaksınız.
Kaçırmayın! Arka avluda bulunan ve devasa bir eser olan Alfredo Sosabravo’nun seramikten yapılma tablosunu mutlaka görmelisiniz.
Burası Neresi? Eski Havana’nın kalbindeki Obrapía’nın köşesinde bulunan Parfüm Müzesi, 18. yüzyıldan kalma bir konakta yer alıyor. Parfüm Müzesi, parfümlerin ve ilgili ürünlerin sergilendiği bir salon, modern Küba parfümlerinin satıldığı perakende satış bölümü ve kokuların karıştırılıp, malzemelerin test edildiği iki gösteri alanından oluşuyor.
Neden Gitmeliyim? Kokulara ve nasıl ortaya çıktıklarına dair merakınız ve ilginiz varsa Habana 1791’e kesinlikle gitmelisiniz. Zira müzede, Chanel No. 5 dahil olmak üzere Fransız parfümlerinin yanı sıra büyük Küba parfümeri; Gravi, Sebatés ve Crusellas’ın bir koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Küba koleksiyonundaki kokuların çoğunun geçmişi 1960 yılı öncesine dayanıyor. Colonial Küba’dan kurtarılan Gül, Yasemin, Menekşe, Portakal Çiçeği, Leylak, Ylang-Ylang, Paçuli, Vetiver, Sandal Ağacı, Tütün, Sitrik ve Lavantadan oluşan 12 farklı koku bulunuyor.
Kaçırmayın! Gardenya veya çikolatanın alışılmadık kokusu duymak ve sadece cilt bozukluklarını değil duygusal bozuklukları da tedavi etmek için gerçekleştirilen aromaterapinin nasıl bir mucize olduğunu yakından görmek için Habana 1791 Perfume Museum’u Havana gezilecek yerler listenize mutlaka eklemeniz gerekiyor. Ayrıca müzenin butiğinden parfüm satın alabilirsiniz! Bu arada, endişelenmeyin, içeriden yayılan mis kokular sayesinde, müze, kolayca bulunabiliyor.
Burası Neresi? Plaza de la Catedral’in güney tarafında, kilisenin tam karşısında yer alan Museo de Arte Colonial, Küba’da devrimden önceki sömürge dönemini yansıtan bir sanat müzesidir. 17. yüzyıldan kalma tarihi bir binada bulunan müzede, mobilya, cam ve porselen gibi parçalardan oluşan geniş bir sömürge sanatı koleksiyonu sergileniyor. Müzede toplam 4 sergi salonu bulunuyor: Üçü kalıcı sergilere, biri de geçici sergilere ev sahipliği yapan salonlarda, genellikle müzenin temasıyla ilgili sergiler düzenleniyor.
Neden Gitmeliyim? Havana’nın ve dolayısıyla Küba’nın tarihi ve sömürge dönemiyle ilgili sanatsal bir referans elde edeceğiniz Museo de Arte Colonial’de daha birçok ilginç eser sergileniyor. Bunlar arasında; 17. 18. ve 19. yüzyıl mobilyaları; masa örtüleri ve fanlar; ferforje ızgaralar ve korkuluklar, sokak lambaları ve fenerler, bazıları Afrika’dan etkilenen sanatın harika örnekleri olan kapı tokmakları ve kapılar yer alıyor. Size de tüm bu harika şeyleri bir arada görmek için müzeyi ziyaret etmek kalıyor.
Kaçırmayın! Museo de Arte Colonial ziyaretinizde, 19. yüzyılda Neoklasik yapılarda kullanılan, taş ve mermer heykeller gibi sömürge mimari unsurları, cepheler, vitray pencereler, iç kapılar, ekranlar ve süs bölümleri ile çok renkli camları gördüğünüzden emin olun!
Burası Neresi? 1845 yılında Jaime Partagás adlı bir İspanyol tarafından kurulan Real Fabrica de Tabacos Partagas, Havana’nın en eski ve en ünlü puro fabrikasıdır. Küba denilince akla puro geldiği için bu müzeden bahsetmeden geçemezdik. Havana’daki tek puro fabrikası müzesi olan Partagas Fabrikası’nda yaklaşık 160 yıldır, puro üretiliyor.
Tek olduğu için şehrin en popüler noktası olan fabrika, her yıl binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor. Fabrikada üretim hala devam ediyor. Ayrıca içerisinde puro sarmak için eğitim verilen bir okul bulunuyor. Okuldan her yıl çok az sayıda öğrenci mezun edilip, profesyonel puro sarıcısı oluyor.
Neden Gitmeliyim? Küba’nın başkenti Havana’ya gitmişken puro fabrikasına uğramadan dönmek delilik olur! Zira Kübalılar göre Paris için Eyfel Kulesi, Hindistan için Taç Mahal, New York için Empire State ne kadar önemliye Havana için Real Fabrica de Tabacos Partagás da bir o kadar önemli… Dolayısıyla Küba purosunun ve tütününün tadına bakmak ve Montecristos, Cohibas gibi ünlü puroların nasıl üretildiğine yakından şahit olmak için Real Fabrica de Tabacos Partagás’a mutlaka gitmelisiniz.
Kaçırmayın! Partagas Fabrikası gezinizde, tütünün yuvarlanmasını, preslenmesini, bantla süslenmesini ve kutulanmasını izlemek için üst katlara geçmeden önce, yaprakların ayrıştırıldığı zemin katı ziyaret etmenizi öneriyoruz. 2016’da yeni bir adrese taşınan fabrikayı, Orta Havana’daki Calle San Carlos’un köşesinde bulabilirsiniz!
Burası Neresi? Havana’nın sembolik yapılarından biri olan El Capitolio, 1 Nisan 1926’da Küba Ulusal Capitol Binası (Başkanlık Sarayı) olarak açılmıştır. El Capitolio, Washington DC’deki ABD Capitol Binası’nın (Beyaz Saray) bir benzeri olarak, 8 bin işçi tarafından sadece üç yıl içinde inşa edilmiştir.
Havana’nın en iddialı ve görkemli binası olan Başkanlık Sarayı, 62 metrelik (207 fit) kubbesiyle şehrin en yüksek noktasını teşkil ediyordu. Söz konusu bina, 1959 yılından beri Küba Bilim Akademisi ile Bilim ve çevre bakanlığı olarak hizmet veriyor ve Küba’nın ulusal kütüphanesine ev sahipliği yapıyor.
Neden Gitmeliyim? Küba’da görülmesi gereken yerlerden biri; Havana’da ise en çok ziyaret edilen noktalardan biri olan El Capitolio, muhteşem mimarisi ve büyüleyici güzellikteki sütunlarla süslenmiş dış cephesi dikkat çekiyor. Yaklaşık 50 basamaklı bir merdivenle ulaşılan binanın girişinde, İtalyan Heykeltraş Angelo Zanelli tarafından yapılan yedi metre yüksekliğinde; çalışan insanı, emekçiyi temsil eden iki bronz heykel bulunuyor.
Bunun yanı sıra kubbenin altındaki büyük salonda, yine Zanelli imzası taşıyan 17,5 metre yüksekliğinde ve kırk dokuz ton ağırlığındaki cumhuriyet heykeli de görülmesi gereken şahane yapılar arasında yer alıyor. Bu arada heykelin ayakucunda çok kıymetli bir pırlanta bulunuyor.
Kaçırmayın! El Capitolio’da, son derece şık dekore edilen kütüphane, konferans salonu ve meclis salonunu mutlaka gezmeniz gerekiyor. Ayrıca sarayın önündeki meydan ve heykellerle çevrili, yeşil bir alan olan Parque Central da oldukça ilgi çekici! Dolu dolu bir gezi için rehberli turlara katılmanızı öneriyoruz.
Burası Neresi? Bacardí şirketinin özel iş merkezi olarak 1930’da La Habana bölgesinde kurulan Edificio Bacardi, Art Deco sanat ve mimari akımının Havana’daki ilk örneğidir. İnşası sadece 300 günde tamamlanan ve toplam 12 kattan oluşan Edificio Bacardi binası, yapıldığı dönem Küba’nın en yüksek binası olarak nitelendiriliyordu.
Neden Gitmeliyim? Küba’nın ikonik yapılarından biri olan ve Ulusal Mimarlık Ödülü’ne layık görülen Edificio Bacardi, Havana’da görülmesi gereken yerler denildiğinde akla ilk gelen yapılardan biri oluyor. Bavyera kırmızı granit ile kaplı olan binanın en tepesinde, şirketin amblemi olan ‘yarasa’ figürü bulunuyor.
Bacardi Binası’nın; Almanya, İsveç, Norveç, İtalya, Fransa, Belçika ve Macaristan gibi Avrupa’nın neredeyse tüm ülkelerinden mermer ve granit parçalarıyla donatılmış olduğu biliniyor. 2001 yılında restore edilen binada hala birçok ofis bulunsa da ziyarete ve kamuya açık olarak hizmet veriyor.
Kaçırmayın! Bacardi binasının bir zamanlar Küba’nın en yüksek binası olduğunu söylemiştik. Dolayısıyla Edificio Bacardi’de Eski Havana (Old Habana) bölgesinin muhteşem manzarasını görme şansı elde edebilir, ayrıca bina içerisinde bulunan restoranda Küba’nın yerel lezzetlerinden tatma imkanı bulabilirsiniz.
Burası Neresi? Statue of Jesus Christ, Türkçesiyle İsa Mesih’in görkemli heykeli, Havana limanının girişinde yer alıyor. 40 yıllık bir geçmişe sahip olan heykel şehrin simgesel yapılarından biri olarak, turistlerin ilgisini çekiyor. 1958’de İtalya’da Küba sanatçısı Jilma Madera tarafından yapılan eser, İsa’nın Kutsal Kalbi’ni temsil ediyor. Statue of Jesus Christ, dünyada, bir kadın tarafından yapılan en büyük heykel olma özelliği taşıyor.
Neden Gitmeliyiz? İsa Mesih temsil eden dünyadaki en büyük heykellerden biri olan Statue of Jesus Christ, Havana’da görülmeye değer yapılardan biridir. Üç kez yıldırım çarpmasına maruz kalan heykel şuan paratoner yardımıyla korunuyor. Heykelin bulunduğu alana, yürüyüş yolu ile 10 dakikada ulaşılıyor. Havana Körfezi’nde yer alan heykel, bir eli göğsünde, diğer eli havada olacak şekilde hem alçak gönüllüğü sembolize ediyor hem de Havana sakinlerini ve ziyaretçilerini kutsuyor.
Kaçırmayın! Heykelin yapımı esnasında sanatçı tarafından heykelin gözlerin içi boş bırakılmış; böylece İsa Mesih’in herkese her açıdan bakıyormuş gibi görünmesi sağlanmıştır. Bu ilginç görüntüyü kaçırmamak için Statue of Jesus Christ’i Havana gezilecek yerler listesine eklemelisiniz. Heykel alanına ulaşmak için Kazablanka Feribotu’na binmeli ve iskeleye ulaştıktan, yürüyüş patikasını takip etmelisiniz.
Burası Neresi? Havana’da Puerto Caddesi’nde bulunan Atatürk Büstü, Küba’nın ulusal kahramanı Jose Marti’nin Ankara’da Çankaya parkında açılan heykelinin ardından, yaptırılmıştır. Ankara’daki ve Havana’daki her iki heykel de Türk heykeltıraş Metin Yurdanur’a aittir.
Neden Gitmeliyim? Havana gibi bir yerde Atatürk gibi bir liderin heykeli yalnızca Türkiye’den gelen turistler değil; dünyanın birçok yerinden gelen kişiler tarafından ziyaret ediliyor. Bizlere de Havana’ya kadar gitmişken ulu önderimizin büstünü ziyaret etmek düşüyor!
Kaçırmayın! Parque Cespedes içinde yer alan Atatürk Heykeli’ne Havana Küba sahil yolu üzerinden ulaşabilirsiniz.
Burası Neresi? Edificio Focsa, Havana’nın Vedado bölümünde yer alan 1956 yılında kullanıma açılmış 121 metre yüksekliğe sahip bir binadır. Bu özelliğiyle Havana’nın en yüksek binası olan Edificio Focsa, tam 28 kattan oluşuyor. Ayrıca inşa edildiği dönemlerde dünyanın en büyük betonarme yapıları arasında yer alan Focsa Binası, Küba’da inşaat mühendisliğinin yedi harikasından biri olarak kabul ediliyor.
Neden Gitmeliyim? Havana manzarasını seyretmek için tercih edilebilir en popüler yer olan Edificio Focsa, restoran, kafeteryalar, mağazalar, tiyatro, ofisler ve radyo ve televizyon stüdyolarından oluşuyor. Havana’nın en güzel restoran-barlarından biri olan La Torre adlı mekana ev sahipliği yapan Focsa Binası’na giderek, bu harika barda yemek yiyip, içkinizi içebilir, şehir manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.
Kaçırmayın! Binanın en üst katında bulunan La Torre’de Küba’nın geleneksel içkilerinden biri olan ‘Mojito’nun tadına bakmayı sakın unutmayın! Zira manzaranın seyri Mojito eşliğinde daha da zevkli oluyor.
Burası Neresi? Eski Havana bölgesindeki beş ana meydandan biri olan Plaza de la Catedral, Havana Katedrali’ni de içine alan popüler bir meydandır. Açık hava müzesi niteliğindeki meydan, 18. yüzyıl Küba Barok mimarinin en güzel örneklerini olan binalarla çevrelenmiştir.
Neden Gitmeliyim? Eski Havana bölgesindeki en işlek noktalardan biri olan Plaza de la Catedral, yukarıda uzun uzun bahsettiğimiz müzelerin bir kısmına ev sahipliği yapıyor. Museo de Arte Colonial, Seminario de San Carlos y San Ambrosio ve Palacio de los Marqueses Katedral Meydanı içerisinde yer alıyor. Bunun yanı sıra, Casa del Conde de Casa Bayona, Casa de Don Luís Chacón gibi tarihi binaların da yer aldığı meydanda, vakit geçirip, dinlenebileceğiniz bir kafe ve restoran bulunuyor.
Kaçırmayın! Adını muhteşem bir yapı olan Catedral de la Habana’ya borçlu olan Plaza de la Catedral’de bir kahve içip enfes mimarinin ve nostaljik atmosferin tadını çıkarın!
Burası Neresi? Barok sarayların ve Art nouveau binaların yanında oturan zarif sömürge konaklarının süslediği Plaza Vieja, oldukça renkli bir meydan olarak Old Habana (Eski Havana) bölgesinde yer alıyor. 16.yüzyıldan beri var olan meydan, pek çok turizm noktasına yakın olduğu için günün her saati, yerli ve yabancı birçok turistin uğrak yerlerinden biri oluyor.
Neden Gitmeliyim? Eski Havana bölgesinin UNESCO tarafından Kültürel Miras alanı olarak belirlenmesinden sonra yenilenen ve başarılı bir restorasyon süreci geçiren Vieja Meydanı, İtalyan heykeltıraş Giorgio Massari tarafından 18.yüzyılda yapılan Carrara gösteri çeşmesi ile ünlüdür. Bunun yanı sıra meydanda barlar, kafeler, restoranlar ve bir de mikro bira fabrikası bulunuyor.
Dolayısıyla gece hayatı açısından da renkli bir yer olan Plaza Vieja, Havana gezilecek yerler listesine girmeyi hak ediyor. Ayrıca Havana’da alışveriş yapmak için meydanda bulunan pazardan faydalanabilirsiniz.
Kaçırmayın! Vieja Meydanı’nda biranızı yudumlayıp, Küba’nın meşhur purosunun tadına bakarken etrafınızı saran tarihi binalarda, Havana’nın en iyi vitraylarını göreceksiniz. Meydanın güneybatı köşesinde bulunan Casa de los Condes de Jaruco’da Kübalı ressamların ve çağdaş sanatçıların sergilerini gezme fırsatı bulacaksınız. Sokak müzisyenleri eşliğinde eğlenirken Küba’nın yerel lezzetlerinin tadına bakmayı unutmayın!
Burası Neresi? İspanyol kalyonlarının Karayiplerden İspanya’ya geçiş güzergahı üzerinde bulunan Plaza de San Francisco, 16.yüzyıldan bu yana işlek bir meydan olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor. Plaza de San Francisco de Asís, Havana limanının hemen karşısında yer alıyor.
Neden Gitmeliyim? Geniş Arnavut kaldırımlı meydan, bugünkü adını Fransisken Manastırı’ndan alıyor. Plaza de San Francisco de Asis’te vakit geçirebileceğiniz birçok butik otel, kafe ve restoran bulunuyor. Ayrıca meydanda El Caballero de Paris ve Fuente de los Leones gibi ünlü heykeller de yer alıyor.
Kaçırmayın! Plaza de San Francisco de Asis’e gerçek bir Havana deneyimi için yürüyerek kolayca ulaşabilir veya faytonlara binebilirsiniz. Bu harika meydanı keşfetmek için zaman ayırın ve bazı yerel restoran ve kafelere uğradığınızdan emin olun!
Burası Neresi? Dünyanın en büyük şehir meydanlarından biri olan Plaza de la Revolucion, 11 dönümlük geniş bir alana yayılıyor. 1959’a kadar Plaza Civica olarak bilinen meydan, Küba Devrimi’nin ardından Fidel Castro tarafından Devrim Meydanı olarak yeniden adlandırılmıştır.
Neden Gitmeliyim? Küba’daki tarihi mitinglerin hemen hemen hepsine ev sahipliği yapan Devrim Meydanı’nın etrafı idari binalarla çevrilidir. Binalardan birinde, Küba’nın devrimci kahramanı Che Guevara’nın dev bir duvar resmi bulunuyor. Geceleri ışıklarla aydınlatılan resmin altında Che Guevara’ya ait meşhur bir söz olan “Hasta La Victoria Siempre” yazıyor. Bu binanın karşısında ise Küba’nın bir diğer kahraman gerillası Camilo Cienfuegos’un resmi ve ona ait bir söz olan ‘Vas bien Fidel’ (İyi gidiyorsun, Fidel) içeren bir bina daha bulunuyor.
Kaçırmayın! Küba yönetiminin kalbinin attığı Plaza de la Revolucion’da, bakanlıklar ve hükumet birimleri bulunuyor. Havana’nın ve Küba’nın devrimci ruhunu hissedebilmek için bu harika meydanı mutlaka görmelisiniz! Ayrıca meydana gitmişken Comité Central del Partido Comunista de Cuba binasını ve Jose Marti Anıtı’nı görebilirsiniz.
Burası Neresi? 1500’lerin başında Plaza de la Iglesia olarak kurulan Plaza de Armas, Havana’nın en eski meydanıdır. Sömürge yıllarında, görkemli kutlamaların, konserlerin ve askeri geçit törenlerinin düzenlendiği meydan, heykel ve çeşmelerle süslenmiş bakımlı bahçelerle donatılmıştır. Plaza de Armas, Havana’nın en popüler meydanlarından biri olarak, saray ve müze gibi birçok turistik noktayı çevresinde barındırmaktadır.
Neden Gitmeliyim? Palmiye ağaçlarının altında oturup, kitap okuyabileceğiniz, dinlenebileceğiniz ve şehir atmosferinin tadını çıkarabileceğiniz Plaza de Armas, Havana’da gezilecek yerler denildiğinde, ilk ziyaret edilen noktalardan biri oluyor. Meydan içerisinde Küba’nın İspanya’ya karşı bağımsızlık savaşını kazanan lideri Carlos Manuel de Céspedes’in heykeli, Museum of Navigation, Castle of the Royal Force (Kraliyet gücünü temsil eden kale), Museum of the City, Palacio de los Capitanes Generales ve Kraliyet Müzesi gibi önemli yapılar bulunuyor.
Kaçırmayın! Armas Meydanı’nda haftanın hemen her günü tezgahları süsleyen kitapçıları, eski eşya satılan pazar alanını mutlaka gezmelisiniz. Bunun yanı sıra meydanda bulunan ve 17. yüzyıl yetim kızlar okuluyken, popüler bir bar-restorana dönüştürülen La Mina’da içki içip yemek yiyebilirsiniz.
Burası Neresi? Sömürge döneminden bu yana Havana’nın en işlek meydanlarından biri olarak varlığını sürdürmeye devam eden Paseo del Prado, resmiyette Paseo de Marti olarak adlandırılıyor. Fakat meydan Havanalılar tarafından El Prado olarak anılıyor. Paseo del Prado isim olarak ‘yeşil yürüyüş yolu’ anlamına geliyor. Uzun ve ince bir yürüyüş parkurundan oluşan meydan; Paseo bölümü, Capitolio bölümü, Parque Central bölümü ve Parque de la Fraternidad bölümü olmak üzere dört ayrı bölüme ayrılıyor.
Neden Gitmeliyim? Bronz aslan heykelleri, renkli lambalar ve mermer banklarla donatılmış olan meydanı 18, 19 ve 20.yüzyıl mimarisinin örneklerini yansıtan binalarla çevreleniyor. Paseo del Prado, Old Habana ile Havana’nın günümüzdeki şehir merkezi arasında yer alıyor. Bir ucu Malecon’a açılan meydanda, birbirinden renkli, eğlence dolu etkinlikler düzenleniyor. Mutlaka görmeniz gereken bir meydan olan Paseo del Prado’da, sokak müzisyenlerinin eşliğinde harika bir gün geçireceksiniz!
Kaçırmayın! Kalabalık günlerinde meydanda açılan tezgahlarla hem alışveriş merkezine hem de bir açık hava müzesine dönüşen Prado meydanından, Küba’yı simgeleyen küçük hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz. Böylece Havana’dan güzel bir hatıra ile dönebilirsiniz.
Burası Neresi? Malecon, Eski Havana ve Orta Havana (Centro Havana) arasında yer alan yaklaşık 8-11 kilometrelik bir sahil yoludur. Deniz Duvarı olarak da anılan ve okyanus esintili bir kordon olan Malecon, özellikle akşam saatlerinde Havanalılar için bir buluşma noktası oluyor. Bundan dolayı oldukça kalabalık, canlı ve cıvıl cıvıl bir yapıya sahip olan Malecon’u kafanızda rahatça canlandırabilmeniz için İzmir’in meşhur kordonuna benzediğini söyleyebiliriz.
Neden Gitmeliyim? Yukarıda da belirttiğimiz gibi akşam saatlerine doğru hareketlenen Malecon, müzisyenler, sanatçılar, turistler, dansçılar, balıkçılar, seyyar satıcılar ve el ele dolaşan sevgililerle dolu oldukça harika bir sahil yoludur. Kimi haftalar karnaval, festival ve şenlik gibi etkinliklere de ev sahipliği yapan Malecon, Havana gezilecek yerler başlığı altında ilk sıralarda yer alması gereken bir yer!
Kaçırmayın! El Malecon’da bir yürüyüşe çıkmalı ve yürüyüşün sonlarına doğru Monroe Kalesi’nin muazzam manzarasını kesinlikle izlemenizi öneriyoruz! Ayrıca sahilde acıkırsanız, uygun fiyatlarla yiyecek ve içecek satışı yapan sokak satıcılarından yararlanabilirsiniz. Seyyar tezgahlarda satılan yiyecek ve içeceklerin lezzetlerine bayılacağınızdan eminiz!
Burası Neresi? Fusterlandia, Küba’nın önde gelen sanatçılarından biri olan José Fuster tarafından yaratılan, modern sanatın icra edildiği rengarenk bir mahalledir. 20 yıl önce sanatçının kendi evini merkeze alarak oluşturduğu Fusterlandia, günümüzde genişlemiş ve bir mahalleye dönüşmüştür. Öyle ki mahallede bulunan; ofisler, otobüs durakları, çeşmeler, banklar, geçitler, duvarlar ve daha fazlası Fuster’in tuhaf hayal gücü ile kuşatılarak, birer sanat eserine dönüşmüştür.
Neden Gitmeliyim? Günümüzde büyüleyici bir gökkuşağı gibi görünen Fusterlandia, Havana’da modern sanatla yoğrulmuş en renkli ve en ilginç yerlerden biri. Bu özelliği sayesinde de her yıl binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor ve hatta kimi sanatçılar ilham kaynağı olarak gördükleri bu fantastik mahalleye yerleşiyor. Havana’da ayrı bir alem gibi açılan ve bir an için dünyadan uzaklaşıp hayal alemlerine dalabileceğiniz Fusterlandia, görülmesi gereken yerlerden biri!
Kaçırmayın! Playa’nın en batısında, Quinta Avenida’nın (Av 5) hemen dışında, Club Havana ve Marina Hemingway arasındaki Jaimanitas bölgesi içinde yer alan Fusterlandia’ya şehir merkezinden taksi ve otobüs vasıtaları ile kolayca ulaşabilirsiniz. Bunun dışında Fusterlandia geziniz esnasında, civarda bulunan sokak satıcılarından beğendiğiniz, el yapımı bir eseri, satın alabilirsiniz.
Burası Neresi? Habana Vieja bölgesinde, Plaza de la Catedral ile Plaza Vieja’yı birbirine bağla bir noktada yer alan Mercaderes Caddesi, Küba’nın en işlek ve en yoğun caddelerinden biridir. İsim olarak ‘Tüccarlar Caddesi’ anlamına gelen Calle Mercaderes, adından da anlaşılacağı üzere Havana’da alışverişin kalbini oluşturuyor. Calle Mercaderes, muhteşem bir şekilde restore edildiği için Sömürge Dönemi’ni yansıtan bir açık hava müzesini andırıyor. Cadde içerisinde müzeler, mağazalar, restoranlar, kafeler, barlar, sergi salonları ve galeriler yer alıyor.
Neden Gitmeliyim? Turizm açısından Havana’nın en popüler yerlerinden biri olan Calle Mercaderes; alışveriş, yeme-içme ve yürüyüş için harika bir seçenek! Andrés Carillo’nun uzun duvar resmiyle süslenen caddede, gezebileceğiniz birçok ergi ve müze bulunuyor. Bunlar arasında; Museo de Simón Bolívar, Museo de Bomberos, Casa de Asia ve Armeria 9 de Abril gibi popüler müzeler yer alıyor.
Kaçırmayın! Calle Mercaderes’te Havana’nın ilk kafesi olan ‘Taberna’ya gidebilir, butik mağazalardan alışveriş yapabilir, sanat galerilerini gezebilir ve aklınıza gelebilecek daha birçok etkinliği gerçekleştirebilirsiniz. Unutmadan söyleyelim bu otantik cadde, trafiğe kapalı!
Burası Neresi? Dünyanın birçok yerinde büyük veya küçük çaplı Çin Mahalleleri bulunmaktadır. Havana’daki El Barrio Chino, Latin Amerika’daki en büyük Çin Mahallesi olma özelliği taşımaktadır. Çinli vatandaşların Havana’ya gelmesi, Afrika Köle Ticareti kaldırılmasıyla gerçekleşmiş, adaya yerleşen Çinliler şeker kamışı tarlalarında çalışmak için 8 yıllık sözleşme imzalamıştır. O günden bugüne gelişen ve değişen Havana’da büyük bir Çin Mahallesi olarak varlıklarını sürdürmeye devam ediyorlar.
Neden Gitmeliyim? Küba’da Çin kültürünü tanıma imkanını El Barrio Chino’ya giderek elde edebilirsiniz. Çamaşırhaneler, eczaneler, tiyatrolar, marketler, egzotik ürünlerin satıldığı stantlar, ayakkabı mağazaları, meyve stantları, küçük restoranlar, eğlence ve eğitim kulüplerini içinde barındıran bir endüstri merkezi olan Çin Mahallesi’nde aradığınız her şeyi bulabilirsiniz.
Kaçırmayın! Sociedad Çin La Unión de la Familia (Aile Birliği Çin Derneği), Lung-Kwn-Sol Çin Derneği gibi ilginizi çekebilecek kurumlara ev sahipliği yapan mahallede, Çin yemeği yemek için birçok restoran bulunuyor. Çin yemeklerini seviyor veya tadına bakmak istiyorsanız; Sue-Yuen-Tong ve Chi-Tack Tong gibi restoranlara gidebilirsiniz. Son olarak Çin yapımı filmlerin orijinal sürümlerinin yer aldığı ‘Çin Sinema Salonu’nda güzel bir film izleyebilirsiniz.
Burası Neresi? 1982 yılında ‘UNESCO World Heritage List’e yani dünya mirasları listesine alınan La Habana Vieja, Havana’nın eski merkezi bölgesidir. İspanyollar tarafından şehrin ilk kurulmaya başladığı yer olan Old Havana (Eski Havana), Küba’nın turizm açısından en popüler ve en hareketli noktasıdır. Zira Havana’nın tarihi yapılarının, müzelerin, kalelerin, saray ve kiliselerin çoğu Old Havana’da bulunmaktadır.
Neden Gitmeliyim? Old Havana’yı gezmeden, tam anlamıyla bir Havana seyahati gerçekleştiremezsiniz. Çünkü yukarıda da bahsettiğimiz müzelerin, meydanların ve ikonik yapıların büyük bir çoğunluğu Eski Havana bölgesinde yer alıyor. Dolayısıyla geniş bir açıyla söyleyecek olursak, Havana gezilecek yerler denildiğinde, gezmeye ilk başlayacağınız yer Old Havana olmalıdır.
Diğer adıyla La Habana Vieja içinde; Galeria Taller Gorria, Museum of Fine Arts, Factoria Habana, Raul Corrales Galeria gibi birçok sanat galerisi ve müze bulunuyor. Bunun yanı sıra, Eski Havana; Malecon kordonu, San Cristobal Katedrali, Plaza Vieja, Calle Obispo ve Castillo de San Salvador de la Punta gibi daha bir yığın turistik yere ev sahipliği yapıyor.
Kaçırmayın! La Habana Vieja turunu gerçekleştirmenin en keyifli yolu, şüphesiz, Küba’nın ünlü klasik arabalarıyla yapılan turlardır. Kendinize bir klasik araba kiralayarak önce Old Havana sokaklarında dolaşabilir, sonrasında ise meşhur sahil kordonu olan Malecon’dan geçebilirsiniz. Bunun dışında, ‘Havana’da nerede kalınır?’ ya da ‘Küba’da nerede kalınır?’ diye merak ediyorsanız, sizlere yine Old Havana’yı önereceğim; zira burada turistik noktalara sadece yürüme mesafesi uzaklığında olan birçok otel ve pansiyon bulunuyor. Otellerden birkaçı: Iberostar Parque Central, Hotel Saratoga, Hotel Florida, Hotel Ambos Mundos, Hotel Raquel, Telegrafo, Hotel Inglaterra ve Hotel Los Frailes.
Dikkat! Eski Havana’nın renkli evleri ve şekeri andıran binalarını görmeyi unutmayın…
Burası Neresi? Havana’nın en popüler yerlerinden biri olan Jardin Botanico Nacional, 600 hektarlık geniş bir alana yayılan botanik bahçesidir. Şehir merkezinden biraz uzakta, Carretera del Rocio bölgesinde yer alan Jardin Botanico Nacional, 1984 yılında açılmış, oldukça eski ve köklü bir parktır. Bahçe içinde 4.000’den fazla bitki türünün yaklaşık 150 bin örneği sergileniyor.
Neden Gitmeliyim? Küba florasının zengin bir örneği olan Ulusal Botanik Bahçesi, turistler tarafından Havana’nın en çok ziyaret edilen bölgelerinden biridir. Adeta cenneti andıran görünümüyle ziyaretçilerinin içini ısıtan Jardin Botanico Nacional’da, dünyanın dört bir yanından özel olarak getirtilen bitki ve çiçek türleri de sergileniyor. Parktaki en dikkat çeken nokta ise rengarenk görüntüsüyle Japonya Bahçesi oluyor. Ayrıca bu geniş ve bir o kadar zengin bahçeye, Kasım ve Şubat ayları arasında, göçmen kuşları gözlemlemek için birçok kişi akın ediyor. Park gezisi esnasında ziyaretçilere yardımcı olmak adına çeşitli dillerde rehberli turlar düzenleniyor.
Kaçırmayın! Jardin Botanico Nacional, oldukça büyük bir alana yayıldığı için her bir köşesine yürüyerek ulaşmak zor oluyor. Bu nedenle parkta hemen her gün, günde 4 kez tren turları yapılıyor. Küçük ve şirin bir trenle gerçekleştirilen bu turlarla parkın her köşesi gezilebiliyor. Ayrıca park alanında Küba’nın en ünlü restoranlarından biri olan vejetaryen restoranı El Bambu (Restaurante el Bambú) bulunuyor. Havana’da epeyce ünlü olan El Bambu’da vejetaryen olmayanlar için alakart et yemekleri sunan ayrı bir ranchon (rüstik, açık taraflı restoran) bulunuyor.
Burası Neresi? Old Havana’nın göbeğinde, güvenilir bir sığınak gibi görünen Jardin Madre Teresa de Calcuta, Hindistan’ın Batı Bengal eyaletinin başkenti olan Kalküta’daki Nobel Barış Ödülü sahibi Rahibe Teresa’yı onurlandırmak için 1999 yılında açılmış bir bahçedir. Avenida del Puerto’daki San Francisco de Asís Manastırı’nın Küçük Bazilikası’nın arkasında yer alan bahçede, Küba Entelektüelleri ve sanatçıları için anıt, birkaç heykel ve Yunan Ortodoks şapeli yer almaktadır.
Neden Gitmeliyim? Çoğu turistin gözünden kaçan bu harika parkı, sizler görmeden dönmeyin, bu harika yapıyı yakından görün diye Havana gezilecek yerler listesine eklemiş bulunuyorum. Zira bahçe içindeki heykellere – özellikle de Rahibe Teresa’nın bronz heykeline- bayılacağınızı düşünüyorum. Old Havana turunuz esnasında, soluklanmak ve farklı bir atmosfere girmek için mükemmel bir vaha olan Jardin Madre Teresa de Calcuta’da, girişler tamamen ücretsiz!
Kaçırmayın! Bahçedeki diğer heykellerin bazılarının sahipleri: Küba’nın meşhur devrimcilerinden biri olan Antonio Núñez Jiménez, ikisi de film yönetmeni ve senarist olan Octavio Cortázar ile Julio García Espinosa ve son olarak Ulusal Piyano Sanat Okulu’nun kurucusu, piyano öğretmeni Alicia Perea Maza’dır.
Burası Neresi? Parque Lennon, 60’lı yılların popüler müzik grubu olan The Beatles’in solisti John Lennon’un heykelini barındıran, oldukça ünlü bir parktır. The Beatles, 1960 yıllarında çoğu yerde halkta olumsuz etkiler yarattığı gerekçesiyle yasaklansa da Küba’da bir ikon olarak yükselmiş ve John Lennon’u onurlandırmak adına bir heykeli yaptırılmıştır. Söz konusu heykel ve bahçenin açılışı, 2000 yılında Fidel Castro tarafından gerçekleştirilmiştir.
Neden Gitmeliyim? Beatles’ın New York’taki suikastının 20. yıl dönümü onuruna, Kübalı heykeltıraş José Villa Soberón tarafından yapılan John Lennon’un bronz heykeli, Havana’da oldukça popülerdir. Zira heykel ile fotoğraf çektirmek isteyenler, uzun kuyruklar oluşturuyor. ABD tarafından sindirilmeye çalışılan bir isyancı ve devrimci gibi görülen John Lennon’un heykelini barındıran Parque Lennon, Kübalılar için simge değeri taşıyor. Dolayısıyla sizler de bu parka giderek, gezinizde küçük bir mola verip, soluklanabilir; John Lennon ile harika bir fotoğraf çektirebilirsiniz.
Kaçırmayın! Parque Lennon içinde bir bankta oturan John Lennon’un bronz heykelinin yanında bazen sokak müzisyenleri tarafından küçük çaplı konserler düzenleniyor. Bu konserlere denk gelirseniz ne ala!
Burası Neresi? Callejón de Hamel, Centro Habana’da bulunan, Afro-Küba sanat ve kültürüyle dolu 200 metrelik rengarenk bir sokaktır. Afro-Küba kültürünün ve Santeria-Yoruba dininin tarihini yansıtan açık hava tapınağı niteliğindeki Callejon de Hamel, 1990 yılında Salvador Gonzalez Escalona tarafından oluşturulmaya başlanmıştır. Kübalı ünlü heykeltıraş ve duvar sanatçısı Salvador González Escalona sayesinde Havana’daki bu küçük sokak, bugün Afro-Küba kültürünün temsil eden sembolik bir yer haline gelmiştir.
Sokağın adı, çoğunlukla siyah etnik kökene sahip birçok insanın iş sahibi olmasını sağlayan Amerikalı Fernando Belleau Hamel onuruna Callejon de Hamel olarak belirlenmiştir, halk tarafından El Callejon adıyla da anılmaktadır.
Neden Gitmeliyim? Dar bir geçitten oluşan El Callejon’da kaldırımlardan, duvarlara; duvarlardan camlara kadar her yer Afro-Küba soyut sanatı unsurları ile süslenmiştir. Pablo Picasso, Frida Kahlo, Salvador Dali ve Escolana olarak dört ayrı bölüme ayrılmış olan sokağı; bisiklet, çiçek, fırıldak, küvet ve el bombası gibi değişik nesnelerle yapılmış heykeller, resimler, renkli mozaikler gibi sanatsal ögeler donatıyor.
Ayrıca 1940’larda Küba müzik geleneği olan ‘Filin’in doğmasını sağlayan EL Callejon, çok geçmeden; Afro-Küba müzisyenleri, rumba dansçıları, çocuk sanat programları, sanat mağazaları ve eğlenceli kokteyl barlarıyla bir buluşma noktası haline geldi. İlgi çekici ve merak uyandıran bir yer olan Callejon de Hamel’ı sizle de Havana’da gezilecek yerler listenize mutlaka eklemeli, bu renkli dünyanın tadını çıkarmalısınız.
Kaçırmayın! Callejon de Hamel, özellikle Pazar günleri tıklım tıklım doluyor. Çünkü dans gösterileri, mini konserler, perküsyon gösterisi ve Afrika kökenli Kübalıların dini ritüelleri genellikle Pazar günleri gerçekleştiriliyor. Bu eğlenceli kalabalığın çoğunu, El Callejon’u merak eden turistler oluşturuyor. Callejon de Hamel, Aramburu sokağı ve Hastane sokağı arasında, Hotel Nacional’in doğusunda yaklaşık 15 dakikalık yürüme mesafesinde yer alıyor.
Burası Neresi? Afro-Küba kökenli müzisyen X-Alfonso tarafından 2014 yılında, açılan Fabrica de Arte Cubano (kısaca FAC) müzik, tiyatro, mimari, fotoğraf, endüstriyel tasarım, grafik sanatlar ve sinema gibi aklınıza gelebilecek her türlü sanat dalını kapsayan modern ve çağdaş bir sanat merkezidir. Zira söz konusu kurum kendisini; müzik, dans, tiyatro, görsel sanatlar, fotoğrafçılık, moda ve mimarlık gibi sanatın tüm dallarından her bir sanatçının çalışmasını kurtarma, destekleme ve teşvik etme ihtiyacından kaynaklanan sanatsal bir proje olarak tanımlıyor.
Neden Gitmeliyim? Bu soruyu duymamış farz ediyor ve hayatınızın en güzel deneyimini yaşayacağınıza inandığım Küba Sanat Fabrikası’nı daha yakından anlatmaya başlıyorum! Havana’da son yılların en gözde noktaları arasında yer alan FAC, bana göre fonksiyonel açıdan oldukça çeşitli ve renkli bir yapıya sahip! Nasıl mı? Şöyle ki: Adı üstüne bir Sanat Fabrikası gibi işleyen mekan, aynı anda hem modern sanat müzesi hem gece kulübü hem bar hem de tiyatro alanı vs. olarak hizmet veriyor.
Eski yağ fabrikasının bir sanat merkezine dönüştürülmesiyle ortaya çıkan FAC, canlı müzik, sergiler, defileler, münazaralar, kokteyller, dans gösterileri, film gösterimleri, tiyatro oyunları, DJ performansları, konserler gibi birçok etkinliğe ev sahipliği yapıyor.
Kaçırmayın! Geniş bir alana sahip olan Küba Sanat Fabrikası’nda yapabileceğiniz bir yığın etkinlik mevcut. Daha da açmak gerekirse: FAC’ta kısa film gösterimlerine, konserlere, partilere, tiyatrolara katılabilir; birbirinden ilginç sanatsal sergileri gezebilir, dans gösterilerini izleyebilir, jambonlu sandviçinizi yiyip, bol miktarda rom içebilir, sevecen Kübalılarla sohbet edebilirsiniz.
Burası Neresi? 1999 yılında kuaför ve kuaförlük mesleğini teşvik etmek ve onurlandırmak amacıyla ortaya çıkan bu Artecorte, Havana’nın en ilginç cazibe merkezlerinden biri. Kuaför Sokağı olarak anılan bölgede, Küba’daki ilk kuaförlük müzesinin yanı sıra, sergi alanları, resim, badminton, futbol, berber ve kuaförlük gibi eğitim kursları ve çocuklar için oyun parkı olan Barbeparque bulunuyor.
Neden Gitmeliyim? Havana’da çocukla gezilecek yerler açısından oldukça iyi bir seçenek olan Artecorte’de özellikle Barbeparque’de aradığınızı bulacak ve çocuğunuzla eğlenceli vakit geçirebileceksiniz. Tematik bir oyun alanı olan Barbeparque’de tüm oyun aletleri kuaförlük mesleğinde kullanılan bir materyali temsil ediyor. Örneğin parktaki Tahterevalli görüntü olarak bir makasa, çöp tenekesi saç silindirlerine (bigudi), banklar taraklara, kaydırak usturaya benziyor. Çocuklar için hem eğlendirici hem de eğitici bir park olan Barbeparque’de yeme-içme ihtiyacı için kafa ve restoranlar da yer alıyor.
Kaçırmayın! Artecorte’de Küba’daki kuaförlük kültürünün tarihi, geleneği ve ünlü Kübalı sanatçıların saç ve saç sanatıyla ilgili eserlerinin sergilendiği müzeyi görmenizi öneriyoruz. Ayrıca tatiliniz 27 Aralık’a denk gelirse, Artecorte’de düzenlenen ve Küba’nın meşhur festivallerinden biri olan Berber ve Kuaför Günü kutlamalarına katılabilirsiniz.
Burası Neresi? 21 Aralık 2009’da açılan interaktif bir kültür merkezi olan Planetario, dev bir küre içindeki güneş sisteminin ölçekli bir şekilde çoğaltılmasını, Big Bang’in bir simülasyonunu ve 6 binden fazla yıldızın izlenmesini sağlayan bir gözlemevidir.
Neden Gitmeliyim? La Habana Vieja içinde Mercaderes Caddesi’nde yer alan Planetario, tüm ziyaretçilerini 45 dakikalık kozmik bir yolculuğa çıkarıyor. Dört katlı bina olan Planetario de La Habana, interaktif bir bölgeden astronomik bir gözlemevine kadar uzanıyor. Özellikle çocuklar tarafından yoğun ilgi gören bina Küba’da türünün tek örneği olarak sıklıkla ziyaret ediliyor.
Kaçırmayın! Yıldızların, gezegenlerin ve kuyruklu yıldızların sürekli ve sistematik hareketlerini izleyebileceğiniz 65 kişi kapasiteli Space Theatre odasına uğramayı unutmayın! Planetario La Habana’ya yalnızca önceden rezerve edilen rehberli turlarla katılabiliyor. Turlar günde dört kez, Pazar günleri ise iki kez gerçekleştiriliyor. Çocuklarınızla eğlenceli zaman geçirebileceğiniz Planetario’yu Havana’da çocukla gezilecek yerler listenize kesinlikle ekleyin!
Burası Neresi? Havana’nın kuruluşundan sadece dört yıl sonra 1519 yılında oluşturulan Calle Obispo, şehrin en uzun bulvarıdır. Calle Obispo, Plaza de Armas ile Parque Central’ı birbirine bağlayan uzun bir sokak olan Obispo, araç trafiğine kapalı, yalnızca yaylar için düzenlenmiş bir sokaktır. Sokağın içinde sanat galerileri, mağazalar, barlar, restoran ve kafeler yer almaktadır.
Neden Gitmeliyim? Küba gece hayatına renk katan birçok eğlence mekanını içinde barındıran Calle Obispo, Havana’da gece vakit geçirebileceğiniz en mükemmel alternatiflerden biridir. Burada ki barlarda müzik dinleyip, rom içebilir, eğlenceli bir gece geçirebilirsiniz.
Kaçırmayın! Havana’da bir güzel bir gece geçiriyorsanız ve Calle Obispo’dan geçecekseniz, Restoran ve bar olarak hizmet veren El Floridita’ya gitmenizi öneriyoruz.
Burası Neresi? Varadero, Küba’nın Matanzas kentine bağlı bir tatil beldesidir. Ülkenin kuzeybatı kıyısında, 20 km uzunluğundaki kıvrımlı Hicacos Yarımadası’nda yer alan Varadero, kendi bölgesi içinde turizm açısından öncü konumdadır. Karayip kıyısındaki bembeyaz kumsallarıyla özellikle Avrupalı turistlerin ilgi odağında olan Varadero, sanat galerisi, müze, kabare barları, antika barları, kafeler, el sanatları pazarı, puro ve rom dükkanlarıyla gezilecek birçok noktaya sahiptir.
Neden Gitmeliyim? Deniz, kum, güneş üçlüsünün birleştiği en güzel yerlerden biri olan Varadero’da gezilip, görülmesi gereken birçok yer bulunuyor. Bunların başında: ‘Parque Josone, Cueva de Ambrosio, Reserva Ecologica Varahicasos, Cuave de Musalmanes, Iglesia de Santa Elvira, Marina Gaviota, Museo Municipal de Varadero’ geliyor.
Kaçırmayın! Havana ile Varadero arasında 145,1 km, yani ortalama 2 saatlik bir mesafe bulunuyor. Varadero’ya ulaşmak için Havana merkezinden, günde üç kez hareket eden Viazul Otobüsüne binebilir veya makul bir ücret karşılığında tur şirketlerinden faydalanabilirsiniz. Varadero’ya taksi ile ulaşmak için 90-140 CUC yani 90-140 dolarlık bir ücreti gözden çıkarmanız gerekiyor.
Burası Neresi? Vinales, Küba’nın on altı bölgesinden biri olan Pinar del Rio’ya bağlı güzel ve şirin bir kasabadır. Yemyeşil bitki örtüsü, rengarenk çiçekleriyle cennetten bir köşe olan Vinales, Mogotes adı verilen görkemli tepelerle çevreleniyor. Ortalama 4 binlik bir nüfusa sahip olan kasabanın genel geçim kaynağını tütün tarlaları oluşturuyor. Dolayısıyla dillere destan olmuş meşhur Küba purosunun bir kısmı Vinales topraklarında yetişiyor.
Neden Gitmeliyim? UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan Vinales vadisi, Küba’da gezilecek yerler açısından görmenizi tavsiye ettiğimiz yerlerin başında geliyor. Vinales, doğal ortamı, Arnavut kaldırımlı sokakları, renkli verandaları, salıncaklı bahçeleri ve yemyeşil arazileriyle huzur dolu bir seyahat için oldukça ideal! Tabi Vinales’te gezmeniz gereken birçok turistik nokta bulunuyor: Casa de la Cultura, Balcon del Valle, Vinales Milli Parkı ve Mural de la Prehistoria…
Kaçırmayın! Havana gezilecek yerler listenizi tamamladıktan sonra rotanızı, yalnızca 183 kilometre uzakta bulunan Vinales’e çevirebilirsiniz. Havana’dan Vinales’e ulaşmak için en hesaplı yöntem şehirlerarası otobüslerden yararlanmak olacaktır. Viazul otobüs şirketi, hem sabah hem de öğleden sonra, günde iki kez, ana istasyondan Vinales’e hareket ediyor. Bilet ücreti 12 CUC/12 $ olan Viazul otobüsleriyle ortalama 2,5-3 saate Vinales’e ulaşabilirsiniz.
Burası Neresi? İspanyollar tarafından Küba’da kurulan ilk şehirlerden biri olan Trinidad, 1988 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alıyor. 1500’lü yıllarda kurulan şehir, Karayipler’in en güzel yerlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Trinidad, Sömürge döneminden kalma mimari yapısı, tarihi zenginliği ve doğal güzelliğiyle Küba’da görülmesi gereken şehirlerin başında geliyor.
Neden Gitmeliyim? Trinidad, turizm açısından Küba’da Havana’dan sonra en çok ziyaret edilen yerlerden biridir. Küba’nın diğer şehirlerine göre daha pahalı olsa da turistlerin vazgeçemediği rotaların başında geliyor. Zira Arnavut kaldırımlı sokakları, müzeleri, tarihi binaları, değerli mimari yapıları, restoranları ve renkli gece hayatıyla Trinidad’da görülmesi gereken birçok cazibe merkezi bulunuyor. Özellikle doğa, tarih ve plaj tutkunları için biçilmiş kaftan olan Trinidad ‘Centro Historico, Plaza Mayor, Çan Kulesi, Museo Romantico, Museo de Arquitectura’’ gibi gezilecek birçok yere ev sahipliği yapıyor.
Kaçırmayın! Trinidad ile Havana arasında ortalama 315 kilometrelik bir mesafe bulunuyor. Ulaşım ise otobüs, taksi ve özel araçlarla sağlanabiliyor. Otobüsle seyahat için haftanın yedi günü, günde iki-üç kez seferler düzenleyen Viazul otobüs şirketinden yararlanabilir ve ortalama 5-6 saate Trinidad’a ulaşabilirsiniz. Bunun dışında Collectivo Taksi olarak adlandırılan özel taksi şirketlerini kullanabilir, otobüsle 6 saat süren yolculuğunuzu, ortalama 3-4 saatlik bir sürede tamamlayabilirsiniz. Trinidad ile Havana arası otobüs bileti ücreti 20 ile 25 $ arasında; taksi ücreti ise 140 ile 160 $ arasında değişiyor. Collectivo Taksi hakkında daha fazla bilgi almak için Casa Particular linkine tıklayabilirsiniz.
Burası Neresi? Santa Clara, Küba’nın 16 vilayetinden biri olan Villa Clara’ya bağlı bir kasabadır. Küba Devrimi tarihinde önemli bir yere sahip olan Santa Clara, devrimin son zaferinin kazanıldığı yerdir. Kasabayı devrim açısından bu denli özel yapan sebeplerden bir diğeri ise yüzyılın en önemli gerillalarından iki isimle özdeşleşmiş olmasıdır. Bu isimlerden biri, naşı Santa Clara’da yakılan Che Guavera; diğeri ise ‘Şehrin hayırsever kadını’ olarak anılan Marta Abreu de Estevez’dir. Che Guevara’nın savaştığı son cephe olan Santa Clara, günümüzde, turizm açısından Küba’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biridir.
Neden Gitmeliyim? Her yıl özellikle Che Guevara hayranları tarafından sıklıkla ziyaret edilen Santa Clara’da, hem tarihsel hem de kültürel olarak gezilip görülecek birçok yer bulunuyor. Bunların başında; ‘Tren Blindado Müzesi, Melaito duvar resimleri, Santa Clara Katedrali, Che Guevara Mausoluem Plaza de la Revolucion Museo and Memorial al Che Loma del Capiro’ geliyor. Daha birçok özel yer olsa da Santa Clara seyahati için yalnızca bir gün ayırmanız yeterli!
Kaçırmayın! Santa Clara, Havana’nın 280 kilometre doğusunda, Trinidad’ın 97 kilometre kuzeyinde ve Cienfuegos şehrinden 1 saat uzaklıkta yer alıyor. Havana’dan ve Trinidad gibi şehirlerden hareket eden Küba Maceraları gibi küçük gruplu Küba turlarının çoğunda Santa Clara’da bir mola veriliyor. Dilerseniz Havana’da bu turlara katılarak üç saatlik bir yolculuk sonrası Santa Clara’ya rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Burası Neresi? Cienfuegos, Küba’nın güneyinde bulunan Cienfuegos vilayetinin merkezidir. Jagua Körfezi boyunca uzanan etkileyici bir yer olan Cienfuegos, ilk olarak Fransızlar tarafından, Avrupa tarzı mimariyle inşa edilmiş, sakin ve huzurlu bir yerdir. Adını Adını Küba Devrimi’nin dört önemli karakterinden biri olan Camilo Cienfuegos’tan alan ve ülkede en son kurulan şehir olarak daha temiz, modern ve ferah bir his veren kent, diğer özelliklerinin de etkisiyle birlikte Güney’in İncisi lakabıyla anılıyor. Küba’nın Paris’i olarak da nitelendirilen şehir, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.
Neden Gitmeliyim? Nüfusu 160 bin civarında, küçük ama eşsiz bir sahil kenti olan Cienfuegos, Küba tatilinde mutlaka görülmesi gereken yerler arasında başı çekiyor. Öyle ki her yıl onlarca turist tarafından ziyaret edilen şehirde, Gotik, Neoklasik ve Art Deco tarzı binaların yanı sıra harika bir sahil ve liman bulunuyor. Cienfuegos’ta gezilecek yerler denildiği zaman akla ilk gelen yerler ise ‘El Nicho Waterfalls, Parque Jose Marti, Palacio de Valle, Tomas Terry Tiyatrosu, Punta Gorda sahil şeridi’ oluyor.
Kaçırmayın! Havana ile arasında, yaklaşık 230 kilometrelik bir mesafe bulunan Cienfuegos’a ulaşmanın en kolay yolu Viazul otobüslerine binmek olacaktır. Viazul otobüsleri, Havana’dan Cienfuegos’a her gün, 07.00 ve 10.45’te hareket ediyor. Ortalama 3,5-4 saat süren yolculuğun bilet ücreti 20 $ (20 CUC) civarında seyrediyor.
Küba’da genel anlamda cep telefonları çok zor çalışıyor. İletişim kolay sağlanamadığı için telefonu olabildiğince az kullanabilirsiniz. Lakin yine de hattınız yurt dışı kullanımına açtırmanızı öneriyoruz. Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone, Türkiye hattına sahip vatandaşlar yurt dışı seyahatlerinde hattını kullanıma açtırmak isterlerse GSM şirketlerinin mobil uygulamalarından bu işlemi gerçekleştirebilirler. (Ayarlar > işlem merkezi > Yurt dışı işlemleri > Yurt dışı kullanımı /açık) olarak seçmeniz yeterli olacaktır.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…