Antik dönemin Pisidia’sı, Türklerin ”Burada dur” dediği tarihi miraslarıyla görenleri büyüleyen Burdur’un tarihi yerleri görülmeye değer güzellikleri ile sizleri bekliyor…
Burdur’un tarihi hakkında; Geçmişi Neolitik döneme kadar uzanan Burdur’da günümüze kadar birçok farklı medeniyet hakimiyet kurmuştur. Tarih öncesi dönemi biraz hızlı geçerek daha yakın tarihlere göz attığımızda MÖ 546 senesinde bölgede Pers hakimiyetinin olduğunu görüyoruz. MÖ 4. yüzyılda ise Büyük İskender’in civarda ezici bir şekilde hakimiyet kurduğunu söyleyebiliriz. MÖ 3. yüzyılda ise bölge artık Roma hakimiyetine girmiştir. Bölgenin geçmişinin bu kadar geriye dayanması ve çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapması ise Burdur’da pek çok önemli antik kentin kalıntılarına rastlanmasının sebebini bizlere açıklamaktadır.
Roma İmparatorluğu’nun zayıflamasının ardından ise MS 12. yüzyılda artık bölgede yavaş yavaş Türk varlığı hissedilmeye başlamıştır. Anadolu’ya dağılan ve Anadolu’nun Türkleşmesi için çabalayan aşiretlerden olan Kınalı aşireti Burdur’da varlık göstermeye başlamıştır. 14. yüzyılın sonlarında ise Burdur artık Osmanlı İmparatorluğu’nun kanatları altında varlığını sürdürmüş ve Cumhuriyete kadar da bu şekilde devam etmiştir. Cumhuriyetin ilanının ardından ise Burdur, 1923 senesinde il olmuştur.
Burdur’un en ünlüleri; Burdur küçük bir şehir olmasına karşın özellikle antik bölgeler konusunda oldukça şanslı. Sagallassos, Kibyra, Milyos antik bölgeleri ise Burdur’un en önemli tarihi yerleri arasında bulunuyor.
Burdur gezi tavsiyesi; Burdur’a geldiğinizde Burdur’un gezilecek yerleri arasında en önemlilerinden olan muhteşem bir doğal güzelliği kesinlikle es geçmeyin: Salda Gölü! Son zamanlarda her ne kadar popülerliği artıp kalabalıklaşmaya başlasa da bu durum doğa harikasını görmeye engel değil asla… Antik kentlere mutlaka zaman ayırın. Saat Kulesi’ni görün. İnsuyu Mağarası’nı da listenize dahil edin. Burdur’un gece hayatı hakkında çok fazla beklentiye girmeyin ve Burdur ziyaretiniz için 1 veya en fazla 2 günlük bir zamanın yeterli olacağını bilin. Yeme içme konusunda ise Şişçi Hasan’ın en fazla tavsiye edilen yerle arasında bulunduğunu da bilmenizde fayda var.
Müzekart; Burdur’un tarihi mekanları ile keyifli olmasının yanı sıra ekonomik bir gezi planlıyorsanız Müzekart satın alabilir ve şehirdeki en önemli noktalara ek ücret ödemeden giriş yapabilir. Böylece satın almış olduğunuz Müzekart ile bundan Türkiye’deki tarihi yerlerin birçoğuna da ücretsiz giriş hakkı kazanabilirsiniz.
Burası neresi? Türkiye’nin en önemli antik kentlerinden biri olan Kibyra Antik Kenti, Burdur’un şehir merkezine 110 km mesafede bulunan Gölhisar ilçesinde yer alıyor. Yapılış biçimi itibariyle dünyada eşi benzeri bulunmayan Medusa Mozaiği’ne de ev sahipliği yapan antik kent, tarihi kaynaklara göre 2.300 yıllık bir geçmişe sahip. Antik Romalılara ait olduğu düşünülen kent Bizans ve Roma mimarisinin izleriyle günümüze kadar gelebilmiş. Bergama Krallığı’nın hakimiyetinde bulunan Kibyra, MÖ 82 senesinde Romalı General Murena tarafından Likya birliğine dahil edilmiştir.
Antik kentte yer alan yeraltı gider ve su kanalları sayesinde planlı bir şekilde önceden planlanarak yapıldığı anlaşılan antik kent, binlerce yıl önce yaşanılan medeniyet seviyesini gözler önüne seriyor. Tarihi kaynaklarda antik kentin yaklaşık 30 bini aşkın gladyatöre de ev sahipliği yaptığı bilgisi yer alıyor.
Neden gitmeliyim? Oldukça geniş bir alana yayılmış olan antik kent, günümüzde çok titiz bir korunma ve çalışmalar içerisinde olmasa da, binlerce yıllık Roma hamamları, 10 bin kişilik devasa stadyumu ve tiyatrosuyla oldukça dikkat çekiyor. Siz de 2016 yılında da Unesco Dünya Mirası geçici listesine eklediği Kibyra Antik Kenti’ni mutlaka görmelisiniz.
Burası neresi? Burdur’un şehir merkezine 40 km mesafede bulunan şehir, Burdur’un antik kentleri içinde en sık ziyaret edilen tarihi yerlerden biri. Ağlasun ilçesinde yer alan antik kent, Roma döneminden günümüze kalan oldukça önemli bir tarihi miras. 2009 yılında Unesco Dünya Mirasları geçici listesine giren Sagalassos, tarihte Büyük İskender’in en zor ele geçirdiği kentlerden biri olarak da biliniyor.
5 bin yıllık tarihi geçmişiyle görenleri büyüleyen kent, özenle dizayn edilmiş mimari yapıları ve şehir tasarımıyla dikkat çekiyor. Şehrin kurulduğu bölgede 7. yüzyılda meydana gelen deprem, bu görkemli şehrin pek çok önemli yapısının yıkılmasına neden olmuştur. 1989 yılında Belçikalı Profesörlerin eşliğinde kazı çalışmalarının başlatıldığı Sagalassos’ta, günümüzde belli noktalarda kazı çalışmaları halen devam ediyor. Deniz seviyesinden 1750 metre yükseklikte kurulmuş olması ise şehrin düşman işgallerinden iyi bir şekilde korunmasına olanak tanımıştır. Buna karşın şehrin nüfusu çoğunlukla 5 bini geçmemiştir.
1750 metrelik rakımıyla temiz havanın ve yeşilliklerin içerisinde yer alan kentte, Antoninler Çeşmesinden, Roma hamamlarına, 9 bin kişilik kapasiteye sahip tiyatrodan kütüphaneye dikkat çeken birçok yapı bulunuyor. Sahip olduğu bu önemli özellikleriyle şehri senede 50 binin üzerinde turist ziyaret etmektedir.
Neden gitmeliyim? Antik Yunan kaynaklarından Psidya olarak da anılan antik kenti, Burdur geziniz sırasında mutlaka ziyaret etmenizi öneririz. Ancak antik kent o kadar kapsamlı ki, tarih tutkunları antik kentte rahatlıkla dolu dolu bir gün geçirebilir.
Burası neresi? Burdur’un Bucak ilçesinde yer alan tarihi kent, Çamlık beldesi olarak da bilinen Kestros Vadisi’nin yakınlarında bulunuyor. Oldukça dik ve etrafı uçurumlu bir tepede yer alan antik kent, tarihi kaynaklara göre Solymoslular ve Psidia’lılar tarafından kurulmuştur. Daha sonra kentte MÖ 4. yüzyılda Lidyalıların, MÖ 330 senesinde ise Büyük İskender’in hakimiyet kurduğu bilinmektedir. Şehir MÖ 188 senesinde Bergama Krallığı’ının hakimiyetine girmiş ve sonrasında MÖ 25 senesinde uzun yıllar hakim olacak olan Romalılar tarafından ele geçirilmiştir. Uzun dönem Psidia halkının kullandığı antik kent, daha sonradan Roma Dönemi’nde de aktif olarak kullanılmış. Roma ve Psidia döneminden kalma eserlerin günümüze ulaşanları oldukça etkileyici bir görsele sahip.
Grek dilinde uçurum anlamına gelen Kremna adını alan kentin etrafında herhangi bir koruma önlemi olmadığı için özellikle de küçük çocuklu ailelerin dikkatli olması gerekiyor. 1970’li yıllardan itibaren kazı çalışmaların yapıldığı kentten çıkarılan 9 tane tanrıça heykeli Burdur’un merkezinde yer alan Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.
Neden gitmeliyim? Günümüzde hala etkisini hissettiren bir öneme sahip olan Kremna Antik Kenti, üzerini örten yeşil bitki örtüsü ile doğanın ve tarihin bir arada görülebileceği güzel bir gezi yapma olanağı sunmaktadır. Karşılaşacağınız muhteşem manzara ise gezinizin bonusu olacaktır.
Burası neresi? Burdur’da gezilecek tarihi yerler listemize şehir merkezine 1 saatlik bir mesafede yer alan Bucak ilçesinin Kocaaliler Köyü’ndeki Milyos Antik Kenti ile devam ediyoruz. Torosların üzerinde yer alan antik kentin, Roma ve Helenistik dönemde yerleşim alanı olarak kullanıldığı düşünülüyor. Kentin tarihinin MÖ 5. ve 4. yüzyıla kadar indiği tahmin edilmektedir. Oldukça dik ve tehlikeli bir noktada yer alan antik kentin bulunduğu alana araçla ulaşabilmek mümkün değil. Belli bir noktaya kadar asfalt yoldan gittikten sonra oldukça dar patikalardan 2 km kadar daha yol yürümeniz gerekiyor.
Neden gitmeliyim? Genellikle doğa sporlarıyla ilgilenenlerin parkur olarak tırmandığı Milyos, içerisinde yer alan antik tiyatrosu ve Nekrapol alanıyla birlikte, eşsiz manzarasıyla mutlaka görmeye değer bir kent. Kesme taşlardan inşa edilen şehir, geçmişte yaşanan depremler nedeniyle büyük oranda yok olmuş olsa da doğası ve kokusu ile ziyaretçileri etkilemeyi başarıyor.
Burası neresi? Burdur’un Altınyayla ilçesinde yer alan tarihi antik kenti Balboura, Roma döneminden günümüze ışık tutan oldukça etkileyici bir şehir. Antik dönemde “Kabalia” ismiyle bilinen kent, Likyalılara ait bir şehir olarak biliniyor. Oldukça yüksek bir noktada yer alan Balboura, ortasından ırmak geçen estetik açıdan harika bir yaşam alanı olsa da ne yazık ki günümüze çok fazla eser kalabilmiş değil. Geçmişten günümüze ulaşmayı başaran en önemli kalıntı ise mütevazı bir şekilde inşa edilmiş olan tiyatro alanı. İlçeden 6 km kadar güneybatıya gittiğinizde tepe bölgede ulaşabileceğiniz antik kent, keşif yapmayı seven tarih tutkunları için ziyaret edilebilecek yerlerin başında geliyor.
Burası neresi? İlk olarak 1950’li yıllarda başta James Mellaart olmak üzere İngiliz bilim insanlarının kazı çalışmalarını başlattığı antik höyük, son 8 yıldır kazı çalışmalarının aktif olarak devam ettiği etkileyici bir tarihi alan. 5 bin yıl kadar geçmişe dayanan tarihiyle eski insanların yaşam biçimleri ve mimari unsurları hakkında bilgi veren höyük, kalın ve büyük surlara ev sahipliği yapıyor. Gerçekleştirilen araştırmalar neticesinde bölgedeki geçmişin Neololitik döneme kadar uzandığı anlaşılmaktadır. Yazının uğramadığı höyükte çıkan mühürler en dikkat çekici kalıntılar arasında gösterilmektedir.
Saldırılardan korunmak amacıyla kazamat sisteminin uygulandığı antik kentte yaşayan insanların kültürel açıdan döneminin çok ötesinde olduğu görülmektedir. Hatta böylesi bir savunma sistemiyle donatılmış bir şehrin birileri tarafından savaşarak kazanılamayacağı, ancak ve ancak bir hile ile ya da doğal bir afet neticesinde ele geçirilebileceği fikri savunulmaktadır. Bu da kentin, bir imparatorluğun merkez şehri olabileceği tezini güçlendirmektedir.
Neden gitmeliyim? Şehir merkezinden yaklaşık 26 km gittikten sonra ulaşabileceğiniz höyükte kazı çalışmaları halen devam ettiği için içeriye girmeniz mümkün değil ancak çalışmaları alanın dışından izleyebilirsiniz. Burası, Burdur’un tarihi hakkında tarih öncesi döneme dair kazı çalışmalarının gerçekleştirildiği ilk yer olma özelliğine sahiptir.
Burası neresi? Bir şehrin tarihi dokusunu en güzel yansıtan yapılardan birisi de, hiç şüphesiz tarihi konakları oluyor. Burdur şehri bu konuda şanslı, zira geçmişten günümüze ışık tutan tarihi konaklarının içerisinde harika şekilde korunanlar bulunuyor. Şehrin merkezinde yer alan Merkez Oluklaraltı’nda yer alan Bakibey Konağı, Değirmenler Mahallesi’ne geldiğinizde görebilirsiniz. Kitabesine göre 17.Yüzyılda inşa edilen konak, Osmanlı’nın sivil mimari yapılarının en güzel örneklerinden. Yapıya ait ulaşılabilen en eski tapu kaydı ise 1830 yılına aittir ve Raşit Bey üzerinedir. Binanın inşası sırasında taş temel ve duvarlardan faydalanılmış üst katlara çıkıldıkça ahşabın hakim olması sağlanmıştır. Konağın iç kısmında gümüş ve kalem işi süslemelerden yararlanılmıştır.
Koca Oda olarak da anılan konağın resmi kayıtlarda ilk sahibinin Reşit Bey olduğu bilgisi de yer alıyor. İki katlı ve işlemeli ahşap mimarisiyle hayranlık uyandıran konak, 2003 yılından beri Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çalışmaları sonucu halkın hizmetine açılmış. Konaktaki ilk restorasyon çalışmaları ise 1988 senesinde gerçekleşmiştir.
Neden gitmeliyim? Bakibey Konağı, Burdur ilinin en önemli tarihi yerleri arasında bulunmaktadır. Konağı ziyaret edenler dönem özelliklerine göre tasarlanmış iç mekan sayesinde kendilerini 17. yüzyıldaymış gibi hissetme ve 17. yüzyıl Osmanlı sivil mimarisini inceleme olanağına sahip olmaktadır.
Burası neresi? Burdur’un şehir merkezinde yer alan tarihi konaklarından bir diğeri de, oldukça kıymetli bir miras olan Taşoda Konağı. Osmanlı döneminde inşa edilen Türk-İslam evlerinin en güzel örneklerinden biri olan konak, 17. yüzyılda inşa edilmiş. Aynı zamanda etnografya müzesi olarak da anılan konağın bir kısmı günümüzde Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi tarafından yemek yiyebileceğiniz ve bir şeyler içebileceğiniz bir restoran olarak hizmet veriyor.
Kitabesine göre Kınalı Aşireti’nin mensuplarından Emin Bey’in yaptırdığı konak, 1978 yılında yapılan restore çalışması sonrasında günümüzde kadar gelebilmiş. Ahşap mimarisi ve yemyeşil avlusuyla dikkat çeken konak, günümüzde tüm halkın ziyaretine açık. Pazar Mahallesi’nde yer alan konağa, şehir merkezinden keyifli bir yürüyüş gerçekleştirerek ya da şehir içinden kalkan araçlarla kolayca ulaşabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Konak gerek geçmiş dönem mimari yapılarını incelemek için gerekse sahip olduğu etnografik unsurlar nedeniyle yöre halkının yaşamına dair bilgiler edinmek için görülebilecek Burdur’daki tarihi yerler arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Mısırlılar Evi, Oluklaraltı Caddesi’nde oldukça kolay ulaşabileceğiniz bir noktada yer alıyor. 19. yüzyıla ait olduğu bilinen bina, iki katlı taş ve ahşap işçiliği ile sokakta ilk göze çarpan yapı desek yanlış olmaz. Konağın yapımı 1895 senesinde tamamlanmıştır. Klasik Osmanlı ev mimarisi ile inşa edilen konak, restore edildikten sonra, 2019 senesinden itibaren yemek yiyebileceğiniz bir işletme olarak hizmet vermeye başlamış.
Günümüzde özellikle de hafta sonu, konağın etkileyici havasının içerisinde kahvaltı etmek isteyenlerle dolup taşıyor. Siz de Burdur geziniz sırasında, ücretsiz olarak gireceğiniz Mısırlılar Evi’nin tarihi dokusunun keyfini çıkarırken, harika bir kahvaltı edebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Tarihi bir konakta hem tarihte yolculuğa çıkabilir hem de Burdur gezisi esnasında güzel bir yemek molası verme fırsatını yakalayabilirsiniz. Özellikle gezinti yapmadan önce sağlam bir kahvaltı yapmak isteyenler için Mısırlılar Konağı’nın çok iyi bir seçim olacağını düşünüyoruz.
Burası neresi? Susuz Kervansaray’ı olarak da bilinen Burdur’un en meşhur tarihi yerlerinden Susuz Han, Burdur’un Antalya-Bucak karayolu üzerinde yer alıyor. Susuz Köyü’nün sınırları içerisinde yer alan tarihi han, üzerinde yer alan kitabesine göre 1237-1246 yılları arasında Anadolu Selçuklu Sultanı olan II. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılmış.
Dikdörtgen mimari planla yapılan han, taş işçiliği ve geometrik desenleriyle dikkat çekiyor. Yapının yaklaşık ebatları ise 28×30 metredir ve yapımı esnasında mermer yanında düzgün kesme taşlar da kullanılmıştır. Yakın bir zamanda restore edilen han ile ilgili 2008 senesinde gerçekleştirilen restorasyonun aslında uygun olmadığı yönünde eleştiriler yapılıyor olsa da, geziniz sırasında meşhur Susuz Han’ı gözlemleyebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Kervansaray, Burdur’daki en önemli Anadolu Selçuklu eserlerinden biri olması nedeniyle şehirdeki görülmesi gereken noktalar arasında yer almaktadır.
Burası neresi? İncirhan, Burdur’un ilçelerinden biri olan Bucak ilçesinde yer alıyor. İlçe merkezine 7 km mesafede yer alan kervansarayı, İncirdere Köyü sınırlarına girdiğinizde görebiliyorsunuz. Burdur’un turistik yerleri arasında bulunan kervansaray, tarihi kaynaklara göre 1339-1340 yılları arasında Anadolu Selçukluları’nın Sultanı Gıyaseddin Bin Keykubad’ın isteği üzerine inşa edilmiştir. Dikdörtgen bir plana sahiptir. Anadolu Selçuklu döneminde ticari faaliyetlerin canlı kalması konusunda aktif bir rol oynamış ve tüccarların konaklaması amacıyla kullanılmıştır. Günümüze ahır kısmı en sağlam bir şekilde ulaşmayı başarmıştır. İstiridye şeklinde inşa edilmiş taç kapısı ise kesinlikle görülmeye değer en önemli kısımlarının başında gelmektedir.
Neden gitmeliyim? Dikdörtgen mimari ile inşa edilen kervansaray, girişinde yer alan taç kapısından, kemerli kapılarına her bir unsuruyla dikkat çekiyor. 1993 ve 2000 yıllarında kazı çalışmalarını yapıldığı kervansaray, zaman içerisinde zarar görmüş olsa da hala sağlam bir şekilde ayakta ve ziyaretçilerini bekliyor.
Burası neresi? Antik Mısır döneminden beri Dünya’nın neredeyse çoğu şehrinin meydanında yer alan saat kuleleri, Türkiye’nin de pek çok şehrinde bulunuyor. Burdur’un şehir merkezindeki Burdur Ulu Cami’nin karşısında yer alan tarihi saat kulesi, dönemin Konya Valisi olan 1830 yılında analog bir saat olarak inşa edilmiş. Kule zeminden tepeye doğru daralmakta ve toplamda 6 boğumdan oluşmaktadır.
30 metre yüksekliğindeki kule, 1914 yılında bölgede yaşanan deprem nedeniyle büyük zarar görerek yıkıldığı için 1936 yılında Kahyaoğlu Hacı Ali Emir Bey’in isteğiyle yeniden yaptırılan kuleyi şehir merkezinde yapacağınız keyifli bir yürüyüş sırasında gözlemleyebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Küçük bir şehir olan Burdur’da görülecek en önemli tarihi yerler arasında bulunan Saat Kulesi, Burdur’un simge yapılarından biri olması nedeniyle mutlaka görülmesi gerekmektedir.
Burası neresi? Burdur’un tarihi kütüphanelerinden Pirkulzade Kütüphanesi, şehir merkezine geldiğinizde kolaylıkla ziyaret edebileceğiniz bir yer. Burdur Müzesi’nin bahçe kısmında yer alan kütüphane, eskiden yanında medresesi ile birlikte yer alıyormuş ancak medrese günümüze kadar ulaşamadığı için yapıldığı 1823 yılından günümüze sadece kütüphane gelebilmiş.
Müze binası ilk olarak teşhir salonu olarak kullanılmış ve eserler burada sergilenmeye başlanmıştır. Müze ilk olarak 12 Haziran 1969 senesinde ziyaretçilerini kabul etmiştir. Zamanla kütüphane binasının yetersiz kalması ile 2001 yılında daha aynı alanda daha kompleks bir müze alanının inşasına karar verilmiştir. 2006 senesinde çalışmalarının tamamlanmasının ardından müze, yeni binasına taşınmıştır.
Neden gitmeliyim? O dönemlerden kalan belgelere göre dönemin Burdur Müftüsü olan Küçük Şeyh Mustafa Efendi’nin yaptırdığı kütüphane, günümüzde Türk-İslam eserlerinin sergilendiği mutlaka ziyaret etmeniz gereken tarih dolu bir alan.
Burası neresi? Burdur’un tarihi eserlerle dolu geçmişinden günümüze gelebilmiş eserlerden birisi de Derviş Mehmet Paşa Kütüphanesi. Şehir merkezinde yer alan Oluklaraltı caddesindeki kütüphane, şehir içinde dolaşırken kolayca bulabileceğiniz bir konumda bulunuyor. Uzun süre harabe halinde bulunan kütüphane, yakın zamanda yapılan restorasyon çalışması sonrasında temiz bir görünüme kavuşturulmuş. Tarihi kaynaklarda 1816 yılında dönemin Burdurlu Sadrazamı olan Derviş Mehmet Paşa’nın yaptırdığı bilinen kütüphane, Şeyh Sinan Cami’nin de hemen karşısında yer alıyor. Kütüphane 1913 depremi sırasında büyük hasar görmüştür. Uzun süre ilgisiz kalan kütüphane, 2013 senesinde gerçekleştirilen restorasyonun ardından hizmet vermeye hazır hale getirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Derviş Mehmet Paşa Kütüphanesi’ni önemli kılan şeylerin başında 19. yüzyılın sonlarında Burdur’da yapılmış olan 4 kütüphaneden en önemlisi ve günümüze kadar en sağlam şekilde ulaşabilmiş olmasıdır. 4500 kitaba ev sahipliği yapan kütüphane, bu bağlamda en fazla kitaba sahip olması nedeniyle de büyük bir öneme sahiptir.
Burası neresi? Bir şehrin tarihini anlayabilmek, geçmişten günümüze ışık tutan eserleri görebilmek için en önemli yerlerden birisi de hiç şüphesiz ki müzeleri oluyor. Burdur’a gelen tarih tutkunlarının da mutlaka ziyaret ettiği noktaların başında gelen Burdur Arkeoloji Müzesi’nin temelleri ilk olarak 1956 yılında atılmış. İlk olarak kütüphane binasında ziyarete açılan müze, 2006 yılında yeni binasında ziyaretçilerini ağırlamaya başlamıştır. Burdur tarihi eserleri için en önemli ziyaret noktalarının başında gelen müze binası, tarihi Pirkulzade Kütüphanesi’nin mimarisiyle benzer şekilde inşa edilmiştir.
Neden gitmeliyim? Burdur ve çevresinde yer alan antik kazı alanlarından toplanan eserlerin yer aldığı müzede, Antik Çağ’dan günümüze ışık tutan 60 bine yakın eser sergileniyor. Oldukça zengin bir koleksiyona sahip olan müze, bu özelliği sayesinde 2008 yılında Gezilip Görülmeye Değer Müze” ödülünün de sahibi olmuştur. Şehrin en önemli antik kenti olan Saggalassos’ta yer alan çoğu eserin de yer aldığı müzeyi, gezi turunuza eklemeyi unutmayın.
Burası neresi? Dünya’nın varlığının tarihi izlerini takip edebileceğimiz en güzel oluşumlardan biri olan Doğa Tarihi Müzeleri dünyanın her yerinden oldukça önemli kurumlar olarak kabul ediliyor. Özellikle de gelişmiş ülkelerde oldukça kıymetli olan bu müzeler, şehirden çıkan milyonlarca yıllık fosillerin sergilendiği, aynı zamanda da çeşitli eğitimler verilen yerler oluyor.
Burdur’un şehir merkezinde yer alan Zafer Mahallesi’ndeki Doğa Tarihi Müzesi’de tam olarak bu özellikleri taşıyor. Burdur Arkeoloji Müzesi’yle bağlantılı şekilde işleyen müze, Burdur’un Elmacık Köyü’nden çıkarılan milyonlarca yıllık fil iskeletinden, diğer canlılara kadar pek çok fosil sergisi ile sizleri bekliyor. 2016 senesinde hizmete açılan müze, milyonlarca yıllık canlıların tarihine tanıklık etmeye olanak tanıyor. Dünya tarihinin en büyük fili olarak kabul edilen “Güney Mamutu”na ait olan 3,2 metre uzunluğa ve 100 kg ağırlığındaki savunma dişi ise müzedeki en dikkat çekici nesnelerin başında geliyor.
Neden gitmeliyim? Özellikle çocuklu aileler tarafından hazırlanacak Burdur tarihi yerler listesinde mutlaka olması gereken Doğa Tarihi Müzesi, çocukların sıkılmadan gezebileceği oldukça ilgi çekici ve bolca öğretici bir durak.
Burası neresi? Dörtayak Türbesi, şehrin merkezinde bulunan Hıdırlık mevkiinde yer alıyor. Üzerinde kitabesi bulunmadığı için tam olarak ne zaman yapıldığı ve kime ait olduğu bilinmeye türbenin, 13. veya 14. yüzyıla ait bir Osmanlı yapısı olduğu düşünülüyor. 1984 senesinde yenilenen yapı, daha sonra 2009 senesinde belediye tarafından da düzenlenerek daha düzenli bir yer haline getirilmiştir. Oldukça sade bir planla inşa edilen yapının süslü olan tek kısmı ise mihrabıdır.
Neden gitmeliyim? Kümbet, Burdur’daki Türklere ait en önemli ve eski anıtlardan biri olması nedeniyle görülmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…