Bitlis, Selçuklu Devlet’inden, Urartulara tarihe yön veren devletlerin ve önde gelen isimlerin varlığına ev sahipliği yapmış, oldukça önemli bir şehir. Her dinden milletin yaşam sürdüğü Doğu’nun en önemli tarihi eserlerini bünyesinde barındıran Bitlis’i, sizler için keşfe çıktık. İşte sizler için hazırladığımız, şehre geldiğinizde mutlaka görmeniz gereken Bitlis tarihi yerler listemiz;
Bitlis tarihi hakkında; Tarihi 7 bin yıl öncesine kadar uzanan Bitlis, ülkemizin en eski yerleşim yerlerinden biri olarak adeta bir açık hava müzesi özelliği taşımaktadır. Geçmişte Asurlular, Persler, Yunanlılar, Bizanslılar Ermeniler tarafından şehir çok farklı isimlerle anılmıştır. Bu isimlerin hemen hepsi de “Bitlis” ismini andırmaktadır. Şehrin ismi “havası ve suyu çok güzel olan yer” anlamına gelmektedir.
Şehir, 13 asırdır Müslümanların elinde bulunmaktadır. Hz. Ömer ve arkadaşlarının 641 senesinde fethetmesinin ardından hep Müslüman bir şehir olarak kalmıştır. Şehir, 1071 senesinde Selçukluların hakimiyetine girmiştir. 1514 senesinde Safevilerin elinde bulunan şehir, Osmanlı hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in Şah İsmail’i yenmesiyle Osmanlı topraklarına katılmıştır. Cumhuriyet dönemine gelindiğinde Muş iline bağlanmış olan şehir, 1936 senesinde il statüsüne kavuşmuştur.
Bitlis’in en ünlüleri; Tuğrul Bey Camii, Selçuklu Mezarları ve birçok ünlü kümbet ve türbe Bitlis’teki en ünlü tarihi yerler arasında bulunmaktadır.
Bitlis gezi tavsiyesi; Bitlis’e geldiğinizde büryan kebabını mutlaka denemenizi öneriyoruz. Bunun yanı sıra inci kefalini tatmalısınız ancak çok sıra dışı bir lezzet olmadığını belirtmeliyiz 🙂 Eğer vaktiniz genişse Van Gölü etrafında bir veya iki günlük bir tur düzenleyerek Akdamar Adası, Muradiye Şelalesi gibi yakın bölgedeki önemli noktaları da görebilirsiniz.
Müzekart; Ahlat Müzesi dışındaki yerlere ücretsiz bir şekilde girebiliyorsunuz. Sadece Ahlat Müzesi için de Müzekart çıkarmak çok uygun olmayacaktır. Tabi karar sizin 🙂
Burası neresi? Tatvan ilçesinin Eski Ahlat yolu üzerinde yer alan kale, tarihi bilgilere göre 1550-1560 yılları arasında inşa edilmiş. Kanuni Sultan Süleyman’ın Veziri olan Zal Paşa’nın yaptırdığı kale, Tuğ Mahallesi’nde bulunuyor.
Uzun yıllar bölgenin korunmasında önemli rol oynayan kale, Adilcevaz ve Ahlat Kalesi’nin İran Şahı Tahmasap tarafından ele geçirilmesinden sonra istila edilmiş. İstila edildikten sonra kaleden Van’a giden yardımların engellenmesi için yıktırılan kale, geriye kalan kalıntılarıyla günümüze kadar ulaşabilmiş.
Burası neresi? Bitlis’in ilçelerinden biri olan Ahlat’ta yer alan tarihi kale, Ahlat Sahil Kalesi adıyla da biliniyor. Kale Osmanlılar zamanında inşa edilmiş olsa da, aslında ilk olarak Urartular tarafından inşa edilmiş. 1224 yılında yaşanan büyük bir deprem sonrası yıkılan kale, 1556 yılına kadar kalıntı halinde kalmış. İran seferi dönüşüne Ahlat’a gelen Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle kale yeniden inşa edilmiş.
Neden gitmeliyim? Zal Paşa ve Mimar Sinan’a yaptırdığı kale, dörtgen mimariye ve 13 kuleye sahip. İlk yapıldığı tarihlerde, göle bakan kalenin içerisinde 350’ye yakın evden, camiye ve hamama kadar pek çok yaşam alanının bulunduğu bilinse de, ne yazık ki günümüze sadece kale kalıntıları kalabilmiş. Buna rağmen kalenin çevresinin de gezilebilir güzellikte olması Ahlat Kalesi’ni Bitlis’in önemli tarihi yerleri arasında göstermemizi sağlıyor.
Burası neresi? Bitlis’in doğa harikalarıyla dolu Adilcevaz ilçesinden bu sefer tarihi bir kale ile karşınızdayız. Bölgeye gelen İran Şahı Tacettin Alişan’ın isteği üzerine yapılan kale, H. 940 yılında inşa edilmiş. Van Gölü’nü gören bir tepede yer alan Adilcevaz Kalesi, Kanuni Sultan Süleyman tarafından ele geçirilerek Osmanlı himayesine girmiş.
Neden gitmeliyim? Zal Paşa tarafından yönetilen kale, tarihi bilgilere göre 38 kuleye sahipmiş ancak kuleler günümüze kadar ulaşamamış. Aktif olarak kullanıldığı dönemde içerisinde 70 hane ve camiden ambarlara kadar pek çok yapının yer aldığı kaleye geldiğinizde içerisinde yer alan Davullu Mağarası’nı da ziyaret edebilirsiniz. Anlatılana göre Hz. Ali, dinlenmek için atıyla bu mağaraya gelmiş ve burada konaklamıştır. Mağaraya çıkılırken karşılaşılan at nallarının da Hz. Ali’nin atına ait olduğu rivayet edilmektedir.
Burası neresi? Bitlis’e geldiğinizde, şehir merkezinde yer alan tarihi kaleyi mutlaka göreceğinizden eminiz. Bitlis çarşısının hemen üst kısmında yer alan kale, aynı zamanda şehre de adını veren Büyük İskender döneminin önemli komutanlarından Badlis’in isteğiyle inşa edilmiş. MÖ 312 yılında inşa edilen kale, 56 metre yüksekliğinde surlarıyla dikkat çekiyor. Surların uzunluğu ise 2800 metreyi bulmaktadır.
Derenin birleştiği alanda yer alan devasa bir kayanın üzerine kurulmuş olan kale, kullanıldığı dönemde adeta ayrı bir şehir olarak kullanılmış ve korunmak için herhangi bir hendeğe ihtiyaç duyulmamıştır. İçerisinde 300 evden, cami ve hana kadar farklı yapıların yer aldığı yapı, çarşı ve bedestenlere de ev sahipliği yapıyor.
Burası neresi? Bitlis’in en meşhur tarihi yapılarından biri olan Ulu Cami, şehir merkezinde ve oldukça kolay bir ulaşım noktasında yer alıyor. Ebul Muzaffer Muhammed’in isteğiyle 1150 yılında inşa edilen cami, konik kubbesi ve tek minaresi ile dikkat çekiyor. Minare mimari açıdan Osmanlı özelliği taşıyor, zira 1492 yılında Osmanlılar tarafından inşa edilmiş. Cami, ünlü türküdeki beş minareden biri olma özelliğiyle de ilgi çekmektedir.
Neden gitmeliyim? Bitlis’in en eski tarihi yapılarından olan Ulu Cami, 17. yüzyıldan itibaren günümüze gelene kadar birçok kez onarımdan geçirilmiş. Onarımlar nedeniyle tarihi dokusunu bir nebze kaybetmiş olsa da, mimari ve tarihi dokusunu hissetmek için camiyi ziyaret edebilirsiniz.
Burası neresi? Bitlis’in şehir merkezinde yer alan tarihi Gökmeydan Cami, üzerinde yer alan kitabeye göre 1801 yılında inşa edilmiş. Dikdörtgen ve sivri mimariyle inşa edilen cami mimari yapısıyla dikkat çekiyor.
Neden gitmeliyim? Minaresinin üzerinde asimetrik motif ve işlemelerin yer aldığı camiyi, ibadet saatlerinden sonra ziyaret edebilirsiniz. Caminin minaresinin Atatürk’ün emriyle inşa edildiği bilinmektedir. Caminin minaresi aynı zamanda Bitlis’teki beş minareden biridir.
Burası neresi? Şerefiye Külliyesi ve Cami, Bitlis’in şehir merkezinde yer alıyor. Üzerinde yer alan kitabesine göre 1529 yılında inşa edilmiş olan cami, IV. Şerefhan’ın isteğiyle yaptırılmış. İçerisinde medrese, imaret ve caminin bulunduğu külliye şehirden görülen doğu cephesinde yer alan motiflerle de dikkat çekiyor. Cami, yakın zamanda restore edilmiştir.
Neden gitmeliyim? Tarihi dokusunu korumaya devam eden cami, günümüzde ibadet için halen aktif olarak kullanılıyor. Caminin kapı ve pencereleri ise Osmanlıdan kalma çok önemli parçalar olarak görenlerin hayranlığını kazanmaktadır.
Burası neresi? Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde yer alan tarihi bir diğer cami de, Tuğrul Bey Camisi. Bir diğer adıyla Zal Paşa Cami olarak bilinen tarihi yapıyla ilgili iki farklı tarihi veri bulunuyor. 16. yüzyılda Zal Paşa tarafından inşa edildiği ya da eski bir caminin yine aynı tarihte yeniden onarıldığı bilgisi mevcut.
Neden gitmeliyim? Üzerinde ayrı ayrı on iki küçük kubbenin yer aldığı cami, Ahlat yolu üzerinde gölün kenarında oldukça güzel bir ziyaret noktasında yer alıyor. Şu anda oldukça sağlam bir durumda olan cami, ibadet etmek isteyenlere hizmet vermektedir.
Burası neresi? Listemizin camiler bölümünün son camisi de, Ahlat ilçesinde yer alıyor. Ahlat’ın eski kalesinin olduğu alanda bulunan İskender Paşa Camii, 1584 yılında inşa edilmiş. İskender Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan cami, Osmanlı’nın en güçlü padişahlarından Yavuz Sultan Selim döneminde yapılan önemli eserlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Daha sonra oğlu Kanuni Sultan Süleyman tarafından onarım ve genişletme çalışmalarının yapıldığı cami, Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri.
Burası neresi? Bitlis’in şehir merkezinde bulunan önemli medreselerden biri olan İhlasiye, 1216 yılında Selçuklular tarafından inşa edilmiş oldukça etkileyici bir yapı. Selçuklu mimarisinin izlerinin tamamını taşıyan medrese, yapıldığı dönemde verdiği eğitimler sayesinde tarihte oldukça önemli bir yer tutuyor. Eski üniversiteler olarak adlandırılan medreselerin önemini bir kere daha kanıtlayan yapı, tarihi dokusuyla görenleri büyülüyor.
Neden gitmeliyim? 1589 yılında Bitlis hanı olan V. Şerefhan’ın onarımdan geçirttiği medrese, günümüzde arkeoloji müzesi olarak kullanılması için restorasyon sürecine alınmış. Bugün halen Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’ne ait olan yapıyı, Bitlis geziniz sırasında ziyaret edebilirsiniz.
Burası neresi? Bitlis’in etkileyici tarihi medreselerinden olan Yusufiye Medresesi’nin, üzerinde herhangi bir kitabe bulunmadığı için yapım tarihi net olarak bilinmiyor. Ancak mimari yapısından ve tarihi verilerden anlaşıldığı kadarıyla XVIII– XIX. Yüzyılda yapılmış olabileceği düşünülüyor. Kesme taş ve molozdan inşa edilen medrese, şehrin meşhur mezarlığının yer aldığı Cennet Çukuru’nun olduğu alana da oldukça yakın. Bir dönemler cezaevi olarak da hizmet veren medrese, şu anda halen restore aşamasında.
Burası neresi? Bitlis’in Tatvan yolu üzerinde yer alan El Aman Hanı, Türkiye’nin en önemli tarihi hanlarından biri. Osmanlı Devleti döneminde inşa edilen han, Van Beylerbeyi olarak bilinen Köse Hüsrev Paşa tarafından 16. yüzyılda inşa edilmiş. Hayrat amacıyla yapılan han, yapıldığı andan itibaren oldukça önemli ve hareketli bir kervansaray haline gelmiş. İçerisinde 45 odanın bulunduğu han, tarihi dokusuyla ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekiyor.
El Aman Han’ın adının nereden geldiğine dair iki farklı söylem bulunmaktadır. Birincisinde çok zorlu kış şartlarında hana sığınan yolcuların “El Aman! yok mudur cankurtaran” şeklindeki nidalarıdır. Bir diğeri ise hanın geçmişte gaddar bir hancı tarafından işletilmesiymiş. Hana gelen kervancılar bu zalim hancının elinden çileler çektikten sonra “El-aman” diyerek handan kurtulduklarına şükrederlermiş.
Neden gitmeliyim? Konaklama amacıyla kullanılan han, günümüzde halka açık olarak ziyaret ediliyor. Geniş avlusu ve beş bölümüyle mimari açıdan zevkli bir Osmanlı mimarisine sahip olan han, yakın zamanda restore edilmiş. İçerisinde restorandan hamama, kütüphaneden şark odalarına kadar vakit geçirebileceğiniz pek çok sosyal alan yer alıyor.
Burası neresi? Kendisiyle aynı ismi taşıyan Hatuniye Köprüsü’nün yanı başındaki hanın üzerinde kitabe yer almıyor. Ancak tarihi kaynaklara göre XI. yüzyılda Abbasi sultanlarından olan Sultan Evhadullah’ın kızı olan Hamu Hatun’un yaptırdığı tahmin ediliyor. Kesme taştan, dikdörtgen mimariyle inşa edilen han, günümüzde ne yazık ki oldukça atıl bir durumda ziyaretçilerini bekliyor.
Burası neresi? Bitlis’in tarihi eserlerinden birisi de Hüsrev Paşa Hanı olarak da bilinen Papşin Hanı. Tatvan Bitlis karayolu üzerinde yer alan han, tarihi kaynaklara göre 17. yüzyılda dönemin Beylerbeyi Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmış.
Neden gitmeliyim? Dönemin önemli hanlarından biri olan Papşin, kesme taş ve molozdan inşa edilmiş oldukça estetik bir yapı olarak günümüze kadar ulaşabilmiş, mutlaka ziyaret etmeniz gereken tarihi bir yer.
Burası neresi? Türkiye’nin önemli kümbetlerinden biri olan Emir Bayındır Kümbeti Bitlis’in Ahlat ilçesinde yer alıyor. Mimari yapısıyla oldukça ilgi çeken kümbet, ilk gördüğünüz anda mimari estetiğiyle sizi büyüleyebilir. Sade bir mimariyle inşa edilmesine rağmen bu kadar etkileyici bir estetiğe sahip olması ise heyecan verici. Kümbetin yapımında tamamen kesme taş kullanılmıştır. Üzerinde yer alan kitabeye göre Bayındır İbn-i Rüstem’in isteği üzerine 1477 yılında inşa edilen kümbet, Taht-ı Süleyman mahallesinde yer alıyor. Kümbetin yanında kümbetle aynı ismi taşıyan bir de küçük bir cami yer almaktadır.
Neden gitmeliyim? Selçukluların Anadolu’ya ilk adım attığı yerlerin başında kabul edilen Ahlat’ta bulunan bu muhteşem kümbet, Selçuklu döneminden günümüze ulaşabilen Ahlat’taki önemli kültür varlıklarından biridir.
Kaçırmayın! Kümbete çok yakın bir konumda bulunan Selçuklu Mezarları’nı mutlaka ziyaret etmeniz gerektiğini belirtelim.
Burası neresi? Emir Ali Kümbeti, Bitlis’in Ahlat ilçesinde yer alıyor. İki kubbe mahallesinde yer alan kümbetin üzerinde yer alan kitabe ne yazık ki Rus harbinde kırılmış. Ancak tarihi kaynaklara ve verilere göre kümbetin 12. yüzyılda yaptırıldığı biliniyor ancak 13. veya 14. yüzyılda yapılmış olabileceği de tahmin edilmektedir. Kümbet, 1976 senesinde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tadilattan geçirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Ahlat’ta yer alan kümbetler içerisinde en ilginç mimari yapıya sahip olan Emir Ali Kümbeti, içerisinde yer alan eyvanıyla ve tek katlı olmasıyla dikkat çekiyor.
Burası neresi? Usta Şagirt ya da Usta Şakirt adıyla bilinen kümbet, Ahlat ilçesinde yer alan çok sayıdaki kümbetlerden birisi. Aynı zamanda ilçedeki en büyük kümbet olarak bilinen Usta Şagirt Kümbeti, üzerinde kitabesi bulunamadığı için ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmiyor. Eskiden yanında yer alan kümbetin yapılış tarihine göre 13. yüzyılda yapıldığı düşünülen kümbet, 3 penceresinden, 7 metre uzunluğundaki silindir yapısına, mimari yapısıyla görenlerin ilgisini çekiyor.
Söylentiye göre kümbetin bulunduğu yerde aslında iki adet kümbet inşa edilmiş. Bu kümbetlerden biri usta, diğeri ise çırağı tarafından yapılmıştır. Bir süre sonra ustanın yaptığı yıkılıp çırağın yaptığı ayakta kalında ismine “Usta Şakirt Kümbeti” denmiştir.
Neden gitmeliyim? Ulu Kümbet, bölgedeki önemli Selçuklu kümbetlerinden biridir. Bölgede bulunan diğer birçok kümbet gibi 2 katlı bir şekilde yapılmıştır. Mezarların güney kısmında bulunan kümbet etkileyici mimarisi ile görenleri şaşkına çevirmeyi başarıyor. Kümbet, aynı zamanda Ahlat’ta ziyaret edebileceğiniz en büyük kümbet olma özelliğini taşımaktadır.
Burası neresi? 13. yüzyılda inşa edilen Çifte Kümbet, iki ayrı kümbet olarak karşımıza çıkıyor. En büyük kümbet, Bugatay Aka ile Şirin Hatun için inşa edilmiş. Diğer daha küçük olan kümbet ise, Esen Tekin Hatun ve Hüseyin Timur için yapılmış. İkinci kümbetin üzerinde yer alan kitabesinde 1280 yılında inşa edildiği yazıyor, ancak birinci kümbetin net bir yapım tarihi yok.
Neden gitmeliyim? Taş ustalığının mükemmel inceliklerini gözlemleyebileceğiniz kümbetleri, tarihi gezinizde ziyaret etmeyi unutmayın. Yapı sahip olduğu muhteşem mimari ile Ahlat’taki simge yapılardan biri kabul edilmektedir ve Ahlat’ta yan yana görebileceğiniz tek kümbetler topluluğu burasıdır.
Burası neresi? Bitlis’in tarihinde önemli yer tutan Abdurrahman Gazi, Ahlat’ta yer alan türbesiyle, bölgeye gelenlerin ilk ziyaret ettiği yerlerden birisi. Türbenin 641 senesinde inşa edildiği düşünülmektedir. Hz. Ömer’in döneminde orduda Ahlat’ı fethetmek için görevlendirilen kişilerden biri olan Abdurrahman Gazi, Ahlat’ta şehit düştüğü için türbesi de burada yer alıyor. Tam olarak şehit düştüğü yerde yapıla türbe, daha sonradan 1974 yılında bölgenin önde gelen taş ustalarından Tahsin Kalender’e yeniden restore ettirilmiş. Aslında uygun olarak oldukça özenli bir biçimde restore edilen kümbeti, Bitlis geziniz sırasında ziyaret etmeyi unutmayın.
Neden gitmeliyim? Hz. Ömer zamanında Ahlat’ın fethi için bölgeye gelen ve şehit olan Abdurrahman Gazi, İslamiyet’in yayılması noktasında önemli katkılarda bulunmuş biridir ve onun mezarının olduğu düşünülen türbenin mutlaka görülmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Burası neresi? Üryan Baba Türbesi adıyla da bilinen kümbet, Bitlis halkının en sık ziyaret ettiği tarihi türbelerden birisi. İnönü Mahallesi’nde yer alan kümbet, aslen Ahlatlı olduğu bilinen geçmişte yaşamış önemli bir şahsa ait. Şeyh Babo adıyla bilinen Üryan Baba, dünya malı ile nefis terbiyesini sağlayabilmiş, hak yolunda olan, vücuduna sardığı abasından başka mal varlığı olmayan bir kişi olarak tarihte karşımıza çıkıyor. Kendisi bu nedenle “Çıplak Baba” olarak da anılmıştır ve kendisinin asıl isminin “Mahmut” olduğu düşünülmektedir. Türbenin üzerinde yapım tarihi ve kim tarafından yaptırıldığıyla ilgili net bir kitabe yok ancak, türbenin içinde yer alan mezar taşında 1834 tarihi yazılı. Bitlis seyahatiniz sırasında ziyaret edebileceğiniz kümbeti, listenize ekleyebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Üryan Baba olarak anılan zat-ı muhteremin döneminin önde gelen alimlerinden biri olduğu düşünülmektedir. Kendisi adına yaptırılan bu etkileyici türbe de bu düşünceyi kanıtlayan önemli bir mimari yapıdır.
Burası neresi? Osmanlı hanedana oldukça yakın isimlerden biri olan Küfrevi Ailesi mensuplarından Şeyh Muhammet Küfrevi’nin türbesi, Bitlis’in merkezinde yer alıyor. Üzerinde yer alan kitabesine göre 1898 yılında yaptırılan türbe, dönemin padişahı Abdülhamit’in isteğiyle yaptırılmış. İtalyan mimar Alberto’nun yaptığı türbe, Bizans vitraylarına da sahip. Üzerinde yer alan ince işleme desenleri ise ne yazık ki Rus istilası sırasında zarar verilerek boyanmış.
Neden gitmeliyim? Dört kubbesi ve revaklarıyla dikkat çeken bu mimari güzelliğe sahip, Bitlis’in meşhur tarihi yerleri arasında bulunan türbeyi, şehir merkezine geldiğinizde ziyaret edebilirsiniz. Türbeyi farklı yapan detaylardan biri ise Bizans mimarisinin önemli unsurlarından olan vitray çalışmalarıyla süslenmiş olan pencereleridir.
Burası neresi? Bitlis’in Diyarbakır karayolu üzerinde 32 km güneyde yer alan köprü, Selçuklu döneminden günümüze gelen oldukça önemli bir tarihi eser. Üzerinde kitabe bulunmadığı için köprünün tam olarak ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmiyor ancak 16. veya 17. yüzyılda yapıldığı yönünde düşünceler kuvvetlenmektedir. Selçuklu döneminde inşa edilen köprünün daha sonradan Osmanlı döneminde onarımdan geçirildiği de biliniyor.
Neden gitmeliyim? Kesme taş ve molozdan inşa edilen köprü, tek kemeri ve kemer üzerinde yer alan iki gözüyle dikkat çekiyor. Halen kullanıma açık olan köprü, Bitlis’te görmeniz gereken önemli eserlerden birisi.
Burası neresi? Bitlis’te yer alan tarihi bir diğer köprü ise, Akkoyunlular döneminde inşa edilen Emir Bayındır Köprüsü. Köprü oldukça küçük, ancak mimari yapısı o kadar güzel ki, Bitlis’te görmeniz gereken yerler listenizde mutlaka yer almalı. Çevresinde yer alan doğal güzelliklerle, doğa turu sırasında görebileceğiniz köprü, Bitlis’in Hamam Önü mevkiinde yer alıyor. Yapıldığı dönemde yayaların ve kervanların aktif olarak kullandığı köprü, derenin iki ayrı yakasını birleştiriyor.
Neden gitmeliyim? Ahlat’ın ilçesine özgü olarak bilinen volkanik taştan inşa edilen köprüyü, güzel bir koru gezisi sırasında ziyaret edebilirsiniz.
Burası neresi? Bitlis’in şehir merkezinde yer alan Bitlis Etnografya Müzesi, şehre 2005 yılında kazandırılmış oldukça önemli bir müze. Müzenin bulunduğu bina daha önce vali konağı olarak kullanılmış. Şehrin etnik geçmişini ve kültürel ögelerini en güzel gözlemleyebileceğiniz sergi alanlarına ve işçilik eserlerine ev sahipliği yapıyor. Tarihi eserler bodrum, zemin ve 1 kattan oluşan bölümlerde sergilenmektedir. Etnografik eserler müzenin en üst katında bulunmaktadır. Zemin katta ise idari bilimler yer almaktadır. Aynı zamanda müzenin bahçesinde de ağır, taşınması güç taş eserler de görülebilmektedir.
Neden gitmeliyim? Yöresel el sanatları ürünlerini ve Bitlis’in tarihi dokusunu keşfetmek isterseniz, şehir merkezinden yürüyerek ya da şehir içi otobüsleriyle müzeye kolayca ulaşabilirsiniz. Müze çok büyük olmasa da Bitlis’teki insanların yaşamına dair pek çok farklı detayı size sunmayı başarıyor. Müzenin çalışanı ise oldukça yardımsever ve hoş sohbet kişiliği ile insanların takdirini kazanıyor.
Burası neresi? Bitlis’in Ahlat ilçesinde yer alan Ahlat Müzesi, bir diğer adıyla Selçuklu Müzesi olarak da biliniyor. 1971 yılında açılan müze, Ahlat ilçesinde yer alan ve kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkan tarihi eserlere ev sahipliği yapıyor. Müze, ilk olarak açık hava müzesi olarak hizmet vermiş ve sonrasında açık hava müzesinin bulunduğu konumda müze binası inşa edilmiştir.
Neden gitmeliyim? M.Ö 2000 yılından günümüze kadar ulaşabilmiş eserlerin ve, 1965-1991 yıllarında bölgede yapılan çalışmalarda ortaya çıkarılan kalıntıları görmek isterseniz, Ahlat Müzesi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Burası neresi? Bitlis listemizin en ilgi çekici mekanlarından biri olan Ahlat Selçuklu Mezarlığı, Bitlis’in Ahlat ilçesinde yer alıyor. UNESCO tarafından da Dünya Kültür Mirası geçici listesine alınan mezarlık, Selçuklulardan günümüze kalan oldukça önemli bir eser. Bitlis’e geldiğinizde görmeniz gereken yerlerin başında gelen mezarlık, 210 dönümlük alanda yer alıyor. Türklerin Anadolu’ya gelişinde “Anadolu’nun tapusu” olarak adlandırılan Ahlat’ta yer alan tarihi alan, 1400 mezar taşından oluşuyor. Taşların üzerinde yer alan epigrafik yazılarla tarihe ışık tutan kalıntılar, geçmişin gün yüzüne çıkmasında oldukça önemli bir rol oynuyor.
12 veya 13. Yüzyılda dikildiği düşünülen taşlar, taş işlemenin de en güzel örneklerinden. İlk çalışmaların 1996 yılında başladığı alanda, son olarak 2011 yılında restore çalışması gerçekleştirilmiş. Araştırmaların halen devam ettiği mezarlığa, Ağrı-Bitlis karayolu üzerinden ulaşabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Burası, dünyanın en büyük Türk-İslam mezarlığı olması nedeniyle, “Bitlis’in tarihi yerleri nelerdir?” sorusu için verilebilecek en önemli cevapların başında gelmektedir. İlmek ilmek işlenmiş her bir mezar taşı ise başında saatler geçirebilecek kadar etkileyici güzelliğe sahip.
Burası neresi? Bitlis tarihi yerler listemizdeki yerin çoğunun bulunduğu ilçe olan Ahlat’ta yer alan bir diğer ziyaret edilmesi gereken nokta da, meşhur Ahlat Harabeşehir Kaya Evleri. Urartular döneminde de aktif olarak kullanılan antik şehrin, ilk çağda kurulmuş olabileceği düşünülüyor. Geçmişte bölgede 500’ün üzerinde kayalara oyulmuş evin olduğu ancak zamanla bu oluşumların yok olduğu düşünüyor. Her dönem başka amaçlarla kullanılan antik alan, kayaların oyulmasıyla oluşturulmuş. Bölgenin ilk kaya yerleşim alanlarından biri olduğu düşünülen evler, zamanla yaşanan deprem ve iklimsel olaylar nedeniyle zarar görmüş. Pek çok oda ve tamamen bir ev düzeniyle tasarlanan kaya evleri, Ahlat ilçesinin Hamamönü mevkiinde yer alıyor.
Neden gitmeliyim? Kaya evler, günümüzde ne yazık ki hak ettiği değeri görmüyor. Hatta kimi evler ahır, kimi evler ise barınma amacıyla kullanılıyor ve evlerin tarihi dokularına zarar veriliyor. Buna rağmen bu haliyle bile bu evlerin tarihin derinliklerine ışık tutma konusunda başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle Bitlis’e gelmişken bu önemli kaya evlerini de ziyaret listenize dahil etmeniz gerektiğini düşünüyoruz.
Burası neresi? Listemizin son maddesinde ise, şehrin tarihi manastırı olarak bilinen Aghperig Manastırı yer alıyor. Vantir Manastırı olarak da bilinen tarihi yapı, Sasun Dağları’nda yer alan oldukça etkileyici bir Ermeni manastırı olarak karşımıza çıkıyor. 1950 metrelik rakımda yer alan manastırın, üzerinde herhangi bir kitabe bulunmadığı için tam olarak ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmiyor. Ancak tarihi kaynaklara göre 12. yüzyıldan itibaren tarihi belgelerde adı geçmeye başlayan manastırın, daha eski bir tarihe dayandığı düşünülüyor.
Uzun yıllar kullanılan manastır, çok defa yağmalanmış ve önemli tarihi olaylara tanıklık etmiş bir yapı. Son olarak 19. yüzyılda yetim çocuklar için bir okul haline getirilen manastır, o dönemden sonra ne yazık ki atıl bir şekilde kalmış.
Neden gitmeliyim? Aradan geçen uzun yılların ardından oldukça yıpranan manastır, halen dağın üzerinde ziyaretçilerini bekliyor.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…
Yorumları Gör
çok teşekkür ederim projemde çok yardımcı oldu