Vilnius gezilecek yerleryazımızda yer verdiğimiz maddeler size, elinizin altında tutabileceğiniz bir rehber olacak.
Çok eski zamanlardan beri Litvanya, Alman, Slav ve Yahudilerin yaşadığı çok uluslu bir şehir olan Vilnius’un eski şehir bölümü, Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor. 2009 yılında Avrupa Kültür Başkenti seçilen şehirde, ortaçağ mimarisinin modern zamanlarla karışımını gözlemleyebiliyorsunuz. Arnavut kaldırımlı sokaklar, görkemli manzaraları ve geleneksel tarzıyla şirin bir şehirle karşılaşıyorsunuz.
Listemizin ilk sırasında;
Şehrin ana meydanı kabul eden Katedral Meydanı’nda yer alan şehrin ana katedrali, Litvanya’daki Katolik topluluğun ibadet merkezi kabul ediliyor. Ülke yanında Polonya için de önemli olan kişilerin mezarlarının bulunduğu katedrali turlarla gezebiliyorsunuz. Noel zamanında pazarların kurulduğu ve yılın her dönemi festivalleri ağırlayan meydanda, katedral dışında gezecek onlarca yer bulabilirsiniz.
Sadece Vilnius değil Litvanya’nın en güzel kiliselerinden biri olan Aziz Anne Kilisesi, küçük ama çok güzel bir örnek gotik mimari örneği. Efsaneye göre Napolyon Vilnius’a gelip bu kiliseyi gördüğünde avucuna alıp Fransa‘ya götürmek istediğini söylemiş. 500 yılı aşkın bir süredir değişmeden ayakta kalan kilise, şehrin simgesi haline gelmiş.
Litvanya’nın barok şaheseri olarak düşünülen güzel kilise, iç mekânına ışık sağlayan fener kubbe ile geleneksel bir planda inşa edilmiş. Dışarıdan çok özel görünmese de iç mekânlarını gezdiğinizde heykeller ve süslemelerle göz kamaştırdığını görebilirsiniz.
Bugün geçici olarak kapatılan Gediminas Kulesi, kentin tarihi hakkında bilgi almak ve manzarayı izlemek için en güzel yerlerin başında geliyor. 48 metre yüksekliğindeki kule, ilk olarak Litvanya’nın büyük dükü Gediminas tarafından yaptırılmış ve sonrasında yeniden inşa edilmiş. Ülkenin en eski tarihi değeri olan kuleyi görmeye mutlaka gidin.
Şafak Kapısı, sadece Litvanya’da değil, aynı zamanda yurtdışında da ünlü olan Vilnius’taki en çok ziyaret edilen noktalardan biridir. Bu sur duvarı, 1503 ve 1522 yılları arasında yapılmış beş kapının tek ayakta kalan kapısı olmuş. Farklı ülkelerde pek çok kopyasının yer aldığı bilinen Meryem Ana’nın resminin orijinalini sergileyen kapı, her dilden ve dinden insanların ilgisini çekiyor.
Devletin eski siyasi, diplomatik, kültür merkezi olan Litvanya Büyük Dük Sarayı, 15-17.yy arasında Avrupa‘nın en ünlülerinden biri sayılıyordu. 19.yy’nin başından itibaren müze olarak kullanılan saray, Vilnius’un kalbinde denebilecek bir konumda yer alıyor. Günümüzde bu çok işlevli bu müze; halka açık etkinlikler, resmi ziyaretler, konferanslar, toplantılar, seminerler ve konserler düzenleyen sosyalleşme alanı olarak da kullanılıyor.
Ziyaret saatleri:
Pazartesi: Kapalı
Pazar: 10.00-16.00
Perşembe: 10.00-20.00
Diğer günler: 10.00-18.00
Zamanının önemli ticaret ve el sanatı merkezi olan cadde, küçük ve şirin kafelerle donatılmış eğlenceli bir sokağa dönüşmüş. Yahudi halkının yoğun olarak yaşadığı bölgede olan Stikliu Caddesi’nde, güzel el sanatları işleri satan dükkân ve galeriler de bulabilirsiniz.
Literatu Caddesi duvarlarında, Litvanya’yla yolları kesişen neredeyse tüm edebiyatçıların, farklı malzemelerle oluşturulmuş simgeleri sergileniyor. Oldukça ilginç bir tarza ve havaya sahip olan caddenin oluşum fikri, 2008 yılında bir grup sanatçı vasıtasıyla ortaya atılmış. Edebiyatla biraz olsun ilgiliyseniz bu caddede güzel bir yürüyüş yapmalısınız.
Tam adıyla Soykırım Mağdurları Müzesi, Vilnius’da tartışmasız en etkileyici ve vurucu yer. Eski bir spor salonu içine kurulan müzenin acı tarihi, 1941’de Nazilerin Litvanya’yı işgali sırasında Gestapo’nun karargâhı haline gelmesiyle başlamış. Müze iki kısma ayrılmış; üstteki iki katta Litvanyalı partizanların Sovyet sakinlerine karşı direnişleri, Litvanya halkının Sibirya’ya sürülmesi ve halkın günlük yaşamı belgeleniyor. Müzenin diğer kısmında hapishane hücreleri, infaz ve işkence odaları var.
İç açan bir havası olmasa da dönemi en iyi yansıtan müzelerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Gitmeyi düşünürseniz pazartesi ve salı günleri dışında diğer günler 10.00-18.00 arasını değerlendirmelisiniz.
Ülkenin en büyük ve en eski ulusal kültür mirası kaynağı Litvanya Ulusal Müzesi, devletin tarihçesini sistematik olarak sunuyor. Müzenin otantik görüntüleri ülke tarihini, geleneksel kültürünü ve geleneklerini temsil ediyor. Bu müzenin kapalı avlusundan, şuan çalışmasa da kısa bir süre sonra açılacak olan, Gediminas Kulesi’ne füniküler var. Müze pazartesi dışında 10.00-18.00 arası hizmet veriyor.
Orta Avrupa’daki en eski üniversitelerden biri olan Vilnius Üniversitesi 16.yy’da kurulurken, Avrupa Protestan Reform hareketinin başını çekiyormuş. Gotik, barok ve klasik mimari tarzları bir arada bulunduran üniversite binası, canlı öğrenci atmosferi ile güzel bir zıtlık oluşturuyor. Avlusunda mezun olmuş önemli isimlere ayrılan bir bölümün de bulunduğu üniversite, kampüsün en eski üç fakültesi olan tarih, filoloji ve felsefe bölümlerine ev sahipliği yapıyor.
326.5 metre yüksekliğiyle Litvanya’nın en uzun binası Vilnius TV Kulesi, şehir manzarasında hemen dikkatinizi çekecek. Ocak 1991’de Litvanya’nın Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığı için savaştığı olaylar sırasında büyük rolü olan kulede, olaylarda yaşamını yitirmiş insanlar anısına küçük bir müze de bulunuyor. Günümüzde, ziyaretçiler şehrin muhteşem manzaralarını sunan döner bir dairesel gözlem platformuna sahip kuleye resmi tatiller dışında her gün 11.00-22.00 arası gidebiliyorlar.
14.yy’de tepeyi aşmaya çalışırken yolları kesilip katledilen 7 keşişin anısına dikilen devasa Üç Haç Anıtı, günümüze gelene kadar çok kez değişmiş ve zarar görmüş. Yeniden doğuş hareketinin başında, 1989 yılında mimar ve heykeltıraş A. Vivulskis tarafından son hali yapılan anıt şehrin göz alıcı dini simgelerinden biri.
Gediminas Kulesi’nin ayaklarının altına kurulmuş Bernardinai Bahçesi, ağaçların altında ve havuzların manzarasında huzurlu bir ortam vaat ediyor. Yorucu bir şehir olmasa da Vilnius’un telaşından bunaldığınız an kaçabilirsiniz. Festival ve etkinliklerin bir numaralı adresi olan bahçeyi her gün 7.00-22.00 saatleri arası ziyaret edebilirsiniz.
Kendi anayasası, cumhurbaşkanı ve hatta marşı olan Užupis, Vilnius’un en eski semtlerinden biri. Şimdiki saygın statüsüne rağmen kökleri 16. yüzyıla kadar uzanan bölge, eskiden şehrin en fakir bölgesiymiş. Şimdi çoğunlukla sanatçıların yaşadığı, kendine özgü tarzı ve doğasıyla sıyrılan bağımsız alanın simgesi olmuş bronz melek heykelini görmeyi unutmayın.
**Yazı ile ilgili fikir ve görüşlerinizi aşağıda yer alan yorumlar butonundan bizlerle paylaşabilir, yazımızın geliştiricilerinden biri olabilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…