İç Anadolu Bölgesi’nin kendi halinde, sakin şehirlerinden olan Niğde, tarihi güzellikleriyle her geçen gün daha fazla ilgi görüyor. Siz de Niğde’nin tarihi yerleri ile gezinizi daha keyifli hale getirmek istiyorsanız bu yazımız tam size göre…
Niğde tarihi hakkında; 11. yüzyıldan kalma yıkık bir Selçuklu Kalesi’nin eteklerinde şekillenen Niğde, tarih boyunca özellikle Selçuklular zamanında değerli bir yerleşim yeri olmuştur. Şehrin, bazı tarihçiler tarafından Hitit metinlerinde adı geçen Nakida mevkiinde olduğu düşünülmektedir.
MÖ 30 ile MS 395 yılları arasında bölgeye hakim olan Romalılar, Niğde’ye en parlak dönemlerinden birini yaşatmıştır. Bu dönemden kalma önemli tarihi eserler de bunu kanıtlamaktadır. MS 395 senesinden sonra bölgede Bizans hakimiyeti başlamıştır. Bizanslıların hakimiyeti esnasında Sasaniler ve Araplar Niğde’yi istila etmiştir.
Yaşanan istilalar nedeniyle büyük zararlar gören şehir, 12. yüzyılda Anadolu Selçuklular tarafından ele geçirilmiş ve 15. yüzyılda bir Osmanlı şehri olmuştur. Şehrin Osmanlı’ya geçmesi Fatih Sultan Mehmet Han’ın Karamanoğulları Beyliği’ni alt etmesi ile gerçekleşmiştir.
Osmanlı döneminde, çok parlak bir dönem geçirmeyen Niğde, Cumhuriyet döneminde il statüsüne kavuşmuştur. Şehir, günümüzde Cumhuriyete en fazla sahip çıkan şehirlerden biri olarak bilinmektedir. Niğde, özellikle tarımsal faaliyetleri ile ülkemizin kalkınmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Niğde’nin en ünlüleri; Anadolu Selçuklular döneminden kalma Alaaddin Cami, antik dönemin izlerini yansıtan Tyana Antik Kenti ve Gümüşler Ören Yeri Niğde’de görülmesi gereken tarihi yerler arasında ilk sıralarda bulunuyor.
Niğde gezi tavsiyesi; Niğde çok büyük bir şehir değil ve bu nedenle ilk tavsiyemiz Niğde gezi planı yaparken çok büyük bir beklentiye girmemeniz olacaktır 🙂 Eğer vaktiniz varsa Niğde’deki kaplıcalarda birkaç gün geçirmek sağlık açısından çok faydalı olabilir. Saat Kulesi’ndeki muhteşem şehir manzarası ise kaçırılmaması gereken detaylardan. Dünyaca namı bilinen sulu misket elması ise denemeniz gereken bölgeye has lezzetler arasında bulunuyor.
Müzekart; Niğde Müzesi ve Gümüşler Ören Yeri’ne girişte Müzekart’ınızı kullanabilir ve ücret ödemeden bu iki tarihi yeri senede iki defa ücretsiz ziyaret etme şansına sahip olabilirsiniz.
Burası neresi? Alaaddin Camii, 1223 senesinde Niğde sancak beyi Ahur oğlu Ziynettin Beşare tarafından inşa ettirilmiştir. Caminin kitabesine göre yapının mimarları Üstad Sıddık ve Kardeşi Gazi’dir. Camii geçmişten bu yana bazı onarımlar görse de günümüze orijinal özelliğini kaybetmeden ulaşmayı başarabilmiştir. Caminin iki kapısı bulunmaktadır ve tek şerefeli bir minareye sahiptir.
Neden gitmeliyim? Ayrıca caminin doğuya bakan kapısının üzerinde yaz aylarının sabah saatlerinde, 09.30 ile 11.00 saatleri arasında “Taçlı Kadın Başı” ortaya çıkıyor. Buna dair bir efsane de bulunuyor; camiyi yapan usta, aşık olduğu ve evlenemeyeceğini bildiği şehrin sancak beyinin kızına olan aşkını sonsuza kadar yaşatmak için konuyu kapı süslemesindeki taşa resmetmiştir.
Burası neresi? Caminin inşa kitabesi olmasa da 1335 yılı civarında Niğde valisi olan Sungur Bey tarafından yaptırıldığı bilgisine ulaşılabiliyor. Caminin minber ve kuzey taç kapısının ahşap kapı kanatlarını Hoca Ebubekir, daha sonraki dönemlerde yapılan doğu taç kapısının ahşap kanatlarını da Hacı Muhammed isimli ustaların yaptığı biliniyor. Caminin dış kısımdan ebatları 28,45×37,10 metredir. Caminin üç cephesinde kapı ve doğu cephesinde bir türbe bulunmaktadır.
Caminin eyvanında Gotik mimarinin izlerine rastlanmaktadır ve kaburgalı tonozla kapatılmıştır. Duvarlarında ise bitki, geometrik ve hayvan figürlerinden oluşan süslemeler bulunmaktadır. Camide 2018 senesinde restorasyon çalışmaları başlatılmıştır.
Birçok onarım görse de günümüze ulaşmayı başaran Sungur Bey Camii, örtü sistemi ve minareleri dışında orijinal özelliğini ve işlevini koruyor. Yapı, 18. yüzyıla kadar barut mahzeni olarak kullanılırken bu yüzyıl ortalarında mahallede çıkan yangın sonucunda yanmış, minareler ve örtü sistemi de tamamen yıkılmıştır. Sonrasında ise tamir edilerek ahşap direkli ve düz toprak damlı cami biçimini almıştır.
Neden gitmeliyim? Sungur Bey Cami, Alaaddin Cami ile birlikte Niğde camileri arasındaki en köklü tarihe sahip olan camiler arasında bulunmaktadır. Bu nedenle Niğde’ye gelenler için görülmesi gereken en önemli ibadethanelerin başında gelmektedir.
Burası neresi? Rahmaniye Camii, Niğde Kaleiçi’nde yer alan 1740 yılında taştan yapılmış, tek şerefeli, tek minareli, küçük ve sade bir camidir. Caminin Abdurrahman Paşa tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Caminin yöre taşlarından yapılmış nakışlı bir mihraba sahiptir ve günümüze aslını büyük oranda aslını koruyarak gelmeyi başarmıştır. Cami dış kısımdan 12,20×9,25 metre ebatlarına sahiptir.
Burası neresi? Bahçeli Beldesi’nde bulunan havuz, MS 2. yüzyılda, Romalılar Döneminden kalma antik bir havuzdur. Havuzun Trojan ve Hadrian zamanında yapıldığı bilinmektedir. Alandaki kaynaktan çıkan su, havuzun içinde toplanıp Tyana’ya su kemerleriyle taşınmaktaymış. Ayrıca bu antik havuzda Kleopatra’nın yüzdüğüne dair rivayetler de bulunuyor.
Havuzun fark edilmesi ve gün yüzüne çıkarılması 1960 senesinde gerçekleşmiştir. 65×22,5 metre ebatlarındadır. Havuzun inşasında çok düzgün bir şekilde tasarlanmış kesme taşlar kullanılmıştır. Bu taşlar doğal bir taş yapısının oyulmasının ardından kullanılarak havuz haline getirilmiştir. Havuz, aslına büyük oranda tutunarak günümüze kadar ulaşmayı başarabilmiştir.
Neden gitmeliyim? Niğde’nin sakin ve huzur veren yeşil ortamlarından biri olması, burasını hem Niğdeliler hem de şehir dışından gelen ziyaretçiler için keyifli zaman geçirilebilecek yerlerden biri haline getirmiştir. Türkiye’de benzer bir örneği olmaması da havuzu görülmeye değer kılmaktadır.
Burası neresi? Roma Havuzu’nun doğusundaki kayalık yamaç üzerinde bulunan Köşk Höyük’te 1981 yılından beri Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü ve Niğde Müzesi arkeologları tarafınca sürdürülen kazılarla, Bor Ovası’nın en eski hayvancılık ve tarımla uğraşan toplumunun (MÖ 6050-4911) buraya yerleştiği kanıtlanmıştır. Beş tabaka halinde olan bu yerleşimin ilk tabakası Geç Neolitik, en geç tabakası ise Erken Kalkolitik devrine aittir. 80 metre çapa ve 15 metre yüksekliğe sahiptir.
Bu dönemde dikkat çeken başka bir bilgi ise insanlarının ölüleri evlerin tabanına gömdükleridir. Köşk Höyük’ün ölü gömme açısından önemi; yetişkinlere ve bazı çocuklara uygulanan başın gövden ayrılarak yüzün kille sıvanıp, yüz organlarının belirtilmesi ve aşı boyasıyla onlara canlılık kazandırılmasıdır. Bu uygulama; İsrail Filistin, Ürdün ve Güney Suriye’de MÖ 10000-80000 arasında görülmektedir. Bölgeden elde edilen kalıntılar günümüzde Niğde Müzesi içinde sergilenmektedir.
Kaçırmayın! Höyüğe yakın bir konumda bulunan Roma Havuzu’nu da görmeyi ihmal etmeyin.
Burası neresi? Antik Tyana Ören Yeri, Niğde’nin Bor ilçesi Kemerhisar Kasabası’nda yer alıyor. Kasabanın çeşitli yerlerinde bulunan değerli heykeltıraşlık eserler ve alanda yapılan bilimsel kazılar sonucunda çıkan eserler ve mimari parçalar Niğde Müzesi’nde teşhir edilmektedir. Roma Havuzu’ndan itibaren kasabanın içlerine kadar olan bölümde kemerler toprak altındayken, kalan bölümdeki ve kazı alanına kadar olan kemerler ise toprak üstündedir. Günümüzde de hala büyük bir bölümü ayakta olan MS 2-3.yüzyıllara ait bu su kemerleriyle geçmişte Roma Havuzu’ndan şehre su taşınmaktaydı. Kemerler harçsız bir şekilde yapılmıştır ve 4,5 km uzunluğa sahiptir.
Tarih öncesinden Hititlerin yıkılışına kadar pek çok uygarlığa ev sahipliği yapan Kemerhisar, Hititler döneminde Tuwanuwa, Roma’da ise Tyana olarak anılıyordu. Ayrıca ören yeri 1.-2. ve 3. sit alanı olarak koruma altına alınmıştır. Alanda 2000 yılından itibaren İtalyan bir ekip tarafından yapılan bilimsel kazı çalışmaları hala devam etmekte.
Neden gitmeliyim? Günümüzde bilinçsiz kişiler tarafından gün geçtikçe heba edilen bu güzel tarihi yer, Niğde’nin antik kentleri arasında önemli bir yere sahiptir. Antik bölgenin tanıtımının daha iyi yapılması ve turizme kazandırılması gerektiğini düşünüyoruz.
Burası neresi? Niğde‘ye 8 kilometre mesafedeki Gümüşler Kasabası’nda yer alan ören yeri, Bizanslıların Anadolu’daki en iyi ve en güzel korunmuş eserlerinden. Manastır 10. yüzyılla tarihlendirilse de 8. ve 12. yüzyıllar arasında inşasının devam ettiği tahmin ediliyor. Kilisenin geçmişi yaklaşık 1200 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. 1973 yılında arkeolojik sit alanı olarak kabul edilen, büyük ve geniş bir kaya kütlesi içine kazılan kilisenin kaya oyuğu şeklindeki dört sütunu da fresklerle kaplıdır.
Kilise; güçlü ve canlı anlatımları olan freskleri, büyük mezarlık odası, barındırdığı yer altı şehri ve büyük bir kaya kütlesine kazılmış yerleşim birimleriyle beraber arıtılmış savunma önlemleri nedeniyle döneminin önemli din merkezlerinden birini teşkil ediyordu. Kilisedeki fresklerde; Hz. İsa’nın doğumu, vaftiz edilmesi, kiliseye takdimi, Havariler ve Hıristiyanlığın önde gelenlerini betimleyen konular yer alıyor.
Neden gitmeliyim? Niğde’deki Hristiyanlar için en önemli ibadethanelerden biri olarak kabul edilen Gümüş Manastırı, çok iyi bir şekilde korunarak günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.
Burası neresi? Şehrin Ulukışla ilçesi ve Porsuk Köyü sınırları içinde yer alan ve yöre halkı tarafından Zeyve Höyük olarak da adlandırılan Porsuk Höyük, Niğde’ye 55 kilometre, Ulukışla ilçesine ise 9 kilometre mesafede yer alıyor. Demir Çağı ağırlıklı olan ve içinde Hitit yerleşimini de barındıran höyük, Geç Roma Dönemi’ne kadar bir tabakalanma vermektedir ve yaşamsal kalıntılar 13. yüzyıla tarihlenmektedir ve bu zamana ait ev kalıntılarına rastlanmıştır.
Höyükte 1970’li yıllardan beri Fransız bir ekip tarafından yapılan kazı çalışmaları 2003 yılında değişmiş ve yeni kazı ekibi bakanlığa 5 yıllık bir kazı programı sunmuştur. Kazıda bulunan eserler ise Niğde Müzesi’nde sergileniyor. Kapadokya’nın güney bölgesinde bulunan Zeyve Höyük, toprağın yumuşak yapısı sayesinde geçmişteki topluluklar tarafından oluşturulabilmiş önemli bir yerleşim yeri olmuştur.
Burası neresi? Kuş Kayası Kaya Mezarları, şehrin Merkez ilçesine bağlı Karatlı Kasabası’nın güneybatısında, bir vadinin iki yamacında yer alıyor. Alanda vadinin güney yamacında 11; kuzey yamacında 4 tane olmak üzere toplamda 15 kaya mezarı bulunuyor. Mezarlar “Kızlar Mağarası” olarak da anılmaktadır.
Mezarların tamamının giriş kapılarının üstünde sağır pencere gibi delikler olmasının yanı sıra sağına ve soluna ise stilize insan figürleri kabartma olarak işlenmiş. Ayrıca bir mezarın içinde aşı boyasıyla yapılmış dağ keçisini kovalayan köpek figürü de yer alıyor.
Burası neresi? Dörtayak Türbesi ile ilgili net bir bilgi bulunmamaktadır. Kitabesi olmamasına karşın türbenin 1764-1765 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Türbeyle aynı bölgede aynı taş malzemeden yapılmış olan bir çeşme ve bir de cami yer almaktadır. Çeşmenin Ebubekir Ağa tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Türbe, dış kısımdan 3,82 uzunluğunda kenara sahip kare yapıdadır.
Burası neresi? Niğde Kalesi’nin yapılış tarihine ilişkin kesin bir tarih olmasa da MÖ 8. yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. Kale, 1740 yılında ise Sadrazam İshak Paşa tarafından onarılmıştır. Kale, üç surla çevrilmiştir ve bu surların bir kısmı evlerin inşa sırasında duvar olarak kullanılmıştır. Kaleye ait burçların kalıntıları ise ne yazık ki günümüze kadar ulaşamamış ve kaybolmuştur. Kalenin içinde çeşitli bölmeler ve odalar bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Bu tarihi kale, Niğde’deki görülmesi gereken tarihi yerler arasında bulunmaktadır. Bunun yanı sıra kale üzerine inşa edilmiş olan Saat Kulesi de burasını görmek için geçerli sebepler arasındadır.
Burası neresi? 1957 senesinde Akmedrese içinde açılan Niğde Müzesi içinde çok önemli tarihi eserler sergilenmektedir. Müze, 1977 senesinde yeni binasında ziyaretçilerini kabul etmeye başlamıştır. Müze binasında toplamda 6 salon bulunmaktadır. Bu salonlar içinde çeşitli dönemlere ait sikkeler, mumyalar, Hitit ve Roma dönemlerine ait çeşitli kalıntılar görülebilmektedir.
Neden gitmeliyim? Niğde ve çevresinde gerçekleştirilen arkeolojik kazılar neticesinde elde edilen kalıntıları görmek için Niğde Müzesi’ni mutlaka görmenizi öneriyoruz.
Burası neresi? Kömürcü Köyü civarında bulunan ve sönmüş bir volkanik dağ özelliği taşıyan Göllüdağ, Niğde’nin eşsiz güzellikteki yerlerinden biridir. Yaydığı patlamalar sonucu Kapadokya bölgesine yeryüzü şekillerini de veren dağda aynı zamanda sıra dışı bir krater gölü de bulunuyor ve burası 2172 metre yükseklikte bulunuyor.
Neden gitmeliyim? Ayrıca birçok medeniyetin izlerini taşıyan gölde, Hititler dönemine ait tarihi güzellikleri görme şansınız var. Siz de şehre yolunuz düştüğünde eğlenceli bir aktivitede bulunmak istiyorsanız Göllüdağ sizin için en uygun rotalardan. Ancak dağa tırmanmaya başlamadan önce yanınıza su almayı unutmayın!
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…
Yorumları Gör
iyiymiş beğendim.
Bence de ben de çok beğendim ne de olsa doğup büyüdüğüm yer CANIM MEMLEKETİM....