Moskova tarihi yerler listemizde şehrin en önemli anıtlarını ve tarihi yerlerini keşfedebilir ve Rusya’nın başkentinde zamanınızı tarihte keyifli bir yolculuk gerçekleştirerek en iyi şekilde değerlendirebilirsiniz.
Moskova’nın tarihi hakkında; Şehrin adı, içinden geçen Moskva isimli nehirden gelmektedir. Metropolün kuruluş yılı tam olarak bilinmiyor, ancak ulaşım açısından oldukça avantajlı konumda bulunan şehrin adı tarih sayfalarında ilk olarak 12. yüzyılda geçmektedir.
Küçük bir ticaret kasabası olan Moskova, birkaç yüzyıl içinde çok hızlı gelişmiştir. Bu gelişmelerden sonra ise 13. yüzyılda Moğollar tarafından istila edilen şehir yakılmış ve şehirdeki herkes öldürülmüştür. Daha sonra Moskova, Moğol İmparatorluğu içinde Büyük Dukalık haline gelmiştir. Zenginleşen şehir, Rusların Moğollara karşı aldığı zafer sonrasında Rus topraklarına dahil edilmiş ve 15. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Moskova artık Rusya‘nın başkenti olmuştur. Şehir 16. ve 17. yüzyıllarda büyümesine rağmen kıtlık, veba, Tatar saldırıları ve çeşitli yıkıcı yangınlar nedeniyle büyük darbeler almıştır.
1712 yılında Büyük Peter tarafından Rus İmparatorluğu’nun kurulmasıyla Saint Petersburg başkent ilan edilmiş ve Moskova’nın parlaklığı hızlı bir şekilde sönmüştür. Şehir, 1812’de Napolyonlar tarafından işgal edilmiş ancak yıkımın ardından tekrar şekillenmeye ve kurulmaya başlanmıştır.
1905’teki devrim girişimi, 1917’deki Şubat ve Ekim Devrimleri, monarşinin kaldırılması, kraliyet ailesinin idam edilmesi, Sovyetler Birliği’nin Bolşevikler tarafından kurulmasının ardından 1922 yılında Moskova yeniden başkent olarak ilan edilmiştir.
1980 Yaz Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapan Moskova, 1991 senesinde Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Rusya Federasyonu’nun başkenti olmuştur. Bu tarihten itibaren hızlı bir şekilde gelişen şehrin nüfusu günümüzde 13 milyonu aşmıştır.
Moskova’nın en ünlüleri; Moskova’nın en ünlü tarihi yerleri arasında Aziz Basil Katedrali, tarihi Bolşoy tiyatrosu ve Ostankino Kulesi ilk akla gelen yerlerdir. Tabi diğer bütün tarihi eserler de vaktiniz yettiği müddetçe kesinlikle görülmeye değer. Devlet Tarih Müzesi ise en güzel müzelerin başında gelmektedir. Ve tabi ki muhteşem Moskova metrolarını da incelemeyi unutmayın ve Kızıl Meydan’ı bütün detaylarıyla tavaf edin!
Moskova gezi tavsiyesi; Moskova’ya gezi planlıyorsanız bunun için en ideal zamanların ilkbahar ve sonbahar olduğunu bilmeniz faydalı olacaktır. Moskova mutfağı Türk yemeklerinin yanında çok parlak kalmasa da midesine düşkün olanlar için denenmesi gereken yöresel farklı tatların bulunduğunu söyleyebiliriz. Bu arada Rus yemekleri içinde Karadeniz mutfağına aşina olanların benzer lezzetler görebileceğini de belirtelim.
Moskova, dünyanın en kalabalık başkentlerinden biri olduğundan burada, özellikle de metro hatlarında yankesicilik olaylarına sıklıkla rastlanıyor. Bu nedenle dikkatli olmanızda fayda var. İhtiyaç duyduğunuz taktirde polisle iletişime geçmek için 102’yi çevirmeniz gerekiyor. Ulaşım olarak metroyu bol bol kullanacağınız için bu uyarıyı yapmak istedik.
Bu arada Rusya’ya gidecekler çoğunlukla Rusya’ya vizeler kalktı mı sorusunun cevabını çok fazla merak edebilmektedir. Bu sorunun cevabı eğer umuma açık pasaportunuz varsa Rusya’ya gitmek için vize alınması gerekli olduğu şeklindedir. Bu arada aklımıza gelmişken Moskova’da geçerli para birimi olarak Rus Rublesi kullanılıyor ve kur farkından zarar etmemek adına ülkeye gitmeden önce yeterli miktarda yerli para biriminden edindiğinizden emin olmanızı tavsiye ediyoruz.
Müzekart; Moscow City Pass Moskova gezisi sırasında bütçenize katkı sunabilecek başlıca turist kartları arasında bulunuyor.
Burası neresi? Moskova denince akla ilk gelen yerlerden biri olan Kremlin Sarayı, 1849 yılında inşa edilmiştir ve Moskova’nın tarihi yerleri nerelerdir? sorusu için öncelikli olarak verilecek cevapların başında gelmektedir. Saray, aslen 12. yüzyılda ahşaptan müstahkem bir kale olarak inşa edilmiştir. Eskiden Rus çarının konutu olarak kullanılmış olan saray, Moskova Nehri üzerinde yükselen Borovitky tepesinin üzerinde yükselen Rus otokrasisinin büyüklüğünü vurgulamayı amaçlamaktadır. Bu muhteşem kompleks 28 hektarlık bir alana yayılmıştır.
Saray şu anda Rusya Federasyonu Başkanı’nın resmi ikametgahı olarak kullanıldığından bütün bölümlerini ziyaret etmek mümkün olmuyor. Sarayda bünyesinde halka açık olmayan Terem Sarayı da bulunuyor. Saray kompleksi içinde aynı zamanda Varsayım Katedrali, Müjde Katedrali, Başmelek Katedrali gibi önemli kiliseler, 4.000’den fazla sergiye sahip olan cephanelik ve aynı zamanda bir Orta Çağ kalesi de yer almaktadır. Saraya cepheden bakıldığında 3 seviye pencere görülmesine karşın, saray 2 kattan oluşmaktadır. Sovyet döneminde soyulan sarayın iç mekanlarında 1990’lı yıllarda yenilenme çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Rusya’nın önemli dini liderlerinin çoğunun de gömülü olduğu Kremlin, Rusya için çok önemli bir politik sembol haline gelmiştir. Bu nedenle saray kompleksinin görülebilen yerlerine mutlaka bir ziyaret gerçekleştirmenizi tavsiye ediyoruz. Moskova’nın en iyi bilinen tarihi yerleri arasında bulunan saray kompleksi, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne de dahil edilmiştir. Burası aynı zamanda dünyanın en büyük çanı ve topuzuna da ev sahipliği yapmaktadır.
Burası neresi? 17. yüzyıl zamanlarında Rus çarlarının ana ikametgahı olarak önemli bir görev üstlenen Terem Sarayı, Kremlin’deki önemli tarihi yapılardan biridir. Saray, günümüzde Rusya Devlet Başkanı’nın resmi konutu olarak kullanıldığından halka açık değildir.
Saray günümüze kadar sayısız değişikliğe uğramış olsa da eski görünümünü büyük oranda korumayı başarmıştır. İki sıra halinde yontulmuş korniş ve süslemeler sarayın pencereleri arasında yumuşak bir geçiş olmasını sağlamıştır. Özellikle üçüncü katta tahtın bulunduğu odanın pencereleri dikkat çekicidir. Ana hatlarıyla saray, zemin katla birlikte dört katlı bir yapıya sahiptir.
Neden gitmeliyim? Günümüzde sarayın içi ziyaret edilemiyor olsa da Moskova’nın en önemli tarihi ve turistik yerleri arasında bulunuyor ve özellikle fotoğraf tutkunları tarafından bolca fotoğrafı çekilen bir yerdir. Buraya yerel ulaşım ağları ile kolay bir şekilde ulaşılabiliyor olması da tarihi sarayın cazibesini arttırmaktadır.
Burası neresi? Kolomenskoye’nin en önemli yapıları arasında bulunan Çar Alexey Mihayloviç’in Sarayı, bir zamanlar kraliyet mülkü olarak kullanılmıştır ve ahşap yapısı ile göz kamaştırmaktadır. Yeşil çatılı ve soğan kubbeli yapısıyla dikkat çekmektedir.
Orijinal saray 1667 senesinde inşa edilmiştir ve toplamda 270 odaya sahipti. Zamanla bakıma muhtaç hale gelen saray, 1768’de yıkılmış ancak ülkedeki diğer çeşitli yapılar gibi 90’lı yıllarda yeniden yapılmıştır. Sarayda erkekler ve kadınlar için farklı bölümler bulunmaktaydı.
Neden gitmeliyim? Arkeolojik ve tarihi araştırmalar neticesinde yeniden inşa edilen saray yapısı, burayı ziyaret edenlere bir Rus kraliyet ailesinin nasıl yaşamış olabileceğini göstermek için görülebilecek oldukça gerçekçi bir kopyadır. Burası aynı zamanda Moskova gezilecek yerler listenizde mutlaka olması gereken duraklardan biridir.
Burası neresi? Saray, Moskova’nın güney kısmında bulunan müze kompleksinin ve parkın bir parçasıdır. 1776 yılında inşa edilen saray, 2007 yılında geniş bir restorasyon çalışmasından geçirilmiştir. Bu saraylar kompleksi büyük İmparatoriçe Catherine’nin emriyle yapılmıştır. Neo-gotik tarzdaki bu etkileyici saray, yeşil çatılı kuleleriyle dikkat çekmektedir ve 3 katlı bir yapıdadır. Kompleksteki neredeyse bütün binalar gibi bu saray da kırmızı tuğlaların beyaz taşlarla birleştirilmesiyle ortaya çıkmıştır.
Kulelerin tepesinde bulunan sivri pencereler ve kemerler insanı çok uzaklardan bile büyülemeye yetmektedir. Kompleks içinde aynı zamanda pergola, yapay mağara, dekoratif bir köprü gibi görülmeye değer farklı mimari eserler de bulunmaktadır. Ayrıca opera tiyatrosu, park ve müzikli çeşme gibi yerler de görülmeye değer noktalar arasında bulunmaktadır. Toplamda 400 hektarlık alanı kaplayan müze kompleksinin koleksiyonu, Rus ve dünya sanat kültürüne ait 30.000’in üzerinde esere ev sahipliği yapmaktadır.
Neden gitmeliyim? Tsaritsyno mimari yapısı, sizi 18. yüzyılın ruhuna çeken büyük ölçekli müze sergileriyle Moskova’nın en önemli turistik cazibe merkezlerinden biridir. Sarayda, günümüzde Moskova’nın en önemli konser salonlarından biri de bulunuyor ve burada birçok sanat etkinliği gerçekleştirilmektedir.
Burası neresi? 1825 yılında mimar Joseph Bove tarafından tasarlanan Bolşoy Tiyatrosu, Rusya’nın en tanınmış sahne sanatları binasıdır ve dünya genelinde büyük bir öneme sahiptir. Bina aslen 1780’de Petrovsky Tiyatrosu olarak kurulan tiyatro topluluğunun bulunduğu binadır.
1805 ve 1812 yıllarında meydana gelen yangınlarda zarar gördükten sonra yeniden inşa edilmiştir ve 2.000 kişilik bir kapasiteye sahip, çok zarif bir yapıdır. Buna karşın bina yeniden inşasının ardından ne yazık ki 1853’te tekrar yanmış ve 1856’de öncekinden daha ihtişamlı bir şekilde inşa edilmiştir.
1917’de “Devlet Bolşoyu” haline gelen tiyatro salonu, Dünya Savaşı sırasında bombalanmış ve sonraki yıllarda uzun süre bakıma muhtaç bir hale gelmiştir. 2002 yılından bu yana da kapsamlı yenileme çalışmaları sayesinde 2011 senesinde bugünkü halini almıştır ve günümüzde Rus opera ve balesine katkıda bulunmaya devam etmektedir.
Neden gitmeliyim? En eski bale ve opera topluluklarından birine ev sahipliği yapan bina, Neoklasik sütunlar ve girift bir şekilde oyulmuş alınlık boyunca dörtnala koşan atlar ile güçlü bir dış cepheye sahiptir. İç mekanlar ise Rönesans ve Bizans tarzının bir karışımıdır. Ziyaretçiler için Kuğu Gölü ya da Fındıkkıran gibi bale gösterilerini izlemek ise kesinlikle unutulmaz bir deneyim olacaktır.
Burası neresi? Bolşoy Tiyatrosu’nun bitişiğinde uzanan Maly (Küçük) Tiyatro’nun tarihi 1756 yılına kadar uzanıyor. Tiyatronun açılış ise 11 Nisan 1806 tarihinde gerçekleşmiştir. 19. yüzyıl boyunca tiyatro salonu, Ostrovsky’nin 52 oyunundan 40’ının prömiyerine ev sahipliği yapmış ve bu nedenle “Ostrovsky’nin Evi” olarak anılmıştır.
Neden gitmeliyim? Çehov, Puşkin, Ostrovsky ve Gogol gibi Rus tiyatrosunun klasiklerinin tadını çıkarmak isteyenler için burası en iyi tercihlerden biridir. Tabi buradaki gösteriler için orta derecede İngilizceye sahip olmanız altyazılara ihtiyaç duymadan daha akıcı bir şekilde gösterilere odaklanmak isteyenler için çok önemlidir.
Burası neresi? Merkez Moskova Hipodromu, 1834 yılında kurulmuştur ve neredeyse 200 yıllık tarihi ile Moskova’nın en önemli tarihi yerleri arasında gösterilmektedir. Hipodromda bir at yarışı alanına ve aynı zamanda atların yetiştirilmesine yönelik araştırmaların gerçekleştirildiği bir alana ev sahipliği yapmaktadır. Binanın 1949’ta neredeyse tamamen yanmasından sonra Zholtovsky tarafından yeni bir tasarım ortaya çıkarılmıştır. Stalinist mimarinin önemli bir örneği olan mevcut bina, 1955 senesinde yapılmıştır.
Hipodromun önü oldukça uzun bir yapıdadır ve üç katlı bir kuleye sahiptir. Hipodromun içi de tıpkı dışı gibi oldukça etkileyicidir. Yaz aylarında at yarışları başta olmak üzere çeşitli gösterileri izleyebilmek için 3.500’den fazla koltuğa sahiptir. Gösteriler ve yarışlar cumartesi ve pazar günleri gerçekleştirilmektedir. Kış mevsiminde ise eşsiz Troyka yarışları olmaktadır. Üç attan oluşan ekiple gerçekleştirilen Troyka yarışları, hız, güç ve dayanıklılık üzerine yarışmaktadır.
Neden gitmeliyim? Hipodromdan kalan mobilyaların sergilendiği Hipodrom Müzesi’ne de ev sahipliği yapan Merkez Moskova Hipodromu, hem etkileyici mimarinin inceliklerini görmek hem de keyifli yarışları izlemek için gidebileceğiniz tarihi mekanlardan biridir.
Burası neresi? Yauza Nehri kıyısında bulunan Orta Çağ’dan kalma bu manastır, 14. yüzyılın ortalarında zamanın önde gelen önemli din adamlarından olan Metropolitan Alexis tarafından tarafından kurulmuştur. 1930’larda Kurtarıcı Katedrali’nin yıkılmasından sonra burası Moskova’nın en eski taş yapısı olmuştur. Soluk tuğlalarla yapılmış olan manastır, basit olmasına karşın oldukça çekici bir yapıya sahiptir.
Manastır, en başından itibaren Moskova’da bir kitap kopyalama merkeziydi. Manastır içinde etkileyici bir el yazması koleksiyonu vardı, ancak çoğu ya 1748’deki yangında ya da 1812’de Napolyonların birlikleri tarafından yok edildi. Daha sonra da çeşitli badireler atlatan manastır, İkinci Dünya Savaşı sonrasında 1947 senesinde ulusal bir anıt olarak ilan edilmiştir.
Neden gitmeliyim? Manastır, 1960 yılında Antik Sanat ve Kültür Merkezi olarak hizmet vermeye başlamıştır. Ana ikon koleksiyonu, Hegumen’in eski konutunda bulunmaktadır, ancak manastırın çeşitli binalarında da farklı sergiler yer almaktadır. Manastır, Orta Çağ Ortodoks kültürüne dair fikir edinmek için ziyaret edebileceğiniz önemli duraklardan biridir.
Burası neresi? Aslında Moskova surlarının bir parçası olan Donskoy Manastırı, 16. yüzyılın sonlarında inşa edilmiştir. 1927’ye kadar Rus Ortodoks Kilisesi’nin merkezi olan manastır, günümüzde 16. yüzyılın mucizevi ikonasını ve Aziz Tikhon’un kutsal kalıntılarını ziyarete gelen hacılar arasında çok popüler olan, parklar arasında huzurlu bir dini etkinlik merkezidir.
12 kuleli bir tuğla duvarla çevrilmiş olan manastırın büyük kısmı, 1684-1733 yılları arasında Regent Sofia ve Büyük Peter tarafından yaptırılmıştır. Kompleksin merkezinde 1684-1693 yılları arasında tamamlanmış olan Yeni Katedral yer alıyor. Güney kısmında ise Yeni Katedral’den yaklaşık 100 yıl önce inşa edilmiş olan daha küçük Eski Katedral bulunuyor.
1771 yılından sonra Moskova’nın merkezinde cenaze törenlerinin yasaklanmasının ardından manastır kompleksi, soylular için bir mezarlık haline gelmiştir. Bu nedenle manastır içinde çok özel mezarlar ve şapeller yer almaktadır.
Neden gitmeliyim? Shabolovskaya metro durağına beş dakika yürüme mesafesinde bulunan Donskoy Manastırı, içerisindeki etkileyici dini ve mimari yapılar ile surlar içinde huzurlu ve keyifli bir gezi yapma olanağı sunuyor.
Burası neresi? Sretensky Manastırı, 14. yüzyılda Büyük Prens 1. Vasili tarafından inşa edilmiş bir Ortodoks manastırıdır. Manastır kompleksi 2 şapel, galeriler, çan kulesi ve bazı hizmet binalarından oluşmaktadır. “Sretenia” kelimesi buluşma anlamına gelmektedir. Manastır günümüzdeki yerine 16. yüzyılda taşınmıştır. 1925 yılında iki kilisesi yıkılan manastır kapatılmış ve 1991 yılında Ortodoks Kilisesi’ne iade edilerek yeniden ibadete açılmıştır.
Neden gitmeliyim? Manastırdan günümüze ulaşan tek yapı olan Vladimir Meryem Ana Katedralidir. Geleneksel beş kubbeli katedralin yapımı 1679’a kadar uzanır ve küçük bir çan kulesine de sahiptir. Katedralin içinde 18. yüzyıldan kalma muhteşem freskler de görülmeye değerdir.
Burası neresi? 1800’lü yıllarda inşa edilen eşsiz ve gösterişli bu Rus hamamları, ulusal bir miras alanı olarak kabul edilmektedir ve Rusya’daki en eski halka açık hamamdır. Kompleks içinde hamam bölümlerinin yanı sıra, geniş dinlenme salonları, yüzme havuzları, klasik Rus buhar odaları, kişiye özel odalar ve jakuzili 8 adet hamam bulunuyor.
Hamamların suyu, Moskova Nehri üzerindeki Babyegorodskaya Barajı’ndan özel olarak tasarlanmış su kemeri ile 70 metrelik bir artezyen kuyusundan gelmektedir. Hamamın elektrik aydınlatması ise özel olarak yapılan bir elektrik santrali tarafından sağlandı. Hamamın dış ve iç mekanında Barok, Klasik, Rokoko, Rönesans ve Gotik tarzlarının karışımı görülmektedir. Soyunma odalarına giden koridor ise özenle hazırlanmış muhteşem mozaikler ve fresklerle donatılmıştır.
Neden gitmeliyim? İlk defa erkek ve kadın banyolarının ayrı olmasını sağlayan Sanduny Hamamı, hamam kültürü açısından ülkeye pek çok yeniliği getiren yapı olma özelliğine sahiptir. Yapı, Rusya’nın banyo geleneklerini tanımak için mükemmel bir fırsattır ve aynı zamanda bir müze görevi de görmektedir.
Burası neresi? Konstantin Melnikov’un 1929 senesinde kendisi ve ailesi için inşa ettiği bu sıra dışı ev, uzun süre büyük tartışmalara sebep oldu ve mimari açıdan kabul görmedi. Tabi buna direnmesinin mükafatını yıllar içinde Rus mimarisinin 20. yüzyıldaki en önemli örneklerinden biri haline gelerek aldı.
Geleneksel Sovyet ev mimarisinden çok farklı bir şekilde inşa edilen yapı, daha sonra Rus avangardının bir özü olarak kabul edildi. Ailesi ve atölyesi için yeterli alana sahip 3 katlı yapı, birbirine kenetlenmiş 2 silindirik yapıdan oluşmaktadır. Petek yapısına sahip olan pencereler, iç mekanın güzelce aydınlatılmasına olanak tanıyan ışık, ısı ve ses yalıtımını sağlamaktaydı.
Neden gitmeliyim? Uzun süre tartışmalara neden olan bu farklı mimari yapı, 2014 yılından bu yana müze olarak ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Eğer siz de farklı mimari unsurları incelemekten zevk alıyorsanız Moskova gezisi sırasında bu eve de mutlaka zaman ayırmanız gerektiğini düşünüyoruz.
Burası neresi? Moskova Nehri yakınlarında görebileceğiniz bu huzur dolu iklime sahip sığınakta, 16. yüzyıldan kalma muhteşem bir manastır ve ülkenin birçok önemli şairi, yazarları ve çeşitli önemli isimlerinin gömülü olduğu bir mezarlık bulunmaktadır. Manastır birçok kadının çoğu zaman kendi istekleri dışında burada tutulması amacıyla kullanılmıştır.
Manastır kompleksinin en dikkat çeken mimari bölümü çarpıcı altın, mavi ve yeşil renkli kubbelerle bir kontrast oluşturan beyaz veya parlak kırmızı duvarlarıdır. Manastırda toplamda 5 kubbe bulunmaktadır. Manastır bu şekilde klasik Rus Ortodoks görünümüne sahip farklı mimari tarzlardaki bir dizi kiliseden oluşmaktadır. Muhtemelen kompleksteki en dikkat çeken kilise, aynı zamanda kiliseler arasındaki en eskisi ve mimari açıdan Kremlin’deki Müjde Katedrali’ne benzerlik gösteren Smolensky Katedrali’dir.
Manastırdan çok uzakta bulunmayan muhteşem Kuğu Gölü ise Çavkovksy’nin efsane balesini yaratması için ilham kaynağı olmuştur. Çok önemli bir sanat eserinin ortaya çıkmasına yardımcı olan gölde günümüzde ne yazık ki kuğuları görmek mümkün değil.
Kompleksin bir diğer önemli noktası olan Novadeviçi Mezarlığı, Moskova’nın en önemli mezarlık alanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Astronot Pavel Believ, başkan Boris Yetsin, yazar Nikolai Gogol, Anton Chekov gibi Rus tarihi açısından çok önemli isimlerin de aralarında bulunduğu 27.000 mezara ev sahipliği yapmaktadır. Mezarlığın dikkat çekici özelliklerinden biri ise bazı mezarlıkların sıra dışı şekillerde tasarlanmış olmasıdır. Mesela haberleşme bakanının mezarı telefon şeklinde, İkinci Dünya Savaşı’nda komutanlık yapmış subaylardan birinin mezarı ise tank şeklindedir.
Neden gitmeliyim? Novadevichy Manastır kompleksi ve mezarlığı UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiş Moskova’nın önemli tarihi yerleri arasında bulunmaktadır. Buna karşın şehrin biraz dışında kalıyor olması ziyaret edecek kişiler için bir dezavantajdır. Eğer geniş bir zamanınız varsa şehrin gürültüsünden uzaklaşmak için burası harika rotalardan biri olacaktır.
Kaçırmayın! Novodeviçi Mezarlığı için ayrı bir not daha yazmamız gerekiyor. Türk edebiyatının önemli kalemlerinden Nazım Hikmet’in mezarı da bu mezarlık içinde bulunuyor ve buraya geldiğinizde bu özel mezarı da mutlaka ziyaret etmenizi öneriyoruz.
Burası neresi? Bu tarihi ev Neo-Rus mimari üslubuyla oldukça ilgi çekici yapılardan biridir. Dış mekanda da iç mekanda da gözden kaçmayacak güzelliğe sahip süslemeler dikkat çekmektedir. Aynı zamanda tombul sütunlar da dikkat edilecek diğer önemli mimari güzellikler arasında bulunmaktadır.
Mimar Nikolay Pozdneyev tarafından tasarlanan ev, zengin tüccarın zevklerine göre tasarlanmış ve uzun bir süre boyunca Igumnov ailesinin ikametgahı olarak hizmet vermiştir. Fransız hükümetinin evi devralmasının ardından, 1979 senesinden itibaren Fransız büyükelçilerinin resmi evi olmuştur.
Neden gitmeliyim? İçeri girilmesine müsaade edilmese de dış mimarisinin güzelliğini görmek için bu önemli yapının bulunduğu yeri ziyaret etmelisiniz.
Burası neresi? Moskova’nın yeraltı dünyası, dünyadaki en harika mimarı yapılardan olan eşsiz metrolara ev sahipliği yapıyor. Bu metrolar, Sovyet döneminde birliğin ve gücün vatandaşlara ve şehre gelenlere yansıtılması arzusuyla 1938’den itibaren Sovyet rejiminin en önemli propaganda aracı olmuştur.
Yeraltı sarayları olarak tanımlayabileceğimiz bu mimari eserler, başlangıçta Art Deco’nun Rus versiyonuydu ancak zamanla İmparatorluk motifleriyle Neo-Klasik bir forma bürünmüştür. Bütün istasyonlar birbirinden farklı olarak inşa edilmiştir. Bazı istasyonlarda zengin süslemelere ve kabartmalara yer verilirken; bazılarında yaldızlı kemerlerle tarihteki bazı önemli olayları betimleyen büyük mozaikler bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Bu muhteşem metro istasyonları Rusya ve Moskova tarihi için parlaklığın ve parlak bir geçmişin vücut bulmuş halidir. Bu tarihi metro istasyonlarını deneyimlemenin maliyeti ise sadece alacağınız bir metro bileti kadardır.
Burası neresi? 1967 senesinde inşa edilen Ostankino Kulesi, dünyada 500 metreden uzun ilk bağımsız yapısıydı. 1974 yılına kadar da dünyadaki en yüksek bina unvanına sahipti ve hala Avrupa‘nın en yüksek binası olma özelliğini taşımaktadır.
Kule, Moskova’nın kuzey kısmında yer almaktadır ve 15 milyondan fazla kişinin televizyon yayınlarına erişimini sağlamaktadır. Kulenin 340 metre yüksekliğinde bir gözlem güvertesi de yer almaktadır. Bu heybetli ve etkileyici yapı, betonarme ve çelik kablolarla basit bir şekilde meşhur Sovyet mühendislerden Nikolai Nikitin tarafından tasarlanmıştır.
Neden gitmeliyim? Şehir merkezine uzak olması nedeniyle herkese hitap etmeyen bu tarihi kule, ziyaret edenler için muhteşem bir manzaranın tadını çıkarma vaadinde bulunuyor. Çoğunlukla telekomünikasyon hizmetleri için değerlendirilen kulenin gözlem güvertesinin hemen altındaki döner restoran ise lezzetli yemekler tatmak için değerlendirilebilecek bir noktadır.
Burası neresi? Kremlin’in doğu duvarındaki Kurtarıcı Kulesi, kaledeki en yüksek ve çarpıcı olanıdır. Kule aynı zamanda şehrin resmi saatine sahiptir ve saatin çapı 6 metredir. Kremlin kompleksinin ana girişi olarak görev yapan kule, 1491 senesinde inşa edilmiştir. Burası, Çarlık Rusya’sı döneminde sadece sadece devlet başkanları ya da üst düzey yöneticiler tarafından kullanılabilmekteydi.
Kulenin tepesinde daha önce imparatorluğun sembolü olan iki başlı kartal bulunmaktaydı. Sovyetler Birliği döneminde ise Stalin tarafından bu heykelin yerine kırmızı bir yıldız eklenmiştir. Kulenin yıldızla birlikte yüksekliği 71 metreyi bulmaktadır.
Neden gitmeliyim? Spasskaya Kulesi, Moskova’nın simgesel tarihi yerleri arasında bulunmaktadır ve Kızıl Meydan’a uğrayan herkes için görülmesi şart olan noktalardan biridir.
Kurtarıcı Kulesi efsanesi: Kulenin, Kremlin’i düşman işgalinden koruyabileceği sihirli güçlere sahip olduğuna dair bir inanış bulunmaktadır.
Burası neresi? Moskova’nın en ikonik tarihi yerleri arasında yer alan Kızıl Meydan, şüphesiz ki 13. yüzyıldan günümüze Rus tarihi için önemli dönüm noktalarından biri olmuştur. Başlangıçta bir pazar yeri olarak kullanılan meydan, Sovyet gücünü göstermek amacıyla yapılan askeri gösterilere ev sahipliği yapması nedeniyle büyük bir üne kavuşmuştur. Alan günümüzde de zaman zaman Rus hükümetleri tarafından bazı resmi törenler için kullanılmaktadır.
Kızıl Meydan’ın ismi çevresindeki kırmızı tuğlalardan bağımsızdır. Meydan’ın Rusça adı “Krasnyi” kelimesinden türeyen “Krasnaya Ploschad” eski Rusça’da güzel anlamına geliyordu ve zamanla kırmızı renkle ilişkilendirildi. Böylelikle meydanın ismi de şekillenmeye başladı.
Neden gitmeliyim? Lenin’in Mozolesi, Aziz Basil Katedrali, Büyük Kremlin Sarayı gibi Moskova’nın önemli tarihi yerleri arasında bulunan noktalara ev sahipliği yapması, Kızıl Meydanı, görülmesi zorunlu bir nokta haline getirmektedir. Meydan, sahip olduğu tarihi doku sayesinde 1990 senesinde UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak da tescillenmiştir.
Burası neresi? Moskova’nın en sembolik caddelerinden olan Tverskaya Caddesi, şehrin en önemli alışveriş noktalarından biridir. Çok sayıda mağaza, restoran ve ilgi çekici noktaya sahip olan cadde, turistler arasında da olukça ilgi çekicidir.
Caddenin geçmişi 12. yüzyıla kadar dayanmaktadır. 18. yüzyılda cadde, Moskova’da sosyal hayatın en önemli merkezi ve asiller için şehrin en özel bölgelerinden biri haline gelmiştir. Bolşevik İhtilali sonrası ise caddedeki 5 kilisenin yıkılması emredilmiş ve yerine modern binalar eklenerek cadde genişletilmiştir. Binalardan bazıları daha uzak bölgeler taşınmıştır. Cadde, 1935 ile 1990 yılları arasında Gorki Caddesi olarak adlandırılmış ve sonrasında Gorbaçov tarafından eski adını almıştır.
Neden gitmeliyim? Hotel National, Devlet Duması, English Club, Savvinskoe Podvorye, Moskova Hükümeti Binası gibi çok önemli tarihi eserler bu cadde üzerinde bulunduğundan, alışveriş imkanlarının yanı sıra Moskova tarihi açısından da çok önemli bir yer olan caddeyi mutlaka ziyaret etmeniz gerekiyor.
Burası neresi? Tarihi yapılar arasında keyifle gezinebileceğiniz ve bu yapıları inceleyebileceğiniz Arbat Caddesi, tamamen yayalara ayrılmış bir tarihi yürüyüş rotasıdır. Araçların giremediği bu güzel cadde yaklaşık 1 kilometre boyunca uzanmaktadır. Cadde boyunca çok sayıca kafe, restoran, sokak sanatçıları ve çeşitli hediyelik eşya dükkanı görebilirsiniz.
Moskova’nın en ünlü caddelerinden biri olan Arbat Caddesi’nin önemli özelliklerinden biri de geçmişte Rusya’nın çok önemli şair ve yazarlarının takıldığı bohem bir yer olmasıdır. Bu da cadde boyunca kubbeli ve çeşitli mimari tarzda çok farklı mimari yapıların oluşmasına neden olmuştur. Özellikle Art Nouvaeu, eklektizm ve Avant-Garde mimari uzmanların hala ilgisini çeken birkaç öne çıkan tarzdır.
Neden gitmeliyim? Tarihi yönünün yanı sıra çok sayıda sosyal aktivitenin de dahil olduğu Arbat Caddesi bu özellikleri sayesinde turistler arasında oldukça popüler olan bir ziyaret noktasıdır.
Burası neresi? Genellikle şehirdeki en büyük bit pazarına ev sahipliği yapmasıyla bilinen Izmaylovo, ev yapımı ürünlerden Sovyet antikalarına kadar her şeyi bulabileceğiniz bir labirent alışveriş merkezine ev sahipliği yapmaktadır. Bölgede aynı zamanda şehrin gürültüsünden bunalanlar için geniş bir yeşil alan da bulunuyor.
Neden gitmeliyim? Şehrin karmaşasından biraz kurtulup nefes almak ve çeşitli eşyaların bulunduğu bit pazarında alışveriş yapmak isterseniz Izmaylovo bölgesini mutlaka listenize dahil etmelisiniz.
Burası neresi? Bu müze, Moskova’nın tarihi zenginliklerini gösteren çeşitli sergilere ev sahipliği yapmaktadır. Kızıl Meydan’ın önemli cazibe merkezlerinden biri olan müze, 1872’de Ivan Zabelin ve Aleksey Uvarov tarafından kurulmuştur.
Geçmişte kraliyet ailesine ait antikaların da bulunduğu bir ilaç deposu olan bina, günümüzde Rus topraklarında yaşamış tarih öncesi kabilelerin kalıntılarına, ülkenin en önemli madeni para koleksiyonuna ve Romanov hanedanı tarafından toplanmış 6. yüzyıl el yazmaları ve sanat eserleri gibi objelerden oluşan çok önemli bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor.
Neden gitmeliyim? Rus İmparatorluğu’nun ilk yüzyıllarında meydana gelen olayları görüp, Rusya’nın şimdiki haline nasıl geldiğini anlamak için Devlet Tarih Müzesi’ne mutlaka zaman ayırın. Aynı zamanda müzedeki muhteşem sanat ve tarih koleksiyonlarını da detaylı bir şekilde inceleyin.
Burası neresi? Soğuk Savaş dönemi Sovyet güçleri ile Batı kapitalist süper gücü arasında oldukça gerilimli geçen bir süreç olmuştur. Sığınak 42 de Sovyetler Birliği’nin nükleer güçleri için bir karar ve komuta merkezi olarak inşa edilmiştir. Sığınağın, soğuk savaş üzerinde büyük etkisi olan pek çok casusluk sırrına ve hikayesine ev sahipliği yapmaktadır.
Sığınak, Neoklasik bir binaya gizlenmiş girişi ile hiç de dikkat çekmemekteydi. Girişten itibaren ise Moskova sokaklarının altında uzanan oldukça karmaşık bir yapıya sahipti ve tüneller ve farklı odalardan oluşan bir sistemdi. Dik sığınak merdivenlerinden 50 metre yerin altına inmek gerekmekteydi. Günümüzde bu alanlar ürpertici soğuk savaş dönemine ait fotoğraf ve nesnelere ev sahipliği yapmaktadır. Sığınak yaklaşık 30.000 kişinin dışarıya çıkmadan 90 gün boyunca hayatta kalmasını sağlayacak kadar yakıta ve yiyeceğe sahipti.
Neden gitmeliyim? Bunker 42 Müzesi, dünya tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olan Soğuk Savaş dönemine zamanda yolculuk yapmak için eşsiz bir fırsat sunuyor. Müze, bir nükleer bombanın patlama simülasyonunu deneyimleme imkanı da sunmaktadır.
Burası neresi? Şehir merkezinden 10 dakikalık bir metro yolculuğu ile ulaşılan bu eski köy ve tarihi alan, Moskova düklerinin ve daha sonra çarlarının yazlık evlerine ev sahipliği yapmaktaydı. Bu müze rezervi, şehirde bazı yeniden yaratılmış yerlerin aksine muhteşem bir orijinal tarihe sahiptir. Burada çok nadir bulunan iki ahşap kaleyle birlikte bir de ahşap kilise görülebiliyor.
Dört tarihi bölgeden oluşan bu müze rezervi, ziyaretçilerin keşfedebileceği geniş bahçelerin yanı sıra birçok ilginç tarihi binaya ve pek çok çarpıcı manzaraya ev sahipliği yapmaktadır. Sahip olduğu özelliklerle UNESCO’nun da ilgisini çeken sit alanı, 1994 senesinde Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir.
Neden gitmeliyim? Kolomenskoye’nin 1532 yılından kalma Yükseliş Kilisesi en önemli yapısıdır ve buraya pek çok ziyaretçinin gelmesini sağlamaktadır. Bölge, aynı zamanda Moskova’daki en eski bahçeyi ve Büyük Petro’nun babası olan Çar Alexey Mihayloviç’in Sarayı’nı görmeniz için de gelmeniz gereken bir noktadır.
Burası neresi? Tretyakov Galerisi 1900 ile 1905 yılları arasında inşa edildi. Galerinin tasarımı Victor Vasnetsov’a aittir. Galeri, 19. yüzyılda Rusya’daki önemli hayırseverlerden Tretyakov kardeşlere ait özel koleksiyonla başladı ve günümüzde dünyadaki en büyük Rus sanat koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapması nedeniyle çok önemli bir noktadır.
Galeride 100.000’in üzerinde sanat eseri bulunmaktadır. Bu eserler ikonlar, resimler, heykeller ve daha fazlasını içermektedir. Müzedeki koleksiyon Ekim Devrimi sonrası daha da hızlı bir şekilde büyüdü ve özelleştirildi. Eklenen eserler diğer müzelerden, katedrallerden ve manastırlardan satın alındı. Koleksiyonun son bölümü 25 Mayıs 2000’de açılmıştır.
Neden gitmeliyim? Galeriyi ziyaret edenler, Rublev’s Trinity gibi ikonları, Valentin Serov’dan Girl With Peaches, Mikhail Vrubel’den Demon ve Alexei Savrasov’dan The Rooks Have Come Back gibi Devrimden önceki döneme ait çok önemli başyapıtları görme şansına sahip olabiliyor.
Burası neresi? Moskova’daki en büyük yabancı sanat galerisi olarak kabul edilen müzede, eski uygarlıklara ait ustaların sanat eserleri, İtalyan Rönesansı ve Hollanda’nın Altın Çağı’ndan muhteşem eserlerden oluşan bir koleksiyon bulunuyor. Bu koleksiyon üç bölümde sergileniyor.
Müzenin ana binasında bazıları daha önce hiç görülmemiş olan Botticelli, Tiepolo, Veronese ve Rembrandt’ın muhteşem eserleri bulunuyor. Yan taraftaki Avrupa ve Amerikan Sanat Galerisi, empresyonist ve post-empresyonist tablolardan oluşan muhteşem bir koleksiyon da bulunuyor.
Neden gitmeliyim? 700.000’den fazla sanat eserine ev sahipliği yapan müze, yılda 1 milyondan fazla kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Bu da bu sanat mabedinin Moskova için ne kadar değerli bir durak olduğunu bizlere gösteriyor.
Burası neresi? Rus soylularından Sheremetev ailesinin eski yazlık kır evi ve malikanesi olan Kuskovo Sarayı, 1938 senesinden bu yana çeşitli ülkelerden gelen toplamda 40.000 eserlik dünyanın en büyük seramik ve cam koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapmaktadır. 720 dönümlük bir alana yayılmış olan saray kompleksi içinde İtalyan ve Hollanda mimarisi ile yapılmış evler, eski bir kilise, mağara gibi 20’den fazla mimari anıta ev sahipliği yapmaktadır.
18. yüzyıldan kalma olan bu Neoklasik saray, dış cephede kullanılan yumuşak pastel renklerle Wes Anderson estetiğini yansıtıyor ve Moskova’da ayakta kalan en eski ahşap yapılardan biri olarak kabul ediliyor. Gösterişli iç mekanlara sahip olan saray, antredeki mermer sütunları, Flaman duvar halıları, yatak odalarındaki oyma motifleri, beyaz ve altın ayna kaplı duvarları ile muhteşem 26 odaya ev sahipliği yapmaktadır.
Neden gitmeliyim? Çok geniş bir Fransız parkının içinde konumlanmış olan bu muhteşem saray kompleksi içindeki seramik ve cam koleksiyonu kesinlikle görülmeye değer bir koleksiyondur. Aynı zamanda kompleksin ev sahipliği yaptığı tarihi mimari eserler de estetik açıdan mükemmel eserlerdir.
Burası neresi? Izmailovo Kremlin’in içinde yer alan Votka Müzesi, bir katlı bir yapıdadır ve çok büyük değildir. Buna karşın votkanın tarihine odaklanan müze içinde ortalama 1,5 saatlik bir zaman dilimi ayırmaya hazırlıklı olmalısınız. Müze, 2001 yılından bu yana açıktır. Müzede 700’ün üzerinde parça sergilenmektedir ve farklı votka markalarına ait koleksiyon oldukça etkileyicidir.
Neden gitmeliyim? Sergiler ziyaretçilerine Rus votkasının ayrıntılı ve eğlenceli tarihini sunmaktadır. Böylelikle votkanın Rus toplumunda oynadığı rolü görebilir ve Rusya’da tarihin akışını birden fazla nasıl değiştirdiğini anlayabilirsiniz. Ayrıca rehberli turlar ile ücretsiz tadımlar da yapılabilmektedir.
Burası neresi? Moskovalılar tarafından en çok ziyaret edilen park olan Gorki Parkı, sahip olduğu pek çok tarihi yapı nedeniyle Moskova’nın mutlaka görülmesi gereken tarihi yerleri arasında bulunuyor. New York‘taki Central Park benzeri bir park olan Gorki Parkı, Moskova Nehri boyunca uzanmaktadır.
Resmi adı Gorki Kültür ve Eğlence Merkezi Parkı olan yapı, Kızıl Meydan’dan sadece 2 kilometre uzaklıkta bulunuyor. 1928’de hizmet vermeye başlayan park, dönemin önemi mimarlarından olan Konstantin Melnikov tarafından ortaya çıkarıldı. 220 hektarlık alanda bulunan park, 2011 yılında ciddi bir restorasyon çalışmasıyla yenilenmiştir.
Gorki Parkı Sanat Parkı Müzesi, Parter, Neskuchny Bahçesi ve Vorobyovy Gory olmak üzere 4 bölgeden oluşmaktadır:
Sanat Parkı Müzesi’nde komünizmin çöküşünün ardından şehirdeki parklardan ve meydanlardan kaldırılan 1000’den fazla heykel ücretsiz bir şekilde görülebilmektedir. Parter, Rus devriminin sonrasında 1928 senesindeki tarım sergisinden kalan parkın ana kısmını oluşturmaktadır. Neskuchny Bahçesi ise parkın en tarihi bölgesidir. Vorobyovy Gory yani Serçe Tepesi de manzara seyretmek için mutlaka uğranması gereken güzel bir doğa koruma alanıdır.
Neden gitmeliyim? Birçok tarihi noktası ile Gorki parkı, adeta bir açık hava müzesi görevi görmektedir ve ziyaretçilerin mutlaka zaman ayırması gereken bir noktadır. Park, aynı zamanda doğası ve sunduğu keyifli manzaraları ile de görülmeye değer yerlerden biridir. Parkta bulunan restoranlar ise ziyaretçilerin huzur içinde bir şeyler yemesine olanak tanımaktadır.
Burası neresi? Moskova Zafer Parkı, Büyük Vatanseverlik Savaşı esnasında hayata gözlerini yuman Sovyet halkını anmak adına ortaya çıkarılmış muhteşem bir yeşil alandır. Bir açık hava müzesi olarak hizmet veren park, 1960’lı yıllarda açıldı. Açılışın ardından parka farklı anıtlar da eklendi ve Sovyet dönemi sonrasındaki ilk geçit töreni 1995 senesinde burada yapıldı.
Parktaki en dikkat çeken özellik olan Zafer Anıtı, 141.8 metre yüksekliği ile savaşın en önemli anıtlarının başında gelmektedir. Dikilitaşın tepesinde ise Yunan zafer tanrıçası olan Nike’in büyük bir heykeli yer almaktadır. Park aynı zamanda Rusya’nın 2. Dünya Savaşı’na katılmasının tarihi hakkında bilgi edinebileceğiniz Büyük Vatanseverlik Savaşı Müzesi’ne de ev sahipliği yapıyor. Müzenin ön kısmında ise savaşta dökülen kanları temsilen geceleri kırmızıyla ışıklandırılan çeşmelerin olduğu bir cadde uzanıyor.
Park alanı içinde bir diğer önemli unsur ise Açık hava silah ve tahkimat sergisine ev sahipliği yapıyor olmasıdır. Parkta ilk savaş yıllarına ait tanklardan, 1945 senesinde Berlin‘de savaşmış ağır savaş araçlarına kadar eksiksiz bir zırhlı araç koleksiyonu incelenebiliyor.
Neden gitmeliyim? Moskova Zafer Parkı, hem dinlenmek hem de ülkenin ve dünyanın gidişatında çok büyük pay sahibi olan çeşitli olayları anlamak ve bahçede gezinmek için büyük bir fırsat sunuyor. Ziyaretinizi özellikle 9 Mayıs Zafer Günü’ne denk getirmeniz halinde park ve çevresinde gerçekleştirilen keyifli kutlamaları da gözlemleyebilirsiniz.
Burası neresi? Druzhba Narodov Çeşmesi Konstantin Topuridze ve Georgy Konstantinovsky isimli mimarlar tarafından 1954 yılında tasarlanmıştır. Çeşmeyi çevreleyen 15 genç kadın figürü yer alıyor ve bu figürlerden her biri Sovyetler Birliği’nin ulusal cumhuriyetlerini simgelemektedir.
Rusya Fuar Merkezi etrafındaki çeşme, bölgedeki en dikkat çeken çeşmelerden biridir. Harika bir ölçeklendirme ile yapılan çeşmede Barok tarzın izleri çok rahat bir şekilde görülebilmektedir. Çeşme mekanizması 20 metre yüksekliğe kadar su ulaştırabilmektedir ve havuzun alanı dört bin metrekareye kadar yaklaşmaktadır. Havuzun çevresi ise 170 metredir.
Neden gitmeliyim? Federal bir kültürel miras olarak kabul edilen çeşme, Moskova’da görülmesi gereken önemli tarihi yerler arasında bulunmaktadır. Bu güzel çeşme sadece Fuar merkezinin değil aynı zamanda bütün Moskova’nın da önemli simgelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Özellikle sıcak yaz günlerinde havuzun kenarı sunduğu serin ortam nedeniyle zaman geçirmek için çok keyifli yerlerden biri haline gelmektedir.
Burası neresi? Rusya’nın en ünlü ve acımasız liderlerinden biri olarak kabul edilen Vladimir Lenin’in son dinlenme yeri olan mozole, Kızıl Meydan’da bulunuyor ve “Lenin’in Mezarı” olarak da biliniyor. Lenin, 22 Ocak 1924’te felç geçirerek ölmüş ve bedeni hemen mumyalanmıştır. Mumyalanmış ceset için öncelikle geçici ahşap bir yapı, sonrasında ise kalıcı olarak bir bina inşa edilmiştir.
Neden gitmeliyim? Lenin’in naaşının kısa bir süre sonra sahtesi ile değiştirildiği rivayet edilmesine karşın, burası Moskova’nın en popüler turistik cazibe merkezlerinden biri olmaya devam etmektedir. Bu tuhaf mozole, herkese hitap etmese de bazı ziyaretçiler için oldukça ilgi çekici olabilmektedir.
Burası neresi? Aziz Basil Katedrali, Moskova’nın Kızıl Meydanı’nın sembollerinden biridir ve gökyüzünü yalayan alevlere çarpıcı bir şekilde benzeyen birkaç farklı renkteki ilgi çekici kubbeyle taçlandırılmış, süslü kırmızı tuğlalarıyla dikkat çekmektedir.
Katedral aslen 1555 senesinde Korkunç Ivan olarak da bilinen Çar 4. Ivan’ın emriyle inşa edilmiştir. Katedral, Rus-Kazan savaşlarında elde edilen zaferin bir simgesi olması amacıyla inşa edilmiştir ve adı da Kutsanmış Basil adlı bir Rus Ortodoks azizinden gelmektedir. Çeşitli nedenlerden ötürü Napolyon ve Stalin katedral binasını yıkmak istemişse de bunu başaramamıştır.
Katedralin iç kısmı ise dışarıdaki muhteşem mimarinin aksine basit ve odak noktasından yoksun olan ölçek ve tasarımı nedeniyle ziyaretçilerde hayal kırıklığı yaratıyor. İç mekan esasen 9 şapelden oluşmaktadır ancak kubbelerdeki kaos bunu gizlemektedir. İç mekanda Aziz Basil’e adanmış şapeli dikkatli bir şekilde incelemelisiniz. Aynı zamanda iç mekanda bazı ilgi çekici Orta Çağ’dan kalma ikonlar bulunuyor ve burası Devlet Tarih Müzesi’nin bir parçasını oluşturuyor. Bu arada Aziz Basil’in mezarı da katedralde yer alıyor.
Neden gitmeliyim? Aziz Basil Katedrali, Rus mimarisi için o zamana kadar hiç görülmemiş, muhteşem bir yenilikti. Soğan şeklindeki renkli kubbeleri, onu ilk kez gören en yorgun gezgini bile heyecanlandırmayı başarmaktadır. Adeta bir kartpostal görüntüsüne sahip olan Aziz Basil Katedrali, aynı zamanda Moskova’nın en çok fotoğraflanan noktalarından biridir. Neredeyse 500 yıllık tarihe sahip olan katedral binası, UNESCO tarafından da Dünya Mirası olarak tescillenmiştir.
Aziz Basil Katedrali efsanesi: Katedralin kim tarafından tasarlandığı konusunda net bir bilgi bulunmuyor ancak bununla ilgili ürkütücü bir efsane yayılmıştır. Korkunç Ivan’ın, bu muhteşem eserin üzerine daha güzel bir eser inşa edilmemesi için mimarin gözlerini oydurduğu yönünde söylentiler dolaşmaktadır. Ancak 25 yıl sonra katedrale şapel eklemek için çalışmaların yapılması, bu efsanenin doğruluğuna şüphe düşürmektedir.
Burası neresi? Kazan Katedrali 1612 senesinde Moskova’nın Polonyalı işgalcilerden kurtuluşunu kutlamak amacıyla inşa edilmiştir. O zamanki birçok bina gibi ahşaptan inşa edilmiş olan katedral, yangında tahrip olmasının ardından tuğla malzeme kullanılarak yeniden inşa edilmiştir.
1930’lu yıllarda Stalin’in Kızıl Meydan’daki kiliselerin askeri geçit törenlerine ve işçi kutlamalarına engel olduğuna karar vermesinin ardından küçük tapınağın da yıkılmasını emretti. Tapınak ne yazık ki komşusu Aziz Basil Katedrali kadar şanslı değildi ve yıkıldı. Katedralin mimarı P. Baranovsky tarafından tapınağının planlarının kaydedilmiş olması sayesinde 1990’lı yıllarda mimarın eski öğrencilerinden biri tarafından katedral yeniden inşa edilmiş ve günümüze bu şekilde ulaşmıştır.
Neden gitmeliyim? Dekoratif kemerlerinde kırmızı, yeşil ve beyaz gibi zıt renklerin tercih edildiği küçük katedral, klasik Rus Ortodoks kiliselerinden biridir ve Moskova kiliseleri için kesinlikle zaman ayrılması gereken noktalardan biridir.
Burası neresi? Moskova’yı ziyaret ediyorsanız burayı, mutlaka görülecek yerler listenizde işaretlemelisiniz. Başmelek Katedrali şaşırtıcı mimarisi ve büyük tarihi önemi nedeniyle ziyaretçilerin Moskova’daki favori noktalarından biridir. İtalyan mimar Aloisio Noyvi tarafından 1505-1508 yılları arasında inşa edilmiştir.
Katedral, Kremlin’in ikinci önemli kilisesi olarak kabul edilmektedir. Katedral, 17. yüzyılın sonlarına kadar Rus hükümdarları için bir mezar yeri olmuştur ve buraya Ivan Kalita, Çar Michael Fyodorovich, Çar Alexei Mikhailovich gibi 54 hükümdarın mezarı yer almaktadır. Rus kraliçelerinin ve krallarının mezarları ise 1929 senesinde Voznesenskiy manastırının yıkılmasının ardından buraya taşınmıştır.
Katedralin duvarlarında 17. yüzyılın ortalarında Simon Ushakov, Stepan Ryazancev gibi ustaların ellerinden çıkan muhteşem freskler bulunmaktadır. Katedralde aynı zamanda Rus Ortodoks Kilisesi’nin önemli kalıntıları da yer almaktadır.
Neden gitmeliyim? 1955 senesinde yenilenmiş olan katedral, günümüzde müze olarak ziyaret edilebilmektedir. Bunun yanı sıra Ortodokslar için önemli dini günlerde burada dini açıdan hizmet verilmeye devam edilmektedir. Yapı, Moskova’nın en önemli tarihi yerleri ve dini yapıları arasında bulunduğu için mutlaka görülmelidir.
Burası neresi? Sembolik beyaz ve altın ağırlıklı mimarisiyle Moskova Nehri’nin yanında bulunan Kurtarıcı İsa Katedrali, efsanevi bir tarihe sahip görkemli bir Ortodoks kilisesidir. Yapı ilk olarak 1839 ve 1883 yılları arasında Çar 1. Aleksandr’ın isteği üzerine 1812 yılındaki Vatanseverlik Savaşı’nda ölenlerin anısına yapılmıştır. Tasarım olarak İstanbul’daki Ayasofya ile benzerlik göstermektedir.
Bolşevik Devrimi’nden sonra şehirdeki birçok dini yapı gibi burası da 1931 yılında yıkılmıştır. Stalin katedralin arsasında dünyanın en yüksek gökdelenini inşa etmeyi planlamaktaydı ancak fon yetersizliğinden dolayı bu hayali gerçekleşemedi. Bunun yerinde arsaya dünyanın en büyük yüzme havuzu 1958 senesinde açılmıştır. Nihayet 1994 senesinde Sovyet rejiminin dağılmasının ardından 2000 yılında katedral yeniden kutsanarak ibadete açılmıştır.
Katedralin mimari yapısına gelecek olursak beş adet altın renkte Bizans tarzında tasarlanmış kubbesi ilk göze çarpan özelliklerinden biridir. Cephesi ise beyaz taş ve mermer den tasarlanmıştır ve oldukça heybetli bir görünüme sahiptir. Kilisenin içinde bulunan ikonalar, resimler ve heykeller Vatanseverlik Savaşı sırasında hayatını kaybedenlere saygı duruşunda bulunuyor.
Neden gitmeliyim? Moskova’nın meşhur tarihi yerleri arasında bulunan Kurtarıcı İsa Katedrali, dünyadaki ikinci en yüksek Ortodoks tapınağı olması nedeniyle büyük öneme sahiptir. Burası aynı zamanda özellikle sunmuş olduğu Moskova’nın harika panoramik manzarası nedeniyle ziyaret edilmesi gereken yerler arasındadır.
Burası neresi? Dormition Katedrali olarak da anılan bu Rus Ortodoks Kilisesi, 1470’li yıllarda inşa edilmiştir ve tamamlanması 5 yıl sürmüştür. Bu tarihi yapı Rusya’daki ilk tapınak olarak bilindiğinden Moskova kiliseleri içinde ayrı bir öneme sahiptir. Görkemli ibadethanenin en dikkat çeken noktalarından biri Meryem Ana’nın hayat hikayesini anlatan güzel fresklerdir.
Katedralin içi, diğer kiliselerin aksine alışılmadık bir şekilde aydınlık ve ferahtır. İçeride kırmızı, mavi ve altın renginin hükmettiği görülmektedir. Batı duvarında kıyamet sahnesi görülmektedir. Sütunların üzerinde ise şehitler imanın direği olarak kabul edildiğinden onların ismi yazılıdır. Güney kapıların üzerine bakıldığında Hristiyanlığın Rusya’da yayılmasını sağlayan Yelena ve Konstantin’in freskleri bulunmaktadır. Mevcut duvar resimlerinin çoğu güney duvarında toplanmıştır.
Neden gitmeliyim? Rusya’daki diğer manevi ziyaret noktaları da düşünüldüğünde manevi atmosferin bu denli yüksek olduğu, hayranlık ve ihtişamı bu kadar fazla hissedebileceğiniz başka bir ibadethane bulmanız oldukça zordur. Bu nedenle Moskova tarihi yerler listenizi oluştururken bu önemli tarihi katedrali mutlaka görmeniz gerektiğini belirtmeliyiz.
Burası neresi? Devlet Mağazası olarak da bilinen GUM, Kızıl Meydan’da görülmesi gereken önemli alışveriş noktalarından biridir. Zarif bir pasaj içinde bulunan lüks butikler, burasının Moskova’nın en ilgi çekici tarihi yerleri arasında gösterilmesini sağlamaktadır.
Günümüzde 100 civarında mağazaya ev sahipliği yapan bu zarif tam çatılı alışveriş merkezinin geçmişi 1890’a kadar uzanmaktadır. Mimari açıdan 19. yüzyıldaki Londra tren istasyonlarını anımsatmaktadır. Rus Orta Çağ mimarisinin unsurlarının gözlenebildiği yamuk şekilli binada, çelik bir çerçeve ve cam bir çatı sistemi kullanılmıştır. Zamanla binanın mimarisinde bazı değişikliklere gidilmiştir.
1917 Bolşevik İhtilali’nin arından komünizmin inşa edilme çabaları sırasında kamulaştırılan bina, bunun başarısız olmasıyla birlikte 1928’de Stalin Pasajı ofis alanları olarak hizmet vermeye başlamıştır. 1953’te ise asli vazifesi olarak mağazalara ev sahipliği yapmaya başlamıştır. Burası Sovyetler döneminde kıtlık yaşamayan nadir alışveriş noktalarından biri olmuştur.
Neden gitmeliyim? Kızıl Meydan’da bulunan GUM mağazaları, Moskova’nın en önemli alışveriş merkezi olarak birçok kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Mağazalar genellikle pahalı ve üst düzey butiklere ev sahipliği yaptığından burada alışveriş yapmak biraz külfetli gelse de, en azından zarif tesisler arasında gezinmek ve lüks mağazaları hayranlıkla izlemek de Moskova’daki keyifli deneyimlerden biridir. Tabi biraz araştırarak bu lüks mağazalar arasında gizlenmiş uygun fiyata çeşitli hediyelik eşyalar bulabileceğiniz dükkanlar ve uygun fiyatlı restoranlar da bulunuyor. Aynı zamanda binanın çarpıcı mimarisi de ziyaretçiler için bu merkezi binayı cazip kılıyor.
Nasıl temin edilir? Moscow City Pass, Moskova’ya gelenler için bir misafir kartıdır. Kartı temin etmek için resmi web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Dilerseniz Sovyet Atari Makineleri Müzesi’nden, Assambleya Nikitskaya, Vremena Goda ve Design Hotel isimli otellerin resepsiyonlarından da kartınızı temin edebilirsiniz.
Ne kadar süre geçerlidir? Kartın 1, 2, 3 veya 5 gün geçerliliği olan seçenekleri bulunuyor. Kartınızı satın alma tarihinden itibaren 2 yıl içinde kullanabiliyorsunuz ve ilk kullanımdan sonra geçerli olan süre için geri sayım başlıyor.
Ücreti nedir? Kartın ücretlendirme detayları şu şekildedir:
Avantajları nelerdir? Kartın avantajlarını kısaca şu şekilde sıralayabiliriz:
Moskova tarihi yerler listemizde sizin için şehrin önemli tarihi ve turistik noktalarını listeledik. Siz de yorum kısmından düşüncelerinizi bizimle paylaşabilir, yazımızı geliştirmemize katkı sağlayabilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…