Minsk’e geldiğinizde Minsk’in görkemli geçmişi hakkında bilgi edinebileceğiniz pek çok tarihi bina ve anıta şahitlik edeceksiniz. Harika bir gezi gerçekleştirmek istiyorsanız Minsk tarihi yerler listemize göz attığınızdan emin olun.
Minsk tarihi hakkında; Minsk, günümüzde Beyaz Rusya olarak anılan Belarus’ın siyasi, ekonomik, bilimsel ve kültürel merkezidir. Polotsk Prensliği’nin bir kalesi olarak kurulan Minsk, günümüzde 10 milyonluk nüfusa sahip bir ulusun başkentidir.
Minsk şehrinin kuruluşuna dair çeşitli rivayetler bulunsa da gerçeklere dayalı tarihe göre 1067 senesinde, arkeolojik araştırmalara göre de 10. yüzyılın başlarına kadar uzanmaktadır. 11. yüzyılda ise Minsk Kalesi Polotsk Prensliği’nin güney sınırlarında bir kale olarak kurulmuştur. 12. yüzyılda Minsk, sürekli olarak sahip değiştirmiş ve barıştan çok uzak bir ortama ev sahipliği yapmıştır.
14. yüzyılda şehir Litvanya Büyük Dukalığının bir parçası olmuştur. 15. yüzyılın sonlarında ise şehir kendi kendini yönetme hakkını alan bir kasaba olmuştur. 17. yüzyılda şehir birçok alanda gelişme gösterdi ancak 1654-1667 yılları arasında gerçekleşen savaşta şehrin nüfusu 2.000’e kadar düşmüştür.
18. ve 19. yüzyıllar da Minsk için savaşlarla geçen zorlu dönemler olmuştur. İsveç, Rus ve Sakson orduları Minsk’te kanlı çatışmalara neden oldu. Daha sonra ise Napolyon Minsk’i işgal etmiştir. 19. yüzyılın ortalarından itibaren şehir, savaşların etkilerini üzerinden atmaya başladı ve teknoloji, ulaşım, ekonomi, sanat ve kültür alanlarında pek çok gelişmeler meydana geldi.
Birinci Dünya Savaşı sırasında bir cephe şehri olan Minsk’te 25 Ekim 1917’de Sovyet hükümeti kuruldu. Hükümetin otoritesi ancak şehrin Almanlardan ve Polonyalılardan kurtulmasından sonra, 1920’de güçlenmiştir. Çeşitli çatışmalara sahne olan şehir 1950’li yıllardan sonra uzun bir süre restore edildi. 1991 senesinden sonra ise günümüzdeki modern başkent görünümünü kazanmaya başlamıştır.
Minsk’in en ünlüleri; Bağımsızlık Bulvarı ve Bağımsızlık Meydanı Minsk’teki en ünlü tarihi bulvar ve meydanlarının başında gelmektedir. Minsk Kapıları da şehrin simge yapılarından biridir ve Minsk’in en ünlü tarihi yerleri arasında bulunmaktadır.
Minsk gezi tavsiyesi; Minsk, diktatörlük ile yönetilmesine karşın turistlere karşı oldukça kibar ve nazik insanların yaşadığı bir yer. Bu nedenle Minsk’e gelme planları yapıyorsanız korkuya kapılmanıza gerek yok. Şehrin tarihini incelerken etrafınızda Sovyet döneminden kalma birçok anıt ve Stalin mimari üslubuna sahip sayısız mimari yapı görmeye hazırlıklı olun.
Minsk’i kış ayları dışında yılın her zamanı ziyaret edebilirsiniz. Özellikle yaz aylarında şehrin harika olduğunu belirtmeliyiz. ulaşımın ve yemeğin uygun fiyatlı olduğu şehir, genel olarak da ekonomik bir destinasyon. Minsk’ten düzenlenen günübirlik geziler de şaşırtıcı derecede uygun fiyatlı olduğu için planlarınıza günübirlik gezileri de eklemelisiniz.
Müzekart; Minsk Card, Minsk’te daha ucuz bir tatil için ziyaretçilerin kullanabileceği turist kartlarının başında gelmektedir.
Burası neresi? Neo-Gotik tarzdaki bu kırmızı renkli kilise, 1910’da aristokrat Edward Woynillowicz’in isteği üzerine inşa edilmiştir. Kendisi, Simon ve Helena ismindeki iki çocuğunun 1908’de erken ölümlerinin ardından bu kilisenin yapılmasını sağlamıştır. Kilisedeki iki kule ise vefat eden iki çocuğu temsil etmektedir.
Kilisenin ön kısmında, Başmelek Mikail’in bir ejderhayı öldürdüğünü temsil eden bir heykel dikkat çekmektedir. 1932 senesinde Sovyet yönetimi tarafından kapatılmıştır. Sovyet döneminde bu kilise tiyatro ve sinema olarak hizmet vermiştir. Yapı, renginden dolayı “Kızıl Kilise” olarak da anılmaktadır. Kilisenin tuğlaları Częstochowa’dan, çatı kiremitleri Włocławek’ten getirilmiştir. Yapı 1990’da Katolik kilisesine iade edilerek restore edilmiş ve yeniden dini etkinlikler için kullanılmaya başlanmıştır.
Neden gitmeliyim? Hükümet Konağı gibi şehrin simge yapılarına yürüme mesafesinde bulunan kilise, Minsk’teki Noel ve Paskalya kutlamalarının ana duraklarından biridir. Önemli Hristiyan festivallerinde girişe izin verilmeyen kilise, diğer zamanlarda görülmesi gereken Minsk kiliseleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Burası aynı zamanda sahip olduğu vitray pencereler sayesinde ortaya çıkan Gotik ortam ile ziyaretçilerini kendine hayran bırakmaktadır.
Burası neresi? Katedral aslen 17. yüzyılda Bernardine Manastırı’nın bir parçası olarak inşa edilmiştir. Binanın mevcut hali ise 19. yüzyıldan kalmadır. Beyaz ön cephesi onu saran iki yüksek çan kulesi ve Kutsal Bakire’nin altın-mavi bir görüntüsüyle oldukça ilgi çekicidir.
1918’de manastırın kapatılmasının ardından kilisenin hapishane, arşiv ve spor salonu olarak da kullanıldığı belirtilmektedir. 1943’te ise kilisede yeniden ayinler düzenlenmeye başlamıştır. Kilisede aynı zamanda Belaruslular tarafından getirilen Aziz Mary’nin bir ikonunu da görebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Kutsal Ruh Katedrali, şehrin en güzel ve en merkezi yerinde çevreyle mükemmel bir şekilde bütünleşmektedir. Bu nedenle bu güzel kilise Minsk’teki başlıca görülmesi gereken yerlerden biridir. Özellikle tarih ve mimariye ilgi duyan yabancılar başta olmak üzere her gün pek çok kişi bu güzel kiliseyi görmeye gelmektedir.
Burası neresi? Peter ve Paul Katedrali, Minsk’teki en eski taş binalardan biri olarak dikkat çekmektedir. Dar bir sokak olan Rakauskaja üzerinde bulunan kilise, 17. yüzyılın en güzel mimari anıtlarından biri olarak kalmıştır. 1611 yılında inşasına başlanan yapı, iki yıl sonra tamamlanmıştır.
Savaşlar ve dini çatışmalar esnasında kilise bir kale görevi de görmüştür. Duvarların kalınlığı, yerden yüksek bir konumdaki pencere düzeni ve boşluklar da buna işaret etmektedir. Çeşitli dönemlerde restorasyon çalışmalarından geçirilen kilise, 1991 yılında yenilenmiş ve Rönesans tarzı unsurları ile erken Barok dönemine ait önemli bir yapı olarak dikkat çekmektedir.
Neden gitmeliyim? Tarihi bir dokuya sahip olan bu taş bina, Minsk’teki önemli dini yapılardan biri olması nedeniyle Minsk’in meşhur tarihi yerleri arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Aziz Joseph Kilisesi, eski bir Roma Katolik kilisesidir. Barok mimari tarzının Minsk’teki en güzel örneklerinden biri olan kilise, 1752 senesinde tamamlanmıştır. Kilisenin adı ait olduğu manastırdan gelmektedir. Kilise, 1860’lı yıllarda kapatılarak Ortodoks kilisesi olmuştur. 19. yüzyılın sonlarından itibaren bir arşiv olarak kullanılmıştır.
Neden gitmeliyim? Mimari açıdan ilgi çekici olan tarihi ibadethaneyi vaktiniz varsa Minsk tarihi yerler listenize dahil etmenizi öneriyoruz.
Burası neresi? Bir Roma Katolik katedrali olan Meryem Ana Katedrali Barok mimari üslupla, 1710’da inşa edilmiştir. 1793’te Rusya’nın Belarus’ta egemenlik kurmasının ardından Cizvit tarikatı yasaklanmış ve kilise de yerel bir statüye kavuşmuştur. Bundan kısa bir süre sonra Minsk piskoposluğu oluşmuş ve kilise yerel bir katedrale dönüşmüştür.
1797’de bir yangında büyük hasar gören katedral, sonrasında ise tamamen yenilenmiştir. 1920’de dönemin Minsk piskoposu Lazinski Sovyet yetkililer tarafından tutuklanınca, katedral 1934 senesinde kapatılmıştır. İkinci Dünya Savaşı esnasında Almanlar katedralde ibadet edilmesine müsaade etmiş ancak savaşın hemen ardından Sovyet birlikleri katedrali yeniden kapatmıştır.
1951’de Sovyet topçuları kasıtlı olarak katedralin çan kulelerini tahrip etmiştir. Binanın kendisi ise Spartak Spor topluluğuna verilmiştir. 1990’lı yıllarda ise katedraldeki dini hizmetler yeniden başlamıştır. 93 senesinde de Roma Katoliklerine geri verilmiştir. Bu tarihten itibaren kilisede çeşitli yenileme çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Meryem Ana Kilisesi, Minsk’teki askeri ve politik olaylardan çokça etkilenen ve Minsk tarihi için önemli olan ibadethanelerden biridir ve Minsk’teki ana Katolik kilisesi olma özelliğini taşımaktadır.
Burası neresi? Minsk Tren İstasyonu, daha önce şehir dışında olduğu düşünülen bir bölgede yer almaktadır. Kasabanın sınırları de bugün Minsk Kapıları olarak bilinen ve istasyondan sadece birkaç adım ötede olan noktada son bulmaktaydı.
Kapılar, 1953 yılında gerçekleştirilen imar planı kapsamında inşa edilen beş katlı binaların köşelerinde bulunan 11 katlı iki kuledir. Kulelerde Stalin dönemi mimari özelliklerini gözlemek mümkün olmaktadır. Kulelerden birinde Almanlardan kazanılmış 100 yıllık bir saat bulunuyor ve bu saat Avrupa‘nın en büyük ve en ağır saatlerinden biri olma özelliğine sahiptir.
Kulelerin çevreleri dörder heykelle çevrelenmiştir. Heykellerden her biri bir işçiyi, bir çiftçiyi, bir mühendisi ve bir askeri simgelemektedir. Kulelerin tasarımını Rus mimar Boris Rubanenko yapmıştır. Minsk’in simgelerinden biri olması nedeniyle kuleler Minsk’e dair çeşitli kartpostallarda ve pullarda sıklıkla kullanılmıştır.
Neden gitmeliyim? Minsk’in geçmişteki sınırı olarak kabul edilen kuleler, günümüzde şehrin simgelerinden biridir ve Minsk’te görülmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır. Özellikle de akşam saatlerinde binalardaki aydınlatmalar muhteşem bir ambiyans oluşmasını sağlamaktadır.
Burası neresi? Batı yakasındaki Svislach Nehri üzerindeki köprünün hemen karşısında Lee Harvey Oswald’ın eski konutu bulunuyor. Bina, Oswald’ın zamanından bu yana değişmiş olmasına karşın, dairesinin binanın en sol tarafında, 3. katta olduğu düşünülmektedir. Eski ABD başkanı John F Kennedy’nin suikastçısı Oswald’ın birkaç sene bu dairede oturduğu düşünülmektedir.
Oswald, ABD deniz piyadelerinden ayrılıp SSCB’ye sığınmasının ardından Ocak 1960’ta Minsk’e geldi. Buradayken tıpkı bir yerli gibi yaşamış, bir radyo fabrikasında iş bulmuştur. Minskli bir kadınla evlenerek çocuk sahibi olan Oswald, ismini de Alek olarak değiştirmiştir. Sonrasında ise ABD’ye geri dönmüştür.
Neden gitmeliyim? Minsk tarihi için önemli binalardan olan bu konağı mutlaka görmelisiniz. Oswald’ın dairesini görmek isterseniz aynı binadaki hostel sahibi ile iletişime geçmelisiniz. Hostel sahibi İngilizce bilmediği için ziyaretiniz öncesinde detaylı bir araştırma yapmanız ziyaretinizi daha anlamlı hale getirmenize yardımcı olacaktır.
Burası neresi? Aynı isimde tarihi bir malikanenin de bulunduğu park kompleksi, Minsk’te görülebilecek tarihi yürüyüş yerlerinden biridir. Mevcut malikane 19. yüzyılın sonlarında Evstafiy Liubansky tarafından yaptırılmıştır ancak ilk malikanenin 16. yüzyılın ortalarında yapıldığı düşünülmektedir. Malikanede Minsk’in köklü aileleri konaklamıştır.
Park kompleksi içinde bir malikane, bir şapel, bir kahya evi, bir su değirmeni, bir içki fabrikası, pitoresk binalar ve bir park bulunmaktadır. Park içinde muhteşem karaçamlar, meşeler, çamlar ve egzotik ağaçlar bulunmaktadır. Kompleks içindeki manzaralar insanı kendisine hayran bırakmaktadır.
Neden gitmeliyim? Minsk gezisi sırasında tarih ve doğa ile iç içe güzel bir yürüyüş yapmak isterseniz Loshitsa Parkı’nı mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Burası neresi? Büyük Vatanseverlik Müzesi, Nazi işgalinin sona ermesinin ardından, savaşın bitmesinden önce bile ortaya çıkan Alman-Sovyet Savaşı’nın anısına hazırlanan bir müzedir. Müze, Minsk’in Nazi işgalcilerinden kurtarılmasından kısa bir süre sonra, 25 Ekim 1944’te açılmıştır ve savaşın sürdüğü sırada açılan ilk II. Dünya Savaşı Müzesi olmuştur.
Müze, şimdiki yerine 1966 senesinde taşınmıştır. Müzede görevli kişiler aynı zamanda tarihi araştırmalar da yapmaktadır. Kızıl Ordu’daki Belaruslular, Auschwitz ölüm kampının tarihi, yerel anti-faşist ve partizan faaliyetleri gibi önemli olaylar ve kişiler hakkında tarihsel bilgiler incelenebilmektedir.
Müze binası 2014 yılında yenilenmiş ve Bağımsızlık Günü arifesinde, Belarus’un Nazi işgalinden kurtuluşunun 70. yıldönümünde törenle açılmıştır. Bina toplamda 15.600 metrekarelik bir alana sahiptir. Müzede 8.000’in üzerinde eser sergilenmektedir ve aynı zamanda sergilerde teknolojik unsurlardan da yararlanılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Burası 20. yüzyılda gerçekleşen en kanlı savaşlardan birinin hikayesini anlatan ilk müze olma özelliğini taşımaktadır ve Belarus’ta Nazi işgali sırasında yaratılan tek müzedir. Bu sebeplerden dolayı tarihte önemli bir yere sahip olan bu müzeye mutlaka zaman ayırmanız gerektiğini söyleyebiliriz.
Burası neresi? Ulusal ve dünya üzerinden 30.000’den fazla sanat eserinin bulunduğu Belarus Ulusal Sanat Müzesi, ülkenin ana sanat hazinelerinden ve Doğu Avrupa’daki en önemli müzelerden biridir. Müzedeki eserler içinde arkeolojik buluntular, çizimler, el yazması kitaplar, müzik aletleri, sikke ve takılar, silahlar, giysiler gibi çok çeşitli nesneler bulunmaktadır.
Müzenin resmi tarihi Minsk’te Devlet Sanat Galerisi’nin kurulduğu 24 Ocak 1939’da başlamaktadır. 1941 senesinde 3.000’e yakın sanat eseri numaralandırılmış ancak II. Dünya Savaşı sırasında eserler trajik bir şekilde ortadan kaybolmuştur.
Savaş sonrası ise eserlerden sadece küçük bir kısmı iade edilmiştir. Belarus hükümeti galeriye eser kazandırmak için büyük bir bütçe ayırdı. Devlet Sanat Galerisi’nin iki kattan ve büyük bir galeriden meydana gelen, on geniş salona sahip olan yeni binasının inşası 1957’de tamamlanmıştır. O yıllarda müzenin koleksiyonu eski seviyesine ulaşmış, Rus, Sovyet ve Belarus sanat eserlerinden oluşan 3.000 parçalık bir koleksiyon oluşturulmuştu.
1970 ve 1980’li yıllarda müze en parlak dönemlerini yaşamış ve müzedeki koleksiyonun genişletilmesi için Belarus resim ve grafik sanatının en güzel örnekleri müze koleksiyonuna kazandırılmıştır. Müzenin adı 1993 senesinden bu yana Belarus Cumhuriyeti Ulusal Sanat Müzesi olarak anılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Belarus’un en büyük sanat koleksiyonuna sahip olan müze, ziyaretçilerin Belarus sanat tarihi hakkında detaylı bilgiler edinmesi için ziyaret edebileceği Minsk müzeleri içinde bulunmaktadır.
Burası neresi? Müze, Minsk’in tarihi merkezinde Yukarı Şehir bölgesinde bulunmaktadır. 19. yüzyıldan kalma etkileyici bir binada bulunan müze, 8 Mayıs 2010 tarihinde Minskli sanatçı Mikhail Andreyevich Savitsky’ye adanmıştır.
Müze içinde 7.000’den fazla eser sergilenmektedir. Koleksiyonun temelini 11 ile 19. yüzyıllar arasında gerçekleştirilen arkeolojik kazılar, kent yaşamına dair nesneler, 19. ve 20. yüzyıla ait kameralar, tablolar, çizimler, el sanatları ve ünlü kişilere ait koleksiyonları içermektedir.
Neden gitmeliyim? Minsk tarihi hakkında gidebileceğiniz en geniş kapsamlı müze oluşumu Minsk Tarihi Müzesi’dir ve tarihe meraklı ziyaretçiler için burası muhteşem bir hazine niteliği taşımaktadır.
Burası neresi? Burası Minsk’te pek çok gezgin tarafından kaçırılan hazinelerden biridir. Ünlü heykeltıraş Zair Azgur’un hayatına ve eserlerine odaklanmış olan bu müze, inanılmaz bir ev stüdyosu olarak ziyaretçilerini karşılıyor. Kendisi, üretken kariyeri boyunca sayısız kahraman, devlet adamı, general, asker, partizan ve sivilin heykellerini tamamlayan önemli bir sanatçı olmuştur ve 1995 senesinde vefat etmiştir.
Müze, heykeltıraşın eski evinde ve stüdyosunda yer almaktadır ve düzeni ile gerçekten dudak uçuklatıcı yerlerden biridir. Müzeye girdiğinizde Karl Marx’in devasa bir kafası ziyaretçileri karşılıyor ve bu içeride ne kadar etkileyici şeylerin ziyaretçileri beklediğine dair önemli bir işaret olmaktadır.
Neden gitmeliyim? Pek çok önemli sanat eserinin ve çeşitli nesnenin bulunduğu müzeyi ziyaret etmenin en önemli sebeplerin başında Azgur’un eserleriyle donatılmış bir dizi tabandan tavana kadar hakim olan rafın bulunduğu ikinci kattaki geniş alanı mutlaka görmelisiniz. Yalnız ikinci katta fotoğraf çekimine müsaade edilmediğini de belirtmemiz gerekiyor.
Burası neresi? Günü, Belarus’un kırsal bölgelerindeki gelenekler ve yaşamsal faaliyetler hakkında bilgi edinmek ve yerel gıdaları tadabileceğiniz otantik bir köyde geçirmek isterseniz Dudutki Kültür ve Yaşam Müzesi’ne mutlaka uğramalısınız.
Şehrin yaklaşık 45 kilometre dışında yer alan müzeye ulaşmak için isterseniz araç kiralayabilir ya da turlara dahil olabilirsiniz. Müzeye ulaştığınızda çalışan bir değirmen, bir demirci, çömlekçi, dokuma makinelerinin yanı sıra evcil hayvanların ve atların bulunduğu bir çiftlik bulacaksınız. Burada Belarus’taki geleneksel tarımsal ve zanaatsal faaliyetleri yerinde gözleyebilir, lezzetli yöresel yemeklerin tadını çıkarabilir ya da ata binmenin keyfini sürebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? 19. yüzyılın Belarus’u tanımanın en harika yollarından biri olan Dudutki Kültür ve Yaşam Müzesi, es geçilmemesi gereken muhteşem bir hazine niteliği taşımaktadır.
Burası neresi? Adada bulunan anıt, Afganistan ile Sovyetler Birliği arasında yapılan savaşta hayatlarını kaybeden askerlerin anısın yapılmıştır. Savaş dokuz yıl sürmüş ve sonunda Sovyet birlikler savaşı kaybetmiştir. Çatışmalarda hayatını kaybeden yaklaşık 800 asker bu anıt ile anılmaya başlanmıştır. Anıt Svislach Nehri üzerinde oluşturulan bir adada bulunmaktadır ve 1988 senesinde yapılmış ve 3 Ağustos 1990’da resmi olarak açılmıştır.
Adadaki ana yapı bir şapeldir ve dört tarafı açık konumdadır. Anıtın çevresinde ise ölen askerlerin ailelerini temsil eden yas tutan kadın ve çocukların heykelleri bulunuyor. Anıtın içinde şehitlerin ismi duvarlara işlenmiştir. Anıt kompleksinde aynı zamanda savaş esnasında Belarus askerlerini koruyamadığı için cesaretinin kırıldığı söylenen ağlayan bir koruyucu melek heykeli de bulunmaktadır. Yakından baktığınızda heykelin gözlerinden havuza su damladığını görebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Adada bulunan anıt, adına yapıldığı savaşı kaybeden bir ülke tarafından yapılmış dünyadaki ender anıtlardan biri olması nedeniyle özel bir yere sahiptir. Hem bu nedenle hem de savaşın yıkıcılığını görmek adına bu önemli anıtı ziyaret edebilirsiniz.
Burası neresi? Minsk’teki bu askeri mezarlık, Alexander Nevsky Kilisesi’nin bitişiğinde yer almaktadır. Bu kilise 1877 Rus-Türk Savaşı sırasında ölen askerlerin anısına inşa edilmiştir. Kilisede aynı zamanda savaşan alayın birliklerine ait çeşitli eşyalar da sergilenmektedir.
Mezarlıkta çoğunlukla Minsk’in karşılaştığı savaşlarda ölen askerlerin mezarları yer almasına karşın Belarus tarihindeki en ünlü şairlerin ve önemli kişilerin mezarları da bulunmaktadır. Bu kişiler arasında şair Yakub Kolas ve Yanka Kupala gibi çok önemli isimler de vardır. Bunun yanı sıra mezarda Spitak Depremi’nde hayatlarını kaybedenleri anmak adına bir haç taşı da dikilidir.
Neden gitmeliyim? Minsk’teki önemli mezarlardan biri olan Askeri Mezarlık ve yanında bulunan Alexander Nevsky Kilisesi, Minsk tarihi hakkında önemli bilgiler edinmenize ve önemli kişilerin mezarlarını görmenize olanak tanımaktadır.
Burası neresi? Bu küçük bronz anıtın aslında herhangi bir coğrafi önemi bulunmuyor. Buna karşın Minsk’in kalbinde olması nedeniyle ülkenin merkez noktası olarak kabul edilmekte ve ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir ve Belarus yollarının başlangıç noktasıdır. Piramidin bitişiğindeki zeminde ise Minsk’ten komşu ülkelerin başkentlerine olan mesafeler hakkında bilgiler yer almaktadır.
Anıt, Ekim Meydanı’nın (October Square) güneydoğu köşesinde yer almaktadır. Anıt, granitten bir piramit şeklindedir. Anıtın tabanında ise ünlü Belaruslu şair Yakub Kolas tarafından yazılmış olan ayetlerin olduğu bir pano yer almaktadır. Daha önce şehrin sıfır kilometresi olarak kabul edilen Minsk’teki postanenin önünde olan anıt, 1988 senesinde Ekim Meydanı’nın restorasyonu esnasında şu anki yerine taşınmıştır.
Neden gitmeliyim? Küçük bir anıt olması nedeniyle genellikle turistler tarafından gözden kaçırılan anıt, bizce Minsk’te gezilecek görülmesi gereken tarihi yerlerden biridir.
Burası neresi? Minsk yakınlarında bir köy olan Maly Trostenets, Nazi Almanyası tarafından II. Dünya Savaşı sırasında burası bir toplama kampı olarak kullanılmıştır. Burayı ziyaret etmek, turistler için burada gerçekleştirilen kötülükleri anlamak için çok önemli bir tecrübe olmaktadır. Köy, Minsk’in 12 kilometre doğusunda yer almaktadır.
Kampta ilk olarak 22 Haziran 1941’de Sovyet Savaş esirleri bulunmaktaydı. 10 Mayıs 1942’de ise çeşitli bölgelerden Yahudilerin gelmesiyle burası bir imha kampı haline gelmiştir. Yahudilerin getirilmesi her salı ve cuma olacak şekilde bir ritüele bağlanmıştı.
Neden gitmeliyim? Günümüzde kamp alanında, esirlerin dikmiş olduğu bir dizi kavak ağacından başka bir şey kalmamış olsa da yaşananları kalbinizde hissetmek için bu önemli kamp alanına kesinlikle zaman ayırmanız gerektiğini düşünüyoruz.
Burası neresi? Başkentin önemli caddelerinden biri olan Kurtuluş ya da Bağımsızlık Caddesi, 15 kilometre uzunluğu ile Avrupa’nın en uzun şehir caddelerinden biridir. Cadde, Stalin döneminin mimari özellikleriyle 1950’lerde inşa edilmiştir.
Korkulukları, aydınlatması ve çiçekleriyle şehrin en güzel caddelerinden biri olan Kurtuluş Caddesi, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne de girmek için çabalıyor. Caddenin isminin tarih boyunca 15 kere değiştirilmiş olması ise bu cadde ile ilgili bilinmesi gereken ilginç detaylar arasında bulunuyor.
Neden gitmeliyim? Şehrin en önemli caddelerinden biri olması nedeniyle bu keyifli yürüyüş bölgesini ziyaret etmenizi öneriyoruz. Geziniz sırasında Hükümet Konağı, Minsk Belediye Binası, Aziz Simon ve Helena Kilisesi, Belarus Devlet Üniversitesi gibi önemli yapıları da incelemeyi ihmal etmeyin.
Burası neresi? Başkent Minsk’e geldiğinizde kentin tarihine ışık tutan şehir meydanlarını da mutlaka göreceksiniz. Şehrin ana meydanı olan Bağımsızlık Meydanı bu noktalar arasında ilk sırada görmeniz gereken noktalardandır. Bunun yanı sıra Ekim Meydanı, Zafer Meydanı ve Yakub Kolas Meydanı da buluşmak ve insanları gözlemlemek için ziyaret etmeniz gereken meydanlar arasında bulunuyor.
Neden gitmeliyim? Şehirde bulunan meydanlar kentin tarihi dokusunu en iyi yansıtan noktalardan olduğu için her turist için vazgeçilmez duraklar arasında bulunmaktadır. Bu meydanlar aynı zamanda kafe ve restoranlarda zaman geçirmek ve gözlem yapmak için de çok önemlidir.
Belarus genelinde 700 nokta ile iş ortaklığı sunan Minsk Card ile ziyaretinizi daha ekonomik bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz.
Nasıl temin edilir? Minsk Card’ı satın almak için ziyaretçilerin iki seçeneği bulunuyor. Bu seçeneklerden ilki Minskcard web sitesi üzerinden kartı online olarak satın almak ve daha sonra kartı bir satın alma noktasından satın almaktadır. Diğer bir seçenek ise satın alma noktalarına giderek kartı temin etmektir. Bunun için aşağıdaki satın alma noktalarını ziyaret edebilirsiniz:
Ne kadar süre geçerlidir? Bir kart satın alındıktan sonra 3 yıl içinde aktif hale getirilmelidir. Kartın 1, 2 ve 3 günlük geçerlilik süresi olan seçenekleri bulunuyor.
Ücreti nedir? Kartın 1 günlük seçeneği 45 BYN, 2 günlük seçeneği 60 BYN ve 3 günlük seçeneği ise 78 BYN ücret karşılığı temin edilebilmektedir.
Avantajları nelerdir? Kartın avantajlarını incelemek için burayı ziyaret edebilirsiniz.
Minsk tarihi yerler listemizi sonuna kadar okuduysanız artık tarihsel açıdan çok önemli olan bu şehrin geçmişini daha yakından tanıyorsunuz demektir. Dilerseniz hemen Minsk gezi planı yaparak Belarus’un başkentini yerinde keşfe çıkabilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…