UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Lyon, zengin tarihi geçmişiyle ziyaretçilerini adeta bir açık hava müzesi kıvamında ağırlıyor. Hazırladığımız Lyon tarihi yerler listemizle bu şehrin tarihi zenginliğini sizler için ortaya çıkarmayı amaçladık…
Lyon tarihi hakkında; Paris ve Marsilya‘dan sonra Fransa’nın üçüncü büyük şehri olan Lyon, MÖ 43’de Lugdunum ismiyle Lucius Munatius Plancus tarafından bir Roma kolonisi olarak kurulmuştur. Şehir, sonrasında ise Galyalıların başkenti olmuştur ve 300 yılı aşkın bir süre İmparatorluğun en önemli ticaret merkezlerinden biri olarak kabul görmüştür.
1032’de Lyon artık Kutsal Roma İmparatorluğu’nun bir toprağı olmuştur. 1312’ye gelindiğinde ise şehir Fransa krallığına dahil edilmiştir. 1464’de kurulan ticari fuarlar ve bankacılığın gelişmesi ile Lyon’daki ekonomi çok fazla gelişmiştir. Gene bu tarihlerde şehre matbaa gelmiş ve basılı kaynaklar konusunda şehir döneminin en ileri şehirlerinden biri olmuştur. Şehir, 17. yüzyılda Avrupa’nın ipek üretim başkenti olmuştur. Rönesansla birlikte ekonomik refah ve kültürel parlaklık hat safhaya çıkmıştır.
Fransız Devrimi ile birlikte bir durgunluk yaşayan Lyon, 1793’de cumhuriyetçi güçler tarafından hakimiyet altına alınmıştır. 19. yüzyılda geri gelen refah ortamı, 1920’deki II. Dünya Savaşı ile sekteye uğramış olsa 1950’li yıllarda şehir yeniden gelişme noktasında ivme kazanmıştır.
Lyon’un en ünlüleri; Eski Şehir bölgesi Lyon’un en meşhur tarihi yerleri arasında bulunuyor ve şehre gelen herkesin mutlaka zaman geçirmesi gereken bir noktadır.
Lyon gezi tavsiyesi; Kış mevsiminde sert bir iklime sahip olması nedeniyle Lyon gezi planınızı özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında yapmanızı tavsiye ediyoruz. Eski Şehir bölgesinde mutlaka zaman geçirmeli ve gastronomi alanında ün yapmış Lyon’un muhteşem lezzetleri ile mutlaka tanışmanızı öneriyoruz. Son olarak ekonomik bir tatil hayaliniz varsa Lyon Şehir Kartı temin etmeniz çok faydalı olacaktır.
Müzekart; Lyon Şehir Kartı, Lyon’da en yaygın olarak kullanılan avantaj kartlarının başında gelmektedir. Carte Musées de la Ville de Lyon (Lyon Şehir Müzeler Kartı) özellikle müze gezmek isteyenler için elde edilmesi gereken bir müze kartıdır. Yerli turistlerden Auvergne-Rhône-Alpes bölgesindeki okullardan birine kayıtlı olan ziyaretçiler için ise Pass’Region kartı da beraberinde birçok avantajı getirmektedir. Kartlarla ilgili detayları yazımızın son kısmında inceleyebilirsiniz.
Burası neresi? MÖ 43 yılından kalma bir Roma yerleşim yeri olan Colline de Fourviere, tiyatro, hamam ve bir Odeon’un kalıntılarına ev sahipliği yapmaktadır. Bölge, geçmişte kurulmuş olan Lugdunum isimli antik Roma şehrine dair izlere sahiptir. Bir müzik sahnesi olan Odeon, çoğunlukla konserlerin verildiği bir yapıdır.
Tiyatro 19. yüzyılda ortaya çıkarılmış ve 40 yıl sonra restore edilmiştir. Tepede bulunan antik tiyatro, yapımından 2000 yıl geçmiş olmasına karşın hala sahne performanslarına ev sahipliği yapmaktadır. Haziran ve Temmuz aylarındaki Nuits de Fourvière drama festivali ise bu performanslara tanıklık edebileceğiniz en önemli etkinliktir. Tiyatro geçmişte 10000 kişilik bir kapasiteye sahip olmasına karşın günümüzde sadece orta ve alt teras kısmı kalmıştır.
Neden gitmeliyim? Tepe, antik yapıların yanı sıra sahip olduğu Fourviere Bazilikası, Eyfel Kulesi’nin yüksekliğini aşan ve günümüzde televizyon kulesi olarak kullanılan La Tour Metallique ile oldukça dikkat çekicidir. Tepeden görülebilen muazzam bir Vieux Lyon manzarası da burasını cazip bir rota haline getirmektedir.
Burası neresi? Old Town olarak da bilinen Eski Şehir bölgesi, Lyon’un en tarihi yerlerinin başında gelmektedir. Quartier Saint-Jean ve Quartier Saint-Geroges bölgelerinden oluşmaktadır. Katedralin kuzeyinde bulunan bu Orta Çağ bölgesi, dar parke yolları ve küçük avlulu evleri ile oldukça dikkat çekicidir. Bölge sahip olduğu tarihi unsurlar sayesinde 1998 senesinde UNESCO Dünya Mirası Sit Alanı listesine de dahil edilmiştir.
Birçok restoranın bulunduğu bir meydan olan Place Neuve Saint-Jean’i midenizdeki açlığı yatıştırmak ve dinlenmek için değerlendirebilirsiniz. Rue Saint-Jean ve Rue des Trois Maries ise yürüyüş yapmak için en ideal caddelerdir.
15. yüzyıldan kalma bir konak olan Hotel de Gadagne ise Tarih Müzesi (Musée d’Histoire de Lyon) ile Kukla Müzesi’ne (Musée des Arts de La Marionnette) ev sahipliği yapmaktadır. Vaktiniz olursa bu iki müzeyi de mutlaka görmelisiniz. Bu müzeler hakkında detaylı bilgileri yazımızın ilgili kısımlarında sizlerle paylaştık.
Neden gitmeliyim? Eski Şehir bölgesi, Lyon’un tarihi merkezi olup, şehirdeki eski dünya atmosferini keşfetmek için her gezginin mutlaka görmek zorunda olduğu yerlerden biridir. Bölgede yürüyüş yapabileceğiniz birçok tarihi cadde, etkileyici restoranlar ve çeşitli müzeler keyifle vakit geçirmenize olanak tanıyor.
Burası neresi? Bir yamaçta inşa edilmiş bu tarihi mahalle, 19. yüzyılın başlarında Lyon’daki önemli dokuma merkezlerinden biriydi. Mahalle, caddelerin aşırı eğimi nedeniyle birçok etkileyici merdiven ile birbirine bağlanmaktadır. Mahalle, Les Pentes ve Le Plato olarak iki kısma ayrılmıştır. Burası, her zaman şehrin diğer kalan kısımlarından farklı atmosfere sahip olmuştur.
İpek işçilerinin kullandığı tüneller mahallenin en önemli noktasıdır. Bunun yanı sıra İpek İşçileri Evi (Maison des Canuts) ismi verilen küçük müze de görülmeye değer yerler arasında bulunmaktadır. Bu küçük müze, ipekçilik sanatına adanmıştır. Bu müze içinde Jakarlı dokuma tezgahının icadını keşfedebilir ve geleneksel tezgahlarda el dokuma gösterilerinizi izleyebilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Mahallenin en önemli yönü Traboule koleksiyonudur. Traboule, Rousse mahallesinin yoğun sokaklarını birbirine bağlayan dar geçitlerdir. Bu dar geçitler başlangıçta, bölgedeki ipek işçilerinin kumaş cıvatalarını ıslatmadan hızlı bir şekilde hareket etmelerini sağlamak amacıyla inşa edilmiştir. Bu geçitlerden yaklaşık 40 tanesi halka açıktır. Günümüzde ise bu tüneller Rousse mahallesini ziyaret etmek için en önemli sebeplerin başında gelmektedir.
Burası neresi? Lyon’un en etkileyici sanatsal mirası, Louvre’den sonra Fransa’nın en önemli güzel sanatlar müzesi olarak kabul edilen Musée des Beaux Arts’ta sergilenmektedir. Hotel de Ville’ye yakın bir konumda bulunan müze, eski bir Benedictine manastırı olan 17. yüzyıldan kalma Palais Saint-Pierre’yi kaplamaktadır.
Müzede 14. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar çok önemli tablo ve heykel çalışmalarının bulunduğu Avrupa’nın en büyük sanat koleksiyonlarından biri sergilenmektedir. Koleksiyondaki parçaların bir çoğu Delacroix, Géricault, Rembrandt, Rubens, Poussin ve Véronèse gibi çok önemli sanatçılara ait eserlerden oluşmaktadır. Müzede ayrıca Empresyonist resim ve modern sanat koleksiyonu da bulunmaktadır. Antik sikkeler, tarihi eserler ve grafik sanatları da koleksiyonun diğer önemli parçalarını oluşturmaktadır.
Neden gitmeliyim? Çok önemli sanatçıların eserlerinden oluşan muhteşem bir koleksiyona sahip bu müze, sanata meraklı olan ziyaretçilerin kaçırmaması gereken muhteşem bir duraktır. Müze ziyaretiniz esnasında hem tarihi eserleri hem de heykel ve resim gibi sanat dallarına dair muhteşem sanat eserlerini görme şansına sahip olabiliyorsunuz.
Kaçırmayın! Müzenin restoranı ve çay salonu olarak hizmet veren Les Terrasses Saint-Pierre öğle yemeği yemek ve bir şeyler içmek için oldukça rahat bir ortam sunmaktadır. Özellikle yaz aylarında bahçedeki terasta mutlaka yemek yemenizi öneriyoruz.
Burası neresi? Bu muhteşem Arkeoloji Müzesi, vazolar, mezar taşları, mozaikler, heykeller, seramikler, madeni paralar gibi Roma dönemine ait pek çok önemli esere ev sahipliği yapıyor. Sergilenen antik eserlerin büyük çoğunluğu Lugdunum kenti ile ilgili yapılan kazılardan elde edilmiştir.
Müzede öne çıkan eserler arasında anıtsal bir Herkül Heykeli, dekoratif mermer eserler ve 100 metrelik muhteşem bir zemin mozaiği de yer almaktadır. Müzeye gelen ziyaretçiler aynı zamanda 300 metre mesafedeki antik alanı görme şansına da sahip oluyor. Antik alanda iki Roma tiyatrosu başta olmak üzere önemli antik kalıntılar görülebilmektedir.
Neden gitmeliyim? Bu Arkeoloji Müzesi, genişliği ve çeşitliliği ile ün yapmıştır. Müzeye gelenler pek çok farklı kategoride eserleri aynı alan içinde görme imkanına sahip olmakta ve bölgenin tarihi hakkında fikir edinmektedir.
Burası neresi? 18. yüzyıldan kalma Lyonnais konağında iki etkileyici müze ziyaretçilerini bekliyor: Kumaş Müzesi ve Dekoratif Sanatlar Müzesi.
Kumaş Müzesi, Rönesans dönemine kadar uzanan kumaşlarla ilgili tarihte yolculuk yapmaya davet ediyor. Şehirde böyle bir müze olmasında şehrin İpek ticareti konusunda geçmişte önemli bir merkez olarak kullanılması elbette büyük bir etken olmuştur. Koleksiyonda 13. ve 14. yüzyıllara ait nadir giysi parçaları, 18. yüzyıldan kalma zarif duvar halıları ve daha yakın döneme, 19. ile 20. yüzyıla ait çeşitli parçalar sergilenmektedir.
Sergide aynı zamanda İmparatoriçe Josephine’ye ait muhteşem bir ipek elbise de bulunmaktadır. Mısır’ın 5. hanedanlık döneminden MÖ 2500 yılına tarihlenen pileli bir tunik de koleksiyonun en değerli parçaları arasında yer almaktadır.
Dekoratif Sanatlar Müzesi ise fayans, kağıt, ahşap ve diğer malzemelerle yapılmış dekoratif nesnelere dair zengin bir bir koleksiyonu inceleme fırsatı sunuyor. Lyon müzeleri için özel bir yere sahip olan müzede ikonalar, Japon heykelcikleri, İtalyan mayolika parçaları, eski yemek takımları, antik mobilyalar gibi nesneler bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Kültürel bir bağlantı sağlamak adına nesneler gerçek yaşam ortamlarında ziyaretçilere gösterilmektedir. Ziyaretçiler zengin bir ailenin eski bir döneminde misafirliğe gelmiş hissini yaşamakta ve Lyon’daki dekoratif unsurları ve dokuma kültürünü yakından tanımaktadır.
Burası neresi? 15. ve 16. yüzyıllarda önemli bir kitap basım merkezi olan Lyon, matbaanın gelişimi noktasında çok büyük bir rol oynamıştır. 1964 senesinde açılan müze, gün geçtikçe geliştirildi. Müze, matbaanın tarihine dair çok kapsamlı bir bakış sunmaktadır. Sergiler, grafik baskı tekniklerinin yanı sıra basılı kitapların tarihi ve kültürel etkilerini de açıklamaktadır.
Müze, 5000 metrekareden geniş bir alana yayılmıştır ve 150 adet makine görülebilmektedir. Baskı ve kağıtla ilgili ticarete adanmış olan müze, endüstriyel mirasın dinamik bir şekilde korunmasını ve ziyaretçilere sunulmasını sağlamaktadır. Müzenin sergilediği teknikler ve bilgi birikimi arasında eski zamanlardaki kağıt yapımı, gravür, litografi, ciltleme gibi kağıt basımına dair birçok farklı teknikler yer almaktadır.
Neden gitmeliyim? Matbaanın Lyon’daki gelişimini gözler önüne seren bu güzel sergi, tarih tutkunları için Lyon’da görülmesi gereken meşhur tarihi yerler arasında bulunmaktadır. Müze, yılda iki veya üç defa gerçekleştirilen geçici sergilerle de ziyaretçilerden büyük beğeni toplamaktadır. Eğer ziyaretiniz sırasında bu geçici sergilere denk gelirseniz es geçmemenizi öneriyoruz.
Burası neresi? II. Dünya Savaşı esnasında Lyon, Nazi rejimine karşı büyük bir mücadele vermiş ve bunun neticesinde “Direnişin Başkenti” olarak adlandırılmıştır. Direniş ve Sürgün Tarihi Merkezi, Lyon’da manidar bir şekilde Gestapo Başkanının kullanmış olduğu binada bulunuyor. Merkez, Gestapo döneminde binanın mahzeninde hapsedilen kurbanlara adanmıştır.
Merkezde II. Dünya Savaşı’nın başlıca olaylarının anlatıldığı bir kalıcı sergi bulunmaktadır. Merkezde aynı zamanda bir de Belge Merkezi (The Centre de Documentation) yer almaktadır ve bu kısım da halka açık bir şekilde hizmet vermektedir. Merkezi ziyaret edenlere aynı zamanda Lyon’da Gestapo’nun başı olan SS Subayı Klaus Barbie’nin yargılanması ile ilgili bir de belgesel izletilmektedir.
Neden gitmeliyim? Merkezi ziyaret edenler, video, fotoğraf ve yazılı belgeler sayesinde Lyon’daki Nazi işgaliyle ilgili tarihi bilgileri anlama şansına sahip olabiliyor.
Burası neresi? Colline de Fourviere’ye gelenlerin mutlaka görmesi gereken yerlerin başında Notre-Dame Bazilikası geliyor. Bu çarpıcı kilise, Lyon halkının bir dileği olarak inşa edilmiştir. Söylenen göre Lyon halkı, Fransa ile Prusya arasında 1872-1884 yılları arasında gerçekleşen savaşta şehirlerinin bağışlanması durumunda bir kilise inşa etmeyi istemiştir. Nihayetinde Pierre Bossan tarafından tasarlanarak şehre kazandırılmıştır. Kilise Lyon’u bu savaştan kurtardığına inanılan Meryem Ana’ya ithaf edilmiştir.
Bazilikanın içi zengin bir şekilde dekore edilmiştir ve içeride Barok ile Bizans mimari unsurlarına sıklıkla rastlanmaktadır. Görkemli mozaikleri ve muhteşem güzellikteki tabloları ile adeta bir sanat eseri kıvamındadır. İç mekanı gezdikten sonra ise Lyon’un muhteşem şehir manzarasını seyretmek için kuzeydoğu kulesini tırmanmalısınız.
Neden gitmeliyim? Hakim konumuyla dikkat çeken yapı, yılda 2 milyondan fazla ziyaretçi tarafından ziyaret edilmekte ve Lyon’un simge tarihi yerlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Burası neresi? 12. yüzyıldan kalma muhteşem bir yapı olan Lyon Katedrali, 13. veya 14. yüzyılda eklendiği düşünülen vitray pencereleri ile bilinmektedir. 1175’de başlayan kilise inşası ancak 1480’de tam olarak tamamlanabilmiştir. 1392’de yapılmış olan büyük gül penceresi iç dekorasyonda çok güzel bir renk cümbüşü oluşmasını sağlamaktadır.
Katedral, aslında Geç Gotik bir cepheye sahip Romanesk bir yapıdadır. En ilgi çekici yönü ise 1598’de Nicolas Lippius tarafından yaratılmış olan astronomik saattir. Son günlerde astronomik saatin 2084’e kadar çalışacak yeni bir versiyonunun yapılması planlanıyor. 1622’de yapılmış olan “Anne-Marie de la Primatiale” ismi verilmiş çan ise şimdiye kadar yapılmış en büyük çanlardan biridir ve sadece Katoliklere özgü bayram günlerinde çalmaktadır.
Neden gitmeliyim? Devasa meşe kapılarıyla ziyaretçilerini davet eden Lyon Katedrali, Lyon kiliseleri içinde herkesin mutlaka görmesi gerekenlerin başında gelmektedir. Kilisenin 1862’den bu yana tarihi anıt ve 1998’den bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunuyor olması da yapının ne kadar kıymetli olduğunu gösteren işaretlerdir.
Kaçırmayın! Kilisenin muhteşem manzarasını seyretmek ve fotoğrafını çekmek için Pont Bonaparte yakınlarındaki sete gidin. Buradan yükselen ikiz kulelerin güzelliğini seyre dalabilirsiniz.
Burası neresi? Lyon’un en eski kilisesi olarak bilinen kilise, 11. yüzyılda, 4. yüzyıldan kalma bir Roma tapınağının üzerine inşa edilmiştir. Kilise, Lyon’un kalbi olarak bilinen Rhone ve Saone arasında bulunmaktadır. Kilise, esasen 6. yüzyılda kurulmuş bir Benedictine manastırının bir parçasıydı. 11. yüzyılın sonunda Abbot Gaucerand tarafından kilisede yenileme çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Romanesk mimarisinin şehirdeki en güzel örneklerinden biri olan kilise, dört klasik sütunu, koroda 12. yüzyıldan kalma bir mozaik döşeme ve Lyonlu sanatçı Hippolyte Flandrin’in 19. yüzyıldan kalma yaldızlı tabloları ile ilgi odağı tarihi eserler arasında yer almaktadır. Kilise, Lyon’da günümüze kadar ulaşmayı başaran birkaç Romanesk kiliseden biri olması nedeniyle de ayrı bir öneme sahiptir.
Burası neresi? 12. yüzyılda inşa edilen bu bina, Lyon’un ana hastanesi olarak uzun yıllar faaliyet göstermiştir. 375 metre uzunluğa sahip olan bu heybetli yapı, 2010 yılında esas görevi olan hastane faaliyetlerine son vermiş, büyük bir ticaret merkezine ve otele dönüştürülmüştür. Binanın en uzun cephesi 1764’te inşa edilmiştir.
18. yüzyılda inşa edilmiş olan mevcut bina, Mimar Jacques Germain Soufflot tarafından tasarlanmıştır. Etkileyici ön cephesi, Lyon’a gelen ziyaretçileri etkilemek ve şehrin ekonomik açıdan ne kadar güçlü olduğunu göstermek amacıyla tasarlanmıştır.
2010 yılında kapatılan hastanede doğumhaneye kadar pek çok önemli birim bulunmaktaydı. Bu doğumhanede pek çok Lyonlu nesil yetişmiş ve günümüzde hayatına devam etmektedir. Tıbbi gelişmelerin ilk olarak hayata geçirildiği hastane, Avrupa’da tıbbın kalesi haline gelmiş ve Avrupa’daki birçok önemli hükümdar burada tedavi görmüştür.
Neden gitmeliyim? Günümüzde modanın ve gastronominin Lyon’daki önemli merkezlerinden biri haline gelen Grand Hotel Dieu, birçok önemli restorana ve moda mağazasına ev sahipliği yapmaktadır. Siz de tarihi bir yapı içinde kendinizi modanın ve gastronominin kalbinde hissetmek isterseniz bu tarihi yapıya zaman ayırmalısınız.
Burası neresi? Lyon Ulusal Operası, Lyon ve çevresinin sanat, dans ve müzik konusundaki zenginliğini yansıtmaktadır. 18. yüzyılda Lyon’daki opera eserlerine artan ilgiyi karşılamak adına Neoklasik bir tarzda inşa edilmiştir. 1983 senesinde özgün yapısı korunarak, daha geniş kitlelere hizmet edebilmesi adına restorasyon çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Neden gitmeliyim? Opera binasın dış mimarisini inceleyebileceğiniz gibi halka açık olan çay salonu ve restoranını da deneyebilirsiniz.
Burası neresi? Rue de la Martinière ve Quai de la Pêcherie’nin köşesinde bulunan bu bina, aslında bir binadan çok bir resim tuvalidir. Binaya baktığınızda 30 yüzün size baktığını göreceksiniz. Resmedilecek kişilerin seçilmesi için 250 kişilik bir listeden tercih yapılmak zorunda kalınmıştır.
Binadaki resimler, Lyon’un en canlı noktalarından birinin kavşağını daha renkli hale getirmek amacıyla 1994-1995 yıllarında Citecreation isimli bir sanat topluluğu tarafından hayata geçirilmiştir. Bina ise Tony Garnier tarafından tasarlanmıştır.
Neden gitmeliyim? Ödül almış bir duvar resmine sahip olan bu etkileyici bina, Lyon tarihine damga vurmuş kişiler için bir övgü niteliği taşımaktadır. Duvardaki figürler 2000 yıllık Lyon tarihinin tamamına yayılmış çok önemli isimlerden seçilmiştir.
Burası neresi? Bellecour sadece Lyon’un değil aynı zamanda Avrupa’nın en büyük yaya meydanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Meydanın tarihi 17. yüzyıla dayanmaktadır. Meydanda bulunan ikonik devasa dönme dolap ise meydana bambaşka bir atmosfer kazandırmaktadır. Saone ve Rhone arasında bulunan meydan, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne de dahil edilmiştir. Meydanın taşları kırmızı renkli olduğundan “Kırmızı Meydan” olarak da adlandırılmaktadır.
Meydan, şehri gezenler için şehrin en önemli dört ana caddesini birbirine bağlamaktadır: rue de la République, rue Victor Hugo, rue du Plat ve rue du Président Édouard Herriot. Bu caddeler hem alışveriş yapmak hem de Lyon’un tarihi dokusunu hissetmek için şehirdeki en iyi noktalar arasında yer alıyor.
Neden gitmeliyim? Lyon’da alışveriş için en merkezi yerlerden biri olan Bellecour, birçok turist açısından Lyon gezisi için başlangıç noktası olarak kabul edilmektedir. Yerlilerin buluşma noktası olan meydandaki 1825’te yapılmış olan 14. Louis heykeli, protestocular için birçok defa geçit töreni yapılan bir yer olmuştur.
Nasıl alınır? Kartı almak isteyenler Lyon Şehir Kartı resmi web sitesi üzerinden online olarak satın alma işlemini gerçekleştirebilmektedir.
Ne kadar süre geçerlidir? Kullanıcılar şehirde kalacakları gün sayısına göre 1, 2, 3 ya da 4 günlük seçeneklerden birini tercih edebilir. Satın alınan kartın 18 ay geçerlilik süresi bulunmaktadır ve kullanım süre ilk kullanımdan sonra başlamaktadır.
Ücreti nedir? Karta dair ücretlendirme bilgileri şu şekildedir:
Avantajları nelerdir? Kartın sunduğu avantajların tamamını web sitesi üzerinden inceleyebilirsiniz. Kartla birlikte elde edilecek avantajları kısaca şu şekilde sıralayabiliriz:
Nasıl alınır? Müze kartını, ücretsiz erişim imkanı sunduğu 6 müzenin gişelerinden temin etmek mümkündür.
Ne kadar süre geçerlidir? Kişiye özel olarak satın alınabilen müze kartı sadece satın alan kişi kullanabilir. Satın alındıktan sonra kartın üzerine fotoğraf yapıştırılması zorunludur. Sadece satın alınan ilk gün fotoğrafsız geçişe izin verilmektedir. Kart satın alındıktan sonra 1 yıl geçerlilik süresi bulunmaktadır.
Ücreti nedir? Normal 25€ ve 18-25 yaş arası ziyaretçiler için 7€. 18 yaş altı ziyaretçiler şehirdeki bütün belediye müzelerine ücretsiz giriş hakkına sahip olduğundan kart almasına gerek yoktur.
Avantajları nelerdir? Bu kartla Lyon şehrindeki aşağıdaki müzelere 1 yıl boyunca ücretsiz erişim ayrıcalığına sahip olabilirsiniz:
Lyon tarihi yerler yazımızda sizler için Lyon’da görülmesi gereken tarihi durakları ve anıtları listeledik. Yazımızla ilgili görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak isterseniz yorum kısmından bize yazabilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…