Ünlü limanından UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Speicherstadt’taki dünyanın en büyük depo kompleksine kadar şehrin en önemli tarihi duraklarını Hamburg tarihi yerler listemizle keşfe çıkmaya ne dersiniz?
Hamburg tarihi hakkında; Hamburg şehri, ekonomik ve ticari açıdan çok güçlü bir geçmişe sahiptir ve geçmişte olduğu gibi günümüzde de dünyanın en büyük ve önemli liman şehirlerinden biridir.
Her şey MS 808 tarihinde İmparator Charlemagne tarafından, bölgeyi Slav kabilelerinden korumak amacıyla Alster Nehri ile Elbe Nehri arasındaki bataklık arazide bir kale inşa edilmesiyle başlamıştır. Kale günümüzde de Hamburg’un armasında bulunmaktadır.
Ekonomik anlamda birçok topluluğun iştahını kabartan bir konumda bulunan Hamburg, Danimarkalılar tarafında da göz hapsine alınmış ve hatta 1227 senesinde mağlup olana kadar bir süre şehrin hakimiyetini de ele geçirmiştir. 1241’e gelindiğinde önemli bir ticaret şehri olan Lübeck, Hamburg ile ittifak kurarak Hansa Şehirleri Birliği’nin oluşmasını sağlamıştır.
1284’de meydana gelen ve şehre büyük zarar veren dev yangın Hamburg tarihi için bir dönüm noktası olmuştur. 16. yüzyılda Lutheranizmin Hamburg’un devlet dini olarak kabul edilmesi, 1558’de Hamburg Borsası’nın kurulması, 1860’daki kolera salgını Hamburg tarihindeki önemli olaylardan birkaçıdır.
Hamburg’un Almanya’daki en büyük Yahudi cemaatine sahip olması, şehrin Naziler’in hedefine girmesine neden olmuştur ve birçok Yahudi toplama kamplarında zor şartlarda yaşamaya mahkum edilmiş ve ölümü beklemiştir. Şehri ziyaretiniz sırasında bununla ilgili birçok anıt göreceksiniz.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ad Hamburg’a ciddi zararlar vermiş olsa da şehir, hızlı bir şekilde toparlanmayı başarmış ve başta ekonomi olmak üzere birçok alanda Almanya’nın önde gelen şehirlerinden biri olmayı başarmıştır.
Hamburg’un en ünlüleri; Bir liman kenti olması münasebetiyle Hamburg’un en ünlü tarihi yerleri arasında Uluslararası Denizcilik Müzesi ilk sıralarda yer alıyor. Nazilerin şehirde yaptığı yıkıma dair bir anıt olan Neuengamme Toplama Kampı Anıtı da mutlaka görülmesi gereken önemli tarihi yerlerdendir. Dini yapı olarak Aziz Nicholas Kilisesi ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan tarihi bir depo olan Speicherstadt da öncelikli görülmesi gereken noktalardandır.
Hamburg gezi tavsiyesi; Hamburg’a gelmeden önce Nazi tarihi hakkında bazı bilgiler edinmenizi öneriyoruz çünkü şehirde Nazilerle ilgili birçok detay bulunuyor ve bu detayları daha iyi anlamak için Hamburg’un tarihine göz atmak faydalı olacaktır. Şehirde görülmesi gereken daha fazla yer hakkında bilgi edinmek isterseniz de Hamburg gezilecek yerler listemize mutlaka göz atmanızı tavsiye ediyoruz.
Bir liman kentine geldiğinize göre ne yiyeceğiniz de az çok belli demektir. Hamburg’da özellikler deniz ürünleri oldukça meşhurdur ve Hamburg’da ne yenir? ne içilir? sorusuna verilecek ilk cevap da bu oluyor. Şehre geldiğinizde ayrılmadan önce mutlaka bu güzel deniz lezzetlerinin tadına bakmalısınız.
Müzekart; Hamburg Card, Hamburg City Pass (TurboPass) seçenekleri Hamburg gezisi sırasında en fazla tercih edilen şehir kartları arasında bulunuyor.
Burası neresi? Hamburg parlamentosunun ve senatosunun toplandığı Rathaus, Hamburg’un idari anlamdaki merkezi konumunda bulunuyor. Parlamento her ay iki defa salı günleri saat 15.00’de toplanıyor. Eski belediye binasının 1842’de meydana gelen büyük yangında yıkılmasının ardından, yeni belediye binasının açılması 55 yıl sürdü. Şu anki bina 1886-1897 yılları arasında Alster Gölü’nün çamurlu kıyılarında inşa edilmiştir.
Yeni bina 133 metre boya, 70 metre ene ve 112 metre yüksekliğe sahiptir. İnşaat ilk olarak ağırlığın dengelenmesini sağlayacak 4.000 ahşap direğin dikilmesiyle başladı. Günümüz parasıyla yaklaşık 80 milyon € maliyetle inşası tamamlanan yapı, 26 Ekim 1897’de Birinci Belediye Başkanı Johannes Versmann tarafından yeniden açılmıştır.
Toplamda 20 imparatorun heykeliyle çevrili bir cepheye sahip olan bu estetik binanın içinde 647 oda bulunuyor. Senato odasında ise konseyin açık havada toplandığı eski bir Alman geleneğini simgelemek adına güzel bir cam tavan bulunuyor. İmparatorluk salonu günümüzde “Kaisersaal” ismiyle anılıyor. Kaisersaal özellikle Alman ticari gemiciliğinin önemini anlatan muhteşem boyalı tavanıyla dikkat çekiyor.
Binada aynı zamanda 800-1900 yılları arasında Hamburg tarihi hakkında yapılmış muhteşem tabloların bulunduğu Büyük Balo Salonu yer almaktadır. Ziyaretçiler binada Hansa Birliği‘nin 62 şehir armasını da görebilmektedir.
Rathaus’u değerli kılan önemli detaylardan bir diğeri de 42.600 Hamburglunun ölümüne neden olan “Gomorrah Operasyonu” da dahil olmak üzere, II. Dünya Savaşı sırasındaki hava saldırılarından sağ kurtulan Hamburg’daki birkaç binadan biri olmasıdır.
Neden gitmeliyim? Belediye Binası ziyaretçiler için rehberli turlarla tarihi bir yolculuğa dönüşüyor ve yerel yönetimi iş başında gözlemleme imkanı sunuyor. Bu nedenle bu noktanın mutlaka Hamburg tarihi yerler listenize dahil olması gerektiğini düşünüyoruz. Aynı zamanda binanın bulunduğu meydan ünlü Rathausmarkt, fuarlar, pazarlar ve konserler sayesinde keyifli vakit geçirmek için de oldukça önemli bir mekandır.
Burası neresi? 1911 senesinde açılan Elbe Tüneli, 426 metrelik uzunluğu ile açıldığı sene dünyada eşi benzeri olmayan bir yapıydı. Tünel, liman işçilerinin Pauli ve Landungsbrücken’den Elbe Nehri’nin güney kısmına ulaşımını daha kolay hale getirmek için açıldı.
Zeminden 24 metre derinde inşa edilen 6 metre çapındaki iki boru, dünyanın en işlek limanlarından birinde çalışan onbinlerce işçi için büyük bir gelişmeydi. Tünelin inşası 22 Temmuz 1907’de Philipp Holzmann tarafından başlatıldı. Su geçirmeyen odalar sayesinde işçiler su altında çalışabilmekteydi. Bu yöntem riskli olsa da uygulandı ve tünelin inşası sırasında çalışan 4400 işçiden 3 tanesi ölmüştür.
Günümüzde Elbe Tüneli, aktif olarak kullanılmaktadır. Yayalar ve araçlar altı asansörle dibe indirilmekte ve iki tünelden gidiş geliş yapılmaktadır. Tabi kapasitesi sınırlı olduğundan zamanla yeni tüneller ve köprüler şehrin trafiğini rahatlatmada rol oynamıştır.
Neden gitmeliyim? Hamburg’un meşhur tarihi yerleri arasında bulunan Elbe Tüneli, şehrin nostalji kokan unsurlarından biridir. Şehirdeki pek çok yapı gibi Elbe Tüneli de İkinci Dünya Savaşı esnasında zarar görmüş ve 1970’lerde bazı tadilatlardan geçirilmiştir ve şehrin tarihine tanıklık etmektedir. Tünelin içinde Art-Deco tasarımlar bulunuyor ve tünel sahip olduğu tarihi ve mühendislik özellikleri ile 2003 senesinde “Almanya İnşaat Mühendisliği Tarihi Dönüm Noktası” olarak onurlandırılmıştır.
Burası neresi? Neo-klasik mimarinin Hamburg’daki en güzel örneklerinden biri olan Jenisch Evi, 19. yüzyılda inşa edilmiştir. 1831-1834 yılları arasında inşası gerçekleşen ev, Hanburg Senatörü olan Martin Johan von Jenisch The Elder’in eski kır evi ve park villası olarak kullanılmıştır. Evin tasarımını da J., Franz Gustav Forsmann ve Karl Friedrich Schinkel tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bina, Altona Müzesi’nin bir şubesi olarak ziyaret edilebilmektedir. Elbe kıyısındaki en güzel park tasarımlarından birinin merkezindeki bu muhteşem konut, sanatsal açıdan da çok değerlidir. Konutun birinci katını ziyaret ettiğinizde özellikle Barok ve Klasisizm’in etkilerinin görüldüğü pek çok mobilya ve el sanatlarıyla döşenmiş muhteşem odalar görülmektedir. İkinci kattaki odalarda ise 19. yüzyıldan itibaren resim, grafik, mimari, bahçe sanatı ve el sanatlarına dair çeşitli sergiler görülebilmektedir.
Neden gitmeliyim? 110 dönümlük muazzam Jenischpark, parkın içinde muhteşem bir heykel, çizim ve basılı grafik sanatı koleksiyonuna ev sahipliği yapan Ernst Barlach Haus ve zengin orta sınıfın zevklerini yansıtan çok farklı tarzlardaki eserlerin sergilendiği Jenisch Haus mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir.
Burası neresi? Hamburg şehir merkezine 23 kilometre mesafede bulunan Ahrensburg Sarayı, inşa edildiği 1585 senesinden günümüze, orijinal iç mekanının ve mobilyalarının büyük çoğunluğu bozulmadan gelmiştir. Saray, şu anda bir müze olarak hizmet etmekte ve ziyaret edilebilmektedir.
İlk bakışta beyaz ve basit görünümüyle çok ilgi çekmeyen yapı, daha yakından incelendiği zaman ne kadar muhteşem bir güzellik olduğunu hissettiriyor. Ahrensburg Kalesi, Peter Ranzau tarafından 16 yıl gibi bir kale inşası için kısa sayılabilecek bir zaman diliminde tamamlanmıştır.
Neden gitmeliyim? Ahrensburg, ziyaretçilerine ülke soylularının geçmişteki yaşamına dair büyüleyici bir bakış açısı sunmaktadır. Kalenin ilgi çekici detaylarından bir diğeri ise sadece soyluların yaşamına değil, aynı zamanda kale çalışanlarının zorlu yaşamına da odaklanmasıdır. Konak kadar konağın bulunduğu bahçede etkileyicidir ve düzenli konserlere ve çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapmaktadır.
Burası neresi? Hamburg Müzesi, 7. yüzyıldaki Hamburg Kalesi’nin ilk günlerinden günümüz Hamburg’una kadar Hamburg’un tarihi ile ilgili en kapsamlı müzelerin başında geliyor. Hamburg’un 1300 yıllık tarihine odaklanan Hamburg Müzesi’nin bulunduğu müze, Fritz Schumacher’in başyapıtlarından biri olarak kabul ediliyor. Müze binası, 17. yüzyılın başlarında Hollandalı Jan van Valckenborgh tarafından 17. yüzyılın başında inşa edilen eski Henricus Bastion’un yerine inşa edilmiştir.
Müzede bulunan kalıcı sergiler ziyaretçileri Orta Çağ Hamburg’undan modern bir liman kenti olan Hamburg’a kadar yönlendiriyor. Müzede denizciliğe dair pek çok şeyin yanı sıra Hamburg’daki Yahudi yaşamı, Amerika’ya göç, şehirdeki burjuva yaşamı ve yüzyıllar boyunca moda gibi Hamburg’un sosyokültürel kısmına işaret eden çeşitli sergiler de bulunuyor. Sahip olduğu bu özellikler sayesinde “Hamburg’un tarihi yerleri nerelerdir?” sorusunun cevaplarından biri olan bu müze, gerçekten görülmeye değer bir durak.
Neden gitmeliyim? Minyatür demiryolu sistemi ve cam çatılı iç avlu ve sergilenen tarihi eserler Hamburg Müzesi’ni ziyaret etmeyi gerekli kılan başlıca detaylar arasında bulunuyor ve burasını Hamburg tarihi yerler listesine eklemeyi zorunlu kılıyor. 1850’lerdeki Hamburg yaşamına ışık tutan Krameramtsstuben tarihi evlerinin içinde bulunan küçük müze de Hamburg Müzesi’nin bir parçası olarak ziyaret edilebiliyor.
Burası neresi? Ziyaretçilerin 1600’lü yıllardan 20. yüzyılın ortalarına kadarki kırsal yaşamı gözlemlemesine olanak tanıyan bu açık hava müzesi içinde çiftlikler, evler ve atölyeler köylülerin yaşamlarına dair pek çok detayı sunuyor. Dönem kıyafetlerini giyen sanatçılar sayesinde burayı ziyaret edenler çok daha gerçekçi bir deneyimin keyfini sürebiliyor.
Tarih ve köy yaşamı hakkında bilgi edinmek için inek sağma, biçerdöver kullanma gibi pek çok farklı etkinlik de uygulamalı olarak yapılabiliyor. Etkinliklerden yorulan ziyaretçiler için müze alanında bir şeyler yiyip içerek dinlenebilecekleri kafeler de bulunuyor.
Neden gitmeliyim? Hamburg’un eteklerinde bulunan bu açık hava müzesini ziyaret ederek, Hamburg’daki geleneksel köy yaşamının nasıl olduğunu tarihi bir köyde deneyimleme fırsatını yakalayabilirsiniz.
Burası neresi? Merkez Tren İstasyonu’nun (Hauptbahnhof) hemen yakınlarında bulunan Kunsthalle, Hamburg müzeleri içinde çok özel bir yere sahiptir ve Almanya’daki en önemli sanat müzelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Müzenin ismi tam olarak “Hamburg Sanat Salonu” olarak tercüme edilebilir. Sanat galerisinin inşası bundan 150 yıl kadar önce 1869 senesinde gerçekleşmiştir.
Müzenin bulunduğu ayrı bina birbirine bağlanmaktadır. Öne çıkan özellikleri arasında çok sayıda sunak, 14. yüzyılın yerel sanatçılarının eserleri ve 16. ve 17. yüzyılın Hollandalı ustaları yer almaktadır. Bunların yanı sıra 19. yüzyıla ait Alman ve Fransız tablolarından oluşan güzel bir koleksiyon ile modern ve çağdaş sanat koleksiyonları da dikkate değerdir.
Neden gitmeliyim? Birbirine birkaç dakikalık yürüme mesafesinde oluşturulmuş bu enfes sanat galerisi, ziyaretçilerin 14. yüzyıl ile 19. yüzyıllar arasında ortaya çıkarılmış muhteşem tarihi sanat eserlerini incelemesine olanak tanımaktadır.
Burası neresi? Landungsbrücken’de nehir boyunca yanaşmış olan Rickmer Rickmers, uzun ve renkli bir geçmişe sahip olan üç direkli uzun bir gemidir. 1896’da inşa edildikten sonra uzun bir zaman boyunca kullanılan gemi, 1983’de Hamburg’a geri döndü. Dört yıllık bir restorasyonun ardından, 19. ve 20. yüzyılın başlarında denizcilerin ticaretteki rolüne odaklanan bir gemi olarak ziyarete açıldı. Gemide günümüzde bir restoran bile bulunuyor.
Geminin makine dairesi yıllar içinde çeşitli değişimlere uğramış ve rüzgar, buhar veya dizel motor gibi farklı enerji kaynaklarıyla gemi çalıştırılmıştır. Şili’den Hong Kong’a kadar dünyanın pek çok noktasını ziyaret etmiş olan gemi, Almanya, Birleşik Krallık ve Portekiz dahil olmak üzere çok çeşitli isimler ve bayraklar altında yelken açmıştır.
Neden gitmeliyim? Bugün ziyaretçiler bu tarihi geminin güvertelerinde dolaşıp, kadırgayı hatta makine dairesini keşfedebilir. Ziyarete gelenler aynı zamanda deniz seviyesinden 35 metre yükseklikte limanın en güzel manzaralarından birine sahip oluyor.
Kaçırmayın! Rickmer Rickmers’in hemen yan tarafında bulunan Cap San Diego isimli, 1960 senesinden kalma bir kargo gemisi bulunuyor. Burası da her noktası ziyaret edilebilen başka bir ticari deniz gemisi müzesi olarak hizmet vermektedir.
Burası neresi? Kısaca IMMH olarak bilinen Uluslararası Denizcilik Müzesi, bir liman kenti olan Hamburg’un zengin denizcilik tarihi ve denizle ilgili her şey hakkında daha fazlasını keşfetmek için gidilebilecek harita bir müzedir. Müzedeki modeller Fenike kadırgalarından Viking uzun gemilerine ve Altın Keşif Çağı karavallerine kadar gemiciliğin nasıl ilerlediğini anlatıyor.
Suyun insanla olan 3.000 yıllık geçmişini gözler önüne seren müze, Hafencity bölgesinde bulunan şehrin en eski su deposu olan kırmızı tuğlalı etkileyici ve tarihi bir yapıda yer alıyor. Müzede sergilenen en eski tarihi eser ise Elbe Nehri’nde gün yüzüne çıkarılmış olan binlerce yıl öncesine ait, bir ağaç gövdesine oyulmuş bir sığınak teknesidir.
Müzedeki bir kat dalış motorlarıyla çekilmiş filmler ve denizaltı seslerinin kayıtları ile doludur ve deniz araştırmalarına dair kapsamlı fikirler sunmaktadır. Başka bir galeride ise denizcilik sanatıyla ilgili eserler görülebilmektedir.
Neden gitmeliyim? Çeşitli turların ve atölye çalışmalarının gerçekleştirildiği bu muhteşem müze, Hamburg’taki denizcilik tarihine dair gidebileceğiniz en kapsamlı koleksiyonlardan birine ev sahipliği yapmaktadır.
Burası neresi? Kısaca MKG olarak da bilinen Sanat ve Tasarım Müzesi, tren istasyonunun yakınlarında kolayca bulunabilecek bir konumda yer alıyor. 1874 senesinde kurulan müze, özellikle Kuzey Almanya’dan temin edilen çini, mobilya ve gümüş sergileriyle biliniyor.
Müzeyi ziyaret edenler ayrıca klavyeli enstrümanlardan oluşan oldukça geniş bir koleksiyonu da inceleyebiliyor. Porselen koleksiyonu da görmeye değerdir. Müze içinde İngilizce rehberli turlar düzenlenmektedir ve restoran ve kitapçı da bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Pek çok tasarım objesinin görülebildiği Sanat ve Tasarım Müzesi, özellikle görsel sanatlara meraklı ziyaretçilerin bu alandaki eserleri görebilmesi adına çok önemli bir fırsat olduğunu söyleyebiliriz.
Kaçırmayın! Sanat ve Tasarım Müzesi’ne gelenler için Hamburg Müzesi (Hamburgische Geschichte für Müzesi)’ni de ziyaret etmek bir zorunluluktur. Geçmişi 1830’lara dayanan müze, sunduğu sergi ve bilgilendirme çalışmalarıyla birlikte, yüzyıllar boyunca Hamburg günlük yaşamına dair çok geniş bir bakış açısı sunan özel bir eser koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır.
Burası neresi? Kulturen und Künste der Welt ya da kısaca MARKK olarak bilinen bu müze eskiden Hamburg Etnoloji Müzesi ismiyle anılmaktaydı. 1879’de kurulan müze, etnoloji alanında Avrupa’da bulunan en büyük müzelerden biridir.
Müze, dünya kültürlerine ve sanatına odaklanmaktadır ve müze içinde 350.000’den fazla eser ve belge sergilenmektedir. Bu eserler arasında 1711’den kalma Tevrat’ı örtmek için kullanılan bir cilt, Afrika’nın kültürüne ve dini ögelerine içeren bir Afrika sergisi bulunmaktadır.
Ayrıca isminden anlaşıldığı üzere prototip araçlara odaklana bir müze olan Prototyp Müzesi de görülmesi gereken yerlerden biridir. Müzede 45 araca ait prototipler sergilenmektedir. Bu araçların çoğu spor ve yarış arabalarıdır. Müzedeki sergiler araçların tarihine ve sürücülerine ilişkindir.
Neden gitmeliyim? Prototyp Müzesi özellikle araçlara meraklı ziyaretçiler için kaçırılmaması gereken bir cazibe merkezidir. Museum am Rothenbaum ise dünya kültürüne dair geniş koleksiyonu ile oldukça ilgi çekicidir ve Hamburg tarihi yerler listenize dahil ederek kesinlikle görmenizi tavsiye ediyoruz.
Burası neresi? 1863’de kurulan Altonaer Müzesi içinde Kuzey Almanya’nın kültürel zenginliğini yansıtan 300.000’den fazla nesne sergilenmektedir. Altona Tren İstasyonu ile Elbe arasında buluna müze, ulaşım anlamında çok avantajlı bir konumda bulunmaktadır.
Çeşitli özel sergilerin yanı sıra kalıcı koleksiyonların da bulunduğu müzede, resim, grafik, el sanatları, kültürel tarih, balıkçılık ve denizcilik alanlarıyla ilgili çok önemli sergiler görülebilmektedir. Bu sergilerde muhteşem figür başları, balık avcılığı, balina avcılığı ve gemicilik gibi konularda inanılmaz nesneler sergilenmektedir.
Neden gitmeliyim? Altonaer Müzesi, Kuzey Almanya’nın kültürel tarihi açısından Hamburg müzeleri içinde çok önemli bir yere sahiptir ve müze gezmeyi sevenler için mutlaka listeye eklenmesi gereken bir yerdir.
Burası neresi? Beatles-Platz Meydanı, St. Pauli semtinde bulunuyor ve ünlü müzik grubu Beatles’i anmak amacıyla 2008 senesinde inşa edilmiştir. Grup, 1960’lı yıllarda St. Pauli’de birçok bar ve müzik ortamında sahne alarak Almanya ve dünya genelinde bir yıldız haline gelmiştir.
Meydanda günümüzde en dikkat çeken şey orijinal boyutlarındaki John Lennon, Paul McCartney, George Harrison ve Stuart Sutcliffe’e ait silüetlerdir. Grubun orijinal basçısı Stuart Sutcliffe’nin silüeti de meydanda bulunmaktadır. Bunun yanı sıra bir heykelcik, davulcular Pete Best ve Ringo Starr’ın bir melezini temsil ediyor. Meydanda aynı zamanda grubun en bilinen şarkılarının sözleri de yazmaktadır.
Neden gitmeliyim? Turistler meydana geldiklerinde genellikle kendilerini grubun bir parçası olarak hayal edip siluetlerin arasında fotoğraf çekmek için buraya akın etmektedir.
Burası neresi? Hamburg Limanı’ndan Deichstrasse’ye girdiğinizde hava aniden değişiyor ve modern ofis binalarının arasından sıyrılıp kendinizi Hamburg’un en eski şehir evlerinden bir kısmının bulundan Deichstresse Tarihi Caddesi’nde buluyorsunuz. “Dike Caddesi” Hamburg’un Altstadt bölgesindeki, 14. yüzyıldan kalma en eski cadde olma özelliğine sahiptir.
Caddede bulunan Barok cepheye sahip ahşap evler, bölgenin en karakteristik özelliğidir. 17. yüzyıla kadar şehrin bütün kısmı Dike Caddesi’ne benziyordu. 5-8 Mayıs 1842 tarihindeki “Büyük Yangın” orijinal binaların büyük bir kısmını yok etti. Rüzgarın etkisiyle yangın kuzeydoğu kısmına yönlenince caddenin güneyinde kalan evler kurtulmayı başardı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında düşman uçakları için Hamburg’un kolay bir hedef olması, burayı bombaların hedefi haline getirdi. Tarihi evler bu bombardımandan da sağ kurtulmayı başardı. 1970’lerde ortaya atılan trafikle ilgili proje nedeniyle evlerin yıkılması gündeme gelmiş ancak 1972’de gerçekleştirilen referandum ahşap çerçeveli bu tarihi evlerin yıkımına engel olmuştur.
Bir zamanlar şehrin en önemli ticaret caddesi olan Dike Caddesi’nde bugün birçok köklü restoranın yanı sıra butik dükkanlar, kafe ve restoranlar bulunuyor. Ziyaretçiler caddenin Arnavut kaldırımlı sokaklarını keşfederken aynı zamanda bu mekanlarda lezzetli bir şeyler yiyip içebiliyor.
Neden gitmeliyim? Hamburg halkının sağduyulu yaklaşımı sayesinde, bugün ziyaretçiler bu caddeye gelerek Hamburg’un 19. yüzyılda nasıl bir yer olduğuna dair fikir edinebilmektedir. Bu nedenle St. Nicolai, Speicherstadt ve yakındaki diğer yerler Hamburg’a yolculuk yapanlar için Hamburg’un mutlaka görülmesi gereken tarihi yerleri arasında bulunuyor.
Burası neresi? Hamburg Alster’in güney kıyısı boyunca uzanan bu tarihi gezinti yerinin adı, 17. yüzyılın ortalarında Hamburg ailelerinin evlenmemiş kızlarını bekarlar için sergilediği bir gelenekten gelmektedir. 2020 yılında trafiğe kapatılan cadde, birbirinden güzel Neo-klasik binalarıyla sayısız mağazası, kafe ve restoranlarıyla günümüzde oldukça keyifli bir yürüyüş noktası olarak değerlendirilmektedir.
Neden gitmeliyim? Cadde boyunca uzanan tarihi eser niteliğindeki muhteşem yapılar arasında yürümenin keyfini sürebileceğiniz gibi kafe ve mağazalarda da alışverişin ve bir şeyler yiyip içmenin tadına varabilirsiniz.
Burası neresi? 1937 senesinde Hitler rejiminin içinde Hamburg’un da bulunduğu 5 şehri Führer şehirlerine dönüştürüleceğini ilan etmesinin ardından, 1938’de eski bir tuğla fabrikası olan Neuengamme bir toplama kampına dönüştürülmüştür. Neuengamme, toplamda 85 uydu kamptan oluşan, Kuzeybatı Almanya’daki en büyük toplama kampıydı.
Yaklaşık 100.000 mahkumun toplandığı bu toplama kampı, Hamburg’un en utanç verici tarihi yerleri arasında bulunuyor. Toplanan işçiler Bergedorf bölgesinde köle işçi olarak çok ağır şartlarda çalıştırılmıştır. Barınma, beslenme gibi hayati ihtiyaçlar çok kötü ve kısıtlı imkanlarla karşılanmaktaydı ve çoğu mahkum bu şartlara direnemediğinden hayatını kaybetmekteydi.
1945 senesinde kamp İngilizler tarafından ele geçirildiğinde mahkumların neredeyse yarısı çoktan ölmüştü. Savaş sonrası İngiliz ordusu, burayı Alman SS ve diğer Nazi yetkilileri için bir toplama kampı olarak kullandı ancak sadece 14 kişi burada suçlarından dolayı mahkum edildi.
Toplama kampı, günümüzde 600.000 metrekarelik bir alanı kapsayan bir anma alanı olarak hizmet veriyor. Alan “Tarihin İzleri” isimli bir ana sergi ve Nazilerin işlediği suçlarla ilgili bir sergi ziyaret edilebilmektedir. Aynı zamanda akrabalarının izlerini arayanlar Memorial’ın kayıtlarını inceleyebiliyor.
Neden gitmeliyim? Günümüzde toplama kampına dair izler tamamen silinmiş durumdadır. Eski fabrika binaları günümüzde sergiler, kültürel değişim ve araştırma merkezini barındıran, Nazilere dair pek çok bilgi bulunabilen önemli bir anıt alanı olarak ziyaret edilmektedir. Toplama kampını ziyaretinizi daha anlamlı kılmak için gitmeden önce Nazi tarihi hakkında bazı temel bilgileri edinmiş olmanız önemlidir.
Burası neresi? Nazilerin işkencelerinde hayatlarını kaybedenler adına Avrupa çapında bir projenin parçası olan bu 10 cm’lik parçalar, Hamburg’un tarihi hakkında önemli ipuçlarını barındırıyor. Üstü pirinç plaka kaplı bu küpler sanatçı Günter Demnig’in ortaya sunduğu fikir doğrultusunda şehrin sokaklarına serpiştirilmiştir. Bu engellerden dünya çapında 56.000 adet dikilmiştir ve Alman tarihinin en karanlık yüzünü hatırlatıyor.
Neden gitmeliyim? Şehrin her yerinde karşınıza çıkabilecek bu anıt bloklar sayesinde Alman tarihinin karanlık yüzüne şahitlik edeceksiniz.
Burası neresi? 1877‘den kurulan Ohlsdorfer Friedhof, dünyadaki en en büyük ve en önemli mezarlardan biridir. Mezarlık, 961 dönümlük bir alanı kaplıyor. 12 şapelin bulunduğu mezarlık alanında 280.000 mezarlık yer alıyor ve toplamda 1,5 milyona yakın kişi buraya gömüldü. Mezarlık aynı zamanda 400’den fazla müttefik savaş esirinin gömüldüğü Hamburg Commonwealth Savaş Mezarları Komisyonu Mezarlığı’na ve Alman topraklarında savaşlarda ölen birçok kişiye de mezar olmuştur.
Mezarlıkta yatan diğer kişiler arasında Nazi zulmünden dolayı hayatını kaybedenler, İkinci Dünya Savaşı esnasında hayatını kaybedenler de yer alıyor ve mezarlıkta 20’den fazla farklı ulustan insanın mezarının bulunduğu belirtiliyor. Bölge her ne kadar bir mezarlık olsa da keyifli bahçeleri gezinmek için de iyi bir seçenektir ve her yıl ortalama 2 milyon civarında bir ziyaretçiyi misafir etmektedir.
Neden gitmeliyim? Almanya tarihi için hayatını kaybeden birçok kişinin defnedildiği mezarlık, gerek bu kişileri anmak gerekse de güzel dizayn edilmiş bahçelerinde dolaşmak için tercih edilebilecek önemli anıtsal noktalardan biridir. Mezarlığı ziyaret edenler muhteşem manzarası, güzel heykelleri ile oldukça ilgi çekicidir.
Burası neresi? Denizcilerin koruyucu azizi olan Aziz Nicholas’a adanan ilk şapel 12. yüzyılda Alster Nehri kıyısına inşa edilmiştir. Mevcut kilise ise bu ahşap şapelin yerine tuğla ve taş malzemeden 1874-1876 yılları arasında inşa edilmiş, İkinci Dünya Savaşı’nda yıkılmasının ardından yeniden yapılmıştır. Kilise aynı zamanda 1842’deki yangında da yanmış ve yapılan bağışlarla yeniden inşa edilmiştir. Kilise, inşa edildiği yıllarda dünyadaki en yüksek binalardan biriydi.
1943’teki Gomorrah Operasyonu’nda Nikolai Kilisesi büyük oranda yok edildi ancak mahzen ve kule bu saldırılardan büyük oranda korundu. O günden bu yana Aziz Nikolai Kilisesi, 1933-1945 yılları arasındaki savaş ve diktatörlüğü ile ilgili bir anma merkezi haline geldi ve Nikolai Harabeleri ve Anıtı olarak anılmaya başlandı. Kilisedeki son restorasyon çalışmaları 1990 ve 2012 yıllarında gerçekleşti ve Hamburg kiliseleri içinde tarihsel yolculuğu nedeniyle çok önemli bir yere sahiptir.
Neden gitmeliyim? 147,4 metre yüksekliğindeki kulesi ile 2 yıl boyunca dünyanın en yüksek binası unvanına sahip olan kilise, kuledeki görüntüleme platformu ile ziyaretçilerin liman, Alster Gölleri ve Hamburg şehir merkezinin manzarasını seyretme imkanı sunuyor.
Kilisenin mahzeninde bulunan kalıcı sergi ile ziyaretçilere kilisenin tarihi hakkında detaylı bilgiler sunuyor. İkinci Dünya Savaşı’nda hayatını kaybedenlere adanmış bu sergide İkinci Dünya Savaşı ve hava savaşlarının nedenleri, sonuçları ve tarihsel bağlamı hakkında pek çok detaylı bilgi edinilebiliyor. İşte bütün bu nedenlerden dolayı bu etkileyici kiliseyi mutlaka Hamburg tarihi yerler listenize eklemelisiniz.
Burası neresi? Şehrin en önemli kiliselerinden biri olan Aziz Michael Kilisesi’ni ziyaret etmeden Hamburg gezinizi tamamlanmış kabul edemezsiniz. Altstadt’da bulunan kilise, 1750-1762 yılları arasında Barok bir üslupla inşa edilmiştir.
Kilisenin 132 metre yüksekliğindeki kubbesi, yerel halk tarafından “Michel” olarak adlandırılıyor ve şehrin birçok noktasından görülebilir. Merdiven ya da asansörle çıkılabilen kuledeki izleme platformlarından şehrin ve limanın etkileyici panoramik manzarasının tadı çıkarılabilir.
Ayrıca kilisenin girişinde yer alan muhteşem bir sanat eseri olarak kabul edilen Başmelek Mikail’in şeytanı öldürmesini tasvir eden bronzdan heykel de kiliseyi etkileyici kılan unsurlardandır. Kilisenin mahzeni ise besteci Carl Philipp Emanuel Bach da olmak üzere 2.425 kişinin son dinlenme yeridir ve burası günümüzde bir konser salonu olarak hizmet veren Hamburg’un en ilginç mekanlarından biridir.
Neden gitmeliyim? Aziz Michael Kilisesi, Hamburg’daki en ikonik dini yapılardan biri olması nedeniyle Hamburg’da mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler arasındadır. Kuleye çıkmak isteyenler için ufak bir detay belirtelim: Çıkışta kullanılabilen asansör ne yazık ki inişte kullanılamıyor ve iniş için 452 basamaklık bir yolculuğu göze almanız gerekiyor.
Kaçırmayın! Kilisenin doğusunda bir avluda bulunan Krameramtswohnungen isimli, yerel esnaf loncasının dullarının barınması için inşa edilmiş konutlar ve bir de müze bulunuyor ve vakti olanlar için buranın da görülmesini tavsiye ediyoruz. Evler 1620 ile 1700 yılları arasında inşa edilmiştir ve şehrin tarihine tanıklık eden önemli yapılar arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? Tarihi 7 Mayıs 1189 tarihine dayanan Hamburg Limanı, Avrupa’nın en büyük 3. ve dünyanın en büyük 17. konteyner limanı olma özelliğine sahiptir. I. Frederick tarafından kurulmuş olan limanın tarihi Hamburg’un tarihi kadar eskidir.
Elbe Nehri’nin ağzına yakın oldukça stratejik bir konumda bulunan Hamburg Limanı, kısa sürede bölgenin en önemli ticaret merkezlerinden biri haline geldi ve kendi içinde vergi ve gümrük düzenlemelerine sahip oldu. Özellikle 13. ve 16. yüzyıllar arasında oldukça parlak bir dönem geçirdi.
Liman, 1800’lü yıllarda ise Almanya’nın en önemli ticaret limanlarından biri oldu. 15 Ekim 1888’de liman sayesinde Hamburg, komşu ülkelerle olan deniz ticareti hacmini daha da genişletti. Bu dönemde Speicherstadt depo kompleksi, serbest limanın bir parçası olarak ve limandaki arta kalan malların depolanması noktasında çok önemli bir görev üstlenmiştir.
II. Dünya Savaşı esnasındaki çatışmalarda büyük zarar gören liman, adeta bir yıkıntı haline geldi. Almanya’nın bölünmesi ise limana büyük darbe vurdu. Avrupa entegrasyonundan sonra ise liman güçlenerek deniz ticareti açısından ülkenin ve Avrupa’nın en önemli noktalarından biri haline geldi. Dünyanın en büyük depo komplekslerinden biri olduğu belirtilen Speicherstadt, uzun boylu kare tuğlalarıyla dikkat çekiyor ve 2015’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir.
Neden gitmeliyim? Bugün liman ve depo kompleksi, bir liman olarak görev yapmasının yanı sıra çeşitli müze gemileri, müzikal tiyatrolar, barlar, restoranlar, oteller gibi çok çeşitli oluşumları ile modern kültür ve liman tarihi açısından Hamburg’un en önemli cazibe merkezlerinden biri haline gelmiştir.
Kaçırmayın! Hamburg Limanı’nın bir başka önemli simgesel yapısı olan Köhlbrandbrücke de limana gelenlerin mutlaka görmeden ayrılmaması gereken yapılardan biridir.
Burası neresi? 1703’ten beri şehrin en taze balıklarının satıldığı Hamburg Balık Pazarı, özellikle şafak sökerken ziyaret etmenin çok keyifli olduğu eşsiz bir Hamburg deneyimi sunmaktadır. Başlangıçta Hamburg ve Altona’daki iki balık pazarının altında olan pazar, 1896 senesinde bu pazarın birleşmesiyle oluşmuştur.
Pazar alanı, ilk inşa edildiğinde bazilikalı bir Roma pazar alanıydı ancak İkinci Dünya Savaşı esnasındaki bombalardan nasibini alında yeni bir çatı inşa edilmiştir. 1950 yılında pazarda gerçekleştirilen balık müzayedeleri durdurulmuş ancak 1982’de restore edilerek yeniden kullanıma başlanmıştır. Fischauktionshalle (Balık Müzayede Salonu), Hamburg’un 120 yılı aşkın gelişimini yansıtan en tarihi yerlerden biridir.
Bu ortak pazar, Hamburg’un en önemli balıkçı limanı haline geldi ve Alman balık dünyasının lideri konumuna geldi. Hatta bir zamanlar Almanya’daki balık konusundaki tek yerdi. Liman 1989 senesinde Hamburger Hafen und Logistik Aktiengesellschaft’a satıldı.
Neden gitmeliyim? Hamburg’un balık pazarı, bugün şehirdeki taze balık tüketiminin yaklaşık üçte birini karşılayan, taze balık yemek için uğranabilecek en önemli yerlerin başında geliyor. Özellikle sabah 5 civarında uğrarsanız muhteşem kalabalığı görebilir, taze balıkların yanı sıra çiçek, hediyelik eşya, giysi ve hatta canlı hayvan satan dükkanları da ziyaret edebilirsiniz.
Burası neresi? Elbe Nehri’nin altındaki 3,5 kilometrelik Yeni Elbe Tüneli’nin bulunduğu Oevelgonne gölgesi, Hamburg’daki önemli tarihi yerler arasında bulunuyor. Buradaki Müze Limanı da sahip olduğu yaklaşık 20 tarihi gemiyle görülmeye değerler yerlerden biridir. Müze Limanı, 1977 senesinde açılmış ve 2017 senesinde 40. yıldönümünü kutlamıştır.
Limanın görevi artık misyonunu tamamlamış ve emekliye ayrılacak olan gemileri restore ederek onları yeniden kazanmak ve halkın hizmetine sunmaktır. Limanın amaçlarından bir diğeri ise yeni nesle gemilerin bakımına ve işletmesine yardımcı olarak geleneksel denizciliği ve gemicilik sanatını öğretmektir.
Müze Limanı’ndaki gemiler 1880-1960 yılları arasına aittir ve özel bir şirket tarafından restore edilerek sağlamlaştırılmıştır. Çok önemli eski gemilerden oluşan bu muazzam koleksiyon, geleneksel Alman ve Hollanda düz dipli gemilerin yanı sıra, bazıları halka açık olan mavnalar, balıkçı tekneleri ve buharlı römorkörler gibi çeşitli deniz araçlarını içermektedir. En büyük gemilerden biri ise bir buzkırandır ve 1933’te inşa edilmiştir. Bu gemi şu anda eğlence amaçlı gezilerde kullanılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Gemilere meraklıysanız Müze Limanı’nda bulunan gemileri incelerken tarih dolu ve çok keyifli bir gezinti yapacağınızdan emin olabilirsiniz. Ziyaretçiler Müze Limanı’nı gezerken dünyanın en eski deniz feneri gemisini görme fırsatını da yakalayacaktır.
Nasıl temin edilir? Kartınızı çevrimiçi olarak satın alabileceğiniz gibi turist bilgi noktalarından, HVV bilet makinelerinden, HVV servis noktalarından, birçok otel ve pansiyonun resepsiyonlarından, seyahat acentelerinden de satın alabilirsiniz.
Ne kadar süre geçerlidir? 1, 2, 3, 4 veya 5 günlük geçerliliği olan kart seçeneklerinden size uygun olanı tercih edebilirsiniz.
Ücreti nedir? Kartın ücretlendirmesi şu şekilde:
Eğer 2 kişilik grup halinde satın alırsanız kartınızı daha uygun fiyata temin etme şansına sahip olabilirsiniz.
Avantajları nelerdir? Bir bakışta avantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Nasıl temin edilir? Kartınızı online olarak kolay bir şekilde satın alabilirsiniz.
Ne kadar süre geçerlidir? 1 ile 7 gün arasında geçerlilik süresi bulunuyor ve size uygun olan gün sayısını tercih edebilirsiniz.
Ücreti nedir? Ücretlendirme detayları şu şekildedir:
Avantajları nelerdir? Hamburg Turbopass avantajlarını kısaca şu şekilde sıralayabiliriz:
Tabi avantajları sadece bunlarla sınırlı değil ve bütün indirim ve ücretsiz giriş seçenekleri için Hamburg Turbopass sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Hamburg tarihi yerler yazımızda sizler için Hamburg’un en önemli tarihi ve turistik yerlerini listeledik. Artık geriye gezi planınızı bir an önce hazırlayıp Hamburg’un tarihinde keyifli bir yolculuğa çıkmak kalıyor…
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…