Fransa gezisinde biraz farklılık yaratmak istiyorsanız Belfort gezilecek yerler listemizi göz önünde bulundurun. Sanat, şehirle uyum içindeki kuleler ve kaleler, tarihi somutlaştırıp anlatan müzeler gezinizin ana durakları olacak.
Listenin ilk sırasında;
Kalenin zemini yaklaşık bin yıl öylece kaldı. 13. yüzyılda kuvvet şekilde heybetini göstermeye başladı. 17. yüzyılda savunma yönü güçlendirilerek modernize edildi. Daha sonra hendek sistemi ve ikinci duvar eklendi. Tüm bunları birleştirdiğimizde göz kamaştırıcı görüntüler ortaya çıkıyor.
Kale duvarlarının bir bölümünde çarpıcı aslan heykeline yer verilmiş. 1880 yılında Frêdêrick Bartholdi tarafından yapılan heykel, 103 gün süren Franco-Prusya Savaşı’na gönderme yapıyor. Bartholdi aynı zamanda New York’taki Özgürlük Heykeli’ni tasarlayan adamdı.
1800’lü yıllarda Prusya ve Fransa arasında gerginlikler yaşanıyordu. Belfort Gap’i sahiplenmek isteyen taraflar her an savaşabilirdi. Fransa cephesi bu sahiplenmeyi Vauban Kalesi ve Demir Kemer üzerinde genişleyen devasa bir sur ağı örerek gerçekleştirdi. Böylece iç taraftaki yerleşimlerin de güvenliği artırılmış oldu. Bu alan içinde birçok askeri ve tarihi yapıyla karşılaşabilirsiniz.
Kaledeki eski kışlada, Belfort bölgesini kapsamlıca ele alan bir müze var. 1872’de yerel bir kaleye ait olan Neolitik eserler üzerinde çalışıldı. Gün geçtikçe daha fazla eser bulundu ve araştırmalar 3 koldan sürdürüldü: Tarih öncesi, Gallo-Roma ve Carolingian. Roma mozaikleri, Prusya silahları, askeri tarihi gösteren sergiler gibi çok çeşitli koleksiyonlar mevcut.
İnsan eli değmiş ama yine de üstü yeşil örtüyle kaplı olan yerde şaşırtıcı güzellikler sizi bekliyor. Belfort’un hatırı sayılır ölçüde turist çektiği mekanlar arasındadır.
Bu zarif Belle Êpoque köşkünde 20. yüzyılın ilk yıllarında modern sanatın nasıl olduğunu göreceksiniz. Kübist ve sürrealist hareketler, Picasso, Juan Gris, Georges Braque, Fernand Lêger ve Andrê Masson’un çalışmaları iyi temsil edilmektedir.
150 adet resim, heykel ve çizim, 1997’de küratör Maurice Jardot tarafından Belfort’a bağışlandı. Bu adam, kübizmin büyük patronu, 20. yüzyılın Fransa’sının önde gelen sanatçılarından biri olan Daniel-Henry Kahnweiler ile uzun soluklu bir ortaklığa sahipti.
Atmosferik bir ortam olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Yıllarca hükümetin yaptığı bağışlar ve toplanan buluntularla enteresan bir karışım elde edilmiştir. Rönesans’tan 19. yüzyılın sonlara kadar 150 eser burada sergilenir.
Özellikle Albrecht Dürer ve Auguste Rodin gibi birçok çağdaş sanatçının ürünlerini görebilirsiniz. Örneğin, Eugêne Carriêrei Gustave Courbet ve Paul Signac gibi Fransız sanatında etkili isimler bu müzede değerlendirilmektedir.
Gururla sunulan Neoklasik tarzdaki Belfort Katedrali, batıdan bakıldığında Petra’daki antik anıtlara benzetilir. 1700’lü yılların ilk yarısında bir manastır kilisesi olarak tasarlanmış ve Belfort Montbêliard piskoposluğunun kurulduğu 1979 yılına kadar bir katedral olmamıştı.
Fransa’daki sanatçıların kendilerini ispat etmesi için Belfort Katedrali iyi bir şanstı. Antoine Cupillard’ın heykelleri ve Gustave Dauphin’in tabloları katedralde yer buldu.
Ormanlık ve alçak tepelerle çevrili 55 hektarlık arazide bisiklet sürmenin keyfini saatlerce yaşayabilir veya yürüyüş yapabilirsiniz. Daha önce bataklık olan göl, Belfort’a su sağlamak için 1400’lü yıllarda baraja çevrilmiş. Göl, balıkçılığa da elverişli. Yaz akşamlarında göl kenarında açıkhava sineması kurulması buraya epey ziyaretçi çekiyor.
Bartholdi’nin bu şehre bıraktığı onlarca eser var. Aslan heykeli dışındaki miraslar, farklı bölgelerde bulunuyor. Belfort turizm ofisi de “kentsel safari” adını verdikleri bir tur organizasyonuna başlamış. Rehberler eşliğinde Belfort’un gizli taraflarını keşfetmenin mutluluğuna erişebilirsiniz.
1250 metre yüksekliğindeki bu dağ, şehrin kuzeyinde heybetli görüntüsü ile kendini hemen belli ediyor. Tahta köprüler, Tarzan halatları gibi ilgi çekici objeleri etrafta görme olasılığınız yüksek. Kışın veya yazın fark etmez, her zaman burada yapacak bir şeyler bulabilirsiniz.
Fransa’nın dünya markası olmuş araba üreticisi Peugeot, mükemmel bir müze yapmış. Peugeot’nun daha araba icat edilmeden önce de var olduğunu ve o zamanki icraatlarını burada öğrenebiliyorsunuz. 400’ün üzerinde binek araç, 205 ralli arabası, prototip modellemeler gibi koleksiyonlar müzenin içinde sergilenmekte.
Belfort çevresindeki plato 1800’lü yıllardan beri sanayileşmeye açık bir yer. Bölgedeki en büyük merkez de Mulhouse. İlerleyen zamanlarda Fransa’nın endüstri mirası olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Citê du Tren ve Impression sur Etoffes Müzesi burada bulunuyor.
Modernist mimariyi seven ve özellikle Le Corbusier’in binalarını beğenen herkes, 1955’te inşa edilen sansasyonel şapeli görme fırsatını kaçırmaz. Belfort’tan 25 kilometre uzaklıktaki Ronchamp’da bulunur ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndedir. Mimariye bakınca dalıp gitmeyin, gideceğiniz çok yer var.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…