İtalya’nın Alghero kentine yapacağınız gezide sizi nelerin beklediğini merak ediyorsanız Alghero gezilecek yerler listemizi gözden geçirin. Muhteşem manzaralar, etkinlikler ve benzersiz konumlar harika bir tatil geçirmenize yardımcı olacak. Biz Alghero için sabırsızız. İtalya’nın güzel kentine şimdi yakından bakalım.
CapoCaccia Cliffside’ın tam kalbinde yer alan “yeryüzü masalı”nı kesinlikle ziyaret etmelisiniz. Birçok gezgine göre bu mağara Akdeniz havzasının mücevheri olarak kabul edilmiştir. Mağaraya girdiğinizde su havuzları, dikitler ve sarkıtlarla dolu bir dünya ile karşılaşacaksınız. Mağaranın bu özelliği, onu Alghero’un gözde mekanlarından biri haline getirmiş.
Bu mağarayı ziyaret etmenin en heyecan verici kısmı yolculuk. Tekneler, yeşil bitki örtüsüyle kaplı bir geçitten geçerek yelen açıyor ve geniş göle doğru gidiyor. Bu anlarda kendinizi maceraperest olarak adlandırabilirsiniz 🙂
Alghero’nun popüler plajı Lazaretto’nun sadece yarım kilometre doğusunda yer alır. İnce beyaz kum, berrak mavi su, yoğun çam ormanları Bombarde’yi mükemmelleştiren unsurlar. Kıyı şeridi sığ olduğundan dolayı çocuklar için de güvenlidir.
Bombarde Plajı’nda şnorkel ve rüzgar sörfü gibi etkinlikleri keyfini çıkarmak size kalmış. Burada baya enerji harcayacağınızdan eminiz. Karnınız acıktığında da lezzetli menüleriyle hizmet veren restoranlar var. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan bir gün boyunca Bombarde’de kalabilirsiniz.
Şehre yakın olmakla birlikte turistler ve yerli halkın gezmeye çıktığı popüler bir plajdır. İnce beyaz kum taneleri ve kıyıdaki berrak su plajın güzel olmasını sağlar. Sahilin ilk aşamaları derin olmadığı için çocukların oynamasına elverişlidir.
Buna ek olarak sahilden yola uzanan geniş çam ormanı, plaj için doğal barınak olarak görevi görüyor. Alghero’da ilk kez bulunuyorsanız tanışmak için burayı tavsiye edebiliriz.
16. yüzyılda inşa edilen Alghero Deniz Duvarları şehrin tarihi açısından önemli bir rol oynamıştır. Güneydeki Piazza Sulis’den kuzeydeki Porta A Mare’ye kadar uzanıyor. Capo Caccia’nın muhteşem manzarasının tadını çıkarmak için yayalara ayrılan bölümlerde dolaşabilirsiniz. Yolun kuzey ucunda ise savaştan geriye kalan Torre della Polveriera ve Torre di San’Elmo adlı iki kule bulunuyor.
Öğleden sonraki vakitlerde zamanınızı burada geçirebilirsiniz. Çevredeki restoran ve kafeler sizler için birer dinlenme noktası olacak.
Birkaç kilometre uzunluğundaki Spiaggia Mugoni, Alghero’nun ince renkli kumla kaplı en güzel kumsallarından biridir. Ağustos ayı gibi yaz aylarında bile her zaman serin kalan zümrüt renkli su, aileler için uygun ortamı sunuyor. Plajdaki kalın çam ağaçlarının denizi ve sahili daha da güzelleştirdiğini de söyleyelim.
Eğer civara yakın otellerde konaklarsanız ulaşımınız çok kolay olacaktır. Deniz dalgaları arasında bir maceraya atılmak isterseniz “patino teknesi” kiralayabilirsiniz. Olmazsa olmaz aktivitelerden sörf için de şartlar yeterli.
Alghero’ya birkaç kilometre uzaklıktaki Porto Cente’ye giden yol, sizi 3500 yıllık Nuraghic Köyü’ne götürecektir. Köyün etrafında dolaşırken merkezde 50 dairesel kulübe ile çevrelenen kalenin kalıntılarını bulacaksınız. Kulübeler harap olmuş durumda. Eskiden buranın yaşlıca insanların buluşma noktası olduğu iddia edilir.
Kentten biraz tenha olan Porto Ferro, kendine özgü hoş bir kumsala sahip. Plaj, sarı ve kırmızımsı renkteki ince kumlarla özdeşleştirilmiş. Sahil yakınlarındaki sık dalgalar sörfçülerin ve rüzgar sörfçülerinin aktivitelerini daha da keyifli yapıyor. Plajın diğer çarpıcı özelliği ise, Torre Negra ve Bantine Sale olarak adlandırılan iki İspanyol kulesine sahip olmasıdır. Denize açılmak isterseniz “patino” teknesi kiralama şansınız da var.
Plajın konumu nedeniyle turistler kamp araçlarını park edebileceği otopark bulacaktır. Her şeyi göz önüne alırsak, hafta sonları için mükemmel bir tercih arıyorsanız Porto Ferro aklınızda bulunsun 🙂
Alghero’nun gizli mücevherlerinden biri olan Torre del Porticciolo, aileniz ve arkadaşlarınızla yarım gün geçirmek için ideal yerlerden. Köy havasının hakim olduğu yerde kamp yerleri var. Bazı zamanlar düğün gibi etkinlikler de düzenleniyor.
Alghero Katedrali olarak da bilinir ve Roma Katolik Kilisesi olarak kabul edilir. 1503-1986 yılları arasında Alghero’nun piskoposu burada yaşardı. Yapımı 1530’da başlamışsa da ilk zamandan beri piskopos için bir ev olarak düşünülmüştü. 1593’te hizmete giren kilisenin tamamen bitmesi 1700’lü yılları buldu.
Katalan-Gotik mimari tarzı görülen katedralde etkileyici bir değişiklik yapılmak istenerek cepheye Neo-Klasik narteks eklenmiş. Çan kulesine çıkarak şehre yukarıdan bakabilirsiniz.
Santa Maria Katedrali’nin en çarpıcı özelliklerinden biri, Campanile olarak bilinen çan kulesidir. Yaklaşık 20 metre yükseklikteki çan kulesi primidal spiral ile tamamlanmış olan kumtaşından yapılmıştır. Kulenin bir önemi ise, üstüne monte edilmiş haça sahip bakır küre olmasıdır.
Çan kulesi ya da Campanile’ye katedralin gotik kapısından erişebilirsiniz. Kentin yüksek noktalarından civarı seyretmek için kuleye tırmanmanız gerekli.
Nuragh döneminden önce Sardunya’nın Anghelu Reju olarak bilinen en büyük nekropülünü ziyaret etmelisiniz. Nuraghic köyünün yakınında bulunan bu tarihi yer, görülmeye değer bir mekandır. 1903’te keşfedilen bölgede 1967’ye kadar kazı çalışmaları yapıldı. Bakır ve Tunç Çağı’ndan kalan birçok araç gereç bulundu. Bunlardan bazıları Museo e Tenuta Vitvinicola’da sergilenir.
Alghero’nun eski yerlerini ziyaret ettiğinizde Torre Porta a Terra sizi karşılayacak. Orta Çağ’da şehrin ana giriş kapısı olan yer daha önceleri Porto Reial olarak biliniyordu. Bugün, iki kule hala ayaktadır ve bir nevi müze olarak kullanılıyor.
Burada, Alghero’nun eski şehrinin minyatür bir modelini görebilirsiniz. Merdivenlerden çıkarken kameranızı hazır bekletmeyi unutmayın 🙂
Alghero’da hala var olan Gotik mimarinin en güzel örneklerindendir. Başlangıçta Katalan Gotik tasarımında 14. yüzyılda inşa edilen kilise, 1593’te çöküş yaşamış ve Rönesans etkisi ile yenilenmiştir.
22 kolonlu kilisenin iç kısmında Barok tarzından gelen izler var. 17. ve 18. yüzyıllardaki düşüncelerin vücut bulmuş hali olan yapıyı yakından görmenizi tavsiye ediyoruz.
Şehrin dışında bulunan bu tesis, Alghero’nun üzüm bağları ve zeytin bahçelerine sahiptir ve mükemmel şarap tadımı sunmaktadır. Şık ambiyansı ve süslemesindeki sadelikle yılın büyük bölümünde turistleri kendine çeker.
Tesiste burada konaklayabileceğiniz ve kırsal bölgenin doğal güzelliğinin tadını çıkarabileceğiniz güzelce dekore edilmiş konuk odaları da sunmaktadır. Şarap testi turunun sonunda hediyelik olarak yanınıza bir şişe şarap almayı unutmayın 🙂
Alghero’nun kuzeybatı kesiminde uzanan plaj, Riviera del Corallo bölgesinde bulunuyor. Plaj yaklaşık 300 metre uzunluğunda olup, beyaz kumla doludur. Sahilden, denizin diğer tarafındaki Alghero şehrini görebilirsiniz. Güney yönünde ilerlerseniz 1580’de inşa edilen kuleyi bulacaksınız.
Kilisenin kubbesi benzersiz olduğu için kubbeyi gördüğünüz anda St. Michael’e yakın olduğunuzu anlayabilirsiniz. 17. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiştir. Mimarı ise Domenico Spotorno’dur. Kilisenin çarpıcı özelliği, parlak renkli kiremitlerle kaplı kubbesidir. Giriş kapısında da Annunciation’u temsil eden iki mermer heykel var.
Büyüleyici, geniş ve yürüyüş yollarıyla çevrili bir plajdır. Deniz suyunun maviliği ve beyaz ince kumun birleştiği noktalar burayı daha da güzel yapıyor. Lido San Giovanni Plajı‘nı diğer plajlardan ayıran önemli bir özellik var. Ziyaretçilere şezlong, şemsiye, plaj sandalyesi gibi birçok seçenek sunuluyor. Bundan dolayı da çok tercih ediliyor.
Bu kulenin en tuhaf yanı iki yüzyılda iki farklı isimle anılması. 16. yüzyılda St. Michael’s Tower, 17. yüzyılda Torre di Mezzo olarak biliniyordu. Bu kule askeri açıdan önemli bir hamleydi. Torre di Porta Terra ve dell’Espero Rejal arasındaki iletişimi sağlamıştır.
Özellikle gün batımından sonra kuleye tırmanıp denizin güzel manzarasına bakabilirsiniz. Bazen kulenin üst katında boyama sergileri de oluyor.
Ünlü antik kilise Madonna del Rosario’nun yanında yer alan müzede, Alghero’daki birçok eski kilise gizli hazinesini sergiliyor. İnsanın dini ve kültürel yaşamında yer alan evrimle ilgili gümüş, ahşap heykeller, resimler ve belgeler bulunuyor. Bu sürekli serginin yanı sıra, yerel sanatçıların geçici eserlerine de yer veriliyor. İnsanın bugünkü yaşamındaki önemini anlamasını sağlamak adına ortaya atılan birçok fikri görebilirsiniz.
Tarz bir villanın içinde yer alan Coral Müzesi, Akdeniz tarihini konu alıyor. Denizcilik tarihini içeren görüntülerle deniz ekosistemine doğru yola çıkacaksınız. Aynı zamanda kent için önemli bir rol oynayan denizcilik hikayelerini de burada dinleyebilirsiniz.
Deniz insanlarının geleneksel takıları, antik mercan balıkçılığı dikkat çeken bölümlerden bazılarıdır. Akdeniz’e dair bir müze arıyorsanız Alghero’daki bu müzeyi kesinlikle gezmelisiniz.
Kulenin adı burada 22 yıl hapis yatan Cagliari Vincenzo Sulis’den geliyor. 6 metre kalınlığında duvarlara sahip görkemli kulelerden biridir. Üç katlı ve yüksek tonozlar büyük kaburgalarla desteklenmiştir. Bu üç katın tamamı helezon şeklindeki bir iç merdiven ile bağlıdır.
Bugün gördüğünüz giriş, gerçek girişin 1800’de yıkılmasından sonra 2007 yılında eklendi. Kulenin orjinal girişi St. James ve St. John‘u birbirine bağlamak için yapılmış. Kulenin yanında tutulan büyük silahlar da 1500 yılında Alghero sahilinde batan bir İspanyol kalyonundan geliyor.
Santa Maria Katedrali’nin bitişiğindeki müzede, Alghero tarihi hakkında bir hikaye anlatılıyor. Müze binası Alghero’nun güçlü siyasi geçmişini hatırlatmak için Research Foundation Guiseppe Siotto tarafından sembolleştirilmiştir. Ne var ki, 1943 yılında bombalama sonucu büyük hasar aldı. 2004’te hükümet burayı satın alarak yenilmeye soktu.
Kulenin tepesindeki Virgin Mary heykelinden dolayı “la Madonnina” olarak da bilinir. Catalan’da Aziz Elm’i onurlandırmak için inşa edilmiştir. Tarihteki inanca göre bu kule kutsal bir yol göstericidir. Seaside Wall mevkiinde yürürseniz kuleyi göreceksiniz.
16. yüzyıla ait, Katalan-Aragon mimarisinin dikkat çekici bir örneğidir. Gezi turunuza farklılık katmak için burayı da listenize ekleyebilirsiniz. Ulaşım kolay olduğu için geziniz bittiğinde başka yerlere de bağlanabilirsiniz.
Alghero kulelerle dolu bir şehir. Garibaldi Kulesi olarak bilinen bu yapı Sea Walls boyunca uzanıyor. 16. yüzyılda inşa edilen kulenin önemi, 1855’te kente gelen Guiseppe Garibaldi’yi ölümsüzleştiren anıt barınmasıdır. Tarih kitapları İspanyolların istilasını üç kez atlatmayı başaran kişi olarak Garibaldi’yi gösterir. Kale, kentin kuzeybatı bölümünü korumak için yapılandırılmış. Dış duvarlardan aşağıdaki düşmana kızgın yağ ve kaynar su atmak için kullanılan kanalları görebilirsiniz.
Sardunya sahilinde küçük bir yerleşim yeridir ve Arnavut kaldırımlarıyla bilinir. Katalan binaları ve antik surları görmeye değer. Bu eski tarihi kasabada Cala Dragunara olarak bilinen güzel bir kumsal var. Alghero’yu ziyaret eden yerliler ve yabancı turistler çoğunlukla buraya da gelir. Sardunya Denizi ve Tyrrene Denizi’nin keyfini doyasıya yaşayabilirsiniz.
Alghero, İtalya’nın turistik açıdan değerlendirilebilecek şirin bir kenti diyebiliriz. Görüldüğü gibi plaj ve sahil sayısı fazla. Tarihi yerleri de tatmin edici düzeyde. İyi bir tatil için yapılabilecek her şeyi burada bulabilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…