Valencia’nın çağlar boyunca süren tarihine yolculuk yapmak ister misiniz? Valencia sokaklarında dolaşırken şehrin tarihine tanıklık edebileceğiniz birçok bina, anıt ve tarihi eser sizi karşılayacak. Dilerseniz Valencia tarihi yerler listemize geçelim ve bu önemli tarihi noktaları birlikte inceleyelim…
Valencia tarihi hakkında; 2000 yılı aşkın tarihi bir geçmişe sahip olan Valencia, MÖ 138’deki kuruluşundan bu yana Romalılar, Vizigotlar ve Müslümanlara ev sahipliği yapmıştır. Şehir, günümüzde Avrupa‘nın en büyük tarihi merkezlerinden birine sahiptir. Ciutat Vella ismi verilen “Eski Şehir” günümüzde Valencia’nın en tarihi noktası olarak dikkat çekmektedir.
Şehir, Romalılar tarafından kurulduğunda şehrin hükümdarı Dacimus Junius Brutus Galaico’ydu. MÖ 75 yılında Pompey ile girilen mücadele mağlubiyetle sonuçlanınca şehirdeki Roma hakimiyeti sona ermiştir. Romalılardan sonra Moors, Vizigotlar, Katalanlar ve Aragonlar tarafından işgal edilmiştir.
10. yüzyılın ilk yıllarında ise şehirde İslamiyet hakim olmuştur. Müslümanların varlığı geldiğinde şehir ipek, deri, kağıt, seramik gibi pek çok konuda ekonomik açıdan oldukça zenginleşmişti. Bu dönemde Saint Vincent Katedrali de bölgedeki Müslümanların ibadet etmesi için camiye çevrilmiştir.
1238’de 50 bin kişilik Moors ordusunu bozguna uğratan Aragon Kralı I. James bölgenin hakimiyetini ele geçirmiş ve bir çok yapıyı yeniden kiliseye dönüştürmüştür. Şehir, 15. yüzyıla kadar pek çok topluluk tarafından kuşatılmış olmasına karşın, Akdeniz’deki en büyük şehirlerden biri olmayı başarmıştır.
Şehir İspanyol Veraset Savaşları sırasında 16 ay gibi bir süre İngilizlerin eline geçmiştir. Daha sonra yeniden İspanyolların eline geçmiştir. 19. yüzyılda ise Valencia daha fazla savaşa tanıklık etmiştir. 20. yüzyılda da savaşlar kesilmese de Valencia, sanayi ve ekonomi anlamında yeniden büyümüş ve Avrupa’daki önemli şehirlerden biri haline gelmiştir.
Valencia’nın en ünlüleri; Valencia Katedrali heybeti, estetiği ve tarihi geçmişiyle Valencia’nın en ünlü tarihi yerleri sıralamasında kesinlikle ilk sıralarda yer alacaktır.
Valencia gezi tavsiyesi; Öncelikle Valencia’da birçok müze ve turistik nokta pazar ve resmi tatil günlerinde ücretsiz giriş imkanı sunduğunu belirtmemiz gerekiyor. Bu nedenle bütçenizi sağlama almak isterseniz gezinizi resmi tatil günlerine ya da pazar günlerine denk getirmeye çalışmanız faydalı olacaktır.
Peki, Valencia gezisi kaç gün sürmeli? Bizce 2 günlük güzel bir gezi planı ile Valencia’nın tarihi yerleri ile diğer turistik noktalarını aradan çıkarabilirsiniz.
Müzekart; Valencia Card isimli turist kartını kullanarak Valencia gezisi sırasında bütçenizi koruma altına alabilir ve turistik noktalara indirimli ya da ücretsiz bir şekilde girmenin keyfini çıkarabilirsiniz.
Burası neresi? Valencia Katedrali 13. yüzyılda inşa edilmiştir ve inşası birkaç yüz yıl boyunca devam etmiştir. Burası Aziz Mary Katedrali olarak da bilinmektedir. Gotik mimari ile yapılan katedral, yapıldığı günden bu yana Valencia’nın önemli simge yapılarından biri olmuştur. Tabi katedralde farklı mimari tarzların etkisi de görülmektedir. Katedral, Plaza de la Reina ve Plaza de la Virgen isimli iki güzel meydan arasında yer almaktadır.
Katedraldeki sergide orijinal kutsal kadehin ve kutsal kasenin de bulunduğuna inanılmaktadır. Bu kadehin 1. yüzyıldan kaldığı düşünülmektedir ve birçok papa tarafından papalık kadehi olarak kullanılmıştır. Katedralin Miguelete ya da Micalete olarak bilinen etkileyici çan kulesi ise en simgesel kısmıdır. Çan kulesinin tepesine çıkmak için 207 basamaklı bir merdiveni tırmanmak gerekmektedir. Katedralde 15. ile 17. yüzyıllar arasında çeşitli tadilatlar yapılmıştır.
Romanesk tarzdaki görkemli Puerta del Palau kapısı, 15. yüzyıldan kalan Puerta de los Apóstoles (Havarilerin Kapısı), etkileyici kubbeli tavanı, mekana aydınlık veren gül şeklindeki penceresi, şapelleri ve etkileyici tablo ve eserler katedralin öne çıkan diğer güzellikleri arasında yer alıyor. Eserler ve tablolar Museo Catedral de València isimli müze içinde görülebilmektedir.
Neden gitmeliyim? 15. yüzyıldan kalma tabloları ve muhteşem dış mimarisi ile dikkat çeken katedral, Valencia kiliseleri içinde öncelikle görülmesi gereken tarihi yapılardan biridir. Şehrin muhteşem manzarası için Miguelete ismi verilen çan kulesine de çıkmayı ihmal etmeyin.
Burası neresi? 14. yüzyıldan kalma bu yapı, Valencia’nın en eski kiliselerinden biri olarak kabul edilmektedir. Kilise 13. yüzyıldan kalma bir caminin temelleri üzerine inşa edilmiştir.
Yapının orijinali Barok bir mimari ile inşa edilmiş olmasına karşın, 1552’de çıkan bir yangınla yok olmuştur. Gene de burası Barok mimari açısından hala muhteşem bir cevher niteliği taşımaktadır. Kilisenin dış kısmı 1700 senesinde yenilenmiştir.
Neden gitmeliyim? Kilise, 21 Şubat 1947’de Ulusal Sanat Tarihi Anıtı olarak tescillenmiştir. Halk arasında San Juan del Mercado olarak da bilinen Santos Juanes Kilisesi, Barok mimarinin en güzel örneklerinden biridir.
Burası neresi? Göz kamaştıran mavi renkli kubbesi ile dikkat çeken bu güzel kilise, Akdeniz tarzında inşa edilmiş çok özel bir yapıdır. Kilise 1725 senesinde inşa edilmiş olup 1982 senesinde Ulusal Tarihi Anıt statüsüne kavuşmuştur. Kilise, gösterişli bir şekilde dekore edilmiş Barok bir cepheye sahiptir. Muhteşem iç mekanı ise çok sayıda yan şapelle kaplanmış geniş bir orta nefe sahiptir.
Neden gitmeliyim? Kilisede her gün Katolik cemaat tarafından ayin düzenlenmektedir. Kilisenin için turistik geziye açık olmamasına karşın dilerseniz bu ayinlerden birine dahil olarak hem Katoliklerin dini ayinlerine tanıklık etmiş hem de bu özel kilisenin iç mekanını görmüş olabilirsiniz.
Burası neresi? “Valencia’nın Sistine Şapeli” olarak adlandırılan kilise, 13. yüzyılda bir Roma tapınağının bulunduğu yere yapılmıştır. Kilise, 1238’de şehrin fethinden sonra inşa edilen ilk 12 kiliseden biri olması nedeniyle çok önemli bir ibadethanedir.
Romanesk tarzda inşa edilmiş olan kilise, 15. yüzyılda Gotik unsurlarla yenilenmiş ve iç mekanı 1690’lı yıllarda Barok tarzda tamamlanmıştır. İç mekanda Aziz Nikolaos ve Aziz Petrus’un hayatlarını betimleyen Barok süsleme ve fresklere yer verilmiştir. Freskler ve süslemeler Antonio Palomino tarafından tasarlanmış ve Dionis Vidal tarafından boyanmıştır.
Neden gitmeliyim? Muhteşem freskleri ve heykel süslemeleri ile bu kilise, Barok sanatının Valencia’daki en önemli cevherlerinden biridir. Tavan fresklerinin etkileyiciliği ile dünyanın benzersiz kilise tavanlarından biridir. Kiliseyi rehberli veya rehbersiz olarak ziyaret etmek mümkündür.
Burası neresi? Görkemli iç mekanıyla dikkat çeken bu görkemli Barok kuleli kilise, 16. yüzyıldan günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. La Plaza de Reina’ya yakın Lope de Vega Meydanı’nda yer almaktadır. Özellikle ara sokaklardan karşınıza çıkan muhteşem görüntüsü ile ziyaretçileri hayran bırakmaktadır.
13. yüzyıldan kalma bir caminin üzerine inşa edildiği belirtilen kilise, geçmişte çıkan birkaç yangında zarar görmüş ve çeşitli yenileme çalışmalarına tabii tutulmuştur. Kilise ilk olarak 1548’de yanmış ve yeniden inşa edilmiştir. 1950’de de yeniden inşa edilmiş, Barok ve Neoklasik tarzdaki süslemeler yerine Gotik tarzı tercih edilmiştir.
Kilise kadar öneme sahip olan çan kulesi ise Juan Bautista Vines tarafından 1688 ile 1705 yılları arasında inşa edilmiştir. Kule, Valencia Barok mimari tarzının başyapıtlarından biri olarak kabul edilmektedir.
Neden gitmeliyim? Valencia’ya geldiğinizde nereyi görmeniz gerektiği konusunda kararsızlık yaşıyorsanız bu önemli kiliseyi Valencia tarihi yerler listenize eklemenizi öneriyoruz.
Burası neresi? Burası 13. yüzyılda bir hastane ve bir manastır olarak kullanılmaktaydı. 18. yüzyılda ise askeri bir bina olarak kullanılmıştır. Romanesk geleneklerinin yanı sıra Gotik yenilikler ve Barok mimari ile inşa edilmiştir. Valencia’nın en eski kilisesi olarak kabul edilen kilise, şehirdeki Orta Çağ’dan günümüze kadar gelen tek mezarlığı koruması nedeniyle de çok önemli bir tarihi noktadır.
Neden gitmeliyim? Barok, Gotik ve Romanesk unsurlarının birlikte sunulduğu kilise, şehirdeki en eski kilise olarak kabul edildiğinden dolayı ziyaretçilerin es geçmemesi gereken noktalardan biridir.
Burası neresi? Bugün kullanımda olan ve Santa Cruz cemaatine ev sahipliği yapıyor ve eski manastır”El Carmen Müzesi”ne ev sahipliği yapmaktadır. Müze Güzel Sanatlar Müzesi’ne bağlı bir şekilde geçici sergiler için kullanılmaktadır. Müzede fotoğraflardan soyut sanata oldukça etkileyici bir koleksiyon ziyaretçilerini bekliyor. Bazı turistler tarafından gözden kaçırılabilen kaçırılabiliyor ve bu onu daha otantik ve ilgi çekici yapıyor.
Kilise, 1281’de inşa edilmiştir. 17. yüzyıla kadar çeşitli eklemeler yapılmıştır ve dolayısıyla günümüzde farklı mimari unsurların izlerine rastlanmaktadır. Kilise, bir Orta Çağ şapeli, gotik bir manastır, bir Rönesans manastırı ve yeni bir kiliseden meydana gelmektedir. Barok cephesi, çan kulesi ve sahip olduğu neoklasik özellikleriyle herkesin kendine göre güzel bir şeyler bulabileceği tarihi bir yapıdır.
Neden gitmeliyim? Şehir merkezindeki bu gizli cevher, belirgin bir bohem havasına sahip ve revaklı kemerlerle tarihi bir atmosfer sunuyor. Şehrin en eski bölgelerinden Plaza del Carmen yakınlarında, adeta zamanda geriye taşınmış gibi hissedeceksiniz. Manastırın bahçesi ise kendinizi çok huzurlu hissetmenizi sağlayacak.
Burası neresi? San Agustine Parish Kilisesi olarak da bilinen bu ibadethane, 1307 senesinde inşa edilmiştir. Tek nefli bir şekilde inşa edilen kilise, Gotik tarzdadır. Payandalar arasında şapeller ve koro için açık bir alan bulunmaktadır. Manastır, geçmişte Santa Catalina ve San Agustin’in keşişlerine ev sahipliği yapmıştır.
1936 senesinde meydana gelen iç savaş sırasında yıkılan yapı, sadece “St. Agustin” ismiyle yeniden inşa edilmiştir. 1940 yılında Javier Goerlich Lleó tarafından binaya bir kule eklenerek restore edilmiştir. Kilise aynı zamanda 1812’de Bağımsızlık Savaşı esnasında Fransız birlikleri tarafından karargah olarak da kullanılmıştır.
Neden gitmeliyim? Aziz Augustine Kilisesi’nin en önemli parçası ve burayı değerli kılan obje “Mare de Deu de Gracia” isimli Bizans döneminden kalan simgedir.
Burası neresi? Bu etkileyici Gotik yapı, 15. yüzyılda, ipek ticaretinin yapılması amacıyla inşa edilmiştir. Anıt, etkileyici yapısı sayesinde 5 Aralık 1996’da UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne de dahil edilmiştir. Zengin detaylara sahip tavanı, cilalı zemini ve bükülü sütunları ile günümüzde bile neredeyse mükemmel bir durumdadır. Yapı, Valencia’nın tarihi merkezinde yer almaktadır.
Geçmişte daha küçük bir ticaret merkezi bulunmaktaydı. Bölgedeki ticari faaliyetler çok fazla genişleyince burası talebi karşılamakta zorlanmış ve La Lonja de la Seda’nın yapılmasına karar verilmiştir. Yapı, yaklaşık 2000 metrekarelik bir alanda bulunmaktadır. Yapının üst katları borcu olanlar için bir hapishane görevi de görmüştür. Bu ticaret merkezi, bölgenin refah seviyesinin artmasına büyük katkı sağlamıştır.
Neden gitmeliyim? Gotik sivil mimarinin Avrupa’daki en güzel örneklerinden biri olan yapı, mazgallı dış cephesi ve heybetli kulesi ile adeta bir Orta Çağ kulesini andırıyor. Bu özellikleri ile La Lonja de la Seda Valencia’da mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler arasında bulunuyor.
Kaçırmayın! 144 taş basamaktan oluşan sarmal merdiveni tırmanabilir ve muhteşem Valencia manzarasının keyfini sürmeyi ihmal etmeyin.
Burası neresi? Antik Şehir Kapısı, bir dönüm noktası olarak Valencia’nın simge yapılarından biri olarak kabul edilmektedir. Torres de Serranos, Eski Şehir’in giriş kapısı olarak kullanılmıştır ve günümüzde önemli bir tarihi yapıdır. Kapı ve surlar 14. yüzyılın sonlarında Roma temelleri üzerine inşa edilmiştir.
Uzun bir süre atıl durumda kalan kapı kuleleri, 1930’da gerçekleştirilen yenileme çalışmaları ile ilk günkü ihtişamına kavuşmuştur. Şehir kapısının kemerindeki dekoratif Gotik detaylar oldukça ilgi çekicidir. İlk yapıldığı zamanlar şehri çevreleyen kuleler arasında bunun gibi 12 kapı bulunmaktaydı ve askeri bir üsluplu inşa edilmişti. Diğer kuleler ve surlar, şehrin hızlı gelişmesinin önünde bir engel görüldüğü için zaman içinde yıkılmıştır. Kulede 1808 senesinde Fransız kuşatmasından kalan hasarlar görülebilmektedir.
Neden gitmeliyim? 12 kapıdan en iyi korunmuş olan Quart Kuleleri, şehirdeki önemli anıt yapılardan biridir. Kulenin tepesinden karşılaşacağınız muhteşem manzara ise tarihle iç içe olan gezinizde size Valencia’nın manzarasının tadını çıkarma imkanı sunacak.
Burası neresi? Valencia Postanesi halk arasında “Palacio de Comunicaciones” olarak da adlandırılmaktadır. Postane 1922 senesinde mimar Miguel Angel Navarro tarafından tasarlanarak Valencia’nın tarihi yerleri arasına kazandırılmıştır. Binanın inşasına ise 1913 senesinde başlanmıştır. Modernist bir çizgide inşa edilen yapıda Barok mimari unsurlarına da rastlanmaktadır.
Binanın girişindeki beş özel heykel, yapının en dikkat çeken kısmını oluşturmaktadır. Her bir heykel iletişim dünyasının bir alegorisini temsil etmektedir. Binanın cephesi yılların verdiği yorgunlukla hasar gördüğü için restorasyona alınmıştır. Yakın zamanda tadilatı tamamlanan bina ziyaretçiler tarafından hayranlıkla ziyaret edilmektedir.
Neden gitmeliyim? Bize göre Valencia’nın en estetik binalarından biri olan Postane Binası, kesinlikle her gezginin Valencia’dan ayrılmadan önce görmesi gereken noktaların başında gelmektedir.
Burası neresi? Müslüman bir kalenin kalıntıları üzerine 1417’de inşa edilmiş olan Almudin, buğdayların muhafaza edilmesi amacıyla kullanılmıştır. Yapı, normalde daha küçük olmasına karşın 16. yüzyılda genişletilmiştir. Roma bazilikasına benzeyen dörtgen bir mimari üslupla inşa edilmiştir.
Binanın iç kısmı üç bölümden oluşmaktadır. Bu neflerden ortadaki diğer ikisine göre daha büyüktür. İç mekandaki üç duvarda 1607’den kalma tempera duvar resimleri görülebilmektedir. Resimlerde şehirdeki buğdayın varlığı temsil edilmektedir ve tahıl ticaretine katkı sunan patronları karakterize etmektedir.
Neden gitmeliyim? Geçmişte Valencia’nın yaşamsal ve ticari açıdan önemli bir noktası olan Almudin’e mutlaka zaman ayırmalısınız.
Burası neresi? Valencia Üniversitesi’nin tarihi binası, Valencia şehir merkezinde bulunmaktadır. Üniversite binası 1493 senesinde inşa edilmiştir. Binada bir manastırın yanı sıra tarihi bir kütüphane, bir oditoryum, toplantı salonu ve 5 sergi salonu da yer almaktadır.
La Nau olarak bilinen yapı günümüzde çeşitli etkinlikler, toplantılar ve akademik sergilerin yapıldığı bir merkez olarak değerlendirilmektedir. Bina iki katlı çok keyifli, revaklı bir avluya sahiptir. Binanın verandasında ise birbirinden etkileyici heykeller görülmeye değerdir.
Neden gitmeliyim? Tarihi dokusuyla dikkat çeken yapı, şehir merkezindeki koşturmacadan bunalanlar için adeta çölde bir vaha görevi görüyor. La Nau binasında bulunan mekanda bir öğle yemeği yiyebilir, manastır manzarası eşliğinde bir şeyler içerek rahatlayabilirsiniz.
Burası neresi? Valencia şehir merkezinde, Konsey Meydanı’nda bulunan Valencia Belediye Binası, etkileyici saat kulesi ile şehrin en güzel binalarından biridir. Barok mimarinin hakim olduğu binada geleneksel tarzın esintileri de görülmektedir.
Bina 18. yüzyılda yapılmış bir bina ile 20. yüzyıldan kalma daha yeni bir binanın birleşiminden oluşmaktadır. Binanın birinci bölümü Casa de la Enseñanza isimli Eski Belediye Başkanlığı okuludur. Binanın diğer kısmı ise mimarlar Francisco de Mora y Berenguer ve Carlos Carbonell Pañella tarafından eklenmiştir.
Kent Konseyi 1934’den bu yana bu binada bulunmaktadır. Binada aynı zamanda belediyeye ait bir arşiv, müze ve idari ofisleri barındırmaktadır. Binanın içindeki resepsiyon alanı, balo salonu, toplantı salonları ve gösterişli mermer merdivenlerde görülmeye değer noktalar arasındadır.
Neden gitmeliyim? Şehrin ana meydanı olan Konsey Meydanı’nda bulunması nedeniyle Valencia gezisi gerçekleştiren herkes için bu güzel yapıyı görmek, Valencia’da yapılması gereken şeylerden biridir.
Burası neresi? İspanya’ya gelip de boğa güreşi yapılan bir arena görmeden dönmek olmazdı. Arena, şehrin merkezinde, Tren İstasyonu’nun hemen yanında yer almaktadır. Sebastián Monleón tarafından Neoklasik tarzda tasarlanan binanın yapımı 1860’da tamamlanmıştır. Arenanın çapı 50 metre yüksekliği ise 18 metredir. 12.800 seyirci kapasitesine sahip 24 sıralı bir tribünü bulunmaktadır.
Günümüzde Mart ve Temmuz aylarında gerçekleştirilen Falles Festivali ve Temmuz Festivali sırasında boğa güreşlerine de yer verilmektedir. Bunun yanı sıra arenada canlı konserler, performanslar ve sirk gösterileri gibi etkinlikler gerçekleştirilmektedir.
Arena 1625 ile 1739 yılları arasında Valencia Hastanesi tarafından idare edilmiş ve güreşlerden elde edilen gelir hastane ve hastaların giderleri için kullanılmıştır. Arena, İspanya İç Savaşı sırasında hapishane ve toplama kampı gibi üzücü amaçlar için de değerlendirilmiştir.
Neden gitmeliyim? 1929 senesinde kurulmuş bir de müzeye ev sahipliği yapan Valencia Arenası, İspanya’nın sembollerinden boğa güreşleri ilgili detaylı gözlem yapmak isteyenler için zaman ayrılması gereken tarihi bir duraktır.
Burası neresi? 1914’de inşa edilmiş olan Merkez Pazar’a etkileyici bir giriş ve renkli seramik karolar eklenmiş ve günümüzde şehrin sembol mimari yapılarından biri haline gelmiştir. Pazarın mimarları Francesc i Guardia Vial ve Alexandre Soler i March’tır. Her iki mimar da Barselona‘daki mimarlık okulundan mezun olmuştur. Pazar son olarak 2004 yılında Horacio Fernández del Castillo tarafından restore edilmiştir.
Taze sebze meyvelerden balıklara kadar zengin bir ürün çeşitliliğine sahiptir ve bu ürünler şehirde bulabileceğiniz en kaliteli ürünler burada bulunmaktadır. Pazarda 300’den fazla satıcı bulunmaktadır. Pazarın içinde ve dışında bulunan cafe ve tapas barlar da zaman geçirmek için çok idealdir.
Neden gitmeliyim? Merkez Pazar, güzel bir alışveriş merkezi olmasının yanı sıra Valencia’nın modernist mimarisinin de en güzel örneklerinden biri kabul edilmektedir. Burası aynı zamanda gurme ziyaretçiler için Valencia’da ne yenir? Ne içilir? sorusunun cevabını bulabilecekleri en güzel yerlerden biridir.
Burası neresi? 1914 ile 1916 yılları arasında inşa edilen Kolon Pazarı, Francisco Mora Berenguer tarafından tasarlanmıştır. Pazar, 100 yıl boyunca ihtiyaçlara karşılık vermesinin ardından artık küçük gelmeye başlamıştır. 2003 yılında 30 milyon Euro’nun üzerinde bir maliyetle yenilenmiş ve pazara yeni dükkanlar eklenmiştir. Günümüzde Ulusal Anıt olarak kabul edilmektedir.
Binanın ana cephesinde saf modernist tasarım yerel dokunuşlarla birleşiyor. Üç bölümden oluşan marketin yanlarında 7,7 metrelik birer bölüm ve orta kısımda 20 metrelik bir ana bölüm yer almaktadır. Binanın restoranlara, kafelere ve mağazalara yakın olması, onun yüz yılı aşkın bir süredir aktif olarak ayakta kalmasını sağlamıştır.
Neden gitmeliyim? Aklınıza gelebilecek birçok gıda ürününü bu pazarda uygun fiyatlara bulabilir ve yerel lezzetleri tatma fırsatını yakalayabilirsiniz. Dilerseniz pazar içinde bulunan çeşitli hediyelik eşya dükkanlarından kendiniz ve sevdikleriniz için alışveriş yapabilirsiniz.
Burası neresi? Katedral manzarasıyla Plaza de la Virgen, Valencia’nın en keyifli meydanlarından biridir. Geçmişi Roma dönemine kadar uzanan meydan, Valencia’daki en eskilerdendir. Meydanın merkezinde çok zarif bir yapı olan Neptün Çeşmesi bulunuyor. Bu çeşme şehrin bilindik heykeltıraşlarından biri olan Silvestre Edeta tarafından yapılmış ve 1976 senesinde açılmıştır.
Meydan, gece aydınlatmaları ile çok daha keyifli bir yer haline gelmektedir ve şehrin en önemli buluşma noktalarından biri olarak kabul edilmektedir. Meydan, Generalitat Sarayı, Valencia Katedrali ve Valencia’nın ilk Barok kilisesi olan Real Basílica de Nuestra Señora de los Desamparados ile çevrelenmiştir. Bu kilise 1703’de Antonio Palomino tarafından boyanmış olan kubbesindeki fresklerle ün yapmıştır. Neptün çeşmesinin ortasında Neptün’ün 8 çıplak kadınla çevrilmiş bir şekilde oturduğu heykeli bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Bu ikonik meydan, Valencia’daki en çok ziyaret edilen meydanlardan biridir ve turistlerin mutlaka gördüğü yerler arasında bulunmaktadır. Meydan, günün her saatinde canlılığını korumaktadır ve keyifle bir şeyler yiyip içebileceğiniz birçok cafe ve restorana ev sahipliği yapmaktadır. Meydan, sahip olduğu bu özellikler ile belki de dünyadaki en güzel meydanlardan biri olabilir.
Burası neresi? Konsey Meydanı, Valencia’nın ana meydanlarından biridir. Meydan, Eski bir manastırın bahçeleri üzerine inşa edilmiştir ve günümüze ulaşana kadar çeşitli değişikliklerden geçmiştir. Meydandaki son köklü değişiklik mimar Javier Goerlich tarafından 1931 ile 1934 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. Yenileme çalışmaları esnasında yer altındaki çiçek pazarı kaldırılmıştır.
Meydanın ismi şehirdeki siyasi hakimiyet değiştikçe değişikliğe uğramıştır; 1936-1939 yılları arasında Plaza Emilio Castelar, İspanya İç Savaşı sonrasında Plaza del Caudillo ve 1987 yılına kadar ise Plaza del Pais Valenciano.
Çiçek pazarı günümüzde meydanın güney kısmındaki açık alanda bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Belediye Binası (Ayuntamiento de Valencia) ve Merkez Postanesi (Edificio de Correos) birkaç tane bina da meydanda görülmeye değer noktalar arasındadır.
Neden gitmeliyim? Şehrin ana meydanlarından biri olan Konsey Meydanı, Valencia’da kesinlikle görülmesi gereken tarihi yerler arasında bulunmaktadır. Özellikle meydanın trafiğe kapatıldığı her ayın son pazar günü meydan çok renkli görüntülere sahne olmaktadır.
Burası neresi? Yıllar önce bir balık pazarına ev sahipliği yapan Plaza Redonda, günümüzde Valencia’nın en keyif veren meydanlarından biri olarak her gün pek çok insan tarafından ziyaret edilmektedir. Santa Catalina Kulesi’nin hemen yanında bulunmaktadır.
1840 yılında, VII Fernando tarafından inşa edilmiş olan meydan, yakın zamanda restore edilerek günümüzdeki halini almıştır. Kendi özgü, yuvarlak mimarisi meydanı en ilgi çekici kılan detayların başında geliyor. Meydan, büyüleyici kavisli üç katlı evlerle çevrelenmiştir. Meydanın tam ortasında da küçük bir çeşme bulunuyor.
Birçok kişi tarafından buluşma noktası olarak değerlendirilen Plaza Redonda, bazı sabahlar el sanatları yapmak ve nakış öğrenmek için buluşan kadın gruplarına da ev sahipliği yapmaktadır. Meydanda bulunan tezgahlarda giyim, hediyelik eşya ve el sanatları gibi çeşitli objeler satılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Plaza Redonda, hem gezinmek hem de hediyelik eşya almak için Valencia’nın en ideal duraklarından biridir. Meydan 24 saat boyunca ziyaret edilebilecek çok keyifli bir noktadır.
Burası neresi? Kraliyetin vergi toplama işlerinde kullanılan Generalitat Sarayı, 1418’de inşa edilmiştir. Günümüzde bu saray Valencia’daki meşhur tarihi yerler arasında bulunmaktadır.
Sarayın merkezi noktası Gotik bir mimariyle inşa edilmiştir. Yanlarındaki iki kule ise 1518 ve 1952 yıllarında eklenmiştir. Bina dikdörtgen bir yapıya sahiptir.
Neden gitmeliyim? Etkileyici Gotik mimarisiyle dikkat çeken saray, Valencia’da kaçırmayı göze alamayacağınız tarihi noktalardan biridir.
Burası neresi? 1740 yılında inşa edilen sarayın yerinde daha önce bir malikane bulunmaktaydı. Bir süre saray olarak kullanılan yeni yapı, 1954’de Ulusal Seramik Müzesi’nin bir merkezi haline gelmiştir. Müze içinde çeşitli eserlerin yanı sıra Manuel Gonzalez Marti tarafından bağışlanmış olan etkileyici bir seramik koleksiyonu da sergilenmektedir.
Müzede sergilenen diğer eserler arasında antik Yunan, Roma ve Arap seramikleri, Çin ve Japonya‘nın ince seramikleri de yer alıyor. Müzede aynı zamanda Picasso gibi çağdaş dönemin önemli sanatçılarına ait eserler ile giyim ve mobilya gibi alanlardaki eserler de görülebilmektedir. Müze içinde dikkat çeken bir diğer kısım ise geleneksel karolarla bezenmiş 19. yüzyıldan kalma kapsamlı bir Valencia mutfağıdır.
Saray dikdörtgen, rokoko bir tarzda inşa edilmiştir ve her köşesinde kuleler bulunmaktadır. Ağır bir ana kapıya sahiptir ve replika mermer süslemeleri de dikkat çekmektedir. Sarayın dış cephesi de oldukça gösterişli bir şekilde dekore edilmiştir ve hayli ilgi çekicidir.
Neden gitmeliyim? 5.000’den fazla geleneksel çanak çömlek sanatıyla ortaya çıkarılmış koleksiyona ev sahipliği yapan saray, özellikle seramik sanatına meraklı turistler için Valencia’da kaçırılmaması gereken duraklardan biridir. Günümüzde bazı odalar ziyarete kapalı olsa da burada geçireceğiniz vakte değecektir. Eğer seramiğe meraklı değilseniz bile bu muhteşem saray sizi içine çekmeyi başaracak bir güzelliğe sahiptir.
Burası neresi? Halk arasında Pouet de San Vicent olarak da bilinen yapı, San Vicente Ferrer’in hayatına adanmış bir müzeye ev sahipliği yapmaktadır. Şahıs malı olan yapı, 1573’de Valencia şehri tarafından satın alınarak 1677’de neredeyse tamamıyla restore edilmiştir.
Yapı içinde sekizgen formda ve Gotik bir tarzda inşa edilmiş bir kilise ve Valencialı heykeltıraş Vicente Rodilla tarafından oyulmuş ahşap bir ikona dikkat çekmektedir. Yapı son olarak mimar Vicente Valls tarafından 1955 senesinde yeniden inşa edilmiş ve ibadete açılmıştır.
Neden gitmeliyim? Ev, San Vicente’nin hayatını merak edenler için Valencia tarihi yerler listesine kesinlikle eklenmesi gereken mimari yapılardan biridir.
Burası neresi? “Valencia’nın tarihi yerleri nerelerdir?” sorusu için listeye eklenmesi gereken çok özel bir yerdeyiz. Burası Luca Giordano, Bartolommeo Esteban Murillo ve Juan Valdes Leal Valencia’nın en ünlü ressamlarının eserlerine ev sahipliği yapan adeta bir sanat mabedidir. Müzenin bulunduğu muhteşem saray 1683’de inşa edilmeye başlanmıştır. Müze, 24 Temmuz 1913 tarihinde kurulmuştur.
Müzede aynı zamanda Avrupa’nın birçok noktasından getirilmiş olan heykeller ve tarihi eserler de görülebilmektedir. Orta Çağ’dan günümüze kadar pek çok arkeolojik nesne, resim ve heykeli bu müzede inceleme fırsatına sahip olabiliyorsunuz.
Müzenin en kıymetli eserleri arasında Frey Bonifacio Ferrer’in 14. yüzyıldan kalma sunağı ile Hieronymus Bosch’un Passion üçlüsü de bulunmaktadır.
Neden gitmeliyim? Valencia’nin kültürel mirasını görmek ve içinde bulunduğu etkileyici sarayı inceleyebilmek adına bu güzel müze, Valencia müzeleri içinde çok özel bir yere sahiptir.
Kaçırmayın! Müzenin hemen yan kısmındaki Jardines del Real heykeller, çeşmeler ve yürüyüş yollarıyla huzurlu bir yeşil alan olarak ziyaretçiler için tam bir dinlenme ve motivasyon noktasıdır. Müze, sahip olduğu koleksiyonla Valencia’nın en büyük ikinci sanat galerisi olması nedeniyle de ayrı bir öneme sahiptir.
Burası neresi? Katedralin karşı tarafında şık ve modern bir binanın altında bulunan Almonia Arkeoloji Müzesi, ziyaretçiler için Valencia’nın mirasına katkı sunan uygarlıklara bakış imkanı sunmaktadır. Müzedeki eserler 1985 ile 2005 yılları arasında gerçekleştirilen kazılarda elde edilmiştir. Bu eserler 2000 yıldan daha uzun bir süre öncesinde, Romalılar tarafından şehirdeki ilk yerleşime dair kalıntılardan, Vizigotlardan ve Müslümanlardan kalan eserlerden oluşmaktadır.
2. yüzyıla tarihlenen Roma hamamlarının ve sokaklarının kalıntıları dikkat çekmektedir. Vaftizhane ve kilisenin apsisi de erken Hristiyanlık dönemini işaret etmektedir. Müzede aynı zamanda eski bir Müslüman yerleşimine ait avlu da bulunmaktadır. Bunun yanı sıra şehrin altından çıkan tarihi çanak ve çömlekler ve diğer tarihi eserler burayı Avrupa’nın en değerli arkeolojik merkezlerinden biri haline getirmektedir.
Müzenin en önemli özelliklerinden biri de çevreyle uyum sağlamış müze binasıdır. Tarihi bir binada bulunan müze, çevreye en az zarar verecek şekilde ve sokakların altını görmenizi sağlayacak büyük bir pencere şeklinde tasarlanmıştır ve Valencia’nın antik kentleri içinde çok özel bir yere sahiptir.
Neden gitmeliyim? Müze, Valencia şehrinin arkeolojik geçmişine ışık tutmaktadır. Antik eserlerin, yürüyüş yollarından gidilerek görülebileceği bu güzel müze, arkeoloji ve tarih meraklılarının Valencia tarihi yerler listesine mutlaka dahil etmesi gereken önemli noktalardan biridir.
Burası neresi? 1591 yılında inşa edilen Puenta del Mar, antik Valencia ile Modern Valencia arasında bir köprü geçiş görevi görmektedir. Puenta del Mar, Valencia’nın en ünlü parklarından biri olan Jardin del Turia’nın hemen yanında bulunmaktadır. Bu köprü, Valencia’nın ayakta duran en eski köprülerinden biridir ve çok önemli bir tarihi noktadır.
Palmiye ağaçlarıyla çevrili köprü, fotoğraf çekmek için de oldukça etkileyici bir noktadır. 18. yüzyılda köprüde çeşitli yenileme çalışmaları gerçekleştirilmiştir. 20. yüzyılda mimar Javier Goerlich tarafından köprüye eklenen merdivenler sayesinde araç trafiğe kapatılmış ve sadece yayaların hizmetine sunulmuştur. 12 sivri kemere sahiptir ve köprü üzerindeki Meryem Ana ile San Pascual Bailon’u simgeleyen resimler ilgi çekicidir.
Neden gitmeliyim? Bir yaya köprüsü olarak hizmet vermeye devam eden Puenta del Mar, Valencia’da görülebilecek en tarihi ve etkileyici köprü yapılarının başında gelmektedir.
Burası neresi? Cabanyal ya da bölgesel ismiyle Cabanal, Valencia’nın en bilinen sahil bölgelerinden biridir. Burası, 1837 ile 1897 yılları arasında Poble Nou del Mar isimli bağımsız bir belediyeydi. O zamanlar bölge balıkçı kulübelerine ev sahipliği yapan bir balıkçı kasabasıydı.
Bölge, 1993 senesinde tarihi bir bölge olarak ilan edilmiştir. Bu tarihi balıkçı köyü günümüzde yürüyüş yapmak ve eğlenmek için Valencia’nın popüler noktalarından biridir. Mahalle, mimari değeri açısından da paha biçilemez bir güzelliğe sahiptir ve pek çok tarihi, etkileyici yapıya ev sahipliği yapmaktadır. Evlerde bulunan muhteşem fayans döşemeleri de oldukça ilgi çekicidir.
Neden gitmeliyim? Bohem havasıyla, tarihi yapılarıyla, Los Arenas plajıyla tam bir cazibe merkezi olan Cabanyal bölgesi, son zamanlarda çeşitli sosyal ve kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Bu da bu mahalleyi turistler için kesinlikle görülmesi gereken bölgelerden biri haline getiriyor.
Burası neresi? Orta Çağ’dan kalma havasıyla Requena kasabası, Valencia’ya gelenlerin günlük bir gezi düzenlemesi gereken tarihi duraklardan biridir. Kasaba Valencia şehir merkezine 68 km mesafede yer almaktadır. Kasabadaki eski Mağribi kalesi, dar tarihi sokaklar, huzurlu meydanları ve oldukça ilgi çekici dekoratif fayanslarla süslenmiş evleri ile tarihi Arap ambiyansını hissedebileceğiniz bir yerdir.
Kasabada aynı zamanda 14. yüzyıldan kalmış iki önemli kilise de bulunmaktadır: Iglesia de Santa María ve Iglesia del Salvador. Her iki kilise de oldukça süslü bir yapıya sahiptir ve Gotik unsurlarla donatılmıştır. Kasabada görülmeye değer diğer anıtlar arasında ise El Cid Sarayı ve Iglesia de San Nicolás bulunmaktadır.
Requena’da ilgi çekici bir diğer nokta ise şarapların, yağların ve tahılların büyük kavanozlarda depolandığı eski mağaralardır. Kasabada gerçekleştirilen turlara dahil olarak bu deneyimi de yaşayabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Valencia’daki Orta Çağ ortamını hissetmek için eğer vaktiniz varsa bu güzel antik kasabaya mutlaka bir gününüzü ayırmanızı tavsiye ediyoruz.
Kaçırmayın! Vakti olanlar ve biraz dinlenmek isteyenler için kasabaya 30 km mesafede bulunan Fuenta Podrida termal tesisleri de vakit ayrılabilecek yerlerden biridir.
Nasıl alınır? Kartla ilgili bütün detaylara ulaşmak ve online olarak satın almak için Valencia Card resmi web sitesini ziyaret etmenizi öneriyoruz.
Ne kadar süre geçerlidir? 24, 48 ve 72 saat geçerliliği olan seçenekleri bulunmaktadır. İlk kullanımdan itibaren süre işlemeye başlamaktadır.
Ücreti nedir? Ücretlendirme aşağıdaki gibidir:
Avantajları nelerdir? Avantajlarını kısaca şu şekilde sıralayabiliriz:
Hazırladığımız Valencia tarihi yerler listemizle ilgili görüş ve önerilerinizi bize yorum kısmından yazabilir, yazımızı geliştirmemize katkıda bulunabilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…