Şehir hakkında; Marmara Bölgesi’nde Tekirdağ ile Kırklareli illeri ile komşu olan Edirne, yaklaşık 400 bin nüfusa sahiptir. Ülkemizin Yunanistan ve Bulgaristan ile sınırı olan Edirne’nin stratejik önemi büyüktür. Bursa‘nın oğlu İstanbul‘un babası olarak anılan Edirne, 88 yıl Osmanlı’ya başkentlik yapmıştır. Osmanlı Devleti’ne bir zamanlar başkent olmuş tarihi şehirde çok sayıda tarihi yapı da bulunuyor. Geçim kaynaklarının en önemlisi tarım olmakla birlikte turizm açısından da ön plana çıkmaktadır. Bölgede yer alan kültürel, doğa ve tarihi güzellikler açısından her sene önemli ölçüde yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Burada gezebileceğiniz en iyi noktaları öğrenmek adına Edirne’de gezilecek yerler yazımızı okumaya devam edin…
Kaç Günde Gezilir; Edirne’yi gezmek için 3-4 gününüzü ayırmanız yeterlidir.
Ziyaret Etmek İçin En İyi Zaman; Karasal iklimin hüküm sürdüğü Edirne’de kış ayları soğuk yaz ayları ise oldukça sıcak geçmektedir. İlkbahar dönemlerinde yağış görülürken, temmuz ve ağustos aylarında ise en sıcak zamanlarını yaşamaktadır. Ziyaret edilebilecek en uygun dönem ise ilkbahar ve yaz aylarıdır.
Müze Kartları; Türkiye’nin çoğu ilinde geçerli olan ücretsiz giriş yapabilmenizi sağlayan Müzekart ile Edirne’de yer alan müzeleri ve turistik yerleri ziyaret edebilirsiniz.
Ne Yenir; Osmanlı’ya senelerce başkentlik yapmış Edirne’nin damak çatlatan meşhur lezzeti tava ciğerinden tutun, elbasan tava, zirva, ciğer sarma, zerde ve çok daha fazlası için Edirne’nin yöresel yemekleri yazımıza göz atabilirsiniz.
Burası Neresi? Fatih Sultan Mehmet’in oğlu II. Beyazid’ın emriyle yapılan külliye, 1488’den Osmanlı – Rus Savaşı’na kadar zaman içinde hastalara hizmet veren Darüşşifa bölümünde yer alıyor. Savaşın sonucunda buradaki hastaların tümü İstanbul‘da ki hastaneye sevk edilmiş. 1896 senesinde hizmet vermeye devam ettikten sonra koşulların kötü olması sebebiyle 1914 yılında tamamen kapatılmış.
II. Beyazıt Külliyesi ve Şifahanesi olan yer yaklaşık olarak 400 yıldır hastalara şifa dağıtıyor olup şehre geldiğiniz takdirde mutlaka görmeniz gereken bir mimari eser. Tuna Nehri’nin kıyısının hemen yanında bulunan Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’nin yapımı 1488 yılında tamamlanmıştır. Yapının içerisinde; imaret, hamam, cami, mutfak, depo alanları, darüşşifa ve tıp medresesi gibi bölümlere ayrılmış büyük bir külliyedir. Medresede okuyan öğrenciler uzman doktorların yanında yetiştirilir ve hastalara bakarlarmış.
100 kubbeye sahip mimari yapı, psikolojik hastalıkları müzikle tedavi eden bir sağlık merkezinin evi olmasından dolayı bugün Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi olarak kullanılıyor. Başlarda her türlü hastalığa bakılsa da sonradan ruh ve akıl sağlığı problemi olan hastalar ile ilgilenilmeye başlanmış. Aynı zamanda başhekim, cerrah, eczacı gibi kişilerin bulunuyor olması ayrı bir destek sağlıyor. En önemlisi de burada tedavi gören hastaların hiç birinden herhangi bir ücret alınmıyor olması.
Neden Gitmeliyim? 1997 senesinde Trakya Üniversite tarafından müze olarak kullanılmaya başlanan külliye, 2004 yılında Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü, 2007 yılında Avrupa Kültür Mirası Mükemmellik Kulübü En İyi Sunum Ödülü sertifikasını almaya hak kazanmıştır. Pek çok kuruluş tarafından ödül alan müzede, Osmanlı dönemine ait yemekhane, ilaçların nasıl yapıldığı, yemeklerde nasıl kullanıldığı ve odaların nasıl olduğuna her şey bire bir canlandırılarak yapılmış müzede kendinizi kaybedeceksiniz. Osmanlı tarihine meraklıysanız tarihe bu ışık tutan müzeyi mutlaka görmelisiniz.
İlaç tedavilerinin yanında su sesi, güzel kokular ve müzik ile tedavi gibi alternatif yöntemlerle başvuruluyormuş. Odaların içine mankenler koyularak tedavi yöntemleri canlandırılmış. İlginizi çekebilecekler odalar arasında; şuruphane ve şurup hazırlayanlar odası, depresif hasta ve hasta yakını odası, divane akıl hastası odası ve melankolik odası bulunuyor.
Burası Neresi? Atatürk’ün öncülük etmesiyle 1025 senesinde kurulan müze, zengin bir konumdadır. Arkeoloji müzesi olma niteliğini taşıyan Edirne Müzesi içerisinde birbirinden değerli etnografik eser ve mezar taşları ziyaretçileri için sergilenmektedir. Bulundurduğu eserler itibariyle yeterli zenginliğe sahip olan müze dışarısı başka herhangi bir müze açılması gereği duyulmamış. Selimi’ye Cami’sinin avlusunda yer alan Dar-ül Hadis medresesinde bulunuyor. Müzedeki Etnografya bölümü 1936 senesinde açılmış olup, Edirne’nin 13. yılında hizmete girmiştir.
Ankara Etnografya Müzesi ile Topkapı Sarayı Müzesi’nden bir takım değerli eserler getirilerek destek sağlanmıştır. Yıllar içerisinde yapılan çalışmaların ışığında çıkartılan ve çevreden satın alınan eserler, müze içine sığmamaya başlamasıyla yeni bir binaya gerek duyulmuştur. 1971 senesinde ise ikinci müze olan Arkeoloji ve Etnografya Müzesi hizmete açılmıştır. Eşi benzerini başka herhangi bir yerde bulamayacağınız eserleri yerinde gelip ziyaret etmenizi öneririm.
Burası Neresi? Taş Odalar Sokağı’nda bulunan Selimiye Vakfı Müzesi, 1569-1575 yıllarında Mimarbaşı Sinan’ın tasarımıdır. Bulunduğu sokak ile son derece uyumlu bir görüntü içerisinde olan vakıf müzesinin dışı kesme taş eklemeleri ve tuğlalar ile yapılmıştır. Bahçenin içerisinde yer alan büyük oda zamanında mescit ve dershane olarak hizmet vermiş. Hemen iki yanında bulunan odalarda medresenin hocaları ve öğrenciler kalıyormuş.
Neden Gitmeliyim? Dikdörtgen yapıdaki inanın etrafı bahçe ile çevrili olup, “Dar’ül Kurra Medresesi” adını taşıyan müze içerisinde; maden, ahşap, çini ve hat eserlerinin sergilendiği ayrı odalar bulunuyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlı cami ve mescitlerden gelen tarihi eserler değeri taşıyan eşyaları olan; din hizmeti için tahsis edilen hali, kilim, kandil, seccade gibi ibadethanelerde kullanılan eşyalar ile Osmanlıya ait çini parçaları, çevre cami ve mescitlerden gelen hat levhalar, Kur’an-ı Kerimler, şamdanlar, hilyeler, usturlaplar, rahleler, çini parçaları ve değişik objeler sergilenmektedir.
Burası Neresi? Edirne’nin savunulması için Osmanlı Dönemi’nin son zamanlarında yapılmış olan 30 tabyadan birdir. İlk başta 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nda topraktan inşa edilmiş, sonrasında 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında önemli konumu sebebiyle yapısı güçlendirilmiştir. Duvarlarında taş kemerlerinde ocak tuğlaları kullanılmış olup, horasan tuğlası ve kireç tozu ise bağlayıcı olarak kullanılmıştır.
Ordu komutanı Muhtar Paşa tarafından kullanılmış olan bu tabya, Balkan Savaşları sırasında Edirne’nin kuşatılması esnasında bu tabyadan yararlanılmıştır. Edirne Valiliği’nin katkılarıyla Balkan Savaşı Müzesi’ne dönüştürülen yapı, Korgeneral Yıldırım TÜRKER tarafından ziyarete açılmıştır. 14 bölümden oluşan müze; yerel halk tarafından verilen silah, belge ve mühimmatın da sergilendiği 4 adet sergi, harita, resim, bilgi notlarının yer aldığı 118 adet puanı ve 27 adet konu mankeni bulunmaktadır.
Burası Neresi? Edirne’de yoğunluğun had safaya çıktığı yerlerden biri Saraçlar Caddesi, şehrin en sembolik yapısı olarak görülüyor. 2008 senesinde araç girişlerinin yasaklandığı cadde üzerinde, çok çeşitli mağazalar ve kafeler yer alıyor. Buraya gelmişken mutlaka uğrayıp cadde de mutlaka yürüyün bir soluk almak için kafelerden birine girin bir şeyler yudumlayın derim. Eğer denk gelirseniz sene içerisinde belirli zamanlarda sergi ve konser etkinlikleri düzenleniyor.
Burası Neresi? Araçların girişine kapalı olan Saraçlar Caddesi, önceleri burada koşum takımı satan dükkanların yer almasından dolayı bu ismi almıştır. Şimdiler de ise Edirne Çarşısı olarak bilinmekte. Belirli dönemlerde konserlerin düzenlendiği cadde üzerinde pek çok kafe ve mağaza mevcut. Hala nostaljik havasını koruyan Saraçlar Caddesi, Edirne’nin atmosferini yaşayabileceğiniz nadir yerlerden biri.
Burası Neresi? Edirne’nin güneyinde bulunan bu tatlı mahallede Lozan Anıtı sizi karşılıyor. Tunca Köprüsü’nden hareketle huzurlu bir dünyaya girecek ve bu güzergahtaki yolculuğunuz oldukça keyifli olacak. Peki burada sizleri neler bekliyor derseniz, öncelik olarak Sirkeci Garı’nı andıran Eski Tren Garı, onun hemen yanındaki Lozan Anıtı ve Müzesi ile Bulgar ve Sırpları Edirne’den uzaklaştırmak adına şehit olan Türk Jandarmaları anısına dikilen Jandarma Şehitliği Anıtı’nı bünyesinde barındırıyor.
Burası Neresi? Edirne Sarayiçi olarak bilinen noktada yer alan Kırkpınar Yağlı Güreşleri Er Meydanı, her sene temmuz ayının başında düzenlenen güreş müsabakaları gerçekleşiyor. Mücadele içerisinde yer alan pehlivanların güreşleri üç gün boyunca devam eder ve finallerde her kategoride birinci, ikinci ve üçüncüler belirlenir. Ata sporumuz olan güreşte şampiyon olan güreşçiye başpehlivan denirken bir sonraki sene yapılacak olan güreş müsabakalarına kadar Türkiye Başpehlivanı olarak kalmaktadır. Üç yıl boyunca başpehlivan olan kişiler altın kemerin sahini oluyor.
Hikayeye göre; Osmanlı’nın kurucu olan Osman Gazi’nin oğlu Orhan Gazi, Rumeli’yi geçirmek üzere düzenledikleri seferler sırasında Yunanistan Samona’da mola verirler. 40 savaşçı bu mola esnasında birbirleriyle güreş tutarlar ve Ali ve Selim ismindeki iki kardeş bir türlü birbirlerini yenemezler. Başka bir zaman diliminde Hıdrellez döneminde Edirne’ye yakın bir çayırda bu iki kardeş güreş yaparlar ancak hala birbirlerini yenemeyen bu iki kardeş artık bitap düşerek solukları kesilir ve yaşamlarını kaybederler.
Arkadaşları ise bu iki pehlivan güreşçiyi bulundukları yerde yer alan incir ağacının altına gömerler. Daha sonra aynı yere gittiklerinde mezarların yerinde gür pınara rastlarlar. Böylelikle halk arasında, burada yatan kişilere ermişler anlamına gelen kırklar olduğuna inanılarak adını Kırıklar Pınarı koymuşlardır. Zaman içinde de Kırkpınar olarak kalmıştır. I. Murat’ın Edirne’yi fethetmesiyle her sene güreş yapılması bir kültür haline gelmeye başlamıştır.
Cumhuriyet Dönemi’nde, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı ile Yunan işgallerine uğrandığı için Yunanistan’ın Samona Köyü ile Sarı Hızır Köyleri arasında Kırkpınar’da yapılamıyor ve Edirne’nin dışında kalan Virantekke’de gerçekleşmiştir belirli bir dönem. 1923 senesinde Türk Ocağı’na yardım amaçlı düzenlenen müsabakalar daha sonraları Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay tarafından gerçekleşmiş, 1946 yılında Edirne Belediyesi tarafından düzenlenmeye başlanmıştır.
Burası Neresi? Edirne ilçesinde denize girebileceğiniz fazlasıyla alternatifler mevcut. Bu plajlardan biri de Enez Sahili’dir. Enez’e 30 kilometre uzaklıktaki sahil, uzun bir süre boyunca yasak bölge olduğu için turizm ve yerleşim açısından gelişmemiştir. Yasağın kalkmasıyla hızlıca büyüyen alan, ziyaretçi girişine açılmıştır. Yolunuz Edirne’ye düşerse bir gününüzü Enez’e ayırabilir ve serin sularda kulaç atmanın tadını çıkartabilirsiniz.
Burası Neresi? Keşan’a bağlı tatlı mı tatlı tatil beldesi olan Yayla Sahili, el değmemiş doğal güzelliği ile yerli halk tarafından sık olarak ziyaret ediliyor. Ters akıntının akması nedeniyle su oldukça temiz ve berrak. İçerisinde bir balıkçı limanı barındıran sahilde bir balıkçı motoruna atlayıp Saros Körfezi’ni de kısa bir gezintiye çıkabilirsiniz.
Burası Neresi? Edirne’de denize girilecek en güzel yer Erikli Plajı, Keşan ilçesine bağlıdır ve şehirden 2 saat kadar uzaklıkta yer almaktadır. Bölgede bulunan diğer plajlara oranla çok daha hareketli olup, gece hayatıyla da ön plana çıkmaktadır. Temiz suyu ile dikkat çeken Erikli Plajı’nın etrafında bir çok plaj yer alıyor. Saros Körfezi’nin inci olarak bilinen plajın bir diğer adı da Akvaryum Koyu’dur. Akvaryum gibi oluşunun sebebi ise körfezin kendi kendini temizliyor oluşu.
Burası Neresi? Keşan’a bağlı Mecidiye Köyü’nde bulunan koy, Saros Körfezi’nin özel yerlerinden bir tanesi. 144 cins balık ile 78 tür deniz bitkisinin yaşadığı koy, oldukça berrak bir denize sahip. Sualtının güzelliği ne Kaş‘ı ne de Kalkan’ı aratmayacak cinsten. Tüplü ve tüpsüz dalış yapma imkanına yakalayabileceğiniz koyda keyifli bir tatil sizleri bekliyor.
Burası Neresi? Edirne’deki ünlü dalış noktalarından biri olan Saros İbrice Limanı, deniz altı güzellikleriyle ön plana çıkmaktadır. Acemiler için oldukça sığ, dalgasız ve sıcak suyuyla hem grup halinde hemde bireysel olarak dalış yapılabilecek en uygun yerlerden biri olması sebebiyle tercih edilmektedir. Köklü tarihe sahip İbrice Limanı, İzmir‘den Gökçeada‘ya gelen gemi yüklerinin boşaltıldığı yerdir. Zamanında gümrük binası, hamam, ticaret mağazası gibi birimlerin bulunduğu limanda günümüzde ise bunların kalıntılarına rastlanmaktadır.
Burası Neresi? Büyük mimar, Mimar Sinan’ın ustalık eseri olarak adlandırdığı Selimiye Cami II. Selim’in adına 1575 senesinde yapılmıştır. Bu cami hakkında birden fazla rivayet mevcuttur. Denilen o ki; ters şekilde duran lale aşağı doğru hareket ettiği vakit zemine ulaştığında kıyamet kopacaktır. Bir diğeri de; camide çalışan kör bir usta tarafından yapıldığına veya caminin arsa sahibinin caminin yapımında çıkarttığı sorunları simgelediğine inanılırken, başka bir inanışta Mimar Sinan’ın o dönemlerde hastalanarak vefat eden torunu Fatma’yı simgelediğidir. Cami hakkında pek çok hikaye bulunuyor. Şadırvanından zem zem suyu akmasından tutun, Ayasofya ile Selimi’ye kubbelerinin eşitlikte olmasına karşın buradakinin daha büyük olduğuna ve minarelere nereden bakılırsa bakılsın iki tane görülmesine kadar pek çok inanış söz konusu.
Neden Gitmeliyim? Bir kubbeli yapısı Allah’ın tek, beş pencereli oluşı İslam’ın beş şartını, 32 kapısı İslam’ın 32 farzını, minarelerinde toplam 12 şerefe olmasıysa camiyi yaptıran padişah Selim’in, 12. Osmanlı padişahı olduğuna işarettir. Edirne’nin anıtı olarak kabul görmüş olan bu muhteşem cami, Osmanlı Türk sanatının ve dünya mimarlık tarihinin eşi benzeri olmayan eserlerinden bir tanesidir. Kesme taşlardan yapılmış olan yapı, taş, mermer, ahşap, sedef ve çini süslemeleri ile güzelliğine güzellik katmış olup şehirde görülmesi gereken en önemli yerdir.
Burası Neresi? Eski bilinen adıyla Saray-ı Cedid-i Amire olan Edirne Sarayı, Topkapı Sarayı’nın ardından bilinen en büyük ikinci saraydır. I. Murat döneminde yapılmaya başlanmış ancak bitirilememiş olup, kalan kısmı Fatih Sultan Mehmet zamanında Mimar Şehabettin‘e saray 19. yüzyıla dek pek çok Osmanlı padişahı tarafından kullanılmıştır. Saray; Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, I. Ahmed, IV. Mehmed, II. Ahmed, II. Mustafa ve III. Ahmet’in kullanılmış olup, en görkemli zamanın IV. Mehmet zamanında yaşamıştır.
Köşk, oda, kasr, çeşme ve havuzlar ile genişletip büyütülen saraydan günümüze az sayıda kalıntı kalmıştır. 1829 senesinde burada kalan Ruslar sarayı bir karargah olarak kullanmış oldukları dönemde her noktayı tahrip etmişlerdir. 1878 senesindeki 93 Harbi’nde Rusların Edirne’yi işgal ettiği sıralarda saraya yakın cephanelik, ellerine geçmesin diye patlatıldığı için sarayın neredeyse tümü yok olmuştur.
Neden Gitmeliyim? Sarayın bazı bölümleri; Bab-Üs Saade yani saadet kapısı anlamına gelen sarayın giriş kapısı günümüze dek gelen yapılardandır. Günümüzde oldukça tahrip olmuş bölüm olan Cihannüma Kasrı, Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış olup, yedi katlıdır ve sarayın en göz alıcı yapısıdır. Fatih Sultan Dönemi’nden yapılan bir diğer yapıda Kum Kasrı‘dır. Hemen yanında bulunan Kum Kasrı Hamamı, günümüze kadar ulaşabilmiştir.
1562 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından usta mimar Mimar Sinan’a yaptırılmış olan Adalet Kasrı, sarayda sapa sağlam kalan tek yapıdır. Bakanlar Kurulu ve Yargıtay olarak kullanılan Adalet Kasrı’nın önünde bulunan iki taştan biri olan seng-i arz taşı, değerlendirilmesi üzere halk tarafından dilekçeler buraya bırakılırmış. Seng-i ibrette taşı ise, ölümle cezalandırılan kişilerin başlarının koyulduğu taşmış.
Osmanlıca’da Matbah mutfak anlamına gelirken, Matbah-ı amire ise saray mutfağı anlamına gelmektedir. Fatih Dönemi’nde yaptırılmış olan mutfak dikdörtgen şeklinde ve düzgün kesme taştan yapılmış bacaları bulunur. Son olarak Fatih Köprüsü, 1452 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Edirne Sarayı’na uyum ve bütünlük sağlaması amacıyla yaptırılmış. Rus işgalleri döneminde cephanelik olarak kullanılmış olan köprü, aynı zamanda Cephanelik Köprüsü olarak da bilinmektedir. Yakınında yer alan süvari kışlası nedeniyle Süvari Kışlası olarak da anılmıştır. Köprünün bir ayağı Adalet Kasrı yönünde bir diğeri ise Balkan Şehitliği yönündedir.
Burası Neresi? Meriç Nehri’nin batısında bulunan Karaağaç kasabası sınırları içindeki yine bulunduğu bölgeyle aynı ismi taşıyan Karaağaç Tren Garı, II. Abdülhamit döneminde inşa edilmiştir. Edirne Tren Garı olarak yapılmış olan 80 metrelik gar, üç katlı ve dikdörtgen şeklindedir. 1914 senesinde inşası tamamlanmış ancak I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla faaliyete açılamamıştır. Yunan işgaline uğramış fakat Milli Mücadele’nin ardından imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile tazminat olarak Türkiye’ye verilmiştir.
Neden Gitmeliyim? Sonrasında tren yolu büyük ölçüde sınırlarımız içerisinde bulunmadığı için yeni bir tren yolu yapılmış fakat trenlerin gelemeyeceği bir hal almış. Günümüzde Trakya Üniversitesi Rektörlüğü’nün binası olarak kullanılan garın bahçesinde bulunan kara tren buraya geldiğiniz görülmesi gereken noktalar arasında yerini alıyor. Şehrin eğlence merkezi haline getirilmek istenmiş. Yapılış amacı Edirne’yi Avrupa‘ya bağlamak olan tren istasyonu sayesinde “küçük Paris” olarak adlandırılmaya başlanmıştır.
Burası Neresi? Sivil mimari örneklerinin bir merkezi haline gelen Edirne evleri arasında, konaklar, özel dekore edilmiş ahşap evler, Edirnekari ismi verilen Özel süsleme şekliyle dekore edilmiş pek çok eser, günümüze dek ulaşmıştır. Kaleiçi bölgesi dar sokakları ve tarihi kalıntılar arasında bulunan eski evleri ile Orta çağlardan bu yana yaşayarak gelmiş bir bölgedir.
Burası Neresi? Edirne’nin Karaağaç ilçesinde bulunan Lozan Anıtı, Trakya Üniversitesi Rektörlüğü sınırları içerisinde konumlandırılmıştır. Üniversitenin ve Edirne Valiliği’nin özel çabalarıyla dikilen anıtın Lozan Anlaşması ile Karaağaç bölgesinin tekrardan Türk topraklarına katılmasını ve kazanılan diplomatik zaferi temsil etmektedir. Hemen yanında Lozan Müsesi yer alıyor olup, 1998 senesinde kapılarını ziyarete açmıştır.
Burası Neresi? Edirne’de yer alan eski konaklar arasındaki Hafızağa Konağı, kültürel Türk evi mimari özelliklerine sahiptir. Tarihi açıdan önemli bir yere sahip olan konak, İttihat ve Terraki Cemiyeti’nin gizli olarak toplantılarının yapıldığı yerdir. Talat Paşa ve arkadaşlarının önemli toplantılarının yapıldığı bu konak, 2002 senesinde Edirne Valiliği tarafından onarım çalışmaları yapılarak kent müzesi olarak faaliyete açılmıştır. Selimiye Cami’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmesiyle UNESCO Bürosu olarak kullanılmaktadır. Tarihe meydan okuyan Hafızağa Konağı, günümüze sapa sağlam gelmiş olup, daha yıllarca ayakta duracağının sinyallerini şimdiden veriyor.
Burası Neresi? Tunca Irmağı’nın iki kolu arasında konumlanan Sarayiçi bölgesinde yer alan Tavuk Ormanı’nda yer alıyor. Edine Sarayı’na yapılmış olan ilave yapılardan bir tanesi olan Avcı Mehmet adıyla da bilinen IV. Mehmet Köşkü, 1671 yılında inşa edilmiştir. Günümüzde bir kısmı ayakta olup, 2002 senesinde onarım çalışmaları yapılarak turizm amacıyla kullanılmaya devam edilmektedir.
Burası Neresi? Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Gökçetepe, el değmemiş doğası ile saklı bir cenneti andırıyor. Marmara ve Ege denizleri arasında köprü görevi gören Saros Körfezi’nin nadide bir parçası. İstanbul‘a yakın konumda yer alan Gökçetepe, hafta sonları veya birkaç günlüğüne gelinen bir tatil yeridir. Yıl içinde dalış yapmak için gelenlerin sayısı hayli fazla olan bölgenin denizi oldukça berrak ve temiz. Yalnız denizi kumsal değil kayalık. Kısım kısım deniz kestaneleri de bulunuyor. Ayağınızı acıtma ihtimali oldukça yüksek olduğu için deniz ayakkabısı götürmenizi öneririm. Kademeli olarak derinleşen suda rahatlıkla yüzebilirsiniz.
Sahilin hemen arkasında çadır kampı yapabileceğiniz bir alan bulunuyor fakat gidenler çokta memnun kalmadığı için yanınıza gerekli her şeyi alarak gitmenizi tavsiye etmek durumundayım. Mükemmel bir işletmeye sahip olmasa da doğası ile kendine hayran bırakıyor. Gözünüzün alabildiğince koylara sahip olup binlerce metrekarelik ormanlık alanlarıyla Gökçetepe Tabiat Parkı, tam bir doğa harikası. Bir araştırma yapılmış ve sonucunda bu parkın havasındaki gaz oranının uyum ve astım başta olmak üzere pek çok alerjik hastalığa da iyi geldiği bilinmektedir. Yani şehrin oksijen deposu olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Neden Gitmeliyim? Son dönemlerde yapılan çalışmalar doğrultusunda bir tatil yeri haline gelmiş olup sahip olduğu kamp alanları, restoranları, plajları ve pazarlarıyla gelen ziyaretçileri ziyadesiyle memnun ediyor. Su altı zenginlikleriyle ünlü Saros Körfezi dalış severlerin de gözdesi haline gelmiş. Tüm bunların yanında gerçekleştirebileceğiniz etkinlikler arasında; yamaç paraşütü, offroad ve izcilik gibi pek çok doğa sporu yer alıyor.
Görüp görebileceğiniz en büyük kamp alanı olan Gökçetepe Tabiat Parkı’nın işletmesi Kartur’a aittir. Parkın içinde altı koy yer alıyor olup toplam uzunlukları 3,5 kilometredir. Hepsinin de çevresi çadır kampı yapmaya oldukça elverişlidir. Birbirinden uzak noktalarda yer alma özelliğine sahip. Dilerseniz deniz kenarında dilerseniz de ormanlık alanda çadırınızı kurabilirsiniz. Parka girdikten sonra toprak yoldan ilerliyor ve kamp alanına varıyorsunuz. Burada bir bakkala ve karavanlarıyla konaklayan insanlarla çadır kampı yapan doğaseverlere rastlayacaksınız.
Kendinize en uygun yeri bulduktan sonra çadırınızı kurabilirsiniz. Sabah kahvaltılarınızı ve akşam yemeklerinizi yiyebileceğiniz boş masalar da yer almaktadır. Tuvaletler, duş alanları ve lavabolar da mevcut. Elektrik ihtiyacı ise uzatma kablolar sayesinde çözülmüş durumda. Yanınıza uzatmalı elektrik kablosu getirirseniz çadırınıza kadar uzatabilirsiniz. Ufak tefek ihtiyaçlarınızı buradaki küçük bakkaldan temin edebilirsiniz ancak yemek için detaylı bir alışveriş yapacaksanız Keşan’daki alışveriş merkezinde yapabilirsiniz.
Burası Neresi? İstanbul’a yalnızca birkaç saat uzaklıkta yer alan Danişment Tabiat Parkı, Keşan ilçesine bağlı bir kamp alanıdır. Ormanlık alanın hakim olduğu alan kamp için oldukça uygun olup, günübirlikçilerin akınına uğraması sebebiyle çokta huzurlu bir ortam olduğunu söyleyemeyeceğim. Eğer gelirseniz hafta içi şansınızı deneyin, belki keyifli bir tatil yapma imkanını yakalayabilirsiniz. Kamp alanı içerisinde çadır için ayrılmış büyükçe bir alan bulunuyor. Size uygun bir yeri seçerek oraya kurulabilirsiniz. Denizin kıyısına kuramıyorsunuz. Birkaç metre uzaklıktaki ağaçlık alanlarda kuruluyor. Hafta sonları ve özel tatil günlerinde oldukça yoğun ziyaretçi akınına uğruyor. Bu sebeple çadırlar arasındaki mesafe azalıyor.
Burası Neresi? Bilinen ismiyle Söğütlük Kent Ormanı olan İzzet Arseven Kent Ormanı ve Mesire Yeri, Edirne Belediyesi Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na ait olup 250 dönümlük bir alan kapsamaktadır. Meriç Irmağı’nın kıyısında konumlanan Edirne Kent Ormanı, bölgede kurtarılarak çevrelenmiş en büyük yeşil alanlarından biridir. Edirne’nin Karaağaç kasabasındaki kent ormanı, hafta sonları sık gelinen bir noktası.
Neden Gitmeliyim? Yabani erik, armut, muşmula ve çok daha fazla ağaca rastlayabileceğiniz orman içerisinde doğaya hayat veren bu çeşitli ağaçlarının arasında hizmet veren restoranlarda kahvaltı yaparak anın tadını çıkartmalısınız. Ardından ormana doğru bir yürüyüş yaparak oksijene doyacaksınız. Yolunuz Edirne’ye düştüğü takdirde rotanızı buraya çevirerek çeşitli etkinlikleri gerçekleştirebilirsiniz. İçerisinde; gazino, restoran, çocuk parkları, çay bahçeleri, çeşitli eğlence ve spor olanakları olan ormanda yaz aylarında mangal yapabilir, bisiklet kiralayarak kısa bir tura çıkabilirsiniz.
Burası Neresi? Toplamda 58 hektarlık alanı kapsayan Sarayiçi Tavuk Ormanı, Edirne bölgesindeki en önemli mesire alanlarından bir tanesidir. Denilene göre eski zamanlardan on binlerce tavuğun yetiştirildiği bir yer olması sebebiyle Tavuk Ormanı adını almıştır. Ormanın içerisinde pek çok şifalı bitki bulunuyor olup, Avcı Mehmet olarak bilinen Padişah IV. Mehmet tarafından 1671’de inşa ettirilen av köşkü de bu ormanda yer almaktadır. Yaz aylarında bisiklet sürmek için uygun olan bu orman, bu dönemlerde oldukça yoğun ilgi görmektedir.
Burası Neresi? Toplam 6000 hektarlık alanı kapsayan Gala Gölü, çeşitli balık türlerini barındırmaktadır. Bunlardan; yılan balığı, sudak, sazan gibi ekonomik değeri hayli yüksek olan balıklar da bulunuyor. Gölün etrafı nilüfer, su sümbülü ve sazlıklarla çevrili olup oldukça zengin bir floraya sahiptir. Böylelikle göze hitap eden güzellikte bir görüntü oluşuyor. Enez ilçesine 10 kilometre uzaklıkta yer alan Gala Gölü, doğa ile iç içe olabileceğiniz bir diğer doğal güzellik. 2005 senesinde milli park olma İçerisinde Küçük Gala ve Pamuklu Gölleri’nin yer almaktadır. Kuşların cirit attığı Gala Gölü, Meriç deltasının en bereketli yerlerinden biri olup Enez ve İpsala ilçelerinin arasında nesli tükenmekte olan kuş türlerini barındırmaktadır. Bunlardan bazıları; tepeli pelikan, bayağı aynak ve karabataktır.
Burası Neresi? Erikli Sahili’nin arkasında yer alan Erikli Tuz Gölü, oldukça geniş olup çok çeşitli kuşlara ev sahipliği yapmaktadır. Dünyada kendi kendini temizleyen üç körfezden biri olma niteliğini taşıyan Erikli Tuz Gölü, doğal bir tuz gölü olup harikulade bir görüntüyü sunuyor.
Burası Neresi? Edirne’nin Enez ilçesinde yer alan Enez Dalyan Gölü, 3-4 kilometrelik alanı kapsamaktadır. Gölü besleyen akarsuların taşımakta oldukları su miktarı yaz ve kış aylarında değişkenlik gösterir. Su tuzlu ve sodyumlu olup, herhangi bir şekilde kullanılmamaktadır. Gölün etrafı kumluk olup, herhangi bir bitki örtüsüne sahip değildir. Çevresinde pek çok kuşu görmeniz olası.
Burası Neresi? Balkanların en büyük nehirlerinden biri olan Meriç Nehri, pek çok alanı kapsamaktadır. Bulgaristan’da doğan nehir rotasını Edirne’ye çevirerek Ege Deniz’inde son bulmaktadır. Toplam uzunluğu 490 kilometre olan Meriç Arda, Ergene ve Tunca başlıca beslendiği akarsu yataklarıdır. Bahar dönemlerinde çiçeklerin açmasıyla süslenen nehir, akşam güneşin batışını izlemek için en ideal nokta. Yerel halkın yanı sıra çevre şehirlerden gelenlerin uğrak noktası haline gelmiş olan nehrin çevresinde piknik yaparak keyifli vakit geçirebilirsiniz.
Burası Neresi? Gelibolu Yarımadası’nın kuzeyinde konumlanan Koru Dağları, Ergene Havzası’na kadar iner. Trakya Bölgesi’nin en mühim üç yükseltisinden biri olan Koru Dağları, Yıldız Dağları’ndan sonra en önemli coğrafya olma niteliğini taşımaktadır. Bu dağlardan yaşan süren canlılar karaca, kurt, tilki, yaban domuzu, tavşan ve keklik, sülün iken orman ise kızılçam, karaçam ve meşe topluluklarını içermektedir.
Burası Neresi? Üç Şerefeli Cami’nin karşısında yer alan Sokullu Hamamı, Mimar Sinan’a Sokullu Mehmet Paşa tarafından yapılmıştır. 19. yüzyıl Türk Sanatı’nın önemli eserlerinden biri olup, kullanılan kesme taş ve tuğlaların işçiliği oldukça ilginçtir. Çifte hamam planına sahip hamamın kadın ve erkek girişleri farklıdır.
Burası Neresi? Edirne’nin fethedilmesinin ardından inşa edilen ilk saraydan kalan tek yapı Saray Hamamı’dır. Başlarda yalnızca saray tarafından kullanılan hamam sonraları halka hizmet vermeye başlamıştır. Tarihçilerin söylemesine göre ayakta kalmasının sebebi Selimiye’nin yapımında kullanılmış olmasıdır. Bir takım tarih kitaplarında Süleyman Çelebi bu hamamdayken kardeşi Musa Çelebi’nin baskın yapması sonucu Süleyman kaçarken yolda öldürüldüğü yönündedir. Selimiye Cami’nin hemen yanındaki bu hamam Balkan Savaşı’ndan bu yana kapalı durumdayken restorasyon çalışmaları yapılarak çifte hamam olarak haftanın her günü açık olacak şekilde yeniden kullanıma açılmıştır.
Burası Neresi? Balkanlardaki ve Türkiye’deki en büyük etkileşimli çocuk müzesi olan Hasan Ali Yücel Çocuk Müzesi, adını Eski Milli Eğitim Müdürü ve Köy Enstitülerinin kurucusu olan Hasan Ali Yücel ‘den almıştır. Edirne Belediye’nin hayata geçirdiği proje olan müze, Ankaralı profesörlerin yardımlarıyla Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına uygun içerikler hazırlanmıştır. Doğa ile teknolojinin harmanlandığı, interaktif şekilde öğrenilebilecek ve deneyimleyebilecek çocukların dikkatlerini çekebilecek dinozor, mamut, örümcek gibi dev hayvan maketleri de yer alıyor.
Bu müze içerisinde; Dış Mekan Paleontoloji Sergisi, Dış Mekan Entomoloji Sergisi,Dış Mekan Bilim Sergisi ve Dış Mekan İnşaat Sergisi gibi alanlar bulunuyor. Müze tüm dünyanın yapmaya çalıştığı Finlandiya modeli ve STEAM modelinden esinlenerek “ellerim işliyor zihnim çalışıyor” mottosuyla hizmet veriliyor. Çocuklara drama ve tiyatro hakkında öğretici bilgiler vererek hem eğlenerek hem de öğrenerek çalışma sistemi kurulmuş. Okul dersleri ile sosyal yaşamın birbiriyle harmanlanarak küçük yaştaki çocukları kişileri geleceğe hazırlama amacı gütmektedir.
Burası Neresi? Edirne veya Edirne’ye yakın bir yerde yaşıyorsanız veyahut buraya gelme düşünceniz varsa, heyecan dolu bir gün geçirebilirsiniz. Genci yaşlısı demeden her yaştan insana eğlenceyi vaat etmekle kalmayıp yaşatan su parkı, birbirinden adrenalinli kaydırakları ile ön plana çıkıyor. İster yüzebilir, ister kaydırakları keyfini çıkartabilirsiniz. Zevkinize kalmış. 25’den fazla su etkinliği ile tadına doyamayacağınız bir gün geçirme fırsatı! Üstelik ulaşım sorunu da yok, şehir merkezi veya otelinizden ulaşım sağlayabileceğiniz servisler mevcut. Hijyene de bir o kadar önem gösteriliyor olup, havuzların suyu her gün değiştiriliyor ve sağlık testlerinden geçiriliyor.
Burası Neresi? Başlarda bir mesire alanı olarak kullanılmış sonrasında köy ve en son olarak kasaba atmosferini yakalayıp günümüzdeki haline kavuşmuştur. Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı olan Erikli, yazlıkçıların popüler adresi olup temiz suyu ve doğal yapısıyla dikkat çekmektedir. Yıl içerisinde kalabalık nüfusa sahip olan bu yazlık bölge, eğlenceden ziyade daha çok kafa tatili yapmak için gelinebilecek bir nokta. Trakya Bölgesi’nin Bodrum‘u olarak adlandırılan Erikli, Türkiye‘nin en geniş plajlarından birine sahiptir. Up uzun kumsallarında su sporlarını gerçekleştirebilirken, eğlencenin de adresi haline gelmiş. Keşan’da düzenlenen Turizm ve Kültür Festivali’nde sahil etkinlilikleri sayesinde ziyaretçi çekmektedir.
Burası Neresi? Edirne’ye 140 kilometre uzaklıktaki İpsala merkezine ise 26 kilometre İpsala Koyuntepe Köyü, düz bir araziye kurulmuştur. Üç bir tarafı sular ve ovalar ile çevrelenmiş köyün, köklü tarihi 120 yıl öncesine dayanıyor. Eski bilinen adıyla Oratepe olan köyü Hisar Dağı ile karşı karşıyadır. Tarihi niteliğe sahip olması nedeniyle tepenin belirli bir bölümü 1999 yılında sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
Burası Neresi? Edirne’nin Enez ilçesine bağlı olan Sultaniçe, dünyada kendi kendini temizleyen beş körfezden biri olan Saroz Körfezi kıyısında konumlanıyor. Henüz bilinirliliğe sahip olmayan sahili ve el değmemiş doğası ile kafa dinlemek isteyen tatilcilerin gözdesi olmaya aday. Sahil Köyü olan Sultaniçe, Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde Padişah Abdülhamit’in arazisi olan bu köy, eşine ithafen Sultaniçe adı verilmiştir. Doğa il denizin buluştuğu bu muhteşem atmosfer şehrin hengamesinden uzak, ancak bulunduğunuz bölgeye yakın bir kaçamak rotası.
Neden Gitmeliyim? Bahar ve yaz aylarında yeşile bürünen köyde, toplamda 500 kişi yaşamaktadır. Yaz aylarında yazlık olarak kullanılmak üzere pek çok site var. Yazın gelmesiyle birlikte bölgeye hayat geliyor ve marketler, kafeler, yol üzerinde kurulan seyyar tezgahlar ayrı bir hava katıyor. Sultaniçe Limanı, Saros Körfezi’nin lezzetlerini balıklarının avlandığı bir yer olup akşamları balık pazarı kuruluyor. Yalnızca balıkçıların teknelerinin değil yazlıkçı teknelerinin de sığınağı haline gelmiş.Köyün diğer bir geçim kaynağı ise, tarım ve hayvancılık. Buraya geldiğiniz takdirde halk tarafından yapılan süt, yumurta, tereyağı, ekmek, peynir gibi lezzetli ürünler sayesinde çoğu yerde oldukça uygun fiyatlara satılan köy kahvaltısını deneyimleyebilirsiniz.
Sultaniçe Plajı, yan yana olan Semadirek Adası ve Gökçeada ince kumu ve az sayıda insan ile sevebileceğiniz bir yer. Kış aylarında dalgaların getirdiği yosunlar ile kirli bir sahil olsa da yaz dönemlerinde köylüler tarafından temizlenerek girilecek bir hale getiriliyor. Plajda herhangi bir işletme yer almıyor. Fakat liman bölgesinde yer alan tuvaletler buraya gelenler tarafından kullanılabiliyor. Plajın sonundaki ormanlık alanda kısa yürüyüşler gerçekleştirebilir, kamp ve piknik etkinliklerini yapabilirsiniz.
*Edirne ile Sultaniçe Köyü arasında 122 kilometre mesafe vardır.
Burası Neresi? Trakya Bölgesi’nin en eski yerleşim alanlarından biri olan Kırklareli, binlerce yıl öncesine uzanan tarihi ile bir çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Toplamda yedi ilçesi bulunan şehrin nüfusu toplamda 356 bin kişidir. Tarihi olduğu kadar doğal güzellikleri ile de ön plana çıkan Kırklareli sahip olduğu bu güzellikleri ile ziyaret edilmeyi hak ediyor ziyadesiyle.
Neden Gitmeliyim? Trakya’nın en eski yerleşim noktası olduğundan bahsetmiştim, hal böyleyken Kanlıgeçit Höyüğü ve Aşağı Pınar Höyüğü’nde tarih boyunca içerisinde barındırdığı medeniyetlerin bölgeye katmış olduğu arkeolojik kalıntılar görülmeye değer nitelikte. Önemli tarihi yapılar arasında; Pınarhisar Kalesi, Vize Kalesi, Vize ilçesinde yer alan Hızırbey Külliyesi, Küçük Ayasofya Kilisesi, Mağara Manastırı ve Aya Nikola Manastırı Kıyıköy, Lüleburgaz’da bulunan Babaeski Köprüsü ve Alpullu Köprüsü bulunan şehire gelindiği takdirde gezilmesi gereken yegane noktalar arasındadır.
Yakın yerlerdeki Beğendik Köyü, İğneada, Balkaya Köyü, İğneada Limanköy, İğneada Longozu, Kıyıköy Kastro Sahili ve Lüleburgaz ilkbahar ve yaz aylarında yapacağınız ziyaretleriniz sırasında ziyaret etmenizi öneririm. Son olarak Dupnisa Mağarası, 180 milyon yaşında olup, iki katlı üç mağaranın birleşiminden oluşmaktadır. Kırıkkale’de gezebileceğiniz en gözde yerlerden biri olup, her anında ilginç dakikalar yaşayacaksınız.
*Edirne ile Kırklareli arasında 67 kilometredir.
Burası Neresi? M.S 681 yıllarına dek uzanan köklü bir geçmişiyle Bulgaristan, Avrupa’nın en büyük 16. büyük ülkesidir. Kuzeybatı sınır komşumuz olup, Karadeniz’in kıyı kesimindeki Balkan ülkesi Balkan ve Rodop Dağları’nın arasında konumlanıyor. Başkenti Sofya olup, göz alıcı plajları, kiliseleri ve harika doğa ile görülmeye değer niteliktedir. Geçmiş yıllarda pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olup kültür turizmi açısından bizlere görülecek çokça yapı bırakmışlardır.
Neden Gitmeliyim? Tarihi ve doğasının yanı sıra dikkat çekici kayak pistleri ve gece eğlencesi ile turizm açısından yaz kış ziyaretçi çekmektedir. Üstelik bir Avrupa ülkesi olmasına karşın fiyatlarıda gayet cazip. En fazla gidilen şehirleri; Sofya, Plovdiv, Varna, Burgaz ve Plevne yer alırken UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde 9 farklı değeri temsil etmektedir.Sahip olduğu Pirin Dağları ve milli parklarındaki yeşilliğe ve oksijene doyamayıp, bu keyifli zamanları şarap, kırmızı et ve peynir çeşitleriyle taçlandırarak doyumsuz hale getirebilirsiniz. Türkiye’den yalnızca 1 saatlik uçuşla varabileceğiniz Bulgaristan son dönemlerde Bansko özellikle kış sporu ile ünlü olup ülkemiz tarafından sıkla tercih ediliyor.
*Bulgaristan ile Edirne arası 178 kilometredir.
Burası Neresi? Geçmiş yıllardan pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Yunanistan, kültür turizmi ve tabi ki adaları, kumsallarıyla da yaz tatili için oldukça elverişlidir. Ülkede bulunan 17 farklı nokta UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer almaya hak kazanmış olup, başkent olan Atina ekstra bir köklü tarihe sahiptir. Atina’nın ardından Selanik, Patras, Kandiye, Volos, Yanya, Kavala ve Vodina keyifle gezebileceğiniz şehirleridir. Ege Bölgesi’nin en muhteşem adalarına sahip Yunanistan, Santorini, Mykonos, Leros ve Kos kendine özgü mimari yapıları ve yaşam tarzı ile ada kültürünü yansıtan en popüler adalar arasında.
Nüfusun çoğunluğunu Ortodoks ve Yunanlıların oluşturduğu ülkenin diğer bölümünü ise Türkler, Arnavutlar, Anadolu ve Pontus Rumları, Makedonlar, Pomaklar ve Araplar ile Fars ve Afrikalılar oluşturuyor. Ülkemiz için tam anlamıyla bir komşu olan Yunanistan’ın Ege adalarına günübirlik turlar ile gidebilirsiniz.
*Edirne ile Yunanistan arası 354 kilometredir.
Burası Neresi? Bir diğer ismi Kavaflar Çarşısı olan Selimiye Arastası, Selimiye Cami’nin hemen yanında yer alıyor olup 73 kemerli yapılmış olan çarşının toplamda 124 dükkanı bulunuyor. 1590 senesinde III. Murat Selimiye Camisi’ne gelir sağlaması adına Mimar Davut Ağa tarafından yapılmıştır. Çarşının tam ortasında Dua Kubbesi adındaki bölümde, her sabaha açılış saatinde esnaf burada toplanarak hakkaniyetli iş yapacaklarına dair yemin ederlermiş. Çarının yapıldığı ilk zamanlar üstü kurşun ile örtülmüş sonrasında yapılan onarım çalışmalarıyla kurşunlar alınmış ve bunun yerine kiremit malzemeleri konulmuştur. Dört farklı giriş kapısı olan Selimiye Çarşısı Edirne’de gezilecek önemli noktalar arasındadır. Buradan kendinize ve sevdiklerinize hediyeler almayı ihmal etmeyin!
Burası Neresi? Sadrazam Semih Ali Paşa’ya ithafen yapılan yapılardan biri olan Tarihi Ali Paşa Çarşısı, Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Yaklaşık 110 kadar dükkana sahip olan Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan çarşı dışarısındaki dükkanlarla ile 300’ü bulmaktadır. Selimiye Arastası’ndan daha büyük olan çarşıdan hatıralık eşyalar almak isterseniz burayı tercih edebilirsiniz. Osmanlı Dönemi’nde sarayında kullanılan renkli ve kokulu sabunlar alabileceğiniz hediyelikler arasında ilk sırada yer alıyor. Bu kültür o zamanlardan bu zamanlara dek gelmiştir. Bunun yanında badem ezmesi, kavala kurabiyesi ve Edirne’ye has Deva-i Misk tatlısı buradan alabileceğiniz.
Burası Neresi? Çelebi Sultan Mehmet zamanında 1417-1418 tarihlerinde Eski Cami’ye gelir getirmesi amacıyla inşa edilmiştir. Erken Osmanlı Dönemi’ne ait çarşıların günümüze ulaşıp hala kullanılabilen en dikkat çekici örneğidir. Bu yapının mimari mimarı Hacı Alaeddin olup, dikdörtgen şeklinde ve 41-78 metre ölçülerindedir. 14 kubbesi olan çarşının her bir cephesinde 54 dükkan mevcut. Her kubbenin penceresi bulunuyor, böylelikle iç taraflar bu şekilde aydınlanıyor. Osmanlı’nın yükselme döneminde hareketli bir alışveriş noktası olan Bedesten değerli mücevherler satan dükkanlarla doluymuş. Şu an da ise hala aynı canlılığı koruyor olup, şehirde yer alan az sayıdaki mermer ustası burada mesleklerini icra etmeye devam etmektedirler.
Burası Neresi? Eski Dakik Kapanı’nın yerine 1911 tarihinde yapılmış Dar-ül Eytam Çarşısı, Abacılarbaşı’nda bulunuyor. Yarı kargir olan bu yapı iki katlı şeklindedir ve yaklaşık 80 tane dükkana sahiptir. Yapılış amacı 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda şehit ailelerinin çocuklarına gelir getirmektir. İnşa edildiği ilk yıllarda Yeni Çarşı olarak adlandırılan bu yer şu anda Yetimler Çarşısı ismiyle ticari hayatına devam etmektedir.
Burası Neresi? Toplamda 30 bin metrekarelik bir alanı kapsayan Margi Outlet, Trakya Bölgesi’ndeki en büyük Outlet alışveriş merkezi olma özelliğini taşımaktadır. İçerisinde ulusal ve uluslararası 49 markaya, 9 kafeye, 9 sinema salonuna ve doğal buz parkına sahiptir. Balkanların ve Edirne’nin eğlence merkezi haline gelmiş olan alışveriş merkezinin hemen yanında yer Margi Hotel ise Edirne’ye modernlik getirmiştir. Özel gün ve bayramlarda çeşitli etkinlikler düzenleniyor olup, tüm halkı kendine çekmeye pek ala başararak yılda yaklaşık 5 milyon ziyaretçiyi ağırlamaktadır.
Burası Neresi? 125 mağaza kapasitesine sahip Erasta Avm, sinema, restoran ve eğlence alanları ile faaliyet gösteriyor. 3 katlı ve 1200 araç kapasiteli otoparkı ike misafirlerine konforlu bir hizmet sunan avm Trakya Üniversitesi’ne yakın konumda yer alıyor olup ulaşımı oldukça kolaydır. Türkiye’nin Avrupa kapısı Edirne’nin en büyük alışveriş ve eğlenceli merkezi olması amacıyla hayata geçirilmiştir.
Osmanlı’ya 88 sene boyunca başkentlik yapmış, her bir noktası tarih kokan Edirne gelen misafirlerini göz kamaştıran yapılarla karşılıyor. Göz alıcı camileri, kiliseleri, pazar alanları ve kervansaraylarıyla 18. yüzyılın Avrupa’daki en büyük yedi şehirlerinden biri olmuştur. Mimari açıdan dünyadaki nadide eserler arasında yerini alan Selimiye Cami bölgedeki ilk gezi noktanız. Bunun yanında Muradiye Cami ve II. Beyazid Cami ve Külliyesi’de görülmeye değer nitelikte. Köprüleri ile ön plana çıkan şehirde Fatih Köprüsü, Beyazıd Köprüsü, Emekçizade Ahmet Paşa Köprüsü, Meriç Köprüsü’nün yanı sıra Edirne Adalet Kasrı, Rüstem Paşa Kervansarayı, Hafızağa Konağı ve çok daha fazla hakkında detaylı bilgi almak için Edirne’nin tarihi yerleri yazımıza göz atabilirsiniz.
Edine’de gece hayatı barlar, publar ve canlı müzik mekanlarıyla sabaha kadar devam etmektedir. Öğrenci yoğunluğunun var olması yan yana sıralanmış pek çok bar ve kafelerin popüler eğlence alanlarıdır. Kaliteli müzik seçimleriyle Fly Pub, zengin kokteylleri ile popüler olan ve DJ performanslarının sergilendiği ünlü gece kulübü Queen, merkez ilçede bulunan öğrencilerin yegane adresi Bands Bistro tercih edebileceğiniz mekanlar arasında yer alıyor. Edirne’deki gece hayatıyla ilgili güncellemekte olduğumuz yazımızı yakında sizlerle buluşturacağız.
Edirne’de şehir içi ulaşım otobüs ve minibüsler ile sağlanıyor. Bu araçları kullanmak için Kent Karta sahip olmanız gerekiyor. Kentin pek çok noktasında satış ve dolum olanağı bulunuyor, bu nedenle kolaylıkla satın alabilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…