Belçika’yı ziyaret ettiğinizde büyüleyici ve tarihi noktalar konusunda sıkıntı çekmeyeceksiniz. Şehirdeki cazibe merkezi olan tarihi durakları Belçika tarihi yerler listemizle sizlerle buluşturuyoruz. Tarih meraklısı iseniz Belçika’nın başkenti Brüksel’i ziyaret ettiğinizde bu 20 tarihi yeri mutlaka görmelisiniz…
Brüksel tarihi hakkında; Belçika’nın başkenti Brüksel, zengin tarihi dokusuyla dikkat çeken yerlerden bir tanesi. Aziz Gorik’in MS 500’lü yılların sonlarına doğru Brüksel’den geçen bir nehir olan Zenne’deki bir adaya küçük bir şapel inşa ettiği rivayet edilmektedir ancak Brüksel’deki resmi olarak ilk yerleşimin ve şehrin kuruluşunun 979 yılına dayandığı düşünülmektedir.
Şehirdeki büyüme ile birlikte korunma ihtiyacı ortaya çıkmış ve 11. yüzyılda şehri çevreleyen surlar dikilmiştir. Şehrin gelişmesindeki en önemli etkenlerin başında Brugge-Gent-Köln ticaret yolu üzerinde olması gelmektedir. Bununla birlikte 1465 senesinde Brüksel, Fransız kralı 14. Louis tarafından saldırıya uğradı ve Grand Place de dahil olmak üzere şehirde 4.000 ev yerle bir edildi.
Belçika Devrimi Brüksel’de gerçekleştiğinde, 1830 senesinde ülke üzerinde çeşitli yabancı güçlerin kontrolü hissedilmekteydi. En sonunda ülke bağımsızlığını kazandı ve 21 Temmuz 1831 tarihinde ilk Belçika kralı I. Leopold tahta çıktı ve Brüksel, yeni krallığın başkenti oldu.
Leopold döneminde ülke yeniden inşa sürecine girerek hızlı bir şekilde gelişti. Brüksel’de pek çok kültürel ve bilimsel çalışmalar gerçekleştirildi. Buna karşın 20. yüzyıla gelindiğinde II. Dünya Savaşı, Brüksel’e çok ciddi hasarlar verdi. Savaşın ardından gelişimine kaldığı yerden devam eden Brüksel, Belçika’nın kurucu üyesi olduğu Avrupa Birliği ve NATO’nun fiili başkenti olmuştur.
Brüksel’in en ünlüleri; Grand Place Brüksel’in en ünlü tarihi yerleri arasında ilk sırada yer almaktadır. Bu meydanı ziyaret ettiğinizde şehirdeki en önemli tarihi eserleri, müzeleri ve binaları görme fırsatını yakalayabiliyorsunuz. Atomium ve Manneken Pis isimli çocuk heykeli ise şehrin en ikonik tarihi duraklarındandır.
Brüksel gezi tavsiyesi; Brüksel’in tarihi ve turistik yerlerini görmek için uygun ve esnek seçeneklerin başında Brüksel Hop-On Hop-Off turu gelmektedir. Bu turlara katılarak Brüksel’i kestirmeden ve çok eğlenceli bir şekilde keşfedebilirsiniz. Şehrin en gözde turizm kartı olan Brüksel Kart almayı da ihmal etmeyin. Bu kart ile şehirdeki turistik etkinliklerde birçok avantaj elde edebilir ve daha ekonomik bir Brüksel gezisi gerçekleştirebilirsiniz.
Müzekart; Brüksel’deki müzeleri ve diğer turistik yerleri ziyaret ederken avantajlardan faydalanmak için kullanabileceğiniz en popüler kart Brussels Card’dır. Bu kartla ilgili bilmeniz gerekenler için yazımızın son kısmına göz atabilirsiniz.
Burası neresi? Hollandalı bilim adamı ve ilahiyatçı Erasmus, 1521 senesinde arkadaşı Pieter Wychman’ın Belçika’daki evinde yaklaşık 5 ay boyunca kalmıştır. Her ne kadar kaldığı evin sahibi olmasa da 24 Eylül 1932’de müze haline getirilen ev, Erasmus Evi olarak anılmaya başlanmıştır. Bahçesi ise 1998 senesinde korunacak yerler listesine dahil edilmiştir.
Neden gitmeliyim? Tarihi ev içinde Erasmus’a ait el yazması kitaplar, antika kitaplar, eski mobilyalar gibi önemli tarihi unsurlar sergilenmektedir. Yapı da Brüksel’deki en eski Gotik yapılardan biri olması nedeniyle “Brüksel’in tarihi yerleri nerelerdir?” sorusu için verilmesi gereken cevaplar arasında bulunuyor.
Burası neresi? Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi, dünyanın en büyük ve en iyi sanat koleksiyonlarına sahip altı ayrı müzesini birleştiren, Brüksel müzeleri içinde mutlaka zaman ayılması gereken duraklardan biridir ve içeride 2.000’den fazla sanat eseri bulunmaktadır. Müzedeki eserler 15. yüzyıldan günümüze kadarki zaman dilimine aittir.
Müzeler içinde Antik Sanat Müzesi ve Modern Sanat Müzesi, en fazla beğenilen ve en çok ziyaret edilenlerdir. Constantin Meunier Müzesi ve Antoine Wiertz Müzesi kısmen daha küçüktür ve şehrin başka bir noktasında yer almaktadır. Magritte Müzesi ve Fin-de-Siècle Müzesi ise ana binaya bitişiktir ve bu gruba çok yakın bir zamanda dahil olmuştur.
Neden gitmeliyim? Yeterli zamanınız varsa ya da sağlam bir sanat aşığı iseniz bu müzeler kesinlikle keşfetmeye değer nitelikte. Sahip olduğu koleksiyon bu müzeleri eşsiz kılan özelliklerinin başında geliyor ancak Brüksel’de geçirecek sadece bir hafta sonunuz varsa bu durum, bu müzeleri gezmek için yeterli zamanınız olmadığı anlamına gelmektedir.
Burası neresi? 1923 senesinde açılan müze, üniformalar, silahlar ve ağır makinelerden oluşan muhteşem sergisi ile Belçika’nın 12 asırlık askeri geçmişine ışık tutmaktadır. Müzeye sonradan eklenen 130 uçaklık Hava ve Uzay Salonu ile de ilgi çekmektedir. Müzede aynı zamanda II. Dünya Savaşı başta olmak üzere pek çok tarihi olayın temsili bulunmaktadır. Böylelikle bu güzel müze, dünyanın en etkileyici savaş müzelerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Neden gitmeliyim? Etkileyici bir askeri koleksiyona erişim imkanı sunan müze, yolu Brüksel’e düşenler için gerçekten es geçilmemesi gereken duraklar arasında bulunuyor. Bunun yanı sıra müze içinden çıkılan terasta Brüksel’in çok özel panoramik manzarasını seyretmek de mümkün.
Burası neresi? 1998’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen Grand Place, şüphesiz şehrin bütün geçmişini sunduğu ve meydandaki binaların özgünlüğünü koruduğu için bu listeye girmeye hak kazandı. İlk olarak 12. yüzyılda bir pazar alanı olarak kullanıldı ve yoğun bir ticaret merkezi oldu. Alandaki çoğu yapının geçmişi 17. yüzyılın sonuna tarihlenmektedir. Meydana 7 ana giriş bulunmaktadır.
Meydanda Brüksel Şehir Müzesi ve Brewers Müzesi gibi Brüksel’in tarihi hakkında çok önemli tarihi eserler için ev sahipliği yapan yerler bulunmaktadır. 1402 yılında inşa edilen Eski Belediye Binası, 15. yüzyıldan kalma Kral Evi gibi yapılar ise şehrin en eski mimari yapıları arasında yer almaktadır.
Neden gitmeliyim? Grand Place, günümüzde şehrin ana meydanı olarak görev yapmakta ve insanlar tarafından buluşma noktası olarak değerlendirilmektedir. 17. yüzyılda yeniden inşa edilen meydan günümüze çok fazla değişmeden ulaşmıştır ve farklı mimari tarzları çok başarılı bir şekilde harmanlamıştır. Bu da burasını turistler için tam bir cazibe merkezi yapmakta ve Brüksel’de mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler arasına sokmaktadır. Grand Place’yi ziyaret etmek Brüksel’de ücretsiz yapılabilecek şeyler arasında en cazip seçeneklerin de başında gelmektedir.
Eğer ziyaretini ağustos ayına denk getirme şansınız olursa iki yılda bir gönüllü Belçikalılar tarafından renkli begonviller başta olmak üzere çeşitli bitkilerle gerçekleştirilen çiçek halısı örme etkinliğini görebilirsiniz.
Kaçırmayın! Brüksel’de alışveriş konusunda seçenekler arıyorsanız, özellikle Noel zamanı geliyorsanız, Grand Place’de kurulan birbirinden keyifli tezgahlarda çok özel hediyelik eşyalar bulabilirsiniz. Diğer zamanlarda ise zaman zaman kurulan çiçek pazarları da çok zevkli olabilmektedir.
Burası neresi? Belçika’nın bağımsızlığı ile yakından alakalı olan meydanlardan biri olan meydan Places des Martyrs ya da Martelarenplein olarak bilinmektedir. Burası 18. yüzyılda etrafında neoklasik tarzda inşa edilmiş çeşitli binalarla çevrelenmiş kare bir meydandır.
Şehitler Meydanı, güzel bir şehir meydanı olmasının ötesinde, devrim sırasında pek çok Belçikalıya mezar olmasıyla da önemli bir yere sahiptir ve burada 400’ün üzerinde kişi hayatını kaybetmiştir. Meydanda bu olaya istinaden çeşitli anıt heykeller görülebilmektedir.
Neden gitmeliyim? Bu meydan, Belçika’nın en ünlü alışveriş caddelerinden biri olan Rue Neuve / Nieuwstraat’a çok yakın bir konumda bulunduğundan Brüksel’de alışveriş yapmak için buraya uğrayanlar için mutlaka görülmesi gereken tarihi meydanlardan biridir.
Burası neresi? Grand Place’ten ayrılmadan önce görülmesi gereken tarihi eserler arasında ilk sırada elbette Belediye Binası geliyor. Günümüze kadar birçok kez genişletilen Belediye Binası ilk olarak 1402 senesinde inşa edilmiştir. Her yeni eklemeyle, mimarlar bugün ziyaretçileri memnun eden zarif Gotik tarzı korumayı başarmıştır. Bina, 96 metrelik kulesiyle de dikkat çekmektedir.
Azizleri ve soyluları anan birçok heykelin dış cepheyi süslediği bina, bir sanat galerisini andırıyor. Bu etkileyici bina hala meclis toplantıları ve belediye başkanlarının ofisleri için kullanılmaktadır ancak turistler için ziyarete açık tutulmaktadır. Bina içinde aynı zamanda turizm ofisi de yer almaktadır ve rehberli turlar düzenlenmektedir.
Neden gitmeliyim? Belediye Binası, kuşkusuz Brüksel’deki en ikonik binaların başında geliyor ve şehre gelen herkes için Brüksel’deki en önemli tarihi yerler arasında bulunuyor. Binada gerçekleştirilen rehberli turlar ile Belediye Binası’nın tarihini çok daha yakından tanıyabilirsiniz.
Burası neresi? 18. yüzyılda bir yazlık konut olarak inşa edilen saray, günümüzde Belçika Kraliyet Ailesi tarafından ikametgah adresi olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda yabancı iş adamları ve devlet adamları da bu sarayda ağırlanmaktadır. Avusturyalı Maria Christina ve kocasının olan bina, daha sonra Napolyon Bonapart ve eşi tarafından satın alınarak restore edilmiştir.
Binanın çatısında dalgalanan Belçika Bayrağı hükümdarın varlığını işaret etmektedir ve her gün 14.30’da muhafızların değişim töreni gerçekleştirilmektedir. Warendapark olarak da bilinen Brüksel Parkı’nın hemen yanında yer almaktadır ve bu park da ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
Neden gitmeliyim? Kraliyet ailesine ev sahipliği yapan saray içindeki çeşitli bölümler halk tarafından ziyaret edilebilmektedir. Her yaz halkın ziyaretine açılma geleneğini fırsat bilerek siz de bu eşsiz mimari yapıyı inceleme şansına sahip olabilirsiniz.
Burası neresi? Brüksel şehri, Avrupa‘da barut kullanımından çok önce kurulmuştur ve şehri korumak için kalın duvarlı kulelere ihtiyaç duyulmaktaydı. Kale, 12. yüzyılda şehri korumak için surların bir parçası olarak inşa edilmiştir. 14. yüzyılda yeni surlar inşa edilince sur ve kale esas işlevini yitirmiştir. Dokuz Yıl Savaşları sırasında Fransız orduları, kaleyi ağır bir top ateşine tutmuş ve şehirdeki bina ve kale duvarlarının büyük çoğunluğu yıkılmıştır.
Neden gitmeliyim? 1 Şubat 1973 senesinde resmi bir devlet binası olarak tescillenen Kara Kule, tarihi bir anıt olarak kabul edilmiştir. Oldukça fotojenik olan yapıyı mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz.
Burası neresi? Manneken Pis ile birlikte, Atomium, Brüksel’in en bilinen simgesel yapıları arasında bulunmaktadır ve tramvayla biraz uzun bir yolculuk gerekse de buna değdiğini göreceksiniz. Bina, 165 milyon kat büyütülmüş bir demir molekülünü temsil etmektedir. Yapı, günümüzde yılda 600.000 civarında ziyaretçiyi ağırlamaktadır.
Yapı, 1958 senesinde Brüksel World Exhibition için Mimar Andre Waterkeyn tarafından inşa edilen yapı, çelik ve alüminyumdan 102 metre yüksekliğinde inşa edilmiştir. Esasında geçici bir yapı olması planlanmasına karşın, beklenenden çok fazla popüler olması nedeniyle kalıcı olarak sergilenmesi kararlaştırılmıştır.
Neden gitmeliyim? Günümüzde ziyaretçiler, bilim kurgu tarzındaki iç mekanları keşfetmek için binayı ziyaret edebilirler. Alt kısımdaki küreler, yapının tarihi üzerine kalıcı bir sergiye ev sahipliği yaparken, üst küre şehrin muhteşem manzarasını seyretme imkanı sunmaktadır. Kürelerden biri ise çocuklara özel keyifli bir oyun alanı olarak değerlendirilmektedir. Binadaki sergiler hakkında detaylı bilgi için alt kısımda paylaştığımız web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Burası neresi? Brüksel’de yapılacak en eşsiz şeylerden biri de 1980’li yıllarda keşfedilen bu aktif arkeolojik sit alanını keşfetmek olacaktır. 12. yüzyıldan bu yana bölgede hakimiyet kuran hükümdarlar küçük bir kaleyi, Avrupa’nın en büyük saraylarından biri haline getirmiştir. 1731 senesinde meydana gelen yangında büyük oranda hasar gören sarayın kalıntıları yıkılarak, bölge yeni saray inşası için düzleştirilir. Böylece Coudenberg’in kalıntıları yer altında saklı bir hazine olarak günümüze ulaşır.
Koudenberg Sarayı, eski Brüksel Sarayı’nın mahzenleri ve tünellerinin yanı sıra yüzyıllardır şehrin altında gömülü olan unutulmuş sokakların da ortaya çıkarılması amacıyla kazılmıştır. Kazılar neticesinde kazanılan tarihi kalıntılar temizlenerek turizme kazandırılmıştır. Müze içinde sesli rehberlerin yanı sıra çeşitli kostümlerle ve bulmacalarla çocukları tarih bilimine teşvik eden etkileşimli programlar da yer almaktadır.
Neden gitmeliyim? Alanda son 25 yılda elde edilen kalıntılar Coudenberg Müzesi içinde sergilenmektedir. Kalıcı sergi içinde seramik, cam, metal ve çeşitli küçük boyutlu nesneler görülebilmektedir. Saray kalıntıları içindeki interaktif etkinlikler sayesinde burası çocuklar için de çok ilgi çekici bir ziyaret noktasıdır.
Burası neresi? Belediye Binası’nın hemen önünde Kralın Evi anlamına gelen Maison du Roi bulunuyor. Mimar Pierre-Victor Jamaer tarafından 1875-1895 yılları arasında yapılmıştır. Sizi Orta Çağ’a götüren bina, sivri kemerleri, çeşitli desenlere sahip pencereleri, eğimli ahşap kapısı gibi detayları ile dikkat çekmektedir. Bina, 16. yüzyıldan kalma bir binanın temelleri üzerine inşa edilmiştir.
Bina içinde Brüksel’in geçmişine adanmış “Brüksel Şehir Müzesi” bulunuyor. Bu müze içindeki özellikle ahşap detaylar çok ilgi çekicidir. Odada Kral V. Charles’in bazı eşyaları tasvir edilmektedir. Burada aynı zamanda Orta Çağ’dan kalma çeşitli heykeller sergilenmektedir.
Burası neresi? 1847’de kapılarını açan Aziz Hubert Kraliyet Galerileri, Avrupa’nın en eski alışveriş merkezlerinden biri olmuştur. Neo-rönesans tarzda yapılmış olan bina, Rue du Marché aux Herbes ve Rue Montagne aux Herbes Potagères arasında loş ışıklı bir geçiş sağlamak amacıyla tasarlanmıştır. Süslü dekorasyonu, kemerli pencereleri ve rustik tarzıyla burası alışveriş yapmayı planlamıyor olsanız bile ziyaret etmek için çarpıcı bir yer haline geliyor.
Çarşıda üç adet galeri bulunuyor: Kral Galerisi, Kraliçe Galerisi ve Prens Galerisi. Üçü de uzun ve geniş, yüksek tavanlı olduğundan özellikle yağmurlu bir günde keyfini çıkarmak için oldukça ideal bir ziyaret noktası.
“Herkes için Her şey” anlamına gelen “Omnibus Omnia” sloganıyla açılan dükkanlar sinema, tiyatro, restoranlar, özel butiklere ve ünlü zincir perakendecilere ev sahipliği yapmaktadır. Geçmişte ziyaretçilerden 25 Cent giriş ücreti alınırken günümüzde giriş için bu ücreti ödemek zorunda değilsiniz.
Neden gitmeliyim? Otantik dükkanlarla kaplı, loş ışıklarla hoş bir atmosferin oluşturulduğu bir çarşıda alışveriş yapmak ve zaman geçirmek istiyorsanız, Aziz Hubert Kraliyet Galerileri, Brüksel’deki mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler arasında bulunuyor.
Burası neresi? Brüksel’in küçük sokaklarında yürürken, ziyaretçiler mutlaka bu küçük çocuk heykelini er ya da geç görecektir. Çok sayıda turistin olduğu bir kalabalık görürseniz hedefinize yaklaştınız demektir. Heykelin kökeni hakkında tam bir bilgiye ulaşmak mümkün olmamıştır.
Mevcut heykel 1619 senesinde Jerome Duquesnoy tarafından yapılmıştır. Bu minik heykel 18. yüzyılda iki kez çalınmış ve 19. yüzyıldan bu yana aralıksız bir şekilde işemeye devam etmektedir. Heykelcik, şehirde gerçekleştirilen büyük kutlamalar, etkinlikler ve festivallerde kostüm giymesiyle ünlüdür.
Neden gitmeliyim? Brüksel’in simge yapılarından biri olarak kabul edilmektedir ve Belçika’nın tuhaf mizah anlayışını zeki bir şekilde sembolize etmektedir.
Burası neresi? Bu Gotik tarzdaki Roma Katolik Kilisesi, Treurenberg Tepesi’nde yer almaktadır ve ziyaretçilerine Brüksel’in muhteşem manzarasını sunmaktadır. Resmi olarak “Brüksel Katedrali” olarak bilinmektedir. İlk olarak 12. yüzyılda yapımına başlanan katedralin tamamlanması 15. yüzyılı bulmuştur. 1983 ile 1989 yılları arasında ibadethane, büyük bir restorasyondan geçmiştir.
Katedralin tonozlu iç mekanı ve renkli vitray pencereleri oldukça ilgi çekicidir. Katedralin ikiz kuleleri 69 metre yüksekliğindedir. İç kısmı ise 108 metreye 50 metre boyutlarındadır. Yapı, yüzyıllar öncesinde inşa edilmiş olmasına karşın 1962 senesinde katedral statüsünü kazanmıştır.
Neden gitmeliyim? Aziz Michael ve Aziz Guruda Katedrali, Belçika’daki ana katolik kilisesi statüsü verilen Brüksel’deki önemli tarihi yerler arasında bulunmaktadır. Şehir merkezine yakın bir konumda bulunması ise burasını ziyaret etmeyi kolaylaştırmaktadır.
Burası neresi? Art Deco tarzında inşa edilen Sacred Heart Bazilikası, 89 metre yüksekliği ve 167 metre uzunluğuyla dünyanın beşinci en büyük kilisesi unvanına sahiptir. Brüksel’in eteklerinde, Koekelberg semtinde bulunan bazilika, 20. yüzyıldan kalma büyük bir şaheserdir. Kilise bir ibadethane olmasının yanı sıra ulusal kutlamalara ev sahipliği yapması nedeniyle de ayrı bir öneme sahiptir.
Kilise, Belçika’nın bağımsızlığının 75. yılı şerefine inşa edilmiştir. Kral II. Leopold döneminde, 1905 senesinde kilisenin temelleri atılmıştır ancak I. ve II. Dünya Savaşları sebebiyle ancak 1971 senesinde tamamlanabilmiştir. Oldukça etkileyici bir kilise olmasına karşın şehrin biraz dışında kalması, bu kilisenin Brüksel Katedrali’nin gölgesinde kalmasına neden olmuştur.
Ziyaret edenlerin ilgisini ilk çeken şey, kilisenin kırmızı renkli pişmiş toprak taşlarıyla tezat oluşturan devasa yeşil renkli kubbesi olmaktadır. Bir diğer dikkat çekici şey ise Brüksel’in en güzel manzaralarından birine sahip olmasıdır. Bu manzarayı görmek için bazilikanın gözlem güvertesine kadar yürüyebilirsiniz. Yürüyüşün ardından şehrin 180 derecelik muhteşem manzarasını 53 metre yükseklikten seyretme şansına sahip olabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Özellikle şehrin muhteşem manzarasını seyretmek ve dış mimarisindeki zıt renklerle elde edilen harika görüntüyü seyre dalmak için bu muhteşem eseri mutlaka Brüksel’de gezilecek yerler listenize dahil etmenizi öneriyoruz.
Burası neresi? Gotik tarzda bir katedral olarak inşa edilen bu yapı, Orta Çağ’dan bu yana Hristiyanlar için önemli bir ziyaret noktası olmuştur. Brüksel kiliseleri içinde sıklıkla ziyaret edilen bir yer olan Eglise Notre Dame Du Sablon, 15. yüzyılda inşa edilmiştir ancak öncesinde bulunduğu yerde 1304 senesinde inşa edilmiş olan küçük bir şapel bulunmaktaydı.
Kilisenin içi incelendiğinde sade olmasına karşın oldukça güzel bir yapıyla karşılaşıyorsunuz. Orta nefte, her biri 15 metre uzunluğunda tasarlanmış olan vitray pencereler sayesinde kilisenin içi doğal ışıklarla aydınlatılmıştır. Sunak ve minberdeki süslü ahşap oymalar ise 19. yüzyılın önemli ressamlarından olan Auguste Schoy’a aittir.
Neden gitmeliyim? Belçika’nın başkentindeki en özel tapınakları keşfetmek istiyorsanız burası, şehrin en iyileri arasında bulunmaktadır.
Burası neresi? 1200’de burada Sistersiyen rahibeleri bir manastır kurdular. Bu manastır 16. yüzyılda yıkılmış ancak daha sonra yeniden inşa edilmiştir. Şu anda güzel Fransız bahçelerinin içinde yer alan manastır, Ulusal Coğrafya Enstitüsü ve bir sanat okuluna ev sahipliği yapmaktadır. Bahçeler şu anda 100 hektarlık bir alanı kaplamaktadır.
Bahçe içindeki 14. yüzyıldan kalma manastır kilisesi, Barok tonozlu, ince ve zarif bir yapı olarak ziyaretçileri karşılamaktadır. Kilise içinde Albert Boust’un bir tablosu ve 13. yüzyılda Brüksel piskoposluğu yapmış olan Aziz Boniface’nin anıt mezarı bulunmaktadır.
Burası neresi? Laeken Kalesi’ne fazla yaklaşılmasına müsaade edilmez ancak her bahar üç hafta boyunca Laeken Kraliyet Seraları halka açıldığından buranın tadını çıkarabilirsiniz. Seralar Kral II. Kral Leopold zamanında, 1873 senesinde ünlü mimar Alphonse Balat, burasını klasik bir tarzda tasarlayarak saraya dair her şey gibi görkemli bir yapının ortaya çıkmasını sağlamıştır.
6 dönümlük bir araziyi kaplayan seralar arasında “Demir Kilise” isimli bir de şapel bulunmaktadır. Bu güzel seraları görebilmek için hemen alt kısımda paylaştığımız ziyaret saatlerini dikkat etmenizde fayda var çünkü çok kısıtlı bir zaman diliminde ziyarete açılmaktadır.
Neden gitmeliyim? Seralar içinde çok nadide çiçek ve bitki türleri bulunmaktadır. Bu da bu seraları şehrin en özel yerlerinden biri haline getirmektedir.
Burası neresi? Mont des Art Bahçeleri, Place Royale ile Place de l’Albertine arasındaki yüksek bölgede 1956 ile 1958 yılları arasında inşa edilmiştir. Meydandan aşağıya doğru çok güzel bir görünüme sahip olan bu tarihi bahçe, çok uzun zamanlar geçirmek için olmasa da turistlerin mutlaka görmek isteyeceği güzellikler arasında bulunuyor.
Bahçelerin bulunduğu konumun önemli bir özelliği şehirdeki alt kesimle üst kesimin birleştiği kuzey-güney ekseninde yer almasıdır ve 300 metrelik bir yarıçapa sahip bir alanda kurulmuştur. Bahçeye dair fikir ilk olarak Kral II. Leopold tarafından ortaya atılmıştır. Kendisi Kraliyet Sarayı’nı çevreleyecek büyük bir bahçe hayal etmekteydi ve bu fikri 1910 senesinde gerçekleştirilen fuarla birlikte filizlenmeye başladı. Buna karşın ekonomik sıkıntılar nedeniyle bahçelerin tamamlanması yaklaşık 50 sonra gerçekleşmiştir.
Neden gitmeliyim? Çevresinde bulunan pek çok tarihi bina ve müze ile bu bahçe, turistler için çok iyi bir merkez oluşturmaktadır. Yani sırtınızı Mont des Arts Bahçeleri’ne verdiğinizde şehirdeki birçok güzel noktayı kolaylıkla görebiliyorsunuz.
Burası neresi? Bu tarihi park, 1880 senesinde, Kral II. Leopold tarafınan Belçika’nın bağımsızlığının 50. yılını kutlamak için yapılmıştır. Parkın en önemli parçası, anıtsal bir yapı olan Palais du Cinquantenaire’dir. İki kanadı 1905 senesinde Fransız mimar Charles Girault tarafından tasarlanmış büyük bir zafer takı ile birbirine bağlanmaktadır.
Park, Brüksel’de görülmesi gereken en önemli müzeler arasında bulunan iki müzeye ev sahipliği yapmaktadır:
Belçika Askeri Tarih Müzesi dünyadan ve Belçika’dan toplanan çok önemli arkeolojik objelerin yanı sıra, dünyanın en geniş goblen koleksiyonlarından birine de sahiptir.
Kraliyet Sanat ve Tarih Müzesi askeri teknolojinin gelişimi ve Belçika’nın askeri tarihine geniş bir bakış açısıyla bakma imkanı sunmaktadır.
Nasıl temin edilir? Brüksel Kartı temin etmek için birçok nokta bulunuyor: Kartın geçerli olduğu müzelerin gişelerinden, visit.brussels ofislerinden, turizm ofislerinden ve online olarak temin edilebilir.
Ne kadar süre geçerli? Brüksel Kartı’nde yer alan bütün avantajlar 24, 48 veya 72 saat boyunca geçerli olmaktadır. İlk kullanımdan itibaren süre başlamaktadır. Kart üzerindeki barkodu okutarak kartınızı kullanabilirsiniz. Planınızı yaparken pazartesi günleri büyük müzelerin büyük çoğunluğunun kapalı olduğunu unutmayın. Toplu taşımadan faydalanmak için öncelikle Eventpass sahibi olmanız gerekiyor.
Ücreti nedir? Ücret bilgilerini sizin için aşağıda listeledik;
Avantajları nelerdir? Şehir kartının avantajlarını kısaca şu şekilde sıralayabiliriz;
Brüksel tarihi yerler listemizle siz de şehrin geçmişine çok keyifli bir yolculuk yapabilirsiniz. Yazımızda olmasın istediğiniz noktalar varsa bunları bizimle yorum kısmından paylaşarak yazımızı geliştirmemize yardımcı olabilirsiniz.
Hamburg Nerede? Hamburg, Avrupa’nın Almanya şehrinde bulunmaktadır. Ülkenin Berlin’den sonra ikinci büyük şehridir. Hamburg Hakkında: Almanya’nın…
İstanbul’un Anadolu yakası Karadeniz kıyısında bulunan Şile, şehir merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’un en…
Tiran Nerede? Hangi Ülkede? Tiran, Balkanlar’da bulunan Arnavutluk’un başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Arnavutluk…
Arnavutluk'un başkenti Tiran'ı ziyaret ettiğinizde, yoğun kargaşa yaşayan bir ülkenin geçmişini ve bugününü keşfedeceksiniz. Gelin…
Bir peri masalı için adeta bir fon gibi duran romantik ve ilham verici bir şehirden…
Napoli nerede? & Hangi ülkede? İtalya Yarımadası'nın batı kıyısında Roma'nın 120 mil güneydoğusunda bulunan Napoli,…