Doğu Avrupa’nın sevilen ülkelerinden biri olan Moldova, 1991 yılında SSCB’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanarak Moldova Cumhuriyeti ismiyle anılmaya başlamıştır.
Avrupa’nın en fakir ülkelerinden biri olarak kabul edilen Moldova’nın halkı oldukça misafirperver ve dost canlısı tutumlarıyla ülkeye giden turistleri hoş karşılar. 2. Dünya Savaşı’nda büyük hasar gören ülkenin katedralleri, müzeleri ve heykelleri hala iyi durumdadır. Ukrayna ile Romanya arasında köprü görevi gören Moldova’nın Gezilecek Yerleri de çeşitlilik göstermektedir.
Gelin birlikte Balkanlar’ın güneyinde kalan karalarla çevrili bu ülkenin, gezip görebileceğiniz yerlerini inceleyelim;
Kişinev Su Kulesi
Günümüzde müze olarak hizmet veren Kişinev’in Su Kulesi, 1892 yılında Alexander Bernardazzi tarafından yaptırılmıştır. Bodoni Caddesi üzerinde yer alan kule, en alt katından en üst katına kadar ülkenin ve şehrin tarihinden simgeleri sizlere sunacaktır.
Geçmişte Kişinev’in ana su dağıtım kulesi olarak işlev gören müze şimdilerde turistlerin sıklıkla uğradığı önemli bir yapıdır.
Ulusal Tarih Müzesi
Ülkenin en eski müzelerinden biri olan Ulusal Tarih Müzesi, Moldova’nın kültür ve tarihini tanıma da akla gelecek ilk adreslerden biri. 2. Dünya savaşından günümüze ve daha eski dönemlere ülke hakkında kapsamlı tarihi bilgileri bulabileceğiniz müzenin, hafta içi her gün açık olduğu bilgisini de verelim.
Stefan Cel Mare Anıtı
Türk akınlarına karşı verdiği mücadele de ülkesine katkılarından dolayı Kişinev’in merkezinde büyük bir heykeli yaptırılan 3. Stephen, 15. yüzyıl savaşlarında şöhret elde etmiş, ülkenin önemli isimlerinden biridir.
Anıtın olduğu bölgede 7 hektarlık alana yayılmış bir park; dut, akasya ve ıhlamur olmak üzere 50 çeşitten fazla da 1800’lü yıllardan kalma ağaç yer alır. Paktın olduğu alanda hem kısa bir fotoğraf molası verebilir hem de küçük çaplı bir piknik yapabilirsiniz. 🙂
Nativity Katedrali
Başkent Kişinev’in en güzel mimari örneklerini görebileceğiniz Nativity Katedrali, bir Rus Ortodoks kilisesidir. Neo klasik mimarinin motiflerini göreceğiniz dini yapı, ülkeye gelen turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği noktaların başında yer alır. 1997 yılında restore edilmesine rağmen orijinalliğinden bir şey kaybetmemesi de Nativity Katedrali’ni önemli kılan etkenlerden bir diğeridir.
Botanik Bahçe
1950 yılında Moldova Bilimler Akademisi tarafından kurulan Botanik Bahçe, 76 hektarlık alanı ile yaklaşık 10 bin yeşil bitki türüne ve çiçek çeşitlerine ev sahipliği yapmaktadır. Şehirden uzaklaşıp doğa ile iç içe bir gün geçirmek isteyenler için akla gelecek ilk adres diyebiliriz. 🙂
Old Orhei
Moldova Cumhuriyeti’nin cennetten bir köşesi olarak tanımlayabileceğimiz Old Orhei, doğa severler için biçilmiş kaftan.. Biraz yürüyüş, biraz tırmanış biraz da tarihten dem vurmak isteyenler için Old Orhei en doğru adres.
İçerisinde bir manastır, bir Türk hamamı bir adette Arkeoloji müzesi yer alan alanda dilerseniz piknik yapabilir, dilerseniz de heyecan verici bir gün geçirebilirsiniz. 🙂
Holly Gates
19. yüzyılda 1. Zaushkevich tarafından inşa ettirilen Holly Gates Anıtı, beyaz renkli taşlardan oluşan dört dikilitaşa sahiptir. Zamanında Osmanlıların buraya bıraktığı topları yeniden dökerek şehre bir çan yapma amacıyla yaptırıldığı söylenen anıt, Kişinev’in en önemli simgesi haline gelmiştir.
Puşkin Müzesi
Rusya’nın dünyaca ünlü şairi Alexander Puşkin’in yazlık evi olarak bilinen bu yapıda Puşkin, 1820 – 1823 yılları arasında sürgün dönemini yaşamış ve pek çok şiiri ile kitabını burada kaleme aldığı söylenmiştir.
Yazı masası ve Byron portresinin de yer aldığı ev, 1948 yılında müzeye çevrilerek edebiyat tutkunlarına hizmet vermeye başlamıştır. 1982 yılında ise küçük bir restore çalışmasının ardından yeniden ziyarete açılmıştır. Rus edebiyatının dev sanatçılarından biri olan Puşkin’in evi, şehrin mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerinden biridir bize göre.. 🙂
Capriana Manastırı
Moldova’nın en zevkli mimariye sahip yapılarından biri olan Capriana Manastırı, görenleri kendine hayran bırakan ihtişamıyla, Kişinev’in yukarılarında yer alan tepede, büyük bir alan üzerinde kuruludur. 1903 yılında yaptırılan manastıra, Moldovo’ya gelen turistlerin yoğun ilgi gösterdiği de gelen bilgiler arasında. Bol oksijenli atmosferi için bile ziyaret etmeye değer bizce 🙂
Bender Kalesi
Moldova’nın kuzeyinde Turla Nehri’nin batısında yer alan Bender Kalesi, Osmanlı’nın ülkedeki son sınır kalesi olarak bilinir. Kalenin kitabesinin 1538 yılına ait olduğu bilgisini de verelim.
Osmanlı döneminde kalenin yer aldığı Bender’de dört Müslüman, yedi Gayrimüslim Mahallesi, bin beş yüzden fazla ev ve iki yüz civarında da dükkan yer alıyormuş.
Etnografya ve Doğa Tarihi Müzesi
1889 yılında Baron Stuart tarafından kurulan Etnografya ve Doğa Tarihi Müzesi, Moldova’nın en eski müzesi olarak bilinir. İki bölümden oluşan müzenin birinci bölümünde; bitki varlığı sergilenirken, ikinci bölümünde Moldova toprakları üzerinde yaşayan insanların gelenekleri ve kültürel değerleri kullandığı eşyalar, giysiler ve araç gereçler aracılığıyla gösterilmeye çalışılır.
Aynı zamanda müzede bir asırdır var olan bir botanik bahçesi ve dinazor iskeleti de yer almaktadır. Daha ne olsun bir an önce ziyaret etmeli. 🙂
Moldova’ya ilk kez seyahat edecekseniz, ”Nasıl gitmeliyim?, Hangi Hava Yolunu Seçmeliyim? ve En Uygun Uçak Biletini Nereden Bulabilirim? ‘‘ gibi pek çok soru kafanızı karıştıracaktır. 🙂
*Moldova’nın Diğer Şehirleri için..
Seyahat için karar verdiyseniz, Moldova’ya giden tüm hava yolu firmalarının uçak biletlerine buradan ulaşabilirsiniz. Sizler için ayın hangi günlerinde Moldova’ya uçaklar daha uygun biz çoktan listeledik.